25 Kasım 2014 Salı

“HİKAYESİ TADINDA YEMEKLER” KİTABINI KANYON’DA LEZZETSEVERLERE İMZALADI

 
YAĞIZ İZGÜL KANYON'DA KİTABINI İMZALADI



Yağız İzgül "Hikayesi Tadında Yemekler" kitabını Kanyon'da lezzetseverler için imzaladı.Silverline Ankastre 'nin Ünlü şef Yağız İzgül'ün moderatörlüğünde hazırladığı ve içerisinde  tariflerin yanısıra İzgül'ün hayata dair yazdığı kısa hikayelerinin de yer aldığı kitap oldukça yoğun ilgi görüyor... Silverline Ankastre'nin İstanbul Kanyon Alışveriş Merkezi'nde düzenlediği imza gününde hem Yağız İzgül hayranları  hem de kitaba ulaşmak isteyenler soğuk havaya rağmen uzun kuyruklar oluşturdu... Sıcak sohbetlerin yer aldığı etkinlikte her yaştan insan İzgül ile tanışmak için sıraya girdi...


Silverline 20. yılında kullanıcısına özel bir hediye...
Şeflerin Düellosu yarışma programında yaptığı jüri üyeliği ile tanınan ünlü şef Yağız İzgül'ün moderatörlüğünde hazırlanan "Hikayesi Tadında Yemekler" , klasik bir yemek kitabından çok öte... Birebir uygulanabilir lezzetli tariflerin yanı sıra Yağız İzgül'ün mutfağa ve hayata dair yazdığı kısa hikayeler, kitabı sıradanlıktan çıkarıyor... Kırmızı etten, balığa, tavuktan, sebze yemeğine, ekmekten, makarnaya 50 özel tarifin yer aldığı kitapta önemli ipuçları ve tüyolar da yer alıyor... Mutfakta zaman geçirmekten hoşlanan Silverline kullanıcılarının keyifle okuyacağı ve içindeki tarifleri kolaylıkla deneyimleyeceği "Hikayesi Tadında Yemekler" kitabı , Kasım ayı sonuna kadar Silverline Ankastre'nin online satış mağazası www.silverlinemagaza.com üzerinden BO6212X01 fırın modelinden satın alan herkese hediye ediliyor.

RICHMOND NUA WELLNESS-SPA,ÜLKE ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ


Dünyanın en değerli Spa platformlarından Spafinder,Spafinder Wellness Travel Awards 2014 ödüllerini açıkladı.Spafinder Wellness Seyahat Ödülleri’nde Türkiye adına Ülke Ödülü’ne layık görüldü.Dünyanın en etkili Spa otoritelerinin bir araya gelerek kurduğu ayrıcalıklı destinasyon sitesi Spafinder, her yıl olduğu gibi bu yıl da tüm dünyadaki başarılı Spa’ları bir çok kategoride değerlendirerek ödüllendirdi. Richmond Nua Wellness-Spa, Spafinder Wellness Seyahat Ödülleri’nde Türkiye adına Ülke Ödülü'nün sahibi oldu.


Richmond International Kreatif Direktörü Belgin Aksoy “Dinlenmeyi sağlık ve huzur ritüeline dönüştürmenin yanı sıra Türkiye’de “iyi yaşam” kavramının geliştiricisi olmaya devam ediyoruz. Aldığımız bu prestijli ödül Richmond Nua ailesi olarak bizleri gururlandırırken, yeni başarılara imza atmak için motive ediyor.” dedi.Richmond Nua, geçtiğimiz yıl da Spafinder ödüllerinde 2013 “Best In Turkey” (Türkiye’nin en iyi Spa oteli) ve “Best for Romance” (Dünyanın en iyi romantik otellerinden biri)ödülü ile onurlandırılmıştı.


Wellness ve Spa otoritesi olarak 25 yıldan fazla tecrübesiyle iyi yaşamla ilgili ürün ve hizmetlerle endüstriye, iş ortaklarına, tüketicilere ve çalışanlara öncülük eden Spafinder Wellness Ödülleri, endüstri içerisindeki en büyük platformdur. Ayrıca tüm dünyadaki Spa tutkunlarının, 5 farklı kıtaya ayrılmış, yüzlerce elit Spa arasından seçim yapma şansını bulabildiği bir kaynaktır.

Kimler seçiyor ? En saygın wellness ve Spa ödüllerinden Spafinder Wellness Ödülleri, son üç sene içerisinde dünya üzerindeki Spa’ları bizzat ziyaret ederek deneyimleyen takipçilerin oylarıyla seçiliyor. www.spafinder.com Türkiye’nin bol ödüllü ilk ve tek “Destinasyon Spa” oteli Richmond Nua, Sapanca Gölü’nün yemyeşil ormanla kesiştiği noktada büyülü ambiyansıyla ruhsal ve bedensel dinginlik ve huzurun adresidir.

ACQUERLLO DÜNYANIN EN İYİ 20 OTEL RESTORANINDAN BİRİ SEÇİLDİ



St. Regis Venice, San Clemente Palace’ın İddialı Restoranı Acquerello, Dünyanın En İyi 20 Otel Restoranından Biri Seçildi.Dünyanın En İyi 20 Otel Restoranı İngiliz Telegraph Gazetesi tarafından açıklandı! Listede, Uyar ailesine ait Permak Grubu’nun sahip olduğu St Regis Venice, San Clemente Palace otelinde bulunan Acquerello Restaurant da bulunuyor! Dünyanın dört bir yanından en iyi restoranların yarıştığı listeye, Venedik’ten ilk 20’ye adını yazdıran tek restoran Acquerello oldu.


Amerikan yemek enstitüsü Daily Meal’ın, önde gelen restoran eleştirmenleri, gurmeler ve gazetecilerin gerçekleştirdiği analizler sonucu oluşturduğu ve dünyanın en iyi otel restoranlarını belirlediği merakla beklenen listesi açıklandı.  Dünyanın dört bir yanından restoranların girmek için yarıştığı “Dünyanın En İyi Otel Restoranları Listesi”, unutulmaz ve eşsiz bir yemek deneyimi vaat eden restoranları içeriyor.  

‎Hizmete girdiği ilk yılında, “Dünyanın En İyi Otel Restoranları” listesinde ilk 20’ye girmeyi başaran Acquerello, St. Regis Venice, San Clemente Palace otelinin içinde yer alıyor. Deniz mahsullerine odaklanan restoranda, Chef Roberto Dal Seno tarafından özenle hazırlanan yemekler, deniz kıyısında San Marco Meydanı manzaralı görkemli bir terasta servis ediliyor. Restoran, otel müşterilerinin yanı sıra, dışarıdan sınırlı sayıda rezervasyon kabul ediyor. Acquerello aynı zamanda limitli sayıda üretilen çok özel şarapların yer aldığı bir mahzene sahip.


Permak Grubu geçtiğimiz yıl İtalya’nın en değerli gayrimenkulleri arasında gösterilen Venedik’in merkezinde yer alan San Clemente adasını satın alarak, adanın içinde  St. Regis Oteli’ni hizmete açtı. Otel, çok kısa bir sürede dünya jet set ve starlarının uğrak yeri haline geldi. Permak Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emir Uyar, Türk bayrağını İtalya’da, bu kadar önemli bir lokasyonda dalgalandırmanın gururunu yaşadıklarını belirtti.

Dünyanın En İyi Otel Restoranları Listesi'ne aşağıdaki link'ten ulaşabilirsiniz :
http://www.telegraph.co.uk/luxury/travel/51194/the-worlds-best-hotel-restaurants.html



LEZZET FESTİVALİ RENAISSANCE ISTANBUL BOSPHORUS HOTEL’DE!



Renaissance Istanbul Bosphorus Hotel Kasım ve Aralık ayları süresince devam edecek lezzet festivali ile Türkiye’nin en özel tatlarını misafirlerle buluşturuyor. Türkiye’nin 7 bölgesinden gelen birbirinden leziz tatlar, Renaissance Otel’in deneyimli şefleri tarafından yeniden yorumlanarak farklı sunumlar eşliğinde misafirlerin beğenisine sunulacak. Şalgam dolması, etli firik pilavı, kazan usulü ciğer kebabı gibi özgün lezzetlerin yanı sıra Ankara tava, Beykoz kebabı, Çökertme kebabı gibi klasikleşen lezzetlerden her damak zevkine hitap eden bir tat bulmak mümkün.


Her Hafta Bir Bölge, Yedi Farklı Lezzet
Hem unutulmaya yüz tutan yemekleri tekrar hatırlamak, hem de gizli kalmış lezzetleri keşfetmek için enfes öneriler sunan Otel’de yemekler büyüleyici Boğaz ve Tarihi Yarımada manzarasına sahip 212 Restaurant’ta servis ediliyor. Yöresel tatları yaratıcı yorumlarla misafirlere sunan Otel her hafta bir bölgeye ev sahipliği yapacak. Dört farklı başlangıç, bir ara sıcak ve bir ana yemekten oluşan bu özel menül alkolsüz meşrubat dahil kişi başı 165 TL.


Renaissance Istanbul Bosphorus’un bu özel menülerini deneyimlemek için 0212 340 70 00 numaralı telefondan rezervasyon yapılabiliyor.

24 Kasım 2014 Pazartesi

SETUR 2015 ERKEN REZERVASYONDA % 45 ‘E VARAN İNDİRİMLER SUNUYOR


Setur Turizm Müdürü Oktay TEMELLER, Erken Rezervasyon Avantajlarını Değerlendirdi.
Kaliteli hizmet anlayışı, sunduğu avantajlar ve müşteri memnuniyetiyle yıllardır fark yaratan Setur, 2015 erken rezervasyon döneminde sunduğu kampanyalarla tatilcilere eşsiz bir tatilin kapılarını aralıyor.

 Setur Turizm Müdürü Oktay TEMELLER, 24 Kasım itibariyle en seçkin yurtiçi otellerde % 45’e varan indirimlerle satışlara başladıklarını; ne kadar erken rezervasyon yapılırsa o kadar avantajlı olacağını belirtti. Hem otel hem de uçak için hızlı davranılması gerektiğini dile getirerek, seyahatseverlere dönemlere göre azalarak devam edecek indirimlerden en yüksek faydayı sağlayabilmeleri için erken karar vermelerini önerdi.

Erken rezervasyonun en büyük artısı;tatilin normal fiyatlarından çok daha uygun ücrete alınabilmesi ve taksit seçenekleri ile ödeme kolaylığı sağlanması. Ayrıca, hem bütçe hem de zaman planlamasını sağlayan fırsatlar, dilenen yer ve kategorideki oda bulma sıkıntısını da ortadan kaldırıyor.
Erken Rezervasyon Fırsatlarında Her şey Tatilciler için Düşünülmüş…

2015’de toplam bireysel yurtiçi tatil rezervasyonlarının % 40’ının erken rezervasyon döneminde gerçekleşmesini öngördüklerini dile getiren TEMELLER,Setur’un24 Kasım itibariyle en seçkin otellerde % 45’e varan indirimlerle satışlara başladığını ifade ederken;erken rezervasyon yaptıranların yer problemi yaşamayacağını vurguladı.

Setur’la erken rezervasyon döneminde yapılanyurtiçi otel rezervasyonları,ekstra % 1 gibi sembolik bir poliçe ücreti karşılığında sigortalatılabiliyor ve hiçbir mazeret bildirmeksizin konaklama gününe son 72 saat kalaya kadar iptal edilip yapılan ödeme geri alınabiliyor.

Her Geçen Yıl Erken Rezervasyona Talep Artıyor!
Yerli ve yabancı turistlerin erken rezervasyona ilgisini değerlendiren OktayTEMELLER;yerli turistlerinerken rezervasyona her geçen yıl ilgisinin arttığını ve artık Avrupalılar ile aynı koşullarda tatil yapabildiklerini belirtti. Yaz sezonu rezervasyonlarının %50’sinin erken rezervasyon döneminde gerçekleştiğini söyleyen TEMELLER; otellerin önceliğinin mümkün olduğunca erkenden oteli doldurmak ve boş kalan yerlere daha doğru aksiyonlar almak olduğunu söylerken; yerli turistler için en çok tercih edilen noktaların ise Bodrum, Belek, Kemer, Çeşme ve Marmaris olduğunu dile getirdi.
SETUR HAKKINDA

1965 yılında Koç Holding şirketlerinden biri olarak kurulmuş olan SETUR ile ilgili bilgiler:
SETUR’un turizm alanındaverdiği hizmetler; yurt içi ve yurt dışına dönük tur operatörlüğü, IATA uçak bileti satışı, kongre ve seminer organizasyonları, incoming ve outgoing ve yurt dışı eğitim alanları çatısı altında toplanmıştır.

bookinturkey.com  13 yıldır online otel, tur, uçak bileti rezervasyonları, araba kiralama, marina, gulet kiralama hizmetlerinin yanı sıra geniş içeriği ile bir turizm rehberi niteliği taşımaktadır.Geliştirdiği online ve gerçek zamanlı rezervasyon sistemiyle Türkiye'de bir ilki gerçekleştiren  bookinturkey.com, yenilenen web sitesi ve yeni karakteri BUKİ ile hizmet vermeye devam etmektedir.
2012 Temmuz ayında hayata geçen SEDVENTURE markası,  SETUR ailesinin en yeni üyesi. SEDVENTURE,  vahşi yaşam fotoğrafçısı Süha DERBENT’in danışmanlığında kişilere özel programlar ile ekolojik ve alternatif turizme ilgi duyanlara seyahat ve fotoğraf turları düzenlemektedir.

SETUR DUTY FREE tüm yurda yayılan havalimanları, kara sınır kapıları ve deniz limanlarında 15.000 m²’yi aşkın 23 lokasyonda bulunan 38 mağazası ile gümrüksüz satış mağazaları işletmeciliği SETUR yıllık cirosunun önemli bir payını oluşturmaktadır.

SETUR MARINAS, SETUR ailesinin önemli markalarından biridir. Marina işletmeciliğinde Akdeniz çanağının ve Türkiye’nin en büyük zinciri konumunda olan SETURMarinaları; Kalamış-Fenerbahçe, Yalova, Ayvalık, Çeşme, Kuşadası, Marmaris, Kaş, Finike, Antalya ve Midilli olmak üzere toplam 10 marinası ve 5 binden fazla yat bağlama kapasitesi bulunmaktadır.

1990 yılında kurulan SETAIR ise özel havacılık faaliyetlerini sürdürmektedir. SETAIR filosunda 14 yolcu kapasiteli 2 adet Falcon 900 LX tipi jet ve12 yolcu kapasiteli Challenger 605 tipi jet, 9 yolcu kapasiteli 2 adet Agusta Westland 139 tipi helikopter ve 8 yolcu kapasiteli Cessna Grand Caravan tipi deniz uçağı bulunmaktadır.


Malezya’nın Renkleri

İkinci kez geçtiğim Malezya’da;  başkent Kuala Lumpur, Kamerun bölgesi, Pening, Sabah, Sarawak, adalar ve öteki yaşam ve turistik alanlarında; Pasifik renklerinin gizemli kuytusunda, zikir eder gibi dans etmenin dayanılmaz hafifliğini yaşadım... 54 ülkeden pek çok konuğun davet edildiği, 10 günlük Malezya gezisine; Renklerin keşfi de denebilir...

Sarawak’ta bulunan UNESCO korumasındaki Semenggoh Doğal Yaşam  Merkezi’nin girişinde; “Selamat Datang!” “Hoş Geldiniz!” diye sizi güler yüzle karşılayan papağanla konuşmayı unutmayın. Ya da, akşam sofrasında hareketli görüntüler sunan Aborjinler, Kelle Avcıları, Malaylar, Hindular ve Çinliler başta olmak üzere, onlarca etnik farklılıklara ve Müslüman, Hindu, Budist ve Hıristiyan gibi dinlere inanan Malezyalılar; çok renkli ve zengin etnik farklılıklarına karşın; birlikte yaşama kültürünün barış, huzur ve sevgi içinde mucizevi örneğini sergiliyorlar... Malezya; her yıl yüz binlerce turist çeken nefes kesici deniz ve tropikal yeşilliklerle süslü orman ve deniz manzaralarına sahip ilginç bir ülke.  Özellikle büyük bir alanı Endenozya toprağı olan Borneo Adası’nda yer alan, Malezya’ya bağlı Sabah ve Sarawak Özerk Bölgesi’inde var olan ve Malezya’nın renkleri olarak algılanan yabanıl yaşam ve ilkel kabile kültürleri ise, tam bir turizm potansiyeli olarak; papağan ve orangutanlarla şarkı söyleyen, Aborjin ve Kelle avcılarıyla dans eden yeni konuklarına hizmet veriyor. UNESCO korumasında bulunan, tropikal iklimin beslediği bereketli toprakları, doğal yaşam alanı seçen pek çok endemik flora ve faunaların da korunduğu bir açık hava müzesidir bu cennet topraklar…

4 eyalet, 13 bölge ve 1007 adadan oluşan Malezya’nın kuzeyinde Tayland, Vietnam ve Filipinler, güneyinde Singapur ve Endonezya, batısında Hint Okyanusu ve doğusunda Pasifik Okyanusu bulunmaktadır. THY farkı ile 11 saat süren uçak yolculuğumuzun ardından, yeryüzü cennetine ayak basmanın huzur, güven ve mutluluğunu yaşamak bir ayrıcalık olsa gerek...

Malezya’da, ilk çağlarda oluşan ve 130 milyon yıl boyunca balta girmeyen yağmur ormanları, çok sayıda bitki ve yabanıl hayvana ev sahipliği yapıyor. Malezya yarımadasının hem doğu, hem de batı sahilleri ile Bordeo Adası’nda bulunan Sabah ve Sarawak Eyaletleri, uçsuz bucaksız kumsallara sahiptir. Tüm bunların yanı sıra, başta başkent Kuala Lumpur olmak üzere, şehirlerde modern teknolojinin izlerini ve Monoray denilen hızlı tren, ileri telekomünikasyon, bilişim sistemi ve otomotiv sanayinin gelişmişliğini her yerde görmek mümkün.

Dağlarda odun ateşi gölgesindeki ahşap evleri, derelerde balık avlayan çocukları, çay toplayan güzelleri ve yabani hayatın ortasında golf yapanları görürseniz şaşırmayın...

“Güney doğu Asya’nın yeryüzü cenneti ve Bizim hikayemiz” diye söze başlar Malezyalılar, başkent Kuala Lumpur’u anlatırken. “Çamurlu kavşak” anlamına gelen Kuala Lumpur, federal başkent olmanın yanı sıra; ülkenin ticaret, siyaset, kültür, eğlence ve uluslararası etkinlikler merkezidir. Uluslararası Kuala Lumpur Hava Limanı’ndan kent merkezine, saatte 340 Km. hız yapan Monoray adı verilen yüksek hızlı trenle gitmenin ayrıcalığını yaşadık. Kuala Lumpur’da Ulusal Müze, Ulusal Cami, İkiz Kule, Ticaret Merkezi, Golden Horses Sarayı, Sultan Abdul Samat Sarayı, Milli Bilim Merkezi, Çin Sokağı, Çilek ve Orkide Bahçesi ve Pazar Yeri mutlaka gezilmeli. Tavuk ayağı yemeği hariç, böcekli yılan çorbası dahil, Güney Asya yemek kültürünün gastronomi hazlarını tadın. Özellikle balık ve karides başta olmak üzere, deniz ürünü besinleri yemeden dönmeyin…

“Malaysia Visit 2014 Truly Asia” ve “Aer Meet Malaysia 2014” etkinlikleri kapsamında gittiğim Malezya gezim oldukça iyi geçti. Dünyanın pek çok ülkesinden gelen onlarca gazeteci, gezi yazarı, editör, belgeselci, fotoğrafçı, rehber, tur operatörü ve turizm acentacısı vardı. Tüm ekipler uyum içinde idi. Avusturalya ekibi sürekli problem çıkardı. Ama Yeni Zelanda ekibi örnekti, güzeldi. Malezya İslam Üniversitesi ve Sarawak Üniversitesi’nde okuyan Türk öğrencilerden İbrahim Karadaş ve Esat Kara rehberimizdi. Safari ve doğa fotoğrafçısı Shamsul Bin Abdullah, Turizm Bakanı Datuk Seri Hj. Ahmad Phesal Bin Hj. Talib, Turizm Bakan Yardımcısı Dato Hj. Azizan Noordin ve öteki bakanlık elemanlarına desteklerinden dolayı, Türk ekibi adına teşekkür ederim.

Tayland’ın güneyinde bulunan Perlis’te; Kelumpang Kelebek ve Çiçek Serası, Topraksız çilek üretilen seraları, Kireçtaşı Mağarası, Yılan Çiftliği ve deniz ürünleri ile meşhur yerel mutfağın yemekleri sizi büyüleyecektir. Kedah’ta ise; Zahir Cami, Dodol Tatlısı Lokantası, Kartal Meydanı, Timsah Çiftliği, 23 km. uzunluğundaki Penang Asma Köprüsünden geçip,  büyük bir tepe üzerinde kurulmuş olan ve dünyanın en büyük Budist Tapınaklarından birinde zikir eden Malezyalılara eşlik edebilirsiniz. İçeri girerken ayakkabınızı çıkarmayı unutmayın. Hamile Bakire Adası’nda turkuvaz rengi denizin ve altın kumsalların keyfini çıkarın... Bol fotoğraf çekmeyi de unutmayınız. Nem oranının çok yüksek olduğu bu coğrafyaya uygun giysi ve yeme-içme almayı da aklınızdan çıkarmayınız.

Balayınızı geçirmek ya da sevdiğinizle serüven dolu bir tatilin tadını çıkarmak istiyorsanız; yağmur ormanlarının arasında ya da bozulmamış yabanıl doğanın içinde, her türlü konforun ve güvenliğin bulunduğu çok yıldızlı oteller ve bungolog evlerde, keşfetme duygunuzu kışkırtan yitik zaman ışığı gizeminde ve uçuk pastel renklere örtünen dağların ve mavi bulutların şiir sıcaklığındaki dans sizi bekliyor...  Balta girmemiş tropikal bu ormanlarda, aktivist bir sanatçı olmanın ve ılık deniz rüzgarında, gökkubbeye tutunarak acemice ve çılgınca ıslık çalmanın ve bilmediğin dilde şarkı söylemenin ya da özgürlüğün tadını çıkarmanın tam zamanı... Büyük Türk şairi Nazım Hikmet’in şu dizeleri, sanki burası için yazılmış: “Yaşamak bir ağaç gibi / Tek ve hür / Ve bir orman gibi / Kardeşçesine...”

Tarihi bir kent olan George Town gezisinin ardından gittiğimiz Penang’da; adanın en renkli siması olan ve tapınak mumu yapan 87 yağındaki Lee Beng Chuan adındaki yaşlı yerli adam, bu adada ne yememiz gerektiğini şöyle sıraladı: Char Koay Teow, Penang Assam Laksa, Masala Vadai, Kerabu Beehoon, Kuih Pai Ti, Hainanese Chicken Pie… Bu yemeklerin tadına bakmadan dönmeyin…

Wat Chayamang Kalarom Budist Tapınağı, Kapitan Kelling Cami, Hindistan cevizleriyle ünlü Balik Pulav, Kuş Parkı, Yılan Tapınağı, dünyanın en uzun köprülerinden biri olan Panang Köprüsü’nü mutlaka görün... Eyalete ismini veren gümüş renkli kalay yataklarının bulunduğu Penank’ta; İskenderiye Sarayı, Ubudiah Cami, Çömlekçileri ve Kuş Cenneti’ni görmek gerek. Selangor’da ise; günbatımında binlerce ateş böceğinin ışık dansını izleyin. Elbette Batu Mağarası’na çıkmak için 279 basamaklı merdiveni tırmanmanız gerek. Ev sahibi maymunların size eşlik edeceği bu tırmanış sırasında, her yıl hacı olmak için buraya Thaipusain Festivali’ne gelen binlerce Hindu’nun dev Buda heykeli gölgesinde yaptıkları kan, acı ve renk gösterileri ile yapılan zikir törenleri içinizi karartacak cinsten... Negeri Sembilan’da; günbatımını izlerken Sri Menati Sarayı’nı da görmeyi unutmayın. Hıristiyan misyonerlerin etkisinin gözlendiği Malacca’da; nehir gemisi ile gezerken, size eşlik eden rengarenk kelebekleri, timsahları ve renk mozayiki papağanları ürkütmeyin...

Sultan Ebubekir Camisi, Eğlence Parkı, Kota Tinggi Şelalesi, palmiye yağı ve kahve tarlaları ile ünlü Johor’da; sualtı fotoğrafı çekmeyi unutmayın. Taman Negara Milli Parkı’nın içinde bulunan sayısız flora ve fauna türünün bulunduğu Pahang; ilkel Semelai yerlilerinin ilginç yaşam tarzları arasında inzivaya çekilmek ve dans etmek için egzotik bir bölge. Dev kaplumbağası (375 kilo ve 2.5m uzunlukta) ve ipek üretim çiftlikleri, Kelantan Kültür Gösterileri, renkli davullar, geleneksel Malay müziği, ışık ve gölgelerle yapılan kukla gösterileri, koruma sanatı olan “Silat” şovlarını görmek için Kelantan’a gidin. Kahverengi Kartal anlamına gelen Lankavi’de ayak masajı yaptırmayı unutmayın. Yarım saati: 10 $. Sarawak Kültür Köyü’nde beyaz Revaları, Güneydoğu Asya’nın en eski insan kalıntıların bulunduğu Niah ve Mulu Milli Parkı’ndaki 40 bin yıllık insan izlerini ve de ünlü kafatası avcıları Malezya Aborjinlerinin yaşadığı “Uzun Ev”leri mutlaka görün. Dünyanın en büyük mağarası Saramak Chamber’de beyaz ve karabiber üreticileriyle fotoğraf çektirmeyi unutmayın. Dünyanın en büyük çiçeği Ruffles’i görmek, orangutanlarla konuşmak, leoparlarla selamlaşmak, 31 etnik dil konuşan topluluğun yaşadığı ve manda takas yapan “Famu”ların çıplak dansının gerçekleştiği Yağmur Ormanları, Katu Belud yerlilerinin renkli açık pazarında güler yüzlü yerlilerin el yapımı ürünlerinden almak isterseniz Sabah’a gidin. Göçmen kuşların ve yabanıl doğanın içinde rafting heyecanını yaşamaya değer. Eğer keşfetme duygunuz ağır basıyorsa ya da balayına gitmek için yer arıyorsanız Pulov Papan adalarının bulunduğu Labuan bölgesi sizi konuk etmeye hazır. Gümrüksüz alış veriş cenneti olan bu ada, her türlü yerel ve ithal ürünlerle cazibe merkezidir. Batık dalışlarıyla ünlü Labuan’da zengin mercan rezervlerini keşfedebilirsiniz.  220 adet golf sahası var. Her yıl 400 bin yabancı hem golf oynamak hem de iş görüşmeleri için Malezya’ya geliyor.

2 bin metre yükseklikteki Kamerun Dağlarının eteklerini süsleyen yeşil çay bahçeleri; teleferikle yolculuk, çilek, çiçek, kelebek, yılan ve kuş seraları ile süslü bu yayla bölgesine giderken; şelaleyi geçtikten sonra, yolun kenarında otağ kurmuş Aborjinlerin ahşap evlerinde gitar çalan kızlara ve çocuklara bahşiş vermeyi unutmayın. Öte yandan, 25 yıl önce turistleri istemeyen Aborjinlerin yaşadığı ve yeşil çay üretimi ile önde gelen Lankavi Adası (dünyanın en eski kara parçalarından biri olan) halkının, bugün en büyük gelir kaynağı turizmdir. Oldukça uygun fiyata, 1.derecede her tür ürünün kopyasını pazarlarda bulabilirsiniz. Yollarda İngiliz tipi sağdan direksiyonlu Malezya malı Proton otomobiller oldukça yaygın.

Yerlilerle İngilizler arasında 25 yıl süren savaşların ardından bölgede misyoner çalışmalar başlamış. 1890 ve 1923’ten beri Kamerun Bölgesi’ne gelen ünlü coğrafyacı James Brook gibi İngiliz misyonerler, Aborjinler başta olmak üzere, pek çok etnik grubu Hıristiyanlaştırmış. Hatta, Endenozya kökenli Borneo Sultanı; bu İngiliz misyonerlere; “Bu bölgeyi ilkel kabilelerden temizlersen burayı; Sana verdim” anlamına gelen Malayca ‘SARAWAK’ adı verilmiş. Boynunda haç kolye asılı ve adının Maria olduğunu söyleyen Aborjin kadınlar, otel lobilerinde gitar ve piyano çalan erkek yerliler; İngiltere ve Amerika’nın bu bölgede sürdürdüğü küresel kültür kuşatmasının etkisiyle, kendi öz kültürlerini unutup, pazar günleri kiliseye gidiyorlar ve turizm kaynağı olarak folklorik gösteriler yapıyorlar. Festivaller ve bayramlarda en renkli ve en hareketli danslarıyla, beğeni topluyorlar...

Bu saydığım gezilip görülmesi gerekli yerlerin cenneti olan Malezya için bazı pratik bilgileri de vermek gerek... Genel olarak 13 eyaletten biri olan Sarawak 2,5 milyon, Sabah 3,5 milyon ve toplam 30 milyon nüfusu ve de 329.758 km. kare yüzölçümü olan Malezya’da; %57’si 4 eşli olan Müslüman (Şafi), Hindu, Budist, Hıristiyan ve ilkel kültüre sahip Hıristiyan Aborjinler de Malay dili resmi dil olmasına karşın; yaygın olarak İngilizce konuşuluyor. Bu topraklarda 40 bin yıl kökleri olan Malezya yerlilerinden Aborjinlerin sayısı, bu günlerde 10 bin olduğu söylenmektedir... Özellikle Sabah, güney ve kuzey bölgeleri temsilen iki vali tarafından yönetilen Sarawak Bölgesi’nde yaşayan 27 etnik kabileden Malezya Aborjinleri olarak bilinen Orang Ulu, Tumular ve Kelle Avcısı olarak ün yapmış suda yaşayan İban ve Bajau yerlilerin avcılık, dans, müzik, beslenme, barınma ve başka folklorik zenginlikler, bu gün Kültür Turizmi mirası olarak sunuluyor ve dikkat çekiyor. Malezya’da var olan farklı din, dil, renk ve kültürel zenginlikler ile keşfedilmeyi bekleyen doğal ve sosyal varlıklar yeni konuklarını bekliyor…
Malezya’da yaşayan Müslüman (%57), Budist (%21), Hindu (%11), Hıristiyan (%8) ve öteki inançlar (%3) üzerinde etkili olmak için bir dizi yolları denediler. Bunların başında da, Vaftisci Yahya’nın tarikatının çalışmaları dikkati çekmektedir. Bu tarikat mensuplarının “işaret parmağı” semboline karşı, Malay halkı da bunlara tepki olarak, Müslümanların belirgin sembolü olan “baş parmak”la anlaşmayı yeğlediler.
Tropikal iklimin sürdüğü Malezya’da; turizm, imalat sanayi, petrol, palmiye yağı, doğal kauçuk, ahşap ve Kamerun çayı başlıca gelir kaynağıdır. Malezya ile Türkiye arasında 5 saat zaman farkı bulunmaktadır. İstanbul’dan Kuala Lumpur’a uçakla 11 saat sürmekte, THY ve iç hatlarda Malezya Hava Yolları’nın güler yüzlü güzel hostesleri ve konforu farkıyla, bu uzun zamanın nasıl geçtiğini fark etmemektesiniz. 1$: 3.20 RM’dir. Kişi başına düşen milli gelir: 8 bin $’dır.

İş saatlerinde bankalardan ve postaneden her türlü işlem yapmanız olanaklı. Malezya’ya gitmek için vize gerekmemekte ve en az 6 aylık pasaport kullanım süreniz olması gerekli. İç gezilerde uçak, otobüs, taksi ve hızlı trenle yolculuk yapabilirsiniz. Her türlü bütçeye uygun otel ve lokantaların yanı sıra; alış veriş merkezleri ve pazaryerleri bulunmaktadır. Alışverişlerinizde pazarlık etmeyiniz, etiket ederi sabittir. Ziyaretlerinizde yerel gelenek ve göreneklere uyma zorunluluğu vardır. Eve, tapınak ve camilere girerken ayakkabılarınızı çıkarınız, başınızı kapatınız ve etek giyiniz. Yemekte ve alış verişte sağ elinizi kullanınız. Elektrik sistemi 220 V ve üç prizlidir. Malezya için aşı gerekmemektedir. Dengi hastalığına neden olan sivrisineklere karşı koruyucu sprey bulundurun. Soğuk-sıcak farkından kaynaklanan Lejyoner hastalığına dikkat edilmelidir. Cuma günleri ve bazı yerlerde Pazar günü hafta tatilidir.

Malezya’da yaşayan Orta Asya’dan gelen Uygur Türklerinin konuştuğu Urduca da etnik diller arasındadır. Orta Asya Türkü Karahanlılar soyundan olan ve XI. yüzyılda yaşayan Türk dil bilgini Kaşkarlı Mahmut; Araplara Türkçe öğretmek için kaleme aldığı “Divân-ı Lügati’t-Türk” adlı eseriyle ünlüdür. 1074 yılında Hindistan Seferi yapmak üzere gönderdiği ordusu, bu bölgede uzun süre kalınca, halk ordu (urdu) dilini benimsemiş ve konuşmaya başlamıştır. O zamandan beri Hindistan, Pakistan, Afganistan, Malezya ve çevre ülkelerde Urdu (Ordu) Dili konuşulmakta ve bu dili konuşan halka da Urdular denilmektedir. Aslında, Malezya’da da konuşulan Urduca; Güney Asya’da Türk Kültürünü benimseyen halkların konuştuğu Türkçe ya da Arap harfleriyle yazılan Uygur Türkçesi’nden başka bir şey değildir.

Malay dilinde, Türkçe’ye benzer bazı sözcükler bulunuyor. Örneğin: Yazıldığı gibi okunuyor, sesler ve vurgular Türkçe’ye çok benziyor. Kimi sözcüklerin kökleri Türkçe’de olduğu gibi. Türk asıllı eski Turizm Bakanı Adnan Tengku, Türklere özel ilgi gösteriyor. Bazı sözcüklerin karşılığı şöyle: Tey-Ça = Çay, Amma = Ana, Buba = Baba, Anak = Çocuk, Sayan = Sevgi ve Saygı, Ayır = Su, Bulan = Ay, Mata = Göz, Gigi = Diş, Avaş = Savaş... vb.

Coğrafi olarak uzak olmasına karşın; 1100 yılında Kaşgarlı Mahmut döneminde başlayan ve 1550’den beri de Türklerle Malaylar arasındaki ilişkiler oldukça iyidir. Malezya bayrağında; ABD bayrağının şeritleri ve sol üst köşesinde de ay yıldız bulunmaktadır. Eğer Malezya’da bir sorun yaşarsanız, başkent Kuala Lumpur’daki Türkiye Büyükelçiliği her zaman hizmetinizdedir.

İstanbul’da bulunan Malezya Turizm Ofisi, ülkesinin Türkiye ve Balkanlarda daha çok tanınması ve turistlerin gelmesi için çalışıyor. Ankara’da bulunan Malezya Büyükelçiliği’nin yanı sıra; Malezya Turizm Bakanlığı İstanbul ofisi Müdürü Mr. Baharudin Sulaiman ve Pazarlama Müdürü İbrahim Çağrı Sağlık başta olmak üzere, öteki personelin özverili çalışmaları; Türkiye-Malezya dostluğunu pekiştiriyor.

Tüm bunlardan sonra; Kuala Lumpur-İstanbul yolculuğunun ardından, tam da Himalaya Dağları üzerinde, 12 bin metre yükseklikte uçarken, kendimle sesli konuştum; “Ben, Malezya’da ‘PASİFİK RENKLERİ’ başlık bir kitap yazmalıyım ve belgesel çekmeliyim…” dedim. Yağışlı ve kurak mevsimin bereketinde, mavi bulutlarla semah dönen tan çiçeğinin güneşi ilk öptüğü yerde;  pastel renklerin dansında ve sevgide odaklanan, yalın, süssüz ve imge yüklü şiirlere esin kaynağı olan bu düşler vatanı, bir dünya cenneti Malezya beni bekliyor. Yeniden…

Kaynak: www.dursunozden.com.tr

ETIHAD HAVAYOLLARI KABİN TASARIMI SBID ÖDÜLÜNÜ KAZANDI

Etihad Havayolları’nın Airbus A380 uçaklarında yer alan ve havacılık endüstrisinde çığır açan “First Apartment” kabininin tasarımı, İngiliz ve Uluslararası Tasarım Derneği (SBID) Ödülleri’nin 2014 töreninde, en önemli ödül kabul edilen Bütünsel Tasarım Ödülü’ne layık görüldü. 


Etihad Havayolları’nın, yapılan yolcu anketlerindeki görüşler doğrultusunda “lüks bir otel deneyimi sunan ve aynı zamanda Arap modernizmini yansıtan birinci sınıf kabin” olarak tasarladığı “First Apartment” konsepti; göklerdeki en geniş, en lüks ve en özel birinci sınıf kabini olma özelliğini taşıyor. 


Geniş gövdeli bir uçakta tek koridorlu bir yerleşim kullanarak havacılık endüstrisinde bir ilke imza atan şirketin First Apartment kabinlerinde Poltrano Frau koltuk, 205 santimetre uzunluğunda ayrı bir yatak, dolap, tam boy bir gardırop, soğutuculu mini bar ve makyaj masası yer alıyor. First Apartment kabinleri 3,6 metrekarelik alanı Etihad Havayolları’nın mevcut First Class süitlerinde yüzde 74 daha fazla alan sunuyor. Etihad Havayolları’nın ilki 27 Aralık’ta Abu Dabi – Londra uçuşuyla hizmete girecek olan ve toplamda 10 adet sipariş ettiği Airbus A380 uçaklarının her birinde dokuzar “First Apartment” kabini yer alacak. 


Alışveriş çılgınlığı Kara Cuma (Black Friday) için geri sayım başladı



Sadece bir günde 9 milyar Dolar’ı aşan satış yapılıyor. Dünyanın dört bir tarafından, yüzde 90’a varan indirimler için turistler ABD’ye akın ediyor. Türkiye’den de bu güne özel ABD’ye gidenler var. Giyimden elektronik ürünlere ve otomobil aksesuarlarına kadar aklınıza gelebilecek tüm lüks markalar için insanlar kuyruğa giriyor. İzdihamların yaşandığı Kara Cuma’dan (Black Friday) bahsediyoruz. Bu yıl 28 Kasım’da yaşanacak Kara Cuma için geri sayım başladı. Kara Cuma (Black Friday) indirimlerinden ABD’ye gitmeden yararlanmanın kolay yolu ise Amerikadaniste.com. Geçen yıl binlerce kişi Amerikadaniste.com aracılığıyla Kara Cuma fırsatlarından yararlandı.


ABD’de her yıl yaşanan, gelenekselleşmiş indirimli alışveriş çılgınlığı Kara Cuma (Black Friday) için geri sayım başladı. İnsanların sabahın erken saatlerinde mağazaların önünde uzun kuyruklar oluşturduğu, izdihamların yaşandığı bu gün, bu yıl 28 Kasım’da gerçekleşecek. ABD’de dünyaca ünlü lüks markaların ürünlerinin cüzi fiyatlarla alınabildiği Kara Cuma’da birçok marka yüzde 90’a varan indirimler yapıyor. Türkiye’den de birçok alışveriş tutkunu seyahat programını Kara Cuma’ya (Black Friday) denk gelecek şekilde ayarlıyor ve bu fırsatlardan yararlanmak istiyor. Amerikadaniste.com Kurucu Ortağı Seyfi Erol, ABD’de Kara Cuma indirimleri gününde oluşan satış hacminin 2013’te 9 milyar Dolar’ı aştığını, e-ticaret sitelerinin de bu dönemde büyük indirimler yaptıklarını belirtti.

ABD’deki Kara Cuma (Black Friday) indirimlerinden yararlanmak isteyen Türkiye’deki birçok tüketici artık markaların e-ticaret siteleri sayesinde ABD’ye gitmeden de indirimli alışveriş yapabiliyorlar. Amerikadaniste.com, uzman üye hizmetleri ve operasyon ekibiyle, Türkiye’deki alışveriş tutkunlarına bu konuda yardımcı oluyor ve Kara Cuma indirimlerinden bilgisayar başından kalkmadan yararlanmalarına imkan sağlıyor.

Amerikadaniste.com Kurucu Ortağı Seyfi Erol, Türkiye’deki pek çok tüketicinin Kara Cuma indirimlerini heyecanla beklediğini ve o gün ABD’deki internet sitelerinden yüksek miktarlarda siparişler verdiğini belirtti. Seyfi Erol, ABD’de Kara Cuma (Black Friday) indirimleri gününde oluşan satış hacminin 2013’te 9 milyar Dolar’ı aştığını belirterek şunları söyledi: “Kara Cuma indirimlerinden yararlanan ve bu günde ABD’deki internet sitelerinden alışveriş yapan Türkiye’deki tüketici sayısı her geçen yıl artış gösteriyor. Geçtiğimiz yıl, aralık ayında ABD’den Türkiye’ye günde ulaştırdığımız paket sayısı diğer zamanlara oranla yaklaşık yüzde 70 artış göstermişti. Bu yıl daha da yüksek bir orana ulaşacağımızı öngörüyoruz. Normal dönemlerde ciddi fiyatlara satılan ürünlere sadece Kara Cuma (Black Friday) gününe özel cüzi rakamlarla sahip olabiliyorsunuz. Örneğin geçtiğimiz yıl, normal dönemde 80 Dolar'a satışa sunulan bir erkek gömleğinin fiyatı Kara Cuma’da 25 Dolar’a düştü. Özellikle çocuk sahibi ailelerin bu dönemde yoğun talepleri oluyor. Önemli bir markanın satışa sunduğu 50 Dolar'lık çocuk elbisesini Kara Cuma’da 9 Dolar'a alabilmek mümkün olabiliyor. Lüks markalar da Kara Cuma indirimlerinde yerlerini alabiliyorlar. Sezon fiyatı 2 bin Dolar'dan başlayan bir gece elbisesi, 600 Dolar'a kadar inebiliyor. Bu durumda tek ürün fiyatına 3-4 ürün sipariş verilebiliyor. Dolayısıyla tüm bu fırsatlar nedeniyle, dünyanın her yerinden insanlar ABD’deki bu indirim avantajından yararlanmak istiyorlar. Kadın-erkek-bebek kıyafetleri, elektronik ürünler, çantalar, aksesuarlar, ayakkabılar, en çok talep gören ve en çok indirimin yaşandığı ürün kategorileri arasında yer alıyor.”

Seyfi Erol, Net-A-Porter, Saks Fifth Avenue, Macy's, Bloomingdale's, Nordstrom ve daha birçok markanın Kara Cuma (Black Friday) için özel indirimler yaptıklarını belirtti.

Amerikadaniste.com aracılığıyla ABD’den alışveriş yapmak isteyenler için yol haritası:

Amerikadaniste.com aracılığıyla ABD’den alışveriş yapmak isteyenler, 15 Dolar ödeyerek Amerikadaniste.com’a üye olabiliyor ve bu sayede ABD’de fiziksel bir posta adresine sahip olabiliyorlar.
Amerikadaniste.com, New York’taki operasyon merkezinde her üyesi için ayrı ayrı posta adresleri belirliyor.
Üyelik ücreti aylık 9 Dolar, yıllık ise 75 Dolar olarak fiyatlandırılıyor. İlk ayın üyelik ücreti kayıt ücretine dahil oluyor. Üyeler, istedikleri zaman üyeliklerini dondurup daha sonra yine 9 Dolar ödeyerek Amerikadaniste.com’un servisini kullanmaya devam edebiliyorlar.
Üyeler, Amerikadaniste.com’a üye olduktan ve ABD’deki fiziksel posta adreslerini edindikten sonra, ABD’deki internet sitelerinden online alışveriş yapıp, teslimat adresi olarak bu adreslerini verebiliyorlar.
Farklı internet sitelerinden birden fazla sipariş veren üyelerin paketleri ABD’deki adreslerine ulaştığı zaman hesaplarına tanımlanıyor, üyelere e-mail ve SMS yoluyla paketlerinin ABD’deki adreslerine ulaştığına dair bilgilendirme mesajı gidiyor.
Bekledikleri paketler posta adreslerine ulaştıktan sonra üyeler, Türkiye adreslerine yönlendirmek istedikleri paketleri seçerek, online olarak gönderim emri veriyorlar.
Birden fazla paketin birlikte gönderilmesi, kargo ücretlerinin de daha avantajlı olmasını sağlıyor.
Üyeler, Amerikadaniste.com’da “Gönder” butonuna bastıkları gün paketler kargoyla yola çıkıyor ve 2-3 iş günü içerisinde Türkiye’deki adreslerine teslim ediliyor.
Amerikadaniste.com, uzman üye hizmetleri ve operasyon ekibiyle, tüm alışverişleri boyunca üyelerinin yanında oluyor.

AYKUT TURHAN ALO BİLET HATTI SATIŞ VE PAZARLAMA DİREKTÖRÜ OLDU



Alobilethatti.com Satış ve Pazarlama Direktörlüğüne deneyimli isim Aykut Turhan getirildi.  Yeni acentelik sistemiyle sektöre yenilik ve heyecan kazandıran Alobilethatti.com, Satış ve Pazarlama ağına güçlü isimleri ekledi.

Alobilethatti.com, B2C de ki başarısını B2B’ de de sürdürmeye kararlı. IATA üyeliği sonrası, departmanlarını daha da güçlendiren Alobilethatti.com, yoluna, daha önce IATI Satış ve Pazarlama Direktörlüğünü gerçekleştiren Aykut Turhan’ la devam edecek. Turhan, Alobilethatti.com ailesinin içerinde yer almaktan mutluluk ve heyecan duyduğunu, profesyonel marketing ekibiyle ve yeni acente sistemleriyle, sektöre damga vuracaklarını açıkladı.

Aykut Turhan, çeşitli operatörlerde Air Broker olarak ve Uçuş Operasyon Müdürlüğü gibi görevlerde bulunarakbaşarısından söz ettirmiş, ve çalıştığı markalara değer katmayı hedef edinmiş isim olarak tanınıyor.


AVRUPA’NIN EN DÜŞÜK DOLULUK ORANI TÜRKİYE’DE

ORTADOĞU’DAKİ  OLAYLAR TÜRK TURİZMİNİ ETKİLİYOR


Türkiye’nin çevresindeki karışıklıklar birçok sektörde olduğu gibi turizme de fatura çıkarmaya devam ediyor.Ekim 2014’de otel dolulukları yerinde sayarken, Türkiye Avrupa ülkeleri arasında en düşük otel doluluklarına sahip ülke oldu. Ortadoğu’daki karışıklıklar, Türkiye genelinde yaşanan toplumsal olaylar gibi gelişmeler Türk turizmine fatura çıkarmaya devam ediyor.  Özellikle  geçen ay Kobane’deki olayları protesto eylemlerinin otellere zararı 13 milyon Euro’yu aşarken, Türkiye genelinde otel dolulukları da olumsuz etkilendi. Bu durum dünyanın önde gelen veri ve analiz şirketlerinden STR Global'in Ekim 2014 Ülke Performans Raporu’na da somut olarak yansıdı. Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) tarafından analiz edilen rapora göre, Türkiye'nin Ekim 2014 otel dolulukları yerinde sayarken, ayına göre yüzde 0.2 gibi düşük bir oranda artış gösterdi ve yüzde 63.8 olarak kaydedildi. Bu rakam Ekim 2013’te 63.7 olmuştu. Ancak bu yükseliş, Türkiye’yi Avrupa’nın en düşük doluluk oranlarına sahip ülkeler arasından kurtaramadı.

FİYAT KIPIRDADI
STR’nin raporunda İsrail de Avrupa pazarına dahil olarak gösterilirken, Ekim 2014 döneminde, tüm Avrupa ülkelerindeki en düşük doluluk oranları sıralamasında yüzde 57.5 ile ilk sırada İsrail yer aldı. Bu sıralamada yüzde 63.8 ile Türkiye ikinci sırada yer aldı. Ekim ayında Türkiye açısından sevindiren bir gelişme ise ortalama günlük satılan oda bedelinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.1 artış yaşanması oldu. Bu bedel 115.2 Euro’dan 118.6 Euro’ya yükseldi.

BAYINDIR: GELİR DE DÜŞÜYOR
Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) Başkanı Timur Bayındır, yaptığı değerlendirmede, oda başı gelirlerin geçen yıla göre düşüş gösterdiğini belirtti. Bayındır “Geçen yıl yaşanan düşüşün doluluk oranlarına sabitlendiğini görüyoruz. Doluluk oranları bir kıstas olmakla beraber, oda başı elde edilen gelin bize asıl statüyü gösteren kriterdir” dedi. Bayındır, doluluk hedeflerini gerçekleştirmeye çalışırken, stratejimizi tek tarafları olarak oda fiyatları üzerinden kurgulamanın uzun vadede sektör için sıkıntı yaratacağı uyarısında bulundu.

İSTANBUL’DA HAFİF YÜKSELİŞ
Türk turizmin lokomotif şehirlerine baktığımızda ise İstanbul’da Ekim 2014’te otel dolulukları dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 0.6 gibi küçük bir oranla artarak yüzde 67.6 oldu. 2013 yılının aynı ayında bu oran yüzde 67.2’ydi. Normalde sonbahar ayları otelcilik sektörü açısından yılın en hareketli ayları olarak görülüyordu. İstanbul’da ortalama günlük satılan oda bedeli de 152.5 Euro olarak gerçekleşti ve 2013’e göre yüzde 3.9’luk bir düşüş gösterdi. Ocak-Ekim döneminde ise İstanbul’da doluluk oranları yüzde 67.8’den yüzde 65.8’e, günlük satılan oda bedeli de 148.4 Euro’dan 138.2 Euro’ya geriledi.

ANTALYA FİYATTA SIÇRADI
Türk turizminin bir diğer turizm kenti Antalya’da da doluluklar alarm verdi. Antalya Ekim 2014 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 6,5 düşerek,  yüzde 59.1 oldu. Geçen yılın aynı ayında bu oran yüzde 63.2’ydi. Buna karşılık bu ilde oda fiyatlarında önemli bir artış gerçekleşti. Bu ilde ortalama Günlük satılan oda bedeli 90.58 Euro’ya ulaştı ve 2013’e göre yüzde 27.4 artış gösterdi. Antalya’da 2014 yılbaşından Ekim sonuna kadar geçen sürede ise doluluk oranı yüzde 65.2’den  yüzde 61,9’a geriledi. Başkent Ankara ise yükseliş eğilimini sürdürüyor.  Ankara Ekim 2014 otel dolulukları bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 7.1 artarak, yüzde 61.3’e çıktı. Ortalama günlük satılan oda bedeli de yüzde 11.3 artışla 81.6 Euro oldu.

YUNANİSTAN CİDDİ RAKİP
Türkiye’nin turizmde rakibi olan ve kriz döneminde gerilemesiyle dikkat çeken   Yunanistan’da ise istikrarlı bir yükseliş başladı. Ekim ayının en yüksek artışı yüzde 18,3 ile Yunanistan'da gerçekleşerek doluluklar yüzde 73.4’e yükseldi. Ekim ayının en yüksek doluluk oranına ise yüzde 89 .6 ile Malta ulaştı.

BACKHAUS DOĞAL VE KATKISIZ EKŞİ MAYALI YENİ TAŞ FIRIN EKMEKLERİ İLE SOFRALARIN TADINI ARTIRIYOR



Yüz yıllardır Anadolu topraklarında yaratılan eşsiz ekmek tariflerini Avrupa’nın ünlü ekmek şeflerinin reçeteleriyle birleştiren Backhaus, yeni ekşi mayalı ekmeklerini sağlığına dikkat edenlerin beğenilerine sunuyor. Yulaflı, mısırlı, çavdarlı, çok tahıllı ekmeklerinin lezzeti ile fark yaratan Backhaus, ekmek çeşitlerine yenilerini ekliyor. Ekmek ustalarının özel tarifiyle hazırlanan Fransız Bageti, Fransız ekşi mayasından yapılan Köy Ekmeği, tamamen doğal Organik Tam Buğday Ekmeği, en kaliteli tahıl tanelerinden oluşan Ekşili Çavdar Ekmeği, unun kavrulmuş hali Artisan Kavrulmuş Unlu Ekmek, kabak çekirdeği ile taçlandırılmış Pekmezli Ekmek, sofralarında farklı lezzetleri arayanları bekliyor.


Taş fırınlarda tamamen doğal, katkı maddesiz üretilen Backhaus ekşi mayalı ekmekler uzatılmış mayalanma süresiyle ekmeğin lezzetini arttırıyor.  Endüstriyel maya kullanılmayan ekmekler düşük kalori oranıyla sağlığı korurken bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Ayrıca ekşi maya ekmeğin tazeliğini uzun süre saklıyor.


1500 yıldır Fransa’da yapımı sürdürülen ekşi maya ile beyaz undan hazırlanan Backhaus Fransız Bageti, damaklarında yoğun ekmek tadını hissetmeyi sevenler için ideal. Gene aynı ekşi mayadan oluşan Köy Ekmeği ise organik tam buğday unu içeriyor. Uzun süre tokluk hissi veren Köy Ekmeği, kan şekerindeki ani yükselmeleri engelliyor. Lif oranı yüksek olan Köy Ekmeği şeker hastaları ve diyet yapanlar için uygun.

Nefis ve sağlıklı sofraları sevenlerin tercihi Organik Tam Buğday Ekmeği ise en kaliteli buğday tanelerinin özenle seçilip öğütülmesiyle elde edilen organik buğday unundan yapılıyor. Magnezyum, folik asit, çinko, fosfor ve iyot açısından zengin çavdar ile ekşi mayayı buluşturan Ekşili Çavdar Ekmeği yüksek oranda lif içeriyor. Kan şekeri seviyesinin kontrol altına alınmasına yardımcı Ekşili Çavdar Ekmeği kolestrolüne dikkat edenlere sağlıklı bir alternatif sunuyor.

Backhaus şeflerinin ekmek sanatındaki ustalıklarını sergiledikleri Artisan Ekmeği ise harika yemeklerin ve güzel kahvaltıların vazgeçilmezi oluyor. Sarı renkli Artisan Ekmeği, kavrulmuş undan sonra ekşi maya uygulaması ile yaratılıyor. Çinko ve demir mineralleri açısından zengin yüksek besin değerine sahip kabak çekirdeğinden oluşan Pekmezli Ekmek, bağışıklık sistemini güçlendirirken uyku düzenini organize etmeye yardımcı oluyor.

Backhaus ürünlerinin kalitesinin, çeşitliliğinin ve eşsiz lezzetlerinin arkasında Almanya’da Backhaus’a destek veren 100’den fazla kişiden oluşan AR-GE ekibi ve dünyaca ünlü şefler bulunuyor. Türkiye’nin en yenilikçi fırını olmakla beraber aynı zamanda modern ve leziz bir pastane olarak hizmet veren Backhaus, ekmeklerden keklere, kuru pastalardan pastalara ve makaron çeşitlerine kadar birçok modern ve geniş çeşitte lezzeti bir arada sunuyor.

Başarılı genç kuşak çalışanları, Şirketten kaçırmanın 5 yolu


Genç kuşağın, hayal kırıklığına uğradığında ve değeri fark edilmediğinde, anında farklı arayışlara başvurduğunu ifade eden AL Danışmanlık Genel Müdürü Marka yönetimi ve İnsan Kaynakları Danışmanı Ayşen Laçinel, genç kuşağın olumsuz bir olay karşısında ‘-Ben her yerde çalışırım’ diyerek işletmeden ayrılabildiğini belirtti.

Günümüzde yetenek avcısı insan kaynakları vizyonu ile seçme- yerleştirme yapılması gerektiğini anlatan Ayşen Laçinel, şunları söyledi:
“Yetenek yönetimi vizyonuyla işe giriş eğitimlerinin verilmesi ve güçlü bir oryantasyonla yeni başlayanların işe dahil edilmesi gereklidir. Özetle günümüzde, yeteneği katmak, yeteneği doğru yerde konumlandırmak ve başarıları performans sistemleri ile takip edebilmek, insan ve değer odaklı insan kaynakları yönetimi uygulamak şarttır” dedi.

Yeteneksiz ve mutsuz bir şirket oluşturmanın 5 yolu
Başarılı gençleri ve yetenekleri şirketten kaçırırken, mutsuz insanlarla dolu bir şirket oluşturmayı 5 maddede de özetleyen Ayşen Laçinel, şunları açıkladı:

1)İnsan kaynakları üst yöneticisini, özlük müdüründen seçilsin. Tamamen yasalar ve kurallarla çalışan özlük müdürü, insan kaynaklarını da siyah beyaz olarak görsün. Değer, yetenek ve farklılık yönetimi yerine, bordro yönetimi uygulansın.
2)Plansız, stratejisiz çalışılsın. Tepeden esen rüzgara göre, iş planı yapılan bir çalışma sergilensin.
3)Toplantılar, akla gelindiğinde yapılsın. Toplantılarda ise, kayıt tutma, iş dağılımı, takibi yapılmasın.
4)Enerjik ve yetenekli bir çalışan bir proje önerisinde bulunmak istediğinde, anında morali bozulsun. Emin bir şekilde, ‘Burada olmaz, daha önce çok denendi, ama olmadı’ açıklaması yapılsın.
5)Bir konuya dair verilen bir direktifinle, diğeri tutarsız olsun. Hedeflenen vizyon anlaşılmasın.

Ayşen Laçinel, “İşte yukarıdaki bu 5 madde, emin olun yetenek tutmaz ve motive etmez. Ancak belki bir özlük yönetimi sergileyebilir” diyerek sözlerini tamamladı.







MERDİVEN YENİLENEN MÖNÜSÜYLE KIŞA HAZIR

MERDİVEN’DE KIŞ BAŞKA GÜZEL!


İstanbulluların Yeni Buluşma Adresi Merdiven, Yenilenen Mönüsüyle Kışa Hazır .Stil, kalite ve eğlenceyi bir araya getiren ve İstanbul’un en keyifli buluşma noktalarından birisi olan Merdiven, kışın da iddialı mönüsüyle misafirlerini ağırlamaya hazır! Yöresel lezzetlerden,  dünya mutfağına kadar damak tadına uygun tüm seçenekleri bir araya getiren Merdiven’de Dana Kaburga, Balkabaklı Cheesecake ve Kış Çayı öne çıkan tatlar arasında.



Şehir içinde enfes bir yemek keyfi yaşamak isteyenlerin vazgeçilmez adresi Merdiven, kışa hazır! Şık dekoru, kalitesi ve özenli servisi ile dikkat çeken Merdiven, kış mönüsünü ile oldukça iddialı.  Misafirlerine akşam saatlerinde küçük ama eğlenceli sürprizler sunacak olan Merdiven, ziyaretçilerine konfor, lezzet ve rahatlığı bir arada sunmaya devam ediyor. Birbirinden lezzetli yemekleri, tatlıları ve huzur dolu bahçesiyle yaz aylarının vazgeçilmez eğlence noktalarından birisi olmayı başaran Merdiven, şimdi de zengin kış mönüsü ve çarpıcı tatlar ile misafirlerini şaşırtmaya hazırlanıyor.


Yenilenen Kış Mönüsü, Ana Yemeğinden Tatlı ve Kış Çayına Kadar Son Derece İddialı
Merdiven’in yenilenen kış mönüsünde ilk öne çıkan, özel sos ile hazırlanan ana yemek Dana Kaburga. Servisten 1 gün önce özel soslarla marine edilen dana eti,  3 saat süren özel bir teknikle et ve sebze suyunda pişiriliyor. Damaklarda eşsiz bir tat bırakan Dana Kaburga’nın yanında sunulan beğendili patlıcan ve fırın sebze ise ana yemeğe ayrı bir lezzet katıyor. Son derece profesyonel ve özel bir ekiple çalışan Merdiven, ana yemeğin hazırlanışı kadar sunumunda da iddialı.


Merdiven’in kış mönüsüne dahil ettiği Balkabaklı Cheesecake ise, hem hafif hem de iddialı bir tatlı. Ceviz, bisküvi ve özel bir peynir ile hazırlanan Balkabaklı Cheesecake, misafirlerini lezzetin doruklarında bir yolculuğa çıkartıyor. Merdiven’in yenilenen mönüsünde kış çayı olarak sunulan ahududu – nane çayı ise hem kış hastalıklarına karşı koruyucu bir etki sağlıyor hem de içinizi ısıtıyor.Herkesin kendini evinde gibi hissedebildiği Merdiven’de şömine keyfi de ihmal edilmemiş. İstanbullular’ın yeni buluşma adresi Merdiven’de, kış ürecinde konsept günler ile misafirler ağırlanmaya devem edecek. Tematik günlerde konuklara özel tasarım stantlarda pamuk şeker, sıcacık kestane ve patlamış mısırın ikram edildiği mekanın hedefi;  soğuk kış akşamlarında müşterilerini şaşırtıp mutlu etmek.

Adres: Küçük Çamlıca Mahallesi, Erkan Ocaklı Sokak No: 7/A Küçük Çamlıca
Tel: 0216 340 4 340
www.merdivencafe.com


GÜLBEN ERGEN İLE YILBAŞI EĞLENCESİ GRAND PASHA GİRNE SAHNESİNDE



Grand Pasha Girne sahnesi Gülben Ergen’in eşsiz konseri ile konuklarına unutulmayacak bir yılbaşı gecesi yaşatacak. Türk müziğinin önde gelen isimlerinden Gülben Ergen, geçmişten günümüze keyifli şarkıları ve sahne performansıyla yeni yılın ilk dakikalarına hayranları ile merhaba diyecek.
Akdeniz’in mavisi ve Beşparmak Dağları’nın eşsiz manzarasının buluştuğu Kıbrıs’ın en yeni 5 yıldızlı butik oteli Grand Pasha Girne, yılbaşı gecesini uzun süre hafızalardan silinmeyecek Gülben Ergen konseri ile taçlandıracak. Ünlü şarkıcı hayranlarının hem gözlerine hem de kulaklarına hitap edeceği eşsiz performansı ile 31 Aralık Çarşamba gecesi Grand Pasha Girne sahnesinde dinleyicileri ile buluşacak.

Girne’nin sayılı SPA merkezlerinden biri olan Grand Pasha Girne, yılbaşı gecesine özel paketleri ile de konuklarına özel spa terapisi ve profesyonel masajların rahatlatıcı etkisini deneyimleme fırsatı sunuyor. Sağlık ve SPA merkezi bünyesinde bulunan masaj odaları, Türk hamamı, sauna, buhar banyosu, dinlenme odası, güzellik ve bakım odası, kapalı yüzme havuzu ve spor salonu ile her türlü ihtiyaca yönelik konforlu bir hizmet anlayışı sunuyor. Konaklama yapacak otel misafirleri Grand Pasha SPA merkezinde masaj paketlerinde %15 masaj indiriminden yararlanabilecek.


‘’Ayaş domatesi, Kalecik Karası üzümü, Kazan kavunu gibi ürünler markalaşarak, dünyaya tanıtılmalı’’



TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Türker Naslı: ‘’Tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeleri kurulmalı’’ Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Ankara Şube Başkanı Türker Naslı, inşaat sektörünün lokomotif görev üstlendiği, sanayinin inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve markalaşma ile katkı sağladığı Başkent’teki değişime tarım sektörünün de ayak uydurabilmesi için, tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeleri kurulmasını önerdi.

Türker Naslı,  memur kenti kimliğinden hızla uzaklaşan Başkent’in, tarım ve hayvancılıkla uğraşan büyük bir nüfusu barındırdığına da vurgu yaptı. Naslı, 1 milyon 200 bin hektar ekilebilir arazisiyle Türkiye’nin tahıl ambarlarından biri olan Ankara’nın, ayrıca kuru soğan, marul ve kavun üretiminde Türkiye birincisi, havuç, vişne ve yeşil mercimek üretiminde ise Türkiye ikincisi olduğunun altını çizdi.

Ankara’nın bu potansiyeline karşın, tarımın Başkent ekonomisine katkısının son derece sınırlı kaldığını savunan Naslı, “Türkiye’nin yıllık gıda ve tarım ihracatı 17 milyar dolara ulaştı. Bu ihracat içinde Ankara’nın payı ise sadece yüzde 2,1’dir. Gerekli destek verilirse Ankara, gıda ve tarım ihracatındaki payını çok yukarılara taşıyabilir’’ dedi.

Tarım sektöründe üretimin küçük aile işletmeleri modeliyle yol aldığını, Ankara’da 50 bine yakın işletmenin faaliyet gösterdiğini bildiren TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Naslı, şunları söyledi:
‘’Ankara’da tarıma yönelik yatırımlarda KOBİ’lere destek verilmeli. Bu amaçla Almanya, Hollanda ve Fransa’da model olarak kullanılan, bu ülkelerin ekonomilerine büyük katkı sağlayan tarıma dayalı ihtisas organize sanayi bölgeleri kurulmalı. Ankara’nın et, süt, sebze ve meyve ürünlerini işleyecek kuruluşlar, belli bir yerleşim bölgesine toplanmalı, bunun için gerekli alt yapı yatırımları devletçe sağlanmalıdır. Bunun ilk örneği Çubuk’ta hayata geçiriliyor. 255 hektarlık alanda kurulan Çubuk Hayvancılık İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde altyapı çalışmaları tamamlanmak üzere. Benzer oluşumlar diğer ilçelerde de kurulabilir.

Ankara’nın 9 ilçesinde çok önemli jeotermal kaynaklar mevcut. Bu kaynakların, tarım alanlarında kullanımı için projeler geliştirilebilir. Küçük ölçekli işletmeler bir araya getirilerek, birleştirilerek sinerji yaratılmalıdır. Gerek üretim gerekse istihdamda kaynak israfı önlenmelidir.” Organik tarım için uygun alanların belirlenmesi, alternatif ürün gruplarına yönelik araştırmalar yapılmasını öneren Naslı, bu konuda ilk adımları atan Büyükşehir Belediyesi’nin bal ormanları ve Nallıhan’daki ipekböceği projesini desteklediklerini bildirdi. Naslı, Büyükşehir Belediyesi’nin sınırlarının, Ankara’nın tüm ilçe ve köylerini kapsayacak şekilde genişlemesinin, tarım sektörünün önünü açacağını da savundu.

 “ANKARA’NIN ÜRÜNLERİ MARKALAŞMALI”
Ankara’nın tarımda hak ettiği yere gelmesi için markalaşma çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğine değinen Naslı, “Ankara’nın ilçeleri ile özdeşleşmiş onlarca ürün var. Bunlardan sadece Kalecik Karası üzümü ile Çubuk turşusunun Türk Patent Enstitüsü’ne coğrafi işaret olarak tescili yapılmış. Beypazarı kurusu ile Kazan kavunu için de coğrafi işaret başvurusu inceleme aşamasında. Ayaş domatesi, Ayaş dutu, Beypazarı havucu gibi değerler için başvuru bile yok. Sadece Ankara’da tanınan bu ürünler markalaşmalı, dünyaya tanıtılmalı. Bu konuda başta belediyeler olmak üzere, kamu kuruluşlarına, STK’lara önemli görev düşüyor.  Büyükşehir Belediyesi’ne yeni yasayla tarım politikaları ile ilgilenme izni de verildi. Melih Gökçek’in markalaşma konularında gerekli adımları atacağına inanıyoruz’’ ifadelerini kullandı.

RAKAMLARLA ANKARA TARIMI
Tarım işletmesi sayısı:………………. 50.000
Tarım alanı:…………………………….1.286.973 Ha
Hububat Ekim Alanları:………………822.096 Ha
Baklagil Ekim Alanları:………………….24.539 Ha
Endüstri Bitkileri:………………………….31.856 Ha
Nadasa ayrılan alanlar:………………..305.390 Ha
Yem Bitkileri:…………………………………28.425 Ha
Meyve Ekim Alanları:…………………….21.450 Ha
Sebze Ekim Alanları:……………………..48.770 Ha
Bağ:………………………………………………..4.470 Ha
Tahıl Üretimi:…………………………..2.470.334 Ton
Baklagil Üretimi :…………………………..21.274 Ton
Endüstri Bitkileri Üretimi…………….460.560 Ton
Yağlı Tohumlar:……………………………..20.514 Ton
Yumru Bitki Üretimi:……………………..40.298 Ton
Yem Bitkileri Üretimi:………………….133.463 Ton

ANKARA’NIN TARIMSAL ÜRÜN ÇEŞİDİ
Buğday, Çavdar, Arpa, Çeltik, Kuru Fasulye, Pamuk, Ayçiçeği, Yeşil Mercimek, Yulaf, Korunga, Yer elması, Mısır, Patates, Yonca, Fiğ, Nohut Lahana, Marul, Biber, Domates, Bakla, Taze Fasulye, Patlıcan, Ispanak, Nane, Havuç. Armut, Ayva, Elma, Erik, Ceviz, Üzüm, Badem, Zerdali, Kiraz, Şeftali, Çilek,Dut