18 Ekim 2015 Pazar

Başaran Ulusoy; Birlikte Mükemmeli Yakalamak Zorundayız

Başaran Ulusoy; TÜRSAB sizin için var!  
Başaran Ulusoy; Hac ve Umre Turizm Fuarı’na katılan acentalara hitaben konuşma yaptı
Hac ve Umre acente temsilcilerinin yoğun katılımıyla gerçekleşen 2015 - 2016 Dönemi Umre ve 2016 yılı Hac organizasyonları ile ilgili olarak açıklamaların yapıldığı toplantı İstanbul Yeşilköy WOW Airport Hotel İstanbul'da düzenlendi.Hac ve Umre Turizm Fuarı’na katılan acenta yetkililerinin katıldığı toplantıda TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy  acenta temsilcilerine hitaben konuşarak açıklamalarda bulundu. Bu sene hac da beni zor durumda bırakmadınız, Allah hepinizden razı olsun. Hacda yaşanan kaza olayı beni derinden üzmüştür. Benim devletle kavgam olmaz, internet sayfalarında ortalığı kızıştırmak kimseye fayda sağlamaz.  Diyanet İşleri’ne kendi grubumu müdâfa etmek için bir cümle kullanmıştım, bunu seyahat acentaları aleyhinde veya lehinde kullanarak internet sitelerinde nara atması, tehdit etmeye hiç gerek yok, benim orada kötü bir niyetim yoktu, kalkıp bir cümleden dolayı Diyanet İşleri ile kavga yapacak halim yok.

BENİM İÇİN YANLIŞI DOĞRU YAPMAK BİRLİĞİMLE KUCAKLAŞMAKTIR
Umrede hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum,  yaralananlara geçmiş olsun diyorum. Çok değerli meslektaşımızı Şükrü Karatepe’yi kaybettik, gani gani rahmet diliyorum. İnsanı bir olaydan dolayı haksız çıkartmak yanlıştır.  Eğer bir insan acı duyuyorsa canlıdır ama o insan başkasının acısını hissediyorsa insandır.  Biz o acıyı hissetmemiz lazım hissettiğinize de inanıyorum. Ben burada tüm meslektaşlarımın göstermiş oldukları başarılarından dolayı kutluyorum. 1999’ da kurulda olmayan sizlerin desteğiyle, bu camianın desteğiyle Bakanlıkta ve Hac Kurulu’nda değişiklik yaptırarak, Seyahat acentalarının birliğinin temsil edilme kabiliyeti kararının nasıl alındığını çok iyi biliyorsunuz. Ben sizleri Diyanet İşleri Başkanlığı’nda en iyi şekilde temsil etmeye çalıştım. 

“Yanlışım olmadı mı? 
Elbette yanlışım oldu ama bilerek mi yaptım?
Hayır.”

Geçen sene son Cumartesi, son uçaklar kalkacak. 17 bin tane pasaport Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda bekliyor. Ameliyat olmuşum, hastanedeyim, bana bir haber geldi. Başkan bu pasaportlar çıkmaz, senin gelmen lazım dediler. Ben hastanedeyim. Hastaneden beni çıkartmıyorlar, doktor çıkamazsın dedi.  Ben ne yaptım, hastaneden çıktım. Çünkü orada olanlara yardım etmek, benim Allah yoluna gidenlere vicdani bir vazifemdir. 17 bin pasaportu ben gittim, teslim aldım. THY, PEGASUS, NAS ve ATLAS sorunsuz bir şekilde uçtular.Evet %40 bizimdir %60 Diyanetindir. Bu başarılı bir grafiktir. Düşünün ki 2001 yılında dosyalar yığılıyordu, günlerce dosyalar birikiyordu. Şimdi nasıl oluyor bu işler kurul tarafından hemen hallediliyor. Daha iyiyi birlikte yakalayacağız. Bugün buradaki fuarda daha iyiyi nasıl yakalarız, nasıl birlikte hareket ederiz onu görüyoruz.Bugün burada hem desteğinize teşekkür ediyorum, hem de birlik içinde oluşunuza teşekkür ediyorum. Bu salonu doldurdunuz, salon size yetmedi dışarılara taştınız, bizim birlikteliğimiz budur. Salonlara sığmayan sevgimiz, birlik beraberliğimiz var. Bizleri bir arada tutan da TÜRSAB Birliği’dir. Burada ki desteğiniz ve Arabistan’ da verdiğiniz profesyonel desteğiniz için teşekkür ediyorum. Noksanlarımız var mı var. Bunları tespit ettik mi ettik. Arabistan’da hava alanında karşılama ekiplerini arttıracağız. Servislerimizi mükemmel bir seviyeye getirmek için elimizden geleni yapacağız. Sizlerle beraber hareket edeceğiz. 


“Hac ve Umre’de TÜRSAB tarafından yapılan hediyelik eşya, çanta, kumaş ve benzeri malzemelerin dağıtım ve satışını serbest bıraktık.Çanta, kumaş, hediyelik eşya biz bunlardan gelir elde etmek arzusunda değiliz. Çantayı, kumaşı serbest bıraktık. Yemek konusu geldi. Yemek konusunu başlatan TÜRSAB ve Diyanet Başkanlığı oldu. Ama öncü fikir bizden çıkmıştır. İnternet sayfaları farklı yazıyor, biz birlikte hareket ederek eksiklerimizi tamamlarız. İstişare edeceğiz, eksikleri tespit edeceğiz, daha iyiye ulaşmak için. Hac ve Umrede kaç kişilerden nerelere geldik. 600 kişiden başladığımız Hac’da 326 bin kişiden 400 binlere gidiyoruz. Bu rakam az bir rakam değil, demek ki mükemmeli yakalamak zorundayız, birlikte başaracağız. Zaman zaman internet sitelerinde vizelerle ilgili yazılanlar olmuştur. 16 sene sizlerin hizmetinde olan bu idarede ben sizler için, 1 pasaport için Konsolosluğa gittim.  Gelin görün ki geçen sene Muaffak olamadık. 22 tane ticari vize alamadık ama konsolos gelmedi. Bu 22 vizenin başkana hesabını sormak abesle iştigaldir. Bunun hesabını vermek tabiî ki bana ait. Ben uğraştım ama alamadım. Başaran Ulusoy vize alacakta bunu cebine mi koyacak.  22 tane ayrı acentanın vizesini alamadım. Ben doktorumun annesine de vize alamadım. Arkadaşıma 2800 Euro vererek vizeyi aldım. Bana 3 tane, 5 tane vizenin hesabını sormayacağınızı biliyorum. Ama bunlar konuşulacak konular değil, geri de kaldı ama dersimizi de aldık, notumuzu tuttuk.
Bana gelin havaalanında personel sayısını arttırın deyin arttıralım. Alanda personel sayısı yetersiz arttırın deyin artıralım.


2016 yılında teminat mektuplarını kaldırıp, sigorta poliçesini devreye alacağız. 2007 yılında kanun, meslek örgütü olarak sigorta şirketi kurmayı TÜRSAB’ a vermiştir. Artık bankaların peşinde koşmayacaksınız. Daha önce kandırılan Hacı adayları için teminat mektubunu devreye sokmuştuk. Şimdi sigorta şirketimiz var. Hem de bugün piyasa değeri 90 trilyon eden bir sigorta şirketimiz var. Bizler Hac’dan arttırdığımız paralarla sizlerin rızasıyla hayır işleri yapıyoruz.  520’ ye yakın talebe okutuyoruz. Ambulansımızı alacağız, Arabistan’ daki imkânlarımızı arttıracağız, servislerimizi daha iyi hale getireceğiz. Sizlerin sayesinde cezalarla uğraşmıyorum, ben toplantılara artık daha rahat giriyorum, siz profesyonel arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. 


Atlas’ın Patronu Murat Ersoy’da burada ona da çok teşekkür ediyorum.
Bizi biz yapan birlik beraberliğimizdir.Bugün Türkiye’ de kavgalar nasıl başlıyor, ötekileşen kucaklamayan bir zihniyetle başlıyor.İstiklâl Marşı nasıl başlıyor arkadaşlar “KORKMA”  diyerek başlıyor. Biz ülkemizdeki olaylardan korkmuyoruz. Biz terörden korkmuyoruz,  biz beraber oldukça, birlik oldukça hiçbir şey bizi ayıramaz. Ne dedi Mehmet Âkif Ersoy “Korkma, sönmez bu şafaklarda” diye Korkmayın bu camia birlik, beraberlik içinde olduğu takdirde benim çözemeyeceğim hiçbir şey yoktur. Gelen şikayetler ve istekler üzerine çözümü şu şekilde buldum. Hac İstişare Kurulu kurulacak. 10- 12 kişi olacak bu ekip, direk başkana bağlı olarak çalışacak. İçinizden seçilen arkadaşlar olacak. Anında şikayetler iletilecek, ayda bir toplantı yapılacak. Şikayetler incelenecek, Diyanet İşleri Başkanlığı ile konuşulacak, olanları bana iletecek. Diyanette Hac İştişare Kurumu var ise aynısını biz yapacağız. Bu topluluğa güveniyorum. Ne eksik varsa,  birlikte iştişare ederek çözeceğiz. Biz çantadan ve kumaştan kâr elde etmeyeceğiz ama bu günlere gelebilmek için beraberliği sağlamak için yaptık. 


2016 yılında 1 Ocak’tan itibaren teminat mektuplarını kaldıran, sigorta hizmetlerini içine alan, servis hizmetini iyileştiren, sahada elaman sıkıntısını takviyeyle çözen, Hac ve Umre yapan TÜRSAB olacak. Profesyonel kadroya göstermiş olduğunuz desteğe ihtiyacım var. Bize düşen yanlış yapana doğruyu göstermektir.Benim geçen sene yapamadığımı, bu sene başaracağız. Suudi Arabistan Konsolosluğu’nda Ahiret Mahkemesi kuruldu.  Suudi Arabistan’ a yazdığım bir mektupta hatam olmayan ama kendi içinde cezalandıran bir teşkilat kurdu. Sonradan bunu düzeltmeye çalıştım. Şimdi her acentaya 3 tane 1’ er yıllık vize sözü aldım, 350 kişilik anlaşmayı İTO, TÜRSAB ve Hac Bakanlığı olarak yapacağız.Avrupa Birliği ülkeleri vizeyi kaldırma olayının içine girme işindeyken Osmanlının müdahale ettiği en son Mekke Komutanı Fahrettin Paşa’nın dediği gibi  “Yalnız koymayız burada yatanı” peygamber efendimiz için söylemiştir. Can veririz bu vatanı kurtarırız dediği o topraklarda biz de seyahat acentaları için bu kolaylığı yapmak mecburiyetindeyiz. 

350 vize sözü aldım, 1 Ocak itibariyle her acentaya 2-3 dağıtacağım. 
1. Teminat alınmayacak.
2. Anadolu’da şubeleri olan arkadaşlardan teknik yardım adı altında fatura alınacak, herhangi bir ek ücret, aidat ücreti almayacağız. 

16 yıl meşakat çekerek bugünlere geldik. 4 tane Diyanet Başkanı ile çalıştık. 8 tane Cumhurbaşkanı ile çalıştık, 11 tane Başbakan ile çalıştık. Sizlerle birlikte tatlı acı ama devlet adabına yakışır bir biçimde çalıştık, ben devlet dairelerine şikayet edenlere, TÜRSAB Birliği’ni bozanlara şunu söylüyorum: “Allah sizi ıslah etsin.” Ben sizlerin emrindeyim, derdim Allah yoluna gidenlere yardım etmek, Birliğime yakışır bir hizmet vermek. 1999’ da Hacca giden 600 kişi, 2015’de 326 bin kişi bu başarı benim başarım değil, bu başarı sizin başarınızdır. Ama 22 pasaportun içinde 2 pasaporta söz verdiğim halde yapamadım bu benim içimde yaradır, hakkınızı helal edin. 


Ben çok mutluyum, inanın ki bu camianın birlik beraberliğini böyle görmek her genel başkana nasip olmaz. Beni çok mutlu ettiniz, ben bu teşkilat ne derse onu yaparım, ne zaman kaldır derse kaldırırım, ne zaman koy derse o zaman koyarım. Git derse giderim, kal derse kalırım. Başkasının lafıyla kalmam, başkasının lafıyla da gitmem. Beni seçen başkası değil, beni seçen bu camiadır. Bu camianın emanetini elimin vardığı, gücümün yettiği kadar sahip çıktım. Yeni yaptığımız Genel Merkez binamız 13 bin m2, çevreci akıllı bir bina. 450 kişilik toplantı salonu, 60 kişilik otoparkımız var. Ben bu binayı cebime koymadım. Kat karşılığı vermedim. 11 Kasım’da bir yemeğimiz olacak. Sizlere şirketlerin bilançolarını açıklayacağım. Her şeye cevap vereceğim, sonra 13-14 Kasım’da binamızın açılışını yapacağız. Aynı anda 38 Bölge Teşkilatı’nın kendi aralarında konuşabilen, üyeleriyle toplantı yapabilen bir sistem yaptık. 38 Bölge Teşkilatı’nı keyfim için kurmadım, sizin için kurdum. Devletin bize sunduğu 157 müzeyi idare ediyor, koruyoruz.  Müzeleri koruyan, Arabistan’ da Mekke’yi de korur. TÜRSAB’ın koruma gücü vardır, bu camia hizmet sektörüdür, benim yanlışım varsa bana söyleyin, bana vurun. Bu camiaya dokunmayın. Sosyal medyada bu camiaya dokunmayın. Yanlışı gördüğünüzde doğruyu gösterin. Diyanet İşleri Başkanlığı’nda bu yıl en rahat dönemimi geçirdim. Kurul kararlarını imzalayan bir arkadaşınız, başkanınızım. Hac Kurulu’nda Bakanlıklar arasında 9 Müsteşarın bulunduğu 

Diyanet İşleri’nin başkanlığındaki kurulda TÜRSAB’ın bulunup, temsil etmesini doğru buluyor musunuz?“Doğru buluyor musunuz?” sorusuna “Evet” cevabını alan Başaran Ulusoy,  o zaman destekliyorsunuz, salondan alkış kıyameti koptu. 


Peki hiçbir şey yapmadıysak bunu da yapmayalım. Yenemeyeceğimiz hiçbir şey yok yeter ki birlik olalım yeter ki beraber olalım.

Bizleri bir arada tutan TÜRSAB Birliğidir 
Hakkınızı helâl edin, sağ olun, var olun diyerek konuşmasını tamamladı ve katılan tüm davetlilere akşam yemeği verdi. Yemekten sonra ödül törenine geçildi.

Yasal Uyarı:Telif hakkı www.turizminsesi.com sitesine aittir  işletme hakkı Turizmin Sesi  sitesinde saklı bulunan bu haberi, kaynak bildirerek ve aktif link koyarak kopyalayabilir, kendi sitenizde yayınlayabilirisiniz. Aksi taktirde ADA Hukuk burosu yetkilidir


Başkan Eşkinat Brüksel’de 13. Avrupa Bölgeler ve Şehirler Haftası toplantısına katıldı

Sosyal Demokrat Belediyeler Derneği (SODEM) üyesi belediye başkanları, AB Komisyonu ve Bölgeler Komitesi tarafından 12-15 Ekim 2015 tarihleri arasında düzenlenen, 7 bin yerel siyasetçi ve yöneticiyi biraraya getiren “Open Days” 13. Avrupa Bölgeler ve Şehirler Haftası etkinliklerine katılırken Süleymanpaşa Belediyesi’ni temsilen Süleymanpaşa Belediye Başkanı Ekrem Eşkinat ve Süleymanpaşa Belediye Meclis Üyesi Tunç Saygun toplantıya katılarak AB kurumlarındaki yetkililer ile üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi.


SODEM heyeti olarak en üst düzey AB yetkilileri ile görüşmeler gerçekleştirilip mesajların iletildiği organizasyonda SODEM ve Avrupa Parlamentosu Türkiye Dostları Grubu İşbirliği ile Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen “Aday ülkelerde genç işsizliği; Ortak sorunlar, ortak çözümler” konulu yuvarlak masa toplantısı yapıldı. Toplantıda genç işsizliği sorununu çözmek konusunda sosyal demokrat belediyelerin yaklaşımını ve çözüm önerilerini içeren birer sunum gerçekleştirildi. 
Açılış konuşmasını Avrupa Parlamenteri Mercedes Bresso’nun yaptığı yuvarlak masa toplantısında, Avrupa Komisyonu, İstihdam ve Sosyal İşler Genel Müdürlüğü’nden Christiane Wetphal da katılım öncesi mali yardım hakkında bilgiler verdi.


Open Days kapsamında, Avrupa Parlamentosu’nda, Türkiye Dostları Grubu, Friedrich Ebert Vakfı ve SODEM işbirliğiyle “Yerel Yönetimlerin üstlendikleri rol; ‘Potansiyel durum ve mevcut durum” konulu bir panel gerçekleştirildi. Moderatörlüğü Friedrich-Ebert Vakfı Türkiye Temsilciliği Direktörü Felix Schmidt tarafından yapılan panelde ise Avrupa Parlamentosu Milletvekili İsmail Ertuğ, Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, AB Komisyonu Komşuluk ve Genişleme Genel Müdürlüğü Türkiye Dairesi Başkanı Myriam Ferran, Rhone-Alp Bölgesi Başkan Vekili Avrupa Birliği Komitesi Üyesi Bernard Soulage konuşmacı olarak yer aldı. Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı Gianni Pittella, panelde Türkiye adaylığına verdiği desteği ifade eden bir konuşma gerçekleştirdi. Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinde yerel yönetimlerin rolü, mülteci meselesi, Türkiye’de terör olayları ve SODEM çalışmaları ile yapılacak ortak çalışmalar üzerinde görüş alışverişinde bulunulan panelin sonrasında, parlamento binasında SODEM resepsiyonu düzenlendi.12-15 Ekim 2015 tarihleri arasındaki “Open Days” Avruap Bölgeler ve Şehirler Haftası etkinliği sırasında, Avrupa Sosyalist Partisi (PES) Başkanı Sergei Stanishev, Avrupa Birliği Bölgeler Komitesi Türkiye ile ilişkiler çalışma Grubu Başkanı Jean-Luc Vanraes, Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü Türkiye Masası Direktör Yardımcısı Patrick Paquet, CHP Belçika Birliği Başkanı Zuhal Kayhan, CHP AB Temsilcisi Kader Sevinç ve T.C. AB nezdindeki Daimi Temsilci Büyükelçi Selim Yenel ile toplantılar gerçekleştiren SODEM heyeti, AB’li paydaşlar ile görüş alışverişlerinde bulundu.


Etkinlik boyunca bir araya gelen işbirliği toplantılarına katılım sağlanırken, çeşitli temaslarda bulunulmuş, çalışmalar yapılmış konferanslar düzenlenmiştir. “Open Days” Avrupa Bölgeler ve Şehirler Haftası etkinliği kapsamında “Çevre Dostu Yeşil Ulaşım” teması çerçevesinde bir araya gelen yerel idareler ortaklığına Eskişehir Büyükşehir Belediyesi de katılıp, Başkan Yardımcısı Jale Nur Süllü Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin örnek çalışmalarını sundu. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Osman Gürün, “Demografik değişim için yerel işbirliği”, Silivri Belediye Başkanı Özcan Işıklar “Kentsel ekonominin gelişmesi”, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer “Bütünleşik bölgesel yatırımlar” konularını ele alan yerel yönetimler ortaklarında yer aldı ve konferanslarda kendi tecrübelerini paylaştı. Örnek çalışmaların, belediye hizmetlerinin ve geleceğe dönük çalışmaların görüşüldüğü toplantı istişareler ile sona erdi.

16 Ekim 2015 Cuma

Skal International Marmara Kulübü Ekim Ayı Toplantısını Gerçekleştirdi

Yaz tatili nedeniyle aylık toplantılarına ara veren Skal International Marmara Kulübü Dedeman Bostancı Hotel’de bir araya geldi.


Toplantıya Skal International Marmara Kulübü Başkanı Zeynep Yılmaz, Çanakkale Skal Başkanı Dilek Mildon, Skal International Marmara Kulübü Genel Sekreteri  Şule Gökırmak ve Dedemen Bostancı Hotels Genel Müdürü Nadir Karadal’ın katılımıyla  toplantıya başlandı.


Açılış konuşmasında Skal International Marmara Kulübü Başkanı Zeynep Yılmaz, yaz sezonu girmesiyle toplantılarımıza ara verdik.Son günlerde yaşanan terör olaylarına deyinmededen geçemiyeceğim. Terörün her halini lanetliyoruz. Benim ailemde Ankara’da ikamet etmekte ben de yüreğimden vuruldum.Bu acıyı yaşayanlardan biriyim.İnşallah bu acıyı Allah ülkemize bir daha göstermez. Hayatını kaybedenlere Allahtan rahmet diliyorum. Hepimizin baş sağ olsun. Konya’da federasyonumuz ile bir toplantıya katıldım. Geleceğin Liderleri projesi toplantısı. Bu toplantıya katılanların proje kapsamında eğitimden geçerek geleceğin liderleri olarak yetiştiriliyor.Her Kulüp iki kişi gönderecek ve devam eden bir proje olacak. 


Bu projeye destek vermenizi istiyorum. 19 Aralıkta Skalite ödülü  için aday olan var mı diye  üyelere soran Zeynep Yılmaz şeffaf bir şekilde yürütülen Skalite ödüllerine aday olmanızı öneririm.  Sizlerle bir konuyu daha paylaşmak istiyorum. Bundan sonraki toplantılarımızı Skal İstanbul gibi  öğlen arası yapmamızı istermisiniz? . Biz 50 kişilik bir aileyiz genelde %60  kadar katılım sağlıyoruz sayın üyeler siz nasıl istersiniz ona göre karar verelim dedi.  Mert Okan Avrupa yakasında çalışan evi Asya yakasında olanlar var benim gibi, benim tercihim akşam toplantılarına devam etmektir.  Eller havaya o zaman dendi ve  çoğunluk akşam toplantısında buluşmayı kabul etti.  Skal Marmara Kulübü Başkanı Zeynep Yılmaz’da madem akşam toplantılarına devam etmek istiyorsunuz  benim içinde uygundur dedi. 


Son bir konu bunu atlamak istemiyorum  lütfen pamuk eller cebe  Mert Okan pos cihazı ile aramızda  üyelik ücretlerini tahsil edecek. Yardımcı olmanızı istiyorum dedi. 


Mert Okan ise masa aralarında hem ziyaret hemde tahsilata yaptı. Marmara Skal  üyeleri de Sayman Mert Okan’a yardımcı oldu. Toplantı  üyelerin kendi aralarındaki sohbetle devam etti.

















14 Ekim 2015 Çarşamba

“Tarih, mimari, doğa ve lezzet diyarı” Ayvalık’ta çok özel 3 gün yaşanacak

11. AYVALIK ULUSLARARASI ZEYTİN HASAT GÜNLERİYLE  YILIN İLK HASADINA TANIKLIK EDİN! 


Ayvalık Ticaret Odası'nın Ayvalık Belediyesi ve Ayvalık Ziraat Odası ile ortaklaşa düzenlediği Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri'nin 11. si, bu yıl 6-7-8 Kasım 2015 tarihlerinde gerçekleştirilecek. Uluslararası Zeytin Konseyi (IOC), Akdeniz Zeytinci Kentler Birliği (Re. Co. Med) ve İspanya merkezli bir zeytinyağı derneği olan QV Extra'nın katılımıyla uluslararası bir kimliğe kavuşan Ayvalık Zeytin Hasat Günleri kapsamında kurulacak “Zeytinyağı Pazarı”nda Ayvalıklı zeytinyağı üreticileri yılın ilk hasadını yapıp erken hasat zeytinyağlarını ziyaretçilerin beğenisine sunacaklar. 11. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri, zeytinyağının insan yaşamındaki vazgeçilmez yerini, her defasında daha etkin biçimde hatırlatmak ve benzersiz bir “tarih, mimari, doğa ve lezzet diyarı” olan Ayvalık’a dikkat çekmek için her yıl zeytin hasat dönemi başlarken düzenleniyor. 3 gün sürecek Hasat Günleri kapsamında yapılacak etkinliklerde ülkemizdeki zeytinyağı üretim ve tüketimini artırmanın ve kaliteli zeytinyağı üretmenin yolları tartışılacak. Bunun yanında Ayvalık Eski Otogar'da kurulacak “Zeytinyağı Pazarı”nda Ayvalıklı üreticiler ilk hasat zeytinyağlarını ziyaretçilere tattıracaklar. 

“ZEYTİN VARSA HAYAT VAR, BİN YILLARDIR…”
Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri’nin bu yılki teması “Zeytinyağı ve Tarih”. Slogan da bu konsept doğrultusunda, “Zeytin Varsa Hayat Var, Bin Yıllardır…” olarak belirlendi. Hasat Günleri'nin 2. gününde (7 Kasım, Cumartesi) gerçekleştirilecek Zeytinyağı Paneli’nde ziyaretçiler geçmişten günümüze zeytinyağının hayatımızdaki yeri ve önemi hakkında bilgi edinebilecekler. Bu yılki panel konuşmacılarımız Prof. İlber Ortaylı, Akdeniz Zeytinci Kentler Birliği (Re. Co. Med) Başkanı Enrico Lupi ve zeytin tarihi ve kültürü araştırmacısı Dr. Horst Schäfer-Schuchardt engin bilgileriyle bizi zeytinyağının tarihinde küçük bir gezintiye çıkaracaklar.
Yine Hasat Günleri’nin 2. gününde yılın ilk sembolik hasadı Ayvalık, Küçükköy’de gerçekleşecek. Eski bir Boşnak köyü olan Küçükköy, farklı kültürlerin ilgiye değer izlerini barındırıyor. Küçükköy “minyatür” meydanı, Merkez Camii, göç temalı Kent Müzesi, 19. yüzyıldan kalma taş evleri ile birçok yaşanmışlığın tanığı… Şimdi ise sayıları kırkı bulan sanatçı, yerel yöneticilerin de desteğini alarak Küçükköy’deki yorgun taş evleri yeniliyor, sakin sokakları canlandırıyor ve butik otelleri hizmete sokuyorlar. Küçükköy’e uluslararası bir “kültür-sanat-yaşam” odağı kimliği kazandırma çalışmaları, “hızlı bir yenilenme süreci” şeklinde devam ediyor… Yılın ilk zeytin hasadı kutlamasında ziyaretçilerimiz Küçükköy’ün değişen yüzüyle tanışma fırsat bulacaklar. 
Hasat Günleri yine Zeytine Minnet yürüyüşüyle başlayacak, geleneksel balık-ekmek ikramı yapılacak ve sokak müzisyenleri Ayvalık’ın farklı köşelerinde konserler verecek.

11. Ayvalık Uluslararası Zeytin Hasat Günleri hakkında ayrıntılı bilgi için:
Ayvalık Ticaret Odası: 0266 312 56 60  0266 312 15 17

JAPONYA’YI FETHEDEN BİR HİKAYE: SAFRANBOLU LOKUMU

Geleneksel Türk lokumu, Japon kültüründeki benzerlikler sayesinde Japonların dikkatlerini çekerken Meşhur Safranbolu Lokumcusu ve Karbon iş birliğinde hazırlanan özel ve şık ambalaj tasarımı ile Japonların görselliğine de hitap ediyor. Geleneksel lokumları Dünya’ya tanıtma misyonundan yola çıkan ve 35 yıllık geçmişe sahip Meşhur Safranbolu Lokumcusu, Japonya’nın en büyük alışveriş merkezinden aldığı talep ile özel tasarımlı lokumları Japonların beğenisine sunuyor. Meşhur Safranbolu Lokumcusu için Japonlara özgü ambalaj tasarımı, firmalara marka oluşturma ve geliştirme, iç mekan tasarımı, iletişim tasarımı alanlarında multidisipliner danışmanlık hizmeti veren Karbon’un imzasını taşıyor.


Lokum, Japonların çay seramonisindeki tatlı Wagashi’yi andırması ve gül bitkisi ile yakın ilişkileri, güllü tatlara duydukları yakınlıkları ve alışkanlıkları yansıtmasından ötürü tercih ediliyor. Bu sebeple, klasikleşen lokum ambalajlarını Japonların ilgisini çekecek tarzda tasarlayan Karbon, ambalaj dizaynında Japonların sade tasarım anlayışının izlerini takip etti. Tasarımlarında Japonların alışkanlıkları, beğenileri, zevkleri, ilgi alanları üzerine geniş çaplı araştırma yaparak daha görsel, yalın ve şık bir tasarım anlayışını benimseyerek fark yarattı.


Ambalaj tasarımlarının ürün- hedef kitle uyumu ile paralel olması gerekliliğini vurgulayanKarbon Kurucularından Selen Selviler Özüekren, Meşhur Safranbolu Lokumu için tasarladıkları ambalajlar için öncelikle turist olarak gelen Japonların Türkiye’de en çok tercih ettikleri turistik bölgeler için araştırma yaparak başladıklarını belirtti. Selen Selviler Özüekren: “Geleneksel yaşam tarzlarına rağmen her fırsatta dünyayı çok gezen Japonların sosyal medya paylaşımlarında tutun rehberlerden, japon seyahat sitelerine kadar geniş bir alanda araştırma yaparak Türkiye ile en çok eşleştirdikleri bölgeleri listedik. Sonuç olarak ortaya çıkan tarihi yerleri de tasarımımıza taşıdık. Sıkça hediyelik olarak düşünülen lokumlar için daha Türkiye’yi yansıtan, kültürel kodlar yaşıyan bir tasarım çözümü sunduk. Tasarım zevki gelişmiş ve hayatlarının büyük bir parçasını tasarım oluşturan Japonların yalınlığı ön planda tuttuğunu keşfettik. Yalın bir tasarım ayırtediciliği azaltacağını düşündüğümüz için görselliği öne çıkardık. Gösterişli, karmaşık bir tasarımdan ziyade sade, dikkat çeken ve göz yormayan tasarımı tercih ettik” diyerek tasarım yolculuğunu aktardı.

Butik tarzını bozmadan geleneksel lokumu yaygınlaştırmayı hedefleyen Meşhur Safranbolu Lokumcusu Genel Müdür Emrah Eren lokumu Japonlar ile tanıştırırken Japonların Türkiye’de ziyaret ettikleri yerlerin görsellerini baz aldıkları bir seri ürettiklerini belirtti. Günlük 1,5 ton lokum ürettiklerini aktaran Eren: “ Amerika, Suudi Arabistan, Kanada, Güney Kore, Almanya, Rusya, Ukrayna, Bahreyn ve Azerbaycan başta olmak üzere dünyanın birçok noktasına ihraç ediyoruz. Geleneksel lokumumuzu Japonya’ya tanıtıyor olmaktan ötürü olduça mutluyuz. Japonların tarzlarına uygun şık ambalaj tasarımımızla hem gözlerine hem de damaklarına hitap ediyoruz “ dedi.
Plus Kitchen, Beyaz Fırın, Emek Pastanesi, Melodi, Çikolata, Centrum Toplantı Hizmetleri, Tay Mum ve benzeri birçok firmaya danışmanlık yapan Karbon, projelere ve istekler doğrultusunda özel çözümler sunan ürün tasarımları da gerçekleştiriyor.

MCI Group’un 32 ülke Direktörüne İstanbul Boğazı’nda unutulmaz bir gece


32 Ülke İstanbul’da Bir Araya Geldi 
ACE of M.I.C.E. Exhibition 2016 Fuarı MCI Group Direktörlerine görkemli bir organizasyon ile tanıtıldı.Dünyada 1987 yılından bu yana çok sayıda ülkede toplantı, organizasyon, dernek ve kongre etkinliklerine imza atan global MICE şirketi MCI Group’un 32 ülkeden direktörü Turizm Medya Grubu ev sahipliğinde İstanbul Boğazı’nda unutulmaz bir gece yaşadı.

MCI Türkiye Genel Müdürü Barış Kahrıman, Operasyonlar ve İş Geliştirme Müdürü Ufuk Tümer ile  Kurumsal İlişkiler Direktörü Koray Tuncer’in organizasyonunda İstanbul’da buluşan MCI Group direktörleri Turizm Medya Grubu ev sahipliğinde İstanbul’un muhteşem manzarası eşliğinde unutulmaz bir gece geçirdi. İçerisinde Arabistan, Arjantin, Ermenistan, Avustralya, Kanada, Rusya, İtalya gibi 32 ülkeden direktörlerin bulunduğu buluşmada gecenin açılış konuşmasını yapan MCI Group Başkanı Roger Tondeur, İstanbul’da olmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Bu sene üçüncüsü gerçekleşecek ACE of M.I.C.E. Exhibition 2016 Fuar sunumunun yapıldığı gecede MCI Group’un tüm dünyadan gelen temsilcileri bu özel gösterimi ilgiyle izledi. Keman trio şovuyla İstanbul manzarasını eşsiz bulduklarını dile getiren yöneticiler Türk mutfağının lezzetli yemekleriyle ışıltılı bir gece geçirdiler.

ICCA istatistiklerine göre İstanbul ilk 10 destinasyon içerisinde 
32 ülke ve 60 ofiste 1600’den fazla çalışanı ile her yıl 4500’den fazla projeye imza atan, uluslararası dernek ve birliklerle çalışan MCI Group temsilcileri, İstanbul’dan çok etkilendiklerini belirttiler. MCI Group CEO’su Sebastien Tondeur, daha önce İstanbul’da bulunmamış üyeleri olması sebebiyle  burada bulunmanın sen derece önemli olduğunu, ICCA istatistiklerinde ilk 10 destinasyon içerisinde  yer alan İstanbul’un tarihle iç içe bir şehir olduğunu ve bundan çok etkilendiklerini belirtti. ACE of M.I.C.E. Exhibition 2016 sunumunu seyrettiğinde ise etkinliğin diğer ülkelerde düzenlenen yerel fuarlarla karşılaştırınca çok daha büyük, etkileyici ve enerji dolu olduğunu söyledi.

Dünyanın en önemli şefleri İstanbul’a Geliyor

Gastromasa Konferansı’na Sayılı Günler Kaldı
Dünya Yıldızlarını İstanbul’da Buluşturmaya Hazırlanan Gastromasa Konferansı’na 
Sayılı Günler Kaldı. Dünyaca ünlü şeflerin ve gastronomi yazarlarının katılımıyla 14 Kasım Cumartesi günü gerçekleşecek Gastromasa Konferansı; Türkiye’de hızla gelişen gastronomi sektörünün dünyayla entegre olması için bir köprü oluşturacak.   

İspanyol mutfağının dünyaca ünlü iki Michelin yıldızlı şefi Sergi Arola, iki Michelin yıldızlı ve dört Gault & Millau ödüllü şef Johanna Maier, İspanya’nın en önemli pastacılık şeflerinden Christian Escriba, gastronominin dünyadaki en önemli trend avcısı Maria Canabal ve dünyanın en önemli yemek yazarlarından Luciana Bianchi Gastromasa Konferansı’nda konuşma yapmak üzere İstanbul’da olacak.  

Gastromasa Konferansı, 14 Kasım Cumartesi günü Radisson Blu Şişli Otel’de dünyanın önemli gastronomi profesyonellerini bir araya getirmeye hazırlanıyor. 1. Ulusal Gastronomi Konferansı, Türkiye’nin zengin mutfağını ve kendine has gastronomi kültürünü dünya çapında tanıtmayı hedefliyor.

Dünyanın en önemli şefleri İstanbul’da
İspanyol mutfağının dünyaca ünlü iki Michelin yıldızlı şefi Sergi Arola, iki Michelin yıldızlı ve dört Gault & Millau ödüllü şef Johanna Maier, İspanya’nın en önemli pastacılık şeflerinden Christian Escriba, gastronomi dünyasının en önemli trend avcısı Maria Canabal ve dünyanın en önemli yemek yazarlarından Luciana Bianchi sunumlarıyla Gastromasa Konferansı’nda olacaklar. Türk Mutfağı Araştırmacısı ve İşletmeci Vedat Başaran’ın moderatörlüğünde gerçekleşecek oturumda ise konferansın ana sponsoru g2m Genel Müdürü Burak Özbaşıoğlu, Shaya Türkiye Genel Müdürü Murat Gün, Colonie ve Escale Restaurant markalarının yaratıcısı Yücel Özalp "Dünya gastronomisinin yeni destinasyonu İstanbul olabilir mi?" konusunu masaya yatıracaklar. 

Yurt içinden ve yurt dışından katılacak değerli şeflerin bilgi birikimleri ve tecrübelerini tüm dünyadan gastronomi profesyonelleriyle paylaşacağı 1. Uluslararası Gastromasa Sempozyumu, tüm gün sürecek oturumlarla 500 profesyonel, 40’a yakın firma ve ana sponsorların katılımıyla gerçekleşecek ve Türk gastronomisi için büyük katkı sağlayacak. Sektörün nabzını tutacak seminer boyunca ‘Türkiye Coğrafyasına Ait Geleneksel Ürünler’ temalı fotoğraf sergisi ve Türkiye’nin en iyi 20 şefinin sempozyuma özel hazırlayacağı inovatif tarifler sergilenecek. Yerli, yabancı basının da katılım göstereceği bu organizasyon, yeme içme sektöründe ön plana çıkmak, farkındalık yaratmak, hedef kitle ile doğrudan bir bağ kurmak isteyen katılımcılar için önemli bir fırsat yaratacak.

Gastronomi sektörünü iyileştirmeyi hedefliyor
Gökmen Sözen Organizasyon tarafından hayata geçirilen ve bu yıl ilk kez gerçekleştirilecek olan sempozyumun önemi hakkında açıklamada bulunan Gökmen Sözen şunları söyledi; “1. Uluslararası Gastromasa Sempozyumu, ülkemizden başlamak üzere dünyada gastronomi sektörünü iyileştirmek için atılmış çok önemli bir adım. Dünya markalarının ve dünyaca ünlü şeflerin yatırım için tercih ettiği bir lokasyon haline gelen Türkiye, sahip olduğu potansiyeli gerçekleştirdiğinde gastronomi sektörünün sunduğu fırsatları ekonomik değere çevirebilir. Bu nedenle ülkemizin zengin mutfağını ve gastronomi kültürünü, gelecek nesillere aktarmamız ve dünyaya tanıtmamız gerekiyor. Bu yaklaşımla hayata geçirdiğimiz Gastromasa Sempozyumu’na katılacak yerli-yabancı şefler ve yatırımcılar dünyanın yeni gastronomi çekim merkezi olan İstanbul’u ele alacak. Sempozyum, damak tadımızı dünya çapında tanıtarak ve pazarlayarak ülke turizmine katkı sağlayacak.”

6 Ekim 2015 Salı

Renaissance Polat Erzurum Hotel Holiday Check’de Dünyanın en iyi otelleri arasında

Türkiye’nin uluslararası kayak ve kongre oteli Renaissance Polat Erzurum dünyanın en büyük otel değerlendirme sitesi HolidayCheck'in her yıl gerçekleştirdiği oylama sonucunda dünyanın en iyi otelleri arasındaki yerini aldı. “Memnuniyetin en üst seviyede olduğu otel” ünvanını almaya hak kazanan Renaissance Polat Erzurum Hotel misafirlerine eşsiz dağ manzarası eşliğinde dört mevsim konaklama imkanı sunuyor.  

Modern mimari yapısı, kristalize kar dokusu, en özel geleneksel ve uluslararası lezzetlerin sunulduğu restoran ve barları ile üstün hizmet kalitesiyle misafirlerini ağırlayan Otel misafirlere mükemmel bir konaklama deneyimi yaşatıyor. Her ay 27 milyonluk ziyaret ile Avrupa’nın en önde gelen otel yorum platformu Holiday Check ödülleri her ülkede sadece 26 otele veriliyor. Her kategorinin en iyi ilk 5 oteli yorumlarla seçiliyor. Yapılan yorumlar sonucu menuniyetin en üst seviyede olduğu otel  seçilen Renaissance Polat Erzurum beş yıldızlı tatil keyfi ile kayakseverleri bekliyor. 

Sanatçıları ve sahne profesyonellerini etkinlik sahipleriyle buluşturan girişim: “iyisahne.com”

Türkiye’de ilk defa dijital ortamda sanat ve performans profesyonellerini müşteriler ve etkinlik sahipleriyle buluşturan iyisahne.com, yayın hayatına başladığı Nisan ayından bu yana etkinlik sahiplerinden gelen yüzlerce teklifi sanatçılara ulaştırdı. Böylece sanatçıların,  müşteriler ve etkinlik sahipleri tarafından kolaylıkla keşfedilmelerini ve iş bulmalarını sağlayan iyisahne.com, müzisyen, enstrümanist, müzik grubu, orkestra, ensemble ve DJ’ler üzerinden sahip olduğu ve hergün büyümeye devam eden 200 kişilik portföyü ile hizmet vermeye devam ediyor. İnternet girişimclerini ve yatırmcılarını bir araya getirmeyi amaçlayan Etohum’un 2015 yılında seçtiği girişimlerden biri olarak adını duyuran iyisahne.com kültür, sanat ve eğlence ekonomisinde bir ilk niteliği taşıyor. Girişim, sektörün en önemli sorunu olarak nitelendirilen erişim ve iletişim zorluğunu ortadan kaldırıyor.

Bir kuruma bağlı olmadan bağımsız olarak çalışan geniş kapsamlı bir kitleye dijital ortamda bir adres kazandırarak sanatçıları görünür, bilinir ve ulaşılabilir kılan iyisahne.com, sanatın ve sanatçının ilk ve tek ortak platformu olarak sanat/performans profesyonellerine ulaşmanın ve onlardan hizmet almanın yeni yöntemini Türkiye’de uygulamayı amaçlıyor.  

200’ü aşkın onaylı sahne profiliyle İstanbul ve çevresinde hizmet vermekte olan platform yıl sonuna kadar Ankara, İzmir, Antalya, Bursa, Eskişehir gibi kültür, sanat ve eğlence ekonomisinin başkentlerini portföyüne dahil ederek tüm Türkiye’ye ulaşmayı hedefliyor. Hizmetlerin internet üzerinden satın alınabilmesini sağlayan ve topluluk temelli bir dijital girişim olan iyisahne.com’da sanatçılar ve sanat profesyonelleri kendi sahne profillerini listeleyebiliyor, profillerini detaylandırabiliyor ve performanslarını görsel olarak etkinlik sahipleriyle paylaşma imkanı buluyor. Etkinlik sahipleri ise anlaştıkları sanatçı ile hiçbir aracı olmaksızın yazışabiliyor, mutabık kalınan hizmet bedelini kredi kartı ya da banka kartı ile ödeyebiliyor, dilerlerse 9 aya kadar taksitlendirebiliyor.
Düğünler için müzisyen ya da fotoğrafçı, doğum günü partileri için palyaço ya da sihirbaz, kurumsal etkinlikler için DJ, karşılama ikilisi ya da yaylı çalgılar dörtlüsü, yerel bir etkinlik için kukla ustası ya da meddah gibi çeşitlendirilebilecek, geçimini birim zamanını kiralayarak sağlayan en büyük kitle olan sanat/performans profesyonelleri, iyisahne.com’un sunduğu zemin üzerinde bir arada görünür ve erişilebilir hale geliyor.

iyisahne.com ekibi kimdir?
iyisahne.com’un kurucu ortakları ODTÜ Mühendislik Fakültesi kökenli üç girişimci Sinan Zabunoğlu, M. Cem Yanık ve Deniz Tav. Devlet Opera ve Balesi, Devlet Konservatuvarı ve Borusan Filarmoni Orkestrası gibi Türkiye’nin en önemli sanat kurumlarında çalışan dört değerli sanatçı ise bilgi birikimleriyle iyisahne’ye sektörel deneyim kazandırıyor.

“Aslında Diyet” ile diyet hakkındaki ezberler bozulacak

Diyet hakkında doğru bilinen yanlışlar ile yanlış bilinen doğrular: “Aslında Diyet” kitabında. Uluslararası Spor Beslenme Uzmanı araştırmacı Sencer Bulut’un, “Aslında Diyet” isimli kitabı, diyet hakkında doğru bilinen yanlışlar ile yanlış bilinen doğruları ortaya koyuyor.


Araştırmacı Sencer Bulut, yurtiçi ve yurtdışında yaptığı çalışmaların sonucunda yeni kitabı “Aslında Diyet” ile ezber bozacak detayları okuyucularının bilgisine sunuyor. Aslında Diyet kitabı, konuyla ilgilenenlere yepyeni bilgileri sunacak bir çalışmadır. Hepimiz diyet hakkında bir takım bilgilere sahibiz, ama bu bilgiler ne kadar doğrudur?. Ya kilo almaktan korktuğumuz ve ‘öcü’ gibi kaçtığımız besinler aslında vücudumuzun dostuysa?, ya da bugüne kadar masum bildiğimiz besinler, aslında kilo almamızın boş sorumlularıysa? gibi soruların cevaplarını bu kitap veriyor.

Eylül 2015 tarihinde ilk baskısını yapan “Aslında Diyet” kitabı, Agate Yayınevinden çıktı. Diyet hakkında doğru bilinen birçok yanlışı ayrıntılarıyla işleyen kitap, konuyla ilgilenenlere yepyeni bilgiler sunacak bir çalışma olarak okuyucu ile buluştu. Kitap Agate Yayınevi internet sitesi www.figurdesings.com, DR ve İdefix’ten online satın alınabiliyor. DR mağazalarında bulunuyor.




5 Ekim 2015 Pazartesi

Şehircilik İçin Doğru Çözümler Üretilmeli

Alkor Mimarlık Proje ve Restorasyon  Hizmetlerinde Sektörde Önemli Bir Yer Edindi
Eşsiz kültür abidesi Şehri İstanbul’un anıtsal değerine saygılı ve korumacı olmalıyız. Geçmiş tarihimizin izlerinin yansıması İstanbul siluetini silerek yeniye yer açmak kabul edilemez


Mimar-İç Mimar  Leyla Yücel: Şehircilik için doğru çözümler üretilmeli
Mimar ve İç Mimar Leyla Yücel, kentsel planlamalarda uyumlu yapılar bakımından daha iyi düzenlemelerin gelebileceğini savunarak “Şehircilik ve kentleşme olarak kent ölçeğinde doğru çözümlerin üretilmesi şehirlerdeki yaşamı yaşanılır kılar” dedi. 2007 yılında kurulan Alkor Mimarlık’ın sahibi Mimar-İç Mimar Leyla Yücel, kişi ve kurumlara iç mekan ve konsept tasarımı, mimari proje ve restorasyon gibi hizmetlerle sektörde önemli bir yer edindi. İnsanların hayallerini söz verdiği tarihte eksiksiz olarak teslim etmenin gururunu yaşadığını belirten Yücel, müşterilerini iyi analiz ettiğini ve bu sayede güven kazandığını belirtti. Bir işi kusursuz gerçekleştirebilmek için eğitimin şart olduğunun altını çizen Yücel, iyi bir gözlemci olmanın gerektiğini de vurguladı. Modern yapıları analiz ettik hem de tarihi eserlerle ilgilendik. Ancak bir süre sonra iç mimarlığın gelen ve yapmak istediğim işlerde tek başına yeterli olmadığını anladım. Bunun üzerine çift ana dal lisans yapmaya karar verdim.


Şehircilik ve kentleşme konusunda bilgiler veren Yücel şunları söyledi: “Şehircilik ve kentleşme olarak kent ölçeğinde doğru çözümlerin üretilmesi şehirlerdeki yaşamı yaşanılır ve huzurlu kılar. Bir kentin yaşanabilir olması için konut alanları, ticari alanlar, sanayi alanları, eğitim alanları, sağlık alanları, kamu alanları, yeşil alanları, dinlenme alanları, yaya geçitleri, üst geçitler, yol düzenlemeleri ve özel düzenleme gerektiren özürlü ve engellilere yönelik düzenlemeler gibi konuların birbiri içinde bütünün parçasına hizmet edecek şekilde doğru ölçeklerde düzenlenmesi gerekir. Kent ve şehir yaşamının yaşanabilir olması için tüm bunların yanı sıra en büyük çözüm bekleyen konu her zaman trafiktir. Ulaşım biçimleri ve seçenekleri nüfus yoğunluğu, nüfus artışı ve bölgesel genişleme alanları da hesaba katılarak uzun vadeli doğru çözümler üretmek kent yaşamını savaş alanı olmaktan çıkarır ve halkın konforlu yaşam alanlarında kent yaşamını sürdürmelerini sağlar.”


İstanbul’un silueti korunmalı
İstanbul’un silueti ile ilgili de açıklama yapan Yücel, yeteri kadar korunmadı ve korunmuyor. İstanbul siluetine gerekli mercilerin ve kurumların yaptırım güçlerini kullanarak tahribata engel olması gerekiyor. Tarihin izlerini yok ediyoruz, yaşanmışlıkları yeni yapıların devasa yükseklikleri ile eziyoruz. Geçmiş tarihimizin izlerinin yansıması İstanbul siluetini silerek yeniye yer açmak kabul edilemez bir durum. Dünya tarihinde önemi tartışılmaz olan, bütün dünyanın gözü üzerinde olan, imparatorlukların yegâne şehri İstanbul, sahip olduğumuz eşsiz kültür abidesi anıtsal değeri olan İstanbul’umuza çok daha fazla saygılı ve korumacı olmamız gerekiyor” diye konuştu.


‘Projenin içinde yaşıyorum’
Her projenin kendisi için yeni bir heyecan ve yeni bir tasarım demek olduğunun altını çizen Leyla Yücel, “Tasarımlarımı yaparken projenin içerisine girip orada yaşamaya ve zaman geçirmeye başlıyorum. Müşterimden önce proje alanında yaşıyorum. Tasarladığım koltukta oturuyorum, masada yemek yiyorum, mekânın psikolojik ve konfor etkilerini düzenliyorum. Seçtiğim aydınlatma elemanlarının aydınlık çoğunluk etkilerini analiz ediyorum. Kurumsal bir projeyi hayata geçiriyorsam tüm bunların yanı sıra kendimi işverenin yerine koyarak çalışanların amaç ve hedeflerine yönelik bir organizasyon sağlıyorum” diye konuştu.


‘En güzel müşteri teslim olmuş müşteridir’
Her mimarın kendi tarzına uygun bir şekilde çalışmak istediğine vurgu yapan Mimar-İç Mimar Leyla Yücel, bunun nedeni de şöyle açıkladı: “Çünkü her bir proje o mimarın parmak izini taşıyor. Bu açıdan her mimar yaptığı projelerle iz bırakmak ister. Fakat bu noktada müşterilerin beklentileri de çok önemli. Bir mimarın projeyi ele aldığında öncelikle temel prensipleri iyi düşünmesi gerekiyor. Çünkü kimse bir mekânda otururken kafasına bir anda avizenin düşmesini istemez. Bu nedenle bir mimarın temel prensiplerden biri olan güvenliğe de projede önem vermesi ve bu konudan asla taviz vermemesi gerekiyor. Her mimar kendi çizgisinde hizmet veriyor. Ancak az önce bahsettiğim temel prensiplerden taviz vermeden müşterilerin de beğeni ve isteklerinin de göz önüne alınması ve bu doğrultuda harmanlanmış bir proje ortaya çıkarılması da bir diğer önemli husus. Tabii bir mimar için en güzel müşteri teslim olmuş müşteridir.” Yücel, Kişinin doğru adresteyse beraber çalıştığı mimara teslim olması, bir insan doğru adreste olduğunu anlamak için de mimarın daha önce neler yaptığına ve referanslarına bakması gerektiğini altını çizdi.Yalın, sade ve içinde abartı olmayan şıklığı sevdiğini, karışık, anlamsız ya da karmaşık tasarımlardan hoşlanmadığını söyleyen Yücel, sadeliği sevdiği için de daha çok siyah ve beyaz renkleri kullandığını belirtti.

Sayısız projelere imza attı
Bugüne kadar sayısız projelere imza attığını vurgulayan Yücel, tiyatro ve sinema salonlarından villalara kadar birbirinden farklı projeleri hayata geçirdiklerini bildirdi. Şehircilik ve kentleşme konusunda bilgiler veren Yücel şunları söyledi: “Şehircilik ve kentleşme olarak kent ölçeğinde doğru çözümlerin üretilmesi şehirlerdeki yaşamı yaşanılır ve huzurlu kılar. Bir kentin yaşanabilir olması için konut alanları, ticari alanlar, sanayi alanları, eğitim alanları, sağlık alanları, kamu alanları, yeşil alanları, dinlenme alanları, yaya geçitleri, üst geçitler, yol düzenlemeleri ve özel düzenleme gerektiren özürlü ve engellilere yönelik düzenlemeler gibi konuların birbiri içinde bütünün parçasına hizmet edecek şekilde doğru ölçeklerde düzenlenmesi gerekir. Kent ve şehir yaşamının yaşanabilir olması için tüm bunların yanı sıra en büyük çözüm bekleyen konu her zaman trafiktir. Ulaşım biçimleri ve seçenekleri nüfus yoğunluğu, nüfus artışı ve bölgesel genişleme alanları da hesaba katılarak uzun vadeli doğru çözümler üretmek kent yaşamını savaş alanı olmaktan çıkarır ve halkın konforlu yaşam alanlarında kent yaşamını sürdürmelerini sağlar.”



TURİZMCİLERİN ACI GÜNÜ

Turizmciler Nezih Üçkardeşler’in son yolculuğunda yalnız bırakmayıp, Şakirin Camii’nde cenazesinde bir arada bulundular. Geçmiş dönem Asya BYK Başkanı olan Nezih Üçkardeşler’in cenazesi 04-10-2015 Pazar günü Karacaahmet Şakirin Camii’nde ikindi namazı müteakiben kılınan namaz ile son yolculuğuna uğurlandı.


Türk turizmi örnek bir insan, yüreği sevgi dolu bir turizmciyi kaybetti. Nezih Üçkardeşler’in cenazesine; Eski İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu,TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy,TUROB Başkanı Timur Bayındır Hello Turizm ve TÜRSAB Başkan Adayı Emin Çakmak, TÜRSAB Başkan Adayı Firuz Bağlıkaya, Turing Başkanı Dr Bülent Katkat, Uludağ Uslan Otel Sahibi Turizmci Serhat Uslan, Ekinoks Travel Yönetim Kurul Başkanı Semih Selimoğlu,Elite Hotel Ceo’su Dilaver Doğru, Ali Baba Şerbetleri Ceo’su Ali Güler, Hakan Himmetoğlu, iş dünyasından çok sayıda ünlü isim ile aile yakınları ve Turizmciler hazır bulundu


Türk turizmi örnek bir Ağabeyi kaybetti.
Her zaman hoş gönüllü, yüreği sevgi dolu, küçüklerin her zaman Nezih Ağabeyi olmayı başaran sevgi dolu bir insanı kaybetmenin üzüntüsü içindeyiz.


Sevgi dolu yüreğine herkesi sığdıran yüce insan senin o kadar sevenin varmış ki Şakirin Camii avlusu almakta zorluk çekti. Allah rahmet eylesin mekanın cennet olsun.


Merhum NEZİH ÜÇKARDEŞLER’ in cenazesi 04/10/2015 pazar günü Karacaahmet Şakirin Camii’nde ikindi namazını müteakiben kılınan namaz ile ebedi istirahatine uğurlandı. Turizminsesi.com ailesi olarak merhuma Tanrı’dan rahmet, sevenlerine ve kederli ailesine sabırlar dileriz.

1 Ekim 2015 Perşembe

ALTIN KOZA’DAN BEŞ ÖDÜLLE DÖNEN "ANA YURDU" FESTİVAL YOLCULUĞUNA HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYOR!

Dünya prömiyerini Venedik Uluslararası Film Festivali’nde yapan ve geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen Adana Altın Koza Film Festivali’nden 5 ödülle dönen Senem Tüzen’in ilk uzun metraj filmi Ana Yurdu festival yolculuğuna Varşova, Selanik, Hayfa ve Reykjavik Film Festivalleri ile devam ediyor.

Ana Yurdu, 9-18 Ekim tarihlerinde Polonya’da gerçekleştirilecek 31. Varşova Film Festivali’nin hemen ardından, 31. Hayfa Uluslararası Film Festivali ve Reykjavik Uluslararası Film Festivali’nde yarışacak.

72. Venedik Film Festivali'nde büyük beğeni toplayan ve eleştirmenlerin övgüyle söz ettiği Ana Yurdu, Adana Altın Koza Film Festivali’nden 5 ödülle birden döndü. Sinema Yazarları Derneği’nin (SİYAD) En İyi Film, Film Yönetmenleri Derneği’nin (FİLMYÖN) En İyi Yönetmen ödüllerine layık gördüğü film, aynı zamanda festivalin En İyi Senaryo, En İyi Kadın Oyuncu (Nihal Koldaş) ve En İyi Görüntü Yönetmeni ödüllerinin de sahibi oldu.

SİYAD, En İyi Film Ödülünü verirken “tutuculuğu deliliğe dönüşen bir toplumda, ayakta durma iradesine sahip bir kadının ve ebeveyn – çocuk arasındaki ilişkinin, karanlık ve aydınlık taraflarını hem cesaret hem sevgiyle anlatmadaki başarısı nedeniyle, Senem Tüzen’in Ana Yurdu filmini oy çokluğuyla ödüle layık” gördüğünü açıkladı.

Ümit Ünal başkanlığında bir araya gelen 22. Adana Altın Koza jürisi ise, Ana Yurdu’na verdiği En İyi Senaryo Ödülü için, “Anne kız ilişkisini modern ve gelenekselin çatışması ekseninde, ender rastlanılan incelikli bir gözlem gücü ve cesaretle anlatabildiği için, AnaYurdu filmi ile oyçokluğuyla Senem Tüzen’e verilmiştir, ” açıklamasını yaptı.

Esra Bezen Bilgin ve Nihal Koldaş’ın başrollerini paylaştığı Ana Yurdu, romanını bitirmek için anneannesinden kalan köy evine giden Nesrin’le, beklenmedik bir şekilde ziyaretine gelen annesi Halise’nin sevgi ve öfke dolu, gerilimi an be an yükselen öyküsünü anlatıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü’nün desteğiyle gerçekleştirilen filmin çekimleri Niğde'de yapıldı. Yapımcılığını Zela Film’in üstlendiği filmin görüntü yönetmenliğini, en iyi görüntü yönetmeni ödülünü Türksoy Gölebeyi (Kar Korsanları) ile paylaşan Vedat Özdemir yaptı.

Ana Yurdu hakkında uluslararası basında çıkan yazılardan alıntılar:

"Bugünün Türkiyesi, en derin anlamıyla... "
Luca Pellegrini (Venedik Eleştirmenler Haftası)

"Yönetmen, iki kadın arasındaki mahremiyeti, duvarda duran bir sinek gibi izlemek istedim demişti. Hedefine başarıyla ve alışılmamış bir derinlikle ulaşmış." Mariella Cruciani  (Cinecritica)

"Alışılmış koşullardan yola çıkan Senem Tüzen, yeni gerçekçiliğin sınırlarını beklenmedik bir şekilde, henüz keşfedilmemiş alanlara doğru zorluyor. Hoşgelmiş." Massimiliano Schiavoni (Quinlan)

Ana Yurdu Fragmanını indirmek için:
www.dropbox.com/s/kfa76svfiuzh3xg/ANA%20YURDU%20fragman.mov?dl=0