6 Mart 2017 Pazartesi

Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Sırbistan ‘otobüslü tur’ teşviği istiyor

Yakıt desteği Balkanlar’da yankı buldu
Bulgaristan, Romanya, Yunanistanlı ve Sırbistanlı turizmciler, Türkiye'ye tüm dünyadan turist getiren A grubu seyahat acentelerine uçuş başına verilen 6 bin dolarlık yakıt desteğinin cazibesine kapıldı. Bu ülkelerden Türkiye’ye otobüs ile tur düzenleyen kuruluşlar, havayolu şirketlerine sağlanan yakıt desteğinin otobüsler için de uygulanmasının, karayoluyla gelecek turist sayısında önemli bir artış sağlayacağını düşünüyor.

Türkiye'ye tüm dünyadan turist getiren A grubu seyahat acentelerine uçuş başına verilen 6 bin dolarlık yakıt desteği uygulaması Balkanlar’da da yankı buldu. Tanıtım faaliyetleri kapsamında özellikle Türkiye’ye yakın ülkeleri yakın markaja alan Türkiye Otelciler Birliği’nin (TÜROB) son dönemdeki uluslararası temaslarda ortak bir talep öne çıktı. Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Sırbistan’dan turizmciler, yakıt desteği benzeri bir teşvik uygulamasının ülkelerinden Türkiye’ye otobüsle yapılacak turistik turlarda talebi fazlasıyla artıracağını düşünüyor. Komşu turizmcilerden gelen bu öneriyi desteklediklerini belirten Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Timur Bayındır, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan ve Sırbistan’dan ülkemize gelen veya gelebilecek turistlerin yüksek maliyetler sebebiyle genellikle kara yolunu tercih ettiğini vurguladı. Bayındır, “Bu sebeple, charter uçuşlara sağlanan yakıt desteğinin, karayolu ulaşımının rağbet gördüğü Balkan ülkelerindeki turist otobüslerine de uygulanması hareketi arttıracaktır” dedi.

‘Komşunu al gel’ gibi bir kampanya olabilir 
Bu ülkelerde yakın zamanlarda gerçekleştirilen turizm fuarlarında bu talebin yabancı turizmciler tarafından sürekli dile getirildiğine işaret eden Bayındır, TÜROB olarak da bu yönde bir teşvik uygulamasının komşu ülkelerden karayoluyla gelen turist sayısını artıracağı görüşünde olduklarını dile getirdi. Bayındır, “Komşu ülkelerle, Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı ‘Komşunu al gel’ kampanyasının farklı bir boyutu hayata geçirilebilir. Coğrafi olarak yakın ülkelerde turizm alanında faydalanabileceğimiz önemli bir potansiyel bulunuyor” diye konuştu. 

Romanya’da potansiyel yüksek 
Romanya’da toplam paket tur satışları 2016’da yaklaşık yüzde 20 artarken sadece Türkiye satışlarında yüzde 25 düşüş kaydedildiğini hatırlatan Bayındır, şu bilgileri verdi: “Türkiye açısından en istikrarlı gelişen pazarların başında yer alan Romanya, turist sayısında 2016’da  yüzde 19 düşüşle, nispeten Avrupa’daki en az düşüş gösteren pazarlarımız arasında yer aldı. Geçen yıl Türkiye’ye 357 bin Romen turist geldi. Bu sayının 84 bini İstanbul’u tercih etti. Antalya, Kuşadası ve İstanbul pazarda öne çıkan destinasyonlar olmakla birlikte özellikle karayolu ile yapılan seyahatlerde Çanakkale ve Asos, Romanyalıların mutlaka uğrak noktası konumunda. Romanya’dan ülkemize otobüs ile tur düzenleyen kuruluşlar, hükümetimizce havayolu kuruluşlarına sağlanan yakıt desteğinin otobüsler için de sağlanması talep ediyor. Bu arada Dışişleri Bakanlığı’nın AB vatandaşlarının nüfus kağıtları ile ülkemize girmeleri için çalışma başlatıldığı açıklaması Romanya’da memnuniyetle karşılanmış, bu yönde uygulamanın da en kısa sürede hayata geçirilmesinin turizm açısından olumlu sonuçlarının olacağı dile getirilmiştir. Bu yıl Romanya’dan ülkemize gelecek turist sayısında İstanbul dışındaki diğer bölgelerde artış bekliyoruz.”

Bulgar turist günübirlik alışverişe geliyor
Bulgaristan'dan gelen turistlerin çoğunluğunun da Trakya bölgesinde günlük alışveriş ve ziyaretlerini gerçekleştirme amaçlı olduğunu kaydeden Bayındır, şöyle devam etti: “Bulgar turistler otel konaklaması pek yapmıyor. Bu ülkeden 2016 yılında yüzde 7.1 düşüşle 1.7 milyon turist geldi. Şubat ayı itibariyle, Haziran 2017'ye kadar İstanbul-Sofya gece trenleri başladı. Haziran-Eylül dönemini kapsayan yaz sezonunda İstanbul-Sofya-Belgrad tren seferleri faaliyette olacak. Bulgaristan sağlık hizmetlerinin istenilen çeşitlilik ve beklentide olmaması sebebiyle Türkiye’ye sağlık turizmi anlamında talepler artarken, göz, diş, check-up vb sağlık hizmetleri konusunda Türkiye'ye rağbet gözlemleniyor.”

Yunanistan pazarı da hareketlenebilir 
“Yunanistan ise Türkiye'den bu ülkeye giden Türk turist sayısının 1 milyonu aşmasıyla turizm sektöründe iki ülke arasındaki roller değişti ve Türkiye'nin destinasyon olmaktan öte, kaynak pazar haline geldi” diyen Bayındır, “Yunanistan'da devam eden ekonomik koşullar dikkate alınarak, 2017 yılında Yunanistan’dan ülkemize gelecek turist sayısında bir artış sağlanması beklenmiyor. Ancak karayoluyla ulaşımda uygulanacak teşvikler bu pazarda da hareketlenme oluşturabilir” ifadelerini kullandı. 


Türk-Macar mutfağının ortak mutfak kültürü etkinlikle tanıtıldı

Türk-Macar mutfağının ortak mutfak kültürü, Macar Kültür Merkezi’nde düzenlenen bir etkinlikle tanıtıldı.

Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte, iki ülke arasında gelişmiş olan ortak mutfak gelenekleri ve tarihsel süreçte oluşan etkileşimler anlatıldı.
Türkiye ile Macaristan arasındaki ortak mutfak kültürünü tanıtmak amacıyla gerçekleştirilen “Türk-Macar Yemekleri Tadım Etkinliği” Macar Kültür Merkezi’nde düzenledi. Macaristan İstanbul Başkonsolosluğu işbirliği ve ALX Hungary sponsorluğunda yapılan etkinlik, “Elmapaprika” projesi kapsamında gerçekleştirildi.  Renkli görüntülere sahne olan etkinlikte, iki ülke arasında gelişmiş olan ortak mutfak gelenekleri ve tarihsel süreçte oluşan etkileşimler anlatıldı. Katılımcılar, Kök Projekt’ten Semi Hakim, Richard Madzar, Ceren Yalçınkaya ile Macar Aşçı Zsofia Szonja Illes’in hazırladığı bu iki muhteşem mutfağın nefis lezzetlerini tadabilme imkanına da sahip oldu. Etkinlikte aynı zamanda, konuya uygun, Macar gelenekleri ve Macar kimliği gösterilen ‘Ulusal Natürmort’ isimli fotoğraf sergisi de açıldı.

“Elmapaprika” projesi Macar ve Türk kültürü arasında tarihsel süreçle gelişmiş kültürel bağları araştırıyor. Proje kapsamında tarihsel olarak birçok kalıcı bağa sahip olmuş bu iki coğrafyanın, mutfak kültürüne ve geleneklerine derinlemesine bakışlar ile gelişmiş hikâyeler araştırılıyor. Proje kapsamında araştırmacılar iki mutfak kültürünün ortak tarifleri, teknikleri, gelenekleri ve hikayelerinden hareket ederek, yeni nesil reçeteler geliştirmeyi hedefliyor. 
Geliştirilen reçeteler ve bütün araştırmalar, arşivlenerek, iki mutfak kültürünün anlattığı hikâyeler kayıt altına alınıyor. Düzenlenen etkinliklerde, araştırmacıların geliştirdikleri reçeteler katılımcılara sunularak, bu iki mutfağın yeni nesil tariflerini oluşturulması, kültürler arası kalıcı hikâyeler ve arşivler üretilmesi amaçlanıyor.

AccorHotels ile Rixos Hotels arasında stratejik ortaklık kuruldu

Resort otelcilik segmentinde küresel ölçekte faaliyetlerini geliştirmeye odaklanan AccorHotels ile Rixos Hotels, lüks pazardaki varlıklarını genişletme hedefleri ve büyüme stratejileri çerçevesinde stratejik ortaklık anlaşması imzaladı

Her iki marka da, uzun vadeli ortak bu girişim kapsamında, Rixos marka çatısı altında çeşitli ülkelerde faaliyet gösteren resort otellerin geliştirilmesi ve yönetimi konusunda işbirliği yapacak. Ortak girişim şirketi, AccorHotels ve Rixos Hotels’in %50 eşit ortaklık yapısıyla kuruldu.AccorHotels, yapılan işbirliği anlaşması ve ortak girişim sayesinde, Türkiye, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Rusya ve Avrupa’daki önemli destinasyonlarda en özel konumlara sahip 15 oteli kendi ağına entegre edecek. Ayrıca, işbirliği kapsamında Rixos, 5 şehir otelini de AccorHotels bünyesinde yeralan bir otel markası ile yönetmeyi planlıyor. Rixos Hotels, mevcut tesislerine kısa süre içerisinde Dubai’deki ikinci lüks oteli ve 2018 yılı sonunda Abu Dabi’de ve Maldivler’de iki yeni yatırımı ekleyecek. 

Bulunduğu destinasyonlarda lüks tatil anlayışını benimseyen Rixos Hotels, hem seçkin müşteri kitlesine hem de grup misafirlerine hitap eden özelliklere sahip, ender resort markaları arasında yer alıyor. Tesis kalitesi, sunduğu yeme - içme hizmetleri ve eğlence konseptleri ile Türkiye ve Ortadoğu’da önde gelen lüks destinasyon markalarından biri olarak kabul ediliyor.  Misafirlerine benzersiz hizmet anlayışı ile özel ve unutulmaz deneyimler sunan birbirinden ayrıcalıklı her tesis, çevresindeki geleneklere de uyum sağlıyor. Rixos Hotels markası bünyesinde, Antalya’daki Rixos Premium Belek ve Dubai’deki Rixos The Palm gibi önemli tesisler bulunuyor. Bunun yanısıra, Rixos, ülkenin turizm merkezi Antalya'da kapılarını açan Türkiye'nin en büyük yaşam ve eğlence parkı The Land of Legends Theme Park’ı Temmuz 2016’da hayata geçirdi. Yeni kurulan ortak girişim, park içerisinde yeralan otelin yönetimini de üstlenecek.Rixos markasının küresel ölçekte büyüme ve genişleme hedefinin bir parçası olan bu stratejik ortaklığın önemini vurgulayan Rixos Hotels Yönetim Kurulu Başkanı Fettah Tamince, “Rixos Hotels olarak küresel hedeflerimiz doğrultusunda konaklama sektöründe çok güçlü bir marka ile işbirliği yapıyoruz.  Rixos, partnerimizin marka gücü ve geniş dijital pazarlama faaliyetleri ile desteklenen satış ve rezervasyon ağı ile misafir kitlesini ve yeni destinasyonlardaki yatırımlarını genişletecek. Ayrıca, dünyada 100 milyondan fazla üye ile sektördeki en güçlü sadakat programlarından biri olarak bilinen Le Club AccorHotels’e katılımımız da misafirlerimize önemli imkanlar sunacak.” dedi.

AccorHotels Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Sébastien Bazin, gerçekleştirdikleri stratejik ortaklığa ilişkin şunları söyledi: “Bu yeni ortaklık bize pek çok fayda sağlayacak. Büyüyen bir pazarda önde gelen resort işletmecisi olarak  misafirlerimize ve sadakat programı üyelerimize cazip tatil destinasyonları sunacağız.  Yeni işbirliğimiz ile, hem büyüme stratejisi açısından yeni fırsatlar yakalama, hem de müşteri deneyimi açısından konuklarına farklı hizmetler ve eğlence konseptleri sunma konusunda en iyi olma hedefimizde bir adım daha ileri gidiyoruz.” 



Galataport STK ve Sosyal Medya paylaşımlarına açıklama yaptı

Salıpazarı Liman İşletmeciliği ve Yatırımları A.Ş. olarak yürütmekte olduğumuz Galataport Projesi ile ilgili çeşitli sivil toplum kuruluşları ve sosyal medya hesaplarında yer alan yorum ve iddialara istinaden açıklamamızı, kamuoyunun bilgisine sunarız.


Bölgesel ve makroekonomik açıdan Türkiye ekonomisine önemli ölçüde katkı sağlayacak olan, içeriğinde barındırdığı pek çok farklı faaliyet alanı ve yatırım ile sadece Türkiye ekonomisine değil ülke turizmine de önemli katkılar sunacak Galataport Projesi kapsamında yürüttüğümüz yapım ve restorasyon çalışmaları son hızla devam etmektedir. Galataport liman sahasında yer alan ve kent kimliğinin önemli birer ögesi olan kültür varlığı yapıları  ile ilgili koruma ve restorasyon çalışmaları, ilgili tüm resmi kurum ve mercilerden gerekli izinlerin tamamlanması ile başlamıştır. 18 Şubat 2017 tarihinde yapmış olduğumuz açıklamaya istinaden, Karaköy Yolcu Salonu’nun yerinde güçlendirilerek korunabilecek bölümleri ile koruma çalışmaları için dahi yeterince güçlü olmayan ve olası bir güçlendirme çalışması ile bütüncül mimari karakteri ve tasarım özgünlüğü zarar görebilecek bölümleri belirlenmiş ve çalışmalar bu iki bölüm dikkate alınarak planlanmıştır. Restorasyon projesi kapsamında yaptırılan taşıyıcı sisteme yönelik araştırmalar sonucu, yapı ‘Can Güvenliği’ kriterini sağlamadığı için korunabilen kısımlar ile riskli bölümler arasındaki bağ koparılmış, iki bölüm birbirinden kontrollü bir şekilde kesilerek ayrıştırılmıştır. Korunacak bölümde gerekli güvenlik önlemleri alınmış; can güvenliğini tehdit eden bölümler ise kontrollü olarak yıkılmıştır. Karaköy Yolcu Salonu, İstanbul II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü’nden onaylı restorasyon projesi kapsamında mimari karakterine ve modern dönem yapıları için önemli olan tasarım özgünlüğüne uygun olarak; özgün detay, boyut, doluluk boşluk oranları ile yeniden inşa edilerek şehre kazandırılacaktır.

Betonarme sistem ile inşa edilmiş olmakla birlikte geçirdiği onarım ve tadilatlar ile taşıyıcı sistem bütünlüğü ve malzemesi büyük ölçüde zarar görmüş olan Paket Postanesi’nde ise, öncelikle zemin iyileştirme çalışmaları yapılacak, daha sonra koruma ve restorasyon projelerine uygun bir şekilde, korunması gerekli mekansal özellikleri doğrultusunda aynı malzeme ve boyutlarda ve dilatasyon özellikleri korunarak yeniden inşa edilecektir. Yapının yurt dışından getirilerek inşa edilmiş olan çelik konstrüksiyon çatıları, bağlantı noktalarındaki korozyon ve kesit kayıpları nedeniyle sökülmüş olup elemanların koruma ve restorasyonu sürmektedir. Restorasyonun tamamlanması ile metal elemanlar deprem izolatörleri de kullanılarak yerine monte edilecektir. Bütün işlemlerin tamamlanması ile birlikte Paket Postanesi binasının, iç ve dış mekansal özellikleri tasarım özgünlüğü bağlamında muhafaza edilmiş olarak toplumun kullanımına açılmış olacaktır. 

Galataport liman sahasında yer alan diğer tescilli yapıların restorasyon çalışmaları, İstanbul II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü kararları ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ruhsatları paralelinde, öncelikle kültür varlığı yapıların yerinde korunarak güçlendirilmesi bakış açısıyla planlanmaktadır. Yapıların; mimari özellikleri ve dönem karakteristikleri ve özellikle modern dönem yapılarında ön planda olan tasarım özgünlüğü bozulmadan restore edilmeleri ve farklı fonksiyonlar ile  yeniden işlevlendirilerek şehrin kullanımına sunulmaları hedeflenmektedir. Ayrıca; Galataport projesi kapsamında, Galata rıhtımı 1900’lü yıllardan günümüze hiçbir döneminde olmadığı kadar toplumun erişimi ve kullanımına açılmış olacaktır.

Proje kapsamında yapılacak olan restorasyon çalışmalarına istinaden;   

Merkez Rıhtım Han: 1912 tarihinde inşa edilen yapının restorasyon projeleri temel koruma unsurları esas alınarak hazırlanmıştır. Koruma ve restorasyon çalışmaları kapsamında yapının korunması gerekli değerlerine saygılı bir yaklaşımla güçlendirme çalışmaları yapılmakta ve aynı zamanda binanın zayıf zemin koşulları özel tekniklerle rehabilite edilmektedir.

Çinili Rıhtım Han: 1911 tarihinde inşa edilen yapının restorasyon projeleri temel koruma unsurları esas alınarak hazırlanmıştır. Koruma ve restorasyon çalışmaları kapsamında yapının korunması gerekli değerlerine saygılı bir yaklaşımla güçlendirme çalışmaları yapılmakta ve aynı zamanda binanın zayıf zemin koşulları özel tekniklerle rehabilite edilmektedir. 

Nusretiye Saat Kulesi: İstanbul II. Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Müdürlüğü kararı gereği kulenin tüm koruma ve restorasyon çalışmaları kule yerinde muhafaza edilerek yapılacaktır.

Zemin Rehabilitasyonu: Sıvılaşma riski olan proje alanında zemin iyileştirme işleri  yapılarak kültür varlığı yapıların kullanım ömürlerinin uzatılması ve depremde can ve mal kaybının önlenmesi hedeflenmiştir. Bu çalışmaların başlatılmasından çok önce, proje kapsamındaki yapılara ve çevre binalara yerleştirilen reflektörler ile jeodezik ve gerekli yerlere yerleştirilen ivme ölçerler ile titreşim ölçümleri yapılarak, yapıların sağlığı kontrol altında tutulmaktadır. Yapılacak tüm inşaat çalışmaları için hem kültür varlığı yapılarda hem çevre binalarda uygun enstrümanlar kullanılarak ileri ölçme teknikleri ile hassas ölçümler alınmaya devam edecektir. Kemankeş Caddesi de bu kapsam dahilindedir.



Kaputaş Plajı'ndaki yapılaşmaya, mahkeme hukuka aykırı bulmadı

Kaputaş Plajı'ndaki yapılaşmaya mahkeme hukuka aykırı olmadığına kara verdi.Antalya Kaş’ta yer alan Kaputaş Plajı'ndaki yapılaşma, mahkeme tarafından hukuka aykırı bulunmadı.

Antalya 4. İdare Mahkemesi, Antalya’nın ünlü plajı Kaputaş Plajı’nda turistik tesislerin yapımının hukuka aykırı olmadığına kara verdi.Kaş Belediyesi’nin Kaputaş Plajı’nda mesire alanına yönelik revizyon planı Antalya Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu tarafından 22 Mayıs 2015 tarihinde onaylanmıştı.Kaş Tanıtma Derneği ise, projenin iptali ve yürütmeyi durdurma istemiyle ilgili mahkemeye başvurmuş ve Antalya 4’üncü İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı vermişti.Son olarak Antalya 4. İdare Mahkemesi, Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu’nun kararının kıyı mevzuatına uygun olduğuna ve dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığına hükmetti

4 Mart 2017 Cumartesi

Webrazzi Dijital 2017 sahnesinde olacak 12 yeni konuşmacı daha açıklandı!

Türkiye’nin en etkili dijital konferansı Webrazzi Dijital 2017, 8 Mart Çarşamba günü gerçekleşiyor. Dijital sektör ve Türkiye’nin en önemli şirketlerinin pazarlama departmanlarının bir araya geleceği konferansta ajans dünyasından son haberler, ilgi çekici kampanyalar, online reklamcılık pazarı, sosyal medyanın son trendleri gibi konuları sektörün birbirinden özel isimleriyle birlikte ele alacağız.

Daha önce açıklanan konuşmacılarla birlikte konferansta bizimle birlikte olacak olan isimler şöyle; Ofpof Kurucusu Atilla Yurtseven, Türkiye İş Bankası Bireysel Bankacılık Pazarlama Müdürü Burak Sezercan, Unilever Marka Yöneticisi Cansu İncekara, Denebunu Kurucusu Duygu Akbudak, Accenture Digital Türkiye Lideri ve Yönetici Ortağı Erdal Güner, Mediakraft Türkiye Yönetici Ortağı Ersan Özer, Youtuber İdil Tatari, Onedio Kurucusu Kaan Kayabalı, Youtuber Merve Özkaynak, Sinemia Kurucusu Rıfat Oğuz, Mynet CEO’su Sabire Ercan ve Türkiye İş Bankası Kartlı Ödeme Sistemleri Müdürü Serkan Uğraş Kaygalak.Siz de dijital dünyasındaki gelişmeleri yakından takip etmek için acele edin, erken kayıt indirimleriyle yerinizi garantileyin. Erken kayıt indirimi için son 48 saat!

Hampton by Hilton İzmir Aliağa ideal konumuyla misafirlerini ağırlamaya başladı

Hampton by Hilton İzmir’de açıldı
Hilton‘un (NYSE: HLT) orta fiyat segmentinde yer alan, kaliteye önem verenlere yönelik küresel markası Hampton by Hilton, en yeni oteli Hampton by Hilton İzmir Aliağa’yı açtı.  İzmir Mühendislik Şirketler Grubu’nun sahibi olduğu 121 odalı otel, Hilton Garden Inn İzmir Bayraklı ile birlikte Türkiye’de faaliyet gösteren 51 Hilton oteli arasında yerini aldı.

İzmir’in demir çelik endüstrisi merkezi Aliağa ilçesinde bulunan Hampton by Hilton İzmir Aliağa, endüstriyel liman ve tesislere, ayrıca şehrin tarihi bölgelerine de yakın. Halka açık plaja yürüme mesafesinde bulunan otele metro, otobüs ve araba ile rahatça ulaşılabiliyor. Hampton by Hilton İzmir Aliağa Genel Müdürü Cihangir Kılıkçı şöyle konuştu: “Misafirlerimize rahat ve keyifli bir konaklama sunacağımız İzmir Aliağa’daki yeni otelimizin açılışından dolayı mutluyuz. Denize yakın, huzurlu konumu ve endüstriyel merkezlere yakınlığı ile otelimiz uluslararası standartlarda bir konaklama deneyimi yaşamak isteyenler için ideal bir alternatif.”

Hampton by Hilton İzmir Aliağa’da markanın alametifarikası sıcak kahvaltı, tüm konuklara ücretsiz olarak sunuluyor. Atıştırmalıkların ve içeceklerin satıldığı alan gün boyu açık. Otelde konaklayanlar ayrıca ücretsiz Wi-Fi, 24 saat açık spor salonu ve iş merkezinden faydalanabiliyor. Tüm odalarda kaliteli buklet malzemeleri, konforlu sandalyeler, 40-inç LCD televizyon ve ücretsiz çay/kahve bulunuyor.Hampton by Hilton, “Hamptonality” olarak anılan, markaya has kültürü konuklarına yaşatması ile biliniyor. “Hamptonality”, tüm otellerde misafirlere güler yüzle hizmet sunmak ve onların ihtiyaçlarını anlamaya çalışarak civarda görülecek yerler, tarihi mekanlar ve eğlenceli aktiviteler ile ilgili tavsiyede bulunmak anlamına geliyor. Hilton’un 14 markası altında hizmet veren tesislerinde uygulanan ödülü sadakat programı Hilton Honors, Hampton by Hilton otellerinde de uygulanıyor. Doğrudan diledikleri bir Hilton kanalı üzerinden rezervasyon yapan Hilton Honors üyeleri, hem zamandan tasarruf ediyor hem de avantajlı fiyatlardan yararlanıyor. Bunun yanı sıra özel üye indirimi, ücretsiz standart Wi-Fi ve Hilton Honors Puanları (Points) ile ödeme fırsatı yakalıyorlar.

Yali Mah. 130 Sok. No:11 Aliaga, Izmir, 35800, adresinde bulunan Hampton by Hilton İzmir Aliağa’ya +90-232-6100000 telefondan ulaşabilirsiniz. Detaylı bilgi ve rezervasyon için lütfen tıklayın.

2018 yılının Troia Yılı olmasına tam destek geldi

İstanbul’da turizmin önde gelen Sivil Toplum ve Meslek Kuruluşları bir araya gelerek 2018 yılının Troia Yılı olmasına tam destek verdiklerini açıkladılar.

Çanakkale sınırları içerisinde bulunan ve UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan Troia (Truva) antik kentinin Uluslararası alanda tanıtımının yapılması ve kültür turizmini canlandırmak amacı ile 2018'in Kültür ve Turizm Bakanlığınca "Troia Yılı" ilan edilmesi konusunda çalışmalar devam ederken, destek de çığ gibi, büyüyor.  İstanbul’da turizmin önde gelen Sivil Toplum ve Meslek Kuruluşları bir araya gelerek 2018 yılının Troia Yılı olmasına tam destek verdiklerini açıkladılar. 


Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası (ÇTSO)' nın öncülüğünde başlatılan kampanya kapsamında İstanbul The Marmara Pera Otel’de düzenlenen toplantıya Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Çanakkale Milletvekili Bülent Turan’ın yanı sıra TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy, TÜRSAB Yurtdışı ilişkiler koordinatörü Hüseyin Baraner, Türkiye Otelciler Federasyonu TÜROFED Başkan Yardımcısı ve Güney Marmara Turistik Otelciler Derneği GÜMTOB Başkanı Haluk Ulusoy, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik Otelciler Derneği ETİK Başkanı Mehmet İşler , Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Başkanı A. Zeki Apalı, Türkiye Otelciler Birliği TÜROB Başkanı Timur Bayındır’da katılarak Troia 2018 Yılına destek vereceklerini ilettiler. 
Toplantıya ayrıca ev sahibi olarak ÇTSO (Çanakkale Ticaret Sanayi Odası) Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Engin, Meclis Başkanı Osman Okyay, ÇATOD ( Çanakkale Turistik Otelciler Derneği ) Başkanı ÇTSO meclis üyesi Kemal Pazarbaşı, ÇATOD Başkan yardımcısı ÇTSO meclis üyesi Armağan Aydeğer, TÜRSAB Çanakkale Körfez BYK Başkanı ÇTSO Meclis Başkan Yardımcısı Turgay Kılıç, TÜRSAB Çanakkale Körfez BYK Genel Sekreteri ÇTSO meclis üyesi Ahmet Çelik ile ÇARO ( Çanakkale Rehberler Odası ) Başkanı Adem Biçer de katıldı.

Troia 2018 ile sadece Çanakkale değil Türkiye turizmi canlanacak!
Troia 2018 ile Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde ulusal ve uluslararası alanda Troia temalı spor, kültür, sanat, eğitim ve bilim dallarında çalışmalarının yapılaması öngörülüyor.  ÇATOD Başkan yardımcısı ÇTSO meclis üyesi Armağan Aydeger katılımcılara Troia 2018yılı hakkında bilgilendirmelerde bulunurken, Troia’nın dünyaca bilinen çok önemli bir kültürel marka olduğuna dikkat çekti.  Aydeğer,” “Troia 2018 yılı ile birlikte Türkiye turizminin canlandırılması, ziyaretçi sayılarında önemli bir artış sağlanması ve ülke imajının güçlendirilmesi, Troia Müzesi'nin Uluslararası Ölçekte Güçlü Lansmanı ve ilgili çevrelerde heyecan yaratılması ,Troia’nın marka Değeri İle Çanakkale bölgesinin stratejik bir turizm destinasyonu haline gelmesi, bölgenin sunduğu kültürel ve turistik değerlerin bilinirliliğinin arttırılması ve küresel ölçekte bir turizm atılımı gerçekleştirilmesi  amaçlanıyor” diye konuştu.

Troia bizim için herhangi bir değer değil!
Ak Parti Çanakkale Milletvekili Bülent Turan toplantıda yaptığı konuşmada önümüzdeki günlerde yapılacak olan Berlin Fuarı'nda, Türkiye standının  önemli bir bölümünün Troia 2018 için ayrılacağını söyledi. Turan, “ Kültür Bakanı ve Başbakanımızla görüşmelerimiz nihayetinde bu konuya destek olacaklarını söylediler. Troia bizim için herhangi bir değer değil. Dünyanın değişik kentlerine gittiğimizde Çanakkale kadar Troia'nın, Troia kadar da Çanakkale'nin kıymetli olduğunu görüyoruz. Çanakkale savaşlarındaki tarihimiz yüz yılın hatırası ama Troia bin yılların hatırası. O yüzden Fatih Sultan Mehmet'ten Homeros'un İlyada'sına kadar, Mustafa Kemal'den bugünkü hatıralara kadar herkesin gündeminde olmuş özel bir yerden bahsediyoruz. Troia'ya ne kadar emek versek, karşılığı olmaz diye düşünüyorum. Troia'ya verilen emeğin ülkemize, dünya kültür mirasına çok büyük katkı vereceğini düşünüyorum" dedi.

Troia 2018 yılı için ne dediler?
Çanakkale Ticaret Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Engin: “Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası olarak görevimiz gereği biz bu işe başımızı koyuyoruz. Sizlerin de parmaklarınızı uzatmanızı istedik. Hepinize verdiğiniz destek için çok teşekkür ediyoruz”

TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy : “2018 yılının Troia yılı olması çok önemli. Çanakkale bizim birleştiğimiz yerdir. Bu ülkenin beraberliğinin korunduğu kürdüyle, lazıyla, çerkeziyle hepsi ile ortak beraber yattığımız yerdir. Bizim için Çanakkale, geçilmezliğini ispat eden bir yerdir. Yeni köprü ile Asya ile Avrupa Çanakkale’de birbirine bağlanacak. Bütün katılımcılar ile burada bir amaç için bir arada olmak bizi son derece mutlu etmiştir. Biz her zaman Çanakkale’nin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz. Troia 2018 yılını sonuna kadar destekliyoruz”

Türkiye Otelciler Birliği TÜROB Başkanı Timur Bayındır: “ Ben yıllardır söylüyorum. Deniz, kum güneşin modası geçer tarih ve kültürün modası hiçbir zaman geçmez. Mısır’da piramitler var. Yıllar yıllar önce yapılmış, hala bütün filmler onun adına çekiliyor, hala bütün konuşmalar orda ve onlar pazarlamaya çıktığı zaman bizden çok daha etkili oluyorlar. Demek ki Çanakkale’deki Troia bizim elimizdeki bir değer. Troia 2018 yılı için bizde büyük bir memnuniyetle katkıda bulunmak isteriz.”
Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı ve Ege Turistik Otelciler Derneği ETİK Başkanı Mehmet İşler : “Turizmi çeşitlendirmemiz lazım.  Çanakkale’de ki değerlere istinaden 2018 yılının Troia yılı olması fevkalade bir durumdur. Troia 2018 yılını destekliyoruz”

TÜRSAB Yurtdışı İlişkiler Koordinatörü Hüseyin Baraner: “40 yıldır yurt dışı piyasalarda uğraşıyoruz ve koşturuyoruz. Bu işe gönül verenler dünyada ilk üçe giren ana konudan birisini yeniden canlandırıp bizim önümüze koydular. Bu anlamda çok mutluyum. Türkiye’miz ve özellikle Anadolu’muzun esas değeri kültürel miraslardır. Dünya da Türkiye’de otele artık doydu.  Artık yeniden kültürü ön plana çıkarmamız lazım. Anadolu topraklarında bu kültür ile yüzlerce konu bulabiliriz. Troia 2018’i çok iyi pazarlarsak dünyada ülkemizin önünü de açmış oluruz”

Güney Marmara Turistik Otelciler Derneği GÜMTOB Başkanı Haluk Ulusoy: “Güney Marmara dediğiniz zaman yalnız Çanakkale, Balıkesir, Bursa gibi şehirler akla gelmemeli. Bunun Eskişehir’e kadar yolu var. Buraya gelen grupların, turistlerin bize nereye gidebiliriz diye sorduklarında önceliğimiz Çanakkale oluyor. Niçin Çanakkale? Çünkü Troia var. Bölgemize çok önemli bir değer kazandıracak olan ve bu planlamayı yapan arkadaşlarımıza ve sayın vekilimize çok teşekkür ediyorum”

Türkiye Turist Rehberleri Birliği (TUREB) Başkanı A. Zeki Apalı: “Uluslararası anlamda ülkesel tanıtımdan ziyade daha çok yerel tanıtımların ağırlık kazandığı bu dönemde Toia 2018’i çok yerinde bir uygulama olarak görüyorum. Rehberler olarak gerek Çanakkale Rehberler Odası olarak gerekse de bütün Türkiye’de bu konunun destekçisi olacağız.  Bununla birlikte gelişecek eğitim, bilinçlendirme programlarında da üzerimize düşen ne varsa yapacağız”

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Yeni Okmeydanı için adım adım yürüyoruz

Okmeydanı Piripaşa ilköğretim Okulu’nda vatandaşlar ile bir araya gelen Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, “Yeni Okmeydanı için adım adım yürüyoruz. Dönüşüm tamamlandığında Okmeydanı herkesin yaşamak isteyeceği bir semt olacak.“ dedi.

Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, Beyoğlu’nda geleneksel hale gelen “Okul Buluşmaları” kapsamında Beyoğlu Fatih Sultan Caddesi’nde bulunan Piripaşa İlköğretim Okulu’nu ziyaret etti. Öğrenciler tarafından okul bahçesinde çiçeklerle karşılanan Başkan Demircan, sınıfları tek tek gezerek öğrencilerle sohbet etti. Başkan Demircan, daha sonra okulun toplantı salonunda öğretmen, okul aile birliği üyeleri, mahalle muhtarları, mahallelerden sorumlu meclis üyeleri ve veliler ile bir araya gelerek talep ve önerilerini dinledi.

YENİ OKMEYDANI İÇİN ADIM ADIM YÜRÜYORUZ
Toplantıda vatandaşların Okmeydanı Dönüşüm Projesiyle ilgili sorularını da cevaplandıran Başkan Demircan, “Yıllarca tapuları nasıl vereceğimizi konuşmuştuk. Üç yıldır tapu dağıtım işlerini yapıyoruz. Artık tapularla birlikte karşılıklı anlaşmaları yaparak dönüşümü başlatmayı hedefliyoruz. Şuan iki adada dönüşüm için karşılıklı görüşmelere başladık. İşe başladığımızda vatandaşlarımızda ‘buralar yıkılacak biz gönderilecek miyiz’ korkusu vardı. Artık bu korku ortadan kalktı. Çünkü insanlar tapu sorununun çözüldüğünü görünce rahatladılar. Artık ‘bir an önce kentsel dönüşümü gerçekleştirelim ve güzel evlerde yaşayalım’ demeye başladılar. Biz de vatandaşlarımızın bu taleplerini dikkate alarak süreci hızlandırdık. Yeni Okmeydanı için adım adım yürüyoruz. Dönüşüm tamamlandığında Okmeydanı herkesin yaşamak isteyeceği bir semt olacak.”dedi.

2 Mart 2017 Perşembe

“R+T Türkiye’ye Yurtdışından Büyük İlgi”

Messe Stuttgart’ın düzenlediği 3. Uluslararası Panjur, Tente, Kapı / Geçiş Sistemleri ve Güneşten Koruma Sistemleri Fuarı R+T Turkey 2017, bugün açıldı. Fuar 04 Mart akşamına kadar Yeşilköy CNR Expo’da ziyaret edilebilecek. Yurtiçi ve dışından yaklaşık 10 bine yakın ziyaretçiyi ağırlayacak olan R+T 2017 Fuarı için düzenlenen açılış töreni, Messe Stuttgart Almanya Başkanı Roland Bleinroth , Türkiye Genel Müdürü Ufuk Altıntop ve sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşti.

Açılış konuşmasını yapan Messe Stuttgart Ares Fuarcılık Türkiye Genel Müdürü Ufuk Altıntop;  Fuarın; Türkiye, Doğu Avrupa ve Yakın Doğu bölgesinde bu alandaki uluslararası ihtisas fuarlarının lideri olduğunu belirterek;“İki senede bir düzenlenen  R+T Turkey  fuarına, ülkemizde T.C Ekonomi Bakanlığı ve KOSGEB finansal destek sağlıyor. Alman Federal Ekonomi ve Enerji Bakanlığı da Alman firmalarına destek veriyor.TBÜD (Tente Branda Üreticileri Derneği), uluslararası ve ulusal medya destekçilerimiz mevcut” diyerek, katılımcılara başarı dileklerini iletti.

Roland  Bleinroth ( Landesmesse Stuttgart  - Başkan),
“R+T Turkey endüstri için, iş yapmak için çok iyi bir platform sağlamaktadır.5 farklı ülkeden,  100’den fazla katılımcı için ticaret ve alışverişi artırıyor, iş platformunu destekliyor ve tüm Akdeniz bölgesine hizmet veriyor sadece Türkiye’ye değil” diyerek, Ekonomi Bakanlığına, satın alma heyetlerine destek verdikleri için teşekkürlerini iletti.

Cahit Dinçer (TBÜD Başkanı Yardımcısı)
Derneklerinin 400 üyeye ulaştığını, entegre tesislerde üretime geçtiklerini ve katma değer payı olan imalatlarıyla ülke ekonomisine  katkıda bulunduklarını dile getirdi.

Yabancı alım heyetleri  geldi..
Fuara en çok ziyaretçinin, geçen fuarda olduğu gibi başta Türkiye olmak üzere, İran, Yunanistan ve Bulgaristan gibi komşu ülkeler ile Lübnan, Umman, Suudi Arabistan, Ürdün, Almanya, İtalya, Rusya, Kosova, Çin ve İsrail'den geleceği belirtildi.

Ünlü markalar yer alıyor
Fuarda Türkiye ve Avrupa’dan birçok firma, Medo Tente, Barış Tente, Brillant, Serge Ferrari ve Nice gibi uluslararası tanınmış sektör temsilcileri yer alıyor. Özellikle Alman sanayinin güncel gelişmelerine ilgi duyanlar, 10 Alman şirketinin katılımını onayladığı Resmi Alman Pavyonunu ziyaret edebilecekler.

Mimardan, tasarımcıya, perakendecilerden, teknik elemanlara kadar çok geniş ziyaretçi profili..
Fuar, mimarlar, iç mimarlar, dekoratörler,  inşaat mühendisleri, proje taahhüt firmaları ve yatırımcılardan, panjur, kepenk, tente ve pergola, güneş koruma sistemleri,  pencere ve sineklik, kapı ve geçiş sistemleri, sürücü ve kontrol sistemleri üreticilerine dek çok geniş bir yelpazede ziyaretçi profiline sahip bulunuyor. Ayrıca, sektörle ilgili toptancılar, distribütörler, bayiler ve perakendeciler ile özellikle uygulayıcılar ve teknik elemanların da ilgi alanına giriyor. 

Nurten Öztürk “Sosyal sorumluluk projelerine yılda 4-5 milyon dolar ayırıyoruz”

Okan Üniversitesi Girişimcilik Dersi’ne konuk olan Opet Petrolcülük Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk sosyal sorumluluk projelerine yılda 4- 5 milyon dolar ayırdıklarını söyledi. Öztürk “Temiz Tuvalet” projesi için 100 milyon doların üzerinde, “Tarihe Saygı” projesine 30 milyon dolar harcadıklarını belirtti.


Okan Üniversitesi’nin Türkiye’de ilk kez başlattığı Girişimcilik Dersi’ne 1 Mart 2017 Çarşamba günü Opet Petrolcülük Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk konuk oldu. Türkiye’nin ilk yerli sermayeli akaryakıt şirketi OPET’in kurucusu olan Öztürk gençlere Opet’in kuruluş hikayesini ve hayatının dönüm noktalarını anlatarak tavsiyelerde bulundu.“ Doğru planlarsan hayatta her şeyi başarırsın. Ne iş yaparsan yap, en iyisini yaparsan mutlaka fark edilirsin” diyen Öztürk, Opet’in sıradan bir ticaret şirketi değil, ülkesine aşık, onun için bir şeyler yapmayı ilke edinmiş bir şirket olduğundan söz etti. 9 milyon kişiye ulaşan ilk sosyal sorumluluk projeleri “Temiz Tuvalet”in üzerinden 15 yıl geçtiğini belirten Öztürk bu proje için toplamda 100 milyon doların üzerinde harcama yaptıklarını anlatırken ”Tarihe Saygı‘ adlı sosyal sorumluk projemize 2006’dan bu yana 30 milyon dolar harcadık. OPET’in başarı öyküsü ’Önce benzin istasyonu değil, önce insan’ vizyonundan geliyor. Biz her yıl sosyal sorumluluk projelerimize 4-5 milyon dolar ayırıyoruz. Proje bunun üzerine mal olacaksa bütçeyi 

1 Mart 2017 Çarşamba

Kempinski, Küba'da ilk modern beş yıldızlı lüks oteli açıyor

Kempinski, Küba'da ilk otelini açıyor
Kempinski'nin bu yılın ikinci çeyreğinde Küba'da ilk otelini açacağını duyurmaktan mutluluk duyuyoruz. 246 odaya ve süitlere sahip  The Gran Hotel Manzana Kempinski La Habana, UNESCO tarafından Dünya Mirası ilan edilen Eski Havana'nın kalbinde yer alan tarihi Manzana de Gómez binasında bulunuyor. 

Kempinski Otelleri kısa bir süre önce Grupo de Turismo Gaviota SA ile bir yönetim sözleşmesi imzaladı."Bu seçkin oteli baharda hizmete sunacak olmaktan çok mutluyuz," diyen Kempinski Otelleri Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Markus Semer sözlerine şöyle devam etti: "Küba'nın ilk modern beş yıldızlı lüks oteli olacak olan Gran Hotel Manzana Kempinski La Habana açılışımızla öncü olma ilkemiz devam edecek. Ayrıca lokasyon olarak ünlü bir tarihi binada yer alması, otelimizi Eski Havana'nın en özel projesi kılıyor.”

Grupo de Turismo Gaviota SA İcra Kurulu Başkanı Carlos M. Latuff ise, “Otellerimizin yönetimini üstlenecek yeni ortaklarımızın uluslararası bilinirliğe sahip olması bizim için büyük önem taşıyor. Bu nedenle, Havana'daki yeni otelimizi yönetmesi için Kempinski markası seçildi” dedi ve ekledi: “Avrupa'nın en köklü lüks otel grubu Kempinski; 120 yıllık kusursuz geçmişi, Avrupa’ya özgü lüks anlayışı ve olağanüstü kalitesiyle Manzana de Gómez için ideal bir ortak. Bu bina, Küba'da 20. yüzyılın başlarında Avrupa tarzındaki ilk alışveriş merkezi olarak inşa edilen ve önemli bir tarihi bölgede bulunan simgesel bir yapıdır. İşte bu kıymetli mücevheri, Kempinski ile birlikte şehrin lider lüks oteli yapacağız”.


The Gran Hotel Manzana Kempinski La Habana'nın yarattığı heyecan, daha açılmadan Küba sınırlarını aştı. Misafirler, tümü dört ila beş metrelik tavan yüksekliğine sahip, büyüklükleri 40 metrekareden başlayan ve baş döndürücü Presidential Süit'te 150 metrekareye ulaşan 246 lüks oda ve süitler arasından seçim yapabiliyor. Eski şehir manzarasına hakim çatı terası ve yüzme havuzu, otelin dikkat çekici noktaları arasında yer alıyor. Misafirler konaklamaları süresince 1000 metrekarelik alanda Resense tarafından yönetilen muhteşem bir Spa hizmeti alabiliyorken; ayrıca üç farklı restoran seçeneği, bir lobi bar, puro salonu ve bir iş merkezi ile unutulmaz bir konaklama için ihtiyacları olan her şeye sahip olabilecek. Havana'nın tarihi en derin bölgesinin merkezinde, şehrin en ilgi çekici noktalarının hemen yanı başında yer alan bu yeni lüks otelin, Küba'nın başkentinde deneyim edinilecek yer haline geleceğinden hiç kuşku yok. 

Emirates Atina üzerinden New York’a günlük sefer başlatıyor

Emirates Havayolu ile artık İstanbul ve İzmir‘den çıkan yolcular Atina üzerinden New York (Newark)’a Emirates konforu ile uçabilecekler. Emirates Havayolu, 12 Mart 2017 tarihinden itibaren Dubai’den New York’da Newark Liberty Uluslararası Havalimanı’na, Yunanistan’ın başkenti Atina üzerinden günlük uçuş düzenlemeye başlayacağını duyurdu.

Emirates’in Dubai ile New York JFK Havalimanı arasında hâlihazırda düzenlenen günde dört seferine ek olarak uygulamaya konulacak bu yeni güzergâh, uluslararası yolcuların New York’un popüler metropoliten bölgesine kolayca ulaşmalarını sağlayacak yeni bir erişim noktası haline gelecek.Emirates’in bu güzergâhta kullanacağı General Electric GE90 motorlu geniş gövdeli Boeing 777-300ER; 8 First Class, 42 Business Class ve 304 Economy Class yolcu ve alt gövdede 19 ton kargo taşıma kapasitesine sahip.

Emirates Havayolu Başkanı Sör Tim Clark, konu ile ilgili yaptığı açıklamada: “Bir süre önce Yunan Hükümeti ve Atina Uluslararası Havalimanı’ndan, Atina-New York arasında uçuş düzenlememiz yönünde bir talep gelmişti. Emirates olarak bu talebi dikkatle değerlendirdikten sonra, Dubai-Atina arası uçuşlarımızdan birini Newark’a uzatmanın ticari ve operasyonel yönden mantıklı olduğuna karar verdik. Diğer havayolu şirketleri tarafından uzun zamandır ihmal edilmiş olan bu yoğun müşteri talebini karşılamış olmaktan ötürü memnuniyet duyuyor ve bu yeni rotanın oluşturulmasında sağladıkları destekten ötürü ABD ve Yunanistan’daki yetkililere ve iş ortaklarımıza teşekkür ediyoruz.”dedi.

Clark, ayrıca “Yüksek kalitede, günlük uluslararası uçuşlar ticari ve kültürel bağların gelişmesinde büyük rol oynuyor. Emirates filosundaki Boeing 777’lerin geniş kargo kapasitesi, özellikle değerli ve zamana duyarlı ürünlerin ticaretini kolaylaştıracak. Ayrıca yıl boyu düzenlenecek günlük uçuşların turizme de önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz.” dedi. İstanbul ve İzmir’den çıkan yolcular, Aegean Havayolları ve Emirates’in özel fiyatlarını kombine ederek Atina’dan aktarmalı olarak New York’a çok özel fiyatlarla seyahat edebilecekler. Atina’dan Boeing 777 ile hergün gerçekleşecek New York uçuşları, yolcularına sağladığı özel fiyatlarının yanısıra, Emirates konforunu her adımda sunacak. Skytrax’ın “2016 Dünyanın En İyi Havayolu Şirketi”nden birinci sınıf hizmet Ortalama filo yaşının 140 ay olduğu sektörde Emirates, ortalama yaşı yalnızca 61 ay olan filosuyla dünyanın en genç ve modern filolarından birine sahip. Emirates’in yeni Dubai-Atina-Newark uçuşlarında hizmet verecek olan Boeing 777-300ER ise First Class’a özel süitler, Business Class’ta tam yatabilen koltuklar ve Economy Class’ta ergonomik kabiniyle üst düzey rahatlık ve yüksek kalite hizmet sunuyor. Ayrıca tüm kabin sınıflarındaki yolcular, Emirates’in uluslararası kabin ekibinin sıcak ilgisi, gurme aşçılar tarafından hazırlanmış yemekler ve en yeni filmleri, dizileri ve müzikleri bulabilecekleri 2,500’den fazla kanal sunan ödüllü uçak içi eğlence sistemi ice’ın keyfini çıkarabiliyorlar.

Uçuş bilgileri 
İstanbul’dan ve İzmir’den seyahat edecek yolcular, Aegean Havayolları’nın mevcut günlük uçuşlari ile Atina üzerinden Emirates’in saat 16:40’ta kalkacak olan EK209 seferi ile aynı gün 22:00’da Newark’a ulaşacak. Dönüş seferi olan EK210 ise Newark’tan 23:45’te hareket edip, Atina’ya ertesi gün 15:05’te varacak. (Belirtilen saatler yerel saatlerdir) Yolcular, yine Atina’dan İstanbul’a ve İzmir’e Aegen Havayolları’nın mevcut günlük seferleri ile dönüş yapabilecek. Emirates’in Atina üzerinden olan İstanbul ve İzmir çıkışlı Newark fiyatı havalimanı vergileri ve yakıt harçları dahil, kişi başı 610 USD’den başlıyor. 



Eşle seyahat konusunda Avrupa lideriyiz!

2017’de eşli seyahati Avrupa’da en çok Türkler tercih edecek
Seyahat sitesi momondo’nun yeni araştırmasına göre 2017’de eşli seyahati Avrupa’da en çok Türkler tercih edecek. En az tercih edeceğimiz seçenek ise kaynanalarımızın dahil olduğu seyahatler olacak. 

Seyahat sitesi momondo, her yıl yaptığı ilginç araştırmalara bir yenisini daha ekledi. Firmanın Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 23 ülkede gerçekleştirdiği 2017 Uluslararası Seyahat Araştırması’nın ilk bölümünde, katılımcılara “En çok kiminle seyahat etmeyi tercih ediyorsunuz” sorusu yöneltildi. Yaş, cinsiyet ve ülke karşılaştırmaları da içeren araştırmanın en ilginç sonuçları şöyle: 



AVRUPA LİDERİ, DÜNYA İKİNCİSİYİZ
Listenin ilk sırasında yüzde 78’le eş ya da sevgiliyle seyahat yer alıyor. Bu orana göre Türkler, Avrupa’da eşleriyle gezmeyi en çok seven turist grubu konumunda. Dünya genelinde ise Çinliler’in ardından ikinci sırada yer alıyoruz. Üçüncü sırada yüzde 76’yle İspanyollar yer alırken, eş ya da sevgiliyle seyahati en az tercih eden ülke yüzde 56’yle Finlandiya. Diğer yandan bu sonuçlar, momondo’nun geçen yıl yaptığı başka bir araştırmanın sonuçlarını da doğruluyor. Sözkonusu araştırmada, Avrupa'da eşinin ya da sevgilisinin kendinden başka biriyle seyahat etmesine en çok karşı çıkanların Türkler olduğu belirlenmişti. 

ÇOCUKLAR VE ARKADAŞLAR EŞİT ORANDA TERCİH EDİLİYOR
İkinci sırayı yüzde 51’lik oranla iki farklı tercih paylaşıyor; çocuklarla seyahat ve arkadaşlarla seyahat. Türkiye’de çocuklarla birlikte tatile çıkmayı en çok seven grup olan 36-55 yaş grubuyken, arkadaşlarla seyahati en çok 18-22 yaş grubundakiler tercih ediyor. Arkadaşlarla seyahati en çok seven ülkeler arasındaysa Romanya ve Norveç’in ardından dünya üçüncüsüyüz.

EBEVEYNLE SEYAHAT KADINLAR ARASINDA DAHA YAYGIN
Ebeveynlerle seyahat, yüzde 35’lik oranla listenin üçüncü sırasında. Bu seçeneği en çok tercih edenlerse 18-22 yaş arasındaki gençler. Diğer yandan kadınlar özelinde incelendiğinde, ebeveynlerle seyahat oranının yüzde 38’e kadar çıktığı görülüyor. Türkiye bu alanda da Çin’in ardından dünya ikincisi konumunda. 

AKRABALARIYLA GEZMEYİ EN ÇOK BREZİLYALILAR TERCİH EDİYOR
Kardeş, hala, amca, dayı gibi diğer aile üyeleriyle seyahati seçenler, yüzde 19’la dördüncü sırada yer alıyor. Bu tatil türü, kadınlar arasında daha popüler. Ayrıca 23-35 yaş grubundakiler de aile üyeleriyle seyahati daha çok tercih ediyor. Yakın akrabalarla seyahati en çok sevenler ise yüzde 25’lik oranla Brezilyalılar. 

KAYNANAYLA GEZMEYİ DÜNYADA KİMSE SEVMİYOR
Beşinci ve son sırayı ise yüzde 5’lik oranla yalnız gezmek ve kaynana-kayınpederle gezmek seçenekleri paylaşıyor. Üstelik konu eşinizin ailesiyle seyahat etmek olduğunda, oranlar yaş grupları, cinsiyetler ya da ülkeler arasında büyük farklılık göstermiyor. Başka bir deyişle dünyada hiçbir ülkenin vatandaşları, kaynanasıyla ya da kayınpederiyle seyahate çıkmak istemiyor!


Bitransfer ve İDO işbirliği % 35 indirim getirdi

İDO iskelelerinden indikten sonra Uludağ’a gidiş yüzde 35 indirimli
Bitransfer ve İDO işbirliği ile hayata geçirilen kampanya ile İstanbul - Uludağ yolculuklarını hem gidiş hem de dönüş için planlayanlar, tek noktadan tek vasıta ile VIP standartlarında yüzde 35 indirimle yolculuk yapabilecek.

Güzelyalı İDO ve Yalova İDO iskelelerinden indikten sonra Uludağ Kayak Merkezi’ne ulaşmak isteyenler, birkaç vasıta değiştirmeden ve saatlerini boşa harcamadan Bitransfer ile VIP transfer hizmetinden faydalanarak yüzde 35 indirimle ve tek araçla bu turistik merkeze ulaşabilecek.27 Şubat - 12 Mart tarihleri arasında geçerli olacak kampanya kapsamında tatilciler, kişi ve valiz sayısına göre Mercedes Vito, Mercedes Sprinter, Volkswagen Caravelle, Volkswagen Crafter, Opel Insignia veya Ford Focus araçlarından istediklerini de seçebiliyor. 

Ayrıca İDO ve Bitransfer işbirliği sadece Uludağ transferi ile de sınırlı değil. İstanbul-Bursa VIP transferinde de kolay, hızlı ve lüks bir yolculuk deneyimi, hem bireysel hem de kurumsal müşterilere yüzde 35 indirim avantajı ile sunuluyor. Bitransfer’in kış donanımına uygun, valizleri için geniş alana sahip, internet bağlantısı bulunan lüks araçları ile tatilciler, ister arkadaşlarıyla ister yalnız, konforlu ve hızlı bir yolculuk yapma fırsatından faydalanıyor.