19 Ekim 2017 Perşembe

Corendon Airlines 2018 ITB ve Utrecht Uçuşları Satışta!

Utrecht Vakantiebeurs ve ITB Berlin 2018 fuarlarına sayılı günler kaldı
Turizm camiası tarafından, yılın ilk ve en önemli fuarlarından olmaları sebebiyle merakla beklenen Utrecht Vakantiebeurs ve ITB Berlin 2018 fuarlarına sayılı günler kaldı. 





Önümüzdeki sezon için Avrupa pazarından beklentisi büyük olan tur operatörleri ve oteller de fuarlar için hazırlıklara başladı. Türkiye’ye Hollanda ve Almanya’dan en fazla turist taşıyan havayollarından Corendon Airlines, her sene olduğu gibi bu yıl da bu fuarlara katılacak turizm profesyonellerine özel uçuşlarını satışa sundu. 




Corendon Airlines Utrecht Vakantiebeurs 2018 uçuşları:
Antalya – Amsterdam: 08 Ocak 2018 Pazartesi  saat: 14:00 (lokal) - 198,99 EURO
Amsterdam – Antalya: 11 Ocak 2018 Perşembe saat: 17:00 (lokal) - 148,99 EURO

Corendon Airlines ITB Berlin 2018 uçuşları:
Antalya – Berlin Tegel: 06 Mart 2018 Salı saat: 14:00 (lokal) 
Berlin Tegel – Antalya: 09 Mart 2018 Cuma saat: 19:30 (lokal) 

ITB Berlin uçuşları ücretler: 
Tek yön: 159 EURO
Gidiş-Dönüş: 259 EURO 
Biletler, www.corendonairlines.com sitesi veya +90 242 330 34 40 no’lu telefondan temin edilebiliyor. 




Qantas ve Emirates, İş Ortaklığında Yeni Gelişmelere İmza Attılar

Quantas ve Emirates Havayolu, iş ortaklıklarını 2023 yılına kadar uzatma kararı aldılar ve Avustralya- Yeni Zelanda hizmetlerine dair yeni düzenlemelere gideceklerini duyurdular. Qantas ve Emirates, Avustralya ve Yeni Zelanda arasındaki hizmetlerinde var olan iş ortaklıkları kapsamında, yolculara tüm yıl boyunca daha sık ve fazla hizmet sunmak üzere yeni ağ değişiklikleri gerçekleştirdiklerini duyurdular. Bu değişiklikler yolcu taleplerini ve havayollarının mevcut ağ yapısının gücünü yansıtırken yolculara Avustralya ve Yeni Zelanda arasında ve Asya’ya, İngiltere / Avrupa’ya ve Orta Doğu ve Afrika’ya da daha fazla seçenek sunuyor.  

Daha rahat Tazmanya bağlantısı
Emirates Havayolu, Mart 2018 itibari ile Melbourne ve Brisbane’den Auckland’a olan uçuşlarını durdurarak onun yerine aktarmasız Auckland – Dubai hizmetine odaklanma kararı aldı. Emirates, Sydney üzerinden olan A380 ile günlük Dubai ve Christchurch arasındaki uçuşlarını koruyarak, aynı zamanda Yeni Zelanda ve Dubai arasındaki yeni kesintisiz hizmet potansiyellerini de değerlendiriyor.  Qantas, Tasman bölgesinde daha fazla seçenek sunmak için; Melbourne ve Auckland arasına haftada yedi, Brisbane ve Auckland arasına haftada iki ekstra uçuş ekleyerek iki ülke arasındaki hizmetlerinin sıklığını artıracak. Bu hizmetlerden bazıları 737’den geniş gövdeli A380’e yükseltilecek. Qantas’ın yeni Tasman-ötesi hizmetleri Emirates kodu taşıyacak ve Qantas’ın Perth veya Singapur üzerinden gerçekleşen Londra hizmetlerini ve Emirates’in Dubai üzerinden olan Avustralya ve Avrupa arasındaki hizmetlerinin kesintisiz bağlantısını sağlayacak.

Avustralya ve Yeni Zelanda arasında özellikle iş için seyahat eden yolcular bu yeni uçuş tarifesinden faydalanabilecek. Bu değişiklikler sayesinde Emirates, Avustralya uçuşlarını yeniden düzenleyerek gün içerisinde daha verimli bir uçuş planlaması ile yolcularına 38 Avrupa ve 28 Orta Doğu ve Kuzey Afrika güzergâhına, havayolunun popüler A380 ve 777 uçakları ile daha fazla bağlantı ve varış seçeneği sunacak. Bu son değişiklikler, havayollarının iş ortaklıklarının bir sonraki beş yıl için uzatılmasına yönelik olarak Avustralya Rekabet ve Yolcu Komisyonu (Australian Competition and Consumer Commission (ACCC)) ve Yeni Zelanda Ulaşım Bakanlığı başvurularında da yer alıyor. Havayollarının ortaklıkları, daha önce de duyurulduğu üzere, Qantas’ın Dubai yerine Singapur üzerinden Sydney – Londra rotasını yenileme ve Emirates’in yeni, günde dört A380 Sydney – Dubai hizmetini de kapsıyor.

CEO yorumu
Emirates Başkanı Sir Tim Clark, iş ortaklığının ilk beş yılının bir başarı olduğunu belirterek,“İş ortaklığının yeniden yetkilendirilmesi sayesinde yolcularımıza daha fazla uçuş seçeneği ve milyonlarca sık uçan üyemize daha fazla fayda sunma fırsatı elde edeceğiz. Birinci sınıf müşteri deneyimini geliştirmek ve uluslararası ticaret, turizm ve ticaret için fırsatlar yaratmaya devam edeceğiz” dedi.

Qantas Grup CEO’su Alan Joyce ise havayollarının yetkili mercilere başvurularında yer alan ağ değişikliklerinin, yolculara daha fazla seçenek sunduğunu belirterek, “2013 yılından günümüze, ortak ağımızda en az 65 milyar kilometre seyahat eden 8 milyon yolcuya daha fazla seçenek sunduk. Şimdi ortaklığımızı yolcu talepleri, yeni uçak teknolojisi ve ağ yapımızı güçlendirme doğrultusunda geliştiriyoruz. Ortaklığın dayanağı her zaman yolcularımıza daha iyi hizmet vermek oldu. Son beş senedir bu böyleydi ve artık ortak ağımızı geliştirerek bir sonraki beş yılda çok daha iyi şekilde hizmet edeceğiz” dedi.



18 Ekim 2017 Çarşamba

Rixos Hotels, Turizmin En İyilerini Ödüllendirdi

Rixos Hotels, en çok satış yapan seyahat acentalarını ‘Rixos Diamond Awards’ ile ödüllendirdi
Konuklarına tüm konfor ve lüks detayların düşünüldüğü, üstün hizmet kalitesiyle ayrıcalıklı bir tatil deneyimi sunan Rixos Hotels, ‘RixosBonus’ sistemi üzerinden en çok satış yapan seyahat acentalarını ‘Rixos Diamond Awards’ ile ödüllendirdi.

Rixos Hotels, 14 ülkeden 800 turizm acentasını bu yıl ilk kez gerçekleştirilen ‘Rixos Happy Days’ etkinliğinde buluşturdu. Rixos Premium Belek’te düzenlenen organizasyona Türkiye, Rusya, Ukrayna, Letonya, Moldova, Estonya, Litvanya, Romanya, Gürcistan, Belarus, Kazakistan, Özbekistan, Azerbaycan ve İran’da faaliyet gösteren seyahat acentası yöneticileri ve çalışanları katıldı. ‘RixosBonus’ sistemi üzerinden kendi ülkesinde en çok satış yapan ilk 3 seyahat acentası ‘Rixos Diamond Awards’ gala gecesinde ödüllendirildi. ‘Rixos Happy Days’te katılımcılara üç gün boyunca hem turizmin incisi Antalya ve Belek bölgesi tanıtıldı, hem de Rixos Hotels ve The Land of Legends’ta tatil deneyimi sunuldu. Ayrıca 2018 yılına moral ve motivasyonla başlamaları için günlük aktiviteler de düzenlendi. 

Rixos Hotels’ın seyahat acentalarına destek vermek amacıyla oluşturduğu ve 27 ülkeden 3000’in üzerinde üyesi olan ‘RixosBonus’ B2B sadakat programı, acentaların yaptıkları satışları sisteme girmesi ve satış üzerinden puan almasını sağlamak amacıyla 2016 sezonunda devreye alındı. Her geçen gün acentalar arasında daha da popüler hale gelen RixosBonus’ta acentalar aldıkları puanlarla tatillerini Rixos’larda geçirebiliyor ya da sonraki rezervasyonlarını puanları karşılığı yapabiliyor. Bu sistemi 2017 yılında Ukrayna ve Rusya’da kullanan acentalar arasında yapılan çekilişle 2 adet Mercedes CLA marka otomobil hediye edildi.

2017 yılında birlikte çalıştıkları seyahat acentasının yöneticileri ve çalışanları ile biraraya gelmekten dolayı mutlu olduklarını dile getiren Rixos Hotels Grup Satış Koordinatörü Murat Alpman, ‘’Bu yıl ilk kez uygulamaya başladığımız RixosBonus programı ile partnerlerimizle bağlarımızı ve iletişimimizi güçlendirmeyi başardık. Hepsine katılımlarından ve desteklerinizden dolayı teşekkür ediyor, 2018 yılında işbirliklerimizin artmasını ve hepimiz için 2018’in başarılı bir yıl olmasını diliyorum. İlerleyen dönemlerde de kullanımını genişletmeyi planladığımız RixosBonus ile değerli iş ortaklarımıza çeşitli sürprizler hazırlıyoruz. Bunları da yakın zamanda duyuracağız.’ dedi.

Firuz Bağlıkaya;Seçimlerin "KADERİNİ" Acenteler belirleyecek

Firuz Bağlıkaya Kayseri'de Genel Kurul'a katılımı artırma çağrısı yaptı
Seçimlerin kaderini katılım oranının belirleyeceğini söyleyen TÜRSAB Başkan Adayı Firuz Bağlıkaya, Kayserili acentaları Genel Kurul'a katılmaya davet etti


Değişim Hareketi'nin lideri Firuz Bağlıkaya’nın, Kayseri Holiday Inn Otel'de düzenlediği toplantıya acentalar yoğun ilgi gösterdi. Değişim Hareketi'ne destek veren; Erciyes BYK’ya bağlı 50 acentanın katıldığı toplantıda, sektörün ve bölgenin sorunları konuşuldu.Genel Kurul'un kaderini katılım oranının belirleyeceğini ifade eden Firuz Bağlıkaya, Kayserili acenteleri TÜRSAB'a sahip çıkmaya ve iradelerini yönetime yansıtmaya davet etti. Sektörün sorunlarının tamamına hakim olduklarını ve seçilir seçilmez çözüm önerilerini hayata geçireceklerini söyleyen Firuz Bağlıkaya, bölgede genel eğilimin değişimden yana olduğunu bildiklerini belirterek, acentaları değişim için güç birliği yapmaya ve iradelerini Genel Kurul'a yansıtmaya davet etti.

17 Ekim 2017 Salı

Özel sektörün ilk tren işletmecisi OMSAN oldu

161 yıllık Türk demiryolu ulaşımı tarihinde bir ilk
OMSAN Lojistik, TCDD Taşımacılık A.Ş. ile işbirliği yaparak özel sektörün ilk tren işletmecisi oldu. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan'ın da katılımı ile iki kurum arasında imza töreni düzenlendi.  Tren İşletmeciliği Yetki Belgesi ve Emniyet Yönetim Sertifikasını alan OMSAN’ın ilk treni, gelecek ay Sivas’tan Hatay’a hareket edecek.

OYAK şirketlerinden OMSAN Lojistik, Türkiye’nin 161 yıllık demiryolu ulaşımı tarihinde bir ilke imza atarak özel sektörün ilk tren işletmecisi oldu. Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Kanununun yürürlüğe girmesinin ardından Tren İşletmeciliği Yetki Belgesi ve Emniyet Yönetim Sertifikasına sahip olan OMSAN, bu kapsamda TCDD Taşımacılık A.Ş. ile işbirliği yaptı. İki kurum arasında düzenlenen imza törenine Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da katıldı. OMSAN, TCDD Taşımacılık A.Ş’den 15 adet elektrikli lokomotif, 350 adet otomatik boşaltma tertibatlı vagon kiralayacak ve 70 personel istihdam edecek. Gelecek ay itibariyle Sivas/ Demirdağ’da bulunan Erdemir Madencilik’e ait yükleme alanından Hatay/Payas’taki İsdemir Tesisleri’ne yıllık yaklaşık 2 milyon ton demir cevheri taşımaya başlayacak olan OMSAN, böylece Türkiye’nin yıllık demiryolu taşımacılığının yüzde 8’ini tek başına gerçekleştirecek.

OMSAN Lojistik Genel Müdürü Doç. Dr. M. Hakan Keskin, sektör adına mutlu, OMSAN adına gururlu olduklarını ifade ederek, “Lojistik sektörünün en önemli gündem maddelerinden biri olan demiryollarının serbestleştirilmesi sürecinin tamamlanmış olması, sektörümüz adına sevindirici bir gelişme. Demiryolu taşımacılığının; hata riskinin en aza indiği lojistik modeli olması, rekabetçi maliyet sonuçları, intermodal taşımacılığa katkısı ve çevreci bir taşıma modu olması dolayısıyla, hem sektör hem de ülke ekonomisi üzerindeki kayda değer avantajlarını göreceğiz” diye konuştu. 

İşbirliğiyle ilgili konuşan OYAK Genel Müdürü Süleyman Savaş Erdem de, “Doğru yatırımlarla 300 binden fazla üyemizin birikimlerini koruma ve OYAK’ı sürdürülebilir bir şekilde büyütme hedefiyle hareket ediyoruz. 86 yıl önce ‘Demiryolları Türk milletinin refah ve medeniyet yollarıdır’ diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu sözünü hatırlayarak, OMSAN’ın bu yatırımını kendi sektörüne örnek teşkil edecek bir adım olarak görüyorum. Ayrıca bu gelişmenin demiryollarımızın daha hızlı gelişmesinin önünü açarken ülke ekonomisine ve sanayisine olumlu yansımaları olacağına inanıyorum” dedi. 

Topkapı Sarayı Müzesinde sanatseverler buluştu

 “KARAGÖZ”ün 500. Yıl Kutlaması Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki Sergi İle Başladı
Türk Gölge Tiyatrosu'nun 500. yılı nedeniyle Topkapı Sarayı Müzesi ve İstanbul Karagöz Kukla Vakfı işbirliğinde bir Karagöz Sergisi açıldı.Topkapı Sarayı Müzesi ve İstanbul Karagöz Kukla Vakfı işbirliği ile “KARAGÖZ” başlıklı sergide Cengiz Özek koleksiyonundan seçkiler Topkapı Sarayı Müzesinde sanatseverlerle buluştu. Kamu ve özel sektör temsilcileriyle sanatseverlerin katıldığı sergi açılış töreni 13 Ekim 2017 Cuma günü Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı ev sahipliğinde gerçekleşti.Serginin açılışında konuşan, Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı, Karagöz'ün İslam coğrafyası için ortak bir değer olduğunu ve ilk olarak Osmanlı Devleti'nde keşfedildiğini belirterek, "Yavuz Sultan Selim, Mısır seferinin ardından Karagöz'ü İstanbul'a getirdikten sonra, bizim renklerimizle renklenerek ayrı bir kültür olarak bu coğrafyanın tamamına yayıldığı rivayeti, en çok kabul gören rivayetlerden biridir." dedi. 

Küçükaşçı, Topkapı Sarayı bünyesinde bulunan Karagöz koleksiyonunu da sergilemeyi planladıklarını dile getirerek "Bu tür etkinlikler, sanat sergisi organizasyonları, Cengiz Özek gibi işini çelebi gibi bir şekilde üstlenip, devam etmesi konusunda katkıda bulunanlar sayesinde ayakta kalıyor. O bakımdan Cengiz Bey'in öncülüğünde bir takım etkinliklere Topkapı Sarayı olarak, sarayımızın hem konseptine hem de geçmişine uygun olduğu için Karagöz sergisini ve bu kapsamda bir takım etkinlikleri gerçekleştirmeyi planladık. Sanatseverlere ve Cengiz Bey'e, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.

"Karagöz gibi değerler bütünü, toplulukları millet haline getirir"

Karagöz ustası ve UNESCO Kültür Mirası Taşıyıcısı  Cengiz Özek de Karagöz sergisinin Topkapı Sarayı gibi kültürel ve tarihi değere sahip bir mekanda açılmasından dolayı mutlu olduğunu ifade ederek, "Ben, 33 sene önce 20 yaşındayken burada ilk sergimi, çok büyük bir heyecanla açmıştım. O sergi şu anda Hollanda'da bir müzede yer alıyor. Bu yıl Karagöz'ün 500. yılı, Karagöz, İstanbul'a geldikten sonra inanılmaz bir coğrafyayı Balkanları, Kuzey Afrika'yı ve Ortadoğu'yu etkiliyor ve hala kendi varlığını sürdürüyor. Ne mutlu bize ve ne mutlu Karagöz'e... Umarım bundan sonra da heyecanlı bir şekilde yoluna devam edecek." diye konuştu.

İstanbul Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mümin Yıldıztaş ise "Millet kavramında ortak değerler vardır, milletleri millet yapan ortak değerleridir. Tıpkı Karagöz gibi, yüzyıllarca devam eden bir değerler bütünü toplulukları, insanları millet haline getirir. Büyük bir coğrafyada etkin olan Karagöz bizi, Balkanları, Kuzey Afrika'yı, Arap coğrafyasını ve belki Kafkasya'yı da ortak değerlerimiz sayesinde bugünlere kadar geltirdi. (Millet olmanın) Karagöz, bunun en büyük ispatıdır ve o zaman bizim, millet kavramını daha geniş tutmamız gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Açılışta konuklara çok lezzetli geleneksel ılık aşure ikram edildi.
    
Sergi ay sonuna kadar Topkapı Saray Müzesi’nde gezilebilecek
Sergi ay sonuna kadar Topkapı Saray ‘da sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Sergi kapsamında Cengiz Özek’in Topkapı Sarayı’ndaki Karagöz figürlerinden esinlenerek yarattığı figüler yer alıyor. Topkapı Sarayı Müzesi koleksiyonunda önemli yer tutan saray Karagözcüsü Nazif Bey figürlerine atfen Cengiz Özek koleksiyonunda yer alan Hayali Nazif figürleri de sergide yer buluyor. Bu dönemde dünyaca bilinen Karagöz sanatçımız Cengiz Özek’in “Çöp Canavarı” ve “Büyülü Ağaç” oyunları sahnelenerek sergi desteklenecek. 

Anadolu Efes’e “Yılın Markası” ödülü

Anadolu Efes, dünyanın markalarını ödüllendiren World Branding Awards  tarafından bulunduğu kategoride “Yılın Markası” seçildi. İngiltere’de düzenlenen törende, Anadolu Efes ödülü World Branding Awards başkanı Richard Rowles’ın elinden aldı

Anadolu Efes, İngiltere merkezli bir sivil toplum örgütü olan World Branding Forum tarafından düzenlenen World Branding Awards’ta, kendi kategorisinde “Yılın Markası” ödülüne layık görüldü. İlk kez 2014 yılında düzenlenen World Branding Awards’da, dünyanın en iyi markalarının yaptıkları markalama çalışmaları ve başarıları, marka değerleme, tüketici pazar araştırması ve online halk oylaması ile değerlendiriliyor. Ödül kapsamında organizasyon her sene Dünya’dan 50’den fazla ülkeden araştırma şirketlerine ödül kategorilerini göndererek o senenin en iyi çıkış yapan, en başarılı markalarını öğreniyor. Jüri bu firmaların hepsini araştırarak ülkelerinden bağımsız olarak her kategori için 5 markaya karar veriyor. Ardından aday markalar 35 ülkede 130 bin civarında katılımcının gizli oylamasıyla değerlendiriliyor. Bunun sonucunda her kategoride yılın markaları belirleniyor. World Branding Awards’a her yıl 3000’in üzerinde marka, araştırma şirketleri tarafından önerilerek kendi kategorisinde yılın markası olmak için yarışıyor. Bu sene de Efes Pilsen; Apple, Coca Cola, Adidas, Ferrari, Google, Starbucks gibi sektörünün öncüsü markalarla birlikte, sahnede kendi kategorisinde bu prestijli ödülü almaya hak kazandı. 

11 Ekim akşamı Londra’nın ikonik mekanlarından Kensington Palace’ta düzenlenen ödül töreninde takdim edilen kupayı, Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş ve Pazarlama Direktörü Kasia Özgen, World Branding Awards başkanı Richard Rowles’ın elinden aldı.

Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, Efes Pilsen markası ile aldıkları bu ödülün kalite anlayışlarının bir sonucu olduğunu belirtirken, “Yoğun çalışmalarımızın bu ödül ile taçlandırılmasından dolayı çok mutluyuz. Bir Türk şirketinin dünyaca ünlü ve prestijli marka ödülünü alması bizleri çok gururlandırdı. Dünyanın önemli markalarının yarıştığı World Branding Awards’ta, kategorimizde “Yılın Markası” ödülünü kazanmak tüketicilerimize karşı sorumluluğumuzu daha da artırıyor. Anadolu Efes çalışanlarından çiftçilerimize, bayilerimizden tüketicilerimize kadar, bu ödülü kazanmamızda emeği olan herkese teşekkür ederim.” şeklinde konuştu. 

16 Ekim 2017 Pazartesi

I.Uluslararası Meze Festivali Akra’da Gerçekleştirildi

I. Uluslararası Meze Festivali “MezeFest” Gerçekleşti
Akra Otel’in ev sahipliğinde gerçekleştirilen I. Uluslararası Meze Festivali’nde Lübnan, Beyrut ve Yunanistan’ın yanı sıra Türkiye’den 25 işletme, hazırladıkları 100’e yakın meze çeşidini tanıttı.Meze tutkularının heyecanla beklediği dünyanın ilk uluslararası meze festivali MezeFest, Antalya’nın vazgeçilmezi haline gelen Akra’da önceki gün gerçekleştirildi. Türkiye’nin yanı sıra Lübnan, Yunanistan ve Beyrut’tan toplam 25 işletmenin katılım gösterdiği festivalde 100’e yakın meze çeşidi tanıtıldı. 

Antalya’nın turizm ve ticaretin yanında tarım alanında da önemli bir konuma sahip olduğunu söyleyen Meze Festivali Komite Üyesi Vedat Başaran, “Uluslarası Meze Festivali’ne katılım gösteren her işletmenin en az 2 – 3 aşçısı burada. Yani 50’yi aşkın şef festivale katıldı. 100’ün üzerinde meze hazırlandı. Şeflerimiz festivale katkı sağlayıp, hünerlerini paylaştı” dedi.Mezenin, Ortadoğu ve Akdeniz kültürünün en önemli yemek sistemlerinden biri olduğunu vurgulayan Başaran, “Yemek paylaşılırsa güzeldir” diyerek, mezenin de paylaşılan yemeklerin başında geldiğini ifade etti.



Ülke Katılımı Artacak 
Festival Komite üyesi Gökmen Sözen ise Türkiye’nin farklı yerlerinde meze alanında uzman restoranların festivale katıldığını söyledi. Sözen, “Festivale konularında uzman olan işletme ve aşçıları çağırdık. Bu sene ülke anlamında az katılım var. Gelecek yıl İtalya, İspanya ve Portekiz gibi ülkeleri de bu işin içine katmamız lazım. Yine Fas, Tunus ve Cezayir’i de içine alacak bir çalışmayla geliştireceğiz” dedi.

Usta şeflerin ellerinden çıkan birbirinden güzel lezzetleri en iyi şekilde misafirlerine sunan Akra, muhteşem bir festivale imzasını atarak, damaklarda unutulmayacak bir tat bıraktı. Lezzetleri kadar sunumlarıyla da birer sanat eserine dönüşen mezeler, festival süresince damak tadınızın yanı sıra estetik dokunuşlarıyla da görsel bir şölene dönüştü.

Festival kapsamında Aila Fairmont Quasar, 7 Mehmet, Bay Nihat, Deniz Restoran, Bi Lokma, Dietta, Mutfak Sanatları Merkezi, Volkan Şiş Kebap, Zennup 1884, Duble Meze, Komodor, Tirmisci Bilo, Piyazcı Ahmet, Yengeç, Lapis, Baklacı Humusçu İbrahim, Charbel Antoun, Zıpkın, Gaspar ve Fakhreddine yaptıkları mezelerle festivale destek verdi. Her biri konusunda iddialı olan şefler, festival süreci içerisinde yaptıkları 3’er tane meze ile misafirlerine unutamayacakları bir gün yaşattı.





Balkan Göçmenleri 22 Ekim Pazar günü saat 14:00’da Sirkeci Garı’nda buluşuyor

Balkan Göçmenleri, geçmişlerini anlamak ve geleceğe umutlarını aktarmak için 22 Ekim Pazar günü saat 14:00’da, Türkiye’ye ilk ayak bastıkları yer olan Sirkeci Garı’nda buluşuyor. 1912 yılında başlayan ve 100 yıl süren Balkan Göçleri ile Türkiye’ye gelen Balkan göçmenleri, Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin Sirkeci Garı’nda düzenleyeceği ‘’Bir Kofer, Bir Sandık’’ etkinliğinde sevinci ve hüznü bir arada yaşayacak.

2008’den bu yana Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nin her yıl düzenlediği ‘’Bir Kofer, Bir Sandık’’ etkinliğinde, bu yıl da birbirinden güzel etkinlikler yer alacak. Arif Şentürk, Faruk Yılmaz, Ramazan Güney, Rumeli Ekrem, Rüstem Avcı gibi sanatçılar etkinlikte sahne alacak. Balkan halk oyunları, devlet sanatçısı Orhan Kurtuldu’nun yönetmenliğinde hazırlanan ve Tenor Aykut Yılmaz’ın eşlik edeceği göçü anlatan skeçler ve yöresel yemekler katılımcılarla buluşacak. Türkiye’ye göç ve bu göçün etkilediği yaşamlara dikkat çekmenin yanı sıra  Balkan kültürünün de tanıtımı amaçlanan etkinlikte, Moda Tasarımcısı Müesser Kurt’un hazırladığı ve koreografisini Asil Çağıl’ın yaptığı Balkan Kıyafetleri defilesi ile yöresel kıyafetler de tanıtılacak. Etkinlik alanında yer alacak fotoğraf sergisi ile Balkanlara ait fotoğraflar sergilenecek ve ayrıca Balkan kökenli yazarlar Dilek Ünal, Haluk Ecevit, Ramis Çınar ve Muhsin Durucan Balkanlar ile ilgili yazdıkları kitapları katılımcılar ile buluşturacak.

’Göçü Yaşatmalıyız’
Tarihte her nerede olursa olsun göçün acı bir anı olarak hafızalarda yer aldığını vurgulayan Kosova Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Gülen Aksu Türker, ‘’Göç toplumlar için en acı ve zor tecrübelerden biri. Bu olaylardan her birimizin bir ders çıkarması ve bu dersi gelecek kuşaklara aktarması gerekiyor. ‘’Bir Kofer, Bir Sandık’’ etkinliğimiz ile göçün zor yüzünü hatırlatmaya ve çocuklarımıza anlatmaya çalışıyoruz. Bunu bir görev olarak görüyor, tüm Balkan göçmenlerini davet ediyoruz’’ dedi.



Fatma Şahin, Avrupa Şeref Plaketi Ödülüne Layık Görüldü

“Europrıze’ın En Büyük Ödülünü Alacağız”
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından Avrupa Şeref Plaketi ödülüne layık görüldü


Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu’nda düzenlenen Avrupa Şeref Plaketi Ödül törenine, AB Türkiye Delegasyon Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera, AB Bakan Yardımcısı Ali Şahin ve çok sayıda AB bürokratı katıldı. Fatma Şahin: “Yunus Emre dilini yönetim tarzımızın bir parçası yaptık”
Ödül töreninde konuşan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, dünyada barışın ve adaletin gittikçe zayıfladığı bir zamanda Gaziantep’in Avrupa Şeref Plaketi ödülünü almasının ayrı bir anlam taşıdığını kaydetti. Fatma Şahin, “AB, neden kuruldu? Neden bu ödüller veriliyor? Biraz, bilgilerimizi ve hafızalarımızı yoklayalım. AB, II. Dünya Savaşı sonrasında ‘birlikte rahmet var’ anlayışıyla kendi içerisinde birlikler oluşturdu. Üzerinden yarım asır geçmesine rağmen peki, insanlık neden acı çekiyor? AB’nin kuruluş felsefesine dönmesi şarttır. Avrupa’nın kendi içinde yaşadığı ırkçılık, islamofobi gibi birçok sıkıntıyı aşması gerekiyor. Dünya birliğine ihtiyacımızın olduğu bugünlerde Büyükşehir olarak, başkalarından beklemeden, başkalarını suçlamadan yolumuza iki tercihten birisini seçerek devam etmemiz gerekiyordu. Birisi mazeret üretmek, riskleri yönetememek, içine kapanmak; bu tercih, insanlığın kaybedeceği bir tercihti. Ama biz Yunus Emre’nin ‘Gelin tanış olalım işi kolay kılalım, sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz’ anlayışını Gaziantep Büyükşehir Belediyesi olarak yönetim tarzımızın bir parçası yaptık. Gaziantep insani ve vicdani büyük bir sınavdan geçiyor. 500 bin Suriyeli mülteciye gönlümüzü ve soframızı açtık. Birçok sıkıntıya rağmen birlikte yaşıyoruz.”

Europrıze’ın en büyük ödülünü alacağız
Şahin şöyle devam etti: “2012’de Asım Güzelbey döneminde başvurulan Europrize ödüllerinde biz de 2015 yılında yaptığımız çalışmaların ikinci aşamasını bitirdik. Bugün ödülümüzün üçüncü aşaması için bir aradayız. Europrize’ın en büyük ödülünü seneye bu salonda alacağız inşallah.”

Dünyadaki belediyelerle yarışıyoruz
Fatma Şahin, “Kültürel ve sosyal alanda yürütülen çalışmalar açısından diğer şehirlerden farkımız sorulduğunda anlatacak o kadar güçlü yönlerimiz var ki. Şehirlerin arasında çok yüksek bir rekabet var. Şehir ekonomileri yarışıyor. Biz sadece kendi bölge ve kendi şehirlerimizle değil, küreselleşmenin sonucu olarak ABD veya Çin’deki bir belediyeyle de yarışıyoruz. Bu rekabeti yönetebilmemiz için hangi alanda yarışmacı olmamız gerektiğini keşfettik. Anadolu’nun kültürel mirasının gücünü, geçmişten gelen şanlı tarihimizi dünyaya tanıtmamız gerekiyordu. Bu anlamda elimizdeki büyük hazineyi uluslararası alana taşımak için büyük gayret gösterdik. Harabe deyip yüzüne bakmadığımız, yıllarca yıkılmasına fırsat verdiğimiz tarihi mekanları büyük bir hazineye dönüştürdük. Bereketli hilal dediğimiz tarihi ipek yolunu, kardeşlik ve kalkınma yolu haline getirdik” dedi. Şahin, selamlama konuşmasının ardından, Gaziantep’in AB ekseninde kültürel mirasla ilgili çalışmalarını bir sunum eşliğinde katılımcılara anlattı.

Munuera: AB ve Gaziantep arasında işbirliği kurulması gerekiyor
AB Türkiye Delegasyon Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera, Gaziantep’e ilk kez geldiğini belirterek, Ankara’da Gaziantep yemeklerini tattığını söyledi. Gaziantep ile AB arasında işbirliği kurulması gerektiğini ifade eden Munuera, kültürel mirasın yaşatılabilmesi için sıkı bir işbirliğinin önemine değindi. AB ülkelerindeki etkili çalışmalarından ötürü başkan Fatma Şahin’e teşekkür eden Munuera, Gaziantep’in kültürel mirasa sahip çıkmasının önemli bir başarı olduğunu anlattı.

Ali Şahin: Gaziantep bir tanıma sığmaz
AB Bakan Yardımcısı Ali Şahin, Gaziantep’in kolay kolay bir tanıma sığmayacağını aktararak, “Tanıma sığacak bir şehir değiliz, gerçekten çok müstesna bir şehir, Gaziantep. Bu şehir öyle bir şehir ki bir sokağının ucunda Kürt vatandaşı yaşar,  diğer ucunda Arap, bir diğer ucunda alevi, bir ucunda sünni yaşar. O evlerde her akşam bir çeşit yemek yapılır ama bir evde 4-5 çeşit yemek yenilir. Her evde pişen yemek her akşam bir evde yenir. Asurlar, Hititler, Romalılar, Osmanlı, Mezopotamya coğrafyasının merkezinde yüzyıllardır katman katman medeniyeti bağrında beslemiş, büyütmüş bugün Gaziantep’e evrilmiş olması nedeniyle Gaziantep aynı zamanda şehr-i medeniyettir. 173 ülkeye ürettiğini ihraç eden 7 milyar dolarlık ihracat geliri olan bir şehirdir. Bu yönüyle Gaziantep, ticaret ve sanayi şehridir. 500 bin Suriyeliyi asla gücenmeden, kırmadan kendi kardeşi gibi bu şehirde besleyen; her şeyini onlarla paylaşan Gaziantep, şehr-i kardeşlik, şehr-i merhamettir” diye konuştu.

Gaziantep çoktan AB’nin tam üyesi olmalıydı
Avrupa Birliği’nin birlikte yaşamak ve birlikte büyümek felsefesiyle kurulduğunu bildiren Şahin, şunları kaydetti: “AB inşa edilmeden önce Gaziantep birlikte yaşamak ve büyümek kültürüne sahip bir şehirdir. Türkiye’nin diğer şehirleri gibi Gaziantep çoktan AB’nin tam üyesi olmayı hak ediyordu. Tam 59 yıldır AB tam üyelik sürecinde bekletilmenin acısını ve sızısını çekiyor. AB bakanlığı olarak kente değer katmaya devam ettiklerini; bu kapsamında 10 milyon avro hibeyle Gaziantep’e yönelik bir ‘Anadolu Arkeoloji Enstitüsü Projesi’ üzerine çalışıyor; 2018 yılında inşallah bu projenin tamamlanmasını düşünüyoruz.”

Gaziantep Vali Yardımcısı Uğur Aladağ ise, şehrin hem kültürel hem de sanayi açısından bölgenin önemli şehirleri arasında olduğunu belirterek, şehri tanıtıcı bir konuşma yaptı. Kharkiv Dış İlişkiler Şube Müdürü ve Europrize Sorumlusu Alina Shenogolets, Kharkiv Belediye Başkanı Hennadiy Kernes’in tebrik mektubunu okudu.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, şeref plaketini AB Türkiye Delegasyon Başkan Yardımcısı Gabriel Munuera’nın aldı. AB Komisyon başkanları da video konferansla Gaziantep Belediye Başkanı Fatma Şahin’i ve Gaziantep halkını, AB Şeref Ödülü dolayısıyla kutladı. Törenin ardından Europrıze Ödülleri ve Sergisi gezildi. Program meclis fuayesinde düzenlenen kokteyle sona erdi.

Avrupa Şeref Plaketi 
Avrupa Şeref Plaketi ödülünün alınmasında, şehirlerin faaliyetlerine Avrupa’daki belediyeleri ne kadar dahil ettiği; kültürel ve sosyal etkinliklerini ne ölçüde gerçekleştirdiği, uluslar arası gençlik programlarını ve sosyal, kültürel açıdan birlik beraberliğin sağlanması çerçevesinde dezavantajlı gruplara ne ölçüde etki edildiği konuları dikkate alınarak veriliyor.



ÇATOD YENİ YÖNETİMİ GÖREV DAĞILIMI YAPTI

ÇANAKKALE – Geçtiğimiz hafta genel kurul toplantısı sonucu yeni yönetimini belirleyen Çanakkale Turistik Otelciler, Yatırımcılar ve İşletmeciler Derneği, (ÇATOD) ilk yönetim kurulu toplantısında görev dağılımı yaptı. Dernekte gerçekleştirilen ilk yönetim kurulu toplantısında ÇATOD Yönetim Kurulu üyelerinin kendi aralarında yaptıkları oylama sonunda görev dağılımı şu şekilde oluştu: Armağan Aydeğer - (Başkan); Yaşar Ersoy - (Başkan Yardımcısı); Salih Yüksel -  (Genel  Sekreter); Mert İnce - (Sayman); Ramazan Candan - (Asil Üye); Şenol Dağınık - (Asil Üye); Mustafa Tokoğlu - (Asil Üye)


BÖLGE TEMSİLCİLİKLERİ OLUŞTURULDU
ÇATOD Yönetim Kurulu ilk yapılan toplantıda önemli bir karara da imza atarak Genel Kurulda alınan tüzük değişikliği gereği Çanakkale ili genelinde faaliyet gösteren turistik işletmeler ile ilişkilerin güçlendirilmesi, il genelinde turizm alanında ihtiyaç ve beklentilerin etkin yönetilebilmesi için üyeler içinden bölge temsilcilerinin belirlenmesi kararını aldı. Buna göre Bozcaada-Geyikli; Gökçeada-Eceabat-Gelibolu; Assos-Küçükkuyu; Yenice-Çan-Biga ve Çanakkale merkez bölgeleri olmak üzere toplam 5 bölge temsilciliği oluşturuldu. Alınan karar gereği bölge temsilcileri ise şu isimlerden oluştu: Çanakkale Merkez -  ( Mert İnce);  Assos-Küçükkuyu - (Hilmi Selimoğlu); Bozcada-Geyikli-  (Akın Yalman); Gökçeada-Eceabat-Gelibolu - (Kemal  Pazarbaşı); Çan-Yenice-Biga - (Ali Ay) 

ÜYE SAYISININ ARTTIRILMASI İÇİN ÇALIŞMLARA AĞIRLIK VERİLECEK
Öte yandan ÇATOD toplantısında mevcut üyeler ile etkin iletişim, Çanakkale il genelinde üye turistik tesislerin arttırılması, belirlenen bölge temsilcileri ile bölgenin ihtiyaç beklenti, talep ve sorunları ile ilgili yönetim kurulunda değerlendirilmesi konusunda yönetim kurulu üyeleri arasında görev dağılımı da yapıldı. Buna göre;   Küçük ve Butik Turistik Tesisler Sorumlusu (Ramazan Candan); Çan -Yenice - Biga ve Çanakkale Merkez Turistik Tesisleri Sorumluları (Salih Yüksel ve Mert İnce); Assos - Bozcaada -Küçükkuyu Turistik Tesisleri Sorumlusu (Mustafa Surhay Tokoğlu ve Ramazan Candan); Gökçeada- Eceabat -Gelibolu Turistik Tesisleri Sorumlusu Şenol Dağınık oldu. Bu kapsamda ÇATOD belirlenen bölgelerde üye turistik tesisleri ile potansiyel üye olabilecek tesisler ve bu kapsamda yapılacak çalışmaların tespitine karar verdi.

YURT İÇİ VE YURT DIŞI FUARLARA ÖNEM VERİYORUZ
ÇATOD Başkanı Armağan Aydeğer, yönetim kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada ÇATOD’un kurulduğu 2004 yılından bugüne Çanakkale turizminin en önemli lider sivil toplum kuruluşlarından birisi olduğunu belirterek, “Bu kapsamda Çanakkale ve Türkiye turizminin gelişmesi yönünde dün olduğu gibi bugünde onlarca güçlü proje ve çalışma rutinlerimiz ile durmadan mücadele etmeye devam edeceğiz.  Günümüz turistinin beklentisi büyük bir hızda değişiyor. Deniz, kum, güneş, tarih, kültür gibi konular güçlü bir destinasyon olmanız için gerekli ama yeterli koşullar değil. Tercih edilen bir  turizm destinasyonu olmak için ''Güçlü Algı Yönetimi ve Sürdürülebilir Etkinlikler” en önemli 2 paradigma olarak karşımıza çıkıyor. Bir bölgedeki sürdürülebilir Spor, Kültür, Sanat, Eğitim ve Bilim alanlarındaki etkinliklerinin varlığı ve yayılımı, o bölgenin tercih edilen bir destinasyon olmasında hayati önemi taşıyor. Bu çerçevede bölgemizin ve ülkemizin sosyal, kültürel ve ticari alanlarda gelişmesi, önder bir Ülke olması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. 

2018 Troia Yılı, Çanakkale Turizm Tanıtım A.Ş. (ÇATTAŞ), alternatif hedef pazar çeşitlendirilmeleri, alternatif turizm faaliyetlerinin çeşitlendirilmesi ve  güçlendirilmesi, 2024 Çanakkale Avrupa Kültür Başkenti kavramları üzerinde çalışmalarımızı yoğunlaştıracağız. ÇATOD her geçen gün artan üye sayısı ve kapsayıcılığı ile Çanakkale ilimizin ve bölgemizin en önemli sivil toplum kuruluşlarından biri olmaya devam edecek. ÇATOD yönetim kurulu olarak tüm üyelerimize bizlere inandıkları ve güvendikleri için sonsuz teşekkür ediyoruz. Geçmiş dönem başkanlarımız Hayati Aydeğer, Ali Akol ve Kemal Pazarbaşı’na da göstermiş oldukları katkı ve emekler için minnettarız” 'dedi 

Başkan Armağan Aydeğer, konuşmasında ÇATOD olarak yurt içi ve yurt dışı fuarlara önem verdiklerini de ifade ederek; “2017-2018 Kış ve 2018 Bahar aylarında katılım sağlanacak uluslararası turizm fuarları tespiti ile ilgili çalışmalara hız verdik. Bu kapsamda Londra, İzmir, Selanik, İstanbul, Sofia, Utrecht, Varşova, Bükreş, Belgrade, Milano, Madrid, Berlin,Makedonya, Dubai, Pekin ve Tokyo fuarları ile ilgili fizibilite çalışmalarımız başlandı” dedi.

Kerten Capital Grup'tan Türkiye'ye Yeni Yatırım

House Hotel’den, Bomonti’de Yeni Otel ve Rezidans Projesi
Kerten Capital Grubu’nun dünyanın farklı lokasyonlarında başarısını kanıtladığı House Hotel markasının son projesi İstanbul Bomonti’de hayat buldu. The House Hotel & Residence Bomonti, Kerten Captial Grubu’nun deneyimiyle konuklarına ve yatırımcılarına değer sunmaya hazır.

Uluslararası çapta başarılı yatırım şirketi Kerten Capital Grup, bugüne kadar pek çok ödüle layık görülen The House Hotel konseptini İstanbul’un yeni gözde lokasyonu Bomonti’ye taşıdı. Kerten Capital Grubu’nun stil, konfor ve kalite vizyonuyla açılan The House Hotel & Residence Bomonti, konuk ve misafilerine kişiye özel hizmetler sunarken, yatırımcılarına da sürdürülebilir ve kârlı bir iş modeli sağlıyor. Dünyanın öncü mimarlık ofislerinden Conran and Partners tarafından tasarlanan proje, 155 konut ve 51 otel odası ile özgün bir yaşam alanı sunuyor. 

Butik markaları House Hotel, Cloud7 ve Ouspace ile eşsiz bir yatırım portföyüne sahip olduklarını belirten Kerten Turizm Grubu’nun CEO’su Marloes Knippenberg; “Projelerimizi, yatırımcılar için yüksek kârlılık, yüksek değer ve kısa vadede yatırımın hızlı geri dönüşünü sağlamak üzere tasarlıyoruz. Gayri menkul yatırımcıları, yatırım-finans kurumları ve bireysel yatırımcılarla gerçekleştirdiğimiz güçlü iş birlikleri doğrultusunda iş ortaklarımızın tüm ihtiyaçları için tek çözüm ortağı olarak hareket ediyoruz. Küresel çapta markalarımızın sunduğu itibar ile yüksek değer yaratan projelere imza atıyoruz. Bu süreçte deneyimli ekiplerimiz yatırımların tüm yönetim ve işletme operasyonlarını büyük bir özenle yürütüyor. Bu kültürün bir yansıması olarak hayata geçirdiğimiz The House Hotel & Residence Bomonti, konuklarına, yatırımcılarına ve de ekonomiye değer sunmaya hazır” şeklinde konuştu.   

Kerten Capital Grup, Türkiye’de yatırımlarına devam ediyor
Kerten Capital Grubu’nun, Türkiye’ye olan inancını vurgulayan Kerten Capital Grup Türkiye Yönetici Direktörü Ruşen Kopmaz ise; “Grubumuz, Türkiye’nin sunduğu fırsatlara, yüksek potansiyeline ve insanlarına güçlü bir inanç duyuyor. Zorlu geçen son 2 yılda, faaliyetlerimizi aralıksız sürdürdük. Sermaye desteği sağlayarak müşterilerimize ve iş ortaklarımıza sunduğumuz değeri koruduk. Türkiye’de büyümeye devam etmeye kararlıyız ve bunu da bizimle aynı adanmışlığa sahip iş ortaklarıyla başaracağız. Türkiye’deki yatırım iştahımız sadece turizm sektörü ile de sınırlı değil. Kerten Capital Grup, küresel çapta 20 farklı sektörde uzmanlığa sahip bir yatırım grubu ve bu uzmanlıkla Türkiye’de farklı iş kollarına yatırım yapmayı planlıyoruz” dedi.  

Kerten Capital Grup, uluslararası yatırımlarına hız verdi
Miami (ABD), Dubai (Birleşik Arap Emirlikleri) ve Cidde (Suudi Arabistan) gibi stratejik lokasyonlarda yatırımlarını hızlandıran Kerten Capital Grup, The House Hotel ve Residence markası ile Türkiye’de de güçlü atılımlar gerçekleştiriyor. Şirket, mevcut The House Hotel Nişantaşı ve The House Hotel Ortaköy projelerinde Türk bir yatırımcı ile iş birliği yapıyor.  Şirketin başarısı, yatırım portföyünü geliştirmek isteyen bina sahipleri, yatırımcılar ve finansal kurumlarla yaptığı güçlü iş birliklerine dayanıyor. Bu sayede öncü projelere imza atan şirket iş ortakları için sürdürülebilir, kârlı ve rekabet gücü yüksek yatırım fırsatları sağlıyor.  The House Hotel Karaköy, The House Hotel Kapadokya, The House Hotel & Rezidans Bomonti’nin %100 sahibi olan Kerten Capital Grup, gelecek dönemde de Türkiye’de gerçekleştirilecek tüm projelerde otel ve rezidans işletmelerinin %100 sahibi olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam edecek.


AquaSport Park, Türkiye Sahillerinin Gözdesi Olacak

Plaj Partileri Out! Deniz Üstünde Aquasport Park’ta Eğlenmek İn!
Spor, Eğlence, Deniz ve Aksiyon Oyunu AquaSport Park, Dünyanın Plaj Modasına Yön Veren İbiza, Karayip, Mayorka, Kanarya Adaları ve Bahama Plajlarından Sonra Şimdi de Türkiye Sahillerinin Gözdesi Olmaya Geldi

Aquasport Park, dünya plaj modasına yön veren İbiza, Karayip, Mayorka, Kanarya Adaları ve Bahama sahillerinden sonra Antalya- Belek’in gözde tatil oteli Port Nature Luxury Resort plajındaki yerini aldı. Denizin ortasına kurulan Aquasport Park modülü, “Deniz Benim Oyun Alanım” mottosuyla sınırsız eğlence, oyun ve deniz sporları konseptinden oluşuyor. Deniz, güneş ve kumsal konseptini spor, aksiyon ve eğlence ile birleştiren Aquasport Park, plaj partilerinin yerini alarak adrenalin ve keyif dolu bir tatil konsepti sunuyor. 


Dünyayı kasıp kavuran plaj eğlenceleri ve eğlenceli spor aktiviteleri artık sadece iyi hissettirmekle ilgili ve sağlıklı yaşamı da ön plana çıkarıyor. Aquasport Park deniz üstü dev modülleri ise deniz üstünde spor yaparak, adrenalinle keyfi birleştirerek ve kimi anlarda kendinize ya da arkadaşınıza kahkaha dolu gülerek doyumlu bir deniz tatili yaşamanız için de ideal. Aquasport Park’ta keyifli vakit geçirmek için gereken ilk şart özel tasarlanan can yeleklerinden giyinmek. Sonrasında ise Aquasport Park modülünün küçük havuz dairelerinin üzerinden atlayarak, salıncakta sallanarak ya da parendeler atarak; vücut ağırlığınızı kullanarak geçiş yapılan uzantılardan sonra deniz üstü kaydırağından kendinizi sulara bırakarak farklı bir deniz deneyimi de yaşayabilirsiniz. Özel cankurtaran eğitmenlerin gözetiminde, siz ve çocuklarınız için güvenli, keyifli ve adrenalin dolu dakikalar geçirebilirsiniz. Aquasport Park, çocukları ve gençleri de unutmayarak onların da güvenli deniz alanlarında oyun oynayarak, sporu deneyimleyerek, denizi sevme ve iyi yüzme öğrenebilmelerini de sağlıyor. 

Gloria Ironman 70.3 Turkey Antalya’da , 1.375 sporcu katıldı

Antalya, Gloria Ironman 70.3 Turkey için binlerce sporcuya ve spor severe ev sahipliği yaptı. Antalya’da üçüncü kez düzenlenen Gloria Ironman 70.3 Turkey yarışının başlangıcı gibi finali de görkemli oldu. Yarışlarda erkekler kategorisinde birinciliği Güney Afrikalı triatlet Jeren Seegers alırken,  bayanlar kategorisinde ise Belçikalı triatlet Sara Van der Wel ismi ilk sıraya ismini yazdırdı.


Sırasıyla yüzme bisiklet ve koşudan oluşan üç farklı branşın aynı yarış içerisinde, yaklaşık 40 yıldan buyana yapıldığı  Ironman yarışlarının Türkiye ayağı, bu sene üçüncü kez Antalya Belek’te gerçekleştirildi. Bu yılki yarış, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın Gloria Serenity Resorts’ün sahilinden verdiği startla başladı. Osman Aşkın Bak yarışın başlangıcında yaptığı konuşmada, 1.375 sporcunun katıldığı Gloria Ironman 70.3 Turkey yarışının Antalya'ya heyecan kattığını belirterek, üç yıldır yapılan yarışmanın her yıl geliştiğini ifade etti. Bakanlık olarak bu organizasyona destek verdiklerini dile getiren Bakan Bak, "Okçuluk, golf, futbol, basketbol gibi pek çok organizasyonu Antalya'da gerçekleştiriyoruz. Türkiye yaptığı uluslararası organizasyonlarla spor alanındaki gelişmesini devam ettiriyor. Gloria Ironman’de bunlardan biri. Böylesi etkileyici bir yarışın Türkiye’ye gelmesine vesile olduğu için Gloria Ailesi’ne teşekkür ederim" dedi.

Yüzme başlangıcını Watson yaptı
Yarışa ilk olarak, rahatsızlığı bulunan 14 yaşındaki oğlu Rio'yu kano ile çekerek yarışan Nicholas Watson başladı. Watson'ın ardından, profesyonel erkek ve kadın yarışmacılar denize girmesiyle yarış devam etti. Sporcular Gloria Serenity Resorts’un plajında gerçekleşen 1,9 kilometrelik yüzme etabının ardından, EXPO Fuar Alanı içerisinden de geçen 90 kilometrelik bisiklet etabı ile yarışa devam ettiler. Gloria Hotels&Resorts’ün Golf sahalarının içinde yarışın 21 kilometrelik koşu etabını gerçekleştiren sporcular, yarışı Gloria Sports Arena’da sonlandırdılar.

Birinciliği Jeren Seegers elde etti
Gloria Ironman 70.3 Turkey’de erkekler katagorisinde birinciliği, 4 saat 6 dakika 52 saniyelik dercesiyle Güney Afrikalı sporcu Jeren Seegers elde ederken, ikinciliği 4 saat 9 dakika 5 saniyelik derecesiyle Rus sporcu Sergey Khazov, üçüncülüğü ise 4 saat 9 dakika 29 saniden oluşan dereceyle yine Rusya’dan Eger Vinogradau elde etti. 
Yarışın bayanlar katagorisinde ise birinciliği 4 saat 25 daakika 31 saniyelik dereceyle Belçikalı sporcu Sara Van der Well göğüslerken, yarışın ikinciliğini 4 saat 34 dakika 41 saniyelik derecesiyle Rus sporcu Arina Sgulgina, üçüncülüğü ise  4 saat 42 dakika 49 saniyede oluşan dercesiyle İngiliz sporcu Kerry Mcgawley elde etti. 
Yarışmada ilk üçe giren erkek Ironman’ler ödülünü Antalya Valisi Münir Karaoğlu’nun elinden alırken, yarışmada ilk üçe giren bayan Ironman’lerin ödüllerini ise Güney Afrikalı Olimpiyat Yüzme Dünya Şampiyonu Chad le Clos verdi. 

55 ülkeden katılım 
Bu yılki Ironman yarışına 55 ülkeden 1.375  sporcu ve 100 takım katıldı. Bunun yanında Gloria Ironman 70.3 Turkey’de birçok işadamı ve CEO da yarıştı.  

Yarışta, Nuri Özaltın takımı olarak; Nevşin Mengü, Milli Sporcularımız Bahar Saygılı ve Ediz Yıldırımer de mücadele etti. Yine İran’ın ilk bayan Ironman’ı olan Shirin Gerami de yarışta mücadele eden bir diğer isim oldu.  

Yarışa en çok ilgi gösteren ülkeler arasında  Türkiye,  Rusya, Ukrayna, İngiltere, Almanya ve İsviçre yer aldı. 76 yaşından 18 yaşına kadar farklı yaş dilimlerindeki sporcuların mücadelesine sahne olan Gloria Ironman 70.3 Turkey’e Türk sayısı istikrarlı şekilde her yıl artarken, yabancı sporculardaki artış geçen seneye oranla %50 artış gösterdi. Bu yılki triatletlerin yüzde 40’ını Türk’ler oluştururken, yüzde 60’lık diliminde ise yabancılar yer aldı.

Düzenlendiği ülke ekonomisine katkı sağlıyor
Bugün dünyanın 55 ülkesindeki 100’ün üzerinde şehirde düzenlenen Ironman yarışları, düzenlendiği ülkenin ekonomisine ve turizmine de önemli bir katma değer sağlıyor. Otel ücretleri, alışveriş ve diğer harcamalarla birlikte, Ironman organizasyonlarının yapıldığı her bir şehire  4 milyon dolar civarında ekonomik katkı sağlıyor. 



Rixos Sailing Cup Göcek 2017 Sonuçlandı

Bu yıl ikinci kez gerçekleşen Rixos Sailing Cup Göcek 2017, 10 - 13 Ekim tarihleri arasında Rixos Premium Göcek’te “Dostluk Kazansın” sloganı ile yelken severlerle buluştu. Sponsorluğunu Nissan, #birliktegüzel, Godiva, Power FM ve Marintürk’ün üstlendiği organizasyonda 22 tekne ve 150 sporcu kıyasıya yarıştı. 

Rixos Premium Göcek’in ev sahipliğinde Akdeniz bölgesinin huzurlu doğası ve denizine sahip Göcek koyunda gerçekleşen Rixos Sailing Cup 2017, ikinci kez yelken severlerle buluştu. Yarışçılar, Türkiye Yelken Federasyonu, Göcek Yelken Kulübü ve hakem komiteleri tarafından RIXOS harflerinden oluşturulan yarış parkurunda kıyasıya yarıştı. Dünyada ilk kez harflerden oluşan bu zorlu parkurda, yelkenler İzkayası Mevkii’nden start aldı. Nissan, #birliktegüzel, Godiva, Power FM ve Marintürk sponsorluğunda Göcek’in mavi sularında gerçekleşen Rixos Sailing Cup 2017'de 22 tekne ve 150 sporcu mücadele etti. 10 Ekim'de pop müziğin sevilen ismi Burak Kut’un sahne aldığı açılış partisi ile konuklarına merhaba diyen Rixos Sailing Cup Göcek, 11 Ekim’de rock ve jazz müziğin sevilen ismi Su Soley ile devam etti. Birbirinden çekişmeli yarışlar ve eğlenceli aktivitelerin ardından 13 Ekim’de Kargalar Kafeste’nin sahne aldığı ödül töreni ve kapanış partisiyle sona erdi.Yarışlara Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök, Anadolu Efes Türkiye Horeca Müdürü Tayfun İnce, Rixos Premium Göcek Genel Müdürü  Burç Özarutan ve Beta Marinaları Genel Müdürü Fahir Çam da katıldı. 

“Dostluk Kazansın” sloganıyla üç gün boyunca heyecan ve eğlence dolu mücadelelerin yaşandığı Rixos Sailing Cup’ta IRC kategorisinin birincisi Anything / Dere Construction isimli tekne ile Bora Turan ve ekibi olurken, Freshmen 1 kategorisinde Kerem Can isimli tekne ile Bülent İnce ve ekibi; Freshmen 2 kategorisinde ise Tuzlu 2 isimli tekne ile Kadir Sığınmış ve ekibi birinci oldu. 

Rixos Sailing Cup Göcek 2017’nin ‘’Dostluk Kazansın’’ sloganıyla yine çok keyifli ve heyecanlı bir yarışa ev sahipliği yaptığını belirten Rixos Premium Göcek Genel Müdürü Burç Özarutan, “Rixos olarak, spora destek olmak şirket politikalarımızın en önemli prensipleri arasında bulunuyor. Bu yıl ikincisini düzenlediğimiz Rixos Sailing Cup Göcek 2017, gerçekten çok emek vererek, keyifle organize ettiğimiz bir yarış oldu. Türkiye Yelken Federasyonu, Göcek Yelken Kulübü ve hakem komiteleri ile birlikte belirlediğimiz, Rixos'un harflerinden yola çıkan zorlu bir yarış parkuru ile dünyada bir ilki gerçekleştirdik.”  dedi.