10 Temmuz 2021 Cumartesi

Şili Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi İstanbul’a ilk resmi ziyaretini yaptı

İlk resmi ziyarette Şili ve Türkiye arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi konuşuldu
Göreve başlamasının ardından İstanbul’a ilk resmi ziyaretini gerçekleştiren Şili Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Rodrigo E. Arcos Castro, Türkiye ve Şili ilişkileri açısından önemli buluşmalar gerçekleştirdi. Ziyaret kapsamında; İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu makamlarında ziyaret eden Büyükelçi, Şili Cumhuriyeti İstanbul Fahri Konsolosu Batu Aksoy ile de bir araya geldi. 



Normalleşme süreciyle birlikte görüşmelerine başlayan Şili Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Rodrigo E. Arcos Castro, 5-7 Temmuz 2021 tarihlerinde ilk resmi İstanbul ziyaretini gerçekleştirdi. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu makamlarında ziyaret eden Büyükelçi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç’in yanı sıra sivil toplum kuruluşlarıyla da görüştü.
Kültür, ekonomi ve turizm iş birliği fırsatları görüşüldü

Şili Cumhuriyeti İstanbul Fahri Konsolosu ve Aksoy Holding CEO & Başkan Yardımcısı Batu Aksoy ve ProChile İstanbul Ticaret Direktörü Özge Tüysüzoğlu’nun ziyaretlerin bir bölümünde Büyükelçi’ye eşlik ettiği programda; TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Polar Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Burcu Özsoy, Türk Hava Yolları (THY) CEO'su Bilal Ekşi, THY Uluslararası İlişkiler ve İttifaklar Kıdemli Başkan Yardımcısı Özlem Salihoğlu ve Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Mustafa Doğan ile de bir araya gelindi.  

Türkiye ve Şili Cumhuriyeti ilişkilerinin kuvvetlendirilmesi, kültür, ekonomi, turizm iş birliği fırsatlarının konuşulduğu görüşmelerde, pandemi gündeminin yanı sıra Türkiye ve Şili Cumhuriyeti’nin geçmişe dayanan dostluğu ve ticari ilişkilerine de değinildi. Büyükelçi Rodrigo E. Arcos Castro, görüşmelerde başlatılan temasın sürdürüleceği mesajlarını verdi. 

“Kültürel ve ticari dostluğumuzu güçlendirmek için üzerime düşeni yapacağım”
Türkiye’nin pandemiye karşı verdiği mücadeleyi yakından takip ettiğini ve başarılı bulduğunu belirten Şili Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Rodrigo E. Arcos Castro, “Şili ve Türkiye arasında uzun yıllara dayanan dostluk ve ticari ilişkileri bulunuyor. Şili 30 Ocak 1926 tarihli Dostluk Antlaşması ile Latin Amerika’da Türkiye’yi tanıyan ilk ülke olmuştur. Ankara'daki Şili Cumhuriyeti Büyükelçiliği 80. yılında olmasının yanısıra Türkiye ile  Serbest Ticaret Anlaşması olan Latin Amerika'daki tek ülkedir.  Türkiye 2020 yılında Şili’ye 310 milyon dolarlık ihracat yaparken, Şili’den 229 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirmiştir. Bu kültürel ve ticari dostluğumuzu daha da güçlendirmek ve geleceğe taşımak adına ülkemizin temsilcisi olarak üzerime düşeni yapacağım” dedi.   


9 Temmuz 2021 Cuma

FORMULA 1TM Biletleri 12 Temmuz’da Satışa Çıkıyor 

Büyük heyecanla beklenen Formula 1TM 2021’in biletleri 12 Temmuz Pazartesi günü satışa çıkıyor


Intercity İstanbul Park’ın geçtiğimiz senenin ardından bu sene tekrar Türkiye’ye getirdiği Formula 1TM biletleri xx farklı kategoride, geniş bir fiyat aralığında satışa sunulacak.

Geçtiğimiz sene Intercity tarafından 9 yıllık aradan sonra büyük çabalarla tekrar Türkiye’ye getirilen ve yılın en başarılı yarışı seçilen Turkish Grand Prix 2020 etkinliğinin ardından, Formula 1TM organizasyonu bu sene tekrar Intercity İstanbul Park’ta gerçekleştirilecek. 1-3 Ekim tarihlerinde düzenlenecek olan dünyanın en büyük motor sporları organizasyonu Formula 1TM ‘in biletleri 12 Temmuz’da satışa sunuluyor. Biletlere 12 Temmuz Pazartesi gününden itibaren Biletix üzerinden ulaşılabilecek.

“Halkımızın ve yabancı misafirlerimizin bu heyecana ortak olması için sabırsızlanıyoruz”

Intercity İstanbul Park Genel Müdürü Sadi Hezber, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu; “Intercity İstanbul Park olarak Formula 1TM‘i ülkemize tekrar geri getirmek için maddi manevi çok çaba harcadık. Formula 1TM’i ülkemize geri getirme görevinin T.C. Cumhurbaşkanlığı Himayelerinde bize verilmesinin ardından, böylesine zorlu zamanlarda devletimize yük olmadan bu dev organizasyonu ülkemize kazandırdık. Halkımızın ve yabancı misafirlerimizin bu heyecana ortak olması için sabırsızlanıyoruz. Yarışı bu sene seyircili olarak gerçekleştirecek olmaktan ayrıca mutluluk duyuyor ve bunun için tüm hazırlıkları en sağlıklı şekilde yürütüyoruz. Türkiye’nin canlı izlemeyi çok özlediği bu organizasyonun biletleri için artık geri sayım başladı. Dünyanın en heyecanlı pisti Intercity İstanbul Park’ta halkımızla Formula 1TM heyecanını yeniden buluşturacağımız için çok mutluyuz. Bilet satışlarıyla ilgili ayrıntıları Pazar günü açıklayacağız.” 

İzmir pistlerinde Bodrum rüzgarı

2021 Türkiye Karting Şampiyonası ikinci ayak yarışları, Bodrum'un Otomobil Sporları klubü olan Karya Otomobil Spor Kulübü (KAROSK) tarafından Çözüm Ortağı ana sponsorluğunda 10-11 Temmuz tarihlerinde İzmir Ülkü Park Pisti’nde organize edilecek. 9 yaş altı sporcuların katılımına açık Micro, 7-12 yaş arası Mini, 13-16 yaş arası Formula Junior, 15 yaş üzeri Formula Senior ve 30 yaş üzeri Formula Master olmak üzere 5 ayrı kategoride üçer yarıştan oluşacak organizasyon 2 gün sürecek.

2021-turkiye-karting-sampiyonasi.jpg

Microda 6, minide 11, juniorda 8, seniorda 16 ve masterda 2 olmak üzere toplam 43 sporcunun mücadele edeceği Çözüm Ortağı Karting Yarışı, 10 Temmuz Cumartesi günü tüm kategorilerde antrenman ve sıralama turlarının ardından ilk yarışlar ile başlayacak. 11 Temmuz Pazar günü ise ikinci ve üçüncü yarışların koşulmasının ardından, organizasyon ödül töreni ile son bulacak.2019 yılında Bodrum’da kurulan KAROSK’un bu organizasyonunda, Bodrum’da yaşayan 11 yaşındaki Teoman Hoskin de mini kategoride mücadele edecek.

Denizli’nin Eziler köyünde Golf Turnuvası düzenlendi

“Bu Köyde Herkes Sporcu” projesiyle Türkiye’nin beş Fark Yaratanından biri seçilen Beden Eğitimi Öğretmeni Suat Arı öncülüğünde Denizli’nin Eziler köyünde Golf Turnuvası düzenlendi.

Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’nın 12. sezonunda “Bu Köyde Herkes Sporcu” projesiyle Türkiye’nin beş Fark Yaratanından biri seçilen Beden Eğitimi Öğretmeni Suat Arı öncülüğünde Denizli’nin Eziler köyünde Golf Turnuvası düzenlendi. 7’den 70’e tüm köy halkının büyük ilgisi ve katılımıyla gerçekleştirilen Eziler Cup Golf Turnuvası’na çevre köylerden de katılım oldu. 

suat-ari-denizlinin-eziler-koyunde-golf-turnuvasi.jpgDenizli’nin Eziler köyünde 2016 yılından bu yana Beden Eğitimi öğretmenliği yapan Suat Arı’nın girişimiyle, her yaştan katılıma açık bir golf turnuvası düzenlendi. Belediyenin desteği ve köylülerin katkısıyla düzenlenen turnuvaya Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, Denizli Güney Belediye Başkanı Halil Ayhan ve Türkiye’nin ilk kadın Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Ayşe Sarıkaya katılım gösterdi. Yoğun ilgi gören turnuvada Eziler köyünde genç yaşlı herkes golf sopasıyla atış yaptı. 

Bir Köyün Kaderini Sporla Değiştirdi

Suat Arı 6 yıldır Beden Eğitimi öğretmeni olarak görev yaptığı Eziler köyünde büyük bir değişimin öncüsü oldu. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan ailelerine yardım eden çocukların okul dışı saatlerde spor faaliyetleri ile uğraşmalarını sağlamak için Suat Arı ev ev gezerek projelerini anlattı. Köylülerin güvenini kazanan Arı, yetenekli kız çocuklarının da takım çalışmalarına katılması için büyük çaba gösterdi. Farklı spor dallarıyla tanıştırarak sporu sevdirdiği öğrencileri başarılar kazandıkça okul başarıları da arttı. Çocuklarındaki değişimi fark eden veliler de Suat Arı’nın gönüllü öğrencileri oldu. Bugüne kadar adını duymadıkları, Türkiye’de az bilinen spor branşlarını çocuklarıyla birlikte yapmaya başladılar. 

Suat Arı, bu çabalarıyla Sabancı Vakfı’nın, yaşadıkları çevrede karşılaştıkları sorunları çözmek için uğraşan ve topluma cesaret veren kişilerin hikayelerini görünür kıldığı Fark Yaratanlar Programının 12. sezonunda Fark Yaratan seçildi.

suat-ari-denizlinin-eziler-koyunde-golf-turnuvasi-001.jpg

“Bu Köyde Herkes Sporcu”

Suat Arı, öğrencilerini yaygın yapılan sporların dışında hokey, ragbi ve beyzbol gibi az tanınmış spor dallarıyla da tanıştırıyor. Spor salonu olmayan 800 nüfuslu Eziler Köyü’nde yaşayanların neredeyse tamamını sporcu yapmak hedefiyle yola çıkan Suat Arı’nın öğrencileri ulusal pek çok başarıya da imza attı. Biri kız olmak üzere iki öğrencisi Hokey Milli Takımına seçildi. Başta çim hokeyi, ragbi olmak üzere Türkiye’de yaygın olmayan 14 farklı branşta öğrencilerine spor eğitimi veren Suat Arı, ailelerin de desteğini kazanarak okuldaki 120 öğrencinin tamamını lisanslı aktif birer sporcu haline getirmeyi ve Türkiye dereceleri kazandırmayı başardı. 

Suat Arı’nın öncülüğünde kurulan, Eziler köyü sakinlerinden oluşan Güney Eziler Spor Kulübü bugüne kadar, sayısız kupa ve dereceler elde etti. Kriket, ragbi ve hokey’de Türkiye şampiyonalarına katılan sporcular, hokey takımı ile Denizli ilini temsil ederek Türkiye derecesi aldı. En yeni olarak Osmaniye’de temmuz ayı başında yapılan 2020-2021 yılı Açık Alan U16 2. Ligi Hokey maçlarında Güney Eziler Spor Kulübü Türkiye Şampiyonu olarak Hokey 1. Ligine yükseldi.

suat-ari-denizlinin-eziler-koyunde-golf-turnuvasi-002.jpg

El emeği golf arabası

Golf Turnuvası düzenlemek için gerekli olan golf malzemelerini yurt dışında yaşayan köylülerin desteği ile sağlayan Suat Arı, golf arabasını da öğrencileriyle birlikte el emeği ile yaptı. Köyde eski bir motosikletin süt taşımak için kullanılan yan sepetinin üstünü kapatarak üzerine golf arabası yazan köylüler, turnuva için tüm emeklerini ortaya koydu. 

Suat öğretmenin şimdiki hedefi ise Güney ilçesinin beş köyünü dahil ederek Güney Köy Olimpiyatları düzenlemek. 2021 yılı bitmeden gerçekleştirmek istediği Olimpiyatlar için şimdiden çalışmalara başlayan Suat Arı, Eziler Cup Golf Turnuvasını da Köy Olimpiyatları gibi her sene yapmak istediğini belirtti.

2009 yılından bu yana toplumsal gelişmeye katkıda bulunan kişilerin hikâyelerini görünür kılmak için çalışan Sabancı Vakfı Fark Yaratanlar Programı’na seçilen Suat Arı’nın çevresine ilham kaynağı olduğunu belirten Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Bilsel Safkan, “Sabancı Vakfı olarak Fark Yaratanlar Programı’nın 12. yılında desteklediğimiz 5 isimden biri Denizli’nin Eziler köyünde ‘Bu Köyde Herkes Sporcu’ projesi ile tüm köyün hayatını sporla değiştiren beden eğitimi öğretmeni Suat Arı oldu. Türkiye’de ilk defa bir köyde Golf Turnuvası düzenleniyor ve bu da hepimizi heyecanlandırıyor. Çocukları ve gençleri sporla tanıştıran, sporun pek bilinmeyen dallarını kendi çaba ve enerjisiyle Eziler köyünün bir parçası haline getiren, bu alanda il bazında ve ulusal çapta önemli başarılara imza atan Suat Arı bizlere ve tüm topluma ilham veren bir fark yaratan. Her yaştan insanın katıldığı bu golf turnuvası ile sporun kapsayıcı ve birleştirici gücünü görmekten büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

8 Temmuz 2021 Perşembe

Kültür turizmi yeni bir boyut kazandı

Şerif Yenen'den Kültür Turizmi Çağrısı "Kültür turizmi lafta kalmasın, şimdi harekete geçme zamanı". Uzun yıllardır kitle turizmi odaklı yürütülen tanıtım stratejimizi, artık kültür odaklı yapmamız gerektiğini söyleyen Şerif Yenen, pandeminin kültür turizminin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu savunuyor ve bazı önerilerde bulunuyor. Bakanlığın Göbekli Tepe’yi çevresiyle birlikte ele alan destinasyon odaklı çalışmalarını destekleyen Yenen, öte yandan yeni bir isimle kavram kargaşası yaratmamak gerektiğini savunuyor.
 



Profesyonel turist rehberi, seyahat yazarı ve uluslararası konuşmacı Şerif Yenen, turizmde özlenen hareketli günlerin yavaş yavaş geri gelmesini sevinçle karşılıyor. Türk turizminin geçmişte de pek çok kriz yaşadığını, şimdi olduğu gibi, her seferinde ayakta kalmayı, hatta güçlenerek yeniden yükselmeyi başardığını hatırlatan Yenen, pandeminin sektöre yeni deneyimler yaşattığını, kültür turizminin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu ifade ediyor.

Şerif Yenen, katma değeri yüksek turizm çeşidi olan kültür turlarının pandeminin en başından bu yana online olarak da devam ettiğini hatırlatarak şöyle diyor: "Evlere kapandığımız günlerde özellikle kültür turizmi yapan seyahat acentelerinin ve profesyonel turist rehberlerinin yaptığı sanal turlara ilgi yüksek oldu, hatta olmaya devam edecek gibi görünüyor. Kültür turizmi bu sayede yeni bir boyut kazandı. Kültür turizmine olan ilgi, içinde olduğumuz normalleşme sürecinde de sürüyor, artık kültür gezileri daha küçük gruplarla, belirli önlemler çerçevesinde ve özel ilgi ekseninde yapılıyor. Öte yandan, kültür turizminin öneminden söz etmeyen yok, ama bu genellikle lafta kalıyor."
 
"Cesur bir karar alalım, tanıtımda ülkemizin stratejisini değiştirelim" 
Türkiye’nin sahip olduğu, dünyada eşi bulunmayan, tarihi ve kültürel zenginliğinin turizmin lokomotifi olması gerektiğini söyleyen Yenen, pandemi sürecinin bu yönde evrilen seyahat tercihlerini körüklediğini kaydediyor. Katma değeri en yüksek turizm çeşidinin kültür olduğunun bir kez daha ortaya çıktığını yineleyen Yenen, artık bu yeni dönemde tanıtım stratejilerinin de kültür odaklı yapılması gerektiğini belirtiyor. 

Son on, hatta yirmi yıllık yurtdışı tanıtım kampanyalarında ağırlığın hep kitle turizmine verildiğini iddia eden Yenen, "Kültür turizminin öneminin algısı konusunda sektörde herkes hemfikir ama nedense bu yönde strateji geliştirme konusunda bir girişim ne yazık ki söz konusu olamıyor" diyor. Kültür atağı için harekete geçmenin tam zamanı olduğunu belirten Yenen, "Gelin Türkiye'nin tanıtım stratejisini değiştirelim, kültüre yoğunlaşalım" çağrısı yapıyor ve şöyle konuşuyor:

"Yıllardan beri ülkemizin turizm tanıtımı, mevcut durumu korumaya yönelik şekilde gerçekleşti. Yani, ağırlık ülkemize en fazla turisti gönderen ülkelere ve kitle turizmine verildi. Dolayısıyla ülkemizin turizmi kısır bir döngü içinde hapsoldu. Arzuladığımız ve ülkemiz için daha verimli ve sürdürülebilir diğer turizm dalları bir türlü gelişemedi veya daha çok turist almak istediğimiz ülkelerden gelen turistlerin sayısını arttıramadık. Artık ülkemizin turizm tanıtımında çok cesur bir strateji değişikliği yapmalı, ağırlığı kültür turizmine ve kültür turisti potansiyeli yüksek ülkelere verilmeliyiz. "

Yurtdışı Tanıtım Ofisleri  
Şerif Yenen, bu atağın hayata geçmesi için bazı önerileri de şu şekilde anlatıyor: 
"Yurt dışı tanıtımlarda Bakanlığımızın Tanıtım Ofislerinin önemi çok büyük. Ancak üzülerek görüyoruz ki o ofislerde, bulundukları ülkenin dilini bir kenara bırakın yabancı dil bile konuşamayan görevliler çalışabiliyor. Oysa ki yurtdışındaki tanıtım ofislerimizin mimarisi, dekorasyonu Türkiye’nin kültürüyle paralel olmalı, istihdam edilen yetkililer hedef ülkede konuşulan yabancı dili ve kültürü iyi bilmeli, sosyal yönü çok güçlü kişilerden seçilmeli, sosyal medyayı iyi kullanabilmeli ve yapacağı etkinlikler ve bunların iletişimi konusunda son derece bilgili olmalıdır.

Yüzyüze Tanıtım Projesi 
Öte yandan belirlenecek hedef ülkelere yönelik, Türkiye’nin tarihine, arkeolojisine, mimarisine ve kültürel değerlerine hakim bir tanıtım ekibi kurulmalı, yurtdışı tanıtım ofislerimizin geliştireceği organizasyonlarla hedef ülkelerdeki kulüpler, kütüphaneler, müzeler, fuarlar, eğitim kurumları ve kültür kurumları ile işbirliği içinde değişik başlıklarda yıl boyunca Türkiye tanıtım sunumları yapılmalıdır."
 
Göbekli Tepe Vurgusu Çok Önemli! 
Şerif Yenen, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın Göbekli Tepe atağına da değiniyor. Bu atağın doğru bir zamanlamayla başlamasını takdir eden Yenen şu konuya dikkat çekiyor: "Göbekli Tepe, dünya arkeoloji literatürüne geçmiş, basında da yankılanmış bir isimdir. Hem canlı, hem sanal gezilerimiz arasında en rağbet görenlerin en başında Göbekli Tepe gelirken, buraya artık "12 Tepe" dersek gezginlerin kafasında bir kavram kargaşası yaratmış olacağız. Bakanlığın Göbekli Tepe'yi çevresiyle birlikte tanıtma fikrini elbette beğeniyor ve destekliyoruz, hatta bu bölgenin değerini de artıracaktır diye düşünüyoruz ama vurgu odağımız olan Göbekli Tepe söyleminden vazgeçmemek gerektiği fikrindeyiz".


Ülkemiz Kadın Bisikletinin Genç İsmi Azra Perdeci ile Keyifli Bir Röportaj

Efe Subaşı- Ülkemizde gelişimi çok geç başlayan ve maalesef her yerde aynı gelişim ivmesini yakalayamayan spor desem aklınıza hangi spor dalı gelir? “Bisiklet” seslerini duyar gibiyim. Evet son yıllarda gerek sportif manada gerekse de kültür anlamında kayda değer atılımlar oldu. Ülkenin birçok yerinde yapılan farkındalık çalışmaları, bisiklet aktivizmi, düzenlenen sportif organizasyonların hem sayı olarak artması hem de içerik olarak çeşitlenmesi, yerel yönetimlerin almış olduğu birtakım aksiyonlar söz konusu atılımların önemli bir bölümü.



İşin bir de farklı bir boyutu var. Atılan kısa ve orta vadeli atılımlardan ziyade geleceğe yönelik altyapı çalışmaları da bu sporun sürdürülebilirliği açısından hayati önem taşımakta. Bugün bisiklet sporunun birçok farklı branşında kendini ispat etmiş sporculara baktığımızda hepsinin birer yatırımın ve projenin başarılı sonuçları olduğunu söyleyebiliriz. Dağ bisikletçisi olduğum için direkt kendi branşımdan örnek vermem gerekirse; bu sene UCI XCO Dünya Şampiyonasına damgasını vuran Fransız Loana Lecomte, İsviçre’nin en önemli kadın dağ bisikletçilerinden Jolanda Neff ve yine İsviçre’nin başarı abidesi Nino Schurter, Fransa’nın bir diğer önemli ismi Pauline Ferrand Prevot ve birçok isim… Elbette yol bisikleti veya cyclocross’dan da onlarca örnek verebiliriz.

Elbette bu tip sporcular çıkarmak ve bu denli ciddi yatırımlar yapmak çok hızlı olacak bir şey değil ama çok net bir şey var ki; ülkemizde bizi temsil edebilecek, dünyanın en önemli organizasyonlarında boy gösterebilecek isimler hem kadın hem de erkek kategorisinde mevcut. Ki bu şu demek; kaliteli profillerimiz var. Onları keşfetmek, destek olmak ve sürdürülebilir, sportif adımlar atarak geleceğe yatırım yapmak hepimizin boynunun borcu bence!

Evet tahmin ettiğimden çok uzun bir giriş yaptığımı farkettim ve artık daha da fazla uzatmadan az önce yukarıda bahsettiğim “kaliteli profillerimiz” den biri ile gerçekleştirmiş olduğum keyifli ve samimi röportaja geçmek istiyorum. Kendisi ülkemiz kadın bisikletinin gelecek vaat eden, parlak isimlerinden Azra Perdeci!

azra perdeci
Öncelikle bize vakit ayırdığı ve sorularıma içten cevap verdiği için çok ama çok teşekkür ediyorum.

Haydi başlayalım o halde!

Klişe bir soru olacak ama soracağım (: Azra Perdeci’yi daha yakından tanıyabilir miyiz? Tüm hayatını elbette buraya sığdıramayız ama en azından spora başlangıcın kaç yaşında ve hangi sporla oldu, bisikletle tanışman ve bu noktaya gelişin, ailenin bisikletle ve genel olarak spor hayatınla ilgili düşünceleri, eğitim hayatın ve eğitim hayatın ile spor hayatını nasıl dengelediğini merak ediyorum.

Spora 9 yaşında Basketbol ile başladım. Yaklaşık 3 yıl basketbol ile ilgilendim. Takım oyunu ve top tutma konusunda kazanımlarım oldu. Ancak devam etmedim. Ailemde annem eski hentbolcu ve spora her zaman sıcak baktığı için babam, ikiz erkek kardeşim ile bana daha 5-6 yaşlarımdayken bisiklet almıştı. Kardeşim iki tekerlekli bisikleti kullanmaya başladığında ben bir türlü bisiklet sürmeyi öğrenememiştim. Babamın ısrarları sonucu bisiklet sürmeyi öğrendim ve bu sporu çok sevip hobiden çıkartıp daha ciddi olarak ilgilenmeye başladım. Bir daha da bırakmadım ve tutkuyla bağlandım. 2019 yılında Pendik Belediyesi’nin düzenlediği bisiklet yarışında birinci olunca artık mevcut bisikletimin yetmediğini anladım. Şehir bisikletinden, yol yarış bisikletine geçtim. Kendi seviyemde arkadaşlarımla antrenmanlar yaparken Cyclist Türkiye ailesi ile tanıştım ve onların hem maddi hem de manevi desteği ile yarışlara katılmaya başladım. Cyclist Türkiye bu spora olan tutkumu ve hırsımı fark edip beni ve arkadaşlarımı her konuda destekledi. Onlara çok teşekkür ediyorum. Halen Lise öğrenimime devam ediyorum. Bisiklet sporunun bana kazandırdığı disiplin ve planlı çalışmayı okul hayatıma da yansıttım. Antrenman ve ders çalışma saatlerimi planlayarak beraberce götürdüm. Malum salgın nedeni ile okullar kapanıp uzaktan eğitime de geçildiğinde branş olarak ne kadar doğru karar verdiğimi bir kez daha anladım. 


Bize Azra Perdeci’nin 1 günü nasıl geçiyor anlatır mısın? Antrenman, beslenme, istirahat, uyku düzeni, recovery süreçlerin, eğitimin, sosyal hayatın… 

Günüm oldukça hareketli geçiyor. Antrenman günlerinde sabah 5:00’de kalkıp Cyclist Türkiye grup sürüşlerine katılıp günün antrenmanını tamamlıyorum. Sabah en geç 09:00’da evde oluyorum. Beslenme ve soğuma hareketlerini yapıp, kendimi dinlenme sürecine alıyorum. Bu süre zarfında online derslerimle ve ödevlerimle ilgileniyorum. Antrenman süresince kaybettiğimiz enerjiyi yeniden kazanmak için kısa bir recovery zamanı ayırıyorum. Günün kalan saatlerinde yürüyüş, müzik ve arkadaşlarımla zaman geçiriyorum. Bu arada bisikletimin temizliğini ve kontrolünü yapıyorum. Maalesef okul hayatımız olmadığı için sosyal hayatım bisiklet sporu ile özdeşleşmiş durumda.

azra perdeci
Bisiklette farklı disiplinleri hiç denedin mi? Ya da ilgileniyorsun ve ben mi bilmiyorum acaba? (:

Aslında birkaç takım antrenörü MTB’ye veya Triatlon’a yönelmem konusunda tavsiyelerde bulundular ve bu branşlarda başarılı olabileceğimi söylediler. Yol bisikleti branşının yanında kendimi MTB’de de geliştirmek istiyorum.

Bisiklet haricinde farklı bir sporla ilgileniyor musun? Ya da bisikletteki performansını yukarı taşımak adına egzersiz programın var mı?

Bisiklet haricinde yüzme ve kano ile ilgileniyorum. Bisiklet performansımı yukarı taşımak adına beslenmeme dikkat ediyorum. Planlı yürüyüşler ve kuvvet egzersizleri çalışıyorum.

Bisiklet özelinde hiç yurt dışı deneyimin oldu mu? Bisiklet sporu özelinde yurt dışındaki dinamiklerle bizim dinamiklerimizi kıyaslandığında gözüne ilk batanları öğrenmek isterim. Deneyimin olmasa bile bu konudaki fikirlerini bizimle paylaşırsan sevinirim.

Bisiklet ile yurtdışı deneyimim daha önce olmadı. Ama yurtdışı etkinliklerini de takip ediyorum. Yurtdışında bu spora çok daha erken yaşta başlatılıyor ve bir antrenör eşliğinde sporcular çok daha ileri seviyelere taşınabiliyor. Ayrıca yabancı ülkelerde hemen hemen her gün bir yarışın organize edilmesi, o ülkenin sporcularının güçlenmeleri ve tecrübe kazanmaları açısından büyük avantaj olduğunu düşünüyorum.

Ülkemizde bisiklet sporunu kadınlar özelinde değerlendirdiğinde değişmesini istediğin noktalar nelerdir? Bürokratik, sponsorluk, katılım her açıdan ele alabilirsin.

Ülkemizde maalesef kadın bisikletçiler yetişmiyor. Yabancı ülkelerde kadın bisiklet takımları bulunurken, bizim ülkemizde bir tane bile kadın bisiklet takımının bulunmaması, kadın sporculara değer verilmediğini gösteriyor. Ülkemizde çok güçlü kadın sporcular olduğunu düşünüyorum. Bugün kadın sporculara sponsor olan büyük bisiklet markalarının bile yeterince destek verdiğini düşünmüyorum. Bisiklet pahalı bir spor, ekipmanları ve kıyafetleri ile ciddi maliyetler ortaya çıkıyor. Bu nedenle sponsorluk desteği çok önemli. Türkiye’deki kadın sporcuların üzerine yeteri kadar düşülse eminim ki ülkemizi çok iyi yerlerde temsil edebiliriz.

Gelelim en büyük destekçin ve Türkiye’nin tek bisiklet kültürü dergisi Cyclist Türkiye’ye! Belkide tek destekçin? Cyclist Türkiye ile yollarınız nasıl kesişti? Ve şu anda Cyclist Türkiye ile neler yapıyorsunuz? Gelecek planlarınız varsa neler? Cyclist Türkiye bünyesinde senin gibi kaç sporcu var?

Cyclist Türkiye ile yolum  antrenmanlar sırasında kesişti. İstanbul trafik bakımından çok sıkıntılı bir şehir ve bu yüzden kendi başına antrenman yapabilmek çok zorluyor. Cyclist Türkiye ailesi beni grup sürüşlerine davet etti ve bu şekilde tanışmış oldum. Cyclist Türkiye’nin bünyesinde benim gibi yaklaşık 20-25 sporcu var ve hepimize her konuda destek oluyorlar.

Cyclist Türkiye ile gelecek planlarımız ulusal şampiyona, milli takım ve ardından yurt dışına açılmak.



18-20 Haziran 2021 tarihlerinde Konya’da yapılan Türkiye Bisiklet Federasyonunun düzenlediği Türkiye şampiyonasında başına talihsiz olaylar geldi. Yaşadıklarını bizimle paylaşır mısın?

Bütün bir sene büyük bir azimle, hırsla, disiplinle çalışmıştım ve emeklerimin karşılığı olan Türkiye şampiyonası için büyük bir heyecanla Konya’da yapılacak olan benim de ilk federasyon yarışım olan Türkiye şampiyonasına katıldım. 2 yarıştan oluşan şampiyonada birinci gün zamana karşı, 2.gün ise yol yarışı vardı. 1. gün zamana karşı yarışta varımı yoğumu ortaya koyarak yarıştım ve zamanımla rakiplerimin zamanını karşılaştırdığımda açık ara farkla önde olduğumu biliyordum. Akşam olup otele döndüğümde sonuçların açıklandığını öğrendik. 1 dakika fark ile 1. geldiğim yazıyordu ve arkadaşlarımla bunu hep beraber çığlık çığlığa kutladık ve sanırım hayatımdaki en mutlu gündü diyebilirim. Çünkü sonunda emeğimin karşılığını almış ve birinci olmuştum. Şimdi ise yapacağım tek şey Pazar günü yapılacak olan yol yarışına dikkatimi vermekti. Çok büyük bir motive ile yarış alanına gittim. Gider gitmez herkesin kötü bakışları, yanıma gelip sonuçlara itiraz etmeler hatta hakaretlere kadar varan ciddi psikolojik şiddet gördüm diyebilirim. Yine de hiçbir şeye tepki vermedim. Çünkü kendimi 20 saniye sonra yapılacak olan yarışa odaklamıştım ve start verilmişti. Ana grubun içinde sürekli bana çarpan bir sporcu vardı. Yarışmak zaten zorken birde ondan kaçabilmek beni epey yormuştu 2. turun sonunda düz yolda giderken önüme kırması sonucunda kaza geçirdim. Omuzum yerinden çıkmıştı ve kaskım çatlamış, başımdan darbe almıştım. Gözümü ambulansta açtığımda yarışa devam etmek istediğimi söyledim. Ancak beni bırakmadılar. Hastaneye geldiğimde ise, gerekli tetkikleri yapmadan hastaneden çıkmam gerektiğini, çünkü zamana karşı etabında 1. olduğumu ve saat 1/:00’de yapılacak olan kürsü törenine yetişmem gerektiğini söyledim ve bir form doldurup hastaneden çıktım. Hastaneden çıktığımda ise, zamana karşı etabında, birincilikten sekizinciliğe düşürüldüğümü öğrendiğimde, hiçbir şeye tepki veremedim. Ne düşüneceğimi bilemedim. Ne zaman iyileşeceği belli olmayan omzuma mı, yoksa birincilikten sekizinciliğe düşürülmememi üzülmeliydim. Ama yine de aklımdan çıkmayan asla kaybetmediğim ve hiçbir zamanda kaybetmeyeceğim bir inancım vardı. Her ne kadar bu olanlar beni yıksa da bu sporda asla pes etmeyeceğim. Her zaman daha üstüne gideceğim. Bu olanlar beni hırslandırdı. Eminim ki toparlanma sürecinden sonra daha da güçlü döneceğim. Bu yarışta madalya alamadım ama, belki hayatımın sonuna kadar vücudumda izlerini taşıyacağım yaralarım benim bu yarışta aldığım madalyalarım olacak. 

Son olarak; bize 2021-2022 hedeflerinden bahseder misin? 

2021-2022 hedeflerimin içinde Cyclist Türkiye mayosunu her yerde taşımak, gerek özel yarışlar gerek federasyon yarışları olsun, doyasıya yarışıp tecrübe edinmek ve kazanmak istiyorum. Emeklerimin karşılığını alıp, milli takımda bulunmak ve ülkemi milli forma içinde en güzel yerde temsil etmek istiyorum.

Hedeflerinin gerçekleşmesi için sahip olduğun azim ve istek bence en büyük avantajın. Cyclist Türkiye desteği ise yadsınamayacak bir artı. Verdiğin cevaplarda çok net hissettimki; kazanmak için bu sporu yapıyorsun! Umarım hedeflerini gerçekleştirdiğin, kendine çok daha büyük hedefler koyduğun ve en önemlisi bizleri yurtdışında başarıyla temsil ettiğin günler yakındır!

Azmin ve gücün daim olsun sevgili Azra Perdeci! Bu güzel röportaj için tekrar teşekkür ediyorum!

Sağlıkla ve sporla kal!


BMW Modellerinde Temmuz Ayına Özel %0 Faiz Oranı Fırsatı

Borusan Otomotiv’in Türkiye distribütörü olduğu BMW, Temmuz ayı sonuna kadar sürecek olan yaz kampanyasıyla en yeni modellerini cazip fırsatlarla sunuyor. 



BMW 1 Serisi, Yeni BMW 2 Serisi Gran Coupé, BMW 2 Serisi Active Tourer, BMW 3 Serisi, Yeni BMW 5 Serisi, BMW X1 ve BMW X2 modellerinde kampanya kapsamında %0 sıfır faizli kredi fırsatı ve takas desteği otomobil tutkunlarına sunuluyor. 



Temmuz ayı sonuna kadar sürecek olan kampanya kapsamında, hayranlık dolu bakışları üzerine toplayan BMW 1 Serisi, kusursuz sürüş dinamikleri, sportif ve şık tasarımlı Yeni BMW 2 Serisi Gran Coupé modellerinde 24 aylık vadeli kredi kullanımlarında %0 faizli cazip finansman ve takas desteği otomobil severlere sunuluyor. 


Üst düzey sürüş çevikliğine sahip olan BMW 3 Serisi ve sportif business sedan Yeni BMW 5 Serisi modelleri içinse 12 aylık vadeli kredi kullanımlarında %0 faizli kredi ve takas desteği sunuluyor. Ayrıca BMW X1 ve BMW X2 modellerine de %0 faizli kredi ve takas desteğiyle Temmuz ayı boyunca sahip olunabiliyor.



YENİ PEUGEOT 9X8 LE MANS HYPERCAR, “ÜST SINIF YARIŞ İÇİN” TASARLANDI

PEUGEOT, FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası (WEC) ve Le Mans 24 Saat yarışları için ürettiği yeni otomobili PEUGEOT 9X8 Le Mans Hypercar’ı düzenlenen online bir etkinlikle tanıttı. PEUGEOT SPORT ENGINEERED ekibi ve PEUGEOT Design tasarımcılarının uyumlu çalışmasıyla oluşturulan 9X8; estetik ve akıcı hatları, aerodinamik yapısı, arka kanada gerek duymayan tasarımı ve güçlü marka kimliğiyle motor sporlarında yeni bir çağın habercisi olmaya hazırlanıyor. 2022 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda (FIA WEC) 2 adet araçla mücadele edecek olan yeni 9X8 Le Mans Hypercar; 4 tekerlekten çekişli hibrit güç aktarma sistemiyle PEUGEOT’nun yol ve yarış otomobillerine yönelik çevreye duyarlı performansını ifade eden Neo-Performance stratejisini yansıtıyor. PEUGEOT 9X8 Le Mans Hypercar’ın arka kısmında PEUGEOT HYBRID4 500KW güç-aktarma sisteminin parçası olarak; 2,6 litre hacimli, bi-turbo, 90 derece açılı, V6 silindirli 500 kW (680 HP) gücünde motor yer alıyor. Hiper yarış otomobilinin bu gücünü, ön kısımda yer alan 200 kW motor-jeneratör ünitesi, yedi vitesli sıralı şanzıman ve batarya destekliyor. 
 


PEUGEOT, motor sporlarında devrim yaratacak yeni otomobili PEUGEOT 9X8 Le Mans Hypercar’ı online platformda gerçekleştirdiği canlı yayınlanan bir etkinlikle gözler önüne serdi. PEUGEOT SPORT ENGINEERED tarafından PEUGEOT Design ekibiyle birlikte uyum içerisinde  geliştirilen prototip hiper otomobil, markanın üst sınıf motor sporları sahnesindeki uzun soluklu başarısını sürdürmeye hazırlanıyor. Yeni 9X8 Le Mans Hypercar; yol otomobillerine de uyarlanabilen üst sınıf sportif geçmişi, çağın ötesindeki tasarımı, yüksek verimlilik seviyesi ve ileri teknolojileriyle PEUGEOT’nun Neo-Performans vizyonuna uygun bir proje olarak dikkatleri üzerine çekiyor. 
Dayanıklılık yarışlarına göre şekillendi



PEUGEOT’nun en yeni dayanıklı yarış otomobili olarak nitelenen 9X8 Le Mans Hypercar; isminde yer alan 9 rakamına da ilham kaynağı olan, 1992 ve 1993’te Le Mans 24 Saat yarışlarını kazanan PEUGEOT 905’in ve 2009’da Fransız Klasik Yarışı’nı kazanan PEUGEOT 908'in varisi olarak öne çıkıyor. Otomobilin adında yer alan X de, Hypercar’da kullanılan dört tekerlekten çekiş teknolojisini ve markanın motor sporları dünyasındaki elektrikliye geçiş stratejisini somutlaştıran hibrit güç aktarma sistemini ifade ediyor. En sonda yer alan 8 rakamı ise PEUGEOT’nun 208, 2008, 308, 3008 ve 5008 ile birlikte, PEUGEOT SPORT ENGINEERED etiketiyle donatılan ilk model olan 508 olmak üzere markanın güncel modellerinde kullandığı son rakamı temsil ediyor. İlham aldığı tüm köklere rağmen, aerodinamik çözümleri ve özgünlüğü hemen fark edilen 9X8 Le Mans Hypercar; PEUGEOT Sport Teknik Müdürü Olivier Jansonnie sorumluluğunda çalışan geliştirme mühendislerinin ve PEUGEOT Tasarım Müdürü Matthias Hossann liderliğindeki tasarım ekibinin ortak çalışmalarıyla oluşturuldu. Aynı zamanda 2022 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’nda (FIA WEC) 2 otomobil olarak mücadele edecek olan PEUGEOT 9X8 Le Mans Hypercar, FIA (Uluslararası Otomobil Federasyonu) ve ACO (Automobile Club de l'Ouest) tarafından, dayanıklılık yarışlarının eski LMP1 kategorisinin yerini alan yeni Le Mans Hypercar (LMH) sınıfı yönetmeliklerine göre şekillendi. Yeni yönetmelikteki aerodinamiyle ilgili teknik kurallarda yapılan esneklikler ise PEUGEOT tasarım ekiplerinin daha özgür çalışmasına ve yeni düşünce tarzlarının oluşmasına izin verdi. PEUGEOT’nun mühendis ve tasarımcı ekipleri, bu esneklikle birlikte tamamen yeni bir hiper otomobil üretmek için var olan kodlardan uzaklaşıp yeni yaratıcı süreçler geliştirdiler. 



Aerodinami benzersiz görünümle şekilleniyor

Yeni PEUGEOT 9X8 LE Mans Hypercar’ın dış görünümündeki şekillendirilmiş jantlar, otomobilin düzenli, keskin ve dengeli yan hatlarına katkıda bulunuyor. Kanat havalandırmaları lastiklerin üst kısmını ortaya çıkarırken, kusursuzca gövdeye entegre edilen aynalar ise havanın otomobilin üzerinden akıp geçtiği izlenimine katkı sağlıyor ve aracın aerodinamiğini gözler önüne seriyor. PEUGEOT’nun ticari modellerinde olduğu gibi, 9X8’in ışık imzası da üçlü pençe görünümünü sergiliyor. Markanın yeni aslan başı logosu ise otomobilin ön ve yan kısımlarında alttan aydınlatmalı olarak uygulanıyor. Hem gövdedeki hem de kokpitteki selenyum grisi ve kontrast kriptonit asit yeşili/sarı vurguları, 508 ve 508 SW modelleriyle tanıtılan yeni PEUGEOT SPORT ENGINEERED renk şemasını yansıtıyor. Konuyla ilgili görüşlerini dile getiren PEUGEOT Tasarım Müdürü Matthias Hossann, “9X8 bir PEUGEOT. Buna bağlı olarak çalışmamıza yön veren orijinal taslaklar, hafifçe öne eğik kokpit dahil sıçramaya hazır büyük bir kediyi tasvir ediyor. PEUGEOT 9X8’in genel hatları, markanın tasarım ipuçlarını ifade ederken, zarif formlar duygu ve dinamizmi yansıtıyor” şeklinde konuştu. 



Kanatsız arka düzenlemeler, potansiyeli maksimuma çıkarıyor

Otomobilin büyük bir titizlikle işlenen arka tasarımında ise markanın pençe efektli ışık imzası yer alıyor. Stop lambaları da, üzerinde “Arka kanat istemedik” ibaresinin yazılı olduğu geniş bir difüzörü çevreliyor. Böylece ilk kez Le Mans 24 Saat yarışında Chaparral 2F aracında kullanılan arka kanatların varlığı, yarım yüzyıl sonra PEUGEOT 9X8 Le Mans ile sorgulanmış oluyor. Bu kapsamda hiper otomobilin yenilikçi arka kısmı, PEUGEOT Sport’un mühendislik ekibi tarafından yürütülen araştırmalarla yeni bir yaklaşımı ortaya koyuyor. Arka kanadın PEUGEOT 9X8’de yer almaması, onlarca yıldır görülmeyen şık bir silueti tasarlama özgürlüğünü de beraberinde getiriyor. Tasarımcılar ve mühendislerin özverili çalışmalarıyla; çamurluklar arasında temiz, geniş bir yüzey oluşturan dinamik ve girintili şekillerin uyumlu karışımı, PEUGEOT 9X8 Le Mans ile birlikte gözler önüne seriliyor. 

Konuyu değerlendiren PEUGEOT Sport WEC Programı Teknik Müdürü Olivier Jansonnie, “Yeni Le Mans Hiper Otomobil yönetmelikleri, geleneksel performans artırıcı sistemlerin önemini ortaya koymak için hazırlandı. 9X8'i tasarlamak tutkulu bir deneyim oldu. Otomobilin performansını ve özellikle aerodinamiğini optimize etmek için yeni yollar icat etme, yenilik yapma ve keşfetme özgürlüğüne sahiptik. Yönetmelikler, arka kanadı belirtmeden yalnızca bir adet ayarlanabilir aerodinamik parçaya izin veriyor. Hesaplamalarımız, çalışmalarımız ve simülasyonlarımız yüksek performansın kanat olmadan da elde edilebileceğini ortaya koydu” ifadelerini kullandı. Stellantis Motorsporları Müdürü Jean-Marc Finot ise arka kanadın olmamasını yenilikçi bir adım olarak değerlendirerek, “Elde etmiş olduğumuz belli orandaki aerodinamik verimlilik sayesinde bu özelliği ortadan kaldırdık. Nasıl diye sormayın. Bunu mümkün olduğu kadar uzun bir süre bir sır olarak saklamaya niyetliyiz” dedi. 

İç mekanda özgün tasarım ve kaliteli işçilik farkediliyor

PEUGEOT 9X8’in dış tasarımı için gösterilen aynı özen, otomobil içerisinde de gösterildi. “Bugüne kadar tamamen işlev odaklı, özgün olmayan ve marka kimliği de olmayan yarış otomobili kokpitine özel bir yaklaşım getirmek istedik” sözleriyle kokpiti değerlendiren PEUGEOT Tasarım Müdürü Matthias Hossann, “Renk şemamız ve PEUGEOT'nun i-Cockpit iç tasarım imzasının birleşimi; 9X8’in kokpitine özgün bir görünüm kazandırırken, aracın iç mekan çekimlerinde hemen bir PEUGEOT olarak tanınmasını da sağladı” ifadelerini kullandı. PEUGEOT CEO’su Linda Jackson ise “PEUGEOT Design ve PEUGEOT Sport ekiplerini çok iyi tanıyorum ve her zaman kaliteli, yenilikçi işler üretiyorlar. Ama itiraf etmeliyim ki 9X8 beni büyüledi. Gerçekten de muhteşem. Yenilikçi, akıcı çizgilerinin bu kadar güçlü bir marka kimliği yayma şekli ustaca” şeklinde konuştu. 

Hiper verimli hibrit güç-aktarma sistemi

Geçtiğimiz yılın eylül ayında, PEUGEOT’nun dayanıklılık yarışlarının yeni Le Mans Hiper otomobil sınıfında yarışacağının açıklanmasının ardından, Paris yakınlarındaki Versailles’deki fabrikada 9X8’İn performansı üzerinde de yoğun çalışmalar devam etti. Bu kapsamda otomobilin arka kısmına PEUGEOT HYBRID4 500KW güç-aktarma sisteminin parçası olarak; 2,6 litre hacimli, bi-turbo, 90 derece açılı, V6 silindirli içten yanmalı bir motor konumlandırıldı. 500 kW (680 HP) üreten motor Nisan ayından bu yana testlere tabi tutuluyor. Otomobilin önünde ise 200 kW motor-jeneratör ünitesi, yedi vitesli sıralı şanzıman ve batarya yer alıyor. İleri teknolojiye sahip güçlü, 900 volt gibi yüksek voltajlı ve yüksek yoğunluklu batarya, PEUGEOT Sport ve TotalEnergies’in bir yan kuruluşu Saft işbirliği ile geliştirildi. Konuyla ilgili olarak “Enerji ihtiyaçlarımızı karşılarken kusursuz güvenilirlik ve kusursuz kontrol hedefledik,” diyen Stellantis Motorsporları Müdürü Jean-Marc Finot, “Le Mans, pite girme sayısına bağlı olarak kazanabileceğiniz veya kaybedebileceğiniz 24 saatlik bir yarış. Yeni hiper otomobilin yüksek enerji verimliliği, kısa bir süre sonra yol otomobillerinde göreceğimiz teknolojiyi önceden şekillendiriyor. PEUGEOT 9X8’i geliştirirken güç-aktarma sisteminden aerodinamiğe kadar her yönüyle hiper verimlilik hedefledik” diye konuştu.

Le Mans, PEUGEOT için bir test ve laboratuvar alanı 

Yeni PEUGEOT 9X8; aerodinamik, mekanik ve elektronik verimliliğe ek olarak, PEUGEOT’nun uzun yıllara dayanan dayanıklılık yarışları dünyasındaki mühendislik ve uzmanlığını da gözler önüne seriyor. Zorlu Le Mans 24 Saat yarışında otomobillerin katettiği mesafe, Formula 1’in tüm sezonunda kat edilen mesafeye yakın olarak 5.400 kilometre boyunca sürüyor. Bu da verimlilik ve güvenilirliğin önemini ön plana çıkarıyor. “PEUGEOT’nun dayanıklılık yarışlarına katılımı, sportiflikten çok daha fazlasını bünyesinde barındırıyor” diyen PEUGEOT CEO’su Linda Jackson; “Dayanıklılık yarışı, bize Le Mans ile olan ilişkimizin neden bu kadar güçlü olduğunu anlatan olağanüstü bir laboratuvar. 24 saat boyunca zorlu koşullarla karşı karşıya kaldığımız bir yarı, teknolojimizin ve araştırma çalışmalarımızın sonuçlarını görmek için önemli bir fırsat sağlıyor. Bu fırsat yarış pistinde elde ettiğimiz sonuçlardan daha önemli. Le Mans, yol otomobillerimizin yakıt tüketimini ve CO2 emisyonlarını azaltmak için şu anda geliştirmekte olduğumuz hibrit sistemleri ve teknolojileri denemek için bize rekabetçi bir ortam sağlıyor. PEUGEOT Sport ekipleri araştırmaların seri üretimde kullanılmasından gurur duyuyorlar. Le Mans, müşterilerimiz için otomobillerin kalitesine tanıklık edebilecekleri bir laboratuvar” ifadelerini kullandı.

Pilotlar neler söyledi?

“Herkes Hiper Otomobillerin nasıl görüneceğini merak ediyordu, şimdi buradalar. 9X8'in agresif, yenilikçi duruşu ve güçlü marka kimliği büyük bir sürpriz.” Eski Formula 1 Pilotu ve 2010 DTM Şampiyonu İskoç Paul Di Resta (35)

“Önden, çaprazdan, yandan veya arkadan bakıldığında güzel olarak kabul edilen otomobiller var. 9X8 her açıdan harika görünüyor!” 2013 Le Mans 24 Saat Birincisi ve 2013 Dünya Dayanıklılık Şampiyonu Fransız Loic Duval (39)

“9X8’in çizgileri, son aylarda tanıtılan veya anlatılanlardan çok farklı. Bu araçla kazanırsak tarihi bir an olacak, çünkü daha önce bu tarzda hiçbir şey denenmedi.”2019 ELMS LMP3 Şampiyonu ve Dayanıklılık Yarış Pilotu Danimarkalı Mikkel Jensen (26)

“Daha önce böyle bir şey olmadı. Gerçekten yarışların geleceği
gibi görünüyor. İlk kez bir yarış otomobilinin tasarımına bu kadar çok 
emek verildi. Arka kanadın olmaması büyük bir sürpriz oldu. Bu, yeni 
bir dönemin başlangıcı gibi hissettiriyor.” Eski Formula 1 pilotu  ve 
IMSA dayanıklılık Yarışı Pilotu Danimarkalı Kevin Magnussen (28)

“9X8, motorsporları yarışlarında yeni bir dönemin başlangıcına işaret ediyor. Geçtiğimiz 10 yıla LMP1 prototipleri damgasını vurdu. 9X8 ile ikonik bir gelecek yaratmanın zamanı gelmişti.” Dünya Dayanıklılık Şampiyonası Pilotu, 2016 LMP2 Le Mans 24 Saat Birincisi  ve 2016 LMP2 Dünya Şampiyonu Amerikalı Gustavo Menezes (26)

“Bu kadar yaratıcılık gerçekten beklemiyordum. Tasarımı gerçekten de heyecan verici. PEUGEOT'nun Hiper Otomobili sınırları zorladı.” Eski Formula 1, ALMS ve Super GT Pilotu James Rossiter (37)  

“PEUGEOT 9X8 bir devrim niteliğinde. Tasarımından sorumlu ekipler, onu uzun süredir motorsporlarında görülmeyen bir yöne taşıdı. Muhteşem!” Eski Formula 1 Pilotu ve iki kez Formula E Şampiyonu Fransız Jean-Eric VERGNE  (31)  


PEUGEOT 9X8 – Teknik özellikleri

Sınıf: Le Mans Hypercar (LMH)
Uzunluk: 5,000mm
Genişlik: 2,080mm
Yükseklik: 1,180mm
Dingil mesafesi: 3,045mm
Güç-aktarma sistemi: PEUGEOT HYBRID4 500KW (dört tekerlekten çekiş)
Arka güç-aktarma sistemi: 500 kW (680 HP), 2,6 litre twin-turbo, 90 derece açılı V6 silindirli içten yanmalı benzinli motor + yedi vitesli sıralı şanzıman.
Ön güç-aktarma sistemi: 200 kW elektromotor-jeneratör + tek oranlı redüktör
Batarya: PEUGEOT Sport, TotalEnergies/Saft tarafından ortaklaşa tasarlanan yüksek yoğunluklu, 900 voltluk batarya
Yakıt ve Yağlar: TotalEnergies





Prostat lazer ablasyon tedavisinin en önemli avantajıdır

Prostat Büyümesinde Cerrahi Müdahale Gerektirmeyen Yeni Tedavi: Prostat Lazer Ablasyon. 


Yaşa bağlı prostat büyümesi oldukça sık görülen bir hastalıktır. 50 yaş üstü erkeklerin yaklaşık üçte birini etkileyen prostat  büyümesinden muzdarip 50 yaşın altında da çok hasta bulunmaktadır. Bu hastalık, ilk evrede kişinin hayat kalitesini bozarken, ilerlemiş döneminde böbrek yetmezliğine kadar ilerleyebilmekte ve hayati tehlike oluşturabilmektedir.

Ürolog Doktor Tuncay Şafak, prostat hastalıklarının, gençlerde daha çok prostat iltihabı, 50 yaşın üstünde hastaların üçte birinde ise prostat büyümesi olarak görüldüğünü belirtti. Dr.Tuncay Şafak “Prostat tedavisinde geçmiş yıllarda cerrahi bir yöntem olan açık prostektomi yapılıyordu. Açık ameliyatının zorluğu, hastaların yaşadığı sorunlar, Üroloji Bilimi’nin sürekli evrilmesine sebep olmuş ve endoskopik cerrahi, minimal invaziv cerrahi teknikler kullanılmaya başlanmıştır. Şu anda ise, Türkiye’de de uygulamaya başladığımız mikro-invaziv tedavi geliştirildi. Tüm bu yöntemler, hastalığın ve tedavinin zorluğu ve bir arayış sonucu ortaya çıkmıştır. Artık, daha az yan etkiye sahip olan tedavilere yönelim olduğunu görüyoruz. “ dedi.

Prostat Lazer Ablasyon olarak adlandırılan yeni tedavide, idrar kanalının kullanılmamasının önemli bir avantaj olduğunu düşündüğünü söyleyen Dr. Tuncay Şafak “Bu tedavi, idrar kanalından kaynaklanan tıkanıklık, enfeksiyon ve cinsel fonksiyonların zarar görmesi gibi riskleri ortadan kaldırıyor. Bu belki de prostat lazer ablasyon tedavisinin en önemli avantajıdır. Tedavi tüm yaş gruplarına uygulanabiliyor. Örneğin, bir baba oğul hastamız bize prostat büyümesi tedavisi için başvurdu. Baba 80 yaşlarındaydı. İleri yaşından dolayı, anestezi sakıncası vardı. Bu nedenle, kendisine prostat lazer ablasyon önerdik. Oğlu ise 57 yaşındaydı. Onun da genç olması ve cinsel fonksiyon devamlılığı sağlamak için yine prostat lazer ablasyon önerdik. Bu tedavinin tüm yaş gruplarına uygulanabilmesi önemli bir faklılıktır.” dedi. Tedavide, hastanın beklentisi ve yaşının önemli bir kriter olduğunu belirten Dr. Tuncay Şafak, tedavi planlanlaması yapılırken, tüm koşulları detaylandırarak değerlendirmek gerektiğini, prostat lazer ablasyon tedavisinin, idrar kanalı darlığı, ejakülasyon bozukluğu, erektil disfonksiyon bozukluğu gibi olası yan etkileri hiç ya da çok az içermesinden dolayı öne çıktğını düşündüğünü söyledi. Genel anesteziye gerek duyulmadan 20-30 dakika arasında tedavinin gerçekleştirilebilmesi, atravmatik bir işlem olması ve hastanede kalış süresinin hiç ya da en fazla 2 gün olmasının da önemli bir avantaj olduğunu belirten Dr. Tuncay Şafak “Özellikle, erektil bozukluğu yan etkisinin olmaması için genç hastalarda, kanama problemi için yaşlı hastalarda lazer ablasyon tedavisinin uygulanmasında fayda görüyorum.” dedi.

Özel konaklamalar için CVK Park Prestige Suites 

CVK Park Prestige Suites konuklarina ev konforunda lüks hizmet deneyimi yaşatıyor. 


Şehrin kalbinde konumlanan, seçkin ve tarihi semt Gümüşsuyu’nda yer alan, CVK Park Bosphorus Hotel’in bünyesinde daha lüks ve uzun dönem konaklamalarda tercih edilerek, farklı bir binada, ayrı resepsiyonu, ayrı lounge alanı ile misafirlerini ağırlayan CVK Park Prestige Suites, konuklarına ev konforunda ayrıcalıklı lüks hizmet deneyimi yaşatıyor. 

cvk-park-prestige-suites.jpg

Yenilenen konsepti, ihtişamlı ve sofistike daireleri ile konuklarına ev konforunda, ayrıcalıklı ve CVK Park Bosphorus Hotel’in lüks hizmet deneyimini yaşatan CVK Park Prestige Suites, hizmete sunduğu Studio, 1+1, 2+1, 3+1 konaklama alternatifleri,  şehir ve deniz manzaralı konaklama seçenekleri ile şehrin kalbinde, lüks ve ev konforunda konaklamanın ayrıcalıklı deneyimini sunuyor.  CVK Park Prestige Suites,  bünyesinde bulunan 4+10, 950 m2.’lik ikonik 2901 numaralı kral dairesiyle doyumsuz bir boğaz manzarası eşliğinde, lüks ve ihtişamla konuklarını ağırlarken, kral dairesi bünyesinde yer alan,  göz alıcı konsept ve farklı renklerle dizayn edilmiş 4 yatak odası, ferah banyoları, lüks jakuzisi, 3 adet terası, kış bahçesi ve iki asansörle daire içine erişim imkanı ve ışıltılı salonuyla benzersiz bir süit deneyimi yaşatıyor. 

Kral dairesinde konaklayan misafirlerine,  Livera Spa & Fitness’da ücretsiz giriş ve ıslak alan kullanımı sunan CVK Park Prestige Suites, Livera Spa & Fitness’ın 8.500 m2’lik masaj odaları, dinlenme alanları, VIP tedavi odaları ile özel fitness ve spa - hamam gibi alanlarını konuklarının hizmetine sunarak, günün yorgunluğunu atabilecekleri eşsiz bir deneyim de sağlıyor. 

Avrupa’ya seyahatlerde Pandemi engeli kalktı

Fransa, Avusturya, Malta, Hollanda ve Estonya turistik seyahatlerinde Covid engeli kalmadı. Pandemiyle birlikte yaşanan uluslararası seyahat kısıtlamaları, yeni normallere dönmeye başlıyor. Ancak, özellikle Schengen Bölgesi’ne yapılacak seyahatlerde ülkelere göre baş gösteren değişiklikler, kafa karıştırmaya devam ediyor. 


Fransa, Avusturya, Malta, Hollanda ve Estonya’nın turistik vize başvurularına başlandığını belirten Gateway Management Yönetim Kurulu Başkanı Halis Ali Çakmak, “Turistik seyahatlere kapıları ilk açanlar Fransa, Avusturya, Malta, Hollanda ve Estonya oldu. Çift Biontech aşısını olan ve aşı kartını beyan edenler bu ülkelere rahatlıkla seyahat edebilecekler” dedi.

Aşı kartlarının seyahat edilen ülke gümrüklerinde beyan edilmesi halinde ülkelere giriş yapılmaya başlandığını belirten Halis Ali Çakmak, henüz aşısı eksik olanların aşı takvimlerine göre vize başvurularını da yapabileceklerini belirtti. Çakmak, “Henüz aşı olmadıysanız negatif Covid-19 testi sonucuyla vize başvuruları yapılabilir. Bu esnada aşı tarihlerinizi planlayarak vizenizin onaylanmasının ardından özlediğiniz turistik seyahati yapabilirsiniz. Diğer ülkelerden de olumlu haberlerin gelmesi an meselesi. Schengen vizesi olsa bile şu anda sadece vize alınan ülkeye seyahat edilebiliyor. Ancak, ülkelerin ilgili birimleriyle sürekli temas halindeyiz. Özellikle Schengen Bölgesi’ne seyahat planı yapanlar güncel gelişmeleri VFS ve Gateway vize başvuru merkezimizden anlık olarak öğrenebilirler” dedi.

7 Temmuz 2021 Çarşamba

Akbank müşterilerini mağdur etti

Akbank'ın ATM, POS, mobil ve internet bankacılığındaki işlemleri yapılamaz hale geldi. Akbank'tan hizmet kesintilerine ilişkin açıklama geldi! Akbank mobil çöktü mü, internet ve mobil bankacılık neden açılmıyor? 

Akbank Şubelerine giden hesap sahipleri ilgililer tarafından karşılanıp sistemsel bir sorun yaşıyoruz. Bizlere de bu şekilde bilgi verildi diyerek yönlendirme yapıldığı öğrenildi.

Akbank'tan Kamuoyunun dikkatine diyerek açıklama yapıldı 

06.07.2021 tarihinde başlayan ve bankamız ana bilgisayarındaki teknik sorundan kaynaklanan kesintiler sürmektedir. Müşterilerimize hizmet verdiğimiz tüm kanallarımız bu sorundan etkilenmektedir. İlgili birimlerimiz ve teknoloji iş ortaklarımız çözüm için çalışmalarına devam etmektedir. 

Durumun siber saldırıdan kaynaklandığına dair internet ve sosyal medyada yapılan paylaşımlar gerçeği yansıtmamaktadır.  Bankamız ve müşterilerimizin bilgi ve kayıtlarına ilişkin herhangi bir güvenlik problemi bulunmamaktadır, sorunun giderilmesini takiben işlemlerimiz devam edecektir.

Müşterilerimiz, bu süreçte yaşanan mağduriyetlerin giderilmesi için aldığımız önlemlere Akbank.com’dan ulaşılabilirler.

Bu süre zarfında hizmetlerimizde yaşanan aksaklıklar için özür diliyoruz. 

Akbank 

6 Temmuz 2021 Salı

Qatar Airways’in ilk Phuket Seferi Geleneksel Su Takı ile Karşılandı

Qatar Airways’in Uluslararası Turizm Yasaklarının Kalkmasının Ardından Gerçekleştirdiği İlk Phuket Seferi Geleneksel Su Takı ile Karşılandı. Dünyaca ünlü tatil noktası Phuket'e Airbus A350 ile haftada dört uçuş gerçekleştirecek olan havayolu; Business Class'ta 36, Economy Class'ta ise 247 koltuk ile hizmet verecek.


Qatar Airways, aşılanma oranlarının artması ile birlikte uluslararası uçuşların tekrar açılmasının ardından 1 Temmuz 2021 itibariyle Tayland’ın tatil adası Phuket'e uçuşlarına tekrar başladı. Bu uçuş, Airbus A350 ile Doha - Phuket arasında haftada dört sefer gerçekleştirecek havayolunun, uluslararası eğlence seyahatinin canlanmasında önemli bir kilometre taşı olacağına işaret ediyor. Haftalık 12 Bangkok uçuşuna ek olarak, Tayland'a haftada toplam 16 uçuş gerçekleştirecek olan havayolu, Avrupa, Orta Doğu ve Amerika Birleşik Devletleri'nden seyahat eden yolcularına, Orta Doğu'nun en bağlantılı ve en iyi havalimanı olan ve 'Dünyanın En İyi Üçüncü Havalimanı' unvanına sahip Hamad Uluslararası Havalimanı ile kesintisiz bağlantı sağlayacak.

Qatar Airways Group CEO'su Akbar Al Baker: “Phuket'e uçuşların yeniden başlamasıyla birlikte Qatar Airways, uluslararası turizmin canlanmasında önemli bir kilometre taşını işaret ediyor. Pandemi boyunca güvenlik, yenilik ve müşteri hizmetleri için standartları belirleyerek sektöre öncülük ettik. Yolcularımızın birçoğunun uçmaya ve Phuket gibi en sevdikleri tatil yerlerinden bazılarına kavuşmak için can attığını biliyoruz. Birçok egzotik plajı, aile dostu atmosferi, turkuaz suları ve lezzetli yerel mutfağı ile ünlü Phuket, yaz kaçamağı için ideal bir destinasyon. Turizm sektörünün toparlanmasını desteklemek için Tayland'daki ortaklarımızla birlikte çalışmayı dört gözle bekliyoruz.” şeklinde konuştu. 

Tayland Turizm Otoritesi (TAT) Valisi Yuthasak Supasorn ise şunları söyledi: “Qatar Airways gibi dünyanın önde gelen havayollarının, uçuşların yeniden açıldığı anda Phuket'e tekrar seferler düzenlediğini ve bunu haftada birden fazla uçuş olarak güvenle programladığını görmek son derece cesaret verici. Bu, Phuket Adası’nın efsanevi kumsallarının ve misafirperverliğinin keyfini bir kez daha çıkarmak için can atan uluslararası turistler arasındaki popülaritesinin harika bir göstergesi."

2010’da lansmanı yapılan Phuket, o dönem Qatar Airways'in 93. uçuş noktası olmuştu. Tatil beldesi, özellikle Avrupa, Orta Doğu ve Amerika Birleşik Devletleri'nden gelecek turistler için oldukça çekici bir seçenek. 1 Temmuz 2021'den itibaren, uçuşlarından en az iki hafta önce tam aşılama yapılmış ve kalkıştan 72 saat önce PCR testi negatif olan uluslararası turistler, karantina olmaksızın Phuket'e girebilir ve adada özgürce hareket edebilirler.

Yolcular, Qatar Airways ile gökyüzünde eşsiz bir deneyim yaşarken aynı zamanda Skytrax tarafından belirlenen COVID-19 Havayolu Güvenlik Derecelendirmesinde 5 yıldız alan dünyadaki ilk küresel havayolu, 5 Yıldızlı Havalimanı, 5 Yıldızlı COVID-19 Havayolu Güvenliği ve 5 Yıldızlı COVID-19 Havalimanı Güvenlik Derecelendirmesine sahip dünyadaki tek havayolu ile seyahat ettiklerini bilmenin rahatlığını yaşayabilirler. Bu başarılar, Qatar Airways'in, yolcularının hem yerde hem de havada sağlığını koruyan, mümkün olan en yüksek sağlık ve güvenlik standartları da dahil olmak üzere, yolculuklarının her noktasında üst düzey bir deneyim sağlama taahhüdünün altını çizmektedir.


1 Temmuz'dan itibaren Phuket uçuş programı:

Doha (DOH) - Phuket (HKT) QR 840: kalkış 02:55, varış 13:30 (Çarşamba, Cuma, Cumartesi, Pazar)
Phuket'ten (HKT) Doha'ya (DOH) QR 841: kalkış 02:30, varış 05:30 (Pazartesi, Perşembe, Cumartesi, Pazar)


8. ACE of M.I.C.E. Exhibition by Turkish Airlines Turizm sektörünü bir araya getirdi

28-30 Haziran tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde Türk Hava Yolları isim sponsorluğu ile gerçekleştirilen 8. ACE of M.I.C.E. Exhibition by Turkish Airlines binlerce turizm ve MICE sektörü temsilcisini bir araya getirdi. Fuar açılışı infinity.fxstudio tarafından Türkiye’de ilk olarak anti gravity konsepti ile çok uzun süre konuşulacak  bir seremoni ile düzenlendi.


Fuar açılışını İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Fatma Şahin, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekip Avdagiç, Türk Hava Yolları Yurtiçi Satış Başkanı Emre Menevşe,  Turob Başkanı Müberra Eresin, Global Business Travel Association – GBTA  president J. Grant Caplan, The European Travel Agents' and Tour Operators' Associations ECTAA  president Pawel Niewiamdomski  , Azerbeycan Tourism Board ve CVB Başkanları, 20 belediye başkanı, 15 Ticaret Odası Başkanı, 20 başkonsolos ve yoğun bir basın katılımı ile gerçekleştirildi. 15 ay gibi uzun bir süredir pandeminin getirdiği zorluklarla mücadele eden Turizm ve MICE sektörü temsilcileri B2B, konferans programları ve eğlenceli network aktiviteleri ile ACE of MICE dünyası ile yeniden bir araya gelme fırsatı buldu.

Küresel ölçekte 30 milyon lira üzerinde bir iletişim kampanyası ile gerçekleştirilen ACE of MICE, 3 gün boyunca binlerce turizm ve MICE sektör temsilcisini en üst düzeyde bir araya getirmeyi ve sektör profesyonellerine moral olmayı başardı. 

Açılış konuşmasını gerçekleştiren Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman “Buradaki herkes geleceğe umut aşılıyor . Hepimiz bir arada olmayı, seyahat etmeyi, fuarlara, etkinliklere, konserlere katılmayı çok özledik. ACE of MICE dünyası pandeminin getirdiği yıkıma rağmen sektörümüzü birleştirmeyi, ileriye taşımaya ve motive etmeye devam ediyor Turizm Medya Grubu sektörün çatı örgütü olma misyonunu şartlar ne olursa olsun her zaman fark ettirmeye devam edecektir.” diyerek konuşmasını sürdürdü.

Nitelikli turist sayısını ve kişi başına harcama tutarını arttırmak istiyorsak bunun MICE’dan geçtiğini belirten Volkan Ataman doğasıyla, tarihiyle, gastronomisiyle, 3 tarafı denizlerle çevrili güzel ülkemiz dünyada bulunduğu konum olarak da, her destinasyona rahat ulaşım imkanı sağlıyor. Bu noktada ülkemizin gururu Türk Hava Yolları 127 ülkede 325 noktaya uçuş sağlıyor. İGA ve Sabiha Gökçen havalimanları tam kapasiteye geçtiğinde yılda 266 milyon yolcuya hizmet verebilecek. Galataport ile birlikte yıllık 1.5 milyon mürettebat dahil yolcuyu İstanbul’da ağırlayacağız. Konaklama ve koltuk kapasitemizin yüksekliği, hizmet kalitemizin tartışmasız üstünlüğü ve MICE alanında hizmet sunan firmalarımızın kalitesi ile dünya MICE sıralamasında liderliği fazlasıyla hak etmiyor muyuz? diyerek Türkiye MICE sektörünün potansiyelini ortaya koydu. 

 Dünya Turizm ve MICE sektörüne Yön Veren İsimler ACE of MICE Kapsamında İstanbul’daydı!
Amerika’dan katılım gösteren Global Business Travel Association – GBTA Başkanı J. Grant Caplan yaptığı açıklamada Amerika dahil dünyanın hiçbir yerinde bu kadar büyük ve büyüleyici tasarıma sahip bir fuar açılışı seremonisi ve fuar tasarımı görmediğini bildirdi.

Global Business Travel Association – GBTA  president J. Grant Caplan
Association of Tour Operators in Russia – ATOR İrina Morozova
The European Travel Agents' and Tour Operators' Associations ECTAA  president Pawel Niewiamdomski
Azerbaijan Tourism Board – ATB CEO Florian Sengstschmid gibi önemli isimler sektörle bir araya geldi.

ACE of MICE büyüleyici sahnesinde gerçekleşen 12 oturumda 73 konuşmacı ile pandemi sonrası turizm ve MICE sektörünün geleceği, Türkiye ve global etkinlik sektörünün üst düzey temsilcileri tarafından ele alındı.
•    Bıraktığınız Gibi Değil: Turizm Endüstrisinde Havacılığın Seyri/Önemi
•    Sektör Dernekleri MICE Sektörünün Geleceğini Masaya Yatırıyor
•    Pandemi Sonrası Turizm ve MICE'ın Geleceği 
•    Gelecek On Yılın Seyahat Trendleri 
•    Gelecekte Pazarlama İletişimi 
•    Etkinlik ve Sponsorluk Yönetimi & İletişimde Dijitalleşme 
•    Galataport İstanbul Cruise'da MICE Oturumu 
•    Zorlu Performans Sanatları Merkezi Sponsorluğunda Production Talks ''Sektöre Yön Verenler''
•    Sınırsız Turizm: Turizm Potansiyelinin Geliştirilmesinde Azerbaycan Ve Türkiye Arasındaki İşbirliğinin Olumlu Sonuçları
•    Gen İlaç Sponsorluğunda Hibrit Kongre Deneyimleri/ Yeni Dönemde Kongreler

 B2B Toplantılar, Speed Network Event, Buyerlara Boğaz Turu
Fuar kapsamında İstanbul’da en üst düzeyde misafir edilen 25 ülkeden 70 satın alıcı firma 3 gün boyunca B2B toplantılar ile katılımcılarla iş birliklerini güçlendirdiler. Fuarın ilk günü gerçekleştirilen ACE of MICE B2B Speed Network Etkinliğinde tüm satın alıcılar ve katılımcılar bir araya gelerek network aktiviteleri devam etti.  Hosted buyer ve uluslararası basın mensupları, kokteyl prolonge eşliğinde boğazda tekne turu ile İstanbul’un güzelliklerini gösterme fırsatı buldu.

Gastro Show VIP Lounge alanında ACE of MICE’a özel yemek davetleri verildi.
3D Video mapping ile dizayn edilmiş VIP Lounge alanında avatar ormanı ve bir çok görsel şölen eşliğinde 8 ayrı yemek daveti gerçekleştirildi. Protokol yemeği Antalya tanıtma vakfı ve 7 Mehmet sunumu ile gerçekleştirilirken Gastro Show ana sponsoru İzmir Büyükşehir Belediyesi başkanı Tunç Soyer, Bursa Büyükşehir Belediyesi Alinur Aktaş, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Fatma Şahin, Hatay Büyükşehir Belediyesi  Başkanı Doç.Dr. Lütfü Savaş, Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Selahattin Gürkan, Trabzon Büyükşehir Belediyesi Başkanı Murat Zorluoğlu basın, özel misafirler ve uluslararası konuklara yerel mutfaklarını Türk lezzetlerini en üst düzeyde tanıttılar. Develi Restoranları ise ACE of MICE katılımcılarına özel bir davet verdi.

Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinden ACE of MICE’a Özel Büyükelçiler Daveti
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya ev sahipliğinde Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman ile birlikte 21 ülkeyi temsil eden başkonsoloslar ve diplomatların, katılımı ile  Swissotel The Bosphorus’ta Türkiye’nin 7 bölgesinden farklı lezzetlerin sunulduğu yemek daveti gerçekleştirildi.

Arjantin,Avusturalya,Azerbaycan,Belarus,Belçika,BosnaHersek,Bulgaristan,Fas,Kanada,Hindistan,Endonezya,Kazakistan,Güney Kore,İran,Moğolistan,Polonya,İsviçre,Özbekistan,Ukrayna,Venezuela ve Yunanistan’ın İstanbul Başkonsolosları ile İstanbul vali yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek, İzmir büyükşehir belediye başkanı Tunç Soyer ve sektör başkanları katılımcılar arasındaydı.
                                                  
FIT TO GETHER!
AMEzing Party by Jolly MICE: Yılın En İddialı Partisine Ev Sahipliği Yaptık!
28 Haziran 2021 tarihinde İstanbul Kongre Merkezi’nde Jolly M.I.C.E. isim sponsorluğu ile gerçekleştirilen AMEzing Parti uzun bir süreden sonra Turizm, MICE profesyonelleri ve kurumsal satın alıcıları bir araya getirerek akıllarda iz bıraktı.Laser video mapping, holografik şovlar, Dj, Suxe orkestrası ile gerçekleştirilen gecede Jolly MICE Yönetim kurulu başkanı Mete Vardar ve Turizm Medya Grubu başkanı Volkan Ataman konuklara hoş geldin konuşması yaparak eğlenmeyi, bir arada olmayı ne kadar özlediğimizi ve yılın en büyük etkinliği ile bir arada olmaktan mutluluk duyduklarını ifade ettiler. 

Canon Elçisi Onur Çam Eşliğinde Yelken Yarışları Ölümsüzleşti

Görüntüleme teknolojileri lideri Canon, Hareket Halinde Fotoğraf yarışması sonucunda kazanan kişiyi Canon Elçisi Onur Çam ile buluşturup, Kalamış Yelken Kulübü Kupası Yarışını fotoğraflamasına olanak tanıyarak eşsiz bir deneyim yaşattı.


Görüntüleme teknolojileri lideri Canon, üstün teknolojiye sahip ürünlerinin yanı sıra hayata geçirdiği birbirinden keyifli projelerle Türkiye’de fotoğrafı ve fotoğrafçıları desteklemeye devam ediyor. 
Bu kapsam da Canon marka elçisi profesyonel spor ve su altı fotoğrafçısı Onur Çam öncülüğünde bir spor fotoğrafları yarışması düzenledi. 400’den fazla fotoğrafçının katıldığı yarışmada, fotoğrafçılar portfolyolarındaki en iyi hareket halinde çektikleri fotoğrafları #canontrxonurcam etiketiyle Instagram hesaplarında sergiledi.  Yarışmanın kazananı İhsan İlze oldu. 


İlze bu kapsamda Canon marka elçisi Onur Çam eşliğinde Canon kamera ve lenslerle Türkiye Yelken Federasyonu Sportsboat Trofesi Kalamış Yelken Kulübü Kupası yarışını görüntülemeye hak kazandı. Birbirinden güzel anlara sahne olan yelken yarışları aynı zamanda spor fotoğrafçılığının gelişmesi ve yaygınlaşması için bir fırsata dönüştü.