NURİ ÖZALTIN,TURİZMİN TEMELİNDE İNSAN VE DOĞA SEVGİSİ YATIYOR
Uluslararası ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü’nün ikinci toplantısı Gloria Hotels&Resorts ev sahipliğinde gerçekleşti.Turizmin, kültürlerarası ve dinlerarası diyalog çerçevesinde rolünün giderek arttığını açıklayan Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve Uluslararası Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü Kurucusu Nuri Özaltın, turizmin temelinde insan ve doğa sevgisinin yattığını söyledi.
Merkezi Berlin’de bulunan Uluslararası ve Kültürlarası Diyalog Enstitüsü’nün (Inter Dialog Institü - IDI) ikinci toplantısı Antalya’nın turizm merkezi Belek’teki Gloria Verde Resort otelinde gerçekleşti. Toplantının ana başlıkları arasında “Kaliteli Turizme Doğru” ve “Kriz Bölgeleri’nde Turizm” yer aldı. Önemli konuşmacıların yanı sıra toplantıya Gloria Hotels&Resorts'un CEO'su ve Nuri Özaltın’ın kızı Öznur Özdemir Özaltın, torunu IDI Bilimsel Danışma kurulu üyesi Elif Özdemir, OTI Holdingi Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Bektaş başta olmak üzere çok sayıda yerli ve yabancı konuk katıldı. Panelde oturumların başkanlığını Fransız avukat ve yayıncı Dr. Michel Friedman ile IDI Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Friedberbert Pflüger yaptı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Özaltın Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve IDI Kurucu Başkanı Nuri Özaltın, “İşadamı olarak bugüne kadar dünyanın birçok ülkesinden, farklı din ve dillere mensup çok sayıda partnerim ve çalışanım oldu. Tüm ürün çalışmalarımızı insanların mutluluğu üzerine dizayn ettik. Bu çalışmalarımızı Özaltın ailesi olarak, büyük bir heyecan ve sevgi ile gerçekleştiriken 16 yıl içerisinde otellerimize her yıl 80’e yakın ülkeden gelen onbinlerce dostlarımız oluştu. Bu dostlukların doğal talebi olarak merkezi Federal Almanya’nın başkenti Berlin’de bulunan Uluslararası ve Kültürlerarası Diyalog Enstitüsü’nü benim başkanlığımda kurduk. İlk toplantımızı 5 Mart 2013 tarihinde Almanya Federal Meclisi’nde çok sayıda din adamı, iş adamı, sanatçı ve turizmciler ile gerçekleştirdik. Başbakan Yardımcımız Sn. Bülent Arınç’ın katılımıyla ilk toplantımızda dünya basının önünde dinler ve kültürlerarası ilişkilerin daha da artırılması için kamuoyunda çağrıda bulunduk. Bu ve benzer çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. Her yıl 2 yuvarlak masa toplantısını Gloria otellerimizde gerçekletireceğiz. Bir toplantımızıda yine her yıl dünyanın değişik merkezlerinde düzenleyerek; insanlığın, kardeşliğin, dostluğun önemini vurgulayacağız” dedi.
Toplantıda söz alan Nuri Özaltın’ın torunu ve IDI Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi Elif Özdemir, turizmin farklı kültürleri biraraya getirebilme özelliğine dikkat çekerek, sözlerine şöyle devam etti: “16 yıldır, otellerimizde misafirlerimizin Türk kültürünün deneyimlemesini sağlamak bunun yanı sıra sunduğumuz konfor nedeniyle kendilerini evlerinde hissettirmek için titizlikle çalışıyoruz.”
Turistlerin, çevre, toplum ve yenilenebilir enerji gibi kavramlara son derece önem verdiklerinden bahseden Özdemir, hem büyük tur operatörlerin hem de küresel otellerin çevreyi korumak için ekolojik teknikleri uygulamaya başlayacaklarına inandıklarının altını çizdi.
Konuşmacı olarak söz alan Mallorca’nın Turizm Bölümü Başkanı Alvaro Gijon dünyada bugün 1 milyar turistin dolaştığını, ancak kitlesel turizmde ciddi sıkıntılar yaşadıklarını söyledi. Gijon Mallorca’nın bugün çok ucuz bir tatil bölgesine dönüştüğünü ancak bundan kurtulmak ve zengin turistleri çekebilmek için yeni planlamalara gideceklerin kaydetti. Kitlesel turizmin kültürel kaynaşmaya çok fazla katkı sağlamadığını da söyleyen Gijon, yerli halkla turisti bir araya getirmekte zorluk çektiklerini söyledi.
IDI Genel Sekreteri Hüseyin Baraner ise şu anda Yemen'den Küba'ya kadar tüm dünyada 7 bin 414 otel inşaatı bulunduğunu ve dünyanın turizm sektörüne yönelmesinin en büyük nedeninin istihdam yaratmak olduğunu söyledi. Antalya'ya günde, içinde 4 otele gidecek 120 yolcu taşıyan 1 uçak geldiği günlerden geçtiklerini hatırlatan Baraner, insanların daha çok sevgi, ilgi ve şefkat beklediği bir turizm anlayışına doğru gidildiğini belirtti. Bununla birlikte insanların bakış açılarının, hislerinin ve yaşam tarzlarında olağanüstü değişim olduğunun altını çizen Baraner, "Bugüne ayak uyduramayan, sektörün arkasında kaldı ve haksız olarak gerekçeler aranmaya başlandı. Haksız halde ucuz turist, kalitesiz turist gibi tabirler hızla dünyayı dolaşmaya başladı. Hiçbir ürün sahibi, bir insanın gerçek servetini, gerçek iç zenginliğinin ne kadar olduğunu tespit edemez. Buna hakkımız da yok. Ana şart şu, her sektörde vizyonu olan herkes yatırım yapabilir. Ön şart insan sevgisidir. İnsanı sevmeyenlerin bu sektöre yatırım yapması doğru değildir. İnsanı sevmezsen, yaptığınız her servis ticari bakışa dönüyor" dedi.
TUROFED Başkanı Osman Ayık konuşmasında kitlesel turizmin vazgeçilmez olduğunu ve gelişmeyi teşvik ettiğini vurguladı. Herkesin, verdiği hizmetin karşılığını en yukarı seviyede almak istediğini belirten Ayık, dünyada herkesin zengin olmadığını ve zenginlerin de başka zevkler tatmak isteyebileceğini söyledi. Bu kitlelerin de her zaman turizmcinin gündeminde olması gerektiğini vurgulayan Ayık, "Bu sektör, bizi hızlı dönüştürecek, geliştirecek, büyütecek en önemli unsurlardan bir tanesi. Biz hedefleri büyük olan ülkeyiz. Kaynaklarımızı tabii ki tüketmeyeceğiz, ama uygun ürünler yaratmak da bizim görevimiz. Bir tarafta mutlaka kitle turizmi olacak" dedi.
Panelin ikinci oturumunda Mısır’ın eski Almanya Büyükelçisi Ramzy Ezzeldin Ramzy ise turizm sektörünün emek yoğun bir sektör olduğunu, bir turisti bir destinasyona çekerken mesafenin, iklimin ve kültürün olduğu kadar güvenliğinde önem arz ettiğini belirtti. Ramzy, " 2010 yılı Mısır ve Tunus için çok parlak bir yıldı. 2011 ve 2012 yıllarına gelindiğinde ise Arap baharının etkisiyle bu ülkelerde turizmde bir düşüş yaşandı. Turistlerin bu ülkelere dönmesi lazım. Ancak, bunun etkileri sürecek ve buda vakit alacak" diye konuştu.
ABD Ulusal Tarihi Koruma Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Jack Davis konuşmasında, New Orleans'ın tsunami felaketi yerine jazzın doğduğu şehir olarak bilinmesi gerektiğini altını çizdi. Doğal afetlerin turizme etkisinden söz eden Davis, devletlerin turizmi sektör olarak desteklemesini gerektiğini, örneğin hükümetlerin suç istastistiklerini yazılı olarak paylaşmalarını, bu ve buna benzer çalışmalarla turistlere yardımcı olunabileceğini sözlerine ekledi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder