“Otel Yatırım Tablosunda Alternatif Bölgeler Ön Plana Çıkıyor”
TUROB’un hazırlamış olduğu rapor doğrultusunda, İstanbul'un 2009 yılından bu yana son 5 yıl içerisindeki konaklama kapasitesini incelendiğinde 5 yıllık süre içerisindeki yatırımların büyük bir çoğunluğunun, 5 yıldızlı yüksek kapasiteli otellere, 4 yıldızlı otellere, özel belgeli ve butik otellere yapıldığını söyleyen Bayındır şunları aktardı; “5 ve 4 yıldızlı otel yatırımlarındaki artış, yabancı zincirlerin ağırlıklı olarak pazara girmesi ve yerli zincirlerin ağlarını genişletme eğilimleri olarak yorumlanabilirken, özel belgeli ve butik otellerdeki artış ise değişen misafir profili ve bu otellerin ağırlıklı olarak İstanbul Tarihi Yarımada'da konumlanması olarak açıklanabilir. Raporda ortaya çıkan diğer bir önemli nokta ise, 4 ve 5 yıldızlı otel yatırımlarının büyük bir çoğunluğunun İstanbul Anadolu Yakası'nda olmasıdır. Bu da İstanbul'un Taksim ve Tarihi Yarımada gibi bilinen turizm merkezlerinin yatırım kapasitelerini doldurduklarını ve alternatif bölgelerin ön plana çıktığını göstermektedir.”
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş:
“İstanbul’a Vizyon Kazandırdık”
TUROB’un geleneksel öğle yemeğinde konuşan ve göreve geldikleri günden bu yana İstanbul’un turizmini geliştirmek amacı ile çalıştıklarını belirten İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’un tanıtımına katkı sağlamak için turizm sektörünün büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Turizm sektörünün pazar payının küresel krize rağmen çok yüksek olduğuna vurgulayan Topbaş, kriz dönemlerinde kendisini en hızlı toplayan sektörlerin başında yine turizmin olduğunu ifade etti. Topbaş; “2004 yılında göreve geldiğimizde İstanbul turizmini nasıl geliştirebiliriz diye düşündük ve yaptığımız toplantıda “Turizm Geliştirme Platformu” kurduk. Kentimizin ekonomisine ve istihdamına katkı sağlarken, İstanbul’un tanıtımı ile ilgili çalışarak, dünya barışına katkı sağlamayı istedik. Gelinen noktada güzel bir başarı öyküsü var. Kentimizin turizmden hak ettiği payı almasını hedefledik. Henüz ilk basamaklardayız ve ne yapmak gerekiyorsa onun için hazırız. Kültürel ve tarihi zenginliklerimizin takdimi ve alışverişin yanı sıra, yeni destinasyonların oluşturulması adına da katkı sağlamak için hazırız” diye konuştu.
1990 yılında dünyada dolaşan turist sayısının 450 milyonken bu rakamın günümüzde 1 milyarı aştığına dikkat çeken Başkan Topbaş, dünya ülkelerinin en büyük rekabet alanının turizm sektörü olduğunu söyledi. Birçok projeyi hayata geçirdiklerini söyleyen Topbaş, konuşmasına şöyle devam etti; “İstanbul'un denizleri temiz ve plajları açık. Bu durum İstanbul için önemli. İstanbul marka değeri olan önemli bir kent. Bulunduğu konum itibarıyla da önem taşıyor. Şu an THY, İstanbul'dan 244 şehre uçuş yapmakta ve hızla gelişiyor. Dünya turizm endüstrisinde en büyük payı alan sekiz ülkenin içinde yer alıyoruz. 8. sırada yer alan Türkiye’yi bu yarışta en ön saflarda görmek istiyoruz. Bunlar geçmişte hayaldi, şimdiyse her biri gerçekleşti. 2012 yılında 35 milyon turist ağırladık ve bu rakamın yılsonunda 38 milyona çıkması bekleniyor. 26 milyar dolar da gelirimiz var. Önümüzde iki hedef olmalı. İlki turist sayısını arttırmak ve ilk etapta 50 milyon turist ağırlamak. İkincisi ise kişi başına turizm harcamasını yükseltmek. İlk 8 ülkenin kişi başına turist harcaması 1.100 dolar iken Türkiye’ninki 743 dolar. Bu hedeflere ulaşacak potansiyelimiz var. Şu an İstanbul’da yatak kapasitesi 150 bini aşmış durumda. Eğlence tesisi kapasitesi ise 100 bine yakın. İstanbul büyük kongre şehirleri arasından sıyrılarak dünya birincisi oldu. Bu açıdan kentin kongre adresi olması çok avantajlı. Bu sayede toplantılara katılım %30 artıyor. Ziyaretçi sayısında Avrupa’nın en fazla büyüyen şehri olduk. Dünya turizm kenti sıralamasında Dubai, Hong Kong, Barcelona, Milano, Roma, Amsterdam, Tokyo, Los Angeles gibi şehirleri geride bırakarak 6. olurken bugün Bangkok, Londra, Paris, Singapur ve New York ile yarışıyoruz. 2004’te 3,5 milyon olan turist sayısı 10 milyona ulaştı. Bu ciddi bir başarıdır. İstanbul’un kendi kültürel değerlerini henüz tam olarak hissettiremedik. Turizme sadece Tarihi Yarımada’nın ve Galata Pera’nın bir bölümünü açabildik. Halbuki İstanbul çok zengin bir şehir. Buraya gelmeden önce 5. kez düzenlenen Flower Show Türkiye Süs Bitkileri, Peyzaj ve Yan Sanayileri Fuarı’nın açılışına katıldım. Dünyanın iki büyük fuarından biri haline gelmiş durumda ve 300 civarında katılımcının 67’si yabancıydı. Böyle güzel bir organizasyonun burada düzenlenmesi ve İstanbul’dan yansıtılması, Türkiye’de üretilmesi ve ihracata başlanmış olması gerçekten gurur verici. Artık sadece park ve bahçelerde değil, duvarlarda, elektrik direklerinde bile çiçekleri görebiliyorsunuz.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder