Otomobil hayalinin 100 yıl sonra ancak hayata geçirildiği dönem olan buhar çağı, beraberinde büyük bir hızla toplumsal dönüşümü de gerçekleştirmeye başlamıştır.Otomobili kim icat etti sorusunun tam bir yanıtı yok ve hiç bir zamanda şu kişi icat etti denemeyecek. Kollektif bir aklın icadıdır Otomobil. Yani tek bir kişi tarafından bulunmamıştır.Bu yüzyıl boyunca, Dünyanın dört bir yanında , bu işe gönül vermiş insanların ortaya çıkardığı buluşların bir araya gelmesiyle OTOMOBİL ortaya çıkmıştır.
Otomobil ağır bir yatırımdır. Bu nedenle, günümüzde gördüğümüz modern otomobillerin üretilmesi 100.000’den fazla patent alımı sonrasında gerçekleştiği tahmin edilmektedir.Kaldığımız yerden devam edersek, 1769 yılında üretilen ilk aracın daha geliştirilmiş bir modeli Dış işleri, Savaş ve Donanma Bakanı olan Choiseul Dükünün projeye ilgi duymasıyla, 1771 yılında yapılır. (geçen yazımızda resmi konan ve müzede saklanan araç) Ancak Dük beklenmeyen bir şekilde görevinden ayrılınca araç da depoya kaldırılır.
Daha sonra 1800’lü yıllarda Topçu Genel Komiseri L.N. Rolland tarafından ortaya çıkarılır ama bu icat Napolyon Bonapart’ın ilgisini hiç çekmez. Napolyon’un ilgilendiği şey sadece “para parapara’dır”Gelişmeler sadece Fransa’yla sınırlı değildi. Araba yapma sevdası Diğer ülkelere de sıçramış ve benzer araçlar üretilmeye başlamıştı. 1780 yılında pedallı ve buhar kazanlı araçlar üzerinde çalışmaya başlayan IvanKulibinin çalışmaları 1791’de tamamlandığında ortaya çıkan üç tekerlekli araç, bugün modern otomobillerde görülen volan, fren, vites kutusu ve yataklar gibi özelliklere sahip olması açısından önemli bir gelişmeydi.
İvan Kulibin, bir mucitti ve mekanik icatları seviyordu. Ve o dönem içinde karmaşık otomatik bir mekanizma bulunanan yumurta şeklinde bir saat yaparak 1769 yılında bu saati II. Katerinaya hediye edince Katerina tarafından St. Petersburg Bilim Akademisi’nin mekanik atölyelerinin başına getirilmesi OTOMOBİL için önemli bir şans olmuştur. Tabi bu Katerina, Baltacı Mehmet Paşayla Prut savaşı sonrası anlaşmaya yapan I.Katerina değil.Bu dönem yüksek basınçlı buhar makinalarının gelişimine tanık oluyoruz. Ancak, yapılan araçların gidecekleri yolların kötü durumda olması, direksiyon ve süspansiyon ile ilgili temel sorunlar otomobilin bir taşıma aracı olarak kenara itilmesine ve yerini demiryollarına bırakmasına neden olur. Tabi bu durum olumsuz gibi görünsede, bu alandaki gelişmeler yol araçları üzerinde yeniden çalışmalara başlanılmasına neden olmuştur.
İngiltere demiryollarında sağladığı gelişmeyi buharlı yol araçlarında da sağlayacağı düşünülürken 1839 da çıkarılan buharlı araçların hız limitini 10KM ile sınırlandıran ve araçların da önünde kırmızı bayrak taşıan bir kişinin gitmesini zorunlu kılan yasadan sonra, bu araçların gelişmesi Fransadaki mucitlerle devam etmiştir.Fransa ve Dünya, 1873’te Fransız döküm ustası ve otomobil üzerinde uzmanlaşmış olan AmédéeBollée tarafından üretilen ve L’Obéissante’nin (itaatkar) yollarda kendini göstermesiyle “ilk gerçek otomobil”le tanışmıştır. (belki de otobüs demek daha doğru olur)Teknik özelliklerine gelince; 12 kişiyi taşıyabilmekte ve saatte 40 km hız yapmaktaydı.
Dört tekerlek üzerinde bağımsız süspansiyonlu şasi,
Eliptik pinyon üzerinde zincirle kumanda edilen ön tekerlekler,
Arka tekerlere bağlı V şeklinde ikisilindirli buhar motoru tahriği,
Pinyonlar arasında gezici dişli ile sağlanan vites değiştirme,
Direksiyon çevresinde merkezi kumanda olanağı,Arkada buhar kazanı.
Ağırlığı 4.800 kg olan ve 12 kişi taşıyabilen araç saatte 40 km hız yapmaktaydı. Vites değiştirebilmesi sayesinde düşük hızda 12 dereceli bir yokuşu çıkabilmekteydi.
Buharla çalışan bu araç sessiz çalışması, manevra edilebilirliği ve geleceğin otomobilinde görülecek olan dört tekerlek, çift eksenli direksiyon, arkadan itiş ve dört tekerlekte bağımsız süspansiyon gibi birçok mekanik çözümü içermesi ile dikkat çekmektedir. Otomobil tarihi, bu aracı ilk yolcu otomobili olarak nitelendirir.
Bollée daha sonra 1876’da dört tekerden tahrikli (4çeker) ve yön verebilen buharlı bir yolcu arabası tasarladı. La Mancelle adını verdiği 2,7 tonluk bu araç önceki modelden daha hafifti ve rahatlıkla saatte 40 km’nin üzerine çıkabiliyordu
Tarihte bilinen ilk kazayı yazdık, ilk trafik cezasını da yazalım.Bollêe’nin aracının Paris yolculuğu her il sınırında durdurularak devam etti ve 18 saat sürdü. Tarih bu aracın Paris’e varmasını önemli bir başarı sayar, çünkü aracın düzenli ve sessiz çalışması o dönemin araçlarına göre önemli bir özelliktir. Yine de otomobil ile trafiğe çıkılması o dönemim yasalarında olmadığı hatta öngörülemediği için 76 kez ceza kesilmiştir.Yeniden görüşmek üzere hoşçakalın Adnan Kervan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder