Türk insanının büyük çoğunluğu hala tatil programını son dakikaya bırakmakta
Valstur İç Turizm Müdürü Barış Uzun, Türk insanının tatil alışkanlıklarını ve tatil kavramına yaklaşımını ile ilgili açıklama yaptı. Türk tatilcilerin genel refleksine bakıldığında, özellikle otuz yaş ve üzeri tatilciler güneyde bir tatil köyüne gidip 1 hafta otelden çıkmadan tatili sonlandırmak istediklerini söyleyen Uzun, "Ayrıca yazlıkçı olarak nitelendirdiğimiz ciddi bir kesim de mevcut. Yani ilk akla gelen hala deniz, kum, güneş ama son dönemlerde kruvaziyer turlarında ve özellikle vize uygulanmayan bazı Ortadoğu ülkelerine gezilerde artış gözlenmektedir. Beş yıl öncesine kadar sadece 6 bin olan yerli kruvaziyer müşterisi şuan 30 binleri geçmiş durumda. Bunun yanı sıra özellikle balayı çiftlerinin tatil planlarında Avrupa’yı tercihlerinde ciddi bir artış gözlemlenmektedir" dedi. Erken rezervasyon her ne kadar her yıl ülkemizde artış gösterse de, Türk insanının büyük çoğunluğu hala tatil programını son dakikaya bırakmakta.
Gençler tatilde eğlenmekten yana Gençlerin özellikle 23-35 yaş arası Türk tatilcilerin, tatil anlayışlarına bakıldığında, dinlenmekten ziyade eğer tatil 1 hafta ise o 1 haftayı doya doya en verimli şekilde eğlenceli hale getirebilmek üzerine olduğunu bildiren Barış Uzun, "Bu sebeple, kalacakları otelleri seçerken, merkeze yani eğlence mekanlarına yakın olmasına, ulaşım imkanlarının kolay olmasına özen göstermekteler. Ayrıca genç kesimin ciddi bir sosyal medya kullanımı olması sebebiyle, sosyal medyada trend olan bölgelerdeki otellerin ciddi bir tercih sebebi olduğunu söyleyebilirim. 35 yaş üstü özellikle çocuklu ailelerin ise, daha çok dinlenmek amaçlı tatil tercih etmeleri sebebiyle, şehrin gürültüsünden uzak denizi ve doğası huzur veren bölgelerdeki otelleri tercih ettiğini yaptığımız anketlerden net bir şekilde anlayabiliyoruz.
Turizmde e-ticaret sistemine geçişle birlikte, online olarak rezervasyon yaptıran müşteri kitlesinde büyük bir artış yaşandı ve bu hızla da artmaya devam ediyor. Gelişen teknoloji ile birlikte tüketici, çok kısa bir sürede, aynı ürünü farklı sitelerde görebiliyor. Fiyatlara ve işletmenin sunduğu avantajlara göre özgürce seçim yapabiliyor. Bu sayede rekabetin daha dürüst ve ilkeli yapılmasının önü açılmış, tüketicinin fiyatta ezilmesinin önlemi alınmış oluyor. İnternetten online satışı sadece tüketici açısından bir avantaj olarak değerlendirmemek gerek. Tüketiciler alacağı hizmeti, zamandan müthiş kazanıp online olarak istediği zamanda alabiliyor, aynı zamanda işletmeler açısından ise, online satışları çok yüksek bir işletmenin zamandan, çalışandan ve daha bir çok maliyetten tasarruf ettiğini de söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
Erken rezervasyonun, acenteler ile otellerin yaptıkları anlaşmalar sayesinde müşterilere rezervasyonlarını erken satın almaları koşuluyla çok özel fiyatlar ve indirim avantajları sunulması olduğunu vurgulayan Uzun, "Son 10 yıldan beri ülkemizde özellikle iç pazarda başarıyla uygulanmakta ve her sene daha da yaygın hale gelmektedir. Erken rezervasyonun mantığı erken satın alıp ucuza mal etmektir. Tüketici açısından en büyük avantajı otellerin sezon fiyatlarının en taban şartlarından satın alınabilme fırsatıdır. Olağanüstü koşullar (doğal afetler, siyasi krizler, terör gibi firstmajor durumlar) söz konusu olmadığı takdirde erken rezervasyon yaptırmanın herhangi bir dezavantajından bahsedilemez. Bu gibi koşullarda ise erken satın alan misafirlerin sonraki aylarda beklediği fiyat artışları bazı tesislerde gerçekleşmeyebilir. Bunun sebebi ise otel fiyatlarının dinamik fiyatlandırma sistemine bağlı olmasıdır. Yani, otellerin fiyatları doluluklarıyla doğru orantılı olarak artmaktadır. Önden gelen rezervasyonlar ile fiyatlarını sonraki aylarda arttıran bir tesis yaşanan firstmajor durumlar neticesinde iptal olan çok sayıda rezervasyon ile fiyatlarını bir anda düşürebilir. Bu gibi durumlarda erken rezervasyon yaptıran misafirin kendisini zarar etmiş olarak hissetmesine sebep olabilmektedir ancak Valstur olarak bu gibi durumlarda misafirlerimize aradaki farkı iade ederek mağduriyetlerini ortadan kaldırıyoruz" dedi.
Günümüzde Türkiye'de internet kullanan bireylerin oranı yüzde 62leri bulduğunu kaydeden Uzun, sözlerini şöyle tamamladı: "Bu demek oluyor ki on hanenin sekizi artık internet erişimine sahip. Tabi ki bu oranı yükselten en büyük etken ülkemizde yüzde 97'lere varan cep telefonu kullanımı. İnternet kullanımı bu denli yaygınlaşmışken internet kullanımının büyük çoğunluğunda sosyal medya paylaşımlarının ilk sırada olduğunu yapılan araştırmalardan takip ediyoruz. İnternet kullanan insanların, internetten mal ve hizmet satın alma oranı henüz yüzde 34 seviyesinde. Bu demek oluyor ki klasik acentecilik mantığı yerini tamamen çevrimiçi acenteciliğe bırakmış değil. Türk insanının büyük çoğunluğu hala bir şey satın alırken satın aldığı kişiyi görmek en azından sesini duyma ihtiyacı hissediyor. Tüm bunlara rağmen internetten çevrimiçi alışverişin ciddi boyutlara ulaştığının farkındayız ve reklam kampanyalarımızı sadece büyük şehirlerde değil Anadolu'nun potansiyeli yüksek şehirlerinde de yürütmekteyiz. Bu sayede Anadolu'nun en ücra köşelerinde şube açmadan insanlara ulaşabilmekteyiz".
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder