30 Haziran 2025 Pazartesi

YEPUD’dan Anlamlı Bir Ziyaret 

ATA’ya Saygı Yürüyüşüyle Başlayan Anılarla Dolu Bir Ankara Günü.Yaratıcı Etkinlikler Planlama ve Uygulama Derneği (YEPUD), yalnızca yürüttüğü projelerle değil; toplumsal belleğe olan duyarlılığı, kültürel mirasa duyduğu derin saygı ve köklere uzanan sadakatiyle de dikkat çekiyor.ANKARA - YEPUD Dernek yönetimi ve üyeleri, başkente gerçekleştirdikleri ilk ziyaretin rotasını Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün huzuruna çevirerek anlam yüklü bir başlangıca imza attı.Bu özel ziyaret, geçmişin izlerini taşıyan bir hatırlatmadan öte; geleceğe duyulan inancın, birlik ve beraberlik duygusunun görkemli bir dışavurumuydu.

yepud-baskani-tulay-akingalip-olmezmert-ozcan-umit-yasar-demir-emre-akkus-mehmet-ali-tuna-birgul-ay-tugba-seker-bekoglu-ali-bekoglu-kaan-gok-emre-caliskan-huseyin-bas-murtaza-sonmez-onur-altunay-vural-yurttas-faruk-gul-ve-yilmaz-ozfirat-008.jpg

YEPUD Başkanı Tülay Akın, Başkan Yardımcısı Galip Ölmez, Genel Sekreter Mert Özcan ve yönetim kurulu üyeleri Ümit Yaşar Demir, Emre Akkuş, Mehmet Ali Tuna, Birgül Ay, Tuğba Şeker Bekoğlu, Ali Bekoğlu, Kaan Gök, Emre Çalışkan, Hüseyin Baş, Murtaza Sönmez, Onur Altunay, Vural Yurttaş, Faruk Gül ve Yılmaz Özfırat’ın yanı sıra Türkiye’nin dört bir yanından gelen YEPUD üyeleri; bu anlamlı yolculuğu sadece fiziksel değil, ruhsal bir arınma ve içsel bir bağlılık ifadesi olarak yaşadı.Ziyaret, YEPUD’un değer temelli duruşunu görsel ve duygusal bir dile dönüştürdü. Atılan her adım, geçmişin rehberliğinde şekillenen çağdaş bir vizyonun sembolüne dönüştü.

yepud-baskani-tulay-akingalip-olmezmert-ozcan-umit-yasar-demir-emre-akkus-mehmet-ali-tuna-birgul-ay-tugba-seker-bekoglu-ali-bekoglu-kaan-gok-emre-caliskan-huseyin-bas-murtaza-sonmez-onur-altunay-vural-yurttas-faruk-gul-ve-yilmaz-ozfirat-001.jpg

Saygı, Sadakat ve Umuda Söz: Anıtkabir’de Yürekten Yazılan Bir An
YEPUD heyeti, milletimizin ortak hafızasında ayrıcalıklı bir yere sahip olan Anıtkabir’de Ata’nın manevi huzuruna çıkarken, yalnızca bir liderin değil; onun düşünsel mirasının, vizyonunun ve insani ideallerinin de önünde saygıyla eğildi.

yepud-baskani-tulay-akingalip-olmezmert-ozcan-umit-yasar-demir-emre-akkus-mehmet-ali-tuna-birgul-ay-tugba-seker-bekoglu-ali-bekoglu-kaan-gok-emre-caliskan-huseyin-bas-murtaza-sonmez-onur-altunay-vural-yurttas-faruk-gul-ve-yilmaz-ozfirat-004.jpg

Aslanlı Yol’dan ağırbaşlı bir yürüyüşle mozoleye ulaşan YEPUD ailesi, törenin ardından Başkan Tülay Akın’ın Anıtkabir Özel Defteri’ne bıraktığı şu anlamlı cümleyle ziyaretin ruhunu özetledi: “Bu ziyaret, sadece bir anma değil; umutla yeniden kurulan bir bağ, geleceğe dair verilen bir sözdür.”

yepud-baskani-tulay-akingalip-olmezmert-ozcan-umit-yasar-demir-emre-akkus-mehmet-ali-tuna-birgul-ay-tugba-seker-bekoglu-ali-bekoglu-kaan-gok-emre-caliskan-huseyin-bas-murtaza-sonmez-onur-altunay-vural-yurttas-faruk-gul-ve-yilmaz-ozfirat-006.jpg

YEPUD’un Kimliğinde Saklı Değerler: Hafızayla İnşa Edilen Yarınlar
Gerçekleştirilen bu ziyaret, geçmişle kurulan manevi bağların toplumlar için ne denli yaşamsal olduğunu bir kez daha hatırlattı. Aidiyet duygusunu canlı tutan, tarihî sorumluluğu sahiplenen ve geleceğe taşınacak bilinçli bir miras oluşturan her etkinlik, YEPUD’un çok katmanlı misyonunun bir parçası olarak öne çıkıyor.

yepud-baskani-tulay-akingalip-olmezmert-ozcan-umit-yasar-demir-emre-akkus-mehmet-ali-tuna-birgul-ay-tugba-seker-bekoglu-ali-bekoglu-kaan-gok-emre-caliskan-huseyin-bas-murtaza-sonmez-onur-altunay-vural-yurttas-faruk-gul-ve-yilmaz-ozfirat-007.jpg

Dernek üyeleri, bu anlamlı yolculukta yalnızca sembolik bir adım atmadı; aynı zamanda tarihle kurdukları samimi diyaloğu, kültürel mirasa duydukları sorumluluğu ve toplumla aralarındaki vicdani bağı da perçinlediler.Ortaya çıkan mesaj netti: “Geçmişten aldığımız ilhamla geleceği daha bilinçli, daha duyarlı ve daha umut dolu bir şekilde inşa etmeye kararlıyız.”Ziyaretin ardından YEPUD heyeti, Ankara’daki temaslarına çeşitli kurumlarla görüşerek devam etti; böylece hem hatıralarla yüklü bir günü onurlandırdı hem de geleceğe dönük projelerin temellerini atmaya başladı.


YASAL UYARI

Turizminsesi.com web sitesinde yayınlanan haber, resim, bilgi, belge, metin, video niteliğindeki tüm yazılı ve görsel eserler Türkiye Cumhuriyeti Yasalarına tamamen uygun olarak yayınlanmaktadır. TC 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun telif haklarına ilişkin hükümlerine ve AB Fikri Mülkiyet Hukukuna göre WEB MEDYA Yayınları turizminsesi.com  - tourismexclusive.com ve gastroturkey.com 'un yazılı izni olmadıkça hiçbir kimse, yayıncı ve kuruluş, herhangi bir eserin tamamını veya bir kısmını yayınlayamaz, çoğaltamaz, alıntı yapamaz. Ada Hukuk Bürosu yetkilidir.

24 Haziran 2025 Salı

Tatil Bavulunuzu Hazırlayın: NetWork 2025 Yaz Stil Rehberiniz

Yaz geldi. Şimdi hafif, şık ve uyumlu parçalarla dolu bir bavulla yola çıkma zamanı. NetWork’ün Yaz Koleksiyonu, plajdan şehre, gün batımı davetlerinden sahil yürüyüşlerine kadar yazın her anında stilinize eşlik ediyor. Tatilin hafifliğiyle uyumlu koleksiyon, konforu ve zarafeti bir araya getirerek sezonun ruhunu öne çıkartıyor.


Kadın koleksiyonunda desenli elbiseler, nefes alan keten gömlekler, şortlar ve etekler öne çıkıyor. Mayo ve bikiniler, üzerine geçireceğiniz bir pantolon ya da etekle akşam üzeri plaj partilerine geçiş yapmanızı sağlıyor. Kaftanlar, örgü takımlar ve ince dokulu üstler, günün her saatine uyum sağlayan sade ve şık alternatifler sunuyor. Hasır çantalar, takılar ve şapkalar ise yaz kombinlerine doğal ve zarif dokunuşlar katıyor.



Erkek koleksiyonunda %100 keten gömlekler, günün her anında şıklığı sürdürüyor. Farklı tonlardaki polo tişörtler ve hafif kumaşlı pantolonlar ise yaz bavulunun olmazsa olmaz parçaları arasında.Yazın vazgeçilmez ayakkabıları  loafer’lar, espadriller ve terlikler görünümü tamamlayan konforlu ve stil sahibi seçenekler sunuyor.NetWork Yaz Koleksiyonu, yaz boyunca şehirde ya da sahilde, her ortamda kendinizi iyi hissettirecek ve dikkatleri üzerinize çekecek. Tatil planınız ne olursa olsun, bavulunuzu NetWork ile tamamlayın.



Yazın Sahil Stili adL Beachwear ile Şekilleniyor

Türkiye’nin önde gelen moda markalarından adL, yaz sezonunu sahil stiline yepyeni bir soluk getiren beachwear parçalarıyla karşılıyarak sıcak yazın ritmi yeniden şekilleniyor. Yeni sezonun özenle seçilmiş yeni parçaları, yaz günlerine ferahlık, akşamlarına ise zarif bir dokunuş katıyor. Nefes alabilen kumaşlar, konforu stil ile buluştururken, fonksiyonel tasarımlar sayesinde sofistike görünümler tamamlanıyor. Fuşya, saks, tarçın, bej ve siyah gibi sezon renkleriyle cesur bir çizgi yakalayan adL, akışkan dokuları yazın hafifliğini stil sahibi kadınlarla buluşturuyor. Güneşin altın dokunuşuyla uyanan bu mevsim, desenlerin enerjisiyle buluşuyor.


Yazın enerjisini yansıtan yeni sezon beachwear parçaları, sıcak yaza eşlik eden özel seçkilerle sahil modasına yön veriyor. Adriana, Andomer ve Java serilerinde öne çıkan bağlama, toka ve tek omuz gibi feminen detaylar, plaj stiline zarif bir hareket katıyor. Logo detaylı mayolar ve iddialı bikini tasarımları, sezonun dikkat çeken renk paletiyle sahilde özgüvenli bir duruş yaratıyor. Empirme desenli gömlek, pantolon, bluz ve şortlar, pembe ve camel tonlarının eşliğinde yazın desen enerjisini gardıroplara taşıyor. Uzun elbiseler ve bol paça pantolonlar ise hafif ve akışkan dokularıyla plaj sonrası şıklığının anahtar parçaları haline geliyor.


Koleksiyona bohem bir dokunuş katan dantel detaylı bluz ve pantolonlar, yaz akşamlarına zarif bir geçiş sunuyor. Siyah, camel ve taba tonlarındaki hasır çantalar ise sahil stilinin tamamlayıcısı olarak öne çıkıyor. Sıcak yaz günleri, kumaşlarda yankılanan bir şölene dönüşüyor. Her biri özenle seçilmiş bu parçalar, yazın doğallığını ve özgürlüğünü adL’nin zamansız şıklığıyla buluşturuyor. Güneşin altında uyanan günler, adL beachwear ile sadece bir stil tercihi değil, aynı zamanda duyusal bir yaz deneyimine dönüşüyor.


11. Yılında Kadıköy’e Geri Dönüyor

İstanbul Coffee Festival 11-14 Eylül Tarihleri Arasında Kadıköy’de Şehri Uyandıran İstanbul Coffee Festival Kadıköy’e Geri Dönüyor.Türkiye’nin en kapsamlı kahve organizasyonlarından biri olan İstanbul Coffee Festival, 11. yılında şehri bir kez daha uyandırmaya hazırlanıyor. 11-14 Eylül 2025 tarihleri arasında gerçekleşecek festival, bu yıl 9 yıl aranın ardından Kadıköy’e, Tepe Nautilus’un açık ve ferah alanına geri dönüyor. Şehrin merkezinde, kolay ulaşılabilir bir lokasyonda gerçekleşecek festival, kahve kültürünü yeniden İstanbul’un kalbine taşıyor.


İlk düzenlendiği günden bu yana kahvenin çevresinde şekillenen yaratıcı deneyimleri müzikle, sanatla ve gastronomiyle harmanlayan İstanbul Coffee Festival, geçmişte Galata Rum Okulu, Haydarpaşa Garı, KüçükÇiftlik Park, Tersane İstanbul ve Ataköy Marina gibi İstanbul’un simge mekânlarında konumlandı. Bu yılki ev sahibi Tepe Nautilus ise sunduğu açık hava kapasitesi ve ulaşım kolaylığıyla etkinlik için ideal bir zemin sunuyor. Festival alanı, Marmaray ve metro ile Ayrılık Çeşmesi durağından, Kadıköy merkezinden ise kısa bir yürüyüşle kolayca ulaşılabilecek bir noktada yer alıyor.

200 Marka, Yüzlerce Tadım, Dolu Dolu 4 Gün

İstanbul Coffee Festival 2025, her yıl olduğu gibi bu yıl da kahve dünyasının önde gelen markalarını, yerel üreticileri ve bağımsız girişimleri ziyaretçilerle buluşturacak. Festival boyunca dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce kahve çeşidi, ücretsiz tadım ve ikramlarla deneyimlenebilecek.Artizan lezzetler, yaratıcı atölyeler, ilham verici marka deneyimleri ve birbirinden renkli müzik performanslarıyla dört gün boyunca katılımcılara zengin ve çok yönlü bir program sunulacak. Gerçek bir kahve festivali deneyimi için her şey düşünüldü.

Kadıköy'de Festival Coşkusu Yeniden

Festivalin Kadıköy’e dönüşü, katılımcılar için yalnızca bir lokasyon değişikliğinden çok daha fazlasını ifade ediyor. İstanbul Coffee Festival, şehrin kalbindeki bu semtte yeniden doğarken, festival alanını dönüştüren yaratıcı yaklaşımıyla da fark yaratıyor. Festival ruhunu her yere taşıyan organizasyon, bu yıl da sadece bir alan kullanmakla kalmıyor, orayı yaşayan ve nefes alan bir kahve evrenine dönüştürüyor.

Dream Sales Machine Başkanı Alper Sesli, bu özel dönüşle ilgili şunları söyledi:“İstanbul gibi bir metropolde kahveseverlerle buluşmanın en keyifli yolu, onların kolayca ulaşabildiği, nefes alabilecekleri bir alanda bu deneyimi sunmak. Bu yıl çok özlediğimiz Kadıköy’de, aynı enerjiyi ve festival coşkusunu birlikte yaşamayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”

Ulaşılabilir Bilet Fiyatları ile Herkese Açık

Festival organizasyonu, daha çok kişinin bu benzersiz deneyimi yaşayabilmesi için biletlerin bu yıl da ulaşılabilir fiyatlarla satışa sunulacağını açıkladı. Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan İstanbul Coffee Festival, yalnızca bir etkinlik olmanın ötesinde, İstanbul’un kültürel ve sosyal hayatına dokunan bir şehir geleneği hâline geldi.

Kadıköy Kahve severleri Bekliyor

Kahve tutkunları ve şehir yaşamının nabzını tutanlar için vazgeçilmez bir deneyim sunacak olan Şehri Uyandıran İstanbul Coffee Festival 2025, 11-14 Eylül tarihleri arasında Kadıköy Tepe Nautilus’ta ziyaretçilerini bekliyor.

 

Antalya Modanın Başkenti Oldu

Ülkemizin “Turizm Başkenti” unvanına sahip Antalya, bu yıl sekizincisi düzenlenen Antalya Fashion Week ile global moda haritasına girmeyi başardı.Antalya Valiliğinin desteğiyle yerli ve yabancı pek çok modacının Antalya’da buluşmasına ev sahipliği yapan etkinlik, Londra Moda Haftası’nın önemli yapıtaşlarından Fashion Scout ile özel bir iş birliğine imza attı.Emy Organizasyon Kurucusu Eda Meltem Yılmaz, “Dünya moda haftaları arasında önemli bir yer edindik. Artık, moda dünyasının gözü Antalya’da. Sanat, moda ve tarihin buluşmasına ev sahipliği yapıyoruz. Antalya’mızı global moda haritasına sokarak modanın başkenti olmasını da sağladık” dedi.Uluslararası tasarımcıların defilelerine ev sahipliği yaparak turizm cenneti Antalya’nın moda ile anılmasını sağlayan Antalya Fashion Week (AFW), bu yıl 8. kez kapılarını açtı. 27 – 31 Mayıs 2025 tarihleri arasında gerçekleştirilen Antalya Fashion Week 2025, yerli ve yabancı tasarımcıları ağırladı. Her biri uluslararası başarılara imza atan modacılarımız Çiğdem Akın, Murat Aytulum, Recep Demiray, Gökhan Yavaş ve Tuba Ergin’in yanı sıra İngiltere’den John Herrera, Rusya’dan Kristina Kibovskaya, Kazakistan’dan Chinara Yelmuratovna ve merkezi Dubai’de bulunan SNIM Design’in defileleri izleyenleri büyüledi. Antalya’nın ikonik yapıları ve tarihi yerlerinde düzenlenen defileler yerli ve yabancı yüzlerce kişi tarafından takip edilirken uluslararası basının da büyük ilgisini çekti.
 
antalya-fashion-week.jpg

“KÜRESEL MODA SAHNESİNDE SÖZ SAHİBİ OLDUK”
Antalya’nın, uluslararası düzeyde yalnızca turizm değil moda ile de anılan bir şehir olması yolunda önemli başarılara imza attıklarını belirten EMY Organizasyon Kurucusu Eda Meltem Yılmaz, “Küresel moda sahnesinde söz sahibi olduk. Antalya’mız global moda haritasına girdi ve artık turizmin yanı sıra modanın da başkenti oldu” dedi.Bu büyük başarıya giden yolda özel sektörün yanı sıra kamudan da büyük destek gördüklerini söyleyen Eda Meltem Yılmaz, “Bizlere her zaman destek olan Sayın Valimiz Hulusi Şahin’e, TGA yetkililerine, Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne, İl Kültür Turizm Müdürlüğü’müze en içten teşekkürlerimizi sunuyorum. Özel koleksiyonlarını moda tutkunlarıyla buluşturan kıymetli tasarımcılarımız, resmî sponsorumuz Arso Group ve tüm destekçilerimizle birlikte Antalya’ya yakışır, uluslararası standartlarda bir etkinliğe imza attık. Bugün, dünya moda haftaları arasında güçlü bir yer edinmiş durumdayız. Moda dünyasının gözü Antalya’ya çevrilmişken; cennet şehrimizin tarih, sanat ve moda ile buluştuğu bu özel organizasyonu en iyi şekilde gerçekleştirmek için büyük bir özveriyle çalıştık. Yurt dışından gelen davetliler, basın mensupları ve moda takipçileriyle birlikte, Antalya’mızı global moda haritasına sokmayı başardık” dedi.
 
antalya-fashion-week-001.jpg

İNGİLTERE İLE ÖNEMLİ İŞ BİRLİĞİ
Bu yıl sekizincini gerçekleştirdikleri uluslararası moda haftasının ilklerle de anıldığını sözlerine ekleyen Eda Meltem Yılmaz şöyle devam etti;“Kaleiçi’nde Ruin Adalia Hotel’in tarihi atmosferi özel bir sahneye dönüştü. Antalya’nın geleneksel Döşemealtı Kıllık halılarıyla ilk kez bir podyum oluşturuldu. Tarihi yapının atmosferiyle birleşen geleneksel halılar görsel bir şölen sundu ve büyük ilgi çekti. Antalya’nın kalbi Kaleiçi’nde, 1895 yıllık Hadrian Kapısı da ilk kez bir moda etkinliğine ev sahipliği yaptı. Valiliğin izni ve kontrolü eşliğinde tarihi yapıya özel bir sahne kurduk. Gerçekleştirdiğimiz defileyi yağmura rağmen özel davetli 250 kişiyle yerli ve yabancı basın mensupları izledi. Tüm bu ilklerimizi, uluslararası anlaşmalarla taçlandırmaya da devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl Moskova Fashion Week partnerliği kapsamında İrena Soprano’yu ağırlamıştık. Bu yıl da  Antalya Fashion Week Europe (Afweu) Temsilcisi Ehat Lekovic’in girişimleriyle, Londra Moda Haftası’nın önemli yapıtaşlarından Fashion Scout ile özel bir iş birliğine imza attık. Bu kapsamda Londra’nın ödüllü tasarımcısı John Herrera, Antalya’ya gelerek moda haftası kapsamında bir defile gerçekleştirdi. Aynı şekilde ülkemizden bir tasarımcımız da önümüzdeki yıl Londra Moda Haftası’na giderek Antalya’yı temsil edecek. Antalya’yı moda ile anılan bir dünya şehrine dönüştürmek için aralıksız çalışıyoruz.”

İDO, Leros Adası’ndaki Uluslararası Sergiye Sponsor Oldu

İDO, Perasma’nın Leros Adası’nda düzenlediği çağdaş sanat sergisine katkı sağladı ve sponsor oldu.  Sergi, 29 Haziran- 24 Ağustos 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşacak

İDO, bu yaz Ege’nin ruhunu sanata taşıyan özel bir projeye destek veriyor. İstanbul merkezli sanat platformu Perasma tarafından üçüncü kez düzenlenecek olan uluslararası sergi 29 Haziran 2025’te Yunanistan’ın Leros Adası’nda açılıyor.“Folding The Sea Into Dresses That Dissolve Like Salt” başlığını taşıyan sergi, Leros’un denizle kurduğu çok katmanlı, değişken ve sezgisel ilişkiyi merkeze alıyor. Sergi, 24 Ağustos 2025’e kadar ziyaret edilebilecek.Farklı disiplinlerden 26 sanatçının katılımıyla gerçekleşecek olan sergide atölyeler, sanatçı konuşmaları, film gösterimleri ve performanslar sanatseverlerle buluşacak.

ido-genel-muduru-dr-murat-orhan-003.jpg

Kültürlerarası Diyalog İçin Sanata Yol Açan İDO
Bu özel sanat etkinliğine katkı sağlayan ve sponsor olan İDO, yaz sezonu boyunca Bodrum Turgutreis-Leros arasında düzenli feribot seferleri gerçekleştiriyor. Kültürel etkileşimi destekleyen bu iş birliği sayesinde İDO, Türkiye ile Ege Adaları arasında yalnızca fiziksel değil, kültürel bir köprü de kuruyor.

ido-genel-muduru-dr-murat-orhan-004.jpg

Serginin destekçileri arasında yer alan İDO’nun Genel Müdürü Dr. Murat Orhan, bu iş birliğine dair şunları söyledi:
“Sanat ve kültür, toplumların birbirini anlaması ve yakınlaşması için en güçlü araçlardan biri. İDO olarak biz de sadece ulaşımı kolaylaştıran bir kurum olmanın ötesine geçmek istiyoruz. İnsanların yolculuklarını bir deneyime, farklı kültürlerle karşılaşmaya ve yeni perspektifler kazanmaya dönüştürmelerine aracılık etmeyi amaçlıyoruz. Leros’ta gerçekleşen bu serginin bir parçası olmak, Ege’nin tarih ve kültür zenginliğini paylaşmak anlamına geliyor. Bu proje aynı zamanda sanatın evrensel diliyle Ege kıyılarında yeni bir diyalog başlatıyor. Bizim için bu yalnızca bir sponsorluk değil; kültürler arası bir dayanışmanın ifadesidir.”14 Eylül’e kadar açık olan sergiyi Bodrum Turgutreis’ten Leros’a sezon boyunca her gün kalkan İDO seferleri ile gidip ziyaret edebilirsiniz.  

ido-genel-muduru-dr-murat-orhan.jpegLeros’ta Sanatla Buluşma: Tuz Gibi Çözülen Elbiseler
“Folding The Sea Into Dresses That Dissolve Like Salt” sergisi, adanın kendine has ritmini, doğasını ve tarihsel dokusunu çağdaş sanatla buluşturarak çok katmanlı bir keşif alanı yaratıyor. Sergi, deniz ile kara arasında var olan geçişleri; kaybolan, dönüşen ve yeniden şekillenen formları sanatsal bir anlatıya dönüştürüyor.


23 Haziran 2025 Pazartesi

Şef Marcel Finsterer ile Denizden İlham Alan Sanat

Denizin Ruhu Tabağa Taşınıyor: Four Seasons’da Marcel Finsterer İmzası. İstanbul Boğazı’nın benzersiz manzarasına karşı gastronomi tutkunlarını etkileyici deneyimlerle buluşturan Four Seasons Hotel Bosphorus, "Ode to Bosphorus" serisi kapsamında Dubai’nin ikonik Sea Fu Restoranının Yıldız Şefi Marcel Finsterer’i konuk ediyor. Şef’in imzasını taşıyan, 27 Haziran’da AQUA’da özel bir akşam yemeğiyle başlayan lezzet serüveni, 28 Haziran – 7 Temmuz günleri arasında YALI Lounge‘ta sunulacak özel menü ile devam ediyor. 


 Bu deneyim 30 Haziran’da gerçekleşecek sushi atölyesiyle Boğaz kıyısında unutulmaz yaz anılarına dönüşüyor.

Four Seasons Hotel Bosphorus, yazın en zarif akşamlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İstanbul’un büyüleyici Boğaz manzarasına karşı unutulmaz gastronomik deneyimlere sahne olacak özel program, 27 Haziran akşamı AQUA’da Chef Marcel Finsterer tarafından hazırlanan seçkin bir menü ile başlıyor. Bu özel yemeği, 28 Haziran – 7 Temmuz günleri arasında YALI Lounge’ta sunulacak özel bir tadım menüsü takip ediyor. Ayrıca 30 Haziran’da gerçekleşecek Sushi Master Class, Japon mutfağına meraklı lezzet tutkunları için nadir bir sushi atölyesi deneyimi sunuyor.

27 Haziran’da Boğaz’a Nazır Zarif Bir Akşam

Chef Marcel Finsterer’in imzasını taşıyan özel menü, Japon ve Akdeniz mutfaklarının rafine lezzetlerini İstanbul Boğazı’nın büyüleyici atmosferinde bir araya getiriyor. Akşam, Gillardeau istiridyesi, karides, taze wakame deniz yosunu ve Tosazu sos ile hazırlanan ‘Kaisendon’ ile başlıyor. Ardından, şefin seçimi premium balıklarla hazırlanmış ‘Sushi Moriawase’ sunuluyor.

Sıcak başlangıç olarak pırasa, kimchi sos, pırasa yağı ve alabalık havyarı eşliğinde servis edilen ‘Deniz Tarağı’ tabağı dikkat çekiyor. İlk ana yemekte, limon otu sosu, yeşil kuşkonmaz ve plankton yağı ile sunulan ‘Akdeniz levreği’ yer alıyor. Ardından gelen ikinci ana yemekte ise maitake mantarları ve Sichuan sosla hazırlanan ‘Dana bonfile’ sofistike bir lezzet sunuyor.Tatlı ise Hindistan cevizi ve limon otunun tropik uyumunu yansıtan özgün bir kompozisyon: Hindistan cevizi cremeux, limon otu ile aromalandırılmış mango komposto ve mango jöle eşliğinde sunulan “Coconut Pain de Gain”, yaz akşamına taptaze bir son dokunuş katıyor.

28 Haziran – 7 Temmuz arasında YALI Lounge’ta Özel Menü Deneyimi

Yaz günlerine damgasını vuracak bu lezzet serüveni, 28 Haziran’dan itibaren YALI Lounge’ta Chef Marcel Finsterer’in hazırladığı özel sushi menüsüyle devam ediyor. İstanbul’un yaz akşamlarına zarafet katan bu seçki, Japon mutfağının rafine tekniklerini, Akdeniz’in aromalarıyla buluşturuyor.

Menü; mandalina ponzu ile tatlandırılmış orkinos usuzukuri ve miso ile hardal aromalarının eşlik ettiği somon usuzukuri ile başlıyor. Ardından sunulan sashimi çeşitleri arasında marine orkinos, kombu ile tatlandırılmış levrek ve narin aromalara sahip marine somon yer alıyor. Nigiri seçkisinde ise yeşil soğanla harmanlanmış marine orkinos, trüf aromalı alevde pişirilmiş dana eti, yuzu ile lezzetlendirilmiş levrek ve daikon turpu ile sunulan marine somon gibi özenle hazırlanmış tatlar öne çıkıyor.Menünün son bölümünde yer alan maki roll’lar, şefin yaratıcı yorumu ve malzeme kalitesiyle lezzet yolculuğunu sürdürüyor. Sekizer parça sunulan Chirashi Maki, Alaskan Roll ve Negi Toro Maki’nin yanı sıra, altı parçadan oluşan çıtır yumuşak kabuklu yengeç maki, geleneksel Japon mutfağına modern bir bakış sunuyor.

30 Haziran günü Master Class’ta Sushi Ustalarıyla Özel Bir Gün

Japon mutfağının inceliklerini keşfetmek isteyenler için özel olarak tasarlanan Sushi Master Class, iki oturumda gerçekleşecek ve her biri sadece altı katılımcı ile sınırlı olacak. Katılımcılar, usta şeflerle birlikte usuzukuri, sashimi, nigiri ve maki roll gibi lezzetli çeşitleri hazırlayarak kendi sushi deneyimlerini yaratma fırsatı bulacak.İstanbul’un zarafetini ve Boğaz’ın büyüsünü dünya mutfaklarının rafine yorumlarıyla bir araya getiren bu özel program, Four Seasons Hotel Bosphorus’un gastronomideki iddiasını bir kez daha gözler önüne seriyor.

 

 

 

 

 

Efsanevi Tour de France ruhu ikinci kez Türkiye’de

İstanbul, 12 Ekim Pazar günü L’Étape Türkiye by Tour de France bisiklet yarışına ev sahipliği yapacak. Tour de France’ın yol bisikleti resmi amatör serisi olan ve bu yıl ikinci kez ülkemizde gerçekleştirilecek yarışta bisikletçiler iki kıta arasında uzanan parkurda pedal çevirecek.


Tour de France’ın ikonik yarış atmosferini İstanbul’un eşsiz coğrafyasıyla ikinci kez buluşturacak L’Étape Türkiye by Tour de France, bu yıl Beykoz Spor Ormanı’ndan start alacak. Bisikletçiler Avrupa ve Asya kıtaları arasında uzanan parkurda, tarihi ve doğal güzellikler eşliğinde unutulmaz bir bisiklet deneyimi yaşayacak.

Tour de France’ın Dünya Çapındaki Amatör Formatı L’Étape, Küresel Bisiklet Tutkusunu Buluşturuyor
Dünyanın en prestijli bisiklet yarışı Tour de France, bu yıl 112. kez bisiklet tutkunlarını buluşturmaya devam ediyor. Tour de France’ın uluslararası formatı olan L’Étape, ilk kez 1993 yılında Fransa ile İspanya arasındaki Pireneler’de düzenlendi. Amatör bisikletçilere, profesyonel sporcularla aynı parkurda pedal çevirme fırsatı sunarak büyük ilgi gören organizasyon, kısa sürede küresel bir fenomene dönüştü. Bugün dünyanın dört bir yanında düzenlenen L’Étape yarışları, her yıl elli bini aşkın sporseveri aynı tutkuda buluşturuyor.

ABD’den İrlanda’ya, Danimarka’dan Polonya’ya, Türkiye’den Yunanistan’a dünyanın en güzel 20 şehrinde Tour de France uzmanları tarafından tasarlanan rotalarda düzenlenen organizasyonun İstanbul etabının hazırlıkları devam ederken, basın lansmanı Sepetçiler Kasrı’nda düzenlendi. 

L’Étape Türkiye by Tour de France’ın detayları, İstanbul Vali Yardımcısı Ünal Kılıçarslan, Gençlik ve Spor İstanbul İl Müdürü Muhittin Özbay, Türkiye Bisiklet Federasyonu Asbaşkanı Metin Cengiz, Türkiye Bisiklet Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Kenan Güler, Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle, Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin, SPX CEO’su Barış Andırılı, L’Étape by Tour de France Proje Müdürü Mathieu Clanchin ve 78 Event Genel Müdürü ve L'Etape Türkiye by Tour de France Genel Direktörü Ömer Kafkas ve L’Étape Türkiye by Tour de France 2025 Yarış Direktörü Ensar Efendioğlu’nun katılımıyla Sepetçiler Kasrı’nda düzenlenen basın toplantısıyla paylaşıldı. 

T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Valiliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), Türkiye Bisiklet Federasyonu ve Türkiye Tekstil Sanayii İşverenleri Sendikası’nın destekleriyle, Visa ve Türkiye İş Bankası’nın kredi kartı markası Maximiles Black’in isim sponsorluğunda 78 Event organizasyonu ile düzenlenecek L’Étape Türkiye by Tour de France 2025, dünyanın dört bir yanından bisikletçileri İstanbul’da ağırlayacak. Hem amatör hem de profesyonel sporcular, İstanbul’un manzaraları eşliğinde pedal çevirerek zorlu ama keyifli parkurlarda performanslarını test edebilecek.

Sarı siyah renkleri ile 112 yıldır düzenlenen ve bir dünya markası olan Tour de France’ın amatör serisi L’Etape Türkiye bisiklet yarışına Visa ve Türkiye İş Bankası’nın kredi kartı markası Maximiles Black’in yanı sıra CarrefourSA, SPX, Asperox, Mosso Bisiklet, Shimano gibi güçlü markalar eşlik edecek. Fransa’nın İstanbul Başkonsolosluğu bu önemli organizasyonun paydaşı olurken organizasyonun kupalarına imza atan Mardin, kültürel paydaşı olmaya devam edecek. 
2025 parkuru açıklandı

İstanbul Vali Yardımcısı Ünal Kılıçarslan: 
“Birleşmiş Milletler’e üye 135 ülkeden daha büyük bir nüfusa sahip olan İstanbul, tarih boyunca üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış, eşsiz bir mega kenttir. Böylesine özel bir şehirde ulusal ve uluslararası organizasyonlara ev sahipliği yapmaktan büyük bir onur duyuyoruz. Bu tür etkinliklerin yalnızca ilimizi ve ülkemizi değil, aynı zamanda ilgili spor branşlarını da daha görünür kıldığına inanıyoruz. İstanbul’u bir spor şehri haline getirme hedefimiz doğrultusunda çalışıyoruz. Bu hedef sadece uluslararası yarışmaları düzenlemekle sınırlı değil. En genç yaşlardan itibaren çocuklarımızın yetenekleri doğrultusunda sporla buluşmalarını sağlamak, bizler için büyük bir öncelik. Çünkü başarılı sporcular yetiştirmenin yanı sıra, sağlıklı ve aktif bireyler için sporun yaşamın vazgeçilmez bir parçası olması gerektiğine inanıyoruz. Bu kapsamda başta katılımcılarımız ve sponsorlarımız olmak üzere bizlere destek olan herkese teşekkür ediyorum.”

Gençlik ve Spor İstanbul İl Müdürü Muhittin Özbay:  
“İki kıtayı buluşturan, medeniyetlerin, sevginin ve sporun şehri İstanbul’da, Tour de France’ın L’Étape ayağını ikinci kez ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Biz sadece geleceğin olimpiyat ve dünya şampiyonlarını değil; sporcu doktorları, sporcu mühendisleri, sporcu avukatları da yetiştirmek istiyoruz. Çünkü sporun disiplinini ve ahlakını hayatın her alanına taşımanın önemine inanıyoruz. Bu anlamda Tour de France’ın L’Étape etabının İstanbul’da koşuluyor olması çok kıymetli. Sevgili dostumuz Matthew’un katkılarıyla bu dev organizasyonu ülkemize kazandırmak, gençlerimize ilham verecek bir adım olmuştur. Biz sporu sadece yarıştan ibaret görmüyoruz. Biz sevginin, dostluğun, barışın dili olduğuna inanıyoruz. Sporun birleştirici gücüyle savaşsız, dayanışma içinde bir dünyayı gönüllere yerleştirmek istiyoruz.”

Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Sezgin Lüle: 
“Kuruluşundan bu yana ülkemiz ekonomisine katkıyı temel sorumluluklarından biri olarak gören Bankamız, eğitim, bilim, kültür-sanat, çevre ve spor gibi toplumsal gelişimde önemli rol oynayan alanlarda uzun soluklu projelerde yer almaya her zaman öncelik vermiştir. Sporun farklı branşlarına verdiğimiz destekle hem ulusal ve uluslararası başarıların artacağına hem de daha fazla kişinin sporla ilgilenmesinin, yaşam kalitemizi yükselteceğine inanıyoruz. Bu anlayışla, dünyanın önde gelen bisiklet yarışlarından Tour de France’ın Türkiye etabını, Maximiles Black kart markamız ve iş ortağımız Visa ile ikinci kez desteklemekten mutluluk duyuyoruz. Çevresel sürdürülebilirliği ve sağlıklı yaşamı destekleyen bu özel organizasyonun, bisiklet sporuna ilgiyi artıracağını, daha fazla insanı spora ve hareketli yaşama teşvik edeceğini düşünüyoruz” dedi.

Visa Türkiye Genel Müdürü Samile Mümin:
“Visa olarak, değerli iş ortağımız İş Bankası’nın Maximiles Black markasıyla birlikte L’Étape Türkiye by Tour de France’ın ana sponsorluğunu ikinci kez üstlenmenin gururunu yaşıyoruz. Sporu; ilham veren, toplulukları bir araya getiren ve ekonomiye dinamizm kazandıran güçlü bir ekosistem olarak görüyoruz. Aynı zamanda turizmin, bacasız sanayi olarak yerel ekonomilere sağladığı katkının da farkındayız. L’Étape Türkiye, bu iki alanın kesişiminde yer alarak, turizmden ticarete, yerelden globale uzanan güçlü bir değer zinciri yaratıyor. Visa olarak, geliştirdiğimiz güvenli ödeme teknolojileriyle yıllardır ülkemizdeki milyonlarca kart sahibinin ve turistin Türkiye’de kolay ve güvenli alışveriş yapmasına olanak sağlıyoruz. Bununla birlikte, turizmin yılın 12 ayına yayılan sürdürülebilir bir ekonomik güç haline gelmesi ve uluslararası ziyaretçilerin ülkemize getirdiği fırsatların Türk işletmeleri tarafından değerlendirilmesi için çalışıyoruz. Bu vizyonla örtüşen L’Étape Türkiye’nin bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyuyor, organizasyonda emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür ediyor, tüm sporculara başarılar diliyoruz” dedi.

SPX CEO’su Barış Andırınlı:
“SPX olarak 36 yıldır amacımız, daha fazla insanın sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir şekilde sporla iç içe yaşamasını sağlamak. Bisiklet bizim için yalnızca bir ulaşım aracı değil; özgürlüğün, çevikliğin ve doğayla uyumlu bir yaşam biçiminin simgesi. Faaliyet alanımız içinde bisiklet, sadece bir kategori değil, aynı zamanda markamızın duruşunu yansıtan bir değer haline geldi. L’Étape Türkiye, bu vizyonla birebir örtüşen, amatör tutkuyu profesyonel ruhla birleştiren olağanüstü bir organizasyon. Bu iş birliğini yalnızca sponsorluk olarak değil, spora ve topluma katkı sağlayan bir sorumluluk olarak görüyoruz. Tüm paydaşlara ve emeği geçen herkese teşekkür ediyor, yarışa katılacak tüm sporculara başarılar diliyorum.” dedi.

L’Etape by Tour de France Proje Müdürü Mathieu Clanchin:
“Tour de France ve L’Étape by Tour de France Serisi olarak, Türkiye’de ve İstanbul’da yeniden olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Geçtiğimiz yıl ilk kez L’Étape Türkiye by Tour de France’ı 78 Event’in katkılarıyla dünyanın en güzel L’Étape organizasyonlarından birini hayata geçirmeyi başardık. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün efsanevi geçişi, hepimizin hafızasında kalacak en özel anlardan biri oldu. Şimdi, 12 Ekim 2025’te yeniden Türkiye’ye dönmekten ve bu organizasyonu bir adım daha ileriye taşıyarak tüm amatörler, aileler, çocuklar, bisiklet tutkunları ve Tour de France hayranlarına açık bir bisiklet festivali haline getirmekten dolayı son derece heyecanlıyız. Bu yıl yine iki yarış düzenlenecek: 105 km ve 52.4 km parkurların yanı sıra, çocuklar ve aileler için özel etkinlikler de yer alacak. Tour de France’ın ikonik ruhunu deneyimlemek isteyen tüm bisikletseverleri 11-12 Ekim’de Beykoz Spor Ormanı’na bekliyoruz.” dedi.

78 Event Genel Müdürü ve L'Etape Türkiye by Tour de France Genel Direktörü Ömer Kafkas:
“Bugün burada yalnızca bir spor organizasyonunun değil, aynı zamanda bir vizyonun ve bir yolculuğun lansmanını gerçekleştiriyoruz. L’Étape Türkiye by Tour de France, dünyanın en ikonik bisiklet yarışının ruhunu İstanbul’un kalbine taşıyor. 12 Ekim’de iki kıtayı birbirine bağlayan bu eşsiz parkurda, dünyanın dört bir yanından bisiklet tutkunları bir araya gelecek. Bu organizasyonu yalnızca bir yarış olarak değil, Türkiye’nin spor turizmi hedeflerinin bir parçası, kültürel zenginliklerinin vitrini ve bisiklet kültürünü yaygınlaştıracak stratejik bir adım olarak görüyoruz. Kamu ve özel sektörün, markaların ve medyanın bu vizyon etrafında bir araya gelmesi, sporla büyüyen Türkiye hedefimizin ne kadar güçlü temellere dayandığını ortaya koyuyor. Katkılarınızla, bu etkinlik yalnızca bugünü değil, Türkiye’nin sporla, kültürle ve yaşamla şekillenen geleceğini de etkileyecek.” dedi.

Üç Parkur, Tek Heyecan: L’Étape Türkiye İçin Kayıtlar Sürüyor
Bisiklet tutkunları, unutulmaz bir deneyim sunmaya hazırlanan yarış için 5 Ekim 2025 tarihine kadar kayıt olabiliyor.

Visa ve Maximiles Black isim sponsorluğunda L’Étape Türkiye by Tour de France, bu yıl da hem amatör hem de profesyonel bisikletçiler için farklı zorluk seviyelerine sahip üç ayrı parkur seçeneğiyle gerçekleştirilecek. Katılımcılar, 122 kilometrelik uzun parkurda dayanıklılıklarını test edebilecek, 52 kilometrelik kısa parkurda ise performanslarını sergileyebilecek. 6 kilometrelik aile parkuru ise her yaştan bisiklet severin güvenli ve keyifli bir şekilde etkinliğe katılmasına imkân tanıyacak.

Beykoz Spor Ormanı’nda Bisiklet Festivali 
İstanbul’un tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve iki kıta arasında uzanan eşsiz konumu sayesinde sporcular, yalnızca bir yarışa değil aynı zamanda kültürel bir yolculuğa da çıkacak. Yarışın startı Beykoz Spor Ormanı’ndan verilecek; sporcular, parkurlar boyunca Boğaz manzarası eşliğinde pedal çevirecek.

L’Étape Türkiye by Tour de France, yalnızca bir spor etkinliği olmanın ötesine geçerek; turizm, kültür ve sürdürülebilir ulaşım konularında da farkındalık yaratmayı hedefliyor. Organizasyon kapsamında çeşitli yan etkinlikler, çocuklar ve aileler için eğlenceli aktiviteler ile bisiklet kültürünü yaygınlaştırmaya yönelik özel alanlar da yer alacak.

L’Étape Türkiye by Tour de France 2025 – Parkur Bilgisi
Toplantıda L’Étape Türkiye by Tour de France 2025 Yarış Direktörü Ensar Efendioğlu da yarışın parkur bilgilerini aktardı. 

L’Étape Türkiye by Tour de France, 12 Ekim 2025 tarihinde İstanbul’un Beykoz ilçesinde, doğal güzellikler ve teknik zorluklarla örülü uzun ve kısa olmak üzere 2 parkurda düzenlenecek. 
Uzun Parkur 105 km

L’Étape Türkiye by Tour de France 2025 etkinliğinin uzun parkurunda katılımcılar, Boğaz’dan Karadeniz kıyılarına, orman yollarından tarihi yerleşimlere uzanan 105 kilometrelik zorlu ve panoramik bir rota üzerinde pedal çevirecek. Yarışın başlangıç ve bitiş noktası Beykoz Spor Ormanı olacak. 
Parkur Rotası:
Başlangıç: Beykoz Spor Ormanı (Km 0)
Güzergahlar: Kavacık – Çubuklu – Acarlar – Akbaba – Polonezköy – Bozhane – Kılıçlı – Riva – Çayağzı – Paşamandıra – Çengeldere – Çavuşbaşı – ve tekrar Beykoz Spor Ormanı

Teknik Bilgiler:
Toplam Mesafe: 105 km
Tırmanış Kapıları (Toplam Yükselme: 1.583m)
o 1 adet Kategori 4
o 2 adet Kategori 3,
o 2 adet Kategori 2 zorlukta olmak üzere toplam 5 tırmanış noktası
Sprint Kapısı: 23. Km’de Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinde ve Kavacık bölgesinde
Tırmanış Kapısı: 80.km’de başlıyor, 86.5’de bitiyor. 
Zaman Kapamaları: 25., 50., 75. km’lerde işaretlenmiş kritik noktalar

Parkur Karakteri:
Karadeniz kıyılarına uzanan yüksek manzara ve irtifa farklarıyla zorlu bir etap. Teknik virajlar, uzun tırmanışlar ve stratejik sprint alanlarıyla hem kondisyon hem sürüş becerisi gerektiriyor. Doğa, tarih ve şehir arasında geçişlerle İstanbul’un bisikletle keşfi için özel tasarlanmış bir rota. 
Kısa Parkur 52.4 km
Kısa Parkur, 52.4 kilometrelik bir parkurda gerçekleştirilecek. Yarışın start ve finiş noktası Beykoz Spor Ormanı olacak.

Katılımcılar, Kavacık, Çubuklu, Acarlar, Fatih, Çengeldere ve Çavuşbaşı güzergahlarını kapsayan bu etapta hem Boğaz’a yakın bir coğrafyada sürüş keyfi yaşayacak hem de zorlu yokuşlarla mücadele edecek.

Parkur Teknik Özellikleri:
Başlangıç ve Bitiş: Beykoz Spor Ormanı
Toplam Mesafe: 52.4 kilometre
Resmî Başlangıç (Km 0): Orman içi düz ve virajlı segment
Sprint Noktaları: Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinde 1 adet sprint kapısı 23.km’de 500 m.lik.

Tırmanışlar: 
Kategori 2 Tırmanış – Acarlar çevresinde
Kategori 3 Tırmanış – Orman içi kısa ama teknik çıkış
Parkur Karakteri:
Hem performans odaklı sporcular hem de deneyim odaklı amatör bisikletçiler için uygun. Boğaz'a yakınlığı ve orman içi yollarıyla benzersiz bir görsel deneyim sunuyor. Teknik virajlar, inişler ve orta zorlukta tırmanışlar ile dinamik bir etap. Katılımcılar İstanbul’un kültürel dokusu ile doğal manzaraları arasında pedal çevirecek.


Tour de France Hakkında
Tour de France, dünyanın en prestijli ve en zorlu bisiklet yarışlarından biridir. İlk kez 1903 yılında düzenlenen bu yarış, her yıl Temmuz ayında Fransa’da gerçekleştirilir ve bazen komşu ülkelerden de etaplar içerir. Üç hafta süren Tour de France, genellikle 21 etap boyunca toplamda 3.000 kilometreyi aşkın bir mesafeyi kapsar.

Yarış, düz etaplar, dağ etapları ve zamana karşı etaplar olmak üzere çeşitli zorluk seviyelerinde koşulur. En bilinen özelliklerinden biri, Alpler ve Pireneler gibi zorlu dağlık bölgelerdir. Sarı mayo (Maillot Jaune), yarış sonunda genel klasman liderine verilir ve Tour de France’ın simgesidir.Yarışta farklı kategoriler de bulunur. Yeşil mayo en iyi sprintere, beyaz mayo en iyi genç bisikletçiye, benekli mayo ise en iyi dağcıya verilir. Tour de France, hem bisikletçiler için büyük bir kişisel başarıyı temsil eder hem de dünya çapında milyarlarca izleyiciye ulaşan büyük bir spor organizasyonudur.

L’Étape by Tour de France 
L’Étape by Tour de France, amatör bisikletçilere, profesyonel bisikletçilerin yaşadığı deneyimi sunmak amacıyla düzenlenen bir yol bisikleti yarışı serisidir. Tour de France’ın resmi bir etkinliği olan L’Étape, katılımcılara Tour de France parkurlarının bir bölümünde ya da benzer rotalarda yarışma fırsatı tanır. Bu organizasyon, dünyanın dört bir yanındaki bisikletseverlere, Tour de France’ın zorluklarını ve atmosferini deneyimleme imkanı sunar.

L’Étape, genellikle Fransa’da Tour de France rotasının bir etabında düzenlenirken, zamanla bu etkinlik uluslararası bir hale gelmiş ve dünyanın çeşitli ülkelerinde de organize edilmeye başlanmıştır. Bu yarışlar, tıpkı profesyonel Tour de France etapları gibi zorlu tırmanışlar, uzun mesafeler ve büyük rekabet içerir.

Amatör bisikletçiler için düzenlenmesine rağmen, yarışlar son derece ciddi ve rekabetçidir. Bazı katılımcılar için yarışma, bazıları içinse sadece bu benzersiz deneyimin keyfini çıkarma fırsatıdır. Yarışın uluslararası versiyonları, Fransa dışındaki ülkelerdeki bisikletçilerin de Tour de France ruhunu yaşamasını sağlar.

Özetle, L’Étape by Tour de France, bisiklet tutkunları için bir macera ve meydan okuma olup, aynı zamanda bisiklet sporunun en prestijli etkinliğinin bir parçası olma hissini yaşatır. 1993’ten bugüne dünyanın 19 ülkesinde gerçekleşen organizasyonda Türkiye 20. Ülkedir. Ve Türkiye ikinci kez ev sahipliği yapacaktır.

Denizli Turizmi Yeniden Yola Çıkıyor

Kaleiçi Yayalaştırma ve Altyapı Projesi ile Denizli Turizminde Yeni Bir Dönem Başlıyor.Denizli’nin tarihi ve kültürel kimliğini yansıtan Kaleiçi Meydanı, Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen kapsamlı düzenleme ve yayalaştırma çalışmalarıyla birlikte turizmde yeniden cazibe merkezi haline geliyor. Denturod olarak bu dönüşümü heyecanla karşılıyor ve tam destek veriyoruz.Yol kesimlerinin trafiğe kapatılarak yaya öncelikli hale getirilmesi, bölgenin turizm potansiyelini artırmakta; tarihi dokunun daha fazla hissedilmesini ve ziyaretçilerin güvenli ve konforlu bir şekilde bölgeyi gezmelerini sağlamaktadır. Ayrıca bölgeye kazandırılan modern tuvalet ile yerli ve yabancı ziyaretçilerimiz uzun süredir hissedilen bir altyapı eksikliğinin de giderildiğini memnuniyetle karşılamaktayız.

 


Proje kapsamında; “Peynirciler ve Kasaplar Hali” ile onun hemen altındaki meyve-sebze halinin de nitelikli şekilde yeniden projelendirilerek gastronomi ve kültür turizmine uygun hale getirilmesi hedeflenmektedir. Böylelikle misafirlerimiz yalnızca alışveriş yapmakla kalmayacak; bölgeye kazandırılacak kafelerde dinlenme ve sosyal vakit geçirme imkânı da bulacaktır.Özellikle Ulu Camii yanında bulunan otoparkın bir bölümünün turist otobüs park alanı olarak ayrılması, tur otobüsleriyle gelen kalabalık grupların Kaleiçi’ne rahatlıkla erişimini sağlayacak; misafirler, Denizli alışveriş turizmine büyük destek veren ve yakında Mimarlar Odası tarafından tescillenmesi planlanan Babadağlılar İşhanı’nda alışveriş yapabilecek, Atatürk Etnografya Müzesi’ni ve Kent Müzesi’ni ziyaret edebilecektir.

Yayalaştırma projesi, bölge esnafı ve vatandaşlar tarafından da büyük ölçüde memnuniyetle karşılanmaktadır. İlerleyen dönemde, özellikle Kaleiçi esnafının yerli ve yabancı misafirlere yönelik ürünler sunmaya başlamasıyla birlikte şehrimizin turizmden alacağı payın önemli ölçüde artacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda bölge esnafının turizm bilinciyle hareket edebilmesi için çeşitli eğitimlerin düzenlenmesi gerektiğini de vurguluyoruz.Ayrıca, Kaleiçi bölgesinde yer alan tarihi Gazi İlkokulu, eski valilik ve adliye binasının, şu anda herhangi koruma projesine dahil edilmemiş olması önemli bir eksikliktir. 

 Şehir belleğimizin en önemli yapılarından olan, geçmiş dönemde bahçesinde arkeolojik eserlerin sergilendiği Gazi İlkokulunda,  mevcut ilkokul eğitiminin başka bir ilkokula alınarak, kültür ve turizm bakanlığı tarafından kalıcı bir Arkeoloji Müzesi yapılıncaya kadar Denizli’deki depolarda bekletilen arkeolojik eserlerin geçici olarak sergilenebileceği bir alan olarak değerlendirilmesi, arkeoloji müzesi yapıldıktan sonra yine farklı bir sergi alanı olarak değerlendirilmeye devam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu adım hem bölgenin kültürel çeşitliliğini artıracak hem de Kaleiçi’nin ziyaretçilerine daha zengin bir deneyim sunacaktır, geçmiş Adliye ve Valilik binasının da Denizli sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak korunması, kültürel müze ve sergi alanlarına dönüştürülmesi bölgenin cazibesini çok daha arttırabilecektir.Yayalaştırma, altyapı ve kültürel dönüşüm çalışmalarıyla Kaleiçi, Denizli’nin turizm vitrinlerinden biri olmaya aday hale gelmiştir. Bu vizyoner yaklaşımı sonuna kadar destekliyor, emeği geçen Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne ve tüm paydaşlara teşekkür ediyoruz.

22 Haziran 2025 Pazar

Golf Dondurma’dan sektöre net mesaj 


Bizim Dondurmamız olarak Şeffaflık, Kalite ve Sürdürülebilirlik ÖnceliğimizSıcakların kendini iyice hissettirdiği bu günlerde Golf Dondurma, rengârenk ve lezzet dolu ürünleriyle yaza “merhaba” dedi. Golf Dondurma, Belçika çikolatasıyla fark yaratan Golf Bravo ailesine eklediği Chocolate Extreme, Caramel Biscuit ve Dark Orange ürünlerinin yanı sıra yüzde 81 sütlü Golf Maraşım ve coğrafi işaretli içeriklere sahip Golf Royal Gourmet ürünleriyle kalite ve lezzet iddiasını ortaya koyuyor.

Birbirinden lezzetli dondurmalarıyla en keyifli anlara eşlik eden Golf Dondurma, yıllardır sevilerek tüketilen ürünlerine yenilerini ekleyeme devam ediyor. Bu toprakların markası olarak “Bizim Dondurmamız” olma sorumluluğunu kalite, şeffaflık ve sürdürülebilirlik hassasiyetiyle üstlenerek tüketicisiyle güven ilişkisi kuran Golf Dondurma, her sene ürün ailesine eklediği inovatif ürünleriyle de 20 yılı aşkın süredir sektörün öncülerinden olmaya devam ediyor.

“Lezzetin yanı sıra içerik şeffaflığı ve etik pazarlama anlayışı temel unsurumuz” 

Tüketici beklentilerinin merkezde tutulduğu, lezzetin yanı sıra içerik şeffaflığı ve etik pazarlama anlayışının temel unsur olarak kabul ettiklerini söyleyen Golf Dondurma Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Ezgi Eröz, Türk Gıda Kodeksi’ne uygunluğun da önemli bir başlık olduğunu söyledi. Golf Dondurma’nın “dondurma” ve “sorbe” gibi tanımların yasal kriterlerini titizlikle gözeterek, ambalajlarında ürünlerin yasal sınıflandırmalarını açıkça belirtmenin sorumluluğunu taşıdığını vurgulayan Ezgi Eröz, “Türk Gıda Kodeksi’ne göre bir ürüne “dondurma” denebilmesi için, proteinin sütten gelmesi ve süt kuru maddesinin minimum yüzde 10 olması gibi önemli kriterler varken, “sorbe” olarak tanımlanabilmesi için ürünün en az yüzde 25 oranında meyve içermesi gerekmektedir. Golf Dondurma, bu kriterleri eksiksiz sağlayan ürünlerini, tüketiciyi yanıltmadan ve eksik bilgi vermeden, ambalajlarında şeffaflıkla sunmaya devam ediyor” dedi.  Aynı zamanda gramaj konusunda da hassas bir duruş sergilediklerinin altını çizen Eröz, aynı hacimdeki pek çok ürüne kıyasla daha ağır ürünleriyle, daha az hava – daha çok içerik yaklaşımıyla tüketicisine değer sunduğunu da vurguladı.

Bilginer: Sürdürülebilirlik DNA’mıza kodlu 

Golf Dondurma Fabrikalar Direktörü Levent Bilginer ise Golf Dondurma’nın sürdürülebilir üretim uygulamalarıyla öne çıktığının altını çizdi. Üretim tesislerinde enerji tüketimini yüzde 15, su kullanımını yüzde 10 ve ambalajlardaki plastik miktarını yüzde 16 oranında azalttıklarını söyleyen Bilginer, çevresel sorumluluklarını ön planda tuttuklarını söyledi. Aynı zamanda Bilginer, ambalajlarda yüzde 30 geri dönüştürülmüş plastik kullanımının da Golf’ün çevreye duyarlı yaklaşımının bir göstergesi olduğunu belirtti. Lezzet ve kalite konusundaki iddiaları ürünleriyle gösteren marka, Belçika çikolatası kaplamasıyla öne çıkan Golf Bravo’yu bu yıl Dark Orange, Caramel Biscuit ve Chocolate Extreme gibi yenilikçi tatlarla genişletti.  Golf lezzetinin kanıtları olan ve bu yıl da yıldız olmaya devam edecek Golf Maraşım, yüzde 81 süt içeren dondurması ile dolaplarda yerini alırken; Golf Royal Gourmet ise Silifke çileği, Bodrum mandalinası gibi coğrafi işaretli içerikleriyle premium segmentte fark yaratıyor. “Bizim Dondurmamız” söylemini sadece bir pazarlama mesajı değil, bir üretim ve marka sorumluluğu olarak sahiplenen Golf Dondurma, yaz sezonuna kalite, güven ve şeffaflık odaklı güçlü bir vizyonla merhaba dedi.

 

Türkiye Sevdi, Şimdi Dünya Tadıyor

Şampiyon Kokoreç’in Efsanevi Yolculuğu Dünyaya yayılıyor

İSTANBUL- 1962 yılında Galip Tokgöz ve Necati Tokgöz’ün Beyoğlu Balık Pazarı’nda küçük bir dükkânda başlattığı lezzet serüveni, bugün ulusal zincirlerde ve Avrupa’nın dört bir yanında sofralara ulaşan dev bir başarı öyküsüne dönüştü.



Şampiyon Kokoreç, yalnızca bir sokak lezzeti değil; aynı zamanda kurumsallığın, kalite standartlarının ve yenilikçi gıda üretiminin sembolü hâline geldi.

Kurumsal Güç, Sarsılmaz Güven

Sektörde kısa sürede fenomenleşen birçok marka olsa da Şampiyon Kokoreç, yıllara dayanan tecrübesi ve kurumsal yapısıyla fark yaratıyor. Her gün beklenmedik denetimlere tabi tutulan üretim tesisi, A101, Migros ve Metro gibi perakende devlerinin kalite kontrollerinden de sürekli yüksek puanlar alıyor. Bugüne kadar hiçbir denetimde 95 puanın altına düşülmedi.

%100 Kuzu Kokoreç: Lezzette Taviz Yok

Şampiyon’un en büyük gururu: ürünlerinde dana eti karışımı olmadan, %100 orijinal kuzu kokoreç sunmak. Çiğ ürünler özenle paketlenirken pişmiş ürünler yine tesiste hazırlanıp pastörize ediliyor. Bu sayede +4°C koşulda 6 aya kadar tazeliğini koruyor ve market raflarından evlerin sofrasına hijyenik ve güvenli bir şekilde ulaşabiliyor.

Yerelden Globale: Avrupa’da Da Kokoreç Rüzgârı

AB ülkelerine doğrudan satışın zorluklarını fırsata çeviren firma, Almanya ve Bulgaristan’daki üretim tesisleriyle bu engeli aştı. Böylece kokoreç, Avrupa sofralarına da güvenle taşınıyor. Online satış altyapısının da güçlendirilmesiyle, her kıtaya ulaşan lezzet zinciri hızla büyüyor.

Toplumsal Katkı ve Devlet İşbirliği

Şampiyon Kokoreç’in bir diğer önemli adımı ise pişmiş, ısıtılıp tüketilebilen ürünlerle cezaevlerine ve askeriyeye ürün tedarik etmek oldu. Türkiye genelinde Adalet Bakanlığı'yla yapılan iş birlikleri sayesinde, mahkûmlar da kaliteli ve besleyici öğünlere kavuşuyor.

17 Ürün, 40 Şube ve Büyüyen Bayilik Ağı

Bugün 40 aktif şubeye sahip olan marka, Gökçeada’dan Ankara’ya, Büyükçekmece’den Kırşehir’e kadar yeni şubelerle ağını genişletiyor. Franchising yapısında kalite standartlarına sıkı sıkıya bağlı kalınıyor; yalnızca lezzeti değil, müşteri deneyimini de Şampiyon kalitesinde sunabilecek bayilerle çalışılıyor.

Geleceğin Kokoreç Markası: İnnovasyon ve Vizyon

Pandemi sonrası değişen tüketici alışkanlıklarına hızla adapte olan marka, ürün çeşitliliğini artırıyor, festivallere ve yerel zincir fuarlarına katılarak farkındalık yaratıyor. Soğuk zincir altyapısıyla tüketiciye doğrudan ulaşan Şampiyon Kokoreç, hem sokak lezzetini uygun fiyatla evlere taşıyor hem de aile bütçesine dost ürünler sunuyor.

21 Haziran 2025 Cumartesi

Afrika’nın İncisi Uganda, GlobeMeets ile Türkiye’de Tanıtıldı

Afrika’nın kalbinde konumlanan Uganda, büyüleyici doğal güzellikleri ve stratejik yatırım olanaklarıyla dikkat çekiyor. Ticaret için elverişli zemini, kazancın tamamının yurtdışına aktarılabilmesi gibi avantajlarla birleşince, Uganda yatırımcılar için cazip bir rota hâline geliyor. 

Doğayla iç içe yaşam, adrenalin dolu safariler, zengin bir kültürel miras ve içten bir misafirperverlik... Tüm bu unsurlar tek bir coğrafyada buluşuyor: Uganda. “Afrika’nın İncisi” unvanını sonuna dek hak eden bu eşsiz ülke, şimdi Türkiye’deki gezgin ruhlara ilham veriyor. İstanbul’da düzenlenen Uganda Tanıtım Etkinliği, doğa ve kültür tutkunlarını bir araya getirdi. Katılımcılar, ülkenin nefes kesici milli parklarını, goril safarilerini ve Viktorya Gölü çevresindeki keşif rotalarını yakından tanıma fırsatı buldu.

uganda-globemeets-002.jpg

Uganda Turizm Kurulu yetkilileri, Türkiye'de Afrika'ya olan ilginin hızla arttığını vurgulayarak, Uganda'nın bu yükselen pazarda önemli bir destinasyon hâline geldiğini ifade etti. Türk tur operatörleri ise yeni safari turları ve kültürel keşif programları için heyecanlarını dile getirdi. Afrika’nın kalbine açılan bu kapı, yalnızca bir seyahat değil; aynı zamanda doğayla ve insanla yeniden bağ kurmak isteyenler için bir dönüşüm daveti. Uganda’nın sisli dağlarında gorillerle göz göze gelmek, Nil Nehri’nde rafting yapmak ya da bir köyde çocuklarla şarkı söylemek tüm bunlar, alışılmış tatil anlayışının ötesinde, ilham veren deneyimler sunuyor.

uganda-001.jpg

25 milyonu aşkın nüfusuyla 130 ülkeden daha büyük olan, üç imparatorluğa ev sahipliği yapmış İstanbul; bu kez Doğu Afrika’nın parlayan yıldızı Uganda’yı ağırladı. Hilton Bomonti Hotel’de gerçekleşen bu özel etkinlik, Uganda’nın turizm ve yatırım potansiyelini Türkiye iş dünyasıyla buluşturdu.

uganda.jpg

Uganda’dan Yüksek Düzeyde Diplomatik Ziyaret

Uganda Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı  Jeje Odongo başkanlığındaki resmi heyette:
•    Dışişleri Bakanlığı Daimi Sekreteri Sayın Bagiire Vincent Waiswa
•    Uganda Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Sayın Nusura Tiperu
•    Uluslararası Ekonomik İşler Departmanı Başkanı Sayın Julius Mwijusya
•    Uganda Yatırım Otoritesi (UIA) Yatırım Promosyon Müdür Yardımcısı Sayın Rita N. Mugula
•    Uganda Serbest Bölgeler ve İhracat Promosyon Otoritesi (UFZEPA) Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Emmanuel Mutahunga
•    Uganda Büyükelçiliği Ankara Temsilcisi Sayın Nelson Kasigaire
•    Uganda Turizm Kurulu Pazarlama Müdürü Sayın Francis Nyende
yer aldı.

uganda-globemeets-003.jpg

Heyet, Türkiye’nin önde gelen yatırımcıları, iş insanları ve turizm profesyonelleriyle bir araya gelerek Uganda’nın sunduğu stratejik fırsatları ayrıntılı şekilde paylaştı.

uganda-globemeets-004.jpg

Turizmde Zenginlik: Big Five’tan Gorilla Trekking’e

Etkinlikte Uganda’nın yalnızca Afrika’nın en güvenli ülkelerinden biri değil, aynı zamanda eşsiz doğası ve çeşitlenmiş turizm rotalarıyla öne çıktığı vurgulandı. Katılımcılar:
•    Big Five (aslan, leopar, fil, bufalo, gergedan) safarileri
•    Goril ve şempanze trekking turları
•    Yağmur ormanlarında doğa yürüyüşleri
•    Nehir aktiviteleri
•    Krater gölleri
•    Otantik kültürel köy deneyimleri
gibi benzersiz içerikleri, sunumlar ve görsel materyaller aracılığıyla keşfetme imkânı buldu. Uganda Dışişleri Bakanı Odongo ve Büyükelçi Tiperu, yaptıkları açılış konuşmalarında Türk misafirleri ülkelerinde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyacaklarını belirtti:“Uganda’nın doğal güzellikleri, samimi halkı ve otantik Afrika deneyimi, Türk turistler için yeni bir soluk olacaktır. Daha fazla Türk misafiri ağırlamayı dört gözle bekliyoruz.”

uganda-globemeets-005.jpg

Yatırım Alanlarında Stratejik Açılımlar

Etkinliğin ikinci bölümünde Uganda'nın yatırım vizyonu masaya yatırıldı. Yatırım ofisi yetkilileri, şu sektörlerin potansiyeline dikkat çekti:
•    Konut ve otelcilik
•    Enerji ve madencilik
•    Tarım ve tarıma dayalı sanayi
•    İnşaat ve altyapı (otoyollar, barajlar, lojistik)
•    Kahve, kakao, çay ve meyve suyu işleme tesisleri
•    Serbest bölgeler ve ihracata dayalı üretim
Uganda’nın düşük vergi oranları, yatırımcı dostu politikaları ve Afrika iç pazarına erişim fırsatları, Türk iş insanlarının ilgisini çekti.

uganda-globemeets.jpg

Organizasyonun Mimarı: GlobeMeets

Uluslararası turizm ve ticaret platformu GlobeMeets, bu prestijli etkinliğin ev sahipliğini üstlenerek, Uganda ile Türkiye arasında uzun soluklu ekonomik ve kültürel bağların kurulmasına katkı sağladı.

davut-gunaydin-003.jpg

Sektörün Güçlü Katılımı

TÜRSAB Başkan Yardımcısı  Davut Günaydın’ın da katıldığı etkinlik, sektör temsilcilerinin Uganda ile daha sıkı ilişkiler kurma yönündeki kararlılığını gösterdi. Günaydın’ın sözleri dikkat çekiciydi:“Uganda gibi güvenli, samimi ve turizm potansiyeli yüksek ülkelerle iş birliği yapmak heyecan verici.

uganda-globemeets-006.jpg

Afrika’nın Kalbi Türkiye’ye Bir Adım Daha Yakın

Bu organizasyon, yalnızca bir tanıtım etkinliği olmanın ötesinde; iki ülke arasında artan güven, ekonomik iş birliği ve kültürel anlayışı temsil eden çok boyutlu bir diplomatik başarıya dönüştü. Uganda, eşsiz doğası, içten halkı ve vizyoner yatırım ortamıyla Türk iş dünyasını ve seyahat tutkunlarını kendine davet ediyor.


19 Haziran 2025 Perşembe

İDO’nun Yeni Uygulaması ‘’Danış’’ İle Engelsiz Yolculuk

İDO'nun sunduğu destek ve profesyonel DANIŞ asistanlarının sağladığı görüntülü asistan destek sayesinde görme engelli bireyler, deniz yolculuklarını bağımsız bir şekilde gerçekleştirebilecek. Görme engelli vatandaşlar, İDO’nun tüm terminallerinde ücretsiz olarak sunulan We Walk’un mobil uygulaması DANIŞ’ın yardımı ve yönlendirmeleriyle yolculuklarını güvenli ve konforlu bir şekilde tamamlayabilecek.

Görme engelli vatandaşların sosyal hayata daha aktif bir şekilde katılmalarını teşvik etmek amacıyla harekete geçen İDO, engelleri aşmaya yönelik anlamlı bir hizmet sunmaya başlıyor. Herkes için kapsayıcı ve eşit bir yolculuk deneyimi sağlamayı hedefleyen İDO, We Walk iş birliği ile hayata geçirdiği DANIŞ uygulamasıyla görme engelli bireylerin yalnız seyahat etme endişelerini gidermeye destek oluyor ve onları keyifli bir deniz yolculuğu yapma konusunda cesaretlendiriyor. Bu yenilikçi uygulama sayesinde deniz ulaşımında engeller kalkacak ve görme engelli yolcular, İDO’nun sunduğu DANIŞ’tan rehberlik desteği alarak tek başına konforlu ve güvenli bir yolculuk deneyim yaşayacaklar.

ido-genel-muduru-dr-murat-orhan.jpgHİZMET KAPSAMINDA NELER VAR?
Görme engelli yolcuların İDO’nun tüm iskelelerine kolaylıkla ulaşabilmeleri için adım adım yönlendirme hizmeti sunan İDO’nun We Walk iş birliği ile sunduğu DANIŞ uygulaması, 19 Haziran itibarıyla tüm İDO iskelelerinde kullanıma sunuluyor. Özellikle dış mekanlarda, profesyonel asistanların canlı konum takibi yaparak telefon kamerası aracılığıyla yolculara rehberlik ettiği bu uygulama, birçok kolaylık sağlamakla kalmıyor yolculuğun her aşamasında görme engelli bireyler için yol arkadaşlığı ediyor. Görme engelli yolcular, DANIŞ uygulaması sayesinde iskeleye erişim, iskelede bulunan yeme içme, dinlenme, alışveriş yapma alanlarından başlayarak, bilet satın alma işlemlerinden deniz otobüsleri ve feribotlara erişim için görsel yönlendirme ile ihtiyaç duydukları her konuda eğitimli çağrı merkezi asistanlarından profesyonel desteği ücretsiz alabilecek.

ido-genel-muduru-dr-murat-orhan-001.jpgDANIŞ MOBİL UYGULAMA NASIL ÇALIŞIR?
Özellikle dış mekanlarda profesyonel asistanların canlı konum takibiyle telefon kamerası üzerinden İDO’nun tüm iskelelerine kolayca erişim sağlar. Yolcunun iskeledeki yeme içme ve alışveriş gibi tüm sosyal alanlarda, terminaldeki bilet işlemleri ve tüm kişisel ihtiyaçlarının karşılanmasında veya yolculuk sırasında Deniz Otobüsü, Arabalı Feribot veya yüksek hızlı Feribot içinde istediği yeri bulmasına, gemi içi yeme içme, dinlenme gibi tüm hizmet alanlarından faydalanabilmesine yardımcı olur. Gemi içinde yer alan kafeterya, tuvalet gibi alanlara hızlı ve doğru şekilde ulaşmaları için rehberlik eder. We Walk iş birliği ile sunulan DANIŞ uygulaması, web sitesinden bilet alımından geçerli promosyonlara, kampanyalardan haberdar olup faydalanılmasından iskele için ve dijital ekranlardaki önemli görsel bilgilendirmelere kadar kullanıcıya bilgi aktararak yolculuğun kusursuz bir şekilde geçmesini sağlıyor.

ido-genel-muduru-dr-murat-orhan-002.jpgİNSAN ODAKLI, ÇEVRECİ, ENGELSİZ VE HAYVAN DOSTU 
Yenilikçi çözümlerin uygulanması için rol model olarak bu çalışmaların ulusal ve uluslararası kurumlara da örnek olmasını istediklerini ifade eden İDO Genel Müdürü Dr. Murat Orhan, İDO’nun son iki yılının dönüşümler ve değişimler yılı olduğunu söyledi. Orhan, her kitle için daha erişilebilir, daha kaliteli, çevreci ve sürdürülebilir hizmet sağlamak için birçok yeniliği hayata geçirdiklerini belirtti. 

Orhan, konuşmasına şu şekilde devam etti: ‘’DANIŞ uygulamasıyla görme engelli vatandaşlarımıza daha erişilebilir bir yolculuk imkânı sunmak istedik. Bu uygulamadaki ücretsiz sunduğumuz asistan desteği ile hem güvenle seyahat etmelerini sağlarken, onların tek başına seyahat ve sosyalleşme cesaretini artıracak şekilde konforlu bir yolculuk yapmalarını istiyoruz. 38 yıllık deniz taşımacılığı tecrübemizle, 50 adetlik farklı özelliklere sahip gemilerden oluşan güçlü filomuzla hem yolcu hem araç taşımacılığı yaparken hep daha iyiyi sunmaya özen gösteriyoruz. Yolcularımızı, yüksek denizcilik standartlarında tasarlanmış konforlu gemiler, tüm denetimlerden üstün başarı ile geçmiş emniyetli yolculuk kriterlerine uygun gemi donanımına sahip deniz araçları ile taşıyoruz. 

Marmara Denizi dışında başlattığımız seferlerle artık Ege ve Akdeniz’de de varlık göstermeye başladık. İDO olarak yalnızca ulaşımı değil, aynı zamanda bölgesel entegrasyonu güçlendiren ve deniz yoluyla yeni bir iletişim şekli sunan bir yapı inşa ettik. Eşit hizmet anlayışı çerçevesinde, engelli vatandaşlarımızın seyahat ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli koşulları oluşturarak yenilikçi ve erişilebilir hizmetler sunmaya devam ediyoruz. 

Bunun yanı sıra, çevreye ve denizlere zarar vermeden iskele ve gemilerdeki tüm faaliyetlerimizi sürdürüyoruz ve tasarlıyoruz. Çünkü ‘Deniz varsa, biz varız.’ Bu duyarlılık ve hizmet anlayışıyla çalışmalarımızı her geçen gün daha ileriye taşımaya özen gösteriyoruz. Denizler yalnızca bizim sorumluluğumuzda değil, aynı zamanda tüm insanlığın ve canlıların ortak mirasıdır. Denizler hem evimiz hem de bambaşka bir yaşamlara açılan çok önemli bir kapı. Bu yüzden denizlerimizin temizliği, doğal güzelliği asla kaybolmamalı. 

Sürdürülebilirlik kapsamında bu yıl hayata geçirdiğimiz ve üzerinde çalışmalara başladığımız Yeşil İskele projemiz de bu hedef doğrultusunda ilerliyor. İlgili ekip arkadaşlarımız, projeye yönelik sertifikalandırma süreçlerini titizlikle yürütmeye devam ediyor. Süreç tamamlandığında, bu projeyi tüm işletmelere örnek teşkil etmesi amacıyla duyurmak istiyoruz. Proje tamamlandığında bu konuda adım atan ilk denizcilik şirketi olarak çevreye olan özen ve hassasiyetimize önemli bir vurgu yapmış olacağız. Bununla birlikte, yedi iskelemiz "sıfır atık" yönetmeliğine uygunluk yönünden sertifika almaya hak kazandı.’’İDO’nun cep telefonları aracılığı ile sunduğu DANIŞ Uygulaması, İDO’nun tüm terminal, iskele ve gemilerinde ücretsiz olarak ulaşımda fırsat eşitliği kapsamında görme engelli vatandaşlarımızın kullanıma imkân tanıyacak.