29 Eylül 2013 Pazar

OKUL ÇAĞINDA BESLENME


Beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli miktarlarda alıp vücudunda kullanmasıdır.Bu ögelerin herhangi biri alınmadığında veya gereğinden az veya çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği veya sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur.

Konya Numune Hastanesi Başhekimi İç hastalıkları Uzmanı ve Fizyoloji Doktoru Halit Karaca,Çocuklarda dengeli ve düzenli beslenme çok önceden, daha anne rahminden itibaren başlar. Anne sütünün yetersizliği ve uygun olmayan ek besinler , okul öncesi yaş grubu çocuklarındaki beslenme bozukluğunun  temelini oluşturur.  Ekonomik durumu iyi fakat  bilgisiz ailelerde bebek toplu olsun isteğiyle erken aylarda besleyici değeri yüksek ticari mamalar, ileri yaşlara uzanan obezite ve onunla bağlantılı hastalıkların riskini artırmaktadır.
Karaca Okul çağındaki çocuklarda beslenme yaşamın diğer dönemlerine göre daha da önemlidir. Çünkü bu dönemdeki  çocuklar, sürekli olarak bedensel ve zihinsel gelişme aşamasında olduğu için  bazı vitamin, mineral  ve besin maddelerine daha fazla ihtiyaç duyarlar.

Düzensiz ve yetersiz uyku, evden uzak kalmanın  psikolojik etkisi ve okul ortamında beslenme alışkanlığındaki değişiklikler bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olur.Toplu yaşam alanlarında fazlaca zaman geçiren okul çağındaki çocuklar, bulaşıcı hastalık ajanlarıyla sürekli temas halindedirler. Çocukların grup halinde birarada bulunmaları kazaların, bulaşıcı hastalıkların artması ve hızla yayılmasına neden olur. Bu dönemde çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerinin sağlanması ile, çocukların büyüme ve gelişmelerinin tam olması, vücut dirençlerinin artarak bulaşıcı hastalıklardan korunmaları sağlanabilir.

Karaca Okul öncesi ve okul çağı çocuklarında , demir, B6, B12 vitaminleri ve folik asit alımının yetersizliği ya da biyoyararlılıklarının düşüklüğüne bağlı  anemi dediğimiz kansızlık sık görülmektedir. Anemi , çocuklarda okul başarısını düşüren,dikkati azaltan en önemli etkenlerden biridir.Beslenme sorunları açısından riskli grupların biri de yükseköğrenim gençliğidir. Yapılan araştırmalarda, öğrencilerin yarıya yakının düzenli kahvaltı etmediği gibi öğle ve akşam yemeklerini de yeterli ve dengeli almadığı tesbit edilmiştir.
Öğrencilerdeki beslenme sorununun başlıca nedenleri; bilgisizlik ve ekonomik yetersizliktir. Beslenme açlık duygusunu bastırmak yada canın istediği şeyleri yemek içmek değildir.

İnsanın ileri yaşlarda  yaşam kalitesini düşüren kemik erimesinin (osteoporosiz)  temel nedeni çocukluk ve gençlik yıllarında kalsiyumun temel kaynağı olan süt ve türevlerinin yetersiz alımıdır. Okul çağındaki çocuklarda fiziksel büyüme ve gelişmedeki artışa bağlı olarak D vitamini ve kalsiyum gereksiniminde artış görülmektedir.Bu nedenle  çocukların beslenmesinde süt ve yoğurt tüketimi büyük önem taşımaktadır.

Çocukların sağlıklı gelişimi, büyümeleri, derslerindeki başarı, dikkat ve konsantrasyonlarının artması için asla uzun zaman aç kalmamaları gerekir. Bu nedenle gün içinde mutlaka 2–3 saat aralıklarla günde 6 öğün şeklinde beslenmeleri sağlanmalıdır.Konya Numune Hastanesi Başhekimi İç hastalıkları Uzmanı ve Fizyoloji Doktoru Halit Karaca,Kahvaltı, günü etkileyen en önemli öğündür. Kahvaltı altın bir öğün olarak görülmeli ve kesinlikle atlanmamalıdır. Düzenli kahvaltı yapmamak  veya yetersiz ve dengesiz kahvaltı,  çocukların okul başarısı kadar büyüme ve gelişmelerini de etkilemektedir. Dengeli kahvaltı öğrencilerde dikkat düzeyini de olumlu etkileyerek okullarda yaralanma ve kaza oluşumunu azaltır. Araştırmalara göre dengeli kahvaltı yapan çocuğun başarısının daha fazla olduğu, soru çözme  ve kavrama yeteneğinin arttığı tesbit edilmiştir.
 Eğer beslenme çantası evden hazırlanıyorsa; beslenme çantasına hazır değil, evde yapılmış gıdalar konulmalıdır. Kek, kurabiye, meyve suyu gibi hazır besinler yerine sandviç, ayran, meyve tercih edilmelidir.  Çocuklara işlem görmemiş çiğ kuruyemiş,  üzüm, incir ve kayısı kurusu gibi meyve kurusu tüketimi alışkanlığı kazandırılmalıdır.

Dengeli beslenme için su alımına da özen gösterilmelidir.Ayaküstü beslenme (fast-food) doymuş yağ asitleri yönünden zengin, ancak posa içeriği, A ve C vitaminleri yönünden yetersiz olup, sağlıksız beslenmeye neden olmakta, şişmanlık ve kalp-damar hastalıklarının oluşma riskini arttırmaktadır.Çocuklara kola gibi asitli içecekler, hazır meyve suyu ,cips ve çikolata gibi besinler alınmamalıdır. Bu tür gıdalar sağlığa zararlı tatlandırıcı, renklendirici ve koruyucu madde içerebilir. Şeker oranı yüksek  içecekler normalden fazla insülin salınımına neden olarak  açlık hissi oluşturmakta, bu durum da gereğinden fazla gıda alınımına neden olarak daha çocuk yaşlarda obeziteye yol açmaktadır.

Karaca,Özetle aileler , çocuklarının evden uzak olduğu zamanlarda da neler yiyip içtiklerini de titizlikle araştırmalıdır. Veli toplantılarında öğrencilerin derslerinin sorgulandığı kadar okul kantinlerinde neler satıldığı titizlikle takip edilmelidir. Öğrencilere neler verildiğinden haberdar olunmalı, okul kantinleri sağlığa zararlı yiyecek ve içeceklerden arındırılmalıdır. Okul çağındaki çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, onların daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmelerinin temelini oluşturur.
ZEKİ DURSUN

ÇAĞIN VEBASI; ALZHEİMER!


21 Eylül Dünya Alzheimer Günü. Dünyada 30 milyona yakın Alzheimer hastası bulunuyor. 2050 yılında bu sayının 80 milyon olacağı tahmin ediliyor. Bunamanın nedeni ve çaresi bulunamazsa bu asrın sonunda gelişmiş ülkelerde hiçbir şeyi hatırlayamayan insan sayısı sağlıklı bireylerin sayısını geçmiş olacak. Hiçbir bulaşıcı hastalık insanlık adına bu denli bir tehdit oluşturmuyor. Neden günümüzde geçmişe göre çok daha fazla Alzheimer’a yakalanıyor ve bunuyoruz? Her unutkanlık Alzheimer değildir diyoruz ama neden daha fazla unutur hale geliyoruz? Liv Hospital Nöroloji Uzmanı Türker Şahiner “Küçük fedakarlıklar yaparak Alzheimer’a yakalanmadan yaşayabiliriz. Fiziksel egzersiz yapın, şekerden uzak durun, beyninizi strese girmeden çalıştırın” diyor…

Küçük fedakarlıklar yapın
Genetik olarak Alzheimer açısından şanslı olmayabiliriz ve örneğin APOE4 gen tipini taşıyorsak normal topluma göre yakalanma şansımız 10 kat fazla olabilir. Risk yaratan bunun gibi onlarca gen tanımlanmıştır ancak bu genleri pimi çekilmemiş bombalara benzetebiliriz. Pimi bizler çekiyoruz. Yaşam konforumuz uğruna bunu yapıyoruz. Oysa azıcık fedakarlık ile bu bombaları patlatmadan yani Alzheimer’a yakalanmadan yaşayabiliriz.

Beyin hasarı 40’lı yaşlarda başlıyor
Düşünme yetimize güvenerek övündüğümüz beyin kabuğumuza (korteks) çok acımasızca davranıyoruz. Bir asır öncesine göre, kendi ürettiğimiz teknoloji mahareti ile yüzlerce kat fazla radyasyona maruz kalıyoruz. Keşke radyasyon sadece tek riskimiz olsa! Ofislerde, evlerde geçirdiğimiz uzun hareketsiz saatlere yoğun iletişimin getirdiği stres ve giderek artan hareketsiz yaşam biçimi eklenince Alzheimer’ın temel nedeni olan Amiloid ve TAU proteininin beyindeki miktarını yüzlerce kat artırıyoruz. Tüm bilimsel çalışmalar beyin protein birikiminin başladığı günden en az 20 yıl kadar bir süre geçtikten sonra ilk bulguları fark ettiğimizi gösteriyor. Bir başka deyişle 60 yaşında bunama belirtileri gösteren bir kişide beyin hasarı 40’lı yaşlarda başlamıştır diyebiliriz.

Hareketsiz yaşam ve stres tetikliyor
Beyinde biriken bu proteinlerin diğer bir nedeni de depresyon, günümüzde depresif belirtileri bulunmayan bir insana rastlamak adeta mucize gibi. Yaşamdaki beklentilerin yükselmesi ve acımasız yarış içinde geri kalma korkusu sadece depresyon yaratsa belki de sevinebiliriz. Bir dönem sonra beynin korunma refleksleri ve tıbbi destekle mutluluğu tekrar yakalayabiliriz. Ama bu dönemin geride bıraktığı Amiloid ve TAU birikimini artık temizleme şansı kalmıyor. Depresif ruh hali ile beraber hareketsiz yaşam asrın en önemli sağlık problemlerinden biri olan “metabolik sendromu” birlikte getiriyor. Beyin hücrelerimiz dahil tüm hücrelerimiz insülin hormonuna karşı direnç geliştiriyoruz.

Glukozu hücreye alamıyoruz, ne yesek yağa dönüşerek vücudun yağlanmasına neden oluyor ve malum devam eden damar sertliği problemleri. Bu durum en çok beyin hücre ölümüne neden olan risklerden biri. Bugün Alzheimer’ı metabolik bir problemin sonucu gören çok sayıda bilim adamı var ve daha da ileri giderek Alzheimer hastalığını aslında TİP 3 Diyabet diyenler dahi var. Kısaca kan şekerimiz yüksek kaldıkça şeker hastası olmasak bile Alzheimer riskimiz çok fazla artıyor. Günümüz de uyku problemleri de en sık rastlanan sorunlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Uykusuzluk esnasında beyinde protein birikimini gösteren çok sayıda hayvan deneyi var. Aslında iyi bildiğimiz bir gerçek olan beynin uyku ile dinlendirilemediği zaman çok sayıda hastalığa neden olması bugün bir başka yönüyle risk teşkil ediyor. Kronik uykusuzlukta beyin küçülmesi hızlanıyor.

Şekerden uzak durun
Bilim dünyası beyinde biriken proteinleri Amiloidi ve TAU proteinini temizleyecek teknolojiyi geliştirdi. Bilgi toplumunda yaşayan insan günlük yaşam konforunu sürdürme uğruna beyin sağlığına dikkat etmediği sürece bunları temizlemek işe yaramayacak. Kısacası fiziksel egzersiz yapın, şekerden uzak durun, beyninizi strese girmeden çalıştırın.

İŞTE KEBAP ZİYAFETİ SAİT EFENDİ RESTAURANT ANTEP MUTFAĞININ EFENDİSİ


Alışveriş merkezleri, birçok alanda olduğu gibi yemek kültürümüze de farklı açılımlar kazandırıyor. Özellikle bu mekanlarda hızla yaygınlaşan ‘fast food’ kültürü, tüm dünyanın derin saygıyla kabul ettiği geleneksel-yöresel mutfaklarımıza sahip çıkmamızı daha da önemli bir hale getiriyor.



Sait Efendi Restaurant, BVS Group tarafından, bu yaklaşımdan hareketle geliştirilmiş bir zincir restoran konsepti. Vialand, Cevahir ve Profilo alışveriş merkezlerinde yer alıyor. Türk ve Antep Mutfaklarımızın en seçkin örneklerini, modern işletmecilik, kalite yönetimi (ISO 22000) ve titiz servis anlayışıyla her gün müşterilerine sunuyor.


VAZGEÇİLMEZ LEZZETLERİN EFENDİSİ
Sait Efendi Restaurantları’nda dilerseniz ‘karışık kebap’ tabağıyla kendinize ‘kebap ziyafeti’ de çekebilirsiniz. Ya da garsonunuzdan lezzetine doyamayacağınız bir saç kavurma tabağı da isteyebilirsiniz.


Mutfakta kullanılan tüm malzemeler, özel denetim firmalarının kontrolünde seçiliyor, her yörenin yetiştirdiği usta ellerde tarifsiz lezzetlere dönüştürülüyor. Dürüm Beyti, Patlıcan Kebap, Beğendi Kebap gibi lezzetleri barındıran geniş kebap menüsü, küşleme, içli köfte, gavur dağı salatası gibi yöresel tatları, farklı damak zevklerini buluşturan salata barları, özellikle odun ateşinde pişirilen yaprak döner-iskender kebap önerileri ve geleneksel tatlıları ile yemek kültürümüzün korunması ve gelişmesi için önemli bir misyon üstlenmekten mutluluk duyuyor.

Adres: Cevahir AVM Büyükdere Caddesi No:22/618 Şişli/İstanbul
Telefon: 0212 380 18 28 – 0212 380 18 38
----------------------------
Adres: Profilo AVM Cemal Sahir Caddesi No:303 Mecidiyeköy/İstanbul
Telefon: 0212 343 44 44 – 0212 248 44 44
----------------------------
Adres: Vialand AVM 1.Kat No:34 Bağımsız Bölüm Eyüp/İstanbul
Telefon: 0212 777 49 71 – 0212 777 49 91


Yılın son tatilinin rotası: Hotel MRG


Yaz tatili sezonunun son günlerini yaşadığımız bugünlerde tatile çıkamayanlar için tatilin rotası Hotel MRG’yi gösteriyor. Çanakkale’nin Biga ilçesinde yer alan Hotel MRG, Kaz Dağları’na bir adım mesafedeki yemyeşil bahçesi, tarihsel dokusu ve büyüleyici atmosferiyle huzuru bulacağınız bir tatil olanağı sunuyor. Çanakkale sınırları içinde yer alan ve Kaz Dağları’na bir adım mesafedeki yemyeşil bahçesi, tarihsel dokusu ve büyüleyici atmosferiyle Hotel MRG, sizi yılın son yaz tatilini yapmaya davet ediyor.


Üç kuşağın bir arada büyüdüğü, renove edilmiş bu tarihi ahşap konak, içindeki tüm eşyalarla beraber, konuklarını tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Toplantı ve eğitim merkezi olarak da kullanılabilen Hotel MRG, konuklarının ortamın bir parçası olabilmelerini sağlıyor. Üç ana bloktan oluşan MRG’nin içinde Akdeniz mutfağı ağırlıklı bir menü sunan Refet Restaurant, lezzeti damağınızda kalacak tatlar sunuyor. Konağın yanındaki R binanın altında hizmet veren Gönenç Bar ise, müzikleri ve dekoruyla konuklarına unutulmaz anlar yaşatıyor. Ayrıca, otelin avlusunun içerisinde, Kaz Dağları’nın havasını soluma imkanı veren yemyeşil bir bahçe de bulunuyor.


Kahvaltı adresinin olmazsa olmazlarından olan Hotel MRG, kahvaltı menüsüne kendi bahçelerinin gülleriyle yapılan gül reçelini eklemekle kalmayarak, özel yapım olan keçi peynirlerini de misafirlerine sunuyor. Siz de hayır diyemeyeceğiniz bu ayrıcalıklı dünyayla tanışmak ve doğayla iç içe olmak istiyorsanız, ilk tercihiniz Hotel MRG olacak.

Yılın son yaz tatili için doğru tercih: Hotel MRG
Çanakkale’nin, İstanbul-Bursa-Çanakkale turizm ekseninde yer alan, doğal ve tarihi güzellikleriyle bilinen ilçesi Biga’da yer alan Hotel MRG, şehrin gürültüsünden ve kargaşasından uzakta, denize yakın, huzurlu vakit geçirme olanağı sunuyor. İstanbul, Trakya ve Bursa’ya 3 saat, İzmir’e 4 saat uzaklığıyla her türlü yöresel, ulusal ve uluslararası toplantı, seminer ve konferans için uygun bir konaklama yeri olan MRG,  tarihsel dokusu ve sonbaharın büyüleyici atmosferiyle size tam anlamıyla nefes aldırıyor.

AVRUPA’NIN EĞLENCE DEVİ MERLIN ARTIK TÜRKİYE’DE





AVRUPA’NIN EN BÜYÜK EĞLENCE FİRMASI MERLIN ENTERTAINMENTS
TÜRKİYE PAZARINA TÜRKİYE’NİN İLK DEV AKVARYUMU TURKUAZOO’YU SATIN ALARAK GİRDİ

Avrupa’nın en büyük eğlence firması Merlin Entertainments (Merlin) 2009 yılında Bayrampaşa’daki Forum İstanbul AVM’de faaliyete geçen Türkiye’nin ilk dev akvaryumu Turkuazoo’yu Hollanda merkezli Global Aquariums firmasından satın aldı. Madame Tussauds balmumu müzesi, Legoland, London Eye, Dungeons ve tüm dünyada 45 farklı akvaryumu bulanan ve yılda 14 milyon rekor ziyaretçi sayısı ile dünyanın en büyük akvaryum markası Sea Life’ın da sahibi olan Merlin, Turkuazoo’yu da satın alarak Türkiye pazarına hızlı bir giriş yaptı.

Merlin’in Avrupa’nın en canlı ve kalabalık şehri İstanbul’daki ilk yatırımı olan Turkuazoo Akvaryum aynı zamanda Merlin’in İstanbul’u yakından tanıyarak bünyesinde bulundurduğu diğer markalarıyla yapacağı yatırımları değerlendirmesi için önemli bir katalizör görevini görüyor. Merlin, Turkuazoo’nun doğru lokasyonda ve iyi bir büyüme grafiğine sahip kaliteli bir eğlence merkezi olduğunu belirterek Turkuazoo’ya yeni yatırımlar yaparak iş hacminin geliştirilmesi, her yaştan ziyaretçiye ulaşarak dünya çapında bir akvaryum olduğunu bir kez daha gözler önüne sermeyi hedefliyor. Merlin Türkiye pazarında başta Turkuazoo ile birlikte olmak üzere küresel stratejisinin kalbi olan “bilgilendirme” ve “eğlenceli öğrenme (fun learning)” konularına yoğunlaşmayı planlıyor.

Global Aquariums CEO’su Mark Taylor Türkiye’de ve dünyada çeşitli başarılara imza atmış Turkuazoo Akvaryum’un dünya devi Merlin’e satışını değerlendirdi. Taylor “2009 yılında Turkuazoo’nun açılışından bu güne kadar kat ettiğimiz yolda ulaştığımız üstün başarılardan gurur duyuyoruz. Sektöründe dünya devi olan Merlin’in Turkuazoo’yu satın almasının İstanbul’un eğlence sektöründeki gelişimi için önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Merlin, Turkuazoo’nun sürmekte olan gelişimi ve başarılarına kendi tecrübelerini de aktaracak. Global Aquariums dünyada yeni projelerle  çalışmalarına devam edecek.”

Merlin Entertainments direktörü Glenn Earlam Turkuazoo Akvaryum’u Merlin bünyesine dahil etmekten çok mutlu olduklarını belirterek “İstanbul hızla büyüyen turistik bir şehir ve önemli bir yerel pazar. Merlin olarak amacımız böylesine önemli bir şehirde Turkuazoo Akvaryum’un kusursuz Türk yönetim ekibiyle Merlin’in sihirini harmanlayarak Turkuazoo’nun dünya çapında bir akvaryum ve İstanbul’un mutlaka görülmesi gereken bir turistik destinasyonu olduğunu vurgulamak.” dedi.

REZERVASYON DEFTERİ İLE REZERVASYON ALMA RAHATLIĞI



Rezervasyon Defteri; restoran ve mekânların, otellerin ve rezervasyon ile çalışan tüm işletmelerin en sağlıklı şekilde rezervasyonlarını kayıt altına almalarının ve takibini yapmalarının rahatlığını yaşatıyor.Her sayfada bir gün, özel günler ve Cumartesi, Pazar günleri için 2’şer sayfalı özel rezervasyon tasarımlı, iki renkli kurdele ayraçlı Rezervasyon Defteri, rezervasyon alma ve takip etme işini bir konfora dönüştürüyor.

Zamansız bir defter olma özelliği ile zaman yönetiminin kullanıcısı tarafından belirlendiği bu özel deftere istenen tarihte başlanıp yine bir sene boyunca aralıksız kullanabiliyor ya da sezon aralarında kullanılmadığında tarih kaybı olmuyor.

Yalın çizgileri, uygun sayfa düzeni ile sağlıklı rezervasyon kayıt ve takip olanağı sağlayan tasarıma sahip Rezervasyon Defteri; klasik, siyah ve kırmızı renkli özel cilt bezli ve altın yaldız baskılı şık kapağı ile de dikkat çekiyor.

17x33 cm boyutlarında, 508 sayfa, 1. hamur kağıda 2 renk baskılı, özel ayraç-kalemlik bölümlü olan Rezervasyon Defteri,  kırtasiyeciler ve seçkin kitapçılarda satışa sunuldu.
Detaylı bilgi için : www.kackisilik.com
Ürün perakende satış fiyatı: 45,00 TL

Yeni Nesil Meyhane Keyfine Bekleriz!



Avlu Meyhane’de, Haftanın altı günü canlı müzik ve nefis lezzetler
Son zamanlarda popülerliği artan ‘modern meyhane’ ekolünün en eğlenceli ve şık temsilcisi Avlu Meyhane, yeniden dekore edilerek "Sarı Siyah Avlu Meyhane" adıyla lezzeti ve eğlenceyi doruklara çıkarıyor. Eski tarz meyhane ruhu, yepyeni bir konseptte ve modern bir atmosferde yeniden canlanıyor. Doyumsuz lezzetler ve canlı müzik keyfi ile misafirlerini ağırlayan Avlu Meyhane, yeniden dekore edilerek konuklarını ağırlamaya başladı. Türk meyhane kültürünü, zengin Türk müziği ile birleştirerek fasıl geceleri düzenleyen Avlu’nun solisti, aynı zamanda mekânın işletmeciliğini yürüten Atacan Yücel… Türk musikisinin dillerden düşmeyen şarkılarından oluşturulmuş zevkli bir repertuar ile misafirlere unutulmaz geceler yaşatan Atacan Yücel, kulakların pasını silen yorumuyla birlikte nefis mezelere ve enfes yemeklere imza atıyor.

Çırağan Palace Hotel Kempinski İstanbul, BW Plus The President Hotel, The Plaza Hotel’in aralarında bulunduğu otellerde ve Türkiyenin en büyük sosyal derneği olan Büyük Külüp Derneği’nde uzun yıllar yöneticilik deneyimi bulunan Atacan Yücel, tüm lezzetleri özgün bir tarzda ve şık sunumlar eşliğinde, Türk mutfağı esintileri ile sentezleyerek konuklarına tam bir lezzet şöleni yaşatıyor. Şık bir konseptte özel lezzetler ve muhteşem müzikler eşliğinde, işinin ehli servis personeli ile Avlu Meyhane gerçek meyhane kültürünü yaşamak isteyenlere başarılı bir alternatif… Avlu Meyhane, ERC gurubunun bir işletmesidir.

Haftanın altı günü canlı müzik ve nefis lezzetler
Beyoğlu’nun can alıcı noktasındaki Avlu Meyhane’de özenle hazırlanan soğuk mezeleri birbirinden lezzetli ara sıcaklar takip ediyor. Şef Aykut Usta’nın maharetli elleriyle hazırladığı ana yemeklerle devam eden lezzet şöleni, enfes tatlılarla son buluyor. Hafta sonlarında sadece set mönülerle hizmet veren Avlu Meyhane’de hafta içinde alakart mönüden seçim yapabiliyorsunuz.

Rezervasyon ve bilgi için;
Avlu Meyhane: 0 212 244 97 25 veya 0 536 509 17 01
Yeniçarşı Cad. No: 32 Beyoğlu – İstanbul



34. İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması başlıyor


Türkiye’nin en eski kısa film etkinliği olan İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması’na katılımlar başlıyor. Son başvuru tarihi 31 Aralık 2013 olan yarışmaya tüm sinemaseverler kısa filmleriyle başvurabilir.İFSAK – İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği tarafından düzenlenen ve Türkiye’nin en eski kısa film etkinliği olan “İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması”na başvurular başlıyor. Sinemaseverler, sayı ve konu sınırlaması olmadan kısa filmleri ile 31 Aralık 2013 tarihine kadar yarışmanın Kurmaca, Deneysel veya Belgesel kategorilerine katılabilir.

İlki 1978 yılında düzenlenen “İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması” başladığı günden bu yana ulusal düzeyde düzenlenmekte ve ülkemizdeki birçok kısa film etkinliğine örnek teşkil etmektedir.

Etkinlik, çoğu dünya çapında önemli eserler vermiş değerli sinemacıların ilk eserlerine gösterim olanağı sunmakla birlikte, o yıllardan bugüne arşivlenen filmler sayesinde ülkemizin en kapsamlı kısa film arşivinin oluşmasına da katkı sağlamaktadır.

İFSAK gelecek dönemlerde de, aynı düşüncelerle ülkemizdeki sinema eseri sahiplerinin üretimlerini artırmak, bir sanat olarak sinemacılığın gelişmesine ve yaygınlaşmasına katkıda bulunmak, yeni fikirlere öncü olabilmek amacıyla her yıl “İFSAK Ulusal Kısa Film Yarışması”nı düzenleme kararlılık ve inancıyla çalışmalarını sürdürecektir.

Tek seçici Erden Kıral
Bu yıl ön elemeyi geçen filmler arasından ödüle layık bulunanlar, Türk Sineması’nın önde gelen yönetmenleri arasında yer alan Erden Kıral tarafından seçilecek. 35 yıldan beri Türk sinemasına eserler kazandırmaya devam eden Erden Kıral, “Bereketli Topraklar Üzerinde”, “Hakkari’de Bir Mevsim”, “Mavi Sürgün” ve “Yük” gibi ulusal ve uluslararası yarışmalarda ödül kazanmış filmlere imza attı.

Kurmaca, Deneysel ve Belgesel kategorilerinde birinci gelen filmlerin yönetmenleri 500 TL değerindeki İFSAK Seminerleri ile ödüllendirilecektir. Yarışmanın başvuru detaylarını öğrenmek ve başvuru formunu edinmek için www.ifsak.org.tr/tr/kisa-film-yarismalari adresini ziyaret edebilirsiniz.

İFSAK (İstanbul Fotoğraf ve Sinema Amatörleri Derneği)
Ülkemizde fotoğraf ve sinema sanatının öğrenilmesini, yaygınlaşmasını ve gelişmesini sağlamak; fotoğraf ve sinema alanında çalışanlar arasında yakınlaşma ve dayanışma oluşturmak, kişiliklerin ve becerilerin geliştirilebileceği kültür ve sanat ortamını hazırlamak; Türk kültür ve sanatını yurt dışında tanıtmaya çalışmak; diğer ülkelerdeki kültür ve sanat çalışmalarının yurt içinde tanınmasını, izlenmesini sağlamak; toplumsal konularda duyarlı davranarak fotoğraf ve sinema projeleri yapmak temel amaçlarını taşıyan ve kâr amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur.

İFSAK kurulduğu günden beri Türkiye’de fotoğraf ve sinemanın yaygınlaşması, fotoğraf ve sinema üretiminin artması, yeni fotoğraf ve sinema sanatçılarının yetişmesi, fotoğraf ve sinemanın gereken saygınlığı kazanması için çaba göstermektedir. Fotoğraf ve sinema sanatına ilgi duyan, belirli bir temeli olmayan ya da bilgisini ilerletmek isteyenler için verdiği seminerler ve atölye çalışmaları en önemli eğitim amaçlı etkinlikleri arasında yer almaktadır. Bu seminerlerde, konularında uzmanlaşmış eğitmenler tarafından yılda yaklaşık 700 kişi ders almaktadır. İFSAK sergi salonu yerli ve yabancı fotoğraf sanatçılarının sergilerine ev sahipliği yapmakta, her ay düzenli olarak fotoğraf ve sinema amatörlerinin yanı sıra, kültür - sanat dünyasından tanınmış isimlerin katıldığı söyleşiler, seminerler, fotoğraf gösterileri, fotoğraf yarışmaları düzenlemektedir.

www.ifsak.org.tr


Mövenpick Hotels & Resorts’dan 40. yılına özel lezzet festivali...



Mövenpick Hotels & Resorts hayata mükemmel lezzetler katmanın 40. yılını kutluyor.Yaklaşık 23 ülkede 78 oteli bulunan, ilk oteli 1973 yılında Zürih'te misafirleriyle buluşan İsviçre kökenli otel grubu Mövenpick Hotels & Resorts, 40. yıl dönümünü kutlamak üzere özel bir menü hazırladı.

Avrupa'daki tüm Mövenpick otellerinin yanı sıra 1-13 Ekim 2013 tarihleri arasında Mövenpick Hotel Istanbul, Mövenpick Hotel Izmir ve Mövenpick Hotel Ankara’da gerçekleştirilecek lezzet festivalinde konuklar, 40 yıl öncesine ait en popüler ve klasik lezzetleri cazip fiyatlarla tatma imkanı bulacaklar.

Mövenpick Hotels & Resorts'un seçkin mutfak tarihinin en beğenilen örneklerinin sunulduğu 40. yıl menüsündeki favoriler arasında Maori usulü tavuk, Florida salatası, "Danieli" karides, füme somon ve biftek tartar, mantar soslu dilimlenmiş dana, "Riz Casimir" ve elmalı turta gibi unutulmaz tatlar yer alıyor.

Mövenpick'in 40 yıllık gastronomi tecrübesinden derlenen, geçmişin en popüler lezzetlerini denemek için 0212 319 29 29'dan Mövenpick Hotel Istanbul'u, 0232 488 14 14'den Mövenpick Hotel Izmir'i ve 0312 258 58 58'den Mövenpick Hotel Ankara'yı arayabilirsiniz. www.moevenpick-hotels.com

ETIHAD HAVAYOLLARI’NDAN UZAK DOĞU VE AVUSTRALYA’YA ERKEN REZERVASYON FIRSATLARI


Etihad Havayolları konukları erken rezervasyonla Kasım ve Aralık aylarında Uzak Doğu ve Avustralya’ya gidiş dönüş 383 Euro’dan başlayan fiyatlarla seyahat edebiliyor.Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ulusal havayolu şirketi Etihad Havayolları, erken rezervasyonla Kasım ve Aralık aylarında Uzak Doğu ve Avustralya’nın popüler şehirlerine çok özel fiyatlarla uçma fırsatı sunuyor. Kampanya kapsamında biletlerini 5 Ekim 2013 tarihine kadar alan Etihad Havayolları konukları,  1 Kasım – 15 Aralık 2013 tarihleri arasında İstanbul’dan Abu Dabi aktarlmalı olarak Johannesburg ve Seul’e 383, Manlia’ya 410, Cakarta’ya 425, Narita 510, Sydney ve Brisbane’e 560 ve Melbourne’e 590 Euro’dan başlayan fiyatlarla uçacak.

Etihad Havayolları uçuşları için rezervasyon ve satış işlemleri tüm seyahat acentalarından,  www.etihad.com adresindeki web sitesi üzerinden ya da şirketin İstanbul ofisi (0212 326 86 26 - isttkt@etihad.ae) aracılığıyla yapılabiliyor. Öte yandan Etihad Havayolları konukları için BAE vizesi almayı kolaylaştıran TT Services’e 0216 349 55 90 – 0216 444 00 84 numaralı telefonlardan ve ttsuaevisas.com adresinden ulaşılabiliyor.

Getty Araştırma Enstitüsü’nün projeleri




İstanbul Modern’de “Müzeler Konuşuyor: Konuğumuz Amerika” dizisi sürüyor
İstanbul Modern’in ABD’den önemli müze profesyonellerini İstanbul izleyicisiyle düzenli olarak buluşturduğu Müzeler Konuşuyor: Konuğumuz Amerika dizisi devam ediyor. Çağdaş müzeciliğin ve geniş anlamda müze deneyiminin ayrıntılı biçimde ele alındığı bir iletişim platformu olan Müzeler Konuşuyor: Konuğumuz Amerika’da ABD’nin önde gelen müzelerinin direktör, küratör ve departman yöneticileri bilgi ve deneyimlerini paylaşıyor.

Müzeler Konuşuyor: Konuğumuz Amerika kapsamında bu ay, Getty Araştırma Enstitüsü Direktörü Prof. Thomas W. Gaehtgens 2 Ekim Çarşamba günü saat 19.00’da “Getty Araştırma Enstitüsü’nün Araştırma Projeleri ve Kaynaklarına Küresel Bağlılığı” başlıklı bir konuşma yapacak. Thomas W. Gaehtgens konuşmasında; enstitünün koleksiyonları, koruma projeleri, akademik girişimleri, sergileri ve yayınlarının küresel yönelimini ve aralarındaki bağlantıları, 20. yüzyılın en etkili küratörlerinden Harald Szeemann’ın koleksiyonunun yakın zamandaki alınışı üzerinden anlatacak.

Sanat tarihi araştırmaları ve bilim alanında küresel bir yaklaşıma kendini adamış olan Getty Araştırma Enstitüsü; bu misyonu yansıtan tüm departmanları, programları ve girişimleriyle sanat tarihindeki “küresel dönüş”ü desteklemek ve geliştirmek için işbirliği içinde çalışmaktadır. Getty Araştırma Enstitüsü’nün satın alma politikaları, Batılı ve Batı dışı sanat gelenekleri arasında bağlantılar kurmayı hedefl erken; bu koleksiyonlar da karşılığında, tüm dünyadan sanat tarihçilerinin konuk araştırmacı olarak çalışmalarını yürüttükleri akademisyen programı gibi girişimleri desteklemektedir. Bu akademik etkinlikler; sergiler, yayınlar ve diğer araştırma projelerine dönüşerek, yerelleşmiş kaynakları daha geniş kitlelere açmaktadır.

QATAR AIRWAYS, ÇİN’ DEKİ ALTINCI NOKTASINA UÇUŞLARA BAŞLIYOR



Qatar Airways, Çin’deki altıncı noktası olan Chengdu’ya programlı uçuşların başlaması ile Çin’deki operasyonlarını arttırıyor.Qatar Devletinin başkenti Doha’daki merkezinden aktarmasız gerçekleşen QR884 sayılı uçuş Chengdu Shuangliu Uluslararası Hava Limanına vardığında, tüm yolcular ve çalışan ekip hava limanı görevlileri tarafından sıcak bir selamlama ile karşılandı.  Qatar Airways’ in Çin’deki diğer beş varış noktasının (Pekin, Şangay, Guangzhou, Hong Kong ve Chongqing) arasına katılan Chengdu varış noktasına haftada üç defa uçuşlar yapılarak, Çin’e yapılan haftalık uçuşların sayısı 41’ e ulaştı.

Qatar Airways’in Chengdu’da büyük bir potansiyel gördüğünü belirten Qatar Airways CEO’su Akbar Al Baker “Bu yeni varış noktası Batı Çin’deki ekonomik gelişme dalgasında önemli bir rol oynayacak. Dünya genelinde “Fortune 500” şirketlerinin neredeyse yarısının bu kentte ofis açması bir tesadüf değil. Chengdu, Çin’in en hızlı büyüyen havacılık merkezi olmayı amaçlıyor.” dedi.

Qatar Airways’ in Çin’deki yeni varış noktasını duyurmaktan dolayı mutluluk duyduğunu belirten Akbar Al Baker sözlerini şöyle sürdürdü: “Chengdu uçuşlarının başlaması ülkenin bir sonraki önemli ekonomi ve ulaşım merkezi olacak bu kentteki canlılık ve gelişme taahhüdümüzü gösteriyor.  2011 yılında, Batı Çin ile Orta Doğu arasındaki aktarmasız ilk rota olan Chongqing’in açılışını mutlulukla duyurduğumuzu hatırlıyoruz. Büyümekte olan bu bölgeye yeni bir katkıda bulunma fırsatını elde ettiğimiz için son derece gururluyuz.”

Chengdu, Qatar Airways’ in küresel ağındaki 130.uncu varış noktası oldu. Bu kente yapılan uçuşların başlaması ile hava yolu şirketinin Asya uçuşlarının oranı %15’in üzerine çıktı.

Chengdu rotasında faaliyet gösteren Airbus A330 modeli uçaklarda 248 koltuk Ekonomi sınıfı ve 36 koltuk Business Class olmak üzere iki yolcu sınıfı bulunuyor. Uçaklarda ayrıca koltukların arkalarında bulunan TV ekranları ile her iki sınıfta seyahat eden tüm yolculara yeni nesil interaktif eğlence sistemi ile 900’den fazla ses ve video dosyası seçeneği sunuluyor.


Chengdu – Doha arasındaki uçuş programı şu şekildedir:

DOHA – CHENGDU: Haftada 3 uçuş, 3 Eylül 2013’den itibaren
Salı, Perşembe ve Cumartesi
QR884   Kalkış: Doha Saat: 02:00                   Varış: Chengdu Saat: 14:30
                                                                                               
CHENGDU– DOHA: Haftada 3 uçuş, 3 Eylül 2013’den itibaren
Çarşamba, Cuma ve Pazar
QR885   Kalkış: Chengdu Saat: 01:00               Varış: Doha Saat: 03:50

İzmir – Salalah uçuşu başladı


Geçen Kasım ayında İzmir’i aktarma merkezi yapan SunExpress,  İzmir’i HUB yapma konusunda önemli bir adım daha atarak, Alman tur operatörü FTI ile beraber gerçekleştirdiği İzmir-Salalah ilk uçuşunu hafta sonu gerçekleştirdi. Türk Havayolları ile Lufthansa’nın ortak Kuruluşu SunExpress kendi uçuş ağı içerisinde doğudaki en uzak noktaya Umman’ın turistik bölgesi olan Salalah’a uçuş başlattı. Alman tur operatörü FTI ile beraber gerçekleştirdiği Salalah uçuşuyla, geçen Kasım ayında aktarma merkezi yaptığı İzmir’i bir adım daha öne taşıdı.

Almanya’nın beş kentinden, Zurih ve Viyana’dan tarifeli olarak getireceği yolcuları her Cumartesi İzmir’den Salalah’a taşıyacak olan SunExpress, önümüzdeki yaz uçuş sayısını haftada ikiye çıkaracak. Salalah SunExpress’in doğudaki en uzak uçuş noktası olacak. İzmir’i yurt içinde ve yurt dışında en fazla noktaya bağlayan SunExpress, 2006’da iki uçakla ve toplam 118 çalışan ile İzmir operasyonuna başladı. 2012 Kasım ayında İzmir’i aktarma merkezi yapan SunExpress bu yıl İzmir’de operasyonuna toplam 429 çalışan ve dokuz uçak ile devam ediyor. SunExpress, İzmir’i bu kış sezonunda tarifeli olarak, yurt dışında 16 yurt içinde ise 14 noktaya bağlıyor. Geçtiğimiz Kasım ayında İzmir’i aktarma merkezi yapan SunExpress, İzmir’i güçlendirmek için hem tarifeli seferlerini hem de charter uçuşlarının sayısını her geçen sezon daha fazla artırıyor.

TÜM DÜNYADA HAYVAN DOSTU OTEL



HAYVAN DOSTU OTEL ALOFT BURSA KÜÇÜK DOSTLARINI BEKLİYOR 
Bursa’nın sıra dışı oteli Aloft Bursa, tüm dünyadaki Aloft Otelleri gibi hayvan dostu otel… Dünya seyahat kültüründe yeni bir akım yaratan Aloft, Bursa’nın kalbi Nilüfer'de sıra dışı ve renkli tasarımıyla Aloft Bursa olarak hizmet veriyor ve alışılmışın dışında uygulamalarla adından söz ettiriyor. Aloft Bursa’nın oyun istasyonları, loft tarzı odaları, 7/24 self servis açık marketinin yanı sıra aynı zamanda hayvan dostu bir otel.

Tüm dünyadaki Aloft Otelleri gibi Aloft Bursa da bir hayvansever. Otelin evcil hayvan politikası, konukların evcil hayvanlarını da ailenin bir üyesi olarak kabul ediyor. Bu anlayışla da Aloft Otelleri’nde köpeğinizle birlikte konaklamanız hiç problem değil. Köpeğinizin konaklaması ve genel temizlik kuralları ile ilgili ekstra bir ücretlendirme de söz konusu değil!

Aloft Otelleri’nin evcil hayvanlara sunduğu pek çok imkan var. Evcil hayvan dostu ARF programı kapsamında misafirlerin konaklama süresi boyunca özel köpek yatağı, yemek kasesi, atıştırmalıklar, oyuncak ve eşyalar için köpek çantası verilmektedir.  Rezervasyon  için 0224 300 30 30 numaralaı telefonu arayabilirsiniz.

KALBİNİZ SAĞLIK İÇİN ATSIN




KALBE İYİ BAKMANIN YOLU DENGELİ BESLENME VE HAREKETTEN GEÇİYOR
Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu sağlıklı gıdalar tüketilmesinin ve haftada beş gün açık havada yapılan 40-45 dakikalık yürüyüşün önemine dikkat çekiyor ve ekliyor: “Düzenli yürüyüş hem tansiyon hem de kolesterolün kontrol altına alınmasını sağlıyor.  Aynı zamanda vücudun kondisyonunu arttırıyor ve bu aktiviteyi sevdiğiniz bir kişiyle yaptığınız için endorfin hormonu olan mutluluk hormonu salgılanmasını tetikleyerek stres kontrolü de sağlıyor” diyor.
Liv Hospital Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Alp Burak Çatakoğlu kalp sağlığını korumak için ipuçları veriyor:

Yürüyüş öncesi ve sonrasında hafif gıdalar tüketilmesi önemli.
Sık sık kilo alıp vermek kalp sağlığına zarar veriyor. Kendinizi iyi hissettiğiniz belli bir kiloyu korumayı çalışmak önemli.
Kalbe en iyi gelen sporlar yürüyüş ve yüzme. Özellikle kalp hastalarına koşu, tenis ve mücadele gerektiren futbol, basketbol gibi sporlar önerilmiyor.
Gün içinde 2 litre su tüketmeyi unutmayın.
Özellikle kadın, çocuk ve yaşlıların D vitamini ve kemik gelişimi açısından günde 15-20 dakika güneşe çıkması önemli. UV ışınlarının en aza indiği sabah ve ikindi vaktinde 15-20 dakika güneşten faydalanmak kalbe de iyi geliyor.
Akdeniz tipi beslenme kalp sağlığı için önemlidir.
Haftada bir gün kuru fasulye, nohut, barbunya, börülce, bakla gibi bir çeşit bakliyat yemeyi alışkanlık haline getirin.
Araştırmalar özellikle günde bir fincan Türk kahvesinin içindeki antioksidanlar sebebiyle kalp sağlığına iyi geldiğini işaret ediyor.
Kırmızı et tüketiminde azı karar çoğu zarar sloganıyla hak ete edin. Ayda bir kilo yağsız kırmızı et ile sınırlayın.
Bol sebze ve meyve tüketilmesi, tahıllı hem sindirim hem de kolesterol için çok faydalı.
Katı yağlar tercih edilmemeli zeytinyağı tercih edilmeli.
Yoğurt çok faydalı bir besin ancak yağsız ve kaymaksız olanı tercih etmek gerek. Mümkünse geleneksel ev tipi yoğurt mayalayarak tüketin.
Tam tahıllı buğday, çavdar, kepek ekmeği tercih edin.


ULUSLARARASI SAĞLIK TURİZMİ FORUMU SON KEZ İSTANBUL'DA DÜZENLENİYOR



B2B Encounters firması tarafından daha önce üç kez düzenlenen Uluslararası Sağlık Turizmi Forumu, Aralık ayında dördüncü ve son kez İstanbul’da düzenleniyor.Aralık ayında İstanbul’da gerçekleşecek organizasyona Ortadoğu ve Afrika ülkelerinden sağlık turizmi acentalarının ve sağlık sigortası şirketlerinin katılması planlanıyor.  Son kez Türkiye’de düzenlenecek bu uluslararası tanıtım etkinliğine katılım için önceden kayıt yaptırmış olma şartı aranıyor.

B2B Encounters firması tarafından daha önce üç kez düzenlenen Uluslararası Sağlık Turizmi Forumu, Aralık ayında dördüncü ve son kez İstanbul’da düzenleniyor. İlgilenenlerin organizasyona katılım için medical.b2bencounters.com adresindeki internet sitesi üzerinden kayıt yaptırmaları gerekiyor. Bundan sonra Türkiye dışında düzenlenmeye devam edecek olan etkinliğin İstanbul’dan sonraki durağı ise San Marino Cumhuriyeti olacak.

B2B Encounters adına açıklama yapan Kurucu Genel Müdür Mert Akkök, organizasyonun artık yurt dışından da yoğun ilgi gördüğünü ve buna paralel olarak Türkiye dışına açılmak zorunda kaldıklarını belirtiyor. Önümüzdeki yıl Mayıs ayında San Marino Cumhuriyeti’nden başlamak üzere Sağlık Turizmi Forumlarını özellikle turistik cazibesi yüksek olan Avrupa şehirlerinde düzenleme kararı aldıklarını kaydeden Akkök, geçtiğimiz Haziran ayında düzenledikleri son organizasyonda, Türk sağlık kuruluşlarının yanı sıra çok sayıda yabancı hastane ve klinik temsilcisinin katıldığını belirtiyor.  Akkök,  “Artık etkinliklerimizin katılımcıları yarı yarıya yabancı sağlık kurumlarından geliyor, yurt dışından gelen bu talebi görmezden gelmemiz doğru olmaz” diyor.

Sağlık Turizmi Yatırımları Rekabet Çıtasını Yükseltiyor
Yatırımcıların yeni gözdesi olan sağlık hizmetleri tesisleri dünyanın birçok bölgesinde hızla yükseliyor. Ancak bu artışa paralel olarak her ülkedeki sağlık tesislerinin yurt dışından gelecek hasta sayısı ve trafiği ile ilgili beklentisi de yükseliyor. Çünkü birçok ülkenin kendi nüfusu ve demografik yapısı ile bu büyüklükte sağlık yatırımlarının kar etmesi neredeyse imkansız. Üstelik hizmet ve teknoloji kalitesi yükseldikçe artan maliyetler, özellikle az gelişmiş ülkelerdeki tüketicinin alım gücünün çok üzerine çıkıyor. Dünyanın birçok turistik bölgesinde son yıllarda açılan ultra-modern ve lüks hastaneler yabancı ülkelerden kendi tesislerine gelebilecek hastalara güvenerek kapasitelerini büyütmeye devam ediyor. Bu beklenti sağlık sektöründe uluslararası bir rekabeti ortaya çıkartıyor. Bu rekabetçi ortamda kendilerine yer edinmek isteyen Türk hastane ve klinikleri ise dünya pazarına açılmak için birçok yöntem deniyor.

Denenen yöntemler arasında birçok ülkede temsilcilik ofisi veya şubeler açmak, basın ilanları, medya kampanyaları gibi tanıtım faaliyetleri yapmak yer alıyor. Bununla birlikte hemen hemen her ülkede yerel ve uluslararası sağlık turizmi fuarları, kongreleri ve toplantılar düzenleniyor. Ülkemizde düzenlenen bu tür etkinlikler arasında, B2B Encounters Sağlık Turizmi Forumları özellikle ön plana çıkıyor. Diğer etkinliklere göre oldukça farklı ve konsantre bir mesleki buluşma yöntemi olan B2B Encounters toplantılarında, yurt dışından Türkiye’ye hasta göndermek isteyen aracı kurumlar ile Türkiye’deki sağlık kuruluşları doğrudan, yüz yüze ve birebir görüşmeler gerçekleştirebiliyor. Önceden belirlenmiş eşleştirme ve görüşme takvimleri çerçevesinde organize edilen etkinliğin yaratıcısı ve düzenleyicisi Mert Akkök, eski bir turizmci ve kongre organizatörü. 2011 yılından itibaren uyguladığı bu yöntemi geliştirirken sektördeki dinamikleri inceleyerek doğru zamanda doğru bir ürün ortaya çıkarttıklarını düşünen Akkök, bu toplantıların sağlık turizmi sektörüne girmek isteyen büyük ve küçük tüm kurumlar için kısa sürede geri dönüş sağlayan ve somut sonuçlar doğuran birer araç olduğunu söylüyor. Yaklaşık 3 senedir İstanbul’da düzenli olarak organize edilen B2B Encounters Sağlık Turizmi toplantılarına, Acıbadem, Dünyagöz, Memorial, Medipol, Medical Park, Florence Nightingale gibi büyük Hastane gruplarının yanı sıra orta ve küçük ölçekli birçok klinik ve sağlık merkezi de katılıyor.

Tatil Turizmi Neredeyse Sağlık Turizmi Orada Hızlı Büyüyor
Mert Akkök, Sağlık Turizminin hızlı yükseldiği ülke ve şehirlerin hali hazırda konvansiyonel turizm açısından da popülerleşmiş turistik merkezler olduğunu belirtiyor. Yurt dışından Türkiye’ye tatil yapmaya gelen tüketicinin öncelikle tercih ettiği İstanbul, Antalya, Bodrum gibi merkezlerin sağlık turizmi açısından da avantajlı konumda olduklarını ifade eden Akkök, bu gibi turistik bölgelerimiz dışında kalan sağlık kuruluşlarının özellikle rekabetçi fiyatlar gibi bazı avantajlar oluşturmaya özen göstermelerini tavsiye ediyor.

Sağlık Turizmi pazarlamasında artık yeni yöntemlerin de denenmesi gerektiğine dikkat çeken Akkök şöyle devam ediyor: “Özel sağlık hizmeti veren kuruluşlar artık tüm dünyayla rekabet halinde ve bu yüzden çok daha etkin ve verimli tanıtım yöntemlerine başvurmak zorundalar. Alışılagelmiş reklam çalışmaları, fuar katılımları, kongre sponsorlukları gibi yöntemlerle bir yere varmak her geçen gün zorlaşıyor. internet pazarlaması ve sosyal medya reklamcılığı gibi modern yöntemler günümüzde daha etkili.”

CAKARTA’NIN TURİZM POTANSİYELİ İSTANBUL’DA TANITILDI



Cakarta Eyaleti Turizm ve Kültür Ofisi, Endonezya’nın başkenti Cakarta’nın turizm potansiyelini Ortadoğu ülkelerine tanıtmak ve yerel ekonomiyi güçlendirmek amacıyla İstanbul Barcelo Eresin Topkapı Otel’de turizm tanıtım günü düzenledi. Cakarta Eyaleti tanıtım toplantısında, Endonezya turizm yetkilileri, Endonezya'da faaliyet gösteren turizm acenteleri, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği temsilcileri, Türkiye”den Uzakdoğu-Asya ülkelerine tur düzenleyen turizmciler ve basın mensupları katıldı. Endonezya İstanbul Başkonsolosu Abdullah Hariadi Kusumaningprang, Cakarta Eyaleti Turizm ve Kültür Ofisi Başkanı Cucu Ahmad Kurnia, Endonezyalı parlamenter Muhammad Subhki’nin de hazır bulunduğu toplantı, geleneksel dans gösterisi ve Cakarta’nın tanıtım filmi ile başladı. Tanıtım filminde 17 binden fazla adadan oluşan Endonezya’nın; din, dil ve ırk ayrımı yapmadan, farklı kültürleri içtenlikle kabul ettiği vurgulandı.


Cakarta güvenli bir şehirdir
Cakarta’nın sahip olduğu doğal güzelliklerin, tapınakların, sahillerin, müzelerin, otellerin ve alışveriş merkezlerinin tanıtımlarının yapıldığı organizasyonda, Cakarta’nın güvenli bir şehir olduğuna da dikkat çekildi.
Cakarta Eyaleti Turizm ve Kültür Ofisi Başkanı Cucu Ahmad Kurnia; ‘‘Birçok uluslararası turist, Cakarta’ya gelmeyi tercih ediyor. Gelen turistler arasında Ortadoğu ülkelerinden insanlar da mevcut. Biz de Endonezya Turizm ve Kültür Bakanlığı olarak ülkemizin doğal güzelliklerini ve kültürünü tanıtarak, Cakarta’ya daha çok yabancı ziyaretçinin gelmesini umut ediyoruz’’ dedi.


Cakarta eğlence ve konfor için hazır
Cakarta’daki turizm sektörünün hızla büyüdüğünü belirten Cakarta Milletvekili Muhammad Subhki; ‘‘Cakarta turizmi kazançlı bir iş alanı olarak büyümeye devam edecek. Cakarta şu anda gezginler için çok çeşitli deneyimler ve konfor sağlamak için hazır. Yaklaşık 1300’e yakın eğlence merkezi bulunan Cakarta’da uluslararası modayı da yakından takip edebilir, indirimli alışverişler yapabilirsiniz’’ dedi.  
Gün içerisinde Endonezya’nın ve Türkiye’nin önemli turizm acentelerini bir araya getiren “Tanıtım Turu Jakarta 2013” gün sonunda eğlenceli bir gala yemeğine de ev sahipliği yaptı.  Gala yemeğinde davetlileri selamlayan Endonezya İstanbul Başkonsolosu Abdullah Hariadi Kusumaningprang; ‘‘Dost ülke olan Türkiye ve Endonezya arasında birçok alanda işbirliği kurmayı gönülden istiyoruz. İki ülke arasında turizm ve kültür alanında işbirliği gerçekleştirirsek, ekonomi adına da büyük kazançlar sağlamış oluruz’’ dedi.


Karşılıklı olarak turizm tanıtımları gerçekleştiriyoruz
Turizm ilişkilerinin geliştirilmesinin iki ülke arasındaki işbirliği açısından önemli olduğunu vurgulayan başkonsolos, bu yönde belirli adımların atıldığını, her ülkenin karşılıklı olarak turizm etkinlikleri düzenlediğini hatırlattı. Başkonsolos Kusumaningprang, Endonezya’nın zengin ve güzel doğaya sahip olduğunu, ülkedeki turizm hizmetlerinin üst düzeyde olduğunu ve dinlenmeyi seven her Türk vatandaşının mutlaka Endonezya’yı görmesi gerektiğini belirtti.


Endonezya yemekleri, folklor ve kültürü sergilendi
Endonezyalı aşçılar tarafından hazırlanan yöresel yemeklerinin tanıtıldığı ve birbirinden renkli ve coşkulu dansların sergilendiği gala yemeğinde, Endonezya’nın önemli müzisyenlerinden Siti Rahmawati de Endonezce, İngilizce ve Türkçe şarkılarıyla geceyi renklendirdi. Katılımcılara yöresel hediyelerin de dağıtıldığı etkinlik, onlarca kişiye Endonezya tatili ve uçak bileti ödüllü çekilişle son buldu.






SENSİMAR BELEK MİSAFİRLERİNİN OYU İLE İKİ ÇEVRE ÖDÜLÜ KAZANDI



Antalya Belek Boğazkent’te faaliyet gösteren TUI’nin önemli partner otellerinden biri olan Sensimar Belek Resort&SPA, misafirlerinin oyu ile iki çevre ödülünü birden aldı. Sherwood Hotels&Resorts bünyesinde yer alan Sensimar Belek Resort&SPA, yaptığı çalışmalarla dünya seyahat devi TUI’den “TUI Umwelt Champion” (TUI Sürdürülebilir Çevre Ödülü) ve “Tier Freundliches Hotel” (Hayvan Dostu Hotel) ödüllerini almaya hak kazandı. TUI Belek Bölge Sorumlusu Nicole Middeke, otelde konuklayan misafirlerin katıldığı bir törenle her iki ödülü Sensimar Belek Resort&SPA Genel Müdürü Şevket Bilen ve Misafir İlişkileri Müdürü Steffi Meier’e teslim etti.

Sensimar Belek Resort&SPA’nın misafirlerle birlikte organize ettiği ağaç dikimi, otel bahçesinde kedi evi oluşturma, kedilerin bakımları ve beslenmesinin sağlanması, günlük kişi başı elektrik, gaz, su ve atık çöp konusunda TUI standartlarını yakalaması ödüllerin alınmasındaki en büyük etken oldu. Sensimar Belek Resort&SPA Genel Müdürü Şevket Bilen, konu hakkında şu açıklamaları yaptı: “Sensimar Belek, 18 yaş üstündeki misafirlere hizmet vermesinin yanında kaliteli hizmet yapısı ve butik tarzı otel işletmeciliği ile farklılaşıyor. Tesisimizde animasyon yok. Yaratıcı faaliyetler, şarap tadım kursları, yemek atölyesi gibi farklı aktiviteler sunuyoruz. Türkiye’ye gelen Almanca konuşan ülkelerdeki en üst düzey segmentteki turistleri ağırlıyoruz. Aldığımız iki ödül de tamamen misafirlerin verdiği oylarla belirlendi. Tesisin kendini geliştirme ve çevreye verdiği önem devam edecek.”


REİS GIDA KASTAMONU BASKETBOL SPOR KULÜBÜ İSİM SPONSORU OLDU


Reis Gıda, Kastamonu Basketbol Spor Kulübü,Kuru Gıda sektörünün lider firması Reis Gıda, Eylül 2013 tarihi itibariyle, Kastamonu Basketbol Spor Kulübü (KBSK)’nın isim sponsoru oldu

Kastamonu Basketbol Spor Kulübü, 2013-14 sezonunda, 200 lisanslı sporcusu ile mücadele ettiği yerel liglerin yanında, ülkemizde önemli ve takip edilen bir lig olan Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Liginde (TKB2L) de, bu yıl yer alacaktır. Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Ligine ilk kez katılacak olan Kastamonu Basketbol Spor Kulübü, bu ligde önümüzdeki 3 yıl içinde 1.Lige yükselmeyi hedefliyor.  Nitekim, Türkiye Kadınlar Basketbol 2.Ligi müsabakaları, Ekim 2013 tarihi itibari ile başlıyor.

Kastamonulu bayan basketbol takımına destek olmaktan gurur duyuyoruz
Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, isim sponsoru oldukları Kastamonu Basketbol Spor Kulübü ile diğer tüm basketbol takımlarına, Türk basketbolu adına başarılı bir sezon diledi. Kastamonulu bayan basketbol takımına destek olmaktan duydukları gururu ifade eden Mehmet Reis, şunları söyledi: “Sporun bir ilin tanıtılmasında çok büyük rolü vardır. Hem ilimizin tanıtımına, hem de sporcularımıza destek olmaktan, Reis Gıda ailesi olarak tarif edilmez bir mutluluk ve gurur duyuyoruz. Kaliteli bir yaşam için, sağlıklı ve dengeli beslenmek gerekiyor. Reis Gıda’nın sosyal sorumluluk projesi olan ‘Obeziteye karşı sağlıklı beslenme’ kampanyasını yurtiçi ve hatta Amerika başta olmak üzere yurtdışı kamuoyunun gündemine taşıyoruz. Obezite konusunda, öncelikle gençlerimizin bilgi sahibi olmasını istiyoruz. Bugünün gençleri, yarının anneleri, babaları olacaktır. Sporcularımızı sağlıklı beslenme konusunda bilgilendirirken; onların katkılarıyla Kastamonu başta olmak üzere ülkemiz genelinde sağlıklı beslenme konusunda daha fazla bilinçlendirme imkanı bulacağız” dedi. Mehmet Reis, Kastamonu Spor Kulübü Kadınlar Basketbol takımı olarak, önümüzdeki yakın gelecekte 1.Lige çıkmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi.

Reis Gıda’ya, büyük saygı duyuyoruz
Kastamonu Basketbol Spor Kulübü Başkanı Nihat Saka, kulübe sponsor olacak firmalardan aradıkları özelliklere ilişkin şunları söyledi: “Kulübümüze isim sponsoru olacak firmadan; Kastamonu ilimiz ile bağlantılı olmasını; marka değeri olarak saygın bir konumda olmasını; spor ve sağlıklı yaşam ile her zaman bağlantılı bir marka olmasını ve hayalleri olan bu hayaller nezninde marka değeri için üreten ve düşünen bir kurum olmasını aramaktayız. Reis Gıda, aradığımız özelliklerin hepsi ile örtüşen, Türkiye bakliyat sektörünün lider bir firmasıdır. Hem Kastamonulu olmalarından, hem sağlıklı beslenme konusunda yaptığı çalışmalardan, hem de ürün çeşidi ve vizyon çalışmaları nedeniyle, Reis Gıda’ya büyük saygı duymaktayız. Reis Gıda’yla yaptığımız işbirliği ile çocuklarımıza, gençlerimize, Türk Basketboluna ve ülkemize daha faydalı olmayı istiyoruz. Kastamonu Basketbol Spor Kulübü olarak, Reis Gıda kurumunun logosunu formamızda taşımak, bize gurur ve onur verecektir” diye konuştu. Kastamonu Basketbol Spor Kulübü’ne sponsor olan Reis Gıda’nın logosu; takımın tüm malzemeleri, maç salonu, web sitesi vb gibi her alanda yer alacaktır.






TURİZM SEKTÖRÜNÜN DEVLERİ TUTİ RESTAURANT'DA BULUŞTU



The Marmara Taksim, Wordhotels Leadership Conference programı kapsamında İstanbul’da biraraya gelen CEO ve otel sahiplerini dünya mutfağından lezzetleri sunan Tuti Restaurant’da ağırladıThe Marmara Taksim, İstanbul’un ev sahipliği yaptığı Wordhotels Leadership Konferansı kapsamında dünyanın birçok ülkesinden İstanbul'a gelen CEO ve otel sahiplerini Türk ve dünya mutfağının seçkin örneklerini sunan Tuti Restaurant’da ağırladı.

Avrupa ve EMEA (Europe, Middle East and Africa) bölgelerinden sorumlu yeni Satış ve İş Geliştirme Başkanı Sven Doliwa önderliğinde, ilgili bölgelerdeki portfolyoyu geliştirmeyi ve zincire lüks segmentte bağımsız ve seçkin yeni oteller katmayı hedefleyen Worldhotels Organizasyonu, Liderlik Konferansını  İstanbul'da gerçekleştirdi.

Tuti Restaurant tam not aldı
The Marmara Taksim Genel Müdürü Ata Eremsoy, Liderlik Konferansı’nın turizm sektörü için her yıl ilgiyle beklenen çok önemli bir organizasyon olduğunu ifade etti. Eremsoy, Tuti Restaurant’ın Türk ve dünya mutfağından örnekleri barındıran zengin menüsüyle böyle önemli bir davete ev sahipliği yapmasının çok önemli olduğuna dikkat çekti. Eremsoy ayrıca, ödüllü Tuti Restaurant mutfağının sektörün duayeni sayılan isimler tarafından da tam not aldığını sözlerine ekledi.Liderlik Konferansı kapsamında İstanbul'da bulunan dünyanın birçok ülkesinden gelen CEO ve otel yöneticileri, turizm sektörünü değerlendirdi. Sektörün geleceğini de masaya yatıran CEO ve otel yöneticileri, turizm sektörüne yön veren kararları aldı.


KANLI DİVANE VE MERSİN

 Dinlence döneminde tercihim genelde Mersin sahilleri olur. Taşucu’nda Mavi kentte konaklarım. Mavi kent orman ile denizin buluştuğu yoldan 9 km uzakta Yeşil Ovacıktan önce yol ayrımı ile gidilen sessiz muhteşem bir dinlence yeridir. Burada dahi bir kilise yıkıntısı yerleşimin yakınlarında yer almaktadır. Ama bu gibi gözden ırak yerlerde değil Mersin’den Anamur’a kadar sahil yolu boyunca onlarca tarihi yapı ile karşılaşmak olasıdır. Kaleler, sarnıçlar, yerleşim yerleri yeni yapılaşmalarla iç içe girmiş durumdadır. Bölgede Özellikle Erdemli’den sonra çok sayıda tarihi yapı yol boyunca görülebilir. Kızkalesi’ne 1978 de gittiğimizde bu denli yapılaşma yoktu.  Çadırlar da konaklar, kaleye kayıkla geçerdik. Kalenin Resturant hatta konaklama için kullanılacağı söylenirdi. Halende söyleniyor. Karşısında yol kenarında kale bir dönem onarılır gibi oldu ise de öylece kaldı.

 Yörede en önemli merkezlerden biride Kanlı divane. Erdemli’den sonra Kumkuyu yakınlarından yol ayrımı ile gidilen Kanlıdivane görülmeye değer. Ne var ki birkaç tur otobüsü dışında her gittiğimde sınırlı yerli turistten gayri kimseye rast gelmedim.. Bölgede 1970 ler de başlayan kazı çalışmalarının en önemli dönemi Prof. Dr Semavi Eyice döneminde olmuş ama bölgede yeni kazılarla daha çok bulguların açığa çıkması da olası. Denize muhteşem bir seyir noktasında yer alan Kanli Divane antik adı ile Canytellis,Karytella  yerleşmesi    M.Ö 3 yy kadar gidiyor.

Antik Olba Krallığının da kutsal yerleşim alanı olarak tanımlanan bölge ye girişte ücret alınıyor. Girişte   altmış metre derinliğinde olduğu ifade edilen bir obruk dikkat çekici.. Obruk etrafında oluşan yapılar topluluğu bölgenin önemini gösteriyor. MS 4 yy en parlak dönemini yaşadığı bilinen Kanlıdivane yapı görünümleri dahi ne kadar önemli bir merkez olduğunun kanıtı. Bizans İmparatoru II. Theodosius (408-450),  önem verdiği kent kesme taştan yapılan bazikalar, kaya mezarları, sarnıçları, kaya kabartmaları ile geniş bir alan tarihin izleri ile dolu.

 Bölgede yer alan bir kule var. Kulede  Tanrı Zeus  için kral Teukros tarafından yaptırıldığı kitabesinde yazılı olduğu uzamların incelenmesinde anlaşılmış. Kraliçe Aba kocası ve oğlu için yaptırdığı anıt mezar gibi ayrıntılarda günümüze erebilmiş dünün izlerini günümüze yansıtan ayrıntılar.  Olba krallığı sınırları içinde kalan alandaki   Obruk, Narlıkuyu yakınındaki Cehenneme göre daha geniş benzer bir derinlikte. Obruğun çevresinde Hellenistik dönemden itibaren inşa edilmiş yapıların kalıntıları bulunuyor.. Oldukça geniş alanda yer alan yapılardan antik yerleşmenin önemi açıkca görülüyor. İnşa edilmiş dört kilise bölgede yerleşmenin ne kadar kalabalık olduğunun da bir işareti sayılabilir. Hellenistik Kule ise yazıt ve semboller dikkat çekici. Kulede yer alan bilgilere göre rahipler tarafından Zeus Olbiosa ithaf edildiği saptamış. Antik Zeytinyağ atölyesi, Antik Kaya oyma İşlik alanı, Geleneksel Köy evi, Aba’nın anıt mezarı, Antik Çanakçı Kaya mezarları, Antik Sarnıç yanı sıra mezarlıklarda alanda yer alıyor. Kilikya dönemi izleri de rastlanan alan da yapılan çalışmalar da 8 yy kadar süren yerleşmeler de saptanmış. Yörenin adı ile ilginç anlatılar var. Kanli Divane adı alması nedeni olarak en çok tanımlananı doğal çöküntüye Romalılar döneminde suçluların atıldığı ve vahşi hayvanlara yem edildiği için bu ad verildiği yönünde. MÖ. 3 yy başlayarak MS 6 yy kadar çok önemli bir antik yerleşim alanı olan alanda gezerken ayağınızın altında bir tarihi dünün varlığını hissediyorsunuz. Gezi süresince yaz güneşinin sıcaklığı ile tarihin zenginliği sizi alıp çok çok ötelere taşıyor.

Gittiğimde neden bu muhteşem tarih hazinesi ilgi bulmuyor diye hep düşünürüm gezdiğim yerlerde adım başı bir farklı görünümün olduğu bu yer daha çok tanıtılmalı.  Özellikle yabancı turistler bölgeyi gördükçe daha çok ilgi odağı olacağından şüphem yok.Tarih hazinesi bölge her anlamda yabancı turizm içinde olanakları bulunan bir dokuya erdi. Konaklama, ulaşım gibi sorunlar yörede önemli ölçüde aşıldı. Tarihin böylesine görkemli olduğu bir yörenin yabancı turizmden daha çok pay almaması açıkçası düşündürücü. Kanlı Divane herkesin gidip görmesini de öneriyorum.  Yalnız Kanlı divane değil sahil ulaşım yolu boyunca onlarca tarihi eserde bir sahiplenme bekliyor. Bilimsel çalışmaların devamı halinde de yeni yerlerinde açığa çıkması olası.

 Kız Kalesi, Narlı kuyu, Cennet Cehennem, Astım Mağarası, Mozaik Müzesi, Silifke Kalesi, yol boyu köprü, suyolu, konut gibi görülmeye değer tarihi merkezler Anamur’a kadar uzanıyor. Anamur’da tarihin denizle adeta oynaştığı bir alan var ki o bölgede ayrı güzel. Hatta farklı bir yazıya konu olacak özellikte. Bir yükseklikte denize bakan 3 km içerideki Kanlı Divane’yi görmedi iseniz mutlaka gidin. Tepeye doğru yükseldikçe geride muhteşem Akdeniz güzelliğini de  ayaklarınızın altında kalan tarih ile gözlerinizin önündeki yapıların özelliklerini de  izler ve tarihe yolculuk edersiniz..





KLASİK OTOMOBİLCİLER "SEKSENLERİ" ZİYARET ETTİ



Romantik dönem komedisinin en popüler örneği olan Seksenler dizisinin seti İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği üyelerini ağırladı.70'li ve 80'li yıllarda yollarda sıkça rastladığımız ve günümüzde klasik olarak nitelenen Chevrolet, Buick, Ford, Cadillac, Pontiac gibi otomobiller ,bu yıllardaki İspanyol paça pantolonlar,sivri yakalı renkli gömlekler,leblebi tozu,şeker kız Candy,Dallas dizisi,VHS video,misket,sek sek,topaç,çevirmeli telefon,siyah okul önlüğü,Adile Naşit,Kemal Sunal gibi yaşamımızın birer parçalarıydı.Bazen bir Yeşilçam filminde Sadri Alışık'ın taksi durağındaki sırdaşıydı 1959 Chevrolet'i,bazen ise Ayhan Işık'ın Türkan Şoray'a aşkını haykırışının şahidi Kız Kulesi manzarasında.Yapımcılığını Birol Güven'in,senaryosunu Murat Aras'ın,yönetmenliğini Müfit Can Saçıntı'nın üstlendiği gülümseten hatıralarımızı yakaladığımız Seksenler dizisi yaşamımızın her boyutundaki 30 yıllık bir değişimi başarıyla aktarıyor bizlere..Hayatımıza giren yeniliklerin bizleri nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor.

Dizinin Rasim Öztekin,İlker Ayrık,Şoray Uzun,Özlem Türkad gibi oyuncularıyla bir araya gelen İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği'nin üyeleri sette unutulmaz anlar yaşadılar.Konuya ilişkin değerlendirme yapan usta oyuncu Rasim Öztekin, "Üyesi olduğum İKOD'u bugün misafir etmekten tüm ekip çok mutlu olduk.Sokağımızda bu kadar klasiği bir arada görmek çok hoş oldu.Bu araçlar gerçekten birer sanat eseri ve tek tip değiller.Her noktasında ayrı bir emek var.Ben de bu estetik harikalarından birine sahibim.1963 model bir Chevrolet Impalam var ve İKOD'un aktivitelerine katılmaktan büyük keyif duyuyorum."dedi.Şoray Uzun ise İKOD'un sete ayrı bir renk getirdiğini,bugün itibarıyla İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği'nin üyesi olduğunu bundan sonra kulüple sık sık bir araya geleceğini kaydetti.İKOD'un başkanı Serkan Okay ise düşüncülerini şu şekilde ifade etti: "Seksenler dizisi kaybettiğimiz değerleri,gerçek samimi duyguları bize tekrar hatırlatan bir yapım.Bu araçlar da artık bir şekilde bu duyguları sembolize ediyor.Bu araçların gölgesinde bu duyguları tekrardan bizlere yansıtan bu başarılı geçmiş dönem dizisinin setinde bulunmak bizler için mutluluk verici."

ÇUKURCA LEO KULÜBÜ'NÜN CHARTER (KURULUŞ) GECESİ KUTLANDI




"21 Eylül 2013 Cumartesi gecesi Swissotel’de, Lions Club International’a bağlı, 118 U Lions Yönetim Çevresi’nin 1992 yılından bu yana hizmet etmek amacıyla toplum için çalışan Ankara Çukurca LIONS Kulübü sponsorluğunda, kuruluşunun ilk adımlarını atan Ankara Çukurca LEO Kulübü’ne, Charter (Kuruluş) Belgesi verildi.118 U LIONS Genel Yönetmeni Sn. Bülent Şen’den charter belgesini alan Çukurca LEO Kulübü’nün Kurucu Başkanı Cansel Şengör hislerini şu şekilde ifade etti;“Duyarlı ve sosyal sorumluluk bilincine sahip, öncü bireylerden oluşan Çukurca LEO ailesi, genç ve dinamik yapısıyla özverili çalışmalar yapmaya ve tek amacımız olan “hizmet etmek” ilkesi için çalışmaya an itibariyle hazırdırlar. 118 U ve Çukurca ailesine katılmaktan çok onurlu ve gururluyuz.


Ben de her biri birbirinden değerli ve nitelikli üyeleri barındıran Çukurca LEO Kulübü’ne kurucu başkanlık onuruna eriştiğim için kendimi çok şanslı görüyorum.  Arasına katıldığımız Çukurca Lions’un her bir üyesine samimiyetleri, anaçlıkları, bizleri aralarına aldıkları ve tüm destekleri için, Çukurca Ailesinin yeni fertleri olarak Çukurca LEO Kulübü adına teşekkürü bir borç biliyorum.”LEO Kulüp Danışmanı Çukurca LIONS Kulübü üyesi Sn. İlknur Türkkaan ise “LION olmak ayrıcalıktır. LEO olmak daha da ayrıcalıktır. Çünkü geleceğin liderlerini şimdiden görmek anlamına gelmektedir.

LEO’larımızın, donanımını gözler önüne serdiğimizde aslında bu ayrıcalıkları kendilerini yetiştiren ailelerden kaynaklandığını unutmamak lazım. Bu nedenle huzurlarınızda kendilerini saygı ile hürmetle selamlıyorum” diyerek yeni kurulan Çukurca LEO Kulübü’nün üyelerinin niteliklerine dikkati çekti.Çukurca LIONS Kulübü Dönem Başkanı Sn. Esin Özçelik “Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı dinamizmleriyle bizlere güç verecek olan LEO’larımızı aramıza kattığımız için çok mutluyuz. Çukurca LEO Kulübü şimdiden başarılar kazanmaya başladı bile 118 U LEO Yönetim Çevresi’nin Geleneksel “Türk Bayrağı” konseptli fotoğraf yarışmasında üyelerimiz 2. ve 3. olmuşlardır. Kendileriyle gurur duyuyoruz” diyerek mutluluğunu ifade etti.Nitelikli üyeleriyle yaptıkları çalışmalarla adından sıkça söz ettireceğinin sinyallerini şimdiden veren Çukurca LEO Kulübü’nün kuruluş gecesinde pek çok seçkin LION ve LEO şıklıklarıyla göz doldurdular. Davetlilere gecede bir sürpriz de vardı, Çukurca LEO Kulübü kurucu üyeleri bu gece için özel dans dersi aldılar ve davetlilere unutulmayacak çok şık bir dans gösterisi sundular.Gecede LIONS’un renkleri olan sarı ve mor kullanılırken, tüm detayların özenle seçildiği gözlerden kaçmıyordu."

GLORİA 2,5 MİLYON EUROLUK DEV YATIRIMLA GOLF SAHALARI YENİLENDİ




Gloria,dev yatırım ,golf sahaları Avrupa’da ikinci, Türkiye’de ise en büyük 45 delikli golf sahasına sahip olan Gloria Hotels&Resorts tüm golf sahalarını 2,5 milyon euroluk bir yatırımla yeniledi. 1 Ekim itibariyle, Gloria Golf Club tam kapasiteyle hizmet vermeye başlayacak. Özaltın Holding turizm yatırımı olan Gloria Hotels&Resorts’ün tüm golf sahaları Haziran ayı itibariyle yenilenmeye başlandı. İki adet 18 delikli, bir adet 9 delikli toplam 45 delikli golf sahalarıyla Türkiye'nin en büyük golf sahalarına sahip Gloria Golf Club, sahalarını tasarlayan ünlü mimar Michel Gayon kontrolünde yeniledi. Haziran ayı itibariyle 2,5 milyon euro yatırım miktarıyla golf sahalarını yenileme kararı aldıklarını açıklayan Gloria Hotels&Resorts Yönetim Kurulu Üyesi Elif Özdemir, Gloria’nın en iyi golf destinasyonlarından biri olduğunu ve sahaların yenilenmesiyle birlikte, bu öncülüğü sürdürmeye devam edeceğini belirtti. Dünyaca ünlü Fransız golf mimarı Michel Gayon tarafından golf sahalarının tasarlandığına değinen Özdemir, “Haziran ayında yenileme çalışmalarına başladık. Bu kapsamda 17 binin üzerinde ağaç budanıp temizlendi, yeni su fiskiyeleri eklendi, tüm göller temizlendi, yeni antreman ve eğitim araçları kuruldu. Gloria Golf Club, 3 sahada bulunan tüm green'lerde, Tee'lerde, bunker ve fairway'lerde yapılan genel yenileme çalışmalarının bitmesiyle 1 Ekim 2013 tarihi itibariyle tam kapasite ile hizmet vermeye başlayacak” dedi. Sahaların görünümü değişiyor Gloria Golf Club'ta çam ormanı içerisinde yer alan Old Course, ilave edilen 9 yeni ''Turnuva Tee'' ile 6 bin 514 metre uzunluğa ulaştı, drenaj ve sulama sistemleri yenilendi, sahada bulunan ağaçlar temizlendi ve Bunker'ler yeniden düzenlendi. Hizmete girdiği 2005 yılından bugüne birçok önemli uluslararası turnuvaya ev sahipliği yapan New Course, ilave edilen 6 yeni Turnuva Tee ile 6 bin 534 metre uzunluğa ulaşırken, 9 delikli golf sahaları içinde Avrupa'nın önde gelen tasarımlardan birine sahip olan Verde Course’un uzunluğu, ilave dilen 5 yeni Turnuva tee ile 3 bin metreye çıktı. Gloria Hotels & Resorts Hakkında: Akdeniz’in Toros Dağları ile buluştuğu noktada 2.122 dönümlük benzersiz bir doğa zenginliğin ortasında kurulu olan Gloria Hotels & Resorts; 1997’de Gloria Golf Resort, 2001’de Gloria Verde Resort ve 2007’de Gloria Serenity Resort ile konfora dair en ince detayların düşünüldüğü bir yaşam alanı sundu. Gloria Serenity Resort; sıra dışı mimarisi, özenli dekorasyonu ve farklı ambiyanstaki konaklama seçenekleriyle ayrıcalıklı bir tatil sunuyor. 500 metrelik enfes bir kum şeridinde, 515 odası bulunan Gloria Golf Resort’te ailenizle baş başa unutulmaz bir tatil geçirebilirsiniz. Çam ormanları içerisindeki 293 odalı Gloria Verde Resort’te “Asklépion SPA & Thalasso”da deniz suyu ile uygulanan sağlık ve güzellik terapilerini deneyimleyebilirsiniz. Gloria Hotels & Resorts özgün dekorasyonlu restoranlarıyla her gün farklı bir ülkenin mutfağını keşfedeceğiniz eşsiz yemekler vaat ediyor. Gogi Kids Club’da Gogi Fun Jungle ve VIM (Very Important Minis), Gogi Junior, Gogi Mini’den oluşan özel çocuk alanlarında her yaş grubuna hitap eden eğlence dolu aktivitelerle çocuklar, profesyoneller eşliğinde güvenli bir ortamda tatilin tadını çıkarıyor. Gloria Convention Center, yüksek kalitedeki teknik altyapısı ve özel salonlarıyla her türlü seminer, workshop ve kongre organizasyonlarına da ev sahipliği yapıyor.

BAŞKAN TOPBAŞ'A ÜLKE LİDERLERİNDEN BÜYÜK İLGİ



Birleşmiş Milletler 68. Kurul toplantısına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, birçok ülke lideriyle ikili görüşme yaptı.Dünya siyaseti ve yerel yönetimler üzerine görüş alışverişinde bulunan Başkan Topbaş büyük ilgi gördü.Liberya Devlet Başkanı Ellen Johnson Sirleaf ile sohbet eden Başkan Topbaş, “Ülkelerin kalkınması yerel yönetimlerden geçiyor. Biliyorsunuz her toplantıda örnekleriyle dile getiriyorum” dedi. Liberya Devlet Başkanı ise, “Sizin görüşleriniz ve tecrübeleriniz bizim için önemli. Bir sene önce Liberya’ya geldiğinizde bize üç adet çöp kamyonu ve otobüs hediye etmiştiniz. Sözünüzde durdunuz. Şimdi onları kullanıyoruz. Halkım adına çok teşekkür ediyorum. Sizin İSMEK ve diğer konularda verdiğiniz örnekler üzerinde çalışıyoruz. Sizin tecrübenizle halkımıza daha iyi hizmet için çalışıyoruz. Sizi ülkemizde tekrar görmek isteriz” dedi. Başkan Topbaş ise, “İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak tüm şirketlerimle yardıma hazırız. Kardeş ülkeler olarak sorunların üzerinden gelmemiz lazım. Sizi İstanbul’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyarız” dedi.

Ortak paydalarda buluşmak en büyük temennimiz
Toplantı sırasında Hollanda Kraliçesi Zorrequieta Maxima da Başkan Topbaş’a, “Sayın Topbaş sizi çok yakından takip ediyoruz. Burada karşılaşmak ne büyük mutluluk. İstanbul’a geldim hayran kaldım. Siz de iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin 400. yılı kutlama törenlerine gelmiştiniz. Bu dostluklarımız daha yüzyıllarca sürecek. Seçimlere hazırlanıyormuşsunuz. İstanbul halkının tercihi yine siz olacaksınız eminim. İstanbul halkı sıcak insanlar doğru karar vereceklerinden eminim” dedi. Bunun üzerine Başkan Topbaş da, “Sizi tekrar İstanbul’da görmek isteriz. Halkım adına teşekkür ederim. Ortak paydalarda buluşmak en büyük temennimiz” dedi.


Tecrübelerimizi paylaşabiliriz
ABD Kongre üyesi Ed Witgield Başkan Topbaş ile görüştü. Witgield de Başkan Topbaş’a, “ABD’de Amerikan Türk İş Adamları derneğinin kuruluşunda görev aldım. İki ülkenin iş adamlarını bir araya getirerek önemli çalışmalar yaptı. İstanbul’un da potansiyelinizi biliyoruz. Orada yapılan çalışmalar ve dinamik genç bir nesliniz var. Sizinle bir çok ortak noktada buluşabiliriz” dedi. Başkan Topbaş ise, “ Biz İstanbul halkı olarak gerek yönetimde gerekse ticari ilişkilere hazırız. Tecrübelerimizi paylaşabiliriz. Sizi İstanbul da görmek bizleri mutlu eder” dedi.Başkan Topbaş daha sonra Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Dışişleri Bakanlığı’nın yabancı heyetlere verdiği kokteyle katıldı.

MARTI ISTANBUL HOTEL DÜNYANIN EN İYİ 100 OTELİNDEN BİRİ SEÇİLDİ




Martı Istanbul Hotel,dünyaca ünlü seyahat rehberlerinden Fodor tarafından 2013’ün En İyi 100 oetlinden biri seçildi.Geçtiğimiz bir yıl içinde dünyanın sayılı önemli ödüllerinin sahibi olan Martı Istanbul Hotel; 77 yıldır seyahat rehberlerinin dünyanın en önde gelen ismi, Fodor’s Travel tarafından verilen “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” (2013 Fodor’s 100 Hotel Awards) ödülünü, Türkiye’den tek otel olarak,  almaya hak kazandı.
Her yıl 8 farklı kategoride, o yılın turizm trendlerini de göz önünde bulundurarak 7,500 farklı destinasyonlardaki 17.000 otel arasından en iyi 100 dünya otelini seçen Fodor’s editörleri ve seyahat eksperleri, 2013 yılında da kategorilerinin en iyilerini belirledi. “2013 En İyi 100 Fodor Oteli” ödülleri,
26 Kasım akşamı New York’ta düzenlenen seremoni ile sahiplerine takdim edildi.

Dünyaca ünlü tasarımcı Zeynep Fadıllıoğlu tarafından dizayn edilen Martı Istanbul Hotel; farklı özelliklerin önem taşıdığı, en iyi yeme-içme otelinden en egzotik otellere kadar birbirinden farklı kategorilerde birçok otelin özenle incelendiği değerlendirmeler sonucu, yüksek standartlardaki lüks hizmet anlayışı, üstün konforu ve şıklığı ile “Sleek City Addresses” (En Şık Şehir Oteli) kategorisinde 2013’ün “En İyi 100 Fodor Oteli” ödülüne layık görüldü. Bu kriterler ile dünya çapında benzerlerinden farklılaşan ve ilk 100 otel arasına giren Martı Istanbul Hotel’in Genel Müdürü Sedat Nemli “Şehrin kültür dokusuna uygun, özellikle kültür ve sanat merkezi Taksim’in ruhuna uyumlu, farklı özellikleri ile de dikkat çeken kişilikli bir şehir oteli Martı Istanbul Hotel. “2013 Fodor’s 100 Hotel Award” ile bu değerlerimizi belgelemiş olmaktan gurur duyuyoruz. İlerleyen süreçte bir şehir oteli olarak çok iyi bir ev sahibi olmakla kalmayacak, kültür, sanat ve gurme alanlarında şehrimizin hareketli yaşamına aktiviteler ile yeni renkler, yeni tatlar katacağız.” dedi.  Martı Istanbul Hotel, farklı kategorilerde, lüks döşenmiş ve büyüklükleriyle dikkat çeken 31’i suit 270 odaya sahip. Otel, her biri gün ışığı alan toplantı salonları, uluslararası lezzetleri yerel tatlarla harmanlayan mutfağı, tarifsiz bir İstanbul manzarasına hakim terası, spası ve fitness alanları ile de dikkat çekiyor.
http://www.fodors.com/hotel-awards/2013/sleek-city-addresses/marti-istanbul-hotel

ONUR AİR’E YENİ GENEL MÜDÜRÜ SAMİ ALAN OLDU




Onur Air Yönetim Kurulu, Sami Alan'ı Genel Müdür (CEO) ve İcra Kurulu Başkanı olarak atadığını duyurdu. Havacılık sektoründe 13 yıllık deneyimi içerisinde Amerika ve Türkiye'de pek çok ticari ve üst yönetim rolü üstlenen Sami Alan, 2004-2012 yılları arasında THY'de çalıştıktan sonra, Atlasjet'in İcra Kurulu Başkanlığı görevini yürütmüştü.

Onur Air Yönetim Kurulu Başkanı Cankut Bagana, “Bir süredir üstlendiğim Genel Müdürlük görevini Sayın Sami Alan’a devrediyorum. Havacılık sektöründe uzun yıllardır deneyimi bulunan Sami Alan, Genel Müdür unvanın yanısıra şirketimizin İcra Kurulu Başkanlığı görevini de yürütecektir. Bu atamanın şirketimize ve Türk Sivil Havacılığı’na hayırlı olmasını dilerim“ dedi.

Onur Air Genel Müdürü Sami Alan ise yeni göreviyle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
“Özel havacılık tarihimizin en köklü, deregülasyon öncesi kurulmuş ve 21 yıldır özel havayolları sektörüne öncülük etmiş bir kurum. Böylesine önemli bir kurumun liderliğine seçilmenin büyük bir ayrıcalık olduğunu düşünüyorum. Kendi işlerimle ilgilenmek için profesyonel kariyerime ara vermeyi planladığım bir dönemde aldığım gurur verici bir teklif oldu. Geleceğe yönelik yeni bir marka vizyonuyla hareket edeceğiz. Ortaya koyacağımız stratejik yaklaşım ile Onur Air'in geleceğini şekillendirecek yatırımlara yön verecek olmaktan büyük heyecan duyuyorum“

Sami Alan kimdir?
1975 Mersin doğumlu, Ankara Fen Lisesi ve Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği mezunu.

1999-2001 yılları arasında University Of California, Irvine MBA eğitimi sırasında havayolu gelir yönetimi sistemleri konusunda Prof. Reynold Byers ile beraber çeşitli havacılık projeleri üzerinde çalıştı.

2001-2004 yılları arasında daha sonra US Airways adını alan America West Airlines'da Gelir Yönetimi bölümlerinde analyst ve lead analyst olarak çalıştı.

2004-2006 yılları arasında THY'de Gelir Yönetimi Başkan Yardımcılığı, 2006-2008 arasında ise şirketin dönüm noktası olan yıllarda en hayati birimler arasında gösterilen Gelir Yönetimi
Başkanlığını başarıyla yürüttü. Eş zamanlı olarak bu dönemde Star Alliance GMBH'de Network Sounding Board olarak da görev aldı.

2008 yılında başlangıcından itibaren THY'nin alt markası Anadolujet'i kurdu ve 2012'ye kadar yönetti. İçhatlarda THY'den sonra en fazla yolcu taşıyan havayolu markası oldu Anadolujet. Yine 2008-2012 yılları arasında Sunexpress havayolları denetim ve yönetim kurulu üyeliği de yapan Alan 2012'de Atlasjet İcra Kurulu Başkanlığı görevine getirildi. Bir yıl gibi kısa sürede uçtuğu nokta sayısını yaklaşık iki katına çıkaran Alan, Global Atlasjet vizyonunun bir parçası olarak Kırgızistan ve Kazakistan'da Atlasjet'in alt markaları olan ve her ikisi de Ekim ayında uçuşlara başlayacak olan Kyrgyz Airlines ve Atlasjet Kazakhstan projelerini başlattı ve yönetti.

1992 Atina Matematik Olimpiyatlarında Bronz madalyası olan Alan, amatör havacılık ile de hobi düzeyinde ilgileniyor.

Hususi pilot lisansı sahibi olan Alan'ın havacılık kariyerinin yanı sıra farklı sektörlerde niş alanlarda kurduğu başarılı şirketlerle de girişimcilik tarafı biliniyor. Türkiye'nin en büyük canlı tropik balık stokuna sahip. Tam bir doğa tutkunu olan Alan'ın Duzce'de 200 binin üzerinde süs bitkisi koleksiyonu bulunuyor. Sportif okçuluğa gönül veren Alan Türkiye Okçuluk Federasyonu Yönetim Kurulu üyesi olup evli ve iki çocuk babasıdır.