2 Mayıs 2025 Cuma

Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali’nde Güç Birliği

Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali: Sanatın ve İşbirliğinin Buluşma Noktası.

Sanatın ve kültürün eşsiz buluşma noktası Çanakkale, bir kez daha uluslararası ölçekte yankı uyandıracak bir etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali için düzenlenen işbirliği protokolü, bölgenin sanatsal ve kültürel mirasını güçlendirme yolunda önemli bir adım oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın himayesi altında gerçekleştirilen bu anlamlı etkinlik, Çanakkale’nin tarihi dokusunu ve sanatın birleştirici gücünü uluslararası arenaya taşımayı hedefliyor. 

Gerçekleşen işbirliği protokol töreninde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Yardımcısı Hüseyin Şevik ve Geleneksel Çanakkale Seramikleri Yaşatma Derneği Başkanı Muhammet Onat gibi önemli isimlerin katılımıyla imzalandı.

9-11 Mayıs 2025 tarihlerinde düzenlenecek olan 1. Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali, “Kültür ve Sanat El Ele” temasıyla yerel ve uluslararası sanatçıları, akademisyenleri ve sanatseverleri bir araya getirecek. Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale Belediyesi, Turizm ve Destinasyon Geliştirme Derneği (TDYD) ve Geleneksel Çanakkale Seramikleri Yaşatma Derneği’nin katkılarıyla hayata geçen bu organizasyon, bölgenin kültürel kimliğine güç katacak.

Festivalin başarısını destekleyen Danışma Kurulu, alanlarında uzman isimlerden oluşuyor
•    Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü
•    Muharrem Erkek: Çanakkale Belediye Başkanı
•    Çağman Esirgemez: Çanakkale İl Kültür Müdürü
•    Claudia Casali: MIC Faenza Direktörü
•    Oriol Calvo Varges: Uluslararası Seramik Akademisi (IAC) Başkanı
•    Giuseppe Olmeti: İtalyan Seramik Kentleri Birliği (AiCC) Eski Direktörü
•    Mustafa Tunçalp: Seramik Sanatçısı
•    Prof. Zehra Çobanlı: Akademisyen ve Seramik Sanatçısı
•    Prof. Halide Okumuş: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi
•    Mehmet Tüzüm Kızılcan: Seramik Sanatçısı
•    Ebru İlbeyci: İzmir Büyükşehir Belediyesi Sanat Küratörü
Bu isimler, festivalin Çanakkale’nin benzersiz kültürel mirasını dünya çapında tanıtma misyonuna öncülük ediyor.

Çanakkale’nin Kültürel Yolculuğu
Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali, yalnızca seramik sanatının uluslararası ölçekte tanıtımına katkıda bulunmakla kalmıyor; aynı zamanda bölgenin sanat ve turizmdeki işbirliği ruhunu yansıtıyor. Atölye çalışmaları, sergiler ve söyleşiler gibi etkinliklerle sanatseverlere eşsiz deneyimler sunulacak. Çanakkale’nin kültürel ve sanatsal değerlerini geleceğe taşıyacak olan bu organizasyon, şehrin global bir sanat merkezi olarak konumunu güçlendirecek. Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali’ne herkesi bekliyoruz.

Sur Balık: Eşsiz Manzaralarla Dolu Bir Yaz Sizi Bekliyor!

Havaların güzelleşmesiyle birlikte, Türkiye’nin ilk ve tek zincir balık restoranı Sur Balık, yaz sezonunu eşsiz manzaralarıyla karşılıyor! 18 yılı geride bırakan Sur Balık, sürdürülebilir ürünlerle kesintisiz olarak doğal tatlar sunmaya devam ederken, eşsiz manzaralarda sunduğu şık ambiyansla misafirlerine lüks bir deneyim yaşatıyor.2005 yılından bu yana hizmet veren ve adını İstanbul’un tarihi surlarından alan Sur Balık, geleneksel Türk damak tadıyla deniz ürünlerini harmanlayarak benzersiz lezzetler sunuyor. Günlük taze balıkları ve istikrarlı hizmet anlayışı ile müdavimlerini hiç kaybetmeyen restoran, yeni sezonu menüsüne eklediği mevsiminde ve taze lezzetlerle karşılıyor.



Yöresel tatların ön plana çıktığı menüsünde; Bodrum’dan kuver zeytin, Çanakkale’den ezine peynir ve zeytinyağı, Rize mısır unundan yapılan mısır ekmeği gibi doğal ürünler kullanan Sur Balık, 7 farklı lokasyonda yer alan şubelerinde her gün taze balık ve ona eşlik eden spesiyal mezeler sunuyor. Tüm mekanlarında özellikle konumu ve manzarasıyla her zaman iddialı olan Sur Balık; en seçkin lezzetlerini, ilk şubesi Sarayburnu Surlar’ında Marmara Denizi, Kadıköy, Kalamış manzarası; Arnavutköy’de Boğaz manzarası, Cihangir’de Tarihi Yarımada ve Galata manzarası; Kuşadası Le Blue Hotel’in iskelesinde deniz manzarası, Ankara’da benzersiz konumu ve Kızılırmak kıyısındaki Avanos’ta Kapadokya’nın en şık deniz ürünü restoranı olarak büyülü atmosferini; en etkileyici mekanlarda bir araya getiriyor. Bu yaz, Dubai Sur ile yurt dışındaki ilk şubesini açarak uluslararası misafirlerine de kapılarını aralayan Sur Balık, herkesi zengin ve özgün lezzetlerin tadını keşfetmeye davet ediyor. Gelin, birlikte bu yazın tadını çıkaralım!

Dondurulmuş gıdada yeni trendler neler olacak?

Dondurulmuş gıda sektörü, son yıllarda hızla gelişen ve değişen bir endüstri olarak dikkat çekiyor. Hem üreticiler hem de tüketiciler, bu alandaki yeniliklere büyük ilgi gösteriyor. 2025 yılı itibarıyla, dondurulmuş gıda sektöründe birkaç belirgin trendin ön plana çıkması bekleniyor. E. Özgörkey Grup’un dondurulmuş gıda markası Feast, dondurulmuş gıda ürünlerine dair yeni trendleri paylaştı.


Sağlıklı ve Fonksiyonel Dondurulmuş Gıdalar Tercih Edilecek
Tüketicilerin sağlık konusunda artan farkındalığı, gıda seçimlerini doğrudan etkiliyor. 2025 yılı itibarıyla, dondurulmuş gıda sektöründe sağlıklı ve fonksiyonel ürünlerin daha fazla tercih edileceği öngörülüyor. Özellikle düşük kalorili, yüksek proteinli ve vitamin/mineral açısından zengin dondurulmuş gıdaların daha fazla talep görmesi bekleniyor. Ayrıca, glütensiz, organik, ve vegan gibi özel diyetlere uygun ürünler de artacak.

Sürdürülebilirlik ve Çevre Dostu Üretim Ön Plana Çıkacak
Sürdürülebilirlik, sadece tarım ve gıda sektörlerinde değil, tüm endüstrilerde önemli bir konu haline gelmiştir. Dondurulmuş gıda üreticileri de çevre dostu üretim yöntemlerine ve ambalajlara odaklanmaya devam edecek. Plastik kullanımı azaltılacak, biyolojik olarak çözünebilen ambalajlar ve geri dönüşüm odaklı çözümler ön plana çıkacak. Ayrıca, enerji verimliliği sağlayan üretim tesisleri ve daha az atık üreten süreçler de bu trendin bir parçası olacak.

Yapay Zeka ve Otomasyon Teknolojileri Çoğalacak
Dondurulmuş gıda üretimi, teknolojik gelişmelerden en çok faydalanan alanlardan biri haline geliyor. Yeni yıl itibarıyla yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinin üretim süreçlerinde daha etkin bir şekilde kullanılması bekleniyor. Bu teknolojiler sayesinde üretim verimliliği artacak, maliyetler düşecek ve aynı zamanda ürün kalitesi daha istikrarlı hale gelecek.

Yüksek Kaliteli Hazır Yemekler Pazar Payını Artıracak
Yoğun iş temposu ve değişen yaşam biçimleri, hazır yemeklere olan ilgiyi artırdı. Dondurulmuş hazır yemekler, bu trendin en önemli oyuncularından biri olmaya devam edecek. Ancak, yalnızca hız değil, lezzet ve besin değeri de ön planda olacak. Tüketiciler, dondurulmuş hazır yemeklerin ev yapımı lezzetinde ve doğal içeriklere sahip olmasını bekleyecekler. Yüksek kaliteli et, sebze ve yerel malzemelerle üretilen dondurulmuş yemekler, büyük bir pazar payına sahip olacak.

Biyoteknoloji ile Yenilikçi Ürünler Çevresel Etkileri Azaltacak 
Biyoteknoloji, dondurulmuş gıda üretiminde devrim yaratabilecek bir diğer alan. 2025’te, biyoteknolojik yöntemlerle üretilen ve genetik mühendislik kullanılarak besin değerleri artırılmış ürünler piyasada yer alacak. Bu ürünler, özellikle daha verimli üretim süreçleri ve çevresel etkilerin minimize edilmesi açısından büyük önem taşıyacak.

Dondurulmuş Bitkisel Proteinler Yolda
Dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde et tüketiminin azalması ve bitkisel proteine olan ilginin artması, dondurulmuş gıda pazarında yeni bir dönemi başlatıyor. Yeni yıl itibarıyla, dondurulmuş bitkisel protein bazlı ürünler, et ve süt ürünlerinin yerini alacak alternatifler sunacak. Soya, bezelye, mercimek gibi bitkisel kaynaklardan elde edilen proteinler, hem lezzetli hem de besleyici alternatifler olarak pazarın önemli bir parçası haline gelecek.

Yerli ve Doğal Ürünlere Yönelik Talep Artacak
Tüketicilerin yerel ve doğal ürünlere olan ilgisi her geçen gün artıyor. 2025’te, yerel üretim desteklenerek dondurulmuş gıda pazarında daha fazla yerel ürün yer bulacak. Yerel çiftçilerle yapılan iş birlikleri ve doğal ürünlerin dondurulmuş formda sunulması, özellikle çevre bilincine sahip tüketiciler için cazip bir seçenek olacak.

2025 yılı, dondurulmuş gıda sektöründe hem tüketici ihtiyaçları hem de üretim teknolojileri açısından önemli yeniliklerin yaşanacağı bir yıl olacak. Sağlıklı yaşam, çevre dostu üretim ve yenilikçi teknolojiler, bu sektörün şekillenmesinde belirleyici faktörler olacak. Gıda endüstrisinin hızla evrilen dinamiklerine ayak uydurmak isteyen markaların, bu trendlere uygun stratejiler geliştirmeleri büyük önem taşıyacak.

ENGİNAR ZAMANI!ENGİNARLARIN YAPRAKLARINI ATMAYIN!

Karaciğeri arındırıyor, kalbi koruyor, sindirimi destekliyor… 


Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bahar aylarının şifa kaynağı enginarın sağlığa faydalarını ve en doğru tüketim yöntemlerini anlatıyor. Sofralarınıza hem lezzet hem sağlık getirecek dört özel tarif de bu haberde! Baharla birlikte pazarlarda ve mutfaklarda yeniden boy gösteren enginar, yalnızca lezzetiyle değil sağlık üzerindeki etkileriyle de dikkat çekiyor. Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bu çok yönlü sebzenin karaciğerden kalbe, bağırsaktan kan şekerine kadar birçok sistemi desteklediğini belirtiyor.


Enginarın mevsiminde ve doğru yöntemlerle tüketilmesinin önemine değinen Dursun, “Enginar sadece bir sebze değil, aynı anda hem arındıran hem de onaran doğal bir şifa kaynağı” diyor. Sağlıkla harmanlanmış dört nefis enginar tarifi de önerileri arasında yer alıyor.


Doğanın sunduğu en güçlü detoks besinlerinden biri olan enginar, bahar aylarında sağlık dolu sofraların yıldızı olmaya aday. Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, özellikle karaciğer sağlığını korumak ve kalp-damar hastalıklarını önlemek isteyen bireyler için enginarın önemine dikkat çekiyor.“Enginar; karaciğeri destekler, bağırsakları çalıştırır ve kalbi korur. Lif, antioksidan ve prebiyotik içeriğiyle gerçek bir süper besindir” diyen Dursun, mevsiminde ve doğru şekilde tüketildiğinde enginarın sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin çok daha güçlü olduğunu vurguluyor.


Sağlık Dolu Enginar Tarifleri
Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun’dan hem lezzetli hem de sağlıklı enginar tarifleriyle sofralarınıza sağlık geliyor:

1. Zeytinyağlı Taze Enginar Dolması

Kalp dostu, karaciğer destekleyici ve doyurucu bir ana öğün seçeneği.

Malzemeler:

               •             4 adet taze enginar

               •             1 çay bardağı kinoa veya ince bulgur

               •             1 küçük soğan (ince doğranmış)

               •             1 avuç taze dereotu ve maydanoz

               •             2 yemek kaşığı zeytinyağı

               •             1 limonun suyu

               •             Tuz, karabiber

Hazırlanışı:
Enginarları temizleyip limonlu suda bekletin. Kinoa veya bulguru haşlayın. Soğan ve yeşilliklerle karıştırıp iç harcı hazırlayın. Enginarların içini bu harçla doldurun. Üzerine zeytinyağı ve limon gezdirerek az miktarda suyla tencerede kısık ateşte pişirin.

Dursun: “Bitkisel protein içeren kinoa ile yapılan bu dolma, özellikle vejetaryenler için de mükemmel bir tercih.”

2. Enginarlı Avokado Salatası

Sağlıklı yağlar, lif ve vitaminlerle dolu taze bir tabak.

Malzemeler:

               •             2 adet haşlanmış enginar

               •             1 olgun avokado

               •             1 küçük kırmızı soğan

               •             1 tatlı kaşığı zeytinyağı

               •             1 limonun suyu

               •             Birkaç dal roka veya ıspanak

Hazırlanışı:

Enginarları küçük parçalara ayırın. Avokadoyu küp küp doğrayın. Soğanı ince dilimleyin. Tüm malzemeleri karıştırın. Limon suyu ve zeytinyağını ekleyip servis edin.

Dursun: “Bu salata, sindirim sistemini rahatlatırken uzun süre tokluk sağlar.”

3. Fırında Fesleğenli Enginar Kalpleri

Düşük kalorili, yoğun lezzetli pratik bir garnitür veya ana öğün alternatifi.

Malzemeler:

               •             6-8 adet enginar kalbi (konserve veya taze)

               •             1 diş sarımsak

               •             1 yemek kaşığı zeytinyağı

               •             1 avuç taze fesleğen

               •             Tuz, karabiber

Hazırlanışı:

Enginar kalplerini fırın kabına dizin. Üzerine ezilmiş sarımsak, zeytinyağı, tuz ve karabiber serpin. 180 derece fırında 15 dakika pişirin. Servis öncesi taze fesleğenle süsleyin.

Dursun: “Fırında pişirme yöntemi, enginarın besin değerlerini korur ve lezzetini yoğunlaştırır.”

4. Enginarlı Detox Smoothie

Karaciğer detoksunu destekleyen ve enerji veren hafif bir içecek.

Malzemeler:

               •             1 küçük haşlanmış enginar

               •             1 yeşil elma

               •             1/2 limonun suyu

               •             1 avuç ıspanak

               •             1 bardak su

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri blenderdan geçirin. Taze olarak, tercihen sabah saatlerinde tüketin.

Dursun: “Enginar smoothie, karaciğer fonksiyonlarını desteklemenin en pratik yollarından biri. Tatlı krizlerini de doğal yolla bastırır.”

Diyetisyen Önerileriyle Enginar Tüketim Rehberi

               •             Mevsiminde tüketin: Nisan – Haziran arası en taze dönemdir.

               •             Doğru pişirme yöntemleri: Buharda haşlama veya fırınlama önerilir.

               •             Porsiyon kontrolü: Günde 1 orta boy enginar idealdir.

               •             Doğru kombinasyon: Zeytinyağı, limon ve yeşilliklerle bir araya geldiğinde besin değeri katlanır.

               •             Haftalık sıklık: Haftada 2-3 kez; karaciğer programlarında günlük bile tüketilebilir.


Son Söz:
“Enginar sadece bir sebze değil, vücudunuzun doğal koruyucusudur. Kalbinizi, bağırsaklarınızı ve karaciğerinizi aynı anda koruyan bir mucizeyi sofranıza taşıyın”

Starbucks’tan Büyük Yaz Sezonu Açılışı

Kahve kültürünün dünyadaki en önemli temsilcilerinden Starbucks, bu yıl yaz sezonuna iddialı bir başlangıç yapmaya hazırlanıyor. 30 Nisan’dan itibaren menülere eklenecek yeni lezzetlerle birlikte, Starbucks misafirlerini hem tatlı hem de ferahlatıcı bir lezzet yolculuğu bekliyor. Starbucks Türkiye, yaza özel yepyeni Tiramisu aromalı içeceklerle kahve keyfine yepyeni bir boyut kazandırıyor. Yaz menüsünün yıldız adaylarından Tiramisu Cream Iced Latte, kahve, süt ve buzla karıştırılan mascarpone sosu ve zengin mocha aromasıyla dengeli bir tat sunarken; üzerindeki ipeksi mascarpone kreması ve mocha tozuyla damakta tatlı bir iz bırakıyor. 


Aynı lezzet profiline sahip olan Tiramisu Frappuccino® ise buzla harmanlanarak serinletici bir alternatif olarak yazın favori içecekler arasındaki yerini alıyor. Yazın enerjisini yansıtan bir diğer yenilik ise Haziran ayı başında ilk kez menüye eklenecek olan Melon Pearls Refresha™. Tatlı kavun aromalı bazla hazırlanan bu içecek, ağızda patlayan kavun aromalı toplarla birleşiyor ve buzla tamamlanarak ferahlığın sınırlarını zorluyor.Starbucks Türkiye, misafirlerine hem tatlı anlar hem de serinletici molalar sunacak yeni lezzetleriyle yaz sezona güçlü bir giriş yapıyor. 30 Nisan’da başlayacak büyük sezon açılışı için geri sayım şimdiden başladı.


Milas’tan New York’ta zirveye uzanan yolculuk

Türk butik zeytinyağı markası Funoli, New York Uluslararası Zeytinyağı Yarışması’nda 2 altın madalya kazandı. Göldere Gıda tarafından erken hasat, soğuk sıkım ve yüksek polifenol değerleri korunarak üretilen Funoli zeytinyağları, dünyanın en büyük ve prestijli organizasyonlarından New York Uluslararası Zeytinyağı Yarışması’nda (NYIOOC) 2 altın madalya kazandı.2021 yılında İclal Arcak ve Tolga Erkök tarafından kurulan Göldere Gıda’nın butik tesisinde üretimi gerçekleştirilen zeytinyağı markası Funoli, New York Uluslararası Zeytinyağı Yarışması’ndan ödülle döndü.  Funoli’nin bu prestijli ödüle layık görülen Premium Organik Yüksek Polifenol (470+) ve Premium Göldere Yüksek Polifenol (550+) zeytinyağları Güney Ege’nin endemik Memecik zeytininden sadece kendi markası için üretim yapan butik tesisinde üretiliyor.


Yüksek polifenol içerikli zeytinyağları
Yüksek rakım Memecik dağ zeytinlerinden üretilen Funoli Premium Organik natürel sızma zeytinyağı, tere, roka, çağla ve badem notalarıyla öne çıkıyor. Erken hasat – soğuk sıkım zeytinyağı içeriğinde, yüksek polifenol (470+ mg/kg), yüksek E vitamini (524 mg/kg), Memecik dağ zeytini, düşük asidite (<0.3) ve dengeli duyusal profil (acılık 4.4, meyvemsilik 5, yakıcılık 4.9) bulunuyor.Funoli Premium Göldere (550+) doğal sızma zeytinyağı ise yüksek miktarda fenolik bileşen içeriyor ve yakıcılığıyla zeytinyağının sağlık faydalarına dikkat çekiyor.

Kuruluşundan bu yana New York, Berlin, Londra ve İspanya gibi dünyanın önemli merkezlerinden en yüksek derece ödüller kazanan markanın kurucularından Tolga Erkök aldıkları ödülle ilgili şunları söyledi: “Bu doğal lezzeti Milas’ın bereketli dağlarının bizlere bir armağanı olarak görüyoruz. İlk günden bu yana özenle FSSC 22000 gıda güvenliği standartlarına uygun olarak, yüksek İtalyan teknolojisiyle üretimini gerçekleştirdiğiniz Funoli’nin ödüllendirilmesi bizleri gururlandırıyor.”

Funoli Zeytinyağları kurucularından İclal Arcak ise limitli üretimle en taze zeytinyağlarını sofralara ulaştırırken, doğaya olan saygı ve sürdürülebilir üretim anlayışının öncelikleri olduğunu söyledi. Arcak sözlerine şöyle devam etti: “Milas’ın yüksek rakımlı dağlarında bir doğa yolculuğuyla başlayan zeytinyağı üretimimiz, memecik  zeytinyağını dünyanın en kaliteli zeytinyağları arasında tanıtabilmenin mutluluğuyla devam ediyor.Funoli Zeytinyağlarının diğer ürünleri arasında çocukların yüksek kalite zeytinyağı sevmesini ve alışkanlık geliştirmesini amaçlayan, zengin E vitamini içeriği ve yumuşak tadımı ile Funoli Premium Kids ve çok sınırlı üretilen Funoli Premium Göldere (640+) tek bahçe zeytinyağı da bulunuyor.


Beslenme Reçeteye Girdi: Sağlığın İlacı Sofrada

Bu yıl beşincisi düzenlenen Uluslararası Terapötik Beslenme ve Anti-Aging Kongresi, sağlıklı uzun yaşam (longevity) temasıyla alanında öncü bilim insanlarını bir araya getirecek.  Kongre Başkanı, Tıbbi Biyokimya ve Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp (GETAT) uzmanı Dr. Asuman Kaplan Algın, PhD, terapötik beslenmenin sadece koruyucu değil, aynı zamanda tedavi edici yönüyle günümüz sağlık anlayışında kritik bir rol oynadığını söyledi.


Günümüzde yaşam süresi uzasa da diyabet, obezite, hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi kronik hastalıkların ciddi artış gösterdiğine dikkat çeken Dr. Kaplan Algın, bu tablo karşısında beslenmenin artık yalnızca enerji alımı değil, hastalıkların yönetiminde bilimsel bir araç olarak ele alınması gerektiğini belirtti.  Dr. Algın,  besinlerin genetik düzeydeki etkileri, bağırsak mikrobiyotasıyla ilişkileri ve enflamasyon üzerindeki rolleri üzerine yapılan araştırmaların terapötik beslenmeyi sağlık politikalarının merkezine taşıdığını ifade etti.Kongrenin ana temasını oluşturan “longevity” kavramına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dr. Algın, modern sağlık yaklaşımının yalnızca yaşam süresini değil, yaşam kalitesini de artırmayı hedeflediğini belirtti.  Dr. Algın, “Terapötik beslenme ve anti-aging yaşam tarzı, oksidatif stres, kronik enflamasyon ve insülin direnci gibi yaşlanmayı hızlandıran mekanizmaları doğrudan etkiliyor. Bilimsel veriler, doğru beslenmenin biyolojik yaşı yavaşlatabileceğini gösteriyor” dedi.

Kongrenin hem sağlık profesyonelleri hem de toplum için somut katkılar sağlayacağını vurgulayan Algın, multidisipliner iş birliklerinin güçlendirilmesinin, klinik uygulamalarda güncel yaklaşımların yaygınlaşmasının ve bilimsel bilginin halka doğru kanallarla ulaştırılmasının önemine dikkat çekti. Algın şöyle devam etti ; “Toplumda beslenme ve sağlıklı yaşam konularında bilgi kirliliği çok yaygın. Bu tür bilimsel kongreler, güvenilir ve bilimsel temelli bilgilerin toplumla buluşmasını sağlayarak farkındalığı artırıyor. Beslenme sadece kilo kontrolü değil, hastalıklardan korunma ve sağlıklı yaşlanma için stratejik bir araçtır”Kongre süresince sosyal medya aracılığıyla da geniş kitlelere ulaşıldığını belirten Dr. Algın, bu çabaların toplumda sağlıklı yaşam davranışlarını teşvik etme, önleyici sağlık yaklaşımlarını güçlendirme ve bireyleri daha üretken, aktif ve sağlıklı bireyler haline getirme yönünde etkili olduğunu kaydetti.

Bodrum, Almanya’nın turizm devleriyle buluştu

Schmetterling International'ın yıllık toplantısı, 600 Alman seyahat acentesini üç gün boyunca Bodrum’da buluşturdu. Etkinlikler, panel, fuar ve iş birlikleri ile Almanya-Türkiye turizm hattına ivme kazandırdı. Schmetterling International CEO'su Ömer Karaca, FTI’nin biletleme sistemini bünyelerine kattıklarının haberini verirken, bu satın almanın sektördeki teknik kapasiteyi güçlendireceğini açıkladı. Karaca, Akdeniz destinasyonlarında ‘yükselen’ fiyatlara da dikkat çekti.Almanya'nın en büyük seyahat acentesi zincirlerinden Schmetterling International'ın yıllık toplantısı Bodrum'da gerçekleştirildi. Almanya turizm sektörünün önde gelen temsilcilerinin ağırlandığı bu dev etkinlik, sektöre yön veren paneller ve büyük bir seyahat fuarı ile üç gün boyunca Bodrum için eşsiz bir tanıtım fırsatı oldu. 


Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA), Bodrum Otelciler Derneği (BODER), SunExpress ve Bentour Reisen işbirliği ile Lujo Bodrum, Duja Bodrum, Voyage Hotel, Titanic Luxury Collection Bodrum, La Blanche Island Bodrum ve Hyde Bodrum olmak üzere altı otele yayılan bu dev organizasyona, Almanya'dan 600 seyahat acentesi katıldı. "Augenhöhe shafft starke - Göz hizası güç yaratır" temalı etkinliğin Lujo Bodrum Otel'de gerçekleştirilen açılış toplantısına, Türkiye-Almanya turizm iş birliklerine ilişkin verilen önemli mesajlar damga vurdu. 


Türkiye'nin St. Tropez'i Bodrum
Schmetterling International CEO'su Ömer Karaca, Bodrum'un doğa, tarih ve kültür güzelliklerini anlatarak başladığı konuşmasında, Akdeniz havası, modern yaşam tarzı ve lüksü birleştiren özellikleriyle Bodrum yarımadasını ‘Türkiye'nin St. Tropez'i’ olarak niteledi. Alman turizmcilere 'Bodrum'a daha çok gelin' çağrısı yapan Karaca, yerel otelcilerle iş birliği olanaklarına dikkat çekti.Schmetterling'in son verilerini iş ortaklarıyla paylaşan Ömer Karaca, geçen yıl bin 854 seyahat acentesini daha bünyelerine kattıklarını ve 1.5 milyar euro gelir elde ettiklerini söyledi. 


Her geçen gün sayıları çoğalan üye seyahat acentelerinin bu yaz en çok Türkiye, İspanya, Yunanistan ve Mısır'a paket tur sattığını ifade eden Karaca, “Sektörümüzün ‘büyük oyuncuları’ sıralamada başı çekiyor. Bu yılın ilk çeyreği satışlarında önemli artış kaydeden tur operatörleri; TUI, DERTOUR, Alltours, Schauinsland-Reisen ve AIDA oldu. Ana sponsorumuz Bentour Reisen gibi orta ölçekli tur operatörlerinin satışlarında da önemli artışlar yaşandı” dedi.

FTI’nin biletleme sistemini satın aldı
Schmetterling’teki son gelişmelere ilişkin bilgi veren Karaca, yan kuruluşları Air Conso’yu güçlendiren bir adım attıklarını ve geçen yıl iflas eden tur operatörü FTI’nin biletleme sistemini satın aldıklarını duyurdu. Karaca, “FareWizzard+ gibi teknik çözümleri, FTI Ticketshop GmbH'den devraldık ve en kısa sürede pazara sunacağız. Önceki gün anlaşmayı imzaladık. Teknik kapasitemizi daha da güçlendireceğiz” diye konuştu.


Fiyat artışlarına dikkat
Almanya’daki paket tur satışlarındaki fiyat artışlarına da dikkat çeken Ömer Karaca, “Akdeniz'de, Türkiye’nin de aralarında olduğu ülkelerde, fiyatlar genel olarak yükseldi. Son üç yılda yüzde 50’nin üzerinde gelen zam, satışlarımızı zorluyor.  Bazı otellerin dolulukları düştü. Bu nedenle Mısır, Tunus ve Bulgaristan gibi daha erşilebilir destinasyonlara ilgi arttı” ifadelerini kullandı.Fiyat-performans oranının, kısıtlı bütçesi olan tüm aileleri ve gezginleri kapsayacak düzeyde olması gerektiğini dile getiren Karaca, şöyle devam etti: “Türkiye, tatil destinasyonu olarak her zaman önemli bir yere sahip.  Ancak genel olarak Akdeniz bölgesindeki fiyat artışları nedeniyle, Mısır, Tunus ve Bulgaristan gibi alternatif destinasyonlara olan talebin artmasından da memnuniyet duyuyoruz. Amacımız, misafirlerimize daha fazla tatil seçeneği sunabilmek. Elbette Türkiye dahil olmak üzere tüm bölgelerde, daha düşük bütçeli misafirler için uygun fiyatlı teklifler de verilmesini arzu ediyoruz.”


Sektörün liderleri sahnede
Öte yandan etkinlikte; sektördeki güncel trendler, geleceğe dair öngörüler ve yenilikler alanında önemli isimler sahne aldı. Konuşmacılar arasında; Alman Seyahat Birliği (DRV) Başkanı Norbert Fiebig, Dr. Fried & Partner CEO'su Markus Heller ve Bentour Reisen CEO'su Deniz Uğur yer aldı.Turizm Geliştirme Ajansı (TGA) Kurumsal Etkinlikler Grup Müdürü Mehmethan Kelkit de, bir sunum yaparak Türkiye’nin global tanıtım kanalı Goturkey’i ve Bodrum’u anlattı.Panel bölümünde ise sektör devleri aynı masada buluştu. fvw Genel Yayın Yönetmeni Alexander Krug moderatörlüğünde gerçekleşecek panelin katılımcıları; Alltours Genel Müdürü Georg Welbers, DERTOUR Almanya Genel Müdürü Mark Tantz, AIDA Cruises Satış Direktörü Uwe Mohr, Bentour Reisen Genel Müdürü Songül Göktas-Rosati, Schauinsland Reisen Satış Müdürü Detlef Schroer  ve TUI Almanya Satış Direktörü Constantin Barnow oldu.


Halikarnas’ta akşam yemeği
Gün boyu süren etkinlikler Bodrum’un ikonik eğlence merkezlerinden Halikarnas Kulüp’te verilen yerel lezzetlerin servis edildiği akşam yemeğiyle devam etti. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparaslan, Muğla Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Toprak, Muğla Belediye Başkanı Ahmet Aras, Bodrum Belediye Başkanı Tamer Mandalinci’nin katıldığı yemekte, Bodrum-Almanya turizm ilişkilerine ilişkin önemli mesajlar verildi. 

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alparaslan, Almanya’dan gelen turist sayısını artırmak üzere iş birliği çağrısı yaparken, Bodrum’a dikkat çekti. Alparaslan, “Geçen yıl Almanya’dan ülkemize gelen turist sayısı 6 milyon 300 bin oldu. Bu yıl bu sayının artmasına bu tür etkinliklerin büyük katkısı olacaktır” dedi.

Muğla Belediye Başkanı Ahmet Aras da, Bodrum’da daha fazla Alman turist ağırlamaktan duyacakları memnuniyeti dile getirirken, bu yönde çalışmalara ağırlık verdiklerini aktardı. Aras, çok yakında Almanya’dan bir şehirle kardeş olacaklarını da kaydederek şöyle konuştu: “Muğlamızı eşsiz güzellikleri ile turizmin başkenti yapmak için çalışıyoruz.”

Büyük seyahat fuarı
Etkinliğin en heyecan verici bölümlerinden biri ise 90’dan fazla stantın yer aldığı Duja Otel’de yapılan seyahat fuarı oldu. Otellerden havayollarına, tur operatörlerinden teknolojik çözümlere kadar birçok sektör oyuncusu, en yeni ürün ve hizmetlerini katılımcılarla paylaştı. Almanya ve Türkiye arasındaki turizm ilişkilerinde yeni bağlantılar kurmak ve sektör temsilcileri için fikir alışverişinde bulunmak için önemli bir zemin sağlandı. Öte yandan etkinlik kapsamında Alman seyahat acentelerine yönelik Bodrum yarımadasında geziler de düzenlenerek, bölgenin turistik güzelliklerini deneyimleme imkanı sunuldu.

Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi Mayıs 2025 Programı Açıklandı

İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) Avrupa Birliği desteğiyle hayata geçirdiği Ortaklaşa: Kültür, Diyalog ve Destek Programı’nın verdiği hibe ile finanse edilen Marmara Adaları Kültür Sanat Aksı (Marmara Aks) projesi kapsamında tamir, tadilat ve tefrişat işlemleri tamamlanan Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi açılışın ardından Mayıs 2025 programını duyurdu.


Galimi Çınarlı Kırsal Kalkınma ve Turizm Derneği, Marmara Adalar Belediyesi ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla Marmara Adası’nda yürütülen proje her yaştan adalıyı kültür sanat etkinliklerinde bir araya getiriyor. Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi’nin açılmasıyla yeni bir mekân hizmete girmiş oldu.



ÇKSY Mayıs 2025 Programı

3 Mayıs Cumartesi 16.00 Çocuklarla film seansı

10 Mayıs Cumartesi 16.00 Joyce Nyokabi Mbuthia ile çocuklar için İngilizce deniz ve denizcilik terimleri atölyesi

17 Mayıs Cumartesi 16.00 Nihat Işıldak ile çocuklar için gitar atölyesi

24 Mayıs Cumartesi 16.00 Samet İskenderoğlu ile teneke kayık atölyesi

31 Mayıs Cumartesi 16.00 Batuhan Çakır ile resim atölyesi

Teneke Kayık Atölyeleri Devam Edecek

Marmara Adası'nın geleneksel çocuk oyunu olan teneke kayığın yeni nesillere tanıtılmasını hedeflediğimiz atölye sonraki aylarda da devam edecektir. Teneke kayıklar boyanacak ve yüzmeye hazır hale getirilecektir. Teneke kayık gününde ise kayıklar denizle buluşturulacaktır.


Marmara Aks’ın Hedefleri Neler? 

Marmara Aks Projesi, ada ölçeğinde dezavantajlı olma durumunu ortadan kaldırarak kültür sanat hizmetlerine erişimde eşitsizlikleri azaltmayı, yerel halkın kültür sanat politikasına katılımını artırmayı ve adalarda sürdürülebilir bir kültür sanat ekosistemi oluşturmayı amaçlıyor. Sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetim iş birliği geliştirilirken; bu alanlarda çalışan kültür-sanat aktörlerinin karşılaşacakları, tanışacakları, planlayacakları ve uygulayacakları ortamların yaratılması hedefleniyor. 



Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi’nde Neler Var?

İki prefabrik ve bir betonarme kapalı alandan ve içerisinde çocuk oyun parkı da bulunan park açık alanından oluşan mekân yeniden planlanmıştır. Ortak üretim ve buluşma alanı olmaya yönelik yeni işlevlerle hizmete sunulmaktadır. Çınarlı Kültür Sanat Yerleşkesi’nde elli kişilik çok amaçlı salon oluşturulmuştur. Ses ve görüntü sistemlerinin yer aldığı salon konferans, söyleşi, film gösterimi gibi çeşitli etkinlikler için kullanılabilmektedir. Yerleşkede, mutfak bölümüne sahip atölye alanı oluşturulmuştur. Yirmi kişi kapasiteli atölye çalışmaları için uygun hale getirilmiştir. Kapalı alanların birinde on çocuk kapasiteli etkinlik odası ve ada ve deniz temalı çocuk kitapları kitaplığı oluşturulmuştur. Kitap seçkisi, proje iştirakçilerinden Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği tarafından hazırlanmıştır. Ortak ofis, Marmara Adası’ndaki kültür sanat aktörlerinin kullanımı için planlanmıştır. Yerleşke bahçesindeki çocuk oyun grubu yenilenmiştir. Bahçede aydınlatma ve peyzaj düzenlemeleri yapılmıştır.

30 Nisan 2025 Çarşamba

Celestyal Discovery, Yunan karasularında deniz biyoyakıt karışımıyla yakıt ikmali yapılan ilk gemi oldu

 Bu önemli teslimat, Lavrion Limanı’nda Celestyal ile Motor Oil Group’a bağlı Coral Marine Products SA ortaklığında gerçekleştirildi.Yerel olarak üretilen bu yakıt karışımı, geleneksel deniz yakıtı ile geri dönüştürülmüş kullanılmış kızartma yağlarından elde edilen ikinci nesil bir biyoyakıtın birleşiminden oluşuyor. Motor Oil’in yan kuruluşu Verd tarafından geliştirilen bu yenilik, yeni ISO 8217:2024 standartlarına tamamen uygun ve yaklaşık yüzde 21 oranında CO₂ emisyonu azaltımı sağlıyor.



Celestyal COO’su Kaptan George Koumpenas konuya ilişkin şunları söyledi: “Bu girişim, sürdürülebilir kruvaziyer turizmine yönelik anlamlı bir adımı temsil ediyor. Celestyal Discovery’nin, Yunanistan’da ve bölgemizde kruvaziyer sektörünün çevresel etkilerini azaltma konusunda öncü olmasından gurur duyuyoruz” diye konuştu. Celestyal CEO’su Chris Theophilides ise “Filo yenilememizden, güzergahlarımızı genişletmeye kadar sürdürülebilirlik uzun vadeli vizyonumuzun merkezinde yer alıyor. Biyoyakıt kullanımı bizim için gurur verici bir an ve yerel uzmanlıkla küresel vizyonun birleştiğinde nelerin mümkün olduğunu gösteriyor. Gezegenimizi destekleyen ve gelecek nesiller için kruvaziyer deneyimini zenginleştiren daha fazla çözüm keşfetmeye kararlıyız” diye konuştu. 

1.360 yolcu kapasiteli Celestyal Discovery, Kasım 2023’te Celestyal filosuna katılarak yenileme süreçlerinden geçti. Nisan’dan Kasım’a kadar Atina çıkışlı üç ve dört gecelik “Iconic Aegean” turlarında Mikonos, Kuşadası, Patmos, Rodos ve Santorini’ye uğrayacak. Ardından, Arap Körfezi’ne geçerek Abu Dabi çıkışlı 3 ve 4 gecelik “Iconic Arabia” turları düzenleyecek. Bu turlar Dubai, Sir Bani Yas Adası, Doha, Khasab ve Ras el Khaimah’ı kapsıyor.

The Club Commercial’dan Rekor Büyüme Yılı!

2024 yılında, The Club Commercial (“the Club”), otellerin Gelir, Satış, M&E (Toplantı & Etkinlik), Web ve Ses stratejileri alanında uzmanlaşmış seçkin bir topluluk olarak, bu yılı güçlü sinerji, konsolidasyon ve dikkat çekici bir büyümeyle tamamladı. Güçlü temelini geliştiren the Club, Gelir, Satış, Toplantı ve Etkinlikler, Ses ve Web Yönetimi gibi kilit ticari disiplinleri tek bir tutarlı ve entegre birim haline getirdi. Bu konsolidasyon, küresel otel portföylerinde performansı optimize etmek ve güçlü gelir artışı sağlamak için tasarlanmış dinamik bir 360° ticari hizmet modeliyle sonuçlandı.



2024 yılında the Club; Gelir Yönetimi, Satış Yönetimi, Toplantı ve Etkinlik Yönetimi, Web Yönetimi ve Ses Yönetiminin stratejik konsolidasyonu ile olağanüstü bir başarı elde etti ve 48 ay boyunca en yüksek performanslı RGI (Gelir Üretim Endeksi) skorlarına ulaşarak gelir artışı ve inovasyon sağladı. Bu entegre yaklaşım, departmanlar arasında sorunsuz iş birliğini teşvik ederek, tüm ticari alanlarda hızlı müşteri potansiyeli oluşturma yanıtı ve daha yüksek dönüşüm oranları sağlıyor.

The Club Satış Yönetimi ve the Club Web Yönetimi , oteller için talep, potansiyel müşteri ve trafik yaratırken; the Club Gelir Yönetimi  fiyatlandırma stratejilerini optimize eder. The Club Toplantı & Etkinlik Yönetimi ve Sesli İletişim Yönetimi  ise hızlı yanıt süresi, etkili müşteri iletişimi ve kişiselleştirilmiş hizmet sunumunu sağlar. Bu bütüncül sinerji, operasyonel verimliliği artırırken süreçleri sadeleştirip hizmet kalitesini yükselterek önemli gelir fırsatları yaratır. İnsan kaynağı ile ileri teknolojinin entegrasyonu sayesinde oteller, değişen misafir beklentilerine yanıt veren güvenilir 360° ticari hizmetlere ve yetkin iş gücüne erişir. Bu yapı,the Club’a dahil olmayan otellere kıyasla gelir, ADR (ortalama günlük oda ücreti) ve RGI( gelir endeksi) alanlarında daha güçlü bir artış sağlar.

Radisson Otel Grubu Küresel Ticari Kıdemli Başkan Yardımcısı Gianni di Fede şöyle vurguluyor: “En yetkin yetenekleri bünyemize katma konusundaki kararlılığımız ve ileri teknolojileri etkin bir şekilde kullanmamız, otellerimizde gelir optimizasyonunu sağlayarak sektör lideri gelir ve kârlılık elde etmemizde belirleyici oldu. The Club’ın küresel, bütünleşik bir ticari organizasyona dönüşümü; oluşturduğumuz sinerjiler ve geliştirdiğimiz yenilikçi teknolojilerle birleşerek, bizi sürdürülebilir büyüme ve başarı için stratejik olarak konumlandırıyor.”

2024 yılında the Club, sektörün önde gelen iş ortaklarıyla iş birliği içinde, toplantı ve etkinlik (M&E) alanında önemli bir dönüşüm gerçekleştirdi ve GEMS’i (Group & Event Management System) hayata geçirdi. Bu yenilikçi, hepsi bir arada platform; rezervasyon ve etkinlik yönetimi süreçlerini uçtan uca sadeleştirmek üzere tasarlandı. GEMS, tüm M&E araçlarını entegre ederek ilk talepten teklif ve sözleşmeye, rezervasyondan planlamaya kadar her adımı sadeleştiriyor. Etkileşimli etkinlik diyagramları ve gerçek zamanlı takip panoları gibi çığır açan özellikleriyle süreçleri optimize ediyor, verimliliği artırıyor ve gelirleri maksimize ederek sektör için yeni bir standart belirliyor. Yanıtlama sürelerini %50’nin üzerinde kısaltan sistem; müşteri yolculuklarını otomatikleştiriyor, anlık rezervasyon, güncel fiyatlar ve kesintisiz bağlantı sağlıyor. Son olarak, sektörde bir ilk olan yapay zekâ destekli telefon temsilcisiyle toplantı taleplerine anında yanıt vererek ekiplerin esas odağı olan mükemmel deneyim ve kârlı büyümeye yönelmesini mümkün kılıyor

2024 yılında the Club, yenilikçilik vizyonunu ileriye taşıyarak kendi geliştirdiği iş zekası aracı Pulse içinde iki yeni ve çığır açan modül daha geliştirdi. İlk kez 2019’da devreye alınan Pulse, Grup genelinde iş yapış biçimlerini köklü şekilde dönüştürdü. Bulut tabanlı bu kapsamlı platform; Otel Yönetim Sistemi, Finansal Raporlama Sistemleri ve harici kanallar gibi birçok kaynaktan gelen verileri entegre ederek ticari ekiplerin performansı kolayca takip etmesine, stratejik kararlar almasına ve sadece bir kaç tıklamayla iş büyümesini desteklemesine olanak tanıyor. Bu güçlü altyapı üzerine inşa edilen yeni verimlilik modülü, şu anda pilot aşamasının sonuna geldi. Gelişmiş bu araç, otellerin insan kaynağı ve verimlilik yönetiminde daha akılcı, veri odaklı kararlar almasını sağlayarak operasyonel verimliliği ve kârlılığı daha da ileriye taşıyor.

Yılın ilerleyen dönemlerinde the Club, yenilikçi bir yer değiştirme analizi ve alan yönetimi modülünü de hayata geçirecek. Bu yeni modül, grup ve toplantı & etkinlik rezervasyonları için otomatik veri analizine dayalı fiyat önerileri sunarak karar alma süreçlerini sadeleştirecek ve gelir fırsatlarını en üst düzeye çıkaracak. Bu yenilikler, the Club’ın teknolojiyi ve veriyi stratejik karar alma süreçlerinde etkin bir şekilde kullanma konusundaki kararlılığını bir kez daha ortaya koyuyor. The Club gelişimini sürdürürken, Pulse sistemi; ticari ekiplere uygulanabilir içgörüler sunarak, giderek daha rekabetçi hale gelen pazarda bir adım önde olmayı sağlamaya devam ediyor.

Önceki yılların başarısı üzerine inşa edilen the Club, 23-24 Nisan tarihlerinde Tunus'ta şimdiye kadarki en büyük Gelir Stratejisi Günleri Konferansı'na ev sahipliği yapmıştır ve dünya genelinden 600'den fazla katılımcıyı bir araya getirmiştir. "Köprüleri Geçmek, Gelecekleri Şekillendirmek" teması altında gerçekleşen bu dönüm noktası niteliğindeki etkinlik, ticari ekipleri ve AWS, EY, Booking.com, Agoda, Trip.com, Expedia, Duetto, IDeaS, MKG ve Cvent dahil olmak üzere 20'den fazla sektör lideri ortağı bir araya getirmiştir. Katılımcılar, teknoloji, yapay zeka ve inovasyonun seyahat sektörünü nasıl dönüştürdüğü, müşteri deneyimini nasıl geliştirdiği ve sektörün geleceğini nasıl şekillendirdiği konusunda değerli bilgiler edinmişlerdir.

The Club Commercial, Gelir Yönetimi, Satış Yönetimi, Toplantı ve Etkinlik Yönetimi, Web Optimizasyonu ve Ses Yönetimi ile özel teknolojiler dahil olmak üzere kapsamlı bir ticari hizmet paketi sunuyor. 50'den fazla ulusu temsil eden uluslararası bir topluluk, Madrid, Dubai, Yeni Delhi ve Johannesburg'daki kilit mükemmellik merkezleri ve 65'ten fazla ülkede operasyonlarla, the Club 400'den fazla otelde küresel uzmanlık ve yerel pazar bilgisi sağlıyor ve portföy büyümesi 2023'e göre %30'dan fazla. The Club, sadece bir ticari çözüm olmaktan öte, gelir yönetiminden toplantı ve etkinlikler, satış, ses ve web optimizasyonuna kadar her gelir akışında yeni iş fırsatlarının kilidini açmak için mal sahiplerine, ortaklara ve yeteneklere tüm büyük ticari disiplinlerde başarılı modeller sunuyor.



13 Mart 2025 Perşembe

Misina Balık'ta Emeklilere Özel: Kalkan Balığı Kg 990 Lira!

Ramazan ayı boyunca lezzet ve kaliteyi herkesle buluşturan Misina Balık, emeklilere özel bir kampanya ile gönülleri fethediyor. Karadeniz’in en özel tatlarından biri olan kalkan balığı, emekli misafirler için her Pazar 12.00 - 00.00 saatleri arasında kilogramı yalnızca 990 liradan sunuluyor!Kalkan balığının benzersiz tadını herkesin erişebileceği bir hale getirmek için harekete geçen Misina Balık, yalnızca fiyat avantajı ile değil, aynı zamanda özel pişirme yöntemleriyle de fark yaratıyor. Restoranın özgün tandır usulü pişirme tekniği, kalkanın doğallığını koruyarak lezzetini zirveye taşıyor.

Misina Balık’ın Hedefi: Deniz Mutfağını Erişilebilir Kılmak

Misina Balık’ın Kurucusu Suat Yılmaz, bu eşsiz kampanyayı şu sözlerle dile getiriyor:Emeklilere uygun fiyatlı balık ziyafeti sunmayı amaçlayan kampanyayı, Misina Balık Kurucusu Suat Yılmaz, “Normalde kalkanın boğazdaki işletmelerde kilosu 7 bin lirayı buluyor. 6,5 kiloluk bir kalkanın fiyatı bu hesapla 55 bin liraya kadar çıkıyor. Biz ise kilosunu 3 bin 950 liradan misafirlerimizle buluşturuyoruz. 6,5 kiloluk bir kalkan için 26 bin lira ödüyor misafirlerimiz. Yani diğer işletmelerden bir asgari ücret tutarında daha uygun fiyatla kalkanı misafirlerimizle buluşturuyoruz” sözleriyle anlattı.Restoran, yalnızca damak tadı değil, sağlıklı bir yaşam için de taze balığın herkes tarafından ulaşılabilir olmasını misyon ediniyor. Bu kampanya sayesinde emekli misafirler, lüks restoranlarda tadabileceği bir balık ziyafetine, bütçe dostu fiyatlarla ulaşabiliyor.

Misina Balık: Ramazan’da Herkes İçin Lezzet ve Bereket

Misina Balık, kurulduğu günden bu yana Marmara ve Ege'nin seçkin deniz ürünlerini erişilebilir fiyatlarla misafirlerine sunmayı hedefliyor. Suat Yılmaz, Ramazan ayında da balığın bereketini emeklilerle paylaşmak istediklerini belirtiyor ve şöyle çağrıda bulunuyor: "Ramazan ayı boyunca her Pazar günü, emekli misafirlerimizi taze, lezzetli ve ulaşılabilir kalkan ziyafetimize bekliyoruz."

Adres: Caddebostan Mahallesi, Prof. Dr. Hulusi Behçet Cad. No:10, Kadıköy/İstanbul Menü: misina.com.tr

Rezervasyon

Tel: (0216) 350 80 90

25 Şubat 2025 Salı

Yılmaz Ulusoy;Bir Devirin Kapanışı, Bir Mirasın Sonsuzluğu

Burhan Akdağ kaleminden Yılmaz Ulusoy'un ardından. Hayatın en beklenmedik anlarında, en parlak günler hemen ardından en derin hüznü getirir. Sadece 10 gün önce, 14 Şubat’ta, Yılmaz Ulusoy’un doğum günü coşkusuyla dolu anılar tazeydi; sevgi, umut ve neşenin iç içe geçtiği o özel günde, onun ışığı yüreklerimizi aydınlatıyordu. Fakat şimdi, bu neşenin hemen ardından, aramızdan 84 yıllık ömrün getirdiği tecrübe, bilgelik ve ilhamla bizleri maalesef sessiz bir vedayla baş başa bıraktı. Çok değil birkaç gün önce, hayatımıza ışık tutan, bize ilham veren, yolumuzu aydınlatan Yılmaz Ulusoy’un doğum gününü kutlamıştık. Ancak dün gece, 84 yaşında aramızdan ayrılan bu büyük insanla, Türkiye’de bir devirin kapandığını hissediyorum.

yilmaz-ulusoy.jpg

Yılmaz Ulusoy, sadece iş dünyasının duayeni değil; aynı zamanda insanlığın, vefa ve iyiliğin simgesiydi. Onun varlığı bana ve birçok kişiye, her daim bir rehber, bir güç kaynağı oldu. “Yılmaz abi, 10 gün önce bir yaş daha almıştı. Ama onun yaşı, sadece takvim yapraklarından ibaret değil. Onun ömrü, başarılarla, iyiliklerle, dostluklarla, hatıralarla dolu bir hazine gibi…” sözleri, onun hayatına ve mirasına ne denli derin bir anlam yüklediğini anlatıyordu. Her adımında, hayatın zorluklarını aşmanın, insanlığa ve dostluğa olan bağlılığın en güzel örneğini sergiledi.

Onu tanıyanlar, yıllar boyunca onun destekleyici varlığını, samimi tebessümünü ve içten sözlerini unutamayacak. Sessizce, ama daimî bir şekilde yanımızda olan Yılmaz Ulusoy; iş dünyasında başarıya giden yolun sadece paranın, kârın ya da makamın değil, insanlık, vefa ve iyiliğin esas olduğunu öğretti. Onun bize miras bıraktığı bu değerler, geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak.

Yılmaz Ulusoy için hayat, sadece maddi kazanımlardan ibaret değildi. Onun, Atatürk’e ve Türkiye’ye olan sarsılmaz sevgisi, tüm yaşamını şekillendiren temel değerlerden biriydi. Cumhuriyetin kazanımlarına sıkı sıkıya bağlı, Atatürk ilke ve inkılaplarının yılmaz bir savunucusu olarak, her fırsatta minnettarlığını dile getirdi. “Bizi düzlüğe çıkartacak en kolay yol Atatürk’ün yolundan gitmektir” diyerek, Türkiye’nin gelişmesi ve bağımsızlığını korumanın önemini bizlere her fırsatta hatırlattı. Bu sevda, onun her işinde, her sözü ve her davranışında kendini göstermiş; bir ulusun umudu, inancı ve yol göstericisi olmuştu.

Yılmaz Ulusoy’un mirası sadece iş ve vatan sevgisinde kalmadı. Doğaya duyduğu derin saygı ve sorumluluk bilinci, onun yaşam felsefesinin bir diğer önemli parçasıydı. “Doğa öyle bir şey ki biz onu korumazsak o bizden intikamını fena halde alır. Bu gün için çok acımasızca doğa her konuda intikam alıyor zaten...” diyerek, her insanın üzerine düşen sorumluluğu vurguladı. Türkiye’nin birçok bölgesinde gerçekleştirdiği orman projeleriyle, diktiği her ağacın bir ömür boyu sürecek bir koruyucu olduğunu hatırlattı. Onun için ağaçlar, sadece doğanın değil, aynı zamanda insanlığın da gelecek nesillere bırakacağı en değerli armağanlardı.

Yılmaz Ulusoy, aynı zamanda sanata da gönül vermiş, hayatını estetik ve kültürle yoğurmuş bir insandı. “Okumak benim için yemek yemek gibidir. Kütüphanem de 4 binin üzerinde kitap var.” sözü, onun bilgiye ve sanata olan bitmek bilmez tutkusunu, yaşamının vazgeçilmez bir parçası olarak ortaya koyuyordu. Sanatın, toplumun ruhunu canlandıran, insanı yücelten en önemli değerlerden biri olduğuna inanan Yılmaz Ulusoy, sanatsız bir toplumun düşünülemez olduğunu her fırsatta dile getirdi.

On gün önce, eşi Serap Ulusoy, üç çocuğu Pınar, Pelin ve Mehmet, damatları Oğuz, Turgut, beş torunu Kaan, Mina, Can, Yılmaz,ve Naz ile birlikte yeni yaşına adım atan Yılmaz Ulusoy’un bu dünyadan ayrılışı, bizlere sadece bir insanı değil, bir dönemi, bir yaşam tarzını, bir idealin öyküsünü de uğurluyor. Onun ışığı sönse de, bıraktığı izler kalplerimizde, yollarımızda ve bu topraklarda yaşamaya devam edecek. Türkiye’de bir devir kapandı; ama onun öğretileri, sevgisi ve örnek yaşamı, yeni nesillere umut, güç ve ilham vermeye devam edecek.

Hoşçakal Yılmaz Ulusoy, hoşça kal Yılmaz abimcim seninle geçirdiğim 41yıl, ilham veren bir ömrün, güç veren bir insanın öyküsünde ölümsüzleşti. Senin aramızdan ayrılman, bu ülkenin, bu kültürün ve bu yaşamın bir bölümünü yitirmek demek. Fakat senin bıraktığın miras, hepimizin kalbinde, her adımımızda, her inancımızda inan yaşamaya devam edecek.

Türkiye, senin gibi değerli insanların ışığıyla geleceğe yürüyecek; senin varlığın ise bir kez daha hatırlatacak ki; gerçek liderler, insanlığa, sanata, doğaya ve vatanına sevdalı olanlardır. Bir devir bitti, ama senin öykün sonsuza dek sürecek.

İlham veren ömrüne, gücü veren yüreğine bir kez daha teşekkür ediyorum. Seninle geçirdiğimiz anılar, sevgi ve ilham dolu ömrün, artık hepimizin yüreğinde yaşamaya devam edecek. 
 Sonsuz minnet ve saygılarımla.
Burhan Akdağ

8 Şubat 2025 Cumartesi

1.Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali Gün Sayıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın himayesinde; Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale Belediyesi, Turizm ve Destinasyon Geliştirme Derneği (TDYD) ve Geleneksel Çanakkale Seramikleri Yaşatma Derneği’nin desteğiyle düzenlenen 1. Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali'nin lansman toplantısı, Kolin Otel’de gerçekleştirildi. 

uluslararasi-canakkale-seramik-festivali-prof-dr-tulay-guzel.jpg

Açılış Konuşmaları ve Katılımcılar

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan toplantıda, Çanakkale Vali Vekili Abdül Kadir Duran, Çanakkale Belediye Başkan Vekili Özlem Eryiğit, ÇOMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Arda Aydın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Evren Karayel Gökkaya, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürü Çağman Esirgemez, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Didem Çatal ve Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Tülay Güzel gibi birçok akademisyen ve seramik sanatçısı yer aldı.

Seramik Sanatının Önemi

UNESCO’nun somut olmayan kültürel miraslar listesine seramik sanatını yerleştirmeyi amaçladıklarını söyleyen Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Tülay Güzel, seramik sanatının tarihte taş kadar iz bırakan önemli bir unsur olduğunu vurguladı. Çanakkale'nin verimli toprakları ve bu topraklara hayat veren ustaları sayesinde seramik sanatının kültürel aktarımın sağlandığı bir şehir olduğunu belirtti.

uluslararasi-canakkale-seramik-festivali-prof-dr-tulay-guzel-001.jpg

Festivalin Amacı ve Hedefleri

Prof. Dr. Tülay Güzel, TÜBİTAK tarafından kabul edilen proje sonucunda ortaya çıkan bu festivalin, gönüllü bir ekip ile oluşturulan festival komitesi sayesinde gerçekleştiğini ifade etti. Festivalin temel amacının, seramik sanatını gelecek nesillere aktarmak, Çanakkale'nin bu mirasla anılmasını sağlamak ve UNESCO’nun somut olmayan kültürel miraslar listesine seramik sanatını yerleştirmek olduğunu belirtti.

uluslararasi-canakkale-seramik-festivali-prof-dr-tulay-guzel-002.jpg

Çanakkale’nin Festivaller Şehri Olma Yolunda İlerlemesi

Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürü Çağman Esirgemez, Çanakkale’nin festivaller şehri olma yolunda hızla ilerlediğini ve bu tür etkinliklerin şehre değer kattığını vurguladı. Esirgemez, seramik desenlerinin Çanakkale'nin farklı bölgelerinde kültürel sürekliliğin devam ettiğini kanıtladığını belirtti.

ÇOMÜ'nün Desteği

ÇOMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Arda Aydın, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak bu tarz festival etkinliklerini desteklediklerini ifade etti. ÇOMÜ'nün, eğitimin yanı sıra şehrin en uzak köylerinden merkezdeki sanata gönül vermiş bireylere kadar herkesle temas ederek çalıştığını belirtti.

Belediye Başkan Vekili Özlem Eryiğit’in Katkıları

Çanakkale Belediye Başkan Vekili Özlem Eryiğit, kentlerin tanıtılmasında değerlerin ön plana çıkmasının önemini vurguladı ve Çanakkale Belediyesi olarak yapılan tüm çalışmaları desteklediklerini belirtti. Lansman toplantısı, açılış konuşmalarının ardından sona erdi. Bu festival ile Çanakkale'nin seramik sanatı konusundaki görünürlüğüne ve uluslararası tanınırlığına katkıda bulunulması amaçlanıyor.

11 Ocak 2025 Cumartesi

Toprak kadını Cahide tropik meyvenin kraliçesi

Beyaz yakalı olmayı sevmeyen Cahide İmre, toprakla iç içe olmayı tercih eden bir kadın olarak kendi işini kurma kararı almış tropik meyvenin kraliçesi olmuş. 



Tropik Meyvelerin Kraliçesi Cahide İmre'nin Hikayesi

Cahide İmre, çocuğunu büyüttükten sonra birkaç iş yerinde çalışmış ve dört duvar arasında sığamadığını fark etmiş. Beyaz yakalı olmayı sevmeyen Cahide, toprakla iç içe olmayı tercih eden bir kadın olarak kendi işini kurma kararı almış. Son dokuz yıldır hobi çiftliğinde üretici kadın olarak kendi yetiştirdiği ağaçlardan ürünler yetiştiriyor.

Çiftlikte Neler Var?

İsobaba'nın Çiftliği, geniş bir alan üzerinde tropikal meyve ağaçlarına ev sahipliği yapıyor. Yerli ve yabancı narenciye çeşitleri, kayısı, şeftali, incir ve üzüm çeşitleri bulunuyor. Çiftlikte 46 çeşit üzüm, 26 çeşit incir, 17 çeşit nar ve 27 çeşit limon yetiştiriliyor. Çiftliğin iki bölümünde narenciye, iki bölümünde tropik meyveler, iki bölümünde 26 çeşit incir ve dört çeşit pikan cevizi  bulunuyor. Ayrıca, 40 çeşitte yakın tropikal meyve bulunan bir sera da mevcut.

Narenciye ve Tropikal Meyveler

Çiftliğin en altındaki iki d bölümünde narenciye yer alıyor. Narenciye denince akla sadece limon, portakal ve mandalina gelse de, çiftlikte 11 çeşit mandalina, 9 çeşit portakal ve 27 çeşit limon bulunuyor. Şeker limon, şeker portakal ve kan portakalı gibi farklı çeşitler de mevcut.

Çiftlik Ziyaretleri ve Ürün Tadımı

Çiftliğe gelmek isteyenler önceden randevu alıyor ve Cahide İmre tarafından karşılanıyor. Misafirler, çiftlikte gezdiriliyor ve mevsimsel meyvelerin tadına bakıyor. Cahide, ürünleri dalından kesip tattırıyor ve beğenilen meyveler sepetlerle toplanıyor. Çiftlikte otantik bir köy havası yaratan oturma alanında, çiftlikte üretilen reçeller, turşular, pekmezler, pestiller ve atıştırmalıkların tadına bakılıyor ve beğenilen ürünler satın alınıyor.

Tropikal Meyve ve Fidan Satışı

Çiftlikte tropikal meyve, tropikal fidanlar ve tropikal meyveler satılıyor. Bodrum'un iklimi tropikal meyvelere çok uygun olduğu için, insanları ağaç dikimine teşvik etmeye çalışıyorlar. Mimar ve mühendislerle birlikte çalışarak peyzajcılık hizmeti de sunuyorlar. Ayrıca, doğal ilaçlar ve diğer konularda insanlara destek olmaya çalışıyorlar.Cahide İmre'nin toprakla olan bağı ve tropikal meyvelere olan tutkusu, İsobaba'nın Çiftliği'ni benzersiz kılıyor. Bu çiftlik, doğayla iç içe olmak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktası.

O bir TOPRAK Kadını Cahide…