Gediz Deltası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Gediz Deltası etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Mayıs 2021 Çarşamba

Dünya kültür mirası İzmir’le büyüyecek

Visitİzmir, 30 ilçeyi kapsayan 11 kategori ve 2 bin 300’den fazla noktayla erişime açıldı. İzmir, dijital turizm altyapısını tamamlayan Türkiye’deki ilk şehir oldu. Mobil turizm uygulaması Visitİzmir, 30 ilçeyi kapsayan 11 kategori ve 2 bin 300’den fazla noktayla erişime açıldı. Visitİzmir’de keşfedilebilecek yerlerden biri de UNESCO alanları. Binlerce yıllık görkemli tarihiyle uygarlıklara tanıklık eden İzmir; Efes ve Bergama’dan sonra dört yeni alanın daha UNESCO’nun daimi listesine girmesi için çalışıyor.


İzmir Büyükşehir Belediyesi, 8 bin 500 yıllık tarihin ve kültürün beşiği İzmir’in potansiyelini dünyaya tanıtmak için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Eşsiz konumu, iklimi, doğal alanları, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile dünya coğrafyasında çok önemli yere sahip kentin tanıtım yüzü Visitİzmir mobil uygulaması hayata geçti. İzmir’e dair tüm güncel bilgilerin yer aldığı uygulama, İzmir turizminin dijitalleşmesinde atılan bir adım olması sebebiyle de önemli bir yerde duruyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Kalkınma Ajansı ve İzmir Vakfı ortaklığında hazırladığı Visitİzmir uygulamasında gastronomiden tarihe, doğadan agroya kadar 11 farklı turizm türünde, 2 bin 300 noktaya ait görsel ve metinsel bilgi yer alıyor. Uygulama, hem Türkçe hem İngilizce olarak App Store ve Google Play üzerinden indirilebiliyor. Visitİzmir’de keşfedilebilecek yerlerden biri de UNESCO alanları… Efes ve Bergama, UNESCO’nun Daimi Listesi’nde yer alırken, Kemeraltı ve çevresini içine alan İzmir Tarihi Liman Kenti, Birgi, Gediz Deltası ve Ceneviz ticaret yolunun parçası olan Foça, Çandarlı ve Çeşme kalelerinin UNESCO Daimi Listesi’ne alınması için çalışmalar devam ediyor. İşte o alanlar:

Antik dünyanın yedi harikasından biri Efes’te

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Efes Antik Kenti, felsefe, bilim, kültür ve sanat alanlarında medeniyetlere öncülük ederdi. Efes Ören Yeri, Meryem Ana Evi, Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Bazilikası, Çukuriçi Höyük olmak üzere toplam dört kısımdan oluşan Efes, İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alıyor. Antik dünyanın yedi harikasından Artemis Tapınağı’nın yanı sıra Büyük Tiyatro ile Celsus Kütüphanesi burada bulunuyor.

İlk psikiyatri hastanesi: Bergama

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki bir diğer bölge Bergama, Pergamon Krallığı’nın yönetim merkeziydi. Bergama Akropolü ise içindeki kütüphane binası ile antik dünyada önemli bir eğitim merkezi olarak öne çıkardı. En dik antik tiyatro ile dünyanın ilk psikiyatri hastanesi Asklepion Sağlık Merkezi’ni içine alan Bergama’da tıp ile eczacılığın simgesi olan yılan figürü doğdu ve dünyaya yayıldı.

Saat Kulesi: İzmir Tarihi Liman Kenti

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde İzmir Tarihi Liman Kenti başlığıyla konumlanan bölge Kemeraltı, Kadifekale ve Basmane’yi içine alıyor. Bölgede Konak Meydanı ve Saat Kulesi gibi İzmir’in önemli sembolleri var. Zaman içinde iç limanın dolmasıyla genişleyen, dünyanın en eski ve en büyük açık hava alışveriş merkezlerinden Kemeraltı Çarşısı’nın da bulunduğu alan Konak Pier’den başlayarak Kadifekale’ye kadar uzanıyor.

Doğanın avuçlarında taş evler: Birgi

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki Birgi, yemyeşil bir doğanın avuçlarına yayılan geleneksel ve kültürel mimarisini koruyor. Yüksek taş evleri, türbe ve camileri ile dikkat çeken bölgenin tarihi 5 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi, özellikle geleneksel mimari dokusuyla yoğun ilgi görürken, ziyaretçilerini âdeta zamanda yolculuğa çıkarıyor.

Üç kale: Foça, Çandarlı ve Çeşme

Akdeniz'den Karadeniz'e Kadar Ceneviz Ticaret Yolu'nda Kale ve Sur Yerleşimleri başlığında Türkiye'den farklı noktalarla birlikte yer alan Çandarlı, Çeşme ve Foça kaleleri, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor. Çeşme ile Sakız Adası arasında deniz ticaretinin güvenliği için 15’inci yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edilen Çeşme Kalesi, Sultan 2. Beyazıt zamanında 1508-1509 yıllarında yapılan ilavelerle bugünkü halini almış. Dikdörtgen biçimli kale, altı kulesi ve üç tarafındaki hendeklerle muhteşem bir görüntü sunuyor. İzmir-Bergama karayolu üzerinde yer alan Çandarlı Kalesi tüm görkemiyle bugün hala ayakta duruyor. Çandarlı'nın antik dönemdeki adı Pitane, adını Amazon kraliçesinden alıyor. Kalenin bugünkü planındaki inşasıysa MS 14’üncü yüzyılda Cenevizliler tarafından gerçekleştiriliyor. Eski Foça'da yer alan Beş Kapılar (Foça) Kalesi ise ilçenin önemli tarihi yapılarından biri. Yapımı 11’inci yüzyıla tarihlenen kale, daha sonra Cenevizliler tarafından Doğu Roma İmparatoru Michael Paleologos'tan alınarak onarılmış.

Flamingolar: Gediz Deltası

İzmir’in yanı başında yer alan Gediz Deltası, barındırdığı farklı habitatlar sayesinde binlerce canlıya yaşam ortamı sunan uluslararası öneme sahip nadir sulak alanlardan biri. Yüzlerce kuş ve canlı türüne ev sahipliği yapan Gediz Deltası, dünyadaki flamingo nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu barındırıyor. Türkiye’deki tuz üretiminin yaklaşık üçte birini de karşılayan delta aynı zamanda İzmirli balıkçı ve çiftçilerin de üretim alanı ve uluslararası öneme sahip nadir sulak alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Gediz Deltası, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı başvuruyla UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmeye hazırlanıyor.

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Gediz Deltası’nın Kıyı Balıkçılığı İçin Önemine Dikkat Çekildi

Doğa Derneği balıkçılar ile birlikte Gediz Deltası’nın hem İzmir hem de geleneksel kıyı balıkçılığı için önemine dikkat çekmek için İzmir’de Geleneksel Balıkçılık Festivali düzenledi. İzmirlilerin yoğun katılımı ile gerçekleşen festivalde balıkçılar birçok tehdit ile karşı karşıya olan Gediz Deltası’na şükranlarını sundular. Gediz Deltası kirliliğe, yaşam alanlarının yok olmasına sebep olan birçok yatırım projesi ile sık sık gündeme geliyor son yıllarda.


Binlerce yıla dayanan tarihi ile İzmir’i cazibe merkezi haline getiren en önemli sebeplerin başında Gediz Deltası geliyor. Sadece Türkiye’nin değil Akdeniz havzasının en önemli sulak alanlarından olan Gediz Deltası’ndaki biyolojik zenginlik bu topraklarda yeşeren kültürel zenginliğin, medeniyetlerin olmazsa olma koşulu olmuş bugüne kadar. Yeryüzünün en zengin ve en üretken ekosistemlerinden birisini oluşturarak aynı zamanda insanların yaşamlarını idame ettirmek için sürdürdükleri ekonomik faaliyetleri mümkün kılmış. 

Alüvyon içeren bereketli toprakları ile tarım ve hayvancılığa yön veren deltada 1800’lü yıllardan bu yana tuz çıkartılıyor. Geleneksel kıyı balıkçılığı ise Gediz Deltası doğası ile uyumlu ekonomik faaliyetler son temsilcilerinden birisi ve deltada yaşayan tüm canlılar ile ortak bir kaderi paylaşıyor. Balıkçıların yaşamları doğa ile uyumlu bir yaşamın izlerini takip etmeyi de mümkün kılıyor. Örneğin pelikanlar gibi deltanın gerçek ev sahipleri ile aralarındaki dostluk bu bağı gösteren örneklerden sadece birisi. Doğadaki en eski balıkçılardan olan bu deniz kuşu İzmirli balıkçıların balığa ulaşmak için izledikleri kılavuzlar aynı zamanda.

Ancak deltanın ismi son senelerde sık sık maruz kaldığı tehditler ile gündeme geliyor. Kirliliğe, yaşam alanlarının yok olmasına sebep olan birçok yatırım projesi deltada yaşayan tüm canlılar ile balıkçıların yaşamlarını da tehdit ediyor. Bu yüzden ekolojik dengenin korunması İzmirli balıkçılar için hayati önem taşıyor. Çünkü Gediz Deltası deniz kuşlarının olduğu kadar balıkçıların da ekmek teknesi. 

Bu yüzden Doğa Derneği ile bir araya gelen S.S. Şemikler Su Ürünleri Kooperatifi üyesi balıkçılar Geleneksel Balıkçılık Festivali ile deltanın ev sahipliği yaptığı zengin yaşamı, yaşadıkları sorunları, deltayı ve ekmek teknelerini tehdit eden gelişmeleri İzmirliler ile paylaştılar. Çok sayıda İzmirlinin katılımıyla gerçekleşen festival kapsamında kuş gözlemi, fotoğraf sergisi, kukla gösterisi, kukla yapım atölyesi, çocuklar için doğa oyunları, balık ağı örme, canlı müzik dinletisi de gerçekleşti.
Festivalde açıklama yapan S.S Şemikler Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı İbrahim Pehlivan “Kooperatif olarak balığın hakkını korumanın kendimizi de korumak olduğunu bilerek çalışıyoruz. Bu nedenle kirlilik başta olmak üzere balıkçılık yaptığımız alanlardaki tehditlerin tümünü kendi sorunumuz olarak görüyoruz. Örneğin delta ve kooperatif alanını kullanan herkesin kirlilik konusunda hassas olmasını ve harekete geçmesini bekliyoruz. 

Balıkçıların evi hali gelen ve İzmir Körfezi’ni besleyen Gediz Deltası’nın, balıkçılık için önemini herkesin bilmesini arzuladığımız için bu Festival’i düzenliyoruz.” dedi. Doğa Derneği Genel Direktörü Engin Yılmaz ise “Kurulduğumuz günden bu yana doğal ve kültürel değerlerini keşfetmek, korumak ve savunmak için emek, gönül verdiğimiz Gediz Deltası ve deltanın yaşam verdiği tüm canlılar gibi geleneksel kıyı balıkçıları da malesef bir çok tehdit ile karşı karşıya. Bugün İzmirliler ile birlikte deltanın zengin doğasını, balıkçılık ve balıkçılığın önemini, doğa ile yakın ilişkilerini, sorunlarını konuştuk. Kentimizi, İzmir’in en önemli değerlerinden biri olan Gediz Deltasını korumak ve doğanın haklarını savunmak için bir araya geldik” dedi.

4 Ekim 2014 Cumartesi

GEDİZ DELTASI'NDAKİ HOMA DALYANI KANAL PROJESİ BAŞLADI

KUŞ ÜREME ADASI YOK OLUYOR

İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir Kuş Cenneti olarak da bilinen Gediz Deltası’ndaki Homa Dalyanı’nda iş makineleriyle bir kanal açma projesi başlattı. Proje devam ettiği takdirde Homa Dalyanı’nda üreyen kuş türlerinin yuvaları yok olma tehlikesiyle karşı karşıya gelecek.


Doğa Derneği’nin Homa Dalyanı’nda kuluçkaya yatan kuş türleri ile öngörülen kanal projesini çakıştırdığı harita sorunun büyüklüğünü ortaya koyuyor. Yapılacak kanal hem kuş adalarının erimesini hızlandıracak hem de kuşlar için hassas kıyı kordonunu ana karaya bağlayacak.

Doğa Derneği’nin çalışmalarına göre kanal projesi kara gagalı sumru adlı deniz kuşunun kuzey Homa Dalyanı’nda yer alan Türkiye’deki tek üreme adasını ortadan kaldıracak. Kanal projesinden doğrudan olumsuz etkilenecek diğer kuş türleri ise Hazar sumrusu, Akdeniz martısı, sumru ve küçük sumru gibi nadir türler.  Proje aynı zamanda flamingolar başta olmak üzere pek çok kuşun beslenme alanını da tehdit ediyor. Proje kapsamında pelikanlar için yapay ada inşa edilmesi öngörülse de, bu diğer önemli kuş türlerinin yaşaması için yeterli değil.

Gediz Deltası, Türkiye’de uluslararası ölçekte koruma altında olan 14 Ramsar Alanı’ndan biri. Ayrıca birinci derece doğal sit ve Yaban Hayatı Koruma Sahası olarak koruma altında. Kanal Projesi’nin yapılma gerekçesi Belediye ve Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ne göre Homa Dalyanı’nın sığlaşmasını engellemek ve su sirkülasyonunu sağlamak olsa da, Doğa Derneği uzmanlarına göre proje kuşlar için “kaş yaparken göz çıkarmak” anlamına geliyor.

Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Genel Müdürü Engin Yılmaz şunları söyledi: “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yürüttüğü kanal projesinin kuşlar üzerine etkileri neredeyse hiç araştırılmamış. Öyle ki, şayet bu proje gerçekleşirse Gediz Deltası’nın uluslararası öneme sahip olmasına neden olan kuş türlerinin yarıdan fazlasının nesli tehlike altına girecek ve deltanın uluslararası önemi ciddi ölçüde ortadan kalkacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bu girişiminin iyi niyetli olduğuna inanıyor ve yanlış bilgilenme nedeniyle ortaya çıktığını düşünüyoruz. Umarız bu proje İzmir’in kuşları için bir felakete dönüşmeden durdurulur”.