26 Haziran 2015 Cuma

Jolly Tur, turizm sektöründe öncü teknoloji sağlayıcı Sabre’yi seçti

Seyahat ve turizm sektöründe küresel teknoloji sağlayıcısı Sabre Corporation (NASDAQ: SABR) ve lider seyahat ve eğlence şirketi Jolly Tur, Sabre seyahat pazarında Jolly Tur’e güç kazandıracak uzun süreli stratejik ortaklığa imza attı. Anlaşma, 1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girdi.


1987 yılında kurulan, Türkiye genelindeki güçlü otel bağlantıları ve online olarak birbirine bağlı 600’ü aşkın satış noktası ile geniş bir hizmet ağına sahip olan Jolly Tur, 3500 kişiyi bulan kadrosuyla her zaman en kaliteli ürünü, en uygun fiyat avantajları ile misafirlerine sunmayı hedef edinmiştir.

Jolly Tur Yönetim Kurulu Üyesi Mert Vardar, imza töreninde "Müşterimizin memnuniyetine çok önem veren bir tur operatörüyüz. Her gün binlerce kişiyi ağırlıyoruz, her gün binlerce kişiyi konaklatıyoruz ama her birinin farklı bakış açıları oluyor. Bundan dolayı ciddi bir müşteri ilişkileri departmanımız var. Müşterimizin bakış açısıyla farklı isteklere doğru şekilde cevap verebilmemiz için ciddi bir organizasyon yapısına girmeniz gerekiyor. Global tarafa gelecek olursak; Türkiye’de seyahat sektörü yeni başlıyor diyebiliriz. Her sene daha fazla kişi seyahat planlayıcılar aracılığıyla seyahat ediyor. Eskiden insanlar yazlığına ya da köyüne kendi aracılığıyla tatil planı yapıp giderken, şimdi daha çok seyahat acenteleriyle, hava yollarıyla gezebiliyor. Havayollarının çoğalması ve uçuş sayısının artması da bunun en büyük nedenlerinden biri. Teknoloji artık seyahat sektörünün içinde. “

“Biz şirket olarak teknolojiye çok önem veriyoruz” diyen Vardar, sözlerine şöyle devam etti. “Son 7-8 yıldır buna çok büyük bir bütçe ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. Bunun için ayrı bir yazılım şirketimiz var. Tamamen bize hizmet veriyor ve ciddi bir yazılımcı kadromuz var. Misafirler artık çok farklı kanallardan satın alma yapabiliyorlar. Web sitesi, mobil uygulama gibi farklı kanallardan misafirleri yakalamaya çalışıyoruz. Her gün eksikliklerimizi tamamlamaya çalışırken ileriye dönük de hazırlıklar yapıyoruz. Teknoloji önümüzdeki 10 sene içinde seyahat sektörüne çok büyük damga vuracak. Bizim de buna hazır olup kendimizi devamlı geliştirmemiz gerekiyor. Sabre ile işbirliğimiz bize bu anlamda çok yardımcı olacak”

Sabre Travel Network Türkiye Genel Müdürü Altuğ Bekdemir gerçekleşen stratejik ortaklık için: Özellikle Türkiye gibi genç nüfusun önemli olduğu Türkiye’de, teknoloji, seyahat endüstrisi için anahtar rol oynamaktadır. Teknoloji, seyahat deneyimlerinde ve insanların nasıl rezarvasyon yaptıklarında artan bir etkiye sahip olmaktadır. Bizler Jolly Tur’a hedeflerini gerçekleştirmesi ve bu hareketli pazarda daha fazla rol alabilmesi için gerekli teknolojik desteği sağlayabildiğimiz için çok gururluyuz. Bu yeni ortak çalışma Sabre’ın Türkiye’deki büyüyen varlığını göstermektedir.


Germe Yapmamak İçin Bahane Üretmeyin

Yürüyüş, yüzme, ağırlık çalışma ya da pilates, yapılan sporun çeşidi ne olursa olsun düzenli egzersiz alışkanlığı sizi obezite, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, felç ve kanser gibi ciddi rahatsızlıklara karşı korur. Sağlığa yararlı olan egzersizleri yaparken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Öncelikle egzersiz sırasında her zaman yaralanma riskinin olabileceği unutulmamalıdır. Germe yapmak ise bu yaralanmalardan korunmanın en başında gelir.


BAHANE ÜRETMEYİN
Fazla kalori yakmak istemek, sporu biran önce bitirip gitmek ya da germe egzersizlerinin kimilerince sıkıcı olması… Bütün bunlar egzersize başlamadan önce germe yapmamak için bahaneler… Ancak germe egzersizlerinin başarılı bir egzersiz programının en önemli parçası olduğu unutulmamalıdır. 
Peki, germe neden bu kadar önemlidir? Okan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, germe hareketlerinin önemi ve uygulama şekli hakkında bilgiler verdi:“Germe egzersizleri eklem hareket açıklığının korunmasını ve artmasını sağlar. Yaşa, cinsiyete ve fiziksel duruma göre değişebilen hareket açıklığı bir nevi kasların hareket ettiği aralıktır. Eğer hareket açıklığı azalırsa yapılan egzersizle kasları kuvvetlendirmek sizi sadece yaralanmaya açık hale getirir. Çünkü eklem açıklığının azalması kas liflerini hareketinin azalmasına, kaslarda yapışmaların ortaya çıkmasına ve dolayısıyla kasın kısalmasına neden olur. Kısa bir kas ise yaralanmalara açıktır.  

ISINMANIN PSİKOLOJİK VE FİZYOLOJİK FAYDASI
Egzersizden önce mutlaka ısınma periyodu olmalıdır. Yapılan araştırmalar aktivite öncesi ısınmanın; vücudu psikolojik ve fizyolojik olarak spora hazırlamakta önemli olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda ısınma sonrası yapılan uzun süreli germeler tüm aktivite boyunca vücudun ısınmayı korumasına yardımcı olur. Isınmayı takiben yapılan germe egzersizleri kasın gerilme yeteneğini artıracaktır. Bu da kas yırtık riskini azaltacak, kas performansını artmasını sağlayarak eklem mobilitesinde artışa neden olacaktır.
Egzersize başlamadan önce yapılan germe kas içindeki dolaşımın uyarılmasını sağlar. Böylece kastaki dolaşım artar. Kastaki kanlanma ne kadar fazla olursa kasın çalışması maksimum verimlilikte olur. 

ESNEKLİĞİN ARTMASI EKLEMDEKİ STRESİN AZALMASINI SAĞLAR 
Düzenli yapılan germe esnekliğin artmasını sağlar. Esneklik kaslardaki ve eklemdeki stresin azalmasını sağlar. Esnek bir kas, esnek bir eklem yüklenmeleri daha kolay tolere eder. Ancak esnekliğin az olması en ufak bir yüklenmede dokunun yapısını değiştirememesinden dolayı yaralanacaktır. Esnetme ve germe egzersizleri egzersiz programın en önemli parçasını oluşturur. Yapılan araştırmalar germenin aktif veya pasif bir şekilde yapılabileceğini, ikisi arasında herhangi bir fark bulunamadığını göstermiştir. 
Germeler, dikkatli olarak kasta rahatsızlık ve ağrı hissedilen pozisyonu koruyarak yapılmalıdır. Yerleştirilen pozisyon 15 saniye korunmalıdır. 5 saniye gevşetilmelidir. 2 ya da daha fazla tekrarla ve her gün yapılan germe egzersizleri ile en iyi sonucu elde etmek mümkün olur. Her kas için özel germe pozisyonu sağlanmalıdır.” 


Tarih ve Güzelliğin İçinde Huzurlu Bir Tatil

“Assos’un Daha Çok Tanıtıma İhtiyacı Var”
Assos Eden Garden Otel Genel Müdürü Hüseyin Softa, Assos turizmini değerlendirdi. Bodrum’da, Antalya’da ve Kuşadası’nda yıllarca turizm yaptığını ifade eden Softa, Assos’un çok farklı olduğunu ve turizm adına çok daha iyi değerlendirilebilecek bir turizm destinasyonu olduğunu söyledi ve bölgenin daha iyi tanıtılması gerektiğini dile getirdi. 


Hüseyin Softa değerlendirmesinde şu görüşlere yer verdi: “ Assos’da Eden grubunun dört tane oteli var. İki tanesi butik çalışıyor, iki tanesi her şey dahil çalışıyor. Son derece güzel bir yerde turizm yapıyoruz. Otelimiz mükemmel. Bodrum’da, Antalya’da ve Kuşadası’nda yıllarca turizm yaptım. Kıyaslama şansım var. Burası son derece mükemmel bir ortam. Assos’da tarihte var, doğal güzellik de var. 


Turistin isteyeceği her şey var burada. Burada eksik olan daha iyi bir tanıtım ve daha çok turiste hitap etme olayıdır. Bunun için bölgenin Charter seferlere ihtiyacı var. İyi bir tanıtım programı, tanıtım vakıfları olması gerekiyor. Sanırım bunlarda eksiklikler var. Asssos’un turizm fuarlarında iyi tanıtılmaya ihtiyacı var. Devletin burayı da bir turizm yöresi olarak görmeye Assos’un çok ihtiyacı var. Ümit ediyorum ki Charter seferleri de burada başlar”

Bozcaada Avrupa’nın En İyi Kıteboard Sporcularını Ağırlıyor

 “Mercedes- Benz Go Bozcaada Festivali” Başladı 
Spor, müzik ve eğlenceyi buluşturan  Türkiye’nin ilk ve tek festivali “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali” 23 Haziran’da Bozcaada’da başladı. Festival kapsamında Mercedes-Benz Türk sponsorluğunda Playmaker ve Uluslararası Kiteboard Derneği - International Kiteboarding Association (IKA) tarafından düzenlenen ve Avrupa’nın en iyi kiteboard sporcularını buluşturan “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası” da start aldı. “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali”nin ilk gününde, Avrupa’nın en iyi kiteboard sporcuları Bozcaada sularında adeta rüzgarla dans etti. 12 ülkeden sporcunun katıldığı “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası” 28 Haziran tarihine kadar devam edecek. “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali” spor, müzik ve eğlenceli dolu etkinlikleri hafta boyunca sürecek.



Bu yıl ilk düzenlenen ve geleneksel hala gelmesi planlanan “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali”, 24 Haziran’da başladı. Mercedes-Benz Türk’ün isim sponsorluğunda, Çanakkale Valiliği ve Bozcaada Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Uluslararası Kiteboard Derneği - International Kiteboarding Association (IKA) ve Playmaker tarafından organize edilen “Mercedes- Benz Go Bozcaada Festivali” 28 Haziran tarihine kadar devam edecek.


Dünyaca ünlü kiteboard sporcuları Bozcaada’da 
“Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası”nda yarışmak üzerine; Almanya, Bulgaristan, Hırvatistan, İspanya, İngiltere, Kanada, Litvanya, Polonya, Rusya, Slovenya, Almanya ve Litvanya’dan dünyaca ünlü sporcular Bozcaada’ya geldi. Sporcular ilk gün, Bozcaada Çayır Plajı’nda antreman yaparak yarışa hazırlandı. “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası”na aralarında; Florian Gruber, Maks Zakowski, Oliver  Bridge, Stephe Bridge, Katja Roose, Elena Kalinina’nın da yer aldığı dünyaca ünlü yarışçılar  katılıyor. Final yarışları sonunda kadın ve erkek kategorilerinde dereceye giren sporcular 15.000 $ tutarındaki toplam ödülü paylaşacak. “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası”na Türkiye’yi Vanessa Ginyol, Eray Özgülnar, Ejder Ginyol, Armaian Ersolak temsil ediyor. Türk milli kiteboard sporcusu Bilge Öztürk de Mercedes-Benz Türk’ün özel desteğiyle “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası”nda dünyaca ünlü rakipleriyle kıyasıya mücadele ediyor.


Bozcaada’da spor ve eğlence bir arada
“Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali” süresince Bozcaada, kiteboard, koşu, bisiklet, SUP gibi eğlenceli spor etkinliklerine sahne olacak,  ayrıca yerli ve yabancı müzik gruplarına ev sahipliği yapacak. Festivalde Maximum Kart sponsorluğunda “Bozcaada Freestyle Open”, Vestel Bozcaada Bisiklet Turu, Sup Race, Bozcaada 10K koşusu etkinlikleri, gündüz kumsal partileri, DJ performansları, akşamları ise canlı performanslar gerçekleşecek. 28 Haziran 2015 tarihine kadar adanın dört bir yanında organize edilecek spor yarışmaları ve eğlenceli organizasyonlarla Bozcaada adeta bir festival adası haline gelecek.


Bozcaada’nın ilk kiteboard okulu “Mercedes-Benz Kite Lounge” açıldı
Mercedes-Benz Türk, etkinliğe isim sponsoru olmanın yanı sıra kiteboard severler ve meraklılarına hizmet vermek üzere  “Mercedes-Benz Kite Lounge”un kapılarını da Çayır Plajı’nda açtı. 2015 yaz sezonu boyunca tecrübeli kiteboard eğitmenleri eşliğinde bu heyecanlı spor dalını deneme fırsatı bulacak Bozcaada ziyaretçileri, “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali” kapsamında da tesisi ziyaret ederek farklı aktivitelerle keyifli zaman geçirecekler. “Mercedes-Benz Kite Lounge” ziyaretçileri ayrıca zor arazi koşullarında kullanılmak üzere 1979 yılında üretimine başlanan ve ikonik tasarımıyla yıllara meydan okuyan Mercedes-Benz G-Serisi’ni de yakından inceleme fırsatı bulacaklar.


“Maximum Bozcaada Freestyle Open” heyecanı ve Duman konseri Bozcaada’da 
Festival boyunca Maximum Kart’ın sponsorluğunda “Maximum Bozcaada  Freestyle Open” yarışları düzenlenecek. Festivale katılanlar “Maximum Bozcaada Freestyle Open”da en iyi riderların rüzgarla dansına şahit olacaklar. Ünlü rock grubu Duman, festivalde Maximum Kart sponsorluğunda sahne alacak. Maximum Kart sahipleri Duman konseri biletlerini %50 indirimle satın alabilecek.
“Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali”, Mercedes-Benz Türk’ün isim sponsorluğunda,  Playmaker ve IKA tarafından düzenleniyor. Maximum Kart’ın sponsorluğunda “Maximum Bozcaada Freestyle Open”ın da organize edildiği festivalin yardımcı sponsorları arasında; AkçanSa, Arbella, Canon, Çanakkale Madenciler Derneği, Kollektif, Magna Hotels, Miller, NTV Spor, POWER FM, Red Bull, Türkiye Yelken Federasyonu, Vestel ve OLİ de yer alıyor.
Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali Programı (24-28 Haziran):
    
24 Haziran, Çarşamba 
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/ MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE
 “Formula Race”     

25 Haziran Perşembe 
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/ MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE
“Formula Race”
    

26 Haziran Cuma  
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE
“Formula Race”
 Maximum Bozcaada Freestyle Open ÇAYIR PLAJI

27 Haziran Cumartesi
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/ MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE 
“Formula Race”
Maximum Bozcaada Freestyle Open ÇAYIR PLAJI
Vestel Bozcaada Bisiklet Turu CUMHURİYET MEYDANI
Bozcaada 10K Koşusu CUMHURİYET MEYDANI

28 Haziran Pazar 
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/ MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE 
“Formula Race”
Maximum Bozcaada Freestyle Open ÇAYIR PLAJI 
SUP Race LİMAN
Kapanış seramonisi ve ödül töreni   ÇAYIR PLAJI 

AB’den Turizm eğitimine yeni bir soluk

Turizm Sektörüne 7,5 Milyon Euro’luk Eğitim Desteği
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Avrupa Birliği (AB) işbirliğinde geliştirilen TUYUP “Turizm Sektöründe İşverenlerin ve Çalışanların Uyum Yeteneklerinin Arttırılması Projesi”ne ilgi artarak devam ediyor. AB tarafından finanse edilmekte olan eğitim projesi kapsamında; Turizm İşletme Belgesi’ne sahip olan otel ve restoran çalışanlarına ücretsiz eğitimler verilecektir. Eğitimin sonunda girdiği Mesleki Yeterlilik Sınavını geçen personelin ise, bir yıl boyunca SGK işveren payı masrafları, AB fonundan karşılanacak olan projenin bütçesi yaklaşık 7,5 milyon Euro’dur. 


Bu fırsat kaçmaz! 4 binden fazla işletmeye, 7,5 milyon Euro’luk fon bulunuyor 
Turizm sektöründe son yılların en kapsamlı eğitim projesinin hayata geçirildiğine dikkat çeken İstanbul Kitchen’s Academy kurucu ortağı Hülya Durmaz,  oteller ve restoranların başvuru fırsatını kaçırmamaları gerektiğini vurguladı. 

Hülya Durmaz, konuşmasına söyle devam etti: 
“Projede, Turizm İşletme Belgeli tesislerin; ön büro, servis, kat hizmetleri ve mutfak çalışanlarının mesleki ve teknik ihtiyaçlarının, AB standartları çerçevesinde geliştirilmesi planlanıyor. Yaklaşık 7,5 milyon Euro’yu bulan bütçesi ile 4 binin üzerindeki işletmeye ulaşılması hedeflenen proje, 2016 yılı temmuz ayında tamamlanacaktır. Otellerin ve restoranların biran önce, ‘hem personeline AB fonuyla eğitim verip, hem de SGK işveren katkı payını 1 yıl boyunca ödemiyor olmak’ için başvurularını yapması gerekiyor. Firma olarak, İstanbul Kitchen’s Academy’nin bünyesinde olduğu Mutfak Okulu Gıda Yayıncılık Ltd.Şti. ve İstanbul Üniversitesi’nden hocalarımızla eğitimleri vermeye başladık. AB eğitim projesinden faydalanmak isteyenlerin, TUYUP web sitesine müracaatlarını yapmaları gerekiyor. Eğitim almayı istedikleri kurum olarak ‘Mutfak Okulu Gıda Yayıncılık ltd’ şirketini seçtiklerinde; TUYUP tarafından da onaylandıktan sonra, kuponları kendilerine ulaştırılacaktır ve ardından İstanbul Üniversitesi hocaları ile bünyemizdeki profesyonellerden eğitimlerini almaya başlayacaklardır” diye konuştu. Önümüzdeki yıllarda, turizm çalışanlarında ‘mesleki yeterlilik belgesi’ aranacağını da hatırlatan Hülya Durmaz, AB işbirliğiyle hayata geçen bu projenin önemini bir kez daha vurguladı. 

Sektörün uzman personel ihtiyacını karşılıyoruz 
Turizm sektörüne uzman personel yetiştirdiklerini belirten, İstanbul Kitchens’s Academy - Mutfak Okulu Eğitim Direktörü Ayşe Kıral Ünal, projeden yararlanmak isteyen işletmelerin personeline eğitim aldırmak için biran önce talepte bulunmaları gerektiğini söyledi. Eğitimleri işbirliği yaptıkları İstanbul Üniversitesi (İÜ) hocaları ve bünyelerindeki uzmanlar ile vermekte olduklarını anlatan Ayşe Kıral Ünal, konuşmasına şöyle devam etti: “TUYUP eğitimleri için talepler toplanmaya başladı. İşletmelerin bu haktan yararlanmak için biran önce başvurusunu yapmaları gerekiyor.  Mutfak Okulu Gıda Yayıncılık Turizm Reklam ve Organizasyon Tic.Ltd şirketi olarak verdiğimiz eğitimler arasında; Bar Görevlisi Eğitimi; Davranış Eğitimi; Hijyen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Eğitimi; Kat Hizmetleri Görevlisi Eğitimi; Ön büro Görevlisi Eğitimi; Servis Görevlisi Eğitimi; Temel Mutfak Eğitimi; Mutfak Eğitimi yer alıyor” şeklinde konuştu. 



İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu- ICVB’nin çalışmaları ile “Kongreler Şehri İstanbul” Yabancı Basında Tanıtılıyor!

İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) - İstanbul’un tanıtımıyla ilgili yapmış olduğu çalışmalarla yabancı basında da İstanbul’un adından söz ettirdi. Avrupa’nın toplantı endüstrisi alanında en etkili dergileri İstanbul’un tanıtımına sayfalarca yer ayırdı.Dünyanın önemli kongre ve toplantılarını İstanbul’a getirmek için çalışmalarını sürdüren İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu- ICVB’nin yürüttüğü tanıtım çalışmaları hızla sürüyor. İstanbul’un uluslararası toplantı ve kongre pazarındaki iş potansiyelini artırmak ve İstanbul’u dünya kongre ve toplantı sektörüne tanıtmak için sektörün en çok okunan yayınlarının temsilcileri 25-28 Mart tarihlerinde,İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle yürütülen “Kongreler Şehri İstanbul-Uluslararası Medya Çalışması” kapsamında İstanbul’da bir araya geldi. Bu buluşmanın ardından uluslararası yayınlarda İstanbul’un tanıtımının yapıldığı haberler peş peşe yayınlanmaya başladı.


“İki Şehrin Hikayesi” İstanbul’un farklılıklarını ortaya çıkarıyor.Toplantı endüstrisi alanında Avrupa’nın en etkili dergilerinden biri olan Almanya’da her ay 20.500 kişiye ulaşan CIM Magazine’de İstanbul’a tam 4 sayfa ayrıldı. “İki Şehrin Hikâyesi” başlığıyla verilen haberde “Kongre Vadisi İstanbul’un ekonomisi patlama yaşıyor” denildi. ICVB’nin geçmişten günümüze bir aradalık fikrinden yola çıkılarak hazırlanan yeni markalaşma stratejisinin altı çizilerek "İki Şehrin Hikayesi,  İstanbul’un farklılıklarını ortaya çıkarmayı amaçlıyor” ifadelerine yer verildi. Haberde, etkileyici bir büyüme gözlenen Türkiye'nin kalbi konumundaki İstanbul’un iki kıta ve tarihi ticaret yolları üzerinde olduğuna dikkat çekilerek uluslararası toplantıların merkezi haline geldiği belirtildi. “İstanbul’un kültürel geçmişi, tarihi ve coğrafyası, güncel gelişmeleriyle ilham veren ve insanları birleştiren eşsiz bir konuma sahip olduğu” ifadelerine yer verilen haberde, ICVB’nin yeni kampanyası “İki Şehrin Hikayesi”yle İstanbul’un “modernite ve gelenek, batı ve doğu, dinamizm ve huzur” gibi farklı yüzlerinin yansıtıldığına dikkat çekildi.ICVB çalışmalarının geniş olarak anlatıldığı röportajda İstanbul’un ilk resmi tanıtım sitesi olanwww.howtoistanbul.com’dan da bahsedildi.

İstanbul heyecan verici bir kent
Belçika’da yayınlanan ve sektördeki 5.000 toplantı profesyoneline hitap eden Avrupa ve Asya Pasifik ülkelerinde dağıtılan Headquarters Magazine ise İstanbul için özel bir ek hazırlayarak tam 12 sayfa ayırdı. İstanbul’un toplantı sektöründe lider konumunda olduğuna ve heyecan verici mekanlara sahip olduğuna dikkat çekilen ve İstanbul’un en dinamik kentlerden biri olarak hızlı büyüyen bir ekonomiye sahip olduğu belirtilen dergide, İstanbul’daki kongre ve toplantı mekanları da tanıtıldı. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı, İstanbul Kongre Merkezi, Haliç Kongre Merkezi, Grand Cevahir Otel Kongre Merkezi, CNR Expo, İstanbul Fuar Merkezi, WOW Kongre Merkezi’nin yanı sıra daha küçük toplantılar için İstanbul’da çok amaçlı spor salonları, tiyatrolar, kültür ve gösteri merkezleri olduğuna dikkat çekildi. İstanbul’da tarihi mekanların da organizasyonlar için kullanılabileceğine işaret edilen haberde, yüksek teknolojiyle donatılmış modern mekanların da alternatif oluşturduğu belirtildi.İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ‘Kongreler Şehri İstanbul – Uluslararası Medya Çalışması Ağustos ayı sonuna kadar devam edecektir. İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ‘Kongreler Şehri İstanbul-Uluslararası Medya Çalışması’ isimli proje kapsamında yayınlanmaktadır.                             

Bu Yaz, Wyndham Grand İstanbul Levent’te Serinleyeceksiniz

Sıcak Yaz Günlerinde Serinlemeye Davet Ediyor
Wyndham Grand İstanbul Levent, sıcak yaz günlerinin başlamasıyla birlikte havuz sezonunu açtı. Otel açık havuzuyla, şehrin stresinden uzaklaşmak isteyenlere ayrıcalıklı bir konfor sunuyor. Wyndham Grand İstanbul Levent’in, gün boyu güneş gören bir mimari ile tasarladığı açık havuzu, sizleri sıcak yaz günlerinde serinlemeye davet ediyor. Şehrin merkezinde konumlanan Wyndham Grand İstanbul Levent,  tatil tadında yaşanacak havuz keyfi için çok özel seçenekler hazırlıyor. 


Buz gibi içeceklerle serinleyin
Wyndham Grand İstanbul Levent, açık havuzun yanı sıra aynı bölümde yer alan Pool Bar ile misafirlerine lezzetli yiyecek ve içecek keyfi yaşatıyor. Açık havuzda yüzmenin ve güneşlenirken buz gibi içecekleri tatmanın zevkini yaşamak isteyenlerin bu yaz en çok uğrayacakları yerlerden biri Wyndham Grand İstanbul Levent olacak.


Çocuk havuzu da var
Wyndham Grand İstanbul Levent, ebeveynleri ile birlikte yazın keyfini doyasıya yaşamak isteyen minik misafirlerinin güvenliğini de ön planda tutuyor. Wyndham Grand İstanbul, 40 cm derinliğindeki çocuk havuzu ile 7’den 70’e herkese unutulmaz bir yaz yaşatacak. 

*Hafta içi havuz girişi KDV dahil 95 TL 
*Hafta sonu havuz girişi KDV dahil 140 TL 
*3 aylık açık havuz ve Qualitasspa Üyeliği ( kapalı havuz, sauna, buhar odası, Türk hamamı, fitness center, stüdyo seansları )  KDV dahil 1200 TL


“Konya Gezi Rehberi” Tüm Seçkin Kitapçılarda!

KÜLTÜR ve İNANÇ TURİZMİ İÇİN BAŞUCU REHBERİ 
Antik çağlardan itibaren pek çok önemli medeniyete ev sahipliği yapan Konya, ülkemizdeki kültür ve inanç turizminin en önemli merkezlerinden biri. Mistik dokusu ve Türk-İslam kültürünü yansıtan eşsiz yapıtlarıyla her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlayan şehir,  sanat tarihi uzmanı Kutse Altın’ın kaleme aldığı “Konya Gezi Rehberi”nde adım adım anlatılmış.İpek Yolu üzerindeki önemli merkezlerden biri olan Konya, MÖ 7000’lerden itibaren Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi pek ok önemli medeniyete kapılarını açmış. Son derece zengin bir tarihi ve kültürel mirası bünyesinde toplayan bu aziz belde, antik dönemden kalma eserleriyle olduğu kadar Anadolu’da Türk-İslam kültürüne ait en eski ve kıymetli eserlerle de adeta bir müze şehir görünümünde.

Bozkırda Serap Çeşnisi
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Bozkır’da serap çeşnisi” diye nitelediği şehir, kutsal mekanları ve mistik atmosferiyle olduğu kadar çevresini süsleyen akarsuları, gölleri, ormanlık alanları, şelaleleri ve yaylaları ile de görülmeye değer. Sanat tarihi uzmanı Kutse Altın’ın hazırladığı, Kaynak Yayınları tarafından basılan Konya Gezi Rehberi, her taşından tarih ve doğal güzellik fışkıran bu eşsiz şehri merak edenlerin, gezmek isteyenlerin ellerinden düşüremeyeceği eksiksiz bir eser. İç ve dış mekan fotoğrafları, rota önerileri, gerekli telefon ve adres bilgileriyle zenginleştirilen kitap şehir turunuz için başlı başına yeterli bir kaynak.

Kutsal Mekanlar
İlk bölümde kısaca Konya tarihine değinen eserin ikinci bölümü Konya camilerine ayrılmış. “Konya’nın Ulu Camisi” olarak anılan Alaaddin Cami, İplikçi Cami, Şerafeddin Cami, Şems-i Tebrizi Cami, Piri Mehmed Paşa Cami gibi tarihi camiler mimari özellikleri, süslemeleri, kimin inşa ettirdiği ve kimlerin ziyaret ettiği gibi bilgilerle uzun uzun anlatılmış.

Türbe ve Mescitler bölümünde, Amerika’dan İngiltere’ye, Fransa’dan Kore’ye kadar dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin akınına uğrayan, Kubbe-i Hadra olarak anılan Hz. Mevlana’nın dergahı ve türbesi, içinde bulunan yapılar ve hikayeleriyle birlikte detaylı bir anlatımla okuyuculara sunulmuş. Konya’nın simgesi haline gelen Hz. Mevlana Türbesi’nin yanı sıra Sinan Paşa Türbesi, Hürrem Paşa Türbesi, Tahir ile Zühre Mescidi ve Türbesi gibi diğer önemli dini mekanlar da bu bölümde anlatılmış. 

Üç Günlük Bir Gezi Programı
Hanlar ve Hamamlar, Medreseler, Müzeler, Çeşmeler ve Anıtlar bölümlerinin ardından Konya Çevresi incelemeye alınmış. Ereğli, Akşehir, Beyşehir, Seydişehir ve diğer ilçeler tarihi ve turistlik ve özellikleri ile anlatılırken ilgi çekici fotoğraflara bolca yer verilmiş. Konya’nın folklorik özelliklerini ve dillere destan mutfağını da satırlarına taşıyan Kutse Altın, titizlikle hazırladığı Konya Gezi Rehberi’nde üç günlük bir gezi için şöyle bir öneride bulunuyor: “Antik çağdan bugüne yaklaşık on bin yıllık bir toprakla mayalanmış; İbn Arabi, Sadreddin Konevi, Şems-i Tebrizi ve Hz. Mevlana gibi ariflerin feyziyle aydınlanmış Konya’nın ruhunu hakkıyla sindirip bu aziz beldenin dokusuna daha iyi nüfuz edebilmek için asgari üç günlük bir gezi programı öneriyoruz. Günübirlik geziler için Alaaddin Tepesi’nden başlayarak kent merkezindeki belli başlı tarihi mekânlarla Hz. Mevlana’nın türbesi ve dergâhı yeterli olacaktır. İki günlük bir gezi planlıyorsanız, ilk günün tamamını merkeze ayırdıktan sonra ikinci gün Aya Elena Kilisesi ve volkanik kayalara oyulmuş mağara tapınakları ile meşhur Sille’yi ziyaret edebilir, ardından da kendinizi Meram Dere’nin huzur dolu sesine bırakabilirsiniz. Şayet Konya’da üç ya da daha fazla gün geçirmeyi düşünüyorsanız, o halde dünyanın ilk yerleşim birimlerinden Çatalhöyük, Konya’nın ve Türkiye’nin nazar boncuğu Meke Gölü, Ereğli İvriz Kaya Anıtı, Gökyurt-Kilistra antik kenti, Akşehir’deki Nasreddin Hoca Türbesi veya Selçuklular’dan günümüze ulaşan yegâne saray kalıntısı olan, Beyşehir’deki Kubadabad Külliyesi’ni mutlaka görmelisiniz.”Evliya Çelebi’den Katip Çelebi’ye, Marko Polo’dan İbn-i Batuta’ya tarih boyunca pek çok seyyahı misafir eden Konya’yı ziyaret etmek isteyenler verimli bir seyahat için Kutse Altın’ın Konya Gezi Rehberi’ni muhakkak edinmeli. 

Bodrum Palmarina’ya Bu Yaz Huqqa Damgasını Vuracak

Nisan 2013’te İstanbul Boğazı’nda kapılarını açan HUQQA, Ankara’dan sonra Bodrum Palmarina’da misafirlerini ağırlamaya hazır. Sevilen lezzetleriyle yaza bomba gibi başlayan HUQQA ekibi, 3. yaşını Yalıkavak’ın göz alıcı manzarasında taçlandırmanın mutluluğunu yaşıyor.


Sanat, cemiyet, spor ve iş dünyasından birçok ismin uğrak mekanlarından biri olan HUQQA; açıldığı günden beri zengin menüsü, konumu ve dekorasyonuyla İstanbul Boğazının en çok ilgi gören mekanları arasında yer alıyor. Geçtiğimiz Nisan ayında 2. yaşını kutlayan HUQQA, bu yaz Yalıkavak’ın incisi Bodrum Palmarina’nın gözdesi olacak. 


Deneyimli şef İsmail Ercan Turan’nın koordinatörlüğünde favori lezzetlerini İstanbul’dan Bodrum’a taşıyor. Geç saatlere kadar hizmet verecek HUQQA, Bodrum Palmarina’da sayısız lezzet çeşitleri, adından sürekli söz ettiren kokteylleri ve Yalıkavak manzarasının vazgeçilmez keyfi ile yazı özel ve unutulmaz kılmaya kararlı. 


120 kişilik kapasitesiyle 15 Mayıs 2015 tarihinde hizmete açılan HUQQA Bodrum Palmarina sabah saatlerinden gece 03:00’a kadar misafirlerini ağırlıyor. Bir dünya markası olma yolunda hızla ilerleyen HUQQA’nın sıradaki durakları ise Katar ve Dubai olacak. 





Kalyon Turizm Grubu’ndan Süleyman Demirel’e Vefa

Kalyon Hotel İstanbul’da Merhum Demirel anısına bir fotoğraf sergisi açıldı.Sultanahmet Sahil Yolu’ndaki Kalyon Hotel İstanbul’un 1967 yılında açılışını yapan dönemin Başbakanı Süleyman Demirel, 25 yıl sonra 1992 yılında yine dönemin Başbakanı olarak Otel’in 25. Yıl kutlamalarına katıldı. 


Kalyon Turizm Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Yılmaz Tecmen;  “Türk turizminde geçirdiğim 40 yılı aşkın süre boyunca kuruculuğunu ve başkanlığını üstlendiğim turizm sektör kuruluşlarının faaliyetleri ile ilgili Merhum Demirel’in teşvik, yardım ve takdirlerine mazhar olma şerefine ulaştım. 


Kalyon Ailesi olarak, 2 yıl sonra 50. Yılımızı birlikte kutlamayı dilerken aramızdan ayrılan, Büyüğümüz, Çok Kıymetli Devlet Adamı, Merhum Cumhurbaşkanımız ’a Allah’tan Rahmet diliyoruz. Kalyon Oteli’nin tarihinde çok önemli ve unutulmaz bir yere sahip olan merhum Demirel’i bu sergi ile anmak istedik.” diye belirtti.Sergi 30 Temmuz tarihine kadar Kalyon Hotel İstanbul’da gezilebilir. 








Anatolia’dan Türkçe bilimsel dil ve anlatım ile ilgili duyuru

Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi editörlüğü tarafından bilimsel dil ve anlatımda yapılan Türkçe hatalarına karşı dikkatli olunması konusunda bir duyuru yapıldı. Duyuruda son yıllarda turizmle ilgili makalelerde Türkçe dil ve anlatım kurallarının hiçe sayıldığını, bunun da dilin bozulmasını hızlandırdığına dikkat çekti. Anatolia tarafından duyuru aşağıdaki gibi.

Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi’nden kamuoyuna duyuru,
Son yıllarda Türkiye’de makale yazımında kuralsızlık ve/veya her makale yazarının/yazarlarının kendi kurallarını uydurması şeklinde bir eğilim söz konusu olmaya başlamıştır. Önceleri münferit bazı uygulamalar olarak gözlenen bu durum, giderek yaygınlaşmaktadır.

Akademik yükseltmelerde ulusal ve uluslararası hakem-denetimli dergilerde yayımlanan makalelere yüklenen önemin bir sonucu ortaya çıkan bu eğilime daha çok akademik kariyer basamaklarını hızla çıkmak isteyenlerin çalışmalarında rastlanmaktadır. Sıklıkla tez danışmanlığı müessesinin çok iyi çalışmamasının sonuçlarından biri olarak ortaya çıkan bu eğilim, ne yazık ki, ülkemizde akademik yaşamda bir kuralsızlığın daha yaygınlaşmasına yol açmaktadır. Söz konusu gelişimi dört başlık altında özetleyebiliriz:

1. Son yıllarda turizm alanında hazırlanan makalelerde yabancı sözcük ve kavramların ilgili dildeki orijinali ile yazma keyfiyeti yaygınlaşmaktadır.

2. Temel konularda bile Türkçe dil, yazım ve anlatım kurallarının hiçe sayıldığına tanık olunmaktadır.

3. Turizm ve dolayısıyla sosyal bilimler alanında hazırlanan kayda değer sayıdaki makalede Türkçe karşılıkları olmasına karşılık yabancı sözcük ve kavramların gereksiz ve özensiz bir şekilde kullanılmakta olduğu görülmektedir.

4. SPSS, Lisrel, AMOS, vb. istatistik paket programları yoluyla yürütülen hesaplamalarda, kullanılan test isimlerinin Türkçeleştirilmeden (hatta çoğunlukla gözlendiği gibi SPSS, Lisrel programları ile hesaplanan test değerleri ve analiz sonuç sayfalarından olduğu gibi kopya edilerek!) makale metinlerinde yer almasında gözle görülür bir artışın olduğu gözlenmektedir.
Ülkemizdeki akademisyenlerden uluslararası dergilere makale önerirken gösterdikleri özeni ve hassasiyeti, ulusal dergilere gönderirken de göstermelerini istemek kadar doğal bir beklenti olamaz!.. Daha açık bir deyimle, dili İngilizce olan bir uluslararası dergiye Türkçe kavram ve test adları yazılarak ve pek çok İngilizce dil ve anlatım hatalarını içeren makaleler nasıl ki önerilemiyorsa, aynı titizliğin ulusal dergilere makale önerirken de gösterilmemesini anlamakta güçlük çekiyoruz!.. Bu konularda ülkemizdeki akademik/bilimsel dergilerinin editörlerine önemli sorumluluklar düşmektedir.

Türkçe’nin bilimsel sözcük ve kavram zenginliğinin geliştirilmesine ve daha da önemlisi Türkçe’nin korunmasına katkıda bulunmak üzere, bundan böyle Anatolia: Turizm Araştırmaları Dergisi’ne önerilen makaleler yukarıda dört maddede özetlenen konular bağlamında incelenecek; bu konularda gerekli özenin gösterilmediği makaleler yazarlarına düzeltilmek üzere iade edilecektir. İlgili düzeltmeleri yapılmamakta ısrar edilen makaleler değerlendirme sürecine alınmayacaktır.
Saygıyla duyurulur..



Türsab Byk'dan Vali Büyük ve Turizmcilere İftar Yemeği

Türsab Adana Byk'dan İftar Yemeği
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Adana Bölgesel Yürütme Kurulu (BYK) Başkanı  Murat Şirin, Adana Valisi Mustafa Büyük ve turizmcilere iftar yemeği verdi


ADANA - Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Adana Bölgesel Yürütme Kurulu (BYK) Başkanı  Murat Şirin, Adana Valisi Mustafa Büyük ve turizmcilere iftar yemeği verdi.


TÜRSAB BYK Başkanı ve işadamı Murat Şirin’in yönetim kurulu üyesi olduğu Şirin Park Otel de gerçekleşen iftar yemeğine Vali Mustafa Büyük’ün yanı sıra İl Müftüsü Arif Gökçe, Tüm Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜMSİAD) Adana Şube Başkanı Yakup Kutluca ile kentteki turizm sektörünün temsilcileri katıldı.


Murat Şirin, yaptığı açıklamada, iftar davetlerine katılan başta Adana Valisi Mustafa Büyük olmak üzere tüm katılımcılara teşekkür ederek, mübarek Ramazan ayının ülkemize ve tüm İslam Alemine hayırlar getirmesi temennisinde bulundu. 

Yelken Kulübü Windsurf Kurslarına Başladı

Keşan Belediyesi Yelken ve Su Sporları Kulübü, Windursf Kursları Vermeye Başladı
Kulübün Erikli’de bulunan ve bir süre önce açılışı gerçekleştirilen kulüp binası önündeki sahilde gerçekleştirilen kurslara ilginin büyük olduğu belirten Kulüp Başkanı Andaç Gedik, “Kurslarla ilgili başvurularımız hala devam ediyor. 


Bizim kulüp olarak amacımız, bu kurslar sayesinde hem çocuklarımıza windsurf öğretmek hem de kulübümüze lisanslı sporcu kazandırmaktır” dedi.


Kulüp Antrenörü  Recep Kirezli tarafından verilen Windsurf Kursuna katılmak isteyenlerin Keşan Belediyesi Atatürk Spor Tesisleri’ne veya Keşan Belediyesi Yelken ve Su Sporları Kulübü’nün Erikli’de bulunan kulüp binasına giderek başvuruda bulunabilecekleri açıklandı.

23 Haziran 2015 Salı

SUYUN TEDAVİ EDİCİ VE RAHATLATICI GÜCÜ

NG Afyon’da stresten uzak, sağlıklı ve dinamik bir tatil keyfi yaşayın
NG Afyon Termal Spa merkezi, volkanik bir yerleşim alanına sahip olan Afyonkarahisar’ın şifalı suları ile sağlık vaadediyor. Açılışından itibaren kısa bir süre içerisinde 7 ayrı kalite belgesi almaya hak kazanan,yenilenme ve tazelenme deneyimi sunan NG Afyon Termal Spa Merkezi, geleneksel termal tatil anlayışının dışına çıkarak  tüm aile bireylerinin keyifli, sağlıklı bir tatil geçirmesine olanak sağlıyor.Çocuklu ailelerin rahatı için özel aile odaları, açık ve kapalı havuzlar, su kaydırakları, çocuk restoranı ve büyük bir eğlence merkezi bulunan NG Afyon’da tatil, herkese hayalinde ki huzuru sunuyor.

NG Afyon  Termal Spa merkezi, şifalı suları ile stresten uzak kalmanıza,sağlıklı tazelenmiş bir bedene kavuşmanıza yardımcı oluyor.Her yaştan bireyin gitmesi gereken termal sular, yerin altından gelen içinde mineral bulunduran şifalı sulardır. Kişiyi günlük yaşamın stresinden uzak tutarak tazenlemesini ve dinamik bir yaşama devam etmesini sağlar. NG Afyon’un Sahibi Nafi Güral hizmetleri şu şekilde anlattı; ‘’Termal jakuziler, Türk hamamı, aile hamamları, saunalar, buhar odaları, buz çeşmesi, dinlenme alanları, macera duşları, su kaydırakları, dışa açılabilen sıcak su havuzu gibi alanlarla hizmet vermekteyiz’’ dedi

Termal Tatilin, Yanlış Bilinen Gerçekleri
İlk termal uygulamalar Roma döneminde soyluların özellikle de askerlerin rahatlaması ve tedavisi için kullanılmaya başlanmış, halka yaygınlaşması ile tam bir termal kültürü oluşmuştur.Türkiye, termal su kaynakları bakımından Avrupa’da birinci, Dünya’da yedinci sırada olmasına rağmen, termal sular hep şifa arayışları olarak algılanmış ve hastalık geldiğinde hatırlanmıştır. Bu nedenle ülkemizde termal kültürü yanlış yönde gelişmiştir. Termal sular pek çok ülkede hastalık gelmeden bedeni koruyucu, tazeleyici ve düzenleyici olarak kullanılmaktadır. Hastalığın gelmeden önlenmesi hedeflenmektedir. Termal  kürlere, genç nüfus başta olmak üzere her yaştan insanın gitmesi sağlık, güzellik, tazelik, zindelik, stressiz hayat için gereklidir.  ilaç yerine düzenli termal kür, bedenimiz ve ruhumuz için vazgeçilemezdir.

Özenle tasarlanan NG Afyon, termal kültür ile genç kalmayı sağlıyor 
Özenle tasarlanan NG Afyon, Termal turizme yenilikçi bir bakış getirerek mükemmel hizmetle örnek olmayı  ve termal turizmi Türkiye’nin turizm de ana kollarından biri yapmayı amaçladığını belirtti. NG Afyon, yeni bir kavram olan ‘Lüks Termal’ anlayışını getirerek  İlk ‘lüks termal’ otel olarak hizmet vermeye başladı.

Şifalı Suyun Yararları Nelerdir ?
Nafi Güral Termal suyun yararlarını şöyle anlattı; ‘’Termal sular, yer altında kendiliğinden oluşan, içerisinde belirli miktarlarda mineraller bulunan şifalı sulardır. Sıcaklık dereceleri ve özellikleri, bulunduğu toprağın özelliğine göre değişir.

*Ağrılı romatizmal hastalıkların, kireçlenmelerin,

* Deri hastalıklarının tedavisinde,

* Böbrek ve idrar yolu hastalıklarının tedavisinde,

* Stres ve strese bağlı rahatsızlıkların iyileştirilmesinde, 

* Mide, bağırsak ve safra kesesi hastalıklarının tedavisinde, termal suların şifasının çok yararlı olduğunu vurguladı.


7 Ödüllü Tek Termal Otel 
NG Afyon İnsan Kaynakları ve Kalite konularında yaptığı yatırımlar sayesinde, açılışından itibaren kısa bir süre içerisinde 7 ayrı kalite belgesi almaya hak kazandı NG Afyon’un Sahibi Nafi Güral alınan ödülleri şöyle sıraladı; 

Tripadvisor Mükemmelik Sertifikası, Skalite- En İyi Spa Oteli, Yılın En İyi Turizm Yatırımları Ödülü, OtelPuan Ödüllerinde En İyi Termal Tesis, Türkiyenin En Başarılı Turizm Yatırımları Araştırmasında En İyi Sağlık Turizmi İşletmesi gibi pek çok farklı ödüle de layık görülmüştür.’’ dedi

22 Haziran 2015 Pazartesi

E-ticaret siteleri 2016’ya kadar E-Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorunda

Ekonomi alanında uzun süre gündemde kalması beklenen ve e-dönüşümün bir parçası olan E-Arşiv Fatura uygulaması; denetim, tasarruf, işlem hızlılığı ve hızlı bilgi akışını beraberinde getiriyor. Maliye Bakanlığı’nın  önemli miktarda tasarruf edilmesini öngördüğü uygulamanın özellikle internet üzerinden satış yapan şirketlerin iş yapış şekillerini değiştirmesi bekleniyor. 2014 yılı cirosu 5 milyon TL ve üzerinde olan e-ticaret siteleri, 01.01.2016 tarihine kadar e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorunda.


Devletin, özel sektörün ve bireylerin dijital hayata geçişini hızlandıran e-dönüşüm süreci, yaşam anlayışımızı da değiştiriyor. Satış, pazarlama, üretim dahil olmak üzere birçok iş akışını doğrudan etkileyen e-dönüşüm, aslında uzun zamandır ülkemizin gündeminde yer alıyor. Etkileri dünya çapında görülen e-dönüşüm uygulamaları, ülkemizde de varlığını hissettirmeye başladı. Hukuk, teknoloji ve kültürel olmak üzere üç önemli ayağı bulunan e-dönüşümle devletin vatandaşına sunduğu hizmetler yeni bir anlayışla sunulurken, işletmelerin verimlilikleri artıyor. Bireyler açısından ise daha hızlı ve etkin bilgi paylaşımı mümkün oluyor. 

Kâğıda dayalı iş yapma kültürü yerini e-ortama bırakıyor.E-dönüşüm sürecinin itici gücü olan yeni düzenlemelerle, iş yapış şekilleri, kurumsal organizasyon yapılarda ağırlığını hissettiren kâğıda dayalı iş yapma kültürü dönüşmeye başlıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) Denetim ve Uyum Yönetimi Dairesi Başkanlığı tarafından yasal düzenlemeleri yapılarak hayata geçirilen e-Arşiv Fatura hizmeti, e-dönüşümün önemli bir ayağı. E-dönüşümün öncü kurumu TÜRKKEP, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) Denetim ve Uyum Yönetimi Dairesi Başkanlığı tarafından verilen izin doğrultusunda e-Arşiv Fatura hizmeti sunmaya başlayarak e-dönüşüme katkı sağlıyor. Başvuru belgelerinin ve GİB sisteminde tutulan kayıtların uygunluğu neticesinde, “e-Arşiv Özel Entegrasyon Test Planı”nda yer alan testleri başarılı şekilde tamamlayan TÜRKKEP, servisleri arasına E-Arşiv Fatura hizmetini de eklemiş bulunuyor.

Maliye Bakanlığı, bu sistemle  önemli miktarda tasarruf öngörüyor
E-Fatura ve e-Defter ile birlikte E-Arşiv Fatura uygulamasının; denetim, tasarruf, işlem hızlılığı, verimlilik ve daha hızlı bilgi akışını beraberinde getirmesi bekleniyor. Maliye Bakanlığı’nın  önemli miktarda tasarruf edilmesini öngördüğü uygulamanın özellikle internet üzerinden satış yapan şirketlerin iş yapış şekillerini değiştirmesi bekleniyor. 2014 yılı cirosu 5 milyon TL ve üzerinde olan e-ticaret siteleri, 01.01.2016 tarihine kadar e-Arşiv Fatura uygulamasına geçmek zorunda. Bu tarihten önce e-Fatura, e-Arşiv Fatura başvurularını ve fiili geçiş hazırlıklarını tamamlamaları gerekiyor. E-Fatura mükelleflerinden gönüllü olarak e-Arşiv Fatura göndermek isteyenler ve gönüllü olarak e-Faturaya geçerek e-Arşiv Fatura düzenlemek isteyenler bu uygulamadan faydalanabiliyor. Faturaları 10 yıl boyunca fiziki ortamda saklamak zorunda olan işletmeler, GİB tarafından tebliğ edilen 433 Sıra No’lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile tüm faturalarını elektronik ortamda muhafaza edebiliyorlar. Kurumlar, kâğıt fatura basımı, postalanması ve arşivlenmesi gibi gider kalemlerinden kurtuluyorlar. 

Tüm işlemler e-ortama taşınıyor
Ekonomi gündeminde uzun süre kalması beklenen e-dönüşüm kapsamında şirketlerin sundukları fiziksel mal ve servis dolaşımı haricindeki tüm işlemlerin e-ortama taşınması hedefleniyor.  E-Arşiv Fatura hizmetiyle işletmeler, fatura oluşturma, saklama ve erişme konularında işgücü, zaman ve kaynak tasarrufu sağlayabiliyorlar. Milyonlarca kâğıt faturanın elektronik ortamda saklanması, faturaları fiziki olarak arşivlemekten kurtarıyor. Faturalama süreçleri doğayla dost bir şekilde düzenleniyor. 

Tüketiciler de memnun kalacak 
E-Arşiv Fatura hizmeti, tüketiciler nezdinde de önemli kolaylıklar sunuyor. Tüketiciler alışveriş yaptıklarında, faturaları cep telefonlarına veya e-posta adreslerine gönderilebiliyor. Söz konusu faturalar yasal geçerli bir belge olarak saklanabiliyor. Aynı zamanda kredi kartı satış bilgileri, e-Arşiv faturası ile eşleştirilebiliyor. E-Arşiv Fatura mükellefleri, Türkiye Cumhuriyeti Kimlik Numarası sahibi tüm bireylere, Kayıtlı E-Posta (KEP) ya da Standart E-Posta (SEP) üzerinden imzalı ve irsaliye yerine geçen bir belge olarak E-Arşiv Faturası gönderilebiliyor. Kâğıt fatura basma ve gönderme maliyetini tamamen ortadan kaldıran E-Arşiv Fatura hizmeti, fiziki ortamda fatura nüshalarını dosyalama işlemlerini sona erdiriyor. 

E-dönüşümün içselleştirilmesi için kültürel dönüşüm şart
Yeni düzenlemeler ve teknoloji alanındaki gelişmeler sayesinde e-dönüşüm alanında belirli bir yere gelindiğini ifade eden TÜRKKEP Genel Müdürü Yüksel Samast, ”E-dönüşüm alanında birçok ülkeden daha iyi aşama kat ettik ama e-dönüşümü zihinsel olarak içselleştirdiğimizi söyleyemeyiz. E-dönüşüm, kültürel bir dönüşümü de gerektiriyor. E-dönüşüm, kamu, özel sektör ve bireylerin ortak bir paydada birleşerek hayata geçireceği kültürel bir transformasyon gerçeklemezse ütopya olarak kalacaktır. Bu dönüşümü hızlandırmak için yasal düzenlemesi yapılmış, yapılan e-hizmetler ve çözümlere ilişkin farkındalık oluşturmak gerekiyor. Ayrıca bunların kullanımını yaygınlaştırmak için öncelikle ilgili hizmetin gerçekten faydalı olduğunun benimsenmesi, kullanımı kolay uygulamaların geliştirilmesi ve sunulması kritik öneme sahip. Faydalı uygulamalar, kaliteli çözüm ve hizmetler, uygun maliyetlerle sunulduğunda çok çabuk kabul görüp yaygın olarak kullanılıyor.” diyor.