5 Mayıs 2025 Pazartesi

TÜROB Üyeleri Müberra Eresin ile yola devam dedi

Müberra Eresin, yeniden Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanlığı’na seçildi

İSTANBUL- Türkiye’de turizm sektörünün en köklüve en büyük temsilcilerinden TÜROB’un 25. Olağan Genel Kurul Toplantısı bugün Çırağan Palace Kempinski İstanbul’da gerçekleştirildi. Genel Kurula Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanı sıra İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç de katıldı. 

kultur-ve-turizm-bakani-mehmet-nuri-ersoyturkiye-otelciler-birligi-turob-baskani-muberra-eresinito-baskani-sekib-avdagic.jpg

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Başkanı Müberra Eresin, 25. Olağan Genel Kurul’da yaptığı konuşmada, Birliğin sürdürülebilirlikten yapay zekaya, dijitalleşmeden yeşil dönüşüme kadar birçok alanda kendini yenileyebilen, örnek bir sivil toplum kuruluşu olduğunu vurguladı.Turizm sektöründe faaliyet gösteren üyelerin başarılı yatırımlarının, ülke ekonomisinin büyümesine, turizm altyapısının güçlenmesine ve istihdamın yaygınlaşmasına önemli katkılar sağladığını belirtti.

kultur-ve-turizm-bakani-mehmet-nuri-ersoyturkiye-otelciler-birligi-turob-baskani-muberra-eresinito-baskani-sekib-avdagic-005.jpg

Eresin, Türkiye’nin 60 milyonu aşan turist sayısı ve yaklaşık 2 milyon yatak kapasitesine ulaştığını ifade ederken, sektörün ekonomik etkilerine dair çarpıcı veriler paylaştı. Turizm yatırımlarının toplam maliyeti yaklaşık 90 milyar dolara ulaşmış durumda.

kultur-ve-turizm-bakani-mehmet-nuri-ersoyturkiye-otelciler-birligi-turob-baskani-muberra-eresinito-baskani-sekib-avdagic-001.jpg

İstihdam edilen kişi sayısı 1,5 milyonu aşarak önemli bir sosyal etki yaratıyor.  Turizm, doğrudan 54 sektörü etkileyen bir alan olup, yıllık 30 milyar doların üzerinde satın alma hacmi ile ülke ekonomisinin lokomotif sektörlerinden biri haline gelmiştir.Turizmde yalnızca nicelik değil, nitelikli turist kazanımı üzerine de odaklanıldığını vurgulayan Eresin, 2025 hedeflerini şu şekilde açıkladı. 65 milyon ziyaretçi  64 milyar dolar turizm geliri. Ancak bu hedeflerin önündeki en büyük engelin, Türkiye’nin yurt dışında pahalı bir destinasyon olarak algılanması olduğunu belirten Eresin, bu durumun ancak döviz kurlarındaki düzenlemelerle aşılabileceğine dikkat çekti.Eresin, Kartalkaya’daki yangın sonrası başlayan tesis denetimlerinin, başlangıçta yangın güvenliği odaklı olduğu halde süreç içerisinde genişleyerek farklı alanları kapsar hale geldiğini ifade etti. Sektör olarak denetime açık olduklarını ancak işletmelerin kazanılmış yasal haklarının göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Eresin ayrıca, denetimlerin turizm işletme belgesi olmayan tesislerde yoğunlaştırılmasının daha verimli olacağına dikkat çekti.Milli Eğitim Bakanlığı ile yapılan iş birliği sonucunda Şişli Kervansaray Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nin adı, TÜROB 50. Yıl Şişli Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi olarak değiştirildi ve okul TÜROB’un himayesine alındı. Bu hamle, turizm sektörüne yetişmiş insan gücü kazandırma hedefinin önemli bir parçası olarak görülüyor.

kultur-ve-turizm-bakani-mehmet-nuri-ersoyturkiye-otelciler-birligi-turob-baskani-muberra-eresinito-baskani-sekib-avdagic-002.jpg


Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) 25. Olağan Genel Kurul Toplantısı'na katıldı.Türkiye turizmi, güçlü hedefleri ve stratejik planlamalarıyla küresel arenada yükselmeye devam ediyor. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un katılımıyla gerçekleştirilen Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) 25. Olağan Genel Kurul Toplantısı, sektördeki önemli gelişmeleri ve geleceğe yönelik vizyonu gözler önüne serdi.Bakan Ersoy, yaptığı konuşmada Türkiye’nin turizm alanındaki temel hedefini net bir şekilde dile getirdi turizmi sadece belirli bölgelere sıkışmış bir sektör olmaktan çıkararak, ülke genelinde yaygınlaştırmak ve yılın her döneminde sürdürülebilir hale getirmek.Bu vizyonun merkezinde, ürün çeşitliliğinin artırılması ve Türkiye’yi dört mevsim deneyimlenebilen bir destinasyon olarak konumlandırmak yer alıyor.2024 yılı, Türkiye’nin turizmde küresel çapta büyük başarılara imza attığı bir dönem oldu. Bakan Ersoy’un paylaştığı verilere göre, Birleşmiş Milletler Turizm Örgütü’nün raporlarına göre Türkiye, 2017’de dünya genelinde ziyaretçi sayısı en yüksek yedinci ülke iken, 2023’te beşinci ve 2024’te dördüncü sıraya yükseldi. Bu artış, ülkenin turizm politikalarının başarısını ve uluslararası ölçekte ilgi çekici bir destinasyon haline geldiğini açıkça gösteriyor.

kultur-ve-turizm-bakani-mehmet-nuri-ersoyturkiye-otelciler-birligi-turob-baskani-muberra-eresinito-baskani-sekib-avdagic-003.jpg

İTO Başkanı Şekib Avdagiç'in konuşmasında İstanbul’un marka değerini artıracak her alanın İTO’nun ilgi odağı olduğunu vurguladı. Turizmin, ticaretle iç içe olduğunu belirterek, İstanbul’un küresel turizmdeki konumunu güçlendirmek için yapılan çalışmaların önemine dikkat çekti. İstanbul’un turizm geçmişine değinen Avdagiç, 1863’te düzenlenen sanayi fuarının kente yurt dışından iş heyetlerini çektiğini ve bunun turizm ile ticaretin birbirine ne kadar bağlı olduğunun göstergesi olduğunu ifade etti.Avdagiç, kongre turizminin İstanbul’a olan katkısını özellikle vurguladı. Kongre turizmine katılan ziyaretçilerin, diğer turistlere kıyasla 4-5 kat daha fazla harcama yaptığını belirterek, bu alanın geliştirilmesi gerektiğini söyledi. İstanbul’un toplantı mekanları, nitelikli otel imkanları ve uluslararası erişilebilirlik açısından avantajlı bir şehir olduğunu ifade eden Avdagiç, Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği (ICCA) verilerine göre İstanbul’un Avrupa’da 16., dünyada 21. sırada yer aldığını ve bu sıralamayı en kısa sürede ilk 10’a taşımayı hedeflediklerini belirtti.İstanbul’un turizmdeki gücünü artırmak için Turizmi Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TUGEV) ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) ile iş birliği içinde çalıştıklarını belirten Avdagiç, 2025’te destek verdikleri 15 kongrenin İstanbul’da gerçekleşeceğini duyurdu. Ayrıca, İstanbul Turizm Endeksi projesiyle şehrin turizm verilerini daha nitelikli ve gerçekçi şekilde ortaya koymayı hedeflediklerini ifade etti

turkiye-otelciler-birligi-turob-baskani-muberra-eresin-014.jpg

TÜROB üyelerinin de yoğun katılımına sahne olangenel kurulda yapılan oylama sonucunda TÜROB’un yeni yönetim kurulu belli oldu.  Müberra Eresin yeniden Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçilirken; Hediye Güral Gür, Taner Yallagöz ve Temel Aygün Başkan Yardımcısı oldu. İsmail Taşdemir de profesyonel Genel Sekreterlik görevine devam edecek. 

turkiye-otelciler-birligi-turob-genel-kurulu-001.jpg

Divan Kurulu

turkiye-otelciler-birligi-turob-genel-kurulu.jpg

Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB) Genel Kurulu’nda eski yönetim ibra edildi ve yeni yönetim belirlendi. Müberra Eresin, üçüncü kez TÜROB Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildi
 
kultur-ve-turizm-bakani-mehmet-nuri-ersoyturkiye-otelciler-birligi-turob-baskani-muberra-eresinito-baskani-sekib-avdagic-004.jpg

TÜROB Yönetim Kurulu şu isimlerden oluştu

  • Müberra Eresin (Başkan)
  • Hediye Güral Gür (Başkan Yardımcısı)
  • Taner Yallagöz (Başkan Yardımcısı)
  • Temel Aygün (Başkan Yardımcısı)
  • Levent Erdoğan (Sayman)
  • Kasım Zoto (Koordinatör)
  • İsmail Taşdemir (Genel Sekreter)
  • Ayhan Hacibektaşoğlu
  • Ayhan Hüzmeli
  • Banu Dedeman
  • Göksenin Kürkçü
  • Murat Tomruk
  • Mustafa Topaloğlu
  • Nuri Kalyoncu
  • Orkun Petekçi 
  • Ziya Cihan

2 Mayıs 2025 Cuma

Lifepark’ta Foodiefest 3 İle Yaza Lezzetli Dolu Bir Merhaba

İstanbul’un doğayla iç içe festival alanı LifePark, 10 Mayıs Cumartesi günü üçüncü kez FoodieFest’e ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İlk iki edisyonunda yoğun ilgi gören festival, bu yıl da müzik ve gastronomiyi bir araya getirerek ziyaretçilerine unutulmaz bir gün yaşatmayı hedefliyor.


Yaz sezonuna lezzetli ve enerjik bir başlangıç yapma imkânı sunan FoodieFest 3, Türkiye’nin dört bir yanından gelen 50’nin üzerinde lezzet noktasıyla sokak yemeklerini doğayla buluşturuyor. Tantuniden kokoreçe, hamburgerden waffle’a, patates kızartmasından vegan seçeneklere kadar geniş bir menü, festival boyunca damaklara hitap edecek.

Gastronominin yanı sıra güçlü müzik programıyla da dikkat çeken festivalde; Batuhan Kordel, Mela Bedel, Mavi Gri, Ayhan Sicimoğlu & Latin All Stars ve Selin gibi sevilen sanatçılar sahne alacak. Etkinlik saat 14.00’te başlayacak ve gece boyunca sürecek müzik performanslarıyla devam edecek.

Festivalin en keyifli detaylarından biri ise doğayla bütünleşen özgür atmosferi. Ziyaretçiler, kamp sandalyeleriyle alana giriş yapabiliyor; evcil hayvanlarını da yanlarında getirebiliyor. Bu yönüyle FoodieFest 3, şehir yaşamından kısa bir kaçamak yapmak, açık havada müzik ve lezzetle buluşmak isteyenler için ideal bir alternatif sunuyor.

FoodieFest 3 biletleri, yalnızca giriş ya da giriş + iki sokak lezzeti içeren seçeneklerle satışa sunulmuş durumda. Avantajlı fiyat dönemini kaçırmamak isteyenlerin: www.foodiefest.com.tr adresini ziyaret etmeleri gerekiyor. 6 yaş altı çocuklar için giriş ücretsiz.

Fıstığa doyuran efsane lezzet “Yeni Damak Ezme”

Çikolata ile fıstığın efsanevi aşkı Nestlé Damak, 1933 yılından bu yana tüketicilerinin karşısına değişmeyen beyaz ambalajı, Antep fıstığı ile çikolatanın eşsiz uyumu ile çıkıyor. Geleneksel Türk mutfağının tatlı lezzetlerini inovasyonla buluşturan Damak, son olarak Antep fıstığı ezmesi tatlısından ilham aldığı yeni ürünü Damak Ezme’yle yenilikçi bir tat sunuyor.

Tam 92 yıldır Antep fıstığı ve çikolatayı buluşturan Nestlé Damak; Türk mutfağının dünyaca ünlü tatlı lezzetleri olan Baklava ve Lokum ürünlerinin ardından yepyeni ürünüyle tüketicilerini karşılıyor. Geleneksel Antep fıstığı ezmesi tatlısından ilham alarak üretilen Damak Ezme raflardaki yerini aldı. 
İlhamını fıstığın en yoğun halinden alan “Damak Ezme” ile dolu dolu fıstık içeriğinden aldığı yeşil rengi ve yumuşacık dokusuyla yepyeni bir yeme deneyimi sunuyor. Türkiye’de fıstıklı çikolata üreticisi olarak sektörün öncüsü Nestlé Damak, yıllar boyunca yarattığı deneyim ve lezzet sayesinde tüketicilerinin damağına bir miras olarak Damak Ezme’yi bırakıyor. Çikolata ile fıstığın efsanevi aşkı Damak şimdi de “Damak Ezme ile var mısın #bidamakgüzellik yapmaya?” diyor. 

ROKA, SANTORINI VE MALLORCA’DAN SONRA BODRUM’DA!

ROKA, küresel ölçekte yakaladığı başarının ardından, çağdaş Japon robatayaki mutfağını İstanbul’dan sonra ikinci adresi Bodrum'a taşıyor.Çağdaş Japon robatayaki mutfağının öncüsü Roka, dünyanın en seçkin sahillerinden sonra Bodrum’un göz alıcı kıyısında yerini alıyor. Roka, İstanbul'daki başarısının ardından Bodrum’a geliyor, Mandarin Oriental, Bodrum’da yer alan iki farklı alanıyla, Ege'nin mavisiyle Japon mutfağının ustalığını buluşturuyor. 
İki farklı alan, iki farklı atmosfer 



Roka Bodrum, Ege kıyısının muhteşem manzarasına karşı, açık havada konumlanan iki ayrı alanıyla, Bodrum’da gündüz ve geceyi birbirinden farklı atmosferlerle yaşatıyor. Ege’nin doğallığını, Japon zarafetiyle bir araya getiren özgün havasıyla Roka Restaurant ve sahilden sadece birkaç adım ötede yer alan Roka by the Beach ile iki farklı alan yaratan Roka Bodrum, 130 kişilik bir kapasiteyle 21 Mayıs’ta kapılarını açıyor. 

Akşam saatlerinde hizmet veren Roka Restaurant, DJ performanslarına ve hareketli bir atmosfere ev sahipliği yapıyor. Açık hava robata ızgarasında hazırlanan Japon robatayaki mutfağının en özel lezzetleri, Roka misafirleriyle buluşuyor. Çağdaş Japon mutfağının önde gelen temsilcisi Roka Bodrum, her gün 18:30 - 23:30 saatleri arasında açık olan restoranıyla gastronomi meraklılarını davet ediyor. 
Her gün 12:00 - 17:30 saatleri arasında açık olan Roka by the Beach ise gündüz saatlerinde deniz kenarında, kumsalın hemen yanı başında rahat ve şık bir sahil deneyimi sunuyor. İmza kokteyllerin ve hafif seçeneklerin yer aldığı menüsüyle keyifli bir öğle yemeği veya güneşlenirken dinlendirici bir mola için ideal bir seçenek yaratıyor. Roka’nın sevilen atmosferini denizin yanı başına taşıyan Roka by the Beach, gündüz saatleri için sakin ve lezzetli bir alternatif. Her iki alan da Roka’nın 20 yılı aşan deneyimiyle Bodrum’a özel geliştirdiği seçenekleri menüsünde sunuyor.

Roka, Yuzu kosho ve avokadolu ıstakoz maki, Yuzu trüf soslu ince dilimlenmiş akya sashimi, Robata ızgarasından zencefilli ve acılı bonfile ve tatlı olarak da Çilek, yuzu ve siyah susamlı cheesecake gibi lezzetlerle dikkat çekiyor. Ege kıyısının ruhunu Japon mutfağıyla buluşturan Roka Bodrum, yerelden ilham alan bir tasarım anlayışını benimsiyor. Her iki alanıyla tamamen açık havada konumlanan ilk Roka olma özelliğini barındıran Roka Bodrum, Türk baharatlarından esinlenerek, portakal ve nar renklerinin kullanıldığı tasarımıyla dikkat çekiyor. Dekorasyonda kullanılan malzemelerin %90’ını yerel olarak tedarik eden Roka Bodrum, doğa ile iç içe, iki farklı ruh ve deneyimle, sezonun en dikkat çeken adreslerinden biri olmaya hazırlanıyor. 

Fersan 2025’te de En İyi İşverenler Listesinde

Fersan Great Place to Work 2025’te “Türkiye’nin En iyi İşvereni” seçildi

Türkiye’nin lider sirke üreticisi Fersan, geçtiğimiz yıl olduğu gibi Great Place to Work 2025 kapsamında da başarılı sonuçlara imza attı. Şirket, analizleri güçlü bir metodolojiye ve onaylanmış çalışan geri bildirimlerine dayanan tek ulusal tanıma programı olan “Great Place To Work® 2025 kapsamında 100-250 Çalışan Kategorisinde “Türkiye’nin En İyi İşvereni” seçildi.


Global çapta güçlü metodolojisini kullanarak, organizasyonların çalışan deneyimlerini ölçen Great Place to Work yaptığı değerlendirmeler doğrultusunda yüksek güven kültürüne sahip yüksek performanslı şirketleri ödüllendiriyor. Araştırmaları dünya çapında 100 milyonu aşkın çalışan bağlılığı anketinden derlenen verilerle desteklenen Great Place to Work, her yıl dünyanın en büyük iş yeri mükemmelliği çalışmasını yürütüyor. Çalışanları ile güçlü ilişkiler kurarak insanı merkeze alan bir yönetim anlayışını benimseyen Fersan, 2025’te de “Türkiye’nin En İyi İşveren” seçilerek bu alandaki başarısını bir kez daha ortaya koydu.

“İş-yaşam dengesini önemsiyoruz”
Ekip olarak başarı, inovasyon, gelişim ve şeffaflık ilkeleriyle hareket ettiklerini vurgulayan Fersan Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Gürhan Güven konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "İş birliği ve dayanışma atmosferinde, çalışanlarımızın iş ve özel yaşam dengesini önemsiyor, onların hayatlarına dokunarak oluşturduğumuz mutlu ve verimli çalışma alanı sayesinde tüm başarılarımızı birlikte kutluyoruz. Bu yaklaşımımızın hem çalışanlarımız hem de bağımsız kuruluşlarca takdir edilmesi bizim için en büyük onurdur. Great Place to Work 2025 değerlendirmesi kapsamında bu değerli konuma bir kez daha layık görülmemizden dolayı son derece sevinçli ve gururluyuz. Emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma bir kez daha teşekkür ediyorum."

“Sürekli öğrenen ve gelişen bir organizasyonuz”
Kurum kültürünün merkezine insanı yerleştiren bir şirket olduklarının altını çizen Fersan İnsan ve Kültür Müdürü Sayın Seçil Azizoğlu, şu görüşleri dile getirdi: “Fersan olarak çalışan odaklı yaklaşımımız, 'Önce İnsan' mottomuzla hayata geçirdiğimiz tüm insan kaynakları uygulamalarımızın temelini oluşturuyor. Sürekli öğrenen bir organizasyon olma vizyonumuzla hareket ederken, çalışanlarımızın güvenliğini ve sağlığını her şeyin önünde tutuyor, onlara sunduğumuz çeşitli eğitim olanaklarıyla gelişimlerine katkı sağlamayı çok önemsiyoruz. Sadece bu alanda değil, aynı zamanda iş-yaşam dengesini önceliklendiren bir kurum kültürüyle, çalışanlarımızın sosyal haklarını sürekli olarak zenginleştirme hedefine yönelik somut adımlar atıyoruz. Yenilikçi uygulamalarımızla sektörde fark yaratıyoruz. Örneğin, babalık iznini 5 günden 10 güne, annelik iznini 16 haftadan 18 haftaya çıkardık. Yeni doğum yapmış annelerimiz için ilk 6 ay 1,5 saat yerine 3 saat süt izni sağlıyoruz. İşte Great Place to Work 2025’te aldığımız bu son ödül sektördeki öncülüğümüzü daha da güçlendirdi. Tüm bu başarıları, değerli ekip arkadaşlarımızla birlikte omuz omuza çalışarak inşa ettik. Bize bu gururu ve başarıyı yaşattıkları için her birine ayrı ayrı teşekkür ediyorum."


Ege’nin Yükselen Yıldızı Urla: Doğa, Lezzet ve Sürdürülebilirlik için Buluşma Noktası Oldu

XI. Uluslararası Urla Enginar Festivali ve I. Uluslararası Urla Sürdürülebilir Gastronomi ve Tarım Konferansı Başarıyla Gerçekleşti.Ege’nin doğal güzelliklerini, mutfak kültürünü ve üretim geleneğini kutlayan iki büyük etkinlik, 24-27 Nisan tarihleri arasında Urla’da binlerce doğa ve gastronomi tutkununu bir araya getirdi. XI. Uluslararası Urla Enginar Festivali ve bu yıl ilk kez düzenlenen I. Uluslararası Urla Sürdürülebilir Gastronomi ve Tarım Konferansı GastroFarm Urla, sürdürülebilirlik, tarım ve gastronomi ekseninde bilgi paylaşımı, kültürel mirasın yaşatılması ve yerel kalkınmanın desteklenmesi hedefiyle unutulmaz anlara sahne oldu.


Urla Belediyesi ev sahipliğinde ve Sözen Grup’un katkılarıyla gerçekleştirilen XI. Uluslararası Urla Enginar Festivali, “Bir Enginar, Bin Lezzet” temasıyla üç gün boyunca Urla sokaklarını lezzet, kültür ve eğlenceyle doldurdu. Festivalde yerel üreticiler, şefler, gurmeler, sanatçılar ve doğaseverler atölyeler, tadım etkinlikleri, konserler ve söyleşilerle bir araya geldi. Festivalin Profesyonel Mutfak Sponsoru Kapp, Gıda Sponsoru CarrefourSA ve Sofra Üstü Sunum Ekipmanları Sponsoru ID Fine’ın katkılarıyla zenginleşen etkinlik, her yaştan katılımcıya unutulmaz bir deneyim sundu. Festival kapsamında düzenlenen GastroFarm Konferansı ise gastronomi dünyasının öncü isimlerini buluşturarak, sürdürülebilir tarım, yerel üretim ve iyi gıda konularında ilham verici sohbetlere ev sahipliği yaptı.

Bu yıl festival, Urla Belediyesi öncülüğünde ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle; Urla Bağ Yolu Derneği, Urla Gastronomi Derneği, Urla Zeytin Rotası, Urla Kültür Rotası, İzmir Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Urla Ziraat Odası, Urla Esnaf Odası, Urla Kadın Kooperatifi, Yarımada Kadın Kooperatifi, Urla Kaymakamlığı, Urla Kent Konseyi, Urla İlçe Emniyet Müdürlüğü, Urla Otelciler Derneği, Mon Jardin Events, üretici ve kadın kooperatifleri katılımıyla daha da güçlendi.

Etkinliğin açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay gerçekleştirdi. İzmir ve Ege'nin her köşesinin yanı sıra ülkemizin tüm topraklarını ve değerlerini korumanın görevleri olduğunu vurgulayan Tugay, "Vatandaşlarımızın her biri, üzerinde yaşadığımız her bir santimetrekare toprak, her damla su, temiz hava ve deniz bizler için kıymetli birer değerdir. Urla’da bu yıl 11’incisi düzenlenen Enginar Festivali gibi etkinlikler, yerel değerleri yaşatmak ve korumak adına büyük bir anlam taşıyor. Biz de bu tür organizasyonlarda bulunarak değerlerimizin koruyucusu ve geliştiricisi olmaya çalışıyoruz. Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan’ın bu festivale büyük emek verdiğini görmekten gurur duyuyorum; genç yöneticilerimizin de halkımızın desteğiyle gelecekte çok daha büyük başarılara imza atacağına inanıyorum. 

Tarım ise sağlıklı bir yaşam ve gıda güvenliği için vazgeçilmezdir, ancak maalesef ülkemizde tarımın payı ve tarımla uğraşan insan sayısı yıllar içinde azalmıştır. Gerçeklerle yüzleşip sorunların üzerine gitmeli, çözüm üretmeliyiz. Bu yıl ilk kez hayata geçirilen GastroFarm etkinliği de tarım ve gastronomiyi buluşturarak bölgeye yeni bir değer kazandırmaktadır. Bugün tarım, iklim, yoksulluk gibi hayati konularda gereken adımlar atılmıyorsa, millet olarak ayağa kalkıp ülkemize ve değerlerimize sahip çıkmak zorundayız" dedi.

Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, 11. Uluslararası Urla Enginar Festivali’nin açılışında yaptığı konuşmada ise, "Toprağı sevgiyle işleyen, her bir tohumu umutla eken ve emeğiyle sofralarımıza bereket taşıyan üreticilerimiz sayesinde bugün buradayız. Urla, tarih boyunca bereketli toprakları, eşsiz mutfak kültürü ve sürdürülebilir tarım anlayışıyla öne çıkmış bir merkezdir. Enginar, yalnızca sofralarımıza değil, kültürümüze de renk katmaktadır. 

Festivalimiz yalnızca bir kutlama değil, tarım mirasımıza sahip çıkmanın, geleceğe yatırım yapmanın ifadesidir. Bu yıl ilk kez hayata geçirdiğimiz GastroFarm Urla çatısı altında, geleneksel Mart Ot Festivali, Enginar Festivali, Bağ Bozumu Şenlikleri, Bağ Yolu Şenlikleri ve Zeytin ve Sanat Festivali gibi tarım ve gastronomiye dayalı beş büyük festivale ev sahipliği yapıyoruz. Hedefimiz sürdürülebilir kırsal kalkınma ile yerel ürünlerimizin pazar payını artırmak, çiftçilerimize yeniden umut olmak ve üretimi teşvik etmektir. Biz istiyoruz ki toprak üreticide kalsın, ürünlerimizi kendi topraklarımızda yetiştirelim ve kooperatiflerimizi destekleyerek Atatürk'ün 'Ülke kalkınması yerelden başlar' sözünü rehber edinelim" dedi.

Urla’da Sürdürülebilirlik ve Lezzet Rüzgârı Esti
Ege’nin kalbinde düzenlenen iki büyük etkinlik, sürdürülebilir tarım ve gastronominin gücünü bir kez daha gözler önüne serdi. Sözen Grup’un katkılarıyla hayata geçen ve bu yıl “Bir Enginar, Bin Lezzet” temasıyla gerçekleştirilen Urla Enginar Festivali, üç gün boyunca bölgenin bereketli topraklarında yetişen enginarı merkezine alarak sokakları lezzet, kültür ve eğlenceyle doldurdu. Yerel üreticiler, şefler, gurmeler, sanatçılar ve doğa tutkunlarının buluştuğu festival; atölyelerden konserlere, tadım etkinliklerinden söyleşilere uzanan zengin programıyla binlerce ziyaretçiyi ağırladı. Festival kapsamında ayrıca, Sözen Grup CEO’su Gökmen Sözen moderatörlüğünde, Bozcaada Belediye Başkanı Yahya Göztepe ile Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan’ın katılımıyla “Kardeş İlçelerde Gastronominin Yeri” başlıklı bir panel de düzenlendi. Bu özel oturumda, bölgesel gastronominin kalkınmadaki rolü ve kardeş ilçeler arasındaki iş birliği olanakları ele alındı.24-27 Nisan tarihleri arasında festival kapsamında ilk kez düzenlenen GastroFarm Urla I. Uluslararası Sürdürülebilir Gastronomi ve Tarım Konferansı, “Bugünün Toprağı, Yarının Sofrası” temasıyla öne çıktı. Konferansta; sürdürülebilir tarım, inovatif üretim modelleri, gastronomi ve yerel kalkınma gibi alanlarda bilgi ve deneyimler paylaşıldı. 

Uzman İsimler ve İlham Veren Panellerle Dolu Bir Festival Yaşandı
Etkinliğe, dünyaca ünlü şefler Tamar Gachechiladze, Michael Van Der Kroft, Alexander Nietosvuori, Fabrizio Fiorani, Paolo Griffa ve Alan Geaam katıldı. Ayrıca tarım ve gastronomi alanında uzman akademisyenler, yerel üretici temsilcileri ve uluslararası sürdürülebilirlik uzmanlarının yanı sıra; Türk şefler ve gastronomi dünyasının önemli isimleri Osman Sezener, Osman Serdaroğlu, Ozan Kumbasar, Atilla Heilbronn, Sinem Özler, Handan Kaygusuzer, Gökhan Başeğmez, Deniz Çakır, Ergin Sönmezler, Gökmen Sözen, Vedat Başaran, Ahmet Güzelyağdöken, Haluk Özyavuz, Bülent Akgerman, Ömür Akkor, Aylin Yazıcıoğlu, Duygu Özerson Elakdar, Seray Kumbasar, Harun Seyhan, Himmet Kuşcan, Mehmet Kuşcan ve Sezer Dermenci de konferans programında yer aldı.

Festival kapsamında düzenlenen panellerde ve tadım etkinliklerinde, ziyaretçiler hem Ege mutfağının eşsiz lezzetlerini keşfetme hem de sürdürülebilir gastronomi konularında ilham verici sohbetlere katılma imkânı buldu. Festivale destek veren, sahne üzeri marka yerleşimleri hizmetinde yer alan kuruluşlar etkinliğin hayata geçmesine önemli katkılarda bulundu. Yerel yönetimler, gastronomi alanındaki sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcilerinin destekleriyle güçlenen festival, Urla’nın doğasını ve zengin gastronomik mirasını uluslararası ölçekte tanıtarak hem yerel kalkınmaya katkı sağladı hem de sürdürülebilir bir gelecek için farkındalık yarattı.

Türkiye Cumhuriyeti Uzaya Yabancı Değil

Avrupa'nın en büyük kariyer platformu Marmara Kariyer Fuarı (MARMARAKAF), Kocaeli Kongre Merkezi'ndeki etkinlikleriyle gençlerin kariyer hedeflerine ilham vermeye devam ediyor. Bu önemli buluşmanın dikkat çeken oturumlarından biri de Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı'nın katılımıyla gerçekleşti. Gezeravcı, "Türkiye'nin İnsanlı İlk Uzay Misyonu" başlıklı söyleşisinde, uzay yolculuğu deneyimlerini ve çalışmalarını gençlerle paylaştı.



Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda, Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde 14 üniversitenin paydaşlığı ve ikincisi düzenlenen fuarın açılışı Kocaeli Kongre Merkezi'nde yapıldı. Kocaeli Üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen fuar, eş zamanlı olarak düzenlenen 700’den fazla etkinliğiyle de iş dünyası ve genç yetenekler arasında köprü kurmaya devam ediyor. 

Etkinlik programı, öğrencilere ve mezunlara sadece iş ve staj imkanlarını keşfetme fırsatı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çeşitli sektörlerden uzmanlarla buluşma, atölye çalışmalarına katılma, ilham verici söyleşiler dinleme ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunma imkânı da sağlıyor. Bu kapsamda Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, Akçakoca Salonu'ndaki söyleşide öğrenciler buluştu.  

Kendi Başarı Hikayelerinizi Yazın

Uzay misyonunun ardından geçen 15 aylık sürede 160 şehirde 355 program gerçekleştirdiklerini belirten Alper Gezeravcı, "Bu durum vatandaşlarımıza sunulmuş bir lütuf değil, boynumuzun borcudur. Mezuniyetinizin ardından kariyer yolculuğunuzda hayalini kurduğunuz başarılar, başka ülkelerin çocuklarının değil; bu memleketin evlatlarının elinden çıkmış nice başarı hikâyeleriyle mümkün. Yeter ki bakmayı bilelim

Aslında Türkiye Cumhuriyeti olarak uzaya yabancı bir millet değiliz. Tarih kitaplarına göz attığımızda, Fergani, Ali Kuşçu gibi pek çok Türk aliminin yalnızca Türk milletine değil, dünya bilim tarihine de büyük katkılar sunduğunu görüyoruz. Ancak zaman zaman yaşadığımız zorluklar nedeniyle bu zenginliğin idrakinden uzaklaştığımız dönemler oldu. Buna rağmen, yakın tarihte 1984 yılında TÜBİTAK Uzay’ın kurulmasıyla birlikte, son 40 yılda uzay alanında önemli çalışmalar gerçekleştirdik.  

Ancak en büyük eksikliğimiz, bu faaliyetlerin farklı kurumların kendi inisiyatifinde yürütülmesi ve merkezî bir politika eksikliğiydi. Nihayet, 2018 yılında yayımlanan bir Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Türkiye Uzay Ajansı kuruldu. Kurulduğunda dünyadaki muadillerine göre en az kurumsal hafızaya sahip olan bu kurum, iki yıllık yoğun bir çalışmanın ardından, devletimizin yönlendirmesiyle Türkiye'nin Milli Uzay Programı'nı oluşturdu. Bu programda 10 hedef belirlendi ve kamuoyuyla paylaşıldı. Bugün burada bu 10 hedeften sadece biri olan Türk Astronot ve Bilim Misyonu'nun haklı gururunu konuşuyoruz. Ancak daha nice gurur tabloları kendi akışı içinde şekillenmeye devam ediyor” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.Söyleşi, Kocaeli Üniversitesi Genel Sekreteri Mustafa Eren tarafından Alper Gezeravcı’ya plaket takdim edilmesiyle sona erdi.

















Gıda Konusundaki En Büyük Zirve Aralık’ta!

11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nde Gıda’nın Geleceği Tartışılacak

Gıda sektörünün sürdürülebilir geleceğini şekillendirmek adına öncü zirve haline gelen Sürdürülebilir Gıda Zirvesi bu yıl 11. kez düzenlenecek. 17 Aralık’ta İstanbul’da gerçekleşecek zirve; kamu, iş dünyası, bilim, finans ve medyadan geniş bir katılımcı yelpazesini buluşturacak. 


Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) ile Sürdürülebilirlik Akademisi’nin  ev sahipliğinde düzenlenen ve her yıl artan katılımıyla dikkat çeken Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nde, tedarik zincirinden inovatif teknolojilere, sağlıklı beslenmeden israfın önlenmesine kadar birçok konunun masaya yatırılması planlanıyor. Zirvede, iyi tarım uygulamalarından teknolojiyle entegre gıda sistemlerine, döngüsel ekonomiden tüketici farkındalığına uzanan ilham verici oturumlar yine sektörle buluşacak. Daha önce iklim değişikliği, tarımsal üretim, yerel üreticilerin güçlendirilmesi ve gıda israfının azaltılması gibi konularda katılımcıılara ilham veren zirve; 17 Aralık 2025 tarihinde Swissôtel The Bosphorus İstanbul’da düzenlenecek. 

Sektörün tüm paydaşları katkı sağlayacak
Konuya ilişkin açıklamasında gıda sektöründe sürdürülebilirliğe yönelik farkındalığın her yıl daha da güçlendiğini belirten TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, Sürdürülebilir Gıda Zirvesi’nin oynadığı role dikkat çekti. “Geçtiğimiz yıl ‘Gıdanın Geleceği için Dönüşüm’ temasıyla düzenlediğimiz zirvede kapsamlı bir diyalog zemini oluşturduk” diyen Kaan Sidar, “Sunduğumuz zirve ile; kaynak kullanımından üretim süreçlerine, gıda güvenliğinden tedarik zinciri optimizasyonuna uzanan geniş bir yelpazede yenilikçi fikirler geliştiriyoruz. 11. Sürdürülebilir Gıda Zirvesi, bu fikirlerin daha da yayılması ve sektörün geleceğinin tüm paydaşların katkısıyla şekillendirilmesi adına kritik bir buluşma noktası olacak” ifadelerini kullandı. 

“Geleceğin gıda sistemlerini tartışıyoruz”
Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilir Gıda Platformu Başkanı Semra Sevinç ise açıklamalarında zirvenin bugüne kadar gıda ekosistemi içerisinde sağladığı kazanımlara değindi. Sevinç, "Günümüzde gıda güvenliği, iklim değişikliği ve doğal kaynakların tükenmesi gibi kritik konuların tartışılması yetmiyor, somut çözümlerin ortaya koyulması gerekiyor. 10 yılı geride bıraktığımız zirvede, geleceğin gıda sistemlerini şekillendirmek için sürdürülebilir tarımı, bilinçli tüketimi, inovatif gıda teknolojilerini ve gıdanın sürdürülebilirliğine katkı sağlayacak birçok konuyu uzman konuklar aracılığıyla ele alıyoruz.” şeklinde konuştu. 

Perran Lezzetleri, Yaz Boyunca Bodrum Yalıkavak’ta

Klasik ocakbaşı kültürüne modern bir yorum getiren Perran, Doğu ve Güneydoğu Anadolu mutfağının özgün lezzetlerini İstanbul sınırlarının ötesine taşıyor. Şehrin Meksikalısı Ranchero markasının yaratıcıları Tanyeri & Gonzalez ailesi ile Türkiye’nin ödüllü kebap ustası Şef Mehmet Keskin’in Caddebostan ve Kalamış’ta hizmete açtığı Perran Ocakbaşı, yaz sezonuna özel, yepyeni bir adreste misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Perran’ın, denizle iç içe konumlanan Bodrum Yalıkavak Tilkicik Koyu’ndaki yeni mekanında geleneksel tatlar, Ege'nin eşsiz manzarası eşliğinde yeniden hayat bulacak.




Masmavi denizi, cennet koyları, çam ağaçlarıyla çevrili tepeleri, serin yaz akşamları ve muhteşem gün batımlarıyla Ege’nin incisi Yalıkavak, bu yaz çok özel bir lezzet noktasına kavuşuyor. Yeni nesil ocakbaşı konseptiyle İstanbul gastronomi dünyasında fark yaratan Perran, Caddebostan ve Kalamış’tan sonra Yalıkavak’ta açmaya hazırlandığı yazlık mekanında, Mehmet Şef’in, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya özgü malzemelerle hazırladığı zengin et ve kebap çeşitleri ile birbirinden özel mezelerini misafirlerinin beğenisine sunacak. 

Yalıkavak’ta Lezzetli Bir Yaz Başlıyor!

Perran’ın mutfağında, özenle marine edilmiş kebap çeşitlerinden yöresel mezelere, taş fırın ürünlerinden farklı coğrafyaların baharatlarıyla harmanlanmış et tabaklarına kadar zengin bir yelpaze yer alıyor. Perran Yalıkavak’ta misafirlerin masasına gelen her bir tabak, hem otantik hem de yenilikçi bir gastronomi deneyimi sunuyor.Ege’nin masmavi sularıyla iç içe konumu, damak çatlatan lezzetleri, kaliteli hizmet anlayışı ve geleneksel mutfağa getirdiği modern yorumuyla Perran, bu yaz Yalıkavak’ın vazgeçilmez adreslerinden biri olmayı hedefliyor. 


 

Limanlardaki Önceliğimiz Nitelikli İstihdam

Avrupa'nın en büyük kariyer fuarı olan Marmara Kariyer Fuarı (MARMARAKAF), Kocaeli Kongre Merkezi'nde gençlerin kariyer yolculuklarına rehberlik etmeye devam ediyor. Kocaeli Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşen fuar, iş dünyasının önde gelen firmalarının stantlarının yanı sıra, alanında uzman isimlerin katılımıyla gerçekleşen ilham verici etkinliklere de ev sahipliği yapıyor.  Prof. Dr. Nalan Tekin moderatörlüğünde gerçekleşen “Limanlarda Gelecek Var! Sektör Dönüşüyor Kariyerler Değişiyor” oturumunda Türkiye Liman İşletmecileri Derneği Başkanı Hamdi Erçelik ve Genel Sekreter Faruk Doğan, limanlardaki istihdam konusuna ve sektördeki yeniliklere ışık tuttu.



Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi koordinasyonunda, Kocaeli Valiliği ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi iş birliğinde 14 üniversitenin paydaşlığı ve ikincisi düzenlenen fuarın açılışı Kocaeli Kongre Merkezi'nde yapıldı. Kocaeli Üniversitesinin ev sahipliğinde düzenlenen fuar, eş zamanlı olarak düzenlenen 700’den fazla etkinliğiyle de iş dünyası ve genç yetenekler arasında köprü kurmaya devam ediyor. 

Etkinlik programı, öğrencilere ve mezunlara sadece iş ve staj imkanlarını keşfetme fırsatı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda çeşitli sektörlerden uzmanlarla buluşma, atölye çalışmalarına katılma, ilham verici söyleşiler dinleme ve kişisel gelişimlerine katkıda bulunma imkânı da sağlıyor.  Bu kapsamda Prof. Dr. Nalan Tekin moderatörlüğünde gerçekleşen “Limanlarda Gelecek Var! Sektör Dönüşüyor Kariyerler Değişiyor” oturumunda Türkiye Liman İşletmecileri Derneği Başkanı (TÜRKLİM) Hamdi Erçelik ve Genel Sekreter Faruk Doğan katılımcılar ile bir araya gelerek Türkiye'nin limancılık alanındaki yükselişini ve gençlere yönelik önemli tavsiyelerini paylaştı.

“En Temel Hedef İstihdamı Arttırmak”
TÜRKLİM olarak en temel hedefimiz, limanlarımızdaki nitelikli istihdamı artırmak olduğunu dile getiren TÜRKLİM Başkanı Hamdi Erçelik,“Liman işletmeciliği sektöründe, mesleki yeterliliklerin belgelendirilmesi büyük önem taşıyor. Bu amaçla, sektör kuruluşu çatısı altında 'Kariyerport'u hayata geçirdik. Ankara'dan aldığımız akreditasyonla, limanlarımızın özel ihtiyaçlarına yönelik sınavlar düzenliyoruz. Eğitimleri bizzat liman işletmeleri veriyor, biz ise bu sürecin denetlenmesi ve belgelendirilmesi aşamasındayız.Uluslararası ticaretin kalbi olan limanlarımız için en kritik beklentimiz ise yabancı dil yeterliliği. Artık o klasik, sadece gramer odaklı yabancı dil öğrenme yaklaşımını aşmamız gerekiyor. Önemli olan, pratik iletişim becerilerini kazanmak ve yabancı dili tamamladıktan sonra da mesleki deneyimi en iyi şekilde edinmek. Unutmamalıyız ki, teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, işin özünde insan var. Eğer insani değerleri anlarsak, birbirimize saygı ve sevgiyle yaklaşırsak, yapay zeka gibi teknolojilerden en iyi şekilde faydalanabiliriz.” dedi.

“Sadece En İyi Vinci Getirmekle Bitmiyor”

Limanlar, bir ülkenin dış dünyaya açılan en önemli kapısı olduğunu dile getiren TÜRKLİM Genel Sekreteri Faruk Doğan, “Bizim limanlarımız da uluslararası kalite standartlarında hizmet sunmak zorunda. Bu nedenle çağın getirdiği tüm yeniliklere kapılarımızı sonuna kadar açık tutmamız gerekiyor. Tarihe baktığımızda da görürüz ki, denizcilik ve limanlar aracılığıyla nice yenilik Türkiye'ye girmiş, girmeye de devam edecektir. İşte bu yüzden otomatik sistemler, modern liman işletmeciliği için hayati bir öneme sahip. Elbette sadece en iyi vinci getirmekle iş bitmiyor. Daha hızlı, daha az hatayla çalışan, çevreci yaklaşımları destekleyen sistemleri de düşünmek zorundayız.

Şu anda liman sistemleri büyük bir dijital dönüşümün içinde. Yapay zeka bu dönüşümün en önemli aktörlerinden biri. 5G teknolojisi gibi yüksek hızlı iletişim altyapıları olmazsa olmaz. Gelecekte otonom gemilerin de devreye gireceğini düşündüğümüzde, limanlardaki otonom sistemlerin de kaçınılmaz olarak daha da gelişeceğini öngörebiliriz. Tüm bu dijitalleşmenin yanı sıra, çevresel sorumluluğumuzun da bilincindeyiz. Bu nedenle yeşil dönüşüm de limancılık sektörünün geleceği için en az dijitalleşme kadar önemli” diyerek sözlerini tamamladı.

Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali’nde Güç Birliği

Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali: Sanatın ve İşbirliğinin Buluşma Noktası.

Sanatın ve kültürün eşsiz buluşma noktası Çanakkale, bir kez daha uluslararası ölçekte yankı uyandıracak bir etkinliğe ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali için düzenlenen işbirliği protokolü, bölgenin sanatsal ve kültürel mirasını güçlendirme yolunda önemli bir adım oldu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın himayesi altında gerçekleştirilen bu anlamlı etkinlik, Çanakkale’nin tarihi dokusunu ve sanatın birleştirici gücünü uluslararası arenaya taşımayı hedefliyor. 

Gerçekleşen işbirliği protokol töreninde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü Yardımcısı Hüseyin Şevik ve Geleneksel Çanakkale Seramikleri Yaşatma Derneği Başkanı Muhammet Onat gibi önemli isimlerin katılımıyla imzalandı.

9-11 Mayıs 2025 tarihlerinde düzenlenecek olan 1. Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali, “Kültür ve Sanat El Ele” temasıyla yerel ve uluslararası sanatçıları, akademisyenleri ve sanatseverleri bir araya getirecek. Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale Belediyesi, Turizm ve Destinasyon Geliştirme Derneği (TDYD) ve Geleneksel Çanakkale Seramikleri Yaşatma Derneği’nin katkılarıyla hayata geçen bu organizasyon, bölgenin kültürel kimliğine güç katacak.

Festivalin başarısını destekleyen Danışma Kurulu, alanlarında uzman isimlerden oluşuyor
•    Prof. Dr. R. Cüneyt Erenoğlu: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü
•    Muharrem Erkek: Çanakkale Belediye Başkanı
•    Çağman Esirgemez: Çanakkale İl Kültür Müdürü
•    Claudia Casali: MIC Faenza Direktörü
•    Oriol Calvo Varges: Uluslararası Seramik Akademisi (IAC) Başkanı
•    Giuseppe Olmeti: İtalyan Seramik Kentleri Birliği (AiCC) Eski Direktörü
•    Mustafa Tunçalp: Seramik Sanatçısı
•    Prof. Zehra Çobanlı: Akademisyen ve Seramik Sanatçısı
•    Prof. Halide Okumuş: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi
•    Mehmet Tüzüm Kızılcan: Seramik Sanatçısı
•    Ebru İlbeyci: İzmir Büyükşehir Belediyesi Sanat Küratörü
Bu isimler, festivalin Çanakkale’nin benzersiz kültürel mirasını dünya çapında tanıtma misyonuna öncülük ediyor.

Çanakkale’nin Kültürel Yolculuğu
Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali, yalnızca seramik sanatının uluslararası ölçekte tanıtımına katkıda bulunmakla kalmıyor; aynı zamanda bölgenin sanat ve turizmdeki işbirliği ruhunu yansıtıyor. Atölye çalışmaları, sergiler ve söyleşiler gibi etkinliklerle sanatseverlere eşsiz deneyimler sunulacak. Çanakkale’nin kültürel ve sanatsal değerlerini geleceğe taşıyacak olan bu organizasyon, şehrin global bir sanat merkezi olarak konumunu güçlendirecek. Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali’ne herkesi bekliyoruz.

Sur Balık: Eşsiz Manzaralarla Dolu Bir Yaz Sizi Bekliyor!

Havaların güzelleşmesiyle birlikte, Türkiye’nin ilk ve tek zincir balık restoranı Sur Balık, yaz sezonunu eşsiz manzaralarıyla karşılıyor! 18 yılı geride bırakan Sur Balık, sürdürülebilir ürünlerle kesintisiz olarak doğal tatlar sunmaya devam ederken, eşsiz manzaralarda sunduğu şık ambiyansla misafirlerine lüks bir deneyim yaşatıyor.2005 yılından bu yana hizmet veren ve adını İstanbul’un tarihi surlarından alan Sur Balık, geleneksel Türk damak tadıyla deniz ürünlerini harmanlayarak benzersiz lezzetler sunuyor. Günlük taze balıkları ve istikrarlı hizmet anlayışı ile müdavimlerini hiç kaybetmeyen restoran, yeni sezonu menüsüne eklediği mevsiminde ve taze lezzetlerle karşılıyor.



Yöresel tatların ön plana çıktığı menüsünde; Bodrum’dan kuver zeytin, Çanakkale’den ezine peynir ve zeytinyağı, Rize mısır unundan yapılan mısır ekmeği gibi doğal ürünler kullanan Sur Balık, 7 farklı lokasyonda yer alan şubelerinde her gün taze balık ve ona eşlik eden spesiyal mezeler sunuyor. Tüm mekanlarında özellikle konumu ve manzarasıyla her zaman iddialı olan Sur Balık; en seçkin lezzetlerini, ilk şubesi Sarayburnu Surlar’ında Marmara Denizi, Kadıköy, Kalamış manzarası; Arnavutköy’de Boğaz manzarası, Cihangir’de Tarihi Yarımada ve Galata manzarası; Kuşadası Le Blue Hotel’in iskelesinde deniz manzarası, Ankara’da benzersiz konumu ve Kızılırmak kıyısındaki Avanos’ta Kapadokya’nın en şık deniz ürünü restoranı olarak büyülü atmosferini; en etkileyici mekanlarda bir araya getiriyor. Bu yaz, Dubai Sur ile yurt dışındaki ilk şubesini açarak uluslararası misafirlerine de kapılarını aralayan Sur Balık, herkesi zengin ve özgün lezzetlerin tadını keşfetmeye davet ediyor. Gelin, birlikte bu yazın tadını çıkaralım!

Dondurulmuş gıdada yeni trendler neler olacak?

Dondurulmuş gıda sektörü, son yıllarda hızla gelişen ve değişen bir endüstri olarak dikkat çekiyor. Hem üreticiler hem de tüketiciler, bu alandaki yeniliklere büyük ilgi gösteriyor. 2025 yılı itibarıyla, dondurulmuş gıda sektöründe birkaç belirgin trendin ön plana çıkması bekleniyor. E. Özgörkey Grup’un dondurulmuş gıda markası Feast, dondurulmuş gıda ürünlerine dair yeni trendleri paylaştı.


Sağlıklı ve Fonksiyonel Dondurulmuş Gıdalar Tercih Edilecek
Tüketicilerin sağlık konusunda artan farkındalığı, gıda seçimlerini doğrudan etkiliyor. 2025 yılı itibarıyla, dondurulmuş gıda sektöründe sağlıklı ve fonksiyonel ürünlerin daha fazla tercih edileceği öngörülüyor. Özellikle düşük kalorili, yüksek proteinli ve vitamin/mineral açısından zengin dondurulmuş gıdaların daha fazla talep görmesi bekleniyor. Ayrıca, glütensiz, organik, ve vegan gibi özel diyetlere uygun ürünler de artacak.

Sürdürülebilirlik ve Çevre Dostu Üretim Ön Plana Çıkacak
Sürdürülebilirlik, sadece tarım ve gıda sektörlerinde değil, tüm endüstrilerde önemli bir konu haline gelmiştir. Dondurulmuş gıda üreticileri de çevre dostu üretim yöntemlerine ve ambalajlara odaklanmaya devam edecek. Plastik kullanımı azaltılacak, biyolojik olarak çözünebilen ambalajlar ve geri dönüşüm odaklı çözümler ön plana çıkacak. Ayrıca, enerji verimliliği sağlayan üretim tesisleri ve daha az atık üreten süreçler de bu trendin bir parçası olacak.

Yapay Zeka ve Otomasyon Teknolojileri Çoğalacak
Dondurulmuş gıda üretimi, teknolojik gelişmelerden en çok faydalanan alanlardan biri haline geliyor. Yeni yıl itibarıyla yapay zeka ve otomasyon teknolojilerinin üretim süreçlerinde daha etkin bir şekilde kullanılması bekleniyor. Bu teknolojiler sayesinde üretim verimliliği artacak, maliyetler düşecek ve aynı zamanda ürün kalitesi daha istikrarlı hale gelecek.

Yüksek Kaliteli Hazır Yemekler Pazar Payını Artıracak
Yoğun iş temposu ve değişen yaşam biçimleri, hazır yemeklere olan ilgiyi artırdı. Dondurulmuş hazır yemekler, bu trendin en önemli oyuncularından biri olmaya devam edecek. Ancak, yalnızca hız değil, lezzet ve besin değeri de ön planda olacak. Tüketiciler, dondurulmuş hazır yemeklerin ev yapımı lezzetinde ve doğal içeriklere sahip olmasını bekleyecekler. Yüksek kaliteli et, sebze ve yerel malzemelerle üretilen dondurulmuş yemekler, büyük bir pazar payına sahip olacak.

Biyoteknoloji ile Yenilikçi Ürünler Çevresel Etkileri Azaltacak 
Biyoteknoloji, dondurulmuş gıda üretiminde devrim yaratabilecek bir diğer alan. 2025’te, biyoteknolojik yöntemlerle üretilen ve genetik mühendislik kullanılarak besin değerleri artırılmış ürünler piyasada yer alacak. Bu ürünler, özellikle daha verimli üretim süreçleri ve çevresel etkilerin minimize edilmesi açısından büyük önem taşıyacak.

Dondurulmuş Bitkisel Proteinler Yolda
Dünyada ve özellikle gelişmiş ülkelerde et tüketiminin azalması ve bitkisel proteine olan ilginin artması, dondurulmuş gıda pazarında yeni bir dönemi başlatıyor. Yeni yıl itibarıyla, dondurulmuş bitkisel protein bazlı ürünler, et ve süt ürünlerinin yerini alacak alternatifler sunacak. Soya, bezelye, mercimek gibi bitkisel kaynaklardan elde edilen proteinler, hem lezzetli hem de besleyici alternatifler olarak pazarın önemli bir parçası haline gelecek.

Yerli ve Doğal Ürünlere Yönelik Talep Artacak
Tüketicilerin yerel ve doğal ürünlere olan ilgisi her geçen gün artıyor. 2025’te, yerel üretim desteklenerek dondurulmuş gıda pazarında daha fazla yerel ürün yer bulacak. Yerel çiftçilerle yapılan iş birlikleri ve doğal ürünlerin dondurulmuş formda sunulması, özellikle çevre bilincine sahip tüketiciler için cazip bir seçenek olacak.

2025 yılı, dondurulmuş gıda sektöründe hem tüketici ihtiyaçları hem de üretim teknolojileri açısından önemli yeniliklerin yaşanacağı bir yıl olacak. Sağlıklı yaşam, çevre dostu üretim ve yenilikçi teknolojiler, bu sektörün şekillenmesinde belirleyici faktörler olacak. Gıda endüstrisinin hızla evrilen dinamiklerine ayak uydurmak isteyen markaların, bu trendlere uygun stratejiler geliştirmeleri büyük önem taşıyacak.

ENGİNAR ZAMANI!ENGİNARLARIN YAPRAKLARINI ATMAYIN!

Karaciğeri arındırıyor, kalbi koruyor, sindirimi destekliyor… 


Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bahar aylarının şifa kaynağı enginarın sağlığa faydalarını ve en doğru tüketim yöntemlerini anlatıyor. Sofralarınıza hem lezzet hem sağlık getirecek dört özel tarif de bu haberde! Baharla birlikte pazarlarda ve mutfaklarda yeniden boy gösteren enginar, yalnızca lezzetiyle değil sağlık üzerindeki etkileriyle de dikkat çekiyor. Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, bu çok yönlü sebzenin karaciğerden kalbe, bağırsaktan kan şekerine kadar birçok sistemi desteklediğini belirtiyor.


Enginarın mevsiminde ve doğru yöntemlerle tüketilmesinin önemine değinen Dursun, “Enginar sadece bir sebze değil, aynı anda hem arındıran hem de onaran doğal bir şifa kaynağı” diyor. Sağlıkla harmanlanmış dört nefis enginar tarifi de önerileri arasında yer alıyor.


Doğanın sunduğu en güçlü detoks besinlerinden biri olan enginar, bahar aylarında sağlık dolu sofraların yıldızı olmaya aday. Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, özellikle karaciğer sağlığını korumak ve kalp-damar hastalıklarını önlemek isteyen bireyler için enginarın önemine dikkat çekiyor.“Enginar; karaciğeri destekler, bağırsakları çalıştırır ve kalbi korur. Lif, antioksidan ve prebiyotik içeriğiyle gerçek bir süper besindir” diyen Dursun, mevsiminde ve doğru şekilde tüketildiğinde enginarın sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin çok daha güçlü olduğunu vurguluyor.


Sağlık Dolu Enginar Tarifleri
Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun’dan hem lezzetli hem de sağlıklı enginar tarifleriyle sofralarınıza sağlık geliyor:

1. Zeytinyağlı Taze Enginar Dolması

Kalp dostu, karaciğer destekleyici ve doyurucu bir ana öğün seçeneği.

Malzemeler:

               •             4 adet taze enginar

               •             1 çay bardağı kinoa veya ince bulgur

               •             1 küçük soğan (ince doğranmış)

               •             1 avuç taze dereotu ve maydanoz

               •             2 yemek kaşığı zeytinyağı

               •             1 limonun suyu

               •             Tuz, karabiber

Hazırlanışı:
Enginarları temizleyip limonlu suda bekletin. Kinoa veya bulguru haşlayın. Soğan ve yeşilliklerle karıştırıp iç harcı hazırlayın. Enginarların içini bu harçla doldurun. Üzerine zeytinyağı ve limon gezdirerek az miktarda suyla tencerede kısık ateşte pişirin.

Dursun: “Bitkisel protein içeren kinoa ile yapılan bu dolma, özellikle vejetaryenler için de mükemmel bir tercih.”

2. Enginarlı Avokado Salatası

Sağlıklı yağlar, lif ve vitaminlerle dolu taze bir tabak.

Malzemeler:

               •             2 adet haşlanmış enginar

               •             1 olgun avokado

               •             1 küçük kırmızı soğan

               •             1 tatlı kaşığı zeytinyağı

               •             1 limonun suyu

               •             Birkaç dal roka veya ıspanak

Hazırlanışı:

Enginarları küçük parçalara ayırın. Avokadoyu küp küp doğrayın. Soğanı ince dilimleyin. Tüm malzemeleri karıştırın. Limon suyu ve zeytinyağını ekleyip servis edin.

Dursun: “Bu salata, sindirim sistemini rahatlatırken uzun süre tokluk sağlar.”

3. Fırında Fesleğenli Enginar Kalpleri

Düşük kalorili, yoğun lezzetli pratik bir garnitür veya ana öğün alternatifi.

Malzemeler:

               •             6-8 adet enginar kalbi (konserve veya taze)

               •             1 diş sarımsak

               •             1 yemek kaşığı zeytinyağı

               •             1 avuç taze fesleğen

               •             Tuz, karabiber

Hazırlanışı:

Enginar kalplerini fırın kabına dizin. Üzerine ezilmiş sarımsak, zeytinyağı, tuz ve karabiber serpin. 180 derece fırında 15 dakika pişirin. Servis öncesi taze fesleğenle süsleyin.

Dursun: “Fırında pişirme yöntemi, enginarın besin değerlerini korur ve lezzetini yoğunlaştırır.”

4. Enginarlı Detox Smoothie

Karaciğer detoksunu destekleyen ve enerji veren hafif bir içecek.

Malzemeler:

               •             1 küçük haşlanmış enginar

               •             1 yeşil elma

               •             1/2 limonun suyu

               •             1 avuç ıspanak

               •             1 bardak su

Hazırlanışı:

Tüm malzemeleri blenderdan geçirin. Taze olarak, tercihen sabah saatlerinde tüketin.

Dursun: “Enginar smoothie, karaciğer fonksiyonlarını desteklemenin en pratik yollarından biri. Tatlı krizlerini de doğal yolla bastırır.”

Diyetisyen Önerileriyle Enginar Tüketim Rehberi

               •             Mevsiminde tüketin: Nisan – Haziran arası en taze dönemdir.

               •             Doğru pişirme yöntemleri: Buharda haşlama veya fırınlama önerilir.

               •             Porsiyon kontrolü: Günde 1 orta boy enginar idealdir.

               •             Doğru kombinasyon: Zeytinyağı, limon ve yeşilliklerle bir araya geldiğinde besin değeri katlanır.

               •             Haftalık sıklık: Haftada 2-3 kez; karaciğer programlarında günlük bile tüketilebilir.


Son Söz:
“Enginar sadece bir sebze değil, vücudunuzun doğal koruyucusudur. Kalbinizi, bağırsaklarınızı ve karaciğerinizi aynı anda koruyan bir mucizeyi sofranıza taşıyın”

Starbucks’tan Büyük Yaz Sezonu Açılışı

Kahve kültürünün dünyadaki en önemli temsilcilerinden Starbucks, bu yıl yaz sezonuna iddialı bir başlangıç yapmaya hazırlanıyor. 30 Nisan’dan itibaren menülere eklenecek yeni lezzetlerle birlikte, Starbucks misafirlerini hem tatlı hem de ferahlatıcı bir lezzet yolculuğu bekliyor. Starbucks Türkiye, yaza özel yepyeni Tiramisu aromalı içeceklerle kahve keyfine yepyeni bir boyut kazandırıyor. Yaz menüsünün yıldız adaylarından Tiramisu Cream Iced Latte, kahve, süt ve buzla karıştırılan mascarpone sosu ve zengin mocha aromasıyla dengeli bir tat sunarken; üzerindeki ipeksi mascarpone kreması ve mocha tozuyla damakta tatlı bir iz bırakıyor. 


Aynı lezzet profiline sahip olan Tiramisu Frappuccino® ise buzla harmanlanarak serinletici bir alternatif olarak yazın favori içecekler arasındaki yerini alıyor. Yazın enerjisini yansıtan bir diğer yenilik ise Haziran ayı başında ilk kez menüye eklenecek olan Melon Pearls Refresha™. Tatlı kavun aromalı bazla hazırlanan bu içecek, ağızda patlayan kavun aromalı toplarla birleşiyor ve buzla tamamlanarak ferahlığın sınırlarını zorluyor.Starbucks Türkiye, misafirlerine hem tatlı anlar hem de serinletici molalar sunacak yeni lezzetleriyle yaz sezona güçlü bir giriş yapıyor. 30 Nisan’da başlayacak büyük sezon açılışı için geri sayım şimdiden başladı.