19 Mayıs 2025 Pazartesi

Terrazza Italia’da Doğal Lezzetler

Sosyetik Köylü Kutluğ Ataman’ın Ürünleri Terrazza Italia’da: Doğal Lezzetlerle Bir Yolculuk

İstanbul’un gastronomi sahnesine damgasını vuran Terrazza Italia, yine çok özel bir geceye ev sahipliği yaptı. Ünlü Executive Chef Claudio Chinali ve Palanga Çiftliği’nin kurucusu Kutluğ Ataman’ın ortaklığıyla gerçekleşecek olan bu özel etkinlik, katılımcılara benzersiz bir lezzet deneyimi sundu.

Doğallığın İmzası: Palanga Çiftliği

Kutluğ Ataman’ın “Sosyetik Köylü” unvanını hak eden Palanga Çiftliği, endüstriyel tarımdan uzak, tamamen doğal ortamlarda yetiştirilen etleriyle dikkat çekiyor. Yapay yem kullanılmadan, doğanın sunduğu imkanlarla beslenen hayvanlar, lezzet açısından büyük fark yaratıyor.

Menüde Neler Var?

Bu özel gecede misafirler, Palanga Çiftliği’nin ürünleriyle hazırlanan, tamamen sürprizlerden oluşan bir menü ile karşılandı. Claudio Chinali’nin hünerli dokunuşlarıyla şekillenen yemekler, hem geleneksel hem de modern dokunuşlarla gastronomi dünyasına yeni bir bakış kazandırdı.

Terrazza Italia’nın Büyülü Atmosferi

Boğaz’ın muhteşem manzarasına sahip Terrazza Italia, hem ambiyansı hem de mutfak sanatıyla her zaman dikkat çeken bir mekan. Bu gece, doğallığın ve yüksek mutfak sanatının bir araya geldiği unutulmaz bir deneyime sahne oldu.Palanga Çiftliği’nin doğayla iç içe yetiştirdiği ürünler ve Claudio Chinali’nin ustalığı ile şekillenen bu menü, lezzet tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsat oldu.  Bu etkinlik, gastronomi dünyasında doğallığın önemini vurgularken, sürdürülebilir tarımın ne denli büyük bir fark yaratabileceğini de gözler önüne serdi.

16 Mayıs 2025 Cuma

Matbah Restaurant’tan Türk Mutfağı Haftası’na özel “Türk Mutfağı’nın Klasik Yemekleri”

Kadim ve Sürdürülebilir Türk Mutfağı, Bir Kez Daha Dünya Sahnesinde!
Anadolu’nun binlerce yıllık bereketli topraklarında yoğrulan, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin izleriyle zenginleşen gastronomi kültürümüzü, geniş kitlelerle buluşturmaya devam ediyor. Her yıl 21–27 Mayıs tarihleri arasında ülkemizde ve tüm dünyada etkinliklerle kutlanan Türk Mutfağı Haftası, bu yıl mutfak kültürümüzün yapıtaşları olan “Türk Mutfağı’nın Klasik Yemekleri” ile kültürlerarası köprü kurmayı hedefliyor.  


Türk Mutfağının geleneksel, sağlıklı ve atıksız mirasının taşıyıcısı olan “Klasikler”, mutfağımızın doğallığının, lezzetinin, özgün saklama ve pişirme tekniklerinin parıldayan cevheri olarak öne çıkıyor. Her biri, Anadolu’nun bereketli topraklarından süzülen yüzyıllık geleneklerin izlerini taşıyan bu lezzetler hem Türk mutfağının çeşitliliğini hem de evrensel değerini ortaya koyuyor. Uluslararası alanda isimleri ile bilinen ancak reçeteleri pek fazla tanınmayan klasik yemeklerimiz, bu sayede tarihsel köklerine sadık kalarak dünya ile tanıtılırken, geleneksel tariflerin nasıl modern dünyada sürdürülebilir ve sağlıklı bir şekilde yaşatılabileceğinin de hikayesini anlatacak. 


Dolayısıyla Türk Mutfağı Haftası’nın klasik yemeklerle kutlanması, ülkemizin mutfak geleneğinin kadim uygulamaların günümüzde nasıl anlam ve canlılık bulabildiğinin bir kez daha güzel bir örneği olacak.



Bir dizi tariften çok daha fazlasını taşıyan Türk Mutfağı Klasikleri; insanları yemek masasında bir araya getirerek bizleri birbirimize bağlıyor. Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası olarak, kültürümüzü yakından tanımak isteyenler içinse aile sıcaklığında bir başlangıç sunuyor.  Yurt içindeki kutlamalarda 81 ilin yerel mutfağını oluşturan temel reçeteler ve ürünler renkli bir lezzet yelpazesi sunarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurtdışı temsilciliklerindeki etkinlikler ise, farklı kültürlerin masalarımızda bir araya geldiği ve önyargısız bir şekilde birbirlerini tanıdığı misafirperverliğimizin samimiyetini yaşatacak.


Ottoman Hotel Imperial bünyesinde yer alan Matbah Restaurant, Yüzyıllar boyu Osmanlı İmparatorluğuna ev sahipliği yapan Tarihi Yarımada da “BURAM BURAM TARİH KOKAN AMBİYANSI” ile      21-27 Mayıs tarihleri arasında, Türk Mutfağı haftasına özel “Türk Mutfağı’nın Klasik Yemekleri”, ile siz değerli konuklarını ağırlıyor.

15 Mayıs 2025 Perşembe

Mutfak sektörü dev buluşmaya hazır, 140 ülke İstanbul’a geliyor

Mutfakçılar HOSTECH by TUSİD ile bütün dünyayı İstanbul’da buluşturuyor.Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük endüstriyel mutfak ve HORECA fuarı HOSTECH by TUSİD için geri sayım başladı. Bu sene 45 bin metrekarelik bir alanda düzenlenen fuara 140 ülkeden toplamda 35 bin ziyaretçi beklenirken, 50'den fazla ülkeden toplam 400 firma katılımcı olarak yer alacak. 



Fuarın ilk kez 26 yıl önce sadece 500 metrekarelik bir alanda düzenlendiğini ve gelinen noktanın sektörün gücünü dünyaya göstermesi açısından da son derece önemli olduğunu belirten Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, Türkiye’nin kalite, lokasyon ve ürün çeşitliliği açısından dünyada çok farklı bir yerde olduğunu kaydetti.  Bu sene ihracatın 6 milyar doları geçmesini beklediklerini söyleyen Topuz, “Rusya-Ukrayna arasındaki olası bir barış ve Suriye’deki gelişmeler bizim ihracatımızı patlatabilir. Eğer anti damping soruşturmasında olumsuz bir gelişme olmazsa çok iyi bir yıl geçireceğimizi tahmin ediyoruz.” dedi.


Otel, restoran, gastronomi ve mutfak ekipmanları alanında Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın ikinci büyük fuarı olan HOSTECH by TUSİD İstanbul, 140 ülkeden katılımcı ile 27-31 Mayıs 2025 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açmaya hazırlanıyor. Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TUSİD) 33 yıl önce kurulduğunu, ilk fuarın ise bundan 26 yıl önce sadece 500 metrekarelik bir alanda düzenlendiğini belirten TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, gelinen noktada dünyanın en büyük sektörel buluşmalarından birine ev sahipliği yaptıklarını kaydetti. Avrupa'da sadece İtalya'da düzenlenen fuarın Türkiye'den büyük olduğunu söyleyen Topuz, "Onu da çok yakın sürede geçebiliriz ama maalesef Türkiye'de 45 bin metrekareden daha büyük bir fuar alanı olmadığı için şu an tıkanmış durumdayız. Eğer fuar alanı olsa ürün gruplarını daha da çeşitlendirip çok kısa bir süre içerisinde İtalya'yı geçebiliriz." dedi. 

Fuarın satışlarının geçmişte 11-12 bin metrekarelerde iken özellikle son 12 senede çok ciddi bir ivme kazandığına işaret eden Topuz, "O dönem yurt dışından önemli müşterilerin uçak biletlerini alalım, otellerini ayarlayalım ve buraya getirelim diye bir düşünce geliştirdik. İnsanlar ilk başta kendi müşterilerini getirmekten korksa da zaman içerisinde dijitalleşmenin de gelişmesi ile fuara ilgi giderek artmaya başladı. Şu anda datalarımızda 110 farklı ülkeden 18 bin firmanın bilgileri yer alıyor. Bu sene yapacağımız fuar için de 18 bin firmadan 1.200 kişiyi Türkiye'ye çağırmak için masraflarını ödemeye değer bulduk. Hindistan'dan Küba'ya, Kolombiya'dan Güney Afrika'ya kadar çok farklı ülkelerden alım heyetleri getiriyoruz. Bunların haricinde masraflarını kendi karşılayıp gelenlerle birlikte 5 bine yakın yabancı katılımcı bekliyoruz. Fuarı toplamda 35 bin kişinin ziyaret edeceğini tahmin ediyoruz. Geçen seneye göre Amerika, Rusya ve Mısır bölgesinden ciddi bir artış var. Bu yıl tanıtım için yaklaşık 2 milyon dolar harcadık ama bundan çok daha fazla bir değer yaratacağız." dedi. 

SENE SONUNDA 6 MİLYAR DOLARI GEÇERİZ
Sektörün ihracat rakamlarına da değinen Topuz, mutfak sektörünün ilk dört ayda 1,76 milyar dolarlık ihracat yaptığını söyledi. Yılın ilk iki ayındaki düşüşten sonra ihracatın tekrar toparlandığını ve geçtiğimiz yılın rakamlarına çok yaklaştığını ifade eden Topuz, "Sektör olarak yüksek sezona girdik. Önceki aylarda alınan siparişlerin yüklemesi yeni yapılmaya başladı ve ihracattaki bu yükselişin devam edeceğini tahmin ediyoruz. Biz endüstriyel mutfak tarafında bir sıkıntı görmüyoruz ve özellikle yılın ikinci yarısına yönelik olarak çok umutluyuz. Yıl sonunda da geçen seneye göre yaklaşık yüzde 10'luk bir artış yakalayıp 6 milyar doları geçeriz diye tahmin ediyoruz." diye konuştu. 

ANTİ DAMPİNG SORUŞTURMASI OLUMSUZ OLURSA SEKTÖRÜ MAHVEDER
Sektörün şu anki en önemli probleminin geçtiğimiz yıl yüzde 12'ye çıkarılan ek vergiler ve henüz sonuçlanmayan anti damping soruşturması olduğunu belirten Topuz, şunları söyledi:"Paslanmaz çelik sektörümüzün ana ham maddesi ve geçen sene ilk darbeyi yüzde 12'ye çıkarılan ek vergi ile aldık. Bu vergi olmasaydı biz ihracat pazarlarımızda fiyatlarımızı yüzde 5 aşağı çekebilir ve çok daha fazla ihracat yapabilirdik. Geçen sene ihracatımızdaki yüzde 20 düşüşün en önemli sebeplerinden biri de bu ek vergiler oldu. Eğer vergiler artırılmasaydı biz geçtiğimiz yılı büyük ihtimalle önceki yıla göre yükselişle tamamlardık. Şimdi de bir süredir devam eden ve yaz aylarında sonuçlanması beklenen anti damping soruşturması var. Biz burada Ticaret Bakanlığımızın 50 bin imalatçının ve 1 milyon kişilik bir istihdamın yanında olacağına ve tek bir firmanın kazancı için koca sektörü zora sokmayacağına inanıyoruz. Eğer soruşturmadan olumsuz bir sonuç çıkarsa bu bizim sektörümüzü mahveder, her şey terse döner. Düşeceğimiz rakamları konuşmak bile istemiyorum."Paslanmaz çeliğe gelen ek vergiler nedeniyle ihracatta yaşanan düşüş yanında ithalatta da artış yaşandığına işaret eden Topuz, "Özellikle el aletleri ve ev tipi mutfak sektöründe ithalatımız yaklaşık 1 milyar dolar arttı. Sektörün dış ticaret fazlası 3,6 milyar dolardan 2,7 milyar dolara geriledi. Herkes ithalat için Çin'e yüklendi, Çin'den mal girişi çok büyük oranlarda artış gösterdi." dedi. 

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ BİTMESİ VE SURİYE’DEKİ GELİŞMELER İHRACATI PATLATIR
Son dönemde Türkiye'nin etrafında yaşanan savaşların bitmesine ve bazılarında ise barış umutlarının giderek artmasına işaret eden Topuz, özellikle Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın sora ermesinin sektöre çok önemli etkiler yaratabileceğini belirtti. Özellikle savaşta ciddi zarar gören Ukrayna tarafının büyük bir yenilenmeye gideceğini belirten Topuz, "Rusya-Ukrayna barışı o bölgeye yapılan ihracatı, en yüksek dönemine göre en az iki katına çıkarır. Bunun yanında olası bir barışla Rusya ile problemli para akışının düzelmesi de ihracata da olumlu yansır. Benzer şekilde Suriye'de de birçok şehir yeniden inşa edilecek. ABD'nin kaldıracağını açıkladığı yaptırımlar ticaretin önünü açacak, ticaret hacmini büyütecek. Bu iki bölgenin yoluna girmesiyle ihracatın patlayacağını tahmin ediyoruz." ifadelerini kullandı. 

DÜNYADA GASTRONOMİNİN MERKEZİ TÜRKİYE 
Türk mutfak sektörünün dünya mutfak sektörü ihracatından yaklaşık yüzde 2,16 pay aldığını ve dokuzuncu sırada olduğunu söyleyen Topuz, şunları anlattı: "Biz endüstriyel mutfak sektörü olarak iyi durumdayız. Bunun en önemli sebeplerinden birisi sunduğumuz kalite. Ürün kalitemiz artık Avrupa standartlarının üzerine çıktı, bu kaliteye göre sunduğumuz fiyatlar da oldukça iyi. Bir diğer önemli konu Türkiye'nin konumu. Dört saatlik uçuş mesafesinde yaklaşık 80 tane ülkeye ulaşabiliyoruz, konteynerlerimiz bir haftada Dubai'ye kadar gidebiliyor. Ayrıca dünyada gastronominin merkezi Türkiye. Bizim İç Anadolu'dan Ege'ye, Karadeniz'den Trakya'ya kadar çok farklı mutfaklarımız ve çok farklı ürünlerimiz var. Buralardaki farklı yemek grupları içinde farklı pişirme cihazları, farklı tencereler ve farklı tavalar üretebiliyoruz. Bizdeki bu ürün çeşitliliği, Türk mutfak ürünlerini dünyada çok farklı bir yere çıkartıyor." 

ÖNÜMÜZDEKİ SENENİN GÖZDESİ FAS OLACAK
2030 yılında Dünya Kupası'nın oynanacağı Fas'a da dikkat çeken Topuz, bu ülkenin en büyük ithalatı Türkiye'den yaptığını, ancak bu turnuva sayesinde çok daha büyük bir potansiyelin oluştuğuna işaret etti. Topuz, "Fas mutfak sektöründeki toplam ithalatının yüzde 18'ini Türkiye'den yapıyor. Önümüzdeki günlerde düzenleyeceğimiz fuara da Fas'tan 33 firma davet ettik. Orada yapılacak stadyumlar, oteller ve açılacak restoranlar bizim için çok ciddi bir fırsat oluşturuyor. Biz özellikle önümüzdeki sene bu pazara özel bir önem vereceğiz ve ziyaretler gerçekleştireceğiz. Bu ülkeye olan ihracatımızın da en az ikiye katlayacağını tahmin ediyoruz." dedi. 

‘FUAR SADECE SEKTÖRE DEĞİL TÜRKİYE EKONOMİSİNE DE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK’
Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu (EVFED) Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı da HOSTECH by TUSİD'in yıllar içerisinde çok önemli aşamalar kat ettiğini ve dünyanın en önemli buluşmalarından birisi haline geldiğini söyledi. Bu sene fuara çok ciddi bir katılım olacağının altını çizen Kaplangı, "Bu fuar sadece bizlere, bizim sektörümüze değil, ülkemizin ekonomisine çok büyük fayda sağlayacak. Bu fuar bizim düğünümüz olacak. Şimdiden emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi. 

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger de bu fuarın 26'ncı kez yapılabiliyor olmasının çok büyük bir başarı olduğunun altını çizdi. Sektörde yer alan herkesin yıllardır tüm müşteri portföyünü ortaya koyduğunu ve 18 bin firmalık bir dataya ulaşıldığını kaydeden Özger, "Bu çok büyük bir data. Bugün bilgiye ulaşmak her ne kadar kolay olsa da o müşteriyi buraya getirmek o kadar kolay olmuyor. Türkiye'de bu kadar firmayı ağırlamak ve sektörün gücünü hissettirmek gerçekten kolay iş değil. HOSTECH by TUSİD bu anlamda Türkiye'ye örnek olan bir fuar. Hep beraber birlik olursak Türk mutfak eşyaları sektörünü tüm dünyada tanıtabilecek güce sahibiz." ifadelerini kullandı. 


Kumiko Sushi & More; eşsiz bir Sakura Festivali’ne imza attı

İstanbul’un kalbi Gümüşsuyu’nda yer alan, CVK Hotels & Resorts grubunun lüks segmentteki beş yıldızlı oteli CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’un Uzak Doğu restoranı Kumiko Sushi & More; 8–9–10 Mayıs tarihlerinde eşsiz bir Sakura Festivali’ne imza attı.


Japon kültürünün eşsiz geleneklerini ve yeniden doğuşu simgeleyen Sakura, Kumiko Sushi & More’nun özgün atmosferinde hayat buldu. Chef’s Table etkinliklerinden tadım deneyimlerine, geleneksel çay seremonilerinden anime gösterimlerine, Japon sokak lezzetlerinden geleneksel müzik performanslarına uzanan üç günlük bu kültürel şölen, İstanbul’da Japon esintileri estirdi.

cvk-hotels-resorts-kumiko-sushi-more.jpg

Japon Seremoni & Gastronomi Günü (8 Mayıs)
Festivalin ilk gününde, Japon çay seremonisinin usta ismi Maki Shibuya, Kumiko Sushi & More’da zamansız bir deneyim sundu. Akşam saatlerinde ise Japonya Tarım Bakanlığı tarafından “Silver Chef” unvanı verilen, Japon Mutfağı İyi Niyet Elçisi Şef Sinan Damgacıoğlu, bu güne özel hazırladığı Nanban menüsünü sınırlı sayıda konukla buluşturdu. Damgacıoğlu, Japon mutfağında Batı etkileri ve tarihsel dönüşümleri aktardığı özel sunumuyla misafirlere gastronomik bir keşif yaşattı.

cvk-hotels-resorts-kumiko-sushi-more-001.jpg

Japon Sanatları Günü (9 Mayıs)
Festivalin ikinci gününde Maki Shibuya’nın çay seremonisinin ardından, usta isim Levon Bağış şarap ve sake dünyası arasındaki tat geçişlerini anlattı. Bu sunuma, Kumiko Sushi & More’un şefi Kanber Diskaya tarafından hazırlanan özel menü eşlik etti. Suetomi Koto Society'nin geleneksel Japon koto performansı ise geceye zarif bir dokunuş kattı. Etkinlik alanındaki origami ve kumiko ahşap sanatı atölyeleri ile kimono deneyimi, konuklara unutulmaz anlar yaşattı.

Festival Günü (10 Mayıs)
Festivalin en kapsamlı günü olan Cumartesi, Japon kültürünün tüm yönlerini bir araya getirdi. Gün boyunca; Origami Atölyesi, Kimono Deneyimi, Kumiko Sanatı Tanıtımı, Yüz Boyama Etkinliği, Anime Çizim Atölyesi, Cosplay Performansları, Begüm Varbil ile Anime Türleri Üzerine Sohbet, Merin Sever ve Sinan Damgacıoğlu’nun anlatımıyla Japon kültürü ve gastronomisi üzerine söyleşiler ziyaretçilere hem eğlenceli hem de öğretici anlar yaşattı.

Gün boyu Şef Sinan Damgacıoğlu ile  anime – manga Japon sokak lezzetlerini deneyimleyen misafirler gastronomik bir yolculuğa çıktı. Geleneksel Japon enerjisini modern vuruşlarla harmanlayan Taiko davul gösterisi festivalin ritmini yükseltirken DJ performansı, elektronik beat’lerle Japon ezgilerini buluşturarak geceye dans dolu bir kapanış getirdi.

Dagi’den 2025 yaz koleksiyonu

Yazın özgürlüğü, stilin zarafetiyle buluşuyor!
Moda ve iç giyim dünyasının yenilikçi markası Dagi, 2025 plaj koleksiyonunu tanıttı. Geniş ürün yelpazesiyle dikkat çeken koleksiyon, her zevke ve bedene uygun parçalarıyla yaz stiline taze bir soluk getiriyor.Konforun, tarzın ve performansın birleştiği noktada her zaman bir adım önde olmayı hedefleyen Dagi, mevsime damga vuracak 2025 plaj koleksiyonunu tanıttı. “İçinden Geldiği Gibi Yaşa” mottosuyla hazırlanan koleksiyon, rahat ve şık alternatifler sunuyor. Hem kadınlara hem erkeklere hitap eden ve geniş bir ürün yelpazesi sunan koleksiyon; doğal dokular, sade çizgiler ve modern detaylarla şekilleniyor. 



Işıltı ve taş detaylı mayo & bikiniler, mix & match yapma imkanı sunan alt-üst seçenekleri, tarzınızı tamamlayan pareo modelleri ile sadece sahilde değil; tüm gün şık ve konforlu hissetmek isteyenlere hitap ediyor. Doğal dokular, sade çizgiler ve modern detaylarla şekillenen koleksiyon; sahilde ya da gün batımında kendini stilini ortaya koymak isteyen herkesin ruhuna dokunuyor.2025 plaj koleksiyonu kadınların yanı sıra erkeklere de özel parçalar sunuyor.



Her Adımda Konfor, Her Parçada Şıklık
Zamansız stil kodlarını taşıyan güçlü plaj koleksiyonu, kadınlara özgürce hareket etme duygusunu yaşatırken, erkekler için özel tasarlanan deniz şortları enerjik ve cesur renk seçenekleriyle gün boyu ferahlık ve stil sunuyor.Sezonun trendlerinden çift renkli deniz şortları, fonksiyonel özelliklere sahip kumaş yapısı ve tasarım detaylarıyla tatil keyfini konforla buluşturuyor. Kolay kuruyan kumaş yapısı sayesinde rahatlığı ön plana çıkartan deniz şortları, arka cepte yer alan kuş gözü özelliğiyle suyun çıkmasını sağlıyor ve cepteki şişkinliği engelliyor. 



Keten Koleksiyonu 
Zamansız ve rahat ketenler ise Dagi’nin 2025 plaj koleksiyonunda ön plana çıkıyor. Her ortamda şıklığı tamamlayan keten koleksiyon, doğallığın lüksle buluştuğu bir şıklık yaratırken kendi tarzınızı yansıtacağınız bir stil sunuyor. Doğal keten ve liyosel karışımı özel kumaşlar, cildin nefes almasına olanak tanırken kolay kolay kırışmıyor. Oversize gömleklerle hafifliği hissederken, tailored pantolonlar ve şortlar net ve zarif bir duruş sunuyor. Ham siyahın rafine sadeliği, doğadan gelen yeşil tonlar ve sıcak kahverengiler bu senenin keten koleksiyonuna zarafet katıyor.


Yazın Ritmi Bu Koleksiyonda
Eşsiz doğası ve büyüleyici manzaralarıyla bilinen Yunanistan’ın Milos Adası’nda çekimleri tamamlanan koleksiyon, Dagi’nin özgürlükçü stil anlayışını da mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Nefes alabilen kumaşlar, teninizle uyum sağlayan kesimler ve sezonun öne çıkan tonlarıyla birleşen Dagi 2025 plaj koleksiyonu, giydiğinizi unutturacak kadar hafif ama stilinizde iz bırakacak kadar güçlü!



Touch Cruises; Arvento’nun 20. Yılı Selectum Blu Gemisinde Kutlandı

Kurumsal etkinliklerin geleneksel sınırlarını aşarak unutulmaz anılar yaratmanın en başarılı örneklerinden biri, Touch Cruises’ın organizasyonuyla hayat bulduTürkiye’nin önde gelen araç takip ve filo yönetim sistemleri sağlayıcısı Arvento, 20. kuruluş yıl dönümünü Selectum Blu gemisinde, Ege’nin benzersiz maviliklerinde kutladı.


Denizde Kurumsal Etkinliklere Yeni .Bir Soluk
Kurumsal etkinlikleri özgün ve etkileyici mekanlara taşıyan Touch Cruises, bu prestijli kutlamayı titizlikle planlayarak Arvento ekibine hem profesyonel hem de ilham verici bir deneyim sundu. Rodos, Leros ve Samos gibi büyüleyici Yunan adalarını kapsayan rota, katılımcılara sadece bir kutlama değil, aynı zamanda kültürel keşiflerle dolu bir yolculuk imkânı tanıdı.

touch-cruises.jpeg

Etkileyici Bir Organizasyonun Detayları
Bu özel etkinlikte, denizin eşsiz atmosferi yaratıcı içeriklerle zenginleştirildi. Katılımcıların motivasyonunu artırmaya yönelik çeşitli aktiviteler, takım ruhunu pekiştiren deneyimler ve unutulmaz kutlama anlarıyla Arvento’nun 20 yılı, geleceğe ilham veren bir şekilde taçlandırıldı. Touch Cruises, her detayı özenle planlayarak etkinliğin sadece bir kutlama olmanın ötesinde, kurumsal bağlılığı güçlendiren ve iş dünyasına ilham veren bir deneyim haline gelmesini sağladı.

Denizin Büyüleyici Ortamında Kurumsal Başarı
Kurumsal etkinliklerde inovatif ve farklılık yaratan deneyimlere öncülük eden Touch Cruises, şirketlerin özel kutlamalarını, lansmanlarını ve motivasyon gezilerini benzersiz bir atmosferde gerçekleştiriyor. Denizin özgürlüğünü, konforu ve profesyonelliği bir araya getiren organizasyonlarıyla fark yaratan Touch Cruises, kurumsal etkinlikleri en üst seviyeye taşımak isteyen firmalar için mükemmel bir iş ortağı.

Siz de Şirket Etkinliklerinizi Denize Taşıyın!
Deniz üzerinde unutulmaz bir kurumsal etkinlik planlamak ve şirketinize ilham verici bir deneyim sunmak istiyorsanız, Touch Cruises ile iletişime geçin ve organizasyonunuzu zirveye taşıyın!

Sabiha Gökçen’den yeni stratejik bağlantı: Atırav’a direkt uçuşlar başladı 

Tarihi İpek Yolu'nun önemli duraklarından Kazakistan’ın liman şehri Atırav’a, Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan direkt uçuşlar başladı. Haftada iki frekans olarak gerçekleşecek seferlerle güçlenecek İstanbul – Hazar köprüsünün, iki ülke arasındaki ekonomik, kültürel ve sosyal bağları geliştirmesi bekleniyor.Yolcu sayısı açısından Türkiye'nin en büyük 2'nci, Avrupa'nın ise 8'inci havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen (ISG) Uluslararası Havalimanı uçuş çeşitliliğini artırarak yolculara daha fazla bağlantı seçeneği sunmaya devam ediyor.


Asya ve Avrupa kıtasının buluştuğu İstanbul'dan, bu iki kıtanın buluştuğu bir başka noktaya; Kazakistan'ın ana liman şehri Atırav’a (Atyrau), 14 Mayıs 2025 tarihinden itibaren Sabiha Gökçen merkezli direkt uçuşlar başladı. Avrupa’nın doğuda Asya sınırını oluşturan Ural Nehri’nin ikiye böldüğü Atırav’ın neredeyse tamamı Asya kıtasında, küçük bir bölümü ise Avrupa’da yer alıyor.

Pegasus Hava Yolları, ana üssü İstanbul Sabiha Gökçen'den (SAW), Atırav (GUW) şehrine çarşamba ve pazar günleri olmak üzere haftada iki frekans olacak şekilde direkt seferlere başladı. İstanbul – Atırav yönündeki ilk uçak, Sabiha Gökçen Havalimanı’nda düzenlenen törenin ardından uçuşunu gerçekleştirdi. Pegasus’un Atırav hattıyla Orta Asya ile Türkiye arasındaki havayolu köprüsüne güçlü bir halka daha eklenmiş oldu.Bu yeni bağlantı, Sabiha Gökçen’in Kazakistan’daki beşinci uçuş noktası olurken Pegasus, daha önce Almati, Çimkent, Astana ve Aktau’ya gerçekleştirdiği seferlere bir yenisini ekledi. 



Hazar'ın incisi Atırav artık daha yakın
Tarihi İpek Yolu üzerinde önemli bir durak olan Atırav’a direkt seferlerin başlaması, farklı kültürleri keşfetmek ve iş bağlantılarını güçlendirmek isteyenler için heyecan verici bir kapı aralıyor. Ural Nehri kıyısında Batı’nın ve Doğu’nun ruhunu birleştiren Atırav, stratejik konuma sahip, modern ve dinamik bir şehir. Hazar Denizi'nin kıyısında yer alan liman kenti Atırav, zengin petrol ve doğal gaz yataklarıyla Kazakistan ekonomisinde kritik bir rol üstleniyor. Hayata geçen SAW  GUW bağlantısının Türkiye ile Kazakistan arasındaki seyahatleri kolaylaştırarak ticari ve kültürel ilişkilerle turizme önemli katkılar sağlaması bekleniyor.İstanbul’un dünyaya açılan kapısı Sabiha Gökçen Havalimanı, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya erişimini her geçen gün güçlendirirken İstanbul’un kültürel ve tarihi zenginliklerini dünya çapında 52 ülkeye ve 105 dış hat destinasyonuna bağlıyor.

Mochica Kültürüne Ait Tarihi Kolye Yurduna Döndü

Moche (Mochica) kültürüne ait tarihi bir kolye, Türkiye ve Peru arasında kurulan dostane iş birliği neticesinde, düzenlenen resmi törenle Peru’ya iade edildi. Türkiye, kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadelede örnek bir sürece daha imza attı. M.Ö. 200 ile M.S. 600 yılları arasında Peru’nun kuzey kıyılarında hüküm süren Moche (Mochica) kültürüne ait tarihi bir kolye, Türkiye ve Peru arasında kurulan dostane iş birliği neticesinde, düzenlenen resmi törenle Peru’ya iade edildi.

13 Mayıs 2025 tarihinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde gerçekleştirilen törende, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı ile Peru’nun Ankara Büyükelçisi Cesar Augusto De Las Casas Diaz’ın katılımıyla kolye Peru yetkililerine teslim edildi. Törene ayrıca Dışişleri Bakanlığı temsilcileri ve müze yetkilileri de iştirak etti.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı törende yaptığı konuşmada, Türkiye ile Peru’nun kültür varlığı kaçakçılığına karşı ortak tehditlerle mücadele ettiğini vurgulayarak, “Bu eser yalnızca bir takı değil, bir medeniyetin hafızasıdır. Onu ait olduğu topraklara teslim etmek, insanlığın ortak hafızasını onarma yolunda atılmış anlamlı bir adımdır.” ifadelerini kullandı. Yazgı, UNESCO 1970 Sözleşmesi çerçevesinde yürütülen iade sürecinin iki ülke arasındaki kültürel iş birliğini güçlendirdiğine de dikkat çekti.

Peru Büyükelçisi De Las Casas Diaz ise Türkiye’nin gösterdiği hızlı ve etkin iş birliği için teşekkür ederek, “Bu kolyenin iadesi, yalnızca resmi bir prosedür değil, aynı zamanda dostluğun ve kültürel anlayışın da güçlü bir ifadesidir.” dedi. Büyükelçi ayrıca, Mochica kültürünün Peru’nun kimliğinin ve ulusal gururunun ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı.

İade edilen kolyenin, 1960’lı yıllarda bir Türk vatandaşı tarafından Peru’dan edinildiği ve 2021 yılında yetkililere başvurularak orijinalliğinin araştırılmasının talep edildiği öğrenildi. Yapılan bilimsel incelemeler sonucunda eserin, Peru Kültür Bakanlığı uzmanlarınca Moche kültürüne ait olduğu tespit edildi. Eseri elinde bulunduran Türk vatandaşı, kolyenin Peru’da koruma altında olduğu bilgisine ulaşır ulaşmaz, gönüllü bir şekilde iade sürecini başlatarak örnek bir sorumluluk bilinci sergiledi. Kolye, 23 Ocak 2025 tarihinde Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne teslim edilerek koruma altına alındı.İade sürecinin, Peru ile Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 75. yılına denk gelmesi de, bu iş birliğine sembolik bir anlam kazandırdı. Türkiye, kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadelede yürüttüğü çalışmaları kararlılıkla sürdürürken, kültürel mirasın korunmasına yönelik uluslararası iş birliklerine katkı sağlamaya devam edecek.

Bakanlıktan tatilcilere paket tur ve konaklama uyarısı

Ticaret Bakanlığı, tüketicileri yaz tatili ve bayram tatili öncesi paket tur ve otel konaklamalarına ilişkin rezervasyonlarda dikkat etmeleri gereken hususlarda uyardı.



Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yaz aylarının ve Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla birlikte muhtelif seyahat acentaları tarafından paket tur ve otel konaklamalarına yönelik reklam ve tanıtım faaliyetleri yürütüldüğünün görüldüğüne dikkat çekilerek, “Ticaret Bakanlığı olarak söz konusu tanıtımlar ve tüketicilerden gelen şikayetler kapsamında yürüttüğümüz incelemelere istinaden 2023 yılından bugüne kadar 9 firma hakkında düzenlenen 7 soruşturma raporu Cumhuriyet Başsavcılıklarına intikal ettirilmiş; 21 firma hakkında yürütülen denetim faaliyetleri sonucunda yaklaşık 16 milyon TL idari para cezası uygulanmıştır. 19 firma hakkındaki denetim süreci ise devam etmektedir. Diğer taraftan tüketicilerin sıkça tercih ettiği otel ve turizm tesislerinin internet sitelerinin fotoğraf ve isimlerinin kopyalanarak, e-posta ve kısa mesajlar üzerinden cazip tekliflerle tüketicilerimizin mağdur edilmelerini önlemek amacıyla Ticaret Bakanlığı olarak aşağıdaki hususlarda tüketicilerimizi dikkatli davranmaya çağırıyoruz” denildi.

Tüketicilerin tatil rezervasyonlarında dikkat etmeleri gereken hususlar ise şöyle sıralandı:

“- Sosyal medya, kısa mesaj veya e-posta gibi iletişim kanalları üzerinden gelen teklifin içeriğinde yer alan tesis resimlerinin, kurumsal logo ve işaretlerin doğruluğu sorgulanmalıdır.

– Satın alma kararı öncesinde tercih edilen seyahat acentası veya turizm tesisinin ilgili kamu kurum ve kuruluşları nezdinde kayıtlı olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu kapsamda tüketiciler, seyahat acentalarının ve turizm tesislerinin belgeli olup olmadığını, turizm tesislerinin kaç yıldız sahibi olduğunu www.kulturturizm.gov.tr ve www.tursab.org.tr adreslerinden sorgulayabilirler.

– Özellikle mesafeli yolla imzalanan sözleşmelerde, seyahat acentasının veya turizm tesisinin internet sitelerinde adres, ünvan ve iletişim bilgilerine yer verildiğinin ve internet sitelerinin ETBİS’e (elektronik ticaret bilgi sistemi) kayıtlı olduğunun kontrol edilmesinde, sosyal medya yerine seyahat acentasının kendi internet sitesi üzerinden satın alınmasının tercih edilmesinde fayda bulunmaktadır.

– Gerek yüz yüze satışlarda gerekse de mesafeli satışlarda satın alınan paket tur veya konaklama sözleşmesine ilişkin broşür veya bilgilendirme formunun tüketiciye verilmesi gerekmektedir.”

Paket tur sözleşmesini fesih hakkı var

Açıklamada vatandaşların paket tur sözleşmesini fesih hakkı olduğu belirtilerek, şu uyarılarda bulunuldu:

“- Özellikle paket tur sözleşmelerinde rezervasyonların turun başlangıç tarihine uzun bir süre kala yapılması sonucunda tüketiciler önceden planladıkları turlara hayatın normal akışı içinde yaşanan birtakım sorunlar nedeniyle katılamamaktadır. Bu tür durumlarda tüketicilerin paket tur sözleşmesini feshetme hakkı bulunmaktadır.

– Buna göre tüketicinin, paket turun başlamasından en az 30 gün önce yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısı ile bildirmek kaydıyla paket tur sözleşmesini feshetme ve ödenmesi zorunlu vergi gibi yasal yükümlülükler dışındaki paket tur bedelini herhangi bir kesinti yapılmaksızın iade alma hakkı bulunmaktadır.

– Fesih bildirimi paket turun başlamasına 30 günden daha az bir süre kala yapılıyorsa paket tur sözleşmesinde belirtilmek şartıyla belirli bir tutar veya oranda kesinti yapılabilmektedir.”

Zorunlu seyahat sigortasıyla birlikte ihtiyari sigorta da yaptırabilirsiniz

Açıklamada, “Diğer taraftan Seyahat Acentaları ve Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nun zorunlu sigorta ile ilgili hükümleri saklı kalmak üzere paket tur düzenleyicisi, sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle tüketicinin uğradığı her türlü zarardan sorumludur. Tüketici boşa harcanan tatil zamanı için de uygun bir tazminat talep edebilmektedir. Ayrıca muhtelif seyahat acentaları tarafından tüketicilere sunulan paket tur veya otel konaklama rezervasyonun başlamasına belirli bir süre kala cezai şart ödemeksizin iptaline imkan tanıyan ihtiyari sigorta uygulamasının tüketicilerimizin yararına olduğu değerlendirilmektedir” denildi.

Uyuşmazlık halinde hak arama yollarını kullanabilirsiniz

Yaşanabilecek uyuşmazlıklara ilişkin de açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“- 6502 sayılı Kanun kapsamında bireysel tüketici uyuşmazlıklarının çözümünde iki kurum yetkili kılınmıştır: Tüketici Hakem Heyetleri ve tüketici mahkemeleri.

– Tüketiciler, firmaların uygulamaları veya sözleşmenin ayıplı ya da eksik ifası nedeniyle mağdur edilmeleri durumunda 2025 yılı için değeri 149 bin liranın altında bulunan uyuşmazlıklarda Ticaret Bakanlığımıza bağlı Tüketici Hakem Heyeti’ne, bu tutarın üzerindeki uyuşmazlıklarda ise tüketici mahkemesine başvurabilmektedir. Dava şartı olarak tüketici mahkemelerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması gerekmektedir. “

Corendon Airlines YKB; Yıldıray Karaer; Mısır İçin Adım Attı

Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer; Mısır’a daha fazla turist taşımak amacıyla önemli adımlar atıyor.Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, Mısır'ın Turizm ve Sivil Havacılık Bakanları ile bir araya geldiYenilikçi ve dinamik yaklaşımıyla havacılık sektöründe fark oluşturan Corendon Airlines'ın Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer, Mısır'ın üst düzey yöneticileriyle önemli görüşmeler gerçekleştirdi.


Kuruluşunun 20. yılını kutlayan “tatil hava yolu” Corendon Airlines, aktif rotaları arasında yer alan Mısır’a daha fazla turist taşımak amacıyla önemli adımlar atıyor.

Bu hedef doğrultusunda Corendon Airlines Yönetim Kurulu Başkanı Yıldıray Karaer ve COO Atılay Batu, Mısır Sivil Havacılık Bakanı Dr. Sameh El Hefny ve Turizm ve Eski Eserler Bakanı Sherif Fathy ile Mısır'ın başkenti Kahire'de bir araya geldi. Verimli geçen görüşmelerde Yıldıray Karaer, Corendon Airlines'ın Mısır pazarına yönelik stratejik vizyonunu ve gelecek dönem planlarını detaylı bir şekilde aktardı.

Şarm El-Şeyh ve Hurgada'ya seferler 

Coğrafi güzellikleri ve tarihi mirasıyla bir cazibe merkezi olan Mısır’a büyük önem veren Corendon Airlines bu kapsamda; turizm merkezi Şarm El-Şeyh’e yapılan uçuşlara ek olarak, 1 Temmuz itibarıyla Hollanda'nın Amsterdam şehrinden Hurgada'ya da günlük direkt seferler başlatmaya hazırlanıyor. Corendon, Mısır’ın turizm yönünden gelişen bir başka bölgesi Marsa Alam’a da seferler düzenliyor.

“Mısır turizmine önemli katkılar sağlıyoruz”

Mısır’ın turizm sektöründe kilit bir oyuncu olmayı hedeflediklerini vurgulayan Yıldıray Karaer, "Corendon Airlines ve Corendon Turizm Grubu olarak Mısır turizmine önemli katkılar sağlıyoruz. Önümüzdeki dönemde güçlü iş ortaklıkları kurarak hem misafirlerimize hem de sektöre daha yüksek değer sunmayı amaçlıyoruz," şeklinde konuştu.

Corendon, Mısır’da Afrika Turizm Fuarı’na katılacak

Corendon Airlines ayrıca, 13-14 Eylül 2025 tarihlerinde Şarm El-Şeyh’te Rixos Otel’de düzenlenecek olan Afrika Turizm Fuarı’na katılacak. Fuara katılımla Mısır turizmine verdiği önemi bir kez daha gözler önüne serecek olan Corendon, etkinlik kapsamında sektör profesyonelleriyle bir araya gelerek yeni iş birliği fırsatları oluşturmayı hedefleyecek.



Philips Lumea IPL 15. yılını kutluyor!

Evde kişisel bakımda devrim yaratan Philips Lumea IPL, 15 yıllık yolculuğunu kutluyor. Dünya genelinde milyonlarca kişi tarafından tercih edilen Lumea IPL, zahmetsiz ve uzun süreli tüy görünümünü azaltmaya yardımcı olan teknolojisiyle kullanıcılarına konforlu kişisel bakım deneyimi sunmaya devam ediyor.




Lumea IPL, ev konforunda zahmetsiz ve güvenli tüy alma deneyimini 15 yıldır kullanıcılarıyla buluşturmaya devam ediyor. 

1997 yılında başlayan AR-GE süreci, Philips’in 2010 yılında ev kullanımına uygun ilk IPL cihazını tanıtmasıyla sonuçlandı. O günden bu yana dünya çapında geniş bir kullanıcı kitlesine ulaşan Lumea IPL, profesyonel salonlarda kullanılan IPL teknolojisini ev ortamına taşıyarak, kullanıcılara kendi evlerinde, kendi rutinlerinde bakım yapma özgürlüğü sağlıyor.

Lumea IPL “Senin Güzelliğin, Senin Yolun” yaklaşımıyla tüy alma deneyiminde konfor arayanların öncelikli tercihleri arasında yer alıyor. Kullanıcılarına konforlu ve kişisel bir bakım deneyimi sunarak, kendi ışığını özgürce yansıtmasına yardımcı oluyor.

Avrupa’nın 1 numaralı IPL markası Philips Lumea’nın yükselişi
Lumea IPL’in teknolojisi, güzellik rutinlerine profesyonel sonuçlar kazandırmak amacıyla 1997’de başlatılan uzun soluklu bir AR-GE sürecine dayanıyor. 100’den fazla mühendisin ve dermatoloğun katkısıyla geliştirilen bu teknoloji, 2010 yılında ilk kez ev kullanıcılarıyla buluştu. Lumea IPL’in sunduğu uzun süreli tüy görünümünü azaltma etkisi, onu kısa sürede kişisel bakım ürünleri arasında öne çıkan bir seçenek haline getirdi. Yıllar içinde geliştirilen yeni modellerle birlikte Lumea IPL, bugün Avrupa’nın 1 numaralı IPL markası konumunda yer alıyor. 

Philips Kişisel Sağlık Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Genel Müdürü Sibel Yıldız, “15 yıl önce geliştirmeye başladığımız Lumea IPL ile sadece teknolojik bir yenilik yapmakla kalmadık aynı zamanda kadınların güzelliğe bakışını değiştiren bir süreci de başlattık. Lumea IPL ile kişisel bakım artık konfor ve özgürlükle bütünleşti. Bugün dünya genelinde milyonlarca kullanıcıya ulaşmanın ve kadınların hayatlarına dokunmanın gururunu yaşıyoruz. Türkiye’de kadın bakım kategorisindeki liderliğimizi yüzde 53’ü aşan  pazar payımızla sürdürüyoruz. Güzelliği her bireyin kendi ışığını yansıtabileceği bir deneyime dönüştürmeye devam edeceğiz.” dedi.

15 yıllık süreçte milyonlarca kullanıcıya ulaşan Lumea IPL, kişisel bakımda konfor, mahremiyet ve etkili sonuç arayanlar için güçlü bir çözüm sunuyor. Bilimsel temellere dayanan teknolojisi ve kullanıcı deneyimini ön planda tutan yaklaşımıyla Philips Kişisel Sağlık ürünleri, kişisel bakımda güvenilir ve yenilikçi ürün ve çözümler sunmaya devam ediyor.

Toprak Razgatlıoğlu Çekya’da Şampiyonluk Mücadelesi Verecek

Red Bull Sporcusu Toprak Razgatlıoğlu Çekya’da Liderliği Ele Geçirmek İçin Piste Çıkıyor
Motor sporlarında dünyanın en prestijli yarışlarından Dünya Superbike Şampiyonası (WSBK) heyecanı tüm hızıyla devam ediyor. Red Bull sporcuları Toprak Razgatlıoğlu ve Bahattin Sofuoğlu Çekya’da podyum mücadelesi verecek. Kıran kırana geçen yarışlar Red Bull TV’de canlı olarak yayınlanacak. 



Motor sporlarında dünyanın en prestijli yarışlarından Dünya Superbike Şampiyonası (WSBK) heyecanı Çekya’da, Autodrom Most Pisti’nde devam ediyor.  Üst üste ikinci şampiyonluğu için kıyasıya mücadele eden Red Bull sporcusu Toprak Razgatlıoğlu, liderliği ele geçirmek, bu yıl ilk kez WSBK’da yarışan Bahattin Sofuoğlu ise puan ve puanlar kazanmak için piste çıkıyor. 



Genel puan tablosunda Razgatlıoğlu, İtalyan rakibi Nicolo Bulega’nın 34 puan gerisinde 164 puanla ikinci sırada bulunuyor.Toprak Razgatlıoğlu’nun liderliği ele geçirmek için piste çıkacağı Çekya mücadelesi, 17 Mayıs Cumartesi günü TSİ 11.55’te Superpole yarışıyla başlayacak ve 18 Mayıs Pazar günü TSİ 13.20’de ikinci ana yarışla sona erecek. Heyecanla beklenen yarışlar, Red Bull TV ekranlarından canlı yayınlanacak. 

Zorlu PSM’de Bu Ay: Haziran


 


Zorlu PSM’de yaz aylarının coşkusu sahnelere taşınıyor. Sevilen oyunlar, dünyaca ünlü müzisyenler, ilgiyle takip edilen şovlar Haziran ayında   sanatseverlerle buluşacak.

Yaz boyunca gerçekleştirdiği konserlerle, şehri uzun soluklu bir festival alanına dönüştüren Zorlu PSM, PSM Loves Summer by %100 Müzik konser serisinin dördüncü edisyonunu deneysel tarzıyla müzik dünyasında iz bırakan Anohni & The Johnsons ile 10 Haziran’da Turkcell Sahnesi’nde başlatıyor. Mercury ödüllü “I Am a Bird Now” albümünden, son çalışması “My Back Was A Bridge For You To Cross”a uzanan etkileyici kariyeriyle Anohni, elektronik, soul ve avant-garde tınılarıyla izleyicileri büyülemeye geliyor.

Haziran ayında PSM Loves Summer by %100 Müzik kapsamında sahne alacak olan ikinci isim Sidney çıkışlı müzik ikilisi breathe olacak. breathe, duygu yüklü ve hipnotik bir müzik deneyimiyle 18 Haziran akşamı %100 Studio’da sahne almaya hazırlanıyor. “You”, “Elite” ve “What/If” gibi yapımlarda yer alan etkileyici parçalarıyla tanınan grup, duygu yüklü ve hipnotik bir müzik deneyimi vadediyor.

Tiyatroseverlerin yoğun ilgiyle takip ettiği PSM Prodüksiyonu oyunlar da Haziran ayında gösterimlerinde hız kesmiyor;  Demet Evgar’ın Afife Jale’yi canlandırdığı, kuşaklar boyunca tiyatroculara ve cesur kadınlara ilham olmuş dokunaklı hayatını kurmaca bir hikayeyle seyirciyle buluşturan “Afife”, Cumhuriyet’in 100. yılına özel olarak hazırlanan, Milli Mücadele’den Cumhuriyet’in kuruluşuna uzanan en büyük tiyatro prodüksiyonlarından “1923” ve PSM Atölyenin üçüncü sezonunda sahnelenen özgün oyunlardan biri olan “Kısık Ateşte Düdüklü Tencere” ise genç yetenekleriyle %100 Studio’da matine-suare temsillerine devam ediyor.

BABYCONCERST İLE YAZ PARTİSİ // 1 HAZİRAN // VESTEL AMFİ // 11.00

Türkiye’de ilk ve tek olan 0+ konseptiyle BabyConcerts, 3 aylıktan 3 yaşına kadar tüm bebek ve çocukları aileleriyle birlikte eşsiz bir müzikal deneyime davet ediyor. Zorlu PSM’de gerçekleşecek canlı klasik müzik, bir balerin ve hikaye anlatıcısı eşliğinde sahnelenen bu özel etkinlikte minikler, G. Bizet, W.A. Mozart, J. Strauss ve P.I. Tchaikovsky gibi dünyaca ünlü bestecilerle tanışacak; müziğe dansla eşlik edecek. Yaz repertuarında yer alan en sevilen eserlerle, çocuklar hem eğlenecek hem de ilk sahne deneyimlerini yaşıyor.


Kapı Açılış: 10.30

Etkinlik: 11.00 


KUBİLAY QB TUNCER // 1 HAZİRAN // TOUCHÉ BY N KOLAY // 18.30

Las Vegas’tan Sydney’e uzanan 25 yıllık büyülü kariyerini kutlayan MERLIN ödüllü sihirbaz Kubilay QB Tunçer, özel gösterisiyle touché by N Kolay’da sahne alıyor. The Independent’ın “alışılmadık bir karizma” diye tanımladığı QB Tunçer, izleyenlere unutulmaz bir sihir deneyimi yaşatmaya hazırlanıyor.

Kapı Açılış: 18.00

Etkinlik: 18.30

CİMRİ // 1 HAZİRAN // TURKCELL PLATINIUM SAHNESİ // 19.30

Molière’in ünlü eseri Cimri, Tansu Biçer'in yorumu ve Serkan Keskin’in “Harpagon” performansıyla 7 sezondur kapalı gişe sahneleniyor. Pinti, katı yürekli ve acımasız olarak betimlenen Cimri, gerçekten böyle midir? İnsan doğuştan mı böyle olur? Etrafımızda böyle biri var mı? Semaver Kumpanya'nın bu etkileyici prodüksiyonunda tiyatroseverlere hem toplum hem de bireyler hakkında derinlemesine bir bakış Zorlu PSM Turkcell Platinum Sahnesi’nde sunuluyor.

Kapı Açılış: 19.00

Etkinlik: 19.30

1923 // 1 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 19.30

Mustafa Kemal Atatürk’ü hologram teknolojisi ile sahnede izleyicilerle buluşturan ve günümüzden geçmişe uzanarak kurtuluş mücadelesini sahneye aktaran 1923 müzikali, gösterimlerine Zorlu PSM’de devam ediyor. Zorlu Holding ve Grup şirketlerinin katkılarıyla gerçekleştirilen, sahne önünde ve sahne arkasında olmak üzere 200 kişilik bir ekip çalışmasıyla sahneye taşınan Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu, Piu Entertainment ve Zorlu PSM ortak yapımı 1923 müzikali, Kurtuluş Savaşı Müzesi’nde kaybolan dört arkadaşın kendilerini Bandırma Vapuru’nda bulmalarıyla başlayarak Cumhuriyet’in kuruluş sürecini anlatıyor. 1923 müzikalinin başrollerinde Kerem Alışık, Özge Özder ve Ece Dizdar ile yeni neslin yetenekli oyuncuları Kuzey Köker, Ozan Persentili, Ülkü Hilal Çiftçi ve Zeynep Tuğçe Koşucu yer alıyor.

Kapı Açılış: 18.30

Etkinlik: 19.30


MEHMET CEMİL İLE EDEBİYAT SUARE – GECE YARISI KÜTÜPHANESİ – MATT HAIG // 2 HAZİRAN // TOUCHÉ BY N KOLAY // 19.30 

Edebiyat, sinema, müzik ve görsel sanatlarla harmanlanan interaktif bir meddahlık gösterisi olan Edebiyat Suare touché by N Kolay’da. Katılımcılar Mehmet Cemil’in anlatımıyla seçilen bir romanın dünyasına adım atacak, hikâyeleri görseller ve melodilerle sahnede birlikte keşfedecek. 

Kapı Açılış: 19.00

Etkinlik: 19.30


KEL DİVA // 2-3 HAZİRAN // TURKCELL PLATINIUM SAHNESİ // 20.30

Bir İngiliz burjuva ailesinin, İngiliz koltuklarla döşenmiş oturma odası. Bir İngiliz akşamı. Yıkımın ortasında, Bay ve Bayan Smith, ellerinde kalan son İngilizlik kırıntılarıyla Bay ve Bayan Martin’i evlerinde ağırlayacaklar. Peki evde en ufak bir yangın başlangıcı bile yokken İtfaiye Şefi’nin Hizmetçi Mary’nin taburesi üzerinde ne işi var? Onlar Londra dolaylarındaysa bizi delirten, who? Bu kadar yabancılaştıran, what? Diva aslında kelse bizim gerçeğimiz saat kaçta gelecek? Bu karışıklığı sürdürmek kimin işine geliyor? Bilmeye çalışmayalım. Her şeyi olduğu gibi bırakalım. (mı?) Eugène Ionesco’nun eşsiz kaleminden çıkan soyutlama ve absürdizmin kusursuz bir şekilde harmanlandığı “Kel Diva”, Zorlu PSM’de seyircisiyle buluşmaya devam ediyor.

Kapı Açılış: 20.00

Etkinlik: 20.30 

AFİFE // 2-3 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 20.30

Kia'nın sunduğu Afife, Afife Tiyatro ve Zorlu PSM ortaklığıyla sezon boyunca Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde seyircisiyle buluşmaya devam ediyor. “Bu dünyada kadın olmanın gereği var olmak istiyorsan yanman gerek. Yanarken peşinden gelenlerin yolunu aydınlatman, kendini feda etmen gerek.” "Kuşaklar boyunca tüm tiyatroculara ve cesur kadınlara ilham olmuş, bir deniz feneri gibi karanlık zamanlarda yol göstermiş bir ışık, bir simgedir Afife. Sahnede olmayı bütün mevcudiyetiyle arzulayan Afife’nin, kadının sahneye çıkmasına, göz önünde olmasına, yasak koyan düzene başkaldırısının çağdaş bir yorumudur. İşgal altında İstanbul’da cephesini perdesi bellemiş çok kültürlü bir tiyatro kumpanyasının sahne arkası olan “Afife”, sezon boyunca Zorlu PSM’de tiyatroseverlerle buluşuyor.

Kapı Açılış: 19.30

Etkinlik: 20.30

KISIK ATEŞTE DÜDÜKLÜ TENCERE // 3 HAZİRAN // %100 STUDIO // 19.00-21.00

Zorlu PSM yapımı olarak sahnelenen “Kısık Ateşte Düdüklü Tencere”, 3 Haziran’da matine-suare temsiller vererek tiyatroseverleri Zorlu PSM %100 Studio’ya davet ediyor. Mutfaktaki kaos büyüdükçe Bekir’in iç dünyasının giderek daha karmaşıklaştığı, kader aileden gelen bir miras mıdır? Sonsuz bir uyku insanı dinlendirir mi? İnsan hiç tanımadığı bir kişiye benzer mi? sorularına cevap arayan oyun sezon boyunca Zorlu PSM’de sahneleniyor.

Kapı Açılış: 18.30-20.30

Etkinlik: 19.00-21.00


UNFORGETTABLES BY CEMİL ‘’45’LİKLER’’ // 4 HAZİRAN // TOUCHÉ BY N KOLAY // 21.00

Touché by N Kolay’daki konserlerinde birbirinden değişik içerikleriyle çok başarılı konserler veren usta yorumcu Cemil, bu konserde de Türkiye Yüzyılı'nda iz bırakan yerli 45’liklere ve ülkemizde çok sevilen yabancı 45'liklere yer alıyor.

Kapı Açılış: 19.30

Etkinlik: 21.00


PSM LOVES SUMMER BY %100 MÜZİK: ANHONI & THE JOHNONS // 10 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 21.30

PSM Loves Summer by %100 Müzik başlıyor! Deneysel tarzıyla müzik dünyasında iz bırakan Anohni & The Johnsons, 10 Haziran’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde sahne alarak yaz aylarının sevilen serisi PSM Loves Summer by %100 Müzik serisini başlatıyor. Mercury ödüllü I Am a Bird Now albümünden, son çalışması My Back Was A Bridge For You To Cross’a uzanan etkileyici kariyeriyle Anohni, elektronik, soul ve avant-garde tınılarıyla izleyicileri büyülemeye geliyor.

Kapı Açılış: 20.30

Etkinlik: 21.00


AYDINLIKEVLER // 11 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 20.30

Zemheri soğuğuna, yokluğa ve Amerika’ya direnmenin hikayesi: Aydınlıkevler
 Dar gelirli ama yürek zengin bir ailenin, sıcak ve mizahi öyküsü 11 Haziran’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde seyircisiyle buluşuyor.

Kapı Açılış: 19.30

Etkinlik: 20.30 


PAPAGENOLAR // 14 HAZİRAN // TURKCELL PLATINIUM SAHNESİ // 13.00

Sihirli Flüt Operası'ndan ilham alarak hazırlanan Papagenolar, doğa ve insan sevgisini müzik ve dansla keşfetmek için minik seyircileri Zorlu PSM Platinum Sahnesi'ne davet ediyor. Ramis Sulu’nun müzik direktörlüğünde, Caner Akın’ın rejisörlüğünde, İstanbul Gençlik Orkestrası ve Tan Sağtürk Akademi Genç Bale topluluğu ile sahnelenecek olan bu renkli çocuk operasında, Papageno, Gece Kraliçesi ve Ağaç Adam’ın maceraları çocuklarla buluşuyor. 

Kapı Açılış: 12.30

Etkinlik: 13.00

MEHMET CEMİL İLE EDEBİYAT SUARE – LOLITA- VLADAMİR NABOKOV // 16 HAZİRAN // TOUCHÉ BY N KOLAY // 19.30

Edebiyat, sinema, müzik ve görsel sanatlarla harmanlanan interaktif bir meddahlık gösterisi olan Edebiyat Suare touché by N Kolay’da. Katılımcılar Mehmet Cemil’in anlatımıyla seçilen bir romanın dünyasına adım atacak, hikâyeleri görseller ve melodilerle sahnede birlikte keşfedecek. 

Kapı Açılış: 19.30

Etkinlik: 19.00

 
İBRAHİM SELİM İLE BU GECE // 16-23 HAZİRAN // %100 STUDIO // 21.00

Her hafta Türkiye ve gündeme dair konuları ve farklı ilgi alanlarından ağırladığı sürpriz konuk sanatçıları ile seyirci karşısına çıkan İbrahim Selim’in sevilen şovu “İbrahim Selim ile Bu Gece” izleyicilerini Zorlu PSM %100 Studio’da misafirlerini bekliyor. 

Kapı Açılış: 20.30

Etkinlik: 21.00

DRAKULA // 17 HAZİRAN // TURKCELL SAHNESİ // 21.30

Okan Bayülgen Drakula’yı yeniden yazarken hikayeyi romanın yetmiş yedi yıl sonrasına bugünden yarım asır öncesine taşıyor. BKM ve Dada ortak yapımıyla Bram Stoker’ın ölümsüz eseri Drakula romanındaki karakterlerden hareketle Okan Bayülgen’in yeniden kaleme aldığı ve yönettiği oyunda, tarihin en ünlü fantastik karakterlerinden biri olan Drakula’ya Okan Bayülgen, vampir avcısı Van Helsing rolüne ise Hayko Cepkin hayat verecek. Drakula 17 Haziran akşamı Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde tiyatroseverlerle buluşuyor.

Kapı Açılış: 19.30

Etkinlik: 20.30

PSM LOVES SUMMER BY %100 MÜZİK: BREATHE. // 18 HAZİRAN // %100 STUDIO // 21.30

Sidney çıkışlı müzik ikilisi breathe., duygu yüklü ve hipnotik bir müzik deneyimiyle 18 Haziran akşamı PSM Loves Summer by %100 Müzik kapsamında %100 Studio’da sahne alıyor. “You”, “Elite” ve “What/If” gibi yapımlarda yer alan etkileyici parçalarıyla tanınan grup, duygu yüklü ve hipnotik bir müzik deneyimi vadediyor.

Kapı Açılış: 20.30

Etkinlik: 21.30

MEHMET CEMİL İLE EDEBİYAT SUARE – YÜZYILLIK YALNIZLIK – GABRIEL GARCIA MARQUEZ // 23 HAZİRAN // TOUCHÉ BY N KOLAY // 19.30

Edebiyat, sinema, müzik ve görsel sanatlarla harmanlanan interaktif bir meddahlık gösterisi olan Edebiyat Suare touché by N Kolay’da. Katılımcılar Mehmet Cemil’in anlatımıyla seçilen bir romanın dünyasına adım atacak, hikâyeleri görseller ve melodilerle sahnede birlikte keşfedecek. 

Kapı Açılış: 20.00

Etkinlik: 20.30 

13 Mayıs 2025 Salı

Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali’nin Programı Açıklandı

Gastronomi ve sinemanın buluşma noktası Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali 23-25 Mayıs tarihleri arasında Urla’da gerçekleştirilecek. Festival; söyleşi, atölye, ustalık sınıfı, tadım etkinlikleri ve film gösterimlerine ev sahipliği yapacak.“Sofradan Beyaz Perdeye: Yemek ve Sinemanın Buluşma Noktası” temasıyla bu sene ilk kez gerçekleştirilecek olan Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali dopdolu programıyla katılımcıların karşısına çıkacak. 



Festival süresince, gastronomi ve sinema odaklı atölye çalışmaları ile film gösterimleri, katılımcılarla buluşacak. Söyleşiler ve lezzet deneyimlerine yer verilen etkinlikler ile festivalin canlı ve etkileşimli atmosferi tüm ziyaretçilere yansıtılacak.

uluslararasi-urla-gastronomi-film-festivali-23-25-mayis-tarihlerinde-001.jpeg

Dopdolu Programıyla “Uluslararası Urla Gastronomi Film Festivali”
23–25 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek festival, katılımcılarına zengin ve çok yönlü bir deneyim sunmayı hedefliyor. Festivalin ilk günü caz müzik dinletisiyle başlayarak bağımsız gastronomi filmlerinin gösterimleri, şef hikayeleri, belgesel prömiyerleri ve sinema odaklı söyleşilerle devam edecek. Festivalin ikinci ve üçüncü günü yemek-sinema ilişkisini irdeleyen sunumlar, yönetmen ve şef söyleşileri ile sürecek. Gün boyunca müzikli performanslar ve film gösterimleriyle etkinlikler devam edecek. Festival, hem akademik hem de sanatsal içeriklerin yer aldığı yoğun bir programla son bulacak. Festival süresince farklı temalara sahip bağımsız gastronomi filmleri gösterilmeye devam ederken, Ebru Ceylan ve Nihat Özdal’ın “Arkası” adlı fotoğraf sergisi de ziyaretçilere açık olacak. 

uluslararasi-urla-gastronomi-film-festivali-23-25-mayis-tarihlerinde-002.jpeg

Festival Biletlerinin Satışı Devam Ediyor
Urla’da 23-25 Mayıs tarihleri arasında, alanında uzman ulusal ve uluslararası konukları katılımcılarla buluşturacak olan festivalin biletlerinin satışı BuBilet’te devam ediyor.Türk gastronomi sinemasının gelişimine katkı sağlamak ve bu alandaki yaratıcı projeleri teşvik etmek amacıyla hayata geçirilen festivalin etkinlikleri ana mekan UrlaDam ve Köstem Zeytinyağı Müzesi’nde gerçekleştirilecek.Gastronomi dünyasının usta şeflerinden, yenilikçi sanatçılara; sinema dünyasının temsilcilerinden yemek kültürü üzerine çalışan tarihçilere kadar birçok farklı alandan konuşmacı, izleyicilerle buluşacak. Festivalle ilgili güncel gelişmeleri kaçırmamak için festivalin resmi Instagram hesabını takip edebilirsiniz.uluslararasi-urla-gastronomi-film-festivali-23-25-mayis-tarihlerinde.jpeg

Festival Programı:
23 Mayıs Cuma
15:00 – Açık Perde Seçkisi: Enginar Zamanı Apicius’un Sofrası, Toprağına Renk Katanlar, Sinema ve Mutfak Kültürü
15:00 – Film Gösterimi: Feyza'nın Mutfağı
16:00 – Caz Müzik Dinletisi Cazbend Quartet 
16:00 – Gastro Sınıf: Yarımada Mutfağına Modern Bakış : Şef Serkan Anavatan
16:00 – Film Gösterimi: Digesting Sustainability (Dünya Prömiyeri)
17:00 – Film Gösterimi: Feyza'nın Mutfağı
17:00 – Gastro Sınıf: Şef Hikayeleri: Şef Osman Sezener
17:00 – Söyleşi: Esnaf Lokantaları Hikayeleri: Ezel Akay, İsmet Gecikmiş, Handan Kaygusuzer
17:00 – Film Gösterimi: Digesting Sustainability
18:00 – Söyleşi: Film Tasarımı, Yönetimi, Yemek Filmleri, Feyza’nın Mutfağı: Jale İncekol, Prof. İlkay Kanık
18:00-Açık Perde Seçkis: Enginar Zamanı, Apicius’un Sofrası, Toprağına Renk Katanlar, Sinema ve Mutfak Kültürü
18:00 – Sine Sınıf: Oyuncunun Felsefesi : Nazan Kesal
18:00 – Film Ekibi Söyleşisi: Digesting Sustainability: Şef Blanca Del Noval, Maria Paulina Duque, İsmail Ertürk, Nihat Özdal
19:00 – Film Gösterimi: La Cocina
24 Mayıs Cumartesi
12:00 – Açık Perde Seçkisi: Persephone, Churchill Değil, Çörçıl, Makarna ya da Mutluluk Üzerine
12:00 – Gastro Sınıf: Şef Ozan Kumbasar – Soru-Cevap
13:00 – Sine Sınıf: Yemek ve Filmler Üzerine Psikokültürel Yolculuk: Marlow Murat Karakütük
13:00 – Film Gösterimi: IGCAT Food Film Menu 2024  Söyleşi: Mekânın Peşinde : Sinemada Bölgesel Anlatılar: Valentin Marcus Andersen
14:00 – Gastro Sınıf: Şef Aylin Yazıcıoğlu – Soru-Cevap
14:00 – Film Gösterimi: En El Camino De Esmirna: İzmir’e Giden Yolda & Yönetmen Söyleşisi: Pere Albero
14:00 – Söyleşi: Sözcükler, Tatlar ve Görüntüler: Nihat Özdal, Kemal Varol
15:00 – Açık Perde Seçkisi: Bağımsız Gastronomi Filmleri Yerüstü-Yeraltı, Toprağına Renk Katanlar, Enginar Zamanı
15:00 – Söyleşi: Mutfağın Alt Üst Oluşu; Evlerden Saraylara Modern Mutfağın Yaratıcıları: Prof. Dr. Seda Genç, Sırma Güven, Şef Aylin Yazıcıoğlu
16:00 – Söyleşi: Denizlerden Sofralara: Şef Ahmet Can Aras, Şef Osman Serdaroğlu
16:00 – Film Gösterimi: Catalonia Tanıtım Filmleri - Şef Söyleşisi: Daniel Olivella
18:00 – Söyleşi: Yeryüzü Sofraları: Ahmet Güzelyağdöken, Ercan Kesal
19:00 – Film Gösterimi: Umami ve Film Ekibi Söyleşisi
21:30 – Gösterim & Performans: Şarkılarla Memleket Sofraları : Murat Meriç
25 Mayıs Pazar
12:00 – Açık Perde Seçkisi: Bağımsız Gastronomi Filmleri Yağmurlu Kentin Altın Suyu, Suriye Mutfağı İstanbul’da
13:00 – Film Gösterimi: Giovanni's Smyrna Söyleşi: Giovanni's Smyrna Üzerine: Prof. Dr. Ragıp Taranç
13:00 – Sine Sınıf: Oyunculuğa Bütünsel Yaklaşım : Fadik Sevin Atasoy
13:00 – Söyleşi: Ege Gastronomisi ve Rakı: Merin Sever
14:00- Söyleyişi: Umursayan Bir Flanörle Beyoğlu’nın İzinde: Umur Talu
14:00 – Sine Ustalık Sınıfı: Yeşim Ustaoğlu
14:00 – Söyleşi: Gastronominin Görselliği: Prof. Mehmet Ali Kılıçbay, Doç. Dr. Ahmet Huri
15:00 – Açık Perde Seçkisi: Yerüstü- Yeraltı, Sinema ve Mutfak Kültürü, Kargı, Makarna ya da Mutluluk Üzerine
16:00 – Söyleşi: Başrolde Mutfak: Serdar Vardar, Vedat Atasoy, Erkan Can, Güven Kıraç, Ebru Korali, Etki Derneği
16:00 – Söyleşi: Pieter Brueghel’in Karnaval ve Perhiz Arasındaki Savaş Tablosu Üzerine: İsmail Ertürk, Ahmet Güzelyağdöken
17:00 – Film Gösterimi: Sideways
19:00 – Söyleşi: Yan Yollar ve Karşılaşmalar: Levon Bağış, Ceylan Ertörer Diaz, Ercan Kesal
20:15 – Konser: Evrim Özkaynak
23 – 25 Mayıs
Sergi: “Arkası” – Ebru Ceylan & Nihat Özdal


Oya Narin, Termal zenginliğimizi ekonomik değere dönüştürmeliyiz

TTYD Başkanı Oya Narin: “Termal sağlık turizminde küresel bir güç olabiliriz”
Türkiye’nin termal sağlık turizminde küresel bir çekim merkezi olma potansiyeline sahip olduğunu vurgulayan Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, bu hedefe ulaşmak için yeni bir tesisleşme atağına ve Türkiye’ye özgü bir yatırım modeline ihtiyaç olduğunu söyledi.Kıyı turizminde elde edilen başarıyı termal turizm alanında da yakalamanın mümkün olduğunu belirten Oya Narin, “Jeotermal kaynaklar açısından Avrupa’da 1’inci, dünyada 4’üncü; kaplıca uygulamalarında ise dünyada 3’üncü sıradayız. Ancak bu zenginliği henüz turizm gelirine dönüştürme konusunda arzu edilen seviyede değiliz. Sahip olduğumuz bu potansiyel, küresel wellness turizminden çok daha büyük bir pay almamızı mümkün kılabilir” dedi.



Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, International Geothermal Investment Summit (IGIS 2025) kapsamında 9 Mayıs 2025’te Ürgüp’te düzenlenen Uluslararası Jeotermal Yatırım Zirvesi’nde Termal Turizm başlıklı oturumda konuştu. JEMYAD Başkanı Ömer Tosun’un moderatörlüğünde gerçekleşen panelde; Oya Narin’in yanı sıra, Relaix Chateaux Ağ Geliştirme Müdürü Giulia Devietti Goggia, MRP Hotels Ortağı Mustafa Özdemir, konuşmacı olarak yer aldılar. Panelde Türkiye’nin termal turizm alanında sahip olduğu potansiyele dikkat çeken Oya Narin, ancak bu zenginliğini ekonomik değere dönüştürülmesi noktasında henüz yeterli seviyeye ulaşamadığına dikkat çekti.

"Türkiye wellness turizminden yeterince pay alamıyor"
Türkiye’nin termal potansiyeliyle küresel wellness turizminde çok daha büyük bir pay alma kapasitesine sahip olduğunun altını çizen Oya Narin, şunları söyledi:“Türkiye, kıyı turizmindeki başarısıyla dünyanın ilk beş destinasyonu arasına girmiştir. Jeotermal kaynaklar açısından da Avrupa’da 1’inci, dünyada 4’üncü; kaplıca uygulamalarında ise dünyada 3’üncü sıradayız. Termal turizmden elde ettiğimiz yıllık gelir 700 milyon dolar civarındadır. Global Wellness Economy Report 2024 verilerine göre; 2023’te küresel wellness ekonomisinin toplam büyüklüğü 6,3 trilyon dolara ulaşmış, bu rakamın 830 milyar doları wellness turizminden, 63 milyar doları ise termal turizmden kaynaklanmıştır. 2023-2028 yılları arasında ise wellness turizminin yıllık %10,2, termal turizmin ise %9,2 oranında büyümesi öngörülmektedir.ABD, 300 milyar doları aşan geliriyle wellness turizminde lider konumdayken, Türkiye ise 8,7 milyar dolarlık hacimle 16’ncı sırada yer almaktadır. Almanya, Avrupa’daki termal gelirlerin %50’sini elde etmektedir, çok daha büyük bir potansiyele sahip Türkiye ise bu pazardan hak ettiği payı almalıdır.

“Termal turizmde tesisleşme atılımını başarıyla gerçekleştirmeliyiz”
2023 yılı itibarıyla Türkiye’de toplam 33.500 termal yatak kapasitesi bulunmaktadır. 2024 yılında hizmete giren 9, 2025 yılında ise faaliyete geçecek 15 yeni tesisle birlikte 7.500 yatak daha eklenerek toplamda 41.000 yatak kapasitesine ulaşılacaktır. Bu alan, büyük bir yatırım fırsatı sunmaktadır. 
“Türkiye’ye özgü bir yatırım modeli kurgulanmalıdır”2024 yılında  termal tesislerde toplam 2,4 milyon misafir ağırlanmış, bu ziyaretler 4,7 milyon gecelemeye ulaşmıştır. 656 bin yabancı ziyaretçi ise 1,2 milyon geceleme gerçekleştirmiştir. Bu noktada Almanya modeli incelenerek, Türkiye’nin kültürel ve coğrafi avantajlarını içeren ülkemize özgü bir yatırım modeli kurgulanmalıdır.

“Küresel çekim merkezi olmak için yatırım ve finansman desteği şart”
Türkiye’nin jeotermal kaynakları, ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’nde yoğunlaşmakla birlikte, İç Anadolu başta olmak üzere birçok bölgeye yayıldığını ifade eden Narin, sözlerine son verirken “özellikle 4., 5. ve 6. teşvik bölgeleri hem kaynak potansiyeli hem de doğal ve kültürel değerleriyle büyük fırsatlar barındırmaktadır. Küresel çekim merkezi olmak için yatırım ve finansman desteği çok önemli; Türkiye’nin termal sağlık turizminde küresel bir çekim merkezi olabilmesi için bu alandaki yatırımların sağlıklı ve sürdürülebilir biçimde hayata geçirilmesi büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda finansman modellerinin çeşitlendirilmesi ve yatırımcılara yönelik destek mekanizmalarının güçlendirilmesi gerekmektedir” dedi.