30 Haziran 2015 Salı

Dedeman Grubu’nun yeni oteli Park Dedeman Levent açıldı

Dedeman Grubu’nun yeni oteli Park Dedeman Levent, 30 Haziran itibarıyla misafirlerini ağırlamaya başladı. İstanbul’un iş ve alışveriş hayatının kalbinde konumlanan Dedeman İstanbul’un yanı sıra, şehre yeni bir soluk getirecek olan Park Dedeman Levent de iş ve tatil amaçlı ziyaretlerin yeni merkezi olmaya aday.


Dedeman Grubu’nun yeni oteli Park Dedeman Levent, 30 Haziran’da kapılarını açtı. Grup, Dedeman İstanbul’dan sonra bu kez de Park Dedeman konsepti ve Dedeman konukseverliği ile İstanbul’un merkezinde, Levent’te hizmet vermeye başladı.  Park Dedeman Levent, iş ve tatil amaçlı ziyaretler, toplantı ve davetler için şehrin kalbindeki otel alternatifi oluyor.

Park Dedeman Levent, şehrin eğlence ve sanat mekanlarıyla, kültürel miras ve zenginliklerinin bulunduğu tarihi yarımadaya kolaylıkla ulaşılabilecek ideal bir noktada yer alıyor. Uluslararası Atatürk ve Sabiha Gökçen Havaalanları ile Anadolu yakasına bağlanan köprü ve otoyolların üzerindeki merkezi konumunun yanı sıra kentin en önemli ulaşım ağı olan metroya da yalnızca birkaç dakika yürüme mesafesinde.

Otel, seçkin AVM’lere, farklı mutfaklara sahip şık restoranlara ve önemli etkinlik mekânlarına ev sahipliği yapan Levent semtinde çevre dostu yapısıyla öne çıkıyor. LEED Silver sertifikalı çevre dostu yapısı ve modern mimarisi, Park Dedeman Levent’i şehir otelciliğinin örnek yapılarından biri olarak öne çıkarıyor.

Otel açılışıyla ilgili konuşan Dedeman Turizm Yönetimi A.Ş. Genel Müdürü Emrullah Akçakaya, “Park Dedeman Levent, iş dünyasının konaklama ihtiyaçlarına çok hızlı ve eksiksiz bir şekilde cevap veren Park Dedeman markasının İstanbul’da açılan ilk oteli. Genç ve dinamik yapısı, lokasyonu ve hizmet kalitesiyle aynı zamanda Park Dedeman zincirine rol modeli olma özelliğini de taşıyor. Yeni otelimiz Dedeman Grubu’nun 17’nci oteli olma özelliğine sahip. Grubumuz ülke ekonomisinde stratejik önem taşıyan turizm sektörüne yatırımlarına devam edecek. Projelerimiz yurtiçi ve yurtdışında sürecek” dedi.



29 Haziran 2015 Pazartesi

Jolly Tur Bodrum’da Ofis Açtı

Jolly Tur, Turizmde yeni bir gelecek yazmaya hazırlanan Bodrum’da ofis açtı
Jolly Tur, 2015 yılı için belirlediği hedefler doğrultusunda Bodrum’daki ofis açılışını gerçekleştirdi.Jolly Tur, bu yatırımla Türkiye’nin turizmdeki en önemli değerlerinden biri olan ve gelecekte yıldızının çok daha parlayacağına inanılan Bodrum’daki etkinliğini daha da artırmış oldu.


Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un yanı sıra Jolly Tur’un Türkiye çapındaki 200 partnerinin katıldığı açılışta tüm Jolly Tur yönetimi de yer aldı. Bodrum Ofisi açılışına Jolly Tur Onursal Başkanı Sinan Vardar, Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mert Vardar, Jolly Tur Genel Müdürü Figen Erkan ve tüm departman müdürleri katıldı.



 “Tüm Türkiye Jolly Tur İle Tatile” misyonu çerçevesinde yeni ofis yatırımlarına devam edeceklerini belirten Jolly Tur Yönetim Kurulu Başkanı Mete Vardar, şöyle konuştu: “Ana misyonumuz çerçevesinde yeni yatırımlarımıza devam edeceğiz. Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından biri olma iddiasını giderek yükselten Bodrum’da Jolly Tur olarak ofis açmamızı; ilçenin bu gelişme kararlılığına destek vermemiz şeklinde de okumak gerekir.”


Jolly Tur Genel Müdürü Figen Erkan ise, turizmin öncü ismi olarak sektörde trend yaratacak kadar güçlü yenilikleri ve yatırımları yapmaya devam edeceklerini belirterek şöyle devam etti: “Jolly Tur, 2015 yılı için belirlediği yenilik ve yatırım planlarının tümüne ulaştı. Bodrum’da ofis açılışı da 2015 planlarımız arasında yer alıyordu. Bu ofisi açarken 2 hedefimiz var.  1’incisi Bodrum’a gelen tatilciye aradığı hizmeti en kolay ve en avantajlı şekilde sunmak. İkincisi ise son yıllarda Bodrum yaz-kış yaşanan ciddi nüfusa sahip bir ölçe özelliğine kavuşmuş durumda. Bodrumluların yurtdışı, kültür turları, gemi ve Kıbrıs turları için 1 adım yakınında olarak seyahatle ilgili tüm hizmetlerini Jolly Tur Bodrum Ofisi aracılığıyla sağlamak…”

Otelcilerden Tunus Saldırısına Kınama

TUROB, Tunus’ta Meydana Gelen Terör Saldırısını Şiddetle Kınadı
Tunus’ta önceki gün gerçekleşen terör saldırısına her kesimden olduğu gibi turizmcilerden de büyük tepki gelirken, Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) bir kınama mesajı yayınladı.

Mesajda TUROB Yönetim Kurulu Başkanı Timur Bayındır, Tunus'ta gerçekleşen terör saldırılarını şiddetle kınadıklarını belirtti. Bayındır, “Tunus’un Sousse şehrinde 26 Haziran’da meydana gelen ve çok sayıda kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan terör saldırısını şiddetle kınıyoruz. Bu üzücü olayda yaşamını yitirenlerin ailelerine, Tunus halkına ve tüm milletlere başsağlığı, yaralılara acil şifalar diliyoruz” dedi. Bayındır, “Global dünyanın vatandaşları olarak bu gibi korkunç saldırılar karşısında derin üzüntü duymaktayız ve saldırıya maruz kalan ülkeler ile her zaman dayanışma içerisinde olacağız” ifadelerini kullandı. 

27 Haziran 2015 Cumartesi

E-tebligat dönemi başlıyor Tek tıkla tebligat yapılabilecek

Adalet Bakanlığı tarafından yapılan duyuruyla birlikte 29 Haziran 2015 tarihinden itibaren elektronik tebligat dönemi başlıyor. Bu tarihten itibaren eskiden kâğıt ortamında gönderilen tebliğler, Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) ile gönderilip alınabilecek, tebligatın durumu anlık sorgulanabilecek. E-tebligat uygulaması ile birlikte yargı sürecinin hızlanarak davaların daha kısa sürmesi ve hak kayıplarının önemli oranda azalması bekleniyor. Fiziki gönderilere göre yüzde 50’nin üstünde maliyet avantajı sağlayan e-tebligat, binlerce ağacı kesilmekten kurtaracak

Adalet Bakanlığı tarafından yapılan duyuruyla; anonim, limitet ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu hale geliyor. Gerçek ve diğer tüzel kişiler ise e-tebligattan isteğe bağlı olarak yararlanabilecek. Böylece çoğu kez haftaları bulan tebligat süreleri saniyeler mertebesinde gerçekleşecek. E-tebligat uygulaması sayesinde kâğıt, postalama, işçilik, lojistik işgücü ve saklama gibi maliyetlerde kayda değer oranlarda tasarruf sağlanılacak.

Saniyeler içinde tebligat yapılabilecek
Eski sistemde haftaları bulan tebligat süreleri yerine saniyeler içinde tebligat yapılabilecek. İlgili yere ulaştığına dair delil okunabilecek. Dolayısıyla e-tebligat ile çok daha hızlı bir sisteme geçilmiş olacak. Aynı zamanda maliyet olarak %50’yi aşan oranda avantaj sağlayan KEP sistemi, kâğıt israfını engelleyeceği için de doğayla dost bir çözüm. Yükümlülerin e-tebligat alabilmeleri ve gönderebilmeleri için KEP adresi edinmeleri gerekiyor. KEP sistemi; resmi, hukuki ve ticari yazışmaların ve e-belge paylaşımlarının yasal geçerli, güvenli şekilde zamandan ve mekândan bağımsız olarak her an ve her yerden yapılabilmesini mümkün kılıyor.

Yargı süreci hızlanacak, davalar daha kısa sürede sonuçlanacak
KEP üzerinden birçok belgenin kolay, hızlı, düşük maliyetle gönderilip alınabildiğine değinen TÜRKKEP Genel Müdürü Yüksel Samast, “E-tebligat uygulaması, garantili, kesin teslim olanağı sunan KEP sistemi ile yargı sürecini hızlandırarak davaların daha kısa sürmesini sağlayacak. Ayrıca hak kayıplarının önemli oranda azalmasına katkı sunarak tebligat çıkaran merciler ve çok fazla sayıda tebligat alan kurumlar için kâğıt, postalama, işçilik, saklama gibi maliyetlerde yüksek oranda tasarruf sağlayacak.” dedi. Samast, KEP sisteminin kurumlar ve bireyler açısından zaman, maliyet, insan gücü vb. birçok açıdan ekonomik fayda sunduğunu ve işlemlerin hızlı ve kolay yapılmasına imkân sağlamasının yanı sıra çevrenin korunmasına da büyük katkı sağladığını belirtti. Türkiye’nin önde gelen güven kurumu TÜRKKEP olarak KEP, E-Fatura, E-Defter, E-İmza, E-Tebligat ve E-Arşiv Fatura hizmetleri ile e-dönüşüme öncülük etmeye devam edeceklerini aktardı.

Alıcı ve gönderici kimliği için e-imza şart
KEP sisteminde kullanıcı olan özel veya tüzel kişilerin gönderi yapabilmeleri, gelen tebligatlara aynı yolla cevap yazabilmeleri için e-imza kullanmaları gerekiyor. KEP sisteminde hiçbir KEP iletisi e-imza olmaksızın gönderilemiyor. Alıcı ve gönderici kimliğinin tanımlanabilmesi için KEP sisteminde e-imza kullanılması gerekiyor. 

MOSKOVA’DAN TÜRKİYE GEÇTİ

37. Uluslararası Moskova Film Festivali “Türkiye” bölümü, düzenlenen basın toplantısıyla sona erdi. “Annemin Şarkısı”yla başlayıp, “Kelebeğin Rüyası” filminin gösterimi ardından gerçekleşen basın toplantısıyla sona eren sekiz günlük festival maratonu, Rus izleyicilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Ayrıca festival sırasında iki ülke sineması temsilcileri, uzun vadede ileriye dönük çalışmalar yapma kararı aldı. 



Festivalin tüm basın toplantılarının gerçekleştiği, tarihi Kinoaktera tiyatro salonundaki “Kelebeğin Rüyası” filminin özel gösterimi ardından düzenlenen basın toplantısına; Cinema of Turkey kurucusu ve direktörü Yapımcı Elif Dağdeviren, FIPRESCI (Uluslararası Sinema Yazarları Derneği) Başkanı Alin Taşçıyan ile Kelebeğin Rüyası filminin başrol oyuncuları Mert Fırat ve Ahmet Mümtaz Taylan katıldı. Rus basını ve izleyiciler, festival süresince gösterilen “CINEMA OF TURKEY - YESTERDAY AND TODAY” bölümündeki tüm filmlere olduğu gibi Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği “Kelebeğin Rüyası” ve sonrasında düzenlenen basın toplantısına yoğun ilgi gösterdiler.  Türkiye sineması hakkında daha detaylı bilgiler öğrenmek için sorular sordular. 


Mert Fırat; filmle ilgili olarak gelen soru üzerine; “Rus kültürü, Türkiye’ye çok yakın… Az önce bir seyirci yanıma gelip filmde dedesini ve anneannesini görmüş gibi hissettiğini söyledi. Bizler de anneanne ve dedelerimizi gördük senaryoyu okuduğumuz ilk andan itibaren. Cumhuriyetin ilk yıllarının atmosferini özellikle… Benim için en zor kısmı neyin onlara şiir yazdırdığını ve şiiri nasıl yazdıklarını anlamak oldu. Ölümle kurdukları ilişkiyi anlamak ve buna Çehov gibi, Puşkin gibi mesafeyle bakıyor olabilmeleri. Karakterlerin ikisi 13 yaşında verem oldu ve 21 yaşına kadar her gün ölebilme ihtimali ile yaşadılar. Bu ihtimali şaka konusu haline getirip ironi olarak bakarak, şiir yazmaya başladılar.” dedi.  


Filmin bir diğer başrol oyuncusu Ahmet Mümtaz Taylan ise basın toplantısı sırasında Yönetmen Yılmaz Erdoğan’a gönderme yaparak; “Bu iki şair yirmili yaşlarının başında öldüler; Puşkin’den daha genç yaşta... Onların düellosu ölümleydi. Ancak Puşkin kadar tanınmıyorlardı kendi ülkelerinde. Bu filmden sonra çok daha fazla kişi tanıyor artık onları ve bu filmin yönetmeni de gerçekten iyi bir şairdir.  Bu filmle şiire olan borcunu ödemesine yardımcı olduğumuz için çok mutluyuz” dedi. 


“Rusya seyircisi Türkiye sinemasını anladı, sevdi ve alkışladı”
Basın toplantısındaki kapanış konuşmasına 37. Moskova Uluslararası Film Komitesi, TC Başbakanlık ve TC Kültür ve Turizm Bakanlığı’na teşekkür ederek başlayan Elif Dağdeviren; “Türkiye Sineması olarak bizim için değerli ve geleceğe dair umut verici bir buluşma oldu. Kasım 2014’te Moskova’da öğrenci festivalinde yine bir bölüm açmıştık. O festival sırasında Rus ve yabancı öğrencilerden gelen olumlu tepkiler bizi çok heyecanlandırmıştı. Bunun üzerine Moskova Uluslararası Film Festivali ile iletişime geçildi ve bugüne geldik. Üç ayda çok güzel bir program ve çalışma geliştirdik ve bir kez daha fark ettik ki gerçekten de Rus edebiyatı ve sineması Türkiye sineması üzerinde etkiler bırakmış. Ayrıca Rusya ile Türkiye’nin iş ve sosyal kültürleri de birbirine çok benziyor.” dedi. 


Festivalde gösterilmek üzere filmleri seçerlerken programı ikiye ayırdıklarını söyleyen Elif Dağdeviren; “Nedeni ise geçen yıl Türkiye Sinemasının 100. yılını kutladık. On filmin beşini bu yüzyıla uluslararası damgasını vurmuş filmler arasından seçtik. Diğer beş filmi de geçen yıl uluslararası başarılar kazanmış eserlerden oluşturduk. Seyirciden gelen olumlu tepki ve müthiş sorular sadece bizi değil katılan tüm yönetmen ve oyuncuları da çok mutlu etti. Rusya seyircisi Türkiye sinemasını anladı, sevdi ve alkışladı” dedi.

“Türk Filmleri Moskova’da Düzenli Olarak Gösterilecek” 
Festival sırasında iki ülke sineması temsilcileri ileriye dönük ortak çalışmalar yapma kararı alırken yakın gelecekte hayat bulacak faaliyetlerden ilki; Türkiye sinemasının en yeni örneklerinin düzenli olarak Moskova’da gösterime girmesi. 

Stalin zamanında, Sovyetler Birliği’nin ekonomik başarılarını halka göstermek için kurulan devasa fuar ve eğlence merkezi; VDNH Park'ta yer alan son sistem teknolojiyle donatılmış sinema salonunda ülkemiz sinemasının gösterimleri ve karşılıklı film değişimleri ile kültürel faaliyetler konusunda teklif geldi.  Konuyla ilgili çalışmaların bu yıl sonuna kadar tamamlanması planlanıyor.

Cinema of Turkey platformu ile T.C. Başbakanlık Tanıtma Fonu ve T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla bu yıl ilk kez Uluslararası Moskova Film Festivali içinde Türkiye bölümü için seçilen filmler şöyleydi.  Yavuz Turgul’un yazıp yönettiği “MUHSİN BEY”. Uğur Yücel’in senaryosunu yazıp yönettiği “SOĞUK”.  Nuri Bilge Ceylan’ın yönetmenliğini yaptığı “UZAK”. Tolga Karaçelik’in yönetmenliğini üstlendiği “GİŞE MEMURU”. Ayrıca Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği “KELEBEĞİN RÜYASI”. Kaan Müjdeci’nin yönettiği  “SİVAS”. Erol Mintaş’ın yönettiği “ANNEMİN ŞARKISI”. Tayfun Pirselimoğlu’nun yönettiği “BEN O DEĞİLİM” ve Derviş Zaim imzasını taşıyan   “BALIK” .


Genç Yetenekler Ödüllendirildi

Kadıköy Belediyesi Süreyya Operası Ulusal Keman Yarışması 2015 Finali 26 Haziran Cuma akşamı gerçekleşti. İlk 3'e kalan Gamze Erengönül, Simge İster ve Asaf Öksüz finalde karşılaştılar. Şefliğini Gürer Aykal'ın üstlendiği yarışmada, finalistler Mozart'ın 5 nolu keman konçertosunu orkestra eşliğinde sundu. 


Cihat Aşkın, Gürer Aykal, Ayla Erduran, Çiğdem İyicil, Suna Kan, Ayşegül Sarıca ve Özcan Ulucan'dan oluşan jürinin değerlendirmesi sonunda yarışmanın birincisi Gamze Erengönül, ikincisi Simge İster, üçüncüsü ise Asaf Öksüz oldu. Yarışmada ikinci tur sonunda Gizem Başak Tatlıcı mansiyon ödülüne layık görüldü. Yarışmanın birincisine ödülünü Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu verdi.

26 Haziran 2015 Cuma

Uyuşturucuyla mücadele için halk sokağa iniyor

Risk giderek artıyor!
Uyuşturucu kullanımının gün geçtikçe arttığı günümüzde, toplum içinde risk giderek artıyor. 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü’nde farkındalık oluşturmak, gençleri bilgilendirmek ve bu konudaki duyarlılığı artırmak için halk meydanlarda “Uyuşturucuya Hayır” diyerek Yeşilay’la el ele veriyor. Dev bir yürüyüş ve Genç Yeşilaycıların eylemlerinin gerçekleştirileceği 26 Haziran Cuma günü bağımlılıklarla mücadele ve farkındalık kitlesel boyuta ulaşacak.  

Birleşmiş Milletler (BM), 1987 yılında uyuşturucu bağımlılığı ve kaçakçılığına dikkat çekmek amacıyla 26 Haziran’ı “Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü” ilan etti. Her yıl, 26 Haziran gününde ülkeler uyuşturucu bağımlılığına karşı farkındalık uyandırmak için çeşitli eylemler düzenliyor. Bağımlılıkla mücadelede öncü kuruluş Yeşilay da 26 Haziran Dünya Uyuşturucuyla Mücadele Günü’nde dev bir yürüyüş gerçekleştirerek kamuoyunun dikkatini uyuşturucu madde sorununa çekecek.

Halk “uyuşturucuya dur!” diyecek!
İstanbul Valiliği, İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü ve İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü işbirliğiyle yapılacak olan yürüyüş 11.00’da Şişli Camii önünden başlayıp Mecidiyeköy Cevahir AVM önünde basın açıklaması ile sona erecek. Genç Yeşilaycılar, halkı uyuşturucu bağımlılığına karşı bilgilendirmenin yanı sıra trafikte uyuşturucu bağımlılığına karşı sürücülere uyarı mesajları verecek, bu güne özel 26 Haziran Gazetesi’ni vatandaşlara hediye edecek. Yeşilay aynı zamanda sosyal medyada bilgilendirmek ve farkındalık kazandırmak amacıyla #UyuşturucuDUR etiketiyle de bu önemli sorunun konuşulmasını sağlayacak.

İskelelerde ve vapurlarda eylem zilleri çalıyor!
Uyuşturucuyla Mücadele Günü’nde dikkatleri çekmeyi ve farkındalığı artırmayı amaçlayan Yeşilay, 25 Haziran Perşembe günü (bugün) Beşiktaş-Kadıköy iskelelerinde “Vapur Sefası Eylemi” yapacak. Vapur ve iskelelere çalar saatler yerleştiren Genç Yeşilaycılar, belirlenen dakikalarda saatlerin zillerini aynı anda çalarak “Uyuşturucuya DUR de!” diyecek. Genç Yeşilaycılar, yolcuları bağımlılıkla mücadele konusunda bilgilendirecek ve 26 Haziran Gazetesi’ni dağıtacak.

Jolly Tur, turizm sektöründe öncü teknoloji sağlayıcı Sabre’yi seçti

Seyahat ve turizm sektöründe küresel teknoloji sağlayıcısı Sabre Corporation (NASDAQ: SABR) ve lider seyahat ve eğlence şirketi Jolly Tur, Sabre seyahat pazarında Jolly Tur’e güç kazandıracak uzun süreli stratejik ortaklığa imza attı. Anlaşma, 1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girdi.


1987 yılında kurulan, Türkiye genelindeki güçlü otel bağlantıları ve online olarak birbirine bağlı 600’ü aşkın satış noktası ile geniş bir hizmet ağına sahip olan Jolly Tur, 3500 kişiyi bulan kadrosuyla her zaman en kaliteli ürünü, en uygun fiyat avantajları ile misafirlerine sunmayı hedef edinmiştir.

Jolly Tur Yönetim Kurulu Üyesi Mert Vardar, imza töreninde "Müşterimizin memnuniyetine çok önem veren bir tur operatörüyüz. Her gün binlerce kişiyi ağırlıyoruz, her gün binlerce kişiyi konaklatıyoruz ama her birinin farklı bakış açıları oluyor. Bundan dolayı ciddi bir müşteri ilişkileri departmanımız var. Müşterimizin bakış açısıyla farklı isteklere doğru şekilde cevap verebilmemiz için ciddi bir organizasyon yapısına girmeniz gerekiyor. Global tarafa gelecek olursak; Türkiye’de seyahat sektörü yeni başlıyor diyebiliriz. Her sene daha fazla kişi seyahat planlayıcılar aracılığıyla seyahat ediyor. Eskiden insanlar yazlığına ya da köyüne kendi aracılığıyla tatil planı yapıp giderken, şimdi daha çok seyahat acenteleriyle, hava yollarıyla gezebiliyor. Havayollarının çoğalması ve uçuş sayısının artması da bunun en büyük nedenlerinden biri. Teknoloji artık seyahat sektörünün içinde. “

“Biz şirket olarak teknolojiye çok önem veriyoruz” diyen Vardar, sözlerine şöyle devam etti. “Son 7-8 yıldır buna çok büyük bir bütçe ayırdık, ayırmaya da devam ediyoruz. Bunun için ayrı bir yazılım şirketimiz var. Tamamen bize hizmet veriyor ve ciddi bir yazılımcı kadromuz var. Misafirler artık çok farklı kanallardan satın alma yapabiliyorlar. Web sitesi, mobil uygulama gibi farklı kanallardan misafirleri yakalamaya çalışıyoruz. Her gün eksikliklerimizi tamamlamaya çalışırken ileriye dönük de hazırlıklar yapıyoruz. Teknoloji önümüzdeki 10 sene içinde seyahat sektörüne çok büyük damga vuracak. Bizim de buna hazır olup kendimizi devamlı geliştirmemiz gerekiyor. Sabre ile işbirliğimiz bize bu anlamda çok yardımcı olacak”

Sabre Travel Network Türkiye Genel Müdürü Altuğ Bekdemir gerçekleşen stratejik ortaklık için: Özellikle Türkiye gibi genç nüfusun önemli olduğu Türkiye’de, teknoloji, seyahat endüstrisi için anahtar rol oynamaktadır. Teknoloji, seyahat deneyimlerinde ve insanların nasıl rezarvasyon yaptıklarında artan bir etkiye sahip olmaktadır. Bizler Jolly Tur’a hedeflerini gerçekleştirmesi ve bu hareketli pazarda daha fazla rol alabilmesi için gerekli teknolojik desteği sağlayabildiğimiz için çok gururluyuz. Bu yeni ortak çalışma Sabre’ın Türkiye’deki büyüyen varlığını göstermektedir.


Germe Yapmamak İçin Bahane Üretmeyin

Yürüyüş, yüzme, ağırlık çalışma ya da pilates, yapılan sporun çeşidi ne olursa olsun düzenli egzersiz alışkanlığı sizi obezite, kalp damar hastalıkları, hipertansiyon, felç ve kanser gibi ciddi rahatsızlıklara karşı korur. Sağlığa yararlı olan egzersizleri yaparken dikkat edilmesi gereken önemli noktalar bulunmaktadır. Öncelikle egzersiz sırasında her zaman yaralanma riskinin olabileceği unutulmamalıdır. Germe yapmak ise bu yaralanmalardan korunmanın en başında gelir.


BAHANE ÜRETMEYİN
Fazla kalori yakmak istemek, sporu biran önce bitirip gitmek ya da germe egzersizlerinin kimilerince sıkıcı olması… Bütün bunlar egzersize başlamadan önce germe yapmamak için bahaneler… Ancak germe egzersizlerinin başarılı bir egzersiz programının en önemli parçası olduğu unutulmamalıdır. 
Peki, germe neden bu kadar önemlidir? Okan Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr. Gamze Şenbursa, germe hareketlerinin önemi ve uygulama şekli hakkında bilgiler verdi:“Germe egzersizleri eklem hareket açıklığının korunmasını ve artmasını sağlar. Yaşa, cinsiyete ve fiziksel duruma göre değişebilen hareket açıklığı bir nevi kasların hareket ettiği aralıktır. Eğer hareket açıklığı azalırsa yapılan egzersizle kasları kuvvetlendirmek sizi sadece yaralanmaya açık hale getirir. Çünkü eklem açıklığının azalması kas liflerini hareketinin azalmasına, kaslarda yapışmaların ortaya çıkmasına ve dolayısıyla kasın kısalmasına neden olur. Kısa bir kas ise yaralanmalara açıktır.  

ISINMANIN PSİKOLOJİK VE FİZYOLOJİK FAYDASI
Egzersizden önce mutlaka ısınma periyodu olmalıdır. Yapılan araştırmalar aktivite öncesi ısınmanın; vücudu psikolojik ve fizyolojik olarak spora hazırlamakta önemli olduğunu göstermektedir. Aynı zamanda ısınma sonrası yapılan uzun süreli germeler tüm aktivite boyunca vücudun ısınmayı korumasına yardımcı olur. Isınmayı takiben yapılan germe egzersizleri kasın gerilme yeteneğini artıracaktır. Bu da kas yırtık riskini azaltacak, kas performansını artmasını sağlayarak eklem mobilitesinde artışa neden olacaktır.
Egzersize başlamadan önce yapılan germe kas içindeki dolaşımın uyarılmasını sağlar. Böylece kastaki dolaşım artar. Kastaki kanlanma ne kadar fazla olursa kasın çalışması maksimum verimlilikte olur. 

ESNEKLİĞİN ARTMASI EKLEMDEKİ STRESİN AZALMASINI SAĞLAR 
Düzenli yapılan germe esnekliğin artmasını sağlar. Esneklik kaslardaki ve eklemdeki stresin azalmasını sağlar. Esnek bir kas, esnek bir eklem yüklenmeleri daha kolay tolere eder. Ancak esnekliğin az olması en ufak bir yüklenmede dokunun yapısını değiştirememesinden dolayı yaralanacaktır. Esnetme ve germe egzersizleri egzersiz programın en önemli parçasını oluşturur. Yapılan araştırmalar germenin aktif veya pasif bir şekilde yapılabileceğini, ikisi arasında herhangi bir fark bulunamadığını göstermiştir. 
Germeler, dikkatli olarak kasta rahatsızlık ve ağrı hissedilen pozisyonu koruyarak yapılmalıdır. Yerleştirilen pozisyon 15 saniye korunmalıdır. 5 saniye gevşetilmelidir. 2 ya da daha fazla tekrarla ve her gün yapılan germe egzersizleri ile en iyi sonucu elde etmek mümkün olur. Her kas için özel germe pozisyonu sağlanmalıdır.” 


Tarih ve Güzelliğin İçinde Huzurlu Bir Tatil

“Assos’un Daha Çok Tanıtıma İhtiyacı Var”
Assos Eden Garden Otel Genel Müdürü Hüseyin Softa, Assos turizmini değerlendirdi. Bodrum’da, Antalya’da ve Kuşadası’nda yıllarca turizm yaptığını ifade eden Softa, Assos’un çok farklı olduğunu ve turizm adına çok daha iyi değerlendirilebilecek bir turizm destinasyonu olduğunu söyledi ve bölgenin daha iyi tanıtılması gerektiğini dile getirdi. 


Hüseyin Softa değerlendirmesinde şu görüşlere yer verdi: “ Assos’da Eden grubunun dört tane oteli var. İki tanesi butik çalışıyor, iki tanesi her şey dahil çalışıyor. Son derece güzel bir yerde turizm yapıyoruz. Otelimiz mükemmel. Bodrum’da, Antalya’da ve Kuşadası’nda yıllarca turizm yaptım. Kıyaslama şansım var. Burası son derece mükemmel bir ortam. Assos’da tarihte var, doğal güzellik de var. 


Turistin isteyeceği her şey var burada. Burada eksik olan daha iyi bir tanıtım ve daha çok turiste hitap etme olayıdır. Bunun için bölgenin Charter seferlere ihtiyacı var. İyi bir tanıtım programı, tanıtım vakıfları olması gerekiyor. Sanırım bunlarda eksiklikler var. Asssos’un turizm fuarlarında iyi tanıtılmaya ihtiyacı var. Devletin burayı da bir turizm yöresi olarak görmeye Assos’un çok ihtiyacı var. Ümit ediyorum ki Charter seferleri de burada başlar”

Bozcaada Avrupa’nın En İyi Kıteboard Sporcularını Ağırlıyor

 “Mercedes- Benz Go Bozcaada Festivali” Başladı 
Spor, müzik ve eğlenceyi buluşturan  Türkiye’nin ilk ve tek festivali “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali” 23 Haziran’da Bozcaada’da başladı. Festival kapsamında Mercedes-Benz Türk sponsorluğunda Playmaker ve Uluslararası Kiteboard Derneği - International Kiteboarding Association (IKA) tarafından düzenlenen ve Avrupa’nın en iyi kiteboard sporcularını buluşturan “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası” da start aldı. “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali”nin ilk gününde, Avrupa’nın en iyi kiteboard sporcuları Bozcaada sularında adeta rüzgarla dans etti. 12 ülkeden sporcunun katıldığı “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası” 28 Haziran tarihine kadar devam edecek. “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali” spor, müzik ve eğlenceli dolu etkinlikleri hafta boyunca sürecek.



Bu yıl ilk düzenlenen ve geleneksel hala gelmesi planlanan “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali”, 24 Haziran’da başladı. Mercedes-Benz Türk’ün isim sponsorluğunda, Çanakkale Valiliği ve Bozcaada Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Uluslararası Kiteboard Derneği - International Kiteboarding Association (IKA) ve Playmaker tarafından organize edilen “Mercedes- Benz Go Bozcaada Festivali” 28 Haziran tarihine kadar devam edecek.


Dünyaca ünlü kiteboard sporcuları Bozcaada’da 
“Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası”nda yarışmak üzerine; Almanya, Bulgaristan, Hırvatistan, İspanya, İngiltere, Kanada, Litvanya, Polonya, Rusya, Slovenya, Almanya ve Litvanya’dan dünyaca ünlü sporcular Bozcaada’ya geldi. Sporcular ilk gün, Bozcaada Çayır Plajı’nda antreman yaparak yarışa hazırlandı. “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası”na aralarında; Florian Gruber, Maks Zakowski, Oliver  Bridge, Stephe Bridge, Katja Roose, Elena Kalinina’nın da yer aldığı dünyaca ünlü yarışçılar  katılıyor. Final yarışları sonunda kadın ve erkek kategorilerinde dereceye giren sporcular 15.000 $ tutarındaki toplam ödülü paylaşacak. “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası”na Türkiye’yi Vanessa Ginyol, Eray Özgülnar, Ejder Ginyol, Armaian Ersolak temsil ediyor. Türk milli kiteboard sporcusu Bilge Öztürk de Mercedes-Benz Türk’ün özel desteğiyle “Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası”nda dünyaca ünlü rakipleriyle kıyasıya mücadele ediyor.


Bozcaada’da spor ve eğlence bir arada
“Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali” süresince Bozcaada, kiteboard, koşu, bisiklet, SUP gibi eğlenceli spor etkinliklerine sahne olacak,  ayrıca yerli ve yabancı müzik gruplarına ev sahipliği yapacak. Festivalde Maximum Kart sponsorluğunda “Bozcaada Freestyle Open”, Vestel Bozcaada Bisiklet Turu, Sup Race, Bozcaada 10K koşusu etkinlikleri, gündüz kumsal partileri, DJ performansları, akşamları ise canlı performanslar gerçekleşecek. 28 Haziran 2015 tarihine kadar adanın dört bir yanında organize edilecek spor yarışmaları ve eğlenceli organizasyonlarla Bozcaada adeta bir festival adası haline gelecek.


Bozcaada’nın ilk kiteboard okulu “Mercedes-Benz Kite Lounge” açıldı
Mercedes-Benz Türk, etkinliğe isim sponsoru olmanın yanı sıra kiteboard severler ve meraklılarına hizmet vermek üzere  “Mercedes-Benz Kite Lounge”un kapılarını da Çayır Plajı’nda açtı. 2015 yaz sezonu boyunca tecrübeli kiteboard eğitmenleri eşliğinde bu heyecanlı spor dalını deneme fırsatı bulacak Bozcaada ziyaretçileri, “Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali” kapsamında da tesisi ziyaret ederek farklı aktivitelerle keyifli zaman geçirecekler. “Mercedes-Benz Kite Lounge” ziyaretçileri ayrıca zor arazi koşullarında kullanılmak üzere 1979 yılında üretimine başlanan ve ikonik tasarımıyla yıllara meydan okuyan Mercedes-Benz G-Serisi’ni de yakından inceleme fırsatı bulacaklar.


“Maximum Bozcaada Freestyle Open” heyecanı ve Duman konseri Bozcaada’da 
Festival boyunca Maximum Kart’ın sponsorluğunda “Maximum Bozcaada  Freestyle Open” yarışları düzenlenecek. Festivale katılanlar “Maximum Bozcaada Freestyle Open”da en iyi riderların rüzgarla dansına şahit olacaklar. Ünlü rock grubu Duman, festivalde Maximum Kart sponsorluğunda sahne alacak. Maximum Kart sahipleri Duman konseri biletlerini %50 indirimle satın alabilecek.
“Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali”, Mercedes-Benz Türk’ün isim sponsorluğunda,  Playmaker ve IKA tarafından düzenleniyor. Maximum Kart’ın sponsorluğunda “Maximum Bozcaada Freestyle Open”ın da organize edildiği festivalin yardımcı sponsorları arasında; AkçanSa, Arbella, Canon, Çanakkale Madenciler Derneği, Kollektif, Magna Hotels, Miller, NTV Spor, POWER FM, Red Bull, Türkiye Yelken Federasyonu, Vestel ve OLİ de yer alıyor.
Mercedes-Benz Go Bozcaada Festivali Programı (24-28 Haziran):
    
24 Haziran, Çarşamba 
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/ MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE
 “Formula Race”     

25 Haziran Perşembe 
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/ MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE
“Formula Race”
    

26 Haziran Cuma  
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE
“Formula Race”
 Maximum Bozcaada Freestyle Open ÇAYIR PLAJI

27 Haziran Cumartesi
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/ MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE 
“Formula Race”
Maximum Bozcaada Freestyle Open ÇAYIR PLAJI
Vestel Bozcaada Bisiklet Turu CUMHURİYET MEYDANI
Bozcaada 10K Koşusu CUMHURİYET MEYDANI

28 Haziran Pazar 
Mercedes-Benz Kiteboard Avrupa Şampiyonası ÇAYIR PLAJI/ MERCEDES-BENZ KITE LOUNGE 
“Formula Race”
Maximum Bozcaada Freestyle Open ÇAYIR PLAJI 
SUP Race LİMAN
Kapanış seramonisi ve ödül töreni   ÇAYIR PLAJI 

AB’den Turizm eğitimine yeni bir soluk

Turizm Sektörüne 7,5 Milyon Euro’luk Eğitim Desteği
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Avrupa Birliği (AB) işbirliğinde geliştirilen TUYUP “Turizm Sektöründe İşverenlerin ve Çalışanların Uyum Yeteneklerinin Arttırılması Projesi”ne ilgi artarak devam ediyor. AB tarafından finanse edilmekte olan eğitim projesi kapsamında; Turizm İşletme Belgesi’ne sahip olan otel ve restoran çalışanlarına ücretsiz eğitimler verilecektir. Eğitimin sonunda girdiği Mesleki Yeterlilik Sınavını geçen personelin ise, bir yıl boyunca SGK işveren payı masrafları, AB fonundan karşılanacak olan projenin bütçesi yaklaşık 7,5 milyon Euro’dur. 


Bu fırsat kaçmaz! 4 binden fazla işletmeye, 7,5 milyon Euro’luk fon bulunuyor 
Turizm sektöründe son yılların en kapsamlı eğitim projesinin hayata geçirildiğine dikkat çeken İstanbul Kitchen’s Academy kurucu ortağı Hülya Durmaz,  oteller ve restoranların başvuru fırsatını kaçırmamaları gerektiğini vurguladı. 

Hülya Durmaz, konuşmasına söyle devam etti: 
“Projede, Turizm İşletme Belgeli tesislerin; ön büro, servis, kat hizmetleri ve mutfak çalışanlarının mesleki ve teknik ihtiyaçlarının, AB standartları çerçevesinde geliştirilmesi planlanıyor. Yaklaşık 7,5 milyon Euro’yu bulan bütçesi ile 4 binin üzerindeki işletmeye ulaşılması hedeflenen proje, 2016 yılı temmuz ayında tamamlanacaktır. Otellerin ve restoranların biran önce, ‘hem personeline AB fonuyla eğitim verip, hem de SGK işveren katkı payını 1 yıl boyunca ödemiyor olmak’ için başvurularını yapması gerekiyor. Firma olarak, İstanbul Kitchen’s Academy’nin bünyesinde olduğu Mutfak Okulu Gıda Yayıncılık Ltd.Şti. ve İstanbul Üniversitesi’nden hocalarımızla eğitimleri vermeye başladık. AB eğitim projesinden faydalanmak isteyenlerin, TUYUP web sitesine müracaatlarını yapmaları gerekiyor. Eğitim almayı istedikleri kurum olarak ‘Mutfak Okulu Gıda Yayıncılık ltd’ şirketini seçtiklerinde; TUYUP tarafından da onaylandıktan sonra, kuponları kendilerine ulaştırılacaktır ve ardından İstanbul Üniversitesi hocaları ile bünyemizdeki profesyonellerden eğitimlerini almaya başlayacaklardır” diye konuştu. Önümüzdeki yıllarda, turizm çalışanlarında ‘mesleki yeterlilik belgesi’ aranacağını da hatırlatan Hülya Durmaz, AB işbirliğiyle hayata geçen bu projenin önemini bir kez daha vurguladı. 

Sektörün uzman personel ihtiyacını karşılıyoruz 
Turizm sektörüne uzman personel yetiştirdiklerini belirten, İstanbul Kitchens’s Academy - Mutfak Okulu Eğitim Direktörü Ayşe Kıral Ünal, projeden yararlanmak isteyen işletmelerin personeline eğitim aldırmak için biran önce talepte bulunmaları gerektiğini söyledi. Eğitimleri işbirliği yaptıkları İstanbul Üniversitesi (İÜ) hocaları ve bünyelerindeki uzmanlar ile vermekte olduklarını anlatan Ayşe Kıral Ünal, konuşmasına şöyle devam etti: “TUYUP eğitimleri için talepler toplanmaya başladı. İşletmelerin bu haktan yararlanmak için biran önce başvurusunu yapmaları gerekiyor.  Mutfak Okulu Gıda Yayıncılık Turizm Reklam ve Organizasyon Tic.Ltd şirketi olarak verdiğimiz eğitimler arasında; Bar Görevlisi Eğitimi; Davranış Eğitimi; Hijyen İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Eğitimi; Kat Hizmetleri Görevlisi Eğitimi; Ön büro Görevlisi Eğitimi; Servis Görevlisi Eğitimi; Temel Mutfak Eğitimi; Mutfak Eğitimi yer alıyor” şeklinde konuştu. 



İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu- ICVB’nin çalışmaları ile “Kongreler Şehri İstanbul” Yabancı Basında Tanıtılıyor!

İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) - İstanbul’un tanıtımıyla ilgili yapmış olduğu çalışmalarla yabancı basında da İstanbul’un adından söz ettirdi. Avrupa’nın toplantı endüstrisi alanında en etkili dergileri İstanbul’un tanıtımına sayfalarca yer ayırdı.Dünyanın önemli kongre ve toplantılarını İstanbul’a getirmek için çalışmalarını sürdüren İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu- ICVB’nin yürüttüğü tanıtım çalışmaları hızla sürüyor. İstanbul’un uluslararası toplantı ve kongre pazarındaki iş potansiyelini artırmak ve İstanbul’u dünya kongre ve toplantı sektörüne tanıtmak için sektörün en çok okunan yayınlarının temsilcileri 25-28 Mart tarihlerinde,İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle yürütülen “Kongreler Şehri İstanbul-Uluslararası Medya Çalışması” kapsamında İstanbul’da bir araya geldi. Bu buluşmanın ardından uluslararası yayınlarda İstanbul’un tanıtımının yapıldığı haberler peş peşe yayınlanmaya başladı.


“İki Şehrin Hikayesi” İstanbul’un farklılıklarını ortaya çıkarıyor.Toplantı endüstrisi alanında Avrupa’nın en etkili dergilerinden biri olan Almanya’da her ay 20.500 kişiye ulaşan CIM Magazine’de İstanbul’a tam 4 sayfa ayrıldı. “İki Şehrin Hikâyesi” başlığıyla verilen haberde “Kongre Vadisi İstanbul’un ekonomisi patlama yaşıyor” denildi. ICVB’nin geçmişten günümüze bir aradalık fikrinden yola çıkılarak hazırlanan yeni markalaşma stratejisinin altı çizilerek "İki Şehrin Hikayesi,  İstanbul’un farklılıklarını ortaya çıkarmayı amaçlıyor” ifadelerine yer verildi. Haberde, etkileyici bir büyüme gözlenen Türkiye'nin kalbi konumundaki İstanbul’un iki kıta ve tarihi ticaret yolları üzerinde olduğuna dikkat çekilerek uluslararası toplantıların merkezi haline geldiği belirtildi. “İstanbul’un kültürel geçmişi, tarihi ve coğrafyası, güncel gelişmeleriyle ilham veren ve insanları birleştiren eşsiz bir konuma sahip olduğu” ifadelerine yer verilen haberde, ICVB’nin yeni kampanyası “İki Şehrin Hikayesi”yle İstanbul’un “modernite ve gelenek, batı ve doğu, dinamizm ve huzur” gibi farklı yüzlerinin yansıtıldığına dikkat çekildi.ICVB çalışmalarının geniş olarak anlatıldığı röportajda İstanbul’un ilk resmi tanıtım sitesi olanwww.howtoistanbul.com’dan da bahsedildi.

İstanbul heyecan verici bir kent
Belçika’da yayınlanan ve sektördeki 5.000 toplantı profesyoneline hitap eden Avrupa ve Asya Pasifik ülkelerinde dağıtılan Headquarters Magazine ise İstanbul için özel bir ek hazırlayarak tam 12 sayfa ayırdı. İstanbul’un toplantı sektöründe lider konumunda olduğuna ve heyecan verici mekanlara sahip olduğuna dikkat çekilen ve İstanbul’un en dinamik kentlerden biri olarak hızlı büyüyen bir ekonomiye sahip olduğu belirtilen dergide, İstanbul’daki kongre ve toplantı mekanları da tanıtıldı. Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı, İstanbul Kongre Merkezi, Haliç Kongre Merkezi, Grand Cevahir Otel Kongre Merkezi, CNR Expo, İstanbul Fuar Merkezi, WOW Kongre Merkezi’nin yanı sıra daha küçük toplantılar için İstanbul’da çok amaçlı spor salonları, tiyatrolar, kültür ve gösteri merkezleri olduğuna dikkat çekildi. İstanbul’da tarihi mekanların da organizasyonlar için kullanılabileceğine işaret edilen haberde, yüksek teknolojiyle donatılmış modern mekanların da alternatif oluşturduğu belirtildi.İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ‘Kongreler Şehri İstanbul – Uluslararası Medya Çalışması Ağustos ayı sonuna kadar devam edecektir. İstanbul Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ‘Kongreler Şehri İstanbul-Uluslararası Medya Çalışması’ isimli proje kapsamında yayınlanmaktadır.                             

Bu Yaz, Wyndham Grand İstanbul Levent’te Serinleyeceksiniz

Sıcak Yaz Günlerinde Serinlemeye Davet Ediyor
Wyndham Grand İstanbul Levent, sıcak yaz günlerinin başlamasıyla birlikte havuz sezonunu açtı. Otel açık havuzuyla, şehrin stresinden uzaklaşmak isteyenlere ayrıcalıklı bir konfor sunuyor. Wyndham Grand İstanbul Levent’in, gün boyu güneş gören bir mimari ile tasarladığı açık havuzu, sizleri sıcak yaz günlerinde serinlemeye davet ediyor. Şehrin merkezinde konumlanan Wyndham Grand İstanbul Levent,  tatil tadında yaşanacak havuz keyfi için çok özel seçenekler hazırlıyor. 


Buz gibi içeceklerle serinleyin
Wyndham Grand İstanbul Levent, açık havuzun yanı sıra aynı bölümde yer alan Pool Bar ile misafirlerine lezzetli yiyecek ve içecek keyfi yaşatıyor. Açık havuzda yüzmenin ve güneşlenirken buz gibi içecekleri tatmanın zevkini yaşamak isteyenlerin bu yaz en çok uğrayacakları yerlerden biri Wyndham Grand İstanbul Levent olacak.


Çocuk havuzu da var
Wyndham Grand İstanbul Levent, ebeveynleri ile birlikte yazın keyfini doyasıya yaşamak isteyen minik misafirlerinin güvenliğini de ön planda tutuyor. Wyndham Grand İstanbul, 40 cm derinliğindeki çocuk havuzu ile 7’den 70’e herkese unutulmaz bir yaz yaşatacak. 

*Hafta içi havuz girişi KDV dahil 95 TL 
*Hafta sonu havuz girişi KDV dahil 140 TL 
*3 aylık açık havuz ve Qualitasspa Üyeliği ( kapalı havuz, sauna, buhar odası, Türk hamamı, fitness center, stüdyo seansları )  KDV dahil 1200 TL


“Konya Gezi Rehberi” Tüm Seçkin Kitapçılarda!

KÜLTÜR ve İNANÇ TURİZMİ İÇİN BAŞUCU REHBERİ 
Antik çağlardan itibaren pek çok önemli medeniyete ev sahipliği yapan Konya, ülkemizdeki kültür ve inanç turizminin en önemli merkezlerinden biri. Mistik dokusu ve Türk-İslam kültürünü yansıtan eşsiz yapıtlarıyla her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti ağırlayan şehir,  sanat tarihi uzmanı Kutse Altın’ın kaleme aldığı “Konya Gezi Rehberi”nde adım adım anlatılmış.İpek Yolu üzerindeki önemli merkezlerden biri olan Konya, MÖ 7000’lerden itibaren Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı gibi pek ok önemli medeniyete kapılarını açmış. Son derece zengin bir tarihi ve kültürel mirası bünyesinde toplayan bu aziz belde, antik dönemden kalma eserleriyle olduğu kadar Anadolu’da Türk-İslam kültürüne ait en eski ve kıymetli eserlerle de adeta bir müze şehir görünümünde.

Bozkırda Serap Çeşnisi
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Bozkır’da serap çeşnisi” diye nitelediği şehir, kutsal mekanları ve mistik atmosferiyle olduğu kadar çevresini süsleyen akarsuları, gölleri, ormanlık alanları, şelaleleri ve yaylaları ile de görülmeye değer. Sanat tarihi uzmanı Kutse Altın’ın hazırladığı, Kaynak Yayınları tarafından basılan Konya Gezi Rehberi, her taşından tarih ve doğal güzellik fışkıran bu eşsiz şehri merak edenlerin, gezmek isteyenlerin ellerinden düşüremeyeceği eksiksiz bir eser. İç ve dış mekan fotoğrafları, rota önerileri, gerekli telefon ve adres bilgileriyle zenginleştirilen kitap şehir turunuz için başlı başına yeterli bir kaynak.

Kutsal Mekanlar
İlk bölümde kısaca Konya tarihine değinen eserin ikinci bölümü Konya camilerine ayrılmış. “Konya’nın Ulu Camisi” olarak anılan Alaaddin Cami, İplikçi Cami, Şerafeddin Cami, Şems-i Tebrizi Cami, Piri Mehmed Paşa Cami gibi tarihi camiler mimari özellikleri, süslemeleri, kimin inşa ettirdiği ve kimlerin ziyaret ettiği gibi bilgilerle uzun uzun anlatılmış.

Türbe ve Mescitler bölümünde, Amerika’dan İngiltere’ye, Fransa’dan Kore’ye kadar dünyanın dört bir yanından ziyaretçilerin akınına uğrayan, Kubbe-i Hadra olarak anılan Hz. Mevlana’nın dergahı ve türbesi, içinde bulunan yapılar ve hikayeleriyle birlikte detaylı bir anlatımla okuyuculara sunulmuş. Konya’nın simgesi haline gelen Hz. Mevlana Türbesi’nin yanı sıra Sinan Paşa Türbesi, Hürrem Paşa Türbesi, Tahir ile Zühre Mescidi ve Türbesi gibi diğer önemli dini mekanlar da bu bölümde anlatılmış. 

Üç Günlük Bir Gezi Programı
Hanlar ve Hamamlar, Medreseler, Müzeler, Çeşmeler ve Anıtlar bölümlerinin ardından Konya Çevresi incelemeye alınmış. Ereğli, Akşehir, Beyşehir, Seydişehir ve diğer ilçeler tarihi ve turistlik ve özellikleri ile anlatılırken ilgi çekici fotoğraflara bolca yer verilmiş. Konya’nın folklorik özelliklerini ve dillere destan mutfağını da satırlarına taşıyan Kutse Altın, titizlikle hazırladığı Konya Gezi Rehberi’nde üç günlük bir gezi için şöyle bir öneride bulunuyor: “Antik çağdan bugüne yaklaşık on bin yıllık bir toprakla mayalanmış; İbn Arabi, Sadreddin Konevi, Şems-i Tebrizi ve Hz. Mevlana gibi ariflerin feyziyle aydınlanmış Konya’nın ruhunu hakkıyla sindirip bu aziz beldenin dokusuna daha iyi nüfuz edebilmek için asgari üç günlük bir gezi programı öneriyoruz. Günübirlik geziler için Alaaddin Tepesi’nden başlayarak kent merkezindeki belli başlı tarihi mekânlarla Hz. Mevlana’nın türbesi ve dergâhı yeterli olacaktır. İki günlük bir gezi planlıyorsanız, ilk günün tamamını merkeze ayırdıktan sonra ikinci gün Aya Elena Kilisesi ve volkanik kayalara oyulmuş mağara tapınakları ile meşhur Sille’yi ziyaret edebilir, ardından da kendinizi Meram Dere’nin huzur dolu sesine bırakabilirsiniz. Şayet Konya’da üç ya da daha fazla gün geçirmeyi düşünüyorsanız, o halde dünyanın ilk yerleşim birimlerinden Çatalhöyük, Konya’nın ve Türkiye’nin nazar boncuğu Meke Gölü, Ereğli İvriz Kaya Anıtı, Gökyurt-Kilistra antik kenti, Akşehir’deki Nasreddin Hoca Türbesi veya Selçuklular’dan günümüze ulaşan yegâne saray kalıntısı olan, Beyşehir’deki Kubadabad Külliyesi’ni mutlaka görmelisiniz.”Evliya Çelebi’den Katip Çelebi’ye, Marko Polo’dan İbn-i Batuta’ya tarih boyunca pek çok seyyahı misafir eden Konya’yı ziyaret etmek isteyenler verimli bir seyahat için Kutse Altın’ın Konya Gezi Rehberi’ni muhakkak edinmeli.