25 Temmuz 2024 Perşembe

ÜSKÜDAR'IN GASTRONOMİ SOKAĞI'NDA BİR LEZZET DURAĞI: ÜSKÜDAR KÖFTECİSİ

İstanbul'un tarihi semtlerinden Üsküdar, sadece boğazın güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin gastronomi kültürüyle de dikkat çekiyor. 



Gastronomi sokağında yer alan ve Turan Uz tarafından işletilen Üsküdar Köftecisi, 2,5 yıldır sunduğu kaliteli hizmet ve lezzetlerle hem İstanbul dışından hem de dünya genelinden müşterileri ağırlıyor.

Üsküdar Köftecisi, geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden köfteyi farklı bir sunumla misafirlerine sunuyor. 9 farklı köfte çeşidiyle menüsünü zenginleştiren mekan, her bir köfteyi özel bir tarifle hazırlayarak müşterilerine benzersiz bir deneyim yaşatıyor.

Akçaabat köftesinden sarımsaklı ve kekikli köfteye, tire köftesinden Bursa pideli köfteye kadar geniş bir yelpazede sunulan köfteler, yanında özel acı sos ve bazlama ekmek ile servis ediliyor.

Mekanın meşhur düğün çorbası, içerisinde ilikli kemik kaynatılarak hazırlanan ve yoğurtla terbiye edilerek hafifletilen kolajenik bir çorba. Ayrıca grip çorbası gibi sağlık için faydalı seçenekler de menüde yer alıyor. İlikli kemik kaynatması ve baharatlarla zenginleştirilen bu çorba, sarımsak ve sirke ile tatlandırılıyor.

Üsküdar Köftecisi'nin tavsiye ettiği diğer lezzetler arasında Edremit usulü ciğer, karamelize soğan eşliğinde servis edilen Arnavut ciğeri ve yanında tereyağlı pirinç pilavı ve soğan piyazı bulunuyor. İçli köfte ve portakalı irmik helvası gibi tatlı seçenekler de menüdeki yerini alıyor.

Zerdeçallı sütlac ve Maraş kesme dondurma gibi tatlılar ise her mevsimde tercih edilebilecek lezzetler arasında.

Üsküdar Köftecisi, geleneksel lezzetleri modern bir sunumla harmanlayarak, her bir müşterisine unutulmaz bir gastronomi deneyimi sunmayı hedefliyor. İstanbul Üsküdar Gastronomi sokağına yolunuz düşerse, bu lezzet durağı Üsküdar Köftecisi’ne uğramayı, bu lezzetlerden birini tatmayı ve ziyaret etmeyi unutmayın.

0216 334 4353 - 05013534353

 Aziz Mahmut Hüdayi, Balgün Han, Uncular Cd. No: 29/A, 34266 Üsküdar/İstanbul

 

15 Temmuz 2024 Pazartesi

İSTANBUL'DA 30 YILLIK ABOOOV KEBAP SERÜVENİ

ABOOOV Markası altında lezzetler kalite hep aynı

ABOOOV, İstanbul'da kebap denince akla gelen ilk isimlerden biri olarak 30 yıllık bir lezzet serüvenine sahip. Bu serüven, babalardan amcalara, oradan da ikinci kuşağa uzanan bir aile geleneğiyle devam ediyor. 

İlk olarak Avrupa yakasında Seyrantepe'de başlayan ABOOOV hikayesi, zamanla şubeleşerek genişledi ve kendi mekanlarının sahibi oldular.

ABOOOV Atalar kurucusu Mehmet Usta'nın açtığı bu lezzet durağı, şimdi Cihan Usta'nın ellerinde müşterilerine hizmet veriyor. 22 yıldır aynı yerde hizmet veren ABOOOV, Adana lezzetlerini İstanbul'a taşıyarak, Adana'ya yakışır kebaplar sunmaya devam ediyor.

İkinci kuşak işletme sahibi Cihan Özel, 15 yaşından beri bu mesleğin içinde olup rahmetli babası Mehmet Usta’nın bırakmış olduğu mekanı ABOOOV Atalar şubesini yaşatıyor. Babası, amcaları ve kuzenleriyle birlikte ABOOOV çatısı altında çalışarak, markanın adını ve kalitesini yaşatmaya devam ediyor.

Cihan Özel, "Biz kebap çeşitlerini çok çeşitli tutmuyoruz. Sade et şiş, ciğer, kıyma kebabı, acılı, acısız ve yaprak kanat olarak yapıyoruz. İsteyene patlıcan kebabı taze taze yapıyoruz. Kendi el yapımı çiğ köftemiz, yayık ayranımız ve Adana'dan getirdiğimiz şalgamımız var. Salatalarımız ve mezelerimiz bize özeldir," diyor.

Tatlılardan ise güveçte fındıklı el yapımı Hamsiköy sütlacı ve kendi el yapımı künefesi ile müşterilerine unutulmaz bir tatlı deneyimi sunuyor. ABOOOV, 30 yıllık lezzet serüvenini aynı kalite ve özenle devam ettiriyor. 

ABOOOV ATALAR ŞUBESİ

Üsküdar Cd. No:51/1, 34862 Kartal/İstanbul

Telefon: (0216) 473 38 82

 

Denizcilikte Gemi İnsanlarının Vize Sorunu Önemli Ve Öncelikli Bir Konu

Gemi insanları, dünya ticaretinin can damarı olarak kabul edilen sektörde önemli roller üstlenirken karşılaştıkları çeşitli zorluklarla da dikkat çekiyor. Cruise ve Mega yat sektörlerinin de Pandemi sonrası büyümesinin etkileri ile denizcilikte 2025 yılında 1,5 milyon gemi insanlarının denizde istihdam edilmesi bekleniyor. Vize politikalarının neden olduğu sıkıntıların personel istihdamında ciddi sorunlara yol açtığını vurgulayan Camelot Maritime Genel Müdürü Gürbüz CAN, ‘’Gemi İnsanlarının gemiye katılımları ve yurda dönüşleri için uluslararası seyehatler sırasında karşılaştıkları vize engellerinin kaldırılması, denizciliğe ve ekonomiye ciddi bir katkı sağlayacak.’’ dedi. 



Gemi insanlarının karşılaştıkları sorunlar münferit hadiselerin ötesinde genel bir durum halini almıştır. Yurtlarına iade edilemeyen Gemi İnsanları zaman zaman kontrat sürelerinin çok üzerinde gemilerde çalışmak zorunda kalmaktadır.  Avrupa'da, 2020 yazında sınırlı turizm faaliyetlerinin yeniden başlamasıyla birlikte, AB üyesi olmayan Gemi İnsanlarının vize işlemlerinde bazı iyileşmeler kaydedilmişse de hala büyük zorluklar yaşanmaktadır. AB Schengen Bölgesi'ne seyahat eden Gemi İnsanlarının çoğu için konsoloslukların sınırlı kapasiteleri ve karmaşık başvuru süreçleri büyük engeller oluşturmaktadır.



Uluslararası Gemi Operasyonlarının Sürdürülebilir Olması
Denizcilik sektöründeki sivil toplum örgütlerinin etkili lobileri sayesinde Gemi İnsanlarının vize sorunlarını en aza indirmeye yönelik ileri görüşlü politikalar geliştiriliyor. Denizci bir ülke olarak, İngiltere'nin denizciler için vize aramaksızın “ok to board” yazısı ile İngiltere limanlarında gemiye katılacak Gemi İnsanlarına seyahat imkânı sunması, sektördeki personel değişim krizinin yönetilmesinde önemli bir örnektir. Bu politikalar, Gemi İnsanlarının gemiye katılımlarını ve yurtlarına dönüşlerini kolaylaştırarak sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları hafifletmeye yardımcı olmaktadır. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Gürbüz CAN, ‘‘Gemi işletmelerinde vize sorunlarının azaltılmasına yönelik ileri görüşlü politikalar, denizcilik sektöründe önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Sivil toplum örgütlerinin etkin lobi çalışmaları, denizcilerin uluslararası gemi operasyonlarını sürdürülebilir hale getirmek için önemli rol oynamaktadır.’’ dedi.  CAN, bu çalışmaları memnuniyetle karşıladığını belirterek, Gemi İnsanlarının gemiye katılış, yurtlarına dönüş süreçlerinin kolaylaştırılması konusunda STK’ların dayanışmasını vurgulayarak, Gemi İnsanlarımızdan uluslararası arenada daha fazla faydalanabilmemiz için daha fazla STK’ların daha fazla çalışması, güç birliği yapması ve çözüm üretmesi gerektiğini belirtti.

 ‘’Vize Sorunlarıyla Mücadele İçin Kanıt Gerekiyor’’
Gemi işletmeleri, uluslararası alanda vize sorunlarıyla etkin bir şekilde mücadele edebilmek ve kalıcı çözümler bulabilmek için bakanlıklara doğru ve detaylı bilgiye dayalı raporlar sunma çağrısında bulunuyor. Schengen ülkelerindeki vize başvurularının aracı kurumlarla yaşanan sorunlarıyla ilgili belgelerin sunulması gerekliliğini belirten CAN, ‘‘Schengen ülkelerinde vize başvuruları sırasında yaşanan aracı kurumlarla ilgili sorunlar, sektör temsilcileri tarafından belgelenmiş durumda. Bu konuda doğru ve detaylı bilgiye dayalı raporların bakanlıklara sunulması, mevcut yasal düzenlemelerin iyileştirilmesi, daha adil ve etkin bir vize süreci için gerekli yükümlülüklerin oluşturulması gerekiyor. Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde firmaların haklarını korumada yetersiz kalması, Gemi İnsanlarının vize işlemlerinde zorluk yaratıyor.’’ şeklinde konuştu. 



Yeşil Pasaport ve Vize Kolaylığı Çağrısı
Denizci Ülke Denizci Millet kampanyası kapsamında 1 milyon amatör denizci eğitirken, profesyonel denizcilerimiz için halen uluslararası seyahat sorununu ortadan kaldıramadığımızı belirten Camelot Maritime Genel Müdürü Gürbüz CAN, bu sorunu çözmek için ilgili tüm STK’lar ile destek vermeye hazır olduklarını belirtirek şu iki çözüm önerisini ilettirken: “Sadece Sektörün bir kademesindeki insanlara Yeşil Pasaport talep edilmesini doğru bulmuyorum ve desteklemiyorum” dedi:

1- Son beş yıl içerisinde 3 yıl deniz hizmetini ve denizcilik şirketlerinde hizmetini belgeleyen Gemi İnsanlarına Yeşil Pasaport sağlanabilir.

2- Son beş yıl içerisinde 3 yıl deniz hizmetini belgeleyen Gemi İnsanlarına ve denizcilik şirketlerinde hizmetini belgeleyen Gemi İşletme yetkililerine vize kolaylığı sağlanması için ilgili devletlerle anlaşma yoluna gidilebilir. Bunların haricinde Yurtdışı uçuş personelinin yabancı Ülkelere seyahatlerinde uygulanan prosedür ve vize kolaylığının incelenerek aynı uygulamaların Gemi İnsanlarına da sağlanabilir. Bunların çok zor şeyler olmadığını ancak Türk denizciliği önünde çok büyük engel olduğunu vurgulayan CAN, “Bu milli meselenin çözümünde rol alacak herkesin ülke denizciliğine ve ekonomisine ciddi katkı sağlanmasında payı olacağını belirtmek isterim.” açıklamasını yaptı.  Türkiye’nin turizm sektöründe ve turizm personeli yetiştirme konusunda çok yol katettiğini belirten Gürbüz CAN, “Turizm otelcilik, Aşçılık okulu mezunlarının ve otellerimizde çalışan tecrübeli turizm personelinin Cruise ve Mega Yat sektörü için bulunmaz bir cevher olduğunu belirterek, seyahat sorunlarının aşılması daha çok Gemi İnsanı istihdam etmemiz anlamına geliyor.

"Türk Denizcilerinin Önündeki Engelleri Kaldırmalıyız"
Gemi İnsanlarının ülkeye ciddi döviz girdisi potansiyeli oluşturduğunu belirten ve aynı zamanda Türkiye Denizcilik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Gürbüz CAN, Filipinli denizcilerin ülkelerine yıllık 10 Milyar USD üzerinde döviz girdisi sağladıklarını dile getirerek bu sorunu denizciliğin ve ekonominin gelişmesine katkı sağlayacak milli bir mesele olarak ele almamız gerektiğini belirtti. Can, ‘‘Her yıl güverte ve makine bölümlerinden istihdam edilmek üzere 1100 uzak yol zabiti, 1000 zabit ehliyetini alıp profesyonel hayata atılıyor. Dolayısı ile seyahat engellerinin kalkmasının Türk armatörü ve işletmecisine istihdamla alakalı bir zarar getireceğine inanmıyorum.’’ dedi. Aksine seyahat engellerinin kalkmasının ülkemizde okullardan mezun olan öğrencilerin staj sorununa da katkı sağlayacağını inandığını belirten CAN, “Uluslararası Denizcilik var diyebilmemiz için Gemi insanlarımızın önünü açmalıyız ki, edindikleri tecrübeleri ve yenilikleri ülkemize daha fazla katma değer olarak sunmalarını sağlamış olalım” dedi ve ekledi, ‘‘Tüm STK’ları konu ile ilgili çözüm önerileri üretmek üzere bir araya gelmeye davet ediyorum.’’


Geleceğin Yeni Donanımı İnsan 

Teknolojik gelişmeler, hem ülkemizde hem de dünya genelinde hız kesmeden devam ederken, yazılım sektöründeki değişimler ise dikkatleri çekiyor


Yazılım teknolojileri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Uyumsoft Yatırım Hizmetleri Genel Müdürü Özlem İkiz Arın, şunları söyledi: “Bugün, son kullanıcılar olarak, cihazlara ihtiyacımız olduğunu varsayıyoruz. Ancak 50 yıl önce böyle bir varsayımımız yoktu. Gelecekte ise donanımlar kalmayacak. Örneğin, taşınabilir cihazların yerini, giyilebilir cihazlar ve bir süre sonra da çipler alacak. Çipler de daha sonra yerini frekans iletişimine bırakacak ve yani geleceğin yeni donanımı ve iletişim aracı bizzat insanın kendisi olacak. Gelecekte, bizim kişisel verilerimiz, deneyimlerimiz, dijital ayak izlerimiz ve frekanslarımız yeni veri setlerimiz olacak ve her şey bunun üzerine inşa edilecek.”  dedi.

Yapay Zekâ, Nesnelerin İnterneti (IoT), Blockchain ve Robotik Proses Otomasyonu gibi yenilikçi teknolojilerin günlük hayatımızda giderek daha fazla yer edindiğini ve yıkıcı teknolojilerin hayatımızın her alanını kolaylaştırırken aynı zamanda ticari hayatta da önemli değişim ve gelişmelere neden olduğunu kaydeden Özlem İkiz Arın, Uyumsoft olarak bu gelişmeleri güçlü bir ar-ge ekibi ile stratejik olarak izlediklerini ve inovasyon çalışmalarını yaptıklarını  ifade etti. 

Anadolu'dan Globale Yazılım Hizmeti 

Üretimde nitelikli işgücü açığının ülkenin önemli bir başlığı iken, tüketimde teknolojiye uyum hızının oldukça iyi olduğu ifade eden Özlem İkiz Arın, “Herkesten önce inovasyon” konsepti bulut teknolojilerde sektör öncüsü olarak Uyumsoft’un 3 kez Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’in İnovaLİG inovasyon liderleri arasına seçildiğini açıkladı. 2015 yılından itibaren “Anadolu’dan Globale Yazılım Hizmeti” konseptini sahiplendiklerinin altını çizen Özlem İkiz Arın, şunları anlattı: “Uyumsoft olarak bizler, Anadolu’nun ne kadar güçlü şeyler ürettiğini biliyoruz ve bu yüzden diyoruz ki, Anadolu dezavantajlı bir alan değildir. Kimsenin kullanmaya cesaret edemediği bir potansiyeldir. Bu nedenle ekiplerimizi bu coğrafyada istihdam ediyoruz veya bu coğrafyadaki üniversiteler ve şirketlerle güçlü işbirlikleri kuruyoruz. Uyumsoft olarak bizler, yerli ve global müşterilerimizin işletme verilerini ve ticari süreçlerini verimli yönetmelerine liderlik ederken, 15 ülkede 150 binin üzerindeki müşterimize Liox ERP, kurumsal iş yazılımları, e-dönüşüm, Regtech, Fintech ve bulut çözümlerine ait müşteri desteğimizi, danışmanlık ve yazılım alanındaki hizmetlerini 700’den fazla kişi ile Anadolu’dan sürdürüyoruz.” diye konuştu. 

“Dünyada Yatırım Yapılan Şirketlerin Yüzde 60'ı Teknoloji Şirketi”

Artık yazılımın ürün fark etmeksizin her alana nüfus ederek hayatımızın içinde olduğunun altını çizen Özlem İkiz Arın, konuşmasına şöyle devam etti: “Günlük hayatınızda neye bakarsanız bakın, içinde yazılım var. Etrafınızdaki her ürünü üreten makinenin içinde bir yazılım bulunuyor. Dolayısıyla, yazılımın olmadığı bir dünya kalmadı. Bu durumda da yazılım artık bir sektör değil; sektörler üstü ana sektör konumunda. Dünyada yatırım yapılan tüm şirketlerin yüzde 60'ı teknoloji şirketi. Dünyada şu anda sadece yazılımın 5 trilyon dolarlık bir hacmi var ve bu rakam dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 5'i demek. Türkiye’deki oranımız yüzde 2,5 ve bu oran yeterli değil ama çok kıymetli. Bizim dikeylerimizin başarıları daha yüksek. Örneğin, şu anda dünyaya oyun ihracatında birinci sıradayız. Başka parametrelerle üçüncü, beşinci sırada olduğumuz istatistikler var ve birçok alanda ilk sıralarda konumlanabiliyoruz. Kısaca artık teknoloji, tüm sektörler açısından birinci öncelik oldu ve bu gelişme dünyada da, Türkiye’de de devam edecek. Türkiye’nin lokomotif sektörü olarak yıllardır inşaat ve turizm gibi sektörleri konuştuk. Bence artık bu döngü değişiyor ve bizler yazılım sektörü olarak ilk sıraya oturmak için hazırız.” şeklinde konuştu. 



10 Temmuz 2024 Çarşamba

QUEEN ROOF: İSTANBUL'UN YENİ GÖZDESİ

İstanbul'un kalbinde, göz alıcı bir manzaraya sahip Queen Roof, mekan sahibi Teo Demir'in ve organizatör Melissa Sim Erbil (J. Noah Ent.) işbirliğiyle, şehrin en yeni ve en gözde latin dans mekanlarından biri olarak kapılarını açtı.Queen Roof mekanın adına yakışır bir kraliyet ailesi ve kraliçelere layık dekorasyonu ile dikkat çekti. Misafirlerine sadece muhteşem bir atmosfer sunmakla kalmayan Queen Roof, inanılmaz şovları ve enerjisiyle de unutulmaz anlar yaşattı.Teo Demir, mekanın her detayına özen göstermiş ve konuklarını ağırlamada üstün bir misafirperverlik sergilemiş. Melissa Sim Erbil ise, J. Noah Entertainment bünyesindeki organizasyon yeteneğiyle etkinliği başarıyla yönetti. İstanbul sosyal hayatının yeni buluşma noktası olan Queen Roof sadece dans geceleri ile kalmayıp her çesit sanat, cemiyet ve sosyetenin uğrak yerlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyo

Teo Demir, işletmeci olarak, mekanın her detayına özen göstermiş ve konuklarını ağırlamada üstün bir misafirperverlik sergilemiş. Melissa Erbil ise, J. Noah Entertainment bünyesindeki organizasyon yeteneğiyle etkinliği başarıyla yönetti. İstanbul sosyal hayatının yeni buluşma noktası olan Queen Roof, sanat, cemiyet ve sosyetenin uğrak yerlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle olduğu kadar dinamik sosyal hayatıyla da dikkat çekiyor. Bu şehrin kalbinde, Dedeman İstanbul'un en üst katında yer alan QUEEN Roof, bu gece unutulmaz bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Queen Roof, Teo Demir'in işletmeciliğinde ve Melissa Erbil'in organizasyonuyla düzenlenen SALSA gecesi, dans severler için adeta bir şölen niteliğindeydi.

Açık hava ve büyüleyici İstanbul manzarası eşliğinde, salsa ritimleri geceye damgasını vurdu. İlk kez gerçekleştirilen bu etkinlikte, otel misafirleri lezzetli yemeklerin tadını çıkarırken, aynı zamanda eğlencenin de tadını çıkardılar.

Salsa hocaları ve öğrencileri, bu özel geceye katılarak atmosferi daha da canlandırdılar.

Barış Asan liderliğindeki Sondance Academy, Ümit Yılmaz ve Alper Büyükbaş gibi deneyimli eğitmenler, Özkan İnal ve Güliz Baltalı'nın Afrocubanos ekibi, geceye Latin Amerika'nın sıcak esintilerini taşıdı.

 

Dj'ler Mustafa Fıçıcıoğlu ve Cemil Doğan'ın müzikleriyle salsa tutkunları, İstanbul'un ışıkları altında dans ettiler. Gece geç saatlere kadar devam eden bu salsalı gece, katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı. İstanbul'un sosyal hayatında yeni bir sayfa açan bu etkinlik, şehrin kültürel çeşitliliğine ve renkli gece hayatına katkıda bulunuyor.

QUEEN Roof, bu tür organizasyonlarla İstanbul'un en gözde mekanlarından biri olmayı sürdürüyor. Salsa gecesi, hem yerel halkın hem de şehri ziyaret eden turistlerin ilgisini çekiyor ve İstanbul'un uluslararası alanda da tanıtımına katkı sağlıyor.

 

Bu tür etkinlikler, İstanbul'un sadece tarihi ve doğal güzelliklerle değil, aynı zamanda canlı sosyal etkinliklerle de ziyaretçilerine eşsiz deneyimler sunabileceğinin bir kanıtı. Dedeman İstanbul'un QUEEN Roof da düzenlenen salsa gecesi, şehrin sosyal takviminde önemli bir yer tutmaya aday görünüyor. Gelecek etkinlikler için gözlerimizi açık tutalım ve İstanbul'un ritmini hissetmeye devam edelim.