Kerem Köfteoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kerem Köfteoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Temmuz 2015 Cumartesi

Turizmin eskimeyen yıldızı Akçakoca TUYED üyelerini ağırladı

Karadeniz kıyısındaki Akçakoca doğaya çağırıyor
Bodrum, Marmaris, Alanya, Çeşme gibi Ege ve Akdeniz’in popüler tatil merkezleri pek bilinmezken, Akçakoca önemli bir turizm merkeziydi. 1980’de başlatılan turizm hamlesiyle birlikte Antalya ve diğer turistik bölgelerin öne çıkmasıyla Akçakoca adı unutulmaya yüz tuttu. Turizmin eskimeyen yıldızı Akçakoca’yı yeniden canlandırmak isteyen Akçakoca Belediyesi, Akçakoca Ticaret ve Sanayi Odası ile Hemşin Köyü Muhtarlığı, Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği’nin (TUYED) yönetimini ağırlayıp bölgelerini tanıttılar. 


TUYED heyeti Fakıllı Mağarası’nı gezip Beyören Köyü’nde geleneksel karakucak güreşlerini izledi. Bölgeye özgü kiremitte balık, dağ çileği, melengücceği ile Laz böreği tatlısı gibi yerel lezzetleri tattı. Heyet, Hemşin Köyü’ndeki bayram şenliklerinin ardından köyün 600 rakımlı tepesinde, Karatavuk Kalkındırma Kooperatifine ait köy doğayla baş başa köy evlerinde konakladı. İşte TUYED heyetin gözünden Karadeniz’in kıyısındaki Akçakoca gezisinin ayrıntıları:


Fakıllı Mağarası
İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlere ortalama 2,5 saatlik uzaklıkta bulunan Düzce’nin Akçakoca ilçesi, gezginlere doğa, rafting, mağara, kültür, deniz ve gastronomi alanlarında geniş seçenekler sunuyor. UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde yer alan ilçenin tarihi Ceneviz Kalesi'nde yenileme çalışmalarına gelecek yıl başlanacak. Çalışmaların 2017’nin yazında bitirilmesi ve kültür gezginlerine tarihi kaleyi doya doya gezme imkânı sunulacak.  Sunulan diğer seçeneklerden biri de ilçenin 8 KM güney doğusunda bulunan Fakıllı Mağarası. Birinci Derecede Sit alanı olarak tescillenen mağaranın toplam uzunluğu 1017, ziyarete açık alanı ise şimdilik 350 metreyi buluyor. Yapılan çalışmaların tamamlanması halinde gezilebilecek alanın daha da genişletileceği belirtiliyor. Doğal özellikler taşıyan mağaranın içinde çeşitli yönlere giden galeriler, sarkıt ve dikitler bulunuyor. Özellikle beyaz oda olarak anılan bölgeler damlataş bakımından zengindir. Çok dönemli gelişimi karakterize eden şekil ve yapılara sahip olan Fakıllı Mağarası yarı aktif bir mağara olarak tanımlanıyor. 


Hemşin Köyü
Hemşinliler, Akçakoca’ya Rus Savaşı sırasında Artvin’den gelip yerleşmiş. Günümüzde Hemşinlilerin bir kısmı hala Rusya’da yaşıyor. Türkiye’ye gelenler Müslüman olmuş, Rusya’da kalanlar ise Hıristiyan olarak yaşamlarını sürdürüyor. Akçakoca’ya 15 km. mesafede bulunan ve 1877 yılında Osmanlı Rus savaşı ardından Artvin’den gelen Hemşinlilerin kurduğu köyde tarihi Hemşin Köyü Camii bulunuyor. Birinci katında taş işçiliği örneği, ikinci katında ise çantı tekniği kullanılarak inşa edilen camii 150 yıla yaklaşan bir geçmişe sahiptir. Minaresinin de ahşap olduğu Hemşin Camii mihrap ve minberi, tavan işçiliği ile dikkat çekiyor. Hemşin’e giderseniz köy meydanında horon oynamayı, muhtarıyla sıcak çaylar eşliğinde sohbet etmeyi ve bölgeye özgü Hemşin armudunu ile Karayemiş’i dalından koparıp tatmayı unutmayın. 

Mahalle Pazarı’nda alışveriş yapın
Yerel ekonomiye katkınız olsun istiyorsanız Yukarı Mahalle Pazarı’na mutlaka uğramalısınız. Burada sizi halkın bahçesinde üretip, dalından kopardığı meyve-sebzelerden, ev hanımlarının kendi elleriyle yaptığı melengücceği, Laz böreği tatlısı, erişte, dağ çileği reçeli gibi birbirinden güzel lezzetlerin sizi beklediğini unutmayın. Mahalle Pazarı yaz sezonu boyunca hafta sonları kuruluyor.
Burayı gezerken yöreye özgü tarihi dokuyu hissedip bölgeye özgü mimari hakkında da bilgi alacaksınız. Yorulduğunuzda içeceğiniz bir fincan çay ve kahve yorgunluğunuzu alıp güzel bir ortamda soluklanmasına yardımcı olacaktır.

Sahil ve plajlar  
Akçakoca’nın 35 Km. bulan sahili boyunca çok sayıda kumsallı plaj bulunuyor. Kent merkezindeki Martı, Tersane, Bulaklı, Köy Hizmetleri, Değirmenağzı, Çınaraltı ve Çuhallı Çarşı plajları yaz aylarında yoğun rağbet görüyor. Nitekim Akçakoca Belediye Başkanı Cüneyt Yemenici, ilçenin Ramazan Bayramı’nda ziyaretçi akınına uğradığını, otel ve pansiyonlar yüzde 100 doluluk oranına ulaştığını söylüyor. İlçenin İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde yaşayanların ilgisi çektiğini ifade eden Yemenici, “Bayram tatili dolayısıyla ilçe nüfusu 4 kat artarak 130 binlere yaklaştı” diyor.
Deniz turizmi keyfini çıkardıktan sonra Aktaş ve Sarıyayla şelalelinin doğa sesi ve yeşilin her tonuyla bezenmiş görsel şöleni kaçırmayın deriz. Kurugöl Kanyonu’nda sizi zorluk dereceği orta ve ortanın üstü diye tanımlayabileceğimiz yürüyüşler bekliyor. Yürüyüş bazen sizi zorlasa da yolun sonuna kadar çıkarak şelalenin sunduğu görsel şöleni yaşayıp fotoğraflarını çekmenizi öneriyoruz. 

1 Şubat 2014 Cumartesi

Saros Körfezi ve Turizm İstanbul’daki panelde ele alındı


                                   
30 Ocak 2014 Perşembe günü İstanbul Büyükçekmece Atatürk Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen panelde Saros Körfezi ve turizm konuşuldu.


Saat 15.00’te başlayan panele Turizm Yazarları Derneği (TUYED) Başkanı Kerem Köfteoğlu, www.turizminsesi.com Genel Yayın Yönetmeni Bora Özgen, Avukat Mesut Kavak ve KTSO Turizm Komitesi Grubu Başkanı Mustafa İşçimen konuşmacı olarak katılırken,panelin modaretörlüğünü ise  Keşanlı Yönetici ve İşadamları Derneği (KEYİAD ) Başkanı ve “Ekonomide Ufuk Turu” Programı Yapımcısı Ahmet Eler yaptı.Köfteoğlu, “Turizmde Markalaşma ve Kriterleşme” konusunda, Özgen, “Turizmde Reklamın Önemi ve 2014 Vizyonu”, Kavak “Turizm Hukuku” ve İşçimen’de “Saros’da Beklentiler” konularında açıklamalarda bulundular.

KEREM KÖFTEOĞLU
Köfteoğlu, 2013 Yılında 1 milyar 82 milyon kişinin seyahat ettiğini belirterek “Bu rakam 2012 yılına göre 52 milyon kişinin daha fazla seyahat ettiği anlamına geliyor. Dünyada en çok turist alan sayılar arasında Türkiye 6.sıradaki yerini koruyor.Fransa 1.sırada,ABD 2.sırada,Çin 3.,İspanya 4. ,İtalya 5. ve Türkiye’de 6.sırada bulunuyor. 2014 yılı için Dünya Turizm Örgütü’nün öngörüsüne göre her şeye rağmen özellikle batı ülkelerinin, Avrupa’da ekonomide karabulutların dolaşıyor olmasına rağmen, turizm anlamında % 4- 4.5 büyüme öngörülüyor. Türkiye 34 milyon turist 25 Milyar Dolar rakamına ulaştı. Bu yılki hedef inşallah ekonomi daha kötüye gitmez ama yılın başında konan hedef 36 milyon turist 36 milyon Dolar gelirdi. Dünyada da turizm 2020 yılında 1.5 milyar kişinin seyahat edeceği ve trilyonlarla ifade edilen bir turizm geliri elde edilmesi öngörülüyor. Turizmciler kaliteli hizmet vermek zorundadır. Markalaşmada turizmde çok önemlidir. Kentin hedefindeki yatırımcı ve turist profilinin belirlenmesi gerekir.Günümüzde artık şehirler markalaştı.Mesela insanlar Paris’e gidiyoruz, kimse Fransa’ya gidiyoruz demiyor.Ayrıca şehrin ruhunu yansıtan hediyelik eşyaların yapılması da önemli. Bazı yerlerde halen Çin malı hediyelik eşyaların yapıldığını görüyoruz”dedi.



BORA ÖZGEN
Köfteoğlu’ndan sonra söz alan Özgen’de şunları söyledi “Ben sık sık Keşan’ı ziyaret ederek ferstivallere katıldım. Windsurf yarışlarını izlemek için gittim.Saros Körfezi’nin güzelliklerini gördüm.Botanik bahçelerde yetişen ürünleri gördüm.Edirne’nin bir tava ciğeri var.Keşan’ın satır eti var.Bunu markalaştırdılar. İpsala Pirinci var, bunu da markalaştırma anlamında çalışmalar yapıldığını öğrendim.Markalaşma Edirne turizmi adına çok iyi olacaktır.İnternet turizmde çok önemli.Bugün EMİTT Fuarı’nda Edirne Turizm İl Müdürlüğü’nün standının olmadığını öğrendim.Keşke Edirne adına da bir stand olsaydı.Edirne Turizmnini ve Trakya Turizmini birlikte ele alsalardı çok daha iyi olacaktı diye düşünüyorum”


AV MESUT KAVAK
Özgen’den sonra söz alan Kavak’da,turizmde erken rezarvasyon uygulamasının yapıldığını belirterek “Altı ay önce rezarvasyonu yaptıran kişi hotele bir gidiyor.Hotelin yerinde yeller esiyor.Ya da herhangi bir rezarvasyonu yok.Dolayısıyla tatilci mağdur oluyor ve bu mağduriyetin o anda giderilmesi gerekiyor.Aksi takdirde Edirne’den kalkıp Antalya’ya tatile gitmişi bir vatandaşın Edirne’ye döndükten sonra zararının giderilmesi de çok fazla anlam taşımıyor.Turizmciler aslında baktığınız zaman hayal satıyorlar ve bu hayali gerçekleştirmekle yükümlüler.Turizmcilerin kendileriyle ve tüketicilerle yaptıkları sözleşmelere diğer meslek gruplarından daha fazla özen göstermek zorundalar.Bugün sosyal medyada turizm tesisleri için yapılan kötü yorumlar bir çok müşteri kaybına neden oluyor” dedi.


MUSTAFA İŞÇİMEN
Panelde son olarak konuşan İşçimen’de Saros’da ki turizm işletmelerinde bir yenilenmeye gidilmesini belirterek , “Saros’da son dönemde Ramazanla ilgili gündeme gelen Ramazan’da bu iş yapılamaz şeklindeki önyargı için ben böyle düşünmüyorum. Bu önyargı değişiyor. Artık Sarso’da alternatif turizm gelişmeli. Mesela su altı turizmi, doğa turizmi ve eko turizmin canlanması gerekiyor.Saros’da Dünyanın ilk Su Altı Tarihi Müzesi’ni gerçekleştiriyoruz.Türkiye’nin değil dünyanın ilk Su Altı Tarihi Müzesini yapıyoruz bunu özellikle vurguluyorum.Yapay Resif projesi var. Lakin üzülerek bakıyoruz hiçbir destek alamıyoruz.Sadece belli kurumların,işletmelerin ve bölge halkının ufak ufak destekleriyle bu proje yürüyor.Siz Çanakkale Savaşları’nın bir ufak enstantanesini suyun altına heykellerle yapmaya çalışıyorsunuz.Bu hakikaten büyük bir proje.Baktığınızda proje 2-3 milyon TL’lk bir proje.Ama biz bunu kısık kaynaklarla yapmaya çalışıyoruz.Özellikle Turizm bakanlığı Altyapı fonundan bir destek alamıyoruz.Baktığınızda bir altyapıdır bu.Bir alternatif turizm için oraya atacağınız bir geminin maliyeti bir altyapıdır.Tabi bu altyapı desteklerini alamıyoruz.Bunu üzüntü ile karşılıyoruz. Ama çözeceğiz, bir şekilde biz inandık.Biz Saros’u bir yerlere getireceğiz.Sıkıntı ayrıca tesisleşmenin olmaması.Bunun nedeni biliyorsunuz 2006 yılında Saros Koruma ve Gelişme Bölgesi ilan edildi.7 yıldan bu yana bu Koruma ve Gelişme Bölgesi Turizm alanına dönüşemedi.Dönüşemeyince teşvikler açılamadı.Teşvikler açılamayınca yatırımcı o bölgeye uzak durmaya başladı.Bu konuda büyüklerimizden bir destek bekliyoruz.Saros Turizm alanına açılmalı.1/25 binlik master planlar tamamen artık ortaya çıkmalı.Hangi bölgenin turizm alanı hangi bölgenin sosyal alan , hangi bölgenin ticaret alanı olduğunu biz bilmeliyiz ve ona göre yatırım yapmalıyız.Bir arsa alacağız ama bu alanın durumunu tam olarak bilemiyoruz.Turizmde son yıllarda bir de Saros’a niye mavi bayrak alamıyoruz diye sorular var. Evet Saros Körfezi çok temiz.Mavi Bayrak’ın biz de olmasına ben de katılıyorum.Mavi bayrak olması demek sadece denizin temizliğine verilen bir ünvan değil.Mavi bayrak alabilmeniz için denizin temiz olmasının yanında , plaj,plaj arkası hizmetlerinizin ve sosyal aktivitelerinizin de aynı düzende olması gerekir.Bunların hepsi bir arada da olursa Mavi Bayrak’ı alabiliyorsunuz.Ayrıca son zamanlarda bir eksikliğimizi hissetmeye başaldı. Saros’un bir logosu yok.Saros’un artık bir logosu olmalı.İnsanlar o logoyu görünce Saros Körfezi akıllarına gelmeli.Bu da bir markalaşmanın başlangıcıdır diye düşünüyorum”şeklinde konuştu.
Panel, Tek Rumeli TV’de Ahmet Eler’in hazırlayıp sunduğu “Ekonomide Ufuk Turu” adlı programda 1 Şubat 2014 Cumartesi günü saat 20.00’de yayınlanacak.