15 Mart 2014 Cumartesi

Riva ve Overmarine-Mangusta teknelerinin Türkiye’deki temsilcisi Ultramar, Süzer Grubu’ndan yatırım aldı Ultramar ve Süzer Grubu Türkiye’de lüksü yeniden tanımlıyor



Lüks motor yat denince hem performans hem de tasarım açısından dünyanın en itibarlı markaları arasında gösterilen Riva ve Overmarine-Mangusta teknelerinin Türkiye’deki temsilcisi Ultramar, 2009’dan bu yana elde ettiği başarılara Süzer Grubu’ndan aldığı yatırım ile yenilerini ekleyecek.


Nihan Ertürk de Pessoa- Pardellas ve A. Gültekin Ertürk tarafından kurulan Ultramar, 2009’dan beri Türkiye’deki lüks tutkunlarını dünyanın tartışmasız en iyi yat markalarıyla buluşturuyor. Ultramar son olarak Türkiye’nin uluslararası rekabetteki temsilcisi Süzer Grubu ile prestijli bir ortaklığa imza attı. Lüks motor yat denince ilk akla gelen markalardan Riva ve Mangusta’nın Türkiye distribütörü Ultramar yeni ofisi için de İstanbul’un en merkezi ve itibarlı lokasyonlarından biri olan Süzer Plaza’yı tercih etti.

Nihan Ertürk de Pessôa-Pardellas, Süzer Grubu’ndan aldıkları yatırımla güçlerine güç katacaklarını belirtti, “Bu şekilde denizcilik sektöründeki varlığımızı pekiştireceğimizden eminiz. Nasıl ki distribütörü olduğumuz markalar tüm dünyada lüks yat denince ilk akla gelen isimlerse, biz de Türkiye’de bu sektörde herkes tarafından tanınan bir marka olmayı hedefliyoruz” dedi.

Süzer Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Baran Süzer ise konuyla ilgili, “Süzer Grubu olarak her biri kendi sektörlerinde dünya çapında lider olan firmalarla birçok ortaklık yapıyoruz. Bunlara son olarak Ultramar eklendi. İtibarlı markaları ülkemize taşıyan Ultramar, Süzer Grubu olarak bizlere de dinamizm getirecektir” dedi.

Riva: Tüm zamanların en mükemmel teknesi
Her modeli bir efsane halini alan Riva, geleneksel çizgilerle inovasyonu en mükemmel şekilde birleştiriyor. Gerçek bir lüks ikonu olan Riva tekneleri İtalya’daki Sarnico ve La Spezia tersanelerinde butik olarak üretiliyor ve saf İtalyan asaletini temsil ediyor. 2000 yılında Ferretti Group’un satın aldığı marka, sanat ve zanaati, tutku ve yaratıcılığı 172 yıllık tecrübe ile birleştiriyor. Tüm zamanların en mükemmel teknesi olarak bilinen Riva, klasikleşmiş birçok filmin de başrolündeydi. Riva sahipleri yalnızca kaliteli bir yat sahibi olmuyor; Riva ailesinin de bir parçası oluyor. Bridgette Bardot, Sophia Loren, Peter Sellers, Prensi Rainier ve George Clooney bu ailenin fertlerinden sadece bazıları.

Overmarine-Mangusta: En hızlı open tekneler, lüksün modern tanımı
1985’ten beri, bir aile şirketi olan Overmarine Group tarafından üretilen Mangusta’lar inovasyon ve teknolojiyi lüksün hizmetine sunuyor. İtalya’nın önde gelen ailelerinden Balducci’lere ait tersanelerde hayat bulan ve butik üretim yapılan bu teknelerde, detaylara ve işçiliğe azami özen gösteriliyor. Zarafet ve modernitenin en mükemmel şekilde harmanlandığı Mangusta’lar dünyanın en hızlı open tekneleri olarak nam salmış durumda. Teknelerin lakabının ‘denizlerin Ferrarisi’ olması da bu yüzden. Üretim felsefesini performansla şekillendiren Mangusta’lar, denizlerde gücün de simgesi. Jet sosyeteye mensup isimlerin vazgeçemediği Mangusta’lar  Katar ve Bahreyn Kraliyet Ailesi yanı sıra Avrupa ve Amerika’dan birçok başarılı iş adamı ve girişimcinin, ayrıca Brad Pitt ve Leonardo DiCaprio gibi ünlü oyuncuların da tercihi oluyor.



Başarı Holding’den Türkiye’nin İlk Ve Tek Yerli Dijital Takograf Cihazı


Artık Dijital Takografı Türkiye’de Üretiyoruz….
Dünya’da Halen Üretilmekte Olan Sadece Üç Ürünün Avrupa Tip Onayı Var
Başarı Holding, Türkiye’nin ilk ve tek yerli dijital takograf cihazını pazara sunmaya hazırlanıyor. Cihazlar “Avrupa Tip Onay”lı ve Avrupa Direktifi EEC No:3821/85’e uygun olarak Başarı Teknoloji’nin Ankara’daki fabrikasında üretiliyor.


Dünya’da “Avrupa Tip Onayı”na sahip üç cihazdan biri olma özelliği taşıyan ilk ve tek yerli üretim dijital takograf, uzun süren çalışmalar sonrasında zorlu bir test sürecinden geçti; onayları başarıyla tamamlandı.

Araçların ve sürücülerinin çalışma bilgilerini kaydederek, ilgili regülasyonlara uygunluğunun kontrolünü esas alan dijital takograf cihazları; sürücülerin çalışma/dinlenme sürelerini, araçların hız aşımlarını denetliyor. Özellikle polis ekiplerince yapılan kontrollerde takograf verileri esas alınıyor.

Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması –AETR- doğrultusunda, 2014 Haziran ayından itibaren araçlarda dijital takograf kullanımı zorunluluğu geliyor. Yük ve yolcu taşımacılığı yapan 3.5 ton üzeri kamyon ve çekiciler ile, sürücüsü dahil 9 kişi ve üzeri minibüs ile otobüsler dijital takograf takacaklar. Böylece karayolu trafik güvenliği için büyük önem taşıyan takograf cihazlarının manipülasyonu önlenmiş olacak.

Ülkemizde yük taşımacılığının %78’i ve yolcu taşımacılığının %91’i karayoluyla gerçekleştiriliyor. Karayolundaki kazaların %89’u sürücü hatalarından kaynaklanırken, sözkonusu kazalarda her yıl yaklaşık 4.000 kişi ölüyor, 250.000’in üzerinde kişi yaralanıyor, sakat kalıyor. Sadece 2012 yılındaki ölümlü/yaralanmalı kaza sayısı 150.000’in üzerinde gerçekleşti.

Konuyu değerlendiren Başarı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ferda Yıldız, “Başarı Holding olarak Türkiye’nin ilk yerli dijital takografını üretmenin gururunu yaşıyoruz. Bu üretimle hem istihdam yaratılmasına hem de cari açığın azaltılmasına katkı sağlayacağız; ayrıca yıllarca ithal ettiğimiz bu cihazları başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm bölge ülkelere de ihraç etmeyi hedefliyoruz. Öte yandan Türkiye, karayolu taşımacılığını en fazla kullanan ülkeler arasında, dolayısıyla dijital takografa geçiş karayolu trafik güvenliğinin de sağlanmasında önemli olacaktır” dedi.

Başarı Holding, 1989 yılında Ankara’da Başarı Elektronik adı altında kurulmuş olan ve telekomünikasyon sektörünün önde gelen firmaları arasında yer alan şirketler grubudur. Holding bünyesinde yer alan 11 şirket; Başarı Ticaret, Başarı Servis, Başarı Yayıncılık, Başarı Telekom, Başarı Mobile, Başarı Teknoloji, Başarı Kaan, Başarı M2M, Başarı Enerji, Helistar ve Kaan Air ile faaliyetlerine devam etmektedir. Pazara sunduğu yüksek teknoloji ürünleri ve katma değerli servisleri ile topluma duyduğu saygıyı ifade eden Başarı, “insan için teknoloji” yaklaşımıyla koşulsuz müşteri memnuniyetini sağlamayı ilke edinmiştir.

Dünyaya Olan Sevgini Göstermeye Var Mısın?


Başta iklim değişikliği olmak üzere gezegenimizin karşı karşıya olduğu çevre sorunlarına dikkat çekmeyi amaçlayan dünyanın en büyük çevre hareketi “Dünya Saati”, bu yıl 29 Mart Cumartesi akşamı gerçekleştirilecek. Dünyaya olan sevgisini göstermek isteyen herkes, dunyasaati.org’a girerek dünya için yapabileceği bir iyilik seçip değişimin bir parçası olacak.

Dünya Saati destekçileri, 29 Mart akşamı 20:30-21:30 saatleri arasında ışıklarını kapatmanın yanı sıra, dunyasaati.org sitesinden ünlülerin verdiği görevleri yerine getirip, her yıl Mart ayının son Cumartesi günü düzenlenen bu dev çevre hareketinin bir parçası olabilecek. Asuman Krause, Bade İşcil Süalp, Burçin Terzioğlu, Sarp Akkaya, Janset, Serdar Kılıç ve Tanem Sivar gibi ünlülerin destek verdiği ve insanları dünya için bir iyilik yapmaya çağırdıkları Dünya Saati, gezegendeki değişimin ancak tüm insanların bir araya gelmesiyle mümkün olduğunu ortaya koymayı amaçlıyor.

Dünya Saati, WWF’nin 2007 yılında Avustralya’da başlattığı, dünyanın en büyük çevre hareketi olma özelliğini taşıyor. 2013 yılında tüm dünyada 150’den fazla ülkede 7000’den fazla şehirde iki milyardan fazla insanın katıldığı Dünya Saati’nin Türkiye ayağında 12 sembolik yapı ışıklarını kapattı. Boğaz Köprüleri, Dünya Saati’nin Asya’dan Avrupa’ya geçişinin sembolü oldu. Bununla birlikte Galata Kulesi, Ayasofya Müzesi, Dolmabahçe Sarayı ve Saat Kulesi gibi tarihi yapılar Dünya Saati’nin Türkiye’deki diğer sembolleri arasında yerlerini aldı.

Dünya Saati’nin her yıl daha fazla kişiye ulaşan bir hareket olduğunun altını çizen WWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar “İklim değişikliğine dikkat çekmek amacıyla başlayan bu hareket, artık bir saatin de ötesine geçerek tüm çevre sorunlarının gündeme getirilebileceği, tüm yıla yayılan bir tartışma zemini yaratıyor. Kaynakların aşırı tüketimi ve buna bağlı oluşan kirlilik sebebiyle gezegenimizin kapasitesini aşıyor, sürdürülebilir bir gelecekten uzaklaşıyoruz. Tek evimiz olan gezegenimizi korumak için artık kaynakları, doğanın koşullarına ve sınırlarına göre yönetmek zorundayız,” dedi. Sürdürülebilir bir gelecek için, bireylerin, kurumların ve hükümetlerin bir araya gelmesi ve beraber hareket etmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Bayar “ Dünya Saati gezegenimizin sıkıntılarını dile getirmek ve çözüm önerileri sunmak için önemli bir fırsat yaratıyor,” diyerek devam etti.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak ise, bu yıl dunyasaati.org ziyaretçilerini bir sürprizin beklediğini belirterek “WWF-Türkiye olarak bu yıl Dünya Saati’nde herkesin dünyaya olan sevgisini gösterebilmesi için bir platform oluşturduk. Bu sayede herkes dünya için bir iyilik yaparak bunu diğer insanlarla paylaşabilecek. Dünya Saati, hep birlikte hareket etmenin gücünü sembolize eden ve toplumun tüm kesimlerine ilham veren bir hareket. Biz de insanların desteğinden güç alarak, Türkiye’de her yıl daha fazla insanı çözümün bir parçası haline getirmeyi amaçlıyoruz,” dedi.

http://dunyasaati.org

SÜRMELİ İSTANBUL HOTEL BALAYINA UÇURUYOR



Düğünleri destansı bir masala çeviren Sürmeli İstanbul Hotel, balayında çiftleri yurt dışına uçuruyor! Açıldığı günden itibaren, çiftlerin “Evet” diyerek aşklarını ölümsüzleştirdiği bu muhteşem mekan, kusursuz hizmet anlayışı ile unutulmaz anılara ev sahipliği yapıyor…Şehrin en köklü otellerinden “Sürmeli İstanbul Hotel”, hayatlarını birleştirecek çiftlerin aşklarını,  rüya gibi bir düğün organizasyonu ile ölümsüzleştiriyor. Kusursuz hizmet anlayışı ve 40 yıllık tecrübesiyle “Sürmeli İstanbul Hotel”, düğün için hayal edilebilecek her ayrıntıyı, titizlikle gerçekleştiriyor. Mutlu başlangıçların, unutulmaz düğünlerin ilk adresi “Sürmeli İstanbul Hotel” in Düğün Paketi ile “Evet” diyecek çiftlere özel bir armağanı da var. Çiftlerin balayı için yurtdışı balayı tatili, “Sürmeli İstanbul Hotel” tarafından organize ediliyor.


Sürmeli’de son derece şık dekore edilmiş 100 kişiye kadar davetler için manzaralı Le Melange Salonu, 320 kişiye kadar davetler için muhteşem manzaralı Balo Salonu ve daha büyük organizasyon düşünenler için, 380 kişilik kapasitesiyle Kristal Balo Salonu, büyük bir titizlikle hazırlanıyor. Alternatif masa, sandalye ve nikâh masası süslemeleri, gelin ve damat için suit odada konaklama, aileler için 2 adet günlük kullanım odası, düğün süresince DJ müzik hizmeti, alternatif ziyafet menüleri, karşılama kokteyli, limitsiz yerli içki ve düğün pastası ile “Sürmeli İstanbul Hotel”, en özel gün hayalinizi gerçekle birleştiriyor.

201 oda ve süit kapasitesi, personelin kusursuz hizmeti, her detayı içinizi rahatlatacak seçenekleriyle Sürmeli İstanbul Hotel’ de, şehrin merkezinde, düğünler, nişan partileri, kına geceleri, bekârlığa veda partileri, yıldönümü kutlamaları, sünnet törenleri ve tüm özel kutlamalarınız, ayrıntılara verilen önem ile birer masala dönüşüyor…


Editöre Not:
*Minimum 200 kişilik düğün paketi için geçerli olup, Gelin ve Damat için toplam 1.600 TL tutarında Ets Tur, Pronto Tur veya otelin belirleyeceği benzer acentaların Seyahat çeki otelimiz tarafından verilecektir. (Seçilecek tur ile ilgili tüm sorumluluk Tur Acentasına aittir.)

TÜRK ÖĞRENCİLERYUNANİSTAN’I FETHETTİ



Yeşilvadi Anafen Ortaokulu’nun Comenius Proje Ekibi 2. proje toplantısı amacıyla Yunanistan’ın başkenti Atina’yı ziyaret etti.Proje ortağı Polonya, Norveç, Bulgaristan, Türkiye ve Almanya’dan çok sayıda öğretmen ve öğrencinin katıldığı etkinlikler kapsamında, Yunanistan kültürü ve doğal güzellikleri de yakından tanındı. Proje ortağı ülkeler hazırladıkları sunumları katılımcılar ile paylaşıp  ‘Streets of Europe’ temasıyla ilgili çeşitli etkinliklerde bulundu. Proje çalışmaları ile hem ülkeler arası dostluk ve barış köprüleri oluşturuldu hem de eğitim alanında karşılıklı uygulamaları görme şansı elde etti.

Öğrenciler Yunanistan Eğitim Sistemini ve Kültürünü Yakından Tanıdı…
Comenius Okul Ortaklıkları Avrupa'daki okullar arasında işbirliğini teşvik etmek suretiyle eğitimde Avrupa boyutunu geliştirmeyi hedefliyor. Ortaklıklar, farklı ülkelerdeki öğrenci ve öğretmenlere ortak ilgi alanındaki bir veya daha fazla konuda birlikte çalışma fırsatı da sağlıyor. Comenius Programı, öğrenciler ve eğitim personeli arasında Avrupa kültür ve dil çeşitliliği ile değerleri hakkında bilgi ve anlayış oluşturmayı, iş birliğini güçlendirmeyi, aktif bir Avrupa vatandaşı olma yolunda öğrencilerin kişisel gelişimleri için gerekli olan temel becerileri ve yeterlilikleri edinmelerini amaçlıyor. Proje kapsamında düzenlenen 2. proje toplantısı amacıyla Atina’ya giden proje katılımcıları ülkede yoğun ve dopdolu bir programla ağırlandı. Atina’daki radyo istasyonunda proje ile ilgili düşüncelerini ifade etme imkanı da bulan öğrenciler, Atina’nın doğal, kültürel ve tarihi yerlerini ziyaret ederek güzel vakit geçirdi.

Öğrencilere Yunan Eğitim Sistemi ile ilgili detaylı bilgilendirmelerin de aktarıldığı etkinlikte;  Her ülke öğrencileri proje ile ilgili çalışmalarını sundu. Öğretmenler toplantı yaparken, tüm katılımcı ülkelerin öğrencileri, Yunanlı fen öğretmeni rehberliğinde ‘Unemployment’ konulu workshop çalışması yaparak fikirlerini İngilizce ortak dil olarak ifade etti. Son gün okulda Okul Aile Birliği Başkanı ile diğer birçok veli tarafından hazırlanmış olan akşam yemeği ile uğurlanan Comenius ortakları o gece eğlenceli vakit geçirdi. Projeye katılan öğrenci ve öğretmenler Akropolis, Yunan tarihi müzelerini de ziyaret etme imkanı buldu. Çevredeki tüm tarihi ve kültürel yapılar tanıtıldı. Hafta boyunca Yunanistan’ın kültürel, ekonomik ve sosyal yapısı her yönüyle tanıtıldı.


En İyi Otelcilik Ödülleri Verildi

“EN İYİ KONUKSEVERLİLİK” ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLDÜ

Dünyanın Önde Gelen Turizm Show Fuarı ITB tarafından Berlin’ de bu yıl ikincisi düzenlenen ve Connoisseur Circle Magazine okuyucularının belirlediği “En İyi Otelcilik Ödülleri” kapsamında Constance Le Prince Maurice Hotels, “Readers Choice” kategorisinde En İyi Konukseverlilik alanında birinci seçilerek, ödülü kazandı.

Kazananların Uluslar arası bir juri komitesi tarafından belirlendiği Otelcilik Ödülleri, “En İyi Butik Otel”, “En İyi Grand Hotel” ve bu yıl yeni eklenen “Readers Choice” olmak üzere üç farklı kategoride veriliyor. Soneva Fushi Maldivler, Schloss Elmau Almanya, Hotel Eden Roc İsviçre, Park Hyatt Saigon Hotellerinin de yer aldığı yarışmada Constance Le Prince Maurice Hotels ödülün sahibi oldu.

Turizmin gelişmesi adına müşterilere ayrıcalıklarla dolu bir hizmet anlayışı sunulmasının önemine vurgu yapan ve verilen bu ödülün Constance adına büyük bir önem taşıdığını ifade eden Constance Hotels & Resorts Ceo’ su Jean Jacques Vallet sözlerine şu şekilde devam etti: “ Öncelikle, bize bu ödülü kazandıran herkese teşekkür etmek istiyorum. “Readers Choice” kategorisinde bu ödüle layık görülmekten dolayı da son derece gururluyuz. Bu ödül, misafirlerimize sunduğumuz eşsiz hizmet anlayışımızın ve onların beklentilerini en iyi şekilde karşılayabildiğimizin bir göstergesi. Kazandığımız bu ödüllerle birlikte, Constance Le Prince Maurice Hotels ekibinin özverili çalışmaları ve müşteri memnuniyetini en yüksek seviyede tutan hizmet anlayışımızı sunmaya odaklanıyoruz.”

TİM, TÜRKİYE'NİN İLK İNOVASYON GELİŞTİME PROGRAMI OLAN "İNOVALİG"İ HAYATA GEÇİRİYOR

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), Türkiye'nin ilk inovasyon geliştirme programını hayata geçiriyor. Türkiye'de inovasyon ekosistemini destekleme amacıyla uluslararası danışmanlık firması A.T. Kearney işbirliğiyle oluşturulacak İnovalig projesi, Türkiye'nin İnovasyon Liderlerini belirleyecek. Avrupa'da 17 ülkede uygulanan ve A.T. Kearney'in 17 ülkede koordinasyonunu sağladığı IMP3rove programına paralel bir kurguyla geliştirilecek projede Türkiye'nin farklı kategorilerde inovasyon lideri firmaları belirlenecek.

Türkiye'nin yaratıcılık potansiyelini, doğru inovasyon yönetim yetkinlikleri ile katma-değere dönüştürmeyi hedefleyen TİM, bu proje ile şirketlerin organizasyonları ve günlük operasyonlarına inovasyon kültürünü yerleştirmeleri için oldukça önemli bir fırsat sunuyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi, inovasyon yönetimi ile ilgili yaptığı uluslararası çalışmalar ve sahip olduğu küresel ağ ile bu konuda lider danışmanlık firması A.T. Kearney'nin tecrübelerinden ve inovasyon yönetimi uygulamalarından faydalanarak, Türkiye'deki firmaların inovasyon yetkinliklerini artırmayı hedefliyor.

İnovalig projesi ile Türkiye'deki firmaların inovasyon karneleri çıkarılarak her yılın inovasyon şampiyonları belirlenecek. Uluslararası kriterler esas alınarak firmaların inovasyon yetkinliklerinin belirleneceği çalışma, aynı zamanda 2014 yılında düzenlenecek Türkiye İnovasyon Haftası'ndaki en inovatif şirket ödüllerinin de temelini oluşturacak ve sürekli bir gündem yaratma hedefiyle gelenekselleşecek.

Bu dev projenin ilk duyurusu, 28-30 Kasım 2013 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası ile yapıldı ve İnovasyon Haftası'nda açılan TİM standında 80'in üzerinde firmanın ön kaydı alındı.
İnovalig'de yarışacak firmalar, ilk aşamada bir anket değerlendirmesinden geçecekler. İlk aşama süresince, haftalık ve aylık bildirimler, eğitim materyalleri, konferanslar düzenlenerek, katılımcı firmaların inovasyon yetkinliklerini artırmaya yönelik adımlar atılacak. İlk aşama sonucunda, katılımcı her bir firma yaklaşık 100 sayfalık, kendi yetkinliklerinin, yerel ve uluslararası pazarlardaki benzerleri ile karşılaştırıldığı bir benchmarking raporuna sahip olacak. Firmalar, bu benchmarking raporu ile, A.T. Kearney'nin "House of Innovation” adındaki inovasyon yönetimi metodolojisinde kullandığı 5 kategori çerçevesinde kendi yetkinliklerini değerlendirme şansını elde edecekler. Bu 5 kategori ise İnovasyon Stratejisi, Organizasyon ve Kültür, İnovasyon yaşam döngüsü süreci, Etkinleştirici faktörler ve İnovasyon sonuçlarından oluşuyor.

Anketler sonrasında, en iyi skora sahip 250 firma ilk tur etkinliğine davet edilecek. Etkinliğin ardından, firmaların raporlarının incelenmesi ile 5 farklı kategoride seçilecek 50 firma, yarı finallere katılmaya hak kazanacak. Yarı finalistler, önümüzdeki sene Eylül ayında düzenlenecek bir organizasyonda, 15'er dakikalık, inovasyon yönetimi yaklaşımlarını anlatan sunumlar yapacaklar. Bu sunumlar sonucunda her kategoride seçilecek 5 firma, toplamda 25 firma finalde yarışmaya hak kazanacak.

Finalistler, 2014 Türkiye İnovasyon Haftası'nda büyük jüri önünde yarışacak ve 5 inovasyon kategorisindeki Türkiye'nin İnovasyon Şampiyonları belirlenecek. Ayrıca her kategoriden 3'er firma ülkemizi "İnovasyon Ligi Avrupa Şampiyonasında” temsil etme şansı yakalayacak. Şampiyonada yer almak isteyen firmalar, etkinlik web sitesinden online kayıt yaparak 31 Mayıs 2014 tarihine kadar inovasyon anketini doldurabilecek.
ÖN KAYIT İÇİN: www.inovalig.com


Çağdaş Erçelik / "Dostoyevski" / Kişisel Resim & Heykel Sergisi



28 Mart - 13 Nisan 2014 tarihleri arasında Galeri Eksen’de düzenlenecek olan Çağdaş Erçelik'e ait "Dostoyevski" adlı sergide sanatçının son dönem heykel ve resim çalışmaları yer alacak. Sanatçının Dostoyevski romanlarından yola çıkarak gerçekleştirdiği çalışmalarında roman karakterleri ve bu karakterlerin yaşadığı mekanlar bulunuyor.


"Karamazov Kardeşler" ,"Budala", "Suç ve Ceza", "Yeraltından Notlar" gibi edebiyat tarihinin en önemli eserlerinden sayılan bu romanlar, birçok sanatçıya esin kaynağı olmuştur. İnsan doğasının incelikle çözümlendiği bu eserler, önemli felsefi meseleleri tartışmaktadır. Toplumsal siyasi ve ruhsal açılardan insanı anlatan yazar , okuyucusunu bir çok soru işareti ile baş başa bırakır. Batılılaşmanın Rus halkı üzerinde yarattığı etkilerden , insanın tanrıyla olan ilişkisine kadar, ahlaki, suç kavramını, yabancılaşmayı, kısacası toplumsal ve bireysel, insana ait bir çok önemli konu üzerinde düşünmemize yol açar. 19. yüzyılda yaşayan bu roman karakterlerinin bugün aynı ilgiyi bütün tazeliğiyle koruması bundan kaynaklanmaktadır.

Çağdaş Erçelik son dönem çalışmalarını üretebileceği bu verimli alanı bulmuş, Dostoyevski karakterlerine ait ruhsal dünyanın çeşitliliğini yansıtmaya gayret etmiş. Ahşap, metal, kağıt, polyester, gibi çeşitli materryellerden oluşturduğu heykellerin yanısıra karakalem ve yağlıboya resimlerin de yeralacağı sergi, yazarın dünyasının Çağdaş Erçelik'in hayal dünyası ile birleştiği farklı bir yorumu olacak. Sergi 13 Nisan tarihine kadar Galeri Eksen'de görülebilir.

Galeri Eksen
Açılış Kokteyl :28 Mart 2014 Saat: 18:00
Adres: Maçka Caddesi No:29 Nişantaşı
www.galerieksen.com

ERBİL BAŞKANSOLOSU İNAM’DAN DAKA’YA ZİYARET


Türkiye’nin Erbil Başkonsolosu Mehmet Akif İnam, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci’yi makamında ziyaret etti. Erbil Başkonsolosu Mehmet Akif İnam, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani'nin temaslarını takip etmek için Van’a geldi. Özel bir havayolu şirketinin tarifeli uçağıyla Van’a gelen İnam, Ferit Melen Havaalanı’nda Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Planlama, Programlama ve Yönetim Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay, tarafından karşılandı. Erbil Başkonsolosu İnam, daha sonra Daka Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci’yi makamında ziyaret etti. Daka, Planlama, Programlama ve Yönetim Birim Başkanı Mehmet Emin Çakay’ın da hazır bulunduğu ziyarette, TRB-2 bölgesinde yer alan Van, Muş, Bitlis ve Hakkari illerinin Erbil’le olan ticari ilişkilerinin geliştirilmesi konuşuldu.


Sıcak bir ortamda geçen ziyarette Daka’nın organizasyonuyla Nisan ayında Erbil’e yapılacak olan ziyaretle ilgili bilgi alışverişinde bulunuldu. Geceyi Van’da geçirecek olan Erbil Başkonsolosu İnam, Cumartesi günü Van’a gelecek olan Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Ankara’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’la yapacağı ikili görüşmelerde de hazır bulunacak.

KATİD Karadenizin Tanıtımı için Çalışmalarına Yurt Dışında Devam Ediyor



KATİD Başkanı Murat TOKTAŞ, “KATİD  yönetim kurulu üyeleri ve KATİD üyesi otel yöneticileri,  Karadeniz’in tanıtımına sadece iç pazarda değil, Orta Doğu pazarlarında da reklam ve tanıtım faaliyetleri ile katkı sağlamaya devam ediyor.” dedi19 Şubat – 22 Şubat tarihleri arasında İran’ın başkenti Tahran’da düzenlenmiş olan turizm fuarına katılan KATİD Yönetim kurulu üyesi Ünye Atik Otel genel müdürü Ertuğrul UZAK, Ordu Belde Otel genel müdürü Ahmet Kaan Kaya ve Giresun Amazon Otel yönetim kurulu başkanı Mustafa Yılmaz, Karadeniz bölgemizi İran’ın önde gelen tur operatörlerine tanıttı.
Atik Otel genel müdürü ve Katid yönetim kurulu üyesi  Ertuğrul Uzak fuar çalışmaları ile ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:

“Gelişmekte olan Karadeniz turizmi yeni pazar araştırmalarını da beraberinde getirmekte, Karadeniz Bölgesi’nde Trabzon ve Rize şehirlerimiz, kentlerini marka yapma konusunda özellikle Sümela Manastırı ve Rize yaylalarını kullanarak yapmış oldukları tanıtım faaliyetleri ile hem Türkiye’de hem de Körfez ülkelerinde her yıl artan bir Pazar payına sahip olmuş durumda.

Maalesef bölgemizdeki diğer illerimiz için aynı başarıdan söz etmek mümkün değil. Oysa ki bölgemiz de yayla turizmi, sahil turizmi, kültür turizmi, kış turizmi, doğa ve extreme sporlar turizmi gibi turizmin bir çok güzelliğini bünyelerinde barındırmakta. Yapılması gereken, bu merkezlerimize marka değeri niteliği kazandırabilecek çalışmalar yaparak tanıtım yelpazesini genişletmektir. Biz de İran fuarında yapmış olduğumuz çalışmalarda bölgemize ilginin yüksek olduğunu gördük” dedi

Karadeniz Turistik İşletmeciler Derneği (KATİD) Başkanı Murat TOKTAŞ ise “üye işletmelerimiz ve yöneticileri ile yürütmekte olduğumuz çalışmalar çerçevesinde bölgemizi dünyaya tanıtmaya devam edeceğiz. Nisan ayının 3. Haftası İranlı tur operatörlerini Sinop’tan Giresun’a kadar gezdireceğimiz bir organizasyonun temellerini attık. Kültür ve Turizm Bakanlığı’mızın ve havayolu şirketlerimizin de desteği ile amacımız Temmuz 2014’den itibaren İranlı misafirlerimizi ağırlamaya başlamaktır.” Dedi.

İSTANBUL’A 26 MİLYON KARE YEŞİL ALAN KATTIK




Cengiz Özdemir’in sorularını cevaplayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş “Çocukluğumda bu kadar yeşil bir İstanbul yoktu. Sadece boğaza 50 bin erguvan ağacı diktik. Kişi başına düşen yeşil alan 8.5 metra kare. İstanbul’a 26 milyon kare yeşil alan kattık” dedi.

İstanbul’un su sorunuyla karşı karşıya olmadığını da belirten Topbaş “Yeni yapacağımız Melen Barajı’nın 1 milyar 77 milyon su tutma kapasitesi var. Bu da İstanbul’un bir yıllık su ihtiyacını karşılayacak bir rakam”dedi.

HAK TALEPLERİ ADINA İÇİN ÜLKENİN HUZURU BOZULMAMALI
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş son olaylarda hayatını kaybedenler için “Kaybettiğimiz yavrularımıza rahmet diliyorum. Ailelerine, sevenlerine milletimize baş sağlığı diyorum” dedi.

Türkiye’nin bir kaosun içine çekilmek istendiğini de belirten Topbaş “Yaşananlar Türkiye’nin henüz demokratikleşme sürecinin tamamlayamadığının göstergesi. Hak talep etmenin demokratik yöntemleri vardır. Taleplerinizi ortaya koyarken kent huzurunu ve ülkenin geleceğini bozacak adımlar atamazsınız. Kendilerince doğru adım attıklarını zannedenler birilerinin işine yaracak ortamları hazırlamış oluyorlar. Seçim sathındaki toz duman içinde bir Türkiye kimin işine yarar. Dünyada kendini hissettiren bir Türkiye birilenin içine gelmez” ifadelerini kullandı.
Uluslararası bazı medyanın da olayları sürekli gündemde tutuğunu belirten Topbaş  “Dünyanın başka yerlerinde büyük vahşetler var ama buralara odaklanılmıyor” dedi.

İSTANBUL TÜRKİYE’Yİ TAŞIYAN BİR ŞEHİR
Yerel yönetimlerin ülkelerin kalkınması açısından büyük öneme sahip olduğu belirten Topbaş “Gelişmiş ülkelerde kalkınmanın yerelden olduğu bilinci var. Yerel yönetimler önemseniyor. Merkezi yönetimler yüklerini yerelleştirmek suretiyle ülkelerinin kalkınmasına lokomotif kentler oluşturuyorlar.  İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’a 60 katrilyon yatırım yaptı. İstanbul ülke ekonomisini büyük katkılar yapan bir şehir. İstanbul Türkiye ekonomisinin yüzde 43’ünü temsil eden bir kent. Türkiye’yi taşıyan bir şehir” dedi. Bu nedenle de İstanbul’un kendi kaderine terk edilemeyeceğini söyledi.

2019’A KADAR 400 KM METRO YAPACAĞIZ
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarında muhalefetin olumlu katkılarda bulunmadığını da belirten Topbaş “Muhalefet Türkiye’de kent menfaati olsa dahi doğru şeylere evet demeyecektir. Belediye meclisinde 100 bin araçlık otopark, 4 yeni metro hattı ve 5 havaray projesi görüşüldü. Muhalefet bunu da hayır dedi. Projeleri alternatifsiz külliyen ret ediyorlar” ifadelerini kullandı. Ancak İstanbulluların AK Parti’nin neleri başardığını bildiğini belirten Topbaş “2019 yılına kadar 400 kilometrelik metro hattını bitirmeyi planlıyoruz. Bitiremezler diyorlar fakat kendileriyle mukayese etmesinler” dedi.

İSTANBUL KENDİ METROSUNU ÜRETİYOR
Marmaray’ın büyük takdir topladığını da belirten Topbaş “İstanbul’da yaşanan iki günlük sis nedeniyle Marmaray’ı kullanamayanlar da kullandılar ve takdirlerini ilettiler. Son teknoloji olduğu için dünyadaki diğer metrolardan daha kaliteli” dedi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin artık kendi vagonlarını üretmeye başladığını belitren Topbaş maliyetin üçte bire düştüğünü ifade etti. Eski belediyeler metroda ayakta duran insanların tutacakları aparatın eskiden 250 dolarken bugün bir dolara mal edildiğini söyledi. Geçmiş belediyelerin bu yüzden iflas ettiğini iddia etti. Bugün kendilerinin İstanbul’a 60 milyar yatırım yapan durama geldiklerini söyledi.

İSTANBUL’UN PARK SORUNUNU ÇÖZMÜŞ BAŞKAN OLMAK İSTİYORUM
Apart Park projesine de değinen Topbaş İstanbul’a büyük oranda park sorunun çözüleceğini “Her sokakta 200 metre karelik alanlara 300 araçlık otopark yapmak istiyoruz. İnsanlar otopark sertifikalarıyla bu alanları kullanabilecekler. Böylelikle proje kendini amorte edecektir. Son dönemimde İstanbul’un park sorununu çözmüş başkan olma grurunu yaşamak istiyorum” sözleriyle açıkladı.

İDEOLOJİK KARŞI ÇIKIŞLARI DİKKATE ALAMAYIZ
Yürüttükleri projelerde ideojik tavırları dikkate alamayacaklarını söyleyen Topbaş Üçüncü havalimanı ve köprü ile ilgili de konuştu “İstanbul ülke özelliğinde. İhtiyaçlarını karşılarken küresel yatırımlar yapmamız gerekiyor. THY dünya ile rekabet eden bir şirket. Üçüncü havalimanını maden ocaklarının olduğu, yüzeyi ay gibi olmuş bir yere yapıyoruz. Üçüncü köprü ise İstanbul’a gelen kamyonların şehre girmesine mani olacak bir proje. New York’ta da bir kaç köprü var” dedi.

İSTANBUL’A 26 MİLYON KARE YEŞİL ALAN KATTIK
İstanbul’un eskisinden daha yeşil olduğunu belirten Topbaş “Çocukluğumda bu kadar yeşil bir İstanbul yoktu. Sadece boğaza 50 bin erguvan ağacı diktik. Kişi başına düşen yeşil alan 8.5 metrekare. İstanbul’a 26 milyon kare yeşil alan kattık” dedi.

KANAL İSTANBUL EVRENSEL BİR PROJE
Kanal İstanbul projesi ile ilgili de konuşan Topbaş “Kanal İstanbul evrensel ölçekte değerlendirilecek bir projedir. İstanbul boğazından yılda 16 bin tanker geçiyor. Bu tankerlerden birinin dümeni kilitlense ve bir patlama yaşansa boğazın yarısı gider. Kanal projesiyle yeni bir aks oluşuturuyoruz” dedi.

İSTANBUL’UN SU SORUNU YOK
İstanbul’un su sorunuyla karşılaşıp karşılaşmayacağı yönündeki sorulara da cevap veren Topbaş “Daha önce bir bardak suya muhtaç İstanbul’dan bugün musluklarından temiz su akan bir İstanbul’a geldik. İnsanların korkuları üzerinden siyaset yapmak isteyen insanlar var. Yeni yapacağımız Melen Barajı’nın 1 milyar 77 milyon su tutma kapasitesi var. Bu da İstanbul’un bir yıllık su ihtiyacını karşılayacak bir rakam. Bu şehir dünya ile rekabet ederken su sorunuyla boğuşan bir şehir olamaz, kimse merak etmesin” dedi. İstanbul’daki atık suların yüzde 97’sini arıttıklarını belirten Topbaş “Kirletilen çevre bizim tarafımızdan temizleniyor” dedi.

SEKİZ SAHNEYE SAHİP BAŞKA BİR BELEDİYE YOK
İstanbul’un bir kültür sanat başkenti olduğunu da ifade eden Topbaş “Bizim dönemimizde kültür merkezlerindeki koltuk sayısı 1.420’den 25 bine çıktı. Dünya üzerinde sekiz tiyatro sahnesine sahip başka bir belediye yok” dedi.

Türk buluşu yeşil teknoloji mutfaklara da girecek



Tasarruflu yeşil ocaklar, dünyada ilk kez CNR Hostech by Tusid’de
CNR Hostech by Tusid,  bir Türk firması tarafından TÜBİTAK desteği ile üretilen hidrojenle çalışan yeni teknoloji cihazlara ev sahipliği yapıyor. Dünyada ilk kez sergilenen teknoloji, yüzde 33’e varan oranda tasarruf sağlıyor.Fuarda sergilenen endüstriyel mutfak sektöründe çığır açacak yeni teknoloji ve tasarımlara; Avrupalı, Rus ve Araplar büyük ilgi gösterdi.


Alanında Avrupa'nın ikinci büyük fuarı olan Uluslararası Endüstriyel Mutfak ve Otel Ekipmanları Fuarı (CNR Hostech by Tusid),  dünyada ve Türkiye’de ilk kez sergilenen teknoloji ve tasarımlara ev sahipliği yapıyor.
CNR EXPO Yeşilköy’de 16 Mart 2014 tarihine kadar devam edecek fuarda,  ilk kez sergilenen hidrojen enerjisi ile çalışan yeşil ocaklar büyük ilgi topladı. Öztiryakiler’in, TÜBİTAK ve Yıldız Teknik ve Sakarya Üniversitesi işbirliğinde ürettikleri hidrojen teknoloji ocaklar, tasaruflu olması yanında çevreci yanıyla da dikkat çekti. Gaz kullanımına göre yüzde 33 daha fazla tasarruf sağlayan ocak, çevreye salgılanan karbondioksit ve atığın da önüne geçiyor.

Çevreci hidrojen teknolojisi ilk kez sergilendi
Teknolojnin ilk kez fuarda sergilendiğini belirten İDDMİB Başkanı ve Öztiryaki firması sahibi Tahsin Öztiryaki, “Geleceğin teknolojisi hidrojen teknolojisi. Bu teknoloji gaz yakan bütün cihazlar için uygulanmalı” dedi.


Mutfakların renklendiğini belirten Öztiryaki, artık klasik renklerin terk edildiğini mutfaklarda lacivert renginin trend olacağını söyledi. Tahsin Öztiryaki, endüstiriyel mutfaklarda yeni tasarım ve teknolojilerin sektörün önünü açacağını söyleyerek, şöyle konuştu: “Yalnız ocaklarımızda değil, bulaşık makinesi ve buzdolaplarımızı da yeni teknoloji ve tasarımlarla buluşturduk. Yeni tasarım ve teknoloji olan bulaşık makinelerimiz aracılığıyla enerji ve deterjan tüketiminde yüzde 10 tasarruf elde ettik.” En az elektrik tüketen buzdolaplarını da Türkiye’de ilk kez CNR Hostech by Tusid’de sergiliyoruz diye konuşan Öztiryaki, “Poliüretan yalıtım malzemesi kullandığımız dolaplar 160 watt elektrik harcıyor. Yani iki ampül gücüyle sanayi tipi buzdolabını çalıştırabiliyorsunuz. Türkiye’de ilk kez Öztiryakilerin kullandığı bu teknolojilerin en önemli yanı çevreci ve tasaruflu olmasıdır. Bunlar gerçekten endüstriyel mutfaklar için çığır açıcı cihazlar. Fuarda ürünlerimize Avrupa ülkelerinin, Rusya ve Arabistan’ın ilgisi büyük ” dedi.


Uzaktan yönetilen büfe
CNR Hostech by Tusid’de ilgi çeken bir başka yeni teknoloji de uzaktan yönetilebilen büfe sistemi oldu. Dünyada ilk kez üretilen teknoloji olan kontrol edilebilir büfe, Evinoks firması tarafından tasarlandı.
Kontrol edilebilir büfe, bilgisayarlar aracılığıyla yönetiliyor. Yönetici oturduğu yerden büfenin ışığı, ısısı ve yemeklerin azlığı, çokluğunu kontrol edebiliyor. Firma yetkilileri, kontrol edilebilir büfe ile ihracatlarında ciddi artışlar sağladıklarını belirttiler.

GECE KÖRLÜĞÜ VE KAS ERİMESİ’NDE DEV ADIM

ÜLKEMİZ VE DÜNYADAKİ KÖK HÜCRE ARAŞTIRMALARINDAKİ SON GELİŞMELER KAMU OYU VE BİLİM DÜNYASINA AÇIKLANDI

Hilton Otel İstanbul’da, yapılan Kök Hücre Basın Toplantısı, konuşmacı olarak; Kök Hücre ve Hücresel Tedaviler Derneği Başkanı, Prof. Dr. Erdal KARAÖZ, 2. Başkan Prof. Dr. Ercüment OVALI, Uluslar arası katılımlı Kök Hücre ve Hücresel Tedaviler Kongre Sekreteri, Doç. Dr. Serdar KABATAŞ, Düzenleme kurulu Üyeleri; Prof. Dr. Fikrettin Şahin, Prof. Dr. Kemal Hepgül, Doç. Dr. Gökhan ADAŞ ve Doç. Dr. Tunç AKKOÇ’un katılımları ile gerçekleşti.

Günümüzde modern tıbbın güncel yöntemlerle kesin olarak tedavi edemediği hastalıkların tedavilerinin sağlanması hasar gören hücre-doku veya organların biyolojik işlevlerini yerine koymak (rejeneratif tıp) ya da tamir etmek (reparatif tıp) ile mümkün olabilecektir. Bu sürecin önemli biyolojik unsuru “Kök Hücreler”dir. Son yıllarda, bu alanda pre-klinik araştırma ve klinik denemelere ilişkin birçok rapor yayımlanmaktadır. Ülkemizde de kök hücre alanında Ar-Ge çalışmaları yürüten birçok merkez faaliyete geçti birçoğu da kurulma aşamasındadır.

Kök Hücre ve Hücresel Tedaviler Derneği; Ülkemizde kök hücre, doku/organ mühendisliği, gen tedavileri ve immunoterapiyi de içeren hücresel tedaviler konusunda çalışan ve konuya ilgi duyan bilim insanları/genç araştırmacılarla, bu alanda şimdiye kadar evrensel bilime önemli katkılar sağlamış temel ve klinik bilimcilerin bir araya gelmesini sağlayarak oldukça geniş kapsamlı paylaşım ve tartışma platformu oluşturacak olan bir kongre düzenlenmesini hedeflemiştir.

Özellikle ülkemizde ve dünyada kök hücreler kullanılarak gerçekleştirilmiş klinik denemelerin verileri ilk kez açıklanmış ve  günümüzdeki geleneksel yöntemlerle tedavisi mümkün olmayan iki önemli hastalığın; Gece Körlüğü ve Kas Erimesi ile ilgili ülkemizde gerçekleştirilmiş dünyanın ilk klinik kök hücre uygulamasının verileri kamuoyu ve bilim dünyası ile  paylaşılmıştır.

Ülkemizde ilk kez insanlara uygulanmış doku mühendisliği ürünleri olan  “Biyoderi”,ve “Biyokemik” konusundaki son gelişmelerin açıklanacağı toplantıda ayrıca, dünyada ilk kez Türk bilim insanlarınca gerçekleştirilmiş ince bağırsak transplantasyonu sürecinde kök hücre uygulaması, gastrointestinal sisteme özgü bazı hastalıkların (Chron, siroz gibi) tedavisinde kök hücre uygulaması, beyin tümörlerinde hücresel tedavi, yanıkda ve iskemik kalp hasarında kök hücre uygulamasının klinik sonuçları tartışılacaktır. Ülkemizde plastik cerrahide gerçekleştirilen kök hücre uygulamaları ve Kanser Kök Hücreleri alanındaki son gelişmelerde kongrenin önemli başlıkları arasında yer almaktadır.

Boğaziçi Üniversitesi, Khatia Buniatishvili’yi ağırlıyor

150. Yılda Piyanoda Bir Fırtına KHATIA BUNIATISHVILI
Boğaziçi Üniversitesi, 150. Yıl etkinlikleri kapsamında konser sahnelerinin ikonik yıldızı Khatia Buniatishvili’yi ağırlıyor. Günümüzün piyanistleri arasında adı en çok anılan Khatia Buniatishvili, 19 Mart 2014, Çarşamba günü saat 19:00’da Albert Long Hall’de unutulmaz bir konser vermek üzere Boğaziçi Üniversitesi’ne geliyor.BBC tarafından “Yeni Kuşağın Sanatçısı”, Musikverein ve Konzerthaus tarafından “2012’nin Yükselen Yıldızı” seçilen Gürcisten doğumlu Buniatishvili, piyanoya annesiyle başlamış, 6 yaşında ilk orkestralı konserini vermiş, Tiflis Konservatuarı’nda eğitim görmüş. Uluslararası Horowitz ve 12. Rubinstein gibi prestijli yarışmalarda aldığı ödüllerle uluslararası kariyerine başlayan Buniatishvili’yi çağımızın en önemli piyanistlerinden Martha Argerich “Sıradışı bir yetenek” olarak tanımlıyor. Başarılı piyanist, Wigmore Hall, Concertgebouw, Carnegie Hall ve Musikverein gibi dünyanın seçkin müzik merkezlerinde verdiği resitaller ve oda müziği konserleriyle adından sıkça bahsettiriyor. Buniatishvili, Liszt, Ravel, Chopin ve Stravinski’den eserler seslendirecek.

Tarih: 19 Mart 2014, Çarşamba
Saat: 19:00
Yer: Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampus / Albert Long Hall
Basın Bilgi ve LCV: desiBel Ajans / Ebru Kalu (212) 231 06 73 - (532) 691 82 56

Gurbetçiler için yeni konsolosluk hizmetleri başlıyor

Dışişleri Bakanlığı Yurtdışında Yaşayanlar Daire Başkanı Mustafa Kemal Basa, konsolosluk hizmetlerinde yeni getirilen uygulamaları aktarmak üzere Pazar 21.45'te TRT Türk'te olacak.

Artı 90 programına konuk olacak Yasa ile Sunucu Mehtap Altınok, ayrıca yurtdışında anadil eğitiminin önündeki engeller, geçmişten günümüze Avrupalı Türkler ve göç olgusunu konuşacak. Yurtdışında yaşayan Türkler'in eğitim ve meslek edinmeleri için yürütülen projeleri aktaracak Basa, ayrıca yurtdışı temsilciliklerimizde başlayan hukuk müşavirliği uygulamasından nasıl yararlanılabileceğini açıklayacak.

Artı 90, 16 Mart 2014 Pazar günü saat 21.45'te TRT Türk'te.