8 Şubat 2015 Pazar

Hançere’nin Peşinde Bir Abdal

Abdal Haluk Tolga İlhan Yeni Albümü “Hançere”yi Dinleyicileri İle Buluşturuyor
Operadan Halk Müziğine; Hollywood’dan Anadolu’ya uzanan müzik serüveninde, İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından Abdal Haluk Tolga İlhan yeni albümü “Hançere”yi dinleyicileri ile buluşturuyor.


İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılarından Abdal Haluk Tolga İlhan, opera ve geleneksel söyleyiş biçiminde yakaladığı kendine has yorumuyla sosyal medyada fenomen haline gelen Ervah-ı Ezelde türküsü ile tanınmıştı. Doğudan batıya farklı tınıları birbirine kaynaştıran yorum anlayışı Hollywood’da katıldığı Reading Club of Opera yarışmasında kendisine en iyi tenor ödülünü getirmişti. İlhan, Hollywood macerasından sonra Anadolu’nun eşsiz güzellikteki türkülerini seslendirdiği, dördüncü albümü Hançere’yi Beyoğlu Metropol Müzik aracılığı ile bugünlerde dinleyicilerin beğenisine sunuyor.

Söyleyenin, dinleyenin ve türkülerin kendine has olan özellikleri üçgeninde, hançerenin ve mananın keşfine çıkan Abdal, seste, söyleyişte ve nağmede farklılığın yaratılabileceği, 10 eser ile albümü şekillendiriyor.  Abdal’ın tüm albümlerinde, dinleyicilerin tınısına alışık oldukları komalı gitara bu albümde çello, piyano, akordeon ve ebow gibi batıya içkin tonları içeren enstrümanlarla cura, kopuz, bağlama ve santurun geleneksel sesleri eşlik ediyor.

Stüdyo Ada’da, tecrübeli tonmaister İhsan Apça’nın ve Özgür Özkan Mete’nin teknik çalışmaları ile hazırlıkları tamamlanan albümün yönetmeni ve aranjörü başarılı müzisyen Öner Gerçek. Ömer Arslan, Ercüment Orkut, Eylem Pelit, Özer Altun ve Göksun Çavdar gibi kıymetli müzisyenlerin tecrübelerini ve ustalıklarını konuşturdukları müzik alt yapısı da albümün başından sonuna dikkat çekiyor.

Albüm repertuarının, Abdal Haluk Tolga İlhan’ın ses karakteristiğinin ön plana çıkabileceği eserlerden oluştuğunu görüyoruz. İlhan’ın güçlü sesi ve klasik müzik eğitimi ile şekillenmiş söyleyiş biçimi, Âşıkgiller olarak bilinen ailesinden miras kalan kendine has bir hançere ile bütünleşiyor. İlhan,  bu özgünlüğün ise türkülerin içinde mevcut olan tüm hikâyelerle, hissiyatla, tarih ve kültür ile bir bütün olduğunu, albümde de hançere sistemini oluşturan bu özelliklerin izini sürmeye gayret ettiklerini ifade ediyor.

Albümde Yer Alan Eserler
Keşkem Bu Ellere Gelmez Olaydım / Erzurum
Havalar Ayaz Gelin Hanım / Adıyaman
Etek Sarı Sen Etekten Sarısın  / Arguvan
Suda Balık Yan Gider / Erzurum
Allı Turnam Bizim Ele Varırsan / Kırıkkale
Değirmen Başında Vurdular Beni / Erzurum
Karahisar Kalesi Yıkılır Gelir / Afyon
Keklik Gibi Kanadımı Süzmedim / Erzincan
Kul Olayım Kalem Tutan Ellere / Sivas
Hele Yâr Zalim Yâr / Diyarbakır


7 Şubat 2015 Cumartesi

Türkmenler’den Çoşkulu Ve Muhteşem Avrupa Buluşması

“Hollanda Türkmen Konferansı”
Hollanda Türkmenleri Birliği’nin Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da Şehit Türkmen Lideri Dr.Nejdet Koçak’ın anılması ve anlaşması temasıyla düzenlediği “Hollanda Türkmen Konferansı”, büyük ilgi gördü ve yoğun katılımla geçti.


5 yıldır geleneksel olarak Hollanda Türkmenleri Birliği tarafından düzenlenen muhteşem buluşmada bu yıl, halkı tarafından Türkmen Beğ sıfatıyla hitap edilen Hollanda Türkmenleri Birliği Başkanı Eşref Kerküklü’nün moderatörlüğünde önemli bilgilerin verildiği ve değerlendirmelerin yapıldığı doyumsuz ve coşkulu bir akşam yaşatıldı. İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Türkmen Milli Marşı okundu ve Şehitler için saygı duruşuna geçildi, ardındansa program başladı.


Konferans’ta ilk konuşmayı yapan Irak Türkmen Cephesi (ITC) Avrupa Birliği/Brüksel Temsilcisi Dr.Hassan Aydınlı yaptığı konuşmasında “Türkmenler büyük Türk dünyasının önemli bir parçasıdır. Şu anda karşılaşmakta olduğumuz problemlerin başında mezhep üzerinden bölünmemiz tehdidi gelmektedir. Mezhep taasubuna karşı önlem alıyoruz ve her yerde bunun doğru bir davranış olmadığını dile getiriyoruz.” dedi ve özellikle Türkmenler, Hıristiyanlar ve Yezidiler’de büyük bir duyarlılığın olduğunu ifade ederek Irak’ta ezilen tüm kesimlerle birlik içinde olduklarını söyledi. Dr.Aydınlı’nın ardından konuşan Hollanda Türkmenleri Birliği Başkanı Eşref Kerküklü, “Bu buluşmayı yapmak için elimizden gelen gayreti sarf ettik. Fakat bu gayretli çalışmalarımız karşısında ‘Karşı-Devrim’ adı verilen olgu boş durmayarak etkisiz bir gayretin içine girdiğini görüyoruz. Biz Türkmenler olarak kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Yolumuz, Önderimiz Ata Hayrullah’ın ve Yolbaşçımız Nejdet Koçak’ın yoludur. Bizler Nejdet Koçak’ın deyimi ile “idealist insanlar geri dönmemek üzere yola çıkarlar” sözüne uygun davranan milletin fertleriyiz. Yönetici arkadaşlarımız ile üyelerimizin de bildiği gibi Önderimiz Nejdet Koçak, ilk Hollanda Türkmenidir. Çünkü rahmetli Önderimiz, yüksek tahsil için 1964’te Hollanda’ya geldi ve ziraat alanında, pancar sökme makinası gibi yeni buluşlara imza attı. Önderimizin, bizim bugün yaşadığımız Hollanda topraklarına ayak basması ve bunda da ileri, burada Türkmen meselesine uluslararası bir boyuta taşımış olması; bizim onun devamı olduğumuzu perçinleştiren önemli bir noktadır. Bu nedenle Önderimizin bizim için ayrı bir yeri vardır. Zira Önderimiz Nejdet Koçak, yüksek bir milli his yanı sıra bilimsel alanda da çağdaş gelişmelerin takipçisi bir bilim insanıdır. Biz Türkmenler olarak bu sorumluluğun bilincinde ve farkındayız. Şu anda yaptığımız araştırmaya göre sevgili Önderimiz, Noord-Holland eyaletinde bulunan Nieuw-Vennep kasabasında Hollanda’lı bir ailenin yanında bizzat 4 yıl ikamet etti. Biz bu kutlu mirası üzerimizde taşıyoruz ve Hollanda‘yı da çok seviyoruz. Zira kendi yurdumuz olan Irak’ta insan muamelesi görmediğimiz için Hollanda’yı yeni yurt bildik ve Hollanda Türkmeniyiz.” diyerek sözlerini sürdürdü. Türkmen Beğ Eşref Kerküklü, konuşmasının devamında “Irak’ta, Türkiye’de, Avrupa’da ve dünya’da Türkmenlerin çektikleri sıkıntının en büyük nedeni bir kurtarıcı beklemeleri, birde birleşmemeleridir.” şeklinde görüşlerini ifade etti.


Konferansın konuşmacılarından Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Kadın Kolları Başkanı Özlem Kardeş Sancar, toplumda meydana gelen olumsuzluklara dikkat çekerek, Türk gençliğine sahip çıktıklarını ve sahip çıkmaya devam edeceklerini, toplum önderlerine görev düştüğünü, bu çerçevede görevlerini layıkıyla yaptıklarını ve toplumsal değerlerin yol gösterici olduğunu belirtti. HTGF Kadın Kolları Başkanı Sancar “Bugün toplumumuzun yüzleşmekte olduğu tehlike ve tehditler göz önünde tutulduğunda Mustafa Kemal'in neferleri olarak ne kadar haklı olduğumuz bir kez daha görülmektedir. Türkmen Önderi Şehit Nejdet Koçak’ın geleneksel olarak anmasını ve anlaşılmasını esas alan Türkmen Konferansı’nın Hollanda Türklüğüne hayırlı ve uğurlu olmasını dinlerken, tüm soydaşlarıma ve yoldaşlarıma Hollanda Türkmenleri Birliği nazarında başarılar diler ve Büyük Atatürk gibi hep beraber tekrar and içeriz; Ne mutlu Türk'üm diyene!” diyerek sözlerini tamamladı. Ortadoğu’daki Kürt ve Kürdistan olgusuna değinen Türk Araştırmalar Enstitüsü (ITS) Başkanı ve Tarihçi-Türkolog Drs.Armand Sağ konuşmasında “Ne acıdır ki Koçak bey yeterlice bilinmiyor. Koçak bey Türk tarihinde önemli bir önderdir. “Türkçülük” suçlamasıyla dönemin Irak rejimi tarafından öldürülen Nejdet Koçak’ın birlik çağrısı suç oldu. Dış güçler ne yazık ki Türklerin birliğini istemiyor. Stalin örneğin Türkleri bölmek için çalışma yapmış, Türkleri bölgeler esasına göre ayırmıştır. Türk’le Türkmen arasında bir fark yoktur.” diyerek Türkmen kavramının nasıl ortaya çıktığını anlattı.

Konferansta konuşmacı olan ancak 28 Ocak’ta Strazburg’ta bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) görülecek sözde “Ermeni soykırımı” iddialarını içeren İsviçre-Perinçek davası öncesi İstanbul’da bazı toplantılara katılmak ve temaslarda bulunduğu için konferansa katılamayan Türk Gençlik Önderi, Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Genel Başkanı Oğuzhan Kılıç’ın konferansa tebliğ anlamında yazılı mesaj gönderdi. HTGF Kadın Kolları Başkanı Özlem Kardeş Sancar, HTGF Genel Başkanı Kılıç’ın tebliğini okudu. Türk Gençlik Önderi Kılıç tebliğinde Avrupa’da ortaya çıkan radikalizm, terörizm, İslam karşıtlığı ve ırkçılık tehdidinin dengeli bir şekilde değerlendirilmesi gerektiğini, terörle mücadele edilmesi gerektiğini, kaynağını meşru kamu hukukundan alan devlet güçlerinin din'i ve dinsel obje ve öğeleri azınlıklarla iletişim kurmak için bir iletişim aracı olarak kullanmaya kalkmalarının Anayasa’da yeri olmayan uygulamalar olduğunu, yanlışa düştüklerini, hukukun ve laik yaşamın tehlikeye sokulduğunu ve yurttaşların 2.sınıf yurttaş statüsüne sokulduklarını belirtti ve Büyük Atatürk’ün yaklaşan olayları çok çok önceden gördüğünü ve onun yoluna sımsıkıya sahip çıkılması gerektiğini dile getirdi. HTGF Genel Başkanı Kılıç’ın tebliğinde Türklük değerlerini ayağa düşürdüğünü söylediği mafya’ya yüklendiği gözden kaçmadı. HTGF Genel Başkanı Kılıç, “Bizler bu zorlukları görerek ve çileyi çekerek Türk milliyetçiliği’ne yaraşır ve yakışır olgunluğu ve çalışmayı ortaya koyarken birileri bu ulvi değerleri ırkçılık, gericilik, çek-senet tahsilatçılığı, kara para aklama, uyuşturucu ticareti, çeşitli kaçakçılık yaparak ve mafyacılık oynayarak ayaklarının altında pas pas etmiş, kutlu değerlerimizi hoyratça kötüye kullanmıştır. Ne acı'dır ki (manevi varlığında) Büyük Atatürk ve tüm Türklük değerleri de bundan nasibini almıştır. Mafyavari yapıların Büyük Atatürk’ü ağzına sakız etmesi kadar utanç verici bir durum olamaz!” şeklinde konuya değinerek, tebliğinin devamında “Türklük, milliyetçilik ve İslam bir kutup hareketine dönüştürülemeyecek kadar üst değerlerdir. Bunun aksine yeltenenler halkımızın zekâsıyla alay eden anti-demokrat, militarist, özgürlük düşmanı, baskıcı, faşist yapılardır. Türkiye'deki siyaseti Türk toplumunu birbirine düşürecek ve kutuplaştıracak şekilde Hollanda'ya taşımanın adı ne zamandan beri milliyetçilik olmuştur? Onlar bıraksınlar bu üstün değerleri çekiştirmeyi de toplumumuz için yeni olan hangi hakların kazanımı için mücadele verdiler, onları söylesinler. Bu noktada görülecek ki, gençlimizle ve halkça bozduğumuz oyunu birileri devam ettirmeye çalışmaktadır. Mafya yöntemleriyle güç toplamaya çalışan ırkçı-gerici kriminal güçler her ne kadar fütursuzca ve göz görerek ortada takla atıp kendi kendini ifşa etseler de boşuna çabalıyorlar; Türk gençliği uyanıktır, vakurdur ve oyunların farkındadır.” diyerek “Öncümüz ve yol göstericimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür. Onun ülküsü olan milletimizin ve insanlığın barış ve esenlik yolu, gençliğimizin büyük ülküsüdür. Onun ileri'den de öte ufkun ötesini gösteren yüce düşünceleri dayanağımız, kaynağımız ve yaşam biçimimizdir.” görüşlerine yer verdi.

Konferansın konuşmacılarından Türkolog Tonyukuk Erol Ersoy, Irak’ta Türkmenlerin (Irak Türklerinin) konuştukları ‘Türkmence’ adı verilen lehçe’de kullanılan sözcükler ile Türkiye’de konuşulan Türkçe’de kullanılan sözcüklerin karşılaştırıldığı bilgilendirici bir sunum yaptı. Ersoy’dan sonra konuşan Hollanda Irak Türkmenleri Danışma (NİTAR) Başkanı Sabah Merdan yaptığı konuşmada “Türkmenlerin tarihten bugüne değin temel özellikleri dürüst olmaları ve haktan sapmamaları olduğu”nu dile getirdi. Merdan konuşmasının devamında Türkmen tarihinden örnekler sunarak “Ne zaman ki, Irak kuruldu o günden bugüne Irak Türkleri (Türkmenler) Türkiye’den ayrı düşmüştürler. Türkmenlere karşı en büyük katliam 1959’da Komünistler tarfından yapıldı.” dedi ve Irak Türklerinin zulüm altında olduklarını dile getirdi. Merdan, “Sürekli, çok değerli ve kaliteli insanları bir araya getirerek onlara davamızı en iyi şekilde anlatan ve benimsettiren, Türkmen toplumumuzun öncü gücü olan Hollanda Türkmenleri Birliği ve bu birliğin Başkanlığını başarıyla sürdüren Sayın Eşref Kerküklü’yü özellikle emeğinden ve başarılarından ötürü kutluyor, Allah’tan başarılar diliyorum ve her zaman yanında olacağımızın sözünü veriyorum.” diyerek büyük takdirini dile getirdi.

Buluşmanın son bölümünde katılımcılara ikramlar yapıldı. Hollanda Türkmenleri Birliği Başkanı Eşref Kerküklü milli duyarlılıkları ve Türkmenlere yaptıkları katkılardan ötürü, alkışlar eşliğinde Irak Türkmen Cephesi (ITC) Avrupa Birliği/Brüksel Temsilcisi Dr.Hassan Aydınlı, Hollanda Türk Gençlik Kuruluşları Federasyonu (HTGF) Kadın Kolları Başkanı Özlem Kardeş Sancar, Türk Araştırmalar Enstitüsü (ITS) Başkanı ve Tarihçi-Türkolog Drs.Armand Sağ, Hollanda Irak Türkmenleri Danışma (NİTAR) Başkanı Sabah Merdan, Türkolog Tonyukuk Erol Ersoy, Fetihce Uluslararası Sosyal Projeler Derneği Başkanı Fetih Coşkunsu ve Hollanda Türkmenleri Birliği yönetimi tarafından “2014 Yılının En Aktif Türkmen Kadını” olarak seçilen Dr.Aydınlı’nın değerli eşi Europe-Turkmen Friendships  (Avrupa-Türkmen Dostluğu) girişiminin Başkanı Merry Fitzgerald’a şükran plaketi sundu.

4 Şubat 2015 Çarşamba

INCON Grubu’nun yetkilileri, 9-11 Şubat 2015 tarihlerinde her sene düzenlenen Üniversite ve Liderlik toplantılarını İstanbul’da gerçekleştirecektir

Dünyanın önde gelen konferans, etkinlik ve destinasyon yönetimi firmalarının oluşturduğu INCON Grubu’nun yetkilileri, 9-11 Şubat 2015 tarihlerinde her sene düzenlenen Üniversite ve Liderlik toplantılarını İstanbul’da gerçekleştirecektir.


INCON lokal partneri DEKON ve INCON tercih edilen mekan tedarikçisi Haliç Kongre Merkezi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek bu organizasyon kapsamında, 10 Şubat 2015 tarihinde “INCON Sektör Semineri” düzenlenecektir.  Türkiye toplantı sektörü ve uluslararası toplantı sektörünün önde gelen isimlerinin ve değerli konuşmacıların bir araya geleceği INCON Sektör Semineri’nde, sektöre ilişkin gelişmeler, tercih edilen toplantı destinasyonlarından biri olan İstanbul’un konumunun sürdürülebilirliği için gereklilikler, destinasyonumuzun geleceğine yönelik ortak stratejilerin oluşturulması ve küresel tehditlerin destinasyona etkileri tartışılacaktır. Seminer, İsrail, Avusturalya ve Singapur’dan üst düzey konuşmacıların sunumlarını da kapsamaktadır.



Seminer;
En iyi uygulamaların paylaşımı ve toplantı sektöründeki meslektaşların uzun soluklu ilişkiler kurmasını,
Tedarikçilerin toplantı sektöründeki yapılanmalar, eğilimler ve değişimler hakkında bilgilendirilmesini,
İstanbul’un önde gelen toplantı destinasyonlarından biri olarak kalmasını sağlamak için global fikir liderleriyle yeni stratejilerin tartışılmasını hedeflemektedir.
Dünyanın önde gelen “Profesyonel Konferans Organizatörleri” ve “Konferans ve Etkinlik Yönetimi” firmalarının CEO’ları olan INCON partnerlerinin konuşmacı olarak yer alacağı Seminer, uzmanların hazırladığı sunumlar, moderatör eşliğinde gerçekleştirilecek yuvarlak masa ve panel tartışmalarını da kapsamaktadır.

Haliç Kongre Merkezi Genel Müdürü  Handan Boyce yaptığı açıklamada, “INCON Sektör Semineri’nin küresel tehditlerin toplantı sektörüne etkisinin tartışılabileceği önemli bir fırsat yaratacağı ve İstanbul’un önde gelen destinasyonlarından biri oluşunu sürdürülebilir kılan stratejileri değerlendirmek adına etkin bir platform sağlayacağını” belirtti.

Arinex Yönetici Ortağı ve INCON Eş Başkanı  Roslyn McLeod, “İstanbul sürekli gelişen ve zenginleşen uluslararası bir şehir, Haliç Kongre Merkezi ise şehrin değerli bir parçası. INCON ortakları bu görkemli mekânı deneyimlemek için İstanbul’da bir araya gelmeye karar verdi. Sektörün önemli konularını tartışılacağı bu toplantıyı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.
                                               

FG Wilson Marmara Bölgesi’ne yeni satış müdürü atandı

EMRAH DUMANKAYA, FG WILSON MARMARA BÖLGESİ SATIŞ MÜDÜRÜ OLDU
1966’dan bu yana dünya markası olarak büyük yatırımcının, gayrimenkul geliştiricisinin;avm,hastane,otel,okul, köprü,havaalanı,ofis,rezidanslar gibi çözüm ortağı olan ve daima “Kesintisiz Hayat” için “Kesintisiz Enerji” tedariki önemidir diyen      FG Wilson Türkiye ekibi genişliyor.


FG Wilson Türkiye, Marmara Bölgesi’ne satış müdürü olarak atanan Emrah Dumankaya, 2000 yılında  Yıldız Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi Elektrik Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 2013 yılında Yeditepe Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsünde yüksek lisans (MBA) eğitimine başladı.

Profesyonel hayatına; elektronik kartlar, uzaktan kumandalar ve plastik ürünler
üreten ALPPLAS – EPS Elektronik  şirketinde Üretim ve Proje Mühendisi olarak başlayan              Emrah Dumankaya, 2004 – 2012 yılları arasında AKSA Jeneratör’de Özel Müşteriler Yöneticisi  (Proje Yönetmeni) olarak çalıştı. Yüksek satış ciroları yaparak önemli başarılara imza atan Dumankaya, 2013 yılında AKSA Jeneratör Bölge Satış Müdürü oldu.

2015 yılı başında ise 1966’dan beri bir dünya markası olarak hizmet veren dünyanın en büyük jeneratör sistemleri üreticisi FG Wilson’ın  Türkiye kadrosuna katılan Emrah Dumankaya Marmara Bölgesi Satış Müdürü olarak göreve başladı.

Pazarlık Becerileri,  Etkin Sunum Becerileri,  Zaman Yönetimi, GDrive Sertifikasyonu,
EDU Plus Pazarlama Yönetimi  gibi eğitim seminerlerine katılan ve 1977 yılında doğan Emrah Dumankaya iyi derecede ingilizce biliyor, evli ve yelken, futbol, basketbol gibi
spor dallarıyla uğraşıyor.

Avrupa’nın örnek akıllı şehri Eskişehir Tepebaşı’nda kurulacak!

Paydaşları arasında ÖLÇSAN’ın da yer aldığı Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Yaşam Köyü Projesi Avrupa Komisyonu Akıllı Şehirler ve İnovasyon Projesi’nden 5 milyon avro hibe alma hakkı kazandı. ÖLÇSAN’ın kuracağı Akıllı Şehir İzleme Portali gibi yeniliklere sahne olacak proje kapsamında Tepebaşı Belediyesi’nin sera gazı salımı azaltılacak.  Türkiye ve EMEA bölgesine akıllı kart, biyometri ve güvenlik çözümleri, uygulama geliştirme ve teknoloji entegrasyonu alanlarında 1984 yılından bu yana hizmet sunan Türk teknoloji şirketi ÖLÇSAN’ın paydaşları arasında yer aldığı, Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Yaşam Köyü Projesi, Avrupa Komisyonu Akıllı Şehirler ve İnovasyon Projesi’nde 20 proje arasından ikinci seçilerek 5 milyon avro hibe almaya hak kazandı.


Ocak 2015 itibarıyla başlayan Yaşam Köyü Projesi, Eskişehir Tepebaşı’nda ulaşım, iletişim ve bilişim teknolojileri alanında yapılacak iyileştirmelerle sürdürülebilirliği sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında teknolojinin yardımıyla kaynak ve enerji verimliliği artırılırken, Tepebaşı’nın sera gazı emisyon oranlarının ciddi oranda azaltılması amaçlanıyor. Avrupa Birliği’nin araştırma ve yenilik programı Horizon 2020 (H2020) kapsamında hayata geçirilen Avrupa Komisyonu Akıllı Şehirler ve İnovasyon Projesi’nde Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, İspanya Valladolid ve Birleşik Krallık Nottingham belediyeleri ile birlikte yol gösterici nitelikte 3 yerel yönetim arasında yer alıyor. Toplamda 60 ay sürecek olan Yaşam Köyü Projesi’nin 2019 yılı sonunda tamamlanması hedefleniyor. 24 milyon avroya yakın bir bütçeye sahip olan projede 21,5 milyon avroluk kaynak AB tarafından hibe olarak karşılanacak. Projenin bilişim & iletişim teknolojileri geliştirmelerinden sorumlu paydaşı ÖLÇSAN, Yaşam Köyü Projesi için Akıllı Şehir İzleme Portali oluşturacak.

Proje kapsamında 17-19 Şubat tarihleri arasında İspanya’nın Valladolid şehrinde tüm paydaşlarının katılacağı bir toplantı gerçekleştirilecek. Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan ÖLÇSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Burak Sondal, “ÖLÇSAN olarak akıllı şehir başlığı altında, güvenlik ve gerçek zamanlı interaktif ve adaptif teknolojileri göz önünde bulundurarak, Avrupa’nın önde gelen iş ortakları ile birlikte koordineli çözümler geliştirmekteyiz. Bu kapsamda Avrupa Birliği tarafından, 2014 Horizon 2020  proje görevleri arasında onlarca proje arasından titizlikle seçilmiş olan ‘REMOURBAN under SCC1 call in Horizon 2020’ projesinin Türkiye’de ana yüklenicileri arasında yer almaktayız. Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin bu başarısına Akıllı Şehir İzleme Portali’mizle katkıda bulunacağız. Dünyada örnek olacak bu projede yer almak bizim için gurur vericidir. Proje kapsamında Ar-Ge süreçlerini gerçekleştireceğimiz inovatif ürünlerin, ülkemizde bundan sonra uygulanacak akıllı şehir projeleri için de bir model teşkil edeceğini düşüyoruz” açıklamasını yaptı.

1 Şubat 2015 Pazar

Zengin Turistin Yeni Rotası Sokak Arası

Four Season veya Çırağan Sarayı Kempinski Hotel gibi bir elin beş parmağını geçmeyen marka otelleri bir kenara atarsanız İstanbul en pahalı otelleri ne Boğaziçi’nin o eşsiz kıyılarında ne de Nişantaşı gibi İstanbul’un lüks semtlerinde yer almıyor. Bu oteller sanılanın aksine Sultanahmet’in tarihi sokaklarında mütevazi bir heybetle misafirlerini karşılıyor.


Sultanahmet’in ara sokaklarındaki bu küçük otellerin dünya çapındaki otel zincirlerini geride bırakmasının en büyük sebebi ise turistin kendini evinde hissetmesi. Sultanhan Hotel’in Müdürü Enis Akcan “Dünyada yeni trend butik oteller. Turist evindeki sıcaklığı otelinde de arıyor. Bu yüzden yüzlerce kişi ile birlikte kahvaltı etmek, konaklamak artık turistlere cazip gelmiyor. Özellikle zengin turistler gittiği bölgenin tarihi dokusuna uygun küçük otellerde konaklıyor” diyor.


TURİST DEĞİL EVE GELEN MİSAFİR
Terasındaki muhteşem Sultanahmet manzarası ile otel sakinlerini büyüleyen Sultanhan Hotel’in lobisi tarihi eserler ile dolu ferah bir sanat galerisini andırıyor. Otelin düşük sezondaki fiyatı 298 Euro’ya kadar çıkıyor. Bu rakam yüksek sezonda 310 Euro’yu buluyor. Tripadvisor’dan araştırıldığında bu rakamlar 5 yıldızlı otellerin çok üstünde bir rakam. Akcan, butik otellerde turistlere ‘eve gelen misafir’ konsepti ile yaklaşıldığını belirtiyor. Misafir sayısı nispeten az olduğu için turistlerle birebir ilgilenmek daha kolay oluyor. Hatta turist bir sorunu olduğunda resepsiyonistten otelin sahibine kadar tüm yetkililere ulaşması da gayet kolay oluyor. Güleryüz, yakın ilgi, tarihi mekanlara kolay ulaşım ve oteldeki konfor turistin beş yıldızlı bir otel yerine kendilerini tercih etmelerinde etken olduğunu söylüyor.

ENTELLEKTÜEL TURİSTLER
Akcan’a göre, bu tarz otellerde kalan müşteriler için otelin tarihi dokusu ve güleryüz oda fiyatından daha önemli. Ayrıca kalan müşterilerin yüksek bir entelektüel seviyesi olduğuna dikkati çekiyor. Otel misafirleri arasında çok sayıda siyasetçi, gazeteci, guide book ve ünlü blog yazarları olduğuna dikkati çekiyor. Sultanhan’ın zevkle ve ince ayrıntıları hesap edilerek dekore edilmiş odalarını göz önünde bulundurunca bu fiyatlar makul gelebiliyor.

BEŞ YILDIZLILARDA FABRİKASYON MANTIĞI VAR
Sultanahmet bölgesinde çıtayı yükselten bir diğer isim de Ottoman Hotel İmperial. 1972 yılında hostel olarak açılan otel, 2004 yılında  baştan aşağı yenilendi. Ayasofya’nın bitişiğinde bulunan tesis, 2006 yılından beri  özel belgeli otel olarak hizmet veriyor. İç dekorasyonu ele alındığında Ottoman, tarzı olan bir butik otel. Kışın 120 Euro’yu bulan oda fiyatı yazın 400 Euro’ya kadar çıkıyor. Otelin açıldığı günden beri işletmenin başında bulunan Genel Müdür Serdar Balta’ya göre beş yıldızlı oteller fabrikasyon mantığı ile hizmet veriyor. Anahtarı aldıktan sonra otel ile bağınız kalmıyor ve kendinizi soyutlayabiliyorsunuz.


‘’TURİSTİN BAGAJINI BEN TAŞIYORUM’’
Diğer taraftan butik otellerde ikinci günden itibaren görevliler size adınız ile hitap etmeye başlıyor. Dolayısıyla turist ile otel arasında zamanla bir bağ kuruluyor. Yine Balta’ya göre butik otelcilik bir detay işi. İşletmeci her detayı düşünmeli ve misafir ile direkt kontak kurmalı. Bu yüzden otele gelen müşteride Balta’nın cep numarası da var. Böylelikle misafirler acil durumlarda dahil olmak üzere her konuda, istediklerinde Balta’ya ulaşabiliyor. Balta “İşletmede misafir otelin sahibidir. Öncelikli hizmet alma hakkı ona aittir. Rastgeldiğimde misafirin bagajını resepsiyona kadar ben taşıyorum. Çünkü butik otel misafir memnuniyeti ile ayakta durur. Ancak bütün bunların temelinde unutulmaması gereken bir diğer nokta da yönetim kurulu ile uyumdur. Eğer idareci ile işveren arasında vizyon sorunu varsa o işletme asla belini doğrultamaz. Böyle bir otelin ciddi başarılara imza atması da mümkün olamaz” şeklinde açıklıyor mesleğin püf noktalarını. Sultanhan ve Hotel Ottoman İmperial elbetteki Sultanahmet bölgesindeki tek örnek değil. Nitekim Sultanahmet bölgesindeki butik oteller birbirleri ile giriştikleri mesleki rekabette her geçen yıl standartları daha yukarıya çekiyor.

Artık Türk turizminde hiç bir şey eskisi gibi olmayacak, 2015 yılı turizmde yeni bir milat olacak...

Dünya Turizm Örgütü verilerine göre, seyahat edenlerin sayısı dünya genelinde 2014'te yüzde 4.7 artışla 1 milyar 138 milyon kişiye ulaşmış. 2015'te turist sayısında yüzde 3-4 artış öngörülüyor
Türkiye'ye gelen yabancı ziyaretçi sayısı ise yılın ilk dokuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6.11 artışla 30.09 milyon olarak gerçekleşmiş.


Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın internet sitesinde yer alan verilere göre yabancı ziyaretçi sayısı eylül ayında yüzde 2.02 artışla 4.35 milyon olmuş.Yukarıdaki verilere bakıldığında aslında Türkiye'ye  gelen turist sayısı  ne yazık ki çok düşük. Fransa'ya yılda 80 milyonun üzerinde turist geliyor ve bu turistlerin yüzde 30'u sadece Paris'i ziyaret ediyor, İspanya'ya da keza yine 64 milyon turist geliyor, en büyük payı da Barcelona ve Madrid  kentleri alıyor

Bizde ise,  Türkiye haritasını göz önünüze aldığınızda sadece iki noktaya belirgin sayıda turist geldiğini görürsünüz. Bunlardan birincisi Antalya, ikincisi İstanbul'dur.  2015 yılından itibaren yeni gelişmeler hepimiz açısından daha iyi olacak tabii ki. Analizleri ve hesapları iyi yapmamız gerekiyor, özelikle de otelci yatırımcılar  pazarlama yaparken artık sadece kendilerine kazandıran kararlar almaktan vazgeçmeli, bu sektörde çok önemli  bir yer tutan seyahat acenteleri ile birlikte yol almalılar ve lokal turizm şirketlerine daha fazla olanak sağlamalıdırlar.

2013 Yılında özelikle  İstanbul hotellerinin yaptığı yanlış satış politikası
2013 yılında, özelikle de İstanbul otellerinin  fiyatları aşırı derecede yüksek tutmaları ve fiyat orantısının otel standartlarıyla  uyuşmaması sonucunda  değerli otelci arkadaşların Avrupa'daki ekonomik krizi  ön görmemesi ve Akdeniz ülkelerindeki  Yunanistan ,İspanya ve İtalya  gibi rakiplerimizin pazarlama konusunda Avrupa'daki krizi göz önüne alıp  akılcı politikalar yürütmesi nedeniyle, 2104 yılı turizmciler açısından çok zor bir yıl olmuştur  özelikle İstanbul bölgesine geçtiğimiz yıl eylül ve ekim ayı dışında her hangi bir aktif rezervasyon talepleri gelmemiştir.
2015 yılı itibarıyla, Türkiye genelinde  yabancı zincir otellerin yatırım yapması sonucunda hem standartlar yükselmiş hem de alternatifler çoğalmıştır. Bu nedenle bundan böyle Türk turizminin daha doğru bir zemine oturacağı kesindir

İşte nedenleri
Dünyanın en büyük havalimanı olan bir 3'üncü havalimanının İstanbul'a yapılmasıyla İstanbul bir hap destinasyon olacaktır

THY'nin tüm dünyada 265 destinasyona uçmaya başlaması ile THY uçaklarındaki yolculuk yapanların  yüzde 70'inin yabancıya ulaşması İstanbul'a  artı bir değer katacaktır

Özellikle İstanbul'da, yatırımı yapılan yeni  oteller zinciri profesyonelliği ve servis kalitesini artıracak, serviste bir ayrışım sağlayarak servis kalitesine göre ücretlendirme gerçekleşecektir.

Yüksek hızlı tren hatlarının yapılması İstanbul ve Türkiye turizmine daha şimdiden yüzde  25 bir değer katmış  ve  yeni hatlar açıldıkça da bu sayının  yükselmeye davam edeceği kesindir.

Global online sitelerdeki satışlar çok alternatif olması ve komisyon oranlarının gittikçe yukarı çekilmesiyle bir online sitesinde ortalama kalmanın bir dakika ile sınırlı olmasından dolayı rezervasyonlar seyahat şirketleri üzerinden gelecek, böylelikle de 2015 yılında seyahat şirketleri yeniden toparlanma evresine döneceklerdir.

2015 yılında, özelikle de  İstanbul' da çok seçenekli otel olmasıyla servis çeşitliliği artacak, ancak fiyat kalite standartlarında olacak müşteri memnuniyeti artacak bu da gerçek değer üreten işletmelerin sayısını artırarak turizme yeni bir ivme kazandıracak, ilerideki yıllarda bu olumlu yönde gidişin  meyvelerini  Türkiye  kesin toplayacaktır...

30 Ocak 2015 Cuma

Sömestre ve Yaz Tatilleri bölgelere göre ayrılsın

Siz inat deyin ama biz "Niyet ettik, Şu Sömestre ve Yaz Tatillerini bölgelere göre ayırmaya." diyerek temcit pilavımızı tekrar huzurlarınıza sunarız...Bakalım ilanlara; Sömestre'de Uludağ gecelik 350 TL, ama sömestre'ye bir gün kala veya bir gün sonra 80, 90 TL. Öğrencilerin Yaz tatili başlar. Güneyde 5* otelin gecesi 200 TL, ama bir gün önce 60 TL. Tatil biter 40 TL. Sonra sorarız, neden Türkler Uludağ'da bir gece dağ oteli fiyatına 1 hafta konaklanan Bansko'da (Bulgaristan) kayarlar?


ÖSYM, LYS, LGS hatta KPSS. farketmez, Doğu hep sonuncudur. Ardından Güney gelir. Çünkü batı da okulda 160 - 170 gün ders (müfredat) görülürken, doğuda kış şartlarında 2 ay okullar kapalıdır. Doğu, batıya oranla neredeyse üçte bir daha az eğitim görür. Haziranda Güney kaynar okula giderken. Anadolu'da köyde ki talebe okulu olsa da ekim zamanı ailesine yardım eder. Karadeniz'de de Çay, Fındık toplarken.

İsviçre. 6 milyon nüfusu vardır. Yüz ölçümü Konya ovasından hallice.  Ama İsviçre'de sömestre ve yaz tatilleri malum sebeplerde ayrı ayrı dönemlerde değerlendirir. Almanya'da öyle, Fransa'da İtalya'da, Amerika v.s kısaca Dünyada da böyle.

Bizde ise 18 milyon orta öğrenim talebesi ve hatta Üniversiteler hep aynı gün Yaz ve Sömestre Tatiline çıkarlar, ve aynı gün Fiyatlar ve Kazalar tavan yapar. Oysa biz de dünyada ki diğer ülkeler gibi bölge ve tarihlere göre sömestre ve yaz tatillerini ayırabilirsek, iç turizmimizi %30-35 arttırabileceğiz. Acentalar ve oteller, daha uzun süreli kazanacak, fiyatlar ise daha makul rakamlara inecek. Sömestre tatili 15 günden 2 aya YA-YI-LA-CAK, yaz tatili ise 2,5 aydan 4, 4,5 aya yayılacak. Doğu ile batı arasında ki eğitimde fırsat eşitliği sağlanacak. Çünkü artık doğuda ki öğrenci de batıda ki arkadaşları kadar müfredat yani ders görecek.

Seyahat acentaları açısından bakarsak; %30-35 daha çok müşteri ve daha uzun süreli kazanç elde edecekler.

Otelciler açısından bakarsak; Tesisleri daha uzun süreli doluluk yaşayacak, daha çok kazanç sağlayacaklar. Olmayan Müşteri-Sabit gider kıskacından kurtulacaklar.Tüketiciler açısından bakarsak; Herkes "tatil hakkını" daha ucuza elde edebilecek. Esnaf açısından bakarsak, daha çok kazanç elde edecekler. Öğrenciler açısından bakarsak; Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında ki eğitim süresi ve kalitesi farklılığı azalacak. Milli Eğitim Bakanlığı açısından bakarsak; Bir kez olmak üzere fazla mesai yapacaklar...

Bölgeler ve öngörülen tarihler;

Marmara ve özellikle İstanbul, turizm potansiyeli açısından çok yüksektir. Türkiye'de Seyahat eden kitlenin % 60'ı Marmara bölgesinin tüketicileridir. Bu nedenle mümkünse İstanbul'u da iki yakasına göre ayırmalıdır. Aşağıdaki örnekleme sadece 2011-2012 dönemi için pratik gösterimdir. SADECE ÖNERİDİR. Elbette bölgenin coğrafi durumu, hasat, ekim zamanları, Turizm bölgelerindeki illerin durumu bölge yetkililerce tekrar değerlendirilebilecektir.




Üniversite ve Liderlik toplantılarını İstanbul’da gerçekleştirecek

İstanbul’un önde gelen toplantı destinasyonu olarak konumunun sürdürülebilirliğini sağlamak için stratejiler Dünyanın önde gelen konferans, etkinlik ve destinasyon yönetimi firmalarının oluşturduğu INCON Grubu’nun yetkilileri, 9-11 Şubat 2015 tarihlerinde her sene düzenlenen Üniversite ve Liderlik toplantılarını İstanbul’da gerçekleştirecektir.

INCON lokal partneri DEKON ve INCON tercih edilen mekan tedarikçisi Haliç Kongre Merkezi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek bu organizasyon kapsamında, 10 Şubat 2015 tarihinde “INCON Sektör Semineri” düzenlenecektir.  Türkiye toplantı sektörü ve uluslararası toplantı sektörünün önde gelen isimlerinin ve değerli konuşmacıların bir araya geleceği INCON Sektör Semineri’nde, sektöre ilişkin gelişmeler, tercih edilen toplantı destinasyonlarından biri olan İstanbul’un konumunun sürdürülebilirliği için gereklilikler, destinasyonumuzun geleceğine yönelik ortak stratejilerin oluşturulması ve küresel tehditlerin destinasyona etkileri tartışılacaktır. Seminer, İsrail, Avusturalya ve Singapur’dan üst düzey konuşmacıların sunumlarını da kapsamaktadır.

Seminer;
En iyi uygulamaların paylaşımı ve toplantı sektöründeki meslektaşların uzun soluklu ilişkiler kurmasını,
Tedarikçilerin toplantı sektöründeki yapılanmalar, eğilimler ve değişimler hakkında bilgilendirilmesini,
İstanbul’un önde gelen toplantı destinasyonlarından biri olarak kalmasını sağlamak için global fikir liderleriyle yeni stratejilerin tartışılmasını hedeflemektedir.
Dünyanın önde gelen “Profesyonel Konferans Organizatörleri” ve “Konferans ve Etkinlik Yönetimi” firmalarının CEO’ları olan INCON partnerlerinin konuşmacı olarak yer alacağı Seminer, uzmanların hazırladığı sunumlar, moderatör eşliğinde gerçekleştirilecek yuvarlak masa ve panel tartışmalarını da kapsamaktadır.

Haliç Kongre Merkezi Genel Müdürü Sayın Handan Boyce yaptığı açıklamada, “INCON Sektör Semineri’nin küresel tehditlerin toplantı sektörüne etkisinin tartışılabileceği önemli bir fırsat yaratacağı ve İstanbul’un önde gelen destinasyonlarından biri oluşunu sürdürülebilir kılan stratejileri değerlendirmek adına etkin bir platform sağlayacağını” belirtti.

Arinex Yönetici Ortağı ve INCON Eş Başkanı Sayın Roslyn McLeod, “İstanbul sürekli gelişen ve zenginleşen uluslararası bir şehir, Haliç Kongre Merkezi ise şehrin değerli bir parçası. INCON ortakları bu görkemli mekânı deneyimlemek için İstanbul’da bir araya gelmeye karar verdi. Sektörün önemli konularını tartışılacağı bu toplantıyı sabırsızlıkla bekliyoruz” dedi.

Kurtalan Ekspres ve Moğollar ölümünün 16. yılında Barış Manço şarkıları söyleyecek

Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezinde  yapılacak anma gecesine şair yazar Sunay Akın ve Barış Manço’nun eşi Lale Manço konuşmacı olarak katılacak.Yediden yetmişe herkesin gönlünde yer eden ünlü sanatçı Barış Manço aramızdan ayrılışının 16. Yılında Kadıköy ‘de anılacak.


Kadıköy Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Halkbank ve Barış Manço Derneği’nin desteğiyle gerçekleşecek etkinlikler kapsamında Manço’nun  evi 31 Ocak gecesi saat 24.00’e kadar ziyarete açık olacak.


Moda  Yusuf  Kamil Paşa Sokak da bulunan Kadıköy Belediyesi Barış Manço Evi ücretsiz gezilebilecek.


BARIŞ İÇİN YEDİDEN YETMİŞE ŞARKILAR SÖYLENECEK
Kurtalan Ekspres ve Moğollar’ın Barış Manço anısına sahne alacağı konser ise 1 Şubat Pazar günü Caddebostan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Barış Manço şarkılarının hep bir ağızdan seslendirileceği geceye Sunay Akın ve Lale Manço konuşmacı olarak katılacak.


Tarih : 1 Şubat 2015 Pazar
Saat :   20.00
YER :  CADDEBOSTAN KÜLTÜR MERKEZİ (CKM)
           

Şarabın büyülü dünyası İncirli Şaraphane’de

Şarabın büyülü dünyası İncirli Şaraphane’de özel Sevgililer Günü menüsüne caz vokal performansı ile şampanyalar ve pembe köpüklüler eşlik ediyor.


Kuruçeşme’de, eski bir şarap imalathanesinin restore ederek 700 çeşit şarabıyla Türkiye’nin en büyük kavına dönüşen İncirli Şaraphane, Sevgililer Gününü ‘Pink Love’ temasıyla karşılıyor. Dj Ayhan Korkmaz’a eşlik eden canlı vokal performansı, Sevgililer Günü özel lezzetleri ve bu lezzetlerle eşleştirilen gecenin içkileri ile romantik bir gece sizi bekliyor.Şaraba dair her şeyi bir arada bulabileceğiniz İncirli Şaraphane, Sevgililer Gününe özel menüsünü tadanlar arasından şanslı bir çifte bir İncirli Tadım Atölyesi hediye ediyor.

Türkiye’de ilk kez düzenlenecek

HERITAGE 2015 “Restorasyon, Arkeoloji ve Müzecilik Teknolojileri” Fuar ve Konferanslarına dünyayı etkileyen isimler katılıyor


HERITAGE 2015 Restorasyon, Arkeoloji ve Müzecilik Teknolojileri Fuarı ve Konferansları,
5-7 Şubat 2015 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda düzenleniyor. Türkiye’de ilk kez düzenlenecek olan fuarda yapılacak konferansların teması “Yeni Perspektifler, Yeni Teknolojiler, Yeni Uygulamalar” olarak belirlendi.Arkeoloji ve restorasyonda yeni teknolojiler, onarım ve sergileme tekniklerini mercek altına alacak olan HERITAGE 2015,  T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun destekleriyle düzenleniyor. Kültürel mirasla ilgili tüm sektörün buluşma noktası HERITAGE 2015, sosyal adalet ve kültürel paylaşımın güçlendirilmesi için müzelerin platform olarak kullanılması üzerine olan çalışmaları ile gündeme imzasını atan Kopenhang Müzesi eski direktörü Jette Sandahl, Arkeometri, inorganik ve organik ürünlerin restorasyonu uzmanı Vittorio Bresciani, İspanya’da müzecilikte devrim yapan Çek mimar Boris Micka, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından yılın en iyi müzesi seçilen Baksı Müzesinin kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, dünyada kültür varlıklarına yönelik destek sağlayan Kanada Lord Vakfı sergiler bölümü başkan yardımcısı Maria Piacente, Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi- ICOMOS Kanada eski genel sekreteri Dinu Bumbaru ve dünya çapında işlere imza atan mimarımız Emre Arolat gibi isimleri ağırlayacak.


All Fuarcılık, Türkiye’de bir ilke daha imza atıyor. HERITAGE 2015 Restorasyon, Arkeoloji ve Müzecilik Teknolojileri Fuarı ve Konferansları ülkemizin tarih ve sanat varlıklarının korunması, saklanması ve geleceğe aktarılmasına yönelik çalışan kurumlar ile sektörle ilgili tedarikçilerin bir araya getirilmesini sağlamak üzere 5-7 Şubat 2015 tarihleri arasında Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilecek. ALL Fuarcılık A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akan’ın ev sahipliğinde, Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Danışma Kurulu Başkanı Suay Aksoy ve Ahmet Yeşiltepe’nin katılımıyla düzenlenen ön basın toplantısında HERITAGE 2015 Fuarı hakkında bilgi verilmesinin yanı sıra güçlü konferanslar dizisi de vurgulandı.

Türkiye’de bir ilki temsil ediyor
Restorasyon, müzecilik ve arkeoloji sektörlerinin ilk kez bir arada ve önemli bir platformda buluşacağına dikkat çeken All Fuarcılık Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akan basın toplantısında, “Ülkemiz tarih konusunda büyük bir potansiyele sahip fakat sektörel gelişiminin henüz başında olması nedeniyle her üç konuda ne yazık ki ayrı birer fuara sahip olabilecek gücü ve oluşumu henüz bulunmuyor. Bu nedenle biz Türkiye’de bu üç sektörü bir araya getirip “Kültürel Miras” adı altında topladık. Böyle bir fuar ve konferans, Türkiye’de bir ilki temsil edecek.” dedi.

Baksı Müzesi Kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan, "İletişim koşullarının hızla gelişmesine rağmen hala kültürel paylaşım konusunda ideal bir noktaya ulaşıldığını söyleyemeyiz. Kültürel demokrasiyi merkeze koyduğumuz andan itibaren insanın yaşamakta olduğu coğrafyanın her noktasına sanatı götürmek gerekiyor. Bu vesileyle götürdüğümüz bu potansiyel insanın katılımına açık bir ilişki boyutu sunmalıdır. Bu anlamda müzecilik önem kazanıyor. Ancak müzeciliği merkezi kentler bağlamında ele almak bu soruna yeterli yanıt değildir. Müzeciliğin yeni boyutu yaşam neredeyse orada olmak ve olduğu bölgedeki insanların ekonomik ve kültürel katılımlarını sağlamak olmalıdır. HERITAGE 2015 fuarı gibi çalışmalar bu doğrultuda bir bilinç oluşturma adımıdır ve değerlidir." diye belirtti.

Uluslararası Müzeler Konseyi (ICOM) Danışma Kurulu Başkanı Suay Aksoy da, “Türkiye bugün müzecilik alanında büyük bir hamle içinde. HERITAGE 2015, doğru zamanda doğru bir girişimi gerçekleştiriyor. Arkeoloji, restorasyon ve müzecilik gibi birbirini besleyen  temel uzmanlıkların yerli ve yabancı temsilcilerini bir platformda buluşturuyor ve karşılıklı bilgi ve fikir alışverişi için bulunmaz bir fırsat yaratıyor. Etkinliğe bir fuarın eşlik etmesi de uygulamalı bir disiplin olan müzecilik için teknolojik gelişmelerin izlenmesi açısından son derece yararlı olacaktır.  HERITAGE 2015, duyulduğu andan itibaren müzecilik ve ilgili çevrelerde bir heyecan yarattı. Bu heyecanın önümüzdeki yıllarda artarak devam edeceğini düşünüyorum.”dedi.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı –Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, T.C. Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü ve UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, Marmara Belediyeler Birliği, ICOMOS Türkiye, Europa Nostra ve üniversitelerin destekleriyle düzenlenen organizasyonda, Türkiye’de ‘Kültürel Miras’ eğitimi-yönetimi, belgelemede yeni yöntemler, sergilemede ve teşhirde yeni araçlar, arkeolojide yeni teknikler, konservasyon ve restorasyon teknikleri, yeni uygulamalar ve müzecilik teknolojileri gibi ana başlıklar yer alıyor. HERITAGE 2015’de konferansların yanı sıra sergiler de yer alıyor. Moda tasarımcısı Hatice Gökçe’nin “Leather Age Anatolia” adlı fotoğraf sergisi organizasyonu renklendirecek.

Fuarın yanı sıra zengin bir konferanslar dizisi de programlandı. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne bağlı birimler 9 konu başlığında sunum yapacak. Türkiye’de kültürel mirasın korunması, yaşatılması ve kamuoyuna sunulmasında bakanlık tarafından nasıl irdelendiğini ortaya koyacaklar. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bir sergi ve 2 seminerle fuardaki yerini alacak. Dünyada kültür varlıklarına yönelik destek sağlayan Lord Vakfı, Europa Nostra ve Dünya Anıtlar ve Sitler Konseyi ICOMOS ve Dünya Müzeler Konseyi ICOM, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Müzecilik Meslek Kuruluşu Derneği de

HERITAGE 2015’e destek veren önemli kurum ve kuruşlar arasında yer alıyor.  Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Bursa Büyükşehir Belediyesi, Beşiktaş Belediyesi, İBB iştiraki BİMTAŞ, Orman ve Su İşleri Bakanlığı-Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ve sektör temsilcisi firmalar stand katılımlarıyla HERITAGE 2015’de yer alıyorlar.

Dünyayı etkileyen isimler HERITAGE 2015’de olacak
HERITAGE 2015’de Türkiye’den ve dünyadan müzecilik, restorasyon ve arkeoloji çevrelerinin etkili isimleri konuk edilecek. Akademisyenler ve dünyaca ünlü isimlerce restorasyon, arkeoloji ve müzecilik alanında yeni akımlar, teknolojik yaklaşımlar gündemi belirleyecek.
Geleneksel olmayan akademik geçmişi ile müzecilik alanında şiirsel, psikolojik ve duygusal bir yaklaşımla müze çalışmalarını yorumlayan Jette Sandahl Heritage 2015’de olacak. Kopenhang Müzesi eski direktörü, Müzebilimci Jette Sandahl sosyal adalet, kültürel paylaşımın güçlendirilmesi için müzelerin platform olarak kullanılması üzerine yeni paradigmalar geliştiren çalışmaları ile gündeme imzasını atıyor.

Doğal afetler, silahlı çatışmalar ya da modern metropolün gelişimi gibi sıra dışı durumlar çerçevesinde kültürel mirası korumak konusuyla ilgilenen Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi ICOMOS Kanada eski genel sekreteri ve Montreal Miras Vakfı direktörü Dinu Bumbaru, mimarinin tüm alanlarını kapsayan çalışmaları ile dikkat çeken ICOMOS Yöresel Mimarlık Komitesi  Başkanı mimar Gisle Jakhelln ve dünyada kültür varlıklarına yönelik destek sağlayan ve ülkeler düzeyinde yardım yapan Kanada Lord Vakfı Sergiler Bölümü Başkan Yardımcısı Maria Piacente, konferansın beklenen isimlerinin başında geliyor.

Arkeometri, inorganik ve organik ürünlerin restorasyonu uzmanı Vittorio Bresciani, Türkiye’de ve dünyada iz bırakan projelere imza atan Emre Arolat, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ‘Yılın En İyi Müzesi’ ödüllü Baksı Müzesi’nin kurucusu Prof. Hüsamettin Koçan, gelişmekte olan teknolojileri kullanan medya tabanlı sahneografi, anlatı mekanları ve interaktif uygulamalar ajansı Tamschick Media+Space’in kurucusu Mark Tamschick ve uluslararası sergi tasarımı alanında lider olarak kabul edilen Atelier Brückner’in kreatif yönetmeni, sahneograf Prof.Dr. Uwe Brückner’ de konferansa konuşmacı olarak katılarak kendi alanlarındaki yeni perspektifler, teknolojiler ve uygulamaları ziyaretçiler ile paylaşacaklar.

Atina’dan Pire Sualtı Antik Çağlar Müzesi çalışmaları ile gündeme gelen arkeolog-sanat tarihçisi Marlen Mouliou, “Suriye’de Eski Eserlerin Koruması ve Konservasyonu ” tezi ile eğitimini tamamlayan Danimarka - Moesgaard Müzesi’nden konservatör Helle Strehle, ICOMOS Türkiye’den Prof. Dr. Can Binan, Dr. Gülsün Tanyeli, Europa Nostra Türkiye adına Prof. Dr. Nuran Zeren Gülersoy, Yrd. Do. Dr. Alessandra Ricci ve arkeoloji konusunda Prof.Dr. Mehmet Özdoğan, Prof. Dr. Mahmut Drahor, Nezih Başgelen,  “Taşınır Vakıf Kültürel Mirası” konusunda Suzan Bayraktaroğlu, Erupo Nostra 2012 ödüllü “Milet İlyas Bey” projesi ile mimar Cengiz Kabaoğlu, “Müzeler için Dijital İletişim Stratejileri” konusunda Elif Ç. Artan ve Elif Koçak etkinliğin diğer konuşmacıları arasında yer alıyor.
www.expoheritage.com

İdea Teknoloji Çözümleri’nin Yenilikçi Uygulamasına TESİD’den Ödül

Türkiye’nin önde gelen teknoloji şirketlerinden İdea Teknoloji Çözümleri, geliştirdiği VisionPlus Today Uygulaması ile TESİD’in Yenilikçilik ve Yaratıcılık Ödülleri kapsamında, KOBİ dalında “Ürün Geliştirme Süreci” ödülüne hak kazandı.


TESİD ( Türk Elektronik Sanayicileri Derneği ) tarafından bu yıl 13.sü düzenlenen Yenilikçilik ve Yaratıcılık ödülleri, 27 Ocak 2015 tarihinde, Işık Üniversitesi Maslak Kampüsü’nde gerçekleşen bir törenle sahiplerini buldu.Bilişim sektörünün yenilikçi firmalarından İdea Teknoloji Çözümleri, geliştirdiği VisionPlusTODAY Uygulaması ile TESİD Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri kapsamında, KOBİ kategorisinde, “ Ürün Geliştirme Süreci” ödülüne hak kazandı. İdea Teknoloji Çözümleri Ar-Ge Merkezi tarafından geliştirilen VisionPlus TODAY uygulaması, kurumların, satış ve dağıtım süreçlerinde, rota optimizasyonu gerçekleştirmelerini sağlıyor. Böylelikle kurumlar bu süreçlerdeki verimliliklerini artırarak, maliyet tasarrufu sağlıyorlar.


“Yazılım Sektörü Ar-Ge İle Büyüyecek”
Ar-Ge Merkezi tarafından geliştirilen uygulamanın TESİD tarafından ödüle layık görülmesinin kendilerini gururlandırdığını belirten İdea Teknoloji Çözümleri Yönetici Ortağı Bahadır Onay konuya ilişkin şunları söyledi: “İdea Teknoloji Çözümleri, 13.01.2014 tarihinde 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun kapsamında, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'ndan "Türkiye'deki Yetkili Ar-Ge Merkezi Belgesi" iznini almaya hak kazanan 151. firma. Firmamızın Ar-Ge Departmanı’nda 80’e yakın Ar-Ge mühendisi istihdam ediyoruz. Hali hazırda yürüyen projelere baktığımızda 10’a yakın üniversite-sanayi işbirliği destekli Ar-Ge projemiz var. Üniversite-sanayii işbirliği bağlamında Türkiye’nin önde gelen firmalarından biriyiz.

 Ar-Ge’nin özellikle yurt dışına yazılım ve çözüm satışında bize sağladığı avantajlar var. Ar-Ge, ürünlerinizi farklılaştırdığınız, teknik özellikleri zenginleştirdiğiniz bir süreç. Ülkemizde yazılım sektörünün Ar-Ge ile büyüyeceğine inanıyorum. Devlet tarafından verilen Ar-Ge teşvikleri de hem ülkemizde yerli yazılım kullanımını artıracak hem de yazılım ihracatına önemli katkılar sağlayacaktır. “

“2015 yılında Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynağı  %15 oranında artırmayı planlıyoruz.”
“VisionPlus, İdea Teknoloji Çözümleri’nin yazılım ekibi tarafından geliştirilen, kurumların iş süreçlerindeki verimliliğini artıran bir uygulama. Türkiye’de çok önemli kurumlar tarafından kullanılıyor. TESİD tarafından ödüle layık görülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen VisionPlus TODAY uygulaması ise kurumların, satış ve dağıtım süreçlerinde rota optimizasyonu yaparak, operasyonlarını daha verimli yürütmelerini sağlıyor. Dünyadaki rota optimizasyonu yapan uygulamalara baktığımızda, var olan ürünler kargo dağıtımı gibi genellikle sadece mesafeye dayanan çözümler sunuyor. VisionPlus TODAY uygulamasına ise mesafe ölçümünün yanı sıra karlılık ve satış hedefi gibi parametler de dahil edilmiştir. Bu parametreler, dağıtıcıların satış noktalarına hangi sıklıkta ve sırayla uğrayacaklarını belirleyerek kaynak planlamasının en verimli şekilde gerçekleşmesini sağlıyor. Önümüzdeki dönemlerde de kurumlara hem operasyonel avantajlar hem de verimlilik sağlayan katma değerli uygulamalar geliştirmeye devam edeceğiz.  2015 yılı içerisinde Ar-Ge’ye ayırdığımız kaynağı üniversitelerimizle işbirliği içinde %15 oranında artırmayı planlıyoruz. ”

Evli Kadinlarin Kizlik Zari Dikimine İlgisi Artiyor

 Hymen ilişki, muayene, bisiklete binme, bacakları çok açmayı gerektiren bale gibi aktiviteler, kaza ve travma sonrasında yırtılabilir ya da zedelenebiliyor.Kızlık zarı diktirme, son yıllarda evli kadınların eşlerine yaptığı en ilginç sürprizlerden birisi Türkiye ve diğer Orta Doğu ülkelerinde önemli bir tabu sayılan kızlık zarı için binlerce kadın jinekologların kapısını çalıyor. Toplum baskısının yanı sıra, bazı evil çiftler ilk gece heyecanını yeniden yaşayabilmek adına da kızlık zarı dikimi için jinekologlara başvuruyor. Bütün toplumlarda değişik derecelerde sosyolojik öneme sahip olan kızlık zarı tıbbi literatürde Hymen (himen) olarak adlandırılıyor. ‘’Hymen’’ Yunan mitolojisinde Evlilik Tanrısının ismidir. Kızlık zarının anatomik ve fizyolojik açıdan bilinen bir görevi olmamakla beraber genital enfeksiyonlara karşı koruyucu bir işlevi olduğu düşünülüyor.


İnsanoğlunun tarihsel gelişimi süresince pek çok toplum hymeni saflığın ve el değmemişliğin yani bekaretin sembolü olarak görmüştür. Hymen ilişki, muayene, bisiklete binme, bacakları çok açmayı gerektiren bale gibi aktiviteler, kaza ve travma sonrasında yırtılabilir ya da zedelenebiliyor. Yırtılma esnasında bir miktar kanama gelmesi beklenir ancak her zaman kanama olmaz bu da bizim gibi toplumlarda önemli sorunlara yol açıyor. Töre cinayetleri, bakire olmadığı anlaşılan kadınlara uygulanan şiddet bunların başta gelen örneklerini oluşturuyor. Gelişen teknoloji ile bu durumun önüne geçmek artık mümkün kılınıyor.


Mesleğinde 30 yılı geride bırakan kadın hastalıkları ve kadın doğum uzmanı Jinekolog Op. Dr. Faruk Demir konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu. Op. Dr. Faruk Demir : ‘’Kızlık zarı tamir edilebilir ve bu işleme himenoplasti (hymenoplasty) ya da hymenorraphy adı verilir. Bunun için ne zaman ya da kaç defa ilişki olduğu önemli değildir. Doğum yapmış kadınlarda bile kızlık zarı tamir edilebilir. Ancak kızlık zarı tamirinde kanama olması %100 garanti edilemez. Vajina duvarından alınan parçalar ile yeni bir hymen yapılabilir. Bu durum bizim toplumumuz gibi bekaret nedeni ile cinayetlerin yaygın olarak görüldüğü toplumlarda zaman zaman hayat kurtarıcı olabilmektedir. Açıkçası hymen onarımı talep eden kadınlar buna yaşadıkları toplumsal çevreye bağlı olarak sosyal statülerini, mutluluklarını hatta yaşamlarını devam ettirebilmek için gerek duyduklarını belirtmektedirler. 1996 yılında Lancet dergisinde yayınlanan bir makalede himenoplastinin Mısır'da ilk gece cinayetlerini %80 oranında azalttığı ileri sürülmektedir.’’ dedi.


Geçici ve kalıcı (flep) olmak üzere iki şekilde himenoplasti yöntemi bulunuyor. Geçici yöntem ilişkiden 2-3 gün önce yapılıp ortalama 10-15 dakika sürüyor. Kalıcı yöntem olan flep yöntemi daha uzun bir ameliyat ve ortalama 30 ila 40 dakika arası sürüyor.Kızlık zarı onarımı kadın doğum uzmanları veya plastik cerrahlar tarafından yapılabiliyor. Bu işlem sterilize muayenehane şartlarında veya hastanede uygulanabiliyor. Operasyon sonrası ilk bir hafta önemli sayılıyor. Bu dönemde hasta normal yaşantısına dönebilir, çalışabilir ancak denize, havuza girmemeli spor yapmamalı veya bacağını aşırı açmasını gerektirecek hareketlerden uzak durmalıdır. Bir hafta sonra hasta kontrole çağırılıp herhangi bir problem olup olmadığı tespit ediliyor. Sorun olmadığı anlaşıldığında hasta normal hayatına geri dönüyor. Ayrıntılı bilgi: http://www.jinekologfarukdemir.com/

Ace Of M.I.C.E. Exhıbıtıon 2015- Kongre, Toplantı Ve Etkinlik Sektörü Fuarı Sizleri Bekliyor!

26-28 Şubat tarihleri arasında İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan  kongre, toplantı ve etkinlik sektörü fuarı “ACE of M.I.C.E Exhibition”; fuar süresince düzenlenecek network parti, ödül töreni, panel ve seminerlere ev sahipliği yapacak. Fuar aynı zamanda sektörün ulusal ve uluslararası ölçekteki duayen isimlerini katılımcılarla buluşturacak.


İlki 2014 yılında düzenlenen; ulusal ve uluslararası MICE profesyonellerini aynı çatı altında toplayan “ACE of M.I.C.E. Exhibition”; toplantı, kongre ve etkinlik sektörünün lider organizasyonu olarak biliniyor. 3 gün boyunca B2B görüşmelerin yer alacağı fuarda içerik olarak birbirinden zengin sempozyum, konferans ve network aktiviteleri düzenlenecek.  3. ACE of M.I.C.E. Ödül Töreni ise, fuarın 2. günü olan 27 Şubat akşamı 3.000 sektör profesyonelinin katılımıyla Haliç Kongre Merkezi’nde görkemli bir şekilde  gerçekleşecek. Toplantı Yönetim Firmaları, Toplantı Destek Firmaları, Oteller ve Etkinlikler olmak üzere dört kategoride, toplam 23 dalda dağıtılan ödüllerin kazananları 19 Aralık’ta 91 Jüri heyetinin katılımıyla gerçekleşen Finalistler Toplantısı’nda belirlendi.


ACE of M.I.C.E. Exhibition;  kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün profesyonellerini, kurumsal firmaların pazarlama, etkinlik, iletişim ve satın alma yöneticileri, ürün ve marka müdürleri ve dernek - federasyon yöneticilerini bir araya getirecek.Fuarın ilk yılı olan 2014 senesinde 9.856 ziyaretçi (1.053 uluslararası, 8803 yerli) ağırlayan ACE of M.I.C.E. Exhibition; Türkiye, Kuzey ve Latin Amerika, Avrupa, Ortadoğu, Afrika ve Asya ülkelerinden toplamda 579 Hosted Buyer ağırlamış ve fuar kapsamında toplamda 3.725 B2B görüşme gerçekleşmişti.


ACE of M.I.C.E. Exhibition 2015’de Sizleri Neler Bekliyor?
12.000 üzerinde profesyonel ziyaretçi
800 Hosted Buyer (300 yabancı ve 500 yerli) ile B2B görüşme yapma fırsatı
Birbirinden renkli network aktiviteleri
Network Parti (26 Şubat 2015 Akşamı, Mekan: Volkswagen Arena)
3. ACE of M.I.C.E. Kongre, Toplantı ve Etkinlik Ödül Töreni (27 Şubat Akşamı, Mekan: Haliç Kongre Merkezi)
Türkiye ve dünyadan konusunun uzmanı değerli konuşmacıların katılımıyla zengin panel ve konferanslar
ACE of M.I.C.E. Exhibition 2015, sektörün öne çıkan başarılı yöneticileri ile alanlarında isim yapmış uzmanlarını aynı platformda buluşturarak karşılıklı bilgi alışverişinde bulunmaları ve deneyimlerini aktarmaları için önemli bir fırsat sunacak.
ACE of M.I.C.E. Exhibition 2015’de 2015 Yenilikler!
MICE Talks  (26 – 27 Şubat 2015)
Telekomünikasyondan otomotive, hızlı tüketimden kozmetiğe, medyadan teknolojiye kadar oldukça geniş bir sektörel yelpazede etkinlik başarı öykülerinin konuşulacağı MICE Talks, Türkiye’nin birbirinden değerli lider markalarını ve aynı zamanda uluslararası markaları programda ağırlayacak. Katılımcılar markaların etkinlik başarı öykülerini dinleyerek oldukça geniş bir knowhow erişimine sahip olacak. MICE Talks etkinliğinde Microsoft Hindistan’ın Strateji ve Pazarlama Direktörü Ruchi Agagrwal konuşmacı olarak yer alacak. MICE Talks kapsamında ayrıca önemli kurumsal markaların etkinlik yöneticileri deneyimlerini katılımcılarla paylaşacak.
Associations & Medical Meetings Day (27 Şubat 2015)
İlaç sektöründe faaliyet gösteren dernek ve şirket yöneticilerini bir araya getiren Associations & Medical Meetings Day'de 'Tıp Kongrelerinin Geleceği', 'Yeni Mevzuat Doğrultusunda Kongre Destekleri Nasıl Olmalı?'  'Future Trends & Hibrit Toplantılar', 'Uluslararası Kongreleri Türkiye'ye Getirmek' , 'İlaç Endüstrisinde Etkinlik Yönetimi' konuları ele alınacak. Seminer süresince, sağlık sektöründe uygulamaya konulan yeni düzenlemeler, yeni mevzuata uygun etkinlik ve kongre uygulamaları, ilaç endüstrisinde etkinlik yönetimi, uluslararası kongrelerin Türkiye’de düzenlenmesi gibi çeşitli konularda paneller düzenlenerek sektörün ileri gelen isimleriyle görüş alışverişinde bulunulacak ve gelecek uygulamalara yönelik yol haritaları belirlenecek.
International Live Event Safety Symposium (ILESS) / 26-27-28 Şubat 2015)
Event Safety Alliance ve TESDER işbirliği ile ilk kez gerçekleştirilecek olan “1st International Live Event Safety Symposium” ACE of M.I.C.E. Exhibition 2015 ev sahipliğinde 26-27-28 Şubat 2015 tarihleri arasında gerçekleşecek. Türkiye etkinlik ve eğlence sektörü dernekleri ESA ve TESDER önderliğinde 3 gün sürecek seminerde etkinlik ve eğlence sektörünün mevcut durumu değerlendirilecek. Ayrıca sektörün kurumsal bir kimliğe ulaşması için yapılması gerekenler, yapısal ve mevzuata yönelik çalışmalar ele alınacak.
Üniversite Öğrencileri Sektörle Buluşuyor (28 Şubat 2015)
MICE Sektöründe Millennial Kuşağın Yer Alması ve Buna Uygun Yönetim Sistemlerinin Geliştirilmesi                                                                                                                                          Üniversitelerin Turizm ve Pazarlama İletişimi fakülteleri öğrenci ve öğretim görevlilerinin sektör duayenleri ile bir araya geleceği interaktif söyleşiler fuara renk katacak. Etkinlikte, gençlerin MICE sektörü ile tanışması ve bu alanda kariyer yapmak isteyen gençlerin sektöre ilişkin ilk ağızdan bilgi almaları hedefleniyor.
>>>AME 2015 hakkında ayrıntılı bilgi için www.ameistanbul.com adresini ziyaret edebilirsiniz.