26 Mayıs 2021 Çarşamba

Dünya kültür mirası İzmir’le büyüyecek

Visitİzmir, 30 ilçeyi kapsayan 11 kategori ve 2 bin 300’den fazla noktayla erişime açıldı. İzmir, dijital turizm altyapısını tamamlayan Türkiye’deki ilk şehir oldu. Mobil turizm uygulaması Visitİzmir, 30 ilçeyi kapsayan 11 kategori ve 2 bin 300’den fazla noktayla erişime açıldı. Visitİzmir’de keşfedilebilecek yerlerden biri de UNESCO alanları. Binlerce yıllık görkemli tarihiyle uygarlıklara tanıklık eden İzmir; Efes ve Bergama’dan sonra dört yeni alanın daha UNESCO’nun daimi listesine girmesi için çalışıyor.


İzmir Büyükşehir Belediyesi, 8 bin 500 yıllık tarihin ve kültürün beşiği İzmir’in potansiyelini dünyaya tanıtmak için çalışmalarını yoğunlaştırdı. Eşsiz konumu, iklimi, doğal alanları, tarihi ve kültürel zenginlikleri ile dünya coğrafyasında çok önemli yere sahip kentin tanıtım yüzü Visitİzmir mobil uygulaması hayata geçti. İzmir’e dair tüm güncel bilgilerin yer aldığı uygulama, İzmir turizminin dijitalleşmesinde atılan bir adım olması sebebiyle de önemli bir yerde duruyor.

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir Kalkınma Ajansı ve İzmir Vakfı ortaklığında hazırladığı Visitİzmir uygulamasında gastronomiden tarihe, doğadan agroya kadar 11 farklı turizm türünde, 2 bin 300 noktaya ait görsel ve metinsel bilgi yer alıyor. Uygulama, hem Türkçe hem İngilizce olarak App Store ve Google Play üzerinden indirilebiliyor. Visitİzmir’de keşfedilebilecek yerlerden biri de UNESCO alanları… Efes ve Bergama, UNESCO’nun Daimi Listesi’nde yer alırken, Kemeraltı ve çevresini içine alan İzmir Tarihi Liman Kenti, Birgi, Gediz Deltası ve Ceneviz ticaret yolunun parçası olan Foça, Çandarlı ve Çeşme kalelerinin UNESCO Daimi Listesi’ne alınması için çalışmalar devam ediyor. İşte o alanlar:

Antik dünyanın yedi harikasından biri Efes’te

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Efes Antik Kenti, felsefe, bilim, kültür ve sanat alanlarında medeniyetlere öncülük ederdi. Efes Ören Yeri, Meryem Ana Evi, Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Bazilikası, Çukuriçi Höyük olmak üzere toplam dört kısımdan oluşan Efes, İzmir’in Selçuk ilçesinde yer alıyor. Antik dünyanın yedi harikasından Artemis Tapınağı’nın yanı sıra Büyük Tiyatro ile Celsus Kütüphanesi burada bulunuyor.

İlk psikiyatri hastanesi: Bergama

UNESCO Dünya Mirası Listesi'ndeki bir diğer bölge Bergama, Pergamon Krallığı’nın yönetim merkeziydi. Bergama Akropolü ise içindeki kütüphane binası ile antik dünyada önemli bir eğitim merkezi olarak öne çıkardı. En dik antik tiyatro ile dünyanın ilk psikiyatri hastanesi Asklepion Sağlık Merkezi’ni içine alan Bergama’da tıp ile eczacılığın simgesi olan yılan figürü doğdu ve dünyaya yayıldı.

Saat Kulesi: İzmir Tarihi Liman Kenti

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde İzmir Tarihi Liman Kenti başlığıyla konumlanan bölge Kemeraltı, Kadifekale ve Basmane’yi içine alıyor. Bölgede Konak Meydanı ve Saat Kulesi gibi İzmir’in önemli sembolleri var. Zaman içinde iç limanın dolmasıyla genişleyen, dünyanın en eski ve en büyük açık hava alışveriş merkezlerinden Kemeraltı Çarşısı’nın da bulunduğu alan Konak Pier’den başlayarak Kadifekale’ye kadar uzanıyor.

Doğanın avuçlarında taş evler: Birgi

UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ndeki Birgi, yemyeşil bir doğanın avuçlarına yayılan geleneksel ve kültürel mimarisini koruyor. Yüksek taş evleri, türbe ve camileri ile dikkat çeken bölgenin tarihi 5 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Birgi, özellikle geleneksel mimari dokusuyla yoğun ilgi görürken, ziyaretçilerini âdeta zamanda yolculuğa çıkarıyor.

Üç kale: Foça, Çandarlı ve Çeşme

Akdeniz'den Karadeniz'e Kadar Ceneviz Ticaret Yolu'nda Kale ve Sur Yerleşimleri başlığında Türkiye'den farklı noktalarla birlikte yer alan Çandarlı, Çeşme ve Foça kaleleri, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor. Çeşme ile Sakız Adası arasında deniz ticaretinin güvenliği için 15’inci yüzyılda Cenevizliler tarafından inşa edilen Çeşme Kalesi, Sultan 2. Beyazıt zamanında 1508-1509 yıllarında yapılan ilavelerle bugünkü halini almış. Dikdörtgen biçimli kale, altı kulesi ve üç tarafındaki hendeklerle muhteşem bir görüntü sunuyor. İzmir-Bergama karayolu üzerinde yer alan Çandarlı Kalesi tüm görkemiyle bugün hala ayakta duruyor. Çandarlı'nın antik dönemdeki adı Pitane, adını Amazon kraliçesinden alıyor. Kalenin bugünkü planındaki inşasıysa MS 14’üncü yüzyılda Cenevizliler tarafından gerçekleştiriliyor. Eski Foça'da yer alan Beş Kapılar (Foça) Kalesi ise ilçenin önemli tarihi yapılarından biri. Yapımı 11’inci yüzyıla tarihlenen kale, daha sonra Cenevizliler tarafından Doğu Roma İmparatoru Michael Paleologos'tan alınarak onarılmış.

Flamingolar: Gediz Deltası

İzmir’in yanı başında yer alan Gediz Deltası, barındırdığı farklı habitatlar sayesinde binlerce canlıya yaşam ortamı sunan uluslararası öneme sahip nadir sulak alanlardan biri. Yüzlerce kuş ve canlı türüne ev sahipliği yapan Gediz Deltası, dünyadaki flamingo nüfusunun yaklaşık yüzde 10’unu barındırıyor. Türkiye’deki tuz üretiminin yaklaşık üçte birini de karşılayan delta aynı zamanda İzmirli balıkçı ve çiftçilerin de üretim alanı ve uluslararası öneme sahip nadir sulak alanlardan biri olarak öne çıkıyor. Gediz Deltası, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı başvuruyla UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne girmeye hazırlanıyor.

D-Marin’in 3 marinası bu yıl da Mavi Bayrak aldı

D-Marin Didim, D-Marin Göcek ve D-Marin Turgutreis Mavi Bayrak Almaya hak kazandı. Uluslararası Mavi Bayrak Jürisi, 2021 yılı Mavi Bayrak ödüllerini açıkladı. Marinalar kategorisinde D-Marin’in Didim, Göcek ve Turgutreis’te bulunan 3 marinası bu yıl da Mavi Bayrak almaya hak kazandı. Bireysel yat kategorisinde Mavi Bayrak dalgalandırmaya hak kazananlar arasında ise D-Marin Göcek’te demirli “Soda” ile D-Marin Turgutreis’te demirli “Xanax” ve “S/Y in Love” tekneleri yer alıyor.


Birinci sınıf tesislerde, üstün kaliteli hizmet anlayışıyla Doğu Akdeniz Çanağı’nın en büyük marina zincirlerinden olan D-Marin’in Didim, Göcek ve Turgutreis marinalarında bu yıl da Mavi Bayrak dalgalanacak. Ayrıca Mavi Bayrak almaya hak kazanan 6 bireysel yat arasında D-Marin Göcek’te demirli “Soda” ile D-Marin Turgutreis’te demirli “Xanax” ve “S/Y in Love” tekneleri de bulunuyor. 

Yüksek kaliteli hizmet anlayışında çevresel duyarlılıkları ön planda tutan D-Marin, doğal hayatı destekleyen ve ekolojik dengeyi gözeten alt yapı sistemleri kullanıyor. Yeşil ve mavinin buluştuğu D-Marin Didim, Göcek ve Turgutreis yüksek çevre, sağlık ve hijyen önlemleriyle misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.

Türkiye Çevre Eğitim Vakfı (TÜRÇEV) koordinasyonunda yürütülen, çevrenin ve halk sağlığının korunmasına yönelik kriterleri barındıran Mavi Bayrak eko-etiketi, bu alanda dünyada halk nezdinde en çok bilinen ve güvenilen program olma özelliğine sahip. Dünyada 49 ülkede uygulanan programa bu yıl Türkiye’den 519 plaj, 22 marina, 6 bireysel yat ve 10 turizm teknesi katılmaya hak kazandı. 

SunExpress, bu yaz Avrupa uçuş ağını genişletiyor

TURİZMİN SESİ


SunExpress, 2021 yaz sezonunda Anadolu şehirleri ile Avrupa arasındaki uçuş ağına beş yeni destinasyon ekliyorHavayolu, bu yaz yeni destinasyonlarla beraber, 13 Anadolu şehrini Avrupa’da toplam 16 destinasyona aktarmasız uçuşlarla bağlıyor.. Anadolu ile Avrupa kentleri arasında direkt seferlerle en fazla uçuş sunan havayolu SunExpress, 2021 yaz sezonuyla birlikte uçuş ağına beş yeni rota ekledi:


Eskişehir

Hatay

Malatya

Zonguldak

Brüksel Yeni

Düsseldorf Yeni

Frankfurt Yeni

Düsseldorf Yeni

Düsseldorf Yeni




SunExpress, yaz ayları için sunduğu uçuş programı kapsamında Düsseldorf’a, Zonguldak’tan Mayıs ayı ortası itibarıyla haftada 2 kez uçuş düzenlemeye başlamıştı. Havayolu, Eskişehir ve Hatay’dan ise bu Avrupa kentine Haziran sonu itibarıyla haftada 1 kez sefer düzenlemeye başlayacak. Eskişehir – Brüksel seferleri haftada 3 ve Malatya - Frankfurt seferleri ise haftada 1 kez düzenlenecek.

Almanya, Avusturya ve İsviçre’de toplam 9 nokta ile 13 Anadolu şehri arasında doğrudan bağlantı sunan havayolu, ayrıca Amsterdam, Brüksel, Londra, Paris, Stockholm ve Kopenhag gibi çeşitli Avrupa başkentlerinden Anadolu’daki birçok destinasyona direkt uçuş düzenliyor.

SunExpress misafirleri, sunexpress.com web sitesini veya mobil uygulamasını ziyaret ederek SunExpress’in cazip yaz sezonu tekliflerini inceleyebilirler.

SunExpress’in 2021 yaz sezonunda Anadolu şehirlerinden sunduğu iç ve dış hat uçuşları şu şekilde:


Adan

Ankara

Kayseri

Gaziantep

Antalya

Amsterdam

Amsterdam

Antalya

Brüksel

Berlin

Antalya

Basel

Düsseldorf

Brüksel

Basel

Düsseldorf

Frankfurt

Köln

Köln

Frankfurt

Hannover

Düsseldorf

Düsseldorf

Hannover

İzmir

Frankfurt

Frankfurt

İzmir

Münih

Hannover

Hannover

Stuttgart

Stuttgart

Londra

İzmir

Zürih


Münih

Münih



Paris

Stuttgart



Stuttgart



Bağlantı


Viyana




Zürih



Erzurum

Eskişehir

Kars

Hatay

İzmir

Brüksel Yeni

İzmir

Antalya Yeni


Düsseldorf Yeni


Düsseldorf Yeni




İzmir

Elazığ

Diyarbakır

Konya

Malatya

Düsseldorf

Antalya

Amsterdam

Antalya Yeni

Frankfurt

Düsseldorf

Kopenhag

Düsseldorf

Hannover

Frankfurt

Düsseldorf

Frankfurt Yeni

Stuttgart

Hannover

İzmir

İzmir


İzmir

Stokholm




Stuttgart


Samsun

Trabzon

Van

Zonguldak

Antalya

Antalya

Antalya

Düsseldorf Yeni

Düsseldorf

Düsseldorf

İzmir


Frankfurt

Frankfurt



Hannover

İzmir



İzmir

Stuttgart



Stuttgart







Wyndham, Days Inn by Wyndham markasını Türkiye ile buluşturuyor

Wyndham, Türkiye’deki 80 oteliyle ülkedeki en büyük uluslararası otel zinciri olma pozisyonunu yeni açılışıyla güçlendiriyor ve 20 tanınmış markasından sekizincisini dünyanın en büyük 20’nci ekonomisiyle buluşturuyor


Yaklaşık 95 ülkede bulunan 8 bin 900’den fazla oteliyle dünyanın franchise veren en büyük otel şirketi Wyndham Hotels & Resorts, yeni inşa edilen ve yakında açılacak olan Days Hotel by Wyndham İstanbul Maltepe oteli ile Türkiye’deki en büyük uluslararası otel zinciri olma konumunu daha da güçlendiriyor. Otel, ekonomi sınıfında yer alan dünyaca ünlü bu marka altında Türkiye’de açılan ilk otel olacak.

Maltepe’de, iş hayatının merkezine ve çevre olanaklarına yakın bir konumda bulunan ve İstanbul şehir merkezine kolayca ulaşım imkanı sunan 80 odalı bu otelin, seyahate yönelik talebin de artmasının beklendiği önümüzdeki yaz aylarında açılması planlanıyor. Bu otele ek olarak, yeni inşa edilen ve karma kullanımlı bir projenin parçası olan 176 odalı Days Hotel by Wyndham İstanbul Esenyurt’un da bu yılın ikinci yarısında açılması hedefleniyor.

Days Inn by Wyndham, dünya genelinde 1.600 otelin bulunduğu portföyüyle, ekonomi segmentinde dünyanın en büyük ve en çok tanınan otel markaları arasında yer alıyor. Geçtiğimiz yıl 50’nci yıl dönümünü kutlayan ve Days Hotel ve Days Hotels and Suites isimleriyle de bilinen marka, dünyanın dört bir yanında kolayca ulaşılabilen noktalarda rahat konaklama imkanları sunuyor.

Bu yeni açılışlar, Wyndham’ın Türkiye genelinde genişlemeye yönelik adımlarının en yenilerini oluşturuyor. Şehirlerde, resort bölgelerinde ve gelecek vaat eden ziyaret noktalarında yer alan 80 oteliyle Türkiye’deki en büyük uluslararası otel zinciri konumunda bulunan Wyndham’ın ülkedeki proje stokunda bu yıl açılması beklenen 5 otel de dahil olmak üzere 2 binin üzerinde oda yer alıyor.

Days Inn, yakın zamanda La Quinta markasını İstanbul, Giresun ve Bodrum’da yaptığı açılışlarla Türkiye pazarıyla buluşturan ve genişleten Wyndham’ın, ülkedeki sekizinci otel markası olacak.

Wyndham Hotels & Resorts EMEA Başkanı Dimitris Manikis, “Days Inn, dünya genelinde sıcak ve güvenilir bir konaklama ve misafir deneyimi sunmasıyla ün yapmış bir marka. Türkiye, her ziyaretçiye uygun ve ilham veren, çok çeşitli ve güzel ziyaret noktalarıyla yeni projeler için inanılmaz bir potansiyel barındırıyor. Yeni markaları pazarla buluşturmak Türkiye’deki genişleme stratejimizin ve büyüme kararlılığımızın çok önemli bir parçasını oluşturuyor ve Days Inn’i getirerek, bu heyecan verici ülkede daha da çok konaklama seçeneği yaratmaktan büyük bir heyecan duyuyoruz” dedi.

Türkiye’deki yeni açılışlar, Days Inn markasının Avrupa, Ortadoğu, Avrasya ve Afrika (EMEA) bölgesinde giderek büyüyen varlığının bir parçasını oluşturuyor. Marka altında Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, Hollanda, Hindistan, Suudi Arabistan, Senegal, Azerbaycan ve Ürdün’de 50’nin üzerinde otel bulunuyor ve markanın bu yıl, Days Hotel by Wyndham Dubai Deira’nın açılışıyla Birleşik Arap Emirlikleri pazarına da girmesi bekleniyor.

Türkiye’de açılacak yeni otellerle ilgili bazı detaylar aşağıda paylaşılıyor:

Days Hotel by Wyndham İstanbul Maltepe
İstanbul’un Anadolu yakasında kolayca ulaşılabilen, şehrin iş merkezlerine, uluslararası havalimanlarına, Maltepe Park ve Hilltown alışveriş merkezlerine ve Tuzla Marina’ya yakın bir noktada bulunan Days Hotel by Wyndham İstanbul Maltepe, hem tatil hem de iş için seyahat edenler açısından ideal bir seçenek sunuyor. Otel, misafirlerin Kadıköy, Taksim ve Sultanahmet gibi şehrin merkezi ve tarihi noktalarına kolayca ulaşabilmesini sağlayan Gülsuyu metro istasyonuna yalnızca birkaç dakikalık mesafede yer alıyor. Days Hotel by Wyndham Istanbul Maltepe’nin konforlu ve donanımlı odalarının yanı sıra bir spa, buhar odası, sauna, hamam, fitness merkezi, 3 restoran ve bir lobby lounge gibi çok zengin olanakları bulunuyor. Otelde aynı zamanda 5 toplantı odası, 1 balo salonu ve 350 kişinin ağırlanabildiği geniş etkinlik alanı da bulunuyor.

Days Hotel by Wyndham İstanbul Esenyurt
İstanbul’un hızla gelişen bir noktasında, TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’ne ve üç alışveriş merkezine yakın bir konumda bulunan Days Hotel by Wyndham İstanbul Esenyurt, karma kullanımlı yeni bir proje kapsamında yer alıyor ve hem tatil hem de iş amaçlı seyahat edenlere hitap ediyor. Bu yeni otel, modern odalar, 1 kapalı havuz, spa, sağlık kulübü, 250 kişilik teras restoranı, lobby lounge ve karma kullanımlı projenin sunduğu diğer yeme-içme imkanlarına erişim olanağı sunuyor. Otelde 2 toplantı salonu ve 1 kapalı otopark alanı da bulunacak.

Wyndham’ın Türkiye’de bulunan otel markaları arasında Ramada, Ramada Encore, La Quinta, TRYP, Wyndham, Wyndham Grand, Hawthorn Suites by Wyndham ve şimdi de Days Inn yer alıyor.


Wyndham’ın Türkiye ve dünya genelindeki otelleri, dünya çapında binlerce otel, tatil köyü ve tatil kiralama tesisinin dahil olduğu, dünyanın en cömert otel ödül programı Wyndham Rewards® kapsamında yer alıyor. Her ziyaretçiye hitap edecek şekilde tasarlanan programın üyeleri, geçerli her konaklamalarında 1.000 puan kazanmayı garantiliyor ve puanlarını ücretsiz konaklama, hediye kartları, hediyelik eşyalar ve daha fazlasını kazanmak için kullanabiliyor.

25 Mayıs 2021 Salı

Elite World Marmaris Hotel 2021 yaz sezonunu açıyor

Yeşil ve mavinin buluştuğu Marmaris İçmeler'de sadece 14 yaş ve üzeri misafirlere hizmet veren Elite World Marmaris Hotel, 1 Haziran 2021 tarihinde yaz sezonuna “merhaba” diyor . 


Elite World Marmaris Hotel, hamam-sauna hizmetlerinin dahil olduğu ücretsiz Fit Life Spa & Health Center konsepti ile sakin bir ortamda tatil yapmak isteyenler tarafından ilk tercih edilen oteller arasında yer alıyor. Elite World Marmaris Hotel, dünya standartlarında sunduğu konforlu konaklamanın yanı sıra, deniz ve doğa ile iç içe olan huzurlu atmosferi, her şey dahil konsepti ile 1 Haziran 2021 tarihinde yaz sezonunu açıyor. Hem doğası hem de denizi ile unutulmaz bir tatil yaşamak için mükemmel bir lokasyon olan Marmaris İçmeler’de bulunan Elite World Marmaris Hotel; 93 konforlu deluxe odası, ücretsiz yüksek hızlı internet hizmeti, hamam-sauna hizmetlerinin de dahil olduğu ücretsiz Fit Life Spa & Health Center konsepti ile sadece 14 yaş üstündeki yetişkin misafirlerini ağırlıyor. FIT & LIFE konsepti ile açık yüzme havuzu, Osmanlı hamam kültürünü yaşatan Türk hamamında kese ve köpük masajları, sağlıklı içecekler sunan vitamin bar; misafirlere sunulan seçkin hizmetler arasında yer alıyor. Elite World Marmaris Hotel’in konukları otelin çevresinde yer alan paraşüt, safari gibi heyecanlı aktiviteleri deneyimlerken; bilardo, masa tenisi, langırt gibi oyunlarla  da keyifli vakit geçirebiliyor. Ayrıca Elite World Marmaris Hotel’ de plaj ve havuzda şezlong, minder, şemsiye ve havlu her şey dahil konsepti içerisinde sunuluyor. 

elite-world-marmaris-hotel.jpg

“5 yıldızlı en iyi üç otel arasında yer alıyor”

Mimarisi ve modern iç dekorasyonu ile bölgenin en lüks ve yeni otellerinden biri olarak dikkat çeken Elite World Marmaris Hotel 2020’de dünyanın en çok kullandığı tatil sitelerinden olan Travelmyth tarafından “Marmaris’in 5 Yıldızlı En İyi Üç Oteli”, Otelz tarafından Müşteri Memnuniyet Ödülü ve Hotels.com tarafından “Loved by Guests” ödüllerine layık görüldü. 2016 yılında da Tripadvisor tarafından Türkiye’nin en iyi 25 oteli arasında 7. sırada bulunan Elite World Marmaris Hotel, 2017 yılında ise Expedia tarafından seçilen ‘Her şey Dahil’ kategorisinde dünyanın ilk 100 oteli arasında yer aldı.

Hijyenik ve güvenli bir tatil için Elite World CARE

Elite World Hotels zincirinde yer alan tüm oteller, güvenli turizm sertifikasına sahip olup, yüksek önlem ve güvenlik tedbirleriyle hizmetlerini sürdürüyor. Elite World CARE (Covid-19 Anti Risk Ekibi) adındaki uzman ekiplerle aktif bir şekilde denetleme ve değerlendirmeler sürekli devam ediyor. Konforlu ve güvenli bir tatil için her detayın titizlikle düşünüldüğü Elite World Otelleri’nde misafirler yüzde 50 doluluğu aşmayacak şekilde geniş ve hijyenik alanlarda sosyal mesafeye dikkat ederek ağırlanıyor

‘İki teker’in 150 yıllık tarihi Rahmi M. Koç Müzesi’nde

Harley Davidson, Vespa, Zündapp… ‘Kendinden itişli bisiklet’in 19’uncu yüzyılda başlayıp günümüze kadar gelen tarihi Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergileniyor


19’uncu yüzyılın ikinci yarısında başlayan tarihiyle kara taşımacılığına ayrı bir önem kazandıran motosiklet, Birinci Dünya Savaşı sırasında cephedeki birliklerle hızlı iletişim sağlamak için atlı habercilerin yerini almıştı. 1960’lardan itibaren ihtiyaçları karşılayan araç olmaktan öte hayat tarzına dönüşen motosiklet, günümüzde hâlâ popülerliğini koruyor. Sanayi, iletişim ve ulaşım tarihinin efsanelerinden oluşan 14 binin üzerinde objeyle ziyaretçilerini ağırlayan Rahmi M. Koç Müzesi de modern tasarımlarıyla farklı zevklere hitap eden ‘iki teker’in dünden bugüne gelişimini yansıtıyor.

Müzede sergilenen motosikletlerden bazıları şöyle:

Royal Enfield, 1935

Royal Enfield’in reklam sloganı, “Silah gibi üretilmiş” idi ve en tanınmış modellerinin adı Kurşun’du. 1931’de piyasaya sürülen bu model Hindistan’da hâlâ üretiliyor. Sınıflarında hiçbir zaman en hızlı olamayan bu motosikletler, tasarımlarındaki yenilik ve kaliteyle tanındı. 1930’larda imal edilen Type B, tek silindirli, yandan valfli, 248 cc’lik bir motora sahip.

Zündapp, 1953

Zündapp, ilk olarak 1917’de Nürnberg’de Zünder-und Apparatebau G.m.b.H adı ile patlatıcı üreticisi olarak kurulmuştur. Birinci Dünya Savaşı sonrasında silah parçalarına olan talebin düşmesi ile 1919’da motosiklet üretimine geçen şirket, 1984’te Japonların rekabetine karşı koyamayarak iflas etti. Yeşil Fil olarak da bilinen KS60I, 1950’de piyasaya sürüldüğünde Almanya’nın en hızlı kara taşıtıydı. Yatay karşılıklı çift silindirli, üstten sübaplı motor ve dört vitesli vites kutusu savaş öncesi döneme ait ancak şimdi teleskopik ön çatallar, pompa pistonlu arka süspansiyon ve değiştirilebilir tekerlekler tüp şeklinde bir kasaya monte edilmiş.

Harley Davidson, 1946

1900’de kurulan Harley Davidson, Amerikan motosiklet endüstrisinin ve dünyanın kuşkusuz en tanınmış motosiklet markası. 1937 yılında Model V yerini bu dört manuel vitesli, Knucklehead Twins’in hareket dişlisi ve tasarımına sahip Model U’ya bıraktı.

Lambretta, 1951

Lambretta, Innocenti tarafından İtalya Milano’da üretilen bir moped serisi. Şirket 1922 yılında Fernando Innocenti tarafından bir çelik boru fabrikası olarak kuruldu. İkinci Dünya Savaşı sırasında bombalanan fabrika ciddi şekilde hasar görünce, Fernando Innocenti ekonomik ve kişisel ulaşımın önemini fark etmiş ve motosiklete göre daha ucuz, kötü hava koşulları için daha fazla korunaklı bir moped üretmeye karar verdi. Tasarımı bir devrim niteliği taşıyan mopedin ön kısmındaki koruyucu siperlik, sürücünün diğer motosikletlere kıyasla daha kuru ve temiz kalmasını sağlamaktı.

Triumph, 1915

Diğer birçok motorsiklet üreticisi gibi Triumph da imalata bisikletle başladı ve kullandığı motorları Minerva gibi şirketlerden satın aldı. Şirket, motosiklet ve scooterlar için tek, çift, üçlü ve dört silindirli motorlar üretti. 1960'lar ve öncesinde revaçta olmaları, modellerinin çoğunun koleksiyonerlerin önemli parçaları haline gelmesini sağladı. 2 1/4 hp'lik Triumph "Junior" ilk kez 1913'de üretildi ve bu şekliyle imalatına 1922'ye kadar devam edildi. Junior'un silindir şeklindeki benzin deposu ve önündeki süspansiyon yayı yıllarca bu markanın en belirgin özellikleri oldu.

Bimota, 1979

Bimota üretime, şehir içi bisikletleri için özel olarak imal ettiği şasilerle geçti. 1973'te piyasaya çıkarılan ilk model olan HB1 (Honda/Bimota) krom molibden iskelete ve standart CB750 dört silindirli Honda motora sahip. Bimota'nın asıl tutkusu ise yarışlardı. 1975'te bir Bimota/Yamaha ile 350 cc Dünya Şampiyonluğu’nu, 1976'da ise Bimota/Harley-Davidson ile 250 cc ve 350 cc Dünya Şampiyonlukları’nı kazandı. Bu araç şasi takımı veya tam bir araç olarak üretilen ilk Bimota... Sadece 140 adet üretilen ve magnezyum tekerlekleri olan aracın motor kapasitesi 750'den 865 cc'ye çıkarılarak üstün olan performansı daha da artırıldı.

21. Göcek İlkbahar Yarış Haftası Tamamlandı

D- Marin Göcek’in ev sahipliğinde ‘21. Göcek İlkbahar Yarış Haftası’ 17-21 Mayıs 2021 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Göcek Yat Kulübü Spor Derneği tarafından düzenlenen yarışlar kıyasıya bir rekabete sahne oldu. 




Türkiye’nin yanı sıra Rusya, Ukrayna, Belarus, ABD, Almanya, Azerbaycan, Kazakistan gibi 9 ülkeden toplam 25 teknenin katıldığı yarışlarda ilk gün heyecanı ‘D-Marin Kupası’ ile başladı. Yarışların sonunda Levent Peynirci yönetimindeki Enka Cheese birinci, Viacheslav Ermolenko kaptanlığındaki Lagerta ikinci oldu. Tora Kutoğlu ise Wings of Island ile üçüncülük kupasını aldı. 




D-Marin Göcek’in ev sahipliğinde ‘21. Göcek İlkbahar Yarış Haftası’, 17-21 Mayıs 2021 tarihlerinde gerçekleştirildi. 9 ülkeden 25 teknenin katıldığı yarış haftasının ilk gün heyecanı ‘D-Marin Kupası’ ile başladı.
Deniz yolcularının vazgeçilmez rotaları arasında yer alan Göcek’te düzenlenen ve 4 gün süren yarışlar kıyasıya bir rekabete sahne oldu ve planlanan 6 yarış da eksiksiz yapıldı. Bu yarışlar sonucunda genel sıralama aşağıdaki gibi oldu; 
IRC 1 Division
1. Enka Cheese / Levent Peynirci 
2. Lagertha / Viacheslav Ermolenko
3. Wings of Island / Tora S. Kutoğlu
IRC 2 Division
1. Marmarisa Hanse / Gleb Semerenko
2. Ada Sailor / Ali Öztürk 
3. Enchantment of Sakhalin / Bavaria Vision 

FRSH Division
1. Agena / Andreii Brus 
2. Red Pepper / Veniamin Mokshin 
3. Nefesss / Erol Akmert
IRCCHR Class BCT
1. Imagine / Alexei Bronov 
2. Night and Day / Sevastian Leschenko 
3. Yassica / Maksim Bialkvich

IRC Class BCT
1. Enka Cheese / Levent Peynirci 
2. Lagertha / Viacheslav Ermolenko 
3. Wings of Island / Tora S. Kutoğlu

Opel'in İlk ElektroMOD modeli: Manta Geri Dönüyor!

Sahip olduğu üstün Alman teknolojisini en çağdaş tasarımlarla buluşturan Opel, neo-klasik modeli Manta GSe ElektroMOD’u tanıttı. Bir zamanların efsanevi modeli Manta’nın çağın gereklerine uygun olarak yorumlandığı Manta GSe; LED far, Pixel-Vizor ve Pure Panel kokpit olmak üzere en güncel Opel teknolojileriyle harmanlanmasıyla dikkatleri üzerine çekiyor. Yeni Opel Manta GSe’de modern çağın gereğini yerine getiren sıfır emisyonlu 108 kW / 147 HP gücündeki batarya elektrikli elektromotor, 200 km’lik menziliyle beklentileri karşılıyor. Dördüncü vitesin ardından otomatik kullanıma imkan tanıyan manuel şanzıman ve arkadan itiş özellikli aktarma yapısı ise sportif sürüş keyfini zirveye taşıyor. Üstün Opel teknolojileri arasında yer alan yeni Opel Pixel-Vizor’ün LED ekranı dış çevreyle iletişim kurabilirken, Manta GSe’nin iç mekanındaki Opel Pure Panel ise araca ait tüm bilgi ve verileri ekrana taşıyabiliyor. Modern bir klasik formundaki Manta GSe’nin etkili müzik sistemi, sarı dekorlu sportif koltukları, 3 kollu direksiyon simidi, kokpit ve kapı panellerindeki neo klasik dokunuşlar ve şık tavan döşemesi ise bir otomobilden alınacak zevki her yönüyle maksimuma çıkartıyor. 




Opel, bünyesindeki üstün Alman teknolojisini, kendi tarihinin en özel tasarım çizgilerine sahip ikonik otomobili Manta ile buluşturarak ürettiği Manta GSe’yi gün yüzüne çıkardı.  Yarım asırdan daha uzun bir süre önce, dört silindirli benzinli motoruyla pazara sunulan ve geniş kitleleri peşinden sürükleyen efsanevi Manta, bugün Alman markanın tarihindeki ilk ElektroMOD modeli olarak bir kez daha pazara sunuluyor. Bu doğrultuda yeni Opel Manta GSe ElektroMOD; bir stil ikonunun klasik görünümünü ve günümüzün sürdürülebilir sürüş için gerekli olan en ileri teknolojilerini bir araya getiriyor. Yeni Manta GSe ElektroMOD’un emisyonsuz elektrikli motoru ve teknolojisi çağın ve geleceğin ihtiyaçlarını karşılarken, sahip olduğu iç-dış tasarım detayları ve konfor özellikleri de sürüş keyfini üst düzeye taşıyor. Manta GSe’nin, Opel geleneğinin gelecekle buluştuğu noktayı sembolize edişi ise,  Opel CEO’su Michael Lohscheller’in, “Manta GSe, Opel olarak otomobil üretme coşkumuzu gözler önüne seriyor. Köklü Opel geleneği, arzu edilen, sürdürülebilir bir gelecek için günümüzün emisyonsuz ulaşım taahhüdü ile birleşiyor. Opel, zaten birçok modeliyle elektrikliye hazır ve şimdi efsanevi Manta da öyle” açıklamalarıyla net bir şekilde tanımlanıyor. 


Yenilikçi elektromotor

Yeni Opel Manta GSe ElektroMOD, modern teknoloji ve yeni tasarımların kullanılarak klasik otomobillerin RestoMod’lara olan dönüşümünün en nadide örnekleri arasında yer alıyor. Tamamen batarya ile çalışan Manta, aynı zamanda standart bir Opel GSe kadar sportif nüansları da bünyesinde barındırıyor. Bu kapsamda hem teknik ve tasarım modifikasyonu hem de modern sürdürülebilir yaşam tarzı anlamlarında kullanılan MOD kısaltması, modelin adını ElektroMOD olarak tamamlıyor. Opel Manta’nın ikonik siyah motor kaputunun altındaki dört silindirli motorun yerine gelen elektromotor ise, model adındaki GSe’nin e harfini oluşturuyor. Yeni Manta GSe Elektromod; 1974 ve 1975 yıllarında üretilen 77 kW ve 105 HP gücündeki ilk nesil Manta GT/E’nin ardından, Opel fabrikası tarafından üretilen şimdiye kadarki en güçlü Manta olarak ön plana çıkıyor. 108 kW/147 HP gücünde elektromotora sahip 2021 model Manta GSe, ilk hareket anından itibaren 255 Nm maksimum torku kullanıma sunuyor. Manta sürücüleri, orijinal dört vitesli şanzımanı hem manuel olarak değiştirebiliyor hem de sadece dördüncü vitese geçişin ardından otomatik olarak sürme seçeneğini de kullanabiliyor. Manta GSe Elektromod; yenilikçi ve modernize edilmiş aktarma organına sahip klasik bir spor otomobil olarak, gücünü kusursuzca arka tekerleklere aktarıyor. 



200 km menzil sunuyor

Yeni Manta GSe’nin 31 kWh kapasiteye sahip lityum iyon bataryası, ortalama 200 kilometre menzile ulaşmayı sağlıyor. Seri üretim Opel Corsa-e ve Opel Mokka-e modellerinde olduğu gibi, Manta GSe de rejeneratif frenleme sayesinde fren enerjisini geri kazanabiliyor ve bu enerjiyi bataryada depolayabiliyor. Normal şarj, tek fazlı ve üç fazlı AC şarjı (şebekeden gelen alternatif akım) için 9.0 kW entegre şarj cihazı ile gerçekleştiriliyor. Bu özellik, Manta’nın bataryasının 4 saatten kısa sürede tamamen şarj edilebilmesi anlamına geliyor. 

Üst teknolojiyi yansıtan tasarım 

Mokka ve Crossland modellerindeki Opel Vizor ön tasarımına ilham veren Manta A’nın ardından yeni Manta GSe ElektroMOD, Opel Pixel-Vizor ile bu yeniliği bir adım daha ileriye taşıyor. Bu kapsamda Manta GSe, LED ekranın tüm yüzeyinde çevresiyle iletişim kurabiliyor. Opel’in yenilikçi vizyonu ve Manta’nın gelişmişliğini gösteren “Alman kalbim elektriklendi” yazısı ise ön cephede yer alıyor. GSe, “Sıfır e-misyon görevindeyim” ifadesiyle de çevresiyle etkileşim kurduğunu belli ederek, Pixel-Vizor üzerinde süzülen bir Manta vatoz balığı silüetini yansıtıyor. Araçtaki LED teknolojisi, ayrıca entegre gündüz farlarında ve çarpıcı üç boyutlu stop lambalarında da kullanılıyor. Kısa bir süre önce yenilenen Opel kurumsal kimliği ile eşleşen Manta GSe’nin neon sarısı renkleri de, imza niteliğindeki siyah kaputunu canlı bir kontrast ile çerçeveliyor. Çamurluk kemerleri, Ronal firması tarafından özel olarak tasarlanan 17 inçlik hafif alaşım jantlara ev sahipliği yapıyor. Jantları da önde 195/40 R17 ve arkada 205/40 R17 ebatlarında lastikler çevreliyor. Bagaj kaputunda ise yeni ve modern Opel karakterleriyle yer alan “Manta” yazısı dikkatleri topluyor. 

Klasiğin zevki ve modernin konforu bir arada!

Yeni Manta GSe’nin iç mekanına bakıldığında, en güncel dijital Opel teknolojisi dikkatleri hemen çekiyor. Günümüzün yaygın otomobillerindeki yuvarlak göstergelerin yer almadığı Manta’da, yeni seri üretim Mokka’da olduğu gibi geniş bir Opel Pure Panel yeni bir çağın simgesi olarak yer alıyor. Sürücü odaklı, iki adet entegre 12 ve 10 inçlik geniş ekran; şarj durumu ve menzil gibi araç hakkında önemli bilgileri gösteriyor. Aracın ses ve müzik sistemi ise, modern bir klasik tadındaki efsanevi amplifikatör markası Marshall imzasını taşıyan bir Bluetooth kutuyla sağlanıyor. İlk olarak Opel ADAM S için geliştirilen ve merkezi sarı dekor çizgisine sahip spor koltuklar, Manta GSe’de üst seviyede rahatlık ve yanal desteklerle buluşuyor. Rötuşlarla yenilenen 3 kollu Petri direksiyon simidi, 70’li yılların tasarım anlayışının korunmasıyla beraber, saat 12 konumundaki sarı çizgiyle sportif ve modern bir yapıya bürünüyor. Neo-klasik yapının sarı ve siyah öğeleriyle kusursuz bir şekilde eşleşen kokpit ve kapı panellerindeki yüzeyler, mat gri renk olarak uygulanıyor. İnce Alcantara ile kaplı tavan döşemesi ise yeni Opel Manta GSe ElektroMOD’un şık ambiyansını tamamlıyor.

Divan Bodrum Mimari Dokunuşlarla Tamamen Yenilendi

Divan Bodrum Sezonu Yeniliklerle Açıyor
Ege’nin en güzel koylarından Göltürkbükü’nde yer alan Divan Bodrum, bu yıl misafirlerinin konaklama deneyimini daha da konforlu hale getirmek için baştan aşağı yenilendi. Yalın ve modern bir anlayışla tamamen yenilenen Divan Bodrum’un proje mimarlığını, turizm sektöründe birbirinden başarılı işlere imza atan Mimar Sinan Kafadar üstlendi. 


Birbirinden farklı altı kategorideki 60 odasıyla hizmet veren Divan Bodrum, otel genelinde yapılan yenileme çalışmaları kapsamında, misafirleri için keyifli bir atmosfer yarattı. Odalardan restoranlara, ortak alanlardan tenis kortlarına kadar, tüm otelin baştan aşağı yenilendiği Divan Bodrum’un dekorasyonunda dozunda lüks anlayışını yansıtan detaylar yer alıyor. Konseptin tamamıyla değiştiği odaların tasarım diline uygun renk ve mobilyalar, misafirlerin konforunu ön planda tutan detayları bir araya getirdi. Modern ve yalın çizgilerin hakim olduğu Divan Bodrum, rafine zevklere sahip misafirlerini ağırlayacak.

65 yıllık Divan kalitesini tüm hizmetlerine yansıtan Divan Bodrum, bu yaz boyunca devam edecek canlı müzik ve DJ performansları ile de güven ve kaliteden ödün vermeden eğlenmek isteyenlerin öncelikli adresi olacak. Restoran menülerini Türk ve Dünya mutfaklarının seçkin lezzetleri ile baştan sona yenileyen otel, yalnızca konaklayan misafirlerinin değil, yolu Bodrum’a düşen herkesin vazgeçilmez lezzet ve eğlence duraklarından biri olmaya aday. Sağlıklı yaşam alanında da yeni bir anlayış ile sezona hazırlanan Divan Bodrum, sağlıklı menüleri ve wellbeing marka işbirlikleri ile misafirlerine bu alanda da yeni deneyimler sunmaya hazır. 


Shangri-La Hotels and Resorts, 50. yıl dönümü kapsamında yeni logosunun lansmanını yaptı

Kalpten gelen Asya misafirperverliği ve köklerine olan sadakati ile bilinen Shangri-La Group, Shangri-La Hotels and Resorts’un 50. yılında, markanın geçmişten gelen güçlü mirasını ve kimliğini yansıtan, daha modern çizgilere sahip yeni logosunu tanıttı.


Shangri-La Group, Shangri-La Hotels and Resorts’un 50. yıl dönümü kutlamaları kapsamında, markanın geçmişini onurlandıran ve geleceğe yönelik vizyonuna atıfta bulunan yenilenmiş logosunu paylaştı. Logo, markanın yolculuğunu ve yıllar içinde nasıl evrildiğini yansıtırken, kalpten gelen Asya misafirperverlik anlayışına ve köklerine olan sadakatini de simgeliyor. Markanın, 1971’de Singapur’da açılan ilk oteli ile başlayan yolculuğu 50 yıldır Asya kültür ve değerlerine olan bağlılığı ile sürüyor. Marka bugün, dünyanın önemli destinasyonlarında 80’in üzerine otel ve resort tesisinde Asya’nın kalpten gelen misafirperverlik anlayışını yaşatıyor.

Yeni logoda modern görünüm

Yenilenen logo, markanın güçlü mirasını ve kimliğini yansıtırken daha modern bir görünüm sunuyor. Logoda; imza niteliğindeki “S” amblemi, gün doğumu saatlerinin parlak ışığını çağrıştıran yeni bir altın rengi tonuna sahip. Asya’nın kaligrafi öğelerinden ilham alan ve tarihle gelenekler arasında şık bir köprü oluşturan yazı karakteri ise, yeni dizaynın ruhuna uygun olacak şekilde daha rafine görünümde sunuluyor. Shangri-La’nın; bir mekandan ziyade, kişiye özel keyif ve neşe dolu anlara ilham olan bir hissiyat ve deneyim olduğunu vurgulamak amacıyla yeni logoya ‘Hotels and Resorts’ kelimeleri dahil edilmedi.

 50 yılık misafirpervelik

Shangri-La Group Yönetim Kurulu Başkanı Hui Kuok “Shangri-La, kuruluşumuzdan beri, Asya gelenek ve değerleri doğrultusunda, misafirlerine ve çalışma arkadaşlarına olan özgün ve kalpten gelen yaklaşımı ile biliniyor ve bu bizi özel kılıyor. Misafir odaklı yaklaşımımız her zaman, konuklarımız ve markamızın sunduğu deneyim arasındaki bağı güçlendirmeye yönelik taahhüdümüzün bir göstergesi. Tesislerimiz, misafir beklentilerinin devamlı olarak evrildiği ve değiştiği, dünyanın en dinamik destinasyonlarında faaliyet gösteriyor. Markamızın evrimi bizim geleceğe olan bakış açımız ve kalpten gelen misafirperverliği konaklama, aile tatili, spa ya da gastronomi deneyimlerinin her anında hissettirme sözümüz“ olarak yaklaşımlarının altını çizdi.

Shangri-La öncü ruhu ile zamansız olmasını; hizmet kültürünü, tasarımlarının DNA’sını ve imza deneyimlerini sürekli yenilemesine ve geliştirmesine dayandırıyor. Shangri-La Singapur, 50 yıl önce markanın yolculuğunun başladığı adres ve bu yolculukta hala sembolik bir önem arz ediyor. 2017 ve 2018 yılında, Shangri-La Singapur’da yenilenen Tower Wing’in ve çocuklara yönelik interaktif oyun alanı Buds by Shangri-La’nın lansmanı yeni dizayn ve aile deneyimleri açısından öncü niteliğindedir. Island Shangri-La, Hong Kong da bu önemli destinasyona taze ve modern bir perspektif kazandırmak için renovasyona girmektedir. 2022’de renovasyon sonrası lansmanının yapılması planlanan, Çin’deki ilk Shangri-La oteli Shangri-La Hangzhou da, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan West Lake’i ziyaret eden misafirler için yeni bir konsept ve ultra lüks deneyimler sunacak. 

Shangri-La Group CEO’su Lim Beng Chee ise “Markanın her daim süren evrim ve gelişimi, Shangri-La’nın misafirlerine, çalışma arkadaşlarına ve paydaşlarına olan taahhüdünü güçlendiriyor. Bu yaklaşımı; otellerimizi misafirlerimiz ve onların değişen beklentileri ile her zaman uyum içinde olmak adına yeni olanaklar yaratmaları yönünde destekleyecek ve yetkilendirecek önemli bir strateji olarak görüyoruz. 50 yıldır kalpten gelen misafirperverliği yansıtan markamız, güncel ve özel deneyimler yaratarak misafirleri için özel ve keyifli anlar yaratmaya devam edecek. Geleceği öngörerek bu yolculuğa birlikte devam etmek için sabırsızlanıyoruz.” şeklinde görüşlerini ifade etti.