İSATAG’dan “Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Turizmde Kadın Liderliği ve Cam Tavan Sendromu” Konferansı Gerçekleşti.İstanbul’u dünya çapında tanıtmak, şehrimizi hakkettiği ilgi odağı haline getirmek, İstanbul’daki seyahat acentalarının sektörel bazda markalaşmasına katkıda bulunmak, sektör paydaşları ve ilgili bürokrasi ile iş birlikleri sağlamak ve uluslararası rakipleri arasında öne çıkarmak amacıyla kurulan İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG), yeni bir etkinliğe imza attı. “Cumhurı̇yetı̇mı̇zı̇n 100. Yılında, Turı̇zmde Yenı̇ Perspektı̇fler” başlığı altında, “TURİZMDE KADIN LİDERLİĞİ” konulu bir farkındalık konferansı düzenleyen İSATAG, bu konferansta sektörün önde gelen kadın yöneticilerini ve iletişimcilerini bir araya getirdi. İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği (İSATAG), 23 Ekim’de “Cumhuriyetimizin 100. Yılında, Turizmde Kadın Liderliği ve Cam Tavan Sendromu” Konferansı’nı gerçekleştirdi. Elite World Hotel Taksim’de düzenlenen Farkındalık Konferansı’nda turizmin önde gelen kadın liderleri ve iletişimcileri panellerde önemli konulara dikkat çekerek, deneyimlerini paylaştı. Turizm sektöründe kadınların hem işlevsel hem de yönetimsel düzeyde önemli roller üstlendiği, ancak üst düzey yönetim pozisyonlarında Cam Tavan Sendromu hala mevcut olduğu belirtildi.
Saygı duruşu ve İstiklal marşı okundu.
İSATAG Başkanı ve FUEGO Travel CEO’su Aylin Özsavaş;
“Turizm camiamızın Değerli Başkanları, kıymetli meslektaşlarım, basın mensubumuz ve kıymetli katılımcılar, Cumhuriyetimizin 100. Yılında turizmde kadın liderliği ve Cam Tavan Konferansı’na hoşgeldiniz. Bugünki konferansımız fırsat eşitliği konularına odaklanıyor. Ülkelerin demokratik gelişimi kadar ekonomik ilerlemesini de teşvik edecek konu bu. Kadınların ve kız çocuklarının toplumun her alanında tam katılımını sağlamak için engelleri kaldırıp, destek olmalıyız. Turizmdeki kadın çalışan oranı %54. THY’nin Üst düzey kadın yönetici oranını %25’e çıkarma taahhüdünü heyecanla bekliyoruz. Ulu Önder Atatürk’ün bize açtığı bu yolda ilerleyeceğiz. Turizm sektöründe kadınlar hem işlevsel hem de yönetimsel düzeyde önemli roller üstlenir. Ancak üst düzey yönetim pozisyonlarında Cam Tavan Sendromu hala mevcut. Dünyanın en güçlü ekonomilerine yön veren turizm sektöründe kadınların önemini vurguladığımız konferansta, sektör temsilcilerine ilham vermesi ve etkin rol almaları için turizm profesyonellerinin ve İletişim uzmanı akademisyenlerin katıldığı paneller düzenleyeceğiz. Kadınların haklı gücüne inanan yöneticilerin katıldığı bu toplantı, turizmde kadınların geçmişten günümüze katkılarını ve sektöre sağladığı değerleri ele alacak ve sektörün geleceğine olumlu bir etki yapacaktır. Değerli katılımlarınız ve katkılarınız için teşekkür ederiz” dedi.
İBB Turizm Şube Müdürü Hüseyin Gazi Coşan; “Ben turizm sektörünü ayrı görüyorum. Eşimin ilk tezi Türk Alman turizminde feminizmdi. Eyvah dedim. Turizmde kadın yönetici pozisyonunu anlamak için biz de belediyede bir çalışma yapabiliriz. Bir veri merkezi kuruyoruz, Türkiye adına veriler toparlayacağız. Bunun bir kolu da turizmde kadın istihdamı olsun. Bunun bizim vizyonumuz için de önemli olduğunu düşünüyorum. Herkese çok teşekkür ediyorum iyi ki kadın yöneticilerimiz var” dedi.
İRO Başkanı Hüseyin Özgür Özaltun; “Bizim de yönetim kurulumuzda eşit sayıda olmaya çalışmakla beraber bu işin tarihsel boyutuna değinmek de istiyorum. Tarih öncesi çağlarda anaerkil çağlarda kadın varlığını biliyoruz. Sonrasında ataerkil toplum başlıyor ve kadın tutsaklık halkasını takan ilk insan oluyor ve ikincil görülmesine sebep oluyor. Fransa’da 1948 devrimi sırasında Kadının Sesi Gazetesi yayınlıyorlar. Bunu kurmak istediklerini anlatıyorlar. Kadınlar boyun eğmeyip, direniyorlar ve dünyaya yayıyorlar. Kadın direnişleri erkekler ile omuz omuza devam ediyor. 1948 kadın hareketinden bahsetmişken 1970’lerde ilerici gençlik ve kadınlar topyekün bir kurtuluş mücadelesi vermek için dernek kuruyorlar. 1979’da gerekçesiz ve süresiz Maraş Katliamını görüyoruz. Kadınlar çalışmalarına yer altı koşullarda devam ediyor. 1980’de bütün çalışmalar son buluyor. Kadının Sesi Gazetesi olarak Türkiye’de de çıkıyor. Komisyonlar kurup, eğitimler veriyorlar. Kampanyalar, eğitimler düzenlenip 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü coşkuyla kutluyorlar. 1948’i 1970’li yıllara bağladık. Cumhuriyetin kurulmasıyla 1923’de Atatürk esas savaş şimdi başlıyor diyor. Eğitmenler bu dönemde erkeklerden oluşmuyor. Kız çocukların azlığı dikkat çekiyor. Karma eğitime son veriliyor. Günümüze dönüp baktığımızda tüm ilerici yaklaşımlara rağmen kadınların karşısında iki çeşit düşman var. Bizlerde kadınlarla birlikte cam tavan cinsiyet ayrımı yapmadan kadınlarla omuz omuza mücadele vermeliyiz” dedi.
TÜRSAB Başkan Yardımcısı Davut Günaydın; “Tarihe bakınca hep tanrıçalar var. Bir zeka var o da tanrıçaların ne kadar etkisinde olduğunu biliyoruz zaten anaerkil bir toplumuz. Bir kadın yükselmek istiyorsa bunu hiçbirisi engelleyemez. Turizme girdiğim günden yana hep sınıflarımda kadın artışı vardı. Problemleri çözme yöntemleri farklıydı. Biz turizmi kadınsız düşünemeyiz. İyi ki varsınız. 1925 yılında Atatürk noktayı koymuş; “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye lâyıksın” demiş. Turizmde mutlak bir kadın hakimiyeti var. Biz TÜRSAB olarak sosyal sorumluluk projelerini destekliyoruz” diyerek sözlerini noktaladı.
TTYD Başkanı Oya Narin; “12.000 yıllık bir medeniyete sahibiz. Bu topraklarda herşey ana tanrıçaların etrafında dönüyor. Kadına bu topraklar hep itimat etmiş ve yaşamın içerisinde onu hep ön planda tutmuş. Çok önemli bir haftadayız. Cumhuriyetimizln 100. Yılı. Bugün biz bu yüzyılı gururla kutluyoruz. Sektörümüzde kadın emeğinin rolü çok büyük. STK’larda ve yönetim pozisyonlarında da bunu herhangi bir ayırım olmaksızın görmekteyiz. Bizim yönetim kurulumuzun da 13 kişiden 6’sı kadından oluşmakta. Kadın erkek eşitlenmesi Türkiye turizminde ortak hedef olmak durumunda. Kadınlarımızı çalışmalarımıza ortak kılmalı ve yönetim konularında bunları bir araya getirmeliyiz. İkinci yüzyılımızda turizmde kadın liderliği konusunda çalışmalar yapmayı düşünüyoruz tabi beylerin de desteğiyle. Girişimcilikte Türk vizyonunda özellikle kırsal bölgelerde aile işletmelerinin desteklenmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Cesaretlendirici politikaların arttırılması gerekiyor. Kadınların turizm istihdamında daha güçlü olabilmesi için sezonsallığın önde olduğu bölgelerde esnek çalışma imkanlarının kadınlarımıza verilmesi gerekiyor ve kreş alanlarının yapılması kadın istihdamında önem arz ediyor.
Atatürk’ün sözü ile konuşmamı noktalamak istiyorum. “Bizce, Türkiye Cumhuriyeti anlamınca kadın, bütün Türk tarihinde olduğu gibi bugün de en saygın düzeyde, her şeyin üstünde yüksek ve şerefli bir varlıktır.” 100. Yılımız kutlu olsun” dedi.
“Cam Tavan Sendromu” Deneyimler ve Geleceğe Bakış Paneli Gerçekleşti
Marka, İletişim ve Proje Yöneticisi İris Cıngı moderatörlüğünde konuşmacılar TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Gazeteci, Yazar, Ekonomist Meliha Okur ve İSATAG Başkanı, FUEGO Travel CEO’su Aylin Özsavaş “Cam Tavan Sendromu” Deneyimler ve Geleceğe Bakış Paneli gerçekleşti.
Moderatör İris Cıngı; “Cam tavan sendromu aslında pirelerle yapılmış bir deney. Dr. David pirelerin farklı yüksekliklere sıçradığını fark eder. Metal zemin üzerinde bir fanus yerleştirir. Pireler kafalarını fanusa çarpınca belli bir yüksekliği geçmediklerini görür. Sonra fanusu açar ve pirelerin özgür olduğu halde aynı seviyede sıçradıklarını farkeder. Aslında bariyerler kafamızdadır. Bugün literatüre geçen bu kavramı konuklarımla konuşacağım” dedi.
ATAERKİL TOPLUMDA BEN DE ORADAYIM DEMEYİ BİLEREK BU SENDROMU AŞTIM
TÜROB Başkanı Müberra Eresin; “Türkiye’de özellikle turizm sektörü son 35-40 yılda eşi benzeri görülmemiş bir başarıya sahip oldu. Turizmde kadın çalışan sayısı turizm sektörü için yeterli değil. Rakamlar %30’ları geçmiyor. Benim için önemli olan birey başarısıdır. Günümüz şartlarında fiziksel üstünlükleri bir kenara bırakıp, kadınların erkeklerle aynı platformlarda oturup tartışabiliyor olması lazım. Özellikle turizm sektöründe çok önemli markalarımız var. %8’inin yönetiminde kadınlar var. Bizim mottolarımızın ilki eğitim, ikincisini kadınların sektördeki rolünün artması idi. Otelcilik yaparken ben kadın olarak çok zorluklarla karşılaşmadım ama her zaman etrafımda bir kalkan varmış yeni fark ediyorum. Ailemin dışına çıkıp, başkan olunca cam tavan sendromu ile orada karşılaştım. Ben o tavanı kırmak için daha çok zıplayan birisiyim. STK Başkanı olunca cam tavanların daha aşağılara geldiğini gördüm ama bu sendroma hiç yakalanmadım. Yere düştüm ama sektörel olarak almaya hakkımız olduğunu düşündüğüm her konuda cam tavanlara çarpa çarpa hakkımızı almaya devam ettim. Benim Babannem’in geçmiş hayatı çok farklıydı ve zorlukları nasıl aştığını gördüm. Belkide ataerkil toplumda kadın olarak ben de oradayım demeyi bildim. Cam tavan sendromunu öyle aştım” dedi.
ALT BİRİMDEKİ KADINLAR YÜKSELSİN BU SEKTÖR DEĞİŞİR, TURİZMDE YARATILACAK GÜCÜ KADINLAR GETİRİR
Ekonomist Meliha Okur; “Çok entelektüel bir sohbetin yapıldığı bir sohbette olmak beni çok mutlu etti. Türkiye’nin katma değer yaratan bir sektöründe kadınların biz de buradayız demesi çok hoşuma gitti. Mitoloji bize bambaşka bir açılım sunuyor. Kadının daha özgür olduğunu biliyoruz. Kadının eve, üretime yabancılaştığı bir dönem başlıyor. 500 yılllık sanayi toplumunda kadının kullanılıp, emeğinin sömürüldüğünü biliyorum. Turizm gibi 6 ayda 22 milyar dolar yaratan bir sektörün de bu kadar kadın hareketinin gerisinde kalmasından üzüntü duyuyorum. Turizm sektöründen 100. yıl filmi izlemek isterdim. Cumhuriyet’in 100. yılında daha cesur olun. Mustafa Kemal Atatürk 13 milyon insanla üretim demiş sanayi demiş. Kadınlar bu sektörde çok. Çok kadın görüyorum ama karar veren kadın yok. Ucuz emek olarak kadın çalıştırılıyor. Yönetimde kadın az. Ben buraya gelirken bir dönem turizm sektörünün önemli isimlerinden bir kadın aradı. Kadınlar bol bol futbol muhabbeti yapmalı, iyi futbol bilir, başarılı olurlarsa yönetici olacaklar. Turizm sektörü feodal bir sektör, erkek egemen bir sektör. Bütüncül olarak ele almak lazım. Sektörü tam ve net olarak tartışmaya davet ediyorum sizi. Alt birimdeki kadınlar yükselsin bu sektör değişir. Turizmde yaratılacak gücü kadınlar getirir. Bu sektör cam tavan sendromunu aşabilirse katma değerli yol ve yolculuğa çıkarız. Lütfen korkmayın sonuna kadar yanınızdayım” dedi.
PATRON ŞİRKETLERİNDE ÇALIŞTIĞINIZ KADAR VARSINIZ, İYİ İŞ ÇIKARDIKÇA VAR OLMAYA DEVAM EDERSİNİZ
İSATAG Başkanı Aylin Özsavaş; “Ben isterdim ki bu salon kadınlarla dolu olsun. Çok duyurusunu yaptık. Ben 33 yıldır sektörün bir fiil içinde olan biriyim. Tesadüfen bir şirkette sıfırdan iş hayatıma başladım, her kademede çalıştım. Çok çalıştım. 2006 yılına geldiğimizde patron şirketinde en üst düzeyde idim. O tarz şirketlerde çalıştığın kadar varsın. İyi iş çıkardıkça var olmaya devam ediyorsun. Büyük bir holdingde hiç çalışmadım. Ben kendi eksenimden aktarmak istiyorum. Basamakları çıktıkça, yükün sırtında ağırlaştıkça cam tavanı görmeye başlıyorsun. Ya seni tutan var ya da farklı birşeyler var. Biz sektörde %54 kadın çalışan sayısındayız. Ama basamakları çıktıkça bu sayı azalıyor. Kamuda ise, bu sayı sıfıra yaklaşıyor. Aslında yola bir yerden başlamamız gerekiyor. Buradaki farkındalığı hepimizin içselleştirmesi gerekiyor. Hepimizin kız evlatları var. Birşeyler yapacağız inşallah. Sektörün kadın liderleri var. Onları alkışlamak istiyorum. İnşallah bunu yaygınlaştırarak gençlere de örnek olabilecekleri bir ortam yaratırız” dedi.
PATRON AİLESİ OLAN BİR ÇOCUK OLARAK HEP BUNU KAMUFLE ETMEYE ÇALIŞTIM
TÜROB Başkanı Müberra Eresin; “Avantajlı bir patron ailesi olan bir çocuk olarak yıllarım bunu kamufle etmekle geçti. Otelcilik ve gastronomi üzerine İngiltere’de master yaptım ve çalıştım. Masterım bitince Türkiye’ye dönmedim. 4 yıl orada her departmanda çalıştım. Kendi sektörümde otel işletmeciliğinde mutlaka pratikten de sıfırdan başlamalısınız. Yönetici kadrolarına gelince iyi ki de okumuşum dedim. Bugün gençlerine her departman da çalışarak, kendi doğrularını çizerek, tavanları umursamadan yöneticilik yolunda ilerleyip, liderlik formuna gelmeleri için adım atsınlar.
KADIN TURİZM BAKANINA İHTİYACIMIZ VAR
Ekonomist Meliha Okur; “Dünya bir değişim döneminden geçiyor. Kadın yüzyılındayız. Kadına çok ihtiyaç var. Gelişmiş dünyaya bakınca kadın yine cam tavan sendromuna takılıyor. Feodal, erkek egemen kültür en geri kalmış kültür kadın sorunu. Sosyal adalete dayalı sistemde bizim genel bir sorunumuz var. Türkiye, turizmde kendi coğrafyasında Akdeniz’de liderliğe oynayan bir ülkedir. En alttan başlayıp, merdivenleri tırmanıp, cam tavanları kırmak için kadınların çok yolu var. Hep söylüyorum turizmde Kadın Turizm Bakanı’na ihtiyaç var. Eğer neden üzerinden olaylara bakarsak çözüm daha iyi gelecek. Biz eğitimde iyi durumda değiliz. Turizm sektöründe Farkındalık Konferansı’nı başlattınız bunu Anadolu’ya götürün, yollara düşün. Kadınlara umut verin. Biz bu gelen kitleye karşı içinde iyi olanları seçeceğiz. Çocuk ve kadınların öldürülmediği bir dünya demekten çekinmeyelim. Biz kadınlar cesuruzdur, daha cesur olalım. En önemli araç turizm sektörüdür” dedi.
BİZ CİNSİYET AYRIMI DEĞİL, LİYAKAT İSTİYORUZ
Kadın liderler artarsa neler değişecek sorusuna cevap veren İSATAG Başkanı ve FUEGO Travel CEO’su Aylin Özsavaş; “Buna inanmasam burada olmazdım. En başta adalet ve eşitlik getirecek. Biz turizmciler zaten yaratıcıyız ama kadınlar bir tık daha yaratıcı. Turizm sektöründe çalışan kadın sayısının %54 olması da bunu gösteriyor. Biz cinsiyet ayrımı değil, liyakat istiyoruz. Biz sürdürülebilirlik konularında kadınlar daha hassasız. Bir kadın olarak birazcık daha fazla sorumluluğumuz var. Fazla söze de gerek yok. Victor Hugo’nun güzel bir sözü ile sözlerimi noktalamak istiyorum; “Uygulama zamanı gelen bir fikir dünyanın tüm ordularının toplamından daha güçlüdür” diyerek sözlerini noktaladı.
“KENDİNE GÜVEN! PEKİ NASIL?” Paneli Gerçekleşti
Turizm Anahtarı Marka&Yönetim CEO’su Sevda Yılgaz moderatörlüğünde konuşmacılar BAU İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. İdil Karademirlidağ Suher, I-MICE 2. Başkanı Işıl Özmen ve TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi, EBİ & MEBY Dubai CEO’su Oya Ebru Küçükel “Kendine Güven! Peki Nasıl?” paneli gerçekleşti.
Panel sonrası katılımcılardan gelen sorulara ve katkılara yer verildi.