27 Mayıs 2025 Salı

WTTC Turizmin küresel ekonomiye katkısı 11,7 trilyon dolara ulaşacak

Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC), küresel sektörün 2025 yılında ekonomiye 11,7 trilyon ABD doları katkıda bulunacağını öngörüyor.


Dünya Seyahat ve Turizm Konseyi (WTTC) uzmanlarından derlenen bilgilere göre, 2025’te küresel seyahat ve turizm sektörünün dünya ekonomisine katkısı 11,7 trilyon ABD dolarına ulaşacak. Bu rakam, küresel GSYİH’nin yüzde 10,3'üne denk geliyor. Turizm sektörün dünya çapında 371 milyon kişiye de istihdam yaratacağı öngörülüyor. Uluslararası ziyaretçi harcamalarının, pandemi öncesi 2019'dan 164 milyar ABD doları aşan ve rekor bir seviye olarak kabul edilen 2,1 trilyon ABD dolarına ulaşacağı  tahmin ediliyor. Hâlâ dünyanın en büyük seyahat ve turizm ekonomisi olan ABD, 2019 seviyelerinin altında düşüp, uluslararası ziyaretçi harcamalarında geride kalıyor. Çin'de harcamalar geçen yıl pandemi öncesi rakamları aşarken, 2025'te önemli bir yavaşlama bekleniyor. 

Suudi Arabistan öne çıkıyor
Bu karmaşık küresel dinamiklerin ortasında, Suudi Arabistan kayda değer bir başarı hikayesi olarak ortaya çıkıyor. WTTC, Krallığın seyahat ve turizm sektörünün bu yıl ulusal ekonomiye 447 milyar SAR (Suudi Arabistan riyali, yaklaşık 119 milyar dolar) enjekte edeceğini tahmin ediyor; bu tarihi bir zirve. Bu katkı, Suudi Arabistan'ın GSYİH'sinin yüzde 10'undan fazlasını oluşturuyor ve sektör istihdamının rekor seviyede 2,7 milyon işe ulaşması öngörülüyor. Suudi Arabistan’da ziyaretçi harcamalarının 200 milyar SAR'a (yaklaşık 53 milyar dolar) ulaşması beklenirken, yerel harcamaların 162 milyar SAR'a (yaklaşık 43 milyar dolar) çıkması bekleniyor.  Her ikisi de tüm zamanların en yüksek seviyeleri olarak kabul ediliyor. Veriler, Suudi Arabistan'ın küresel turizm sahnesindeki büyüyen etkisi ve Vizyon 2030 çerçevesi altındaki stratejik hamlesini gösteriyor. 

WTTC Başkanı ve CEO'su Julia Simpson, "Suudi Arabistan'ın Seyahat ve Turizm sektörü sadece büyümekle kalmıyor, aynı zamanda gelişiyor" dedikten sonra şöyle devam ediyor: "Krallık, neyin mümkün olduğunu yeniden tanımlıyor ve Vizyon 2030'un hedeflerini yalnızca karşılamakla kalmayacak, aynı zamanda aşacak." Turizm sektörünün 2025 yılında Orta Doğu'da, bölgesel ekonomiye 367,3 milyar ABD doları katkıda bulunması ve 7,7 milyon istihdam yaratması bekleniyor. Uluslararası ziyaretçilerin bölgedeki harcamalarının 2019 seviyelerinin yüzde 24 üzerinde, yaklaşık 194 milyar ABD dolarına ulaşıp, yurt içi harcamaların da bölgesel canlanmayı yansıtacak şekilde yaklaşık 113 milyar ABD dolarına ulaşacağı tahmin ediliyor.

Club Med Palmiye'nin Yenilenen Yüzü Uluslararası Bir Etkinlikle Tanıtıldı

Türkiye’nin güneyinde, Toros Dağları ile Akdeniz’in eşsiz manzarası arasında yer alan Club Med Palmiye, kapsamlı yenileme çalışmalarının ardından yenilenen yüzünü uluslararası bir etkinlik ile tanıttı. 21-24 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşen bu özel buluşmada; Fransa, İngiltere, Almanya, İtalya, Birleşik Arap Emirlikleri, Güney Afrika ve Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 20 ülkeden 120 seçkin gazeteci, influencer ve turizm profesyoneli ağırlandı. 


Etkinliğe, Club Med Avrupa, Afrika & Orta Doğu CEO’su Anne Browaeys ve Palmiye Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Mümtaz da katılarak Club Med Palmiye’nin geçirdiği dönüşüm süreci ve gelecek vizyonu hakkında bilgi verdi.Etkinlikte konuşan Club Med Avrupa, Afrika & Orta Doğu CEO’su Anne Browaeys şunları söyledi:“Ortağımız Palmiye ile birlikte, bu efsanevi Türk tesisinin Hotel bölümünü yeniden tasarlamak için 13 milyon Euro’luk bir yatırım gerçekleştirdik. Bu yatırım, misafirlerimize her zaman en iyi deneyimi sunma kararlılığımızı ve benzersiz ‘her şey dahil’ konseptimizi daha da ileri taşıma hedefimizi ortaya koyuyor. L’Esprit Libre (Özgür Ruh) felsefesi, Club Med’i konaklama sektöründe bir referans noktası haline getirmiştir.”Palmiye Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Mümtaz ise şöyle konuştu: “38 yıl önce Club Med ile başladığımız iş birliği sayesinde Türkiye’yi birçok uluslararası otel zinciri ve turiste tanıtma şansı bulduk. Türk turizminin gelişiminde önemli bir rol oynamaktan gurur duyuyoruz. Bugün, bu özel etkinlikte yurtdışından değerli basın mensuplarını ve seyahat profesyonellerini ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Tesisimizin yenilenen yüzünü ve Türkiye’nin turizm potansiyelini paylaşmak bizim için büyük bir onur.”

club-med-palmiye-001.jpg

Türkiye’nin Turkuaz Sahilinde Club Med Deneyimi
1988 yılından bu yana misafirlerine hizmet veren Club Med Palmiye, doğayla iç içe konumu, aile dostu olanakları ve dinamik atmosferiyle Club Med’in “her şey dahil” konseptini en iyi şekilde temsil ediyor. Tesiste, 4 aydan 17 yaşına kadar çocuklara özel aktiviteler, “Amazing Family” gibi yenilikçi programlar ve gençlere yönelik güncel içerikler sunuluyor.Zengin Türk mutfağının özgün lezzetlerini barındıran gastronomi deneyimi, iki adet Sothys spa, altı yüzme havuzu, fitness olanakları ve kara ile deniz sporlarına yönelik geniş yelpazede sunulan aktivitelerle misafirlere unutulmaz bir tatil deneyimi yaşatılıyor. Tesise yakın zamanda dört yeni padel kortu da eklendi.
Yenileme Çalışmaları

club-med-palmiye.jpgClub Med Palmiye’de, 478 odalı begonvillerle çevrili Villagio ile 242 odalı deniz kenarındaki Hotel bölümü, Studio MHNA tarafından Akdeniz sahilleri, Anadolu medeniyetleri ve geleneksel Türk el sanatları ile hat sanatından ilham alınarak yeniden tasarlandı.Villagio bölümündeki odalar, açık tonlardaki ahşap mobilyalar ve doğal taş zeminlerle yenilenerek modern bir görünüme kavuştu. Hotel alanı ise “marina chic” konseptiyle yenilenerek odalar, lobi, bar ve kapalı restoran bölümlerinde mavi tonlar ve zarif detaylarla yeniden dekore edildi.

club-med-palmiye-002.jpgYenileme çalışmaları devam eden tesiste, önümüzdeki dönemde Hotel bölümünün tüm odaları, açık büfe restoranı ve havuz barı baştan sona yenilenecek. Villagio bölümünde ise restoran ve bar alanlarının dönüşümü tamamlanacak, ayrıca deniz manzaralı yeni bir yoga pavilyonu tesise kazandırılacak.Club Med Türkiye Genel Müdürü Özlem Tosun, gerçekleştirilen yenileme çalışmasına ilişkin olarak şunları söyledi: “Yıllardır misafirlerimizin gönlünde özel bir yere sahip olan Palmiye’yi, bugünün beklenti ve ihtiyaçlarına göre yeniden tasarlamak bizim için heyecan verici bir yolculuktu. Akdeniz’in kalbinde, modern ve özgün bir tatil deneyimi sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

21 Mayıs 2025 Çarşamba

Dünya Çay Günü’nde, dünya çayları Beta Yeni Han’da buluştu!

II. Beta Uluslararası Çay ve Kültürü Günü Resepsiyonu Beta Yeni Han’da kutlandı


Arjantin’den Çin’e, Sri Lanka’dan Kenya’ya…  

İSTANBUL- Dünyanın önde gelen seçkin çay markalarından Beta Tea, 21 Mayıs Dünya Çay Günü kapsamında bu yıl ikinci kez düzenlenen “II. Beta Uluslararası Çay ve Kültürü Günü Resepsiyonu” ile çay kültürünü tüm dünyaya yayıyor. Beta Tea ev sahipliğinde, “Çayın evrensel dilini yaşatmak” mottosuyla gerçekleştirilen etkinlik, dünya çay gününe özel resepsiyon davetiyle başladı. Beta Yeni Han’ın tarihi atmosferinde dünyanın dört bir yanından gelen misafirleri ve büyükelçilikleri ağırlayan resepsiyonda, Türkiye ve dünyadan çay çeşitleri tanıtılırken, farklı kültürlere ait çay seremonileri, şovları ve çay yarışmaları gibi eğlenceli etkinlerle Dünya Çay Günü kutlandı.

Türkiye’nin yenilikçi çay markası Beta Tea, çay kültürünü yaşatmak ve yaygınlaştırmak adına öncü olmaya devam ediyor. Geçtiğimiz yıl ilk kez gerçekleştirdiği Beta Uluslararası Çay ve Kültürü Günü’nü bir gelenek haline getiren Beta Tea, çayın dünyasında, dünya çaylarını buluşturdu. Dünya Çay Günü kapsamında Beta Yeni Han’da gerçekleştirilen II. Beta Uluslararası Çay ve Kültürü Günü Resepsiyonu, bu yıl “Çayın evrensel dilini yaşatmak” mottosuyla yapıldı. Festivale Beta Gıda İstanbul Şube Müdürü Hatice Uğur, Türkiye Çay Demleme ve Sunum Şampiyonu Gülhanım Delihasan, Sri Lanka Büyükelçisi S. Hasanthi Urugodawatte Dissanayake, Arjantin Çay Uzmanı Natalie Hassanie, Hindistan Başkonsolosu Mijito Vinito, Vietnam Ticaret Müşaviri Ngyuen Viet Hang, Kenya Fahri Konsolosu Abdullah Yeşil gibi isimler ve çok sayıda protokol katıldı. Beta Tea, Arjantin’den Çin’e, Sri Lanka’dan Uganda’ya dünyanın dört bir yanından katılımcılarla, çay kültürünü İstanbul’un tarihi yarımadası Eminönü’nde yaşattı.

Dünyanın farklı ülkelerine ait çaylar ve seremonileri bir arada

Dünyanın farklı ülkelerinden büyükelçilikleri ağırlayan Beta Uluslararası Çay ve Kültürü Günü, dünyanın en yaygın tüketilen içecekleri arasında yer alan çayın farklı kültürlerdeki seremonilerine ev sahipliği yaptı. Çin, Arjantin, Sri Lanka, Fas, Uganda, Kenya, Vietnam ve Hindistan gibi ülkelerin stantlarının yer aldığı festivalde, farklı toplumları birleştiren çayın evrensel dili konuşuldu. Çayın kökeninden gelen hikayeler paylaşılırken, farklı gelenek ve ritüeller tanıtıldı. Katılımcı ülkeler, büyük elçilikleri tarafından gerçekleştirdikleri gösteri ve seremonilerle, kendi ülkelerinin kültürel değerlerini ve geleneklerini katılımcılarla buluşturdu. 

 

Sri-Lanka geleneksel gaz lambası yakma merasimi, Pooja ve Gagaja dans gösterilerinin keyif kattığı festivalde ayrıca Arjantin çay uzmanından Mate Şov izlenildi. Katılımcı ülkelerin yanı sıra Türkiye’ye özgü geleneksel tulum ve horon gösterileri yapıldı. 

“Çayın geleneklerini yaşatma ve geleceğe taşıma misyonu taşıyoruz”

Beta Gıda İstanbul Şube Müdürü Hatice Uğur, açılış konuşmasını gerçekleştirdiği festivalde şunları kaydetti: “Geçtiğimiz yıl, Dünya Çay Günü kapsamında ilk kez düzenlediğimiz Beta Uluslararası Çay ve Kültürü Günü Resepsiyonu’nu, ikinci kez gerçekleştirerek bugün bir gelenek haline getirdik. Azerbaycan ve Türkiye’nin UNESCO’ya başvurusu üzerine ‘’Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil edilen Türk çayının eşsiz kültürünün hem taşıyıcısı hem de geliştiricisi olmayı kendine misyon edinmiş bir çay markası olarak, festivalimizin bu yılki mottosunu: “Çayın Evrensel Dilini Yaşatmak” olarak belirledik.  Çünkü Beta Tea olarak, biz yalnızca çay üretmiyor aynı zamanda onun etrafında şekillenen kültürü de yaşatmak için çalışıyoruz. Bu hedefle çayın dünyasında dünyanın çaylarını buluştururken, Çin’den Arjantin’e, Sri Lanka’dan Kenya’ya, Vietnam’dan Uganda’ya uzanan büyükelçilik katılımlarıyla oluşan bu kültürel mozaikte, çayın evrensel dilini konuşuyor, kültürel köklerini tanıyor ve birlikte yaşatıyoruz”.

Beta’nın 50’nci yılına yaklaşırken, özel 50 çeşit çay tadımı

Çeşitli şovlarla unutulmaz kılınan resepsiyonda, Türkiye çay demleme şampiyonu Gülhanım Delihasan tarafından Türk çay kültürü seremonisi sergilenirken, ayrıca 50’nci yılına yaklaşan Beta Tea’ye özel 50 çeşit çayın tadımı yapıldı.

Çay Gurmesi yarışması 

Çay temalı fotoğraf çekim alanlarıyla renkli bir atmosferin yaratıldığı Beta Uluslararası Çay ve Kültürü Günü Resepsiyonu’nda, tüm ziyaretçilerin katılımına açık olan çay gurmesi yarışması gibi eğlenceli yarışmalar ve aktiviteler yer aldı. Dünyanın farklı ülkelerinden, farklı çayların tadıldığı yarışmanın katılımcıları ise sürpriz hediyelerle ödüllendirildi.

 

 

19 Mayıs 2025 Pazartesi

VITTORIA CERETTI CANNES’DA MESSIKA ZARAFETİYLE BÜYÜLEDİ

Fransa’nın Cannes kentinde devam eden 78. Cannes Film Festivali’nde Vittoria Ceretti, Messika’nın yüksek mücevher tasarımlarıyla objektiflere yansıdı.



Gecede çarpıcı bir görünüm sergileyen ünlü model, White Midnight Sun küpeler, Pear Appeal iki parmak yüzük ve Hypnotic Scale yüzükle stiline zarafet kattı.Messika mücevherlerini; resmi satış noktaları Quadran İstinye Park, Quadran Galataport, Quadran İzmir İstinye Park, Quadran D Maris ve Quadran Land of Legends Antalya butiklerinden ya da quadran.com.tr web sitesi üzerinden uluslararası garanti belgesi ile satın alabilirsiniz.

MESSIKA 78. CANNES FİLM FESTİVALİ AÇILIŞ TÖRENİ KIRMIZI HALISINDA PARLADI

Messika, 78. Cannes Film Festivali’nin açılış gecesinde kırmızı halıda Juliette Armanet, Simon Gong, Erin Kellyman ve Luise Heyer gibi yıldız isimlerin üzerinde dikkat çekti.78. Cannes Film Festivali’nin açılış filmi Partir Un Jour (Leave One Day)’un başrol kadın oyuncusu Juliette Armanet, kırmızı halıda görünümünü Messika by Kate Moss High Jewelry koleksiyonundan Liberated Spirit earcuff, üst üste takılmış Star Chaser yüzükler, Gloria yüzük ve ışıltılı My Twin top clip ile taçlandırdı.


Oyuncu Erin Kellyman Desert Bloom bileklik, zarif sallantılı küpeler ve Divine Enigma yüzük ile stilini tamamlarken, Alman oyuncu Luise Heyer seçimini My Twin küpeler, My Twin Skinny Riviere kolye, My Twin Riviere bileklik ve My Twin Toi & Moi yüzükten yana kullandı.Messika’nın Asya-Pasifik elçisi Simon Gong ise kırmızı halıya modern bir zarafet kattı. Gong, yüksek mücevher Diamond Puzzle broş ve Move Joaillerie yüzük tercih etti.Messika mücevherlerini; resmi satış noktaları Quadran İstinye Park, Quadran Galataport, Quadran İzmir İstinye Park, Quadran D Maris ve Quadran Land of Legends Antalya butiklerinden ya da quadran.com.tr web sitesi üzerinden uluslararası garanti belgesi ile satın alabilirsiniz.


Z Kuşağı Çin'in tatil turizmini yeniden şekillendiriyor

Çin'in Z kuşağı, "konser ekonomisi"nin yanı sıra, daha az bilinen destinasyonları geleneksel cazibe merkezlerine tercih ederek turizm ortamını yeniden şekillendiriyor. Bu yılki 1 Mayıs tatilinde konserler ve müzik festivalleri önemli tüketim noktaları haline geldi. 5 bini aşkın katılımcının yer aldığı 100'den fazla büyük ölçekli ticari performans ülke çapında beş gün boyunca planlandı. Bu da 2 milyondan fazla izleyicinin çekilerek, otel ve turizmle ilgili harcamalarda 2 milyar yuan'dan (yaklaşık 277,7 milyon ABD doları) fazla katkı sağladı. 

cinin-tatil-turizmi.png

Tongcheng Travel'da araştırmacı olan Xu Momo, 1995'ten sonra doğan insanların artık konsere giden nüfusun yüzde 65'ini oluşturduğunu ve "birçoğunun sadece bilet satın almadığını- ‘ritüeller’ oluşturduklarını" söylüyor. Çin’in önde gelen seyahat platformu Mafengwo'nun verilerine göre, bu yılki 1 Mayıs tatilinde kalabalıktan kaçınmak genç gezginler için önemli bir öncelik haline geldi. “1 Mayıs için daha az kalabalık, alışılmışın dışında destinasyonlara” yönelik aramalar ve ilgi geçtiğimiz ay yüzde 200 oranında arttı.

cinin-tatil-turizmi.jpg

Yine Çin'in güneyinde, seyahat platformu Qunar'ın verilerine göre, Hainan Eyaletinin başkenti Haikou'da 1 Mayıs tatili sırasında otel rezervasyonları bir önceki yıla göre 3,4 kat artarak ülkenin büyük turistik şehirleri arasında en yüksek büyümeyi gösterdi. Artış büyük ölçüde tatil sırasında planlanan popüler erkek grubu Teens in Times'ın (TNT) konserinden kaynaklanıyor.

cinin-tatil-turizmi-001.jpg

Haikou'daki 182 odalı bir resort otelin genel müdürü olan Li Yangran bunu ilk elden hissederek tesisin doluluk oranının 1-4 Mayıs tarihleri arasında yüzde 90'ın üzerinde kaldığını ve çoğu 1990 ve 2000'lerde doğmuş olan misafirlerin yaklaşık yüzde 60'ının konser için konakladığını söyledi.

“Geçici Kanka” Arıyorlar
Trip.com'un verilerine göre, 1 Mayıs tatili süresince ilçe düzeyindeki pazarlarda turizm siparişleri bir önceki yıla göre yüzde 36 artarak birinci ve ikinci kademe büyük şehirlerde görülen büyümenin çok üzerine çıktı. Anji, Yanji ve Dujiangyan gibi daha küçük şehirlerdeki otel rezervasyonları da yüzde 64 oranında artarken, turistik yerler için bilet satışları yüzde 200'ün üzerinde yükseldi.

Aile yanı konaklama platformu Muniao da Nisan sonu itibariyle ilçe düzeyindeki turizm siparişlerinde bir önceki yıla göre yüzde 126'lık bir artış olduğunu bildirdi. Fujian'dan Pingtan ve Xiapu, Hainan'dan Changli ve Lingshui ile Henan'dan Luanchuan ve Zhongmu da dahil olmak üzere pek çok ilçe tatilin gözde noktaları olarak öne çıktı.

Çin Turizm Akademisi'nde kıdemli bir araştırmacı olan Yang Jinsong, yurtdışına giden seyahat destinasyonlarının çeşitlendiğini söylüyor. Çin'in yurtdışına çıkış seyahat pazarındaki toparlanmanın sadece ölçekte bir toparlanma değil, aynı zamanda yapısal iyileştirme ve ekolojik dönüşümün bir işareti olduğunu belirtiyor. 

Değişim, Z kuşağının seyahatle ilgili konularda nasıl karar verdiğinde de kendini gösterdi. Birçok seyahat canlı yayınında, bu kuşaktan giderek daha fazla genç hem sürükleyici deneyimler hem de gerçek zamanlı etkileşim yoluyla tüketim kararları veriyor.

Müşterilerin çoğu 20-35 yaş arası gençlerden, özellikle de fotoğraf çektirmek, alışverişe çıkmak ve birlikte güzel yemeklerin tadını çıkarmak için “geçici bir kanka” arayan ziyaretçi kadınlardan oluşuyor.

"Momentum 2025" Anketinden Çıkan Sonuç
Trip.com Group'un altı Asya-Pasifik pazarında 6 bin katılımcıyla "Momentum 2025" anketi gerçekleştirdi. Sonuçlar, genç gezginlerin geleneksel statü göstergelerinden ziyade deneyimlere öncelik verdiği basitleştirilmiş anlatıyı yalanlayan, lüks seyahatin belirgin bir şekilde Asya'ya özgü bir evrimini ortaya koyuyor.
•    Kullanıcıların yüzde 60'ı artık seyahat planlarken özellikle yiyecekle ilgili içerikler arıyor. Bu durum, önceki yıllarda alışveriş destinasyonlarının arama etkinliğinde baskın olduğu anlamına geliyordu.
•    Yemek festivalleri (yüzde 62), otel yemek deneyimleri (yüzde 60) ve rehberli sokak yemeği turları (yüzde 52) seyahat güzergahlarının merkezi haline geldi. Milenyum kuşağı etkileşimli yemek sanatı etkinliklerini tercih ediyor.
•    Eğlencenin seyahat kararları üzerindeki etkisi arttı. Asya-Pasifik gezginlerinin yüzde 70'inin artık seyahatlerini izledikleri filmlere ve TV şovlarına göre planladığını gösteriyor.
•    Z Kuşağı'nın kruvaziyer turizmine ilgisi de artıyor. Gezginlerin yüzde 44'ü gemide yemek gibi deneyimsel unsurlara öncelik veriyor.
•    Trip.com kullanıcılarının yüzde 58'i seyahat önerileri için yapay zekayı kullanıyor ve bu oran artmaya devam edecek. 

Eskişehir Kitap Fuarı 4. Kez Kapılarını Açtı


Eskişehir 4. Kitap Fuarı, yüzlerce yazar ve binlerce kitapla kapılarını kitapseverlere açtı. Dokuz gün sürecek bu kültür şöleninde söyleşilerden imza günlerine onlarca etkinlik edebiyat tutkunlarını bekliyor.Kitapseverlerin heyecanla beklediği Eskişehir 4. Kitap Fuarı, 17 Mayıs’ta Eskişehir Ticaret Odası – Tüyap Fuar Merkezi’nde kapılarını açtı.

eskisehir-4-kitap-fuari-002.jpg

Tüyap Fuarcılık Grubu tarafından, Türkiye Yayıncılar Birliği iş birliğiyle düzenlenen fuar; Eskişehir Valiliği, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Eskişehir Ticaret Odası’nın destekleriyle hayata geçirildi. 25 Mayıs’a kadar sürecek fuar, 208 yayınevi, marka ve sivil toplum kuruluşunu 400’ün üzerinde yazar ve şairle bir araya getiriyor.

eskisehir-4-kitap-fuari.jpgAçılışta yayıncılık dünyasına dair mesajlar verildi
Fuarın açılışında konuşan Tüyap Fuarlar Yapım A.Ş. Genel Müdürü İlhan Ersözlü, “Edebiyat ve yayıncılık dünyasını Türkiye'nin en özel şehirlerinden Eskişehir’de bir araya getiren fuarımız, 208 yayınevi ve 400’ün üzerinde yazarın katılımıyla kitapseverlere unutulmaz bir deneyim sunacak. Öğrencilerimiz de hafta içi günlerinde kitaplarla buluşacak, yaş gruplarına özel etkinliklere katılacak” dedi.

eskisehir-4-kitap-fuari-001.jpgTürkiye Yayıncılar Birliği Genel Sekreteri Nazlı Berivan Ak ise yayıncılığın zorlu koşullarına dikkat çekerek, “Bağımsız yayıncılığımız dünya standartlarında işler üretiyor. Ancak üretim maliyetlerinin arttığı, okuma alışkanlıklarının değiştiği bir dönemde, kültür politikalarının sürdürülebilirliği her zamankinden daha kritik. Kitap fuarları, bu ekosistemin nefes aldığı alanlardır” ifadelerini kullandı.

Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler açılış konusmasında “Eskişehir, 100 bini aşkın üniversite öğrencisine ev sahipliği yapan, köklü bir eğitim ve kültür şehridir. Böyle bir şehirde, Eskişehir 4. Kitap Fuarı’na ev sahipliği yapmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu etkinlik, şehrimiz adına önemli bir kültürel kazanımdır. Fuarın hayata geçmesinde katkısı bulunan tüm kamu kurumlarına, özel sektör temsilcilerine ve katılımcı yayınevlerine teşekkür ediyorum. 30. yılımızı kutladığımız bu yolculukta, bugüne kadar 2 milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırladık. Bu yılki hedefimiz, 9 gün boyunca yaklaşık 150 bin ziyaretçiye ulaşmak” dedi.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç konuşmasında “Eğitim ve kültür şehri Eskişehir’in bu önemli fuara ev sahipliği yapıyor olması, kentimiz adına büyük bir değerdir. Fuar alanlarının oluşturulmasında emeği geçen Eskişehir Ticaret Odası’na teşekkür ediyorum. Eskişehir halkının da yoğun ilgi gösterdiği bu etkinliğin, 9 gün boyunca şehrimizin kültürel ekosistemine anlamlı bir katkı sağlayacağına inanıyorum. Kitapların bireylerin ve toplumların dönüşümündeki etkisi tartışmasızdır. Okuma alışkanlığının yaygınlaşmasıyla yaşam daha bilinçli, daha renkli hale gelecektir. Bu kıymetli buluşmaya katkı sunan tüm yazarlarımıza, yayınevlerimize ve paydaş kurumlara teşekkür ediyorum” dedi.

Eskişehir Milletvekili İbrahim Arslan “Bugün 30. organizasyonu gerçekleştirilen bu kıymetli kültür buluşmasına mekân kazandıran Eskişehir Ticaret Odası’na teşekkür ediyorum. TÜYAP’a verdikleri katkı ve destek için ayrıca şükranlarımı sunuyorum. Eskişehir, kültür ve sanatla iç içe bir şehir olarak bu tür etkinliklerde yayınevlerine, yazarlara ve çevre illerden gelen ziyaretçilere ev sahipliği yapmaktadır. Kitap, toplumun vicdanı ve bilinç kaynağıdır. ‘Okunacak en büyük kitap insandır’ anlayışıyla tüm yazarlarımıza ve okurlarımıza saygılarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Eskişehir Milletvekili Ayşen Gürcan açılış esnasında “Her şey sözle başlar. Söz, hayata geçtiğinde anlam kazanır ve yaşamı dönüştürür. Yazmak için önce bir sözünüz olmalı ve o söz, başkalarının ufkunu açmalıdır. Okuma kültürü geliştikçe bireylerin vizyonu genişler, toplumlar ilerler. Bu bilinçle gerçekleştirilen kitap fuarlarının, sadece kültürel değil, toplumsal gelişime de katkı sunduğunu düşünüyorum. Emeği geçen tüm kişi ve kurumlara, bu kıymetli organizasyona destek veren herkese teşekkür ediyorum” dedi.

400’ün üzerinde yazar ve 72 kültür etkinliği
Dokuz gün boyunca panel, söyleşi, atölye ve çocuk etkinliklerinden oluşan 72 kültürel etkinlik fuar programında yer alıyor. Etkinlikler kapsamında; Ayşe Yüksel, Banu Avar, Erdem Atay, Hidayet Karakuş, Yalvaç Ural ve Ziya Selçuk gibi usta kalemlerin yanı sıra, genç yazarlar Adora Yağmur, Aslı Arslan , Beyza Aksoy, N.G. Kabal ve Selin Solaris de imza günlerinde okurlarıyla buluşacak.

Ziyaretçilere ücretsiz ulaşım imkânı
Fuar süresince ziyaretçilerin fuar alanına daha kolay ulaşabilmeleri için ücretsiz ring seferleri düzenleniyor. Tramvay Durağı ile Fuar Merkezi arasında her gün saat 11.00, 13.00 ve 15.00’te karşılıklı olarak düzenlenen ücretsiz ring seferleri, ziyaretçilere ulaşım kolaylığı sağlıyor.

Eskişehir’de 9 günlük kitap şöleni
Kitap, dergi ve gazete yayıncılığında faaliyet gösteren birçok kuruluşun yer aldığı fuarda, okurlar binlerce kitapla buluşma fırsatı yakalıyor. Girişin ücretsiz olduğu fuar, 25 Mayıs’a kadar her gün 10.00 – 19.30 saatleri arasında ziyaret edilebilecek.

Coral Cup 2025 Antalya Körfezi'nde Heyecan Dolu Yat Yarışı

Antalya Körfezi, bu yıl ikinci kez Coral Cup Yat Yarışı’nın heyecanına sahne oldu.Toplam 24 yelkenli teknenin dört farklı kategoride kıyasıya mücadele ettiği yarışlar, deniz sporları tutkunlarını bir araya getirdi. Coral Travel ana sponsorluğunda ve Setur Marinas iş birliği ile düzenlenen organizasyon, Antalya’nın deniz kültürünü ve sportif potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi. Coral Travel Türkiye Genel Müdürü Mehmet Kamçı, “Bugün burada 300’e yakın katılımcıyla buluşmak, Coral Cup’ı daha da ileriye taşımamız için bize cesaret veriyor” dedi.

coral-cup-2025.jpg

Antalya Körfezi, ikinci kez Coral Cup heyecanına ev sahipliği yaptı. Coral Travel ana sponsorluğunda ve Setur Marina iş birliği ve ev sahipliğinde düzenlenen Coral Cup 20z25, bu yıl da yelken tutkunlarını bir araya getirdi. Antalya Yelken Spor Kulübü organizatörlüğünde Antalya Körfezi’nde gerçekleşen yarışlarda, dört farklı kategoride toplam 24 yelkenli tekne rüzgârla yarıştı.

Kazanan ekipler kupa kaldırdı
Setur Antalya Marina’dan start alan ve nefes kesen anlara sahne olan yarışlar, yelken sporuna gönül verenleri buluşturdu. Etkinlik, katılımcıların yanı sıra izleyicilerin de yoğun ilgisiyle karşılaştı. Cumartesi günü saat 12.30’da startı verilen Coral Cup Antalya Yat Yarışı’nda boyları 9 ila 20 metre arasında değişen 24 yelkenli tekne kıyasıya mücadele etti. Türkiye Yelken Federasyonu’nun 2025 faaliyet programında da yer alan Coral Cup’taki yüksek tempolu çekişmenin sonucunda;

•    A kategorisinde “Dolce” isimli yatla Aytuğ Erdem kaptanlığındaki ekip,
•    B kategorisinde “Moana” isimli yatla Halil Serdar değerli ve ekibi,
•    C Destek kategorisinde “Levend” isimli yatla Levend Özden ve ekibi,
•    DSport kategorisinde ise “Aşka” isimli yatla Ali Cenk Yorulmaz ve ekibi birinci oldu.

Genel sıralamada ise “Moana” isimli yatla Halil Serdar Değerli ve ekibi birinciliği elde ederek Coral Cup 2025’in genel şampiyonu unvanını kazandı.

“Genç yelkencilere ilham verecek”
Yarışların ardından Setur Marina Antalya’da düzenlenen ödül töreninde konuşan Coral Travel Türkiye Genel Müdürü Mehmet Kamçı;“Antalya, yalnızca Coral Travel Group’un doğduğu ve büyüdüğü şehir değil aynı zamanda uluslararası başarımızın kalbinde yer alıyor. Bugüne kadar milyonlarca turiste Antalya’da ev sahipliği yapan Coral Travel olarak bu yıl da 15 kaynak pazardan 1,9 milyon turist getirmeyi hedefliyoruz. Antalya sosyal, kültürel ve sportif yaşamına katkıda bulunmayı borç bildiğimiz kıymetli bir şehir. Coral Cup da bu yaklaşımın bir ürünü. Sadece bir yarış değil; Antalya’nın deniz kültürünü daha da görünür kılacak, genç yelkencilere ilham verecek ve şehrimizin marka değerine katkı sunacak kalıcı bir gelenek olmasını hedefliyoruz. Bu ilgi ve katılım, bizlere gelecek yıllar için daha da büyük hayaller kurma cesareti veriyor” dedi.

Antalya Yelken Spor Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Yalçınkaya ise törende yaptığı konuşmada,“Coral Cup’ı geçen yıl ilk kez düzenlediğimizde büyük bir heyecan yaşamıştık. Bu yıl artan ilgi, bu heyecanımızın karşılık bulduğunu gösteriyor ve organizasyonu daha da ileriye taşıma konusundaki kararlılığımızı güçlendiriyor. Bu organizasyonu gerçekleştirmemizde büyük katkıları olan sponsorlarımız Coral Travel ile Setur Antalya Marina’ya ve görevi devir aldığım Setur Antalya Marina Müdürü ve Onursal Yönetim Kurulu Başkanımız Sn. Ziya Baykal’a gönülden teşekkür ediyorum. Önümüzdeki yıl kategori sayısını da artırarak yerli ve yabancı teknelerin ilgisini çekmek için çalışmalarımızı birlikte sürdürüyor olacağız. Antalya’nın denizcilik potansiyelini yelken sporuyla birleştirmekten ve bu güzel atmosferde ev sahipliği yapmaktan büyük memnuniyet duyuyoruz” dedi.Coral Cup 2025, Antalya'nın yat yarışı potansiyelini bir kez daha ortaya koyarak hem katılımcılara hem de izleyicilere unutulmaz bir deneyim yaşattı.

Alaz Restoran‘’ Göç Yolunun Ateşi’’Ankara’da Açıldı

Türkiye gastronomisinin öncülerinden MasterChef Mehmet Yalçınkaya, yepyeni konsepti Alaz Restoran “Göç Yolunun Ateşi ” ile başkentin kalbinde damaklara hitap ediyor.


 Anadolu’nun zengin göç kültüründen ilham alan Alaz, 17 Mayıs’ta Ankara’da kapılarını açtı. Alaz; geçmişi bugüne taşıyan, köklerinden beslenen ama modern tekniklerle yeniden yorumlanan eşsiz reçeteleriyle gastronomi meraklılarını unutulmaz bir yolculuğa davet ediyor. Mehmet Yalçınkaya’nın ustalığıyla şekillenen menüde, Balkanlar’dan Mezopotamya’ya, Kafkaslar’dan Orta Asya’ya uzanan göç rotalarının izlerini taşıyan tatlar modern bir anlatımla sunuluyor.

Her Tabak Bir Hikayedir

Göçlerin sadece insanların değil, tariflerin, baharatların ve pişirme tekniklerinin de yolculuğu olduğunu vurgulayan Yalçınkaya, Alaz’ı şu sözlerle tanımlıyor: “Alaz, ateşin hem ısıtan hem birleştiren gücünü simgeliyor. Bu mekanda, farklı coğrafyaların mutfakları bir araya geliyor, tıpkı göç yollarında birleşen hayatlar gibi. Atalarımızın sofralarını yeniden kuruyor kendi imza reçetelerimle taçlandırıyorum. Ankara’da yepyeni bir gastronomi deneyimi noktası olacağımıza inanıyorum.”

Ankara’da Yeni Bir Gastronomi Noktası

Başkentte benzersiz bir deneyim sunmayı hedefleyen Alaz, sadece bir restoran değil; kültürel zenginliğin ve ortak hafızanın modern bir temsilcisi olmayı amaçlıyor. Mekan tasarımı, kullanılan sanatsal objeler göç yollarını yansıtan sade ama güçlü detaylarla bütünleşiyor. Mekanda çalınan müziklerden, kullanılan ses ışık tekniklerine kadar hemen her şeyin ortak temada bütünleştiği ALAZ eşsiz lezzet yolculuğunun en önemli durağı olarak Ankaralılara farklı bir deneyim sunuyor. 

Dekorasyondan, Müziğe kadar tüm konsept binlerce yıl süren bir yolculuğun izinden ilham aldı

Türklerin göç yolu boyunca biriken mutfak mirasını açık ateş etrafında yorumlarken süren tüm Ar-ge çalışmalarında yer alan şef Mithat Yalçınkaya, geçmişin ruhunu bugünün dokunuşlarıyla buluşturan ekibin başında yer aldı.  Hazırlanan özel kokteyl menüsünde yer alan konseptte imza ise Utkan Yalçınkaya’nın. Her lokmada bir kültürün izini, her aromada bir yolculuğun sıcaklığını hissedeceğiniz Alaz, Emre Yalçınkaya’nın yönetiminde ateşin dilini Ankara’ya taşıdı. 

Alaz Açılışına Yoğun İlgi 

Türkiye’nin sevilen şeflerinden, MasterChef  Mehmet Yalçınkaya, Ankara’daki yeni restoranı Alaz’ın açılışını görkemli bir törenle gerçekleştirdi. Açılış töreni, başkentin önde gelen bürokratları, gastronomi dünyasının tanınmış isimleri ve sanat camiasından birçok seçkin konuğun katılımıyla gerçekleşti.Etkinlikte Mehmet Yalçınkaya’yı MasterChef Türkiye yarışmacıları ve Acun Medya ekibi de yalnız bırakmadı. 

 

Terrazza Italia’da Doğal Lezzetler

Sosyetik Köylü Kutluğ Ataman’ın Ürünleri Terrazza Italia’da: Doğal Lezzetlerle Bir Yolculuk

İstanbul’un gastronomi sahnesine damgasını vuran Terrazza Italia, yine çok özel bir geceye ev sahipliği yaptı. Ünlü Executive Chef Claudio Chinali ve Palanga Çiftliği’nin kurucusu Kutluğ Ataman’ın ortaklığıyla gerçekleşecek olan bu özel etkinlik, katılımcılara benzersiz bir lezzet deneyimi sundu.

Doğallığın İmzası: Palanga Çiftliği

Kutluğ Ataman’ın “Sosyetik Köylü” unvanını hak eden Palanga Çiftliği, endüstriyel tarımdan uzak, tamamen doğal ortamlarda yetiştirilen etleriyle dikkat çekiyor. Yapay yem kullanılmadan, doğanın sunduğu imkanlarla beslenen hayvanlar, lezzet açısından büyük fark yaratıyor.

Menüde Neler Var?

Bu özel gecede misafirler, Palanga Çiftliği’nin ürünleriyle hazırlanan, tamamen sürprizlerden oluşan bir menü ile karşılandı. Claudio Chinali’nin hünerli dokunuşlarıyla şekillenen yemekler, hem geleneksel hem de modern dokunuşlarla gastronomi dünyasına yeni bir bakış kazandırdı.

Terrazza Italia’nın Büyülü Atmosferi

Boğaz’ın muhteşem manzarasına sahip Terrazza Italia, hem ambiyansı hem de mutfak sanatıyla her zaman dikkat çeken bir mekan. Bu gece, doğallığın ve yüksek mutfak sanatının bir araya geldiği unutulmaz bir deneyime sahne oldu.Palanga Çiftliği’nin doğayla iç içe yetiştirdiği ürünler ve Claudio Chinali’nin ustalığı ile şekillenen bu menü, lezzet tutkunları için kaçırılmayacak bir fırsat oldu.  Bu etkinlik, gastronomi dünyasında doğallığın önemini vurgularken, sürdürülebilir tarımın ne denli büyük bir fark yaratabileceğini de gözler önüne serdi.

16 Mayıs 2025 Cuma

Matbah Restaurant’tan Türk Mutfağı Haftası’na özel “Türk Mutfağı’nın Klasik Yemekleri”

Kadim ve Sürdürülebilir Türk Mutfağı, Bir Kez Daha Dünya Sahnesinde!
Anadolu’nun binlerce yıllık bereketli topraklarında yoğrulan, yüzyıllar boyunca farklı medeniyetlerin izleriyle zenginleşen gastronomi kültürümüzü, geniş kitlelerle buluşturmaya devam ediyor. Her yıl 21–27 Mayıs tarihleri arasında ülkemizde ve tüm dünyada etkinliklerle kutlanan Türk Mutfağı Haftası, bu yıl mutfak kültürümüzün yapıtaşları olan “Türk Mutfağı’nın Klasik Yemekleri” ile kültürlerarası köprü kurmayı hedefliyor.  


Türk Mutfağının geleneksel, sağlıklı ve atıksız mirasının taşıyıcısı olan “Klasikler”, mutfağımızın doğallığının, lezzetinin, özgün saklama ve pişirme tekniklerinin parıldayan cevheri olarak öne çıkıyor. Her biri, Anadolu’nun bereketli topraklarından süzülen yüzyıllık geleneklerin izlerini taşıyan bu lezzetler hem Türk mutfağının çeşitliliğini hem de evrensel değerini ortaya koyuyor. Uluslararası alanda isimleri ile bilinen ancak reçeteleri pek fazla tanınmayan klasik yemeklerimiz, bu sayede tarihsel köklerine sadık kalarak dünya ile tanıtılırken, geleneksel tariflerin nasıl modern dünyada sürdürülebilir ve sağlıklı bir şekilde yaşatılabileceğinin de hikayesini anlatacak. 


Dolayısıyla Türk Mutfağı Haftası’nın klasik yemeklerle kutlanması, ülkemizin mutfak geleneğinin kadim uygulamaların günümüzde nasıl anlam ve canlılık bulabildiğinin bir kez daha güzel bir örneği olacak.



Bir dizi tariften çok daha fazlasını taşıyan Türk Mutfağı Klasikleri; insanları yemek masasında bir araya getirerek bizleri birbirimize bağlıyor. Türk kültürünün vazgeçilmez bir parçası olarak, kültürümüzü yakından tanımak isteyenler içinse aile sıcaklığında bir başlangıç sunuyor.  Yurt içindeki kutlamalarda 81 ilin yerel mutfağını oluşturan temel reçeteler ve ürünler renkli bir lezzet yelpazesi sunarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin yurtdışı temsilciliklerindeki etkinlikler ise, farklı kültürlerin masalarımızda bir araya geldiği ve önyargısız bir şekilde birbirlerini tanıdığı misafirperverliğimizin samimiyetini yaşatacak.


Ottoman Hotel Imperial bünyesinde yer alan Matbah Restaurant, Yüzyıllar boyu Osmanlı İmparatorluğuna ev sahipliği yapan Tarihi Yarımada da “BURAM BURAM TARİH KOKAN AMBİYANSI” ile      21-27 Mayıs tarihleri arasında, Türk Mutfağı haftasına özel “Türk Mutfağı’nın Klasik Yemekleri”, ile siz değerli konuklarını ağırlıyor.

15 Mayıs 2025 Perşembe

Mutfak sektörü dev buluşmaya hazır, 140 ülke İstanbul’a geliyor

Mutfakçılar HOSTECH by TUSİD ile bütün dünyayı İstanbul’da buluşturuyor.Türkiye’nin en büyük, Avrupa’nın ikinci büyük endüstriyel mutfak ve HORECA fuarı HOSTECH by TUSİD için geri sayım başladı. Bu sene 45 bin metrekarelik bir alanda düzenlenen fuara 140 ülkeden toplamda 35 bin ziyaretçi beklenirken, 50'den fazla ülkeden toplam 400 firma katılımcı olarak yer alacak. 



Fuarın ilk kez 26 yıl önce sadece 500 metrekarelik bir alanda düzenlendiğini ve gelinen noktanın sektörün gücünü dünyaya göstermesi açısından da son derece önemli olduğunu belirten Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TUSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, Türkiye’nin kalite, lokasyon ve ürün çeşitliliği açısından dünyada çok farklı bir yerde olduğunu kaydetti.  Bu sene ihracatın 6 milyar doları geçmesini beklediklerini söyleyen Topuz, “Rusya-Ukrayna arasındaki olası bir barış ve Suriye’deki gelişmeler bizim ihracatımızı patlatabilir. Eğer anti damping soruşturmasında olumsuz bir gelişme olmazsa çok iyi bir yıl geçireceğimizi tahmin ediyoruz.” dedi.


Otel, restoran, gastronomi ve mutfak ekipmanları alanında Türkiye’nin en büyük Avrupa’nın ikinci büyük fuarı olan HOSTECH by TUSİD İstanbul, 140 ülkeden katılımcı ile 27-31 Mayıs 2025 tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde kapılarını açmaya hazırlanıyor. Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram Ekipmanları Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği'nin (TUSİD) 33 yıl önce kurulduğunu, ilk fuarın ise bundan 26 yıl önce sadece 500 metrekarelik bir alanda düzenlendiğini belirten TUSİD Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Topuz, gelinen noktada dünyanın en büyük sektörel buluşmalarından birine ev sahipliği yaptıklarını kaydetti. Avrupa'da sadece İtalya'da düzenlenen fuarın Türkiye'den büyük olduğunu söyleyen Topuz, "Onu da çok yakın sürede geçebiliriz ama maalesef Türkiye'de 45 bin metrekareden daha büyük bir fuar alanı olmadığı için şu an tıkanmış durumdayız. Eğer fuar alanı olsa ürün gruplarını daha da çeşitlendirip çok kısa bir süre içerisinde İtalya'yı geçebiliriz." dedi. 

Fuarın satışlarının geçmişte 11-12 bin metrekarelerde iken özellikle son 12 senede çok ciddi bir ivme kazandığına işaret eden Topuz, "O dönem yurt dışından önemli müşterilerin uçak biletlerini alalım, otellerini ayarlayalım ve buraya getirelim diye bir düşünce geliştirdik. İnsanlar ilk başta kendi müşterilerini getirmekten korksa da zaman içerisinde dijitalleşmenin de gelişmesi ile fuara ilgi giderek artmaya başladı. Şu anda datalarımızda 110 farklı ülkeden 18 bin firmanın bilgileri yer alıyor. Bu sene yapacağımız fuar için de 18 bin firmadan 1.200 kişiyi Türkiye'ye çağırmak için masraflarını ödemeye değer bulduk. Hindistan'dan Küba'ya, Kolombiya'dan Güney Afrika'ya kadar çok farklı ülkelerden alım heyetleri getiriyoruz. Bunların haricinde masraflarını kendi karşılayıp gelenlerle birlikte 5 bine yakın yabancı katılımcı bekliyoruz. Fuarı toplamda 35 bin kişinin ziyaret edeceğini tahmin ediyoruz. Geçen seneye göre Amerika, Rusya ve Mısır bölgesinden ciddi bir artış var. Bu yıl tanıtım için yaklaşık 2 milyon dolar harcadık ama bundan çok daha fazla bir değer yaratacağız." dedi. 

SENE SONUNDA 6 MİLYAR DOLARI GEÇERİZ
Sektörün ihracat rakamlarına da değinen Topuz, mutfak sektörünün ilk dört ayda 1,76 milyar dolarlık ihracat yaptığını söyledi. Yılın ilk iki ayındaki düşüşten sonra ihracatın tekrar toparlandığını ve geçtiğimiz yılın rakamlarına çok yaklaştığını ifade eden Topuz, "Sektör olarak yüksek sezona girdik. Önceki aylarda alınan siparişlerin yüklemesi yeni yapılmaya başladı ve ihracattaki bu yükselişin devam edeceğini tahmin ediyoruz. Biz endüstriyel mutfak tarafında bir sıkıntı görmüyoruz ve özellikle yılın ikinci yarısına yönelik olarak çok umutluyuz. Yıl sonunda da geçen seneye göre yaklaşık yüzde 10'luk bir artış yakalayıp 6 milyar doları geçeriz diye tahmin ediyoruz." diye konuştu. 

ANTİ DAMPİNG SORUŞTURMASI OLUMSUZ OLURSA SEKTÖRÜ MAHVEDER
Sektörün şu anki en önemli probleminin geçtiğimiz yıl yüzde 12'ye çıkarılan ek vergiler ve henüz sonuçlanmayan anti damping soruşturması olduğunu belirten Topuz, şunları söyledi:"Paslanmaz çelik sektörümüzün ana ham maddesi ve geçen sene ilk darbeyi yüzde 12'ye çıkarılan ek vergi ile aldık. Bu vergi olmasaydı biz ihracat pazarlarımızda fiyatlarımızı yüzde 5 aşağı çekebilir ve çok daha fazla ihracat yapabilirdik. Geçen sene ihracatımızdaki yüzde 20 düşüşün en önemli sebeplerinden biri de bu ek vergiler oldu. Eğer vergiler artırılmasaydı biz geçtiğimiz yılı büyük ihtimalle önceki yıla göre yükselişle tamamlardık. Şimdi de bir süredir devam eden ve yaz aylarında sonuçlanması beklenen anti damping soruşturması var. Biz burada Ticaret Bakanlığımızın 50 bin imalatçının ve 1 milyon kişilik bir istihdamın yanında olacağına ve tek bir firmanın kazancı için koca sektörü zora sokmayacağına inanıyoruz. Eğer soruşturmadan olumsuz bir sonuç çıkarsa bu bizim sektörümüzü mahveder, her şey terse döner. Düşeceğimiz rakamları konuşmak bile istemiyorum."Paslanmaz çeliğe gelen ek vergiler nedeniyle ihracatta yaşanan düşüş yanında ithalatta da artış yaşandığına işaret eden Topuz, "Özellikle el aletleri ve ev tipi mutfak sektöründe ithalatımız yaklaşık 1 milyar dolar arttı. Sektörün dış ticaret fazlası 3,6 milyar dolardan 2,7 milyar dolara geriledi. Herkes ithalat için Çin'e yüklendi, Çin'den mal girişi çok büyük oranlarda artış gösterdi." dedi. 

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ BİTMESİ VE SURİYE’DEKİ GELİŞMELER İHRACATI PATLATIR
Son dönemde Türkiye'nin etrafında yaşanan savaşların bitmesine ve bazılarında ise barış umutlarının giderek artmasına işaret eden Topuz, özellikle Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın sora ermesinin sektöre çok önemli etkiler yaratabileceğini belirtti. Özellikle savaşta ciddi zarar gören Ukrayna tarafının büyük bir yenilenmeye gideceğini belirten Topuz, "Rusya-Ukrayna barışı o bölgeye yapılan ihracatı, en yüksek dönemine göre en az iki katına çıkarır. Bunun yanında olası bir barışla Rusya ile problemli para akışının düzelmesi de ihracata da olumlu yansır. Benzer şekilde Suriye'de de birçok şehir yeniden inşa edilecek. ABD'nin kaldıracağını açıkladığı yaptırımlar ticaretin önünü açacak, ticaret hacmini büyütecek. Bu iki bölgenin yoluna girmesiyle ihracatın patlayacağını tahmin ediyoruz." ifadelerini kullandı. 

DÜNYADA GASTRONOMİNİN MERKEZİ TÜRKİYE 
Türk mutfak sektörünün dünya mutfak sektörü ihracatından yaklaşık yüzde 2,16 pay aldığını ve dokuzuncu sırada olduğunu söyleyen Topuz, şunları anlattı: "Biz endüstriyel mutfak sektörü olarak iyi durumdayız. Bunun en önemli sebeplerinden birisi sunduğumuz kalite. Ürün kalitemiz artık Avrupa standartlarının üzerine çıktı, bu kaliteye göre sunduğumuz fiyatlar da oldukça iyi. Bir diğer önemli konu Türkiye'nin konumu. Dört saatlik uçuş mesafesinde yaklaşık 80 tane ülkeye ulaşabiliyoruz, konteynerlerimiz bir haftada Dubai'ye kadar gidebiliyor. Ayrıca dünyada gastronominin merkezi Türkiye. Bizim İç Anadolu'dan Ege'ye, Karadeniz'den Trakya'ya kadar çok farklı mutfaklarımız ve çok farklı ürünlerimiz var. Buralardaki farklı yemek grupları içinde farklı pişirme cihazları, farklı tencereler ve farklı tavalar üretebiliyoruz. Bizdeki bu ürün çeşitliliği, Türk mutfak ürünlerini dünyada çok farklı bir yere çıkartıyor." 

ÖNÜMÜZDEKİ SENENİN GÖZDESİ FAS OLACAK
2030 yılında Dünya Kupası'nın oynanacağı Fas'a da dikkat çeken Topuz, bu ülkenin en büyük ithalatı Türkiye'den yaptığını, ancak bu turnuva sayesinde çok daha büyük bir potansiyelin oluştuğuna işaret etti. Topuz, "Fas mutfak sektöründeki toplam ithalatının yüzde 18'ini Türkiye'den yapıyor. Önümüzdeki günlerde düzenleyeceğimiz fuara da Fas'tan 33 firma davet ettik. Orada yapılacak stadyumlar, oteller ve açılacak restoranlar bizim için çok ciddi bir fırsat oluşturuyor. Biz özellikle önümüzdeki sene bu pazara özel bir önem vereceğiz ve ziyaretler gerçekleştireceğiz. Bu ülkeye olan ihracatımızın da en az ikiye katlayacağını tahmin ediyoruz." dedi. 

‘FUAR SADECE SEKTÖRE DEĞİL TÜRKİYE EKONOMİSİNE DE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK’
Ev ve Mutfak Eşyaları Federasyonu (EVFED) Yönetim Kurulu Başkanı Güçlü Kaplangı da HOSTECH by TUSİD'in yıllar içerisinde çok önemli aşamalar kat ettiğini ve dünyanın en önemli buluşmalarından birisi haline geldiğini söyledi. Bu sene fuara çok ciddi bir katılım olacağının altını çizen Kaplangı, "Bu fuar sadece bizlere, bizim sektörümüze değil, ülkemizin ekonomisine çok büyük fayda sağlayacak. Bu fuar bizim düğünümüz olacak. Şimdiden emeği geçen herkese teşekkür ediyorum." dedi. 

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Yönetim Kurulu Başkanı Talha Özger de bu fuarın 26'ncı kez yapılabiliyor olmasının çok büyük bir başarı olduğunun altını çizdi. Sektörde yer alan herkesin yıllardır tüm müşteri portföyünü ortaya koyduğunu ve 18 bin firmalık bir dataya ulaşıldığını kaydeden Özger, "Bu çok büyük bir data. Bugün bilgiye ulaşmak her ne kadar kolay olsa da o müşteriyi buraya getirmek o kadar kolay olmuyor. Türkiye'de bu kadar firmayı ağırlamak ve sektörün gücünü hissettirmek gerçekten kolay iş değil. HOSTECH by TUSİD bu anlamda Türkiye'ye örnek olan bir fuar. Hep beraber birlik olursak Türk mutfak eşyaları sektörünü tüm dünyada tanıtabilecek güce sahibiz." ifadelerini kullandı. 


Kumiko Sushi & More; eşsiz bir Sakura Festivali’ne imza attı

İstanbul’un kalbi Gümüşsuyu’nda yer alan, CVK Hotels & Resorts grubunun lüks segmentteki beş yıldızlı oteli CVK Park Bosphorus Hotel İstanbul’un Uzak Doğu restoranı Kumiko Sushi & More; 8–9–10 Mayıs tarihlerinde eşsiz bir Sakura Festivali’ne imza attı.


Japon kültürünün eşsiz geleneklerini ve yeniden doğuşu simgeleyen Sakura, Kumiko Sushi & More’nun özgün atmosferinde hayat buldu. Chef’s Table etkinliklerinden tadım deneyimlerine, geleneksel çay seremonilerinden anime gösterimlerine, Japon sokak lezzetlerinden geleneksel müzik performanslarına uzanan üç günlük bu kültürel şölen, İstanbul’da Japon esintileri estirdi.

cvk-hotels-resorts-kumiko-sushi-more.jpg

Japon Seremoni & Gastronomi Günü (8 Mayıs)
Festivalin ilk gününde, Japon çay seremonisinin usta ismi Maki Shibuya, Kumiko Sushi & More’da zamansız bir deneyim sundu. Akşam saatlerinde ise Japonya Tarım Bakanlığı tarafından “Silver Chef” unvanı verilen, Japon Mutfağı İyi Niyet Elçisi Şef Sinan Damgacıoğlu, bu güne özel hazırladığı Nanban menüsünü sınırlı sayıda konukla buluşturdu. Damgacıoğlu, Japon mutfağında Batı etkileri ve tarihsel dönüşümleri aktardığı özel sunumuyla misafirlere gastronomik bir keşif yaşattı.

cvk-hotels-resorts-kumiko-sushi-more-001.jpg

Japon Sanatları Günü (9 Mayıs)
Festivalin ikinci gününde Maki Shibuya’nın çay seremonisinin ardından, usta isim Levon Bağış şarap ve sake dünyası arasındaki tat geçişlerini anlattı. Bu sunuma, Kumiko Sushi & More’un şefi Kanber Diskaya tarafından hazırlanan özel menü eşlik etti. Suetomi Koto Society'nin geleneksel Japon koto performansı ise geceye zarif bir dokunuş kattı. Etkinlik alanındaki origami ve kumiko ahşap sanatı atölyeleri ile kimono deneyimi, konuklara unutulmaz anlar yaşattı.

Festival Günü (10 Mayıs)
Festivalin en kapsamlı günü olan Cumartesi, Japon kültürünün tüm yönlerini bir araya getirdi. Gün boyunca; Origami Atölyesi, Kimono Deneyimi, Kumiko Sanatı Tanıtımı, Yüz Boyama Etkinliği, Anime Çizim Atölyesi, Cosplay Performansları, Begüm Varbil ile Anime Türleri Üzerine Sohbet, Merin Sever ve Sinan Damgacıoğlu’nun anlatımıyla Japon kültürü ve gastronomisi üzerine söyleşiler ziyaretçilere hem eğlenceli hem de öğretici anlar yaşattı.

Gün boyu Şef Sinan Damgacıoğlu ile  anime – manga Japon sokak lezzetlerini deneyimleyen misafirler gastronomik bir yolculuğa çıktı. Geleneksel Japon enerjisini modern vuruşlarla harmanlayan Taiko davul gösterisi festivalin ritmini yükseltirken DJ performansı, elektronik beat’lerle Japon ezgilerini buluşturarak geceye dans dolu bir kapanış getirdi.

Dagi’den 2025 yaz koleksiyonu

Yazın özgürlüğü, stilin zarafetiyle buluşuyor!
Moda ve iç giyim dünyasının yenilikçi markası Dagi, 2025 plaj koleksiyonunu tanıttı. Geniş ürün yelpazesiyle dikkat çeken koleksiyon, her zevke ve bedene uygun parçalarıyla yaz stiline taze bir soluk getiriyor.Konforun, tarzın ve performansın birleştiği noktada her zaman bir adım önde olmayı hedefleyen Dagi, mevsime damga vuracak 2025 plaj koleksiyonunu tanıttı. “İçinden Geldiği Gibi Yaşa” mottosuyla hazırlanan koleksiyon, rahat ve şık alternatifler sunuyor. Hem kadınlara hem erkeklere hitap eden ve geniş bir ürün yelpazesi sunan koleksiyon; doğal dokular, sade çizgiler ve modern detaylarla şekilleniyor. 



Işıltı ve taş detaylı mayo & bikiniler, mix & match yapma imkanı sunan alt-üst seçenekleri, tarzınızı tamamlayan pareo modelleri ile sadece sahilde değil; tüm gün şık ve konforlu hissetmek isteyenlere hitap ediyor. Doğal dokular, sade çizgiler ve modern detaylarla şekillenen koleksiyon; sahilde ya da gün batımında kendini stilini ortaya koymak isteyen herkesin ruhuna dokunuyor.2025 plaj koleksiyonu kadınların yanı sıra erkeklere de özel parçalar sunuyor.



Her Adımda Konfor, Her Parçada Şıklık
Zamansız stil kodlarını taşıyan güçlü plaj koleksiyonu, kadınlara özgürce hareket etme duygusunu yaşatırken, erkekler için özel tasarlanan deniz şortları enerjik ve cesur renk seçenekleriyle gün boyu ferahlık ve stil sunuyor.Sezonun trendlerinden çift renkli deniz şortları, fonksiyonel özelliklere sahip kumaş yapısı ve tasarım detaylarıyla tatil keyfini konforla buluşturuyor. Kolay kuruyan kumaş yapısı sayesinde rahatlığı ön plana çıkartan deniz şortları, arka cepte yer alan kuş gözü özelliğiyle suyun çıkmasını sağlıyor ve cepteki şişkinliği engelliyor. 



Keten Koleksiyonu 
Zamansız ve rahat ketenler ise Dagi’nin 2025 plaj koleksiyonunda ön plana çıkıyor. Her ortamda şıklığı tamamlayan keten koleksiyon, doğallığın lüksle buluştuğu bir şıklık yaratırken kendi tarzınızı yansıtacağınız bir stil sunuyor. Doğal keten ve liyosel karışımı özel kumaşlar, cildin nefes almasına olanak tanırken kolay kolay kırışmıyor. Oversize gömleklerle hafifliği hissederken, tailored pantolonlar ve şortlar net ve zarif bir duruş sunuyor. Ham siyahın rafine sadeliği, doğadan gelen yeşil tonlar ve sıcak kahverengiler bu senenin keten koleksiyonuna zarafet katıyor.


Yazın Ritmi Bu Koleksiyonda
Eşsiz doğası ve büyüleyici manzaralarıyla bilinen Yunanistan’ın Milos Adası’nda çekimleri tamamlanan koleksiyon, Dagi’nin özgürlükçü stil anlayışını da mükemmel bir şekilde yansıtıyor. Nefes alabilen kumaşlar, teninizle uyum sağlayan kesimler ve sezonun öne çıkan tonlarıyla birleşen Dagi 2025 plaj koleksiyonu, giydiğinizi unutturacak kadar hafif ama stilinizde iz bırakacak kadar güçlü!



Touch Cruises; Arvento’nun 20. Yılı Selectum Blu Gemisinde Kutlandı

Kurumsal etkinliklerin geleneksel sınırlarını aşarak unutulmaz anılar yaratmanın en başarılı örneklerinden biri, Touch Cruises’ın organizasyonuyla hayat bulduTürkiye’nin önde gelen araç takip ve filo yönetim sistemleri sağlayıcısı Arvento, 20. kuruluş yıl dönümünü Selectum Blu gemisinde, Ege’nin benzersiz maviliklerinde kutladı.


Denizde Kurumsal Etkinliklere Yeni .Bir Soluk
Kurumsal etkinlikleri özgün ve etkileyici mekanlara taşıyan Touch Cruises, bu prestijli kutlamayı titizlikle planlayarak Arvento ekibine hem profesyonel hem de ilham verici bir deneyim sundu. Rodos, Leros ve Samos gibi büyüleyici Yunan adalarını kapsayan rota, katılımcılara sadece bir kutlama değil, aynı zamanda kültürel keşiflerle dolu bir yolculuk imkânı tanıdı.

touch-cruises.jpeg

Etkileyici Bir Organizasyonun Detayları
Bu özel etkinlikte, denizin eşsiz atmosferi yaratıcı içeriklerle zenginleştirildi. Katılımcıların motivasyonunu artırmaya yönelik çeşitli aktiviteler, takım ruhunu pekiştiren deneyimler ve unutulmaz kutlama anlarıyla Arvento’nun 20 yılı, geleceğe ilham veren bir şekilde taçlandırıldı. Touch Cruises, her detayı özenle planlayarak etkinliğin sadece bir kutlama olmanın ötesinde, kurumsal bağlılığı güçlendiren ve iş dünyasına ilham veren bir deneyim haline gelmesini sağladı.

Denizin Büyüleyici Ortamında Kurumsal Başarı
Kurumsal etkinliklerde inovatif ve farklılık yaratan deneyimlere öncülük eden Touch Cruises, şirketlerin özel kutlamalarını, lansmanlarını ve motivasyon gezilerini benzersiz bir atmosferde gerçekleştiriyor. Denizin özgürlüğünü, konforu ve profesyonelliği bir araya getiren organizasyonlarıyla fark yaratan Touch Cruises, kurumsal etkinlikleri en üst seviyeye taşımak isteyen firmalar için mükemmel bir iş ortağı.

Siz de Şirket Etkinliklerinizi Denize Taşıyın!
Deniz üzerinde unutulmaz bir kurumsal etkinlik planlamak ve şirketinize ilham verici bir deneyim sunmak istiyorsanız, Touch Cruises ile iletişime geçin ve organizasyonunuzu zirveye taşıyın!