4 Mart 2014 Salı

Die Welt, 1,5 milyon Alman’a Türkiye’yi tanıttı

Ünlü Alman gazetesi Die Welt, Türkiye Turizm eki yayınladı 

Avrupa'nın dev medya grubu Axel Springer’in amiral gemisi, Almanya’nın en etkili ve en çok okunan gazetelerinden biri olan Die Welt, Global Connection ekiyle Türk turizminin tanıtımına katkı yaptı. Die Welt, 1,5 milyon okura ulaşıyor.“Global Connection” (GC) adıyla hazırlanan “Türkiye tanıtım eki”, Rusya ve BAE’nin yanısıra Almanya’da da, ilgili ülkenin en etkili gazeteleri ile birlikte okuyuculara ulaşıyor.
Global Connection, sahip olduğu içeriği ile de tekstilden turizme, dış ticaretten kültüre kadar Türkiye’ye yönelik olumlu algının güçlenmesine katkı yapıyor.

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın stratejik desteği ile Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, THY, Maxxroyal otelleri, Voyage otelleri, AHK ve Argos in Cappadocia otelinin katkılarıyla Die Welt’in eki olarak yayınlanan GC, tüm turizm dünyasının gözü Berlin’deyken Türkiye’yi anlatıyor ve Almanları Türkiye’ye davet ediyor.ITB Berlin 2014 Fuarı'ndan bir gün önce yayınlanan GC, fuara katılan 180 Türk firması ile kamu kurum ve kuruluşlarının tanıtım çabalarına da destek veriyor.



Sheraton İstabul Ataşehir dinamik yapısıyla şehirde yeni bir buluşma noktası olacak

Starwood’un Anadolu Yakası’ndaki ilk oteli Sheraton İstanbul Ataşehir, 2015 yılında faaliyete geçecek. Starwood Hotels & Resorts Worldwide, İstanbul'da yeni bir Sheraton Oteli açmak için, Cevahir Yapı Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş ile bir anlaşma imzaladı. 2015 yılında açılacak olan Sheraton İstanbul Ataşehir, 2015’e kadar 500. oteli açma yolunda ilerleyen Sheraton markasının global büyemesini de destekleyecek.

Starwood Hotels & Resorts, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Michael Wale, "Sheraton İstanbul Ataşehir markasıyla birlikte Cevahir Yapı Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş. ile ilk defa otel geliştirme işine girdiğimiz için çok heyecanlıyız. Starwood Hotels & Resorts’un simgeleşmiş Sheraton markasının Türkiye’deki genişlemesi stratejisi çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz bu uzun vadeli işbirliği için sabırsızlanıyoruz” dedi ve devam etti “Türkiye’de büyüyen adımlarımız, ülkenin etkinlik, iş ve finans merkezi olmasının yanı sıra turizm merkezi olarak da sürekli büyümesini yansıtıyor. İstanbul gerçekten çok kültürlü bir şehir ve biz de bu dinamik şehirde, Asya yakasındaki ilk otelimizi açarak, hem iş ve hem de tatil amaçlı seyahat edenler için yeni bir buluşma noktası yaratmaktan istiyoruz” dedi.

Cevahir Yapı Sanayi Turizm ve Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi İslam Cevahir, “Sheraton’ın uluslararası standartları ve bölgedeki etkileyici varlığı, şehrin gelişen finans bölgesi Ataşehir’in gelişimini destekleme konusundaki vizyonumuz ile birebir örtüşüyor. Sheraton İstanbul Ataşehir, ofisler, konferans salonları, mağazalar ve otopark ile bir kompleksin parçası olurken bu bölgedeki simge bir iş merkezi olacak”

Sheraton İstanbul Ataşehir, iş ve ticaret merkezi Ataşehir bölgesinde, Asya Ticaret limanına 8 km uzaklıkta ve  İstanbul'un Asya ve Avrupa yakasını birbirine bağlayan iki ana karayolunun kesiştiği noktada bulunmaktadır. Marmara Denizi ya da hareketli şehir manzarasına sahip 160 odası bulunan otel, bu çok amaçlı yapının, 18. katından 27. katına, binanın en üst bölümünde yer alacak. Varyap Meridian Otel & Ofis tarafından geliştirilen otel, uluslararası mimarlık firması RMJM ve İstanbul merkezli mimarlık firması Kreatif Mimarlık işbirliğinde tasarlandı.

Sheraton İstanbul Ataşehir, iş amaçlı seyahat edenler için, büyük ve küçük birer balo salonu, 12 toplantı salonu ve iş merkezi de dahil olmak üzere, çok kapsamlı modern toplantı ve etkinlik alanları sunan bir merkez olmaya hazırlanıyor. Otelde tüm gün hizmet veren bir restoran, lobi bar, beş odasıyla birlikte simgeleşmiş Sheraton Shining Spa, açık yüzme havuzu ve mağazalar yer alacak.
Simgeleşmiş Sheraton ayrıcalığı Core Performans işbirliğinde, all-white Sweet Sleeper® yataklar, Sheraton Club odaları ve lounge alanı, Microsoft® Link@Sheraton® ve Core Performance™ Sheraton Fitness®, misafirler için özel olarak tasarlandı.

Türkiye’de Starwood
Starwood Hotels & Resorts, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu, Satın Alma ve Geliştirme Kıdemli Başkan Yardımcısı Bart Carnahan “Markamızı, Starwood’un en hızlı büyüyen ve gelişen pazarlarından biri olan Türkiye’de büyütmekten dolayı çok heyecanlıyız. Türkiye’de yakın zamanda açılan 10. otelimizin ardından, 2015 yılına kadar dört tane daha otel açacak ve bu pazara yeni bir lifestyle markayı tanıtacak olmaktan heyecan duyuyoruz. "Sheraton,sahipleri ve geliştiricileri arasında, hem birincil hem de ikincil piyasalarda, daimi favori marka ve şu anda tarihinin en büyük büyüme atağının ortasında" dedi.

Şu anda Türkiye’de, 4 tanesi İstanbul’da olmak üzere, lifestyle markalarımızın beşini temsil eden 10 Starwood oteli bulunuyor: Sheraton İstanbul Maslak, Sheraton İstanbul Ataköy, W İstanbul, Le Meridien İstanbul Etiler. İstanbul dışında ise, yeni açılan Sheraton Adana, Sheraton Çeşme Hotel Resort ve Spa, Sheraton Ankara Hotel & Convention Centre ve Lugal, A Luxury Collection Ankara bulunuyor. Şirket, 2013 yılında Sheraton Bursa ve Aloft Bursa ile Bursa’ya giriş yaparak hızla büyüyen Aloft markasını Türkiye’ye tanıttı.

Starwood, Sheraton İstanbul Ataşehir’in lansmanını takiben 2014 yılının ikinci çeyreğinde St Regis İstanbul ile StRegis markasını Türkiye'de sahneye çıkaracak. 2015 yılında Sheraton, Sheraton Samsun ile gelişmekte olan kıyı kenti Samsun’a girecek ve Avrupa'nın en büyük pazarlarından biri olan Türkiye'nin konumunu güçlendirecek. Starwood, aynı zamanda 2015 yılında, yeni Four Points by Sheraton İstanbul Batışehir ile hızla genişleyen Four Points by Sheraton markasını da Türkiye’ye tanıtacak.Türkiye’deki konumunu her geçen gün genişleten Starwood, 2015 yılında Türkiye'ye hızla genişleyen Four Points by Sheraton markasını tanıtacak. Böylece Starwood’un dinamik şehir İstanbul’daki varlığı 7 otele yükselmiş olacak.

Lübnan’a Gidemezseniz Lebnaan’a Gelin

Lebnaan Farklı Lezzetler Tatmak İsteyenleri Bekliyor


8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nde, LEBNAAN misafirlerine çok özel menüler hazırladı
LEBNAAN 8 Mart Dünya kadınlar Günü’nde kadınlarımızı unutmadı ve bu anlamlı güne lezzet katacak  bir birinden özel menüler hazırladı. Birbirinden  özel Lebnaan'ın lezzetli yemekleri eşliğinde  günlük koşuşturmalardan uzaklaşacak ve keyifli bir gece geçireceksin.


8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nde  Yeşilköy’de açılan Lebnaan kalbinizi fethetmeye hazırlanıyor.Türk damak tadına yakınlığı, Osmanlı mutfağına benzerliğinin yanı sıra, farklı lezzetleri bir araya getirme biçimiyle de hayranlığınızı kazanacak bu mutfağın en belirgin özelliği, baş döndürücü çeşitlilikteki mezeleri.


Beyrut’un ünlü şeflerinden Ahmad Mansour’un elinden, sizi şimdiye kadar benzerini tatmadığınız, hatta belki ismini bile duymadığınız lezzetler bekliyor. Öyle ki en iyi bildiğiniz humusla bile yeniden tanışacaksınız.


Patlıcanlı fettah, arayes (etli ekmek), fattuş, mutabbel, fraki ve makanik gibi benzersiz lezzetlerle donatıp arap dondurması ya da aşk sarayıyla nokta koyabileceğiniz sofranız, sizi Beyrut’un otantik atmosferine taşıyacak.Lübnan mutfağını Yeşilköy İskele’ye taşıyan Lebnaan, en seçici damakları bile baştan çıkaracak lezzetlerine artı olarak ev kadar sıcak atmosferi ve enfes deniz manzarasıyla sizleri ağırlamaya hazır.


8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ nde keyfine bakmak isteyen kadınlar için Lebnaan'da lezzetlerin sınırları genişliyor.Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların günlük koşuşturmanın içindeki yükünü biraz hafifleterek ağırlamak ve lezzetli yemekler eşliğinde keyifli zamanlar geçirmesini isteyen Lebnaan kadınlara özel olduklarını hissettirerek ağırlayacak.

Lebnaan'da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü daha keyifli ve rahat kutlayabileceksiniz
Her biri Lübnan mutfağının yeni klasikleri olmaya aday spesiyaller, zarif bir sunumla servis ediliyor.


Lebnaan Restaurant'ın menüsünde birçok farklı seçenek yer alıyor. Başlangıçtan ana yemeğe ve tatlıya kadar farklılığını ve lezzetini kanıtlayan Lebnaan Restaurant'ın menüsünü tatmak isteyenler için 8 Mart Dünya
Kadınlar Günü ideal bir tarih.


Annemiz, sevgilimiz, eşimiz, dostumuz, hayat arkadaşımız… Birçok rolüyle insanlığın varoluş felsefesini yerine getiren narin insanların, kadınlarımızın Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.


Rezervasyon kapasitesi sınırlı olduğundan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde Lebnaan Restaurant'a gelmek isteyen misafirlerin mutlaka önceden rezervasyon yaptırmaları gerekiyor.

iskele cad. no:46 yeşilköy
rezervasyon: 212 573 71 16-17

3 Mart 2014 Pazartesi

3 Mart Dünya Yaban Hayatı Günü ilk defa kutlanıyor

Dünya Yaban Hayatı Günü, gezegenimizin sahip olduğu yabani bitki ve hayvan türlerine dikkat çekmek ve koruma çabaları hakkında farkındalık yaratmak için bu yıl ilk defa kutlanıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, yaban hayatının özgün değerleri ve etrafında örülü yaşam ağının sürdürülebilir kalkınmaya ve insanların refahına sağladığı katkıya dikkat çekmek için 3 Mart’ı Dünya Yaban Hayatı Günü ilan etti.

3 Mart, Nesli Tehlike Altında Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşmesi’nin (CITES) 1973 yılında imzalandığı gün olması nedeniyle özel bir önem taşıyor. Hükümetlerarası işbirliğini güçlendiren bu sözleşme ile, nesli tehlike altındaki türlerin uluslararası ticaretinin kontrol altında tutulması ve türlere yönelik suçların önlenmesi amaçlanıyor.

WWF-Türkiye Genel Müdürü Tolga Baştak “Leopardan kelebeklere kadar dünyanın bütün canlıları hayatımıza renk katıyor, zenginleştiriyor. Bu canlılar aynı zamanda varlığımızı borçlu olduğumuz ormanların, meraların, sulak alanların ve denizlerin çok önemli birer parçası. Bu yüzden yaban hayatı biz insanların himayesine muhtaç. İnsanın etki alanı genişledikçe yaban hayatı giderek daha dar bir alana sıkışmak durumunda kalıyor olsa da bazı olumlu gelişmeler geleceğe ilişkin umutlarımızın yeniden canlanmasını sağlıyor. Örneğin, WWF’in aşırı avlanma ve yasadışı ticaret gibi yaban hayatı suçlarına karşı başlattığı kampanya sayesinde önemli kazanımlar elde edildi. Son yıllarda Nepal Hükümeti ile yapılan işbirliği sonucunda doğadaki kaplan sayısı yeniden artmaya başladı,” dedi.

WWF-Türkiye Doğa Koruma Direktörü Dr. Sedat Kalem ise “Yaban hayatı açısından zengin bir ülke olan Türkiye’nin taraf olduğu CITES, Biyoçeşitlilik, Bern ve benzeri sözleşmeler kapsamında önemli sorumlulukları bulunuyor. Yaylalarımızda açan kardelenler, semalarımızda uçan turnalar, dağlarımızda gezen ceylanlar, kumsallarımızda yavrulayan deniz kaplumbağaları ve denizlerimizi şenlendiren yunuslar bu sözleşmeler kapsamında korumakla yükümlü olduğumuz türlerden yalnızca birkaçı. Ancak ne yazık ki yaban hayatımızı oluşturan türleri ve onların yaşam ortamlarını çeşitli nedenlerle kaybetmeye devam ediyoruz. IUCN’e göre ülkemizde nesli tehlike altında bulunan tür sayısı 179’a çıktı. Bu eğilimin tersine çevrilmesi için kamu kuruluşları, sivil toplumu, bilim dünyası ve iş çevreleri ile toplumun bütün kesimleri arasında işbirliği şart” dedi.

WWF-Türkiye, ülkemizde tehlike altında olan deniz kaplumbağası, yunus, saz kedisi, orfoz ve turna için koruma ve araştırma çalışmaları yürütüyor; Türkiye’nin Canı Hibe Programı ile yerel sivil toplum kuruluşlarının girişimlerini destekliyor. Tehlike altında bulunan türlerden birini evlat edinerek bireyler de koruma çalışmalarına katılım sağlayabiliyor.
Evlat edinmek için http://www.wwf.org.tr/sizneyapabilirsiniz/evlat_edinin2/

Bodrum’un İlk Global Yarışı Start’a Hazırlanıyor


Yaptığı önemli atılımlarla Barcelona Limanı’ndaki hisse oranını %43’e çıkaran, Karadağ Bar Limanı özelleştirmesiyle ilk kez yurtdışında bir Türk Liman işletmecisi olarak önemli başarılara imza atan ve Lizbon Kruvaziyer Terminali kontrat müzakeresi sürecine davet edilen Global Liman İşletmeleri (GLİ) yine bir ilke imza atacak. GLİ ilk kez Bodrum’da düzenlenecek Bodrum Global Run’la Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkerinden 1.000 sporcuyu karşılamaya hazırlanıyor.  “Bodrum Global Run” koşusu 27 Nisan Pazar Bodrum Cruise Port’tan start alacak.


Yolcu ve ticari alanda Türkiye'nin üç önemli büyük limanına sahip tek liman operatörü GLİ ilk kez Bodrum’da düzenlenecek Bodrum Global Run’la Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkerinden 1.000 sporcuyu karşılayacak.  “Bodrum Global Run” koşusu 27 Nisan Pazar Bodrum Cruise Port’tan start alacak. Türk Liman işletmecisi olarak yurtdışında önemli başarılara imza atan GLİ spor turizminde de önemli bir ilke imza atacak.  GLİ, spor turizmini desteklemek ve büyümesinde aktif rol almak için Bodrum’da ilk kez düzenlenecek “Bodrum Global Run”la spor severleri karşılamaya hazırlanıyor.


Bodrum Cruise Port’ta 27 Nisan’da start alacak olan ve 15 kilometrelik (5X3) parkurda çeşitli ülkelerden 1.000 sporcunun yarışacağı “Bodrum Global Run”da, dereceye giren ilk 5 sporcuyu cruise seyahatlerinin de yer aldığı eşsiz ödüller bekliyor.  Turizmi desteklerken özellikle sürüdürülebilir ve gelişim potansiyeline sahip bir organizasyon yapısıyla bölgeye değer katmayı amaçlayan GLİ, Bodrum Global Run koşusunu geleneksel hale dönüştürüp diğer liman şehirlerine de taşıyarak her yıl spor turizmine olan katkısını büyütmeyi hedefliyor.

Bodrum Global Run başvuru ve detaylı bilgi için: www.bodrumglobalrun.com info@antrenmanyap.com

FADO'NUN GÜZEL YILDIZI ANA MOURA SON ALBÜMÜ ‘DESFADO’NUN AVRUPA TURNESİ KAPSAMINDA 5 MART’TA CEMAL REŞİT REY’DE!

Rolling Stones grubunun solisti Mick Jagger ile aynı sahneyi paylaşan, 2007 yılında Amalia Rodrigues Vakfı tarafından verilen Fado'nun en büyük yıldızı ödülünü kucaklayan, Prince'in sesini ve şarkıcılığını öve öve bitiremediği Ana Moura, son albümü ‘Desfado’da dünyaca ünlü caz efsanesi Herbie Hancock ile kayıtlara girerken, yepyeni şarkılarını 5 Mart’ta İstanbul'a getiriyor.

Ünlü Fado şarkıcısı Maria de Fe'nin bir yılbaşı partisinde güzel sesini keşfettiği geceden beri, yıldızı tüm dünyada parlayan Ana Moura, 2003 yılında yayınlanan ilk albümü “Guarda-me a Vida na Mão” ile kazandığı hayranlarının sayısını her geçen gün artırıyor. 2004 yılında ünlü New York Carnegie Hall’de sahne alan ilk Portekizli şarkıcı unvanını  henüz ikinci albümüyle elde eden Ana Moura, kısa sürede Fransa’dan Çin’e kadar onlarca ülkede dünyanın en prestijli konser salonlarında sahne almaya başlamış genç bir Fado yıldızı. Başarısını kendi ülkesinde de 2007 yılında “Amalia Rodrigues Vakfı” ödülünü kazanmasıyla daha yukarılara taşıyan Ana Moura, ünlü Rolling Stones grubunun davetiyle 2007 yılının Haziran ayında 40 bin kişi önünde “No Expectations” parçasını Mick Jagger ile birlikte seslendirerek tüm dünyanın dikkatini üzerine çeken bir fado şarkıcısı olmayı başarmış.

2009 yılında çıkardığı Leva-me aos Fados albümü piyasaya çıkar çıkmaz platin plak satışlarını geride bırakan Ana Moura, aynı yıl Paris’te verdiği konserde dünyanın en ünlü pop rock efsanelerinden biri olan Prince’in övgülerini almış. Son albümünün kayıtlarını Los Angeles’ta gerçekleştiren ve caz devi Herbie Hancock ile kayıtlara giren Ana Moura yeni albümünde bir Joni Mitchell şarkısı da söylüyor.

Ana Moura sesi ve tutkulu yorumu ile hem Fado geleneğinin en güzel şarkılarını, hem de caz müzisyenleriyle kaydettiği ve uluslararası bir şarkıcı olarak imza attığı yepyeni şarkılarını 5 Mart’ta İstanbullu müzikseverlerle buluşturuyor olacak.

5 MART 2014, 20.00- CEMAL REŞİT REY KONSER SALONU

ANA MOURA Hakkında
Annesi Fernanda Pereira, Ana’yı daha küçük bir kız çocuğu olarak şarkılar söylerken duyduğunda kızının ileride Fado'nun en önemli seslerinden biri olacağını hissetmiş. Portekiz’de Santarem’de dünyaya gelen Ana, genç kızlık yıllarına kadar yaşadığı Coruche ve çevresinde Fado ile büyümüş. Buna rağmen Ana'da birçok ergen gibi Rock ve Pop şarkılarına da düşkünmüş ve hatta Carcavelos’ta yaşarken Rock/Pop cover grubu Sexto Sentido’da şarkı söylemesi için ilk teklifini almış. Aynı günlerde birçok fado evinde de şarkılar söylemeye başlayan Ana’yı katıldığı bir yılbaşı partisinde yer alan ünlü fado sanatçısı Maria de Fe keşfetmiş. Daha sonra Ana Moura, fado söyleyeceği ilk yer olan Lizbon’daki ünlü Sr. Vinho’da sahne almaya başlamış.

Bu mekan Ana Moura’nın kariyeri açısından bir dönüm noktası olmuş ve müzik kariyerindeki en büyük yardımcısı şarkı yazarı, prodüktör ve şarkıcı olan Jorge Fernando ile burada tanışmış. Jose Fernando’nun imza attığı ilk solo albümü “Guarda-me a Vida na Mão” 2003 yılında piyasaya çıkar çıkmaz sanatseverler tarafından büyük bir beğeniyle karşılanmış. Başarılı performansıyla birlikte sanatçı, dünyanın ünlü konser salonlarında sahne almaya başlamış.

2004 yılında yayınlanan iki CD’lik albümü Aconteceu ile cesur bir adım atan Ana albümün ilk CD’sini geleneksel Fado şarkılarıyla bezerken (“Dentro de Casa”), ikinci CD için deneysel Fado şarkılarıyla (“À Porta do Fado”) dinleyicinin karşısına çıkmış.

“Aconteceu” çıktığında Avrupa turnelerine devam eden Ana Moura, New York Carnegie Hall’de sahne alması için davet edilmiş. Biletlerinin tümü kısa zamanda tükenen Ana Moura bu salonda sahne alan ilk Portekizli sanatçı olma ünvanını da elde etmiş. Fransa’dan Çin’e kadar dünyanın en prestijli konser salonlarında sahne almaya başlayan Moura Edison Ödülleri’ne aday gösterilmiş. Ünlü Rolling Stones grubunun davetiyle 2007 yılının Haziran ayında 40 bin kişi önünde “No Expectations” parçasını Mick Jagger ile birlikte seslendiren Moura, böylece aynı zamanda dünyaca ünlü bir rock grubuyla sahne alan ilk Fado şarkıcısı oluyor.

2006 yılı sonlarına doğru Ana Moura, 2007’de üçüncü albümü “Para Além da Saudade” için çalışmalara başlamış.Sanatçı başarısını kendi ülkesinde de 2007 yılında “Amalia Rodrigues Vakfı“ ödülünü kazanmasıyla daha da yukarılara taşımış. Para Além da Saudade albümü ile platin plak satışlarını ikiye katlayan ve tam 120 hafta boyunca en çok satanlar listesinde kalan Ana Moura’nın böylelikle 3. stüdyo albümü Para Além da Saudade ile yıldızını daha çok parlatmış.

Öte yandan Para Além da Saudade albümünün önemli özelliklerinden biri de müzisyen Fausto’nun da bir başka sanatçı ile işbirliği yaparak kayda girmesi sayılabilir. Ana Moura ünlü müzisyenin Por Este Rio Acima adlı şarkısını dinleyerek büyümüş bir genç sanatçı olarak, kendisi için de şarkılar kaydetmesini istemiş.
Albümdeki bir başka konuk yıldız ise Amélia Muge. Farklı kültürlerin buluştuğu şarkılardan bir başkası ise İspanyol şarkıcı Patxi Andión ile kaydettiği nefis bir düet şarkı. Tim Ries’ın da şarkı yazarları arasında olduğu albümde ayrıca ünlü müzisyen "Velho Anjo" ve "A Sós com a Noite" şarkılarına saksofonuyla eşlik ediyor.

"Os Búzios" şarkısına imza atan Jorge Fernando’nun da başarısında hatrı sayılır bir payı olan albümü ‘Para Além da Saudade’ Ana Moura’nın kariyeri için büyük önem taşıyor. Ana Moura’yı Lizbon ve Oporto Coliseum gibi iki büyük salona ve ihtişamlı konserlere taşıyan da yine aynı albüm. ‘Amália Rodrigues Ödülü’nü de alan ve büyük başarı sağlayan ‘Para Além da Saudade’ albümünün 70 hafta boyunca en çok satan albümler listesinde zirvede oluşunun ardından, Ana Moura’nın 2009 yılı albümü ‘Leva-me aos Fados (2009)’ yine aynı başarıyı yakalayan ve platin satışlarını geride bırakan bir diğer albümü olmuş.

Her zamanki gibi bir Jorge Fernando prodüksiyonu olan ve sözlerini Tozé Brito, Manuela de Freitas, Mário Rainho ve Nuno Miguel Guedes’in gerçekleştirdiği albümde şarkı yazanlar arasında José Mário Branco da yer alıyor. Amélia Muge’ın da bir şarkıya imza attığı albümde "Não é um Fado Normal (It’s Not a Regular Fado) " adlı şarkıda ise ünlü orkestra Gaiteiros de Lisboa eşlik ediyor.

Moura 2009 Ekim ayında çıkardığı dördüncü kaydı “Leva-me aos Fados” ile artık bütün dünyanın tanıdığı en önemli fado sanatçılarından biri olarak gösterilirken, 2009 yılında Paris’te verdiği konserde Prince’in övgülerini de alınca fadonun yıldızı en çok parlayan isimlerinden biri haline de gelmiş.

2009’da ufak bir telefon görüşmesiyle Prince’in, Paris’teki La Cigale performansına uçtuğu Ana Moura, 18 Temmuz 2010’da Fado müziklerini bir kez daha büyük bir pop/rock konserine taşıyarak Prince ile Super Bock Super Rock festivalinde beraber şarkı söylemiş. "Walk in Sand" şarkısının Portekizce versiyonunu Prince ile birlikte söyleyen ve ayrıca geleneksel "Vou Dar de Beber à Dor" şarkısıyla da sahneyi dolduran Ana Moura Eylül 2010 tarihinde Frankfurt Radio Bigband davetiyle Almanya konserlerine çıkmış.

Nisan 2011 tarihinde Lizbon ve Porto Coliseum konserleriyle caz orkestralarıyla sahneye çıkan Ana Moura Portekiz Altın Küre Ödülleri’nde zafer elde ederken, Billboard ve Amazon listelerindeki başarısıyla İngiliz dergisi Songlines ile “Yılın Sanatçısı” adayları arasına girerek yükselişini sürdürmüş.

Ağustos döneminde Back2Back festivaliyle Rio de Janeiro’a giden ve Gilberto Gil ile birlikte Chico Buarque imzalı "Fado Tropical" şarkısını yorumlayan Moura tüm dünyayı gezmeye devam ediyor.
2012 senesinde Caetano Veloso için yapılan tribute albümünde, José Mário Branco prodüksiyonu "Janelas Abertas nº2" için yeni bir versiyon kaydeden genç yıldız müziğinde bir anlamda gerçek bir devrim de gerçekleştirmiş.

Son albümü "Desfado" Ana Moura’nın 5. stüdyo albümü olarak Portekiz’de 12 Kasım’da piyasaya çıkarken, dünya’da çarpıcı pop etkileriyle dikkat çekiyor. Albümü çıkar çıkmaz Portekiz’de kapalı gişe konserlere imza atan Ana Moura, yepyeni repertuvarıyla büyük beğeni topluyor.
Dünya ve Avrupa turnesi ile İsviçre, Almanya, Fransa, İspanya, Amerika, Kanada, İngiltere, Hollanda ve Belçika’da konserlere çıkan Ana Moura 5 Mart tarihinde Cemal Reşit Rey konseri için İstanbul’a geliyor.
Ana’nın müziklerindeki kökler Fado ile beslense de, sıradışı yeteneği ve kendine has tarzıyla geriye tek sınır gökyüzü kalıyor.

‘DESFADO’ Hakkında
5. stüdyo albümü ‘Desfado’ ile Ana Moura müziğinde bir devrim yaratıyor ve uluslararası dev caz yıldızı Herbie Hancock’ın desteğini de yanına alarak yola çıkıyor.

Hancock son olarak 2007’de Joni Mitchell’e ithafen ‘River: The Joni Letters’‘ albümünü kaydetmişti. Larry Klein’ın yapımcılığında yer aldığı albüm (sanatçının çok yakın müzik ortağı ve eski eşi) Yılın En İyi Albümü Grammy ödülünün de sahibi olmuştu.

Larry Klein şimdi de karşımıza ‘Desfado’ albümünün prodüksiyonu ile çıkıyor. Henson Recording Stüdyolarında, Los Angeles’ta kaydedilen albüme konuk sanatçı olarak Klein’ın davet ettiği ünlü müzisyen Herbie Hancock, albümü bambaşka yerlere taşıyor.

60’larda Miles Davis’in orkestrasında çalan ve bir sonraki adımda caza kendi adını da marka olarak yazdıran Hancock, funk swing tarzına elektrik piyanosu ile damga vururken, Ana Moura’nın albümünü de fazlasıyla parlatıyor. Sanatçı Fender Rhodes parçasından Ana Moura için yazılan Dream of Fire şarkısına kadar Desfado’yu farklı noktalara taşıyor.

Ana Moura albümde ayrıca Joni Mitchell parçası ‘A Case Of You’ için getirdiği yorumuyla da dikkat çekiyor.

12 Kasım çıkışlı ‘Desfado’ albümü adını Deolinda grubundan Pedro da Silva Martins’in yazdığı iki bestenin birinden alıyor. Albümdeki asıl amaç kendi neslinden ve Fado dışından sanatçıların da şarkılarına yer vermek olurken, Virgem Suta, Miguel Araújo, Luísa Sobral, Pedro Abrunhosa ve Manuel Cruz albümün ünlü konukları oluyor.

Albümün çıkış şarkısı ‘Até ao Verão’ imzasını Márcia’dan alırken, Ana Moura albümde yer yer dünyaca ünlü folk şarkıcısı ve dünya müzikleri yıldızı Lhasa de Sela’yı da andırıyor. Albümün sanatçının kariyerindeki dönüm noktası olarak görülmesindeki en büyük nedenlerden biri de albümdeki pop etkisi ve uluslararası market için hazırlanmış olması.

Albümde Fado müzisyenleri dışında da müzisyenler yer alıyor ve ayrıca António Zambujo imzalı, sözlerini Aldina Duarte, Manuela de Freitas ve Mário Rainho’nun yazdığı şarkıyla Ana Moura köklerine de sahip çıkıyor. Müzisyenlerde Fado referansını da koruyan Ana Moura, Portekiz gitarında Ângelo Freire ve viyolada Pedro Soares’i ağırlıyor. Albümde kontrbasıyla David Piltch (Bob Dylan, k.d.lang), gitarıyla Dean Parks (Marvin Gaye, Stevie Wonder), vurmalılarda Jay Bellerose (Aimee Man, Ani DiFranco), klavyeli çalgılarda Patrick Warren (Fiona Apple, Bruce Springsteen), kemanda Freddy Koella (Lhasa, Carla Bruni) ve saksofonda Tim Ries eşlik ediyor. Tim Ries Ana Moura’yı, aynı zamanda Rolling Stones’la tanıştıran ve sahnede No Expectations  ve Brown Sugar şarkılarını beraber söyleme fırsatını da yaratan müzisyen arkadaşı. Ana, Desfado albümünden şarkıların bazılarını ilk olarak 2012 Ekim ayı döneminde Meksika’da başlayan turnesinde söylemeye başlamış. Portekiz’de prömiyerini 16 Kasım’da Leiria’da gerçekleştirdiği yeni şarkılarını sırasıyla Portimão, Faro, Torres Vedras, Tróia, Torres Novas ve Fafe gibi birçok yerde konserlere taşıyan Moura 2012’deki son konserini Belgrad, Sırbistan’da vermiş.

Yepyeni turnesine henüz başlayan Ana Moura İsviçre, Almanya, Fransa, İspanya, Amerika, Kanada, İngiltere, Hollanda ve Belçika konserlerinden sonra 5 Mart tarihinde İstanbul’a da geliyor.

Biletler Biletix'de!  www.biletix.com Biletix Çağrı Merkezi (0 216 556 98 00)


ITB Berlin Turizm Fuarı 5 Mart’ta Kapılarını Açıyor

Turizm sektörünün buluşma noktası olarak kabul edilen ITB Turizm Borsası Fuarı 05-09 Mart 2014 tarihleri arasında Almanya’nın Başkenti Berlin’de kapılarını 48. kez ziyaretçilerine açacak.

Almanya’dan ülkemize gelen turist sayısı istikrarlı seyrini sürdürürken, 2013 yılında Almanya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısı; 5.041.323 (Antalya 2.834.413, İstanbul 1.179.397 ) olarak kaydedilmiştir. Almanya ayrıca geçtiğimiz yıl yüzde 11,3’lük bir oran ile istanbul’a da en çok ziyareçi gönderen ülke konumunda yer aldı.

Turizm sektörü açısından en önemli buluşma noktalarından biri olarak kabul edilen ITB Turizm Fuarı süresince, Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB), Berlin Kültür ve Tanıtma Müşavirliğince organize edilen, 3.2 salonda yer alan 201 no'lu Türkiye standı içerisinde katılım sağlayarak, ziyaretçiler ile bir araya gelecek. Ayrıca, AB Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Sayın Abdurrahman Arıcı onurlarına, Berlin Uluslararası Turizm Borsası kapsamında 4 Mart 2014 Salı günü, saat 20.00’de Büyükelçilik binamızda düzenlenecek resepsiyona Birliğimizce, katılım sağlanacaktır.


Türkei Stand
Halle 3.2 Stand Nr. 201
Messedamm 22
14055 Berlin

http://www.itb-berlin.de/en/


Fuar süresince TUROB'un katılacağı bazı etkinlikler aşağıdaki gibidir;
•         UNWTO - 4.İpek Yolu Bakanları Toplantısı (05 Mart, 11:00-13:00, Hall7.3)
•         UNWTO/UNODC/UNESCO işbirliği ile Kaçakçılığa Karşı Kampanya Başlatılması Toplantısı (05 Mart,14:00-15:00 Hall7.1)
•         UNWTO'nun "Madrid Zamanın Değeri" projesi modeli Sunumu (05 Mart, 16:45 - 17:30)
•         UNWTO & PATWA - World Tourism Leaders Summit / Dünya Turizm Liderleri Zirvesi (06 Mart, 14:30, ICC Hall 9)
•         UNWTO -3. Tur Operatörleri Forumu (06 Mart, 11:00-13:00 Palais West)
•         UNWTO Basın Konferansı (06 Mart, 11:00-12:00, ICC Hall4/5)
•         UNWTO Kaçak Avcılığa Karşı Afrikalı Turizm Bakanları Toplantısı (06 Mart,15:00-16:30, ICC Hall 4/5)
•         İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Basın Toplantısı (06 Mart, 17:00, ICC Hall 5.3)
•         UNWTO - Çocuk Korumasına Yönelik 29.Dünya Turizm İletişim Ağı Toplantısı (7 Mart,10:30-13:00, ICC Hall 7 )

SKAL Antalya Kulübü’nde Münciye Çavuşoğlu görevi Umman Çetinbaş’tan devraldı



Turizm Profesyonelleri Derneği olarak faaliyet gösteren SKAL International Antalya Kulübü’nün Zincir Değişim Töreni ve Gala Yemeği The Marmara Hotel’de gerçekleşti. İki dönem SKAL International Antalya Kulübü Başkanlığı'nı yürüten Umman Çetinbaş, Başkanlık görevini Münciye Çavuşoğlu’na devretti.


SKAL International Antalya Kulübü’nün geleneksel Zincir Değişim Töreni’ne Uluslararası SKAL Dernekleri Federasyonu (USDF) Başkanı Deniz Anapa, USDF Başkan yardımcısı Can Akşit, USDF Daimi Genel Sekreteri Atilla Karaburçak, SKAL Ankara Başkanı Sadık Altıparmak, Çukurova geçmiş dönem başkanı Müge Sürmeli, SKAL Antalya Kulübü üyeleri ile turizm sektörünün profesyonelleri katıldı.
USDF Başkanı Deniz Anapa’nın konuşmasıyla başlayan Zincir Değiştirme Töreni daha sonra geçmiş dönem başkanı Umman Çetinbaş ve yeni dönem başkanı Münciye Çavuşoğlu’nun konuşmaları ile devam etti. Tören sonunda geleneksel SKAL Pastası kesildi.

CONSTANCE HOTELS & RESORTS’ UN DÜZENLEDİĞİ BERNARD LOISEAU LEZZET FESTİVALİ’ NİN TADI DAMAĞINIZDA KALACAK

Tatil keyfini lüks bir deneyime dönüştüren Constance Hotels & Resorts, 2006 yılından bu yana her yıl düzenlediği Bernard Loiseau Lezzet Festivali ile misafirlerine unutulmaz bir mutfak deneyimi yaşatacak.

31 Mart-  7 Nisan 2014 tarihleri arasında Constance Belle Mare Plage’ da gerçekleşecek festivalde, dünyanın en ünlü Michelin Yıldızlı Şefleri birbirinden farklı lezzetleri bir araya getirdikleri ve özel olarak hazırladıkları menüleri misafirlerin beğenisine sunacak.

Farklı kültürlerin tek bir coğrafyada birleştiği ve eşsiz doğasıyla dikkat çeken Constance Hotels & Resorts, sahip olduğu mutfak kültürü ve ruhu ile misafirlerine ayrıcalıklarla dolu bir festival yaşatacak. En taze ürünler ve çeşit çeşit baharatlarla yemeklerine kendi karakterlerini yansıtacak olan dünyaca ünlü Constance Şefleri ile unutamayacağınız bir deneyime hazır olun.

Alışagelmiş Fransız mutfağına hafiflik ve tazelik getiren bir tarza sahip olduğu için lezzet dünyasının lideri olarak görülen ve 3 Michelin Yıldızıyla taçlandırılan Bernard Loiseau günümüzde birçok ünlü aşçıya ilham vermiştir. Constance Hotels & Resorts’ un, Bernard Loiseau’ nun anısına düzenlediği bu festivalde, yerel üretimin önemine vurgu yapmak ve uluslar arası platformda birbirinden farklı lezzetler yaratmak amaçlanmaktadır. Her güne ayrı bir lezzet sığdırabileceğiniz festivalde siz de yerinizi alın.


Bilecik’te Küçükelmalı Tabiat Parkı Turist Ağırlamaya Hazırlanıyor


Bilecik’in Pazaryeri ilçesi sınırları içinde yer alan Küçükelmalı Tabiat Parkı, yeni düzenleme ve kapsamlı tanıtım çalışmalarıyla bu yaz daha çok turist ağırlayacak. Her yıl 10 binin üzerinde kişinin ziyaret ettiği Küçükelmalı Tabiat Parkı, turizm standartları çerçevesinde yeniden düzenlenecek. Yapılması gerekli olan düzenlenmeleri yerinde tespit etmek amacıyla Orman ve Su İşleri Bilecik Şube Müdürü Nezir Ayhan, Orman ve Su İşleri Mühendisi Gönül Özkan, Bilecik Belediyesi adına Umut Özdemir ve Marka Kent Bilecik ekibinin koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Metin Çelik parkı ziyaret etti. Düzenlenen teknik gezide Küçükelmalı Tabiat Parkı’nın tamamı gezildi. Tabiat parkı içinde yapılması planlanan yürüyüş yolları ve manzara seyir noktaları gösterilerek fikir alışverişinde bulunuldu. Park, kent merkezlerine yakın, ulaşım yolları rahat ve güvenli olduğu için doğaseverler tarafından sıkça ziyaret ediliyor. Bu özelliklerin ulusal basında tanıtılması halinde daha çok ziyaretçinin geleceği konusunda fikir birliğine varıldı.

Gelen turist sayısı artacak
Küçükelmalı Tabiat Parkı’nın ilk başlarda Pazaryeri ilçesi ve yakın çevresindeki halkın ruh ve beden sağlığı ile rekreatif ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik olarak planlandığına değinen Orman ve Su İşleri Bilecik Şube Müdürü Nezir Ayhan, parkın zamanla farklı bitki çeşitleri, temiz havası, piknik mesire alanları ve yürüyüş parkurlarıyla turistlerin ilgisini çektiğini belirtti. Ayhan, bulunduğu konum, zengin floraya sahip olması, bitişiğinde göletin bulunması nedeniyle bireysel günübirlik ve toplu günübirlik ziyaretçilerin uğrak yeri haline gelen parkı, her yıl daha fazla kişinin ziyaret ettiğini söyledi. Gelen turist sayısındaki artışla birlikte bazı yeni düzenlemelerin yapılması gerektiğini belirten Ayhan, “Kent gürültüsü ve kirliliği artık turistleri tabiat parkı gibi alternatif dinlenme yerleri aramaya itiyor.

Küçükelmalı Tabiat Parkı, konumu, doğası ve eğlence alternatifleri ile birçok beklentiyi karşılıyor. İşte bundan dolayı her yıl gelen ziyaretçi sayısı artıyor. Bizler parkın tamamını gezdik yaza yönelik yapılacak düzenlemeleri tespit ettik. Gelen turistlerin rahat etmesi için yürüyüş parkurları yeniden düzenlenecek, tuvalet sayısı arttırılacak ve hijyenik bir ortam sağlanacak, mevcut çeşmelerin bakımı yapılacak, gölet çevresindeki yürüyüş parkurları düzenlenecek ve daha güvenli hale getirilecek. Piknik masalarının sayısı arttırılacak ve gerekli temizlikler yapılacak. Mangal için kurulan ocakların bakımı yapılacak ve sayıları arttırılacak. Bütün bu saydığım düzenlemelerin yapılması ve hazırladığımız bazı yeni projelerin de hayata geçirilmesiyle birlikte bu yaz gelen turistler çok güzel zaman geçirecekler. Bunun da turist sayısını aşamalı olarak arttıracağını kolaylıkla söyleyebilirim.” dedi.

Yeni düzenlemelerin bu yazdan itibaren turist sayısını arttıracağını söyleyen Marka Kent Bilecik ekibinin koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Metin Çelik ise, “Burası çok güzel bir yer, harika bir doğası var. Konumu itibari ile ulaşımı çok kolay. Ailelerin hem tatil yapmak, hem de dinlenmek maksadı ile gidebilecekleri alternatif bir turizm destinasyonu. Çocukları ile birlikte şehirden uzak bir yerde zaman geçirmek isteyen aileler buraya gelip piknik yapabilir, doğanın tadını çıkarabilir ve yeşil ile mavinin buluştuğu göletin kenarında güzel zaman geçirebilirler. Şimdi yeni düzenlemelerle birlikte artık buraya gelen turistler, hijyenik bir ortamda, doğa ile baş başa, güvenli ve huzurlu bir tatil geçirmenin ayrıcalığını yaşayacaklar. Bizler de Marka Kent Bilecik ekibi olarak buranın bilinirliğinin artması için çalışıyoruz. Bu kapsamda yürüttüğümüz çalışmalarla birlikte Küçükelmalı Tabiat Parkı’nı daha büyük bir kesim duyacak ve gelecek.” dedi.
Pazaryeri alternatif turizm yeri

Zengin doğası ile turistleri cezbeden Pazaryeri ilçesinde Küçükelmalı Tabiat Parkı’nın yanı sıra, Günyurdu, Bahçesultan ve Güde köyleri yayla turizmi açısından önem arzediyor. Pazaryeri ilçesine 15 km uzaklıkta bulunan Bozcaarmut Köyü civarındaki Kamçı Yaylası geniş çam ormanları ile buz gibi akan sularından dolayı, piknik ve kamp alanı olarak kullanılıyor. Burada doğa yürüyüşü imkanı da bulunuyor. Farklı turizm alternatifleri sunan Pazaryeri’nde, sportif olta balıkçılığında Küçükelmalı ve Bozcaarmut Göletleri tercih ediliyor. Bunun yanı sıra, bisiklet, trekking, oto safari ve at biniciliği de ilçe turizminde önemli bir yere sahip. İlçenin şerbetçi otu, bozası ve boncuk fasulyesi ise oldukça meşhur.

Oleg Cassini Kadınlar Günü’nde hayallerinizi gerçeğe dönüştürecek



Oleg Cassini bütün kadınların Kadınlar Günü’nü özel bir kampanyayla kutluyor. 7-8-9 Mart tarihleri arasında Oleg Cassini’nin biribirinden şık gece elbiselerinde yüzde 20 oranında bir indirim uygulanıyor. Oleg Cassini bu Kadınlar Günü’nde kendini özel hissetmek isteyen kadınlara güzel bir fırsat sunuyor.

Koleksiyonları tüm dünyada 400’den fazla mağazada bulunan, Hollywood yıldızlarının tercihi Oleg Cassini, Kadınlar Günü için özel bir kampanya yapıyor. 7-8-9 Mart tarihleri arasında tüm Oleg Cassini mağazalarında geçerli olan Kadınlar Günü kampanyası kapsamında göz alıcı gece elbiselerinde yüzde 20 oranında indirim yapılacak.

Hayalleri gerçeğe dönüştüren Oleg Cassini’nin gece elbisesi koleksiyonlarında her bedene ve her yaşa uygun, bir çok farklı model bir arada sunuluyor. Birbirinden zarif danteller, tül ve şifonlarla hareketlendiren modeller seçkin davetlere katılacak kadınların tercihi olurken somon, pudra pembesi, nil yeşili elbiseler romantik renkleri sevenler için. Oleg Cassini’nin abiye koleksiyonunda yer alan zümrüt yeşili, gece mavisi, bordo, antrasit ve gold gibi güçlü renklerdeki göz kamaştırıcı abiyeler, kendilerini gecenin tek yıldızı gibi hissetmeyi ve iddialı olmayı sevenlerin tercihi...

Kadınlar gününde kendinizi şımartmak için mutlaka bir Oleg Cassini mağazasına gidin, göz kamaştıran gece elbiselerine %20 indirim fırsatıyla sahip olun.

GLOBAL TOOLS 1973-1975: Bir Tasarım Ekolojisine Doğru

1973’te İtalya’da, Radikal Mimarlık hareketi öncüleri tarafından geliştirilen multidisipliner ve deneysel nitelikteki tasarım eğitim programı Global Tools’un ortamına dair bir sergi, atölye ve tartışma programı
SALT Beyoğlu’nda.

GLOBAL TOOLS
1973-1975: Bir Tasarım Ekolojisine Doğru
11-23 Mart
SALT Beyoğlu, Forum

Multidisipliner ve deneysel nitelikteki tasarım eğitimi programı Global Tools, 1973’te İtalya’da, aralarında Ettore Sottsass Jr. ve Andrea Branzi’nin de bulunduğu Radikal Mimarlık hareketi üyeleri tarafından geliştirildi. Öncelikle Floransa, Milano ve Napoli’de yaygın laboratuvarlar olarak tasarlandı ve medyanın (özellikle de Casabella dergisinin) desteğiyle “doğal malzemelerin özgün niteliklerinin araştırılması ve bunların kullanımı”nı teşvik etti. Program, İtalyan endüstrisi ile alternatif bir ilişki kurmayı hedefliyordu.

Global Tools, 1970’lerin başlarında, operaist teorilerin hâkim olduğu entelektüel çevre ile “Anni di piombo” [Kurşun Yılları] olarak bilinen, terörizme dayalı eleştirel politik hareket arasında bocalayan İtalya’nın karmaşık sosyo-politik ve kültürel ortamında oluşturulmuştu. Bu laboratuvar sisteminin temelindeki fikir, Radikal Mimarlık’ın en ütopik ve uzlaşmaz fikirlerini tasarımcı ve eğitimci Victor Papanek ile Stewart Brand’ın Whole Earth Catalogue [Bütün Dünya Kataloğu] yayını tarafından öne sürülen alternatif yaşam çözümleriyle birleştirmekti. Bu doğrultuda, gelecek küreselleşme çağı için işlevsel yeni “araçlar” bulunması amaçlanıyordu. Global Tools girişimcileri, bireysel yaratıcılığı, kendini ifade özelliğinden mahrum bırakan kültürel üstyapılardan bağımsızlaştırma hedefiyle kurumsal çerçevenin dışında bir araştırma ve eğitim programı tasarladı.

GLOBAL TOOLS 1973-1975: Bir Tasarım Ekolojisine Doğru, Silvia Franceschini ve Valerio Borgonuovo tarafından SALT için hazırlandı. Global Tools’un faaliyet döneminde tartışılan ana meselelere odaklı orijinal doküman ve materyallerin sergileneceği program kapsamında, aynı konular bağlamında uluslararası bir sempozyum ve bir dizi atölye gerçekleştirilecek. Program, eğitim, ekoloji, endüstri, hayatta kalmacılık, marjinallik, iletişim, beden, başarısızlık, toplum, teori, yapı, teknoloji, el yapımı ürün ve geleceğin arkeolojisi çevresindeki fikirler gibi konuları yeniden tartışmaya açacak.


Silvia Franceschini Milano ve Moskova’da güncel sanat ve tasarım alanlarında araştırmalar yürütüyor; serbest küratörlük ve yazarlık yapıyor.
Valerio Borgonuovo Bologna’da yaşayan bir sanat tarihçisi. Serbest araştırmacı, küratör ve “Regione Emilia Romagna - Assessorato Politiche per la Salute” kültür mirası konusunda danışman olarak çalışıyor.

Silvia Franceschini ve Valerio Borgonuovo, Global Tools hakkında ilk kapsamlı yayın üzerine çalışmalarını sürdürüyorlar.

Program
Gösterim: DROP CITY (2012)
11 Mart 19.00
SALT Beyoğlu, Açık Sinema
Joan Grossman
82 dakika
İngilizce; Türkçe altyazılı


GLOBAL TOOLS Atölyeler
SALT Beyoğlu

13 Mart, 19.00
Atölye tanıtımı: Valerio Borgonuovo, Silvia Franceschini, Alessandro Mason, Paolo Patelli ve Herkes İçin Mimarlık

14 Mart, 10.00-19.00
Herkes İçin Mimarlık “Hayatta Kalma”
Paolo Patelli “İletişim”
Allessandro Mason “Konstrüksiyon”

Herkes İçin Mimarlık’ın yürüttüğü atölye dışındaki programların dili İngilizce’dir. Atölye katılımı için form doldurularak başvuru yapılması gerekmektedir.




GLOBAL TOOLS Sempozyum
SALT Beyoğlu, Forum
15 Mart, 14.00 – 18.00

Global Tools deneyimini, günümüz koşullarında farklı disiplinlerin gözünden değerlendirmek için bir tartışma

14.00 “Global Tools’a giriş” Silvia Franceschini ve Valerio Borgonuovo
14.30 “Nesneden Hayatta Kalmaya” Lapo Binazzi
15.00 “İşin feshinden yaratıcı endüstrilere” Maurizio Lazzarato
15.30 “Bir araç olarak beden” Franco Raggi
16.00  Çay molası
16.30  “The Silent University” Ahmet Öğüt
17.00 “The Eternal Internet Brotherhood (Ölümsüz İnternet Kardeşliği)” Angelo Plessas
17.30 Açık tartışma

Program dili İngilizce’dir; İngilizce’den Türkçe’ye simultane çeviri yapılacaktır. Katılım ücretsizdir.



Görsel bilgisi

GT1:
Global Tools Bulletin, no.1 (kapak), 1974
L'Uomo e l'Arte’nin (Milano) izniyle

GT10:
İsimsiz, Beden Grubu Performansı, Franco Raggi, (Kasım 1974, Floransa)
A. Natalini Arşivi'nin izniyle

GT12:
The body and the bonds, Beden Grubu Performansı, Franco Raggi, (Haziran 1975, Milano)
F. Raggi Arşivi'nin ve Casabella'nın izniyle


Basın İletişim
Ceylan Yüceoral ceylan.yuceoral@saltonline.org +90 212 334 22 40
Zeynep Akan zeynep.akan@saltonline.org +90 212 334 22 45





Turkiye Ascılar ve Pastacılar Milli Takımı (Aşpafed) Dubai düzenlenen etkinlikten yurda donus yaptı



Dunyanın en büyük fuarları arasında gosterilen ‘’Gulfood 2014 dubai’’ de bunyesinde gerceklesen yarısma dunyanın ceşitli bolgelerınden gelen 2000 sefin katılımı ile  yapılmıstır.Ascı milli takımımız fuar zamanı boyunca Turk standlarının yanında bulunarak urunlerının tanıtımında yardımcı olmus ve Turk firmalarının urunlerının en ıyı sekılde tanıtılmasını saglamıstır.

Ayrıca Nestle, WACS yönetimi, jüri üyeleri ve aspafed ascı milli takımı ortak bir etkinlikte Radisson Royal Hotel de buluştu. Bu etkinlik çerçevesinde Emirates Culinaire Guild üyeleri ile geleceğe dair ortaklaşa organize edilecek etkinlikler üzerinde görüşülmüş olup olumlu sonuçlar elde edilmişştir. Türkiye'de düzenleyecegimiz yarışmalar ve Fuar'larda kendilerini goreceğiz. Wacs başkanı sayın Gissur Gudmonsson'un memnuniyeti  gece boyunca pozitif yönde devam etti

Ascı Milli Takımımızın odul almıs oldugu katogoriler bu sekıldedır.;
Omer Faruk Yılmaz
Arabic Mezzeh   Bronz Medal
Pastry Showpiece  Merit Award
Chocolate Carving Showpiece  Merit Award

İbrahim kahreman
Dressed Chicken&Dressed Fish   Bronz Medal
Ovo-Lacto Vegeterian Three Course Menu  Bronz Medal

Ali Toprak
Fruit & Vegetable Carving Showpiece  Merit Award
Pastry Showpiece   Merit Award

İstanbul Lütfi Kırdar, M.I.C.E. Fuarı “Ace of Mice Exhibition”da Yerini Aldı!


Türkiye’nin İlk Kongre Merkezi İstanbul Lütfi Kırdar, Türkiye’nin İlk M.I.C.E. Fuarı “Ace of Mice Exhibition”da Yerini Aldı!İstanbul Lütfi Kırdar, 27 Şubat-01 Mart 2014 tarihlerinde düzenlenen; kongre, toplantı ve etkinlik sektörünün ilk fuarı “Ace of Mice Exhibition Fuar ve Zirvesi”nde yerini aldı!
Türkiye’de kongre turizminin profesyonel olarak başlamasını sağlayan ve ilk kongre merkezi olan İstanbul Lütfi Kırdar; kongre, toplantı ve etkinlik sektöründe yeni müşteri ve pazarların kazanılmasını, sektör paydaşlarının kendi içerisinde ve hedef kitleleriyle buluşmasını, Türkiye M.I.C.E. sektörünün bilinirliği ve algısının global M.I.C.E. pazarında yükseltilmesini amaçlayan “Ace of Mice Exhibition Fuar ve Zirvesi”nde yerini aldı.


İş, kültür ve sanat dünyasını buluşturan merkezde yer alan İstanbul Lütfi Kırdar, 1996 yılından bugüne Rumeli ve Ana binasında teknik alt yapısı, yiyecek-içecek hizmetleri ve tecrübeli kadrosu ile faaliyet göstermekte olup; 5000’i aşkın organizasyon ile 192 ülkeden, yaklaşık 7 milyon konuk ağırlayarak geldiği noktada ilk ve lider olmanın haklı gururunu yaşamaktadır.Kongre vadisinin kalbinde bulunan İstanbul Lütfi Kırdar, muhteşem Boğaz manzaralı ve gün ışığı alan salonları ve İstanbul’un şık restoranlarının, lüks mağazalarının kesiştiği noktadaki konumu ile; kongrelerden fuarlara, konserlerden sergilere, her çeşit etkinliğe ev sahipliği yapabilecek kapasitededir.


İSO, Yenibosna ve Ümraniye’ye temsilcilik açtı


İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyelerine yerinde ve daha iyi hizmet verebilmek amacıyla bugün Ümraniye ve Yenibosna’da birer temsilcilik açtı. Yeni temsilcilikler, İSO’ya üyelik müracaatından kapasite ve ekspertiz raporları talebine kadar birçok konuda hizmet verecek.

İstanbul Sanayi Odası (İSO), üyelerine daha kolay ve hızlı hizmet sunmak amacıyla Avrupa ve Anadolu yakasında birer temsilcilik açtı. Yenibosna ve Ümraniye’de bugün açılışı gerçekleştirilen temsilcilikler, İSO’ya üyelik müracaatından kapasite ve ekspertiz raporları talebine kadar birçok konuda hizmet verecek.

İSO üyelerinin, merkeze gelmeden yeni temsilciliklere başvurarak alabileceği pek çok hizmet arasında; 5174 sayılı Kanunun 26’ıncı maddesinde sayılan belgeleri düzenlemek ve onaylamak, ihracatta dolaşım belgeleri satış ve onayı, kapasite raporu onaylı suret verilmesi, faaliyet belgesi düzenlenmesi, ihale durum belgesi, Bağ-kur formları ve denklik belgelerinin onaylanması, yerli malı, imalatçı, imalat yeterlilik belgeleri düzenlenmesi, Türk malı belgesi satışı ve düzenlenmesi ile hizmet ücretleri ve üye aidat tahsilatı yer alıyor.

İSO’nun Ümraniye temsilciliği; Yukarı Dudullu bölgesinde yer alan İMES Sanayi Sitesi’nde, Yenibosna temsilciliği de Çobançeşme mevkiinde hizmet verecek. Üyeler, her iki temsilciliğe İSO’nun merkez santral telefon numarasından ulaşabilecek.