30 Mayıs 2014 Cuma

TripAdvisor’dan NG Hotels’e iki Mükemmellik Sertifikası birden

Türkiye’nin yükselen otel zinciri markası NG Hotels, dünyanın en büyük seyahat sitesi TripAdvisor tarafından bu yıl iki Mükemmellik Sertifikası’na birden layık görülerek önemli bir başarıya imza attı. Geçen yıl da bu prestijli ödülün sahibi olan NG Sapanca Wellness & Convention ile NG Afyon Wellnes & Convention, sadece farklı, sıra dışı ve kusursuz hizmet sunabilen otellere verilen 2014 Mükemmelik Sertifikası’nın sahibi oldu.

Türk turizmine yepyeni bir hizmet anlayışı kazandırmak amacıyla yola çıkan NG Hotels, dünyanın en büyük seyahat sitesi TripAdvisor tarafından bu yıl iki Mükemmellik Sertifikası’na birden layık görüldü. Bu prestijli ödülü iki yıldır üst üste kazanan NG Sapanca Wellness & Convention ile NG Afyon Wellnes & Convention’a verilen 2014 Mükemmelik Sertifikası, NG Hotels’in kusursuz hizmet kalitesini bir kez daha tescilledi.

Dünyada milyonlarca aktif üyesi bulunan ve otelcilik alanında önemli bir otorite olarak görülen dünyanın en popüler seyahat sitesi TripAdvisor, 2011 yılından bu yana her yıl farklı, sıra dışı ve kusursuz hizmet sunabilen işletmelere Mükemmelik Sertifikası veriyor. Turizm alanında prestijli bir ödül olan Mükemmellik Sertifikası, TripAdvisor kullanıcılarının son 12 ay içindeki yorum ve oylamaları dikkate alınarak, 5 üzerinden en az 4 puan alan otellere veriliyor. TripAdvisor’da yer alan binlerce otelden yalnızca yüzde 10’unun layık görüldüğü Mükemmellik Sertifikası, otellerin misafirlerine sunduğu kusursuz konaklama deneyiminin önemli bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

Doğanın enerjisi NG Hotels’de
İki yıldır üst üste Mükemmellik Sertifikası’nın sahibi olan NG Sapanca Wellness & Convention, İstanbul’a yakın lokasyonu ve ormanla iç içe geçmiş konumuyla şehrin stresi ve gürültüsünden uzaklaşmak isteyenlere doğanın enerjisini sunuyor. Misafirlerinin muhteşem bir doğa içinde dinlenerek keyifli vakit geçirmesi için her türlü ayrıntının düşünüldüğü NG Sapanca Wellness & Convention’ın SPA olanakları, farklı zorluk seviyelerine göre sınıflandırılmış yürüyüş parkurları ve sağlıklı lezzetleriyle temiz havanın ve doğanın keyfini çıkarmak mümkün.

Yepyeni bir termal otel anlayışıyla hizmet veren NG Afyon Wellnes & Convention da, yaklaşık 9 bin 500 metrekare alanda hizmet veren termal spa bölümündeki termal jakuzi, havuzlar ve aile hamamıyla termali keyfe dönüştürüyor. NG Afyon Wellnes & Convention’ın sunduğu Luxury Wellness paketleri, şifalı suları ve masajlarıyla misafirlerinin stresten arınmasını ve yenilenmesini sağlıyor.

ALAÇATI’NIN YENİ LEZZET FESTİVALİ



Mutfak kültürü mirasımızı sahiplenen tek festival olan “Uluslararası Kaybolan Lezzetler Festivali” ilki 6 - 8 Haziran İlkbahar & Yaz Yemekleri, ikincisi de 10 - 12 Ekim Sonbahar & Kış Yemekleri olarak bu sene Alaçatı’da gerçekleşecek.


Kaybolan Lezzetler Festivali’nin oluşum yolculuğu oldukça keyifli. Öncelikle tarifler Gökçen Adar önderliğinde İzmir ili, ilçeleri ve Sakız adasına yapılan lezzet avları ile başlıyor. Unutulmuş ve unutulmaya yüz tutmuş tarifler toplanıyor, uygulanıyor ve tadılıyor. Festival komitesinde yer alan Celal Uysal, Yaprak-Cengiz Uziş çifti ve Levent Alpat hem Alaçatı hem de gastronomi tutkunları, onları bu yolculukta ortak tutkuları birleştirmiş.

Kültür Bakanlığı ise projeye uluslararası boyutta destek veriyor.
Merkezinde mutfak kültürü olan festival oluşumunda Türkiye’nin önde gelen şefleri, konu uzmanları, fikir önderleri ve gastronomi tutkunlarından yer alan Aydın Demir, Funda İnansal, Gökçen Adar, Cengiz Uziş, Yaprak Uziş, Levent Alpat, Celal Uysal ve değerli birçok ismin de bulunduğu önemli bir danışma kurulu, Kaybolan Lezzetler Festivali’ni şekillendirmiş. Gastronomi etkinliklerinin içeriklerinin geliştirilmesine ise Dude Table katkı sağlıyor.Festivalde 3 gün boyunca Kaybolan Lezzetlerin seçilmiş özel tariflerinden oluşan menüler Alaçatı’nın en özel ve popüler restoranlarında servis ediliyor olacak.


Festival birçok söyleşiye ve tadıma da ev sahipliği yapacak. Ege Mutfağı, Zeytinin Sütü Zeytinyağı, Ege’nin Lavanta Kokulu Sofraları, Sakızlı Lezzetler, Yerel Güzeldir tadımları, Likör söyleşileri, İzmir Bağları ve Şarapları, Türkiye’nin en önde gelen şeflerinden Aydın Demir, Tevfik Alparslan, Tarkan Özdemir ile söyleşi ve tadımlar gerçekleşecek.


Akdeniz  ve  Kuzey Akdeniz ülkelerinden katılan dünyaca ünlü şefler Lorenzo Cogo, Rafik Tlatli ve Joe Barza ise kendi ülkelerini yansıtan lezzetlere yer verirken bir taraftan da Kaybolan Lezzetler’de Türk Mutfak Kültürümüzü öğrenerek ülkelerinde Türk mutfağının tanınmasında katkıda bulunacaklardır.
Türkiye’nin en iyi şeflerini, yerel ve dünya mutfağının birbirinden ilginç lezzetlerini izleyicilerle buluşturan Turkmax Gurme ise festivalin iletişim sponsoru olarak Kaybolan Lezzetler’in özel tatlarını ve etkinliklerini ekranlarından izleyicileri ile buluşturacak.Festivalin resmi tur operatörü olan Prontotour’da “Kaybolan Lezzetler Festivali” kapsamında Uzundere’deki Köstem Zeytinyağı Müzesi, Mutfak ve sofra gereçleri sergisi , Chermine Vidori resim sergisi, Bağ gezileri atölye çalışmaları ve tadımlar ile birbirinden lezzetli seçenekler olan özel bir program sunuyor lezzet tutkunlarına.


Bu festival sadece kaybolan yemek tarifleri değil… Aynı zamanda Kaybolan el sanatı olan çini, keçe, oya, ebru, seramik ve benzeri ürünler ile bölgede yer alan önemli yöresel ürünler Kaybolan Lezzetler Meydanı’nda yer alacak.Danışma kurulunun seçtiği “Kaybolan Lezzetler” tariflerinin de yarışacağı festivalde yazar, gazeteci, gurmelerden oluşan jürinin yanı sıra anneanne ve babaanne jürisi de yer alacak. En keyifli etkinliklerden biri ise Güler Sarıgöl Köymen önderliğinde “Annesinin kızı” temalı tadım ve söyleşi olacak.Alaçatı’da 3 gün boyunca açık hava sineması, yöresel ürünler, gastro turlar, söyleşiler, tadımlar ve onlarca etkinlik ile festival ruhu yaşanırken restoranlarda sunulan bu özel tariflerin yer aldığı menüler ile de eşsiz bir lezzet deneyimi sunulacak.

Festival hakkında detaylı bilgilere www.kaybolanlezzetler.com dan ulaşabilirsiniz.

Semiha Şakir Elveren 3-14 Haziran 2014 “GEL”



Galeri Eksen 3-14 Haziran tarihleri arasında Semiha Şakir Elveren’in “GEL” adlı 5. kişisel resim sergisini ev sahipliği yapıyor.


Semiha Şakir Elveren “GEL” sergisinde hayranı olduğu Mevlâna’nın gündelik hayata yön veren düşüncelerini aşina olduğumuz motif ve söylemlerle yorumluyor.


Mevlâna’nın dehası, yenilikçiliği, insan sevgisi ve hoşgörüsü sergilenen resimlerin üzerinde yeniden canlanıyor. “GEL” sergisinde yer alan resimler renkleri ve hat sanatına yaptığı göndermeler ile bir bütünlük içinde olsa da her biri kendi başına anlamını koruyor.

Galeri Eksen
Açılış Kokteyl: 3 Haziran 2014 / 18:00
Maçka Cd.  No:29 Nişantaşı / İstanbul
0212 219 08 50
info@galerieksen.com
www.galerieksen.com

2014-15 7 KITA SEYAHAT KATALOĞU ÇIKTI VIP TURİZM İLE “GÖKKUŞAĞINI YAKALAYIN”



Dünyanın gözde gezi rotaları, egzotik destinasyonlar, macera dolu keşif yolculukları, kent ışıklarının büyülü dünyası ve mavi özgürlük rotası cruise turları, VIP Turizm'in 2014-2015 7 Kıta Seyahat Kataloğu sayfalarında sizleri bekliyor.

Seyahat tutkunları için yolculuk;
7 Kıta Seyahat Kataloğu’nun sayfalarını çevirince başlıyor.
220 Sayfalık İlk Yolculuğa Hazır mısınız?

Seyyahların kalp atışları VIP Turizm’in uzman seyahat danışmanları ile hazırladığı programları ile farklı coğrafyaların ritmiyle buluşuyor. 7 Kıta Seyahat Kataloğu 2014-2015 yılının seyahat trendlerini belirliyor. VIP Classics, VIP Cities, VIP Holidays, VIP Cruises, VIP Family, VIP Ski, VIP Space ile dünyanın dört bir yanına ve dünyanın ötesine seyahat programları sizleri bekliyor.

OTANTİK GEZİLER
Mistik, akılda kalıcı, baharat kokulu otantik geziler... Yeni dostluklar, tecrübelerin paylaşımı, sıcak ilişkilerin başlangıçları, büyük keşiflerle birleşiyor. Afrika’nın en büyük doğa parkı ve kara kıtanın en zengin ve en gözde safari ülkesinde eşsiz bir deneyim… Kıtanın en vahşi bölgesi Okavango Deltası’nda safari keyfi, su kanallarının arasındaki kara parçaları üzerinde bulunan lodge’larda güne muhteşem manzaralar eşliğinde uyanarak, berrak sularda, fillerin, zebraların ve zürafaların yanında sayısız kuş türü ve timsahları gözlemlemek nasıl olurdu? Bostwana’yı keşfedin…

EGZOTİK DESTİNASYONLAR
Pudra kıvamında kumlarda sere serpe güneşlenmek isteyenlere özel egzotik... Pırıl pırıl bir güneş, sımsıcak kumlar, masmavi deniz, yepyeni lezzetler, romantik bir kaçamak ve yeni keşifler ile rüyalarınızı gerçeğe dönüştürmenin tam zamanı. Pasifik’in incisi, dünyanın en güzel adası kabul edilen Bora Bora, muhteşem güzellikteki Maldivler ve Karayipler’de Turk & Caicos sizi büyülü bir tatile çağırıyor.

ZAMANA YOLCULUK
Büyülü Ortaçağ kasabalarında yaşıyormuş hissi uyandıran, yüzyılların içinden günümüze bozulmadan gelmiş mimari dokusu ile Rönesans dönemine ait güzel sanatların, olağanüstü manzaraların, kırmızı şarabın, stilin ve uyumun başkenti Toscana… İtalya’da unutulmaz bir durak.

RAHATLAMAK İSTEYENLERİN ADRESİ: HUA HİN
Tayland Chiva Som Hua Hin, yoganın şifa verici yönlerini öğrenmek için iyi bir fırsat. Kaldığınız süre zarfında yoga, meditasyon, ayuverda ve masajların keyfini çıkaracaksınız.

Birbirinden güzel tatil alternatifleri, yeni trendler ve daha fazlası için;
7 Kıta Seyahat Kataloğu’nu Merkez ve Cadde Ofislerimizden Temin Edebilirsiniz.

Ayasofya neden müze olarak kalmalıdır?



Tarih Vakfı’nın öncülüğünde oluşturulan Kültürel Mirası İzleme Platformu, Türkiye'nin önde gelen akademisyenleriyle birlikte, yıllar sonra yeniden alevlenen Ayasofya Müzesi’nin ibadete açılması tartışmaları üzerine başlattığı “Ayasofya müze olarak kalmalıdır” imza kampanyasını tanıtmak ve konunun kamuoyunda çok yönlü tartışılmasına zemin oluşturmak için bir basın toplantısı ve
panel düzenledi.


Tarih ve kültürel mirasa müdahale ve istismar alanları üzerinde çalışmak, görüş oluşturmak ve eylem geliştirmek amacıyla Tarih Vakfı’nın öncülüğünde oluşturulan Kültürel Mirası İzleme Platformu, toplantıyı Prof. Dr. Engin Akarlı, Prof. Dr. Şevket Pamuk, Prof. Dr. Aydın Uğur, Prof. Dr. Uğur Tanyeli ve Murat Belge ile birlikte gerçekleştirdi.


İstanbul Şehir Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Engin Akarlı,  Ayasofya'nın Türkiye'deki kültürel zenginliklerin en önemli temsilcilerinden biri olduğunu belirterek konuşmasına başladı. Ayasofya'nın farklı estetik değerler ve dinlerin birbiriyle buluştuğu birleştirici bir mekan olduğunu dile getiren Akarlı, “Ortak tarihimize ve kültürümüze sahip çıkmalıyız çünkü bugün Ayasofya zaten müze olarak bile yüce bir maksada hizmet etmektedir ve hem Doğu'yu hem Batı'yı kucaklamaktadır” dedi.


“Tedaviye muhtaç, hastalıklı bir düşünce yapısının uzantısı”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi gazeteci-yazar Murat Belge ise, konuşmasını müze-cami tartışmasını politize eden olaylara dayandırarak sosyal psikoloji bağlamında sürdürdü. Bu gerginliğin 1950'li yıllarda Osman Yüksel Serdengeçti'nin Ayasofya ile ilgili olarak kaleme aldığı saldırgan bir yazıyla başladığını söyleyen Belge, sözlerini şöyle sürdürdü: “O yazıdan sonra Ayasofya, her daim birilerinin gönlünde yatan aslan olarak bir yerlerde durmuş ve zaman zaman alevlenmiştir. O tarihten bu yana ciddi bir rövanş takıntısı vardır. 'Biz vaktiyle dünyaya egemendik, bizi ne hale getirdiler, Ayasofya'yı da elimizden aldılar' gibi kompleksli söylemlerle beslenen hatalı, hastalıklı ve zararlı bir ruh hali hala devam etmektedir. Ayasofya'nın neden cami olmaması gerektiğine dair bir sürü gerekçe sayabilirim ama burada en önemli sorun, 2014'te hala kiliseleri cami yaparak dünyaya kafa tutma mantığının sürmesidir. Bu yaklaşım, intikam isteyen, karşısındakini susturmaya çalışan bir tavrın uzantısıdır; tedaviye muhtaç bir düşünce yapısıdır. Bu, aynı zamanda İslam'ın tavrını da belirlemektedir. Ayasofya'nın ibadete açılması önerisi, İslamiyet'in başka dinlerle huzur ve barış içinde yaşayamayacağını, zaten yaşamaması gerektiğini vurgulayan bir öneridir. İslamiyet'in bugün mahalle çocuğu gibi inatçı bir siyaset mi benimsemesi lazım, yoksa diyalog kuran, kucaklayan bir din olması mı gerek?”

Medeniyetler çatışmasına karşı medeniyetler ittifakı
Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevket Pamuk da konuşmasında çatışma zihniyetini aşmanın ve hoşgörüden yana tavır almanın mümkün olduğunu vurguladı ve konuşmasına şöyle devam etti: “Bu coğrafya medeniyetler arasında pek çok çatışma gördü ve görmeye devam ediyor. Bu süreçte içinde bulunduğumuz Yakın Doğu coğrafyasının bize emanet ettiği tarihi ve kültürel varlıklara karşı alacağımız tavır çok önemldiri. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti, çatışmadan yana bir yaklaşım yerine, hoşgörü ve barıştan yana tavır koymalıdır. 1934'te Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmesi, kardeşlikten yana bir tavırdır. Erdoğan, 2006'da Zapatero ile birlikte Medeniyetler İttifakı'nın öncülüğünü yapmıştır. Şimdi bu ittifakı yeniden göstermeli ve bir kez daha tüm dünyaya örnek olmalıdır.”

“Ayasofya'yı yerel tutkularımızla sınırlamaya çalışmak haksızlıktır”
İstanbul Bilgi Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Aydın Uğur da Angkor Wat ve Machu Picchu gibi dünyaya mal olmuş tarihi yapıtlardan örnek vererek konuşmasına başladı.  “Önce Hindu, sonra Budist inancıyla kurulan Angkor Wat'ta bizim için asıl önemli olan hangi kralın, din adamının baskın çıkarak kime karşı bu eseri yaptırdığından çok, oradaki benzersiz ve büyüleyici ortamdır. Medeniyetler ötesi, mucizevi bir aşkınlık duygusunu ortak insanlık tarihine hayranlık duyarak o anda yaşamamızdır. Esas öne çıkan duygu, o büyük insanlık macerasında olağanüstü bir boyutla yüzyüze olduğumuzu hatırlatmasıdır. Bazı yerler bize, o büyünün bir parçası olduğumuzu hatırlatıyor. Ayasofya da işte böyle bir yerdir. Ayasofya'yı yerel tutkularımız ve çatışmalarımızla sınırlamaya çalışmak haksızlıktır. Kültür ve anlayış açısından fakirleşmedir. Biz hala İstanbul'da zengin bir kültür ortamında yaşıyoruz ama bu gerçeği hep sıradanlığa indirgiyoruz. Bu zenginliğimizi farketmek ve ona sahip çıkmak o sıradanlıktan çıkarıyor bizi.”

“Türkiye'nin dokularına işlemiş bir sorun var ortada”
Mardin Artuklu Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Tanyeli ise, Ayasofya'nın camiye dönüştürülme talebinin ardında köklü bir siyasal kavganın yattığını dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada belli ki Ayasofya'nın kimse için önemi yoktur maalesef çünkü cami yapılması talebi, gerçekte yıllardır süren Bizans kavgamızdaki açık bir siyasal ve kültürel itişmenin bir tezahürüdür. Çünkü biz İstanbul'u sanki 1000 yıl Bizans başkenti değilmiş, tarihi 1453'te başlamış gibi düşünmekte diretiyoruz. Hayır, öncelikle bu tarihi gerçeği kabul etmeliyiz. Ayasofya bir kiliseydi. Bu gerçeği sık sık inkar etme suretiyle konuşmaya devam edemeyiz artık. Bizans'la barış olmadıkça, bu kavga da devam edecektir. İslam hukukunun incelikli bir yorumunu yaparsak da, Ayasofya'nın vakfedilme sürecinin bile sorunlu olduğunu söylemek zorundayız. Ayasofya'ya dair elimizde bir rehin yok ve saygı göstermemiz gereken çok önemli bir yapıdır. Burada kılıçla ele geçirilmiş bir yapıdan bahsediyoruz. 15. yy'da kılıç hakkından söz etmek normal olabilir ama 21. yy'da aynı dilde konuşuyorsak Ayasofya'nın camileştirilmesinden daha ciddi sorunlarımız vardır. Türkiye için yapısal bir soruna işaret etmektedir camiye dönüştürülmesi talebi. Bugün müze olmasına rağmen Ayasofya'yı resmen çarşı gibi kullanıyoruz. Yani müzeyken bile koruyamadığımız bir yapıyı binlerce insanın girip çıktığı bir camiyken nasıl koruyacağız?”

İmza kampanyası
Sanat ve mimarlık tarihinin en önemli yapıtlarından biri olan Ayasofya'nın müze olarak kalmasını talep eden kampanya, kamuoyu gündemini bir süredir meşgul eden Ayasofya Müzesi’nin ibadete açılması tartışmaları üzerine 12 Mayıs’ta imzaya açılmış ve kısa sürede aralarında Osmanlı-Türkiye iktisat ve mimarlık tarihi alanında dünya çapında çalışmaları olan tarihçiler, koruma uzmanları, gazeteciler ve kanaat önderlerinin de bulunduğu 1000’i aşkın isim tarafından desteklenmişti.

“Ayasofya müze olarak kalmalıdır” çağrısıyla kamuoyuna ve ilgili kurumlara seslenen kampanyanın metni şöyle:

“Ayasofya, İstanbul ve Türkiye'nin olduğu kadar Ortadoğu, Doğu Akdeniz ve Avrupa'nın başlıca ortak dini, kültürel, sanatsal ve siyasi simgeleri arasında yer almaktadır. Ayasofya'nın müze olarak bütün ziyaretçilerine eşit şekilde açık olması, bu emsalsiz anıtın evrensel değerini yansıtan ve çok katmanlı tarihinin herhangi bir dönemini dışlamadan kucaklayan barışçıl ve kapsayıcı bir davranıştır. Bu güzide eserin İstanbul ve dünya tarihinin ortak mirası olarak yaşatılabilmesi müze statüsünde kalmasına bağlıdır.”

Ayasofya Müzesi
İnsanlık tarihinin baş yapıtlarından biri olarak 15 yüzyıl boyunca ayakta duran Ayasofya, M.S. 532-537 yılları arasında Bizans İmparatoru I. Jüstinyen tarafından İstanbul'un tarihi yarımadasındaki eski şehir merkezinde bir patrik katedrali olarak inşa ettirildi. Bizans İmparatorluk Kilisesi olarak uzun süre işlev gören katedral, 1453 yılında İstanbul'un Osmanlılar tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürüldü ve tam beş asır sonra Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevrilerek 1935 yılında yerli ve yabancı ziyaretçilere açıldı. Ayasofya Müzesi, bugün her yıl yaklaşık 3.5 milyon turist çekiyor ve Topkapı Sarayı ile birlikte Türkiye'nin en çok ziyaret edilen yapıtları arasında yer alıyor.  

PERAKENDE, İSTANBUL SHOPPİNG FEST İÇİN BULUŞTU



7-29 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek İstanbul Shopping Fest hazırlık çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. İstanbul Shopping Fest İcra Kurulu, festival heyecanını Lütfi Kırdar Kongre Salonu’nda düzenlenen toplantıyla; alışveriş merkezi yöneticileri ve mağaza temsilcileriyle paylaştı


Perakende, turizm, gıda, ulaşım, konaklama gibi birden çok sektörü harekete geçiren, Türkiye’nin en önemli festivali İstanbul Shopping Fest (İSF), dördüncü yılında da perakendenin nabzını tutmaya devam ediyor. 10 milyar TL ciro ve 1.1 milyon yabancı turist hedefiyle 7-29 Haziran tarihleri arasında düzenlenecek İstanbul Shopping Fest için önceki gün Lütfi Kırdar Kongre ve Toplantı Salonu’nda görkemli bir toplantı düzenlendi. İçerik danışmanlığını Soysal Eğitim Danışmanlığı’nın üstlendiği, Özlem Gürses’in sunuculuğunu üstlendiği toplantıya, İstanbul Shopping Fest İcra Kurulu üyeleri, perakende sektörünün önde gelen isimleri, alışveriş merkezi yöneticileri ve marka temsilcilerinden oluşan 2500 kişi katıldı.


BAŞKANLAR SAHNEDE BULUŞTU
İstanbul Shopping Fest İcra Kurulu Başkan Yardımcısı - Tüm Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Federasyonu Başkanı Vahap Küçük açılış konuşmasında “İstanbul Shopping Fest’in bu yılki ilk buluşmasını gerçekleştiriyoruz. Festival bu yıl önemli bir gelişme yaşıyor. İBB Başkanı Sayın Kadir Topbaş’ın platformun başına geçmesi, İTO Başkanı Sayın İbrahim Çağlar’ın İcra Kurulu Başkanı olmasıyla birlikte festival tüm İstanbul’un projesi olmuştur” diyerek teşekkürlerini sundu.


Küçük’e sahnede eşlik eden Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Hüseyin Doğan, Alışveriş Merkezleri Yatırımcıları Derneği Başkanı Hulusi Belgü, Gıda Perakendecileri Derneği Başkan Yardımcısı Merter Özay, Kategori Mağazacıları Derneği Başkanı Alp Önder Özpamukçu, Turizm Restaurant Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği Başkanı Kaya Demirer de katılımcılara ve İstanbul Shopping Fest İcra Kurulu’na teşekkürlerini dile getirdiler.


EŞ KAYBETMEK Mİ YOKSA MÜŞTERİ KAYBETMEK Mİ MALİYETLİ?
Toplantıda açılış konuşmalarının ardından sahneye çıkan İletişim Profesyoneli Ali Saydam “Eş ve Müşteri Nasıl Kaybedilir?” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Saydam, “Eş ve müşteri kaybetmemek için 3H kuralına uymak önemlidir: Hazır, Hızır, Huzur…” diyerek katılımcılara iş hayatından anılarını anlatarak ders niteliği taşıyan örnekler verdi.


İSF KAPSAMINDA İNDİRİM DE VAR ALTIN GÜNÜ DE!
İstanbul Shopping Fest Genel Müdürü Füsun Tavus ve İSF İcra Kurulu Üyesi Sinan Öncel festival hakkından katılımcılara bilgi vererek 23 günlük festival programını paylaştılar. İstanbul Shopping Fest’in 6 Haziran tarihinde Ortaköy’deki büyük bir organizasyonla başlayacağını belirten Füsun Tavus, 7 Haziran tarihinde Mall Of İstanbul’da açılış partisi ve 27 Haziran tarihinde Vialand’da düzenlenecek kapanış partisinde ‘efsane indirim’ler gerçekleşeceğini anlattı. Sinan Öncel festival kapsamındaki etkinlikleri şu sözlerle dile getirdi: “Katılımcı AVM’lerde düzenlenecek olan İSF’nin konsept indirim günleri kapsamında, 8 Haziran’da Jean Günü, 14 Haziran’da Evini Güzelleştir Günü, 15 Haziran’da Teknoloji Günü, 21 Haziran’da Çanta ve Ayakkabı Günü, 22 Haziran’da Kozmetik Kişisel Bakım Günü ile çok özel fiyat avantajları sunulacak. Tüm İstanbul genelindeki kuyumcuların katılımıyla ise 12 Haziran tarihinde Altın Günü düzenlenecek. Osmanbey, Mahmutpaşa, Nuriosmaniye, Kapalıçarşı’da da festival tüm heyecanıyla kutlanacak”


ABDULLAH KİĞILI’DAN TECRÜBE DERSİ
Toplantıda Özlem Gürses moderatörlüğünde keyifli bir söyleşi gerçekleştiren Kiğılı Yönetim Kurulu Başkanı ve Kurucusu Abdullah Kiğılı 18 yaşında devraldığı patron koltuğunda elde ettiği tecrübe ve deneyimlerini katılımcılarla paylaştı.

Kadınlar tatil için, erkekler iş için uçuyor!

Online seyahat acentesi Tripsta’nın yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de kadınlar ağırlıklı olarak tatil amaçlı, erkeklerse iş için uçuyor. Erkekler kadınlardan daha fazla uçak yolculuğu yapıyor. Türkiye’de uçak en çok yurtiçi seyahatlerde tercih edilirken, iş seyahatlerinde havayolunun hızına ve konforuna alışanlar kişisel seyahatleri için de havayolu kullanıyor.

Online seyahat acentesi Tripsta’nın Selas Türkiye araştırma şirketine yaptırdığı araştırma, havayolu kullanma ve seyahat alışkanlıklarımız hakkında ilginç veriler ortaya koydu. Ankara ve İstanbul’dan katılımcılarla yapılan araştırmaya göre erkekler kadınlardan daha fazla uçak yolculuğu yapıyor. Araştırma yurtiçi uçuşlarda, erkeklerin kadınlara oranla daha sık seyahat ettiklerini ortaya koyuyor. Aynı şekilde yurtdışı seyahatlerinde de erkekler yüzde 9 ile öne çıkıyor. İstanbullular Ankaralılara göre daha fazla yurtdışına seyahat ediyor. En çok seyahati 18-30 yaş arasındakiler yapıyor, 60 yaşından sonra yurtdışı seyahat sıklığı azalıyor.

Türkiye’de uçak en çok yurtiçi seyahatlerde tercih ediliyor.
Araştırmaya göre Türkiye’de uçak en çok yurtiçi seyahatlerde tercih ediliyor. Uçak yolculuğunu yurtiçi seyahatleri için tercih ettiklerini söyleyenler yüzde 38 olurken, yüzde 9 ise yurtdışı seyahatlerini uçak ile gerçekleştiriyor. Hem yurtiçi, hem yurtdışı seyahatlerde uçağı tercih edenler ise yüzde 53.

Uçak seyahatinizi/seyahatlerinizi yurtiçi mi, yurtdışı mı yaptınız?

Erkek
Kadın
Yurtiçi
39%
37%
Yurtdışı
9%
8%
Hem yurtiçi, hem yurtdışı
52%
55%


Türk insanı uçak yolculuğunu seviyor
“Yılda ortalama kaç defa uçak yolculuğu yapıyorsunuz?” sorusuna verilen cevaplara bakıldığında yüzde 71’lik bir kesimin yılda en az 3 ve üzerinde uçak yolculuğu yaptığı ortaya çıkıyor.

 Yılda ortalama kaç defa uçak yolculuğu yapıyorsunuz?


Ortalama
1 Defa
9%
2 Defa
20%
3 Defa
14%
4 Defa
11%
5 Defa
10%
6 -10 Arası
24%
11 - 15 Arası
4%
16 - 20 Arası
8%

“Frequent flyer”ların çoğu erkek
Genele bakıldığında, 31-40 yaş arası kadın ve erkeklerin büyük bölümü (yüzde 22) yılda 2 kez seyahat ettiğini belirtiyor. Ayrıca “yılda 6 ila 20” arası uçak seyahati yaptıklarını ifade eden “frequent flyer”ların çoğunluğunun erkek olduğu görülüyor. Erkeklerin yüzde 38’i bu kategoride yer alırken, kadınların yüzde 26’sı “yılda 2 kere” uçak seyahati yapıyor. Kadınların yüzde 42’si yılda 5 ve daha fazla uçak yolculuğu yaparken, erkeklerde bu oran yüzde 48, yani yarıya yakın.

Kadınlar ağırlıklı olarak tatil amaçlı uçağı tercih ederken, erkeklerin hem tatil hem mesleki nedenlerle seyahat etmesi, onları kadınların önüne geçiriyor. Bunun nedeni olarak toplumda satış, pazarlama, yöneticilik gibi sık uçmayı gerektiren mesleklerin daha çok “erkek işi” olarak görülmesi gösteriliyor. Kadınlar ise daha çok “masa başı” olarak tabir edilen işleri tercih ediyor ve daha az iş seyahati yapıyorlar.

Yılda ortalama kaç defa uçak yolculuğu yapıyorsunuz?
 

Erkek
Kadın
1 Defa
11%
5%
2 Defa
17%
26%
3 Defa
14%
13%
4 Defa
10%
13%
5 Defa
10%
9%
6 -10 Arası
25%
22%
11 - 15 Arası
4%
4%
16 - 20 Arası
9%
7%


Kadınlar tatile, erkekler iş seyahatine!
İş amaçlı seyahatlerde yüzde 21 oranla erkekler kadınlara göre 13 puan farkla öne çıkıyor. Kişisel (seyahat/tatil) amaçlı seyahatlerde ise yüzde 46’lık oranla kadınlar ön sırada yer alıyor, erkeklerin kişisel seyahat oranı ise yüzde 25’te kalıyor. En çok tatil seyahatini 18-30 yaş arasındakiler gerçekleştiriyor.

En çok iş seyahatine 51-60 yaş arasında (yüzde 30) gidilirken, bu konuda Ankaralılar ve İstanbullular arasındaki fark da dikkat çekici. Ankaralıların yüzde 30’u iş amaçlı seyahat ettiklerini belirtirken İstanbul’da bu oran yüzde 10. Ancak İstanbullular yüzde 37 oranla daha çok turistik seyahati seviyor. Ankara’da bu oran yüzde 21. Ankara bu bakımdan bir iş, siyaset ve diplomasi kenti olarak ününü araştırmada da koruyor.

Uçak yolculuklarınız en fazla iş amaçlı mıdır, kişisel (seyahat / tatil) amaçlı mıdır?


Erkek
Kadın
Ankara
İstanbul
İş
21%
8%
30%
10%
Kişisel (seyahat / tatil)
25%
46%
21%
37%
Hem iş, hem de kişisel (seyahat / tatil)
54%
46%
50%
53%

Uçak bileti alırken en çok önem verdiğimiz kriter ucuz olması…
Uçak bileti alırken en çok internet kanalının tercih edildiği malumun ilanı olsa da, hala acentelere giderek ya da telefonla uçak bileti alan önemli bir kesim bulunuyor. Özellikle 51-60 yaş arası biletini bizzat acenteden almayı tercih ediyor. Erkeklerin yüzde 20’si, kadınların yüzde 19’u telefonla ya da bizzat giderek bilet alırken, erkeklerin yüzde 67’si, kadınların yüzde 60’ı bilet alırken internet kanallarını kullanıyor.

Genel ortalamaya bakıldığında uçak bileti alırken en önem verdiğimiz kriter ucuz olması. Erkeklerin yüzde 41’i uçak bileti alırken bilet fiyatının düşük olmasından etkileniyor. Kadınlar 11 puan daha az farkla (yüzde 30) bundan etkilendiklerini belirtiyor. Onu bilet alım işlemi esnasında verilen hizmetin kalitesi takip ediyor. Alışkanlıklar da bilet alımı kararında önemli bir faktör, hem kadınların hem erkeklerin yüzde 6’sı uçak biletinde alımı alışkanlıklarına bağlı kalarak gerçekleştiriyor.

Genellikle tatil amaçlı uçak biletlerinizi satın almanızda aşağıda faktörlerden hangileri etkili oluyor?
 

Erkek
Kadın
Bilet fiyatının düşük olması
44%
33%
Alışkanlık
6%
6%
Kaliteli hizmet vermesi
20%
21%
Çalışılan firmanın kararı / anlaşması
16%
21%
Uçak firmasının erişimi olan noktalara göre
14%
19%
Diğer
0%
1%

İnternetten bilet alırken güven önemli
İnternetten uçak bileti alımında güven faktörü öne çıkıyor. Kadınların yüzde 25’i, erkeklerin yüzde 21’i için internet bilet alımlarında en çok firmanın güvenilir olması cazip geliyor. Bilet fiyatlarının uygun olması/diğer firmalara göre daha avantajlı olması erkeklerin yüzde 16’sına cazip gelirken kadınlarda bu oran yüzde 13. Bir diğer ilginç cevapsa, “İnternet üzerinden bilet satın almadan önce farklı sitelere bakar mısınız?” sorusuna veriliyor. Bu konuda kadınlar yüzde 70 oranında evet yanıtı verirken, erkekler yüzde 40 oranında hayır yanıtını veriyor.

İnternet üzerinden uçak bileti satışı olan bir firmanın size cazip gelmesi için nasıl bir farklılığı olmalı?
 

Ortalama
Güvenilir olması / güvenilir bir firma olması
22%
Bilet fiyatlarının uygun olması / Diğer firmalara göre daha avantajlı olması
15%
Sitenin kullanım kolaylığı olması
13%
Promosyon uygulamaları yapması, puan, mil,  check-up, belli sayıda bilet alanlara ücretsiz bilet vermesi gibi…
12%
Ucuz biletler satması
9%
Bilinen / tanınan bir ismi olması
9%
Olanlar yeterli
6%
Sitenin arayüzü sade ve basit olması / Pratik olması / Kafa karıştırmaması
3%
Faturalandırma, muhasebe işlemlerini yapması / takip etmesi
3%
Uçuş ağının geniş olması / İstenilen her noktaya bilet bulabilmek
2%
Diğer (Tablet, akıllı telefonla ulaşabilmek, Fiyat-kalite optimizasyonu, Çağrı merkezi, rezervasyon yapmak-iptal etmek vb.)
2%
İptal işlemlerinde yardımcı olması / kolaylık sağlaması
2%

AREL KOLEJİ YÜZMEDE TÜRKİYE ŞAMPİYONU

AREL Koleji Gaziantep’te düzenlenen Okullar arası Küçükler Türkiye Yüzme Müsabakalarında TÜRKİYE ŞAMPİYONU oldu.Akademik başarısının yanı sıra sporda da kazandığı birçok başarıya bir yenisini daha ekleyen AREL Koleji farkını yine gösterdi.


Sakarya’da yapılan Türkiye Şampiyonası ön eleme grubunda 100 m. Kurbağalamada tüm rakiplerini geride bırakarak Marmara Bölgesi Birincisi olan Eren Genç, 23-24-25 Mayıs tarihlerinde Gaziantep’te düzenlenen Okullar arası Küçükler Türkiye Yüzme Müsabakalarından 100 m. Kurbağalamada 1.14.65’lik derecesiyle TÜRKİYE ŞAMPİYONU olarak döndü.  Türkiye genelinde 37 il olmak üzere 64 okuldan 225 sporcunun katıldığı yarışmada büyük bir başarı gösteren Eren Genç madalyasını gururla taşıdı.

Yenimahalle yeniden Başkent’in modern yüzü oluyor

Yenimahalle’nin kalbi Marka Evleri’nde atacak
Önemli ticaret merkezlerini bünyesinde barındıran Yenimahalle; tamamlanmak üzere olan yeni Başbakanlık binası ve Ankapark projeleriyle, Başkent’in siyaset, ekonomi ve turizm merkezi haline geliyor. Yenimahalle ayrıca, Marka Evleri ve Park Avenue gibi lüks konut projeleriyle ayrıcalıklı yaşamın da merkezi oluyor
Başkent’in bir zamanlar en müstesna semti olan Yenimahalle,  1990’lı yıllarda kaybettiği bu özelliğini, yeni Başbakanlık binası ve Ankapark projesine ev sahipliği yaparak yeniden yakaladı.


1940’lı yılların sonlarında kurulan Yenimahalle, iki katlı, bahçeli müstakil evleriyle ünlendi. Memurlara satılan ucuz arsalar üzerine , Emlak Bankası kredileri ile yaptırılan rengarenk evler, kısa sürede Yenimahalle’yi Bahçelievler ile birlikte Ankara’nın en ayrıcalıklı semtine dönüştürdü.Yenimahalle, 1990’li yıllara kadar koruduğu bu özelliğini, Oran, Ümitköy, Çukurambar gibi kentin yeni gelişen semtlerine bıraktı. Müstakil evler bir bir yıkılırken yerlerini sıradan apartman daireleri aldı.Başkent’in kalbi konumundaki Kızılay ve Ulus’un yanı başında olmasının yanı sıra, Ostim, Gimat Anadolu Bulvarı, İstanbul Yolu gibi en önemli ticaret merkezlerini bünyesinde barındıran Yenimahalle’nin eski günlerine dönmesi uzun sürmedi.


Özellikle yeni Başbakanlık binasının yeri olarak Yenimahalle’nin tercih edilmesi, ilçenin önemini eskisinden de fazla artırdı. Söğütözü’ndeki 150 dönüm arazi üzerinde, Selçuklu mimarisine uygun olarak inşa edilen yeni Başbakanlık binasının 3 katlı olması öngörülüyor. Cumhurbaşkanlığı gibi birden çok girişi bulunan yeni bina, yaklaşık 650 milyon liraya mal olacak.

Yenimahalle’ye değer katacak bir başka proje de Ankapark olacak. Büyükşehir Belediyesi, kentte turizm patlaması yaşatması beklenen Ankapark’ı hizmete açmak için var gücüyle çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul yolu üzerinde 2 milyon 100 bin metrekarelik arazide inşası süren, eşi benzeri olmayan eğlence olanakları ve yeşil ile iç içe doğal hayvanat bahçesiyle ses getirecek Ankapark’ı Başkentliler de heyecan içinde bekliyor.
Yenimahalle’nin kalbi Marka Evleri’nde atacak Yenimahalle’deki değişim, konut sektörüne de yansıdı. Markalı konut üreticileri, yeni projeleri için marka değeri artan Yenimahalle’yi tercih ederken, ardı ardına projeler yükselmeye başladı. Bu projelerden en dikkati çekeni de Marka Evleri oldu.

Marka Evleri A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı M. Yılmaz Kılıç, 23 bin metrekarelik alanda inşa edilen Marka Evleri’yle, Yenimahalle’nin asla unutulmayacak mahalle kültürünü yaşatmayı hedeflediklerini söyledi.
Projede, insanları evlerinden dışarı çıkartıp, birbirleriyle kaynaşmalarını sağlayacak  peyzaj ve sosyal donatı alanlarının çokluğuna dikkati çeken Kılıç, ‘’Kapalı spor kompleksimizde çok büyük bir yüzme havuzu, Fin hamamı, Türk hamamı, sauna ile fitness yer alıyor. 3 metre yüksekliğindeki duvarlarla güvenliğin sağlandığı Marka Evleri’nin içinde halı futbol sahası, basketbol sahası, çocuk oyun alanları olacak. Komşuların birlikte vakit geçirebilecekleri 40 kameriyeden oluşan piknik alanları oluşturduk.

Ayrıca en lüks projelerde dahi bulunmayan sinema salonunu projeye dahil ettik. Hobi odaları, kreş gibi ayrıntılar da projede yer aldı’’ dedi.Marka Evleri projesi, 3 blokta, toplam 192 daireden oluşuyor. 4+1 daireler 160 ve 170 metrekare büyüklüklerinde olacak. Site içerisinde ayrıca 16 adet 220 metrekare büyüklüğünde villa da yer alacak.

Park Avenue ile 900 milyon liralık yatırım
Yenimahalle’ye değer katacak bir başka konut projesini de YDA İnşaat başlattı. 135 bin metrekarelik alanda bin 855 konutluk Park Avenue projesine başlayan YDA İnşaat,  projenin 90 bin metrekarelik bölümünü peyzaja ayırdı.
15 Temmuz 2016'da tamamlanacak projenin toplam yatırım tutarının 900 milyon lira olacağı açıklandı.

Gezinomi ve İş Bankası işbirliğiyle tatil indiriminde son 3 gün!


Turizm sektörünün yenilikçi firması Gezinomi,  Türkiye’de lider ortaklarıyla sunduğu kampanyalara bir yenisini ekledi. İş Bankası İnternet Şubesi müşterileri 1000 TL üzeri alışverişlerinde anında 100 TL indirim kazanabilecek. Kampanya 31 Mayıs’a kadar devam ediyor.

Tatile Gitmenin Binbir Kolay Yolu
Erken rezervasyon döneminin başlangıcından itibaren gerçekleştirdiği işbirlikleriyle avantajlı kampanyalar ve cazip fırsatlar sunarak tatilcilerin bütçesini rahatlatmayı amaçlayan Gezinomi, Maximum Kartlılar’a 150 TL MaxiPuan kampanyasından sonra bu kez de İş Bankası İnternet Şubesi müşterilerine bütçelerini rahatlatma seçeneği sunuyor.

Tatil severler, İş Bankası İnternet Şubesi’nden alabilecekleri indirim kodu ile anında 100 TL indirim kazanabilecek. Gezinomi Genel Müdür Yardımcısı Özgür Yıldız, “Havaların düzelmesi ile tatil planları hız kazandı. Erken Rezervasyon döneminin sona ermek üzere olduğu bu günlerde misafirlerimiz için en avantajlı tatil fırsatlarını yaratmaya, paylaşmaya devam edeceğiz. “ Kampanya koşulları hakkında bilgi almak için www.gezinomi.com/kampanyalar/isbankasi web sitesini ziyaret edebilirsiniz.

MIXO TERAS’TA GÖRKEMLİ DAVET

 

Martı Grubu’nun ilk ve tek şehir oteli, İstanbul’un kalbinde bulunan Martı Istanbul Hotel’in 12. katında yer alan MixoTerrace dün gece görkemli bir davete ev sahipliği yaptı. Boğazdan eski İstanbul ve Marmara Denizi’ ne kadar uzanan müthiş manzarasıyla, Taksim’ in en özel terasına sahip, başarılı mimar Zeynep Fadıllıoğlu’nun tasarladığı MIXO TERRACE; iddialı mönüsü, kaliteli müzik anlayışı ve davetkar ortamı ile “yaza merhaba” dedi. TAFF Pictures’ın yapımcılığını üstlendiği, 'D@bbe' serisiyle tanınan Hasan Karacadağ'ın yazıp yönettiği korku-gerilim türündeki 'Magi' filminin çekimi için Türkiye’ye gelen Michael Madsen aynı yapımda birlikte rol aldığı yine dünyaca ünlü aktör Stephen Baldwin ile geceye renk kattı.

 

Martı Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Narin ve eşi Cemre Narin’in ev sahipliğinde gerçekleşen gecede otelin güçlenen kadrosunda yeni görevlerini devralan Genel Müdür Bozkurt Atabek ve Genel Müdür Yardımcısı Feyza Yücefer davetlilerle özel olarak ilgilendiler. Konuklar arasında Helin Avşar, Sibel Tüzün, Kenan Ece, Wilma Elles, Kerem Göğüş, LuciePohl, Hasan Karacadağ, Muhteşem Yüzyıl’ın Sümbül Ağası Selim Bayraktar ve Gülfem Hatun’u Selen Öztürk de vardı. Müzik ve dansın gökyüzündeki buluşması… 


Saat 17:00’ den 04:00’ e kadar hizmet veren MIXO TERRACE akşam üstü saatlerinde bir şeyler içmek ve atıştırmak için uğrayabileceğiniz, manzara eşliğinde akşam yemeklerinizi yiyebileceğiniz veya gece müziğin ritmine kendinizi bırakabileceğiniz bir mekan olarak karşınıza çıkıyor. Mixologist uzmanlarının hazırladığı fresh kokteyllerle başlayan ritüeliniz, şefin sihirli dokunuşlarıyla hazırlanan dünya mutfağının harmanından oluşan mönüden seçeceğiniz lezzetlerle doruk noktasına ulaşırken, gecenin ilerleyen saatlerinde kaliteli müzik eşliğindeki eğlence sınırlarınızı zorlayacak. Mixo Terrace Adres: Martı Istanbul Hotel Abdülhak Hamit Cad. No.25/B Kat 12 Taksim Mixo Terrace Tel: 0212 987 40 35 mixoterrace@marti.com.tr

ANADOLU YAKASININ EN BÜYÜK KONGRE MERKEZİ İKİZ OTELLERİYLE HEDEF BÜYÜTTÜ


İstanbul Asya yakasının en büyük kongre merkezi olan Silence İstanbul Hotel ve Convention Center bünyesinde açtığı yeni oteli Silence Silver ile 2014 yılı hedeflerini yükseltti. Silence İstanbul Hotel ve Convention Center’ın 2014 yılı hedefi, 150 kongre ve yüzde 80 doluluk oranıyla 24 milyon dolar olarak açıklandı.İstanbul Ataşehir’de bulunan Brandium AVM ve Yaşam Merkezi içerisinde yer alan Silence İstanbul Hotel ve Convention Center geçtiğimiz gün yapılan bir basın toplantısıyla basına tanıtıldı.
Brandium AVM ve Yaşam Merkezi içerisinde, ikinci 5 yıldızlı oteli olan Silence Silver Hotel’i tanıtım toplantısında Genel Müdür Ali Can Aksu tesisin yatırım maliyetinin 200 milyon dolar olarak açıkladı.

Konuyla ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Silence Hotel ve Convention Center Genel Müdürü Ali Can Aksu; kongre merkezi ve otelciliği konusunda iddialı olduklarını belirtti. Aksu “6500 kişilik kongrelere hizmet verebilen Silence İstanbul Hotel ve Kongre Merkezi, Silence Gold Hotel’in yanına Silence Silver Hotel’in eklenmesiyle ile İstanbul’un “ikiz 5 yıldızlı”, “ikinci büyük oteli”  olduk. Bu sayede oda kapasitemiz 620 odaya çıktı. Oda sayımız arttıkça hedefimiz büyüdü. Bu sayede İstanbul'un Asya yakasına kattığımız değeri artırarak devam ettireceğiz" diyerek başladığı konuşmasını gelecek planlarını açıklayarak devam ettirdi.

2014 Yıl Sonu Hedefi: 24 Milyon Dolar
Gelecek planlarından bahseden Ali Can Aksu; geçtiğimiz yıl ev sahipliği yaptıkları 63 kongrede 72 bin kişiyi ağırladıklarını belirterek 2014 hedeflerinin yüzde 80 doluluk oranı sağlamak ve 150 kongre ile 24 milyon dolar gelir elde etmek olduğunu açıkladı.Bu amaçla uluslararası arenada da çalışmalar yürüttüklerini belirten Aksu; “Dubai ATM Fuarı’nda Ortadoğu’nun önemli kuruluşlarıyla görüşmeler yaptık. Körfez ülkelerinin zirve toplantısı olan yaklaşık 3 bin katılımlı Ortadoğu Ekonomik Zirvesi’ni Silence Hotel İstanbul Hotel ve Kongre Merkezi’ne alarak Türkiye’ye kazandırmaya çalışıyoruz” diyerek iddialarını vurguladı.Aksu konuşmasını; Silence İstanbul Hotel ve Convention Center’ın turizmde üstün kaliteyi hedefleyen bir kurum olduğunu ve bu alandaki başarılı yönetim anlayışlarını 9001 Kalite Yönetimi, 14001 Çevre Yönetimi, 18001 ISG ve 22000 Gıda güvenliği belgeleri ile tescillettiklerini belirterek sonlandırdı.