30 Eylül 2024 Pazartesi

Turizmin Sesi Dergimizin yeni sayısı çıktı

Turizmin Sesi Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı Yayında 

Türkiye ve dünyadan turizm haberlerini sayfalarına taşıyan Turizminsesi Dijital Dergimizin Eylül 2024 67'nci Sayısı birbirinden özel haberlerle sizlerle... 

Turizm, Konaklama, Ulaştırma, Gastronomi, Etkinlik, Kültür-Sanat, Teknoloji, Sağlık Haberleri, Spor Haberleri, Moda Dünyası, Tatil- Gezi, Kurumsal firma haberleri ve çok daha fazlası Turizmin Sesi Dergimizin Temmuz 2024 66'nci Sayımızda...




27 Eylül 2024 Cuma

EMİNE ERDOĞAN, AFRİKA KITASININ LEZZETLERİNİ NEW YORK'A TAŞIDI

Emine Erdoğan;"Aynı yeryüzünü paylaşan, aynı insanlık ailesine mensup bizler için, kazancın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz.İSTANBUL- Bu bakış açısıyla, biliyoruz ki Afrika'nın geride kalması, tüm dünyanın kıtanın gerçek potansiyelinden mahrum kalması demektir. Gelin, Afrika'nın tüm kaynakları ve insanlarıyla, adil bir düzende kendi potansiyelini gerçekleştirebildiği bir dünya hayal edelim. Bu dünya size de şu an içinde olduğumuz dünyadan daha parlak, daha güçlü, daha umut verici gelmiyor mu?"

"Göz kamaştıran bir tabloyu andıran kıtanın dinamizmi, mutfağından giyimine kültürünün her katmanında kendisini gösteriyor. Afrika'nın kendine has mutfak kültürüyse başlı başına dikkate değer bir hazine olarak karşımıza çıkıyor. Sofra, Türkiye\'de ve dünyanın değişik kültürlerinde olduğu gibi Afrika kıtasında da farklılıkları ahenkle bir araya getiren muhabbet ve afiyet noktası mahiyetinde"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Aynı yeryüzünü paylaşan, aynı insanlık ailesine mensup bizler için, kazancın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz. Bu bakış açısıyla, biliyoruz ki Afrika'nın geride kalması, tüm dünyanın kıtanın gerçek potansiyelinden mahrum kalması demektir." dedi.Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kuruluna katılmak üzere ABD'ye gelen Emine Erdoğan, New York'taki Türkevi'nde düzenlenen "Afrika'nın Lezzetleri: Bir Kültür, Mutfak ve Dostluk Şöleni" ile "Afrika Yemek Kültürü" kitabının tanıtımı programlarına ev sahipliği yaptı.

Programa; Kosova Cumhurbaşkanı'nın eşi Prindon Sadriu, Mauritius Cumhurbaşkanı'nın eşi Sayukta Roopun, Fiji Cumhurbaşkanı'nın eşi Filomena Katonivere, İrlanda Cumhurbaşkanı'nın eşi Sabina Higgins, Botsvana Devlet Başkanı'nın eşi Neo Jane Masisi, Estonya Cumhurbaşkanı'nın eşi Sirje Karis, Nijerya Cumhurbaşkanı'nın eşi Oluremi Tinubu, Bulgaristan Cumhurbaşkanı'nın eşi Desislava Radeva, Surinam Cumhurbaşkanı'nın eşi Mellisa Santokhi, Gabon Cumhurbaşkanı'nın eşi Zita Nyangue Nguema, Gambiya Cumhurbaşkanı'nın eşi Fatounatta Bah-Barrow, Seyşeller Cumhurbaşkanı'nın eşi Linda Ramkalawan, Kırgızistan Cumhurbaşkanı'nın eşi Aygül Japarova, Guatemala Cumhurbaşkanı'nın eşi Lucrecia Peinado, Bosna Hersek Devlet Başkanlığı Konseyi Başkanı\'nın eşi Mirela Becirovic, AB Konseyi Başkanı'nın eşi Amelie Derbaudrenghien Michel bakanlar, uluslararası kuruluşların üst düzey temsilcileri ve medya kuruluşlarının yöneticileri katıldı.

Misafirlerini tek tek karşılayan Emine Erdoğan, büyük bir ilgiyle ağırladığı devlet başkanı eşlerine Afrika'nın ünlü içeceklerinden Fas çayı ikram etti. Program kapsamında Afrikalı kadınlar tarafından üretilen geleneksel Afrika el sanatları ürünleri Türkevi'nde sergilenirken, Emine Erdoğan konuklarına ürünlerin arkasında yatan büyük emeği anlattı.Daha sonra programda bir konuşma yapan Emine Erdoğan, Afrika'nın, kültürel çeşitliliği ve doğal zenginliğiyle dünya üzerinde eşsiz bir konuma sahip olduğunu söyledi.Emine Erdoğan, 2 binin üzerinde farklı dili, etnik topluluğu ve 1 milyarı aşkın nüfusuyla Afrika'nın, insanlık ailesinin adeta renkli bir iz düşümü olduğunu ifade ederek, bilimsel araştırmalara göre kıtanın, neredeyse dünyanın tamamındaki kadar genetik çeşitliliğe sahip olduğunu dile getirdi.

Afrika kıtasına daha önce yaptığı ziyaretlerde en çok kıtanın olağanüstü çeşitliliğinden etkilendiğini kaydeden Emine Erdoğan, "Göz kamaştıran bir tabloyu andıran kıtanın dinamizmi, mutfağından giyimine kültürünün her katmanında kendisini gösteriyor. Afrika'nın kendine has mutfak kültürüyse başlı başına dikkate değer bir hazine olarak karşımıza çıkıyor. Sofra, Türkiye'de ve dünyanın değişik kültürlerinde olduğu gibi Afrika kıtasında da farklılıkları ahenkle bir araya getiren muhabbet ve afiyet noktası mahiyetinde. Hayattaki acı-tatlı birçok tecrübede, sunduğu birliktelik ile insanın zorlukla baş etme gücünü artırıyor." diye konuştu.

Masa etrafında paylaşılan yemekle birlikte mutluluğun da çoğaldığına dikkati çeken Emine Erdoğan, "Afrika sofrasına misafir olduğunuzda, sunumundan pişirme tekniğine kadar her aşamasına sirayet etmiş eşsiz bir renklilikle karşılaşıyorsunuz. Envai çeşit besleyici yerel ürünler, lezzeti artıran pişirme usulleri ve ruhu besleyen sunum çeşitleriyle her lokma sizi çok yönlü yolculuğa çıkarıyor. Bu edindiğiniz tecrübe o kadar özel hissettiriyor ki içinizde asırlara uzanan lezzetleri, hikayeleri ile birlikte sevdiklerinize ve çevrenize anlatma isteği uyandırıyor. İşte bu istek, 2018 yılında \'Afrika Yemek Kültürü' kitabı etrafında bizleri buluşturdu." ifadelerini kullandı.

 "Osmanlı mutfağının pişirme teknikleri Afrika lezzetlerini etkiledi"

Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı himayesinde ve Afrika Kültür Evi Derneği öncülüğünde, Afrikalı Misyon Şefleri Eşleri Derneği AŞOM'un katkılarıyla ''Afrika Yemek Kültürü'' kitabının ilk baskısını 2019 yılında çıkardıklarını belirtti.Bu baskıda, kıtanın 5 farklı bölgesinden 58 özgün yemek tarifine yer verdiklerini dile getiren Emine Erdoğan, şöyle devam etti:"Bugün tanıttığımız yeni genişletilmiş versiyonunda ise tarif sayısını neredeyse iki katına çıkartarak 110\'a yükselttik. Geleneksel reçeteleri, ardındaki insani birikimle ortaya koyarak, kitabın içeriğini daha da zenginleştirdik. Bu süreçte Osmanlı mutfağının pişirme teknikleri ve şifa reçetelerinin de Afrika lezzetlerini etkilediğini gördüm. Kitaptaki tarifler, yerel formüllere ek olarak Akdeniz havzasının damak tadını, Arap ve Hint etkileriyle zenginleştiren muazzam bir sentezi ortaya koyuyor. Bu süreçte dikkatimi çeken bir diğer konu ise Afrika mutfağı reçetelerinin Türk mutfağında olduğu gibi israfa karşı hassasiyet ile oluşturulmuş olmasıydı. Küresel gıda israfının 1 milyar doları aşarak alarm verdiği bir dönemde, kültürel öğretileriyle bağını koparmamış ülkelerin bilgi ve tecrübesi daha da önem kazanıyor. Bir Afrika atasözünün vurguladığı gibi, 'Köklerin derindeyse rüzgardan korkmana gerek yok. Köklerimizle kurduğumuz bağları geliştirdikçe, modern sınamaların sert rüzgarlarının yıkamayacağı bir güce ulaşacağımıza inanıyorum."

 "Kazancın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz"

Programda Afrika mutfağının renklerini, tatlarını ve hikayelerini kutlarken, bütün bu kültürel mirası hep birlikte kucaklamayı, korumayı ve geleceğe aktarmayı hedeflediklerinin altını çizen Emine Erdoğan, "Aynı yeryüzünü paylaşan, aynı insanlık ailesine mensup bizler için, kazancın da kaybın da müşterek olduğuna inanıyoruz. Bu bakış açısıyla, biliyoruz ki Afrika'nın geride kalması, tüm dünyanın kıtanın gerçek potansiyelinden mahrum kalması demektir. Gelin, Afrika\'nın tüm kaynakları ve insanlarıyla, adil bir düzende kendi potansiyelini gerçekleştirebildiği bir dünya hayal edelim. Bu dünya size de şu an içinde olduğumuz dünyadan daha parlak, daha güçlü, daha umut verici gelmiyor mu?" dedi.

Emine Erdoğan, 2017 yılında kurdukları Afrika Kültür Evi Derneğinin de böylesi bir dünya hayalinin ürünü olduğunu belirterek, "Bugün derneğin, ülkemizdeki Afrikalı kardeşlerimiz için cazip bir buluşma noktası ve Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki ilişkileri güçlendirmek için güvenli bir zemin haline gelmesinden mutluluk duyuyorum. Afrika Birliği ile bu sene New York\'ta imzalanan Mutabakat Zaptı'nın, derneğimizin bölge ülkeleriyle yakın temaslar kurması için güzel bir vesile olmasını diliyorum." temennisinde bulundu.

Yemek kültürü kitabı ve Afrika Kültür Evi Derneğinin çalışmalarına desteklerini esirgemeyen ve bugünkü programa katılan Afrika ülkelerinin liderlerinin eşlerine şükranlarını sunan Emine Erdoğan, Afrika\'nın Türkiye'deki büyükelçiliklerine ve büyükelçi eşleri ile Türkiye'nin Afrika'daki misyonlarında görevli temsilcilere, akademisyenlere ve alanında uzman şeflere teşekkür etti.

Konuşmanın ardından devlet başkanı eşlerinin katılımıyla aile fotoğrafı çekildi.

Katılımcılar, canlı Afrika müzikleri eşliğinde "Afrika Yemek Kültürü" kitabından reçetelerinin sunulduğu geleneksel Afrika lezzetlerinin ikram edildiği programda keyifli vakit geçirdi

Programın ardından Nijerya Cumhurbaşkanı'nın eşi Oluremi Tinubu, BM 78. Genel Kurulu'nda küresel imzaya açılan ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk imzacısı olduğu Sıfır Atık İyi Niyet Beyanı'nı imzaladı.

18 Eylül 2024 Çarşamba

MEVSİMİNDE BALIK KULELİ YAKAMOZ'DA YENİR

Eylül ayının taze balıklarının lezzetini keşfedin ve bu benzersiz deneyimin tadını çıkarın. Eylül ayı, Türkiye'nin dört bir yanında balık sezonunun başlangıcı olarak kabul edilir ve bu dönemde denizlerimizin bereketi sofralarımıza taşınır. Kuleli Yakamoz Restoran, İstanbul'un en prestijli mekanlarından biri olarak, balık tüketiminin sağlık üzerindeki olumlu etkilerini vurgulamakta ve misafirlerine mevsimindeki en taze balıkları sunmaktadır.

Restoran müdürü Zülfü Gevancı, balığın sağlık için önemini şu sözlerle ifade ediyor: "Balık, içerdiği Omega 3 ve vitaminler ile kalp ve göz sağlığı başta olmak üzere birçok hastalığa karşı oldukça faydalıdır. Düzenli balık tüketimi, kas gelişimini destekler ve kilo kontrolüne katkı sağlar." Bu bilimsel gerçekler, Kuleli Yakamoz'un menüsünün zenginliğini ve çeşitliliğini de yansıtmaktadır.

Kuleli Yakamoz, sadece lezzetli yemekleriyle değil, aynı zamanda sunduğu kültürel deneyimle de dikkat çekiyor.

Her ülke misafiri geldiğinde, o ülkenin bayrağını masaya koyarak, uluslararası bir hoşgörü ve saygı atmosferi yaratıyor. Menüsünde, mevsiminde ne varsa o bulunuyor ve bu da restoranın tazelik ve kaliteye verdiği önemi gösteriyor.

Balık menüsü, Eylül ayında özellikle tercih edilen palamut, çipura, levrek, barbun, sardalya ve lüfer gibi çeşitleri içeriyor. Her bir balık türü, hem lezzeti hem de sağlık açısından sunduğu faydalarla öne çıkıyor. Örneğin, palamut, özellikle Karadeniz'de sıkça tüketilen ve sağlık açısından birçok fayda sağlayan bir balık türüdür. Çipura ve levrek gibi balıklar ise Akdeniz ve Ege mutfağının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

Kuleli Yakamoz'da balık ziyafetinin ardından sunulan tatlı ve meze çeşitleri de göz dolduruyor. Kabak tatlısı, karışık salata, Girit ezmesi, atom, deniz börülcesi, levrek marin ve lekarda gibi lezzetler, deniz ürünlerinin ardından damak tadınıza farklı bir boyut katıyor.

Restoran, Ortadoğu'dan gelen turistler için de kuzu tandır gibi et yemekleriyle hizmet veriyor ve böylece her zevke hitap eden bir menü sunuyor.Kuleli Yakamoz Restoran, hem lezzet hem de sağlık açısından zengin bir deneyim sunarak, Eylül ayında balık tüketiminin önemini ve Türk mutfağının zenginliğini vurguluyor. Denizlerimizin sunduğu bu lezzetli ve sağlıklı seçenekleri keşfetmek için Kuleli Yakamoz'a uğramadan mevsimi geçirmeyin.

 

12 Eylül 2024 Perşembe

GlobeMeets B2B Networking II Kapılarını açtı

GlobeMeets B2B Networking Etkinliği, Turizm Sektörünün Kalbinde Yeniden Atıyor.GlobeMeets B2B Networking Etkinliği, turizm sektörünün önde gelen profesyonellerini bir araya getiren prestijli bir buluşma olarak kapılarını ikinci kez açtı.Rixos Tersane Hotel İstanbul'da gerçekleşen etkinlik, geçen yıl elde ettiği başarının üç katı büyüklüğe ulaşarak, sektördeki etkisini ve önemini bir kez daha kanıtladı.Etkinlik, GlobalMets Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kurt'un açılış konuşmasıyla başladı. Kurt, geçtiğimiz yıl katılımcılardan ve sektörden tam not alan GlobeMeets B2B Networking Etkinliği'nin bu yıl üç kat büyüdüğünü ve yoğun talep nedeniyle iki güne çıkarıldığını belirtti. Katılımcı masalarının organizasyondan iki ay önce dolduğunu ifade eden Kurt, bu ilginin etkinliğin sektördeki ağırlığını gösterdiğini vurguladı.

globemeets-b2b-networking-etkinligi.jpgEtkinlik, 50'den fazla ülkeden Destination Management Company (DMC) temsilcilerini, 10 ülkenin turizm ofislerini, 25 havayolu şirketini ve havalimanı işletmecilerini, yurt dışı otelleri, sigorta ve kruvaziyer şirketlerini ve marketplace iş ortaklarını bir araya getiriyor. Sadece akredite olan profesyonellerin katılabildiği bu organizasyonda, sektörün en yeni trendleri, hizmetleri ve fırsatları sergileniyor.

globemeets-b2b-networking-etkinligi-001.jpgAyrıca, dünyanın 20 farklı ülkesinden ve Türkiye'nin 37 şehrinden seçilmiş akredite acentalar, exhibitorlerle randevulu görüşmeler gerçekleştirerek, iş birliklerini ve bağlantılarını güçlendirme fırsatı buluyorlar. Etkinliğin açılışına, İstanbul Valisi Davut Gül, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma ŞahinTürsab Başkanı Firuz Bağlıkaya  gibi önemli isimlerin yanı sıra, çok sayıda ülkenin başkonsolosları, STK başkanları ve yerli yabancı basın mensupları katıldı.

globemeets-b2b-networking-etkinligi-002.jpg

GlobeMeets B2B Networking Etkinliği, turizm sektöründe iş birliklerini ve ağ oluşturmayı teşvik eden bir platform olarak, katılımcılara benzersiz bir deneyim sunuyor. Bu etkinlik, sektör profesyonellerine global ölçekte yeni iş fırsatları yaratma ve mevcut ilişkilerini güçlendirme imkanı sağlıyor. GlobeMeets'in bu yılki başarısı, gelecek yıllarda da devam edecek olan bir gelenek haline gelmesinin sinyallerini veriyor. Etkinlik, turizm sektörünün geleceğine yön veren bir buluşma noktası olarak, her yıl daha da büyüyerek sektördeki yerini sağlamlaştırıyor.

7 Eylül 2024 Cumartesi

GECE DÖNERİNE HANIMELİ DEYDİ

İstanbul'da  gece dönerciliği, şehrin lezzet haritasında yeni bir rota oluşturuyor ve gece hayatını lezzetli bir maceraya dönüştürüyor. İstanbul'un geceleri, lezzet arayışı içinde olanlar için yeni bir trendle renkleniyor.Geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden döner, artık gece geç saatlere kadar hizmet veren mekanlarda yerini alıyor. Bu yeni akım, özellikle Anadolu Yakası’nda  İstanbul'un iki yakasında çeşitli bölgelerindeki döner severler için geceyi aydınlatan bir seçenek haline gelmiş durumda. İnsanlar, gecenin ilerleyen saatlerinde de dönerin enfes lezzetini tatma fırsatı buluyor. Bu, özellikle yoğun iş temposundan sonra rahatlamak ve lezzetli bir yemek arayanlar için büyük bir avantaj sağlıyor.

Döner, kökeni Osmanlı dönemine dayanan ve yüzyıllardır Türk mutfağının en popüler yemeklerinden biri olarak kabul ediliyor. İlk olarak 17. yüzyılda yatay şişte pişirilen döner, zamanla dikey şişte hazırlanmaya başladı ve bugün bildiğimiz formuna kavuştu. Et ve tavuk dönerin yanı sıra, özellikle Afyon'da popüler olan sucuk döner gibi çeşitleriyle de dikkat çekiyor. İstanbul'da gece dönerciliği, kokoreç gibi geleneksel gece yemeklerine ciddi bir alternatif olarak ortaya çıkıyor. Gece döneri, yeni bir tat arayışında olanlar için farklı bir seçenek sunuyor ve hızla yaygınlaşıyor. Bu yeni lezzet trendi, İstanbul'un gece hayatını zenginleştiren ve lezzet tutkunlarının merakını cezbeden bir olgu haline gelmiş durumda.

İstanbul'un Kartal ilçesinde, Çampark Restoran'ın geniş bahçesinde gerçekleşen gece döneri, Türkiye'nin sokak lezzetleri kültürüne modern bir dokunuş katıyor. Rüstem Şenel'in 72 saatlik özel marine işlemiyle hazırladığı döner, %40 dana ve %60 kuzu eti karışımıyla zengin bir tat sunuyor. Cuma ve Cumartesi geceleri sunulan bu lezzet, Chef Eda Tuncel'in yönetimindeki restoranda, geleneksel Türk mutfak kültürünün bir yansıması olarak öne çıkıyor.

Eda Tuncel, aşçı babaannesi sayesinde mutfak sanatlarına adım atmış ve Van'dan İstanbul'a uzanan bir yolculukta, Harzem Mutfağı'nı kurarak büyük başarılar elde etmiş. Pandemi döneminde büyüyen Harzem Mutfağı, kaliteli müşteri kitlesiyle dikkat çekiyor. Tuncel, aynı zamanda Taşpakon Kadın Kolları Başkanı olarak da etkinliklere katkıda bulunuyor ve MSA'dan aldığı eğitimle yiyecek-içecek sektöründe önemli bir yer ediniyor.Çampark Restoran, açık ve kapalı alanlarıyla sokak lezzetleri konseptini benimsemiş durumda. Tuncel'in vurguladığı gibi, Türkiye'nin zengin sokak lezzetleri kültürü, yurt dışındaki lezzetlere olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor. Köfte, sucuk ekmek, balık ekmek ve döner gibi geleneksel lezzetler, Çampark restoranda sunuluyor. Tavuk pilavı ve diğer sokak lezzetleriyle birlikte, küçük dükkanlar aracılığıyla festival havası yaratılıyor..

Çampark Restoran'ın sunduğu bu zengin lezzetler, İstanbul'un sokak lezzetleri sahnesinde kendine özgü bir yer edinmiş durumda. Geleneksel tatları modern bir çerçevede sunan bu etkinlik, hem yerel halkın hem de turistlerin ilgisini çekiyor. Sokak lezzetleri kültürünün bu canlı ve lezzetli temsili, Türkiye'nin gastronomi alanındaki zenginliğini ve çeşitliliğini gözler önüne seriyor.

Türkiye'nin Yedi Bölgesinden Kahvaltı ürünlerini Çampark sofralarında buluşuyor

Türkiye, zengin ve çeşitli yemek kültürüyle bilinir ve kahvaltı, bu kültürün en önemli öğünlerinden biridir. Türkiye'nin yedi bölgesi, kendine has lezzetleri ve gelenekleri ile tanınır ve bu çeşitlilik, kahvaltı sofralarında da kendini gösterir. Çampark Restoran, bu coğrafi işaretli ürünleri, geleneksel Türk kahvaltısının diğer unsurlarıyla birleştirerek, ziyaretçilerine hem göze hem damağa hitap eden bir deneyim sunuyor. Serpme kahvaltıda sunulan peynir çeşitleri, zeytinler, domates, salatalık gibi taze sebzeler, ev yapımı reçeller ve tereyağında kızarmış ekmekler, coğrafi işaretli ürünlerle mükemmel bir uyum içinde. 

Bir Türk kahvaltısı, genellikle uzun ve keyifli bir deneyimdir, özellikle Çampark'ta hafta sonları saat 10.00'dan başlayıp öğleden sonra ikiye kadar sürebilir. Kültür kahvaltısı, Türkiye'nin dört bir yanından seçilmiş lezzetlerle dolu bir sofradır. Trabzon'un ünlü tereyağı, Van'ın otlu peyniri, Erzincan'ın tulum peyniri, Rize'nin kavurması ve Ege bölgesinin zeytinyağı gibi özel yapım ürünler, bu kahvaltının vazgeçilmezleri arasındadır. Köy ekmeği ve simit gibi geleneksel ekmek çeşitleri de sofranın olmazsa olmazlarındandır. 45'ten fazla çeşit ile zengin bir kahvaltı menüsü sunuluyor ve bu lezzetler, coğrafi işaret almış kahvaltılık ürünlerle taçlandırılıyor. 

Kahvaltıda sunulan diğer özel lezzetler arasında, fırında pişirilen sıcak tahinli susamlı yiyecekler ve sarımsaklı ekmek bulunur. Reyhanlı ve Cevizli ekmekler de bu zengin çeşitliliğe katkıda bulunur. Menemen, Türk kahvaltısının en sevilen yemeklerinden biridir ve her restoranın kendine has bir tarifi vardır. Soğan kullanmadan, kırmızı kapya biber, yeşil biber ve kabuğu soyulmamış domateslerle hazırlanan menemen, az baharat ile saç tavada pişirilerek mükemmel bir lezzet sunar.Çampark restoranı, bu zengin kahvaltı kültürünü her bir köşesinde yaşatırken, mutfakta her gün taze olarak hazırlanan magnolia ve sütlaç gibi tatlılarla misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunuyor. Her gün farklı ve taze ürünlerin çıktığı bu restoran, Türkiye'nin yedi bölgesinden gelen lezzetleri bir araya getirerek kahvaltı kültürünü zenginleştirip  yaşatır.

Türkiye'nin kahvaltı kültürü, sadece lezzetli yemeklerden ibaret değildir; aynı zamanda insanları bir araya getiren, paylaşım ve sohbetin ön planda olduğu bir toplumsal etkinliktir. Bu kültür, Türkiye'nin misafirperverliğini ve zengin mutfak mirasını yansıtır ve dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatır. İstanbul'un gece dönerciliği, şehrin kültürel ve sosyal yaşamına yeni bir boyut kazandırıyor. Geceleri dışarı çıkıp, salaş bir ortamda lezzetli bir yemek deneyimi yaşamak isteyenler için ideal bir seçenek sunuyor. Çampark Restorant Chef Eda Tuncel’in dokunuşlarıyla yarattığı muhteşem lezzetleri sizde tadımlamak isterseniz şehrin merkezinde sizleri bekliyor.