3 Haziran 2025 Salı

TARİHİ HALILAR PODYUM OLDU

Antalya Fashion Week, birbirinden renkli defilelerle devam ediyor. Etkinliğin dördüncü gününde gerçekleştirilen Gökhan Yavaş ve John Herrera defilelerinde mankenler, geleneksel Döşemealtı Kıllık halıları üzerinde yürüdüler.


Moda, sanat ve tarihin buluştuğu yer olan Antalya’da düzenlenen Antalya Fashion Week (AFW), dördüncü gününde de unutulmaz iki defileye ev sahipliği yaptı. Kaleiçi’nde Ruin Adalia Hotel’in tarihi atmosferi özel bir sahneye dönüştü. Antalya’nın geleneksel Döşemealtı Kıllık halılarıyla oluşturulan podyum, tarihi yapının atmosferiyle birleşerek görsel bir şölen sundu.



Antalya Valisi Hulusi Şahin ile yerli ve yabancı yaklaşık 250 seçkin davetlinin katıldığı etkinlikte ilk olarak ünlü tasarımcı Gökhan Yavaş’ın defilesi gerçekleşti. Koleksiyon ile bütünleşen halı podyumda yer alan mankenler, başarılı tasarımcının “Holiday Heirlooms” adlı yeni koleksiyonunu sergilerdi. Genç modacı, kendi adını taşıyan GOKHANYAVAS markası ile sokak giyimine yeni bir soluk getirmeyi hedefliyor. Antalya Fashion Week’in ana sponsoru Arso Group’un projelerinden esinlenerek hazırladığı 5 parçalık Kapsül serisi dahil toplam 31 parçadan oluşan koleksiyonunu sergileyen Gökhan Yavaş, konuklardan büyük alkış aldı. 


Antalya Fashion Week kapsamında bu yıl bir de ilk yaşandı. Antalya Fashion Week Europa Temsilcisi Ehat Lekovic’in girişimleriyle, bu yıl Londra Moda Haftası’nın önemli yapıtaşlarından Fashion Scout ile özel bir iş birliğine imza atıldı. Bu kapsamda Londra’nın ödüllü tasarımcısı John Herrera, Antalya’ya gelerek moda haftası kapsamında bir defile gerçekleştirdi. Tasarımlarında, modern kumaş teknikleriyle geleneksel terziliğin dokunuşlarını bir araya getiren John Herrera, büyük beğeni kazandı. Genç modacı, ilk kez geldiği Antalya’yı çok beğendiğini, tarih ve sanat dolu kentin sokaklarından çok etkilendiğini söyledi.


Sekizincisi gerçekleştirilen Antalya Fashion Week’e ana sponsor olmaktan dolayı son derece mutlu olduklarını belirten Arso Group Yönetim Kurulu Başkanı Ruslan Osmanlı da, sanata ve modaya olan desteklerinin süreceğini söyledi. Ruslan Osmanlı, “Antalya’nın turizm yanı sıra sanat ve moda ile anılmasına imkan sağlayan, uluslararası arenada adının geçmesine imkan veren Antalya Moda Haftası’nı desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

PODYUMDA SÜRPRİZ EVLİLİK TEKLİFİ

ANTALYA MODA İLE RENKLENMEYE DEVAM EDİYOR
Antalya’yı modanın uluslararası buluşma noktası olarak dünya sahnesine taşıyan Antalya Fashion Week (AFW), ikinci gününde moda rüzgarı estirmeye devam etti. 8. kez kapılarını açan ve 31 Mayıs’a kadar devam edecek olan moda haftasının ikinci gününde Kazakistan’dan Chinara Yelmuratovna, merkezi Dubai’de bulunan SNIM Design ve Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil eden modacımız Recep Demiray kreasyonlarını moda tutkunlarıyla buluşturdu.Antalya Hotel Su’da gerçekleştirilen defilelerden ilkinde Kazakistan’dan Chinara Yelmuratovna, yeni kreasyonuyla konuklarını selamladı. Çocuk ve yetişkin giyimine getirdiği yenilikçi yaklaşımı ve zarif tasarımlarıyla moda dünyasında adından söz ettirmeye devam eden Yelmuratovna, konukların büyük beğenisini kazandı.



SÜRPRİZ TEKLİF

Arso Group resmi sponsorluğunda düzenlenen moda haftasında günün ikinci defilesinden merkezi Dubai’de bulunan SNIM Design podyumdaki yerini aldı. Emirates Fashion Week’te koleksiyonlarını sergileyerek uluslararası moda dünyasında büyük ilgi toplayan ve stil anlayışıyla dikkatleri üzerine çeken SNIM Design, özel bir koleksiyon sundu. Gizemini korumayı tercih eden; zarafetini ve gücünü ince detaylarda, kusursuz kesimlerde yansıtanlar için tasarlanmış özel ürünler büyük alkış aldı. Defilenin finali ise sürpriz bir evlilik teklifine ev sahipliği yaptı. Aynı zamanda mankenlik yapan Renat Urusov, ünlü modacı Yana Snim’le birlikte konukları selamladıktan sonra podyumda diz çökerek cebindeki yüzüğü çıkardı. Büyük bir şaşkınlık yaşayan Yana Slim, konukların alkışları arasında evlilik teklifini kabul etti.



AHDE VEFA KOLEKSİYONU

Emy Organizasyon tarafından gerçekleştirilen ve birbirinden renkli etkinliklerle devam eden AFW’de günün son defilesi Türkiye’yi uluslararası arenada başarıyla temsil eden Recep Demiray’dan geldi. Tasarımlarında, Anadolu’nun eşsiz motiflerini modern çizgilerle buluşturan Recep Demiray, bu kez doğduğu topraklardan ilham aldığı “Ahde Vefa” koleksiyonuyla Antalya Fashion Week’te yer aldı. Demiray’ın Diyarbakır’ın tarihi yapıları Dört Ayaklı Minare, Zerzevan Kalesi ve 10 Gözlü Köprü’den ilham aldığı tasarımları ve yöresel kumaş puşi kullanarak yaptığı giysiler büyük beğeni kazandı. 

Sabiha Gökçen Havalimanı Flyadeal’ın ilk Riyad uçuşunu karşıladı

İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı, Orta Doğu bağlantılarını güçlendirme ve çeşitlendirme stratejisi kapsamında yeni bir iş birliğine imza attı.Suudi Arabistan’ın ekonomik hava yolu şirketlerinden Flyadeal, ülkenin başkenti ve en büyük şehri olan Riyad ile İstanbul’u birbirine bağladı.Yolcu sayısı açısından Türkiye'nin en büyük 2'nci, Avrupa'nın ise 8'inci havalimanı olan İstanbul Sabiha Gökçen (ISG) Uluslararası Havalimanı, yeni iş birlikleriyle dünya turizminin göz bebeği İstanbul’u farklı destinasyonlara doğrudan bağlamaya devam ediyor. Bu kapsamda Suudi Arabistan’ın düşük maliyetli hava yolu şirketlerinden Flyadeal, ülkenin başkenti ve en büyük şehri olan Riyad’dan, İstanbul uçuşlarına başladı. 

sabiha-gokcen-havalimani-002.jpgRiyad (RUH) – İstanbul hattının ilk uçağı, bugün öğle saatlerinde aprona indiği anda havalimanı otoritesi HEAŞ, Kurtarma ve Yangınla Mücadele (KYM) ekiplerince su takı selamlaması ile karşılandı. Bir havacılık geleneği olan su takı selamlaması esnasında iki itfaiye aracı, apron girişinde uçak ilerlerken tazyikli su ile gökkuşağı oluşturdu. Flyadeal’a ait yolcu uçağının kokpit ve kabin ekibi çiçeklerle karşılanırken Riyad’dan gelen 170 yolcuya lokum ikram edildi. ISG üst yönetim ekibi, Flyadeal yöneticileri ve uçuş ekibinin katılımlarıyla ilk uçuş pastası kesildi, hatıra fotoğrafları çekildi.

sabiha-gokcen-havalimani-003.jpg“Yeni iş birlikleriyle uluslararası ağımızı güçlendiriyoruz”
Törende konuşan Sabiha Gökçen Havalimanı Stratejik Planlama ve Hazine Yönetimi Direktörü Kerem Maybek, İstanbul’un dünyaya açılan kapısı Sabiha Gökçen Havalimanı’nın başta Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika olmak üzere erişimini her geçen gün güçlendirdiğini vurguladı. Flyadeal ile gerçekleştirilen yeni iş birliğinin önemine dikkat çeken Kerem Maybek, “İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı olarak İstanbul ve çevresinin, ülkemizin ve dünyanın farklı noktalarına kolay, hızlı ve konforlu biçimde bağlamak için çalışıyoruz. Tarihi ve kültürel mirası, eşsiz doğası, modern sosyal yaşamı, eğitim ve ticaret olanakları ile dünyanın en büyük şehirlerinden olan İstanbul’u, dünyanın farklı destinasyonlarına farklı seçeneklerle bağlıyoruz. Sunduğu ekonomik uçuş modeliyle ilgi gören Suudi Arabistan’ın hava yolu şirketlerinden Flyadeal, İstanbul – Riyad hattı ile bu anlamda önemli bir talebi karşılayacak. Orta Doğu’nun hızla gelişen ve modernleşen merkezlerinden biri olan Riyad hem iş dünyası hem de sahip olduğu kültürel zenginlikleriyle bölgenin en çok ziyaret edilen kentlerinden biri. Uçuşlara olan yoğun talep, her iki taraf için de güçlü bir potansiyeli işaret ediyor. Bizler de misafirlerimizi havalimanımızda en iyi biçimde ağırlayacağız.” dedi.

Günlük uçuşlara yoğun ilgi bekleniyor
Riyad (RUH) - İstanbul Sabiha Gökçen (SAW) arasındaki yeni hattın Suudi Arabistan ile Türkiye arasındaki turizm ve ticaretin güçlenmesine katkı sunması, iki ülke arasında daha kolay ve erişilebilir bir bağlantı oluşturması hedefleniyor. İstanbul Sabiha Havalimanı’nın 52 ülke ve 106 dış hat, 39 iç hat olmak üzere toplam 145 destinasyon ile bağlantısı bulunuyor. Flyadeal’ın Sabiha Gökçen’e günlük olarak gerçekleştireceği seferler, şirketin Türkiye ile olan uçuş ağını da çeşitlendirecek.

Riyad dinamik bir metropol olarak ilgi görüyor
Uluslararası yatırımların merkezi, bölgesel iş toplantılarının adresi ve modern yaşam olanaklarıyla dinamik bir metropol olan Riyad, Suudi Arabistan'ın "Vizyon 2030" projesi kapsamında kültürel ve turistik anlamda büyük dönüşümün gerçekleştiği merkezlerin başında geliyor. Şehrin simge yapılarından biri olan Kingdom Centre Tower ve gözlem katındaki etkileyici manzara, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi Al Diriyah bölgesi ve Masmak Kalesi ile National Museum of Saudi Arabia Riyad, şehre gelen turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasında sayılıyor. Her yıl düzenlenen geniş çaplı eğlence, sanat ve kültür etkinlikleri serisi Riyadh Season ise bölgenin ilgi gören organizasyonlarından biri olarak öne çıkıyor.


Golf ve Zarafet Buluştu; Universe Constant’tan Unutulmaz Bir Turnuva

İsviçre saatçiliğinin prestijli markası Universe Constant’ın ana sponsorluğunda, 31 Mayıs–1 Haziran tarihleri arasında Kemer Golf Club’da gerçekleşen Universe Constant Golf Cup, golf tutkunlarını bir araya getirdi.


İki gün süren turnuvada, katılımcılar strateji ve hassasiyet gerektiren golf sporundaki yeteneklerini sergileme fırsatı buldu. Universe Constant, “Master of Time” mottosuyla çıktığı bu yolculukta, sporun doğasında yer alan disiplin ve zarafeti destekleyerek unutulmaz bir deneyime ev sahipliği yaptı. 

universe-constant-golf-cup.jpgTurnuva boyunca Universe Constant’ın İsviçre saatçiliğindeki ustalığını yansıtan ikonik saat modelleri de Kemer Golf Club’da sergilendi. İş, sanat, spor ve cemiyet hayatının önde gelen isimlerini bir araya getiren etkinlikte, deneyimli oyuncular arasında kıyasıya bir rekabet yaşandı.

universe-constant-golf-cup-002.jpg

Davetlilerin de gün boyu atış pratiği ve kendi aralarında düzenlenen yarışmalarla açık havanın keyfini çıkardığı etkinlik, gün boyu keyifli anlara sahne oldu.  

universe-constant-golf-cup-001.jpg1 Haziran Pazar akşamı Kemer Country Club’ın zarif atmosferinde gerçekleşen ödül töreninde, 8 ayrı kategoride 21 katılımcı ödül kazandı. Golf sporuna olan ilgiyi artırmayı ve markanın zamanla kurduğu güçlü bağı vurgulamayı amaçlayan Universe Constant Golf Cup; centilmenlik, strateji ve dayanıklılık gibi değerlerin ön planda olduğu aynı zamanda sosyal etkileşimi destekleyen özel bir buluşma deneyimi sundu. 


Ayvalık GastroFest’te Lezzet Şöleni Yaşandı

Ayvalık Gastrofest Gerçekleşti: Üç Günlük Lezzet Yolculuğu


Türkiye’nin eşsiz gastronomi duraklarından biri olan Ayvalık, 30 Mayıs – 1 Haziran tarihleri arasında Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde ilk kez düzenlenen GastroFest’e ev sahipliği yaptı. Ayvalık Belediyesi’nin düzenlediği ve Sözen Group’un içerik organizatörlüğünü yaptığı bu özel etkinlik, bölgenin zengin mutfak kültürünü tüm yönleriyle mercek altına aldı.

Ayvalık Belediyesi tarafından düzenlenen ve Sözen Grup iş birliğiyle gerçekleştirilen GastroFest, Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde üç gün boyunca zengin içerikli etkinliklere sahne oldu. Festival, yerel mutfağın önde gelen temsilcilerini, gastronomi dünyasının duayen isimlerini, butik üreticileri ve lezzet tutkunlarını bir araya getirerek, Ayvalık'ın gastronomi vizyonunu ulusal ve uluslararası ölçekte daha görünür kıldı. Festivalin Profesyonel Mutfak Sponsoru Ertürk, Gıda Sponsoru Metro, Sofra Üstü Ekipman Sponsoru ID Fine, Bıçak Sponsoru Pirge ve Üniforma Sponsoru White Uniform oldu. 

Festival, Ayvalık Belediyesi öncülüğünde ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle; Kırlangıç (Ultr – Smart – Alışveriş), Effect Burson, Ortunç Cunda Island, Grand Hotel Temizel, Haliç Park Hotel Ayvalık (Haliç Hotels Group), Erginotel Sarımsaklı Ayvalık, Çınar Hotel Sarımsaklın Ayvalık, Kozoliv, Özgün, Barbun Çiftliği, Olivamore, Köklü Zeytincilik Ayvalık, Bay Sıhhat (Lale Mühendislik Gıda Tarım Ltd. Şti.), Arancia, Ayvalık Zeytinyağı Endüstrisi Müzesi, Karina Zeytinyağı, Cavlıhane Butik Otel, ASKEV, Ayvalık Kooperatifi, Novavera, Sabuncugil Zeytinyağı, Sarp Meşrubat – Coca-Cola, Jalem Tur, Aktaşlar, Uludağ Ticaret, Ayvalık Paşa, Cactus Coffee & Cocktails (Cunda Island), Macaron Mindercisi, Dobra Hotel (dobrahotel.com) ve Anadolu Bahçe katılımıyla ve destekleriyle gerçekleşti.

GastroFest: Ayvalık’ta Lezzetle Büyüyen Bir Turizm Vizyonu

Etkinliğin açılış konuşmasını Sözen Gurup CEO’su Gökmen Sözen gerçekleştirdi.  Ayvalık’ın zeytinyağıyla Türkiye’nin en önemli başrol oyuncularından birisi olduğunun önemini vurgulayan Sözen; “Şehir otellerinden restoranlara, turizm bölgelerinden ev mutfaklarına kadar bu bölgenin zeytini ve zeytinyağı kullanılıyor. Ancak gözden kaçırmamamız gereken bir diğer önemli değer de bölgenin deniz ürünleri; kalamarı, ahtapotu ve birçok ürünü sofralarımıza geliyor. Bu yüzden Ayvalık Gastrofest markasını hayata geçirdik. Sayın Belediye Başkanımız ve ekibiyle uzun süredir istişare halindeyiz; çünkü Ayvalık, Ege’nin merkezi olabilecek güçte bir yer. Yemek kültürüyle, deniz ürünleriyle, tarihiyle, coğrafyası ve tarımsal ürünleriyle Türkiye'nin başrol gastronomi destinasyonlarından biri olmaya aday. Bu projeyi başkanımızla 5-6 yıl önce konuşmuştuk, bugün gerçekleştirmek nasip oldu. Türkiye’nin dört bir yanında, hatta Londra ve İstanbul gibi uluslararası şehirlerde gastronomi projeleri yürütüyoruz, ancak Ayvalık bizi gerçekten heyecanlandırdı. Çünkü Ayvalık dediğimizde mezelerin başkenti akla geliyor, Ege geliyor, deniz ürünleri ve zeytinyağının merkezi geliyor. Bu noktada sayın başkanımıza teşekkür ediyoruz. Gelecek yıllarda tıpkı diğer şehirlerde olduğu gibi uluslararası şefleri, medya temsilcilerini ve Türkiye’nin önemli gastronomi profesyonellerini burada ağırlamayı hedefliyoruz. Amacımız Ayvalık’ı güçlü bir marka haline getirmek ve bu yolda bizimle olan herkese teşekkür ediyoruz” dedi. 

Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ise festivalin açılışında yaptığı konuşmada şu sözlere yer verdi: “Büyükşehir Belediye Başkanımıza, belediye başkanı dostlarımıza, milletvekilimiz Mustafa Can Bey’e, kıymetli konuklarımıza ve tüm Ayvalıklılara hoş geldiniz diyor, bu ilk gastronomi festivalinde sizleri ağırlamaktan büyük mutluluk duyuyorum. Gastrofest Ayvalık, yalnızca bir festival değil; bu toprakların zengin mutfak mirasını, lezzetlerini ve yaşam kültürünü dünyayla paylaşma yolculuğudur. Zeytinyağımız, taptaze deniz ürünlerimiz, otlarımız, köklü mutfağımız ve geleneklerimizle Ayvalık, artık sadece tatil değil aynı zamanda gastronomi destinasyonu kimliğiyle de öne çıkıyor. Üç gün boyunca papalinadan lor tatlısına, tescilli sepet peynirinden mezelerimize kadar birçok tat, usta şeflerin anlatımıyla hayat buldu. Festivalimiz, UNESCO sürecindeki kentimizin tanıtımına katkı sağladı, yerel üreticiyi destekledi ve gastronomi turizmini 12 aya yayma hedefimize hizmet etti. Kırlangıç Yaşam Merkezi’nde gerçekleşen bu ilk buluşmada, üretici stantlarından slow food sunumlarına, coğrafi işaretli ürün tanıtımlarına kadar pek çok içerikle her yaştan ziyaretçiye hitap ettik. Bu festival; Ayvalık markaları için prestij, mutfağımız için görünürlük ve gelecek kuşaklara aktarılacak güçlü bir miras olacak. Emeği geçen herkese, sponsorlarımıza, şeflerimize ve tüm paydaşlarımıza teşekkür ediyor, hep birlikte tadına doyulmaz bir Ayvalık hikayesi yazdığımıza inanıyorum.”

Açılışa katılan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın da etkinlikte yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Değerli milletvekilimize, belediye başkanlarımıza, kıymetli şeflerimize ve emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Balıkesir; Alaçam Dağları’ndan Kaz Dağları’na, Kapıdağ Yarımadası’ndan körfezine kadar eşsiz doğal zenginlikleriyle sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en güzel şehirlerinden biridir. Bin 133 mahallesiyle büyük bir coğrafyaya sahip bu kadim şehirde, 20 ilçe belediyesiyle birlikte uyum içinde çalışıyor, yıllarca ihmal edilmiş Körfez bölgemize ve Ayvalık’a hak ettiği yatırımları kazandırmak için mücadele ediyoruz. Bu festival de işte bu birlikteliğin ve ortak vizyonun bir ürünü oldu. Balıkesir’in her köşesinden vatandaşlarımızı bu güzel etkinlikte buluşturduk ve Balıkesir’i Türkiye’nin parlayan yıldızı yapmak için hep birlikte çalıştık. Katkı sunan herkese gönülden teşekkür ediyor, bu güzel buluşmanın kentimize hayırlar getirmesini diliyorum.”

Gastronomi Dünyasının Ustaları Ayvalık’ta Buluştu

GastroFest’in konuşmacı ve konukları arasında gastronomi dünyasının önemli isimleri yer aldı: Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Ahmet Akın, Ayvalık Belediye Başkanı Sn. Mesut Ergin, Urla Belediye Başkanı Selçuk Balkan, Sözen Group CEO’su Gökmen Sözen, Türk Mutfağı Araştırmacısı Vedat Başaran, Barut Hotels Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Barut, Club Marvy Genel Müdürü Hüseyin Kutluca, D Resort Ayvalık Gebel Müdürü Cantekin Kesmen, Tahincioğlu Yönetim Kurulu Üyesi Onur Tahincioğlu, Savola Türkiye Yudum Gıda Genel Müdürü Houmer Balazadeh, Komili Türkiye Orijinasyon Müdürü Mehmet Cavlı, Kozoliv Zeytinyağı Kurucusu Halil Can, Köklü Zeytinyağı 4. Kuşak Temsilcisi & Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kürlek, Özgün Zeytinyağları 3. Kuşak Temsilcisi Halil Sucu, Sabuncugil Zeytinyağları 5. Kuşak Temsilcisi Deniz Sabuncugil, Bay Nihat Kurucu Ortağı Volkan Bekit, Papalina ve Sayfiye Restoranları Kurucusu Erhan Ece, Calipso Restaurant Kurucu Ortağı Ziya Kaçar, Yalova Balık 3. Kuşak Temsilcisi Ertuğrul Sürgit, İskele Balık Kurucusu Tahsin Fettahoğlu, Trilye Restoran Sahibi & Gurme-Yazar Süreyya Üzmez, Ayvalık Paşa Lokantası Kurucusu İzzet Durko, Beğendik Abi Kurucusu Handan Kaygusuzer, Sayfiye Restaurant Kurucusu Sait Ergin, Mahir Lokantası Kurucusu Mahir Nazlıcan, Sosyal Gastronomi Şefi Ebru Baybara, TV Programcısı & Şef Türev Uludağ, Fireroom Kurucusu & Şefi Hazer Amani, Gastronomi Yazarı, Danışman & Eğitmen Şef Ahmet Güzelyağdöken ve sektörün daha pek çok öncü isimleri festival süresince panellerde, workshop’larda ve söyleşilerde bilgi ve deneyimlerini paylaştı.Festival programında ünlü şeflerle düzenlenen workshop’lar, alanında uzman isimlerin katıldığı paneller, film gösterimleri, canlı müzik performansları ve yerel markaların stantları yer aldı. Ayrıca, Ayvalık’ın coğrafi işaretli ürünlerine dair bilgilendirme köşeleri, slow food sunumları ve üretici stantlarıyla bölgenin zengin ürün çeşitliliği ziyaretçilerin beğenisine sunuldu.

 

Kesebir Mandıra’nın Geleneksel Lezzet Yolculuğu

Ayvalık Gastrofest 2025’de Kesebir Mandıra’nın Geleneksel Lezzet Yolculuğu

Ayvalık Gastrofest 2025, yerel lezzetlerin buluştuğu eşsiz bir festival olarak gastronomi tutkunlarını bir araya getirdiBölgenin kadim mutfak kültürünü keşfetmek isteyenler için bu yılın en dikkat çeken katılımcılarından biri Kesebir Mandıra oldu.

Gelenek ve El Emeğiyle Üretilen Lezzetler

Kesebir Mandıra, 1993 yılında küçük bir üretim tesisi olarak faaliyetine başladı. Günlük 100 litre süt kapasitesiyle çıktığı bu yolculukta, günümüzde mevsimsel koyun, keçi ve inek sütü ile 500-550 litreye ulaşan üretim kapasitesiyle geleneksel süt ürünlerini peynir severlere sunuyor.Ayvalık ve çevresindeki çobanlardan temin edilen süt, mandıranın üst katındaki imalathanede, fabrikasyon kullanmadan, tamamen el emeği ve beden gücüyle işlenerek yoğurt, peynir ve taze lor haline getiriliyor. Geleneksel yöntemlerin korunması, ürünlerin doğallığını ve kalitesini ön plana çıkarırken, her lokmada Ayvalık’ın otantik lezzetlerini hissettirmek amaçlanıyor.

Ayvalık Gastrofest’te Kesebir Mandıra

Festival boyunca Kesebir Mandıra standında, ziyaretçiler çeşit çeşit peynir ürünlerini tanıma ve tadım yapma fırsatı buldu. Katılımcılar, Cunda’nın meşhur Taş Kahvesi’nin arkasında yer alan eski Rum binasında bulunan mandıranın hikayesini dinledi ve Ayvalık’a özgü süt ürünlerinin üretim süreci hakkında bilgi aldı.ISO22000, HACCP ve GIDA ÜRETİM VE HİJYEN sertifikalarına sahip olan Kesebir Mandıra, lezzetlerini en üst kalite standartlarına uygun şekilde üretiyor. El emeğiyle üretilen süt ürünleri, Ayvalık’ın gastronomi haritasında kendine özel bir yer edinmeye devam ediyor.

Geleneksel Lezzetleri Yaşatma Kararlılığı

Kesebir Mandıra, yerel lezzetlerin sürdürülebilirliğine ve geleneksel üretim yöntemlerinin korunmasına verdiği önemle yıllardır Ayvalık mutfağının önemli bir temsilcisi konumunda.Festival kapsamında sunduğu eşsiz ürünlerle Ayvalık Gastrofest 2025’in lezzet dolu atmosferine katkı sağlayan Kesebir Mandıra, süt ve peynir severlere geleneksel tatları en doğal haliyle sunmaya devam ediyor. Ayvalık’ın otantik mutfak kültürünü yaşatan Kesebir Mandıra festivale  katılan katılımcılardan haklı olarak teşekkür hak etti. Önümüzdeki yıllarda festivale katılanlara daha fazla lezzet keşfetmek için bizleri takip etmeyi unutmayın dedi.

 

Zeytinyağı Fiyatları 2026’nın İlk Aylarında Düşecek

Köklü Zeytincilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kürlek;Köklü Zeytincilik olarak Ayvalık Gastrofest’te yerini aldı.Türkiye’nin 4 kuşaktır zeytinyağı sektöründe olan nadide firmalarından, lezzet ödüllü markası Köklü Zeytincilik Ayvalık Gastrofest’te yerini aldı. Köklü Zeytincilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kürlek, 31 Mayıs Cumartesi günü Kırlangıç Tarihi Sabunhane Salonu’nda “Ayvalık’tan Dünya Sofralarına Zeytinyağı Yolculuğu” panelinde konuşma yaptı. Kürlek konuşmasında, 2026 yılının ilk aylarında zeytinyağı fiyatlarında düşüş beklediklerini ifade ederken yakın zamanda Türkiye’de ilk kez zeytinli Türk kahvesini satışa sunacaklarını belirtti. 

Türkiye’de en fazla zeytinyağı ihracatı gerçekleştiren ilk 5 firmadan biri olan Ayvalık merkezli Köklü Zeytincilik, yıllık 30 bin ton zeytinyağı sevk kapasitesi ve 2 bin ton sofralık zeytin işleme kapasitesiyle iç pazarda olduğu kadar dış pazara da cevap veriyor.

Köklü Zeytincilik, başta Amerika, Japonya, İtalya ve İspanya olmak üzere 16 ülkeye ihracat yaparken, kısa vadede ihracat yapılan ülke sayısının 25’e çıkarılması hedefleniyor. Markanın 4. kuşak temsilcisi Köklü Zeytincilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kürlek de Köklü Zeytincilik’in başarısı ve ihracat konularında bilgi vermek üzere 31 Mayıs Cumartesi günü Ayvalık Gastrofest’te düzenlenen “Ayvalık’tan Dünya Sofralarına Zeytinyağı Yolculuğu” panelinde konuşma yaptı.

Kırlangıç Tarihi Sabunhane Salonu’nda gerçekleşen panel, Net Holding Yönetim Kurulu Üyesi & Gurme Yazar Reha Arar’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Konuşmasında Mustafa Kürlek, “Ayvalık, kaliteli zeytinyağı üretiminde dünyadaki 3 lokasyondan birisi. Köklü olarak markamızı dünya arenasında tanıtmaya çalışıyoruz.

Ayvalık’taki kendi ağaçlarımızdan elde ettiğimiz yağları ve zeytinleri tüketicilerle buluşturuyoruz. Zeytin ve zeytinyağını daha geniş tanıtabilmek için inovatif ürünlere de yoğunlaştık. Zeytin reçeli, zeytin lokumu, zeytin çiçeği kolonyası gibi çok farklı ürünlerimiz bulunuyor. Yakında zeytinli Türk kahvesini satışa sunmaya hazırlanıyoruz. Satışa sunduğumuz sofralık zeytinler, zeytinyağı ve inovatif ürünlerle birlikte 200 kalem ürünümüz bulunuyor.

En çok talep görün 3 inovatif ürünümüz ise zeytin lokumu, ızgara zeytin ve zeytin çiçeği kolonyası” derken, yeni sezona ait zeytinyağı rekolte beklentilerini de paylaştı. Geçtiğimiz sezonda gerçekleşen 475 bin ton zeytinyağı rekoltesinin aksine bu yıl 250-300 bin ton zeytinyağı rekoltesi beklediklerinin altını çizen Kürlek, “Türkiye’de zeytinyağı fiyatlarının 2026’nın ilk ayları itibariyle düşmesini bekliyoruz.

Eğer İspanya'da 1 milyon 800 bin ton-1 milyon 700 bin ton arasında zeytinyağı rekoltesi ve Tunus’ta da tahminlerin üzerinde 450 bin tonluk rekor bir rekolte gerçekleşirse fiyatlar düşecektir. İç piyasada zeytinyağı tüketiminin de 150 bin ton seviyesinde olduğunu hatırlatmakta yarar var” açıklamalarında bulundu. Savola Türkiye Yudum Genel Müdürü Houmer Balazadeh, dökme zeytinyağı ihracatından ziyade “Dubai çikolatası” örneğinde olduğu gibi bir marka hikayesinin yazılmasının önemine dikkat çekerken, Kozoliv Zeytinyağı Kurucusu Halil Can, Komili Türkiye Orijinasyon Müdürü Mehmet Cavlı, Özgün Zeytinyağları temsilcisi Halil Sucu ve Sabuncugil Zeytinyağları temsilcisi Deniz Sabuncugil de zeytinyağının markalaşmasının önemine dikkat çekerek markaların diğer kuşaklar tarafından da devam ettirilmesinin önemine dikkat çektiler. Panelin sonunda 

 

2 Haziran 2025 Pazartesi

Zeytinyağı Fiyatları 2026’nın İlk Aylarında Düşecek

Türkiye’nin 4 kuşaktır zeytinyağı sektöründe olan nadide firmalarından, lezzet ödüllü markası Köklü Zeytincilik Ayvalık Gastrofest’te yerini aldı. Köklü Zeytincilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kürlek, 31 Mayıs Cumartesi günü Kırlangıç Tarihi Sabunhane Salonu’nda “Ayvalık’tan Dünya Sofralarına Zeytinyağı Yolculuğu” panelinde konuşma yaptı.


 Kürlek konuşmasında, 2026 yılının ilk aylarında zeytinyağı fiyatlarında düşüş beklediklerini ifade ederken yakın zamanda Türkiye’de ilk kez zeytinli Türk kahvesini satışa sunacaklarını belirtti. 


Türkiye’de en fazla zeytinyağı ihracatı gerçekleştiren ilk 5 firmadan biri olan Ayvalık merkezli Köklü Zeytincilik, yıllık 30 bin ton zeytinyağı sevk kapasitesi ve 2 bin ton sofralık zeytin işleme kapasitesiyle iç pazarda olduğu kadar dış pazara da cevap veriyor.

Köklü Zeytincilik, başta Amerika, Japonya, İtalya ve İspanya olmak üzere 16 ülkeye ihracat yaparken, kısa vadede ihracat yapılan ülke sayısının 25’e çıkarılması hedefleniyor. Markanın 4. kuşak temsilcisi Köklü Zeytincilik Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Kürlek de Köklü Zeytincilik’in başarısı ve ihracat konularında bilgi vermek üzere 31 Mayıs Cumartesi günü Ayvalık Gastrofest’te düzenlenen “Ayvalık’tan Dünya Sofralarına Zeytinyağı Yolculuğu” panelinde konuşma yaptı.

Kırlangıç Tarihi Sabunhane Salonu’nda gerçekleşen panel, Net Holding Yönetim Kurulu Üyesi & Gurme Yazar Reha Arar’ın moderatörlüğünde gerçekleşti. Konuşmasında Mustafa Kürlek, “Ayvalık, kaliteli zeytinyağı üretiminde dünyadaki 3 lokasyondan birisi. Köklü olarak markamızı dünya arenasında tanıtmaya çalışıyoruz.

Ayvalık’taki kendi ağaçlarımızdan elde ettiğimiz yağları ve zeytinleri tüketicilerle buluşturuyoruz. Zeytin ve zeytinyağını daha geniş tanıtabilmek için inovatif ürünlere de yoğunlaştık. Zeytin reçeli, zeytin lokumu, zeytin çiçeği kolonyası gibi çok farklı ürünlerimiz bulunuyor. Yakında zeytinli Türk kahvesini satışa sunmaya hazırlanıyoruz. Satışa sunduğumuz sofralık zeytinler, zeytinyağı ve inovatif ürünlerle birlikte 200 kalem ürünümüz bulunuyor.

En çok talep görün 3 inovatif ürünümüz ise zeytin lokumu, ızgara zeytin ve zeytin çiçeği kolonyası” derken, yeni sezona ait zeytinyağı rekolte beklentilerini de paylaştı. Geçtiğimiz sezonda gerçekleşen 475 bin ton zeytinyağı rekoltesinin aksine bu yıl 250-300 bin ton zeytinyağı rekoltesi beklediklerinin altını çizen Kürlek, “Türkiye’de zeytinyağı fiyatlarının 2026’nın ilk ayları itibariyle düşmesini bekliyoruz.

Eğer İspanya'da 1 milyon 800 bin ton-1 milyon 700 bin ton arasında zeytinyağı rekoltesi ve Tunus’taa da tahminlerin üzerinde 450 bin tonluk rekor bir rekolte gerçekleşirse fiyatlar düşecektir. İç piyasada zeytinyağı tüketiminin de 150 bin ton seviyesinde olduğunu hatırlatmakta yarar var” açıklamalarında bulundu. Savola Türkiye Yudum Genel Müdürü Houmer Balazadeh, dökme zeytinyağı ihracatından ziyade “Dubai çikolatası” örneğinde olduğu gibi bir marka hikayesinin yazılmasının önemine dikkat çekerken, Kozoliv Zeytinyağı Kurucusu Halil Can, Komili Türkiye Orijinasyon Müdürü Mehmet Cavlı, Özgün Zeytinyağları temsilcisi Halil Sucu ve Sabuncugil Zeytinyağları temsilcisi Deniz Sabuncugil de zeytinyağının markalaşmasının önemine dikkat çekerek markaların diğer kuşaklar tarafından da devam ettirilmesinin önemine dikkat çektiler. Panelin sonunda 

100 Yıllık Sabuncugil, Ayvalık Gastrofest’te Yerini Aldı

Sabuncugil Zeytinyağları: Asırlık Mirasıyla Türkiye’nin Her Yerinde

Ayvalık’ın bereketli topraklarından doğan ve yüz yılı aşkın bir geleneği temsil eden Sabuncugil Zeytinyağları, Ayvalık Gastrofest’te zeytinyağı tutkunlarıyla buluştu. Kaliteyi ve geleneksel üretim anlayışını sürdüren Sabuncugil ailesi, dedelerinden devraldıkları mirası en iyi şekilde geleceğe taşımaya devam ediyor.

Kimya Mühendisi Deniz Sabuncugil, ailesinin 4. kuşak temsilcisi olarak Sabuncugil markasını ileriye taşırken, 5. nesil oğulları da bu mirasa büyük bir özveriyle sahip çıkıyor. İyi Tarım Sertifikalı, Coğrafi İşaretli Ayvalık zeytinyağlarını Türkiye’nin her bölgesine ulaştıran Sabuncugil, Ayvalık merkezli üretim tesislerinin yanı sıra İstanbul’da Teşvikiye ve Göktürk’teki mağazalarıyla da tüketicilere doğrudan erişim sağlıyor. Üstelik online satış kanalları sayesinde ülkenin dört bir yanına aynı fiyat ve aynı kaliteyle hizmet sunuyor.

Gerçek Zeytinyağının Kimyasal ve Duyusal Değerleri

Deniz Sabuncugil, zeytinyağının duyusal ve kimyasal önemini vurgulayarak bilinçli tüketimi teşvik ediyor: "Bir kez gerçek zeytinyağının tadına varan, ondan asla vazgeçemez!" Coğrafi işaretli zeytinyağlarında yüksek polifenol, düşük asit derecesi bulunur. Sağlık açısından önemli olan, bu yağları antioksidan olarak tüketmektir.

Ayvalık’ın Bereketli Zeytin Ağaçları ve Eşsiz Lezzeti

Ayvalık bölgesi, yaklaşık 2.500.000 adet zeytin ağacıyla dünyada saygın bir konuma sahiptir. Burada üretilen zeytinyağını özel kılan faktörler şunlardır:

• Bölgenin mineral açısından zengin toprak yapısı

• Ayvalık rüzgârlarının zeytin meyvesinin oluşumuna sağladığı katkılar

Bu doğal koşullar, Ayvalık zeytinyağına kendine özgü lezzet ve aroma kazandırıyor.

Gastrofest: Asırlık Zeytin Kültürünün Tanıtımı

Sabuncugil Zeytinyağları, Ayvalık Gastrofest’te katılımcılara özel tadımlar yaptırarak, asırlık zeytin kültürünü tanıttı. Zeytinyağlarının özgünlüğü ve kalitesi üzerine yapılan bilgilendirmelerle, geleneksel üretim yöntemlerinin önemi bir kez daha vurgulandı.

 

 

 

 

28 Mayıs 2025 Çarşamba

Genç şeflere ödül yağdı 

Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı organizasyonunda, Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TUGEV), Metro Türkiye ve Gastronometro iş birliğiyle düzenlenen ‘MEB Uluslararası Gastronomi ve Aşçılık Yarışması’nda ödüller sahiplerini buldu. Gastronometro’da gerçekleştirilen final etabının ardından ödül almaya hak kazanan okullar bugün Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) düzenlenen törenle açıklandı. 16 okuldan öğrencilerin kıyasıya yarıştığı, Türk Mutfağı Araştırmacısı ve Şef Vedat Başaran’ın koordinasyonundaki yarışmanın ödül töreninde, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, video mesaj ile tüm katılımcılara başarı ve tebrik dileklerini iletti. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Atatürk Kültür Merkezi'ndeki ödül törenine gönderdiği video mesajında, Ankara'daki yoğun programlarından ötürü programa katılamadığını belirterek, yarışmada ödül alan öğrencileri tebrik etti.Mutfak kültürünün toplumların kimliğini şekillendiren en önemli değerlerden biri olduğuna dikkati çeken Tekin, "Türk mutfağı Orta Asya'dan başlayan tarihi yolculuğunda birçok farklı kültür ile harmanlanarak zenginleşmiş, bugün ise bereketli Anadolu coğrafyasının sunduğu çeşitlilikle dünyada hak ettiği saygın konuma ulaşmıştır." dedi.

Tekin, mutfağın sadece yemek pişirilen yer olmadığını, nimete saygının, şükretmenin, paylaşmanın ve dayanışmanın mekanı, iyiliğin, beraberliğin ve aile olmanın göstergesi olduğunu ifade etti.Mutfağın aynı zamanda geçmişten geleceğe aktarılan köklü bir miras olduğunu vurgulayan Tekin, "Bu anlayışla mesleki ortaöğretim kurumlarımızda öğrenim gören öğrencilerimizi sadece usta şefler olarak değil, aynı zamanda erdemli, değer odaklı ve üreten bireyler olarak Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile yetiştiriyoruz." ifadelerini kullandı.

Bakan Tekin şöyle devam etti:"15 bölgemizde düzenlenen bölge yarışmalarımızda 413 ekip ter döktü. Finale kalan öğrencilerimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Azerbaycan, Hırvatistan, Kırgızistan, Özbekistan, Romanya ve Tunus'tan gelen değerli katılımcılarla birlikte yeteneklerini sergilediler. Yarışmaya katılan tüm öğrencilerimizi, danışman öğretmenlerimizi ve bu başarıya katkı sunan herkesi gönülden tebrik ediyorum. Gençlerimizin ortaya koyduğu bu azim ve yetenek, geleceğe dair umutlarımızı güçlendiriyor."Mesajının sonunda Bakan Tekin, organizasyonun gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere teşekkür etti.

Törene İstanbul Valisi Davut Gül ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü Neşe Çıldık’ın yanı sıra TÜROB Başkanı Müberra Eresin, TUGEV Başkan Vekili Bahadır Yaşık, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Bal, ünlü Şef Mehmet Yalçınkaya da katıldı. 

İstanbul Valisi Davut Gül ise programda yaptığı konuşmada, gastronominin turizmle birlikte şu an personel anlamında en çok ihtiyaç duyulan sektör olduğunu belirterek şu sözleri kullandı:"Meslek liselerimizin fiziki kapasiteleri her geçen gün gelişiyor. Atölyelerimiz her geçen gün fiziki yapılarını daha da iyileştiriyor. Hem Cumhurbaşkanımız hem de her bakanımız kendi alanıyla ilgili özel çalışma yapıyor. Millî Eğitim Bakanımız, Kültür ve Turizm Bakanımız ve diğer bakanlıklarımız sizleri daha iyi yetiştirmek için özel sektörle, sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde kendi işinizi en iyi şekilde yapabilecek bir donanıma kavuşmanız için çalışmalar yapıyor. İnanıyorum ki bu yarışmalarla birlikte sizler, bir adım daha ileriye gideceksiniz. Size tecrübe aktaran öğretmenlerimize, bu işin duayeni arkadaşlarımıza ayrıca teşekkür ediyoruz."

BİRİNCİLİK KAHRAMANMARAŞ’IN  

Yarışma sonucunda birincilik ödülünü Kahramanmaraş Mado Akdeniz Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, ikincilik ödülünü Konya Akşehir Şehit Özden Çınar Kız Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, üçüncülük ödülünü Bartın Amasra Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kazandı. Hijyen Ödülü’nün sahibi Kilis Yaşar Aktürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi oldu. Uluslararası Kapalı Kutu kategorisinde de birinciliği Bursa Şehit Erol Olçok Turizm Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi, ikinciliği Özbekistan takımı, üçüncülüğü Mardin Kızıltepe Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kazandı. 

 İŞTE ÖDÜLLER

Kütahya Porselen tarafından Türkiye birincisi olan okula 100 bin TL, ikinciye 75 bin TL ve üçüncüye 50 bin TL tutarında hediye çeki verildi. Gastronometro tarafından da Türkiye birincisi olan okula 60 bin TL, ikinciye 40 bin TL ve üçüncüye 30 bin TL tutarında hediye verildi. Yarışmada farklı kategorilerde de ödüller sunuldu. TÜROB’un kurumsal sponsoru Ecolab, 16 okulun her birine 25’er bin TL tutarında ‘hijyen seti’ hediye etti. Ayrıca birinci okula Ecolab tarafından 50 bin TL tutarında bir ‘Hijyen Ödülü’ verildi. Yarışmaya katılan tüm öğrencilere Pirge tarafından birer ‘şef bıçağı’ hediye edildi.

 

81 İLDEN 406 OKUL BAŞVURDU

Törende bir konuşma yapan TÜROB Başkanı Müberra Eresin, 2018 yılından itibaren İstanbul’daki Otelcilik ve Turizm Meslek Liseleri arasında düzenlenen ‘Sektör Yetenek Avında’ yemek ve gastronomi yarışmasının bu yıl itibariyle ‘MEB Uluslararası Gastronomi ve Aşçılık Yarışması’ adıyla ülkemizin 81 iline yayıldığını söyledi. Eresin, “Bu yıl 406 okulun katılımıyla gerçekleştirdiğimiz elemeler, gerçekten büyük bir başarıya imza atmıştır. Elemeler sonucunda 16 okulumuz finallerde yarışmayı hak etmiştir. Bu yıl ayrıca Azerbaycan, Özbekistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Romanya, Hırvatistan ve Tunus’tan katılan ekiplerle yarışma artık uluslararası bir boyut kazanmıştır. Final yarışmasını ve ödül törenini özellikle Türk Mutfağı Haftası’nda düzenlemek istedik” diye konuştu.

 SADECE YARIŞMA DEĞİL EĞİTİMİN DE BİR PARÇASI 

Bu etkinliğin sadece bir yarışma değil, aynı zamanda sektörel eğitimin önemli bir parçası olduğunu dile getiren Eresin, şöyle devam etti: “Kamu ve özel sektör iş birliğinin en güzel örneklerinden biri olarak, genç yeteneklere kariyer fırsatları sunmayı ve onların gelişimlerine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Bu yüzden kazanan, sadece bir okul ya da öğrenci değil, tüm katılımcılarımızdır. Bu etkinlik, gençlerimizin kariyerlerini planladıkları turizm sektörünü yakından tanımaları ve sektörün liderleriyle buluşmaları açısından büyük önem taşımaktadır. Turizm eğitimi, sadece teorik bilgiyle sınırlı kalmamaktadır. Aynı zamanda öğrencilere sahada uygulamalı deneyimler kazandırarak, onları sektöre hazır bireyler olarak yetiştirmektedir. Gastronomi gibi birçok alt başlıkta uzmanlaşmayı sağlayan bu eğitim süreci, aynı zamanda sürdürülebilir turizm ve yerel değerlerin korunması konusunda da bilinç oluşturmaktadır.”

 OKUL-SEKTÖR İŞ BİRLİĞİNİN EN GÜZEL ÖRNEĞİ 

Gastronominin son yılların en cazip turizm ürünlerinden ve seyahat motivasyonlarından biri olduğunu belirten Eresin, şunları söyledi: “Bu yarışmayı büyütmek, Türkiye genelinde farklı kategorilerle yaygınlaştırmak ve okul-sektör iş birliğinin en güzel ve anlamlı örneğini sürdürülebilir bir şekilde ortaya koymak asıl hedefimizdir. Bu doğrultuda TUGEV ile çok güçlü bir iş birliği başlattık. Bu iş birliği ile, eğitimdeki bu tür yarışmaları daha da yaygınlaştırarak, okullarda verilen eğitimi tamamlayıcı bir parça haline getireceğiz. Bu iş birliği nedeniyle, TUGEV Başkanı Sayın Şekib Avdagiç ve Başkan Vekili Sayın Bahadır Yaşık’a teşekkürlerimi sunuyorum. Bugünün öğrencileri, yarının turizm elçileri olacak. Bu yüzden, tüm okullarımıza katılımlarından, çabalarından ve emeklerinden ötürü yürekten teşekkür ediyor ve tebrik ediyorum. Bu projeye en başından beri desteklerini esirgemeyen ve projeyi sahiplenerek bizim yanımızda olan tüm paydaşlarımıza teşekkür etmek isterim: Milli Eğitim Bakanlığı’na, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na, TUGEV’e, Metro Türkiye ve Gastronometro’ya, Türk Mutfağı Araştırmacısı ve Şef Vedat Başaran’a, Gastronometro Direktörü Şef Maximilian Thomae’ye, Ecolab, Kütahya Porselen ve Pirge Bıçakları’na; ayrıca, ödül töreninin düzenlenmesinde büyük katkı sağlayan Kültür ve Turizm Bakanımız Sayın Mehmet Nuri Ersoy’a da sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.”

‘GENÇ ŞEFLERİ DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEĞİZ’

Metro Türkiye Kamu İlişkileri Koordinatörü Nurdan Ataolur da böyle değerli bir projenin paydaşı olmaktan onur duyduklarını belirterek, şu görüşleri dile getirdi: "35 yıldır Türk mutfağına sahip çıkmayı ve geleceğe taşıyabilmeyi kendimize görev ediniyor, gastronomi sektörünün en yakın iş ortaklarından biri olarak her geçen gün bu ülkeye yatırım yapmaya devam ediyoruz. 10 yıl önce Türkiye'nin ilk gastronomi keşif platformu olarak hayata geçirdiğimiz Gastronometro, bu yatırımlarımızın en güzel örneklerinden biri. Gastronominin geleceğini inşa edecek olan genç şef adaylarının gelişimi için burada eğitimler veriyor, ilham veren organizasyonlar düzenliyoruz. ‘MEB Uluslararası Gastronomi Festivali ve Aşçılık Yarışması’ da bunlardan biri. Bu sene yarışmada gençlerin yaratıcılıklarını, yerel ve coğrafi işaret tescilli ürün kullanımını, sürdürülebilirlik ve atıksız mutfak prensiplerini benimsemiş olduklarını görmekten gurur duyduk. Yarışmaya katılma cesareti gösteren tüm şef adaylarını tebrik ediyor, dereceye giren okulları kutluyoruz. Genç şeflerin her alanda ilerleyişini desteklemek için çalışmalarımıza hiç durmadan devam edeceğiz." 

27 Mayıs 2025 Salı

MSC Divina ile Unutulmaz Bir Yaz



Dünyanın önde gelen kruvaziyer markalarından MSC Cruises filosuna ait MSC Divina, yaz sezonu boyunca Kuşadası çıkışlı Ege ve Akdeniz seferleri düzenliyor.Mayıs–Ekim ayları arasında her hafta gerçekleşecek bu özel program, Türk kruvaziyer yolcularına cazip fiyat avantajları ve eşsiz gastronomi deneyimleri eşliğinde Akdeniz’in büyüleyici rotalarını keşfetme fırsatı sunuyor.Yaz sezonuna Kuşadası’nda düzenlenen karşılama töreniyle resmi olarak başlayan MSC Divina, 6 Ekim’e kadar sürecek 7 gece 8 günlük turları kapsamında toplam 22 kez Kuşadası’nı ziyaret edecek. Kuşadası hareketli bu eşsiz rota; Yunanistan’ın gözde adaları Santorini ve Mikonos ile İtalya’nın tarihi şehirleri Napoli/Pompeii ve Civitavecchia/Roma duraklarını içeriyor. Tur, bu eşiz programının ardından Kuşadası’nda sona eriyor.MSC Divina, uygun fiyat seçenekleri ve zengin rotalarıyla Türk kruvaziyer yolcularının artan ilgisine hitap ederken; konfor, macera ve unutulmaz bir deniz yolculuğunu bir arada sunuyor.MSC Cruises, Türkiye pazarında sunduğu erişilebilir fiyatlar, erken rezervasyon avantajları ve kolay ulaşılabilir biniş limanları ile kruvaziyer seyahatini daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor. MSC Divina’nın her yaş grubuna ve tatil beklentisine hitap eden programı, Ege ve Akdeniz’in en gözde limanlarını keşfetmek isteyenler için eşsiz bir seçenek sunuyor.

Türkiye’de 20. yılını kutlayan MSC Cruises, geçtiğimiz yıl 15 bin Türk misafir ağırladı
MSC Cruises, 2005 yılından bu yana Türkiye’de ofisi bulunan tek kruvaziyer şirketi olarak pazardaki güçlü konumunu sürdürüyor. Şirketin Türkiye’deki 20. yıl kutlamasında konuşan MSC CruisesTürkiye Ülke Müdürü Işın Hekimoğlu:“Avrupa, Güney Amerika, Orta Doğu ve Güney Afrika’da pazar lideri konumundayız. Karayipler, Kuzey Amerika ve Uzak Doğu’daki güçlü varlığımızla MSC Cruises, kruvaziyer turizminde en hızlı büyüyen global marka olarak öne çıkıyor. Türkiye pazarında da bu seyahat modelini yaygınlaştırmak için yatırımlarımıza devam ediyoruz. Her geçen yıl hem gemi sayımızı, hem yolcu kapasitemizi hem de biniş limanlarımızı arttırarak Türk misafirlerimize özel fiyat avantajlarıyla Türk yolcu sayımızı artırmayı hedefliyoruz. Türk misafirlerimiz için yaklaşımımız, kruvaziyer seyahatinin uygun fiyatlı, erişilebilir bir keşif yolculuğu olduğu konusunda farkındalığı arttırmak. Geçtiğimiz yıl, yaklaşık 15 bin Türk misafirimizi gemilerimizde ağırladık. Bu misafirlerin çoğu, daha öncesinde MSC ile seyahat etmiş olan tekrarlayan yolcularımızdı. Kruvaziyer seyahati özelinde yapılan araştırmalar, misafirlerin %85’inin tekrarlayan yolculardan oluştuğunu ortaya koyuyor. Bu da memnuniyet oranının ne kadar yüksek olduğunun bir göstergesi. Dolayısıyla hedefimiz, Türkiye’de henüz bu deneyimi yaşamamış olan genç çiftleri ve çocuklu aileleri kruvaziyer seyahatiyle tanıştırmak ve en az bir kez deneyimlemelerini sağlamak. İnanıyoruz ki sonrasında tatile bakış açıları tümüyle değişecek ve tekrarlayan yolcularımızdan biri olacaklar.” açıklamasında bulundu.

Tasarımında dünyaca ünlü yıldız ilham kaynağı oldu
Dünyaca ünlü yıldız Sophia Loren’den ilham alınarak tasarlanan MSC Divina, kruvaziyer gemilerinin altın çağını modern teknoloji ve zarafetle yeniden yaşatıyor. Işıltılı Swarovski kristal merdivenlerden sonsuzluk havuzuna, Broadway tiyatrolarını aratmayan sahne gösterilerinden seçkin restoranlara kadar geminin her köşesi ihtişamla tasarlandı.1.751 kabiniyle iç, dış, balkonlu ve suit seçenekleri sunan MSC Divina; bağlantılı aile kabinleriyle her ihtiyaca hitap ediyor. Gemi içinde 4 havuz, 12 jakuzi, okyanus manzaralı spor salonu, bowling salonu, basketbol sahası, yürüyüş parkuru gibi birçok spor ve eğlence alanı bulunuyor. Ayrıca farklı yaş gruplarına özel çocuk ve genç kulüpleri sayesinde aileler rahatça tatilin tadını çıkarabiliyor.Gemide “gemi içinde gemi” ayrıcalığı sunan MSC Yacht Club, kişisel yardımcı hizmeti, özel restoran ve güneşlenme alanlarıyla lüksü zirveye taşıyor. Loren’in katkısıyla tasarlanan ve kendi makyaj masasını da içeren Sophia Loren Royal Suiti ise MSC Divina’nın en özel detaylarından biri.

Teknik özellikler
• Brüt Tonaj: 139.072 GT
• Uzunluk: 333 m – Genişlik: 38 m – Yükseklik: 68 m
• Yolcu Kapasitesi: 4.345 | Mürettebat: 1.388
• Kabin Sayısı: 1.751 (45’i engelli erişimine uygun)
• Maksimum Hız: 23,75 knot
• Güverte Sayısı: 18 (14’ü yolcuya açık)
MSC Divina, zarafet ve modernliğin buluşma noktası olarak, misafirlerine eşsiz bir deniz yolculuğu deneyimi sunuyor. Türkiye’de ofisi bulunan tek kruvaziyer şirketi olarak 20 yıldır çalışmalarını yürüten MSC Cruises, yüksek standartlarda hizmet sunan 23 gemilik filosu ve dünyanın dört bir yanını kapsayan destinasyonlarıyla her yıl binlerce yolcuya eşsiz deneyimler sunmaya devam ediyor. Türkiye’de yaz ve kış sezonunda faaliyet gösteren MSC Cruises, misafirlerine özgün deneyimler vaat ediyor.


Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’Kadın Çiftçilere Eğitim

Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nün Kadın Çiftçilere Verdiği Eğitimlerin Yeni Dönemi Tamamlandı. Bunge Gıda Türkiye ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) arasında gerçekleştirilen iş birliği kapsamında kurulan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nün 2025 yılı eğitimlerinin ilki 12-16 Mayıs tarihleri arasında Ayvalık Ticaret Odası’nda gerçekleşti. Kadın zeytin çiftleri yetiştirme, iklim dostu, sürdürülebilir ve verimli çiftçilik pratiklerinin paylaşıldığı eğitimlerin yeni dönemine 24 kadın zeytin çiftçisi katıldı.


Komili’nin “Kuşaklar Boyu Yaşasın Diye” çatısı altında gerçekleştirdiği sürdürülebilirlik projeleri kapsamında Bunge Gıda Türkiye ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) iş birliğiyle hayata geçen Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nün 2025 yılı eğitimlerinin ilki 12-16 Mayıs tarihleri arasında Ayvalık Ticaret Odası’nda gerçekleşti. Kadın zeytinciler için Zeytin Yetiştiriciliği, Zeytinyağı Üretimi ve Girişimci Eğitim Programımızın yeni dönem eğitimlerine 24 kadın çiftçi katıldı. 


Haziran 23’te eğitimlerine başlayan Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nde 2023 yılı boyunca 127 kadın zeytin çiftçisi eğitim alarak zeytin yetiştiriciliği sertifikasına sahip oldu. 2024 yılında Ayvalık, Edremit ve Burhaniye ticaret odalarında gerçekleşen 5 farklı eğitime 134 kadın zeytin çiftçisi katıldı. 2025 yılının ilk eğitimiyle birlikte Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nden 285 kadın zeytin çiftçisi mezun oldu. Proje kapsamında beş yılın sonunda en az 600 kadın çiftçiye eğitim verilmesi hedefleniyor. 


Online Seminer Serisi ile Eğitimler Pekişti

Komili, 2025 yılının mart ayında, Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü’nden mezun olan zeytin çiftçilerinin aldığı eğtimleri pekiştirmek; zeytin ağacının, zeytinyağının, yeni tarım pratiklerinin, yaşadığımız toprakların, dünyanın bugünü ve geleceği hakkında bilgiler vermek amacıyla online seminer serisine başladı. “Anadolu’yu Zeytin Üzerinden Okumak: Doğa ve Toplumların İzleri” başlıklı ilk semineri, Komili sürdürülebilirlik projelerinin bilimsel danışmanı Doç. Dr. Çetin Şenkul sundu. Anadolu’yu zeytin odağında; doğa, toplum, ekonomi ve sağlık perspektifinden değerlendiren bir saatlik seminer sonunda katılımcıların soruları cevaplandı. “Zeytinyağındaki Kalite Parametreleri, Taklit ve Tağşiş” başlıklı ikinci online semineri, Bunge Avrupa Kalite ve Gıda Güvenliği Direktörü Şenay Avcu sundu. Katılımcılar zeytinyağı ulusal ve uluslararası standartları, zeytinyağı kalite ve kontrolü, zeytinyağında kalite ve tağşiş, zeytinyağının kalite ve ürün güvenliği gibi önemli başlıkları güncel bilgilerle öğrendi. Online seminerler her ay bir uzmanın katılımıyla gerçekleşiyor. Seminerin içeriği ve katılım ile ilgili bilgiler Komili Zeytin ve Zeytinyağı enstitüsünün sosyal medya hesaplarından paylaşılıyor.


“Uygulamalı Budama Eğitimi Yapıldı

Katılımcılarımızın en fazla talep ettiği konuların başında uygulamalı budama eğitimi geliyor. Edremit İlçe ve Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden değerli hocamız Ziraat Mühendisi Fikret Çapaş yürütücülüğünde 15 Mart 2025’te gerçekleşen tüm günlük uygulamalı eğitimimizde, sertifika programımıza katılmış olan kadın çiftçilerimiz ile birlikte olduk. Zeytin ağacının bakımını yapmak ve verimliliğini artırmak amacıyla şekil budaması, mahsul ve gençleştirme budaması gibi tekniklerin yanında aşı metotları da uygulamalı olarak anlatıldı.

“Zeytincinin Başucu Rehberi” İle Bilgiler Tüm Çiftçilerle Paylaşılıyor 

Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitü’nün düzenlediği ‘Kadın zeytinciler için zeytin yetiştiriciliği, zeytinyağı üretimi ve girişimcilik’ eğitim programına katılan kadın zeytin çiftçilerinin eğitimini desteklemesi için 2024 yılında 1Zeytincinin Başucu Rehberi” adlı kaynak kitap hazırlandı. Balıkesir Üniversitesi, Edremit Zeytincilik Enstitüsü Dr. Öğr. Üyesi Tuba Öncül Abacıgil tarafından derlenen ‘başucu rehberinde’ eğitimlerde verilen bilgilerin güncel veriler ve görsellerle yer alması sağlandı. Kitap, sadece enstitü katılımcısı kadın zeytin çiftçilerine değil, zeytin üretimine emek veren tüm çiftçilere bir başvuru kaynağı olma hedefiyle, online pazar yerlerinde satışa sunuldu. Toplam 16 bölüm 344 sayfadan oluşan bu başucu rehberinde kullanılan kaynaklar, kaynakça bölümünde detaylarıyla verilerek, çiftçilerin bilgilerin detaylarına ve güncellenmiş verilere de ulaşması hedeflendi.

Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü Ödül

Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitü, kurulduğu yıldan bugüne, hedeflediği ve yarattığı sosyal etki ile farklı kuruluşların değerlendirmeleri sonucu farklı kategorilerde ödüllere layık görüldü. Enstitü projesi 2023 yılında TİSK’in Ortak Yarınlar Programı’nda Çeşitlilik ve Kapsayıcılık kategorisinde; 2024 yılında FOMA Ödülleri’nde, Gıdada Öğreterek Geliştir Kategorisi’nde, İstanbul Marketing Awards’ta toplumsal cinsiyet eşitliği kategorisinde ödüle hak kazandı. The Hammers Awards’ta Komili Zeytin ve Zeytinyağı Enstitüsü proje ekibi “Sorumlu Üretimi En İyi Destekleyen Ekip” kategorisinde gümüş ödüle layık görüldü

“Eğitim, sürdürülebilir geleceğin anahtarı”

Eğitimin sürdürülebilir bir geleceğin anahtarı olduğuna inandıklarını belirten Bunge Pazarlama, Ticari Pazarlama & E-ticaret Lideri Dr. Pınar Nokay, bu inançla kadın çiftçilerden okul öncesi çocuklara kadar Türkiye’de 7’den 70’e herkese ulaşabilecek eğitim projeleri geliştirdiklerini belirtti. Nokay açıklamasında “Enstitü eğitimlerimize gerek Edremit bölgesinden gerekse bölgeye uzak şehirlerden birçok başvuru alıyoruz. Üçüncü yılına girdiğimiz eğitimlerimizde, zeytinciliği geleneksel bilgilerle, sadece kendisi ve ailesi için yapan küçük çiftçilerden binlerce zeytin ağacı ile üretim yapan, kendi markasını kurmuş kadın çiftçilerimize, ziraat mühendislerinden zeytin tarımını yurt dışında öğrenmiş katılımcılarımıza kadar farklı profillerde birçok mezunumuz oldu. Sayımız arttıkça, çok güzel başarı hikâyeleri de yaşamaya başladık. Üretim bilgisini artırarak daha verimli zeytinyağı üreten, kendi markasını daha da geliştiren ve ödüller alan, eğitime katıldıktan sonra markasını kurarak satışa başlayan mezunlarımız oldu. Hatta bu yılki eğitimimize bir ders daha ekledik ve önceki dönem mezunlarımız başarı hikayelerini yeni katılımcılarımıza aktardı. Enstitümüzü kurarken hedeflerimizden biri de birlikte öğrenmek, bu bilgiyi paylaşarak çoğaltmak, katılımcı kadın çiftçilerimizin yolculuğunda onların yanında olmaktı. Her yıl bu hedefimizi doğrulayan başarı hikayeleri yaşamak bizi ayrıca mutlu ediyor” dedi.

 

MICHELIN Rehberi Dubai’nin dördüncü edisyonunu açıkladı


Dubai, İlk Üç Mıchelın Yıldızını Tarih Yazan Trèsınd Studıo Ve Yeni Bir Gastronomi Rekoru Kıran Björn Frantzén İle Aldı

•Bu yılki edisyonda, 35 farklı mutfaktan 119 restoran yer alırken, 2022’deki ilk edisyona göre %72,5’lik bir artış elde edildi.
•Trèsind Studio, üç MICHELIN Yıldızı alan dünyanın ilk Hint restoranı olarak gastronomi tarihinde bir ilke imza attı.
•Björn Frantzén, Dubai’deki FZN by Björn Frantzén ile üç farklı restoranı üç MICHELIN Yıldızına sahip olan ilk şef unvanını kazandı.
•MICHELIN Rehberi Dubai 2025 seçkisine, iki yeni tek MICHELIN Yıldızlı restoran ve beş yeni Bib Gourmand restoran eklendi.


MICHELIN, Dubai’de düzenlenen görkemli bir törenle yıllık MICHELIN Rehberi Dubai’nin dördüncü edisyonunu açıkladı. Törende, şehrin ilk üç MICHELIN yıldızlı restoranları duyuruldu.Şehrin en iyi yemek mekanlarını ve yeteneklerini öne çıkaran özel bir gastronomi rehberi olan bu yılki MICHELIN Rehberi Dubai, toplamda 119 restoran içeriyor. 2022’de ilk edisyonda 69 restoranın yer aldığı dönemden bu yana %72,5’lik bir artış elde edildi. MICHELIN müfettişlerinin değerlendirmeleri sonucunda belirlenen bu artış, Dubai’nin hızla büyüyen ve çeşitlenen mutfak sahnesini yansıtıyor.



Seçilen restoran sayısındaki genel artışa ek olarak, rehberin 2022’de yayımlanmaya başlamasından bu yana ilk kez iki restoran üç MICHELIN Yıldızı aldı; bu, Dubai’nin gastronomi tarihinde önemli bir rol oynuyor. Bu ödül, “özel bir yolculuğa değer” istisnai mutfaklara veriliyor.2022’de ilk MICHELIN yıldızını, 2023’te ikinci yıldızını alan yerli bir konsept olan ve Şef Himanshu Saini’nin imzasını taşıyan Trèsind Studio, bu yıl dünyanın üç MICHELIN yıldızına sahip ilk Hint restoranı oldu. Stockholm (Frantzén) ve Singapur (Zén) restoranlarıyla daha önce üç yıldız kazanan Şef Björn Frantzén, FZN by Björn Frantzén ile bu başarıyı tekrarladı. Böylece aynı anda üç farklı restoranda üç MICHELIN yıldızına sahip olan dünyadaki tek şef oldu.



MICHELIN Rehberi Dubai 2025 seçkisi özetle:
● 2 restoran: Üç MICHELIN Yıldızı (1 terfi, 1 yeni)
● 3 restoran: İki MICHELIN Yıldızı
● 14 restoran: Tek MICHELIN Yıldızı (2 yeni)
● 3 restoran: MICHELIN Yeşil Yıldız
● 22 restoran: Bib Gourmand (5 yeni)
● 78 restoran: MICHELIN tarafından seçilen (15 yeni)

2025 edisyonunda seçilen restoranlar arasında üç adet iki MICHELIN yıldızlı restoran, 14 adet tek yıldızlı restoran, 22 adet Bib Gourmand restoranı ve üç adet MICHELIN Yeşil Yıldız alan restoran da bulunuyor.35 farklı mutfaktan oluşan çeşitli seçkisiyle MICHELIN Rehberi Dubai 2025’te yer alan 119 restoran, şehrin zengin gastronomik yapısını doğrudan yansıtarak eşsiz yemek deneyimleri sunuyor ve şehrin turizm ve ekonomik hedeflerine de katkı sağlıyor.

Dubai Ekonomi ve Turizm Departmanı (DET) bünyesindeki Dubai Turizm ve Ticaret Pazarlama Kurumu CEO’su Sayın Issam Kazim açıklamasında; “Dubai’nin ilk üç MICHELIN yıldızlı restoranlarının açıklanmasını içeren MICHELIN Rehberi Dubai’nin dördüncü edisyonunun yayımlanması, şehrimizin dünya çapında bir gastronomi destinasyonu olma yolculuğunda bir başka dönüm noktasını temsil ediyor. Bu, cesur inovasyonun, olağanüstü yeteneklerin ve mutfak mükemmelliğinin bir kanıtıdır. Nasıl ki üç MICHELIN yıldızı bir restoran için ‘özel bir yolculuğa değer’ anlamına geliyorsa, aynı şey Dubai’nin kendisi için de geçerli: Yerli lezzetlerden dünyaca ünlü isimlere kadar bu canlı gastronomi sahnesi, dünyanın ilham kaynağı olmayı hedefleyen bir şehirdeki çeşitliliği ve dinamizmi gerçekten yansıtıyor” dedi.

MICHELIN Rehberi Uluslararası Direktörü Gwendal Poullennec ise açıklamasında; “Dubai’nin küresel bir gastronomi merkezine bu kadar hızlı dönüşmesi, çeşitliliğin ve mükemmelliğin bir göstergesi. Trèsind Studio’nun dördüncü edisyonda üç MICHELIN yıldızı alarak dünya genelinde bu ödülü kazanan ilk Hint restoran olması, Dubai’nin zengin tat çeşitliliğini ve dünyadaki gastronomi tutkusunu nasıl sahiplendiğini gösteriyor. Bugün 119 MICHELIN önerili restorana ev sahipliği yapan şehir, dünyanın farklı mutfak geleneklerini tek bir dinamik destinasyonda deneyimlemek isteyen yemek tutkunları için bir cazibe merkezi haline geldi” dedi.

Trèsind Studio Şefi Himanshu Saini yaptığı açıklamasında; “Bu olağanüstü takdiri almaktan dolayı derin bir minnettarlık duyuyoruz. Üç MICHELIN yıldızı ile ödüllendirilmek, ekibimizin yemek yoluyla hikaye anlatma konusundaki tutkusunun ve inancının bir göstergesi. Amacımız her zaman Hint mutfağını sadece nostaljik değil, aynı zamanda ilerici ve dünyanın en yüksek gastronomi ödüllerine layık olarak sunmaktı. Trèsind Studio, yalnızca Dubai’de Trèsind Studio olabilir. Dünyanın başka hiçbir şehrinde aynı olamaz” dedi.

FZN by Björn Frantzén Şefi Björn Frantzén ise açıklamasında; “Bu ödül sadece benim için değil, tüm ekibim için büyük bir onur. FZN’in üç MICHELIN yıldızı alması gurur verici bir an ve bu, ekibin sıkı çalışmasının ve yaratıcılığının bir sonucu. Dubai’de bir restoran açmak her zaman istediğimiz bir şeydi ve doğru iş ortağını seçmek bizim için çok önemliydi. Yolculuğumuzda bizi destekledikleri ve vizyonumuzu hayata geçirmemize yardımcı oldukları için Atlantis Dubai ekibine minnettarız” dedi.

Binlerce restoran ve yeme-içme noktasına, dünyaca ünlü markalara ve yerel konseptlere ev sahipliği yapan Dubai, küresel ölçekte en etkileyici gastronomi başkentlerinden biri olarak kabul ediliyor. Şehir, farklı tatlar, tercihler ve bütçelere hitap eden geniş seçenekler sunuyor. 
Dubai Gastronomi Endüstri Raporu 2024’e göre şehir, Paris’ten sonra dünyanın ikinci büyük gastronomi başkenti ve yemek tutkunları için en iyi 10 şehir arasında yer alıyor. Bu yıl 125. yılını kutlayan MICHELIN Rehberi, dünyanın en eski ve prestijli gastronomi otoritelerinden biri. Kuruluşundan bu yana restoranları anonim olarak üç yıldızlı sistemle derecelendiriyor. Ayrıca, uygun fiyatlı üst düzey yemek deneyimlerini öne çıkaran Bib Gourmand ve son beş yıldır sürdürülebilirliği önceleyen restoranlara verilen MICHELIN Yeşil Yıldız da bu sisteme dahil edildi.

Dubai’nin gastronomik gelişimi, şehrin turizmdeki büyümesinde başlıca itici güçlerden biri oldu. Dubai, 2025 yılı Ocak-Nisan döneminde 7,15 milyon uluslararası gecelemeli ziyaretçiyi ağırlayarak, 2024’ün aynı dönemine kıyasla %7’lik bir yıllık artış sağladı.

MICHELIN Rehberi Dubai 2025 Seçkisi
Üç Yıldız
● FZN by Björn Frantzén (YENİ)
● Trèsind Studio (TERFİ)
İki Yıldız
● Il Ristorante-Niko Romito
● Row on 45
● STAY by Yannick Alléno
Bir Yıldız
● 11 Woodfire
● Al Muntaha
● avatāra
● Dinner by Heston Blumenthal
● Hakkasan
● Hōseki
● Jamavar (YENİ)
● La Dame de Pic Dubai
● Manāo (YENİ)
● moonrise
● Orfali Bros
● Ossiano
● Smoked Room
● Tasca by José Avillez
Yeşil Yıldız(lar)
● Boca
● LOWE
● Teible
Bib Gourmand
● 21 Grams
● 3Fils
● Aamara
● Al Khayma Heritage Restaurant
● Bait Maryam
● Berenjak
● DUO Gastrobar - Creek Harbour (YENİ)
● DUO Gastrobar - Dubai Hills
● Goldfish
● Harummanis (YENİ)
● Hawkerboi (YENİ)
● Hoe Lee Kow
● Indya by Vineet
● Khadak (YENİ)
● Kinoya
● Konjiki Hototogisu
● REIF Japanese Kushiyaki - Dar Wasl
● REIF Japanese Kushiyaki - Dubai Hills
● Revelry
● Shabestan
● Sufret Maryam (YENİ)
● Teible

MICHELIN Özel Ödülleri 2025
● Genç Şef Ödülü: Abhiraj Khatwani, Manāo
● Sommelier Ödülü: Shiv Menon, Boca
● Hizmet Ödülü: Al Khayma Heritage Restaurant
● Yılın Açılışı: Ronin