26 Şubat 2023 Pazar

Herkes Yarım Herkes Eksik

Asrın Felaketi İle Sarsıldık


6 Şubat günü Türkiye'yi yasa boğan 7,7 ve 7,6'lık Kahramanmaraş merkezli, 11 ili fiziksel olarak etkileyen, Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Hatay, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa'da büyük yıkımlara neden olan deprem ve sonrasında Hatay Defne ve Samandağ'da 6.4’lük depremle tekrar sarsıldık. Ve binlerce devam eden artçı sarsıntılar ile etkilendik. Türkiye'yi hüzne boğan deprem felaketi sonrası yaraları sarmak için tek yürek olduk. Deprem bölgesinde herkes yarım, herkes eksik. Gözyaşı, acı ve sevinç birbirine karıştığı bir olayı yaşadık. Depremde tedbirin hayat kurtardığını hep birlikte gördük.

Büyük afetler bazen toplumların yeni bir sayfa açarak daha hızlı kalkınmasına vesile olur. Son yıllarda Türkiye'deki ekonomik sıkıntılar, artan enflasyon, yüksek kur ve hayat pahalılığının üzerine bir de milyarlarca dolarlık deprem yükünün binmesi ülke ekonomisini zora soktu. Ama biz birlik olmayı, yaraları sarmayı, yardımı seven bir milletiz bu felaketin yaralarını da birlikte saracağız.

Ancak kaybettiğimiz canlarımızı tekrar geri getiremeyeceğiz. Yaşanan travmayı zor atlatacağız. İşte bu yüzden herkes yarım, herkes eksik. Kahramanmaraş merkezli asrın afeti, en fazla enerji açığa çıkaran deprem olarak da kayıtlara geçti. Deprem bölgelerinde çok şey değişti. Evler yıkıldı, anılar gitti, hatıralar silindi. Ve hala tedirginlik devam ediyor. Depremin yıkıcı etkilerinin yarattığı hasarı hem toplumsal hem de bireysel anlamda derinden yaşamaktayız.

Kahramanmaraş'ta meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki deprem ile tüm Türkiye derinden etkilendi. Türkiye tarihinin en büyük nüfus hareketliliklerinden birini yaşıyoruz. İnsanlar normal yaşam süreçlerinin dışına çıkarak ailelerinden ana, baba, kardeşleriyle birlikte aile fertlerini kaybettiler. Yaşanan olay asrın felaketidir, yaşananlar gördüklerimiz kolay şeyler değidir.

Bir depremzede hasarlı bir binadan çıkarken dünya yerinde duruyor mu? diye soruyor, kıyamet oldu sanıyor kurtulduğuna bile inanamıyor. Bir baba ölen kızının elini bırakmıyor. Diğer bir yandan babam nerde anne diye soran bir çocuk. Nereden bakarsan bir dram, bir acı hikaye var. Enkaz altında hep bir umut beklendi, umutlar doğdu, mucizeler yaşandı.

Evet Türkiye 6 Şubat Pazartesi günü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki çifte deprem ile sarsıldı. 11 kenti yerle bir eden ve asrın felaketi olarak nitelenen depremde milyonlarca kişi evsiz kaldı. Bu felakette canlarımız gitti ve yaralılarımız var. 11 ili fiziksel olarak etkileyen, depremin ardından OHAL ilan edildi. 15 Şubat akşamı 8 kanalın ortak yayınıyla yapılan “Türkiye Tek Yürek” programında açıklanan toplam bağış miktarı 115 milyar 146 milyon TL'yi geçti.

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İhtiyaç Haritası tarafından 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depreminin ardından evini kaybetmiş yurttaşlar ile kira desteği vermek ya da boş durumdaki evini kullanıma açmak isteyen yurttaşları buluşturmak için başlatılan “Bir Kira Bir Yuva” adında dayanışma kampanyası başlatıldı. Depremzedelerin yaralarını sarmak için gönülden gönüle ellerimizi uzattık. Bu yardım toplamaları bununla sınırlı kalmayıp, dünya ülkeleri tarafından da yardımlar geliyor.

Pazarcık ve Elbistan depremlerini diğer depremlerden ayıran en önemli sonucu Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay illeri ve etkilenen ilçelerinde günlük hayatın tamamen durması. Depremin sabaha karşı insanları yatağında yakalamasıyla, elde avuçta hiçbir şey olmadan insanlar kendilerini dışarı attı. Kurtulanlar şaşkın bir elin uzanmasını bekledi. Artçıların devam etmesiyle psikolojisi bozulan insanlar doğdukları, yaşadıkları şehri terk etmeye başladı. Kendi ihtiyacını karşılayabilecek durumda olan insanlar şehir değiştirdi akraba ya da kucak açılan sıcak bir yuvaya koştular. Bu durumda kitlesel nüfus hareketliliğine yol açtı.

Çok büyük bir felaket

Zor ve soğuk bir sabah

Çok geçmiş olsun güzel ülkem

Allah böyle bir afeti bir daha yaşatmasın…


TRT’DEN DÖKÜLEN YAPRAKLAR

Yaprak dökümü, Kenan Onuk, Bülent Özveren, Başak Doğru, Adnan Advan, Aytaç Kardüz, Aylin Özmenek ve Halit Kıvanç ile devam etti. 41 yıl önce TRT ile ilk sözleşmemi imzalayan, duayen gazeteci Ercan San’ı 3 ay önce kaybetmiştik.



1975 Yılında, Hürriyet’in Benelüks temsilciliğini yaparken, Genel Müdürümüz rahmetli Nezih Demirken’in iznini alarak başladığım TRT muhabirliğim sonrasında tanıdığım ünlü simaların ahirete göçleri devam ediyor.Yaprak dökümü misali kopup giden bu değerli insanlar arasında dostluk kurduğum pek çok isim oldu. Bu isimler arasında tabii ki Eski Genel Müdür İsmail Cem İpekçi, Spor Servisi Müdürü Kenan Onuk ve Deniz Arman, Bülent Özveren, Halit Kıvanç, Başak Doğru, Adnan Advan, Aytaç Kardüz ve Aylin Özmenek de var.

KAYBETTİKLERİMİZ
Çok sevdiğim ve çok önem verdiğim duayen gazeteci Ercan San’ın ölüm haberini üç ay sonra öğrenmiş olmam, beni hem çok utandırdı ve hem de çok üzdü.Gazetecilik yaşamı destansı olan Ercan San, TRT’nin Haber Dairesi Başkanı olduğu 1982 yılında, 7 yıldır sözleşmesiz yaptığım muhabirliğimi, “Bu iş sözleşmesiz olmaz, gel seninle resmi bir sözleşme yapalım” diyerek atılan imzalarla perçinlemişti.
Attığım imza, Hollanda muhabirliği yapanlar içinde, belki de ilk ve son sözleşme oldu.



Üstte, 21-7-1982 tarihinde imzalamış olduğumuz sözleşmenin üst ve alt taraflarını görüyorsunuz.
Vefat haberini çok geç öğrenebildiğim rahmetli dostumun gazetecilik yaşamı gerçekten de destansıydı. Ercan San’ın başarılı geçmişini, yazımın sonunda sizlere sunacağım.

İSMAİL CEM İPEKÇİ
O’nu TRT Genel Müdürlüğü sırasında tanımıştım.


Rahmetliyi TRT Genel Müdürlüğü yaptığı yıllarda tanımıştım. 1975 yılında TRT’nin Hollanda muhabirliğini üstlendiğim yıldı. Aynı yıl Hollanda’nın NOS Televizyonu’na Pasaport adlı programı da yapıyordum.TRT’yi ziyaret ettiğim bir gün, Genel Müdür İsmail Cem İpekçi ile görüşme şansına ulaştım. Makamında tam 3 saat kaldım ama, o süre zarfında onlarca ziyaretçi ile birlikte çay içtim durdum. Kimler gelmiyordu ki? Politikacılar, sanatçılar, yazarlar ve de film yapımcıları. O ziyaretim sırasında beni en çok duygulandıran görüşmeler film yapımcıları ile yapılan görüşmeler oldu. Hepsi senaryolarını masaya bırakıyor ve içerik hakkında bilgiler veriyorlardı. İpekçi onları sabırla dinliyordu ve sonunda da hep şunu söylüyordu: ‘Bana, eğitici senaryolar ile gelin. Kadromuzda eğlendirici program yapan iyi elemanlarımız var. Sizlerden gençlerimize yararlı olacak öğretici yapımlar istiyorum.’ İpekçi’nin bu sözleri, eğitici senaryo ile gelenleri mutlu ediyor, aşk, meşk hikâyeleri ile gelenleri mutsuz ediyordu. Tüm ziyaretçilerin önünde, gizlisi saklısı olmayan görüşmeler, TRT Genel Müdürü’nden beklenen en iyi hizmetti. Bir ara makamında sadece ben kalmıştım. O sırada bana ‘Görüyorsun değil mi İlhan, millet neler için bana geliyorlar.’ Diyerek, işinin zorluğunu anlatmaya çalıştı. Daha sonra Dışişleri Bakanı olduğu zaman da Lahey’de birlikte olma şansını yakaladığım İsmail Cem İpekçi muhteşem bir insandı.



KENAN ONUK

Kalbimize gömdüğümüz Kenan Onuk ile nostalji
O’nunla tam 30 yıldır tanışıklığımız ve 20 yıldır iyi bir dostluğumuz vardı.
O, 1974’te TRT’ye girmişti. Ben ise 1975’te. O, 1975’te spor servisinde toy bir spikerdi. Ben de 33 yaşında Hollanda muhabiri… Ankara’yı her ziyaretim sırasında uğradığım TRT’nin Spor Servisi’nde sohbetlere katılmaz, hep işine bakardı. Bu işine bağlılığı, O’nu çok kısa bir zamanda müdür yaptı. TRT Spor Müdürü olarak Hollanda’ya ilk gelişi, Dünya Liselerarası Bayanlar Voleybol Şampiyonası içindi. Kızlarımızın Dünya Şampiyonu olduğu yıldı…
İşte O’nun ile dostluğumuz o zaman başlamıştı. Bir defasında, Barbaros Talı ve Levent Özçelik ile gelmişti Hollanda’ya. Üç günlük bir çalışmaydı. Çok başarılı ve neşeli günler geçmişti.Hollanda’ya son gelişi 2000 yılındaki Avrupa Futbol Şampiyonası sırasında oldu.Amsterdam’daki Arena Stadı’nın önünde ünlüler ile sıra ile mülakat yapıyordu.O sırada telefonum çaldı. Arayan Marmaris’te tatil yapan oğlum Ruşen idi.Canlı yayında NTV’yi izliyordu. ‘Baba, biraz sağa kayarsan seni daha iyi göreceğiz.’ diyordu oğlum. Zira, Kenan’ın mülakat yaptığı kişinin arkasında duruyordum. Ben de kendisine ‘Bekle oğlum, bira sonra ekranda tam görüneceğim. Kenan benimle de konuşacak’ dedim.

Rahmetli Kenan Onuk, TRT’den ayrılıp ATV’ye spor müdürü olduğu zaman, kadrosuna almak istedikleri arasında ben de vardım. Beşiktaş’ın Ajax ile yapacağı maç arifesinde Show TV için yapmıs olduğum bir röportajı gördükten sonra beni aramıştı: ‘Sevgili İlhan abi, ben ATV’ye geçtim. Bundan sonra sen de yanımdasın ha !!!’ diye beni ATV’ye davet etmişti.

1996 yılında NTV’ye geçtiği zaman, yine beni telefonla arama nezaketini göstermişti. O zaman Mersin’de bir cenaze törenindeydim. Cep telefonum çaldı. Karşımda yine Kenan vardı: ‘İlhan abi, ben NTV’ye geçtim. Seni bekliyorum’ diyen Kenan ile iki gün sonra NTV binasında buluşmuştuk.Rahmetli Kenan Onuk’un nasıl bir ‘insan evladı’ olduğunu hepiniz duydunuz ve okudunuz. Kenan’ın ‘insan’ oluşunun yanında yakışıklılığı da ayrı bir özelliğiydi. Sporsever hayranlarının yanında, O’na aşık olan binlerce genç kız vardı. : ‘İlhan abi, her gün en az 10 bayan telefon eder ve benimle uzun uzun konuşmak ister. Randevu vermek isteyenlerin de haddi hesabı yok’ diye güya şikayet ederdi ama, bundan mutlu olduğu da gözlerinden okunurdu.

Kenan Onuk gibi çok ünlü ve çok sevilen bir insanla dost olmak da güzel bir şeydi.En az Kenan kadar koyu bir Fenerbahçeli olan yeğenim Selçuk Aytekin de bir sporsever olarak O’na hayrandı: ‘Bayılıyorum bu adama be dayı’ diye içini döker ve O’nunla tanışmak için can atardı. Yeğenim Selçuk, arkadaşlarına hava atmak için, ‘Benim dayım, Kenan Onuk’un çok iyi arkadaşı’ derdi. Bir gün onların önünde Kenan’ı telefonla arayışım ve Kenan’ın da bana, ‘Abi İstanbul’a gelince mutlaka uğra, balık yemeye gideceğiz’ deyişi sonrasındaki Selçuk, zevkten dört köşe olmuştu.

Yeğenim Selçuk, Kenan ile tanışma özlemine kavuşamamıştı. Ama Beşiktaşlı olan ablası Sezen, kardeşini kıskandıracak şekilde tanışmıştı Kenan ile.Sezen Üniversite tahsili yapıyordu. Kenan da Amerika’daki tedaviden yeni dönmüştü. Sezen’i de alarak NTV’ye gittim. Spor Servisi’nde Kenan ve diğer ekran ünlüleri ile akşama kadar sohbet eden Sezen çok mutlu olmuştu. Akşam da hep birlikte bir balık lokantasına gitmiştik. Kenan yeni evlendiği eşini de getirmişti. Artık siz, Sezen’in bunları, tam bir Kenan Onuk hayranı olan Selçuk’a nasıl anlattığını tahmin edin. Kenan ağabeyi Sezen için Amerika’dan getirdiği bir dolar banknotuna imza da vermişti.

Kenan’ın çok iyi bir müzik dinleyicisi olduğunu duymuş ve okumuşsunuzdur. Bunun en iyi şahitlerinden biri de benim.Kenan bir ‘Hi-fi Kulüp’ üyesiydi.Bir gün beni telefonla aradı. Hi-fi cihazı için bir kablo lazımdı. Bu kabloyu sadece Hollanda’da bulmak mümkündü. Bana bir adres verdi. Ben de kalktım bu adrese gittim. Zwolle kentinin yakınlarında bir köye geldim. Bu köyde aradığım adres bir çiftlik eviydi. Bu çiftlik evine girdiğim zaman, içeride sığır, koyun, tavuk göreceğimi sanırken kartonlar dolusu ses cihazı malzemesi ile karşılaştım. Bir Hollandalı, ses cihazları için imal ettiği kablolar sayesinde tüm dünyada büyük bir üne kavuşmuştu. Ama bu ünlüyü, benim gibi müzik cahilleri değil, gerçek müzik hayranları bilirlermiş. Kenan’ın tarif ettiği 1,5 metrelik kabloyu hemen hazırladılar. Fiyatını sorduğum zaman, aldığım cevaptan dudaklarım uçuklayacaktı: 1.250.00 dolar. Çok şaşırmıştım ve ‘neee’ diye de bağırmıştım. ‘Bir buçuk metrelik bir kablo 1.250.00 dolar ha?’ Benim akıl erdiremediğim bu kablo alışları daha sonra da sürüp gitti. Zira Kenan’ın İstanbul’daki diğer Hi-fi arkadasarı da siparişlerini sürdürdüler.

Kenan’ı her ziyaretim sırasında bana, ‘Abi, eve gel de şu cihazları bir gör’ derdi. Bir gün NTV’deki büroda birkaç Hi-fi’ci buluşmuşturlar. “İşte şimdi bize gideceğiz, artık kurtuluşun yok” diyen Kenan’ı dinledim ve o kalabalık grup ile evine gittim. Bahçeşehir’de muhteşem bir evi vardı Kenan’ın. Evinde ses cihazlarından önce, tüm odalardaki duvarları kaplayan raflarda binlerce plak , kaset ve CD gördüm. ‘Bunlar ne’ diyen şaşırmış halime hepsi güldü. Demekki hepsinin evinde binlercesi varmış. Kenan, kendisine gönderdiğim kabloların özelliklerini anlatırken, bunu müzık eşliğinde yapıyordu. Gerçekten de o cihaz ve kablolar ile müzık dinlemek bir başkaydı.Ben şahsen ne klasikçiyım ne de cazcı. Ama o cihazdan ne sesi çıkarsa çıksın muhteşem oluyordu.

”Abi istersen sana klasik Türk müziği de dinletirim ha” deyince sevindim. Gerçekten muhteşem bir ses düzeni ile müzik dinlemek başkaymış. Bu müzik türü ne olursa olsun. Kenan bani o gece müziğe doyurmuştu. Tabii bu ara mutfaktan çıkan yemeklerle de doymuştuk.Kenan’ın evinde yaşadıklarımı anlattığım Hollandalı eşim de çok merak etmişti o cihazları.

Kenan, “Abi bir gün yengeyle gel” demişti ve biz de bunun planını yapıyorduk ama artık çok geç.
Sevgili dostumun ölüm haberini Ali Yavuz’dan duydum. Pazartesi sabahı saat 05.00’ten itibaren Hollandaca haberlerle meşguldum. O nedenle televizyonlara göz atamadım.Saat 11.00’de Ali Yavuz ile buluşmaya giderken telefonum çaldı. Arayan Ali Yavuz’du.‘Başın sağolsun, Kenan’ı kaybettik’ dediği zaman dünya başıma yıkıldı. Otomobili hemen sağa çektim ve durdum. Zira o durumda bir kazaya sebebiyet verebilirdim. Kendimi toparlamaya çalışırken, önce Hıncal Uluç’a, sonra da yardımcısı Fuat Akdağ’a SMS geçtim.

’Keşke ben ölseydim’ diye ağladım.




Rahmetli Kenan Onuk’u, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda ziyaretim…
Her ölenin arkasından iyi konuşmak adettendir ama, Kenan Onuk’un arkasından söylenenler, yüreklerden çıkan gerçek duygulardır.TRT’de Haber Müdürlüğü yaparken birlikte çalıştığımız Ali Kırca, ‘Ne yaptın be tertip’ başlıklı bir yorum yazmış.Kenan’a söylenecek çok şey var.

O kadar üzdü ki…
Yukarıda veremeyeceği hiçbir hesabı yok Kenan’ın…
Ama bizi terkedip gidişinin hesabını zor verecek.
O bizim için ölmedi. Bunun için rahmet okumak bile içimden gelmiyor.
Ama yaşam gerçeğini kabul etmekten başka çare yok.
Nur içinde yat Kenan !!!



BÜLENT ÖZVEREN
Usta spiker Bülent Özveren hayatını kaybetti
Rahmetli ile en güzel anılarım, Ajda Pekkan’ın, Lahey’deki Eurovizyon Şarkı Yarışması’na katıldığı zaman olmuştu. Gazeteciler arasındaki ‘Haber atlatma’ oyununun en büyüğü, rahmetli Ertuğrul Akbay ile benim aramda geçerdi. Ajda’nın günlük programını koordine eden TRT temsilcisi Bülent Özveren iyi bir dostumdu. “Ertuğrul Akbay, Ajda için senden ne talep etti?” diye sorduğum Özveren, “Bir camiye götürecek ve dua ederken resimleyecek” ipucunu verdi.

Ben de buna karşın Ajda’yı, Hollanda’nın otantik köyü Volendam’a götürmeyi istedim. Özveren “Olur” dedi. Ama sonra program sıkıştığı için Volendam’a gidemedik. Ben de, çalışanlarımdan birini Volendam’a gönderdim ve otantik giysiler getirttim. Lahey’de kısa bir çalışma için zamanımız vardı. Ben de Ajda’ya Hollanda’nın otantik kıyafetlerini giydirdim ve Lahey’de minyatür şehiri gezdikten sonra bir laterna önünde fotoğraflar çektik. Bu fotoğraflar, Hürriyet’ten başka, Kelebek, Hafta Sonu, TV’de 7 Gün’de bolca yayınlandı.

Geçen yılın ekim ayında kaybettiğimiz Bülent Özveren’in ardından şunlar yazılmıştı:
Bir süredir yoğun bakımda tedavi gören Özveren’in vefatını eşi Sebla Özveren Twitter üzerinden yaptığı, “Çok üzgünüm. Bülent’i kaybettik. Başımız sağ olsun.” sözleriyle duyurdu.

TRT’de uzun yıllar çalışan ve 1975-2012’de Eurovision Şarkı Yarışması’nın Türkçe sunuculuğunu üstlenen Özveren, 1943’te İstanbul’da dünyaya geldi. Sultanahmet İlkokulunun ardından, Saint Benoît Fransız Lisesi ile Galatasaray Lisesine devam eden Özveren, İstanbul Üniversitesi, Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu.

Özveren, TRT’nin 1964’te açtığı ilk prodüktörlük sınavında başarılı olarak, TRT İstanbul Radyosu’nda 1965’te göreve başladı. TRT İzmir televizyonunun 1971’deki deneme yayınlarında ilk canlı TV yayınlarını gerçekleştiren usta spiker, 1972’de TRT Haber Dairesinin açtığı spor spikerliği sınavını kazanarak diplomalı spor spikeri oldu. Özveren, 1970’te, Sebla Özkantarcı ile evlendi. Bülent Özveren, 1975’te bir öneriyle TRT’nin Eurovision Şarkı Yarışması’na ilk kez katılmasını sağladı. 2012’ye kadar yarışmanın sunuculuğunu üstlendi.

TRT’de 1982’de yayınlanan Riziko adlı programın sunuculuğunu yapan Özveren, aynı yıl TRT’den istifa etti ve Gelişim Yayınlarında editörlük yaptı.Usta spiker, 1986-1998 arasında TRT’de dış yapımcı olarak, canlı yayınlanan yarışma programlarını hazırlayadı, 1999’da emekli olana kadar sunuculuğunu üstlendi.TÜRVAK’ta spiker-sunucu bölüm başkanı olarak çalışan Özveren, İstanbul ve Bursa’da çeşitli kurslarda öğretmenlik yaptı.

BAŞAK DOĞRU



Geçen hafta kaybettiğimiz ünlü spiker Başak Doğru ile, mesleğe başladığı ilk yıllarda tanışmıştık.Daha o yıllarda çok başarılı olacağı anlaşılan Doğru, daha sonra Baş Spiker ünvanına kavuştu. Başak Doğru’nun ölüm haberi medyada şöyle değrlendirildi.

TRT ESKİ BAŞ SPİKERLERİNDEN BAŞAK DOĞRU VEFAT ETTİ
TRT’nin eski baş spikerlerinden olan Başak Doğru’nun vefat ettiği öğrenildi. TRT’nin efsane spikerlerinden kabul edilen Başak Doğru, İngilizce’nin yanı sıra İtalyanca, Fransızca ve Almanca da biliyordu.TRT’nin bir dönemine damgasını vuran efsane spikerlerden Başak Doğru’dan acı haber geldi. Başak Doğru’nun dün hayatını kaybettiği öğrenildi.1945 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Doğru, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdikten sonra İstanbul Belediye Konservatuvarı’na girdi ve burada piyano, armoni ve klasik bale eğitimleri aldı. 1965 yılında TRT İstanbul Radyosu’nda yapımcı ve spiker olarak görev almaya başladı. Çok sayıda programda görev aldı.

1970 yılında BBC’nin Türkçe Yayınlar Servisi’nde spiker ve yapımcı olarak görev almaya başladı. Yedi yıl sonra yeniden TRT Haber Merkezi’nde çalışmaya başladı. Hem radyoda hem de TV’de spiker olarak görev yaptı.1984 yılında Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘En Başarılı Haber Program’ ödülünü kazandı. İngilizce’nin yanı sıra İtalyanca, Fransızca ve Almanca biliyordu.

ADNAN ADVAN



TRT koridorlarında karşılaştığımız zaman, ayakta da olsa kısa sohbetler yaptığım Adnan Advan’ı geçen yılın ağustos ayında kaybetmiştik. Rahmetlinin ölüm haberi medyada şöyle yankılanmıştı:

TRT’NİN İLK SPİKERLERİNDEN ADNAN ADVAN VEFAT ETTİ
İki yıldır beyin kanamasıyla mücadele eden Advan, iki gün önce rahatsızlanınca hastaneye kaldırıldı ancak kalp yetmezliği sebebiyle Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirdi.Sanatçı, 1945’te Viranşehir’de dünyaya geldi. Diyarbakır Maarif Kolejini 1963’te bitiren Advan, 1970’te Atatürk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesinde İngiliz Filolojisi’nden mezun oldu. Advan, Erzurum’da öğrenci olduğu 1969’da TRT Erzurum Radyosuna başladı. Ardından TRT Ankara Radyosu ve TRT Ankara Televizyonunda görev yaptı. Usta sunucu, 1972’de Londra’ya giderek 1973’e kadar TRT Londra ile BBC Radyo Türkçe Yayın Bölümü’nde çalıştı. Ankara’da askerlik görevini tamamlayan Advan, Ankara TRT Haber Merkezinde radyo ve televizyon haber spikeri olarak görev aldı.Adnan Advan,1977-1979’da ABD’de Voice of America’nın Dış Yayınlar Türkçe Bölümü ile TRT Washington’da çalıştı, 1979’dan 1988’e kadar ise TRT İstanbul’da radyo ve televizyon haber spikerliği yaptı.

TRT İstanbul’da haber müdür yardımcılığı da yapan Advan, Kanal 6, Kanal 9 ve Ajans 1’de çalıştı.
Yeditepe Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak yer alan Advan, “Türkçeyi doğru, etkili ve güzel konuşma”, “Radyo TV haberciliği”, “Röportaj teknikleri”, “Diksiyon ve hitabet” ile “Diksiyon ve vücut dili” dersleri verdi.


AYTAÇ KARDÜZ
TRT spikeri Aytaç Kardüz vefat etti


Benim ile yaşıt olan rahmetli Aytaç Kardüz, TRT’de spikerliğe benden önce başlamıştı. Onunla da TRT koridorlarından tanışırız. Hollanda’dan anı dinlemeyi çok seven Kardüz’ün medyaya yansıyan ölüm haberi şöyleydi: Türkiye’nin ilk haber spikerlerinden Aytaç Kardüz 80 yaşında hayata gözlerini yumdu. Bayram ziyareti için gittiği Muğla’nın Bodrum ilçesinde vefat eden Aytaç Kardüz, 30 yıl boyunca TRT’de görev yapmıştı.Türkiye’nin ilk spikerlerinden Aytaç Kardüz bayram ziyareti için gittiği Muğla’nın Bodrum ilçesinde hayatını kaybetti.Denize girdiği sırada aniden fenalaşan Aytaç Kardüz’ün hastaneye kaldırıldığında yaşamını yitirdiği belirlendi.80 yaşında vefat eden Aytaç Kardüz’ün cenazesi Bodrum’daki özel bir hastanenin morguna kaldırıldı. Deneyimli spikerin Ankara’da defnedileceği öğrenildi.Aytaç Kardüz yıllarca TRT’nin vazgeçilmez yüzü olmuş, sesiyle haberlere hayat vermişti.Kardüz, radyo ve televizyon alanında en başarılı spikerlerden biriydi. 1964 yılında göreve başladığı TRT’de 30 yıl boyunca çalıştı. Bir çok spikerin yetişmesinde emeği geçti.Aytaç Kardüz yıllar sonra TRT Haber’de 15 Temmuz Millet Stüdyosunda kamera karşısına geçerek haberleri sunmuştu.

AYLİN ÖZMENEK


Eski TRT spikeri Aylin Özmenek vefat etti
2021 Yılının ocak ayında kaynettiğimiz ünlü spiker Aylin Özmenek de TRT’nin ilk spikerlerindendi. TRT’de göreve başladığım zaman çok ünlenmişti. Her ziyaretimde odasına gider ve kahvesini içerdim. Muhteşem bir hanımefendiydi.

Özmenek’in ölüm haberi medyada şöyle yankılanmıştı:
TRT Eski spikeri Aylin Özmenek vefat etti. TRT eski spikeri Aylin Özmenek, yeni tip koronavirüse (Kovid-19) karşı verdiği mücadele sonrasında tedavi gördüğü hastanede kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.TRT’nin ilk spikerlerinden Özmenek, TRT Ankara Radyosu’nda 44 yıl spikerlik ve diksiyon uzmanı olarak çalıştı. Özmenek, uzun yıllar TRT Radyo 3’te Gençlere, Beyaz Perde’den, Ses Ustaları, Yeni Plaklar Yeni Yorumlar gibi çok sayıda klasik ve hafif müzik programları yaptı.Yıllarca Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın hafta sonu konserlerinin canlı yayınlarını sunan Özmenek, birçok spikerin yetişmesinde de önemli rol oynadı.Ağustos 2020’de hayatını kaybeden gazeteci Varlık Özmenek’in eşi olan Aylin Özmenek, TRT Televizyonu’nda da bazı programlarda görev aldı.79 yaşında vefat eden Özmenek’in naaşı, 4 Ocak Pazartesi ikindi namazını takiben Kocatepe Camisi’nde kılınacak namazın ardından Karşıyaka Mezarlığı’nda defnedilecek.

HALİT KIVANÇ
Sunuculuğu ve spikerliği ile hep zirvede kalan rahmetli Halit Kıvanç ile dostluğumuz çok eskiye dayanır.1974 yılındaki Dünya Futbol Şampiyonası sırasında başlayan dostluğumuz 1978’de Arjatin’de devam etti. Daha sonra da, dünyanın pek çok yerinde birlikte olduğumuz Halit Kıvanç, benimle birlikte olmayı o kadar çok seviyordu ki, karşılaştığımız her yerde, “Oooooo, ben bu gece Karaçay oteldeyim” der ve otel odama çöreklenirdi. Bu birliktelikten ben de çok mutlu olurdum ama, gecenin geç saatlerine kadar ders çalışması nedeniyle uyuyamazdım.Rahmetli Kıvanç, 1983 basımlı ‘Gol diye diye’ kitabının bir yerinde benden şöyle söz ediyordu: “Çoğunlukla, Güven Taner’le, Eyüp Karadayı ile, Hollanda’dan gelen ve böyle büyük organizasyonlarda buluştuğumuz eski dost İlhan Karaçay’la beraber oluyordum.”

Rahmetli ile Amsterdam’da da çok kez birlikteliğimiz olmuştu.

Rahmetli ile en hoş anılarımızdan biri şöyle yaşandı:
Bir gün, Barış Manço ile sahneye çıkacağı bir program öncesinde kuliste sohbet ediyorduk.Rahmetli Kıvanç, “Barışın cebinde akrep vardır veya cebi deliktir” diyerek, onun cimriliğini anlatmak istemişti. Ama Manço da geri kalmadı ve şu cevabı vermişti: “Vallahi, benim cebim delik olabilir ama, Halit abinin cebinde de kocaman bir akrep vardır.”
Rahmetli Kıvanç’ın ölüm haberi medyada şöyle yankılanmıştı:
Ünlü sunucu Halit Kıvanç hayatını kaybetti
Ünlü gazeteci ve maç spikeri Halit Kıvanç, 97 yaşında hayatını kaybetti. Acı haberi oğlu Ümit Kıvanç, twitterdan yaptığı paylaşımla duyurdu. Ümit Kıvanç, paylaşımında “Halit Kıvanç’ı kaybettik. Bizimle birlikte sevenlerinin de başı sağolsun. Cenaze 27’si perşembe, öğle namazından sonra Zincirlikuyu Mezarlığı içindeki camiden kalkacak, aynı mezarlığa defnedilecek” ifadelerine yer verdi.

…VE ERCAN SAN
Kayıtlara şöyle geçmiş rahmetlinin destansı yaşamı:
Ercan San 1937 yılında ailesinin ilk çocuğu olarak İstanbul’da doğdu.Babası Gümüşhaneli Mehmet Sanioğulları’ndan Öğretmen Sabri Bey, annesi Fehamet Hanım’dır.Babası ve hamile olan annesi yaz tatili için Gümüşhane’den İstanbul’a gitmiş; Ercan San o sırada doğmuştu.San, ilk ve ortaokulu Gümüşhane’de okuduktan sonra lise eğitimi için Trabzon’a gitti ancak babası Sabri Bey Demokrat Parti’den milletvekili seçilince okulu Ankara’ya nakledildi ve Ercan San Ankara Atatürk Lisesinden mezun oldu.Lise son sınıfta Fransızca dersinden beklemeye kalınca Ziraat Bankasında çalışmaya başladı ve bir süre sonra da sınavla asli kadroya geçti.Ercan San 1956 yılında gazeteciliğe başladı.



Ercan San yönetimindeki TRT Haber’de ilk bilgisayar kullanımı, 1977 seçimlerinde gerçekleşmişti.
Ticaret Postası Gazetesine bir buçuk yıl kadar dışarıdan sporla ilgili yazılar gönderdi.1958’de memuriyetten istifa ederek Haber gazetesinin kadrosuna girdi.27 Mayıs İhtilali öncesi sertleşen Demokrat Parti Haber gazetesini süresiz kapatınca Gümüşhane’ye dönen San, ihtilalden bir süre sonra tekrar Ankara’ya gitti.Öncü Gazetesinde spor muhabiri olarak yirmi gün çalıştıktan sonra Yeni Sabah gazetesine transfer oldu ve Kasım 1960’ta Parlamento Muhabiri olarak göreve başladı ancak bir süre sonra iki arkadaşıyla birlikte işten çıkartıldı.Ercan San kısa bir süre Kudret gazetesinde çalıştıktan sonra Son Havadis gazetesine geçti.1965 yılına kadar Son Havadiste görev yapan San, yüksek öğrenimini de bu yıl bitirerek askere gitti.Ercan San, askerlik dönüşü bir yıl Adalet Gazetesinde çalıştıktan sonra 1968 yılında TRT’ye girdi ve Parlamento Haberleri Müdür Yardımcısı olarak göreve başladı.



Daha sonra müdürlüğe terfi eden San, 1982 yılı şubatında TRT Haber Dairesi Başkanlığına atandı ve iki buçuk yıl bu görevi yürüttü.TRT’de yönetim değiştikten bir ay sonra müşavirliğe alındı. San, Gazeteciler Cemiyetinde yayınlanan bir röportajda şu ifadeleri kullanmıştı:“TRT’den ayrılmayı düşünmüyordum ama Tunca Toskay’ın bana verdiği ‘Genel Müdürlüğün 1964’ten günümüze kadar çıkarttığı genelgeleri inceleyip günün şartlarına uygun olanları yeniden redakte etme’ görevi bardağı taşırdı. Zaten Hürriyet gazetesinden teklif de vardı, buraya geçtim. Hürriyet’te yönetim değişince de AA Genel Müdürü Hüsamettin Çelebi’ye yardımcı olarak çalıştım. 1994 yılında Radyo Televizyon Üst Kurulunun kurulması ilk dönem üyesi oldum ve altı yıl da burada görev yaptım.”


Ercan San 1969 yılında Öğretmen Çiğdem Hanım’la evlendi.Burcu ve Burak adında iki çocuğu; Yağmur adında torunu olan San, kızı Burcu’yu elim bir trafik kazasında kaybetti.Ercan San, eşi Çiğdem San’ı 3 Ağustos’ta kaybettikten sonra, kendisi de 19 Kasım 2022’de vefat etti.

25 Şubat 2023 Cumartesi

Cankuş Drone, Kemer İş İnsanlarına Tanıtım Uçuşu Yaptı

Bu yıl sahillerde boğulmaya karşı hayat kurtarmak için görev alacak olan CANKUŞ Cankurtaran Drone, Kemer Marina’da tanıtım uçuşu yaptı. G Marina Müdürü ve Kemer Turizmci ve İş İnsanları Derneği (KEMİAD) Üyesi Levent Tokaç’ın ev sahipliğinde gerçekleşen tanıtım uçuşunda, KEMİAD Başkanı Rıza Sönmez, KEMİAD Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Kıyar, Kemer Arama Kurtarma Gönüllüsü Fevzi Uzun, Drone Pilotu Serkan Kubilay ile proje sahibi Uluslararası İnsansız Hava Aracı Pilotları Derneği kurucu Başkanı Erdoğan Budak da hazır bulundu.

cankus-cankurtaran-drone.jpg

Hayat kurtarma noktasında oldukça iddialıyız!
Üç yıldır çalışmalarını yürüttükleri CANKUŞ projesini hayata geçirdiklerini ve Antalya’nın tüm sahillerinde tanıtım uçuşları ve anlaşmalar yaptıklarını belirten Erdoğan Budak, yakın ilgileri için G Marina ve KEMİAD’a teşekkürlerini sunarak, “  Bugün şirin beldemiz Kemer’deydik. G Marina ve Kemer Turizmci ve İş Adamları Derneği’ne Cankurtaran Drone ile bir sunum yaptık. Hayat kurtarma noktasında oldukça iddialı bu Cankurtaran Dronemizi operasyon anında izleme fırsatı buldular. Önümüzdeki sezon itibarı ile bu sahillerimizde de yer alacağını düşündüğümüz dronelerimiz oldukça etkileyici bir sunum yaptı” dedi. 

Faydalı olacağını düşünüyorum!
KEMİAD Başkanı Rıza Sönmez yaptığı açıklamada,  Kemer’in turizmde çok önemli bir destinasyon olduğuna dikkat çekerek, “Denizlerin temizliği, Mavi Bayrak noktasındaki yaygınlığımız çok değerli. Bugün Cankurataran güvenliğinin dikkate alan bir tatil beldesinde olmak da çok önemli. Bugün yeni bir teknoloji ile bunun çok daha hızlı, görmek istemediğimiz boğulma vakalarına müdahale fırsatı veren bir teknolojiyi gözlemledik ve uygulamasını gördük. Gayet başarılı. B planlarına karşı da netice verebilecek gibi gözüküyor. Cankurataran Drone, misafirimize değer verdiğimizi belirten, özellikle hayat kurtaracak noktada zaman kazanılacak bir çalışma olarak görünüyor. İnşallah bölgemizde yayılır. Faydalı olacağını düşünüyorum” dedi.

Hayat kurtaran bir sistem!
Kemer G – Marina Genel Müdürü Levent Tokaç, hayat kurtaran bir sitem olan Cankurataran dronelerin önemine dikkat çekerek“Avrupa’da kullanılan ancak bölgemizde ilk defa gördüğüm bir çalışma sitemi. Hayat kurtaran bir sistem. Bu güzel bir şey. Hayat kurtarma konusunda ne kadar çok sahillerimizde cankurtaranlar olsa da zaman oldukça önemli. Yüzme ya da o andaki kurtarılacak kişinin ruhi durumu da çok önem taşıyor. Bu sistem de anında teknolojik olarak suya değdiğinde açılan cankurtaran simidi ile hayat kurtarmış olacak. Bu o anda zorda kalan insan için de oldukça önem taşıyor. Boğulmak üzere olan insanın ilk düşüncesi bir şeye tutunmak oluyor. Bu anda zaman çok önemli. Denizde görsel olarak yakın görünen uzaklık o kadar da yakın değildir. Yüzerek kat edilen yolla, dronenin yol kat ettiği yol çok fark eder. Hayat kurtarma ile ilgili zaman çok önemli. Antalya bölgesi turizmin önemli bir destinasyonu. Kemer’e de yaklaşık her yıl dört milyona yakın turist geliyor. Bu turistler de denize giriyor. Denizde her türlü sıkıntı yaşanabilir. Teknolojiyi kullanarak hayat kurtarmak bölgemiz için de önemli” diye konuştu.

23 Şubat 2023 Perşembe

Muhtardan Muhtara Yardım Eli Projesi

İstanbul'dan muhtarların topladığı temel gıda malzemelerini depremzede bölgesinde muhtarlarımız dağıtacak. Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremden etkilenen ve başta köylerde yaşayanlar olmak üzere tüm vatandaşlarımızın yanında olmak için milletçe tek yürek oluyoruz. 


İstanbul Vali yardımcısı Dr. Hasan Hüseyin Can, Muhtarlar Daire Başkanı Suna Üstüner, İstanbul Muhtarlar Federasyonu Başkanı Kadir Delibalta ve Tüm İstanbul Muhtarlar Federasyonu Başkanı Selami Aykut  “Muhtardan Muhtara Yardım Eli” projesini hayata geçirdiler.

httpswww-turizminsesi-comhabermuhtardan-muhtara-yardim-eli-projesi-29858-htm.jpg

İstanbul Valiliğinin koordinasyonu ve 963 muhtarımız katılımıyla depremde zarar gören 10 ilimizdeki 4946 kırsal yerleşim yerine ulaştırılmak üzere yiyecek içecek temel ihtiyaç malzemelerinden oluşan koliler Anadolu yakasında İstanbul Prof. Faik Somer Spor Lisesi Spor salonunda içerikleri oluşturarak  deprem bölgesine ulaştırılacak. İstanbul Valiliği ile  İstanbul muhtarlar federasyonu ortaklaşa yürüttüğü muhtardan muhtara yardım eli projesi afet bölgesine hayat oluyor.

muhtardan-muhtara-yardim-eli-projesi-istanbul-vali-yardimcisi-dr-hasan-huseyin-can-suna-ustuner-kadir-delibalta-selami-aykutmuhtardan-muhtara-yardim-eli-projesi-002.jpg

 Bu koliler içinde neler var

Pirinç, Nohut, Kırmızı Mercimek, Kurufasulye, Bulgur ,Toz Şeker, Sıvı Yağ, Un, Makarna, Hazır Çorba, Helva ve Salça gibi temel ihtiyaç malzemeleri  yanında temizlik malzemeleri de bölgeye gönderiliyor.

muhtardan-muhtara-yardim-eli-projesi-istanbul-vali-yardimcisi-dr-hasan-huseyin-can-suna-ustuner-kadir-delibalta-selami-aykutmuhtardan-muhtara-yardim-eli-projesi-003.jpgİstanbul Muhtarlar Federasyonu Başkanı Kadir Delibalta'nın açıklamasında; Deprem  bölgesinde bir çok muhtarımız hayatlarını kaybetti yaralandı kendi dertlerine döndüler. 4946 kırsal köy ve mahalleye yardım dağıtacağız. Bu projenin ruhu muhtardan muhtara yardımdır. İstanbul'un iki yakasında muhtarlar çalışmaktadır. Anadolu yakasında Prof Faik Somer Spor Lisesi yerleşkesindeki spor salonunda malzemeleri toplayarak ihtiyaç kolilerini oluşturuyoruz. Muhtarlar ihtiyaç malzemelerini tutanakla alıp toplanma merkezine teslim ediyorlar. 963 İstanbul muhtarı oradaki 4946 muhtara  elele gönül gönüle vererek  deprem bölgesine yardım elini uzatıyor. İstanbul'dan yüzlerce tır konteynır gönderildi. Bu çalışma farklı bir organizasyon. 

muhtardan-muhtara-yardim-eli-projesi-istanbul-vali-yardimcisi-dr-hasan-huseyin-can-suna-ustuner-kadir-delibalta-selami-aykutmuhtardan-muhtara-yardim-eli-projesi.jpg

İstanbul Muhtarlar Federasyonu Başkanı Kadir Delibalta; Bu organizasyonun güzelliği İstanbul valiliğimizin öncülüğünde Ataşehir Kaymakamı desteğiyle  İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü katkısıyla bu yardım projesi hayat buluyor. Bu proje için bir tarih koyulmadı. İhtiyaçların devam ettiği bölge normalleşinceye kadar  bizlerde bu yardım kampanyasına hayat vereceğiz.  Biz muhtarlar federasyonu olarak her depreme gittik. Felaketin etkilediği alan çok geniş ve 10 ile yayılan bir felaket oldu. Oralarda deprem felaket oldu bizlerde burada en derinden etkilenen kişiler olduk. Acımız büyük yardımseverliğimizle bölgede yaşam ihtiyaçlarının  desteklenmesi için çalışıyoruz. Bizlere destek olan herkese teşekkür ediyoruz.

14 Şubat 2023 Salı

Tüm TÜRKİYE Yardım Seferberliğinde

Ataşehir Kaymakamlığı, yaraları sarmak için yardım kampanyası başlattı. Ataşehir Kaymakamlığı, yaraları sarmak için Anadolu yakası muhtarları aracılığı ile  toplanan yardım kampanyasıyla  tırları deprem bölgesine götürüyor. 


Kahramanmaraş merkezli meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki depremin ardından Ataşehir Kaymakamlığı yaraları sarmak için yardım kampanyası başlattı. Anadolu yakası muhtarları ve vatandaşlardan gelen yardımlar, Prof Faik Somer Spor Lisesi bahçesinde bulunan kapalı spor kompleksinde, Ataşehir Kaymakamı İsmail Hakkı ERTAŞ'ın önderliğinde, Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Prof Faik Somer Spor Lisesi Müdürü Halil İbrahim Yetimoğlu'nun katılımıyla ve Ataşehir AFAD  koordinasyonu ile toplanarak ayrı ayrı kolilerde istiflenerek en kısa sürede deprem bölgesine ulaştırılacak.

prof-faik-somer-spor-lisesi-atasehir-kaymakami-ismail-hakki-ertas-atasehir-afad-prof-faik-somer-spor-lisesi-muduru-halil-ibrahim-yetimoglu.jpg

5 Kamyon koli Prof. Faik Somer Spor Lisesi bahçesinde bulunan kapalı spor kompleksine ulaştı.Bölge okullarında da çalışmalar devam ediyor. Toplanan yardımlar ise kolilenerek ihtiyaca yönelik malzemelerle depremzedelere ulaştıralıcak.

prof-faik-somer-spor-lisesi-atasehir-kaymakami-ismail-hakki-ertas-atasehir-afad-prof-faik-somer-spor-lisesi-muduru-halil-ibrahim-yetimoglu-001.jpg

Prof Faik Somer Spor Lisesi bahçesinde bulunan kapalı spor kompleksinde kolilerin hazırlanmasında gönüllüler öğretmenler AFAD Gönüllüleri çalışıyor. Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi merkezli meydana gelen ve birçok ilde hissedilen 7.7 büyüklüğündeki deprem sonrasında yardım kampanyaları devam ediyor. Ataşehir Kaymakamlığı yaraları sarmak için harekete geçti.

prof-faik-somer-spor-lisesi-atasehir-kaymakami-ismail-hakki-ertas-atasehir-afad-prof-faik-somer-spor-lisesi-muduru-halil-ibrahim-yetimoglu-002.jpg

Bölgedeki depremzedelerin ihtiyaçlarının giderilmesine destek olmak için başlatılan yardım kampanyası çerçevesinde, Ataşehir Kaymakamlığı, Ataşehir AFAD ve Ataşehir İlçe Millieğitim Müdürlüğü  Prof Faik Somer Spor Lisesi bahçesinde bulunan kapalı spor kompleksinde toplanan yardım malzemeleri, en kısa sürede bölgeye ulaştırılmak üzere hazırlanarak yola çıkarılacak.

2 Şubat 2023 Perşembe

Gönül ister ki Her Yerde Dolaşım Güvenli Olsun 

Teknolojinin gelişmesiyle ve seyahat olanaklarının genişlemesiyle insanlar artık istedikleri ülkelere, destinasyonlara kolaylıkla ulaşabilmektedirler. Bu kolaylıklar kişilerin farklı ülkeleri farklı destinasyonları görme istekleriyle birleşince uluslararası bir hareketliliğe neden oluyor. Türkiye’de turizm sektörü geçmişten günümüze hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler tarafından yoğun şekilde ilgi gösterilen bir sektör olma özelliğini koruyor. Dünya üzerinde turizm sektörünün gelişimi daha fazla turist çekme için alternatif projeler üretirken Türkiye Turizmi 12 aya yayarak yelpazeyi genişletmek için ülke girdisini gelen kişi ve döviz bazında yükselterek refahı sağlamaya çalışmaktadır. 


Ülkemiz sadece doğal güzellikleriyle değil, kültürel anlamda da büyük bir donanıma sahip. Turizm dünyada en hızlı gelişen sektörlerden biri, ülke ekonomilerine yaptığı yadsınamaz katkının yanı sıra halkların birbirlerini tanımaları ve evrensel barış için de son derece önemli bir araç. Turizm işsizlik sorununun çözümü konusunda önemli etkilere sahip bir sektördür. Günümüz dünyasında işsizlik en önemli ekonomik sorunların başında gelmektedir. Bunun en önemli nedeni ise, dünya genelinden en hızlı gelişen sektörlerden biri olmasıdır. Bu durum, turizm sektörünün ülke ekonomilerine katkılarını ön plana çıkarmaktadır. 

Gelişmiş ülkeler turizm sektörünün gelir etkisinden yararlanmaya çalışırken gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkeler ise, bu sektörün döviz kazandırıcı ve yeni istihdam olanakları yaratabilme gücünden yararlanıyor. Zengin turizm potansiyeline sahip olan Türkiye için özellikle işsizlik sorunun çözümünde katkı sağlaması noktasında turizm sektörünün önemi ön plana çıkarak arttırmaktadır. Geçirmiş olduğumuz kapanma sürecinde var olan personelin başka sektörlere kayması turizmde profesyonel çalışan personel açığı yaratmıştır. Her ne kadar çalışmalar sürse de kaybolan profesyonel çalışanın yeri doldurulamamıştır. Turizmde bir yandan iyi hizmet sunmaya çalışırken bir yandan da uyarılarla karşı karşıya geliyoruz. Türkiye’de yaklaşan seçimler öncesi yabancı devletler tarafından kendi ülke vatandaşlarına uyarılarda bulunuyor. Dünya medyasında yer alan tüm bu olumsuz haberler nedeniyle seyahat eden yolcular, eylemlerin gerçekleştiği ülkeleri güvensiz olarak görmekte ve tercih etmemeye başlamaktadır. 

Bütün bu olumsuzluklarla karşı karşıya gelen ülkeler turizm gelirlerini ve turist sayılarını kaybetmemek adına kriz yönetim planlarını en etkili şekilde organize etmek için çalışmalar yapmaktadır. Genel olarak olumsuz olayların turizm destinasyonlarını, turist sayısı ve turizm geliri yönünden etkilemiş olduğu gerçeği ortadadır. Turist sayısı ve gelirindeki değişimler, olumsuz olayların tekrarlaması ve bölgenin devam eden süreçte hala güvensiz olarak tanınmasıyla yaşanan krizin boyutunu her bakımdan etkilemektedir. Bu kapsamda kriz yönetim planının tüm tehditler göz önünde bulundurularak hazırlanması ve profesyonelce uygulanması gerekmektedir. Dünyadan ülkemiz için uyarılar gelirken eskiden son derece etkilenirdik. Artık dünya terör etkisi altında. Her yerde bir olay bir eylem olabiliyor. Dünyada ne oluyorsa aynısı Türkiye'de de olabiliyor. Dünya ülkeleri ne kadar güvenliyse Türkiye’de o kadar güvenlidir.  

Gönül ister ki her yerde dolaşım güvenli olsun… 



I-MICE’in B2b ve Networkıng Etkinliği Portex’de gerçekleşti

TURİZMİN SESİ


Nitelikli turiste hizmet veren sektör paydaşları I-MICE’ın düzenlediği gecede, PORTAXE’te bir araya geldi. Boğazın inci mekanlarının başında gelen PORTAXE, Divan Hotellerinin ikram sponsorluğunda Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği (I-MICE) koordinasyonunda birbirinden değerli sponsor iş ortaklarının destekleri ile dün gece, turizm sektörünün inci segmentlerinden, nitelikli turiste hizmet veren MICE segmenti çalışan acentalar başta olmak üzere sektör paydaşlarını ağırladı.
 
portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz.jpg

50 civarında sektör paydaşını içinde barındıran, nitelikli turiste hizmet veren, yıllık 70-80.000 civarında etkinlik ve organizasyon gerçekleştiren 200.000’in üzerinde direkt ve 400.000’in üzerinde dolaylı çalışanı olan, yıllık 15 milyar dolar ticaret hacmi yaratan MICE segmenti son yıllarda başlı başına bir sektör haline gelmiştir..

portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz-002.jpg

Nitelikli turiste hizmet veren sektörün nabzı PORTAXE’te attı!

Gece iki bölüm halinde gerçekleşti

İlk bölümde 17.00 - 19.00 saatleri arasında sektör paydaşları, Shine alanında b2b etkinliğinde bir araya gelip yeni iletişim ve işbirliği fırsatları yakaladılar. Organizasyonda toplamda 28 sponsor firma stand açarak sektör paydaşları ve iş ortaklarıyla bir araya geldi.

portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz-003.jpg

Çok yoğun katılımlı gerçekleşen etkinlikte gelecek adına önemli işbirlikleri gelişti.

portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz-004.jpg

Sonrasında ise misafirler Portaxe alanına yönlendirildi. Misafirleri Portaxe alanında girişten itibaren özenle hazırlamış kokteyller, ünlü DJ Cem Mangaloğlu’nun geceye özel repertuvarı ve yine özenle hazırlanmış kusursuz bir organizasyon ve hazırlık karşıladı.
 
portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz-001.jpgGecenin sunuculuğunu üstlenen sevgili Sevinç Şatıroğlu sırasıyla sahneye derneğin Genel Sekreteri Sezen Akyazı, 2. Başkan Işıl Özmen ve Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kurt’u davet etti.
 portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurt.jpeg

Genel Sekreter Sezen Akyazı “ geçen ay ilkini gerçekleştirdiğimiz Networking etkinliğimizi bu ay ilk defa öncesinde b2b ile birleştirdik. Görüyoruz ki çok doğru yapmışız. Bugün birbirini tanıyanlar iletişimlerini arttırdı. Tanımayanlar ise yeni iletişim ve işbirliği fırsatları yakaladı. Biz, bunu çok önemsiyoruz. Yeni etkinlik planlamalarımızı da bu heyecanla devam ettireceğiz. Hepinize güzel, keyifli ve eğlenceli bir gece dileriz. “ dedi.
 portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurt-001.jpeg

2. Başkan Işıl Özmen “ Değerli dostlar, derneğimiz yurt içi ve yurt dışı tanıtım gezileri, I-MICE akademi ile eğitimler, otel infoları, sosyal sorumluk projelerinin yanı sıra sektörü bir araya getiren networking etkinlikleri de gerçekleştiriyor. Senenin ilk etkinliğini bugün sizlerle yapıyoruz. Hepiniz hoş geldiniz. Dernek yönetimine kadın gücünün yansımasını da gururla paylaşıyorum. İyi eğlenceler. “ dedi.
 
portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz-001.jpegGecede söz alan I-MICE  Derneğin Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kurt “ sektör adına katma değer üretmek, fayda sağlamak ve dokunmak için varız. Derneğimiz sektördeki gücünü siz sektör paydaşlarımızdan ve üyelerimizden alıyor. Günden güne güçlenen ve büyüyen üye sayısı 600’leri bulan kocaman bir aileyiz. İstiyoruz ki sizlerle daha da güçlenelim. Hep birlikte sektörümüze daha fazla daha güçlü sahip çıkalım. Hepinizin ayaklarına sağlık.” Dedi.
 
portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz.jpegGece söz alan Portaxe Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Sapmaz “ bugün, burada mekan sponsoru olmaktan, turizmin kalbi sektör paydaşlarıyla, dostlarımla, iş ortaklarımla bir arada olmaktan dolayı çok mutluyum. Her birimiz dışarıda rakip olabiliriz ama içimizde çok iyi dostlarız. Her birimizin ortak gayesi sektörü hak ettiği yere taşımak. Bu bağlamda başta Divan Hotelleri olmak üzere organizasyonun gerçekleşmesinde desteğini esirgemeyen tüm sponsor dostlarımıza ve buraya gelen sizlere teşekkür ederim. “ dedi.
 
portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz-002.jpegGecenin Catering sponsoru Divan Hotelleri Satış ve Pazarlama Direktörü Deniz Dikkaya “ PORTAXE’te, burada siz kıymetli iş ortaklarımızla ve sektör paydaşlarımızla bu kadar nitelikli bir gecede olmaktan dolayı çok mutluyuz. Geceye Divan Hotelleri, Divan Catering ve Divan Pastaneleri olarak destek vermekten dolayı son derece mutlu olduk. Organizasyonda bizleri bir araya getiren ve içinde olmaktan paydaşı olmaktan keyif aldığımız derneğimize ve yöneticilerine de çok teşekkür ederiz. “ dedi.
 
portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz-004.jpegGece; sponsorlara plaket, Biraderler Cabaret’in renkli, keyifli ve çok eğlendirici performansı ve çekilişlerle devam etti. Sektör paydaşları b2b etkinliğinden sonra tabiri caizse ayın yorgunluğunu ve stresini sahnede eğlenerek attı.
 portaxe-divan-hotelleriuluslararasi-mice-endustrisi-dernegi-i-micesezen-akyazi-isil-ozmen-huseyin-kurtdeniz-dikkaya-lutfu-sapmaz-003.jpeg
Geceye sponsor olan kıymetli iş ortaklarımız;Portaxe, Divan ,2K Kaliteli Kurumsal, Bekup Reklam,DJ Cem Mangaloğlu,Dreamshots, EMN Production,Event Medya, KeyPartner, Limousine Plus,Lounge Entertainment, Micetechnic, Photier, Sevinç Şatıroğlu, Sing With Brothers, Sofitel,TM Akreditasyon, Tukan Ajans, Turuncu basım, Venus Group, YZC, Desida Events,Lounge Entertainment Ve ikram sponsorlarımız ; Anadolu EFES, Mey Diageo

1 Şubat 2023 Çarşamba

Turizmin Sesi Dergimizin OCAK 2023 47'nci Sayısı Yayında

Türkiye ve dünyadan turizm haberlerini sayfalarına taşıyan Turizminsesi Dijital Dergimizin OCAK 2023 47'nci sayısı birbirinden özel haberlerle sizlerle...  Turizm, Konaklama, Ulaştırma, Gastronomi, Etkinlik, Kültür-Sanat, Teknoloji, Sağlık Haberleri, Spor Haberleri, Moda Dünyası, Tatil- Gezi, Kurumsal firma haberleri ve çok daha fazlası OCAK Sayımızda...




27 Ocak 2023 Cuma

The Ritz-Carlton Bakü Lüksün Yeni Tanitimini Azerbaycan’in Eşsiz Başkenti Bakü’ye Getiriyor!


The Ritz-Carlton Bakü, markanın efsanevi hizmetini ve rakipsiz olanaklarını ‘’Ateş Ülkesi’’ Azerbaycan’ın dinamik başkenti Bakü'ye getirerek misafirlerini Aralık 2022’de ağırlamaya başladı.The Ritz-Carlton Bakü Lüksün Yeni Tanitimini Azerbaycan’in Eşsiz Başkenti Bakü’ye Getiriyor! Azerbaycan'ın başkenti Bakü'nün kalbinde yer alan The Ritz-Carlton, Bakü, konuklarını ülkenin büyüleyici kültürünü keşfetmeye davet ediyor. Modern olanakların ve yerel geleneklerin eşsiz karışımını sunan The Ritz-Carlton, Bakü, Azerbaycan'da yeni bir lüks standardı belirlerken unutulmaz anılar yaratmak için konuklarını bekliyor.



The Ritz-Carlton, Bakü Genel Müdürü Tino Lindner;Azerbaycan'ı ziyaret eden misafirlerimize üstün hizmet standartları ve olağanüstü olanaklar sunmaktan heyecan ve mutluluk duyuyoruz. Efsanevi mimar Zaha Hadid tarafından tasarlanan, şehrin modern mimari simgesi olan Haydar Aliyev Merkezi'nin karşısında yer alan otel, misafirlerini bu büyüleyici şehre bağlamak için pek çok olanak sunacak.” diye belirtti. Lindner, "Hem yurtdışından gelen hem de lokal misafirlerimize, efsanevi Ritz-Carlton hizmetini ve Azerbaycan'ın yerel kültürünü kucaklayan zenginleştirici, otantik deneyimler sunmayı dört gözle bekliyoruz." şeklinde ekledi.The Ritz-Carlton, Bakü’nün ülkede ve yurtdışında zarafet ve misafirperverliği yeniden tanımlayan olağanüstü bir lüks standardı sunduğunu belirten Lindner, “Bu büyüleyici otelin bir parçası olmaktan heyecan duyuyoruz ve konukları kesinlikle memnun edecek ve beklentilerini aşacak bir özen ve tutkuyla karşılamayı dört gözle bekliyoruz" dedi.

Tatil için ihtiyacınız olan her şey Bakü’de!

Azerbaycan - Ateş Ülkesi - Doğu ve Batı kültürlerini bir araya getiren ülkenin kozmopolit başkenti Bakü, şehrin hareketli sokakları, sayısız müze, konser salonu ve restoran imkanı sunarak unutulmaz bir tatil için ihtiyacınız olan her şeyi barındırıyor. 33 katlı The Ritz-Carlton, Bakü; çoğu özel balkonlu ve teraslı 190 geniş odası, eşsiz süitleri, ve  608 metrekarelik bir yaşam alanı, özel oturma odası, resmi yemek odası ve spor salonuna sahip Presidential Suiti ile şehrin en büyük suiti olan otelleri arasında yer alıyor. Ülkenin eşsiz kültürel dokusu The Ritz-Carlton, Bakü'nün mimarisinde hayat bulurken otelin iç tasarımı da ülkenin kültürel dokusundan ilham alıyor ve modern konukseverliği tarih, sanat ve kültürle ustaca harmanlıyor. Tasarım, birçok katmandan oluşan şehri yansıtırken, Azerbaycan'ın zenginleştirici kontrastları, Bakü'yü temsil eden desenler ve renkler ile baştan sona ustaca tasvir ediliyor.

Yepyeni bir yolculuk: Tribeca & Blind Tiger Bar

Günlük canlı piyano performansı, yerel bir dansçı eşliğinde geleneksel Azerbaycan müzikleri de dahil olmak üzere birçok kültürel deneyimi bir arada sunan The Ritz-Carlton, Bakü, yerel bitki çayları ve geleneksel tatlılarının lezzetiyle de adından söz ettiriyor. Restoranlar arasında klasik New York ve çağdaş Kaliforniya yemekleri sunan tüm gün açık restoranı Tribeca ve butik kokteyllerin çeşitli içerikler ile harmanlandığı zarif, şık ve modern Blind Tiger Bar’ın, enerjik tasarımı ve zengin içecek menüsü ile güne sıcak bir içecekle başlayabilir ya da günün yorgunluğunu güzel bir kokteyl ile atabilirsiniz. 

Toplantı ve özel davetler için kusursuz hizmet

Doğal ışıkla dolu etkinlik alanı ve büyüleyici bahçesi ile konuklar için mükemmel bir karşılama noktası olan The Ritz-Carlton, Bakü, geniş ve davetkar Shusha Balo Salonu, karşılama resepsiyonları, iş toplantıları, şık açılışlar için misafirlerine kusursuz bir ortam sunuyor.Aynı zamanda, bir Club Lounge ve iki kapalı yüzme havuzu, ülkenin göllerinden ilham alan tedavi odaları, açık bahçe alanı ve fitness merkezine sahip Ritz-Carlton Spa yer alırken daha küçük misafirleri için ikonik Ritz Kids programını sunuyor.


23 Ocak 2023 Pazartesi

Turizmde 100 Milyon Turist, 100 Milyar dolar turizm geliri hayal değil


FİRUZ B. BAĞLIKAYA: “TURİZMDE 100 MİLYON TURİST, 100 MİLYAR DOLAR TURİZM GELİRİ HAYAL DEĞİL”

TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, TÜRSAB TV’de turizm gündemini değerlendirdi. Gazeteci Mehmet Güneli’nin moderatörlüğünde gerçekleştirilen “Firuz Bağlıkaya ile TÜRSAB Gündemi” programında Bağlıkaya, seyahat acentalarının sorularını da yanıtladı. Bağlıkaya, belgesiz faaliyetlerden, transferlerde yaşanan sıkıntılara, aidatlardan konaklama vergisine, 2023 yılı değerlendirmesinden rakip pazarlardaki durum ile tanıtım ve pazarlamada yaşanan aksaklıklara kadar birçok konuda görüşlerini ifade eti.

“BELGESİZ FAALİYETLER İÇİN İDARİ PARA CEZASI VE ARAÇLARIN TRAFİKTEN MEN EDİLMESİ GEREKİYOR”

Konuşmasına TÜRSAB’ın 2023 yılı ajandasını açıklayarak başlayan TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, belgesiz kaçak faaliyetlerin en büyük sıkıntılardan birini oluşturduğunu ifade etti. TÜRSAB’ın 100’e yakın denetim elemanı bulunduğunu ancak yine de kaçak faaliyetlerin takibine yetişemediklerini belirten Bağlıkaya, şöyle devam etti: “Turizmde ciddi bir ekonomi var. Bazılar bilinçli, bazıları ise bilinçsiz bir şekilde bu ekonomiden pay almaya çalışıyor. Bu soruna parmak basmak lazım. Türkiye’nin tamamında bu sorunlar yaşanıyor. Bizim önerimiz; idari yüksek para cezası verilmesi ve bu faaliyetlerde kullanılan araçların trafikten menedilmesidir. Bunun başka bir yolu yok. Yüksek cezalar, sıkı denetim, araçların trafikten menedilmesi ve belgesiz faaliyet gösterenlerin iş yerlerinin, internet sitelerinin kapatılması lazım.”

“TRANSFERLERLE İLGİLİ SIKINTILARIMIZ DEVAM EDİYOR”

Seyahat acentalarının transferlerde yaşadıkları sıkıntıların devam ettiğini de hatırlatan Bağlıkaya, bu konuda da taleplerinin seyahat acentalarının öz malı araçlarında, belli bir koltuk sayısına kadar herhangi başka bir belge aranmaması olduğunu kaydetti. Bağlıkaya, bu konuda 5 araç 120 koltuğa kadar Ulaştırma Bakanlığı alt kadrolarıyla bir mutabakata varıldığını da kaydetti.

“MESLEĞİN KORUNMASI İÇİN ACENTA KURULUŞ BEDELLERİNİN YÜKSELTİLMESİ GEREKİYOR”

Seyahat acentası kuruluşlarıyla ilgili sorunların da TÜRSAB’ın gündeminde olduğunu dile getiren Bağlıkaya, şunları kaydetti: “Acenta kuruluşunun kolaylığı ve herhangi bir bariyerin olmaması acentaların sorunu olarak devam ediyor. Kuruluşun daha yüksek olması lazım, aidatların da daha düşük olması gerekiyor. Bunu hem üyelerimizi korumak için hem de bu işin mesleki bir yönü var, bunu korumak için istiyoruz. Şu anda parayı veren herkese acenta belgesi vermek zorundayız. Birtakım engeller koymaya kalktığımızda hukuki yaptırımlarla karşı karşıya kalıyoruz. Hem mesleki olarak bunun bir standarda oturtulması lazım hem de çok cüzi miktarlarla belge alınıyor, bunların düzenlenmesi gerekiyor.” 

“AİDATLARIN DÜŞÜK OLMASINI İSTEYEN KURUM TÜRSAB”

TÜRSAB aidatlarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Firuz B. Bağlıkaya, konuşmasına şöyle devam etti: “Her yıl yeniden değerleme oranında hem giriş ücretleri hem de aidatlar yeniden belirleniyor. Bazıları kasıtlı olarak bu oranları TÜRSAB’ın belirlediğine yönelik bir algı yaratıyor ama durum böyle değil. Bu yasal bir düzenleme. Aidatları almama gibi veya oranları düşürme gibi bir keyfiyetimiz yok. Biz zaten bunun düşmesi ve girişin yükselmesi için başından beri mücadele ediyoruz. Pandemi döneminde aidatları almamak için Cumhurbaşkanımıza biz başvuruda bulunup almamıştık. 500 lira olan belge parasını Bakanlık geçen yıl 5 bin TL, bu yıl da 25 bin TL yaptı. Yüzde 5000 artış yaptı ama ona kimse bir şey söylemiyor.”

“TÜRSAB OLARAK TÜM SIKINTILARI ÇÖZMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

TÜRSAB üyelerinin yaşadığı bir diğer sıkıntının her makama ayrı ayrı teminat vermesi olduğunu dile getiren Bağlıkaya, bu sorunun Mesleki Sorumluluk Sigortası kapsamında tek yerden halledilmesi gerektiğini ifade etti. Her belediyeden ayrı ayrı yol güzergâh belgesi alınması sıkıntısının da devam ettiğine işaret eden Bağlıkaya, konuyla ilgili Ulaştırma Bakanlığı’ndan çözüm beklediklerinin altını çizdi. Bağlıkaya; “Müze ve ören yerlerinde de acentalarımızın ciddi sıkıntısı var. Bu da yasal bir uygulama. Rehber ücretlerine de itiraz ediyoruz. Hatta dava da açtık. Bu da yasal olarak çözülecek. TÜRSAB olarak tüm sıkıntıları çözmek için çalışıyoruz” diye konuştu.

“BİR TEK DOĞU EKSPRESİ TREN OLARAK DA DESTİNASYON OLARAK DA ACENTALARA YETMİYOR”

Moderatörün sorusu üzerine turistik tren yolculukları konusunda yaşanan soruna da değinen Bağlıkaya, “TCDD’de sadece Doğu Ekspresi turistik tur yapıyor. Bir tek Doğu Ekspresi tren olarak da destinasyon olarak da acentalara yetmiyor. Diğer trenlerden seyahat acentalarımız normal bilet alıp turunu yapamıyor çünkü TCDD engel oluyor. İç turizmdeki kapasiteyi karşılayacak kadar tren yok. Demiryolları, acenta tarafından alınan biletleri tespit ettiğinde o biletleri iptal ediyor. Normalde ulaşımda turist uçağı veya turist otobüsü diye bir şey yok. Ama seyahat acentalarımız trenlerde normal bilet alamıyor. Ama yeteri kadar turistik tren de konmuyor. TÜRSAB olarak bu konuda üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu TCDD’de makamlarına bildirdik. Görüşmelerimiz en üst düzeyde devam ediyor” dedi.

“KEŞKE MECLİSTE DAHA ÇOK TURİZMCİ YER ALSA”

Gazeteci Mehmet Güneli’nin önümüzdeki seçimlerde turizmcilerin mecliste daha çok temsil edilmesi için ne yapıyorsunuz sorusunu da yanıtlayan Bağlıkaya, şunları kaydetti: “Keşke daha çok turizmci parlamentoda yer alsa da turizmle ilgili konular daha çok konuşulsa. Turizm sadece Turizm Bakanı’na havale edilmiş bir iş. Hiç kimsenin ilgi alakası yok. Bu alanda biz de çok daha fazla aktif olunmasını istiyoruz. BTK’larımızı turizmci adayların desteklenmesi konusunda teşvik ediyoruz. Geçen yıl tüm siyasi partilerimizi ziyaret ettik ve görüşlerimizi aktardık. Gönül ister ki tüm siyasi partilerde turizm çalışma grubu olsun. Mecliste çok sayıda komite var ama içerisinde turizmle ilgisi olan kişi sayısı 7-8. Zaten Turizm Ulaştırma Komisyonu’nda özgeçmişinde turizm yazan bir kişi bile yok. Böyle olunca Turizm Bakanı ne gönderirse o çıkıyor. Bu sadece bu dönem için böyle değil, tüm dönemler için böyle.”

“2023’TE ÇOK DAHA İYİ BİR SEZON GELİYOR, BUNU GÖRÜYORUZ”

Programda Türkiye turizmini de değerlendiren Firuz Bağlıkaya, konuşmasında şu noktalara dikkat çekti: “Bizim ülkemizin turizm potansiyeli konusunda bir sıkıntı yok. Şu andaki duruma bakıldığında Türkiye çok iyi noktada. Geçen yıllara göre gelen turist sayısı çok daha iyi. Otelciler de memnun, acentacı da memnun, tedarikçi de memnun. 2023’te çok daha iyi bir sezon geliyor bunu görüyoruz. Bizim burada baktığımız nokta 2022 yılının ilk 9 ayında yaşanan artışlarda rakip ülkelerimiz İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın gerisindeyiz. Bizim uyarmaya çalıştığımız nokta bu. Yoksa başarıları hep konuşuyoruz.

“RAKİPLERİMİZİN GELİRİ BİZDEN ÇOK DAHA YÜKSEK”

Sektör içinde konuşurken rakamları koymamız lazım, nedenine, niçinine bakmamız lazım. Ocak-Eylül döneminde geçen yıl yaşanan değişimde İspanya’nın artışı yüzde 183. İtalya’nın yüzde 104, Yunanistan’ın yüzde 103. Türkiye’ninki ise yüzde 87. Bu dönemde İspanya’nın kişi başı geliri, 1182 euro iken gecelik kişi başı harcama 169 euro. İtalya’nınki 120 euro, Yunanistan’ın 130 euro iken Türkiye’nin ilk üç çeyrekte sadece 90 dolar. Bizim söylemeye çalıştığımız biz daha iyisini yapabiliriz. Bizden daha iyi yapanlar var ve üstelik ayırdıkları bütçeler bizden çok daha düşük. Bizlerle mukayese edilemeyecek kadar düşük. Bunlarla ilgili uyarı görevimizi yapıyoruz. Yoksa kimseyi kötülemek ve yermek değil amacımız.”

 “KONAKLAMA AĞIRLIKLI TGA YAPISI BU TABLOYU ORTAYA ÇIKARIYOR”

Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı (TGA) ile ilgili düşüncülerini de dile getiren Bağlıkaya, “TGA yapısına itiraz ederken de gerçekten iyi niyetliyiz. Konaklama ağırlıklı bir TGA yapısının sonuçları bu tabloyu oluşturuyor. Tanıtım ve pazarlama işi konaklama sektörünün değil, seyahat acentaları ve tur operatörlerinin işidir. Bu gerçek ortada dururken hala bir inat uğruna TGA’ya 15 otelci, Yapabilirsiniz tabii, ama ondan sonra da bu gerçeği saklamak için de İtalya’yı geçtik, İspanya’yı geçtik diye açıklamalar yapıyorlar. Sonra da fuarda Dalyanın resmini koyup Marmaris yazıyorlar. Biz turizmin kötü gittiğini söylemiyoruz. Türkiye 2023’te ziyaretçi sayısı bakımından daha da büyük rekorlar kıracak. Sadece şunu söylüyorum; çok ciddi bir bütçeyle ama yanlış bir yapılanmayla yapılan işlerin sonucunda rakiplerimizin çok gerisindeyiz. Yoksa Türk turizminin doğal bir artışı var. 2019’da TGA mı vardı? Seyahat acentaları ve tur operatörlerinin tırnaklarıyla yaptıkları her şey TGA’ya yazılıyor. İspanya’yı, Yunanistan’ı İtalya’yı ne zaman geçeriz o zaman TGA düzgün iş yapıyorlar deriz” şeklinde konuştu.

“BU SEKTÖRÜN HAYRI İÇİN KİMSENİN KİMSEYE KÜSME HAKKI YOK”

“Turizmde 100 milyon turist, 100 milyar dolar turizm geliri hayal değil” diyen Bağlıkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeter ki hedefe kilitlenip doğru işleri yapalım. İnat etmeden yanlış gördüğümüz şeylerden vazgeçebilelim. Topyekûn bakmak lazım. Herkesin gelen turist sayısında nasıl çorbada tuzu varsa gelmeyen turistte de vebali var. Kamu bu alanda düzenleme yapıyor ama kamudaki düzenlemeleri de hep beraber istişare edip değerlendirerek düzenlememiz, bu işten vazgeçmememiz lazım. Bu sektörün hayrı için kimsenin kimseye küsme hakkı yok. Beraber çalışacağız. Beraber yapmaya çalışacağız. Hiç kimsenin kibirli olmaya, hiç kimsenin önyargılı olmaya hakkı yok. Yanlış yapıyorsak evet yanlış yapmışız, bunu düzeltelim deme olgunluğunu da hepimizin göstermesi lazım. İstanbul gibi bir şehrin veya Türkiye’nin herhangi bir destinasyonunun turizm için topyekûn çalışma gerekiyor. Sadece TÜRSAB veya tek başına TGA’nın sorumluluğunda olmaz. Valilikler, belediyeler, kalkınma ajansları, ticaret odaları gibi herkes işin içinde olacak ki omuz omuza verip başaralı olalım. Bunlardan bir iki tanesi küs veya istişareye işbirliğine kapalı oldu mu olmuyor bu iş.  Sinerji yakalanamıyor.”

“TANITIM VE PAZARLAMA DESTİNASYON ODAKLI OLMALI”

Tanıtım ve pazarlama açısından TGA’nın yapısının doğru bir yapı olmadığını vurgulayan TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, TGA’nın merkezden yönetilen, merkezden pazarlayan, her işi merkezden halletmeye çalışan bir yapısı olduğunu söyledi. TÜRSAB olarak merkezi değil de tam tersine desatinasyon odaklı tanıtımın çok daha doğru olduğunu savunduklarını belirten Bağlıkaya, “Bu işin destinasyonlara önem verilip destinasyonlarda bir sinerji yaratılarak, oranın yerel dinamikleriyle tanıtım yapılıp oranın işin içine katılmasıyla olacağını söylüyoruz. Çünkü siz ne yaparsanız yapın, şehir eğer bu işte birlikte çalışmıyorsa, şehrin dinamikleri sizinle birlikte değilse hiçbir şey yapamazsınız. Şehirdeki esnafın, ticaret odasının emniyetin, valiliğin aynı bilinç içinde olması lazım. Her şey yalnız para değil. Biz bütçe ile rakamlarla mukayese ediyoruz ama turizm biraz da gönül işi, biraz da sevme işi. Bizim Bölge Temsil Kurullarımız da bu mantıkla hareket ederek çalışıyor. Bölge Temsil Kurullarımız aracılığıyla bölgelerdeki belediyeler valiliklerle birlikte o bölgeyi, hareketlendirecek çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”

“KONAKLAMA VERGİSİNDE TAM BİR VAHŞİ BATI VAZİYETİ HAKİM OLACAK”

Konuşmasında konaklama vergisine de değinen Bağlıkaya, “Konaklama Vergisi’ni tartışacak noktayı çoktan geçtik, çünkü artık yasalaştı. Yasalaşma sürecinde ise biz bu haliyle çıkmaması için çok ciddi mücadele verdik. Konaklama Vergisi’ni kimin nasıl ödeyeceği ile ilgili ciddi bir karmaşa var. Bu sorun kervan yolda düzülür mantığıyla çözülecek sanırım. Sonuçta çok net bir şey var; tam bir vahşi batı vaziyeti olacak. Diş geçirebilen tur operatörü konaklama vergisini otelciye ödettirecek. Ancak diş geçiremeyen tur operatörü bu vergiyi kendisi ödeyecek. Bu kanun, Türkiye’de kitle turizmi yapıldığının farkında olmayanlar tarafından yapılmış. Müşteri ödeyecek deniyor ama müşterinin otelle para ilişkisi yok ki! Tur operatörü getiriyor, 400 odaya müşteriyi yerleştiriyor. Otelci müşteriye ‘Tamam tur operatörü paketi size 480 euroya, 680 euroya sattı ama siz bir de konaklama vergisi ödeyeceksiniz! mi diyecek? Resepsiyonun önünde kuyruklar mı oluşacak? Ya tur operatörü üstlenecek ya otelci üstlenecek bu belli. Bu verginin 2023’te ödeneceği belliydi. Tur operatörünün ve otelcilerin bu vergiyi fiyatlarına koymuş olması lazım. Oteller tur operatörü ile çözecek bu işi. Bakanlık ortaya karışık bir şey attı, özetle aranızda çözün diyor. Misafirle çözülmeyecek. Misafirle çözmek en tehlikelisi ve hiçbir tur operatörünün kabul edeceği bir şey değil, tur operatörünün alış fiyatını ortaya çıkartacak bir uygulamayı hiçbir acenta yada tur operatörü kabul etmez , otelcilerde bu fiyatları müşteri ile paylaşamaz ; zira acenta ve tur operatörünün maliyeti sadece otelden aldığı oda fiyatı değildir, ön ödemesi var garantisi var. Kitle turizmi yapan bir ülkenin bu vergi düzenlemesi çok daha dikkatli yapılmalıydı, dedi.