13 Eylül 2013 Cuma

FALLS IN GALATA’DA Sefarad Mutfağından Seçmeler


                                 

İçinde bulunduğu binanın tarihi mimarisinin çizgilerini sıcak atmosferine taşıyan Falls in Galata, Neve Şalom Sinagogu ile Şahsuvar Bey Camii’nin tam ortasında, konumu, ambiyansı, etkinlikleri ve menüsündeki farklı lezzetleriyle misafirlerine evindeymiş gibi hissettiriyor.


Sıcak detaylarla öne çıkan dekorasyonu ve şehrin karmaşasından uzak bahçesi ile vazgeçilmez adres olan Falls in Galata, menüsüne eklediği Sefarad mutfağından tatları ile dikkat çekiyor. Mekan, Türk Sefarad mutfağının geleneksel Şabat akşamı klasiği, bayram, sünnet ve mevlit sofralarının vazgeçilmezi, patlıcanlı ve peynirli “Borekitas”ı lezzet tutkunlarıyla buluşturuyor. Türk Sefarad mutfağının baş yiyeceği balık ve en çok sevileni, yumurta ve limonla terbiye edilmiş ekşili balık “Agristada”, Falls İn Galata’da lezzet severlerin ilk tercihi olmaya aday… Geleneksel ritüelleri devam ettirmek için özel sunumlar hazırlayan mekan, kendi mutfağında hazırladığı ev yapımı vişne likörü ve nane likörünü kahvenin yanında servis ediliyor.


Etkinlikleriyle de öne çıkan Falls In Galata’da, her ayın ilk cumartesi akşamı “Şiir Edebiyat Gecesi” ve her Salı akşamı “Liberal Düşünce Platformu “ gerçekleştiriliyor. Eylül ayından itibaren her Cuma akşamı “Naftalinli Plaklar Gecesi” ile hafızalarda yer eden nağmelerle nostaljik bir gece ve vazgeçilmez plak keyfi yaşamak isteyenleri bekliyor.  Hem müzik hem de lezzet yolculuğuna çıkacağınız “Naftalinli Plaklar Gecesi” için Falls In Galata çok özel bir seçenek sunuyor. Meze tabağı ve bir karaf şaraptan oluşan fiks menüye sadece 45 TL. ödeyerek nostaljik ve eğlenceli bir gece geçirebilirsiniz.Gün boyu, tazelikten ödün vermeden lezzet müdavimlerini ağırlayan, cafe&restaurant konseptiyle hafta içi 08.30-22.00, hafta sonu 08.30-00.00 saatleri arasında hizmet veren Falls In Galata, sabah kahvaltısı, öğle ve akşam yemeği için, kısacası gün boyu keyifli vakit geçirmek isteyenleri bekliyor.

Adres
Büyük Hendek Caddesi No:35, Galata, Beyoğlu
Tel: 0212 243 19 20

SANDA SPA:Kendini özel hissetmek isteyenler için




SANDA SPA’nın eylül sürprizleriyle Elemis’in ayrıcalıklı dokunuşunu hissedin…

Sonbaharın ilk ayında tazeliği ve canlılığı hissetmek, kendinizi kışa hazırlamak istiyorsanız SANDA SPA’nın eylül ayına özel sürprizlerini kaçırmayın. SANDA SPA’da Elemis ürünleriyle uygulanan 6 bakımda avantajlı fiyatlar misafirleri bekliyor. Ayrıca SANDA SPA-Trio ve SANDA SPA-İstinye’de tüm Elemis ürünleri, 3’lü bakım paketi alımlarında yüzde 20 indirimli olarak satışa sunuluyor.

Yaz mevsiminin yerini kışa devretmeye hazırlandığı sonbaharda yeniliği, canlılığı ve tazeliği hissetmek isteyenler SANDA SPA’da buluşuyor. Balili ve Türk terapistlerin görev yaptığı, “1 saatlik tatil” sloganıyla hizmet veren SANDA SPA, “The Beauty Oscars 2010” ödülünün sahibi Elemis’in ürünleriyle yapılan 6 bakımda eylül ayına özel avantajlı fiyatlar sunuyor. Üstelik bu bakımları 3’lü paket olarak satın alanlara yüzde 25 indirim uygulanıyor. SANDA SPA’nın eylül ayı sürprizleri bunlarla sınırlı değil. SANDA SPA-Trio ve SANDA SPA-İstinye’de satışa sunulan tüm Elemis ürünlerinde, 3’lü bakım paketi alanlara eylül boyunca yüzde 20 indirim sunuluyor.

SANDA SPA’nın eylül ayı boyunca indirimli olarak sunulacak bakımları şu şekilde sıralanıyor:
Elemis Taster Facial
Donuk, cansız ciltler, kuru ve karma yağlı ciltler için tercih edebileceğiniz 3 alternatif bakımdan kendinize uygun olanı seçebilirsiniz. Bu bakım cildinizin anında canlanmasına, nem ve yağ dengesinin düzenlemesine yardımcı oluyor. 2 haftada bir bakım almanız öneriliyor.

Eylül ayı boyunca 115 TL yerine 105 TL fiyatıyla sunuluyor.
Elemis S.O.S. Purifying Facial
Arındırmaya yardımcı yüz ve göz bakımı ciltteki fazla yağı emerek cildin fonksiyonunu düzenlemeye ve dengelemeye destek oluyor. Japanese Sulphur Mask ve Vita C Booster Serum ile kombine edilen arındırıcı masaj teknikleri rahatsız cildi yatıştırmaya, yağlı gözenekleri dengelemeye, cildin mat ve canlı görünmesini sağlamaya yardımcı oluyor. Bakım esnasında stres gidermeye yardımcı el ve kol masajı yanında stres gidermeye yardımcı saç derisi bakımı da uygulanıyor. 6 ay boyunca 4 haftada bir bakım almanız öneriliyor.

Eylül ayı boyunca 245 TL yerine 220 TL fiyatıyla sunuluyor.
Elemis Visible Brilliance Facial
(Olgun, stresli, esnekliğini yitirmiş ciltler için) Elemis Visible Brilliance Facial anti-aging yüz ve göz bakımı cildi anında sıkılaştırmaya, gençleştirmeye, toparlamaya ve göz çevresindeki koyu renk halkaları ve yorgun görüntüyü azaltmaya yardımcı oluyor. Özel masaj teknikleri ile Liquid Radiance, Cellular Recovery ve Amino Active Mask uygulanan bakım cildi pürüzsüzleştirmeye destek olarak ışıltısını ve diriliğini yeniden kazandırmaya yardımcı oluyor.

Eylül ayı boyunca 270 TL yerine 245 TL fiyatıyla sunuluyor.
Elemis Pro-Collagen Quartz Facial
(İnce çizgiler ve kırışıklıklar için) Yüz ve göz bölgesindeki ince çizgilerin ve kırışıklıkların görünümünü azaltmaya yardımcı olarak erken yaşlanmanın belirtilerini yavaşlatmaya destek olan bu bakımda toparlayıcı masaj teknikleri ile kombine edilen Pro-Collagen Booster Serum ile doyurulmuş anti-aging Japanese Silk Mask cilde daha genç bir görünüm kazandırmaya yardımcı oluyor. 6 ay boyunca 4 haftada bir bakım almanız öneriliyor.

Eylül ayı boyunca 270 TL yerine 245 TL fiyatıyla sunuluyor.
Elemis Aroma Spa Ocean Wrap
Deniz bitkilerinin ve deniz yosununun zenginliklerini aromaterapi aktif maddeleriyle birleştiren bakım, vücudu içten dışa toksinlerden arındırmaya ve derinlemesine temizlemeye yardımcı oluyor. Aromatik yağlar ve ılık deniz yosunu karışımından oluşan vücut maskesi uygulandıktan sonra rahat bir folyo ile sarılıyor. Bakım esnasında stres gidermeye yardımcı el ve kol masajı yanında stres gidermeye yardımcı saç derisi bakımı uygulanıyor.

Eylül ayı boyunca 195 TL yerine 175 TL fiyatıyla sunuluyor.
Elemis Exotic Lime and Ginger Salt Glow
Vücudu ölü hücrelerden arındırmaya yardımcı olarak zindelik ve canlılık vermeye destek olan egzotik bir bakım. Hafif bir fırçalama sonrasında vücuda bolca ılık yağ damlatılıyor ve Elemis Exotic Lime and Ginger Salt Glow uygulanıyor. Cildin derinlemesine temizlenmesine yardımcı olarak parlaklık ve yumuşaklık kazanmasına destek olduktan sonra Exotic Island Flower Body Lotion uygulaması ile son buluyor.

Eylül ayı boyunca 115 TL yerine 105 TL fiyatıyla sunuluyor.
www.sandaspa.com
www.facebook.com/sandaspa
www.twitter.com/sandaspa

SANDA SPA-Etiler: 0212 352 2500
SANDA SPA-İstinye: 0212 367 2060
SANDA SPA-Trio: 0216 472 0072

Kendini özel hissetmek isteyenler için SANDA CARD
“İyi hissettirme” misyonuyla faaliyet gösteren Hillside bünyesindeki SANDA SPA, Türkiye’nin ilk Spa zinciri olarak masajdan yüz ve vücut bakımına kadar konuklarına geniş bir menü seçeneği sunuyor. Balili ve Türk terapistlerin görev yaptığı SANDA SPA tarafından sunulan SANDA CARD uygulaması ise Spa misafirlerinin kendilerini özel hissetmelerini sağlıyor. Tüm SANDA SPA’larda ve Hillside City Club üyeliklerinde avantajlar sağlayan Sanda Card, SANDA SPA’nın sürekli misafirlerine özel sürpriz ve hediyeler sunuyor.

DENİZE SIFIR LEZZETLER :HALAT by DİVAN





Haliç kıyısında, tarihi yarımadanın tüm güzelliğine yakından tanıklık eden denize sıfır konumuyla Halat Restaurant, gurme lezzetleri sevenlere hitap ediyor. Mekânın üzerini tamamen kaplayan ve tüm görkemiyle açılan yelkenli brandaları ise misafirleri büyülü bir ambiansa davet ediyor.  Günün her saati için benzersiz lezzetlerin bulunduğu Halat by Divan, özel organizasyonlar ve iş yemekleri için de ideal bir ortam sağlıyor.

Rahmi M. Koç Müzesi içerisinde yer alan Halat Restoran konumu ve iç dekorasyonuyla ziyaretçilerine, denize sıfır bir konumda Divan lezzetlerini tatmanın keyfini yaşatıyor. Bordo dekorasyonu ve duvarları süsleyen maket yelkenlilerle mekân, hem dost sohbetlerine hem de iş toplantılarına ev sahipliği yapıyor.

Mutfağı ise, şeflerinin birikimi ve hünerli elleriyle hazırladıkları Divan klasikleriyle Akdeniz lezzetlerini buluşturuyor. Restoranın menüsünde; Halat ve Divan salataları gibi sağlıklı seçeneklerin yanı sıra, fırınlanmış mercan balığı kebap gibi sıradışı ve ağır ateşte pişmiş dana kürek gibi geleneksel lezzetler de yer alıyor.

Pazar günleri 10.00 – 13.00 saatleri arasında, misafirlere açık büfe kahvaltı sunuluyor. Şehrin içinde ama şehirden bir o kadar uzakta hissi veren denize sıfır konumuyla Halat by Divan, bütün haftanın iş yorgunluğunu atmaya yardımcı oluyor. Zengin içeriğiyle kahvaltıyı bir lezzet şenliğine dönüştüren açık büfenin kişibaşı fiyatı ise 49 TL.

Muhteşem manzarası ve seçkin lezzetleriyle, özel davet ve organizasyonların da düzenlenebileceği Halat Restoran, iç mekânda 100 kişilik, dış mekânda ise 230 kişilik kapasiteye sahip.

Halat by Divan, kapalı olduğu Pazartesi günleri hariç her gün 10.00 – 22.00 saatleri arasında hizmet veriyor. Restoranın, kendine ait ücretsiz otoparkı da bulunuyor.

Halat by Divan: 0212 369 66 16

Açılış Kapanış Saatleri: 10:00 - 22:00 (Pazartesi günleri kapalıdır)

Rahmi M. Koç Müzesi Hasköy Caddesi No: 5 Hasköy - İstanbul Müzesi

ODEON Tours, Kurban Bayramı’nda Katanya ve Palermo’yu keşfe çağırıyor!



ODEON Tours; 10 günlük Kurban Bayramı tatilini yurt dışı gezisiyle değerlendirmek isteyenleri, 15 Ekim’de hareket edecek Katanya ve Palermo turuna davet ediyor.
15 Ekim’de hareket edecek ODEON Tours Katanya ve Palermo turu ile eğlence dolu bu şehirler keşfedilebilir. Corendon Hava Yolları özel seferli Katanya ve Palermo turu 5 gün boyunca, 3 veya 4 yıldızlı otel alternatifleri ile kişi başı 599 Euro’dan başlayan fiyatlarla sunuluyor.


Uyumayan şehir; Katanya
Katanya Avrupa'nın en büyük aktif yanardağı Etna'ya ev sahipliği yapıyor. M.Ö. 730 yılında kurulmuş Katanya; Yunanlar, Araplar ve Normanlar tarafından yönetilmiş.


Ünlü mağazaların yer aldığı Via Etna Caddesi, şehrin simgesi olan fil heykeli ve katedral meydanı, Biscani Sarayı, ünlü müzisyen Bellini’ye adanmış olan opera binası ve Bellini Müzesi, sanat tutkunları için Pinacoteca galerisi ve The Orto botanik bahçesi görülmesi tavsiye edilen yerler arasında.Katedral meydanı ve Via Etna çevresinde bulunan eğlence kulüpleri ile gece hayatı da oldukça hareketli olan Katanya, uyumayan şehir olarak tarif ediliyor.


Tarihi bir kent; Palermo
Arap ve Norman kültüründen esinlenmiş eşsiz mimarisi ile Palermo, pek çok tarihi ve kültürel mirasa ev sahipliği yapıyor. Palermo Katedrali, Norman Sarayı, 4 mevsim çeşmesi, Utanç Meydanı, mutluluk kapısı Porto Perise, eski Roma şehir kalıntıları Cafelu balıkçı kasabası ve Mondello köyü görülmesi tavsiye edilen yerler arasında.



Kalitenin adresi ODEON Tours’la 5 kıtada 23 farklı destinasyona seyahat
ODEON Tours, başta Mısır ve Tayland’da bulunan ofislerinin yanısıra İspanya, Yunanistan, Tunus, Fas, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri, Çin, Küba, Dominik Cumhuriyeti, Endonezya (Bali), Maldivler, Vietnam, Seyşeller, Sri Lanka, Singapur, Hindistan, Tanzanya & Zanzibar, Kamboçya, Mauritius, Ürdün ve Meksika gibi 23 farklı destinasyonla hizmet verdiği misafirlerinin kalite ve güven içerisinde seyahat etmesini sağlayarak koşulsuz müşteri memnuniyeti ilkesini dünyanın dört bir yanında hayata geçirmeye devam etmektedir. Tüm bu destinasyonlarda kişi ve gruplara özel olarak hazırlanan ayrıcalıklı tatil seçenekleri ODEON Tours’un uluslararası deneyiminin sağladığı güvenceyle sunuluyor.

ODEON Tours’dan her 100 TL'lik alışverişe, 50 mil
Miles&Smiles üyeleri, tüm yurt içi otel (şehir otelleri hariç) rezervasyonları ile THY uçaklı Kıbrıs paketlerinde her 100 TL harcama karşılığı 50 bonus mil kazanıyor. Tur programları hakkında bilgi almak ve kayıt yaptırmak için ODEON Tours Çağrı Merkezi 444 0 684’yi arayabilir, www.odeontatil.com  adresine ulaşabilirsiniz.

SHERATON SHINE SPA




Sonbahara ışıldayarak girmek için Bursa'daki adresiniz: Sheraton Shine Spa
Sheraton Bursa Oteli’nin bünyesinde seçkin misafirlerine hizmet veren Türkiye’nin ilk Shine Spa’sında kendinizi şımartacak, anın tadını çıkaracaksınız.Bursa’nın yeni buluşma mekanı Sheraton Bursa, bir dünya markası olan ve Türkiye’nin ilk Shine Spa’sı olma özelliğini taşıyan Sheraton Shine Spa ile seçkin misafirlerine hizmet veriyor. Spa ve diğer kişisel bakımları tescilli ürünlerle hem modern hem de geleneksel bir biçimde sunan Sheraton Shine Spa, 1.500 metrekarelik 2 kat alan ile misafirlerine en üst düzeyde kişisel bakım deneyimi yaşatıyor.


Sheraton Shine Spa müdürü Burcu Tuğba Düzgüner; “Sheraton Otellerine ait bir dünya markası olan ve Türkiye de bir ilk olan Shine Spa, dünya üzerindeki en özgün bakım ve masajlarını şimdi Bursalılar ile paylaşıyor.” dedi. Diyetisyen Sabiha Ataç Asan; “Çağımızın en yaygın sorunlarından biri olan obezite ile savaş, doğru beslenme ve kilo kaybı kontrolü hakkındaki sihirli sırlarını artık Sheraton Bursa misafirleri ile de paylaşacağız” derken kişisel fitness koçu Yalçın Yuca; “Bedenimiz ona doğru komutları verip doğru yönlendirdiğimizde  bize çok kısa süre içerisinde yanıt verir. Şimdi çoğunlukla çok istediğiniz ama yapamadığınız spor aktivitelerini sizler için kişiselleştirip kısaltıyor ve sporu alışkanlığınız haline getirmek üzere terzi usulü Sheraton Bursa Fitness Center’da çalışıyoruz.” diyor.


Sheraton Shine Spa
• Özel kese odalarınla beraber Kadın & Erkek Hamam
• 3 adet termal su olan V.I.P. Hamam
• 4 adet çok amaçlı tedavi odaları
• Vichy masaj odası
• Hidro Masaj odası
• Sauna, Buhar Odası ve Jet Duş
• Yoga / Pilates alanı
• Vitamin Bar
• Dinlenme salonu
• Kapalı Havuz
• Fitness Center
Sheraton Shine Spa, yaşam  tarzınızı yeniden tanımlamak üzere bir araya geldi…

Çelebi’nin Rusya ve BDT çıkarması


Türk sivil havacılığının global oyuncusu Çelebi, katıldığı Ground Handling Russia & CIS 2013’e adeta damgasını vurdu. Moskova’da bu yıl 4’ncüsü düzenlenen uluslararası yer hizmetleri konferans ve fuarında hem stand, hem de konuşmacı olarak yer alan Çelebi, etkinliğin en çok ilgi çeken markaları arasında yer aldı.
Yer hizmetleri alanında Rusya ve BDT’nin en önemli etkinliği olan Ground Handling Russia & CIS 2013, 9-10 Eylül tarihlerinde Moskova’da Renaissance Moscow Monarch Centre’de düzenlendi. Dünyanın birçok ülkesinden birçok kuruluşun yer aldığı ve binlerce kişinin ziyaret ettiği uluslararası konferans ve fuarın ilgi odağında ise Çelebi yer aldı. Çelebi Havacılık Holding Yer Hizmetleri ve Global İş Geliştirme Başkanı Atilla Korkmazoğlu, Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Direktörü Abdullah Kırımlı, Yer Hizmetleri ve Global İş Geliştirme Proje Koordinatörü Murat Nursel ve Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Uzman Yardımcısı Ulviyya Aliyeva tarafından temsil edilen Çelebi, bölgenin bu en önemli uluslararası organizasyonun fuar bölümünde kurumsal standı ile yer aldı.

Çelebi standı, fuarda en çok ziyaret edilen standlar arasında yer aldı.
Ground Handling Russia & CIS 2013’ün konferans bölümünde ise Çelebi Havacılık Holding Yer Hizmetleri ve Global İş Geliştirme Başkanı Atilla Korkmazoğlu’nun gerçekleştirdiği sunum, katılımcılardan büyük ilgi gördü. Korkmazoğlu, konferansın ilk günü ikinci oturumda gerçekleştirdiği “Dengeleme Görevi - Sürdürülebilir Yer Hizmetleri İş Bileşenleri“ başlıklı sunumla, 55 yıllık köklü geçmişi ve uluslararası tecrübesi ile Çelebi’nin sürdürülebilirlik noktasında iş yapış şekli ve büyüme stratejisi hakkında bilgi verdi.
Yer hizmetlerinde kalifiye iş gücünün belirleyici olduğunu belirten Atilla Korkmazoğlu, “şirketim için çalışıyorum” bakış açısıyla başarının yakalanabileceğini, teknolojik yapı, teknik ekipman ve benzeri yatırımların da diğer önemli etkenler olduğunu belirtti. İş tecrübesinin, işi yapış şeklini adapte etme performansının da diğer etkili unsurlar olduğunu aktaran Korkmazoğlu, sürdürülebilirlik yolculuğunda; müşteri odaklılık, maliyetlerin kontrol altında tutulması, eğitilmiş personel ve yöneticilerin yanı sıra ekipman yönetimi ve kalitenin güvenlik üzerindeki öneminin de altını çizdi.

STARWOOD VE DEMSA ST. REGIS ISTANBUL İÇİN İMZA ATTI





Dünyanın en önemli otel gruplarından Starwood Hotels & Resorts’un en lüks markası St. Regis,
Starwood Hotels & Resorts ve Demsa Group ortaklığıyla  2014 yılında açılması planlanan St. Regis ile İstanbul’u yepyeni bir lüks anlayışıyla tanıştıracak.Lüks konaklama anlayışına farklı bir boyut getiren, dünyaca ünlü St. Regis Oteli, 2014 yılında Türkiye’de ilk kez İstanbul’da konuklarını ağırlamaya hazırlanıyor. Starwood&Resorts ve Demsa Group ortaklığında yapılacak otel için DEMSA Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çetindoğan, Starwood Hotels & Resorts, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Michael Wale 10 Eylül 2013, Salı günü, Zarifi Mustafa Paşa Yalısı’nda basın mensupları ile bir araya geldi. Starwood Operasyonlarından Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Thomas Willms, Starwood Hotels & Resorts EAME Satın Alma ve Geliştirme Direktörü Murat Yılmaz ve Demsa Otel Yatırımları Yöneticisi Serra Arıkök’ün de katıldığı toplantı, imza töreniyle son buldu.

St. Regis markasını İstanbul’a getirmek üzere Starwoods Grubu ile çalışmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Demsa Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çetindoğan, “Girişim ve yatırımlarımlarıyla dünya markalarının Türk ekonomisine güveninin artmasına katkı sağlayan Demsa Group olarak, İstanbul’un en lüks alışveriş ve yerleşim merkezi olan Nişantaşı’nın kalbinde yer alan Maçka Oteli projesi için,  dünya çapında bir asırdan fazla zamandır yüksek standartlarını ve servis kalitesini nesilden nesile taşıyan St. Regis ile işbirliği yapmayı uygun bulduk” dedi.

Starwood Hotels&Resorts, Avrupa, Afrika ve Orta Doğu Başkanı Michael Wale, “St. Regis’in dünya turizminde giderek önemli oyunculardan biri haline gelen bu tarihi ve enerjisi yüksek şehirde açılmasıyla birlikte Demsa Group ile başlattığımız işbirliğinin uzun ömürlü olmasını amaçlıyoruz. İstanbul, gerçekten çok kozmopolit bir şehir ve St. Regis markasının temsil ettiği özel hizmet kalitesini ve seçkin zarafeti sunmak için mükemmel bir ortam sunuyor. St. Regis’in Türkiye’deki marka portfolyomuza eklenmesi ülkenin turizm ve konaklama sektörünün her alanında sunduğu iş geliştirme olanaklarının başka bir kanıtı olarak ortaya çıkıyor” dedi.

2014’ün ilk yarısında açılması planan ve ödüllü Mimar Emre Arolat’ın imzasını taşıyan St. Regis İstanbul’un, Maçka Parkı ve Boğaz manzaralı, dördü dünyaca ünlü tasarımcılar tarafından özel olarak tasarlanan 118 odası ve 180 metrekarelik sıra dışı bir kral dairesi bulunuyor.

Otel’in girişinde yer alan brassarie tarzındaki restoran, sofistike ambiyansı ve lezzetli menüsü ile Nişantaşı’nın yeni buluşma noktası olurken; terasta yer alan Boğaz’ın muhteşem manzarasına sahip restoran ise şehre yepyeni bir lezzet kültürü getirecek. Ünlü kokteyl seçenekleri, yerli ve yabancı içki çeşitlerinin yer alacağı lobideki bar konuklarına eşsiz bir deneyim sunacak. Otelde ayrıca bir spa ve fitness merkezinin yanı sıra business center, toplantı konseptine farklı bir bakış açısı getiren toplantı salonları ve bir balo salonu yer alacak. St. Regis markasının ayrıcalıklı hizmeti St. Regis Butler Service, İstanbul otelinde de bulunacak ve konaklama öncesi başlayacak olan hizmet konaklama süresince devam edecek.

Starwood Hotels & Resorts
Starwood, sahip olduğu lifestyle markalarından beşiyle Türkiye’de 9 otel ile faaliyet gösteriyor; bunlardan dördü İstanbul’da bulunuyor: Sheraton İstanbul Maslak Hotel, Sheraton İstanbul Ataköy Hotel, W Istanbul ve Le Méridien İstanbul Etiler. Starwood’un Türkiye’de İstanbul dışındaki otelleri ise; Sheraton Çeşme Hotel, Resort and Spa, Sheraton Ankara Hotel & Convention Center ve The Lugal, A Luxury Collection Hotel, Ankara. Bu yıl açılan Sheraton Bursa Hotel ile şehirde faaliyete başlayan grup, Aloft Bursa Hotel ile hızla büyüyen Aloft Hotels markasını da Türkiye’ye getirmiş bulunuyor.

2013 yılı sonunda açılacak Sheraton Adana Hotel, Starwood’un Türkiye’deki onuncu oteli olacak ve Türkiye’nin Sheraton markası için Avrupa’daki en büyük pazarlardan biri haline gelmesini sağlayacak. 2014 yılı için planlanan açılışlar, The St. Regis İstanbul ve Sheraton Samsun Hotel. Starwood’un Türkiye’deki konumunu güçlendirmesi, ülkenin bir turizm destinasyonu ve aynı zamanda etkinlik, iş ve finans merkezi olarak büyümesiyle paralellik sergiliyor.

St. Regis Hotels & Resorts
Klasik ve seçkin bir tarzı modern bir yaklaşımla yorumlayan St. Regis, dünyanın önemli şehirlerindeki 31 lüks otel ve tatil köyü ile sıra dışı deneyimler sunmaya odaklıdır. John Jacob Astor IV, New York’taki ilk St. Regis Hotel’i yüzyıldan uzun bir zaman önce açtığından bu yana marka, yüksek standartlarını servis kalitesinden ödün vermeden koruyor ve kendi adını taşıyan St. Regis Butler Service ile müşterilerine konaklama öncesinde başlayan eksiksiz hizmetler sunuyor. Bal Harbour’dan Bangkok’a, Saadiyat Adası’ndan Shenzhen’e kadar her St. Regis oteli, yeni nesil lüks gezginlere hitap ediyor ve günümüzün küresel seyahat rotasındaki en gözde destinasyonlarda açtığı yeni tesisleriyle portfolyosunu büyütmeye devam ediyor. Markanın mirasını yeni destinasyonlara taşıma ve genişleme planları içinde Riviera Maya bölgesi ve Asya yer alıyor. Grubun otel açacağını duyurduğu Asya şehirlerinden bazıları; Changsha, Chengdu, Kuala Lumpur, Lijiang, Nanjing, Yeni Delhi ve Zhuhai. St. Regis’in ayrıca Avrupa, Afrika ve Orta Doğu bölgesinde Abu Dhabi, Amman, Kahire ve Dubai için de planları var.

St. Regis Hotels & Resorts hakkında daha ayrıntılı bilgi için www.stregis.com, yakın zamanda açılan tesisler için www.stregis.com/newgrandtour ve residanslar için www.stregis.com/residences sitelerini ziyaret edebilirsiniz.

Demsa Group (Nişantaşı Konaklama ve Otel Hizmetleri A.Ş.)
2000 yılında perakende satış şirketi olarak kurulan ve Cengiz Çetindoğan’ın Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Demsa Group’un tüm Türkiye genelinde 115 mağazası ve 1000’ün üzerinde çalışanı bulunmaktadır. Demsa Group, güçlü sermaye yapısı, Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusuna istihdam sağlayan, büyüyen perakende satış sektörüne olan inancıyla kısa sürede Türkiye’de perakende satış alanında önemli bir aktör haline gelmiştir.

Harvey Nichols, Brandroom,Tom Ford, Lanvin, AMQ, Michael Kors gibi  dünyaca ünlü markaları içerisinde barındıran lüks ve hazır giyim perakendede Türkiye’nin en önemli şirketlerinden biri olan Demsa Group’un gayrimenkul, otel ve restoran yatırımları da aralıksız devam etmektedir. Bu yatırımlar kapsamında 2010 yılında Maçka Oteli arazisini satın alarak otel yatırımlarına başlayan Demsa Group, 2012 yılında ise Pera Palace Hotel’in üst kullanım hakkını almıştır. Perakende sektöründeki başarılı çalışmalarını takiben, 2010 yılından bu yana turizm alanında yatırımlarını geliştiren Demsa Group, İstanbul’un en önemli kültür miraslarından biri olan Pera Palace Hotel’in üst kullanım hakkını satın alarak, otelin işletmesi için dünyanın en lüks ve en inovatif otel zincirlerinden biri olan Jumeirah Group’u Türkiye’ye getirmiştir. Demsa Group’un lüks otel ve restoran alanındaki yatırımları sürmektedir.

MSC CRUISES İLE RIO KARNAVALI’NA GİDİYOR




MSC CRUISES  İSTANBUL’DAN KARAYİPLER VE GÜNEY AMERİKA’YA YOLCULUK KEYFİNİ YAŞIYORUZ

Dünyanın en büyük partisine dönüşmüş Rio Karnavalı tüm dünyadan 1 milyondan fazla insanı ağırlıyor: Karnaval’da,  Samba okulları dansçı ve müzisyenleri  en iyi olmak için performans sergiliyor, bine yakın sokakta parti veriliyor. Rengarenk kostümleri, unutulmayacak şovları ile Karnaval keyfine MSC Cruises ile doyacaksınız.

Güney Amerika seyahatinde;  dünyanın en kozmopolit şehirlerinden Buenos Aires’in,  meşhur "Recoleta" bölgesini, dünyanın en geniş caddesi "9 de Julio"yu , şehrin simgesi "Obelisco"u; jet sosyetik ziyaretçileriyle meşhur rengarenk Punto del Este’yi, Ilhabela’da ünlü "Nossa Senhora D'Ajuda" kilisesini ve etrafı yağmur ormanları ile çevrilmiş Jabaquara Plajını  ziyaret ederek benzersiz tadların keyifini çıkaracaksınız.

Karayipler seyahatinde ise Jamaika'nın dünyaca ünlü Dunn Nehri Şelaleleri, doğal masaj alanları, tropik bitki örtüsü; Montego Körfezi’nde  denizin ve gökyüzünün mavi tonları, Georgetown’nın mimarisi ve bembeyaz kumları, sıradışı kaya oluşumu ile "Cehennem" bölgesi, Karayip Denizi’nde şişme sal keyfi, Tulum Antik Kenti’nde 60’dan fazla tapınağın mistik atmosferi ve Porto Riko’da Yağmur Ormanları’nda vahşi orkideler, şelaleler ile tanışarak bambaşka bir dünyayı keşfedeceksiniz.

Programlar;
MSC Poesia ile Rio Karnavalı keyfi, 25 Şubat 2014’de, İstanbul-Buenos Aires (Arjantin) uçuşu ve 2 gece, 5* otelde konaklama ile başlıyor, Ilha Grande&Rio de Janeiro (Brezilya), Punta Del Este (Uruguay), Buenos Aires  (Arjantin)-İstanbul uçuşu ile 10 gecelemede son buluyor.

MSC Divina’nın 23 Ocak-20 Şubat 2014 başlangıç tarihli Batı Karayipler turu,
İstanbul-Miami Lufthansa uçuşu ile başlıyor, 2 gece Miami’de 5* otelde konaklama sonrasında, MSC Divina  ile Falmouth (Jamaika), Georgetown (Cayman Adaları), Cozumel (Meksika), Great Stirrup Cay (Bahamalar) ve Miami sonrası İstanbul Lufthansa uçuşu ile 9 gecelik program tamamlanıyor.

01 Şubat 2014 programında ise İstanbul-Sao Paulo THY uçuşu ve 5* otelde 1 gece konaklama sonrası MSC Magnifica ile Santos (Brezilya), Punta Del Este (Uruguay), Buenos Aires (Arjantin), Montevideo (Uruguay), Santos’da (Brezilya) devam ediyor, 1 gece konaklama ve İstanbul THY uçuşu ile 9 gecelik program tamamlanıyor.

MSC Orchestra ile Güney Amerika  turu,  12 Şubat 2014’de başlıyor.  İstanbul-Rio de Janeiro Air France uçuşu ve 3 gece 5*otel konaklama, Rio de Janeiro (Brezilya), Buenos Aires (Arjantin), Punta Del Este (Uruguay) Ilhabela&Rio de Janeiro (Brezilya) ve İstanbul Air France uçuşu ile program 11 gecede tamamlanıyor. www.msccruises.com.tr

YASEMİN DALKILIÇ BAHAMALAR’DA KÖPEKBALIĞI GEÇİDİ’NDE DALIŞ YAPTI



Cantek Soğutma Makineleri şirketinin sponsorluğunda “Enerjini Doğru Kullan” temasıyla 6 bölümden oluşan “Dünyanın İnanılmaz Dalışları” belgesel çekimleri için Bahamalar’da bulunan dünya serbest dalış rekortmeni Yasemin Dalkılıç, belgeselin yeni bölümünün ilk çekimleri için Atlas Okyanusu’nda ‘Köpekbalığı Geçidi’ ve ‘Okyanusun Dili’ adıyla bilinen yerlerde tüpsüz dalışlar yaptı.


Yasemin Dalkılıç tarih boyunca bir tropik cennet olmayı simgelemesi ile insanları cezbeden Bahamalar’daki dalışlarına önce tüm takımadaya ismini veren ada olan Grand Bahama’dan başladı.  Sağlıklı köpekbalığı nüfusuyla tanınan Bahamalar’da Yasemin Dalkılıç, Freeport’un kendilerini hiç hayal kırıklığına uğratmadığını ifade etti. Dalkılıç ve ekibi “Shark Alley” yani “Köpekbalığı Geçidi” diye bilinen dalış noktasına gittiğinde 50 tanesinin bir arada olduğu anlar yaşadılar. Dalkılıç yaşadığı deneyimi ve karşılaştığı manzara ile ilgili izlenimlerini şöyle anlattı:


“Bu olağanüstü hayvanları gördüğüm her saniye, doğanın en inanılmaz yaratıklarından birine şahit olduğum için ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Bu hayvanlar dinazorlardan bile daha eski ve hala buradalar, bu da yaşam döngüsünde ne kadar doğru ve önemli bir yerleri olduğunun en büyük ispatı. Fakat insanlar yersiz korkuları ve cehaletleri ile maalesef bu hayvanları elimine etmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar. Köpekbalıkları ile dalmak inanılmaz bir deneyim, bize zarar vermek amacında olmadıklarını fark ettiğiniz an korku güzel bir heyecana dönüşüyor.” 
Balık nüfusundaki tehlike


Bol ve sağlıklı köpekbalığının mevcudiyetine ve mercan kayalıklarının durumunun iyi olmasına rağmen balık nüfusunun oldukça az olduğunu gördüklerini ifade eden Yasemin Dalkılıç, bunun büyük bir sebebinin aşırı avlanma olduğunu ancak diğer önemli bir sebebin ise bu bölgeye gelip bir daha ayrılmayan, istenmeyen ziyaretçi ‘aslan balığı’ olduğunu belirtti. Dalkılıç “ Hint Okyanusuna ait bu vahşi hayvanlar Atlas Okyanusuna bir salgın gibi yayılarak diğer balık nüfusunun hızla azalmasına sebep olmuş. Bu bölgeye has balık türleri aslan balıklarının korkunç zehrine karşı kendini nasıl savunacağını bilmiyor ve aslan balıklarının sayısının milyonlara ulaşması ile sonucu tahmin edebilirsiniz.” diye konuştu.


Grand Bahama’dan sonra Andros ve New Providence adaları arasında yer alan “Okyanusun Dili” adı ile bilinen yere giden ekip, burada “labirent” ismi ile tanınan bir derin dalış noktasında, belgeselin  “The Performance Challenge” adı verilen, Dalkılıç’ın zor bir serbest dalış denemesi yaptığı kısmı çekti. 
Dalkılıç, Bahamalar’la ilgili, doğal güzelliğine hayranlık duymakla bir parça endişe karşımı bir duyguya sahip olduğunu belirtti ve “Çünkü insanların düşüncesizce doğaya verdiği zarara bu çok ücra yerde bile şahit olmak mümkün.”  diye ekledi.

Belgeselin kısa versiyonları Youtube’da yayında
Tüm ulusal ve uluslararası yayın kuruluşlarında yayınlanması hedeflenen 6 bölümlük The Amazing Dives Of The World “Dünyanın İnanılmaz Dalışları” adlı belgeselin yayınlanan ilk versiyonunda Yasemin Dalkılıç, Florida’nın akıntılar nedeniyle yılda bir kaç kez dalış yapılabilen Key Largo bölgesindeki dünyanın en büyük batık savaş gemilerinden biri olan USS Spiegel Grove’e tüpsüz dalış gerçekleştirmişti.  Dalkılıç, belgeselin ikinci bölümünde ise yine tüpsüz dalışla, bir sualtı yaşam alanı olan Aquarius’a inmiş, sualtını, hayvanları, mercan kayalıkların kesintisiz bir şekilde incelenebildiği, bilimsel araştırmalar ve deneylerin gerçekleştirildiği bölgede inanılmaz görüntüler çekmişti. Belgeselin 3’ncü versiyonu olan Mağaralar Şeytan Havzası’nda çekilen görüntüleriyle yine Youtube’da “The Amazing Dives of The World” başlığı altında izlenebiliyor. Bahamalar’da çekilen bölüm ise henüz montaj aşamasında. 

Dünyanın gözü Dalkılıç’ta
‘Enerjini Doğru Kullan’ sloganıyla yola çıkan dünya serbest dalış rekortmeni Yasemin Dalkılıç’ın  projesi günümüzün Cousteau’su dünyanın en ünlü sualtı araştırmacısı Sylvia Earle’ün de dikkatini çekmiş, Time dergisi tarafından “Gezegenin Kahramanı” unvanı verilen Sylvia Earle; CANTEK sponsorluğunda dalış yapan Yasemin Dalkılıç’ın çalışmalarını Mission Blue Vakfı’nın web sitesinde Dalkılıç’ın izniyle yayınlamaya başlamıştı.

İKSİR RESORT TOWN’UN HARBİYE ŞUBESİ AÇILDI



Kastamonu Daday’daki İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası’nın, İstanbul Harbiye’deki Satış ve Pazarlama Ofisi, 10 Eylül 2013 tarihinde, bir organizasyon ile açıldı.Halaskargazi Caddesi 8/4 nolu adreste yer alan Harbiye Ofisinin telefonu 0212 231 43 89 dır.  Kastamonu Havaalanının açılmasıyla doğa harikası Daday’a, ülkemizin yanı sıra, Avrupa’dan Ortadoğu’ya, Uzakdoğu’dan Amerika’ya dünyanın dört bir yanından doğanın kalbine dalış yapmayı seven turist grupları bekleniyor.

50’nin üzerinde aktivite
‘Her gün yeniden doğmak’ felsefesini yaşatan İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası’nda, 4 mevsim, 50’nin üzerinde aktivite yapılıyor. Atlı sporlar merkezinde biniş eğitimleri, doğada serbest at binişleri, yayla ve kış sporları, trekking, Atv turu, Jeep safari, Off road, olta balıkçılığı, bisiklet, kuş gözlemciliği, mantar toplama, faytonla şehir turu gibi onlarca aktiviteyi bünyesinde barındıran İksir Resort Town, çiftlikte üretilen ürünlerle ve gezilerle doğayla iç içe olmayı sağlarken, aynı zamanda konforu özleyenlerin ilgi odağı haline geliyor. 4 mevsimi cennet olan Daday’da, yaşamınızı cennete çeviren İksir Resort Town, sadece 5 duyuya hitap etmiyor; aynı zamanda bedeninizi ve ruhunuzu da besliyor.

Doğanın kalbinde tatil imkanı
İksir Resort Town, 2009 yılının son günlerinde misafirlerini ağırlamaya başladı. 60 dönüm arazi üzerinde yer alan ana tesisler ile çiftlik, Ballıdağ dağ evi, gölet gibi diğer hizmet alanlarıyla, fark yaratan ve yüzlerce dönümü kapsayan bir tatil ve yaşam kasabası olarak hizmet veriyor. Ana tesiste, 60 oda ve 154 yatak bulunuyor. Ballıdağ dağ evinde, 6 oda ve 15 yatak kapasitesi var. Nitekim Daday’da, zirvesi bin 800 metreyi bulan Ballıdağ Bölgesi, Sarıçam, Karaçam, Kayın, Köknar ağaçlarıyla kaplı binlerce dönüm ormanlık alanı ile dünyanın sayılı ‘oksijen depolarından’ birisidir ve bu nedenle bölgeye, dünyanın 2.’nci İsviçre’si de denilmektedir. Özetle, İksir Resort Town Yaşam ve Tatil Kasabası, 50’nin üzerinde aktivitesi, doğal beslenme ve mutfağındaki iddialı seçkin lezzetleriyle, doğanın kalbinde sevdiklerinizle unutamayacağınız keyifli dakikalar geçirmenizi sağlıyor.

İksir Resort Town Yaşam & Tatil Kasabası’nda; kısa mesafede gezilip- görülecek yerler
*Yumurtacı Göleti – Ceviztepe arası bisiklet turu : 7 kilometre
*Taşçılar Göleti – Yumurtacı Göleti arası bisiklet turu: 15 kilometre
*İksir- Kös Deresi arası trekking : 3,5 kilometre
*İksir- Göktepe arası ATV, At safari, trekking : 7 kilometre
*İksir- Ballıdağ arası trekking : 18 kilometre
*İksir-Yumurtacı Göleti trekking : 3,5 kilometre; Gölette Göçmen Kuş Gözlemi ve Barbekü
*İksir-Ballıdağ Kule arası trekking : 9 kilometre
*Elveren Yaylası çeşitli mantar türleri ve kırmızı karıncaların bulunduğu yayladır.
*Karacaören : 30 kilometredir. Balıyla meşhur olan bu köy, ahşap konaklara sahiptir.


BERLİN SANAT HAFTASI’NA YENİ GERMANWINGS İLE UÇUN


17 – 22 Eylül 2013 tarihleri arasında düzenlenecek Berlin Sanat Haftası’na artık yepyeni konseptiyle hizmet veren Germanwings’in sunduğu fırsatlar ile uçabilirsiniz

Eylül ayında gerçekleşecek iki sanat fuarı "abc - art berlin contemporary" ve "Preview Berlin Art Fair" gibi çeşitli önemli sanat organizasyonlarını kapsayan Berlin Sanat Haftası sanatseverlere unutulmaz anlar yaşatacak.

Bir hafta sürecek olan organizasyonda yüzlerce galeri ve sanatçının iş birliği ile organize edilen dünya çapında birçok grup ve solo gösterileri izlerken olağanüstü sergileri de gezme şansına erişeceksiniz.

1 Temmuz’dan itibaren yeni Germanwings markası altında tamamen yepyeni bir marka ve ürün olarak yolcularına ‘a la carte flying’ (alakart uçuş) hizmeti vermeye başlayan havayolu şirketi yaz aylarında yolcuların vazgeçilmezi haline gelecek.

Yeni Germanwings konseptine göre şirket yolcularına 3 farklı hizmet paketi sunuyor. En iyi ve yüksek kalitedeki ‘Best’ seçeneği özellikle iş seyahati yapan yolcuların tüm ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte tatil ve gezi amaçlı seyahat eden yolculara da hitap ediyor.  İkinci bir seçenek olan ‘Smart’ seçeneği ise yolcuların tüm ek ihtiyaçlarının karşılandığı, yolcu tarafından talep edilen her hizmetin sağlandığı bir seçenek. Üçüncü ‘Basic’ seçeneği ile yolculara low-cost ayarında bir hizmet sunuluyor.

Uygun fiyatlarla yüksek kalite sunmayı Alman havayolu şirketinin Türkiye’ye düzenlediği tarifeli uçuşların tümü, 144 kişilik Airbus A319 ile yapılıyor. İstanbul uçuşlarını Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan gerçekleştiren Germanwings’in avantajlarından yararlanmak isteyenler şirketin www.germanwings.com  web sitesinden veya uluslararası çağrı merkezinden rezervasyon yaptırabilirler.

www.germanwings.com
Çağrı Merkezi: +44(0)8717029985

12 Eylül 2013 Perşembe

NEJAT KARAGÖZ'Ü KAYBETTİK


TÜRSAB BYK BAŞKANI NEJAT KARAGÖZ İTALYAN HASTANESİNDE VEFAT ETTİ


Türsab Bogaziçi BYK Başkanı, Minka Travel’in Yönetim Kurulu Başkanı Nejat Karagöz’ü kaybettik.


Herzaman güleryüzlü ve iltifatlı sözleriyle insanlara değer veren abimiz inanıyordu düzeleceğine hastalık inanınca geçer diyordu ama olmadı ....13 Eylül Cuma günü Şişli Camii'nde kılınacak öğle namazının ve Edirne Eski Camii'de kılınacak ikindi namazının ardından Edirne Buçuktepe Aile Mezalığı'nda toprağa verilecektir..
Turizminsesi.com olarak merhuma Tanrı'dan rahmet,kederli ailesi, dostları, sevenleri ve turizm camiasına başsağlığı dileriz.


11 Eylül 2013 Çarşamba

KÖPRÜLÜ KANYON’DA RAFTİNG KEYFİ


Halil ÖNCÜ  Yazıyor – Köprülü Kanyon Milli Parkı
Hafta sonunu Türkiye'nin en önemli Rafting merkezleri arasında gösterilen Köprülü Kanyon'da geçirdim. Antalya'dan yaklaşık 90 km. uzaklıkta olan Köprülü Kanyon'a Serik ile Manavgat arasında bulunan yol ayrımından kuzeye, Toros Dağları istikametine yol alarak ulaşıyorsunuz. Serik-Manavgat yolundan döndüğünüzde ise yaklaşık 38 km. gittikten sonra Köprülü Kanyona ulaşabilirisiniz. Halen yolun bazı bölümlerinde yol çalışmaları olduğundan dikkatli gitmekte fayda olduğuna inanıyorum. Bu arada yol boyunca muhteşem doğal görüntü sizlerin sık sık aracınızı durdurmanıza ve fotoğraf çekmenize sebep olabilecek.Köprülü Kanyona yaklaşırken çok sayıda Rafting meraklısının burada bu işi yapan acenteler tarafından Raftingin yapılacağı alana götürüldüklerini görüyoruz. Her bir acente yol boyunca müşteri kapma adına adeta yarış peşinde. Bu güzel bir görüntü oluşturmazken, bu kadar çok ilginin de sıkıcı olduğunu unutmamalı acentelerin.


Köprülü kanyonun adını verdiği ve bölgenin başlangıç noktasında bulunan ve bol bol fotoğraflanan tarihi köprü bulunuyor. Kanyon adını Köprüçay Irmağı üzerindeki Roma Çağı’nda inşa edilen bugünkü adıyla Oluk Köprü’sünden alıyor. Oluk Köprü’nün güneybatısında, Irmağa kuzeybatıdan kavuşan Gökçesu’nun içinden akarak gelen ve olağanüstü güzellikteki kanyon üzerinde yer alan Büğrüm Köprü de Roma Çağı eseri olarak göze çarpıyor.


Aracımızı tarihi köprüye ulaşmak için başlangıç noktasına park ediyoruz. O kadar kalabalık var ki, herkes bir teknenin ucundan tutmuş nehre doğru ilerliyor ve o güzel heyecanı yaşamak için sabırsızlıkla koşturuyor. Burada bölgede doğup büyümüş ve şimdilerde Rafting yapmak isteyenlere yardım eden ve onları yönlendiren Mustafa Tavukçu ile karşılaşıyoruz. Bize yardımcı olmak istiyor ve bölgeyi anlatmaya başlıyor. Yakın ilgisine buradan çok teşekkür ediyorum.


Aracımızı park ettiğimiz noktadan yaklaşık 5 dakikalık hafif bir tırmanma yolu ile kendimizi tarihi köprü ve muhteşem kanyon görüntüsü içinde alıyoruz. Köprünün sağ ve solundan baktıkça bakıyor, elimizden fotoğraf makinemizi düşüremiyoruz. Bol bol fotoğraf çekiyoruz. Köprüyü geçtikten sonra tekrar Kanyona ilerleyerek merdivenli yoldan suyun çıktığı bölgeye iniyoruz. İnerken dikkat diyorum çünkü burada bazı yerlerde demir korkulukların kırılıp düştüğüne tanık oluyorum. Büyük bir tehlike olduğunu görüyor ve yetkilileri buradan uyarmak istiyorum. Burası aynı zamanda Rafting yapanların da başlangıç noktası. Önce suyun kaynadığı bölümde su molası veriyor ardından da muhteşem güzelliği fotoğraflamaya başlıyorum.


Kanyon Milli Parkı’nın yayıldığı geniş alan içinde, çok sayıda köy boyutunda dağ yerleşmesi yer alıyor. Aldığım bilgilere göre buraya gelen yerli yabancı turistler, ziyaretçiler, olağanüstü bir doğa içinde spor ve dinlenmenin yanında kırsal yaşamı tanıma fırsatı da buluyorlar. Aşağıya Kanyonun başlangıç noktasına indiğimde, gözüme bölge köylerinde yaşadığına inandığım şalvarlı köylü abla ve teyzelerime rastlıyorum. Belli ki önceden suya girmiş ve serinlemişler, belki de rafting yapmışlar. Uzakta kıyıda oturmuşlar ve kurumayı bekliyorlar. Onlarda bu güzellik içinde hem sohbet ediyorlar hem de rafting yapanları izliyorlar, sohbet ediyorlar. Bende bu güzel kareyi kaçırmamak adına deklanşörüme basıyorum ve işte bu görüntü ortaya çıkıyor.

Yaz aylarında günde 7 bin kişiye yakın kişinin burada Rafting yaptığını ve bu sayının zaman zaman 10 binlere çıktığını öğreniyorum. Tabi bu sayıların artmasının çevrenin doğal güzelliği iyi bir sayfiye yeri olmasının da rolü büyük. Büyük bir heyecan içinde Rafting heyecanını da yaşadıktan sonra bölgeden ayrılıyor ve doğal güzellikler içerisinde tekrar Antalya’ya dönüyoruz.Köprülü Kanyon hakkında: Köprülü Kanyonun başlangıcı Isparta’nın güney doğusunda bulunan Kasımlar beldesidir. Nehrin asıl kaynağını Isparta’nın ilçesi olan Aksudan gelen ırmak ve yine Isparta’ya bağlı Karacahisar köyünden çıkan su oluşturmaktadır. Kanyon Kasımlardan Antalya’nın Değirmenözü köyüne kadar yaklaşık 25 km boyunca dar vadilerden oluşmaktadır. Bu kısımda özellikle suyun yükseldiği zamanlarda yürüyerek geçiş zordur. Ama yaz aylarında yürüyerek geçiş yapılabilir. Değirmenözü köyünden sonra nehir tamamen açık alanda akar. Daha sonra nehir tekrar dar vadilere girer. Bu ikinci kısım Köprülü Kanyon Antik Köprüsüne kadar devam eder. Yine bu bölümde dik vadiler zor geçişler ve doğal güzellikler vardır.


Bölgede görünecek diğer yerler:  Bölgeye yakın Selge antik şehri mutlaka görülmelidir. Renkli, hareketli ve çeşitli peyzaj örneklerinin bir arada bulunduğu Köprü Irmağı da diğer görülmesi gereken yerlerdendir.Mevcut Hizmetler: Özel şahıslara ait yeme-içme ihtiyacını karşılayacak tesisler ziyaretçilere hizmet veriyor.Konaklama: Konaklama imkânı, ziyaretçilerin basit kamp yapmalarıyla sınırlıdır. Ancak Beşkonak ve Karabük köyünde bulunan bungalovlarda kalınabilir. Fakat yatak sayısı yetersizliği dolayısıyla Manavgat, Side ve Belek gibi çevredeki turizm merkezlerinde kalmak mümkündür. Bölgede yine nehir boyunca Çadır da kiralayabilirsiniz. Çadır kirası ise 2 kişilik çadırlar da 40-60 TL. olarak değişebiliyor. Ne kadar?  Eğer günübirlik gidecekseniz Antalya’dan transfer, öğle yemeği ve rafting dahil 50 TL.

ADALARARASI MACERA YARIŞLARI


MACERA SEVENLER ADALARARASI MACERADA YARIŞLARI’NDA BULUŞTU
İstanbul adalarından Burgazada ve Heybeliada ‘Adalararası MACERADA Yarışları 2013’ etkinliğine ev sahipliği yaptı. 600 metre yüzme, 12 kilometre bisiklet, 8 kilometreye yakın oryantiring parkurları ve bonus etaplardan oluşan yarışmada birinciliği Burç Aksoy ve İlker Burgaç'dan oluşan ELLİ (50) takımı kazandı.

Adalar’da Doğal Kültürel Miras ve Adalar Turizm Geliştirme Merkezi Projesi etkinlikleri kapsamında ISTKA tarafından desteklenen ve bu yıl ilki düzenlenen MACERADA Yarışları 8 Eylül Pazar günü farklı spor disiplinleri altında yapıldı. Yüzme, bisiklet ve oryantiring gibi sporun birçok dalında kendini sınamak isteyen sporcular MACERADA yarışları ile doğada keyifli anlar yaşadı. İkişer kişiden oluşan takımların katıldığı MACERADA Yarışları kondisyon, güç, dayanıklılık, motivasyon gibi unsurların yanı sıra; planlama, strateji, takım olma gibi sosyal yetilerin çarpışmasına sahne oldu.

Yarışmacılar özel etaplarda da yarıştı!
Yarışın yüzme etabını Burgazada ve Heybeliada arasında tamamlayan yarışmacılar, bisiklet ve oryantiring etabını Heybeliada’da sonlandırdı. Yarışmacılar İsmet İnönü, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Aziz Nesin, Lefter gibi Adalar’da iz bırakmış isimlere ithaf edilen farklı özel etaplarda da kozlarını paylaştı. Yarışmada genel toplamda “ELLİ (50)”  takımı birinciliği elde ederken, katılan takımların biri hariç tamamı yarışı tamamlama başarısı elde etti.

Adalararası Macerada Yarışları
Macerada, Adalar Turizm Geliştirme Merkezi çatısı altında Adalar Belediyesi, Adalar Vakfı, Heybeliada Gonüllüleri Derneği, Heybeliada Su Sporları Kulübü tarafından, Adalar’daki su sporları kulüpleri (Büyükada Deniz Kulübü, Adalar Su Sporları Kulübü (ASSK), Burgaz Deniz Kulübü, Kınalıada Su Sporları Kulübü, Yıldırım Spor Kulübü) ve Kızılay Adalar Şubesi işbirliğiyle düzenlenmektedir.

“EN GÜZELİ BENİM TARİFİM – YAZ SOFRASI YARIŞMASI”



Aydan Üstkanat’la LeCordon Bleu ve Söke Un İşbirliğiyle Yapılan “EN GÜZELİ BENİM TARİFİM – YAZ SOFRASI YARIŞMASI” nın Kazananları Belli Oldu

Yemek Yazarı-Yemek Fotoğrafçısı-Yemek Stilisti Aydan Üstkanat'ın tasarladığı Özyeğin Üniversitesi - Le Cordon Bleu ve SökeUn® işbirliği ile düzenlenen Yaz Sofrası Yarışması’nın finali 7 Eylül 2013 Cumartesi günü Le Cordon Blue mutfaklarında gerçekleşti.  64 aday için sosyal medyada gerçekleşen oylama ve Aydan Üstkanat'ın ve jüri üyelerinin değerlendirmesi sonucu Birinci Esin Ulucaklı, ikinci Fatmanur Karaca ve üçüncü Zuhal Işıltan oldu.


Yemek Yazarı-Yemek Fotoğrafçısı ve Yemek Stilisti Aydan Üstkanat'ın tasarladığı “En Güzel Benim Tarifim - Yaz Sofrası/ Çay Saati 2013 Yarışması”nın finali, 7 Eylül 2013 tarihinde Özyeğin Üniversitesi – Le Cordon Bleu mutfaklarında gerçekleşti.  Aydan Üstkanat’ın Facebook sayfası üzerinden menülerini uygulamaya yükleyen 128 kişi içinden menüsü onaylanan 64 aday arasından finale kalan 12 yarışmacı, hünerlerini Le Cordon Bleu mutfaklarında sergiledi. Çekişmeli geçen final yarışmasının kazananları  Esin Ulucaklı, Fatmanur Karaca ve Zuhal Işıltan oldu.Aydan Üstkanat’ın “Mutfağa, yemek yapmaya gönül verenlerin, tüm büyük uğraşlarını ve emekle yaptıklarını paylaşma platformu” olarak tanımladığı yarışmada, yarışmacılar yaz salatası, tatlı ve tuzlu hamurişi olmak üzere üçleme bir tabak hazırlayarak yarıştı.


Yarışmanın sponsorluğunu yapan Söke Un “Bu yıl Söke® Un’un kuruluşunun   50. Yılını kutluyoruz.  Tam bu dönemde   “Yaz Sofrası 2013”  yarışması ile   yemek yapmaya gönül verenlerle buluşmak,   ürünlerimizin  maharetli ellerde   dönüştüğü lezzetleri  deneyimlemek  bize  büyük  bir keyif yaşattı. Başta  Sayın Aydan Üstkanat olmak üzere,  Le Cordon Bleu ve emeği geçen herkese  şükranlarımızı sunuyoruz.” dedi.
Yarışmanın Birincisi Esin Ulucaklı, Le Cordon Bleu Pastacılık Eğitimi almaya hak kazandı
Yarışmanın sponsorlarından Le Cordon Bleu Türkiye Direktörü Defne Ertan Tüysüzoğlu “Dünyanın en prestijli mutfak sanatları kurumu Le Cordon Bleu Türkiye’de mutfak sanatlarına gönül vermiş kurum ve kişilere destek vermeyi çok önemsiyor. Le Cordon Bleu mutfağında bu değerli yarışmacıları ağırlamaktan ve lezzetli ürünlerinin yaratılmasına destek vermekten çok mutluyuz.


 Birinci olan yarışmacımıza Le Cordon Bleu Pastacılık eğitimi sağlayarak, yaratıcılığını, teknik bilgiyle pekiştirmesine destek vereceğiz. Sağlıklı ürünleri tükettirmeyi, yaratıcı ürünleri ve sunumu teşvik etmeyi misyon edinen bu yarışma, hem Le Cordon Bleu’nün stratejisine parallelik gösterdiği hem de lezzet yaratıcılarıyla bir arada olmaya fırsat tanıdığı için bu yarışmayı desteklemekten büyük keyif aldık.” dedi.


 Pastacılık alanında kariyer yapmayı hedefleyen Ulucaklı, ödülünü Le Cordon Bleu – Master Chef’i Christophe Bidault ve Aydan Üstkanat’tan alırken gözyaşlarına hâkim olamadı.Yarışmanın asıl amacı yarışmacılara, lezzet düşkünlerine keyifli bir ortam hazırlarken, yaz aylarının kavurucu sıcağını serinleten, farklı, sağlıklı, mevsime uygun, lezzetli örneklerini kayıt altına almak ve bu alternatifleri artırmalarını sağlamayı amaçlayan yarışmada birinciye- Altın Ödül ve Sertifika ile Le Cordon Blue Pastacılık Eğitimi, ikinciye – Gümüş Ödül ve Sertifika, üçüncüye – Bronz Ödül ve Sertifika verildi.