8 Şubat 2014 Cumartesi

Karadeniz’in Yeni Eko Turizm Köyü Turist Ağırlamaya Başlıyor

Ordu’nun Ünye ilçesine bağlı Sahil Köyü, DOKA’nın finansal desteğiyle yeniden düzenlenerek Karadeniz Bölgesi’nin yeni Eko Turizm Köyü haline getirildi.


Sahip olduğu kıyı şeridi sayesinde özellikle yaz aylarında Anadolu’dan yoğun turist alan Sahil Köyü, DOKA’nın finansal desteği ve Ordu İl Özel İdaresi yürütücülüğünde “Ordu Dünya Turizm Markası Oluyor”  projesi kapsamında ele alınarak Eko Turizm Köyü’ne dönüştürüldü.  Bu değişiklikle birlikte Sahil Köyü’ne gelen turistler, gündüz doğa ile iç içe olan kıyı şeridi boyunca denize girip serinlerken, akşamları ise köyde düzenlenen semah gösterilerini izleyebilecek, yakılan çoban ateşleri eşliğinde sazlı eğlencelere katılabilecek.


Eko Turizm Köyü’nde konaklamak mümkün
Turistler, konaklama için Ünye’deki otellerin yanı sıra, yeni düzenlemelerle turizme kazandırılan Sahil Köyü’ndeki köy evlerini de tercih edebilecek. Turistlerin konaklayabilecekleri şekilde yeniden düzenlenen köy evlerinde profesyonel hizmet verilecek. Konuyla ilgili bilgi veren Marka Kent Ordu Eko Turizm Sorumlusu Özlem Cabir, “Köy evlerinin turistlerin konaklayabilecekleri hale getirilmesi aşamasında özellikle hijyen koşullarına çok dikkat ettik. Yaptığımız her düzenleme ve yenilemede önceliğimiz hijyen koşullarının iyi olması yönündeydi. Şimdi bu evlerde konaklayan herkes profesyonel hizmet alıyor, kişiye özel havlu ve çarşaflar var, bütün bunların temizliğine özel bir önem veriliyor.” şeklinde konuştu.


Sahil Köyü farklı turizm alternatifleri sunuyor
Başta Sivas ve Tokat’tan olmak üzere, yaz aylarında denizinden faydalanmak için turistlerin akın ettiği Sahil Köyü, yeni eko turizm kimliği ile farklı turizm alternatifleri sunuyor. Sahil Köyü’nün yerel kültürü hissetmek isteyenlere hitap edeceğini belirten Marka Kent Ordu ekibinin Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Metin Çelik, “Eko Turizm Köyü” statüsü ile birlikte turist sayısında artış beklediklerini söyledi. Deniz turizminin hem Ünye, hem de Sahil Köyü için önemli olduğunu vurgulayan Çelik, “Sahil Köyü, yazın doğa ile iç içe denize girmek isteyenlerin uğrak yeri.


Ünye’deki otellerin çeşitliliği de konaklama için farklı alternatifler sunuyor, şimdi buna bir de köy evlerinde konaklama avantajı eklendi. Bu da turizm için çok önemli bir kazanımdır. Deniz turizmi zaten vardı, şimdi yeni düzenlemelerle birlikte eko turizm de olacak. Artık Sahil Köyü dilden dile dolaşacak ve Karadeniz’de turistlerin yeni alternatif turizm adresi olacak.” dedi.  


“Eko Turizm Köyü ”ne dönüştürülen Sahil Köyü’ne gelen turistler, deniz ve kıyı turizminin yanı sıra yöresel yemeklerden tadabilecek, süpürge ve semer yapımlarını yerinde görebilecek. Tamamen doğa ile iç içe olan köyde fındık bahçelerinin içinde doğa yürüyüşleri, dalından taze meyve ve sebzelerin toplanması, ineklerin sağılması, yumurtaların toplanması ve tavuklara bakılması gibi köy yaşantısına has etkinlikler de turistleri bekleyen diğer eko turizm örnekleri olacak.


7 Şubat 2014 Cuma

Romanya'dan Türklere vize kolaylığı

Romanya'yı ziyaret etmek isteyen Türk vatandaşlarına  vize alımı kolaylaşıyor
Tatil amaçlı Romanya'yı seçen Türk vatandaşları için 48 saat içinde vize  alımı gerçekleşiyor. Evraklar tamam olduğu takdirde iki gün gibi kısa sürede vize işlemleri  bitiyor.

Türkiye ve Romanya adına bir araya gelen turizm temsilcileri iki ülke arasındaki vize başvurularının hızlandırılması için çalışma başlattı. Romanya Turizm Milli Kurulu Başkan Yardımcısı Mirela Matichescu, çalışmaların Türk vatandaşlarına vize kolaylığı sağlamak için başladığını belirtti.

Çalışma kapsamında Romanya artık Türklere iki gün içinde vize verecek. Vize başvurusu için gerekli belgeler ise Ankara'daki Romanya Büyükelçiliği`nin www.ankara.mae.ro sitesinde yer alıyor. Vize başvurusu, Romanya Büyükelçiliği'nden ve Romanya Konsolosluğu'ndan 60 euro karşılığında  yapılabiliyor.

Karadenize kıyısı olan ve harika dağ köyleri olan Romanya'ya havayolu ile çok kısa sürede ulaşmak mümkün ve ülkede turistlere yönelik ekonomik tesisler yer alıyor. İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Bükreş Otopeni Havalimanı'na olan uçuşlara ek olarak Köstence Mihail Kogalniceanu Havalimanı'na yeni bağlantılar da kurulmuş bulunuyor.

Romanya EMITT'i ve Türkiye'yi sevdi
30 Ocak-2 Subat 2014 tarihleri arasında TÜYAP'ta gerçekleşen Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı EMITT'te yer alan ülkelerden biri de Romanya idi. EMITT, Romanya açısından turizm sektörünün canlandırılması bakımından büyük önem taşıyor. Bu bağlamda Türkiye, sahip olduğu büyük turizm potansiyeli açısından Romanya'nın yakın coğrafyasında en çok önem verdiği ülkelerin başında geliyor. Bu nedenle Romanya, Türkiye ile turizme yönelik bağlantılarını kolaylaştırmayı hedefliyor.

İstatistiklere göre Ekim 2013 yıl sonu itibariyle Türkiye'den diğer ülkelere yaklaşık 11 milyon turistin çıktığı belirlenmiş bulunuyor. Bu oran 2012 yılına kıyasla % 6 artışa karşılık geliyor. Söz konusu potansiyel için Mirela Matichescu şunları söylüyor: "Romanya turizmini desteklemek bizim görevimiz. Bu yönde Romanya'nın Türk ziyaretçileri için önemli bir destinasyon olmasını arzu ediyoruz. Karadenize kıyısı olan ülkemizde özellikle yaz sezonunda Türk turist gruplarını bekliyoruz. Bu konuda özellikle Romanya`nın özel sektörüne güvenimiz tam."

EMITT Fuarı: EMITT Fuarı ilk kez 1997 yılında İstanbul’da TÜYAP Tepebaşı Fuar Merkezi’nde Voyager - Uluslararası Turizm ve Tatil Fuarı adıyla gerçekleştirildi. 1998 yılında Voyager adıyla gerçekleştirilen fuar üçüncü yılına girerken hızla büyüdü ve 1999’da TÜYAP Beylikdüzü’ne taşınarak 4 salonda 7000 metrekarelik bir alanda gerçekleştirildi. Fuar, 1999 yılından bu yana EMITT - Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı adıyla düzenlenmektedir. Bölge ülkelerinden ve uluslararası turizm camiasından büyük ilgi gören EMITT Fuarı, yalnızca katılan ülke sayısı, kurulan stand ve alan olarak büyümekle kalmadı, Türkiye turizm sektörünün aynası oldu. Birçok ilke imza atan EMITT Fuarı, 15 yıl içinde Avrupa’nın en büyük 5. Turizm Fuarı olmayı başardı. Fuar, önümüzdeki dönemde gerek yurtdışı gerekse yurt içinde farklı projeleri hayata geçirmeyi planlamaktadır. Dünyanın önde gelen fuar kuruluşlarından biri olan ITE Group PLC, 2009 yılında Ekin Fuar A.Ş. ortakları arasına katıldı. www.emittistanbul.com

ITE Group PLC: ITE Group PLC, hızlı gelişen ve gelişmekte olan pazarlarda uluslararası fuarlar ve konferanslar düzenlenmektedir. Dünya genelinde 30 ofise sahip olan grup, her sene 16 ülkede 250’den fazla etkinlik gerçekleştirmektedir. ITE Group PLC; Rusya, Ukrayna, Kazakistan, Azerbaycan, Türkiye ve Hindistan’da seyahat fuarları ile faaliyet göstermektedir (Daha fazla bilgi için www.ite-exhibitions.com, www.travel-exhibitions.com).

Erlin Tomaoğlu, Ermenice pop şarkıları ile müziğe yeni bir soluk getiriyor


Erlin Tomaoğlu, 18 Şubat Salı günü Şişli Kent Kültür Merkezi’nde vereceği konseri ile müzikseverlerle buluşuyor

“Şarkılar dilleri yaşatır, kelimeler yürekleri dillendirir.
O yüreklerde çağladıkça sevda, şarkılar artık sevdanın dilidir”

Erlin Tomaoğlu, Ermenice pop şarkıları ile müziğe yeni bir soluk getiriyor
Türkiye’de ilk kez, kaybolmakta olan Batı Ermenicesini müziğe taşıyan, söz yazarı, besteci ve yorumcu Erlin Tomaoğlu, 18 Şubat Salı günü Şişli Kent Kültür Merkezi’nde vereceği konseri ile müzikseverlerle buluşuyor. Tomaoğlu konserinde, “Dariner Vertch-Yıllar Sonra” albümünde yer alan Batı Ermenicesi ile yazdığı ve bestelediği şarkılarını seslendirecek. Sanatçının “Dariner Vertch-Yıllar Sonra” albümü Türkiye’de Batı Ermenicesi ile yazılan pop şarkılarının yer aldığı ilk ve tek albüm olma özelliği taşıyor. Saat 21:00’de başlayacak konserde sanatçıya Yuri Ryadchenko’nun şefliğini üstlendiği sekiz kişilik bir orkestra eşlik edecek.

14 yaşından beri söz ve beste çalışmalarına devam eden Erlin Tomaoğlu, müziği ile kaybolmakta olan dillerin başında gelen Batı Ermenicesini yeni nesillere ulaştırıyor. Profesyonel müzik hayatının yanı sıra müzik öğretmenliği de yapan sanatçı, 18 Şubat Salı günü vereceği konserinde 2012 yılında dinleyici ile buluşan “Yıllar Sonra”nın yanı sıra 2011 yılında çıkardığı ilk maxi single’ı “Senden Sonra”da yer alan şarkılarını da yorumlayacak. Konserde izleyiciler ayrıca, sevilen Türkçe ve İngilizce şarkıları da Erlin Tomaoğlu’nun sesinden dinleyebilecek. Konsere Ermeni pop müziğinin bir diğer tanınmış isimi Bartev Garyan da konuk sanatçı olarak katılacak.

Bu topraklarda doğup büyüyen bir müzisyen olarak şarkılarının, Ermeni müziği ile Anadolu motiflerini bir arada barındırdığını belirten Erlin Tomaoğlu müziğinde, klasik müzik ve batı müziğini Anadolu tınıları ile sentezlediğini söylüyor. Sanatçı şarkılarında farklı kültür ve renkleri yansıtmak istediğini dile getiriyor. Tüm dillerin bir dünya mirası olduğuna ve yaşatılması gerektiğine inanan Tomaoğlu, bir dili öğrenmede ve yaygınlaştırmada dilin melodisinin rolüne vurgu yapıyor.

Sanatçı bu rolü kendi dizeleri ile şöyle anlatıyor:
“Şarkılar dilleri yaşatır,
Kelimeler yürekleri dillendirir.
O yüreklerde çağladıkça sevda,
Şarkılar artık sevdanın dilidir.”

Hilton Worldwide, Türkiye Portföyüne 50. Oteli Ekledi

Hampton by Hilton Kocaeli 2016’da açılacak 
 Hilton Worldwide, üst üste imzalanan yeni otel anlaşmalarının ardından, bugün Türkiye’deki 50. Hilton otelinin işletilmesi için anlaşmaya varıldığını açıkladı. Ever Kocaeli Turizm Ticaret A.Ş.’ye ait olan ve Hampton by Hilton markası altında faaliyet gösterecek bu en yeni tesisin, 2016 başında konuklarını ağırlamaya başlaması planlanıyor.

Türkiye, yılda 30 milyondan fazla ziyaretçi çekiyor.  2007’de Türkiye’de 10’dan az tesisi olan Hilton Worldwide da bu dinamizme yakışır bir büyüme sergiledi. Daha geçen ay İzmir’de iki, İstanbul’da da bir yeni projeyi duyuran şirketin son açılan otellerin arasında, İstanbul’un tam merkezinde yer alan yeni Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezi de bulunuyor. Tarzıyla dikkat çeken ve İstanbul’un en büyük oteli olma özelliğini taşıyan tesis, 829 konuk odası ve süitin yanı sıra, 12.000 metrekarelik modern bir etkinlik alanına da sahip.

Hilton Worldwide Küresel Markalar Başkan Yardımcısı Jim Holthouser, “İster sofistike konferans ve etkinlik imkanlarına sahip gösterişli ve büyük çaplı olsun, isterse de ana eğlence merkezlerinde konuşlandırılmış samimi ve odaklı hizmet otellerimiz olsun, tüm markalarımızın Türkiye’de çok popüler olduğunu görüyoruz. Türkiye’nin bir turizm merkezi olarak devam eden popülerliği de otellerimiz için harika bir fırsat teşkil ediyor ve turizm ve iş amaçlı seyahatlerin sayısı arttıkça, yüksek değerli ve kaliteli markalarımızı sunabileceğimiz yeni yerler aramaya devam edeceğiz” yorumunda bulundu.

Hampton by Hilton Kocaeli, Türkiye’nin en zengin şehirlerinden biri ve tam bir endüstri ve üretim merkezi olan Kocaeli’nin merkezine yakın bir konumda yer alacak. Otelde, 147 konuk odası, kahvaltı alanı, 24 saat açık snack barın yanı sıra bir iş alanı ve fitness merkezi de bulunacak. Tüm Hampton by Hilton tesislerinde olduğu gibi, kahvaltı oda ücretine dahil olacak ve oteldeki tüm konuklar Hampton by Hilton’un %100 Memnuniyet Garantisinden faydalanacak.
Hilton Worldwide Avrupa ve Afrika Geliştirmeden Sorumlu Kıdemli Başkan Yardımcısı Patrick Fitzgibbon, konuyla ilgili olarak, “Bu anlaşma, Avrupa’daki büyümemiz açısından önemli bir kilometre taşı oluşturuyor. İstanbul’un uçuş bağlantıları diğer tüm küresel şehirlerden daha hızlı artıyor ve buna bağlı olarak Türkiye’nin en popüler bölgelerinde iş ve eğlence amaçlı konaklamaya yönelik talep de artıyor. Bu yeni oteller, Avrupa’nın en heyecan verici pazarlarından birine olan uzun vadeli bağlılığımızı kanıtlamakta” ifadesini kullandı.

Dünya çapında faaliyet gösteren Hampton by Hilton  ve samimi karşılaması ve rekabetçi oda fiyatlarıyla değer arayan turistler arasında son derece popüler… Yeni otel, Türkiye’de Hampton by Hilton markasıyla işletilen diğer iki otele katılacak: Marmara Denizine 20 km mesafede bulunan Hampton by Hilton Bursa ve Karadeniz’de yer alan Hampton by Hilton Ordu.


DAKA HEYETİ İSTANBUL’DAKİ VAN İŞADAMLARI DERNEĞİ’NİN İSTİŞARE TOPLANTISINA KATILDI


Van İşadamları Derneği (VİŞAD) batıdaki girişimcileri TRB-2 bölgesine yatırım daveti yapmak için İstanbul’a giden Van Valisi Aydın Nezih Doğan ve beraberindeki heyete bir akşam yemeği verdi.
 Merkezi İstanbul’da bulunan Van İşadamları Derneği (VİŞAD) kuruluşlarının 1. Yıl dönümü sebebiyle bir otelde istişare ve bilgilendirme toplantısı düzenledi. Toplantıya Van Valisi Aydın Nezih Doğan, Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, YYÜ Teknokent Şirket Genel Müdürü Yard. Doç. Dr. Necat Görentaş, Daka Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (VANTSO) Necdet Takva, Van Müsiad Başkan Yardımcısı M. Faruk Demir ajans uzmanları ve çok sayıda davetli katıldı. Sıcak bir ortamda geçen yemekli toplantıda Van İşadamları Derneği Başkanı (VİŞAD) A. Fatih Hatunoğlu, derneğin çalışmaları ve hedefleri ile ilgili bir açılış konuşması yaptı.

Yemek davetine icabet edenlere teşekkür eden Hatunoğlu, “80 ilin işadamları derneği isminin arasında Van’ımızın isminin olmaması, Van gerçeğinin ve medeniyetler beşiği olan Van’ımıza yakışmadığını düşünerek 25 arkadaş el vermek suretiyle hayırlı ve bereketli bir sonuca ulaştık. Amacımız Van dışında yaşayan işadamlarının aynı amaç aynı hedef ve aynı ilkelerin hayat bulduğu bir yapının çatısı altında toplamak. Biz artık bölgemizin kalkınması, istihdamın geliştirilmesi ve ekonomimizin güçlendirilmesi noktasında bir şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Ve bununla ilgili olarak da önümüzdeki süreçte ilgili kurumlarla istişare ve diyalog halinde olacağımızı da bilmelerini istiyoruz” dedi.

Van Valisi Aydın Nezih Doğan’da yemekte bir konuşma yaptı. Türkiye’de son 15-20 yıl öncesine bakıldığında kişi başına düşen milli gelirin 3.500 dolardan üç kat artarak 10 bin doların üzerine çıktığını anımsatan Doğan, “Türkiye’de son 10 yılda bu milli gelirdeki artışı temin eden güç aslında bu ülkede yeni toprakların bulunmasıyla sağlanmadı. Yeni doğal kaynaklar bulunmadı. Bu ülkede farklılığı sağlayan şey insanların kendilerine güvenmesiydi” dedi. Türk insanının bir şeyler yapabilecek kudrete sahip olduğunu vurgulayan Doğan, şunları kaydetti.

TÜRKİYE’NİN KİŞİ BAŞI MİLLİ GELİRİ SON 10 YILDA 3 KAT ARTTI
“Eğer bir ülkenin insanları kendilerine güvendiklerinde milli geliri 10 yılda 3.500 dolar seviyesinden 10 bin dolarlık seviyesine 3 kat artırabiliyor ise bugün Van’da bizim geleceğe dair yaptığımız projeksiyonlarda kendi tecrübemizi bir tarafa bırakmamızın anlamı yoktur.   Bizim tecrübemiz 10 yılda bir şeyi üçe katlayacak imkanlara sahiptir. Van bu üçe katlama serüveni yaşarken niye bekleneni yapamadı. Bunu hepimiz iyi biliyoruz. Yaşadığı ortam, var olan sıkıntılar ve terör Van’ın handikabıydı. Başarması gerekenleri yapamadı. Hem sermaye kaybetti, hem de beşeri sermaye kaybetti. Bu kayıplara rağmen bugün bakıyoruz 2014 yılının hemen başında TÜİK verileri açıklandığında ülkedeki nüfus projeksiyonları ortaya kondu. Görüldü ki neredeyse Şanlıurfa’dan Trabzon’a bir set çekin onun doğusundaki tek nüfusu artan vilayet Van’dır. Bu nedir? Bu bir gelecek umududur. İnsanlar Van’da bir şeyler olacak, Van’da yaşamaya devam ediyorlar. Neye rağmen? İki büyük depreme rağmen burada yaşamaya devam ediyorlar. Peki bu insanların umudunu pekiştiren nedir? Bugün hepimizin birlikte memnuniyet duyduğu çözüm sürecidir.

-ÇÖZÜM SÜRECİNİN MAYASI TUTARSA VAN’IN POTANSİYELİ GELİŞMESİ MÜSAİT
“Eğer çözüm sürecinin mayası tutarsa insanlar biliyorlar ki, Van potansiyel itibariyle gelişmeye müsait bir yerdir. Öyleyse Van’da yaşayan veya Van dışında yaşayan her kardeşimizin bu mayanın tutması için iki şey yapması lazım. Bir açıkça dua etmesi lazım. Çünkü buna ihtiyacımız var. Bir de bunun mücadelesini vermesi lazım. İnsanlara tavsiyede bulunması lazım. Hiç kimsenin bir çatışma ortamını arzu etmemesi lazım. Ve bu konuda gayreti eksik olanları da uyarması lazım. Eğer birinci olarak bunu sağlayamazsak onun üzerine kuracağımız işadamları derneklerinin, yapacağımız ziyaretlerin Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın şurada, burada yapacağı çeşitli çalışmaların, rektörümüzün komşu ülkelerde yapacağı temasların, ticaret odası başkanımızın çırpınışlarının çok büyük bir önemi kalmayacaktır. Yapmamız gereken birinci konu çözüm sürecinin başarısı için el birliği ile gayret sarfetmeliyiz. Bunu Van’da bulunanlar olarak hem biz yapacağız, hem de sizler İstanbul’da Van’ı sevenler olarak. Bunu birlikte inşa edeceğiz” diye konuştu.

-VAN, POTANSİYELİ İLE 7-8 MİLYON NÜFUSA HİTAP EDEN BİR HİNTERLANDA SAHİP
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal’da yaptığı konuşmada üniversitenin son yıllardaki sıçramalarından bahsetti. Van YYÜ’de yetişmiş 1.500 akademisyen ve 24 bin öğrencisi bulunduğunu anımsatan Battal, bilimsel çalışmalarda birçok akademisyenin ulusal ve uluslar arası başarılara imza attığını kaydetti.

Vanlı işadamlarının İstanbul’da bir arada güç birliği oluşturmasından duyduğu memnuniyeti ifade eden Battal, “İstanbul’da bulunan işadamlarının buradaki başarılı faaliyetler Van’daki işadamlarımızın da gelecekte atacakları adımlar için önemli bir cesaret olacak. önemli bir öncülük yapacak. Bundan da şüphem yok. Bu toplantıda da müşahade ediyorum. Herkesin kalbinin Van için attığını, attıkça da Van, Van dediğini görüyorum. İnşallah bu kalplerimizin atışıyla beraber Van’ın potansiyelinin değerlendirilmesi için de hep beraber el birliğiyle güç birliği ile varacağımıza inanıyorum. Bundan da hiç şüphemiz yok” dedi.
Van’ın nüfusunun 1 milyonun üzerinde olduğunu ancak hitap ettiği hinterlandının komşu ülkelerle birlikte 7-8 milyon nüfus olduğunu bildiren Battal, şunları kaydetti.

“Üniversite olarak İran’a, Irak’a birçok kez giderek oradaki bilimsel ve ticaret ilişkilerimizi geliştirmek ve karşılıklı sosyo ilişkilerini görüştüğümüzde bizim tahmin etmediğimiz tepkilerle karşılaştık. Oradaki insanlar Vanlı işadamları ve Van üniversitesiyle çalışma yapmak istediklerini söylüyorlar. Dolayısıyla Van’ın sahip olmuş olduğu bu gücü fark etmemiz lazım. Van’ın potansiyelini çok iyi değerlendirmemiz gerekir. Van şuanda İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya kulvarında. Hiçbir şekilde diğer illerle de mukayese etmemize gerek yok. Van TSO Başkanı Necdet Takva ile birlikte Ankara’da İran büyükelçisine gittiğimizde biz kendisine bir şey söylemeden bize ‘Van, İzmir’den daha cazip ve iyi bir potansiyele sahip’ bunu söyleyen İran büyükelçisi. Gerçekten Van kendi potansiyelini açığa çıkardığı zaman inanın bu saydığım kentlerden hiçbir farkının olmadığı gibi bu kentlerinde çok ötesinde o kendi hinterlandında çok ciddi bir ticaret, sportif, kültürel ve diğer potansiyellerinin olduğunu görebiliriz.” Dedi.

Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı (VANTSO) Başkanı Necdet Takva’da bir konuşma yaptı. Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı’nın (DAKA) 2014 yılı için açıkladığı Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programını (GMDP) tanıtmak ve bu konuda lobi faaliyetinde bulunmak amacıyla İstanbul’da bulunduklarını anımsattı.  İstanbul’un Türkiye’de farklı bir yeri olan, farklı tanımı olan bir kent olduğunu vurgulayan Takva “İstanbul olmadan Türkiye’de herhangi bir kentin kendini ifade etmesi markalaşması, üretimini dünyaya pazarlaması çok mümkün görünmüyor. Çünkü Türkiye’nin toplam GSMH’nın dörtte birine yakın üretimini gerçekleştiren bir şehirle karşı karşıyayız ve şuanda sizlerle geçici olarak bu şehirde bulunuyorsunuz. Dolayısıyla sizlerde İstanbul’un gücünü, İstanbul’un enerjisini yok sayarak, potansiyelini gözden kaçırmak suretiyle kendinizi var etmenin mümkün olmadığını sadece Vanlılar olarak değil Türkiye’nin diğer 80 ilini de içselleştirmesi ve yeni rolünü buna göre tanımlaması gerektiğini bilmemiz gerekiyor. İstanbul çok önemli bir şehirdir. Sadece Türkiye için değil dünya için de önemli bir şehirdir. İçinden deniz geçen başka bir şehirde yoktur bu manada. Dolayısıyla uzun yıllardır buraya gelmiş yerleşmiş hemşerilerimizin burada kendilerine bir yaşam kurgulamış olmaları çok değerlidir. Bu değeri bizim bir şekilde kendi şehrimizin kalkınmasına da yönlendirme gibi bir mecburiyetimiz olduğunu ve zorunluluğumuzda olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. İstanbul bizim için bu kadar değerli ve önemlidir. Biz geçici olarak buradayız. Yaşamımız Van’da idame ettiriyoruz. Ticaretimizi ve hayatımızı Van’da sürdürüyoruz. Ama sizler buradasınız. İstanbul’un olumlu yada olumsuz gelişimine  katkısında emeği bulunan insanlardansınız. Hepinizin böyle bir rolü ve önemi var. Dolayısıyla İstanbul’u bu şekilde yeniden yorumlayıp özellikle kentsel kalkınmamıza nasıl bir katkı sağlayabileceğini de yeniden tartışmamız ve görüşmemiz lazım. Daka’nın bugün yapmaya çalıştığı şeyde tamam bununla örtüşen bir anlam ifade ediyor”

-VANTSO İSTANBUL’DA OFİS AÇMAYA HAZIRLANIYOR
Van Ticaret ve Sanayi Odası’na üye tüccar ve esnafın Ankara’daki bürokratik işlerini kolaylaştırmak amacıyla başkentte bir ‘Bürokratik Temsil Ofisi’ oluşturduklarını kaydeden Takva, Ankara’daki büronun sonuçlarını aldıktan sonra İstanbul’a da aynı ofisi kurmayı düşündüklerini bildirdi. Takva “Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak bundan yaklaşık 10-15 gün önce Ankara’da özellikle üyelerimizin yararlanabileceği bir ‘Bürokratik Temsil Ofisi’ oluşturduk. Oranın bir direktörü var şuanda faaliyetlere başladı. Önümüzdeki 1-2 ay içerisinde de özellikle Ankara’daki büronun bir çıktılarını aldıktan sonra da ne oluyor, ne bitiyor. Bir hayal kırıklığı yaşamamak için de 1-2 ay sonra bu kez Van Ticaret ve Sanayi Odası olarak İstanbul’da bir ticari temsil ofis oluşturacağız. Özellikle üyelerimizin İstanbul’da gerçekleştirecekleri ticari faaliyetler kapsamında yürütecekleri faaliyetlere rehberlik etmesi açısından böyle bir ofis oluşturacağız. Bu ofise sahiplik etmenizi özellikle rica ediyoruz. Üyelerimizin İstanbul’un sahip oldukları potansiyeli Van’a taşıyıp buradaki enerjiyi kısmende olsa oraya taşımaya yönelik yürüteceğimiz bu faaliyette sizin rehberliğinizde,  desteğinizde ve enerjinize ihtiyacımız var. Van İşadamları Derneği’nin 1 yıl önceden örgütlenmiş olmasının, İstanbul’da özellikle Vanlıların bir araya gelmesini çok değerli ve önemli olduğunu vurgulamak istiyorum” dedi.

-BAŞARININ ARKASINDAKİ SIR ORTAKLAŞA YAPILAN İŞTİR
Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci’de yemekte yaptığı konuşmada İstanbul’da Vanlı işadamlarına bölgeye yatırım yapmaya davet ederek, güç birliği ve başarı için ortaklaşa iş yapmaları tavsiyesinde bulundu. Danimarkalı bir yazarın bu konudaki sözünü aktararak konuşmasına devam eden Demirci, şunları kaydetti: “Yemeğin ev sahipliğini yapan işadamları derneğine teşekkür ederim. Bugün oldukça yoğun bir toplantı günümüz oldu. Akşamda bu yemekte beraberiz. Burada ne söylenir. Sabah ki toplantıda söylediğimi tekrar söyleyeyim. Daka olarak biz sürdürülebilir olmayan hiçbir işe başlamadık. Bunun sürdürülebilir olduğu için başladık. Bunun da karşılığı şu. Bu işbirliği şartlarını aramızda görmemiz gerekiyor. Eğer bu mümkün olduğu sürece siz ne zaman isterseniz biz buradayız. Ama sabah söylediğim şey, Danimarkalı yazarın söylediği söz altı çizilecek bir sözdür. Ve ne kadar zeki olduklarını gösterir. Yazar şöyle diyor. ‘Biz Danimarkalılar çok yetenekli insanlar değiliz o yüzden işimizi ortaklaşa yapmaktayız’ diye. Başarılarının arkasındaki sır budur. Dolayısıyla biz birlikte iş yapmayı öğrenemezsek geleceğimiz olmayacaktır. Bunun farkında olalım. Birlikte iş yapmayı lütfen öğrenelim. Beraber birlikte iş yapalım”
YYÜ Teknokent Şirket Genel Müdürü Yard. Dr. Necat Görentaş’ın da Teknokent’in kuruluş amacı ve çalışmaları hakkında yaptığı bilgilendirmenin ardından İstanbul Van Vakfı Genel Başkanı Müjdat Çelik de bir selamlama konuşması yaptı. Van İşadamları Derneği Yöneticileri Van’a yaptığı katkılarından dolayı başta Van Valisi Aydın Nezih Doğan ve diğer konuşmacılara birer ‘teşekkür’ plaketi verdi. VİŞAD yönetimiyle çekilen toplu fotoğrafının ardından program sona erdi.

Alman turizm operatörü TUI yunus gösterilerini tur programlarından çıkarttı



Türkiye'de ve dünya çapında yunus parklarına karşı yürüttüğü eylemleriyle tanınan Alman Balina ve Yunus Koruma Forumu (WDSF) ile dünyanın en büyük tur operatörlerinden TUI arasında bir süredir devam eden görüşmeler sonuca ulaştı. 120 ülkede faaliyet gösteren tur operatörü TUI'nin sözcüsü Mario Köpers, Almanya'nın önde gelen haftalık gazetesi Die Zeit'a verdiği demeçte yunus parklarına yönelik tüm turların yeni dönemde TUI kataloglarından çıkarıldığını açıkladı.

Japonya'nın Taiji Koyu'ndaki kanlı yunus avı ve ticaretinin dünya kamuoyunu sarstığı bir dönemde TUI'nin harekete geçtiğini vurgulayan WDSF Başkanı Jürgen Ortmüller, kampanyayla ilgili olarak, "Bu örnek adım ile yalnızca hayvan koruma anlayışına ve uygulamalarına dair önemli bir başarı elde edilmedi. İptal edilen TUI turları, aynı zamanda yunus parklarına ekonomik açıdan büyük bir darbe daha indirmiş oldu" dedi.

FTI da yunus gösterilerine hayır dedi
2011 yılında İstanbul'daki bir gösteri merkezinde açık yaralarıyla gösteri yapmaya zorlanan mors hakkında Yunuslara Özgürlük Platformu ile birlikte kamuoyunda büyük bir duyarlılık yaratan WDSF ve akranı ProWal, aynı yıl Bodrum ve Kemer'deki yunus gösteri merkezleri dahil olmak üzere Türkiye'deki dokuz yunus parkına karşı eylemler düzenlemiş, belediye başkanlarıyla görüşmeler yaparak bu tesislerin hukuksuzluklarına dair farkındalık yaratmaya çalışmışlardı.

2012'nin Nisan ayında KASAD, Yunuslara Özgürlük Platformu, Kaş Turizm Tanıtma Derneği, Kaş Çevre Platformu, WWF ve dalış okullarının Alman ProWal ekibi ile beraber düzenlediği Kaş Yunus Parkı eylemine uzaktan destek veren WDSF, geçtiğimiz yılın Kasım ayında da, 80 ülkede faaliyet gösteren Almanya'nın dördüncü büyük tur operatörü FTI'ı, yunus gösterilerini kataloglarından çıkarması için ikna etmiş, şirketi "yunus dostu" ilan etmişti.

Taiji-Türkiye bağlantısı artık sır değil
Türkiye’de gösteri amacıyla yunus parklarında tutsak bulunan deniz memelilerinin özgürlüğüne kavuşması için etkili kampanyalar düzenleyen Yunuslara Özgürlük Platformu'ndan Derya Özkan ise, dünya çapında büyük ses getiren ve esaret endüstrisinin kamuoyundan gizlenen karanlık yüzünü ortaya çıkaran The Cove, Blackfish ve A Fall From Freedom gibi belgesellerin, etik ve hukuki sorunları tartışmaya açarken, aynı zamanda doğa koruma duyarlılığı yüksek Avrupalı turistler arasında etkili turizm boykotlarına zemin hazırladığını belirtiyor.

WDSF'nin başarılı girişimi hakkında konuşan Özkan, Türkiye'de hayvan esaretine karşı artan bilinç düzeyi ile ilgili şunları söyledi:

"Taiji'den Antalya'daki bir yunus parkında gösteri yaptırılmak üzere 2008'de ithal edilen 12 yunusun akıbetini hala bilmiyoruz; kamu kurumlarından da doğru bir bilgilendirme elde edemiyoruz. Ancak 2010'da Alanya'da art arda ölen dört tutsak yunus, geçtiğimiz yıl ise Kemer'deki yunus gösteri merkezinde hayatını kaybeden bir yunus, artık kamuoyu nezdinde görünmez değil.

Buket Uzuner gibi yazarlar, Özge Özder öncülüğünde 'Benim Bir Dostum Var' diyerek harekete geçen Bana Göz Kulak Ol Derneği'nin gönüllü sanatçıları ve Kaş'ta müthiş bir örneğini gördüğümüz yerel sivil örgütlenme, pes etmeden bir bütün olarak sürdürdüğümüz esaret karşıtı ulusal ve uluslararası kampanyaların  parçası olarak bu ticari işletmelerin tamamına sosyal ve ekonomik açıdan darbe indirmiş durumda. WDSF ve TUI'den gelen bu son iyi haber ise, önümüzdeki aylarda gerçekleşecek çok daha kapsamlı boykotların habercisi."

İlgili kişi:
Öykü Yağcı
Yunuslara Özgürlük Platformu
www.yunuslaraozgurluk.com
yunuslaraozgurluk@gmail.com

Obeziteye savaş açan Reis Gıda, “Abur Cubura Karnımız Tok” kampanyasını büyüterek sürdürüyor


   

Obeziteye savaş açan Reis Gıda, 5. yılında ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ kampanyasını büyüterek sürdürüyor. Çocuklar başta olmak üzere tüm bireyleri, obezite konusunda bilinçlendirmeyi hedefleyen Reis Gıda, sosyal sorumluluk projesi kapsamında ‘yaşanabilir bir dünya için sağlıklı ve dengeli beslenmeyi’ birinci önceliği olarak ele alıp, her fırsatta dile getiriyor.  Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de, obezite toplum sağlığını tehdit eden rakamlara ulaştı. Obezite, diyabet başta olmak üzere pek çok hastalığın ana nedenidir.  Uzmanların açıklamalarına göre, erkeklerin %25’i, kadınlarında %44’ü obez. Çocuklarda obezite, %15 gibi ciddi bir rakama ulaştı.

Obeziteye karşı, Reis Gıda’dan canı gönülden destek
Obezite sorunu devam ettiği sürece, öncülüğünü yaptıkları sosyal sorumluluk projesine devam edeceklerini kaydeden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, şunları söyledi: “Sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmeyi, her platformda gündeme getirmeye devam edeceğiz. Obezite hayatımızda bir sorun olarak kaldığı sürece,  Reis olarak bu konuda gerekli desteği vermeye canı gönülden hazırız. Sağlıklı bir yaşam, kaliteli bir geleceğe zemin hazırlar. Sağlıklı beslenme alışkanlığı, çocukluk çağında kazanılmalıdır. Ebeveynlerin, bu konuda çocuklarına örnek olarak, aile sofralarına daha fazla önem vermeleri gerekmektedir. Bu konuda, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Başbakanımız, Sayın Sağlık Bakanımız, obeziteyi ülkemizdeki önemli sorunlardan birisi olarak görmektedir ve bu sorunu ilgili platformlarda dile getirmektedir” diye konuştu.

Damak tadı dejenerasyona uğradı, obez sayısı artıyor
Türkiye’nin sofra kültürü ve damak tadının, fast food tarzı hazır ve atıştırmalık yiyeceklerle dejenerasyona uğradığına işaret eden Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, “Yanlış beslenme alışkanlığının bir sonucu olarak ortaya çıkan çağın hastalığı obezite, yeni nesillerin en büyük problemi olarak gündemimize girdi” dedi.


‘Geleceğimiz olan çocuklarımızı düşünerek, obezite ile mücadele ediyoruz ve büyüterek sürdürüyoruz’ diyerek konuşmasına devam eden Işılay Reis Yorgun, şunları kaydetti:
“Obezite, ne yazık ki, çocukluk yaşlarından itibaren başlıyor. Çocuklarda obez oranı; son 20 yılda, %5’ten %15’e çıktı ve bu oran hızla artıyor. 2009 yılında, ‘Geleneksel Lezzetler Sağlıklı Nesiller’ sloganımızla projemize başladık. Çalışmamızın ikinci aşamasında, ‘Abur Cubur Olacağı Budur’ ile yola çıkıp, bir sonraki aşamada ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ sloganımızla projemizi büyüterek sürdürüyoruz. 5 yıldır devam ettirdiğimiz obezite konulu sosyal sorumluluk projemizi, 2014 yılında, Obezite savaşına karşı, yeni projeler ekleyerek sürdürüyoruz. Reis Gıda ailesi olarak, obezitenin önlenebilir olduğunun bilincindeyiz. Vitamin ve minerallerden zengin doğal gıdalar, çocukların bedensel ve ruhsal gelişimini sağlayan önemli etkenler arasında yer almaktadır. Sağlıklı Yemek, Mutlu Gelecektir” diye konuştu.

Obezite, birçok hastalığa zemin hazırlıyor
Obezitenin vücudu doğrudan ve dolaylı etkilediğini anlatan Işılay Reis Yorgun, şunları açıkladı:
“Fast food, hazır yiyecekler, hamur işi ve beyaz ekmek gibi tüketim alışkanlığı, aşırı yağlı, şekerli, tuzlu yiyecek ve hareketsiz yaşam tarzı sonucu, obez sayısı her geçen gün artıyor. Obezite denildiği zaman, ilk akla gelen, bireyin görselliği olabiliyor. Oysa obezite, diğer hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Koroner kalp hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, bazı kanser türleri ve birçok metabolik soruna yol açıp, bireylerin yaşam kalitesini düşürmektedir. Reis Gıda olarak, okullar ve üniversiteler başta olmak üzere çeşitli platformlarda düzenlediğimiz etkinliklerimizde, obezite konusunu gündemde tutarak, çocuklarımızı, gençlerimizi ve ailelerimizi sağlıklı beslenme konusunda bilgilendirme ve bilinçlendirmeye devam ediyoruz. Çünkü, obezite sorunu, küçümsenmemelidir. Bu konuda atacağımız her adımda, sadece kendimizi değil, toplumumuzun geleceğini de düşünerek, konuyu proje ciddiyetinde ele alıp, süreçlerini ve sonuçlarını dikkat ve özveri ile değerlendirmeliyiz. Geleceğimiz için yaşamımızı, sağlıkla zenginleştirecek olan yolu izlemeliyiz. Geleceğimiz olan çocuklarımıza, sağlıklı beslenme bilincini yerleştirmeliyiz” şeklinde konuştu.

GRAND DELUXE SPA İLE KENDİNİZİ ŞIMARTIN


GRAND PASHA HOTEL markası olan GRAND DELUXE SPA, misafirlerine sunduğu tüm SPA deneyimleri ile dinginliği, saflığı ve temizliği vaat etmektedir. Geniş bir alan üzerine kurulu SPA merkezi, 7 adet lüks bakım odası, , 1 adet hamamı, buhar odası, sauna, buz şelalesi, yüzme havuzu, dinlenme alanı ve fitness salonu ile misafirlerinin hizmetine sunulmuştur. Uzmanlar, kişisel gereksinimlerinize uygun programı planlarken size yardımcı olmaktan mutluluk duyacaktır.. GRAND DELUXE SPA Antik Doğu gelenekselliğini koruyup, Batı kültürünü benimseyerek, misafirlerine rahat ve yenileyici bir tatil garanti etmektedir. Ayrıca Dünya’nın dört bir yanında akım haline gelmiş farklı teknik ve felsefelerin etkili bütünleşmesi ile meydana getirilen bakım kürleriyle olağanüstü bir SPA deneyimini temin etmektedir.
...
Grand Deluxe SPA’da vücudunuzu ve zihninizi dinlendirerek size yenilenmenin eşsiz hissini yasatırken, dinçlik ve zindelik kazandırıyoruz. Ruhunuz ve vücudunuz doğal, mükemmel dengesine kavuşurken uzman terapistlerimizin sihirli elleri sizi mistik bir yolculuğa çıkarıyor… Siz de DELUXE SPA’da yenilenerek bedensel ve ruhsal arınmanın huzurunu yaşayabilirsiniz...

Çünkü siz özelsiniz...
Vücudunuzdaki negatif enerjiyi atarak gevşemek, sağlıklı ve zinde bir bedene kavuşmak için en güzel yöntem, kuşkusuz masajdır. Masajda dokunma ön plandadır ve bu özelliği ile diğer meditasyon tekniklerine göre daha etkilidir. Profesyonel bir elin dokunuşları ile yapılan masaj; ağrıları dindirir, rahatlamayı sağlar. Grand DELUXE SPA’da uzman terapistlerimiz tarafından yapılan masajlar, vücudunuza fizyolojik ve metabolik canlılık vererek yaşam sevincinizi artırır; bedeniniz rahatlarken, zihniniz de dinlenir.  

Ruh, zihin ve beden bütünlüğü için...
 Klasik bir Türk Hamamı olarak tasarlanan hamamımız, temizliğin ve dinlemenin keyfini aynı anda yaşatmaktadır. Ortamın ısısı ve buharı sayesinde vücudunuz toksinlerden arınırken, kan dolaşımınız da hızlanmaya başlar. Cildiniz, gözeneklerin açılmasıyla nefes alır. Uzmanlarımız tarafından uygulanan Türk Hamamı’na özel hamam ritüelleri ile kendinizi hafiflemiş ve yenilenmiş hissedersiniz. Bir yanda Uzakdoğu masaj ritüellerinin uygulandığı SPA keyfini yaşarken, bir yanda da eski Türk geleneklerini hatırlatan hamam keyfini, Grand DELUXE SPA’yla yaşayacaksınız.

Yönetmen Ali Özgentürk’ün ‘Çıplak’ filmi 11 Şubat’ta SALT Galata’da



Ali Özgentürk’ün arşivinin SALT Araştırma korumasına aktarılması vesilesiyle 11 Şubat Salı akşamı 20.00’de SALT Galata’da, yönetmenin 1993 yapımı Çıplak filminin gösterimi yapılacak.

Gösterim: Çıplak
11 Şubat, 20.00
SALT Galata, Oditoryum

Ali Özgentürk
Çıplak (1993)
93 dakika
Türkçe; altyazısız


Film, tanışık iki çiftin çıplaklığın gizli tarihinde yaptıkları yolculuğun hikâyesidir. İki kadın, kocalarından gizli olarak bir sanat akademisinde çıplak modellik yapmaya başlar. Ancak eşlerin durumu öğrenmesi uzun sürmez. Öfkeli kocalar önce karılarını öldürmek isteseler de, bunu yapmazlar. Verdikleri mücadele sonucunda dördü birden aynı noktada buluşacaktır.

“Benim için Antalya 93’ün en heyecan verici filmi, Ali Özgentürk’ün Çıplak’ı oldu. Bu filmi pek sevdim. Neydi bu gerçeküstücü dokunuşlarla donatılmış kendine özgü film? Sanat dediğimiz şeyle sokaktaki adam arasındaki kapanmaz çelişkinin öyküsü mü? Resim sanatı üzerine bir düşünce mi? Çıplak, kuşkusuz Antalya jürisi tarafından layık olduğu değeri bulamamış olsa da, gösterildiğinde görülmesi ve üzerinde düşünülmesi gereken ilginç bir çaba, yenilikçi ve atılgan bir sinema örneği.” Atilla Dorsay, Antrakt

Tuzla’ya 25 milyon turist çekecek marina projesi

Topbaş’tan Tuzla’yı dört mevsim yaşatacak projeler


Tuzla’ya iki ayrı metro hattı getireceklerini açıklayan Kadir Topbaş; “İstanbul’un çok önemli bir aktivite merkezi olacak Viaport Marine’i Tuzla’da inşa ediyoruz. Öyle bir merkez ki yılda 25 milyon insan buraya gelecek. Tuzla ağırlıklı 2 bin 500 insan çalışacak” dedi. Tuzla’da vatandaşlar ve esnafla buluşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’a 10 yılda yapılan yatırım ve hizmetlerden bahsederek, “Birilerinin vizyonlarının bile yetmeyeceği bir İstanbul’u oluşturduk. İstanbul tesadüflere terk edilemez, maceralara sürüklenemez. İstanbul ne olursa olsun denilemez” diyen Topbaş, “Yerel yönetim vizyonumuzla ve tecrübelerimizle her ilçede oraya yönelik projelerimizi açıklıyoruz. Tuzla’ya iki hat birden metro çalışması başlattık” diye konuştu.


Tuzla’ya iki ayrı metro hattı
Birinci hattın Tuzla’yı Kadıköy-Kartal Metrosu’na bağlayacağını ifade eden Başkan Topbaş, şöyle konuştu; “Bu hat İçmeler ve Tersane Kavşağı yönünden Kadıköy-Kartal Metro Hattı’na bağlanıyor. Böylelikle İstanbul’un her tarafına raylı sistemle erişiminiz sağlanacak. Diğer metro projemiz de Tuzla’yı Kaynarca üzerinden Sabiha Gökçen Havalimanı’na bağlayacak olan metro hattı. Bu hat üzerinde Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı ile etütler yaparak hangi mahallelerden geçmesi gerektiğini konuştuk. Bir noktaya getirdik, çalışmalarımız devam ediyor. Böylelikle Tuzla, metro hatlarıyla buluşan ve erişim problemi olmayan bir ilçemiz haline gelecek.”


İçerenköy hali Aydınlı’ya taşınıyor
Tuzla’da sahil ve yeşil alan düzenlemelerin devam ettiğini hatırlatan Topbaş, şunları açıkladı; “İlçenize yapılan yeni yolları, dere ıslahlarını ve çevre yatırımlarını konuşmuyorum bile. Tuzla sahilinde İstanbul’da ilk kez büyük ölçekte su ve ışık gösterileri yapan bir sistem getiriyoruz. Önemli gördüğümüz yatırımlardan biri olan bu çalışmanın projeleri hazırlandı. Öte yandan, İçerenköy’de şehir içinde kalan hali Aydınlı’ya taşıyacağız. Burada daha modern ve dünya ile rekabet edebilecek bir sebze meyve hali çalışması yaptık. Bu hal dünyaya örnek olacak.Ayrıca Kamil Abdüş Gölü ile ilgili proje çalışmalarımız son aşamaya geldi.Burada 2 milyon metrekarelik mesire alanı oluşacak.”


Tuzla Viaport Marine, Tuzla’yı uçuracak
“İstanbul’un çok önemli bir aktivite merkezi de Tuzla’ya gelecek. Öyle bir merkez ki yılda 25 milyon insan buraya gelecek. Tuzla ağırlıklı 2 bin 500 insan çalışacak” diyen Topbaş, “Tuzla Viaport Marine, içinde her türlü aktiviteleri olan 270 milyon TL’lik bir yatırım. Plajlarıyla, havuzlarıyla, sergi alanlarıyla, toplantı salonları ve gezi alanları ile marinasıyla birlikte İstanbul’un cazibe merkezi olacak. 750 bin metrekarelik yeşil alana sahip olacak projeyi, Asya ve Avrupa yakasından görmeye, yaşamaya metrolarla gelecekler. Turistler de gelerek burada konaklamak isteyecek. Tuzla dört mevsim yaşayan bir turizm merkezi olacak. Metro hattından buraya bir havaray sistemi yapacağız. Böylelikle trafik ve erişim problemi de olmayacak. İnşaatı başladı, 5 Mart’ta tanıtım toplantısını yapacağız” ifadelerini kullandı.

Sahile nostaljik tramvay
Kadir Topbaş, Tuzla sahili boyunca hizmet verecek nostaljik bir travma da yapacaklarını, Avrupa’da örnekleri olan ve turistik bir çalışma olacağını da sözlerine ekledi.

TÜRK EKSPRES 2014’TE İDDİALI!



65 yıldır kurumsal müşterilerinin seyahat ihtiyaçlarına profesyonel çözümler sunan Türk Ekspres, 2011 yılında başlattığı yeniden yapılandırma sürecini tamamladı

Yenilenen kimliği, değişen organizasyon yapısı ve iş süreçleri ile Türk Ekspres turizm sektörüne yeni bir soluk getirmeye hazırlanıyor. Türk Ekspres, yenilenen dinamik yapısıyla müşterilerine koşulsuz memnuniyet sağlamayı vaat ediyor.

Türk Ekspres 250 yerel, 70 uluslararası kurumun seyahat ve konaklama ihtiyaçlarını eksiksiz karşılıyor. American Express Travel Services’ın Türkiye’deki tek temsilcisi olan şirket, 2011 yılında Türkiye’nin ilk 10 seyahat acentesi arasında yer alan İDA Turizm tarafından satın alınmıştı.

Türk Ekspres hakkında detaylı bilgiye kurumun internet sayfası Turkekspres.com.tr ve Facebook sayfası Facebook.com/TurkEkspres’ten ulaşılabiliyor.


MEKSİKA LEZZETLERİ TAM DA ŞEHRİN MERKEZİNDE!



Meksika’nın en ünlü soslarıyla hazırlanan lezzetler,Midtown Hotel mutfağının ödüllü aşçıları ile orjinaline en yakın tariflerde sizler için hazırlanıyor. Meksika Yemekleri Haftası’nda, kendine has baharat ve acı soslarıyla hazırlanan birbirinden lezzetli Meksika yemekleri, ülkeye özgü salatası OAXAKA, avokado ezmesi, ekşi krema eşliğinde FAJITA ve daha fazlasını 10 – 28 Şubat tarihleri arasında sizlerle buluşturuyor. Meksika’ya özel bu lezzetli yemekleri tatmak isteyenleri Şubat ayında Midtown’a davet ediyoruz. Detaylı bilgi için +90 212 361 67 67 numaralı telefonu arayabilir ya da info@midtown-hotel.com adresine e-mail gönderebilirsiniz.


MEXICAN TASTES ARE RIGHT IN THE CENTER OF THE CITY!
Tastes prepared with the most famous sauces of Mexico  are being prepared for you by the award winning cooks of Midtown Hotel with recipes closest to its original. Midtown Hotel meets you with delicious Mexican food prepared with its specific spices and hot sauces, BURRITO prepared with Mexican bean and rice and FAJITA served together with avocado puree and sour cream and more between 10 - 28 February within Mexican Food Week. We invite those who wish to taste this delicious food special to Mexico to Midtown in February. For detailed information, you may call +90 212 361 67 67 and send e-mail to the address info@midtown-hotel.com.

GİRİŞİMCİLERİ TEŞVİK PROGRAMI ELİTE WORLD BUSINESS’TA MASAYA YATIRILDI



E5 yolu Florya kavşağı’nda 60 milyon dolarlık yatırımla açılan Elite World Business Hotel, “Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programı” zirvesine ev sahipliği yaptı. Kalkınma Bakanlığı ve Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı işbirliği ile “Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programı” zirvesi 5 Şubat Çarşamba günü Elite World Business Hotel’de düzenlendi.

Zirveye,  Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci ile ilgili birimlerin başkanları katıldı.Elite World Hotels zincirinin dördüncü halkası olarak açılan 5 yıldızlı Elite World Business Hotel’de gerçekleştirilen “Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programı” zirvesinde, TRB2 bölgesindeki KOBİ’lere yönelik devlet desteğiyle girişimcilik ve yatırım projelerini destekleyecek teşvik programı açıklandı.

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, zirvede yaptığı açılış konuşmasında “Yatırım teşvik uygulamaları hakkındaki farkındalığı artırmak, teşvik mekanizmasının daha etkin ve daha yaygın kullanılmasını sağlamak, özellikle Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki KOBİ’lerin kalkınmasına destek olacaktır. Bu sebeple oluşturulan “Güçlü Girişimcilik Mali Destek Programı”na bakanlık olarak destek veriyoruz. Toplam bütçesi 20 milyon TL olan program ile bölge firmaları ve bölge dışı yatırımcıların ortak girişimlerinin bölgeyi kalkındıracağına inanıyoruz.” dedi.

Elite World Hotels Zinciri Genel Müdürü Ünsal Şınık ise, böyle bir zirveye ev sahipliği yapmış olmaktan mutluluk duyduklarının altını çizdi. Şınık “Son 2 yıldır hız kazandırdığımız yatırım faaliyetlerimize 35 milyon dolarlık yatırımla Elite World Van Hotel’i ve şu anda içerisinde bulunduğumuz 60 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirdiğimiz Elite World Business Hotel’i ekledik. Önümüzdeki 5 yıl için planladığımız İstanbul’da, Marmaris’te ve St. Petersburg’daki yatırımlarımızla, 8 otelli bir zincir olacağız. Bugüne kadar 35 milyon dolarlık yatırımla geçen yıl Van’da kapılarını açtığımız Elite World Van Hotel’de birçok toplantıya ev sahipliği yaptık, protokol üyelerini ve devlet erkanından değerli büyüklerimizi ağırladık. Bu tarz buluşmaları arttırarak ve ev sahipliği yaparak, Doğu’nun hem ülkemizdeki, hem de Dünya’daki ön yargılarını kırdığımızı düşünüyorum. Türk turizmine, Türk ekonomisine katkıda bulunan ve bundan sonra da bu yolda ilerleyen bir şirket olarak, bugün burada ilk adımı atılan girişimcileri ve yatırımcıları teşvik programının da Doğu bölgesi için çok yararlı olacağını düşünüyoruz” dedi.

Kosova'da Türk dilini Türkçem dergisi yaşatıyor


Attila Güvenç
İstanbul(Anayurt)-  Yıllardan beri Kosova'da yayın yaşamını sürdüren Türkçem dergisinin Şubat sayısı, Kosova, Makendonya , Türkiye ve Türk Dünyası edebiyatı örnekleri  ile dolu olarak çıktı.
Türkçem'i hazırlayıp yayınını sürdüren edebiyatçı Zeynel Beksaç "Siz de farkındasınız her halde, Türkçem dergisi giderek edebiyat ağırlıklı bir içeriğe bürünmekte. Edebiyatımız, bizde Kosova’da yaratılan Türk edebiyatı gerçekten zor bir dönemden geçiyor. Zaman zaman bunun altını çiziyoruz. Ancak, bir tek vurgulamak yeterli olmuyor. Konuya ivedi olarak yaklaşım yapılması gerekiyor. Burada toplumun söz sahibi olan yöneticilerine sesleniyoruz. Edebiyatımızın, edebiyatçılarımızın içine düştüğü bu durumdan çıkması için yardıma ihtiyacı var.


Kososva'da Türkçe Gazetenin olmayışı, var olan bir iki derginin çok zor şartlarda gün yüzü görmesi, ilgisizlik, adeta kendi kaderine terk edilmek, günümüz edebiyatına ve edebiyatçılarına gerçek anlamda bir darbe indirilmiş izlenimini veriyor." söylemi ile  önemli bir soruna dikkatleri çekiyor.Dilimiz, edebiyatımız, eğitimimiz, kültürümüz olmazsa olmaz değerlerimiz. Bir daha tekrarlıyoruz, edebiyatçılarımızın didinmelerine, derneklerimizin can çekişen maddi durumlarına, eğitimimizde öğrenci konusunda kan kaybedişimize kulak kabartmalıyız. Hem de şimdi, hiç zaman yitirmeden diyen Zeynel Beksaç "Kosova genelinde Türk öğrenci sayımızın giderek azalması apayrı bir sorun. Bu gerçeği ört bas etmenin bize bir faydası olmaz. Gerçeklerle yüz yüze gelmek gerek.Bu konularda topluca bir yaklaşım yapılması kaçınılmazdır. Ve bu girişim artık ertelenmemeli. El ele verip, hal çaresi aramalıyız. Sorunlar, hepimizin. " açıklaması ile Türkçe'nin durumuna değiniyor.


Dopdolu zengin bir içerikle  ve  özenle hazırlanan Türkçem dergisisnin Şubat 2014 sayısında Kosova, Makedonya, Türkiye ve Türk dünyası edebiyatından örneklere yer veriyor. 2014 yılının UNESCO tarafından İsmail Gaspıralı Yılı olarak ilan edilmesi dolayısıyla bu sayının kapağında Türk dünyasının bu önemli şahsiyetinin fotoğrafını yer alıyor. Bunun yanı sıra bu gök kubbede  yaşanılan kimi haberleri de özlü bir şekilde sayfalarrına taşıyor. Daha nice ilginç yazıların yer aldığı Türkçem dergisi Şubat sayısında  öğrencilerin şiir ve resimleri  dergiye apayrı bir renk veriyor.Derginin yayın kurulu " Bu fırsatla bir kez daha diyoruz ki, bize ulaşın, şiir, yazı, haber ve çizdiğiniz resimleri gönderin. " çağrısında bulunuyor.Türkçem dergisi Kosova’yı temsilen 16-18 Şubat tarihlerinde Eskişehir’de, Avrasya Yazarlar Birliği ve TÜRKSOY’un işbirliği ve Eskişehir 2013 Türk Dünyası Başkenti Ajansının ev sahipliğinde yapılacak VI. Türk Dünyası Edebiyat Dergileri Kongresi’ne de katılıyor. Eskişehir'de gerçekleşecek kongresi izlenimleri de  Türkçem'in Mart sayısında yer  alacak.


Marmara Denizi Panelleri Başlıyor



Şarköy'de Marmara Denizi Fokları ve Kaplumbağaları için bir nefes aranacak

Haber Merkezi
İstanbul(Anayurt)- Şarköy Çevre ve Doğayı Koruma Derneği ile Şarköy Belediyesi tarafından  “Marmara Denizi Panelleri” 15-16 Şubat günleri Şarköy'de gerçekleştirilecek.

Gerçekleşecek etkinliklerle Marmara Denizi tüm yönleri ile masaya yatırılacak. Etkinlikler kapsamında yapılacak panel ve sunumlara MAREM Proje Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz, İTÜ Yerbilimleri Fakültesi’nden Prof.Dr.Mehmet Sakınç, C.Ö.M.Ü. Fen-Edebiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Şükran Yalçın Özdilek, Marmara Üniversitesi Kimya Bölümü’nden Doç. Dr. Bahattin Yalçın, Bahçeşehir Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü’nden Yrd. Doç. Dr.Hatice Eser Ökten başta olmak üzere alanında uzman bir çok değerli bilim insanı katılacak.

MAREM Proje Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz konu hakkında yaptığı açıklamada etkinliklerin ilk gününde farklı disiplinlerdeki bilim insanları tarafından yapılacak sunumlar sonrası, etkinliğin ikinci gününde yine bilim insanlarının katılacağı ve halkın sorularını cevaplayacakları bir panel düzenleneceğini belirtti.

Artüz sözlerine şöyle devam etti: “ Yapacağımız etkinlikle çevre sorunları, kirlilik, insan sağlığı, foklar, deniz kaplumbağaları, deprem, balıkçılık ve Marmara Denizi’nin hukuksal durumu bağlamında irdelenecek. Uzun hukuksal mücadelenin sonunda, söz konusu Termik Santralın ÇED Raporunun mahkeme tarafından “yok hükmünde sayılıp” iptal edildiği günlere denk gelmesi, Şarköy’ün bozulmamış doğal çevresi için ayrı bir anlam taşımaktadır. Yöre halkı Çanakkale Boğazı girişine, Şarköy Terziköy yöresinde kurulması planlanan Termik Santral’e karşı. Söz konusu çevrede Marmara Denizi’nin son kaplumbağaları ile fokların bulunduğunu da hatırlatmakta fayda görüyorum ayrıca inşaatın planlandığı alanın yoğun orman örtüsü ile kaplı olduğu da bir başka gerçek. Bu bilimsel etkinlikten çıkacak sonuçların, çok ciddi kirlenme ve bozulma baskısı altında olan Marmara Denizi’nin kurtarılabilmesi yönünde, kulak verilmesi gereken saptama ve öneriler ile bir ivme ve başlangıç noktası oluşturmasını diliyoruz.”