29 Mart 2014 Cumartesi

Reis Gıda, obeziteye karşı, Okullarda eğitim seminerlerine devam ediyor



Obeziteye savaş açan Reis Gıda, 5. yılında, ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ kampanyasını, İstanbul’un Anadolu ve Avrupa Yakası’nda birçok okulda verdiği eğitim seminerleriyle büyüterek sürdürüyor.
Reis Gıda’nın Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi kapsamındaki Obeziteye karşı ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ kampanyası kapsamında, 27 Mart 2014 tarihinde, Üsküdar Bağlarbaşı’nda bir okulda eğitim semineri düzenlendi. Seminerde, ‘Yemek yiyelim, abur cubur yemeyelim’ diyerek konunun önemini vurgulayan çocuklar, hep bir ağızdan ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ dedi.  Çocuklar başta olmak üzere tüm bireyleri, obezite konusunda bilinçlendirmeyi hedefleyen Reis Gıda, İstanbul başta olmak üzere ülke genelindeki okullarda ve katıldığı toplantılarda; sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemini her fırsatta dile getiriyor.


Sağlıklı bir yaşam, kaliteli bir geleceğe zemin hazırlar
Sağlıklı beslenme alışkanlığının çocukluk çağında kazanılacağını ifade eden Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis, şunları söyledi: “Derslerde başarılı olup, hasta olmamak için ‘sağlıklı ve dengeli’ beslenmeniz gerekiyor.  Hepimiz ve özellikle siz öğrenciler için en önemli öğün kahvaltıdır. Kahvaltı yapılmadığı takdirde, derslerde dikkat dağınıklığı, yorgunluk ve baş ağrısı olur. Uzmanlar, yetersiz ve dengesiz beslenen çocukların, zihinsel ve bedensel performansının azalarak, okul başarılarının düştüğünü ortaya koymuştur. ‘Sağlıklı bir yaşam, kaliteli bir geleceğe’ zemin hazırlar. Sağlıklı beslenme alışkanlığı, çocukluk çağında kazanılır. Yarınlarımız olan siz değerli çocuklarımızdan tek isteğimiz; annelerinizin, büyükannelerinizin sizin için özenle hazırladığı yemekleri, sevgi dolu aile sofralarında afiyet ile yemenizdir” dedi.


Obezite oranı çocuklarda %15’i geçti
Uzmanların açıklamalarına göre; erkeklerin %25’i, kadınlarında %44’ünün obez olduğu ve çocuklarda obezite oranının %15’i geçtiğini anlatan Mehmet Reis, konuşmasına şöyle devam etti:
“Reis Gıda ailesi olarak; son 5 yıldır, Kurumsal Sosyal Sorumluluk projemiz kapsamında; okullarda, üniversitelerde ve katıldığımız tüm toplantılarda, toplumu sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda bilinçlendiriyoruz.  Obeziteye karşı, ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ kampanyamızı büyüterek sürdürüyoruz. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, obezite toplum sağlığını tehdit eden rakamlara ulaştı.  Obezite, diyabet başta olmak üzere pek çok hastalığın ana nedenidir.  ‘Obezite sorunu’ devam ettiği sürece, Reis ailesi olarak, öncülüğünü yaptığımız sosyal sorumluluk projemize devam edeceğiz. Abur cubur olarak tabir edilen fast-food tarzı yiyecek ve içeceklere, siz çocuklarımızı özendiriyorlar. Ancak, sağlığınız ve geleceğiniz için bu ürünleri olabildiğince yememenizi, bir büyüğünüz olarak tavsiye ediyorum” diye konuştu.

‘Sağlıklı Yemek; Mutlu Gelecek…’
Obeziteden korunmak için sağlıklı ve dengeli beslenmenin yanı sıra, fiziksel aktivite yapılması gerektiğine dikkat çeken Reis Gıda Yönetim Kurulu Üyesi Işılay Reis Yorgun, şunları söyledi:
“Televizyon ve bilgisayar başında geçirilen zaman arttığı için özellikle çocuklarımızın ve gençlerimizin fiziksel aktivite düzeyi azalmaktadır. Bu nedenle, daha fazla hareket etmeye ve spor yapmaya zaman ayırmalısınız.  Sevgili çocuklar; geleceğe sağlıkla bakabilmeniz için ‘sağlıklı ve dengeli’ beslenmelisiniz. Okuldan eve gittiğinizde, annenizin sizin için hazırladığı sıcacık bir mercimek çorbası, mis gibi kokan bulgur pilavı, ekmeği bandıra bandıra yediğiniz bir kuru fasulye veya ıspanak yemeğinin tadına doyum olmaz. Sağlıklı ve dengeli beslenmek için; süt ve yoğurt grubu; et ve balık grubu; pirinç, bulgur, mercimek, nohut gibi kuru bakliyat grubu; sebze ve meyve grubundan, her gün mutlaka, vücudunuzun ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri almalısınız” şeklinde konuştu. Seminerin sonunda, Mehmet Reis, Işılay Reis Yorgun ve salondaki tüm çocuklar hep bir ağızdan; ‘Abur Cubura Karnımız Tok’ ile ‘Sağlıklı Yemek, Mutlu Gelecek’ diyerek, sağlıklı ve dengeli beslenmenin önemine dikkat çektiler.

Beş yıldızlı otel konforundaki Ihlamur Konağı’nda ayrıcalıklı bir yaşam


Özel sektörce inşa edilen en büyük yaşlı yaşam merkezi olan Ihlamur Konağı, ‘’Bir Gülüşün Yeter’’ sloganıyla kapılarını açmaya hazırlanıyor.Beş yıldızlı otel konforundaki 12 bin metrekarelik komplekste, oyun salonlarından kütüphaneye, fizik tedavi havuzundan hobi alanlarına kadar çok sayıda sosyal donatı alanları bulunuyor.Ihlamur Konağı projesine hayat veren Renkyol CEO’su Ahmet Münir Yaşar: ‘’Yaşlı bakım evi anlayışına yeni bir boyut kazandıracağız”


Ankara’nın seçkin semti Yaşamkent’te ‘’Bir Gülüşün Yeter’’ sloganıyla kapılarını açmaya hazırlanan Ihlamur Konağı Yaşlı Yaşam Merkezi,  sektördeki hizmet standardını en üst seviyeye taşımayı hedefliyor.
Özel sektörce inşa edilen en büyük yaşlı yaşam merkezi tesisi olan Ihlamur Konağı’nın bünyesinde, oyun salonundan kütüphaneye, fizik tedavi merkezi ve havuzundan hobi alanlarına kadar çok sayıda sosyal donatı alanı yer alacak.Kadınlarda 75, erkeklerde 70'e kadar çıkan ortalama yaşam süresinin her geçen yıl artması, yaşlılıkta yaşam kalitesini yükseltme arayışlarını da zorunlu kılıyor. Bu kapsamda, yaşlı bakım merkezleri artık önemli bir ihtiyaç olarak göze çarpmaya başlıyor.


Yakın zamana kadar sadece barınma ihtiyaçlarının karşılandığı yaşlı bakım merkezlerinde eski anlayışlar artık yok. Hizmet kalitesi, her geçen gün artan yaşlı bakım merkezleri, mutlu olmak, 60'ından sonrasını dolu dolu yaşamak isteyenlerin öncelikli tercihleri olmaya başladı.
İnşaat ve tefrişat çalışmaları tamamlanmak üzere olan Ihlamur Konağı da bu anlayışa yeni boyut kazandırır nitelikte.



Yaşlıların ihtiyaç ve psikolojilerine göre tasarlandı-
Ihlamur Konağı  projesini hayata geçiren Renkyol CEO’su Ahmet Münir Yaşar, yaptığı açıklamada, 12 bin metrekarelik alanda inşa edilen tesisin, bina standartları ve hizmet kalitesiyle fark yaratacağını savundu.
Yaşlı bakım merkezlerinin, genellikle konut olarak inşa edilen binaların yeniden düzenlenmesiyle oluşturulduğunu anımsatan Yaşar, 5 yıldız otelleri aratmayan 127 kişi kapasiteli Ihlamur Konağı’nın ise tamamen yaşlıların beklenti ve psikolojileri göz önünde bulundurularak tasarlandığını kaydetti. Yaşar şöyle konuştu:“Öncelikle Konağımız, yaşlı bakım merkezleri içerisinde gerek amaca uygun inşa edilmesiyle gerekse misafirlerimizin önceliklerinin göz önüne alınarak tasarlanması ile sektöründe bir ilktir. Yaşlılarımızın, kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlamayı amaçlıyoruz. Hatta kendi evlerinde bile bulamayacakları konforu burada yakalayacaklar. Çünkü burada sıradan bir yaşlı bakım merkezinde bulunan özelliklerin yanı sıra parmak izi tur istemi, kapalı devre kamera sistemi, 6 öğün yemek hizmeti, 24 saat hemşire ve doktor hizmeti, oyun alanları, müzik ve internet salonları, sinema salonu, sanat galerisi, hobi alanları, fizik tedavi merkezi ve havuzu, kütüphane ve toplantı salonları bulunacak. Yani bir huzurevi veya yaşlı bakım merkezinin dışına çıkıp tamamen yaşlılara hizmet veren bir sağlık oteli olarak da adlandırabileceğimiz bir çizgi yakalanacak.”

Hizmette çıtayı yükselteceğiz
Yaşlı bakım merkezlerinin artık sosyal bir ihtiyaç; istenmeyenlerin değil, yaşlılığını mutlu ve huzurlu geçirmek isteyenlerin bir araya geldiği kurumlar olarak dikkati çektiğini ifade eden Ahmet Münir Yaşar, şöyle devam etti:“Bizim arkamızda çok ciddi bir işletmecilik deneyimi var. Cahit Sıtkı Tarancı'nın şiirinde olduğu gibi yüzlerindeki çizgilerle, gözlerinin altındaki halkalarla, bükülen belleriyle, sızlayan ayaklarıyla her şeye rağmen mutlular. Hayat dolu, huzur veren sakinlikleriyle görenleri kendilerine hayran bırakan yaşlılar, çoğu zaman da adeta çocuktan farksız oluyorlar. Bizim tesisimizin yaşlılarımızın keyiflerini artıracak bir niteliği var. Bir kere burası bugüne kadar ki yaşlı bakım merkezi yapılanmalarına farklı bir boyut getirecek. Çünkü kompleks olarak inşa edilen çok büyük tesisiz. Bu durum, hizmet anlayışına yeni bir boyut kazandıracak. Biz, sadece Ankara’da değil, Türkiye’deki kalite ve hizmet anlayışında çıtayı yükselteceğiz.”

Ziyaretçi saati kavramı rafa kalkacak
Yaşlı bakım merkezlerinde yaşayanların en büyük ihtiyacının yakınlarıyla bir araya gelmek olduğunu kaydeden Yaşar, ancak bu tür tesislerde ziyaret saatlerinin sınırlandırılmasıyla yaşlıların yakınlarıyla buluşmalarının zorlaştığını anlattı.Ihlamur Konağı’nda bu sorunu dikkate alarak Ankara’da bir ilk olarak ziyaretçi saati kavramını rafa kaldırdıklarını dile getiren Yaşar “Burada kalan yaşlılarımızın yakınları, istedikleri zaman ziyaret gerçekleştirebilecek. Yani tesisimiz 24 saat ziyaretçi kabul eden bir yapıya sahip olacak” diye konuştu.

Ersizlerdere Eğitim ve ekoturizm




Ersizlerdere Eğitim ve Eko turizm Derneği Başkanı Mustafa  Çağır yaptığı açıklamada,Ersizlerdere Kanyonu Macera sporları arasında önemli yeri olan Kanyoning sporunun yapılabildiği yerler arasında gösterilmektedir.


Macera Tutkunları İçin 10 Doğa Sporu
1) Yamaç Paraşütü
2)Sörf
3) Dalış
4) Rafting
5) Kaya Tırmanışı
6)Kanyoning


Risk oranı en yüksek doğa sporlarından olan kanyoning, diğer adıyla kanyon geçişi, deneyim ve yüksek performans gerektiren bir spor. Doğa harikası kanyonları keşfetmek ne kadar heyecan vericiyse, gerekli önlemleri almak da bir o kadar önemli. Kanyon geçişi yapmaya karar verdiğiniz bölgeyi, mevsimsel şartları ve araziyi önceden araştırın. Parkura mutlaka sizden daha önce bu kanyonu geçmiş bir ekiple veya deneyimli bir rehber ile çıkın. Kanyoningde riski arttıran en önemli unsur yağıştır. Kısa bir yağış kanyonun içinde sele dönüşebilir. Bu nedenle eğer hava yağışlıysa asla kanyona girmeyin, yağış bittikten en az 2 gün sonra parkura çıkın. Doğanın sürprizleri ile karşı karşıya kalabileceğiniz kanyonda her şey gözüktüğü gibi olmayabilir; bu nedenle çok dikkatli olmanızı ve gerekli tedbirleri almanızı öneriyoruz. Kanyoning için en uygun dönem ise yaz mevsimi. Ülkemizdeki en popüler kanyoning noktalarına gelince; Kastamonu-Valla Kanyonu, Kocaeli-Ballıkayalar Kanyonu, Kastamonu-Ersizlerdere Kanyonu, Antalya-Köprülü Kanyon, Fethiye-Saklıkent ve Bilecik-Yenipazar Kanyonu en çok tercih edilen kanyon geçişi parkurlarından.
7) Deniz Kanosu
8) Binicilik
9) Jeep Safari
10) Hiking




Kuşadası MICE sektörüne göz kırpıyor

Mice Sektörünün Profesyonelleri Kuşadası'nda Buluştu

Türkiye’nin en önemli kongre, toplantı ve etkinlik (MICE) düzenleyen turizm acentelerinin yetkilileri, Kuşadası Otelciler ve Yatırımcılar Birliği Derneği (KODER) ve Efes Kongre Merkezi-Kuşadası (ECC) işbirliğinde Kuşadası’nda ağırlandı.Efes Kongre Merkezi’nin, Kuşadası & Pamucak otellerinin ve Kuşadası’nın yerinde tanıtımı amacıyla gerçekleştirilen tanıtım gezisine, İstanbul, Ankara ve İzmir’den ulusal ve uluslararası organizasyonlar yapan 20 MICE acentesinden 33 yetkili katıldı. Sadece ECC ve otellerin değil, Kuşadası’nın da etkin bir şekilde tanıtıldığı gezide, acente yetkililerine Kuşadası ve civarında yapılabilecek sosyal ve kültürel etkinlikler hakkında da bilgi verildi.


MICE sektörünün profesyonelleri, ECC’nin diğer kongre merkezlerine nazaran daha başarılı ve amacına uygun bir mimariye sahip olduğunu ve kongre turizmi açısından çok önemli bir yatırım olduğunu belirttiler. ECC’yi, bölge otellerini ve Kuşadası’nı yerinde görmelerinin kendileri için çok faydalı olduğunu, bir çoğunun uzun zamandır Kuşadası bölgesinde etkinlik gerçekleştirmemesi nedeniyle 5 yıldızlı otellerin tamamına yakınının yenilendiği ve yeni açılan / açılacak oteller hakkında çok fazla bilgi sahibi olmadıkları için bu tanıtım gezisinin çok verimli geçtiğini belirttiler.


KODER yönetim kurulu başkanı ve Korumar Otel genel müdürü Tacettin ÖZDEN, ECC ile birlikte Kuşadası ve hatta Ege Bölgesi’nin çok önemli bir kongre merkezine kavuştuğunu, Kuşadası’nın bir kongre destinasyonu olabilmesi için mümkün olduğunca çok ulusal ve uluslar arası kongre alması gerektiğini, bunun gerçekleşmesi için de tanıtımın çok önemli olduğunu belirtti. Kuşadası´nın adını aldığı Kuşadası Körfezi ve yakın çevresi, sanat ve kültür merkezleri olarak biliniyor. İlk çağlardan beri birçok farklı medeniyeti barındıran ilçe son 50 yıldır en gözde tatil yörelerinin başında geliyor. Türkiye’nin en önemli deniz kapılarından biri olan Kuşadası Limanı şehre lojistik bir önem katıyor. Sayıları gün geçtikçe artan oteller hem içerik hem de mimari yönden kentin doğayla iç içe olan ruhuna uygun şekilde inşa edilmiş. Güvercin Adası’nda gün batımı, Zeytin Yağı Müzesi, günübirlik deniz turları, dünyanın sayılı aquaparkları ve nice aktivite Kuşadası’nı çekici kılmak için bir hayli yeterli. Siz tatil planlarınızı gözden geçirirken biz yine asıl ziyaret sebebimize dönelim.


Ülkemizin hem kültürel hem de turistik açıdan gözbebeği mahiyetinde olan bu şirin kent bu aralar yeni bir heyecan yaşıyor. Türkiye’nin en büyük kongre merkezlerinden biri olan ve kısa bir süre önce hizmete giren Kuşadası Efes Kongre Merkezi ulusal ve uluslararası birçok organizasyona ev sahipliği yapmayı bekliyor. Konum olarak kolay ulaşılabilir bir noktada yer alan kongre merkezinin çevresindeki oteller ise binlerce kişiyi ağırlayabilecek kapasitede. Kuşadası’na 10 dakikalık mesafede bulunan ve hemen yanında bir helikopter pisti bulunan Kuşadası Efes Kongre Merkezi, 2700 kişilik Büyük Oditoryumu, 750 kişilik alternatif oditoryumu, 33 adet toplantı, seminer ve kurul odaları ile modern tasarımın ve teknolojinin tüm yeniliği ile misafirlerini bekliyor. Ayrıca 2700 metrekarelik sergi alanı kültür-sanat etkinlikleri açısından önemli özelliklere sahip. Biz henüz görme fırsatı yakalayamamış olanlar için kongre merkezini inceledik. Ticari anlamda Anadolu’nun en önemli lokasyonlarından biri olan Kuşadası’nın çehresine yakışan bu kongre merkezi büyük kentlerdeki kongre merkezlerini aratmıyor desek abartmış olmayız. Kongre ve toplantı amacıyla kente gelenler açısından önemli bilgi de kongre merkezi Efes ve Meryamana Kilisesi’ne yalnızca 10 dakikalık mesafede bulunuyor.


Kongre turizmi otelleri sezon dışı da hareketli tutacak
Ülkemizin MICE endüstrisindeki yükselişini göz önünde tutarsak, Kuşadası Efes Kongre Merkezi büyük kentlerin kaldıramadığı birçok organizasyona talip olma yolunda. Gezimizin önemli ayaklarından biri olan Kuşadası otelleri ise bu görüşümüzü doğrular vaziyette. Misafirlerin farklı tercihlerini göz önünde bulundurarak dizayn edilen oteller şimdiden dolmaya başlamış durumda. Kıyı otelleri ve şehir merkezindeki otellerin neredeyse tümü toplantı salonlarına büyük önem veriyor. Görüşlerini aldığımız yöneticilerin hepsi ortak paydada buluşuyor: “Sadece yaz turizmine değil kışın gelecek olan toplantı ve kongre taleplerine de cevap verebilecek düzeyde olmalıyız”Tur boyunca bizlere ev sahipliği yapan Kuşadası Efes Kongre Merkezi Pazarlama Yöneticisi Gamze Çiçek, gezi hakkındaki değerlendirmesinde “Acentalar ve kongre firmalarına yönelik gerçekleşen bu etkinliğin katılımcılar açısından verimli geçtiğini düşünüyorum. Firma yetkilileriyle yaptığımız görüşmeler de bu doğrultuda. Yapmış olduğumuz bu tur sayesinde katılımcı firmalar hem kongre merkezini hem de Kuşadası otellerini yerinde görme fırsatı buldu. Birçok kongre, toplantı ve etkinliğe imza atmış kişiler olarak onların görüşleri bizler için önemliydi” dedi.Kuşadası’nda kongre ve toplantı sektörüne yönelik yapılan çalışmalar MICE sektörünün yayılımı açısından çok önemli. Metropollerde gerçekleşen kongre ve toplantılarda MICE acentalarının çektiği sıkıntıları düşünürsek Kuşadası bu konuda iyi bir alternatif olabilir. Özellikle iklim anlamında yılın çoğu gününü güneşli geçiren, doğayla bütünleşmiş ve kültürel anlamda oldukça zengin olan Kuşadası, kongre organizatörlerinin aklında bulunması gereken bir yer.


“15. Uluslararası Bodrum Dans Festivali”


“Uluslararası Bodrum Dans Festivali” turizm cenneti Bodrum’da gerçekleşecek
Avrupa’nın önemli dans festivalleri arasında yer alan “Uluslararası Bodrum Dans Festivali”, Antik dünyanın yedi harikasından birinin inşa edildiği turizm cenneti Bodrum’da gerçekleşmektedir. Festival, bir çok farklı ülkeden dans gruplarını ve kültürleri bir araya getirerek, dünyanın en büyük kültürel gösterisini sunmayı hedeflemektedir.

Uluslararası Bodrum Dans Festivali günlerinde düzenlenen tüm etkinlikler için giriş ücretsizdir. Seyirci ulusal ve uluslararası misafirlerden oluşur ve 28 farklı ülkeden gelen 33 genç gönüllünün yardımlarıyla, gönüllülük esasına göre düzenlenen tarihteki ilk organizasyondur.20-25 Mayıs 2014 tarihleri arasında Muğla’nın Bodrum ilçesinde gerçekleşecek 15. Uluslararası Bodrum Dans Festivali, Avrupa ve Avrupaya komşu 28 farklı ülke tarafından hazırlanan ve organize edilen ilk festivaldir.


Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Kurumu - UNESCO, beş muhteşem gün boyunca bir çok dünya kültürünü bir araya topladığından dolayı, festivale 2012, 2013 ve 2014 yıllarında Unesco Logosu kullanım hakkı vermiş ve Bodrum Dans Festivalini Uluslararası Kültürel Etkinlikler listesine dahil etmiştir.


T.C Avrupa Birliği Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından da desteklenen 15. Uluslararası Bodrum Dans Festivali, yabancı ülkelerin dans gösterileri, dans yarışmaları, fotoğraf yarışmaları, sokak gösterileri, festival yürüyüşü ve tematik dans partileri eşliğinde gerçekleştirilecektir.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da gerçekleşecek muhteşem performansları ile seyircileri büyüleyecek binlerce dansçı ve izledikleri gösterilerden büyük keyif alacak on binlerce seyirciyi Bodrum Kalesi ve Antik Tiyatro'da buluşturmayı hedefliyoruz.

28 Mart 2014 Cuma

Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu Ülke Sınırlarını Aşıyor



Sabancı Vakfı’nın toplumsal gelişmeye katkıda bulunan “sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini”,           anlattığı “Fark Yaratanlar” programı beşinci sezonunda da devam ediyor. Fark Yaratanlar programı, yapılan çalışmaların kısa videolarının Sabancı Vakfı tarafından hazırlanarak internet ortamında paylaşılmasını, izleyenlere ilham vermesini, böylece toplumsal gelişmeye aktif katılımın çoğalmasını amaçlıyor. Sabancı Vakfı’nın 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’nde hikayesini yayınladığı Fark Yaratan’ı, Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nu kurarak köy kadınlarının sesini tiyatroyla duyuran Ümmiye Koçak oldu.


Ümmiye Koçak, Mersin’in Arslanköy beldesinde köy kadınlarının yaşamını sahneye taşımak amacıyla 2001 yılında Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’nu kurdu. Tiyatroyu kurmak için köy kadınlarını ve köy halkını ikna eden Koçak, ilk olarak Remzi Özçelik’in “Taş Bademleri” adlı oyununu sahneye taşıdı. Ümmiye Koçak, kendisinin yazıp yönettiği ve köyde yaşayan kadınların sahnelediği tiyatro oyunlarıyla gerek bölge halkından, gerekse sanat dünyasından olumlu tepkiler aldı. Topluluk 2003 yılında Yapımcı Pelin Esmer’in yönettiği “Oyun” adlı belgesele konu oldu.

Ümmiye Koçak’ın yazdığı “Hasret Çiçekleri” adlı oyun 2006 yılında Devlet Tiyatroları - Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali’nde sahne aldı. Kadına şiddet sorununa dikkat çekmek amacıyla yazdıktan sonra filmini çekmek için gerekli parayı narenciye bahçelerinde çalışarak kazandığı “Yün Bebek” filmi, Ümmiye Koçak’a, New York Avrasya Film Festivali’nde “Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı” ödülünü kazandırdı. Koçak, ayrıca tiyatro alanındaki girişimciliği ve tiyatro sanatına verdiği destekle çok sayıda ödülün sahibi oldu.

1957 yılında Adana’da Çelemli Köyü’nde doğan Ümmiye Koçak, 10 kardeş olmaları dolayısıyla okumayı bırakmak zorunda kaldı. İlkokuldan sonra okumaya ve yazmaya azimle devam eden Koçak, bugün kadınları ekonomik ve sosyal olarak güçlendirmek amacıyla Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu’yla çalışmalarını sürdürüyor. Topluluk, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle küresel ısınmaya dikkat çeken “Ozon Tabakası” adlı oyunu sahnelemeye hazırlanıyor. Ümmiye Koçak’ın fark yaratan hikayesi www.farkyaratanlar.org ve www.sabancivakfi.org internet sitelerinin yanı sıra Facebook, Twitter ve Youtube’da yayınlanıyor.

TUROB Vali Mutlu’yu ağırladı


Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği'nin (TUROB) Mart ayı geleneksel öğle yemeği, Elite World Business Hotel'dedüzenlenen organizasyon ile gerçekleşti.Turizm sektörünü bir araya getiren geleneksel öğle yemeğine İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, TUROB Başkanı Timur Bayındır ve Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya'nın yanı sıra çok sayıda sektör profesyoneli ve basın mensubu katıldı.


TUROB Başkanı Timur Bayındır: Deniz Ulaşımı Yaygınlaştırılmalı
Yemeğin açılış konuşmasında gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan TUROB Başkanı Timur Bayındır, her dönem yerel yönetimler ile yoğun temas halinde olan TUROB’un sektörün sorun ve ihtiyaçlarını en doğru şekilde aktararak, çözüm önerileri sunduğunu belirtti. “Sektörümüz adına beklentilerimizi paylaşırken aynı zamanda yardımcı ve yapıcı öneriler ile bu beklentilerin hayata geçirilmesini kolaylaştırmak önceliğimiz olmaya devam edecektir” diyen Bayındır; “Bu süreçte, şehrimiz adına öncelikli çözüm önerilerimiz, hem biz İstanbullular hem de misafirlerimiz açısında ciddi bir sorun olan "ulaşım" konusu üzerine olacaktır.


Coğrafi avantajımız olan deniz ulaşımının güçlendirilmesi ve yaygınlaştırılması, sadece Avrupa ve Asya Yakası arasında değil, paralel hatların arttırılmasıyla başarılı olacaktır. Tabi ki tüm bu varış noktalarının diğer toplu ulaşım araçları ile bağlantılarının oluşturulması önem arz etmektedir. Böylelikle başta yerel halkın gündelik yaşamı kolaylaşacak, bununla beraber misafirlerimiz, şehrin içindeki bölgesel seyahatleri dışına çıkarak, tüm şehri yaşama fırsatı edineceklerdir. Sektörümüz adına diğer önemli bir husus da şehrin sosyal ve kültürel imkânlarının geliştirilmesidir. Kongre ve kültür merkezleri, sergi sarayları, konser salonları gibi imkânların geliştirilmesi ve bu mekânlara global etkinliklerin alınabilmesi şehrimiz turizmine katma değer sağlayacaktır” dedi.


“Şehrin Tüm Çekim Noktaları Maksimum Düzeyde Kullanılmalı”
Günümüzde şehirlerin, ülkelerin önüne geçerek tek başlarına daha güçlü markalar haline geldiğine vurgu yapan TUROB Başkanı Timur Bayındır, şehir turizminin, İstanbul gibi metropol ölçeğindeki büyük şehirlerde ağırlık gösterdiğini ve bu alanda kentin turizm potansiyeli ve çizdiği imajın büyük önem taşıdığını belirtti. Bayındır, konu ile ilgili şunları aktardı;  “Şehrin tüm çekim noktalarının maksimum düzeyde kullanılması gerekir. Kentin, altyapı ve üstyapıdaki başarısı, hava alanı hizmetleri, ulaşım kolaylığı, restoran ve eğlence merkezlerinin çeşitliliği ve kalitesi, esnafın ve halkın bilinçli yaklaşımı gibi pek çok unsur şehrin imajına etki etmektedir. Bu alanların iyileştirilmesi ve modernleşmesi öncelikle yaşayan insanların refahı ve devamında şehrin kalkınmasında büyük önem taşır.

“Twitter Yasağı Sektörümüzü Olumsuz Yönde Etkilemektedir”
Unutulmaması gereken bir nokta da vazgeçilmezimiz olan teknoloji unsurudur. Şehrin "online" olması ve dijital ortamlara erişim sağlayabilmesi, günümüzde şehri ziyaret eden misafirlerin ve halkın ortak beklentisidir. Ancak geçtiğimiz hafta alınan bir kararla, dünyanın en önemli sosyal medya araçlarından biri olan "Twitter" kullanımının ülkemizde kapatılması hepimizi üzmüştür. Bir iletişim aracının, yani haber alma hürriyetinin engellenmesi oldukça vahim bir durumdur. Ülkeler sosyal medyayı nasıl daha etkin kullanabilmenin yollarını araştırırken, bu yasak bizleri gerek vatandaş gerekse sektör olarak olumsuz yönde etkilemektedir. Temennim, kısa vadede bu yöndeki uygulamaların son bulmasıdır.  Son dönemde ülkemizde yaşanan siyasi ve toplumsal olaylar ülkemizin imajına ve yurt dışından aldığı turist sayısına doğrudan etki etmektedir. Bu durumun yansımalarından birini, geçtiğimiz günlerde TUROB olarak siyasi liderlere yapmış olduğumuz sağduyu çağrısında dile getirdik. Başta İtalya olmak üzere kimi ülkelerin dışişleri bakanlıklarının, vatandaşlarına Türkiye’ye gidilmemesi konusunda uyarılarda bulunmaları sektör olarak bizleri endişelendirmektedir. Durumun ivedilikle çözülebilmesi için başta siyasi liderlerimiz olmak üzere, Dışişleri Bakanlığı ve sektör paydaşlarının ortak akıl sergileyebilmesi gerekmektedir.

“2014 Yılı İçin Beklentilerimiz Çok Yüksek Değil”
Siyasi ve ekonomik belirsizlik içerisindeki ülkemiz şartlarında 2014 yılının nasıl geçeceğini tahlil etmek ise zor. Ancak 2014 yılı için beklentilerimizin çok yüksek olmadığı yönünde hemfikir olduğumuzu düşünmekteyim. Avrupa'da devam eden ekonomik kriz, gerek krizden dolayı turizm gelirlerini arttırmayı hedefleyen rakip ülkelerin pazardaki promosyonları, gerekse ülkemizin devam eden imaj iyileştirme çabaları zor bir dönem geçireceğimizi göstermektedir. Mart ayı başında gerçekleşen ITB Berlin Fuarı da bu öngörülerimizi doğrular bir tablo çizmiştir.  Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından açıklanan istatistiklere göre, 2014 Şubat ayında gelen turist sayısı %6,6 artışla 1,3 milyona, 2014 Ocak-Şubat döneminde ise %5,3 artışla toplam turist sayısı 2,5 milyona çıktı. Rakamlar genel olarak öngörülerimize paralel seviyede gerçekleşmiştir.

“İsrail ve Suudi Arabistan Pazarları Ümit Veriyor”
İsrail ve Suudi Arabistan pazarlarının ümit vermekle beraber, siyasi kargaşaya karşın Rusya Federasyonu ve Ukrayna'dan gelen turist sayısında beklentilerin aksine artış yakalanması memnuniyet vericidir. Bilindiği üzere, İsrail turizminde önemli bir pay sahibi olan İsrailli işçileri temsil eden sendikalar Türkiye'ye turizm boykotunu 4 yıldır sürdürüyorlardı. Geçtiğimiz günlerde, İsrailli sendikaların Türkiye'ye tatil boykotunu kaldırdıklarını açıklamasıyla, 250 binin üzerindeki İsrail işçisi ve aileleri bu yaz tatil için yüksek ihtimalle Türkiye’ye gelebilir. Verilere, tesisler açısından bakacak olursak, ülkemize gelen turist sayısının artış oranı ile konaklama tesislerinde arza sunulan yeni yatak sayılarının ve kapasite artışının, doğru orantılı olması, sürdürülebilir turizm ve tesislerin verimli kullanımına katkı yapacaktır. Artış oranının aylık olarak en az %15 seviyesinde seyretmesi, yeni açılan tesislerle birlikte ancak bir önceki yıldaki doluluk oranlarını sağlayabilecektir. Sizlerin, tüm sektör paydaşlarının ve meslektaşlarımın devam eden yoğun emekleri ile istikrarımızı koruyacağımızı düşünerek, umutsuz bir tablo çizmek istemiyorum. Ancak var olan gerçekleri de göz ardı etmeden, planlama yapmak gerektiği aşikârdır. Konuşmamı noktalandırırken, desteklerini bizden esirgemeyen sponsorlarımız Ecolab - Yurtiçi Kargo ve Boyut Yayın Grubuna; Bu güzel ve değerli ev sahipliğinden ötürü, Elite World Otelleri Genel Müdürü Sayın Ünsal Şınık'a, Elite World Otelleri Satış ve Pazarlama Direktörü Sayın Emel Elik'e ve Elite World Business Hotel Genel Müdürü Sayın Murat Köni'ye teşekkürlerimi sunuyorum.”


İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu:
İstanbul Büyümeye ve İleriye Doğru Koşmaya Devam Edecek
İstanbul’un başlı başına bir marka kent olduğunu belirterek konuşmasına başlayan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, daha fazla turist ağırlayabilmek için daha fazla ve işbirliği içinde çalışılması gerektiğine vurgu yaptı. Eksikliklere rağmen İstanbul’un büyümeye devam edeceğini belirten Mutlu, İstanbul gibi önemli tarihi ve kültürel altyapısı olan diğer kentlere bakıldığında daha fazla turisti ağırladıklarını ve daha fazla turizm geliri elde ettiklerini ifade etti. Bu nedenle önümüzde kat etmemiz gereken ciddi bir mesafe olduğuna vurgu yapan Mutlu, konuşmasına şöyle devam etti; “Dünyanın konjonktürel yapılarına bağlı olarak turizm sektöründe iniş ve çıkışlar yaşanabilmektedir.


Bu yıl geçtiğimiz senenin rakamlarına göre küçük bir düşüş yaşansa da turizmdeki gücümüzü 2014’te de sürdürmeye devam edeceğimize inanıyorum. Kentimizin ihtiyaçları doğrultusunda yeni yatırımlar yapılmaya devam edecektir.  Sadece turizm alanında değil, diğer sektörlerde de önemli yatırımlar yapılıyor. Bu yatırımların, turizmde doluluk oranlarıyla birlikte artış kaydetmesi büyük önem taşıyor. İstanbul’un kapasitesini doldurabilmek için sektörün; pazarlama, işletme, hizmet ve reklam gücü ön plana çıkıyor. Bu alanda da gerek İstanbul gerekse Türkiye’mizde; hizmet, tesis kalitesi ve tanıtım konularında dünyanın en iyi çalışmaları gerçekleştiriliyor. Bunun yansımasını da gelen turist sayısındaki artış ile görebiliyoruz. Geçtiğimiz yıl İstanbul’a gelen 10 milyon ziyaretçinin mutluluğunu yaşamıştık. Bu yıl bu rakamının çok daha üzerine çıkarak, yeni rekorlara ulaşmalıyız. Başarılı otellerin sayısı arttıkça ve mükemmel işletmecilik anlayışı hakim oldukça endişelenilecek bir durum yoktur. Kimi eksiklikler yaşansa da İstanbul ileriye doğru koşmaya ve büyümeye devam edecektir.”

Barsan Global Lojistik’e 300 adetlik dev Actros teslimatı



2013 yılında yaptığı yüksek adetli çekici filo teslimatları ile hem sektörün hem de tarihinin rekorunu kıran Mercedes-Benz Türk, bu rekorlarına bir yenisini ekleyerek lojistik sektörünün öncü firmalarından biri olan Barsan Global Lojistik A.Ş.’ye 300 adet Mercedes-Benz Actros 1841 LSNRL’in teslimatını gerçekleştirdi. Servis sözleşmesi kasko sigortası yansıra geri alım taahhüdünü de kapsayan satış ile müşterilerine bir çok operasyonel avantaj sağlayan Mercedes-Benz Türk hem çevre dostu, hem de yakıt tüketiminde avantajlı araçları ile Barsan Global Lojistik‘in tercihi olmaya devam ediyor.


Uluslararası nakliye, gümrük müşavirliği, depo ve stok yönetimi hizmetleri sunan Barsan Global Lojistik 2012 yılında da filosunu 100 adet Actros 1841 LSNRL “lowliner” olarak tanımlanan düşük pleyt yüksekliğine sahip çekiciler ile genişletmişti.   Four Seasons Hotel Bosphorus’ta düzenlenen teslimat törenine Barsan Global Lojistik A.Ş. adına Yö-netim Kurulu Başkanı A. Cengiz Çaptuğ, Yönetim Kurulu Üyesi ve TIR İşletme Direktörü Sedat Ge-yik, Yönetim Kurulu Üyesi Denetleme ve İK Direktörü Hakan Kölemenoğlu, Mercedes-Benz Türk A.Ş.’den Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün, Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır, Kamyon Filo Satış Müdürü Alper Kurt, Mercedes-Benz Türk 2.EL Faaliyetleri Genel Müdürü Osman Nuri Aksoy, Mercedes-Benz Türk Truckstore Kamyon Satış Müdürü Tolga Bilgisu ve Mercedes-Benz Türk Satış Sonrası Hizmetleri Kamyon Kısım Müdürü Mehmet Doğan katıldılar. Mercedes-Benz Bayii Mengerler Ticaret Türk A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Ergin İmre, Mengerler Ticaret Türk A.Ş. Genel Müdürü Hayrettin Karaboğa, Mengerler Ticaret Türk A.Ş. İstanbul Şubesi Genel Müdürü Nusret Güldalı ve Mengerler İstanbul Şubesi Satış Müdürü Cihan Ekinci törende yer aldılar.


Tören sırasında konuşma yapan Mercedes-Benz Türk Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün bu bü-yük filo satışı kapsamında, Barsan Global Lojistik’e servis, finansman sigorta hizmetleri sunduklarını, bu genişlikteki bir servis hizmetinin satışın ötesinde bir işbirliği olduğunu vurguladı. Sülün, “Barsan Global Lojistik’e yaptığımız 300 adetlik dev filo teslimatı, yalnızca satıştan ibaret değildir. Teklifimize 36 ay boyunca araç garantisi, servis bakım/onarım ve kasko sigortası da dahil ettik. Bu anlaşma saye-sinde müşterimiz araçları kullandığı süre boyunca oluşacak işletme maliyetlerini net bir şekilde hesap-layabilecek ve tüm bu hizmetleri tek bir çatı altında almanın getirdiği sinerjiden faydalanabilecektir. Bu kadar büyük bir iş hacmini tek bir seferde gerçekleştirmiş olmaktan gurur duyuyoruz.” şeklinde konuştu.

Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ ise şirket yatırımlarının devam ettiğini ve yaptıkları bu büyük anlaşmalar ile dünyanın önde gelen lojistik şirketleri arasında yer alma hedeflerine doğru bir adım daha attıklarını söyledi. Yeni filonun yüksek hacimli taşıma kapasitesi ve düşük yakıt sarfiyatı ile maliyetlerini aşağı çekeceğine, yine yeni araçları ile hem daha rekabetçi, hem daha çevreci bir şirket olacaklarına inandıklarını dile getirdi. Çaptuğ, Mercedes-Benz Türk ile uzun yıllara dayanan işbirliğinin devam edeceğini de sözlerine ekledi.

Mercedes-Benz Türk Kamyon Pazarlama ve Satış Müdürü Bahadır Özbayır ise konuşmasında, Mercedes-Benz Actros kamyonların lojistik sektöründeki büyük filoların tercihi olmaya devam ettiğini, 300 adetlik bu büyük satışın bunun önemli bir göstergesi olduğunu belirtti. Mercedes-Benz Türk’ün kamyon grubunda yıllardır sürmekte olan tartışmasız liderliğinin ve sektörde 32 yılı aşkın süredir faa-liyetlerini başarıyla sürdüren Barsan Global Lojistik’le uzun vadeli işbirliklerinin altını çizen Özbayır, bu önemli satışta emeği geçen Mercedes-Benz Türk Mengerler Bayisi’ne teşekkürlerini iletti.  Özbayır konuşmasını; “Barsan Global Lojistik’e, ürün gamımızın amiral gemisi olan Mercedes-Benz Actros araçlarımızı yeniden tercih ettikleri için tekrar teşekkür ediyor, bu satışın hayırlı uğurlu olmasını ve iş-birliğimizin artarak devamını diliyorum” sözleriyle tamamladı.

Mercedes-Benz Actros 1841 LSNRL, Mercedes-Benz’in “lowliner” olarak tanımladığı alçak şasili çe-kicileri oluşturuyor. Bu araçlar, ön ve arka akslarda hava süspansiyonlu olup 950 mm beşinci teker yüksekliği sayesinde mega treylerler ile birlikte kullanılabiliyor. Tüm Actros çekicilerde standart olarak sunulan “Powershift – Otomatikleştirilmiş Şanzıman” ile önemli ölçüde yakıt tasarrufu sağlanıyor. Actros 1841 LSNRL, 2011 yılından bu yana Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası üretimi ile Türkiye’de satışa sunuluyor.

27 Mart 2014 Perşembe

Skal’ın Konuğu AB Bakanı Çavuşoğlu



Skal Alanya Yeni Dönem Toplantısı Filika Restoran’da Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu’nun katılımıyla yapıldı. Toplantıda konuşan Bakan Çavuşoğlu, “Kış sezonunda otellerin, tesislerin açık olması lazım. Bunun için Alanya'da spor turizmine ağırlık veriyoruz.


 Futbol sahalarının sayısını artırıyoruz. Sadece futbol değil, kış aylarında bisiklet milli takımlarının da gelmesi için çalışma yapıyoruz. Bisiklet takımları, futbol takımları gibi 2-3 hafta kalmıyor, 2-3 ay kalıyor. Kış aylarında bu sporcuları buraya çekebilmeliyiz. Ayrıca Alanya'ya golf sahaları projelerini hazırladık, en kısa zamanda kazandıracağız” dedi.


Alanya Turistik İşletmeciler Derneği (ALTİD) Başkanı Burhan Sili ise 4 ana başlık altında turizmde olması gerekenleri sıraladı. Sili, yaptığı açıklamada şunları kaydetti: Deniz, kum, güneş turizminin dışına çıkılarak 50 milyon turist sayısını Antalya’da hedefleyebiliriz. Antalya’ya gelen turistin yüzde 90’ı charter seferlerle gelmektedir. Charter seferlerin dışında tarifeli sefer sayısının da arttırılması gerekmektedir. Alanya, Akdeniz çanağında turizme açılmış hemen hemen ilk bölgedir.


Side, Belek, Kundu gibi bölgeler sonradan devlet desteği sayesinde tahsislerle geliştirilmişlerdir. Alanya’da tesislerimizin niteliklerinin arttırılması anlamında düşük faizli kredilerin kesinlikle sektöre sağlanması gereklidir. Çalışan kesim ve orta kademeli yöneticilerin eğitim alarak işgücünün arttırılması gerekmektedir ve devlet olarak bu konuda da destek beklemekteyiz.


Sektörümüz ülke ekonomisine ciddi oranda katkı sağlamaktadır. Çalışma Bakanlığı nezdinde sektörün yapısına uygun bir yönetmelikle turizm sektörünün içerisinde bulunduğu durum iyileştirilmelidir.

Uluslararası Tekstil ve Aksesuarları Fuarı 6. kez kapılarını açtı

Dünya kumaş trendlerinde son sözü yine Texbridge söyleyecek


CNR organizasyonunda UTİB ve KYSD  işbirliği ile 6’ncısı düzenlenen Uluslararası Tekstil ve Aksesuarları Fuarı, TEXBRIDGE, başladı

UTİB Başkanı İbrahim Burkay, “2011 yılından bu yana Texbridge fuarımızın başarısına odaklandık. Her geçen gün ziyaretçi ve firma sayımızı istikrarlı şekilde artırdık. Tekstil ve aksesuarlarda trendleri bu fuarda belirledik.”

CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su Cem Şenel, “Zara, Diesel, Dockers, United Colors of Benetton, Bebe, Gap, Dkny, Dolce Gabbana, Li Fung, gibi dünyaca ünlü markalar, kumaş ve aksesuar alımları için Türkiye’ye gelecek.”

CNR Holding kuruluşlarından İstanbul Fuarcılık organizasyonuyla, Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) ve Konfeksiyon Yan Sanayicileri Derneği (KYSD) desteğinde düzenlenen “Uluslararası Tekstil ve Aksesuarları Fuarı-TEXBRİDGE” kapılarını açtı.
Türk tekstil ve hazır giyim endüstrisinin iç ve dış ticaret gereksinimlerine en üst düzeyde yanıt verecek fuar, CNR EXPO Yeşilköy’de 28 Mart tarihine kadar devam edecek. Texbridge fuarını ve sektörü değerlendiren Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Burkay,  “2011 yılından bu yana Texbridge fuarımızın başarısına odaklandık. Her geçen gün ziyaretçi ve firma sayımızı istikrarlı şekilde artırdık. Tekstil ve aksesuarlarda trendleri bu fuarda belirledik” dedi.

“Texbridge kıtaları birleştiriyor”
Burkay, Texbridge’in  3 yıl gibi kısa bir sürede uluslararası fuarların kalitesi ve çekim gücüne ulaştığına dikkat çekerek, şöyle konuştu: “Sektörün önemsediği ve öncü fuar haline gelen Texbridge kıtaları birleştiren fuar haline dönüştü.” Texbridge’in sektörün ihracatına büyük katkı sağladığını belirten Burkay, “Sektörde düzenlediğimiz fuarlar aracılığıyla pazarlarımızı hızla genişletiyoruz. 2012 yılını 7,9 milyar dolar ve 2013 yılını da 8,4 milyar dolar ihracat ile kapatmıştık. Bu yılın Ocak-Şubat aylarında gerçekleşen 1 milyar 486 milyon dolarlık ihracata baktığımızda yılsonunda 9,4 milyar dolar civarında tüm zamanların rekoru olacak bir rakama doğru ilerliyoruz” dedi.

Fuarların sektörün pazarını ciddi oranda genişlettiğini söyleyen  Burkay, şöyle devam etti: “Rusya’ya bir yılda 1 milyar doların üzerinde tekstil ihraç eder konuma geldik. İhracat pazarlarımız arasında ikinci sırada yer alan İtalya’ya ihracatımızı 2013 yılında 840 milyon dolar seviyesine yükselttik.  Son 10 yıllık döneme baktığımızda yeni pazarlarda da çok özel başarılarımız var. Çin’e tekstil ihracatımızı son 10 yılda 14 kat artırarak, 196 milyon dolara yükselttik. Tekstilde yaşanan bu başarılı gidişatta Texbridge ve Evteks gibi fuarların katkıları büyüktür.”

20 bin ziyaretçi hedefi
CNR Holding Fuarcılık Grubu CEO’su Cem Şenel de Texbridge Fuarı’nın başarısına işaret ederek, “Bu yıl yine fuarımızı trend alanı, alım heyetleri, trend ve tasarım seminerleri, ulusal ve uluslararası basın toplantıları, business lounge, design lab gibi faaliyetlerimizle zenginleştirdik” dedi.  Uluslararası alanda etkili olan trend belirleyicilerden Inkrit Berbee’nin 2015 kumaşta yaz trendlerini anlatacağını belirten Şenel, fuarda ayrıca Simone Viscomi, Nihan Peker ve Müjde Abdiş Güçlü gibi trend tahmincilerinin de seminer vereceğini bildirdi.

Ünlü markalar alım için fuara gelecek
Cem Şenel, fuara alım için davet edilen firmalar arasında Zara, H&M, Fcuk, Abercrombie & Fitch , Diesel, Dockers, Daniel Hechter, United Colors of Benetton , Bebe , GAP, DKNY, Dolce Gabbanna, Oxs, Li Fung, Marks&Spencer, Hugo Boss, Esprit, Sela, Gloria Jeans, Ostin, Otto, Stylepit, Elle-Russi, Splash, Behpoosh, Tandor ve Tanpoosh gibi ünlü markaların yer aldığını söyledi.

Dünyanın gözü bu fuarda…
Şenel’in verdiği bilgiye göre; ABD, Almanya, Avusturya, Azerbaycan, BAE, Bulgaristan, Cezayir, Çek Cumhuriyeti, Çin Halk Cumhuriyeti, Fas, Fransa, Hollanda, Irak, İngiltere, İran, İspanya, İtalya, Japonya, Özbekistan, Polonya, Romanya, Rusya Federasyonu, Sırbistan, Suudi Arabistan, Tunus, Türkmenistan, Ukrayna, Yunanistan’dan alım heyetleri ve bireysel alıcılar CNR Texbridge Fuarı’na gelecek. Bu arada CNR tarafından düzenlenen EDT Expo (Ev Dışı Tüketim Ürünleri, Ekipmanlar, Sarf Malzemeleri Üreticileri ve Dağıtım Kanalı Tedarikçileri Fuarı) ve Private Label fuarları da yarın (27 Mart Perşembe günü) kapılarını ziyaretçilerine açacak.



Turkcell’den başarılı iş ortaklarına ödüller

Turkcell Partner Network 200’ü aşkın işortağı ve 15 bin yazılımcıyı bünyesinde barındırıyor


200’den fazla iş ortağı ile Türk ekonomisine 10 binin üzerinde istihdam sağlayan Turkcell Partner Network en başarılı iş ortaklarını ödüllendirdi.
Turkcell’in 31 iş ortağı; inovasyon, yeni ürün geliştirme, yaratılan ciro, müşteri memnuniyeti gibi başlıklarda değerlendirilerek, yıl içinde gösterdikleri performanslarla Gold ve Silver Partner olmaya hak kazandı.

Türkiye’nin önde gelen iletişim ve teknoloji şirketi olarak sektörün en organize ve kapsamlı işbirliği sistemine liderlik eden Turkcell, düzenlenen törenle geçtiğimiz yılın en başarılı iş ortaklarını ödüllendirdi. 13 yılda Türkiye’nin en köklü iş ortaklığı ekosistemlerinden biri haline gelen ve her ölçekten 200’ün üzerinde şirketi bünyesinde barındıran Turkcell Partner Network’te yer alan 31 şirket gösterdikleri performansla Gold ve Silver Partner olmaya hak kazandı. Kurumsal pazarlama çözümleri, bireysel servisler, makineler arası iletişim ve mobil ödeme alanlarında üretim yapan şirketler, inovasyon, yeni ürün geliştirme, yaratılan ciro, müşteri memnuniyeti gibi kriterlere göre değerlendirildi.

Yiğit Kulabaş: “Turkcell Partner Network’te sayısız başarı öykümüz var”
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, Kaya Artemis Otel’de gerçekleştirilen Turkcell Partners Day 2014’te, iş ortakları, ödüllerini Turkcell Kurumsal Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş ve Turkcell Kurumsal Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Yiğit Kulabaş’ın elinden aldı.
Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Yiğit Kulabaş, “Turkcell bugün sektörün en organize ve kapsamlı işbirliği sistemine liderlik ediyor. Turkcell Partner Network, telekomünikasyon ve teknoloji sektörlerinde faaliyet gösteren iş ortaklarına, kendi ürün ve servislerini mobilize ederek Turkcell’in bireysel ve kurumsal müşterilerine ulaştırmalarını sağlayacak iş modellerini oluşturuyor. Program aynı zamanda, gelişim ve destek programlarıyla Turkcell iş ortaklarının iş süreçlerine katkı sağlıyor. Programa dahil olan iş ortakları, ihtiyaçlarına ve teknoloji alanlarına göre eğitimler, teknoloji dokümanları, danışmanlık gibi hizmetler alarak, Turkcell ile ortak projeler yürütebiliyorlar. Partner Networkümüz,  200’ü aşkın iş ortağını ve 15.000’in üzerinde yazılımcıyı, bünyesinde barındırıyor. Artık geleneksel hale gelen Turkcell Partners Day de aslında hem tüm bu ekosistemi bir araya getirerek karşılıklı stratejilerimizi paylaşmak, hem de Turkcell’e, iş ortaklarımıza ve ülke ekonomisine fayda sağlayan bu iş birliklerini ödüllendirmek üzere oluşturulmuş bir organizasyon. Ödül almaya hak kazanan Gold ve Silver iş ortaklarımızı kutluyor ve iş birliğimizin daha nice başarılara ön ayak olmasını diliyorum.” dedi.

2014 yılı Turkcell Gold ve Silver İş Ortakları (harf sırasına göre düzenlenmiştir):
Turkcell Gold İş Ortakları:
1. 4Play
2. Aerodeon
3. Artı Mobil
4. Arvento
5. Başarı Mobile
6. Codec
7. Eclipse
8. Esta Bilgisayar
9. GDY Piksel
10. Hermes
11. Mikro Ödeme Hizmetleri
12. Mobiliz
13. Mobiltim
14. Tikle
15. Turatel
16. PayByMe
Turkcell Silver İş Ortakları:
1. 3G
2. Buongiorno
3. Done
4. Ester
5. Figensoft
6. Infotech
7. Manas
8. Mindshare
9. Mobilpark
10. Neomobile
11. Pharos Medya
12. Rabarba
13. Sempa
14. Univera
15. MOL Turkey

Gold ve Silver iş ortakları yıl boyunca konvansiyonel ve dijital kanallarda tanıtım ve PR destekleri, yönetim kadrosu, satış pazarlama ekipleri ve teknik ekiplere özelleştirilmiş eğitim ve gelişim desteği, Türkiye ve dünyadaki çeşitli konferans ve seminerlere katılım hakları ve danışmanlık desteği alacaklar.
Turkcell geçen yılın başarılı partnerlerini GSMA’e götürmüştü

Türkiye’nin en köklü iş ekosistemlerinden olan Turkcell Partner Network, farklı pazarlara açılmak isteyen iş ortaklarına destek vermek amacıyla bu yıl ilk kez Mobil Dünya Kongresi’nde ağırlamıştı. İş ortaklığı ekosisteminde yer alan 8 şirket kongrede yer alarak Türkiye’deki beyin gücü ve yenilikçi servisleri yurt dışına tanıtmıştı.

Program yeni iş ortaklıklarına açık…
Turkcell Partner Network içinde yer almak isteyen şirketler turkcellpartner.com üzerinden online başvuru yapılabiliyor.www.turkcellmedya.com

Avrupa’nın En Ucuza Uçan Üçüncü Ülkesiyiz

Havayollarının bilet fiyatları ülkeden ülkeye farklılık gösterebiliyor


Hangi ülke uçak bileti için en az ücreti ödüyor? Uçak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını aynı platformda karşılaştıran uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner’ın verilerine göre Portekiz, uçak bileti için kilometre başına ortalama 0,37 TL ödeyerek Avrupa’da en az ücret ödeyen ülke. Türkiye ise kilometre başına ortalama 0,39 TL ödeyerek Avrupa’nın en ucuz 3. ülkesi olarak ön plana çıkıyor.Uçak bileti fiyatları rotalar üzerinde işleyen havayollarının sayısına göre ülkeden ülkeye farklılık gösterebiliyor. İnternet sitesi ile olduğu kadar mobil uygulamalarıyla da dünyada seyahat etmek isteyenlerin hayatını kolaylaştıran ve en hesaplı alternatifleri sunan Skyscanner’ın verilerine göre, kilometre başına ortalama 0,28 TL ile tüm dünyada en ucuza uçan ülke Filipinler. Avrupa’nın en uygun fiyata seyahat eden ülkesi ise Portekiz olarak ön plana çıkarken, Türkiye de kilometre başına 0,39 TL ile Avrupa’nın en ucuz ülkeleri arasında yer alıyor.


Yurtdışı Uçuşlar Daha Ucuz
Skyscanner’ın analizleri, bir rotada ne kadar çok havayolu işliyorsa ve rekabet varsa, fiyatların o kadar uygun olduğuna işaret ediyor. Bu doğrultuda, yurtiçi hatlarda daha az havayolu şirketi rekabet ettiği ve daha küçük uçaklar kullanıldığı için, kilometre başına düşen fiyat hesaplandığında yurtiçi hatların daha pahalı olduğu görülüyor.

Türkler yurtdışı rotalar için ortalama 0,44 TL öderken, yurtiçi destinasyonlar için kilometre başına yaklaşık 0,40 TL ödeyerek en ucuza uçan Avrupa ülkeleri arasında yerini alıyor.  En pahalı rotalar ise ortalama 1,39 TL ile ulusal havayolu iflas eden Macaristan’da bulunuyor.
Skyscanner’ın “Her Yere” seçeneği ise seyahatseverlere belirli bir tarih aralığında dünyanın her yerine en uygun fiyatlı biletleri görüntüleme fırsatı sunuyor.

Skyscanner Türkiye Pazarlama Müdürü Murat Özkök: “Veri birikimimizi kullanarak yaptığımız analizler doğrultusunda en uygun fiyatlı uçak biletlerinin hangi ülkelerden bulunabildiğini hesapladık. Elde ettiğimiz sonuçlar, bir rotada daha fazla havayolu işledikçe ve rekabet arttıkça fiyatların düştüğüne işaret ediyor. İki ve üzeri havayolunun uçuş yaptığı popüler rotaların daha düşük fiyatlı olduğunu görüyoruz.  Özellikle düşük maliyetli bir havayolunu içeren rotalarda bu fark oluşuyor. Portekiz ve Filipinler güzergâhlarının uygun fiyatlı olmasında, düşük maliyetli havayollarının büyük bir etkisi olduğu görülüyor. Ancak ulusal havayolları kapanan Macarların da dünya ortalamasının yaklaşık iki katı fiyatına seyahat etmesi, ulusal havayolunun uçak bileti fiyatlarındaki önemini de ortaya koyuyor.”

Turist Rehberleri İçin Resmi İmza Tarihi Nisan’ın İlk Haftası




Yasa gereği ‘eylemli’ olarak tanımlanan yani aktif çalışabilecek turist rehberlerinin olabilecek her türlü kazaya karşı sigortalanması için imza tarihi Nisan’ın ilk haftası olarak belirlendi.Turist rehberleri yasa gereği her yıl kendilerini “Eylemli veya Eylemsiz” olarak kaydettiriyorlar. Eylemsiz olarak kaydettirenler çalışamayacak olanlar, Eylemli olarak kaydettirenler ise, aktif olarak çalışabilecek durumda olanlardır. Turist Rehberleri Birliği (TUREB), her yıl eylemli yani aktif olarak çalışabilecek olan rehberleri her türlü kaza, vefat, sürekli sakatlık, kaza sonucu oluşabilecek sağlık sorunları veya belli bir süre iş görememe sorunlarına karşı sigortalayarak güvence altına alıyor. Turist rehberlerini olası kazalara karşı güvence altına almak maksadıyla sigortalayan TUREB, bu yıl ki imza tarihi olarak Nisan’ın ilk haftasını belirledi. Turist rehberleri belirlenen zaman diliminde TUREB’e giderek resmi imzalarını atabilirler.
Oktay Öztürk

Eğitimciler bağımlılıklarla mücadeleye hazır!

İstanbul pilot bölgede ilk grup eğitimciler sertifikalarını aldı


Türkiye Yeşilay Cemiyeti ve Milli Eğitim Bakanlığı işbirliği ile başlatılan, Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM)’nın İstanbul pilot bölge uygulamasında, eğitimlerini çalıştay ile tamamlayan 42 eğitimci sertifikalarını aldı. Programa katılan eğitimciler, görev aldıkları okullardaki öğretmenleri bağımlılıkla mücadele eğitim programı konusunda bilgilendirerek, liseli gençlerin bilinçlendirilmesinde kullanılacak metotların İstanbul geneline yayılmasını sağlayacaklar.


Bağımlılıkla mücadele eğitimleri verilmesini sağlayarak, sağlıklı bir nesil oluşmasına zemin hazırlamak ve kötü alışkanlıklarla mücadele etmek amacıyla başlatılan "Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM)" kapsamında İstanbul’daki pilot eğitime katılan öğretmenler ilk çalıştayını gerçekleştirdi. 19 Mart’ta gerçekleştirilen çalıştay ile İstanbul genelinde, 39 ilçede lise öğrencilerine yönelik interaktif eğitim yöntemleri geliştirildi. Ayrıca eğitimlerde kullanılacak sunumlar, öğrenci el kitapları ve uzaktan eğitim temelli etkileşimli eğitim materyalleri hazırlandı. Çalıştayı başarı ile tamamlayan eğitimcilere sertifikaları Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Müdürü Savaş Yılmaz ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünden Sosyal Ortaklar ve Projeler Grup Başkan Uğur Ergin tarafından takdim edildi.

Bağımlılıkla mücadelede eğitimcilerin rolü büyük
Eğitimcilerin TBM programları konusunda gerekli bilgi ve donanıma sahip olmalarını sağlayan eğitim çalıştayının birinci bölümünde Türkiye Yeşilay Cemiyeti Genel Müdürü Savaş Yılmaz ve İstanbul İl Eğitim Müdür yardımcısı Zekine Dayıoğlu, okullarda bağımlılıklarla mücadele eğitimlerinin her öğrenciye ulaşmasında eğitimcilerin rolünün çok önemli olduğunu kaydederek, Yeşilay ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın işbirliğinde yürütülen sürecin detayları hakkında bilgi verdi. Formatör eğitimcilere okullarında yürütecekleri eğitimlerin hangi tarihlerde ve nerede yapılacağı ile ilgili İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ nün programı anlatıldı. Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Sosyal Ortaklar ve Projeler Grup Başkanı Uğur Ergin de projenin önemini anlattı ve sürdürebilirliği konusunda bilgiler verdi. Ayrıca Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) Yöneticisi Prof. Dr. Hasan Bacanlı tarafından, pilot uygulamada hangi yolların izleneceği anlatılarak, kullanılacak metotlar paylaşıldı.

Çalıştayın ikinci oturumunda ise eğitimciler gruplara ayrıldı. Her bir grup, TBM eğitim programında bulunan eğitim modellerinden birini seçti. Pilot eğitim uygulamasında hedef kitlenin özellikleri göz önünde bulundurularak, sınıf içinde uygulanabilecek bir eğitim etkinliği tasarlandı. Her grubun sözcüsü hazırlanan etkinliği sundu. Diğer gruplar sunulan etkinlik hakkında görüşlerini bildirdi. Etkinlik sonunda genel değerlendirme yapıldı ve başarılı bulunan etkinlik, eğitim modülü olarak tanımlandı. TBM Eğitim Programı kapsamında verilen 6 günlük formatör eğitimini başarıyla tamamlayan eğitimciler çalıştayın tamamlanması sonrası sertifika almaya hak kazandı.

Bağımlılıkla mücadelede yaş gruplarına uygun eğitim programları geliştiriliyor
Gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesine katkı sağlayacak TBM Programında, hedef kitleye uygun eğitim modülleri geliştirilerek her yaş grubunda farkındalığın artırılması amaçlanıyor. İstanbul’da pilot çalışmalar devam ediyor. 1-30 Nisan’da formatörler okullardaki öğretmenlere beş başlık altında iki gün sürecek eğitimler verecekler. Bunlar;  1- Tütün Bağımlılığı B. 2- Alkol Bağımlılığı 3- Madde Bağımlılığı 4- Teknoloji Bağımlılığı 5- Sağlıklı Yaşam.  Türkiye Yeşilay Cemiyeti, eğitimde kullanılacak tüm materyalleri (alan kitapları, sunumlar, eğitim videoları, öğrenci broşürleri, ölçme araçları, rapor formatları, etkileşimli içerikler ve yaş gruplarına yönelik uygulama planları) formatörlere gönderecek. 1- 31 Mayıs’ta ise öğrenci eğitimleri başlayacak. Haziran başında eğitimlerde elde edilen tüm veriler Yeşilay tarafından değerlendirilecek. Eğitim çalışmalarını daha etkin kılacak güncellemeler yapılacak. Yeni eğitim - öğretim dönemi ile birlikte, Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı(TBM)’nın ülke geneline yayılması ve Türkiye’nin her noktasında çocuklarla ve gençlerle buluşturulması hedefleniyor.