19 Mayıs 2014 Pazartesi

TURKISH AIRLINES LADIES OPEN’IN ŞAMPİYONU FRANSIZ OYUNCU VALENTİNE DERREY OLDU


Dünyanın dört bir yanında düzenlenen ve Avrupa’nın en prestijli turnuvalarından biri olarak kabul edilen Ladies European Tour- Avrupa Bayanlar Golf Turnuvası’nın Türkiye ayağı Turkish Airlines Ladies Open 2014 sonuçlandı.Ocak ayında Yeni Zelanda’da start veren Ladies European Tour’un (LET) Türkiye ayağı Turkish Airlines Ladies Open 08-11 Mayıs 2014 tarihlerinde altıncı kez National Golf Kulübü’nde 32 ülkeden 126 profesyonel kadın golfçünün katılımıyla gerçekleşti. 250 bin € para ödülünün dağıtıldığı turnuvada 212 vuruşla Fransız oyuncu Valentine DERREY şampiyon oldu. İkinciliği 214 vuruşla Danimarkalı oyuncu Malene JORGENSEN, üçüncülüğü 215 vuruşla İngiliz Charley HULL aldı. Turnuvanın amatör birincisi ise Fransız oyuncu Matilda CAPPELIEZ oldu.


7 Mayıs Salı günü Turkish Airlines Ladies Open Avea Prime Pro-Am Golf Turnuvası’yla başlayan ve 8 Mayıs’ta startı verilen Turkish Airlines Ladies Open 2014’de dünyanın dört bir yanından başarılı oyuncular mücadele etti. Fransız oyuncu Valentine DERREY’in birinci olduğu turnuvada, Danimarkalı oyuncu Malene JORGENSEN 214 vuruşla ikincilik koltuğuna oturdu. Çekişmeli mücadelenin son ana kadar devam ettiği Turkish Airlines Ladies Open 2014’de üçüncülüğü ise 215 vuruşla İngiliz Charley HULL aldı. 26 yaşındaki oyuncu Valentine DERREY, Belek’teki zaferi ile Avrupa Bayanlar Golf Turnuvası kariyerindeki ilk birinciliğini de elde etmiş oldu. 

2008 yılından beri Mineks International’ın organizatörlüğünde gerçekleşen ve toplam 250.000 € para ödülünün dağıtıldığı turnuvada hole-in-one sponsoru Boybeyi, hole-in-one yapan oyuncuya ve ayrıca ilk üçe giren oyunculara turnuva için özel olarak tasarlanmış    “19 Collection” adındaki kolyeleri hediye etti. Turnuvanın ana sponsoru Türk Hava Yolları ise ilk üçe giren golfçü bayanlara dünyanın her yerinde kullanabilecekleri Business Class çift yön uçak bileti verdi.

Final karşılaşmalarından sonra gerçekleşen ödül töreninde AB Bakanı Mevlüt ÇAVUŞOĞLU’nun konuşmasının ardından dereceye giren sporcular ödüllerini Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Abdurrahman ARICI, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı  Hamdi TOPÇU, Türkiye Golf Federasyonu Başkanı Ahmet AĞAOĞLU, Opet Yönetim Kurulu Başkanı ve Regnum Carya Golf & Spa Resort Oteli sahibi Fikret ÖZTÜRK ve Mineks International ve National Golf Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent GÖKTUNA’nın elinden aldılar. 

National Golf Kulübü Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Bülent Göktuna, beşinci kez Türk Hava Yolları’nın sponsorluğunda gerçekleştirilen, birbirinden değerli dünyaca ünlü golfçülerin yarıştığı turnuvada emeği geçen herkese teşekkür etti. Avrupa’nın en prestijli turnuvalarından biri olarak kabul edilen Avrupa Bayanlar Golf Turnuvası (Ladies European Tour, LET) 11 Mayıs’ta Türkiye’de sona ermesiyle Hollanda, Slovakya, İngiltere, Almanya, Çek Cumhuriyeti, İskoçya, İsveç, Fransa, İspanya, Fransa, Güney Afrika, Çin, Hindistan ve Dubai’de devam edecek.  

Green Card Çekilişi Sonuçları Açıklandı



Amerika Birleşik Devletlerinin her yıl 55 bin kişiye dağıttığı Green Card, tüm dünyadan pek çok insanın hayallerini süslüyor. Bu 55 bin kişilik kontenjanın da her yıl ortalama 3 ile 4 bini Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına ayrılıyor.Yapılan son Green Card çekilişinin  (DV2015) sonuçları ise 1 Mayıs 2014 itibariyle ABD’nin resmi sitesi http://dvlottery.state.gov adresinde açıklanmaya başlandı.

İlk Günden Fiyasko
Ancak ilk gün ABD’nin resmi sayfasına girerek Green Card çekilişini kazanıp kazanmadığını kontrol eden başvuru sahipleri büyük bir şokla karşılaştı. Sistemlerde meydana gelen bir arıza nedeniyle, kazanıp kazanmadığına bakılmaksınız tüm başvuru sahiplerine kazanamadıkları bildirildi. 5 Mayıs 2014 tarihinde ABD makamları bir duyuru yaparak ilk gün kazanıp kazanmadığını kontrol eden başvuru sahiplerinin durumlarını yeniden kontrol etmelerini istedi.

İşlemlerde Köklü Değişiklikler
DV2015 Green Card çekilişini kazananları baştan aşağı değişmiş bir sistem ve her aşaması online ortama taşınmış prosedürler bekliyor. Yıllardır bir takım formlar doldurup fotoğraflarıyla birlikte ABD’deki çekiliş merkezine postalayan Green Card kazananları bu yıl ilk defa tüm form ve fotoğraflarını ABD makamlarına online olarak iletecekler. Yine ABD makamlarının yaptığı bir açıklamaya göre bu formlar en erken 19 Mayıs 2014 tarihinde hazır olabilecek.

Her Green Card Kazanan ABD’ye Gidebiliyor mu?
Peki Green Card çekilişini kazanan herkes hemen ABD’ye gidebiliyor mu? Tabii ki hayır. Green Card alarak ABD’ye gidebilmek için Green Card çekilişini kazanmanın yanı sıra en az lise mezunu olmak (ya da bir zanaat sahibi olmak), başvuru ve sonrasındaki işlemlerde herhangi bir hata ya da eksikliği meydan vermemek ve de ABD’ye ilk gidildiğinde kendini idame ettirebilecek kadar nakde sahip olduğunu belgelemek gerekiyor.

Green Card Hakkında

Green Card Avantajları nedir?
Amerika Birleşik Devletleri’nde süresiz olarak oturma ve çalışma iznine sahip olurlar.
Seçme ve seçilme hakki dışındaki , tüm haklardan yararlanabilirler.
Green Card sahibi olmaları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından feragat etmelerini gerektirmez.
Green Card ABD’ye eğitim amacıyla gitmek isteyenler için de önemli fırsatlar sunmaktadır. Green Card sahipleri üniversitelerde sadece ABD vatandaşlarına tanınan burs ve özel indirimlerden faydalanabilir, okurken çalışma imkanı bularak eğitimlerini bir ölçüde finanse edebilirler.
Amerikan Devlet Daireleri dahil her yerde çalışabilirler.
Amerika Birleşik Devletlerinde işyeri açabilirler. Personel çalıştırabilirler. İşleri ile alakalı kredi başvurusunda bulunup kredi kullanabilirler.
Amerikan Devlet üniversitelerine burs başvurusu yapabilirsiniz.
Amerika dışındaki ülkelere vize başvurusunda bulunurken büyük bir avantaj sağlar. Kısacası dünyanın her yerine kolaylıkla vize alabilirsiniz.
Beş yıl boyunca adli bir olaya karışmadığınız taktirde Amerikan vatandaşı olma hakkınız olmaktadır. İsterseniz çifte vatandaşlık statüsüne geçebilirsiniz.
Çekilisi kazananlara ABD hükümeti kalacak yer temin etme ve iş bulma garantisi vermemektedir.
Green Card sahibi kişilerin başvurudaki ve daha sonra doğacak çocukları, eşleri bu bahsedilen bütün haklara sahip olacaklardır.
Ev araba ve gayrimenkul alıp satabilirsiniz.
Çocuklarınızın başarılarını ispatladığınız takdirde burslu okutma imkanına sahip olabilirsiniz.
Yabancılara uygulanan farklı işlemlere tabi tutulmazsınız.
Türkiye’ye gelip gitme konusunda herhangi bir kısıtlama söz konusu değildir. İstediğiniz taktirde ülkenize gelip yaşama çalışma hakkınız saklı tutulmaktadır.
Kazandıktan sonra Amerika’ya gitmek istemediğiniz taktirde herhangi bir işlem yaptırmanıza gerek olmadan iptal ettirebilirsiniz bu işlem için sizden herhangi bir ücret talep edilemez.
Çalışma koşulları; Amerika’daki yasayla belirlenmiş sınırlar içerisindedir. Bu yasayla tüm sosyal güvenceleriniz Amerika Birleşik Devletleri garantisi altındadır.
Yukarıda ki avantajlar sadece başlıklar halindedir bunların içerikleri ve kapsamları çok daha geniştir.

Green Card Başvuru Şartları
Lise veya dengi okul mezunu olmak;
Eğer lise veya dengi bir okul mezunu değilseniz son 5 yılın 2 yılında, en az 2 yıl eğitim veya tecrübe gerektiren bir meslekte çalışmış olmanız ve bunu belgeleyebilmeniz gerekmektedir.
Eğer lise veya dengi okul mezunu iseniz iş tecrübesi aranmaz.
İngilizce bilmeniz kesinlikle şart değildir.
Green Card Çekilişinde başvurularda bir yaş sınırlaması yoktur.
Green Card Çekilişine başvuruda bulunmak için mesleğinizin, yaşınızın, yüksek lisansın, üniversite mezunu olmanızın veya sertifikalarınızın hiç bir etkisi yoktur.
Green Card Başvurunuz için önem taşıyan tek şey bilgilerinizin bir kerede, eksiksiz ve hatasız doldurularak başvuru süresi içerisinde Amerika yetkili mercileri tarafından belirtilen elektronik transfer sayfasından yapılmasıdır.
Bütün başvurular eşit şansa sahiptir.
Green Card Şansınızı artırmanın tek yolu, eğer evliyseniz eşiniz adına da başvuru yaparak şansınızı ikiye katlamaktır.

Green Card Çekiliş nasıl yapılır?
Green Card çekilişi Kentucky Consular Center tarafından bilgisayar ile yapılmaktadır. Tüm başvuruları ülkelerin kontenjanlarına göre bilgisayar rastgele seçimler yapar. Çekilişe giren herkesin şansı eşittir. Tüm başvurular eşit şansa sahiptir. Green Card çekişinde kimse ek bir avantaj ile seçilemez.

DİKKAT: Bazı firmalar telefonla yada email ile Green Card çekilişinde ilk sıradasınız hemen işlemlerinizi yaptırmanız gerekiyor yoksa hakkınız yanacak diyerek kredi kartından para almaktadır. Bunlar tamamen asılsızdır. Green Card çekilişinde sıralama yoktur. Kimse Green Card çekilişi için bir öncelik sağlayamaz.

Green Card çekiliş sonuçları posta ile gelmez. Tüm sonuçlar göçmenlik bürosunun açmış olduğu web sitesinden Green Card konfirmasyon numaranız ile kontrol edilmesi gerekir. Kazanan talihliler kontrol ettiklerinde web sitesinde başvuru dosyasında evraklarınızı tamamlamak için neler yapmanız gerektiği İngilizce olarak anlatılmaktadır. Green Card çekiliş sonuçları hiçbir yerde yayınlanmamaktadır. Green Card çekilişi kazanların listesini Amerika hükümeti kendi büyükelçilikleri dahi hiçbir kurum ile paylaşmamakta ve yayınlamamaktadır. Green Card çekilişini kazanan yada kazanamayanlara Amerika hükümeti haber vermemektedir. Green Card kazandığınızı sadece göçmenlik dairesinin açmış olduğu resmi siteden sorgulama yaparak öğrenebilirsiniz.

Kaynak www.abd-vize.com

Otel Müşterileri Taleplerinde Sınır Tanımıyor

Oteller müşteri memnuniyetini ön planda tutarak misafirlerinin tüm taleplerini yerine getirmeye çalışsalar da, bazı talepler herkesi şaşkınlığa sürüklüyor. Uçak bileti, otel ve araba kiralama fiyatlarını aynı platformda karşılaştıran uluslararası seyahat arama motoru Skyscanner, otel müşterilerinin en garip taleplerini araştırdı. Araştırmaya göre otel müşterilerinin en garip talepleri arasında odaya keçi çanı ve ölü fare istemek ile, tuvaletin maden suyuyla doldurulması bulunuyor. Hatta kimi misafirler çarşafların fazla beyaz olmasından bile şikayet edebilirken, kimisi de kız arkadaşının horlaması yüzünden uyuyamadığı için otelden indirim talep edebiliyor.

Otel dendiğinde rahat ve her ihtiyacın karşılandığı bir ziyaret akla geliyor, ancak kimi talepler akla hayale gelmeyecek türden. İnternet sitesi ile olduğu kadar mobil uygulamalarıyla da dünyada seyahat etmek isteyenlerin hayatını kolaylaştıran ve en hesaplı alternatifleri sunan Skyscanner’ın 400 otel çalışanı ile gerçekleştirdiği uluslararası araştırma, otel misafirlerinin en garip talep ve şikayetlerini ortaya koyuyor.

Şaşırtan Talepler
Otel müşterileri menüden banyoya ve hatta uyku alışkanlıklarına kadar ilginç istekleriyle şaşırtıyor. Tek bir müşteri için 16 yastık en garip talepler arasında yer alırken, uykuya yardımcı olması için keçi çanı isteyen de bulunuyor. Araştırmaya göre çoğu garip talep yemekle ilgili geliyor; otel görevlileri günde 15 salatalık, tavuğun sadece sağ butu ve gece boyunca her saat başı bir bardak su getirilmesi gibi isteklerle karşılaştıklarını belirtiyor. En garip otel talepleri listesinde banyoyla ilgili istekler de sıkça yer alıyor. Kimileri banyonun bal ile kimileri de çikolatalı süt ile doldurulmasını talep ederken, tuvaletin maden suyuyla doldurulmasını isteyen bile olabiliyor.

“Dondurma Çok Soğuktu”
Otel müşterilerinden gelen şikayetler de en az talepler kadar ilginç.  Çarşafların çok beyaz olması, denizin çok mavi olması her müşteriyi memnun etmezken, köpeği ziyaretten memnun kalmadığı için ücretin iade edilmesini isteyenler de çıkabiliyor. Araştırmaya göre kız arkadaşının horlaması yüzünden uyuyamadığı için indirim talep eden bir misafir de bulunuyor.

En Garip Talepler
1. Gece boyunca her saat başı bir bardak su getirilmesi
2. Günde 15 salatalık
3. Tuvaletin maden suyu ile doldurulması
4. Bal banyosu
5. Uyuyabilmek için keçi çanı sesi
6. Tavuğun sadece sağ butu
7. Ölü fare
8. Çikolatalı süt banyosu
9. 16 yastık (tek bir misafir için)
10. Timsah çorbası

En Garip Şikayetler
1. Çarşafların fazla beyaz olması
2. Denizin fazla mavi olması
3. Dondurmanın çok soğuk olması
4. Banyonun fazla büyük olması
5. Kız arkadaşın horlaması yüzünden uyuyamama (indirim isteniyor)
6. Misafirin köpeğinin konaklamadan memnun kalmaması (iade isteniyor)
7. Deniz manzarası olmaması (Londra Mayfair’de ve İtalya’da denizden 80 km uzaktaki otellerde)
8. Vejetaryen menüde et bulunmaması
9. Garsonun fazla yakışıklı olması
10. Damadın annesine balayı suiti verilmemesi

Costa Cruise’un en iyi partneri: Prontotour!



Dünyaca ünlü Costa Cruise firması ‘Akdeniz yeni pazarlar, Hindistan, Ortadoğu ve Afrika’ bölgesindeki en iyi partneri olarak Prontotour’u seçti.Costa Cruise CEO’su Michael Thamm ve CosTA Türkiye Müdürü Saltuk Kocabaş’ın da katıldığı törende, Prontotour Cruise Departman Müdürü Hakan Aksungur ödülü, Costa Cruise’un Akdeniz Yeni Pazarlar, Hindistan, Afrika ve Ortadoğu’dan sorumlu Satış Pazarlama Direktörü Alessandro Bottaro’nun elinden aldı. Prontotour, 2013 yılında yine dünyaca ünlü MSC firmasından ‘“En Iyi Grup Satış” ödülünü kazanmıştı. Prontotour böylece hem MSC, hem de Costa’dan ödül alan ilk ve tek Türk firması oldu.




Chaîne des Rôtisseurs Türkiye Genç Aşçı Yarışması 2014 Le Cordon Bleu Ev Sahipliğinde Gerçekleşti



1977 yılından bu yana Chaîne des Rôtisseurs Derneği’nin genç aşçılara beceri ve yaratıcılıklarını uluslararası arenada sergileme fırsatı sunan organizasyonu “Uluslararası Genç Aşçı Yarışması” nın Türkiye elemeleri 12 Mayıs Pazartesi günü Le Cordon Bleu ev sahipliğinde Özyeğin Üniversitesi’nde gerçekleşti.
Chaîne des Rôtisseurs Derneği tarafından genç aşçıları teşvik etmek ve mutfak sanatları konusundaki deneyim ve yeteneklerini uluslararası rekabet ortamında paylaşmalarına olanak sunmak amacıyla bu yıl 18. si gerçekleşen Genç Aşçı Yarışması’nın Türkiye ayağı, önde gelen mutfak sanatları kurumu Le Cordon Bleu’ nün Özyeğin Üniversitesi’ndeki Mükemmellik Merkezi tesislerinde yapıldı.


13 yetenekli genç aşçının zorlu bir mücadele verdiği yarışmanın galibi HiltonSA’dan Hasan Keskin oldu
Türkiye’nin önemli 5 yıldızlı otellerinde ve restoranlarında çalışmakta olan 27 yaşını aşmamış 13 genç yarışmacı, 12 Mayıs sabahından itibaren Le Cordon Bleu-Mükemmellik Merkezi’nde zorlu bir gastronomi maratonuna girdi. Yarışma, katılımcıların her birine içinde ne olduğunu bilmediği birer malzeme sepeti teslim edilmesiyle başladı. Yarışmacılar bu sepetin içinde bulunan malzemelerle giriş,  ana yemek ve tatlıdan oluşan dört kişilik bir mönüyü yarım saat (30 dk) içinde hazırlayıp, hazırladıkları mönüyü dört kişilik porsiyonlar halinde tasarlayarak üç buçuk (3,5) saat içinde sundu. Yarışmacıların toplam dört (4) saat içerisinde hazırlayıp sunduğu mönüler, yarışma jürisi tarafından lezzet, sunum, yaratıcılık, mutfak teknikleri, organizasyon becerileri, profesyonellik, hijyen ve zamanlama kriterlerine göre değerlendirilerek dereceye girenler belirlendi.

Ankara HiltonSA’dan Hasan Keskin, Four Seasons Hotel-Sultanahmet’ten Serhat Eliçora, Four Seasons Hotel-Bosphorus’tan İbrahim Akar, Hilton-İzmir’den Caner Yiğit Aydoğan, İstanbul Culinary Institute’ten Özgür Kahraman, Movenpick Hotel-İstanbul’dan Emrah Aytekin,   Peperoncino’ dan Muratcan Arın, Sagri-La Bosphorus’tan Selçuk Yılmaz, Swissotel Büyük Efes-İzmir’den Çağatay Akçay, Swissotel the Bosphorus’tan Göktan Sarısoy, Divan-Cafe du Levant’tan Luca Eyüboğlu, Le Meridien İstanbul-Etiler’ den Tuncay Aydın ve Pera Palace Hotel’ den Fatih Bozkurt olmak üzere 13 genç ve yetenekli aşçı mücadele verdiği yarışmanın birincisi Ankara HiltonSA Oteli’nden Hasan Keskin olurken, ikincisi Le Meridien’den Tuncay Aydın, üçüncüsü ise Four Seasons Sultanahmet’den İbrahim Akar oldu. Yarışmanın birincisi Hasan Keskin, 5 Eylül’de Güney Afrika’nın Durban şehrinde yapılacak uluslararası yarışmada ülkemizi temsil edecek. Güney Afrika’da yapılacak Uluslararası Genç Aşçı Yarışması’nın birincisi, Le Cordon Bleu-İstanbul’dan eğitim bursu almaya hak kazanacak.

Yarışmacıları gastronomi dünyasının duayenleri değerlendirdi
Chaîne Des Rotisseurs Türkiye Başkanı Mohamed Hammam ’ın Yarışma Başkanlığı, Şef Erich Ruppen’in Jüri Başkanlığı yaptığı yarışmanın jürisinde Le Cordon Bleu Master Chef Gilles Company, David Shipman,  Nicolas Cartier, Ali Ünal, Rudolf Van Nunen, Yılmaz Öztürk, Maximilian Thomae,  Ali Davut, Elif Denizci, Nihal Bursa, Güven Osma ve Tuluy Ergörül gibi isimler yer aldı.
Yarışmanın ödül töreninde konuşan Chaîne Des Rotisseurs Türkiye Başkanı Mohamed Hammam, bu sene 18.si yapılan Türkiye elemelerinde tüm Genç Şeflerin çok iyi yarıştıklarını, yarışmanın sadece kazananları belirlemek amacıyla yapılmadığını, genç aşçıların bu gibi yarışmalar aracılığıyla kendilerini geliştirmelerini, diğer genç aşçılarla aynı ortamda bulunarak networking sağlamalarını ve yetenekleriyle dünyaya açılmalarını hedeflediklerini söyledi.

Yarışma jürisi olan ve Durban’da yapılacak uluslararası yarışmanın da jürisinde bulunacak Chef Gilles Company ise genç Türk şeflerin azimle çalıştıklarına, kendilerini geliştirmeye ve öğrenmeye açık olduklarına dikkat çekerek, “Bu tip yarışmaların genç şeflerimize çok şey kattığına ve mümkün olduğunca böyle organizasyonlara katılmaları gerektiğine inanıyorum. Hem kendileri gibi şeflerden öğrendikleri çok şey oluyor, hem de bu yolla uluslararası düzeyde de kendilerini gösterebilmek için iyi bir fırsat yakalayabiliyorlar” diye konuştu.

Yarışma aynı anda 80’den fazla ülkede seyredildi
Şef Eyüp Kemal Sevinç ve Jess Molho’nun yorumlarıyla 80’den fazla ülkede bulunan La Chaine de Rotisseur Derneği’nin 24.000 üyesine aynı anda canlı olarak yayınlanan yarışma, 19 Mayıs Pazartesi günü saat 18:20’ den itibaren Digitürk / Turkmax Gurme kanalından tekrar seyredilebilecek.

Bu yılki yayın sponsorluğunu Digitürk / Turkmax Gurme’ nin yaptığı yarışmanın ürün sponsorluğunu ise dünyada 50. yılını kutlamakta olan Metro Group yaptı.

ULUSLARARASI “CHAINE DES ROTISSEURS” DERNEĞİ HAKKINDA:
Uluslararası Chaîne des Rôtisseurs (Rotisörler Zinciri) derneğinin kökü Avrupa’da ilk loncaların kurulmaya başlandığı Orta Çağ’a kadar dayanır.

Bu ilk loncaların klasik müzik, edebiyat, resim ve tiyatro gibi güzel sanatların doğmasında büyük rolleri olmuştur.  Bu sanat dalları arasında yer alan yeme içme sanatı 1248 yılında Fransa Kralı St. Louis tarafından kurulmuş olan Les Ayeurs adlı Şiş ve Et Kızartma Ustaları Loncası tarafından geliştirilmişti.
Diğer loncalarda olduğu gibi bu loncanın da üyeleri kişisel hünerlerini üstlerine gösterdikten sonra ünvan kazanmış olan çıraklardan, yardımcılar ve ustalardan oluşmakta idi.
Les Ayeurs Loncasına o dönemlerde çok popüler olan ve ayrıcalık gerektiren “kaz kızartma” hakkı verilmişti.
Lonca 1610 yılında Kraliyet himayesi altına alındı ve kendilerine Maitrise des Rotisseurs’ün resmi arması ihsan edildi.  Bu arma yan yana duran iki çapraz şiş ve dört et kancasını sembolize eder.  Alevler yanmakta olan ocağı, zincir ise şişleri çevirmekte kullanılan makaraların zincirini çağrıştırmaktadır. Loncanın amacı kraliyet sofrasında sürekli bir kalite standardı oluşturmak ve bunu muhafaza etmekti.  Kısa bir müddet sonra “Rôtisseur”lerin hünerleri tüm et yemeklerini içermeye başladı.  Daima Kraliyet ailesinin himayesi altında olan Loncanın bu faaliyetleri kısa bir müddet sonra genişleyerek bir çıraklık sistemi oluşturuldu, ücret ve çalışma standartları belirlendi ve uygun rütbelerin verilmesine başlandı.  Lonca 1789 yılına kadar büyümeye devam etti ancak Fransız Devrimi’nden sonra diğer loncalar gibi o da dağıtıldı.
Bu sürede yeme içme sanatı gelişmeye devam etmesine rağmen, ancak 1950 yılında Gastronomi Prensi olarak adlandırılan Curnonsky ile Dr. August Becart ve Jean Valby adlı üç gastronom Louis Giraudin ve Marcel Darin adlı iki profesyonel aşçıyı da aralarına alarak Loncanın ruhunu yaşatmak için yemin ettiler.  Bu grup 1950 yılında Confrérie de la Chaîne des Rôtisseurs adını verdikleri derneği kurdu ve Fransız Hükümeti tarihi loncanın armasını iade etti. Dernek halen Türkiye dâhil 80 ülkede faaliyet göstermekte olup, derneğin 24,000 kayıtlı üyesi bulunmaktadır.
Chaîne des Rotisseurs Türkiye 1994 yılından bu yana Türkiye’de faaliyet göstermekte olup, şu anda kayıtlı 600 üyesi bulunmaktadır.
Özyeğin Üniversitesi – Le Cordon Bleu İş Birliği
2012 Temmuz ayında Gastronomi ve Mutfak Sanatları Lisans Programı’nı açarken dünyanın en prestijli mutfak sanatları kurumu Le Cordon Bleu ile iş birliği anlaşmasını da imzalayan Özyeğin Üniversitesi, öğrencilerini dünyanın en usta şefleriyle yetiştirirken, Le Cordon Bleu ile birlikte açtığı halka açık Sertifika Programları ile bu alanda kendini geliştirmek ve ilerlemek isteyenlere de yeni bir geleceğin kapılarını araladı.

Özyeğin Üniversitesi ve Le Cordon Bleu iş birliği kapsamında, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Lisans Programı ve Otel Yöneticiliği Lisans Programı’ndaki “mutfak sanatları” dersleri Le Cordon Bleu Master Şefleri tarafından verilirken,  20’den fazla ülkede olduğu gibi,  üniversite öğrencisi olmasa da, mutfak sanatları alanındaki yetkinliğini geliştirmek ve bunu uluslararası saygı gören bir Sertifika ile taçlandırmak isteyen, ya da kariyerini değiştirmeyi hedefleyen herkes için,  Ocak 2013’ten bu yana Le Cordon Bleu Sertifika Programları eğitimleri devam etmektedir.

AIR FRANCE İLE YOLCULUK EDENLER FRANSIZ ZARAFETİNİ YAŞAYACAK


Dünyanın önde gelen havayolu şirketi Air France, geçen hafta, 7 Mayıs’ta Şanghay’da özel bir etkinlikle La Première süitini görücüye çıkardı.  Tüm dünyada türünün tek örneği olan ve Air France için özel olarak tasarlanan yeni La Première Süit’lerde kullanılan şekiller ve materyaller Fransız zarafetini yansıtıyor. Yolcularına daima kaliteli ve konforlu bir uçuş ayrıcalığı yaşatan Air France, yeni süitleriyle gökyüzünde yeni bir konsepti daha hayata geçirdi. Geçtiğimiz hafta Şanghay’da gerçekleştirilen bir etkinlikle tanıtılan La Première süiti, B/E Aerospace tarafından Air France için özel olarak tasarlandı. Tüm dünyada türünün tek örneği olan yeni La Premiere süit’in benzersiz tasarımı, tasarımcı Priestmangoode ve marka ve tasarım ajansı Brandimace tarafından yaratıldı.


Muhteşem otellere layık yatak…
Air France’ın uzun mesafe Boeing 777-300 uçaklarında gerçek bir mücevher olan yeni La Première kabinleri dört özel kişisel süit içeriyor.  Bu yeni süitlerde, koltuk anında tam yatay konuma geçerek iki metre uzunluğunda bir yatağa dönüşüyor, koltuğun kolçakları tamamen açılarak 77 cm genişliğinde ferah bir alan sağlıyor. Yolcu uyumaya hazır olduğunda kabin görevlisi, kusursuz konfor için koltuğun üzerine bir yatak geçiriyor ve yolcuya yumuşacık bir yastık ve Sofitel My Bed® pike sunuyor. Maksimum yumuşaklığı sağlamak için pamuklu kumaştan yumuşak bir kılıfa geçirilen yastık, mükemmel bir gece uykusunu garanti ediyor. Bu konfor rahatlığında La Première konukları geceyi bir sarayda geçiriyormuş gibi hissedebiliyor. Süitlerde yatağın yanısıra kişiye sunulan şahsi giysi dolabı da bulunuyor.Yolcuların uçağa bindikleri anda kendilerini evlerindeki kadar rahat hissedebileceği yeni konsept ile her morfolojiye uyum gösteren geniş koltuk dinlemeyi ve rahatlamayı sağlıyor.


İsteyen yolcu yalnız kalabiliyor…
Her konuğun başka hiçbir uçakta görülmedik büyüklükte, kişisel birer 24 inçlik (61 cm) HD dokunmatik ekrana sahip olduğu La Première Süit’lerde yolculuk edenler isterse kendilerini izole edebiliyor, isterse misafir ağırlayabiliyor. Her yolcu için 3 metrekarelik geniş, ferah ve tamamen özel bir alana dönüşen La Première Süit’te seçme lüksü yolcuya ait… Deri perde bağlarıyla geride tutulan kalın perde konsepti sayesinde yolcu kendisini dilerse tamamen dilerse kısmen ortamdan izole edebiliyor. Süit ayrıca diğer yolcularla da paylaşılabiliyor. Koltuğun hemen karşısında bulunan konforlu ayak uzatma pufu yolcunun akşam yemeği veya sohbet etmek için konuk ağırlayabilmesini sağlıyor. Göklerdeki Fransa zarafeti…Her ayrıntısıyla iddialı olan yeni süitlerde tasarım da kendine özgü… Süitlerde “Daima mutlak konfor” tutkusuyla şekillenen tercihler doğrultusunda seçilen dokular ve materyaller Fransız zarafetini yansıtıyor. Kolçaklarda ve başlıklarda kaliteli deri malzeme kullanılan süitlerde kabin duvarları da “Deri görünüşü” ile sıcak bir atmosfer sağlıyor. La Première süiti; dikişleri, ahşap ve metal aksesuarları ile en ince detayına kadar incelikte en yüksek noktayı temsil etmektedir.


Air France CEO ve Başkanı Frédéric Gagey’nin ifadesiyle; “Yeni La Première süitimiz, diğer tüm yeni ürün ve hizmetlerimiz arasında, hizmette mükemmellik anlayışımızı ve Fransız tarzı bir seyahat deneyimi sunma kararlılığımızı en iyi yansıtan hizmetimizdir. Toparlanma kararlılığımızın ve global hedeflerimizin altını çizmektedir.”Air France, yeni La Première süitinin yanı sıra yeni seyahat konseptini ve yakın tarihte duyurduğu tüm yeni kabinlerini 2014 Haziran’da New York’ta, Eylül ayında ise Paris’te sergi ve etkinlikle tanıtacak.  Bir yolculuk şeklinde tasarlanan ve herkese açık olan sergilere gelenlerin Air France’ın sunduğu bu yeni dünyayı interaktif animasyonlarla birebir yaşayabilmesi için gerçek ve sanal deneyimler birleştirildi.


Pınar Kalem "Hayat devam ediyor…" 20-31 Mayıs 2014



" Hayatta her şey olabilirsin, ama önemli olan hayatın içinde İNSAN olabilmektir."

Pınar Kalem ' in 12.Kişisel Sergisi “Hayat devam ediyor..." 20 Mayıs Salı günü Galeri Eksen'de açılıyor.


Sanatçının, spatula tekniği ile yaptığı son dönem çalışmalarında, İNSAN ve HAYAT teması ön planda. Gündelik hayatımızın içindeki sevgi ve masumiyeti, yeniden ve farklı bir bakışla keşfetme mücadelesini, sanatçının eserlerindeki spatula darbelerinde hissedeceksiniz.


Devam eden hayata, yaşanmaya değer kılan o küçük, kıymetli anlara bir kez de Pınar Kalem'in gözünden bakacaksınız.Sergi 31 Mayıs Cumartesi saat 19:00 a kadar Galeri Eksen'de görülebilir.

Açılış Kokteyli:20 Mayıs 2014 Saat: 18.00
Galeri Eksen
Maçka Cad. No: 29 Nişantaşı, İstanbul
Tel : 0212 219 08 50
www.galerieksen.com

2013 Yılında Dünya Turizm Harcaması % 5 Artışla 1,4 Trilyon Dolar’a Ulaştı


TUROB tarafından derlenen, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü'nün (UNWTO) son barometresine göre, 2013 yılında uluslar arası turizmden elde edilen toplam ihraç kazancı 1.4 trilyon Dolara ulaşmıştır. 218 milyar dolarlık uluslar arası yolcu taşıma gelirlerine ilave olarak, destinasyonlar içerisinde uluslar arası ziyaretçilerden elde edilen kazanç (konaklama, yeme-içme, alışveriş v.s.) %5 oranında artarak,  1159 milyar Dolara (873 milyar Euro) ulaşmıştır.

UNWTO Genel Sekreteri Taleb Rifai yaptığı açıklamada, iş, tatil, ziyaret ve farklı sebeplerle 1 milyarı aşkın turistin seyahat ettiği 2013 yılında, uluslar arası turist sayısındaki artışın, elde edilen gelir ile aynı oranda olmasının oldukça pozitif bir sonuç olduğunu belirtmiştir. Rifai; Bu sonuçların, bölgesel entegrasyon ve sektörün ticari kapasitesini tanıtabilmek adına, Turizmi, ticari gündemde daha yüksek bir pozisyona taşımanın zamanı geldiğini, gösterdiğini sözlerine eklemiştir. Uluslararası turizm (seyahat ve yolcu taşıması) dünya genelinde ihracat hizmetlerinin %29'unu ve mal ve hizmetlerinin toplam ihracatının %6'sını karşılamaktadır. Gelişmekte olan pek çok ülkede ilk sırada yer alan Turizm, dünya ihracat kategorizasyonunda, yakıtlar, kimyasallar, gıda ve otomotiv ürünleri sektörlerinden sonra 5.sırada yer almaktadır.

Avrupa En Büyük Payı Alırken, Asya Ve Pasifik En Hızlı Gelişen Bölge Oldu
2012 yılında 1078 milyar Dolar olan, dünya genelindeki destinasyonlardan elde edilen gelir, 2013 yılında 81 milyar dolar artmıştır. Avrupa 2013 yılında uluslar arası turizmden elde edilen gelirin %42'sini alarak en büyük paya sahip olmuştur.(489 milyar Dolar) Asya ve Pasifik %31 (359 milyar Dolar) pay alırken geçen yıla göre en büyük artışı yakalayan bölge olmuş (+%8), Amerika ise %20 pay(229 milyar Dolar)almıştır. Orta Doğu ve Afrika ise %4 ve %3'lük paylara sahip olmuştur.

En Çok Gelir Artışı Yakalayan İlk Beş Destinasyon;
Asya Bölgesinden;
1-Tayland (+%23)
2-Hong Kong(+%18)
3-Makao (+%18)
4-Birleşik Krallık (+%13)
5-Birleşik Devletler (+%11)
Bu destinasyonları İspanya, Fransa, Çin, İtalya ve Almanya takip etti.

Çin, Rusya ve Brezilya Turizm Gelirindeki Artışın Yarısını Karşıladı
Gelişmekte olan ekonomiler olan Çin, Rusya ve Brezilya, 2013 yılında uluslar arası turizmden elde edilen gelirdeki 81 milyar dolarlık artışın, 40 milyar Dolarını sağlayan ülkeler olmuştur. Çin 2012 yılında 102 milyar dolar harcama ile en geniş dış pazar kaynağı olmuştu. 2013 yılın da %26 artış ile Çin, toplam 129 milyar dolarlık harcamaya ulaşarak yine birinci olmuştur. Rusya Federasyonu ise 2013 yılında en geniş 4. dış pazar kaynağı olmuş ve %25 artış ile 54 milyar dolar harcama yapmıştır. En çok harcama yapan ilk 5 ülke (milyar dolar) Çin 129 (+%26), ABD 86 (+%3), Almanya 86 (+%2), Rusya 53 (+%25) ve Birleşik Krallık 53 (+%4).

Gelişmiş ekonomilerdeki artış ise daha mütevazi olarak göze çarpmaktadır. Avustralya +%9, Fransa +%5, Birleşik Devletler, Almanya, Birleşik Krallık ve Kanada ise %2 ile %4 arasında artış kaydetmiştir. Çin 2012 yılına göre, 2013 yılında %26 artış göstererek 129 milyar dolar uluslar arası turizm geliri elde etmiştir. Rusya ise %25 oranında bir artış ile 54 milyar dolar gelir sağlamıştır. Uluslar arası harcamalarda, Brezilya ise 2013 yılında %13 artışla, 25 milyar dolar gelir elde etmiştir.


Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan TUROB Başkanı Timur Bayındır şunları söyledi; “Ülkemizin turizm gelirleri TUİK'in açıkladığı “2013 yılı Turizm Gelirleri Verileri”ne göre; kişi başı harcamada ortalama 824 dolar, 2013 yılı toplam turizm gelirimiz ise 32 milyar dolar olarak tespit edilmiştir. Buna göre toplam gelirimiz UNWTO'nun açıkladığı Avrupa uluslararası turizm gelirlerinin yaklaşık %7'sini oluşturmaktadır. Ülkemiz 2013 yılında turist başına harcama açısından dünyanın gerisinde kalmıştır. UNWTO 2013 dünya turist başına harcama, ülkemizde açıklanan 824 dolar’ın yaklaşık %40 üzerinde 1.300 dolar olmuştur. Öteden beri yaptığımız açıklamalarda dile getirdiğimiz üzere, Türkiye’nin turist sayısını arttırmakla beraber turizm gelirini artırmaya yönelik çalışmalar yürütmesi de gerekmektedir. Sektörümüzün ana hedefi olarak gördüğümüz “Türkiye Turizm Stratejisi 2023” planı doğrultusunda, 50 milyon turist ve 50 milyar dolar turizm geliri elde edilmesi için turizm ürünlerimizi çeşitlendirerek daha etkin kullanmalı ve pazarlama stratejilerimizi talep ve değişen eğilimlere göre şekillendirmeliyiz. Özellikle yüksek harcama ve gelir potansiyeli dikkate alınarak; kongre, gastronomi, spor, organizasyon, sağlık, wellness, alışveriş ve eğlence gibi turizm çeşitleri alanlarında daha fazla girişim ve farkındalık yaratma çalışmalarımızın arttırılması gerekir. Artan rekabet koşullarında, kaynaklarımızı korumalı ve geliştirmeli, sosyal anlamda çok daha aktif ve katılımcı bir imaj çizmeliyiz. Aksi halde “Türkiye Turizm Stratejisi 2023” planı doğrultusunda hedeflenen 50 milyar turizm gelirine ulaşmamız mümkün görülmemektedir.”

TUROB KONGRE TURİZMİNİN NABZINI TUTACAK IMEX ULUSLARARASI TURİZM FUARI’NA KATILIYOR



Ülkemiz turizm ürünlerinin en önemli segmentlerinden olan "Kongre Turizmi" alanında, 12 yıldır başarıyla devam eden ve bu yıl 20-22 Mayıs 2014 tarihleri arasında Almanya/Frankfurt'da düzenlenecek olan IMEX Uluslararası Turizm Fuarı'nda, TUROB, E400 no'lu Türkiye standında, kongre alıcıları ile bir araya geliyor.Son yıllarda Kongre Turizmi'nin parlayan yıldızı olan Türkiye, özellikle İstanbul'daki gelişen kongre hizmetleri ve uluslararası kongre ağırlamaları ile önemli bir başarı yakalamıştır.

TUROB Fuarlar ve Tanıtım Komitesi Başkanı Müberra Eresin'in konu hakkındaki açıklamaları şöyledir;
Kongre Turizmi özellikle büyük şehirlerde önemli bir ürün olup, kongre misafirleri yaptıkları harcamalar bakımından da fark edilir bir katkı sağlamaktadır. ICCA 2013 istatistiklerinde Ülkemizin ilk 20 ülke arasında girerek gösterdiği başarı, TUROB olarak bu fuara katılmamızın son derece doğru bir planlama olduğunu göstermektedir. Fuarın sadece profesyonellere açık ve önceden randevu sistemine yönelik bir fuar olması, yapılan görüşmelerin verimliliği açısından da oldukça değerlidir."

KEMER’İN ARTIK SUALTI ARKEOLOJİSİ ARAŞTIRMA VE UYGULAMA MERKEZİ VAR

Halil ÖNCÜ-KEMER
UNESCO UniTwin Sualtı Arkeolojisi Ağında lider üniversite olarak seçilen Selçuk Üniversitesinin Kemer’de gerçekleştirdiği Selçuk Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Araştırma ve Uygulama Merkezi tanıtım toplantısı gerçekleştirildi.


Tanıtım toplantısına Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, Kemer Kaymakamı Serdar Cevheroğlu, Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Yüksel, Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı Başkanı Oğuz Aydemir,  UNESCO Sualtı Arkeolojisi Ünitesi Başkanı Dr. Emad Ali,  KETAV Başkanı Volkan Yorulmaz çeşitli ülkelerden gelen UNESCO UniTwin Sualtı Arkeolojisi yetkilileri ile merkeze katkı yapan iş adamları ve turizmciler ile firma temsilcileri katıldı. Merkeze katkılarından dolayı Kemer Kaymakamı Serdar Cevheroğlu, Kemer Belediye Başkalı Mustafa Gül ile Özgür Kurga, Büyügebziler Petrol, Salih Ünsal, Adalya Yapı,Turan Bayar, Salih Sır, Mustafa Çalık, Grand Haber Otel, İkizler Yapı, Fevsi Taş, Can Mimarlık,Mustafa Culfa,Kemer Tanıtım Vakfı ve Martı Myra Otel’e de teşekkür plaketleri Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel tarafından verildi. Tanıtım toplantısı sonrası merkez gezildi ve ardından Türkiz Otel sahilinde konukların katıldığı bir kokteyl verildi.


Merkezin Kemer’e kazandırılmasında büyük rol oynayan Selçuk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hakan Öniz açılış konuşmasını yaparken, merkezin Kemer’e çok önemli katkılar sağlayacağını belirterek, merkeze katkı sağlayan tüm kişi ve kurumlara teşekkür etti.

Kaymakam Cevheroğlu “ Kıyılarımızda onlarca, binlerce batığımız var”
Kemer Kaymakamı Serdar Cevheroğlu yaptığı konuşmasında, “ Kemer, Türkiye’nin ve Avrupa’nın Turizmde bir markası. Avrupa’da Türkiye’nin en çok bilinen yerlerinden birisi sorulduğunda alınan yanıtlardan birisi Kemer oluyor. Kemer sadece Kum-Deniz-Güneş ile değil kültür ile de bilinecek. Kültürsüz turizm olmaz. Bunun çok önemli ayağını da burası oluşturacak. Çok özel ve insanlık tarihinden de çok eski bir coğrafyada çalışıyoruz. Ve çok önemli arkeolojik eserlerimiz ve kalıntılarımız var. Kemer’de de bunlardan çok sayıda var. Kıyılarımızda onlarca, binlerce batığımız var. Selçuk Üniversitesi Kemer’e gelerek Sualtı Arkeolojisi Araştırma ve Uygulama Merkezini açıyorlar. Onlara çok teşekkür ediyorum. Sayın Rektörümüz kadar değerli hocamız Hakan Öniz’in de bu merkeze olan katkısı çok fazladır. Kemer’de nezaket ve zarafet içerisinde bir bilim adamına yakışan niteliklerde bu arkeolojik ve kültürel yapının kazandırılmasında çok ciddi çabaları var. Merkezde bu binanın adı kadar kendisinin adı var” dedi.
Rektör Gökbel “Bu yüzden bu merkezin açılmasında, merkezin tanıtıma hazır gelmesinde son derece önemli görüyorum”


Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hakkı Gökbel, ise yaptığı konuşmasında, “Selçuk Üniversitesi Türkiye’nin ortasında bulunan, denizlerle bir ilişkisi olmamasına rağmen, 18 ayrı ilçede çeşitli meslek yüksek okulları bulunan büyük bir üniversite. Bunlardan bir tanesi de çok bilinmese de denize açılan bir nokta olan Silifke-Taşucu’nda. Kemer’de açılan bu merkez ile denize ikinci defa açılmış olduk. Selçuk Üniversitesinin bu şekilde sualtı arkeoloji Ana Bilim dalına sahip olması ve sonrasında da bir merkezinin kurulması, Selçuk Üniversitesinin neler yapabileceğini de göstermektedir. Sadece bu bölgede tek, diğer ülkelere de baktığımız da sayılı bir merkezlerden birisi. Bu yüzden bu merkezin açılmasında, merkezin tanıtıma hazır gelmesinde son derece önemli görüyorum. Merkez binamızın açılmasına takiben burada yapılacak araştırmalar umuyorum ki, sualtı arkeolojisi alanında Türkiye’nin katkılarını çok daha fazla arttıracaktır.”dedi.

Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Yüksel “Bilim ile turizm birleşti”
Kemer Belediye Başkan Yardımcısı Kemal Yüksel’de bir konuşma yaptı. Konuşmasında bilim ile turizmin birleştiğini ifade eden Yüksel “ Turizm merkezi Kemer’de bu tür bilimsel bir araştırma merkezine sahip olmaktan çok büyük mutluluk duyuyoruz. Bu araştırma merkezini Kemer’e kazandıran ve bilim ile turizmi birleştirenlere Kemer Belediyesi olarak teşekkür ediyoruz. Biz bu mutluluğun yanı sıra katkılarımızın devam ederek, artarak süreceğini ifade ediyor, bu merkezin kazandırılmasında maddi manevi katkı sağlayan herkese teşekkür ediyorum” dedi.

UNESCO ile birlikte uluslararası bilimsel programlar gerçekleştirilecek
Selçuk Üniversitesi bütün dünyada UNESCO bağlantılı akademik sualtı arkeolojisi faaliyetlerini koordine ediyor. UNESCO faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve Antalya Kıyılarında T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı adına arkeolojik sualtı çalışmalarının yürütülmesi amacıyla Selçuk Üniversitesi Sualtı Arkeolojisi Araştırma ve Uygulama Merkezi kurulurken, bu merkez UNESCO ile birlikte uluslararası yüksek lisans ve doktora programları ile diğer bilimsel eğitim, araştırma ve uygulama faaliyetlerini hayata geçirecek. Bu amaçla değerlendirilmek üzere, Kemer Belediyesi tarafından Akdeniz Caddesi üzerinde 349/5 parsel 1000 m2 büyüklüğünde bir arsa tahsis edilip, arsa üzerinde toplam 350 m2 kapalı alanlı ofisler, sınıf, kütüphane, restorasyon-konservasyon laboratuarı ve misafirhane bölümlerinin bulunduğu merkez binasının inşaatı tamamlanmış ve iç malzemeleri yerleştirilmeye başlandı.

Merkezde, kıyılarımızda bilimsel çalışmalar hayata geçirilecek
Merkezin inşaatı Kemer Kaymakanlığı, Kemer Belediyesi, Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı, KETOB VE KETAV tarafından desteklenirken, merkezin vizyonu ise, UNESCO faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi Antalya Kıyılarında T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı adına arkeolojik sualtı çalışmalarının yürütülmesi olarak belirlenirken, UNESCO’nun sualtı arkeolojisi alanında bütün dünyaya yönelik eğitimleri ağırlıklı olarak Selçuk Üniversitesi vasıtasıyla gerçekleştirilecek. Ülkemizde yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yetiştirilmesi, kıyılarımızda bilimsel çalışmaların hayata geçirilmesi de misyonların arasındadır.

SAMSUN YOLUNA KLASİKLERLE “SOMA” YAZARAK ÇIKTILAR


19 Mayıs’ta Samsun’da Atatürk’ü anmak üzere, İstanbul’dan yola çıkan klasik otomobil sahipleri, start öncesinde Soma’da yaşamını yitiren yüzlerce maden işçisi için anma seremonisi gerçekleştirdi.17 Mayıs Cumartesi sabahı 08.00’de Kadıköy’den hareket eden İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği (İKOD) Üyeleri, bir döneme damgasını vurmuş araçlarıyla “SOMA” yazarak yaşanan facianın ve büyük acının bir daha tekrarlanmamasını dilediler.150 kişiden oluşan kafile siyah kıyafetleri ve baretleriyle vefat eden işçiler anısına 3 dakikalık saygı duruşu gerçekleştirdi ve yola çıkılırken araçlara siyah kurdeleler bağlandı. Türkiye Cumhuriyeti tarihimizin başlangıcı sayılan 19 Mayıs 1919’un 95.yılında resmi törenler iptal edilse dahi Samsun’da bulunacak olan İKOD Üyeleri, bu tarihte Atatürk’ü anmak için alternatif üretecekler.


“Her yerde Cumhuriyet” temasıyla 29 Ekimlerde klasik araçlarla resmi geçit törenlerinde yer alan İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği (İKOD)Üyeleri, bu yıl ilk defa kurtuluş savaşımızın başlangıcı sayılan 19 Mayıs tarihinin 95.yıl dönümünde Samsun’da olacaklar. Anadolu’da kurtuluş mücadelesiyle birlikte, yeni Türk Devletinin fiilen temellerinin atıldığı, ulusumuzun yarınlarını aydınlatan, çağdaş uygar bir yaşama yönlendiren,tam bağımsızlığımızın gerekliliğinin ifade edilmeye başlandığı ve aynı zamanda Atatürk’ün kendi doğum günü olarak kabul ettiği 19 Mayıs tarihinin önemine dikkat çekmek için Mobil1’in ve İstanbul Ticaret Odasının destekleriyle yola çıkan 50 klasik otomobil ve 150 kişiden oluşan konvoy bir gece Çorum’da konakladıktan sonra Samsun’a geçecek.İstanbul Klasik Otomobilciler Derneği Başkanı Serkan Okay yola çıkmadan önce şunları söyledi: “Soma’da yaşanan maden faciasına bağlı kaybettiğimiz yüzlerce işçi kardeşimizden dolayı,Samsun yoluna büyük üzüntüyle buruk olarak çıkıyoruz.


Umarız ki bu yaşananlar tekrarlanmaz ve ilgililer gereken dersi çıkarırlar.Araçlarımızla SOMA yazarak bu konuya gönderme yapmak istedik.Yitirdiğimiz işçilerin geride kalan aile ve yakınlarına büyük sabırlar dileriz.Bu arada Cumhuriyetimizin geçmişten geleceğe taşınabilmesi için ulusal günlerimizin unutulmaması gerekliliğini de savunuyoruz.Bu devlet çok zor şartlarda kurulmuş.Yeni nesillere bu duyguları ulusal bayramlarımız vesilesiyle daima aktarmalıyız ki,Cumhuriyetimizin değeri hep korunabilsin.19 Mayıs’ta Samsun’da bulunmayı bu duygu ve düşüncelerle istiyoruz."İKOD Üyeleri, Samsun’da Tütün İskelesi, Arkeoloji-Etnografya ve Gazi Müzesi gibi tarihi değeri olan noktaları, ayrıca Atatürk ve 18 silah arkadaşını Samsun’a getiren ve sonradan mini bir müzeye çevrilen,Bandırma Vapuru replikasını da ziyaret edecekler.
 

ARAPGİR-MALATYA


 Malatya Arapgir ilçesi tarihsel dönüşümünde önemli bir merkez.  Çekül Akademi gezisi kapsamında ilçeye gittik. Arapgir Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu öncülüğünde gezdiğimiz Arapgir muhteşem bir tarihsel sahiplenme ve değerleri ile tanınma atağında. Gördüklerimizden keyif aldık. İl Özel İdareleri, Büyükşehir Belediyeleri ve Bakanlıkça izin verilen belediyeler bünyesinde, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarıyla ilgili işlemleri ve uygulamaları yürütmek, denetimlerini yapmak üzere koruma, uygulama ve denetim büroları kurulması 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası'nın 5226 sayılı yasanın 13. maddesinde hükme bağlanmıştı..


Bu konuda 11 Haziran 2005 tarihinde bir yönetmelik çıkartılarak kısaca KUDEB olarak anılacak olan bu birimlerin kuruluş ve işleyiş esasları ayrıntıya kavuşturuldu. KUDEB uygulamalarının somut örneği Arapgir’de açığa çıkmış. Şüphesiz bu süreci iyi kavrayan algılayan ve uygulanmasında uğraş veren Belediye Başkanı Haluk Cömertoğlu bu bağlamda örnek çaba göstermiş.  Onlarca konak, yok olmak üzere olan camiler, hamamlar, kiliseler, hanlar ele alınmış. Onarılmış. Ermeni mezarlığı dahi düzenlenerek dünde olan her yaşayana saygı yönünde adımlar atılmış. Yerel meslekler özendirilmesi korunması çalışmalarına geçilmiş. Yerel yemeğinden müziğine Arapgir ciddi sahiplenilmiş.


Malatya Kayısı ile ödeş ama Arapgir kayısı yok denecek kadar az ama Arapgir üzümü ile ünlenmiş. Özellikle şaraplık üzüm ayrı bir tadı var. Arapgir Reyhan ile de anılıyor. Reyhan kurusundan yapılan çayda muhteşemdi. Yaşar Çelik ile Süleyman Tüfekçi işlettiği Şan Lokantası da Arapgir düğün yemekleri tattık. Dolama, Kavurma, Yuvalama Çorbası yanında sarması da farklı ve çok küçük sayılacak sarılmış. Saraylara paşa gönderen Arapgir gerçek anlamda tarihsel bir dönüşümde. Görülmeye gidilmeye değer bir güzellik.











MARTI MYRA OTEL ACENTELERİ KONUK ETTİ


Martı Myra Otel,Tur Operatörü ve Acenteler ile sezona merhaba dedi

Halil ÖNCÜ-KEMER
Kemer Tekirova’da bulunan Martı Myra Otel, sezonun başlaması ile birlikte işbirliği yaptığı çok sayıda Tur Operatörü ve Acente yetkilisini otelde ağırlayarak sezona giriş yaptı


Martı Myra Hotel'in Genel Müdürü Aydın Aytuğ ve yönetici kadrosu, önce konuk ettiği iş ortağı acenteler ve tur operatörleri için otelin sahilinde bir kokteyl düzenledi ardından da gala yemeği verdi. Martı Myra’nın davetine çok sayıda acente ve tur operatörü yetkilisi katıldı.


Cumartesi, pazar ve 19 Mayıs’ın da birleşmesi ile 3 günlük uzun bir tatilin oluşması nedeniyle, her yıl olduğu gibi bu yıl da acenteci ve tur operatörü dostları otellerinde ağırladıklarını belirten Aydın Aytuğ, “ Bu yıl da geçtiğimiz yıl olduğu gibi iyi bir sezon bekliyoruz.


Tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak yeni sezona merhaba dedik. Bu arada sezonun başlangıcında iş ortağı acentelerimizi ve tur operatörlerimizi otelimizde ağırlıyoruz. Yeni turizm sezonunun huzur, güven ve bol kazançlı geçmesini dilerim”dedi.



ATO’DAN SOMA’YA YARDIM ELİ

Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu, Soma faciasında şehit olan madencilerin ailelerine 1 milyon lira nakdi yardım, 0-6 yaş çocuklarının bakım masraflarını sağlama,  okul öncesi eğitim, ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerine de burs verme kararı aldı.

ATO’dan yapılan yazılı açıklamaya göre, ATO Yönetim Kurulu’nun Soma’da yaşanan elim kaza ile ilgili olarak olağanüstü toplantı yaptığı ve şehit ailelerine yönelik bir dizi yardım kararı aldığı belirtildi.

Soma kazasında şehit olan madencilerin ailelerine nakdi olarak  1 milyon lira yardımda bulunacak olan ATO Yönetimi, şehitlerin çocuklarının durumunu da toplantıda görüştü.  ATO Yönetimi, şehitlerin 0-6 yaş grubunda olan çocuklarının bakım ve okul öğrencesi eğitim masraflarını karşılama kararına imza attı. ATO Yönetimi ayrıca, ölen madencilerin ilkokul, ortaokul ve lisede eğitimlerini sürdüren çocuklarına da burs verecek.

“TEK YÜREK OLMAMIZ GEREKEN ZAMANDAYIZ”
ATO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci, Soma’da yaşanan facianın herkesin içine yangın düşürdüğünü belirterek, “ATO Yönetimi olarak ilk günden bu yana ne yapabileceğimizi düşünüyorduk. Bugün olağanüstü toplantı yaparak yardım kararı aldık” dedi.

-TOBB’UN ÇAĞRISINI DİKKATE ALDIK-

Soma kazasının toplu ölümlerin yaşandığı “son acı” olması dileğinde bulunan Bezci, Yönetim Kurulu olarak TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun yardım kampanyası çağrısını dikkate aldıklarını belirtti. Bezci, şunları söyledi:

“Millet olarak tek yürek olmamız gereken zamandayız. İlk günden bu yana ne yapabileceğimizi düşünüyorduk. Bugün olağanüstü toplantı yaparak yardım kararı aldık. Bu olay içimize yangın düşürdü. İnşallah böyle bir olayla bir daha karşılaşmayız. Canları pahasına ekmek parası kazanmaya çalışanların evlatları bizim evlatlarımızdır. Onlar için elimizden geleni yapacağız”

Soma Holding patronu Alp Gürkan ile derneğimizin hiçbir ilgisi yoktur

Dernek Başkanı Köker’in açıklaması
Soma Holding patronu Alp Gürkan ile derneğimizin hiçbir ilgisi yoktur. Sadece bir üyemiz ile isim benzerliği vardır.Hür ve kabul edilmiş Masonlar Derneği Başkanı Ömer Köker Bazı yayın organlarında çıkan haber üzerine, bir açıklama yaparak, “ Soma Holding patronu Alp Gürkan’ın Derneğimiz ile hiçbir ilişkisi yoktur” demiştir. Köker aşağıdaki açıklamayı yapmıştır.

Bazı medya kuruluşlarında, Soma'daki elim olayda söz konusu madenin işletmecisi Soma Holding'in patronu Alp Gürkan'ın mason olduğu yolunda haberler yer almaktadır.

Soma Holding'in patronu Alp Gürkan derneğimizin halen üyesi olmadığı gibi daha önce de olmamıştır.
Adı geçenin, 2011 yılında istifa ederek derneğimizden ayrılan eski bir üyemizle isim benzerliğinden başka bir ilişkisi olmadığını, mesleklerinin bile farklı olduğunu duyurur, bu vesileyle, hayatını kaybeden tüm madenci kardeşlerimize rahmet, ailelerine sabır ve tüm halkımıza da başsağlığı dileriz.

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Derneği
               Adına
       Başkan
             Ömer Köker