17 Şubat 2017 Cuma

Portekiz Büyükelçisi’nden Mücevher Fuarı Teklifi

Portekiz Büyükelçisi Paula Leal Da Silva, Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran’a nezaket ziyaretinde bulundu.Portekiz’in Ankara Büyükelçiliği’ne geçtiğimiz Eylül ayında atanan Silva, iki ülke arasında ticari ilişkileri daha iyi bir noktaya getirmek gerektiğini belirterek, “İki ülke arasındaki ticareti artırmak için bir mücevher fuarı organize edebiliriz. Portekiz’in mücevherde farklı tasarımları var. Portekizli tasarımcılarla Türk tasarımcılar ortaklaşa değişik tasarımlar elde edebilirler” dedi. Portekiz’de daha çok Türk şirketi ve yatırımı olmasını istediklerini belirten Silva, şunları kaydetti:

“Her türlü iş birliğine açığız, bunun için elçiliğimiz de hazır. Ülkelerimiz yenilenebilir enerji, inşaat, savunma, tarım, sağlık ve teknoparklar konusunda ortaklaşa çalışabilir. Ayrıca ülkelerde çıkılan ihalelerden birbirimizi haberdar edip yardımcı olabiliriz.” Büyükelçiye yeni görevinde başarılar dileyen ATO Başkanı Gürsel Baran da tarihi ilişkilere çok eskiye dayanan Portekiz ve Türkiye’nin iki dost ülke olduğunu söyledi. Portekiz’in 1986 yılında Avrupa Birliği’ne girdiğini ancak üyeliği fazlasıyla hak eden Türkiye’nin hâlâ kapıda bekletildiğini dile getiren Baran, “Sizler ülke olarak bizim Avrupa Birliği’ne girmemizi hep desteklediniz. Desteklemeye devam etmenizi diliyorum” diye konuştu. Baran, Türkiye’de yatırım yapan Portekizli firma sayısının 62, yatırımların toplam tutarının ise 760 milyon dolar olduğunu söyledi. Portekiz’de 17 Türk firmasının yatırımları bulunduğunu, bu firmaların toplam cirolarının 13 milyon dolar olduğunu aktaran Baran, “Portekiz ile ticaretimizde Ankara maalesef çok az yer tutuyor. Ankara olarak yüzde 1,5 paya sahibiz. İşimiz ticareti geliştirmek… Her zaman iş birliği içinde olmaya hazırız” dedi. Büyükelçinin önerilerinin ilgisini çektiğini söyleyen Baran, mücevher fuarı ve ihaleler konusunda işbirliği yapabileceklerini bildirdi. Başkan Baran, Portekiz Büyükelçisi’ni ATO’nun 22 Mart’ta düzenleyeceği 4. Ticaret Ataşeleri Yemeği’ne davet etti.

16 Şubat 2017 Perşembe

Turizmin Davos’u “World Tourısm Forum” Açıldı

World Tourısm Forum ”Açılışını T.C Başbakanı Binali Yıldırım Yaptı
Dünya turizmine yön veren liderler World Tourism Forum Global Meeting kapsamında 16 Şubat’da İstanbul Kongre Merkezi’nde bir araya geldi. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen World Tourism Forum Global Meeting dünya turizm sektörünün en önemli konu ve konuklarını bir araya getirdi.Küresel ölçekte düzenlenen dev forum Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Sayın Binali Yıldırım’ın açılış konuşması ile başladı. 

Yıldırım; "Turizm barış için, kardeşlik için çok önemli bir sektördür, önemli bir faaliyettir. Bu yolda çaba gösteren herkesi aynı zamanda gönüllü bir barış elçisi olarak kabul ediyorum ve tebrik ediyorum." dedi. Turizmi sadece ekonomik kalkınmaya katkı sağlayan bir sektör olarak görmediklerini belirten Yıldırım, “Turizmi kültürel etkileşime, milletlerin birbiriyle kaynaşmasına güç katan bir değer olarak görüyoruz. Uluslararası ilişkilerin pekişmesine, farklı toplumlar arasındaki güçlü dostlukların kurulmasına önemli bir araçtır turizm. Kültürel yakınlaşmalar, ekonomik ve siyasi ilişkilerin de ivme kazanması turizm faaliyetleriyle yakından ilişkilidir." diyerek konuşmasını tamamladı.


World Tourism Forum Yönetim Kurulu Başkanı Bulut Bağcı; ‘ Dünya turizm vizyonunu ülke profesyonelleri ile paylaşmak, Türkiye’nin turizm potansiyelini arttırarak ülke ekonomisine katkıda bulunmak üzere biraya geldik’ dedi. Barış dilini çok iyi kullanan bir filozof olan Yunus Emre’den bir alıntı yaparak teşekkürlerini sunan Bağcı; ‘ Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim’ dedi.





Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, turizmin turizmden daha fazla katkısı olduğunu gösterdikleri için World Tourism Forum’da emeği geçenlere teşekkür ederek sözlerine başladı. Avcı; ‘Özellikle Avrupa’da yaşayan soydaşlarımıza yönelik başlattığı komşunu alda gel, memleketimin hastasıyım adıyla oluşturulan ve birbirini tamamlayıcı turizmi destekleyen kampanyaların daha da başarılı olacağına inanıyorum. Küresel anlamda ve ülkemiz adına birbirine vesile olacak gelişmelerin yaşanmasını diliyorum’’ dedi.

DenizBank Ceo’su Hakan Ateş; “Siyasi, jeopolitik ve gelişmelerle ekonomide dalgalanma gösteriyor. Dünya ekonomisi sürekli hareketlilik içinde fakat turizmin diğer sektörlerden ayrışan yanı turizm bacasız bir sanayidir” dedi.“Ülkemizde krize karşı dayanıklılığın oluşmasını sağlayan yatırımlar gerçekleşti ve bu yatırımlar devam ediyor.Turizm harcamalarında Hong Kong ve Singapur gibi yeni trendler var ve görünen o ki, turizmde batıdan doğuya kayış var.
Gelişmekte olan ülkelere ziyaretler gün geçtikçe artmaktadır. Sadece turizm değil eğlence sektöründe de varız ve yatırım yapıyoruz. Call Center’larımızda Rusça olarak hizmet veriyoruz. Ruble ve TL olarak programlar başlattık. ‘’ diyerek verdikleri hizmetleri dile getirdi.



Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Başkanı Başaran Ulusoy; Türkiye turizm açısından eski Türkiye değil. 1990’lı yıllarda ki turizm ile şimdi ki turizm arasında büyük gelişmeler ve değişimler var. Siyasi istikrar beraberinde ekonomik istikrarı da getirir.’’ diyen Ulusoy Türkiye 2017 yılında yine hedeflerine ulaşacak. Türkiye güvenilir bir ülkedir. Umutla yola devam etmeliyiz dedi.



Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek; “Turizm için kaynaklar mevcut, alt yapıyı geliştirmemiz turizmin gelişmesi için çok önemli çünkü global büyüme ve ekonomide buna bağlı. Türkiye’de bu sene turist sayısı yaşanılan talihsiz olaylar nedeniyle azaldı ama bunların gelip geçici düşüşler olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de turizmin geleceği çok parlak. Turizm daha barışçıl bir ortam yaratıyor. İnsanlar birbirini tanıyor, seyahat edip etkileşimde olarak birbirilerini daha iyi anlıyorlar. Türkiye’ye devamlı seyahat eden insanlar Türkiye’nin de her yer gibi güvenli olduğunu kendileri bizzat görüyorlar. ‘’ dedi. Sağlık turizmine de vurgu yapan Şimşek, Türk sağlık turizmi önemi bir ihracat kaynağı olacak diyerek konuşmasını turizm kilit unsur, seyahat etmeye devam edin mesajı verdi.


Dünya turizmine yön veren şirketlerin yöneticileri, sektör yatırımcıları, kamu kuruluşları, akademisyenler, teknoloji uzmanları, siyasi otoriteler, sivil toplum kuruluşları, ülkemizin ve dünyanın turizm otoritelerinin de aralarında olduğu 20 ülkeden 150’ ye yakın uluslararası konuşmacı katıldı. Dünya turizm vizyonunu ülke profesyonelleri ile paylaşmak, Türkiye’nin turizm potansiyelini arttırarak ülke ekonomisine katkıda bulunmak, Türk turizmindeki gelişen ivmenin uluslararası boyutta tanıtılmasını sağlamak amacıyla düzenlenen zirve, "Dünya Turizminin Davos"u olarak gündeme damgasını vurdu.

World Tourism Forum bu dev zirve ile Türkiye’ ye 75 milyon dolarlık bir ekonomik ivme yarattı.
World Tourism Forum Yönetim Kurulu Başkanı Bulut Bağcı zirve ile ilgili yaptığı açıklamada “Turizmin öncü firmalarını böylesine ciddi bir organizasyonla biraraya getirmek Türkiye’nin turizm geleceği için çok önemli bir etkileşim sağlamıştır. Her sene büyüyen ve gelişen World Tourism Forum Global Meeting’in bu anlamda sektöre yapacağı katkının farkındayız. World Tourism Forum bu dev zirve ile Türkiye’ ye 75 milyon dolarlık bir ekonomik ivme kazandırmıştır. Bu vesile ile dünyaca ünlü konuşmacıların yanı sıra 20’den fazla ülkenin Kültür ve Turizm Bakanlarını da biraraya getirmekten son derece mutluyuz. T20 kapsamında 20 ülkeden, 20 Turizm Bakanı ilk kez biraraya geldi. Azerbaycan, Somali, Mozambik, Pakistan, Tayvan, Kazakistan, Kamboçya, Filipinler, Gana, Makedonya, Benin, Özbekistan, Zimbabve, Ukrayna katılan ülkeler arasında yer aldı” dedi.


14 Şubat 2017 Salı

“Sinema Güzeli” Finalistleri Belli Oldu

“Sinema Güzeli” Yarışmasının Avrupa Finalistleri Belli Oldu
Ayhan Aydın Management & Entertainment tarafından yapılan  “Sinema Güzeli” yarışmasının Avrupa elemeleri,  Berlin’de yapıldı

Türkiye’den gelen jüri üyeleri Salih Güney, Atilla Kaplakarslan, Vatan Şaşmaz, Ceren Kaplakarslan, Av.Edip Önder ve Aşkın Koç  tarafından yapılan seçmelerde dört Türk genci İstanbul’daki finale katılmaya hak kazandı. 70’li yılların efsane dergileri Ses ve Hayat tarafından düzenlenen “Sinema Güzeli” yarışması Mart ayında İstanbul’da Wow İstanbul Hotel & Convention Center’da düzenlenecek. Ayhan Aydın Management & Entertainment tarafından yapılan  “Sinema Güzeli” yarışmasının Avrupa elemeleri, Orient Magazin Berlin’in katkılarıyla FOR X Eventsaal’de gerçekleşti.  Türkiye’den gelen jüri üyeleri Salih Güney, Atilla Kaplakarslan, Vatan Şaşmaz, Ceren Kaplakarslan, Av.Edip Önder ve Aşkın Koç  tarafından yapılan seçmelerde dört Türk genci İstanbul’daki finalde yarışacak. Lise öğrencisi Songül İnce(17), yüksek okul öğrencisi Tiffany Kurak(24), üniversite öğrencisi Korhan Küçük(21) ve serbest meslek sahibi Beytullah Yılmaz(24) elemeleri kazanan Avrupalı isimler oldular.

İstanbul’da yapılacak elemeler sonunda 12 Mart Pazar günü Wow İstanbul Hotel & Convention Center’de ön jüri tarafından canlı elemeden geçerek kampa girecek 14 kız ve  14 erkek yarışmacı, yönetmen Avni Kütükoğlu başkanlığında Drama İstanbul Oyunculuk Atölyesi hocaları ve  Ayça Kuru Akademi hocası Ayça Kuru’dan  imaj, zarafet, yürüyüş, duruş dersleri, Vizyon Production Atilla Kaplakarslan’dan da koreografi dersleri alarak gala gecesine hazırlanacaklar. Her yıl düzenlenerek Türk sinemasının kral-kraliçesinin seçildiği ve seçilenlerin o yıllarda sinema filmlerinde boy gösterdiği nostaljik “Sinema Güzeli” yarışması günümüzde ise BONNE VIE dergisi ile devam edecek. Vizyon Production, Bonart Ajans ve Antalya Holiday Medya iş birliğiyle organizasyonu 22 Mart Çarşamba günü, Wow İstanbul Hotel & Convention Center’da final gecesi gerçekleştirilecek ve yarışmanın sunucuları ise Ceren Kaplakarslan ve Vatan Şaşmaz olacak. 

Film-San  Vakfı’nın manevi katkılarıyla gerçekleştirilecek “1.Sinema Güzeli Yarişmasi”nın bugüne kadar belli olan jüri üyeleri arasında sinema ve TV dizi sektörü’nün ünlü yapımcıları Şükrü Avşar (Avşar Film), Mehmet Yiğit Alp (NTC Medya), Çağrı Bingüller (Osman Yağmur Dereli Sanat Akademisi) ve Engin Çağlar (Film-San Vakfı Bşk.) Salih Güney ve Ömür Gedik tarafından yapılacak olup ilk üç dereceyi paylaşacak kız ve erkek yarışmacılar ödül olacak. Aynı zamanda Osman Yağmur Dereli Sanat Akademisi’nden kamera önü oyunculuk eğitimini ücretsiz alıp, jürideki yapımcıların projelerinde rol alacaklar. Yarışmada birinci seçilecek kız yarışmacı ayrıca 2017 yazında K.K.T.C.’de gerçekleştirilecek 12. Miss Fashion TV İnternational Güzellik Yarışması’nda Türkiye’yi temsil etme hakkı da kazanacak.TV 8,5 tarafından yayınlanacak gala gecesinde  Kendi, Ömür Gedik,  Elif Kaya ve Süheyl-Behzat Uygur, Dilan Çıtak,  gibi ünlülerin yer aldığı Yeşilçam Şarkıları söyleyen YEŞİLÇAM SAHNEDE GRUBU gibi ünlü sanatçılar sahne alarak izleyenlere konserler verecekler. 

Pastırmanın 1500 Yıllık Tarih Yolculuğu

Tarihi bin 500 yıldan öncesine uzanan bir Türk lezzeti PASTIRMA
Çiğ olarak tüketildiği gibi, kuru fasulyeden yumurtaya, börekten tosta farklı lezzetlerle günün farklı öğünlerinde sofraların baş tacı, iftarın vazgeçilmezi pastırma, tarihi bin 500 yıldan öncesine uzanan bir Türk lezzeti. Tarihi Orta Asya Hunlarına dek uzanan pastırma, 2. ve 3. yy. tarih ve gezi yazılarına da konu olmuş. 

Hun ve Oğuz Türklerinin, savaşa giderken yanlarına aldıkları ve uzun süre bozulmadan dayanabilen tuzlanmış etler, Pastırmanın bin 500 yıllık tarihinin başlangıcını oluşturuyor. Çeşitli but ve sırt etlerinden yapılmakla birlikte, en kaliteli pastırmalar, kontrfile ve özellikle antrikot etlerinden üretiliyor. Gıda sektörünün öncü markası Namet, bu geleneksel lezzeti inovasyonla buluşturuyor. En seçkin dana kontrfile etlerinden, Namet ustalarının maharetiyle üretilen pastırmanın çemeni, olgunlaşma sürecini tamamladıktan sonra, dilimleme öncesi sıyrılıyor ve ürün çemensiz olarak dilimlenerek paketleniyor. Namet’in damak tadını kullanım kolaylığı ile birleştiren inovatif ürünü Çemeni Sıyrılmış Pastırma’nın, 130 ve 160 gramlık (2x80) paketlerinin yanı sıra, 50 gramlık  Namet 7/24 çeşidi de bulunuyor. Çemenli pastırma tüketmek isteyenler Namet Klasik Pastırma ya da Namet Seçme Pastırma’yı tercih ediyor.


Ağzın doğal kıvrımını koruyarak dolgun dudaklar elde etmek artık mümkün

Kalıcı dudak implantı Permalip, arzulanan  dudaklara kavuşturuyor
Kimi dolgun dudaklar, kimi daha belirgin, kimi de dudaklarının yaşla birlikte kaybolan doğal yapısına kavuşmak istiyor. Yüzün ifadesini değiştiren dudaklar, son dönemde estetik uygulamalarında da öne çıkıyor. Dudaklarını dolgunlaştırmak, büyütmek isteyenler, kalıcı dudak implantı Permalip ile istedikleri dudaklara kavuşuyor. Ağzın doğal kıvrımını koruyarak dolgun dudaklar elde etmek artık mümkün. Günlük hayatı etkilemeyen, kolayca uygulanan silikon-bazlı kalıcı dudak implantı, ezberlerdeki dudak dolgunlaştırma algısını değiştiriyor.30 dakika süren uygulama ile dolgun dudaklara sahip olunurken istenildiğinde ise 10 dakikalık bir işlemle çıkarılabiliyor. Kalıcılığıyla fark yaratan, alternatif boy ve dolgunlukta seçenekleri olan Permalip, kişinin ihtiyacına göre doğru implantı, doktoru ile birlikte seçmesine olanak da sunuyor. Beautyform güvencesiyle Türkiye’ye gelen Permalip FDA ve Medical CE onaylıdır.

Havelsan’dan Uyumsoft’a ziyaret

Havelsan; Uyumsoft ile iş ekosistemi görüşmesi yapıyor
Havelsan heyetinden Cenk Özen, Haydar Velioğlu, Ümit Onay, Tayfun Özgüder ve İsmail Erdoğan 14 Şubat tarihinde, Uyumsoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ’nin Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark’ındaki merkez ofisini ziyaret etti.




Uyumsoft Başkanı Mehmet Önder, Uyumsoft Genel Müdürü Hüseyin Şahin ve Uyumsoft’un üst yönetimi ile Uyumsoft’un kabiliyetlerini ve işbirliği imkanlarını değerlendirdi.


Sait Halim Paşa Yalısı’na yeni genel koordinatör

Cana Ataç, Sait Halim Paşa Yalısı’na Genel Koordinatör olarak atandı
Sait Halim Paşa Yalısı İşletmesi’nin Genel Koordinatörlüğüne atanan Cana Ataç, çok başarılı bir öğrencilik dönemi yaşadı.  1997’de Üsküdar Amerikan Lisesi’ni bitiren Ataç, üniversite giriş sınavlarında Türkiye doksan dokuzuncusu olarak Boğaziçi Üniversitesi İşletme  bölümünü kazandı-.   Ancak yüksek öğrenimini tam bursla North Carolina’da Davidson College’da 1997-2001 yılları arasında üstün başarı ile tamamladı.

Amerika Birleşik Devletleri’nde yüksek öğrenimini tamamlayan Cana Ataç 2001 yılında Türkiye’de Arthur Andersen (Ernst Young)’da profesyonel iş hayatına başladı.  2003-2011 yılları arasında Arçelik A.Ş.’de  yurt içi, yurt dışı üst düzey görevlerde bulunan Ataç, 2011-2014 arasında da Doğuş Medya Grubu ve Markafoni’nin ortak kuruluşu  Enmoda.com’da pazarlama ve  prodüksiyon yöneticisi olarak e-ticaret alanında başarılı çalışmalara imza attı. 2014’te Sait Halim Paşa Yalısı İşletmesi tarafından Pazarlama Koordinatörü olarak transfer edildi. Pazarlama ve Satış Koordinatörü olarak çalışma hayatını sürdürdüğü Sait Halim Paşa Yalısı İşletmesi’ne 2017 yılı başında;  Genel Koordinatör olarak atanan Cana Ataç, öğrenciliğinde ve profesyonel hayatında ulusal ve uluslararası çok sayıda kursa ve konferansa katıldı. Cana Ataç evli ve çok iyi derecede İngilizce ve Fransızca biliyor.  

SAİT HALİM PAŞA YALISI İŞLETMESİ
19. yüzyıl son çeyreğinde Osmanlı mimarisinin görkemli atmosferiyle büyüleyici Boğaz manzarasını bir araya getiren Sait Halim Paşa Yalısı günümüzde düğün, kutlama, kurumsal toplantı ve kurumsal davetlerin vazgeçilmez adresi. Her türlü organizasyon için her mevsimde  eşi bulunmaz tarihi bir mekan olan Sait Halim Paşa Yalısı,  13 farklı etkinlik alanı ve 800 kişilik banket kapasitesiyle düğünden konferansa pek çok farklı etkinliğe profesyonel ve dinamik ekibiyle ev sahipliği yapıyor. Sait Halim Paşa Yalısı, yaz aylarında yalının denize nazır bahçesi pazar kahvaltıları , açık hava sinemaları ve benzer etkinlikleri ile İstanbullulara farklı keyifler yaşatıyor. 

Corendon Otelleri’nde %35’e Varan İndirim Fırsatı!

Corendon Turizm Grubu 2017 yılı erken rezervasyon dönemini başlattı
Premier Solto, Grand Park Bodrum,  Grand Park Lara gibi Türkiye’nin gözde otellerini bünyesinde bulunduran Corendon Hotels and Resorts, tatilseverlere Şubat sonuna kadar yapılan rezervasyonlarda yüzde 35’e varan erken rezervasyon indirimi sunuyor.


Geçtiğimiz yıl Türk turizm sektöründe yaşanan daralmaya rağmen hızlı yükselişini sürdüren ve yeni otel yatırımlarına devam eden Corendon Turizm Grubu, şimdi de 2017 yılı erken rezervasyon dönemi için düğmeye bastı. Corendon Turizm Grubu bünyesinde bulunan Corendon Hotels&Resorts, Türkiye’deki otellerinde Şubat 2017 sonuna kadar yüzde 35’e varan erken rezervasyon indirimi sunuyor. 




“2017’den umutluyuz”
Premier Solto Hotel by Corendon, Grand Park Lara, Grand Park Kemer, Grand Park Bodrum ve Miplaya Hotel by Corendon Otelleri’ni kapsayan erken rezervasyon kampanyaları hakkında konuşan Corendon Hotels & Resorts Koordinatörü Erkut Kara; “Geçtiğimiz yıl sektör olarak zor bir yıl geçirdik. Ancak 2017 yılına iyi bir motivasyonla girdik. Yapılan rezervasyonlara baktığımızda Türkiye'yi yaşayan, Türk insanı ile tanışma fırsatı bulan yabancıların Türkiye'den vazgeçemediği yerli turistin ise tatil planlarını şimdiden yaptığını gözlemliyoruz. Bu durum bizler için çok değerli ve umut verici” diye belirtti.  

2017 yılının turizm sektörü adına daha iyi geçeceğinin altını çizen Kara, bunun için indirim kampanyalarının oldukça önemli olduğunu belirtti. Antalya Grand Park Lara’da 28 Şubat’a kadar yapılacak rezervasyonlarda, 1 Nisan-23 Haziran 2017 arasında konaklayan misafirlere 4 kişi kal 2 kişi öde imkânı tanıdıklarını belirtirken, yeni konseptiyle kapılarını 15 Mayıs’ta ziyaretçilerine açacak Premier Solto Alaçatı’nın ise konuklarına hafta sonu yüzde 25 hafta içi ise yüzde 35’lik indirim olanağı sağladığını belirtti. Kara, tüm Corendon Hotels&Resorts otellerine yansıyan indirimlerden faydalanmak isteyen misafirlerin en yakın acentelerden, www.corendonhotels.com.tr web sayfasından veya 444 4 885 numaralı çağrı merkezinden kampanyalar ile ilgili detaylı bilgi alabileceklerini sözlerine ekledi.

Türkiye’nin gözde otelleri
Türkiye’nin sahil beldelerindeki gözde otelleriyle dikkat çeken Corendon Otelleri, 2017’de de yerli ve yabancı misafirlerini ağırlamaya hazırlanıyor. Bu oteller arasında; Antalya’nın plajlarıyla ünlü Lara, Kundu bölgesinde sınırsız gündüz ve gece aktiviteleri ve su kaydırakları ile aileler tarafından tercih edilen Grand Park Lara, Akdeniz‘in saklı köşesi Kemer’in Beldibi bölgesinde doğa ile iç içe Grand Park Kemer, Bodrum’un kalbinde cennetten bir köşe Turgutreis’teki Grand Park Bodrum, Çeşme Alaçatı’daki otantik atmosferi ile rüzgar sörfü tutkunlarına ve eşsiz düğün organizasyonlarına ev sahipliği yapan butik Premier Solto Hotel by Corendon, Ege’nin huzur dolu mavisinin tadının çıkarılabileceği Çeşme Boyalık mevkiindeki Miplaya Hotel by Corendon bulunuyor.


ÖTV'siz yatlar, CNR Avrasya Boat Show’a ilgiyi artırdı

Fuarın ziyaretçi sayısı % 20 yükseldi
Vergi teşvikleri, düşük peşinat ve 60 aya varan vadeli satışlar CNR Avrasya Boat Show’a olan ilgiyi artırdı. CNR EXPO Yeşilköy’de 19 Şubat’a kadar devam edecek fuarı, ilk üç günde 20 binin üzerinde yerli ve yabancı tekne tutkunu ziyaret etti.  

DENTUR Başkanı Alparslan Sirkecioğlu, “Vergi teşvikleri sektörde ve CNR Avrasya Boat Show’da sinerji yarattı. Geçtiğimiz yıla göre fuarda yaklaşık yüzde 20 ziyaretçi artışı oldu” dedi.Yat, kotra ve teknelerde ÖTV’nin sıfırlanması ve KDV'nin yüzde 1'e indirilmesinin hemen ardından düzenlenen CNR Avrasya Boat Show-11.Uluslararası Deniz Araçları, Ekipmanları ve Aksesuarları Fuarı deniz severlerin yoğun ilgisi ile devam ediyor. CNR EXPO Yeşilköy’de 19 Şubat’a kadar devam edecek fuarı, ilk üç günde 20 binin üzerinde yerli ve yabancı tekne tutkunu ziyaret etti.  Fuar ve sektörle ilgili değerlendirmelerde bulunan Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) Başkanı Alparslan Sirkecioğlu, şöyle konuştu: “Vergi teşvikleri ile Türk bayrağı taşımak isteyen Türk tekne sahipleri yüzde 27,4’ü bulan vergi yükünden kurtarıldı. Yeni düzenleme ile Türk tekne sahipleri yüzde 1 KDV ile Türk bayrağı taşıma imkanı elde ettiler. Bu düzenleme sektörde ve CNR Avrasya Boat Show’da sinerji yarattı. Geçtiğimiz yıla göre fuarımızda yaklaşık yüzde 20 ziyaretçi artışı oldu. Özellikle fuarımıza alıcı olarak gelen ziyaretçideki artış fuar katılımcılarını memnun etti.” 

“Teknelerde kayıt dışı dönem sona erecek”
CNR Avrasya Boat Show’un katılımcı firmaları da vergi teşviklerini sektör adına sevindirici bir düzenleme olarak değerlendirdiler. Vergi indirimlerinden sonra özellikle Türk bayraklı tekne sahipliğinde düşük peşinat ve 60 aya varan vadeli satışların mümkün kılındığına dikkat çeken Trio Yatçılık Satış ve Pazarlama Direktörü Deniz Özçakır, “Yapılan düzenleme sonrasında tekne sahipleri artık marinalara muhtaç olmayacak. Teknelerini istedikleri yere bağlayabilecekler. Teknelerde kayıt dışı dönem sona erecek. Devlet tekne satıcılarından da vergi toplayabilecek. Tekne satıcıları arasındaki adaletsiz rekabet sona erecek” diye konuştu. Özçakır, tekne almak için fuara katılan ziyaretçilerin de düzenlemeyi beklediklerini, düzenlemenin de etkisi ile satışlarının geçen yılı geçeceklerini umduklarını belirtti.

“Türk bayrak kullanımı amatör denizciliğin de önünü açacak”
Karina Yatçılık Satış ve Pazarlama Direktörü Uğur Şahin, vergi teşvikinin etkisi ile fuara olan ilginin arttığını belirterek, “CNR Avrasya Boat Show, alıcılarımıza düzenlemeyi tüm detayları ile paylaştığımız bir platform oldu. Düzenlemenin alıcıları memnun ettiğini gözlemliyoruz. Düzenlemeye yalnızca vergi teşviki olarak bakmamak lazım. Özellikle amatör denizcilerimizin önü ciddi anlamda açıldı. Yabancı bayrak taşıyan teknelerin 5 yılda bir yurt dışına çıkma zorunluğu vardı. Gümrük izni olmadan yabancı bayrak taşıyan tekneyi sevk etmeniz mümkün değildi. Bu gibi yaptırımlar özellikle 10 metre civarında uzunluğu olan tekneleri zorluyordu. Türk bayrağı ile bütün bu yaptırımlar son bulacak” dedi. Düzenlemenin piyasayı hareketlendirdiğine de dikkat çeken Şahin, “CNR Avrasya Boat Show, hem vergi teşvikleri hem de sezona yaklaştığımız bir döneme denk gelmesi nedeni ile tekne satın almak isteyenler için en doğru zaman oldu” dedi. 

Ruslar jakuzili yatları seviyor 
CNR Holding kuruluşlarından Pozitif Fuarcılık ve Deniz Endüstrisini ve Denizciliği Geliştirme Derneği (DENTUR) iş birliğinde düzenlenen fuarda, 25.5 metrelik uzunluğuyla CNR Avrasya Boat Show’un en büyük teknesi olarak öne çıkan Princess 82’ye en çok Ruslar ilgi gösteriyor. Princess Teknik Servis Müdürü Recep Akaslan, Rusların özellikle jakuzili yatları sevdiğini söyledi. 

POWER TV’nin canlı yayınladığı Grammy Müzik Ödülleri sahiplerini buldu

Dünyanın en prestijli müzik ödülleri olan ve bu sene 59.’su gerçekleştirilen Grammy Müzik Ödülleri, ABD'nin Los Angeles kentinde birbirinden ünlü isimlerin sahne aldığı törenle sahiplerini buldu. Staples Center'da düzenlenen ödül törenine 5 dalda ödül kazanan 28 yaşındaki İngiliz şarkıcı Adele damgasını vurdu. 

V2K Designers’ın sponsorluğunda Türkiye’nin en genç müzik kanalı Power TV’ den canlı verilen görkemli törende kazananlar bu sabaha karşı belli oldu. 3 yıldır Türk müzikseverlerle Power TV aracılığıyla buluşan Grammy Müzik Ödülleri Töreni, bu sene de dünya ile eşzamanlı olarak canlı yayınla 13 Şubat 04.00’te Power TV’de ekrana geldi.Dünya Starları, Power TV canlı yayınında Grammy Ödüllerini aldı…Tüm dünyada büyük ilgi gören ve müziğin Oscar’ı sayılan Grammy Müzik Ödül töreni bu yıl ilk kez Emmy ve Tony ödüllerinin sahibi The Late Late Show’un sunucusu James Corden tarafından sunuldu. Power Tv’de canlı yayınlanan ve Rap, Pop, Rock, Metal, Klasik, Dance, Elektronik gibi bir çok farklı müzik kategorilerinde en iyilerin ödül aldığı Grammy Müzik Ödüllerinde geceye '25' adlı albümüyle "yılın albümü" ve ‘Hello' adlı parçasıyla "yılın şarkısı" ödülleri dahil 5 ödül alan Adele damgasını vurdu. Adele, sahnede aralık ayında yaşamını yitiren İngiliz şarkıcı George Michael'ın anısına "Fast Love" şarkısını seslendirdi.  


Ödülünü ikiye bölüp yarısını BEYONCE’ye verdi
Konuşmasında 'Yılın Albümü' dalının bir diğer adayı olan 'Lemonade'in sahibi Beyonce'a atıfta bulunan Adele gözyaşlarına hakim olamayarak, "Beyonce, Lemonade albümü muazzamdı Tüm sanatçılar olarak sana hayranız diyerek ödülünü ikiye böldü. Sanatçının, ödülün bir diğer parçasını Beyonce'ye verdi.POWER TV’de BEYONCE fırtınası esti!Birbirinden ünlü isimlerin damga vurduğu geceyi dünya ile eş zamanlı olarak ekrana taşıyan Power TV’de Beyonce Fırtınası esti!



Grammy performansı için dört gün boyunca prova yapan ve gösterisinde çiçekler arasında 20’nin üzerinde dansçıyla yaklaşık dokuz dakikalık performans sergileyen ABD’li şarkıcı Beyonce, ekran başında izleyenleri büyüledi. İkiz bebeklere hamile olduğunu kısa süre önce açıklayan Beyonce’nin altın rengi cesur kraliçe kıyafeti göz kamaştırdı. Şarkıcı, sandalye üzerinde akrobatik hareketler eşliğinde sergilediği showunda Lemonade albümünden Love Drought ve Sandcastles şarkılarını seslendirdi.
Müziğin dev isimleri, Power TV canlı yayınında Grammy Ödüllerini kucakladı…Grammy adayları açıklandığında ödüller için en büyük çekişmenin Adele ve Beyonce arasında yaşanması bekleniyordu. Beyonce, geceden iki ödülle döndü. Rap şarkıcısı "Chance The Rapper", ilk Grammy ödülünü kazandı. 23 yaşındaki Chicagolu müzisyen, "En İyi Sanatçı" dahil 3 dalda ödülün sahibi oldu. Ocak 2016'da hayata veda eden David Bowie'ye de ‘En İyi Rock Şarkısı' ve ‘En İyi Alternatif Müzik Albümü' ödülüne layık görüldü. 2016'da ölen Prince'in anıldığı gecede Katy Perry, Metallica, John Legend, Lady Gaga, Alicia Keys, Keith Urban, the Weekend, Daft Punk ve Bruno Mars da sahneye çıkan ünlü isimler arasında yer aldı. 59.Grammy Müzik Ödüllerini kaçıranlar için tekrar yayınlar yine Power TV’de 

Grammy Ödül Töreni’ni kaçıranlar için tekrarı Power TV’de 13 Şubat 21:00, 14 Şubat 12:00, 15 Şubat 21:00, 18 Şubat 12:00 ve 19 Şubat 21:00’de yayınlanacak.

2017 GRAMMY MÜZİK ÖDÜLLERİ KAZANANLARI
Yılın albümü Adele – 25
Yılın Kaydı Adele – Hello
 Yılın Şarkısı Adele – Hello
En İyi Yeni Sanatçı Chance the Rapper
Pop
En iyi solo pop performansı Adele – Hello
 En İyi Grup Pop Performansı Twenty One Pilots – Stressed Out
 En İyi Vokal Pop Albümü Adele – 25
En İyi Geleneksel Vokal Pop Albümü Willie Nelson – Summertime: Willie Nelson Sings Gershwin
 Rap
En İyi Rap Performansı Chance the Rapper – No Problem [ft. 2 Chainz and Lil Wayne]
En İyi Rap İş Birliği Drake – Hotline Bling
 En İyi Rap Şarkısı Drake – Hotline Bling
 En İyi Rap Albümü Chance the Rapper – Coloring Book
R&B
En İyi R&B Performansı   Solange – Cranes in the Sky
 En İyi Geleneksel R&B Performansı Lalah Hathaway – Angel
En İyi R&B Şarkısı   Maxwell – Lake by the Ocean 
En İyi R&B Albümü Lalah Hathaway – Lalah Hathaway Live
Rock
En İyi Rock Performansı David Bowie – Blackstar
 En İyi Metal Performansı Megadeth – Dystopia
 En İyi Rock Şarkısı David Bowie – Blackstar
 En İyi Rock Albümü Cage the Elephant – Tell Me I’m Pretty
 Alternatif
En İyi Alternatif Müzik Albümü David Bowie – Blackstar
 En İyi Çağdaş Albüm Beyoncé – Lemonade
Dans
En İyi Dans Kaydı The Chainsmokers – Don’t Let Me Down [ft. Daya]
 En İyi Dans/Elektronik Müzik Albümü Flume – Skin
 Komedi
En İyi Komedi Albümü Patton Oswalt – Talking for Clapping
 Remix
En İyi Remix Kayıt Bob Moses – Tearing Me Up (RAC Remix)
Görsel Medya Müzik
En İyi Toplama Soundtrack Miles Davis & Various Artists – Miles Ahead
 En İyi Özgün Soundtrack John Williams – Star Wars: The Force Awakens
 Albüm Kapağı
En İyi Albüm Kapağı Jonathan Barnbrook – David Bowie – Blackstar
En İyi Boxset ve Limited Edition Albüm Kapağı Gérard Lo Monaco – Edith Piaf – Edith Piaf 1915-2015
Yapımcı
Yılın Yapımcısı Greg Kurstin
Müzik Videosu
En İyi Müzik Videosu Beyoncé – Formation
 En İyi Film Müziği The Beatles – The Beatles: Eight Days a Week – The Touring Years
 Klasik Müzik
En İyi Orkestra Performansı Shostakovich: Under Stalin's Shadow– Symphonies Nos. 5, 8 & 9 
 En İyi Opera Kaydı Corigliano: The Ghosts of Versailles 
James Conlon, kondüktör; Joshua Guerrero, Christopher Maltman, Lucas Meachem, Patricia Racette, Lucy Schaufer & Guanqun Yu; Blanton Alspaugh, yapımcı (LA Opera Orchestra; LA Opera Chorus)
En İyi Küçük Topluluk Spektral Quartet
 En İyi Klasik Enstrümantal Solo Daugherty: Tales Of Hemingway 

GÖKHAN SEZEN Gayrettepe KATS Sahne’de

GÖKHAN SEZEN ile “Yeni Gazino” Gecesinde Türk Sanat Müziğine Doyacaksınız!
Türk sanat müziğinin en etkileyici seslerinden Gökhan Sezen, 25 Şubat Cumartesi akşamı Gayrettepe KATS Sahne’nin “Yeni Gazino” gecesine konuk oluyor. Ayakta ya da masalı düzende izleme alternatifi bulunan konserde Sezen, özenle seçilmiş şarkılardan oluşan muhteşem bir repertuarla dinleyenleri mest edecek.


İTÜ Türk Müziği Devlet konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü Mezunu olan Gökhan Sezen, master eğitimi aldığı yıllarda TRT’ye dahil oldu. Sanatçı, radyo ve televizyonda birçok programın yanı sıra, yurt içi ve yurt dışında verdiği birçok konserde de alaturka müzik dinleyicisinin beğenisini topladı. TRT’de 20 yılı geride bırakan Gökhan Sezen’in ayrıca “Aşk Masalından Şarkılar”, “Yorumcu”, “Asalet” isimli albümleri de yayınlandı.




Gökhan Sezen, şehrin kültür ve sanat mekanı Gayrettepe KATS Sahne’nin “Yeni Gazino” geceleri kapsamında sevenleriyle buluşacak. Sezen’in konserini ayakta izlemek isteyenlerin yanı sıra oturarak izlemeyi tercih edenler için de yemekli masa düzeni seçeneği bulunuyor. Giriş katındaki restoranıyla etkinlik öncesi ve sonrasında, konuklarına keyifli bir ortam da sunan Gayrettepe KATS Sahne, merkezi konumu ve toplu taşımaya ulaşım kolaylığıyla müzikseverlerin yeni mekan arayışına bir alternatif olarak öne çıkıyor.

Gökhan Sezen’in 25 Şubat 2017, Cumartesi akşamı saat 21:30’da başlayacak konserinin biletleri Biletix’ten ve Gayrettepe KATS Sahne’den temin edilebilir.


Adres: Müselles Sok No:3 Gayrettepe/İstanbul
       (Gayrettepe Metro ve Zincirlikuyu Metrobüs Durağı Yakını)
               Tel: 0212 263 10 63 – 0539 545 21 21

13 Şubat 2017 Pazartesi

Bodrum Dünyaya Tanıtılacak

Bodrum Tanıtım Vakfı,  yaz turizm sezonunu için tanıtım atağında 
Bodrum’da yaz turizm sezonunun canlı ve beklentiler düzeyinde geçmesi için çok sayıda çalışma yürüten Bodrum Tanıtma Vakfı’nın son toplantısında, dünyanın pek çok bölgesinden ülkeye Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un da eşliği ile ziyaretler gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı. Turizm sektörünün son iki yılda yaşadığı daralmayı aşmak için en çok çaba sarf eden bölgelerin başında gelen Bodrum’da turizm ve belediye yetkilileri çalışmalarını ara vermeden sürdürüyor. Bodrum turizminin beklentiler düzeyine ulaşması için faaliyet gösteren ve başkanlığını Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un yürüttüğü Bodrum Tanıtım Vakfı, son toplantısını Bodrum Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nde gerçekleştirdi.

Toplantıya Meeting Point Turkey Kontrat Müdürü Hakan Alim’in yanı sıra; Özay Kartal, TAV Havalimanları Holding Pazarlama Koordinatörü Serkan Karahatay, Sundance Resort Genel Müdürü Dr. Yusuf Günaydın, Paloma Hotels adına Kerem Özyurt, Magnific Otel adına Ömer Faruk Dengiz, Turquaz Turizm adına Onursal Özatacan ve İbrahim Atalay katıldı.

Toplantıda söz alan Meeting Point Turkey Bodrum Kontrat Müdürü Hakan Alim, Bodrum’un önde gelen destinasyon yönetim şirketi olarak beldeye büyük önem verdiklerini, Bodrum’un Türkiye’nin parlayan turizm bölgelerinden biri olarak kalmaya devam etmesi için şirket ve vakıf olarak yoğun bir şekilde çalışmaya devam edeceklerini söyledi.

Son derece verimli geçen toplantıda İngiltere, Almanya, Hollanda, Belçika, Polonya, Fransa, Danimarka, Bulgaristan, Rusya, Ukrayna, Baltık ülkeleri, Azerbaycan, İran ve İsrail hedef ülkeler olarak kararlaştırıldı ve bu ülkelere Mehmet Kocadon’un da eşlik edeceği birtakım ziyaretlerin gerçekleştirilmesi üzerinde uzlaşıldı. Aynı zamanda bu ülkelerden seyahat acentelerinin de Bodrum’a davet edilerek beldenin tanıtılması kararı alındı. Toplantıda her ülke için ayrı bir pazarlama stratejisi belirlenmesi ve bu doğrultuda reklam materyallerinin geliştirilmesi konusunda da fikir birliğine varıldı.


12 Şubat 2017 Pazar

Gebelik dönemi obezitesinin 8 tehlikesi

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, her üç kişiden birinin obez olduğu ülkemizde obezite özellikle gebelik döneminde de önemsenmemekte ve ihmal edilmekte. Kadınların üreme çağında en sık rastlanan bu sağlık problemi çeşitli tehlikeleri de beraberinde getiriyor.

“Gebelikte kilo fazlası ne kadar çoksa komplikasyon riski o kadar fazladır” diyen Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Betül Görgen, gebelik dönemi obezitesinin sekiz tehlikesine dikkati çekti:Düşük: Normalde 12 haftadan önce düşük olma riski yüzde 20 iken obez gebeler için bu oran yüzde 25’tir. Gestasyonel Diabet: Aşırı kilolu bir gebe normal ağırlıktakilerine göre 3 kat fazla gestasyonel diabet riski taşır.
Yüksek tansiyon ve preeklampsi: Fazla kilolar bu problemleri 2 kat sıklıkta yaşamanıza neden olacaktır.Tüm gebeler tromboz riski taşır. Ancak kilo fazlası arttıkça varis ve pıhtı oluşumu riski yükselir.

Bebeğin omzunun takılması ve güç doğum daha sık olur.

Kan kaybı çok daha fazla olur.

Kilolu bebek doğurma olasılığı artar.

Obez gebelerde 37. gebelik haftasından önce doğum olasılığı artmıştır. Ayrıca ölü doğum ve anomalili doğum riski de artar.

PEKİ NE YAPMALI?
Op. Dr. Betül Görgen şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Aşırı kilolu ve gebe kalmayı düşünüyorsanız, en iyi yol gebelik öncesi kiloları vermektir. Sağlıklı kiloya ulaşmak hem gebe kalmanızı kolaylaştırır hem de bebeğinizi kısa ve uzun   dönem risklerden korur.Eğer aşırı kiloyla gebe kaldıysanız artık endişelenmeyi bırakıp, iyi bir bakım ve takip altına girmelisiniz.

Öncelikle gebeyken kilo vermeye çalışmayın. Gebelikte kilo vermek, olası riskleri çok değiştirmez.
Bu nedenle sağlıklı ve dengeli beslenip, fiziksel aktiviteyi de devam ettirmeniz gerekir. Yürüyüş ve yüzme tüp gebeler için uygun sporlardır. Haftada 3 kez ve 30 dakika yapmak doğru olur.Ayrıca gebelik diabeti açısından mutlaka kontrolden geçmeniz gerekir.Kilolu gebelerde doğumun komplikasyonlu ve müdahaleli geçme olasılığı yüksektir.Bu nedenle doğumun tam teşekküllü bir hastanede olması daha da önem taşır.

FETAL ANOMALİ RİSKİ
Bebekte rastlanabilecek pek çok anomali (hidrosefali, spina bifida, uzuv eksikliği vb) obez gebelerde daha sıktır. Bu nedenle ABD de vücut kitle indeksi 30’un üstünde olan gebelerin, rutin ultrasonografiden farklı olarak  daha detaylı bir ultrasonografik incelemeye tabi tutulmaları önerilmektedir. Çünkü kilolu gebelerde bunları yakalayabilmek zordur.

ERKEN GLİKOZ TESTİ
Obez gebelerin çoğu gebe kalmadan önce tanı konmamış şeker hastasıdır. Bu nedenle şeker yükleme testi ilk kontrolde yapılmalıdır. Bunun için normal zamanını beklemek, bebeğin gelişimi açısından riskli olacaktır.

Ayrıca obez gebelerde uyku apnesi de sorgulanmalıdır.
Öncelikle bu gebelere obezitenin olası olumsuz etkilerinden bahsetmek gerekmektedir. Eğer kilo alımını dengeleyemezlerse sezaryen doğum, yüksek tansiyon ve ani bebek ölümlerine rastlanma olasılığı artacaktır.Bu sebeple gebe kalmadan önce mutlaka kilo kaybı sağlanmaya çalışılmalıdır.”


Kar Kazalarına Dikkat!

Kış sporlarında acil müdahale metotlarına dikkat çekti
Vehbi Koç Vakfı Sağlık Kuruluşları Amerikan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Onur Tetik, her yıl dünyada 50-60 milyon kişinin kış sporlarıyla ilgilendiğini belirterek şu bilgileri aktarıyor.

“Ülkemizde kayak merkezlerinin sayısı ve kalitesinin artmasıyla kış sporlarıyla uğraşanların sayısı son 10 yılda ciddi bir artış kaydetmiştir. Kış aylarında her 1000 kış sporcusundan 3’ü acil yardım ve tedavi gerektiren yaralanmaya maruz kalır. Bu nedenle sahada bulunan yani acil müdahale yapabilecek kişiler, yaralanma tiplerini ve acil müdahale metotlarını iyi bilmelidirler” diyor. Doç. Dr. Onur Tetik, konuyla ilgili yaralanma tipleri ve acil müdahale metotlarını şöyle sıralıyor: 



Kayak Yaralanmaları:
Literatürde kayak sırasında ölümler bildirilmekle birlikte, gerekli tedbirler alındığı takdirde oldukça güvenli bir spordur. Kayak yapan erkeklerde yaralanma oranı her 1000 kayak günü için %4, kadınlarda ise %7,9’dur. Juvenil dönemde yaralanmalar yetişkinlerin 3 katı fazla görülür. Kayak yaralanmalarının üçte biri 16 yaşın altındaki kayakçılarda görülmektedir, en sık kafa ve boyun yaralanmaları 11-13 yaş arası görülür.

Kayakla ilgili yaralanmaları azaltmada tecrübe ve atletik yapı önemli rol oynar. Örneğin yeni başlayan kayakçılarda yaralanma oranı, iyi derecede kayan kişilere göre 2-3 kat daha fazladır. Yeni kayağa başlayan kişiler sadece kendilerinin değil, başka kayakçıların da yaralanmasına sebep olabilir.

Kayak yaralanmalarında çevre koşulları önemli rol oynar. Bol ve ıslak karda kayağın kenarlarının takılmasına bağlı olarak alt ekstremite (bacak) yaralanması çok görülürken, buzlu zeminlerde üst ekstremite (kol) yaralanmaları daha sık görülür. Toz kar ise kayakta en az yaralanmaya açıktır, bunun sebebi ezilmemiş yerlerde daha tecrübeli kayakçıların kayması olabilir.

Yorgunluğun yaralanmalara etkisi büyüktür. Öğleden sonra 1 ile 4 arası yaralanma sıklığı yorgunluk ve açlığa bağlı olarak artmaktadır. Günün son kayışı genellikle yaralanmanın en sık olduğu dönemdir. Bunun sebebi, yorgunluğun yanı sıra son bir kez kaymaya yetişmek için hızlı ve dikkatsiz kayılmasıdır. Korunmada kayakçıların kendi fiziksel sınırlarını iyi bilip nerede durmaları gerektiğini anlamaları önemlidir.

Çarpışmalar:
Çarpışmalar pistteki yaralanmaların %5’i olmasına rağmen, hastaneye başvurmaların %67’sini oluşturmaktadır. Ağaç, bina, direk vb. gibi hareketsiz yapılara yüksek hızda çarpma sonucu künt travmalar ve buna bağlı yaralanmalar görülebilir. Literatürde kayakçıların bu mekanizmayla yaralanmaları ve kafa travması sonucu ölümleri bildirilmiştir.

Düşmeler:
Kayak yaralanmalarının %87’si düşme sonucu ortaya çıkar ve çoğunlukla alt ekstremitede meydana gelir. Sık görülmesi nedeniyle bu yaralanmalara karşı yapılması gereken ilk müdahaleler ve yaralanma tipleri iyi tanımlanmıştır. Sıklığına göre en çok görülen bölgeler; başparmak, diz, yüz ve kafada laserasyonlar, bacakta kontüzyonlar, omuz, ayak bileği, tibia kırıkları, diz kontüzyonları ve omuz çıkıklarıdır.

Dış Rotasyon:
Kayağın iç kenarının buz, taş veya sert bir cisme takılması sonucu ayak bileği, abdüksiyon (yana açılma) ve dış rotasyonuyla başlayan bir kuvvete maruz kalır. Kayak dışa doğru giderken vücut ileriye gitmeye devam eder, yük yavaş yavaş diğer kayağa geçer ve takılan kayak bacağı aşırı abdüksiyon ve dış rostasyona zorlar. Bu zorlanma ayak bileğinde dış malleol kırığına, tibia va fibulada spiral kırığa, diz ve ayak bileğinde yumuşak doku yaralanmalarına neden olur.

İç Rotasyon:
Dış rotasyonun tersi mekanizmayla olur, yeni öğrenenlerde dönüşler sırasında veya yürüyüş kayağı sırasında olur. Anterior talofibuler bağ, medial malleol veya tibia kırığına sebep olur.

Öne Düşme:
Her iki kayağın birlikte bol kara saplanması veya ağaç, bina gibi sabit bir yere çarpması sonucu kayakların sabit kalması ve vücudun ileri hareketine devam etmesiyle bağlamalar atmazsa, ayakkabının üst sınırından tibia kırığı, aşil yırtığı, peroneal tendon sublüksasyonu, hiperekstansiyon tipi ön veya arka çapraz bağ yaralanması gibi diz çevresi bağlarda yaralanmalar olabilir. Bağlamlar atarsa, yüz ve kafayı koruma isteğine bağlı üst ekstremite yaralanmaları görülebilir.

Arkaya Düşme:
Yeni öğrenen kişilerde durma sırasında aşırı dönmeye bağlı veya dururken arkadan çarpma sonucu öne düşmeye benzer tibia kırığı, gastroknemius kontüzyonları, hiperfleksiyon tipi ön veya arka çapraz bağ yaralanması gibi diz çevresi bağlarda yaralanmalar görülebilir.
Varus ve valgus travmalar yana düşmeler sırasında veya çarpışmalarla ortaya çıkabilir. Genellikle iç veya dış yan bağ, travmanın şiddeti büyükse menisküs veya çapraz bağ yaralanması veya kırıklar görülebilir.

Aşırı Kullanmaya Bağlı Yaralanmalar:
Kayakçılarda en sık görülen yaralanmalardır. Genellikle basit gibi göründüğü için göz ardı edilir. En sık görüldüğü bölgeler; kuadriseps femoris, gastrosoleus ve paravertebral kaslardır. Kayak kenarlarının aşırı kullanımına bağlı olarak peroneal tendinitler görülebilir. Tedavide aktivite kısıtlaması veya modifikasyonu, güçlendirme egzersizleri, Nonsteroid Anti İnflamatuar (NSAI) ilaçlar ve buz uygulaması kullanılır. Kullanılan aletlerin iyi kontrol edilmesi ve bakımı önemlidir. Egzersiz modifikasyonu sıklık, süre ve şiddetin değiştirilmesiyle olur. Genellikle erken dönemde aktiviteye tam ara vermek gerekli değildir.

Diz Yaralanmaları:
Kayak yaralanmalarının %20’si dizi ilgilendirir. Kış sporlarında genel yaralanma sayısı son 20 yılda azalmakla birlikte, diz yaralanmaları sayısı artmıştır. Şanslı olunan nokta ise diz yaralanmalarının %90’ının hafif yaralanmalar olmasıdır. Basit ligament zedelenmelerinden diz çıkığına kadar geniş bir spektrum vardır.

Kayağın iç kısmının bir yere takılması sonucu oluşan abdüksiyon ve dış rotasyon ile sıklıkla medial kollateral bağ (iç yan bağ - İYB) zedelenir. Kayakçılarda kayağa bağlı yaralanmaların %60’ını, diz çevresi bağ yaralanmalarının da %83’ünü oluşturur. Gelen kuvvet daha fazla ise ön çapraz bağ ve menisküs yırtıkları da olaya eşlik edebilir.

Fizik muayenede, ligament çevresi hassasiyeti, tam ekstansiyon ve 20-30 derece fleksiyonda karşı tarafa göre eklem aralığında daha fazla açılma görülür. Stres grafilerinde eklem aralığındaki açılma gösterilebilir. Tedavide erken dönemde elastik bandaj, elevasyon, buz tatbiki ve immobilizasyon uygulanır. Ağrı azaldıktan sonra ileri derece olan yaralanmalarda medio-lateral stabiliteyi sağlayan dizliklerle harekete izin verilir, hafif vakalarda elastik bandaj yeterlidir. İzole medial kollateral bağ yaralanmaları genellikle cerrahiye ihtiyaç göstermeden 4-6 haftada iyileşir.

Snowboard Yaralanmaları:
Snowboard 140-190 cm uzunluğunda, 30-40 cm eninde geniş, düz ekipmanlardır. Kişi snowboard’a sıkı olarak bağlıdır ve bağlanmaların kendiliğinden açılması mümkün değildir. Ön ayak board’un uzun aksıyla 45 derece, arka ayak 90 derece açıyla bağlıdır. Teknik, sörf veya paten kayağıyla (kısa, küçük kayakla) benzerlik gösterir. Genelde kayakçının ağırlığı ön bacaktadır, denge vücudun öne arkaya yer değiştirmesiyle yapılır ve arka ayak da dümen gibi kullanılır. Kar sörfü yapanların çoğu genç, ortalama 21 yaş, atletik erkeklerdir. Kayağın tersine, yaralanmalar yeni başlayanlarda daha sıktır, %50’si bu grupta olur. Yaralanma sıklığı 3-4/1000 kayak günüdür. Baş, vertebra, yüz ve abdominal travmalar sık görülür. Çarpışmalar yaralanmanın şiddetinin artmasına sebep olur. Kar sörfünde kırıklar, %38’lik oranla kayakta görülen %15 oranından daha fazladır. En sık görülen mekanizma, kayakçının düşmelere bağlı gelen gücün üst ekstremitelerde yoğunlaşmasıdır. Yaralanmaların %40’ından fazlası üst ekstremiteyle ilgilidir. Alt ekstremite yaralanmalarının %75’i krurisin ön tarafında olur. Ayaklar sabit olduğundan rotasyonel yaralanmalar çok nadirdir. Daha sık olarak laserasyonlar, kalça çevresi, vertebra (omurga) ve distal radius (el bilek kemiği) yaralanmaları görülür. En sık görülen non-kontakt yaralanma, öne düşme sonucu oluşan hiperekstansiyon ile oluşan aşil tendonu veya gastrosoleus kası yaralanmalarıdır. Ayak bilek travmaları ayakkabıların yumuşak olması nedeniyle kayağa göre daha fazladır. Yaralanmalar bağlamalar sabit olduğundan eski tip kayak bağlamalarıyla benzerlik gösterir.

Kuzey Disiplini, Kayak Kros (Nordic Skiing, Cross Country Skiing) Yaralanmaları:
Her yerde yapılabilmesi, bu sporun yaralanmalarını ve problemlerini farklı duruma getirir ve sahanın geniş olması nedeniyle bildirilmeyen yaralanmaların çokluğu, gerçek yaralanma oranlarının tam olarak bilinmemesine sebep olur. Yaralanmalar genellikle daha hafiftir.
Kuzey disiplini kayakçıları çok antrenmanlı ve güçlü sporculardır. Kalori kullanımı düz pistlerde 0.098 Kcal/min/kg iken, yokuş yukarı pistlerde 0.274 Kcal/min/kg’a kadar yükselir. Bu da 70 kg.lık bir erişkinde 446-1244 Kcal/saate karşılık gelir. Bu kadar güçlü ve tecrübeli sporcuların minor yaralanmalarının tedavisini kendilerinin yapması da sayılardaki gerçekliği azaltmaktadır. Yaralanma riski Alp disiplinine göre 1/10 oranındadır. Yamaçların eğimi daha azdır, ayaklar daha serbesttir ama yaralanmaların ağırlığı zaman içinde giderek artmaktadır. Yaralanmaların %88’i eğimden aşağı inerken ortaya çıkar. Kuzey disiplininin eğimlerden aşağı inme şeklinde olan “Telemark skiing” tipinde, eski bağlama ve kısa ayakkabıya bağlı yaralanmalar ortaya çıkarabilir, ama iniş kayağına göre yaralanmaların şiddeti daha hafiftir.

Bildirilen yaralanmalarının %20’si soğukla ilgili olaylardır. En sık görülen ölüm sebebi çığ düşmesi ve hipotermidir (ısı kaybı). Kaybolma vakalarına da sıklıkla rastlanmaktadır ve normal kayakçılara göre bulunma şansları daha az veya geç olur.

Genel olarak kayak sporunda kuvvet ve dayanıklılık ön planda olduğundan, yaralanmalar genellikle aşırı kullanmaya bağlıdır. Bu tür kayakta çapraz adım (Diagonal Stride) ve düz adıma bağlı en sık görülen aşırı kullanma yaralanmaları; Shin splint, aşil tendiniti ve alt bel bölgesi ağrılarıdır. Daha çok kondisyon ve tekniği yetersiz sporcularda görülür.

Paten adımı (Skating Stride), serbest stil, genellikle yarışçıların kullandığı bir tekniktir ve genellikle addüktör ve kalça iç rotator kaslarında, krurisin anterior ve medial kompartmanlarında problem olur. Uzun batonlar el bileği ve karpal tünele aşırı yük bindirerek ekstansör tendinit ve karpal tünel sendromlarına sebep olabilirler. Yürüyüşte topuğun havaya kalkması sırasında fleksör hallusis longusa yük binmesi baş parmakta strese sebep olur, buna “kayakçı ayak baş parmağı” (Skier’s toe) denir. Genellikle yüklenmenin azaltılması, buz, NSAI ilaçlar, germe ve güçlendirme egzersizleriyle tedavi yapılır.

Yürüyüş kayağında diz yaralanmaları %31 oranında görülür. Ayak bileği serbest olduğu için ÖÇB yaralanmaları azdır, ama medial kollateral bağ yaralanmaları daha sıktır. Topuğun sabit olduğu durumlarda rotasyonel yaralanmalar özellikle ayak bileğinde görülür, kırıklar nadirdir.Düşmeler sonucu en sık anteriorda omuz çıkığı gözlenir. Omuz çıkıkları kayak sırasında kolun bir yere takılması veya batonun kayağın altında kalması sonucu olur. Problem bu hastaların merkezlere ulaştırılmasındaki zorluktadır. Tecrübeli bir kişi sahada ilk redüksiyonu deneyebilir, redüksiyon olmazsa hemen tıbbi merkeze ulaşmak gerekir. Akromioklavikuler problemler direkt travmayla olur ve sıklıkta ikinci sıradadır.

Kayakla Atlama:
Kayakla atlama tehlikeli gibi görünmesine rağmen şaşırtıcı olarak düşük bir yaralanma oranına sahiptir. Dünya şampiyonası dışı yarışmalarda %4.3/1000 kayak günü, dünya şampiyonalarında ise 1.2/1000 kayak gündür. Kayakla atlamacılar genellikle genç, iyi antrene olmuş kişilerdir ve buna kesin kurallar da eklenince risk azalmaktadır. Atlamadaki hatalara bağlı olarak kayakçı uzun veya kısa düşerse yaralanmalar ortaya çıkmaktadır. Atlama yaralanmalarının %10’u düşmeye bağlı iç organ yaralanmasıdır. En sık görülen yaralanmalar ise kontüzyonlar, cilt abrazyonları ve dislokasyonlardır ve en sık omuzda görülür. Kırıklar yaralanmaların %15’ini oluşturur ve üst ekstremitede sıktır.

Kızak Yaralanmaları:
Genellikle yaralanma açısından iyi sayılabilen, çocuk ve erişkinler için boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları bir spordur. Genç kişiler yaralanmaya daha açıktır. Boş zamanları değerlendirmede kullanılan ve kızak sporunda kullanılan kızaklar çok değişiktir. Güneşli günlerin arkasından gelen soğuk gece sonrası oluşan buzlanma, olayı tehlikeli hale getirebilir. Sık görülen yaralanmalar laserasyonlar ve kontüzyonlardır. Kızağı kullanma pozisyonuna bağlı olarak, yüz üstü kullanmada kafa ve boyun travmaları, oturarak kaymalarda alt ekstremite yaralanmaları sıktır. Ciddi yaralanmalar %21 oranında görülür ve bunlar abdominal ve hiperfleksiyon tipi vertebra yaralanmaları şeklindedir. İkili ve dörtlü kızaklar eğer direksiyonlu iseler yaralanma oranları daha azdır ve kask kullanımı korumada önemlidir.

Sonuç olarak kış yaralanmalarında korunmada dikkat edilmesi gerekenler; güneş gözlüğü veya kayak gözlüğü takmak, şartlara uygun giyinmek, kayak yapma sırasında alkol kullanmamak, başlamadan önce iyi ısınmak, zor pistlerden ısındıktan sonra kaymak, kişisel sınırları zorlamamak, kask kullanmak ve günün sonunda son bir kez daha kayarken dikkat etmek veya kaymamaktır. Ancak bu konulara dikkat edilerek daha güvenli ve eğlenceli bir şekilde zaman geçirilebilir. 

Kemeraltı Lezzet Haritası Hazırlandı

Kemeraltı’nın gastronomik değerlerine dikkat çekti
Geçtiğimiz günlerde kurululan Ege Gastronomi Turizmi Derneği ilk icraat olarak Kemeraltı Lezzet Haritasını hazırlatarak, Kemeraltı’nın gastronomik değerlerine dikkat çekti.Kuruluşu çok yeni olmasına karşın, İzmir sivil toplum kuruluşları arasında kuvvetli bir çıkış yapan dernek, Tepekule İş Merkezinde bulunan A7 Şehir Kulübünde basın mensuplarına bir kahvaltı vererek Kemeraltı Lezzet Haritasını tanıttı.

Turizmci Serdar Çelenk’in başkanlığını yaptığı derneğin yönetim kurulunda tanınmış isimler bulunuyor. Başkan yardımcısı iletişim uzmanı Sibel Önbaş, Doç.Dr.Levent Köstem, Yrd.Doç.Dr. Ahmet Uhri, Şef. Binali Yılmaz, köşe yazarı Bircan Turgul Yörümez ve Özlem Yaşayanlar yönetim kurulunu oluşturuyor.Dernek Başkanı Serdar Çelenk, Kemeraltı’nın ne kadar değerli bir hazine olduğunun pek kavranamadığına değinerek şunları söyledi.“Yüzyıllardır İzmir’in alış-veriş ve  sosyal merkezi olan Kemeraltı halen İzmir’in en önemli değeridir. Tarihi ve dini yapılarının yanında, her kesimden insanların, aradıkları her şeyi bulabilecekleri, dolaşırken düşüncelerden sıyrılıp farkılı bir dünya tarafından sarıp sarmalandıkları bir yer. Bir nevi terapi merkezi.

 Amacımız AVM lerdeki yabancı kültürün sahte çekiciliğine kapılmış başta gençlerimizi Kemeraltı’na çekerek, kendi tarihini ve kültürünü tanımalarını sağlamak. İzmirli vatandaşlarımızın yanında yerli ve yabancı konuklarımız için de yeme-içme kültürü üzerinden çekip alanı oluşturmak.” Kemeraltı’na gelenlerin lezzet noktalarına rahatlıkla ulaşabilmeleri için bir harita hazırladık. Minyatür sanatçısı Arya Kamalı’nın özel teknikle hazırladığı bu harita başlı başına bir sanat eseri. Kemeraltı’nın tarihi dokusu ile de çok iyi özdeşleşiyor. Harita üzerinde belli kriterlere uygun olanlar arasından seçtiğimiz lezzet noktalarını işaretledik. Yeni baskılarda da bu lezzet noktalarını güncelleyeceğiz.”Haritaların enformasyon noktaları, havaalanı, oteller, taksi durakları ve üniversitelerin gastronomi bölümü öğrencilerine dağıtılacağına değinen dernek başkanı Serdar Çelenk, yerli ve yabancı konuklar başta olmak üzere, vatandaşlar bu harita ile özel lezzetlere ulaşabileceklerini vurguladı.