TURİZMİN SESİ |Turizm ve Turizmcinin Sesiyiz | Turizm Haberleri | Gastronomi Haberleri | Etkinlik Haberleri | turizminsesi@gmail.com
14 Mayıs 2021 Cuma
Taze Baklanın Bilinmeyen 5 Önemli Faydası
Vespa 75 Yılda 19 Milyon Scooter Üretti!
Renault Clio 4, bayrağı Yeni Clio ve Yeni Clio Hibrit’e devretti
İzmir’de Kurt Görüntülendi
İzmir’in doğayla uyumlu Kadim Üretim Havzaları’nın tespit edilmesi için yürütülen çalışmalar kapsamında, İzmir’de bir kurt kayıt altına alındı
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen ve Doğa Derneği’nin İzmir Kalkınma Ajansı’yla birlikte yürüttüğü İzmir’in kent çeperindeki Kadim Üretim Havzaları’nın araştırılması ve izlenmesi amacıyla tarım ve mera alanlarına kurulan fotokapanlardan çıkan kurt görüntüsü heyecan yarattı. Uzmanlar bu önemli kaydın, bölge doğasının sağlıklı bir şekilde yaşamaya devam ettiğini ortaya koyması açısından oldukça önemli olduğunun altını çiziyor. Çalışma kapsamında elde edilen tüm görüntüler ise Doğa Koruma ve Milli Parklar İzmir Şube Müdürlüğü ile paylaşılıyor.
İzmir’in kent çeperinde kurulan fotokapanlarda bir kurt kayıt altına alındı. Bu kayıtla, Batı Anadolu’daki doğal nüfusunun tamamen yok olduğu düşünülen kurtlar, İzmir’de uzun yıllar sonra ilk defa görüntülenmiş oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin araç desteği ve ayni katkılarıyla gerçekleştirilen saha çalışmalarıyla, Doğa Derneği’nin İzmir Kalkınma Ajansı’yla birlikte yürüttüğü araştırmalar kapsamında görüntülenen kurt, İzmir’in Kadim Üretim Havzaları’ndaki biyolojik çeşitliliğin ortaya konması için büyük önem taşıyor.
Sağlıklı Bir Doğal Alanın Göstergesi
Kurtlar, köpekgiller familyasının en büyük yabani temsilcisi olarak tanımlanıyor. Geçtiğimiz yüzyılın başında türün Batı Anadolu’daki doğal nüfusunun neredeyse tamamı, insan kaynaklı nedenlerle yok olmuş durumda. Genç bir kurt, yeni yaşam alanları bulmak için oldukça geniş bir alanda yayılış gösterebiliyor. Besin zincirinin en üstündeki canlı türlerinden birisi olan kurtlar, özellikle yaban domuzu, karaca gibi yaban hayvanlarıyla besleniyor. Yaşadıkları bölgelerde doğanın döngülerinin sağlıklı bir şekilde devam ettiğinin önemli göstergelerinden biri olan kurtların varlığını sürdürmesi ekosistem açısından büyük önem taşıyor.
İnsan Kurt Çatışmasını Ortadan Kaldırmak Mümkün
Konu hakkında açıklama yapan Doğa Derneği Biyolojik Çeşitlilik Araştırmaları Koordinatörü Şafak Arslan, uzun yıllar sonra İzmir’de bir kurdun kayıt altına alınmasının umut verici olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Kurtlar ne yazık ki insan kaynaklı faktörler nedeniyle bütün Anadolu’da büyük bir tehditle karşı karşıya. İnsanlarla özellikle evcil hayvan sürülerine saldırdıklarında çatışma yaşayan türün diyetinde aslında karaca, geyik, yaban domuzu gibi yabani otoburlar bulunuyor. Yabani otoburların doğada neredeyse tamamen yok olması sonrasında besin bulmakta güçlük çeken kurtlar, evcil hayvan sürülerine saldırabiliyor ve insan kurt çatışması bu noktada gündeme geliyor. Yani kurtlar, doğadaki denge bozulduğunda insanlarla daha sık etkileşime giriyor.
Diğer yandan kurtlar yok olduğunda veya sayıları azaldığında, yaban domuzlarının popülasyonları çok hızlı bir şekilde artış gösteriyor. Oysa sağlıklı bir ekosistemin göstergelerinden birisi olan kurtların yaşadığı bölgelerde bu tür sorunlar çok daha az yaşanıyor. İzmir’de fotokapan görüntüleri sonucunda kayıt edilen kurt, ekosistem sağlığı açısından bize çok önemli veriler sunuyor. Aynı zamanda bölgedeki yerleşik kurt nüfusu hakkında da ipuçları veriyor. Bu süreçten sonra kurtların bölgedeki varlığının korunması ve insanlarla çatışma içerisinde olmadan yaşaması için gerekli çalışmaların yürütülmesi gerekiyor. Türkiye doğası açısından umut verici bir kayıt olan İzmir’deki bu kurt görüntüsü hepimizi çok heyecanlandırdı. Kurtların bölgede insanlarla çatışma yaşamadan varlıklarını sürdürmeye devam edebilmesi için yetkili kurumların da desteğiyle çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz.” dedi.
FORMULA TM 1 TURKISH Grand Prix İçin Yeni Takvim Çalışmaları Başladı
Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak, “Formula 1TM yönetimiyle görüşmelerimizi sürdürüp, çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz
Intercity İstanbul Park’ta, T.C. Cumhurbaşkanlığı himayelerinde 11 – 12 - 13 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanan Formula 1TM Turkish Grand Prix 2021 etkinliği için, İngiliz Hükümeti’nin almış olduğu seyahat kısıtlamaları kararından dolayı 2021 yarış takvimi içerisinde farklı bir tarih arayışına girildi. Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak, “Formula 1TM yönetimiyle görüşmelerimizi sürdürüp, çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz ve yarışlar için her zaman hazırız” dedi.
İngiliz Hükümeti’nin duyurduğu yeni seyahat kısıtlamalarının ardından, Formula1TM yönetimi 2021 takvimi için bir güncelleme yayımlamak zorunda kaldı. Turkish Grand Prix 2021 etkinliğinin 11-12-13 Haziran yerine yıl içinde başka bir tarihte yer alması için planlamalar yapılıyor. Formula 1TM Başkanı ve CEO'su Stefano Domenicali, başta yarışın düzenleyicisi Intercity İstanbul Park olmak üzere Türk yetkililere teşekkür ederek, ilerleyen süreçte yakından çalışmaya devam edeceklerini ifade etti. Formula1TM tarafından yapılan açıklamada, Intercity İstanbul Park’ın sezonun ilerleyen zamanlarında potansiyel fırsatların değerlendirilerek Türkiye’nin 2021 yılı takviminde yer alması konusundaki ilgisi de vurgulandı.
“Türkiye’de yarışmayı dört gözle bekliyoruz”
Formula 1TM’nin açıklamasında görüşlerini belirten Formula 1TM Başkanı ve CEO'su Stefano Domenicali, “Hepimiz Türkiye'de yarışmayı dört gözle bekliyoruz, ancak uygulanan seyahat kısıtlamaları nedeniyle haziran ayında Intercity İstanbul Park’ta olamayacağız. Yarışın Türkiye’de gerçekleşmesi için büyük çaba gösteren Intercity İstanbul Park yönetimine ve Türkiye’deki tüm yetkililere süreçteki uğraşları için teşekkür ederiz. Fransa’daki yarışı öne çektik, Avusturya’da iki yarış gerçekleşecek. Fransa ve Avusturya'daki iş ortaklarımız bu çözümü uygulama konusunda hızlı davrandılar. Yılın başından bu yana tüm iş ortaklarımızla güzel çalışmalar gerçekleştirdik. İlerleyen süreçte de 2021 yılı takvimine Türkiye’yi dahil etmek için Intercity İstanbul Park yönetimi ile yakından çalışmaya devam edeceğiz.” dedi.
“Geçtiğimiz yıldan çok daha iyi bir yarış organize etmek için her zaman hazırız”
Intercity Yönetim Kurulu Başkanı Vural Ak ise şunları söyledi: “Intercity İstanbul Park olarak geçtiğimiz yılın en iyi yarışını organize etmemiz, Formula 1TM yönetiminin bu yıl yarışları Türkiye’ye getirme konusundaki motivasyonunu oldukça artırmıştı. Bu süreç içerisinde Formula 1TM CEO’su Stefano Domenicali ile de büyük bir uyum içerisinde çalıştık ve kendisiyle güzel bir dostluğumuz oluştu. Yarışların Türkiye’de düzenlenmesi konusundaki çalışmaları için kendisine de ayrıca teşekkürlerimizi sunuyoruz. Geldiğimiz noktada İngiliz Hükümeti’nin almış olduğu seyahat kısıtlamaları kararı neticesinde 11-13 Haziran’da gerçekleşecek olan Türkiye yarışı teknik nedenlerle yapılamaz hale geldi. Intercity İstanbul Park olarak yarışın önümüzdeki aylar içerisinde uygun bir tarihte gerçekleşmesi konusunda çalışmalarımız devam ediyor. Geçtiğimiz yıldan çok daha iyi bir yarış organize etmek için biz her zaman hazırız. Intercity İstanbul Park olarak bu dev organizasyonu hem 2021 sezonu içerisinde, hem de önümüzdeki yıllarda tekrar Türkiye’ye getirmek için çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz. Formula 1TM yönetimi de yarışın burada gerçekleşmesi için çok istekli. Umuyoruz ki geçtiğimiz yıl Türkiye’ye yaşattığımız bu gururu bu yıl tekrar edeceğiz.”
İstanbul'a gelen turistin %99,4'ü havayolu ile geldi
İstanbul'a gelen İlk çeyrek turist sayısı verileri yayımlandı
İBB Planlama Ajansı İPA'nın verilerine göre Rapora göre, 2021'in ilk çeyreğinde İstanbul’a gelen turist sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 47,7 azaldı
İstanbul’a en çok yabancı turistin geldiği ülke Rusya oldu. Konaklama tesislerine gelen yerli ve yabancı turist sayısı azaldı. Konaklama tesisi doluluk oranı ise yüzde 33,3’e arttı. İlk dört aylık dönemde Türkiye’deki toplam uçuşların yüzde 44,7’si İstanbul’da gerçekleşti.
İstanbul’a gelen turist sayısı yüzde 47,7 azaldı
2021 yılının ilk çeyreğinde İstanbul’a gelen turist sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 47,7 azalarak 1 milyon 231 bin olarak gerçekleşti. Turist sayısı Türkiye genelinde yüzde 53,9 azalarak 1 milyon 953 bine geriledi. 2020’de Türkiye’ye gelen toplam turistin yüzde 55,5’i İstanbul’a gelmişken 2021 yılının aynı döneminde bu oran yüzde 63 olarak gerçekleşti. İstanbul'a gelen turistin yüzde 99,4'ü havayolu ile geldi. Bu ziyaretçilerin yüzde 74'ü İstanbul Havalimanı’nı, yüzde 25,8'i ise Sabiha Gökçen Havalimanı’nı kullandı.
İstanbul’a en çok yabancı turistin geldiği ülke Rusya
2021 yılının ilk çeyreğinde İstanbul'a en çok turistin geldiği ülke 188 bin kişi ile Rusya Federasyonu oldu. Rusya Federasyonu'nu sırasıyla 118 bin kişi ile İran, 116 bin kişi ile Almanya, 72 bin kişi ile Ukrayna ve 45 bin ile Irak takip etti. 2020 yılının aynı dönemine göre Rusya Federasyonu'ndan gelen turist sayısı yüzde 25, İran'dan gelen turist sayısı yüzde 59, Ukrayna’dan gelen turist sayısı yüzde 226 arttı. Almanya'dan gelen turist sayısı yüzde 46, Irak’tan gelen turist sayısı ise yüzde 45 azaldı.
Konaklama tesislerine gelen yerli ve yabancı turist sayısı azaldı
İstanbul'da 2021 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre konaklama tesislerine gelen yerli turist sayısı yüzde 15,6, yabancı turist sayısı ise yüzde 8,5 azaldı. Mart ayında ise bir önceki yılın aynı dönemine göre bakıldığında İstanbul’da konaklayan yerli turist sayısı yüzde 80,1, yabancı turist sayısı ise yüzde 208,9 arttı. İlk çeyrekte İstanbul’da konaklayan yabancı turistin payı yüzde 59,6 oldu. Konaklama tesislerinde toplam geceleme süresine bakıldığında ise 2021 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre toplam geceleme süresi yüzde 37 azaldı. Konaklama tesisi doluluk oranı yüzde 33,3’e arttı İstanbul'da Mart 2020'de ortalama konaklama tesisleri doluluk oranı yüzde 24,4 iken 2021 yılının aynı döneminde doluluk oranı yüzde 33,3'e yükseldi. Mart 2021'de konaklama tesisi doluluğunun yüzde 21,8’ini yabancı, yüzde 11,5'ini ise yerli ziyaretçiler oluşturdu.
İlk dört aylık dönemde Türkiye’deki toplam uçuşların yüzde 44,7’si İstanbul’da gerçekleşti
2021 yılının ilk dört ayında Türkiye’deki toplam uçuşların yüzde 44,7’si İstanbul’da gerçekleşti. İstanbul’da gerçekleşen bu uçuşların yüzde 40,4’ünü iç hat, yüzde 59,6’sını ise dış hat uçuşları oluşturdu. Bu dönemde İstanbul’a havayolu ile gelen-giden yolcu sayısı 13 milyona ulaşırken Türkiye’deki tüm uçuşlarda gelen-giden yolcu sayısı ise 23 milyona ulaştı. İstanbul’a gelen-giden yolcuların yüzde 44,8’ini iç hat, yüzde 55,2’sini ise dış hat yolcuları oluşturdu.
Geleceğe hazırmısınız?
MARDİN’DE FARKLI BİR KEŞİF: MARDİN TURU
Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa Bu Yaz Hilton Dalaman’dayız
Yat Turizm Sektörüne Yeni Bir Soluk
Türkiye dahil 41 farklı ülkede 11 bin kiralık tekne ile hizmet veren Türkiye’nin lider deniz deneyimleri platformu viravira.co, hazırlıkları bir yılı aşkın süredir devam eden Knot isimli sistemini devreye aldı. 11 bin tekne ile her gün artan ilan sayısına hızlı cevap verebilmek için geliştirilen Knot sayesinde tekne sahipleri ve charter firmaları tekne bilgilerini, ödeme detaylarını, müsaitlik ve sezonsal fiyat bilgilerini hem viravira.co kullanıcılarıyla hem de fiziksel acentaları ile paylaşabilecek.
12 Mayıs 2021 Çarşamba
Hilton Grubu Bodrum Otelleri’nde İki Yeni Atama!
BAYRAMI BU ÖNERİLERLE KİLO ALMADAN GEÇİRİN
Ramazan Bayramı koronavirüs pandemisi için planlanan tam kapanma sürecinde yer alıyor beslenme düzenine dikkat edilmemesi öneriliyor
Bayramlar büyük küçük herkesin özlemle beklediği, ailelerin buluştuğu ve hasret giderdiği kültürümüzün de önemli parçalarından biridir. Ancak bu yıl da Ramazan Bayramı koronavirüs pandemisi için planlanan tam kapanma sürecinde yer alıyor. Bayramda misafir ağırlanamayacak olsa da, bu durum çeşit çeşit yemekler ve tatlılar yapmaya engel görünmüyor. Ancak hareketsizliğin en üst seviyeye çıktığı bu günlerde beslenme düzenine dikkat edilmemesi, kilo alımı ve sindirim problemlerini kaçınılmaz hale getirebiliyor. Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzm. Dyt. N.Sinem Türkmen, Ramazan Bayramı’nda kolaylıkla uygulanabilecek beslenme önerilerinde bulundu.
Klasik bayram beslenmenizin dışına çıkın
Tüm bayram boyunca evde olunacağı ve hareket kabiliyeti iyice kısıtlanacağı için ani beslenme değişikliklerinde bulunmak, fazla yemek ve tatlı tüketmek mide-bağırsak problemleri başta olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, her zamanki beslenme düzeninden fazla dışarı çıkmayarak, hafif yiyecekler ve tatlılar tercih etmek daha rahat ve hafif bir bayram geçirilmesini sağlayacaktır.
Bayram kahvaltınızı hamur işleri, kızarmış ve işlenmiş besinlerle yapmayın
Bayram sabahında sağlıklı bir kahvaltı yaparak güne başlanabilir. Kahvaltıda patates kızartması gibi fazla yağlı yiyecekler, salam, sosis, sucuk gibi kolesterol ve tuz içeriği yüksek işlenmiş etler, poğaça, börek gibi kan şekerini hızlı yükseltecek beyaz unlu mamuller tüketilmemelidir. Bunun yerine mantar, biber gibi çeşitli sebzeler kullanılarak yapılmış omlet veya menemen ile az yağlı peynir, zeytin, bal, şekersiz çay ve tam tahıllı ekmek veya tam buğday unu ile yapılmış ürünler tüketerek sağlıklı ve keyifli bir bayram sabahı geçirilebilir.
Lifli besinler bağırsak hareketlerini düzenliyor
Öğle veya akşam öğünlerinde, bağırsak hareketlerini düzenlemek için lif içeriğinden zengin salata, sebze veya kurubaklagil yemekler tercih edilebilir. Daha uzun süre tokluk ve kan şekeri dengesi sağlaması açısından da öğüne proteinden zengin ızgara veya fırında pişirilmiş et/tavuk/balık ve yoğurt eklenebilir.
Ev yapımı dondurmalar ve içecekler hazırlayabilirsiniz
Gün içerisinde açlık hissedildiği zaman 1 porsiyon meyve ve 1 bardak süt veya kefir ile bir ara öğün yapılabilir. Eğer tatlı tüketilecekse, ara öğün olarak şerbetli tatlılar yerine 1 küçük kase sütlü tatlı veya 1 top vanilyalı dondurma tercih edebilir. Kişi dondurma olarak da evde donmuş muz, çilek ve süt, yoğurt, bal gibi malzemelerle kendi hazırladığı serin tatları tercih edebilir.
Uykudan 4 saat önce yemeyi bırakın
Ramazan ayı boyunca oruç tutarak midesini dinlendirmiş bireyler, öğün sayısını kademeli olarak artırmalı, öğünlerinin arasında 3-4 saat ara vermelidir. Yemekler iyice çiğnenmeden yutulmamalı ve hızlı yemek yenmemelidir. Sahur yapmaktan kalma bir alışkanlıkla gece yemek yemeye veya atıştırmalık yapmaya devam etmemeli, kilo artışına ve uyku kalitesinin de bozulmasına sebep olacağı için uyumadan 3-4 saat önce besin tüketimi sonlanmalıdır.
Bol hareket ederek kabızlığı önleyin
Yetersiz sıvı alımı da kabızlık, ödem, şişkinlik gibi problemlere neden olabilmektedir. Bu nedenle bir insan günde ağırlığı başına 30 ml su (kg x 30 ml) tüketmeye özen göstermelidir. Sıvı alımı ödem atmaya yardımcı içeceklerle desteklenebilir. Ayrıca gün içinde bol bol hareket etmek ve egzersiz yapmak da kabızlık şikayetlerinin azalmasına yardımcı olmaktadır.
Bayramda Ödem Atmaya Yardımcı İçecek Tarifi
Malzemeler:
3 dal roka
5-6 dal maydanoz
1 adet salatalık
½ limonun suyu
1 minik parça zencefil
1 bardak su
Yapılışı:
Tüm malzemeler blenderdan geçirilerek günde 1 kere tüketilebilir.
Vitalica Wellness'ta Tuz Terapisi Uygulaması
Çin’deki Türkler: Doğudaki Tanıtım Elçilerimiz
Gezgin Girişimci, Akademisyen Evrim Kanbur, Asya’nın en büyük “Merhaba Komşu- HeyNeyb” platformunu yönetiyor. “Çin’deki Türkler” programına konuk olan girişimci- akademisyen Evrim Kanbur, Şanghay’da 90 kişiyle kurduğu “HeyNeyb” adlı platformunu 8 bin 500 kişiye çıkararak Asya bölgesinin en geniş komşuluk grubu haline getirdi.
Çin’de kahve pazarının çok hareketlendiğine dikkat çeken Kanbur “Türk girişimcilerimiz bu fırsatı değerlendirmek için ellerini çabuk tutsunlar” diyor.
Kerem Köfteoğlu’nun sunduğu “Çin’deki Türkler: Doğudaki Tanıtım Elçilerimiz” programına katılan Jiao Tong Üniversitesine bağlı Weiyu Uluslararası İşletme Okulu akademisyeni; gezgin girişimci Evrim Kanbur, sekiz yıl önce, hakkında hiçbir bilgisi olmadan Çin’in Şanghay kentine gitti. Bir yabancı olarak burada bazı sorunlarla karşılaşınca, kendisi gibi yabancıları “Expat Neighbors” adlı komşuluk platformu çatısı altında toplamaya karar verdi.
Kanbur sonraki gelişmeleri şöyle özetliyor: “Şanghay’da gözüme kestirdiğim insanlarla görüşerek onları bu platform çatısı altında toplanmaya davet ettim. Kısa süre içinde aynı bölgeden 90 kişiyi ikna edince parkta piknik düzenlemeye karar verdik. Pikniğe herkes birini getirince sayımız 455 kişiye çıktı. Sonrasında platformu Şanghay’ın 11 bölgesini kapsayacak şekilde genişlettik. Artık bana şaka yollu ‘Şanghay’ın muhtarı’ diye takılıyorlar. Platformun ismini hem daha sıcak hem de kolay telaffuz edilsin diye ‘merhaba komşu’ anlamında ‘HeyNeyb’ olarak kısalttık. Günümüzde ‘HeyNeyb’ platformunun aktif üyeleri 48 ülkeden 4 bin 500 kişiye ulaştı. Buna Türkiye’yi de dahil ederek platformu daha da genişletmeyi planlıyorum.”
“KAHVE ALANINDA FIRSATLAR VAR”
While Travelling (seyahat ederken) adlı blogunda Türkçe-İngilizce seyahat yazıları yazan, çevrimiçi İngilizce dersleri verip danışmanlık da yapan girişimci akademisyen Kanbur, Türk girişimcilere şu önerilerde bulunuyor: “Çin’de yaşam standartlarının iyileşmesi kahve kültürünün büyümesine yol açtı. Kahve tüketimi küresel ölçekte ortalama yüzde 2 büyürken, Çin’de yüzde 15 gibi şaşırtıcı seviyede büyüyor. Sosyal yaşamı yeniden şekillendiren kahve mağazalarının sayısı giderek artıyor. Araştırmalar Çin’de kahve pazarının 2025’te 1 trilyon RMB’ye ulaşacağını söylüyor. Türk girişimcilerimize bunları dikkate alarak, Çin’deki kahve pazarında ortaya çıkan fırsatlardan yararlanmak için ellerini çabuk tutmalarını öneriyorum.”
Kendisine son zamanlarda Çin’de yatırım ve ticaret konularında yoğun sorular gelmeye başladığını belirten Kanbur açıklamalarını şöyle noktalıyor: “Son zamanlarda Çin’in özellikle teknoloji alanında ciddi ilerlemeler kaydettiğini, bu alanın çok haraketli olduğunu anlatıyorum. Yapay zekâ, dijital ödemeler gibi konularda çalışmalar yapan Türk teknoloji firmalarını Çin’de görmek istiyorum. Bazıları Çin pazarının zor olduğunu söylüyor. Zor ve rekabetçi olabilir. Ancak yargılayıcı olmayı bırakıp, ülkenin kültürünü merak edip araştırınca işin rengi değişiyor. Bunu yapanlar Çin’i ve insanlarını daha iyi anlıyor. Çin-Türk Ticaret Odası’nın kurulacağını duydum, bunu heyecanla bekliyorum. Bundan sonra bana yatırımla ilgili gelen talepleri ticaret odasına yönlendireceğim.”