23 Şubat 2014 Pazar

İstanbul’da ilk elektrikli tramvay 100 yıl önce bugün hizmete girdi!




İstanbul’un mimarı atlı ve elektrikli tramvaylar Rahmi M. Koç Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor
Demir yolları ve tramvaylar Osmanlı’da 19. yüzyılın ikinci yarısında batılılaşmanın ve dış dünyaya açılmanın sembolü oldu. Özellikle Sultan Abdülaziz döneminde (1861-76) kamu taşımacılığının altyapısı daha da geliştirildi. Bu dönemde kentin birbirinden uzak merkezlerini birleştiren tramvay hatları, “bildiğimiz” İstanbul’un gelişmesinde çok önemli bir rol oynadı. Kentin mimarı sayılabilecek bu tramvayların ilk örneklerinden bir atlı tramvay ve 30 yıl İstanbullulara hizmet vermiş Moda Tramvayı restore edilmiş orijinal halleriyle Rahmi M. Koç Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor.


Ulaşım tarihe ilişkin benzersiz bir koleksiyonu bünyesinde barındıran Rahmi M. Koç Müzesi; sergilediği araçlarla, misafirlerini bir tarih ve kültür yolculuğuna çıkarıyor. Müze, İstanbul’da elektrikli tramvaylarının hizmete girmesinin 100. yıl dönümünde koleksiyonunun en özel parçalarından olan ve en son 1914 yılında kullanılan Atlı Tramvay ve 1934’ten 1966’ya kadar İstanbullulara hizmet vermiş Moda Tramvayı ile kentin beşeri, iktisadi tarihi ve kültür mirasına yaptığı katkının vakur gururuyla ziyaretçilerini selamlıyor.


“Kentin” mimarı tramvaylar
Bazı tarihçiler Boğaziçi’nin mimarının aslında Şirket-i Hayriye olduğunu söyler. Zira İstanbul’da antik dönemlerden beri “uzaktaki” küçük balıkçı köyleri olan Boğaziçi semtleri ancak 19. Yüzyılın ikinci yarısında, Şirket-i Hayriye vapurlarının buralara düzenlenlemeye başladıkları seferler ile “kente” eklemlenmiştir. Kara yoluyla ulaşmanın dönemin yol koşulları ve ulaşım imkanlarıyla çok uzun zaman aldığı Sarıyer, Arnavutköy, Ortaköy gibi şimdinin popüler Boğaziçi semtlerinde yoğun yerleşim ve yaşam ancak bu tarihten sonra hareketlenmeye başlamıştır. Boğaziçi’nde vapurların gerçekleştirdiği işi “kentte” gerçekleştiren ise tramvaylar olmuştur. Özellikle Sultanların Topkapı Sarayı’ndan Dolmabahçe’ye geçmesiyle ve bu bölgede özellikle devlet erkanının yerleşmesiyle gelişen semtler ve batılılaşma hareketlerinin merkezindeki Pera ile gerçek İstanbul’u, dolayısı ile de kentin içindeki yaşam ve ticaret merkezlerini karadan birbirine bağlayan ve bu hatlar çevresinde yaşamın gelişmesini sağlayan tramvaylar olmuştur.İstanbul’da bu anlamda kenti birleştiren bu yapıyı kuran ve toplu ulaşıma kolaylık getiren atlı tramvay şirketi 1869’da kuruldu. Eminönü ile Aksaray ve Karaköy ile Ortaköy arasında ilk hatlar 1871’de açıldı. Karaköy ile Beyoğlu arasındaki tramvay hattı sonradan, kuzeyde denize doğru kurulan yeni yerleşim alanlarına hizmet verebilmek için Şişli’ye uzatıldı. 1914’de kadar atlı tramvaylar ile yürütülen taşımacılık hizmetleri bu tarihten sonra elektirikli tramvaylar ile gerçekleştirilmeye başlandı.

Atlı Tramvay
At ya da katırlarca çekilen ve raylar üzerinde giden kent içi taşıma aracı ‘Atlı tramvay’, ulaşım tarihine bir dönem damgasını vurdu. Osmanlı’da ilk atlı tramvay seferi 3 Eylül 1872 tarihinde İstanbul'da şimdiki Kasımpaşa ve Şişkane semtlerinin kesişimindeki Azapkapı-Ortaköy güzergahında kullanıldı. Rahmi M. Koç Müzesi’nde Osmanlı dönemindeki orijinal haliyle sergilenen ‘Atlı Tramvay’, 14 no'lu Beşiktaş - Karaköy hattında hizmet verdi.

Moda Tramvayı
29 Temmuz 1934 tarihinde hizmete sokulan, 20 numaralı Kadıköy - Moda hattı tramvayı ise, hattın kaldırıldığı 1966’ya kadar 30 yılı aşkın bir süre hizmet verdi. Tramvay, İETT tarafından süreli olarak Rahmi M. Koç Müzesi’ne verildi.


Ergün Demiray,Hilton Istanbul Kozyatağı ekibinin büyük bir kısmını tamamladı




2014’ün ikinci yarısında açılacak olan Hilton Istanbul Kozyatağı Conference Center & SPA
yeni Genel Müdürü Ergün Demiray ekibini oluşturuyor. Turizm sektörünün deneyimli
isimlerinden Ergün Demiray Hilton Istanbul Kozyatağı otelinin Genel Müdürü olarak 2013
Temmuz ayından itibaren görev yapıyor.

Deneyimli turizmci Ergün Demiray İstanbul Anadolu yakasının ilk Hilton Hotels & Resort
markası olan Hilton Istanbul Kozyatağı Conference Center & SPA otelinde Genel Müdür
görevine 2013 Temmuz ayından itibaren devam ediyor. Son olarak Crowne Plaza Asia
otelinde Genel Müdür olarak görev yapan Ergün Demiray, sektördeki 25 seneye varan
tecrübesiyle Hilton Istanbul Kozyatağı ekibinin büyük bir kısmını tamamladı. İş geliştirme,
satış, operasyon bölümlerine liderlik edecek deneyimli üst düzey kadrosuna yeni atamalarını
yapan tecrübeli genel müdür, Hilton Istanbul Kozyatağı otelini hizmet kalitesiyle Anadolu
yakasının öncelikli tercih edilen oteli yapmayı hedefliyor.

Anadolu Üniversitesi İşletme ve Uluslararası İlişkiler Bölümlerinden mezun olan, peşi sıra
ABD'de Institute of the American Hotel and Motel Association'da eğitim alan Ergün Demiray,
iş yaşamına 1989 yılında Dedeman Hotel'de başladı. 1992-1995 yılları arasında Conrad Hotel
İstanbul'da, 1995-2006 yılları arasında Royal Caribbean International Cruise Line Miami'de,
2006-2007 yılları arasında İstanbul Princess Hotel (Sheraton Hotel)'de görev aldı. İstanbul
Divan Hotel, Rixos Grand Ankara Hotel ve Dedeman Hotel Istanbul’da Yiyecek&İçecek
Müdürü olarak çalışan Ergün Demiray, son olarak Crowne Plaza Istanbul Asia Oteli’nde 2010
senesinden bu yana Genel Müdür görevine devam ediyordu.

Hilton Istanbul Kozyatağı Conference Center & SPA hızla gelişen iş dünyasının merkezi
Ataşehir’de konumlanmış olup, aynı zamanda seçkin bir yaşam bölgesinin tam kalbinde yer
almaktadır. Şehrin işlek noktalarından birinde yer alan otel her iki köprüye birkaç dakika
mesafede yer alıp, eşsiz Marmara Denizi manzarasıyla avantajlı bir konumdadır. 2.150 m2'nin
üzerinde gelişmiş altyapıyla donatılmış toplantı salonları, 23’ü süit, 47’si executive olmak
üzere toplam 320 odasıyla modern dizayn edilmiştir. 1600 m2 SPA alanında 24 saat açık
Fitness merkezi, kapalı yüzme havuzu ve Speed City Eğlence Merkezi ile misafirlerine gece
gündüz hizmet verecektir.

Van Kültür ve Turizm Konseyi Toplandı


Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı  (DAKA) ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin (YYÜ) ortaklaşa yürüttüğü ‘Van İl Kültür ve Turizm Konseyi’ oluşturma toplantısı yapıldı.Elit World Otel’de düzenlenen toplantıda konseyin koordinatörlüğünü yürüten YYÜ Edebiyat Fakültesi  Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, kurulan Kültür ve Turizm Konseyi ile ilgili bir bilgilendirme sunumu yaptı. Toplantıya katılan AK Parti Van Milletvekili Gülşen Orhan’da bir konuşma yaptı. Orhan, 2007-2010 yıllara arasında ‘Van Turizmi’ni nasıl ayağa kaldırabiliriz? Diye Van’daki turizm dinamikleriyle beraber çalışma başlattıklarını anımsattı. O dönemde yapılan çalışmaları amatör olarak nitelendiren Orhan, “Bizim sekretaryamızla İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü arasında yapılan çalışmalar sonucunda Van’a kazandırdığımız turizme yönelik yatırımlar, programlar ve projeler oldu. Geçmişte yapılan çalışmalarla birlikte daha önce neleri yaptık. Bundan sonra nelere yoğunlaşmamız gerekiyor. Bu konular Turizm Konseyi’nin gündemine alınsın istiyoruz. 2011 yılında Van iki büyük deprem yaşadı. Van’a gelen turist sayısında 2012 yılında büyük bir düşüşün olduğunu görmekteyiz. Yalnız geçtiğimiz 2013 yılı Ekim ayındaki rakamlara baktığımızda tekrar ayağa kalkmış bir Van olduğunu görmekteyiz” dedi.

Van’ın Kültür ve Turizmi İç İçe
Van turizmini yeniden canlandırmak amacıyla üniversitede bir turizm çalıştayının yapıldığını kaydeden Orhan, çalıştayda bir konsey oluşturulması kararının alındığını bildirdi. Bundan sonra Turizm Konyesi’nde yapılacak çalışmaların daha profesyonel olacağını ifade eden Orhan, ‘Van Turizm Konseyi’nin isminin de ‘Van Kültür ve Turizm Konseyi’ olarak değiştirilmesi önerisinde bulundu. Orhan; ”Bizler şuan bu işin başlangıcındayız. Van’ın kültür ve turizmi iç içe. Birbirinden faydalanan iki önemli başlık. Dolayısıyla birbirinden ayıramayacağımız iki önemli değer. Turizm Van’da önemli ölçüde kültürden besleniyor. Çünkü çok büyük bir medeniyetin başkentiyiz. Tuşba Urartuların başkenti ama onun gerisinde de yine değişik medeniyetleri birarada barındırmış ve kültürel varlıklarını da bugüne taşımış bir şehir”

Bölgedeki Çatışmalar Sebebiyle Van Turizmi de Etkilendi
Turizm çalıştayında Van’ı ayağa kaldıran başlıkların en önemlisinin turizm olduğunu vurgulayan Orhan, turizmle alakalı yatırımların yapılması ve projelerin yapılması da o toplantılarda ortaya çıktığını bildirdi. Bölgede yaşanan çatışmalı sürecin ve 2011 yılında yaşanan iki büyük depremin de bunu ortaya koyduğunu kaydeden Orhan, şunları kaydetti. “Yaşanan bütün süreçlerde bunu bize gösteriyor ki, bir toplumda veya bir yerde eğer bir çatışma söz konusuysa toplumsal hayatı felç eden söz konusuysa orada siz turizmden, eğitimden, sosyal hayattan yararlanamazsınız. Bütün bunları gözardı etmek zorundasınız. 1980’li yıllara gelinceye kadar çok büyük bir turizm dinamiği ile karşı karşıyayız. Ama en büyük darbeyi de 1990 ile 2000 yılları arasında yaşıyoruz. O tarihlerde Van turizmi yerle bir. Biz hepimiz bunların neye bağlı olduğunu biliyoruz. O dönemde bölgemizde ve memleketimizde bir çatışma kültürü vardı. Memleketimizin ekonomik, sosyal bütün dinamikleri Türkiye’nin herbir yanında etkilendiği gibi Van’da aynı şekilde bu olumsuz havadan etkilenmiş oldu. Dolayısıyla bugün yaşadığımız süreç çok önemli bir süreç. Harı harıl yatırımların olduğu, harıl harıl büyük bir toplumsal mutabakatın, barışın tesis edildiği bir dönemde tamda bunun sürecinde bu dinamiğin biraraya gelmesi ve bu yolu belirlemesi çok önemlidir. Biz de onun için bir aradayız. Bu konuda yapacaklarımızı konseyimiz belirleyecektir. Bizlere düşen görev şudur. ‘Bizler siyasiler olarak sizlerin elini güçlendirme, devletin imkanlarını sizlerin belirlediği projelere aktarma gibi bir görevimiz var. Geldiğimiz günden beri bütün bu konularda kurumun ve bu dinamiklerin yanında olduk. Onlara destek olduk. Bundan sonra da aynı şey olacaktır”

Van’daki Restorasyonlara 40 Milyon Lira Ödenek
Orhan, konuşmasına daha önce yapılan çalışmalar ilgili bilgilerde aktararak devam etti. “Bizim en önemli gördüğümüz konular kültürel varlıkları ayağa kaldırmaktır. Van Kalesi başta olmak üzere diğer tarihi varlıklarımızın restorasyonuna hükümetimiz tarafından yaklaşık 40 milyon TL aktarılmış oldu.  başta Van Kalesi’nin restorasyonu olmak üzere Saray Kapı, Hüsrevpaşa Cami ve Külliyesi, Horhor Camii, Kayaçelebi Camii, Van Kalesi’nin üzerinde bulunan Süleyman Han Camii restore edilerek ibadete açıldı. Eski Van şehri ve Ayanis Kalesi’nde kazı çalışmaları ise devam ediyor. Ayrıca yine 3 yıl önce Hoşap Kalesindeki çalışmalar başladı. Şuanda Hoşap Kalesi’nde Harem kısmındaki restorasyon çalışmaları ise devam ediyor.  Çelebibağ mezarlığındaki restorasyonlar yapıldı. Akdamar Kilisesi’nin restorasyonu gerçekleşti. Akdamar Kilisesi’nde yılda bir kez ayine açılması kararı alındı. Çevre düzenlemesi yapıldı. Hala buradaki çalışmalar devam ediyor”

Bartholomeos Kilisesi Restorasyon Projesi Bakanlığa Sunuldu
Başkale ilçesinde bulunan Bartholomeos Kilisesi restorasyonu için Kültür ve Turizm Bakanlığı’na projeyi verdik. Projenin takipçisiyiz. En kısa sürede de buradaki restorasyon çalışmaları devam edecek. Van turizmi için tanıtım materyalleri çok önemliydi. Bu konuyla ilgili Valilik bünyesinde tanıtım materyalleri için olağanüstü bir organizasyonla değişik dillerde yeniden düzenlenerek hayata geçti. Ulusal ve uluslar arası tüm fuarlara Van katılmaya başladı. Van’a yeni bir fuar organizasyonu gelsin diye eski Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay beyin talimatıyla Van’da Kültür ve Turizm Fuarı yapılmaya başlandı. Ama bizim burada aksaklıklarımız ve eksikliklerimiz var. Konseyin burada üzerinde durması gereken en önemli konulardan bir tanesi de bu fuarın geniş kapsamlı olarak her yıl düzenli olarak yapılmasıdır

Van’a Türkiye’nin Çeşitli İllerinden Hergün 17-18 Uçak Geliyor
Van’da fuar yapmak için en önemli eksiğimiz mekan sorunuydu. Şimdi buna yönelik büyük bir Fuar ve Kongre Merkezi ‘ni inşa ediyoruz. Bu yıl içinde teslim almayı düşünüyoruz. Turizm Konseyimizin alacağı bu yıl ki fuara da yetişmiş olur. Bunun da hep beraber takipçisi olacağız. En önemli sorunlarımızdan bir tanesi ulaşım sorunuydu. Bir ülkenin ekonomisinin ayağa kalkmasının önemli etkenlerden bir tanesi ulaşımdır. Bugün Türkiye’nin çeşitli illerinden hergün 17-18 uçak seferi Van’a yapılıyor. Bunu uluslararasında komşu ülkelerimizle yapmaya çalıştık. Ancak dünyadaki siyasi dinamiklerin müdahaleleri çerçevesinde onu gerçekleştiremedik. Fakat bu seferlerin başlamasını unutmuş değiliz. Peşini bırakmış değiliz. Öte yandan karayoluyla Türkiye’nin tamamı duble yollarla gezebilecek hale geldi. Van’ın diğer illerle bütün bağlantılarını duble yollarla gidermiş durumdayız. Vangölü’nün turizme katılması, turizm dinamiği haline gelmesi  ve dünyaya tanıtılması noktasında değişik projeler ve programlar yaptık. Su Sporları Merkezi’ni açtık. Üniversitede de bir su sporları merkezi açıldı. Ona da katkımızı sunduk. Van’ı her yıl su sporları şenliği ile muazzam bir şenlik havasına büründürmeye çalışıyoruz ki, Van’ın ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu Türkiye ve tüm dünya görsün istedik. 2013 yılında ABD’den su bale ekibi gelerek Van ve Bitlis’te gösteriler yaptı. Kayak tesislerinin de hayata geçmesi ve aynı zamanda bir organizasyon merkezi olabilmesi için yine bir eksiklik söz konusu. Bu konunun da yine konseyimizin gündeminde tutmak önemli olacaktır. Yine Vangölü’nde bulunan adalarımıza ulaşım konusunda sıkıntılarımızı neredeyse gidermiş olduk. Akdamar Adası ve İskelesi’ni tamamen restore ederek büyük bir İskele inşa ettik. Ayrıca yine Van’da Vangölü’nün artık turizme sosyal hayata dahil olması için büyük bir Marina’nın şuanda Edremit’te inşaatı devam ediyor. Urartu ve Selçuklu medeniyetiyle irtibatlı olması için iki büyük deniz otobüsü de yaz aylarında seferlerimiz gerçekleşecek. Kapıköy Sınır kapımızı da atlamamak gerekir. En büyük dinamiğimiz olan sosyal, kültürel ekonomik hayatımız için çok önemli bir kapı. Yine turizme de katkı sunacak olan bir kapı.
Bir önceki dönemde milletvekili olarak görev yapan arkadaşlarımızın büyük gayretleriyle açılmış ama karşı taraftaki eksiklikler nedeniyle aktif olarak çok büyük bir oranda kullanmadığımız ve üzerinde durmamız gereken bir kapı.

Fekiye Teyran Kürt Kültürünün Duayenlerindendir
Bizim en önemli unsurlarımızdan iki tane mekan var. Bugün bu programı gerçekleştirdiğimiz otel sahibine de çok ‘teşekkür’ ediyoruz. Van’da kendi ilinde böyle büyük bir mekan açmış olması, hem turizme hem sosyal hayata hem Türkiye’deki bütün toplantılar ve organizasyonları Van’a getirmeye katkı sundukları için ‘teşekkür’ ediyorum. Ve yine konseye ev sahipliği yapacağı için de çok ‘teşekkür’ ediyoruz. Rescate Otel ve daha önce bütün turizm toplantılarına ev sahipliği yapan Merit Otel’e de ‘teşkkür’ ediyorum.  Bizim kültürel varlıklarımız çok büyük, çok önemli, çok kadim. Onlardan en önemlilerden bir tanesi. Fakiye Teyran’dır. Fakiye Teyran Kürt kültürünün duayenlerinden ve çok önemli bir şairdir. Fakiye Teyran’ın külliyesi, evi, camisi ve türbesini 4 yıl önce turizme kazandırdık. Şimdi Bahçesaray ilçemiz yaz aylarında önemli misafirler ağırlıyor. Yollarımızın da oradaki güzel coğrafi özelliklerinden dolayı gidiş-gelişler artmaya başladı. Ayrıca  tarihi güzelliklerimiz ve coğrafi güzelliklerimiz olan Kanisipi, İnci Kefali, Flamingo Festivalimiz, Su Sporları Şenliklerimiz bütün bunlar bizim turizmden ayrı tutacağımız konular değildir. Bütün bunların yine konseyimizin masasında olması gerekir. Çalıştayımıza katkı sunacak herkese çok ‘teşekkür’ ediyorum. Bu konseyi, bu birlikteliği, bu yol haritasını böyle profesyonel şekilde oluşturan katkı sunacak herkese ‘teşekkür’ ediyorum. Üzerimize düşecek tüm konularda bizleri aramanızı ve bize destek sunmanızı rica ediyor, çalışmaların milletimize, memleketimize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum” diye konuştu.
Daha sonra kürsüye gelen YYÜ Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal da bir konuşma yaptı. Bugün atılan adımın belkide şimdiye kadar Van’da en çok şikayetçi olunan konulardan biri olduğunu belirtti. Battal, “Bugün uygulamaya koyma hususunda muzdarip olduğumuz konuları konuşuyoruz, sonuçlar alıyoruz, güzel öneriler oluyor, ama kalktığımız gün unutuluyor. Bundan sonra bu unutulmayacak inşallah. Bu konseyimizle beraber bu kurulu devam ettireceğiz. Hedeflediğimiz noktaya sonuna kadar devam edecektir. Van’da, turizmin hangi alanında araştırma yaparsak yapalım, ilginç bir tarafı ortaya çıkıyor” şeklinde konuştu.
Yapılan konuşmaların ardından Zirve Üniversitesi Öğretim Görevlisi Yard. Doç. Dr. Metin Çelik, ‘Turizm Marka Kent Stratejik Kalkınma Konulu’ aldığı bir sunum yaptı. Daha sonra ‘Van İl Kültür ve Turizm Konseyi’nin oluşturma çalışmalarına start verilerek, toplantıya katılanların fikir ve önerileri alındı. Yaklaşık 4 saat süren toplantıya Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı (DAKA) Genel Sekreteri Dr. Emin Yaşar Demirci, İl Kültür ve Turizm Müdürü Muzaffer Aktuğ, Van TSO Yönetim Kurulu Üyeleri Murat Beyaz, Ömer İnanç, Meclis Üyesi Yusuf Konak,  Van TSO Genel Sekreteri Temizer, Türsab Van Bölgesi Yürütme Kurulu Başkanı Abdullah Tunçdemir, Daka Programlama ve Koordinasyon Birim Başkanı M. Emin Çakay, Daka Uzmanı Harun Örnek ve sektör temsilcileri katıldı.

Gülümseten proje büyük ilgi görüyor


Fotoğraf sanatçısı Tolga Bayraktar, her şeye rağmen gülümsemeyi tercih eden farklı inanç ve etnik kökene sahip insanların ‘Gülümseyen’ yüz fotoğraflarını çekerek Balat sokak duvarlarında afiş olarak sergiledi. Gülümseyen yüzlerin süslediği duvarlar bölge sakinleri tarafından büyük ilgiyle karşılandı. Evlerinden çıktıklarında kendi fotoğraflarını duvarlarda gören Balatlılar, ilk bakıştaki şaşkınlıklarını gizleyemeseler de sonrasında her zaman olduğu gibi ‘Gülümseyerek’ hayatın zorluklarına karşı yollarına devam ettiler.
İlk kez Fransa’da başlatılan ve dünyada hızla yayılan ‘Inside Out Project’in Türkiye sorumluluğunu Tolga Bayraktar ve Tuba Aynur üstleniyor. ‘Gülümseyince Aynıyız’ fotoğraf sergisi hafta boyunca Balat sokaklarında ziyaretçilerini bekliyor olacak. Konuyla ilgili Nouvart Sanat Stüdyosu’nun video görseli ise şöyle:  http://vimeo.com/87116488

YTÜ Teknopark’ı Kuluçka Merkezi Açıldı


YTÜ Teknopark’ı Kuluçka Merkezi’nden, geleceğin Bill Gates, Steve Jobs’ları yetişecek

Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Teknopark’ı ‘Kuluçka Merkezi’nin açılışı, 21 Şubat 2014 tarihinde düzenlenen bir tören ile gerçekleşti. İleri teknoloji odaklı ar-ge ve inovasyon fikrini, işe dönüştürmesi için teşvik edilen YTÜ Teknopark AŞ’nin 36 kuluçka firmasında, 80’e yakın geleceğe yön verecek bilim insanları destekleniyor. Geleceğin Bill Gates, Steve Jobs’larını yetiştirmeyi hedefleyen YTÜ Teknopark Kuluçka Merkezi’nde;  tıp, savunma, ulaşım, mekatronik, bilgisayar, elektronik gibi farklı alanlarda ileri teknoloji ürünleri geliştiriliyor.

YTÜ Teknopark Kuluçka Merkezi açılışına, YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, YTÜ Teknopark Genel Müdürü Dr. Mahmut Karaman, YTÜ Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü ve Teknopark Eğitim Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Hakan Karataş, Teknoloji Transfer Ofisi Koordinatörü Prof. Dr. Mesut Güner, Kuluçka Merkezi’ndeki 36 kuluçka firması yetkilileri ile Teknopark’ta faaliyet gösteren Uyumsoft Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Önder’in de aralarında bulunduğu firmaların üst düzey temsilcileri katıldı.
 
Yüksek,
“Türkiye’nin dünyada çığır açacağı projeler, YTÜ Kuluçka Merkezi’nden çıkacak”  

Açılış konuşmasını gerçekleştiren YTÜ Rektörü Prof. Dr. İsmail Yüksek, şunları söyledi:
“Yıldız Teknik Üniversitesi, Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasında ileri teknolojiye dayanan girişimciliğin öneminin farkındadır. Teknopark ve bünyesindeki Kuluçka Merkezi, üniversitemizde ve ülkemizde Ar-Ge ve girişimcilik  kültürünün güçlenmesi için önemli bir rol oynayacaktır. Kuluçka merkezimizdeki firmaların hemen hepsi akademisyen ve yeni mezun öğrencilerden oluşmaktadır. Şuan, Teknoparkta mevcut olan 180 civarında ileri teknoloji firmasında 2 bin 500’ün üzerinde ar-ge elaman ve 200 civarında akademisyen; 300’den fazla ar-ge projelerinde görev almıştır. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin yanı sıra, diğer üniversitelerimizden de akademisyen ve öğrencilere kuluçka merkezimizde yer verdik. Öğrencilerimizin girişimciliği ve çalıştıkları projeler, bizleri heyecanlandırıyor ve yaptığımız işlerde bize güç  veriyor.  YTÜ Teknopark Kuluçka Merkezi’ndeki firmalarımızın, Türkiye’nin dünyada çığır açacak projelerine imza atacak kabiliyette olduğunu biliyoruz” dedi.

Ülkemiz yazılım sektörü potansiyeline değinerek konuşmasına devam eden Rektör Prof. Dr. İsmail Yüksek, konuşmasına şöyle devam etti:
“Ülkemizde, şuan yazılım sektörünün büyüklüğü, 2 milyar dolar civarındadır. Oysa, ülke olarak yazılım sektöründe, 15- 20 milyar dolara ulaşabilecek potansiyele sahibiz. Nitekim, GSMH’mız ortalama 35 milyar dolar iken, ar-ge’ye ayrılan pay %0,2 idi. 2013 yılı verilerine göre GSMH’mız ortalama 165 milyar dolara ulaştı ve ar-ge’ye ayrılan pay %0,87’yi buldu. Zira gelişmiş ülkelerde, devletin ar-ge’ye ayırdığı pay %1 civarındadır, şirketlerin ayırdığı pay ise %2 civarındadır. Günümüz itibariyle Devletimiz, ar-ge’ye gelişmiş ülkeler düzeyinde pay ayırmaktadır. Şirketlerimizin de, global pazarlarda daha etkin olabilmeleri için ar-ge ve inovasyona gerekli payı ayırmaları önemlidir. Yıldız Teknik Üniversitesi Teknopark’ı olarak, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi Demirciler Sitesi’nde bir binada da Ağustos ayından itibaren faaliyet göstereceğiz ve Teknopark’taki firma sayımız 300’e, firmalarımızda çalışan ar-ge mühendislerimizin 5 bine ulaşmasını hedefliyoruz” diye konuştu.

Karaman,
“Geleceğin ar-ge, know-how projelerine imza atacağız”
Dünya çapında ileri teknoloji çalışmalarına imza atmayı hedeflediklerini anlatan YTÜ Teknopark Genel Müdürü Dr. Mahmut Karaman, şunları kaydetti:
“Ülkemizde, kuluçka merkezleri yeni bir olgu ve geçmişi birkaç yıla dayanıyor. Bilim insanlarımızın; geleceğin ar-ge ve inovasyon projelerine imza atabilmeleri için başlangıç aşamasında desteklenmeleri lazımdır. Kuluçka merkezimizde, ileri teknolojide fikri olan genç girişimcileri ve geleceğe yön verecek ileri teknoloji projelerini destekliyoruz. Kuluçka Merkezimizdeki genç girişimcilerin; Teknoparkımızda yer alan başarılı ve deneyimli girişimcilerin bilgi ve tecrübelerinden istifade edebilmeleri için mentörlük programları, seminerler ve kahvaltı organizasyonları düzenliyoruz. Teknoparkı, kuluçka firmalarımızın büyüyüp gelişebileceği, sıcak ve samimi bir ortam haline getirmek için gayret ediyoruz. Kuluçkadaki şirketlerin,  ülkemiz için ne kadar değerli olduklarının farkındayız” şeklinde  konuştu.


YTÜ Kuluçka Merkezi örnek projeler:
YTÜ Teknopark Kuluçka Merkezi’ndeki 36 firma, 12 metrekare ile 60 metrekare büyüklüğündeki ofislerde, dünya çapında çığır açacak, ileri teknoloji odaklı ar-ge ve inovasyon projeleri üzerinde çalışmaya devam ediyor.

Bu projelerden birkaçı şunlardır:
1)Giyilebilir teknolojiler (Dokunma hissine sahip yapay deri)
2)Akıllı ev teknolojileri (Uzaktan kontrol ile evlerde enerji tasarrufu)
3)Rehabilitasyon sistemleri (Aktif ve pasif egzersiz yaptırabilen üst uzuv rehabilitasyon robotu)
4)Taşıt teknolojileri (Kara taşıtları için karakutu)
5)Gıda teknolojileri (Gıda saklama ömrünü uzatan nanoteknolojik antibakteriyel gıda ambalajı)
6)Sağlık teknolojileri (Metal esaslı biyo-bozunur kalp stenti)

Reydan Weiss Collection' da bir Türk Sanatçı, Yasemin Şenel


Reydan Weiss Collection' da bir Türk Sanatçı,
Yasemin Şenel

Maskeli Bebek ve Oyunlar

Masked Doll and Games

 
Doğu ile Batı arasında bir “Renk Virtüözü”... Yasemin Şenel uzun yıllar sonra, “Maskeli Bebek ve Oyunlar” ile 12 Mart 2014ʼte Beyoğlu G-artʼta...

« Maskeli Bebekler »
Ben, Maskeli Bebek, oyuncağı olduğum bir kız çocuğunun hayatını ve içinde bulunduğu ortamı bebek gözlerimle görmeyi denedim ve tanınmamak için kendimi maskeledim. Tüm olanları gördüm, duydum, bir şey demedim, çoğuna göz yumdum, hepsini içimde sakladım, dilsizim, « Ebeveyn » ve diğerleri izin verdiğinde kendimi küçük kız aracılığıyla ifade ediyorum. Maskeli Bebek, sağır ve dilsiz bir dost, çocuk olmak zor ise de « Oyuncak Bebek » olmak çok daha zor. 2011 de « Hello Baby » serisiyle başlayıp 2012-14 arası « Maskeli Bebekler » serisine dönüşen, içeriğinin ne denli ağır olduğunu çalışırken fark edebildiğim resim ve desenlerden oluşan çalışmalarımı kendilerini Oyuncak Bebeklerin bakışlarında tanıyacaklara ITHAF ediyorum.





Ede Tower’da tüm evler ‘’akıl küpü’’


İncek’te hayata geçirilen kule konut projesi Ede Tower,  sosyal tesisleri ve muhteşem göl manzarasının yanı sıra son teknoloji akıllı ev sistemiyle de dikkati çekiyor.Ankara’nın yeni çekim merkezlerinden İncek’te kule konut projesi olarak hayata geçirilen Ede Tower, sosyal tesisleri ve muhteşem göl manzarasının yanı sıra son teknoloji akıllı ev sistemiyle de dikkati çekiyor.

İnşaat sektörünün iki güçlü kuruluşu ‘’Detaş Konut A.Ş.’’ ile ‘On-Taş İnşaat Ltd.Şti” şirketlerini bir araya getiren 35 katlı proje, Mogan Gölü’nün yanı başında, İncek’in en gözde noktasında yükseliyor.
Büyüleyici Mogan ve Ankara manzarasının yanı sıra TED Ankara’ya, diğer kolejlere, üniversitelere ve kamu kurumlarına yakınlığı ile ayrıcalıklı bir konuma sahip olan Ede Tower’da, her biri yaşamı kolaylaştıran ayrıntılarla donatılmış 121 residence dairesi yer alıyor.

Proje ortaklarından Serhan Bulut, lokasyonun  önemine işaret ederek,  trafikte boğulmak istemeyen, kent merkezine de yakın olmayı isteyenlerin Ede Tower’ı tercih ettiklerini söyledi. Bulut, ‘’Ede Tower’ın Konya yoluna uzaklığı, Oran’ın merkezi sayılan Panora ile aynı mesafede. Kent merkezine aynı uzaklıkta olmamıza karşın Ede Tower, trafik kargaşasının olmadığı bir güzergahta yer almasından dolayı, ulaşım açısından Oran’dan daha cazip bir lokasyona sahip’’ dedi.

Ede Tower’da  çağdaş ve güvenlikli bina inşa etmekle yetinmediklerini anlatan Bulut, ‘’Projede, hem şehrin merkezinde, hem de göl manzarası ve yeşil alanlarıyla şehirden uzaktaymış hissi veren bir yaşam modeli tasarladık. Kent merkezinden uzaklaşmadan insanların kendilerini adeta bir tatil köyünde yaşıyormuş gibi hissetmeleri için her türlü detayı düşündük. İnsanlar, aileleri ve dostları ile 24. kattaki restoranda  muhteşem Mogan ve Ankara manzarası eşliğinde yemek yiyebilecekler; iş dönüşü kapalı yüzme havuzu, fitness, hamam, sauna, fin hamamı, jakuzi, spor sahaları ile kafeteryalarda stres atabilecekler‘’ diye konuştu.

Akıllı evde son teknoloji
Ede Tower’da en ileri teknolojiyi ve en kaliteli malzemeleri kullandıklarını, teknik detaylara da özen gösterdiklerini vurgulayan Bulut, şunları söyledi:‘’Akıllı ev teknolojisinde son sistemin kullanıldığı Ede Tower’da ısı, elektrik, su, televizyon, dvd, ses düzeni tek bir kumanda ile kontrol edilebilecek. Ede Tower sakinleri dilerlerse market alışverişini, spor merkezi randevu saati ayarlamasını kumandası ile yapabilecek. Su baskınında anında güvenliğe haber verilecek,  elektrik otomatik olarak kesilecek. Arzu edilirse konutları, dünyanın her yerinden cep telefonuyla yönetmek mümkün olacak. Elektronik ev aletleri ve aydınlatmalar cep telefonuyla açılıp, kapanabilecek. Hatta evlerine geldiklerinde (welcome home) sistemini aktif hale getirmişlerse müzikle karşılanacaklar. Camın kalitesi, ses yalıtımı, ısı yalıtımı, iklimlendirme de özen gösterdiğimiz detaylar arasında yer alıyor.’’

1+1’de bile soyunma odası
Ede Tower’daki 1+1 konutların 75,5, 81 ve 87 metrekare olduklarına dikkati çeken Bulut; ‘’İncek’te çok sayıda kampüse komşu olmamızdan dolayı öğrenci ve öğretmenlere hitap eden 1+1’leri bölgedeki diğer projelerden  farklı tasarladık. Öncelikle 1+1 konutlarımız, bölgedeki çoğu projenin 3+1 dairelerine denk  büyüklükte. Projemizdeki 1+1’lerde çok geniş soyunma odası bile bulunuyor. Brüt 3.15 metre tavan yüksekliği de bu konutları ayrıcalıklı hale getiriyor. Bu nedenle de 1+1 dairelerimize yoğun bir talep var’’ ifadelerini kullandı.

Ede Tower’da, tamamı Mogan Gölü manzaralı 2+1 konutlar 111 metrekare, 3+1 konutlar 132,5 ve 168,5 metrekare, 4+1 konutlar ise 205,5 metrekare net alanlara sahip olacak.
2013 yılının Temmuz ayında temeli atılan Ede Tower’da, anahtar teslimler 2015 yılının Kasım ayında yapılacak.

İRO ödülleri Sahiplerini Buldu



‘Bu yıl itibariyle İstanbul Rehberler Odası ‘İRO ÖDÜLLERİ’ olarak isim değiştiren, 21 Şubat Dünya Rehberler Günü, geleneksel TUREB Ödülleri’nde,  En İyi Turizm Reklamı dalında ‘YOU CAN!’ İSTANBUL TANITIM FİLMİ ve En İyi Turizm Web Sitesi dalında HOWTOISTANBUL.COM web sitesi ödüle layık görüldü.  Projelerin kreatif ajansı olan dream Design factory (dDf), aynı dönemde aday gösterilen iki farklı projesi ile birincilikleri kazanarak İRO ödüllerinde bir ilke imza attı.

Turizm Rehberler’inden gelen öneriler doğrultusunda hareket eden İRO ödül komisyonunun 21 dalda yılın adaylarını web sitesinde duyurması ile başlayan yarışmanın birinci turu, İstanbul Rehberler Odası’na kayıtlı 4.500 rehberin oylaması ile tamamlandı. Oylama ile finale kalan projeler bu kez İRO Yönetim Kurulu’nun da katıldığı ikinci ve son tur oylama ile sahiplerini bulurken, dDf-dream Desing factory ‘Tanıtım’ başlığı altındaki iki dalda birincilik ödülüne layık görüldü.
İRO Ödülleri, 1955 yılına uzanan köklü tarihi, hizmetleri, yönetimi ve sektründe gördüğü saygınlığı ile turizm sektörünün önemli bir kurumu olan İstanbul Rehberler Odası tarafından 2003 yılından bu yana 11 yıldır aralıksız düzenlenen ve turizmin prestij ödülü haline gelen önemli bir etkinlik. Ödüller, İRO tarafından ülkemizin tarihi, turistik değerlerinin tanıtımında önemli bir görev üstlenen üyeleri, 4.500 profesyonel turist rehberi aracılığı ile, ilgililer ve kamuoyunun dikkatini tarih ve kültür mirasımızın önemi, korunması ve sürdürülebilir turizm konularına çekmek amacıyla veriliyor. Ödüller, 'Tanıtım', 'Sürdürebilirlik', 'Konukseverlik', 'Otantiklik' ve 'Turizm Eğitimi' ana başlıkları altında dört farklı dalda dağıtılıyor.

Türk kültür ve turizmine çeşitli alanlarda katkıda bulunan kişi, kurum ve kuruluşların yıl içindeki çalışmalarının değerlendirilmesi ile ilgili kriterler ödüllerin adaylık koşulları kapsamında, Türkiye’nin tarih ve kültür mirasının korunması için çalışan, kültür turizmi odaklı faaliyet gösteren, Türkiye’nin etkili ve doğru tanıtımına katkıda bulunan ve sürdürülebilir turizmi ilke edinen tüm kurum ve kuruluşlar İRO Ödülü’ne aday olabilirken, projelerin değerlendirilmesinde tanıtım dalında aranan kriterler ise şöyle: ‘Tanıtım hem Türkiye imajı açısından önemli, hem de rehberlik mesleği ile çok yakından ilişkili. Turist rehberleri Türkiye’yi tanıtıyorlar, bilgileri, anlatımları, görünümleri, kişilikleri ile Türkiye’yi temsil ediyorlar. Bu nedenle rehberlerin gözüyle ülkemizi en iyi biçimde tanıttığı, turizme katkıda bulunduğu düşünülen kişi, kurum, kuruluş ve çalışmalar
ödüllendiriliyor.’
21 Şubat 2014 Cuma günü, Yıldız Şale Köşkü’nde düzenlenen ödül töreninde, projelerin kreatif ajansı dream Desing factory adına ödülleri Ajans Başkanı Prof. Dr. Esra Ekmekçi ve ICVB adına, ICVB Genel Müdürü Elif Balcı Fisunoğlu aldılar. Ekmekçi, yaptığı konuşmada: ‘Türkiye turizminin gerçek emekçileri, turist rehberlerinin seçici ve tarafsız gözleminden süzelen bu değerli ödüle projelerimizin layık görülmesinden ötürü, son derece mutlu ve gururlu olduklarını dile getirdi ve  teşekkürlerini sundu.’
İşte Türkiye turizminin nabzını tutan turist rehberlerinin oylamaları sonucunda İRO Ödülleri Tanıtım başlığı altında ödül alan dDf projeleri:
2014 İRO Ödülleri En İyi Turizm Turizm Reklam Filmi: ‘You Can!’

İstanbul Kalkınma Ajansı (İSTKA) 2012 yılı Mali Destek Programı kapsamında TUGEV (Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı) - ICVB (İstanbul Kongreler ve Ziyaretçiler Bürosu) ve proje ortağı İstanbul Ticaret Odası ile birlikte yürütülen “Uluslararası Kongreler Şehri İstanbul” projesi kapsamında dDf-dream Design factory tarafından hazırlanan ve çekilen You Can! Temalı İstanbul Tanıtım Filminde, iki yabancı kongre delegesinin gözünden İstanbul ve İstanbul’daki kongre olanakları sunuluyor. İstanbul'un iki yakasındaki havaalanlarına inen ziyaretçilerin ulaşım ve havaalanı süreci, şehiriçi ulaşım seçenekleri, kültür turizmi, İstanbul lezzetleri, eğlence mekanları ve teknolojik imkanlardan geçerek kongre merkezine ulaştığı hikaye anlatılıyor.

Filmin çekimleri, 25 kişilik çekim ekibi ile 20 günde ve 100’ün üzerinde ayrı lokasyonda gerçekleştirildi. Kurgu aşaması 3 ay süren film, Türkçe, İngilizce, Almanca, Fransızca ve İspanyolca olarak 5 dilde hazırlandı. Özel bir teknikle hazırlanan zaman atlamalı çekimler (foto time lapse) yapıldı. Böylece İstanbul’un 24 saatini oluşturan tüm panorama 24 saniyede izleyiciye aktarıldı. Güneşin tek doğal kaynak olarak alınmasıyla, doğal, samimi ve inandırıcı atmosfer yaratıldı.

İstanbul’un nitelikli kongre turizmine destek sağlamak amacıyla hayata geçirilen ‘Uluslararası Kongreler Şehri İstanbul’ projesi ile İstanbul’un dünyanın önde gelen kongre şehirleri sıralamasında ilk 10’daki konumunun 2015 yılında ilk 5 şehir arasına yükselmesi hedefleniyor.


2014 İRO Ödülleri En İyi Turizm Web Sitesi: howtoistanbul.com

Şehrin uluslararası dijital platformu olan www.howtoistanbul.com  İstanbul’un ilk resmi tanıtım sitesi olma özelliğini taşıyor. İstanbul Valiliği’nin, İstanbul Kalkınma Ajansı desteği kapsamında, İl Kültür Turizm Müdürlüğü, TÜRSAB ve İRO işbirliği ile yürüttüğü ‘İstanbul Dijital Platform Projesi’, www.howtoistanbul.com
neredeyse tüm seçimlerin dijital dünya üzerinden yapıldığı günümüzde, İstanbul’u turizm kimliğine uygun, güncel bilgilerle ve kolay ulaşılabilir şekilde dünyaya sunmayı amaçlıyor, yerli ve yabancı turistin İstanbul ile ilgili ana kaynakçası olmayı hedefliyor.

Site Detayları
İngilizce ve Türkçe dillerinde yayında olan site, kullanıcılarını panoramic bir İstanbul görüntüsüyle karşılıyor. Fotoğraf üzerinde gezilerek görüntüdeki önemli yapıların isimlerine ulaşılabiliyor. Tarihi Yarımada’dan Haliç’e uzanan fotoğraf, akşam olduğunda gece ışıklarına bürünüyor. Site, İstanbul Rehberi, Şehir Ajandası, Faydalı Bilgiler, İstanbul Planları, Rengarenk İstanbul ve İstanbul Lezzetleri başlıkları ile açılıyor. Alt başlıklarda İstanbul’a dair güncel ve tarihi bilgiye ulaşılıyor.

Neden ‘How to İstanbul’
İsim bulma aşamasında yapılan araştırmalar sonucu dijital dünya kullanıcılarının arama motorlarında İstanbul’a ulaşmak için en çok yazdıkları kriterin ‘how to’ olduğu bilgisine ulaşıldı.
‘How to’ kalıbı ile yapılan İstanbul aramaları 25 milyon iken, en yakın İstanbul City 90 bin aramadan oluşuyordu. Bu sebeple sitenin adının howtoistanbul.com olmasına karar verildi.

Proje Logosu
Proje logosu dijital algıya uygun olarak seçilen düz fontların İstanbul’un simgelerinden boğaz köprüsüyle birleşmesinden oluşmaktadır. İstanbul’a bağlanmayı da vurgulayan bu dokunuş, boğazın turkuaz ve lacivert renkleriyle tamamlanıyor.



Garajistanbul Mart Programı





1 Mart - Ozan Çolakoğlu
Müzik dünyasına altın albümler kazandıran başarılı aranjör ve DJ Ozan Çolakoğlu, geceye özel repertuvarı ve sahne show’u ile 1 Şubat Cumartesi günü garajistanbul sahnesinde!

2 Mart - Shakespeare'in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış
Londra'da 10 sezon kapalı gişe oynayan müthiş komedi Shakespeare'in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış, Tiyatro Keyfi yorumuyla 2 seans olarak garajistanbul sahnesinde!


2 Mart - Rain Man
Dan Gordon'un kaleme aldığı ve Barry Levinson'ın müthiş filminin tiyatro uyarlaması Rain Man, Tiyatro Keyfi yorumuyla garajistanbul sahnesinde!


6 Mart - Kord Vokal
Konserlerinde bitmeyen enerjileriyle konser salonunu dev bir vokal grubuna çeviren Kord Vokal, 6 Mart Perşembe günü garajistanbul sahnesinde!


7 Mart - Enver Aysever'le Aykırı Kumpanya
Enver Aysever, daha önce benzeri gerçekleştirilmemiş bir sahne gösterisiyle, 7 Mart'ta garajistanbul sahnesinde!


8 Mart - "Bize İyi Bak" Kadınlar Günü Festivali
"Bize İyi Bak" Kadınlar Günü Festivali8 Mart 2014 Dünya Kadınlar Gününde, saat 11:00 - 16:00 arasında, garajistanbul sahnesinde!


9 Mart - Ali ile Ramazan
Studio4 İstanbul tarafından Perihan Mağden'in romanından sahneye uyarlanan Ali ile Ramazan matine ve suare seanslarıyla 9 Mart Pazar günü garajistanbul sahnesinde!


10 Mart - Demet Tuncer "Kaytan Dudak" Müzikal Stand Up
Ödüllü oyuncu ve yorumcu Demet Tuncer, Türkiye turnesinden sonra ilk kez Kaytan Dudak müzikal stand-up gösterisiyle garajistanbul sahnesinde!


14 Mart - Hayko Cepkin
Hayko Cepkin, "Aşkın Izdırabını…" konseriyle 14 Mart'ta garajistanbul sahnesinde!


15 Mart - Kafası Karışık Kontrtenor
Nuri Harun Ateş yeni sezonda yenilediği şovuyla; eğlenmek, gülümsemek ve durmadan dans etmek için 15 Mart Cumartesi akşamı sıra dışı eğlencesiyle garajistanbul sahnesinde!


16 Mart - Shakespeare'in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış
Londra'da 10 sezon kapalı gişe oynayan müthiş komedi Shakespeare'in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış, Tiyatro Keyfi yorumuyla 2 seans olarak garajistanbul sahnesinde!


16 Mart - Rain Man
Dan Gordon'un kaleme aldığı ve Barry Levinson'ın müthiş filminin tiyatro uyarlaması Rain Man, Tiyatro Keyfi yorumuyla garajistanbul sahnesinde!


21 Mart - İrem Derici
Farklı sesi ve güçlü yorumuyla dikkatleri çeken İrem Derici, 21 Mart Cuma akşamı garajistanbul sahnesinde!


23 Mart - Shakespeare'in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış
Londra'da 10 sezon kapalı gişe oynayan müthiş komedi Shakespeare'in Bütün Eserleri - Hafif Kısaltılmış, Tiyatro Keyfi yorumuyla 2 seans olarak garajistanbul sahnesinde!


23 Mart - Rain Man
Dan Gordon'un kaleme aldığı ve Barry Levinson'ın müthiş filminin tiyatro uyarlaması Rain Man, Tiyatro Keyfi yorumuyla garajistanbul sahnesinde!


24 Mart - Demet Tuncer "Kaytan Dudak" Müzikal Stand Up
Ödüllü oyuncu ve yorumcu Demet Tuncer, Türkiye turnesinden sonra ilk kez Kaytan Dudak müzikal stand-up gösterisiyle garajistanbul sahnesinde!


28 Mart - Pentagram
25 yılı geride bırakan Pentagram, yeni vokalisti Gökalp Ergen ile birlikte, "MMXII" albümü sonrası 28 Mart'ta garajistanbul sahnesinde!


29 Mart - Yalın
Keyfi Yolunda Aşkı Sonunda şarkısı ile müzik listelerine damgasını vuran Yalın, 29 Mart gecesinde çok özel bir repertuvarla garajistanbul sahnesinde!




garajistanbul, Tel: 0 212 244 44 99, E-mail: info@garajistanbul.org