24 Ekim 2021 Pazar

SANAT BEYOĞLU YOLUNDA

İstanbul Bu Kez, Görkemli ‘Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ ile Dünya Sahnesine Çıkıyor

Medeniyetler, kültürler ve ekonomiler arasında köprüler kuran, dünyada iki kıta üzerine kurulu tek şehir olan İstanbul, ilk kez çok boyutlu ve geniş kapsamlı, kültür ve sanatı odağına alan uluslararası kent festivaline kavuşuyor. 



Kültür ve Turizm Bakanlığınca tarihi, kültürel, mimari, ekonomik ve turistik varlıklarıyla İstanbul’un uluslararası marka değerine katkıda bulunmak amacıyla geliştirilen Beyoğlu Kültür Yolu Projesi, 60 ayrı noktada 1000’den fazla sanatçının katılımıyla 30 Ekim-14 Kasım 2021 tarihlerinde gerçekleştirilecek festivalle Türkiye ve dünya sahnesine çıkıyor.

Tarih öncesi çağlara uzanan geçmişi, Avrupa ve Asya'yı birbirine bağlayan stratejik konumu nedeniyle imparatorluklara başkentlik yapan, görkemli geçmişi ile farklı dinleri, kültürleri, toplulukları ve bunların ürünü olan yapıtları benzersiz bir coğrafyada bir araya getiren, Avrupa Konseyi tarafından 2010’da Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul, Türkiye’nin en büyük kültür ve sanat projesi Beyoğlu Kültür Yolu ekseninde kurgulanan, uluslararası nitelikte bir kent festivaline kavuşuyor. 

Beyoğlu Kültür Yolu Projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığının yeniden yaptırdığı Atatürk Kültür Merkezi, restore ettirdiği Galata Kulesi, Atlas Sineması, Galata Mevlevihanesi, Mehmet Akif Hatıra Evi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi gibi çok sayıda tarihi, kültürel ve mimari değer ile birlikte Galataport, Emek Sineması, Garibaldi Sahnesi gibi önemli kültür-turizm yatırımlarını içeren, Atatürk Kültür Merkezi’nden Galataport’a kadar uzanan güzergâhta, mimariden edebiyata, resimden müziğe, tasarımdan tiyatroya, Beyoğlu’nun büyülü dokusunda geçmişten geleceğe bir yolculuğa çıkaran bir proje olma özelliği taşıyor. 

Beyoğlu Kültür Yolu Festivali ise dünyanın en önemli turizm destinasyonlarından biri olan İstanbul’un marka değerine katkıda bulunmak üzere gerçekleştirilen bu projenin uluslararası düzeyde vitrine çıkmasını sağlamak için her yıl geleneksel olarak gerçekleştirilecek.

Türkiye’nin En Büyük Kültür ve Sanat Projesi

30 Ekim’de başlayıp, 14 Kasım’a kadar devam edecek olan Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’nde konserler, sergiler ve etkinlikler yer alırken, festival güzergâhındaki 60 ayrı noktada toplam 1000’den fazla sanatçının performans sergileyeceği sergiler, konserler, operalar, tiyatro oyunları, söyleşiler ve atölyeler gibi toplumun her kesimini kucaklayan muhteşem etkinlikler gerçekleştirilecek. 

Türkiye’nin en büyük kültür ve sanat projesi Beyoğlu Kültür Yolu ve Festivali, klasik sanattan güncel sanata, dijital sanattan sinemaya, çağdaş sanatçıların çalışmalarından üniversiteli öğrencilerin çalışmalarına, koleksiyonerlerin eserlerinden festival için üretilmiş özel eserlere, edebiyattan dansa ve müziğe kadar birçok farklı disiplini bir araya getiren; her dalda sanat-sanatçı-sanatsever birlikteliği sağlayarak, kültürel ve sanatsal zenginlikleri bir çatı altında topluyor. 

Beyoğlu Kültür Yolu Teknolojiyle de Destekleniyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı Beyoğlu Kültür Yolu için özel bir mobil uygulama da hazırladı. 

Beyoğlu Kültür Yolu Uygulaması ile kullanıcılar etkinlikler hakkında bilgi alabilecek ve kendilerine en yakın hangi mekanda hangi etkinlik olduğunu görüntüleyerek, katılacakları etkinlikleri kolayca  planlayabilecek. Etkinlik mekanları hakkında ayrıntılı bilgilerin yer alacağı uygulamada,  ayrıca bu mekanlara nasıl ulaşılabileceği konusunda yol tarifleri de bulunacak.

Kendi profillerini oluşturma imkanı sunan uygulama sayesinde kullanıcılar, katıldıkları veya katılacakları tüm etkinliklerin bilgilerine daha kolay ulaşabilecek, etkinlikler gerçekleşirken güncel haberleri ve sosyal medya paylaşımlarını da yine bu uygulamadan takip edebilecek.

60 Ayrı Mekânda, 1000’den Fazla Sanatçıyla Gerçek Bir Dünya Festivali

36 adet kapalı mekân ve 24 adet açık mekân olmak üzere toplam 60 noktada, 40 sergi ve özel proje, 1000’den fazla sanatçı, 75 konser, 45 atölye çalışması, 20 söyleşi, 15 ışık gösterisi (video mapping) gösterisi, 10 sanatçı performansı yer alacak Beyoğlu Kültür Yolu Festivali programına http://www.beyoglukulturyolu.com/ internet adresinden ulaşılabilir. 

Festival kapsamında gerçekleştirilecek kültür ve sanat etkinlikleri özetle şöyle:

İstanbul Atatürk Kültür Merkezi festivalin en önemli mekanlarından biri olarak klasik sanattan, çağdaş sanata, dijital sanattan yapay zekaya uzanan 11 büyük sergiye ev sahipliği yapıyor. Sergiler hem içerik hem de teknoloji ile geçmişten geleceğe büyülü bir deneyim yaşatacak şekilde kurgulandı. 
2 konser salonunda dünyanın ve Türkiye’nin en büyük senfoni orkestralarının konserlerinden, opera, bale ve tiyatro gösterilerine kadar 27 büyük konser ve gösteri yer alıyor.
AKM Çocuk Sanat Merkezi’nde birbirinden ünlü sanatçılar çocuk atölyelerinde minik sanatseverler ile buluşuyor.
Taksim Camii Kültür Merkezi de bu festivalde yer alan mekanlardan biri oluyor. Festival kapsamında, sergilerden, sanatçıların canlı atölyelerine, söyleşilerden dini musiki dinletilerine kadar pek çok etkinlik, meraklıları ile buluşuyor.
Festival kapsamında Galataport’ta 850 metre karelik alana yayılacak olan dünyanın en büyük ustalarının yer aldığı görsel ve işitsel şov niteliğindeki dijital bir sergiyle muhteşem bir deneyim yaşatılması hedefleniyor.
Güzel sanatlar üniversiteleri ve liselerinin öğrencilerinin ürünlerinden seçilen yüzlerce çalışma da bu festivalde halkla buluşuyor.
12 kadın sanatçının bu projeye özel olarak hazırladığı enstalasyonlar Beyoğlu sokaklarında yerlerini alarak Beyoğlu’nun renkli dünyasına ışık katıyor.
Ayrıca yerli ve yabancı sanatçıların Beyoğlu sokakları için tasarladığı enstalasyonlar da sergileniyor.
‘Dönüşüm’ sergisinde maddenin ve atıkların sanata dönüşümüne tanıklık ediyor olacağız.
Festival kapsamında Beyoğlu’nda yer alan mekanlarda klasik sanattan dijital sanata, usta sanatçıdan gençlere, sanatın her disiplininden seçilen sergiler ile toplumun tüm kesimlerini kucaklayan bir sergi yelpazesi halkla buluşuyor. 
Festival kapsamında edebiyat ve şiir duraklarında ünlü yazarlarımız ve şairlerimiz ile okumalar, dinletiler, anmalar ve geziler gerçekleştiriliyor.
Sinema gösterileri ve fotoğraf sergilerine ev sahipliği yapan Atlas Sinema Müzesi bu etkinliğin en önemli noktalarından biri olarak dikkat çekiyor.
Kapalı ve açık alanlarda kurulacak sahnelerde Türkiye’nin ünlü ve popüler sanatçılarından, dünyanın en önemli senfoni orkestralarına, opera gösterilerinden, tiyatro oyunlarına, dini musikiden rap müziğine kadar 15 günde 100’e yakın konser gerçekleştirilecek.
Beyoğlu Kültür Yolu Festivali’ne Beyoğlu’nda yer alan müzeler ve galeriler de birbirinden ünlü sergiler ve etkinlikler ile dahil olacak.

The Future Healthcare İstanbul 2021 Konferansı gerçekleşti

Türkiye'nin en büyük sağlık ve sağlık teknolojileri konferansı The Future Healthcare İstanbul 2021, İstanbul Fişekhane Etkinlik Merkezi’nde yapılan oturumların ardından sona erdi. Hibrit bir formatta hem fiziksel hem de online olarak yapılan konferansı, 18-22 Ekim tarihleri arasında internet üzerinden 14 ülkeden, 72 şehirden, 26 bin kişi izledi. 


Stres yönetimi artık bir zorunluluk

Türkiye’den ve yurt dışından sağlık sektörünün öncü isimlerinin sağlığın geleceğini konuştuğu konferansın son günü, “Lüks Medikal Seyahat” başlığını taşıyan bir panelle başladı. Ardından sahneye gelen Wellbeing Uzmanı Ebru Şinik, stres yönetimi hakkında bir konuşma yaptı. Stres yönetimi olmadan bütünsel olarak sağlıklı yaşamı sürdürmenin mümkün olmadığını belirten Ebru Şinik, her gün 20 dakika sadece kendimizle baş başa kalarak stres yönetimi tekniklerini uygulamanın artık bir zorunluluk haline geldiğini ifade etti. Yoga ilmine dayalı burundan alıp verilen kontrollü nefeslerin vücuda fayda sağladığını vurgulayan Şinik, konuşmasının sonunda kendisini dinleyen katılımcılara nefes egzersizi yaptırdı. 

“Çevreci olduğunu iddia edenler et yememeli!”

Katılımcıların ilgiyle takip ettiği “Gıdanın Geleceği” paneli, Türkiye Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı Gürkan Boztepe’nin moderatörlüğünde; Yapımcı, Yazar, Etik Vegan Elif Dağdeviren ile Hayat Grubu CEO'su Erdem İpekçi’nin katılımıyla gerçekleşti. Beslenme modellerinin ve tercihlerinin iklim değişimine ve sağlığımıza olan etkisine odaklanan oturumda konuşan Elif Dağdeviren, hayvansal gıdanın zararlı gaz emisyonu ve etik açıdan olumsuz etkilerine işaret ederek “Çevreci olduğunu iddia edenler et yememeli!” dedi. Erdem İpekçi ise vejeteryan ve vegan beslenmenin yaygınlaştığını belirterek, insan fizyolojisinin sebze tüketmeye daha müsait olduğunu söyledi. 

22 Ekim sağlık okuryazarlığı günü ilan edildi

Future Healthcare İstanbul 2021'in sponsorlarından Bayer, sağlık okuryazarlığı konusuna odaklanan bir panel ile etkinlikte yer aldı. Bayer Tüketici Sağlığı Ülke Müdürü Erdem Kumcu ve Bayer Tüketici Sağlığı Pazarlama Direktörü Pınar Saltat’ın açılış konuşmalarıyla başlayan panel, Bayer Tüketici Sağlığı İş Zekâsı Müdürü Ümit Aktaş’ın konuyla ilgili sunumuyla devam etti. Proje Danışmanları Ecz. Adile Özdağ, Dr. Ayça Kaya ve Prof. Dr. Aytuğ Altundağ da konuşmaları ile çok değerli bilgiler paylaştı. Panelde yapılan konuşmalarda, bir araştırmanın sonuçları doğrultusunda sağlık okuryazarlığının toplumsal ve bireysel faydaları aktarıldı. Türkiye'de 4 kişiden 3'ünün sağlık okuryazarlığının farkında olmadığı ve kulaktan dolma bilgilerden dolayı sağlık sorunları yaşandığı ifade edildi. Panelin sonunda oturumun yapıldığı 22 Ekim günü, “sağlık okuryazarlığı günü” ilan edildi.

Yaşlanmadan yaş almanın yolları

Dünya Gazetesi Genel Koordinatörü Vahap Munyar'ın moderatörlüğünü yaptığı "Gelecekte Bireysel Sağlık Yönetimi" başlıklı günün son oturumunda; Onkolog ve Medikal Direktör MD. PhD. Yıldıray Tanrıver, Radyolog MD. PhD. Sibel Şahin Bulam, Kök Hücre ve Genetik Koordinatörü Dr. Elif İnaç ve Beslenme ve Diyetetik Uzmanı ND. Dilara Devranoğlu konuşmacı olarak yer aldı. Sağlıklı bir şekilde yaş almak, panelde üstünde durulan konulardan biri oldu. Yaşlanmadan yaş almak için antioksidanların önemine vurgu yapılarak, fiziksel aktivitelerin de kan şekerini dengelemede anahtar rol üstlendiği belirtildi. Kök hücre, yapay zekâ ve gen tedavileri alanlarında yapılan çalışmaların 50 yıl içinde sağlık sisteminde dönüşüme yol açacağı ifade edildi. Kişiye özel beslenme anlamına gelen gıdalanma kavramının da önümüzdeki yıllarda daha çok hayatımızda olacağı belirtildi.

Tazefikir Group ve Future X Events tarafından düzenlenen The Future Healthcare İstanbul Uluslararası Konferansı, 18-22 Ekim tarihleri arasında sağlık sektörünün nabzını tuttu. Sağlık Bakan Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci’nin açılış konuşmasını yaptığı konferansta hafta boyunca; Anadolu Efes Spor Kulübü'nün Baş Antrenörü Ergin Ataman, Prof. Dr. Devrim Gözüaçık, Prof. Dr. Murat Baş, Prof. Dr. Sinan Canan, Prof. Dr. Oğuz Özyaral, Doç. Dr. Halit Yerebakan, Dr. Ender Saraç, Prof.Dr. Elif Damla Arısan, Prof. Dr. Bülent Ertuğrul, Dr.Katarina Bjelke, Prof. Dr. Ersi Kalfoğlu, Dr.Sevgi Salman Ünver, Prof. Dr. Türker Kılıç, Dr. Micheal Marash ve Prof. Dr. Richard A. Lockshin gibi birbirinden değerli konuşmacılar yer aldı. 

11 Ekim 2021 Pazartesi

Mezopotamya’nın gastronomi değerleri tanıtılacak

T.C. Diyarbakır Valiliği ev sahipliğinde; TÜRSAB Fuarcılık Hizmetleri Tic. A.Ş. ve Diyarbakır Fuarcılık Hizmetleri A.Ş. ortaklığında, 24-27 Mart 2022 tarihlerinde Diyarbakır Mezopotamya Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi’nde düzenlenecek olan 1.Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı hakkında bilgi paylaşımı yapılması amacıyla düzenlenen basın toplantısına Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, Şanlıurfa Vali Yardımcısı Yeliz Yıldızhan, TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, Yönetim Kurulu Üyeleri, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Kaya, Dışişleri Bakanlığı Diyarbakır İl Temsilcisi Büyükelçi İbrahim Mete Yağlı, GAP İdaresi Başkanı Mehmet Açıkgöz, TÜRSAB Güneydoğu Anadolu Bölge Temsil Kurulu Başkanı Mehmet Akyıl ve Yönetim Kurulu Üyeleri, TÜRSAB İhtisas Başkanları, Karacadağ Kalkınma Ajansı Başkanı Dr. Hasan Maral  ile çok sayıda basın mensubu katılım sağladı.


İnsanlığın yeryüzündeki macerasının başladığı topraklardayız.

Toplantıda Diyarbakır Valisi Münir Karaloğlu, ‘’Mezopotamya’nın gastronomi değerleri ile ilgili bu sene UNESCO’ya dosya verirken de bahsettiğimiz gibi; burası profesyonel lezzet serüveninin başladığı bölgedir. Mezopotamya markasıyla Diyarbakır’da bir turizm ve gastronomi fuarı yapılıyor olması çok önemli. Türkiye’de turizm sektörü dokuz vilayetimizin de ortak işi olmalı. Bunu da inşallah 24-27 Mart 2022 tarihleri arasında Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi’nde tertip edeceğiz.’’ cümleleriyle önümüzdeki sene yapılacak fuarın turizm sektörü ve ülkemiz için önemini vurguladı.

TÜRSAB olarak bu destansı toprakları tüm dünyaya tanıtmak bizim asli görevimiz. Bunu keyifle, inanarak ve çok yüksek bir motivasyon ile yapıyoruz. Eşsiz bir tarih ve kültür deneyimi sunan Mezopotamya bölgesinin ulusal ve uluslararası alanlarda tanıtımını yaparak turizmde vazgeçilmez bir marka haline gelmesini sağlamak üzere düzenlenecek fuar ile ilgili TÜRSAB Başkanı Firuz B. Bağlıkaya, ‘‘Her biri ayrı ayrı, çok önemli kültür ve turizm potansiyeline sahip olan şehirlerimize turizmde hak ettiği değeri sağlamak üzere düzenleyeceğimiz fuarımızla, bölgeye turizm açısından yeni bir hareketlilik kazandırmayı amaçlıyoruz.  TÜRSAB olarak bu destansı toprakları tüm dünyaya tanıtmak bizim asli görevimiz ama bunu keyifle inanarak ve çok yüksek bir motivasyon ile yapıyoruz. Bu çerçevede 24-27 Mart 2022’de düzenleyeceğimiz, 1. Mezopotamya Turizm ve Gastronomi Fuarı ile hem ulusal hem de uluslararası alanda bölgeye yabancı alım heyetlerini çekmeyi, sürdürülebilir iş birlikleri oluşturmayı, bölgenin özelliklerini kaybetmeden kalkınmasını ve bu kalkınmadan bölge halkının fayda sağlamasını hedefliyoruz. İlk olarak Ukraynalı turizmcilere bölgenin sahip olduğu tarihi, kültürel ve turistik değerleri tanıtacağız. Bu tanıtım çalışmalarını kültür turizmine önem veren diğer turizm kaynak pazarlarında da sürdüreceğiz. Mezopotamya’nın marka değerini yaptığımız bu çalışmalarla artıracağımıza inanıyorum.’’ cümleleriyle fuarın özellikle bölge turizmine katacağı yeni değerler ve ekonomik gelişmenin önemine dikkat çekti.

Bu fuarı TÜRSAB ile birlikte düzenlemek, ne kadar önemli bir noktaya geldiğimizin işaretidir. Fuar ile ilgili değerlendirmelerde bir diğer isim Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Mehmet Kaya oldu. Kaya, ‘‘İlimizi bir fuar merkezi yapma konusunda önemli çalışmalar yapıyoruz. 2022’de 11 tane fuarımız olacak. Mezopotamya bölgemizdeki tüm değerlerimizi ortaya çıkararak gelecek nesillere taşımak ve kazanç oluşturmayı hedefliyoruz. Diyarbakır’da düzenleyeceğimiz fuarı, kuruluşumuz olan DİFAŞ ile birlikte İzmir’de Travel Turkey İzmir fuarıyla kendini ispatlamış ve turizme büyük katkı sağlamış olan TÜRSAB ile düzenliyor olmamız bunun ne kadar önemli bir noktaya geldiğinin işaretidir.’’ dedi.

6 Ekim 2021 Çarşamba

IATA'nın Başkanı Mehmet Nane oldu

Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü  Mehmet T. Nane, Haziran 2022 itibarıyla göreve başlamak üzere IATA’nın Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. 


Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet T. Nane; IATA'nın 77. Yıllık Genel Kurul Toplantısı'nda, Haziran 2022 itibarıyla göreve başlamak üzere Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği IATA'nın Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. IATA’nın ilk Türk Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapacak olan Mehmet T. Nane, görevi mevcut Yönetim Kurulu Başkanı Robin Hayes’in başkanlık döneminin ardından, 19-21 Haziran 2022’de Şanghay’da gerçekleştirilecek 78. Genel Kurul’da devralacak ve 2023’te gerçekleştirilecek 79. Genel Kurul'un sonuçlanmasına kadar sürdürecek. IATA'nın ilk Türk Yönetim Kurulu Başkanı olarak görev yapacak olan Pegasus Havayolu Genel Müdürü Mehmet T. Nane'ye yeni görevinde başarılar diliyoruz.

İstanbul Havalimanı dünyanın en iyileri arasında

Conde Nast Traveler okuyucuları seçti: İstanbul Havalimanı dünyanın en iyilerinde ikinci sırada.Dünyanın en iyi havalimanlarından biri olmanın ötesine geçerek yolculara benzersiz seyahat deneyimi sunan İstanbul Havalimanı’nın başarıları, bir ödülle daha taçlandı. New York & Londra merkezli dünyaca ünlü seyahat dergisi Condé Nast Traveler’ın okuyucuları, dünyanın en iyi havalimanları listesinde İstanbul Havalimanı’nı ikinci olarak seçti.  Bölgenin en önemli küresel aktarma merkezi olan İstanbul Havalimanı; güçlü alt yapısı, üstün teknolojisi ve sunduğu üst düzey yolculuk deneyimi ile prestijli kurumlar tarafından ödüllendirilmeye devam ediyor. 

Dünyanın en önemli yayın gruplarından Conde Nast’ın; lüks seyahat konusunda otorite sayılan, gezginlerin kılavuzu ve ilham kaynağı olan seyahat ve yaşam dergisi Condé Nast Traveler, prestijli ödüllerden biri olan ve her yıl düzenli olarak gerçekleştirilen “Okuyucuların Seçimi” anketinin sonuçlarını açıkladı. Anketin sonucunda ortaya çıkan “Dünyanın En İyi Havalimanları” listesinde İstanbul Havalimanı ikinci oldu. Dünya genelinde 800.000'den fazla Condé Nast Traveler okuyucusu anket kapsamında; dünyanın en iyi otelleri, tatil köyleri, şehirleri, ülkeleri, adaları, kaplıcaları, trenleri, araç kiralama hizmetleri, havayolları, havaalanları ile ilgili son seyahat deneyimlerini paylaşarak on binlerce puan ve yorum gönderdi. 

Condé Nast Traveler’ın okuyucu oylarıyla belirlenen anket sonucuna göre İstanbul Havalimanı; Tokyo Narita (NRT), Seul Incheon (ICN), Doha (DOH), Dubai (DXB), Marakeş (RAK), Atina (ATH), Zürih (ZRH), Londra Heathrow (LHR) gibi havalimanlarını geride bırakarak Singapur (SIN) Havalimanı’nın ardından listeye 2. sıradan girdi. Merkezi New York ve Londra'da bulunan Condé Nast, dünya çapında ek lisans ortaklarıyla birlikte Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, İtalya, Japonya, Meksika ve Latin Amerika, Rusya, İspanya, Tayvan, Birleşik Krallık ve ABD dahil olmak üzere 32 pazarda faaliyet gösteriyor.  Dünyanın önde gelen basılı, dijital, video ve sosyal markalarından bazılarını üreten küresel bir medya şirketi de olan Conde Nast’ın bünyesinde; Vogue, GQ, The New Yorker, Vanity Fair, Wired and Architectural Digest ( AD ), Condé Nast Traveller ve La Cucina Italiana bulunuyor. Condé Nast Traveler’ın “Okuyucuların Seçimi Ödülleri” derginin Kasım sayısında yayınlanacak.

 

30 Eylül 2021 Perşembe

Azerbaycan’da farklı turizm rotası: Volkan çamurları

TURİZMİN SESİ


Çamur Volkanları Turizm Kompleksi yakın zamanda turistlerin hizmetine sunulacak.Başta Karabağ olmak üzere kırsal köyler, büyüleyici ormanlar, göller ve şelaleler aracılığıyla Kafkas dağlarına giden yürüyüş parkurlarıyla turizmin her alanında iddialı olan Azerbaycan, ülkede sayıları 400’ü bulan çamur volkanları ile de dikkat çekiyor. Başta Karabağ olmak üzere Kırsal köyler, büyüleyici ormanlar, göller ve şelaleler aracılığıyla Kafkas dağlarına giden yürüyüş parkurlarıyla turizmin her alanında iddialı olan Azerbaycan, ülkede sayıları 400’ü bulan çamur volkanları ile de dikkat çekiyor.

azerbaycan-volkan-camurlari.jpgDünyanın en büyük çamur volkanı konsantrasyonuna sahip Azerbaycan’da, yaklaşık 400 çamur volkanı bulunuyor. Bunlardan bazıları yaklaşık 700 metre yüksekliğe ulaşabiliyorlar.  Çamur volkanlarına seyahat deneyimini zenginleştirmek için harekete geçen Azerbaycan hükümeti Bakü’ye 1,5 saat uzaklıkta olan alanın geliştirilmesi için proje hazırladı. 

"2019-2023'te bölgelerin sosyo-ekonomik kalkınması Devlet Programı" kapsamında uygulanan proje kapsamında Çamur Volkanları Turizm Kompleksi’nin nisan ayında temeli atıldı. Kompleks, Bakü'nün 59 kilometre güneybatısında, Şamahı’ya giden ana yol üzerinde, deniz seviyesinden 235 metre yükseklikte yer alacak. Bölge Kılıç çamur volkanları olarak biliniyor. "Kılıç" çamur volkanlarının bulunduğu bölgede turizm kompleksi oluşturmanın bir takım avantajlarının bulunduğu bildirildi.  Kompleksin, Azerbaycan’ın en büyük çamur volkanlarından biri olan Toragay ve dünyanın en ünlü tarihi ve arkeolojik rezervlerinden biri olan, 6000’den fazla kaya resmine sahip açık hava müzesi niteliği taşıyan Gobustan Ulusal Tarih ve Sanat Rezervinin yakınlığında olması gibi faktörler bölgenin turistik önemini artırıyor.

azerbaycan-volkan-camurlari-001.jpg

KRATER GİBİ GÖRÜNECEK
Kompleksin binası yukarıdan bir krater gibi görünecek.  Burada çoçuklar için atölye, sergi salonu ve kafe faaliyet gösterecek. 12 hektarlık komplekste ATV motorlar için alan, zipline, otopark, hediyelik eşya dükkanı ve tedavi edici banyolar gibi aktivitelerin geliştirilmesi planlanıyor.  Bunlara ek olarak bölgeye yol altyapısı inşa etmek için Gobustan rezervinden “Kılıç” ve çevresindeki volkanlara götürecek, Bakü-Gobustan-Çamur volkanları turizm kümelenmesi ile sonuçlanacak 20 kilometrelik bir yolun yapılması planlanıyor.Olağanüstü manzaraları sevenlere, Gobustan Ulusal Devlet Tarih Ve Sanat Koruma Alanının yakınında bulunan çamur volkanlarını mutlaka ziyaret etmeleri tavsiye ediliyor.

17 Eylül 2021 Cuma

Giderken Ayrılığın Resmini Çektin Halil Abi

Ölene kadar Türkiye’yi tanıtmak fotoğraflamak arzusunda olan Halil Tuncer yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak hayata gözlerini yumdu. Yaşamak dedikleri bu olsa gerek onurlu veda ederek sessizce gittin… Turizm camiasının sevilen duayeni Fotoğrafçı Halil Tuncer Abisi hayata gözlerini yumdu. Zorlu ve çileli bir yol hikayesi ile tanıdım seni, yalanın, ihanetin ortasında dik durma sanatının bir oyuncusuydun. Senin için söylenecek en güzel şey Fototoğraf makinasıyla hayatı resmetmek, çektiği resimlerle anılarda yer etmek, onurlu, sabırlı vicdanlı bir adamdı demek olacak.

halil-tuncer-005.jpg

Sen bizleri bırakıp giderken asla yalnız değilsin. Çünkü arkanda bıraktığın izlerin, onlarca, binlerce anın var. O anıların her daim seni hatırlatacak. Çektiğin fotoğraflar gün batımına ayrı bir kızıllık, Türkiye Turizmi tanıtımına kattığın değer, çektiğin resimler ise, anılarda kalacak. 

halil-tuncer-006.jpg

Halil Tuncer'in Vizörüne yansıyan karelerle Türkiye'nin turistik merkezlerinin fotoğraflarını 1970 yılından bu yana çektiğini anımsatarak,bu süre içinde tam 25 Turizm Bakanı gördüm. Yurtiçi ve yurtdışında birçok ödül aldım. Ama gelip geçen bakanların hiç birinden ödül alamadım diye sitem ederdi. Birde unutmadan fotoğraf çekiyorsun makinada film var mı? diye de espiri yapanları da duydum. Bıraktığın anılarla gidiyorsun mekanın cennet olsun.

Son zamanlarda Ottoman Hotel Imperial Hotel Genel Müdürü Serdar Balta’nın misafiri olarak ağırlanıyordu. Çevresinde çok insan olmasına rağmen candan seven dostları vardı. Halil Tuncer yaklaşık 3 yıldan beri kanser tedavisi görüyordu. Bahçelievler ‘de özel bir hastanenin yoğun bakım servisinde tutuluyordu. Bahçelievler’de 16 Eylül sabahında hayata gözlerini yumdu. Halil Tuncer’in cenazesi, (17 Eylül Cuma günü) Balıkesir’in Burhaniye ilçesinde toprağa verilecek.

Turizminsesi ailesi olarak; Ülkemizin tanıtımına önemli katkılar sağlayan Duayen Fotoğrafçı Halil Tuncer Abimize Allah’tan rahmet, ailesine ve sevenlerine baş sağlığı diliyoruz.

Halil Tuncer Kimdir?
1939 yılında Amasya'da doğdu. Küçük yaşta anne ve babasını kaybetti. İki kız, iki erkek dört kardeşi olan Tuncer'i subay olan amcası okuttu. Amcasının mesleği nedeniyle 1948'de İstanbul'da başlayan eğitim serüveni, Amasya, Diyarbakır, Sivas ve Kayseri'de devam etti.

Sivas'ta ortaokul öğrencisiyken fotoğrafla tanıştı. Eline geçen parayla 6- 9'luk Kodak makinesini alıp, okuldakilerin fotoğraflarını çekerek harçlığını çıkardı. İstanbul'da Kabataş Lisesi'nde okurken fotoğrafçılık yaparak kendi ayakları üzerinde durmaya başladı. 1970'te Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) Türkiye'nin turistik merkezlerinin fotoğraflarını çekmeye başladı. 1971 yılında çektiği Nemrut, fotoğrafları ile tanınır hale geldi.

1993 yılında çektiği Nemrut fotoğrafı, Danimarka'da 69 ülkenin katıldığı Turizm Fotoğrafları Yarışmasında Tuncer'e dünya ikinciliği kazandırdı. Tuncer, 15 farklı ülkede fotoğraf sergisi açtı.

10 Eylül 2021 Cuma

DJI OM 5 HEYECAN VERİCİ YENİ ÖZELLİKLERİYLE YARATICILIĞA İLHAM OLUYOR

DJI tarafından daha mükemmel içerikleri hayata geçirmek için tasarlanan ve sezgisel tasarıma odaklanan akıllı telefon sabitleyici OM 5 tüm dünyayla aynı anda Türkiye’de… Avuç içine sığan boyutuyla ultra hafifliği, birkaç dokunuşla ultra sabitleme özelliği ve içerikleri görsel olarak zenginleştiren fonksiyonlarıyla DJI OM 5, amatör ya da profesyonel tüm içerik üreticilerinin vazgeçilmezi olacak. En canlı, en renkli ve çok yönlü yemek, gezi, tanıtım içerikleri ya da spor odaklı performans  paylaşımları için teknolojik olarak geliştirilmiş en kusursuz gimbal DJI OM 5…
 

Sivil insansız hava araçları ve yaratıcı kamera teknolojisinde dünya lideri DJI, kullanıcıların akıllı telefon içerik oluşturmalarını zahmetsizce geliştirmelerine yardımcı olmak için güçlü olduğu kadar kullanımı da kolay bir çözüm olan DJI OM 5'i piyasaya sürdü. Popüler Osmo Mobile serisine en son eklenen DJI OM 5 akıllı telefon sabitleyici, yeni bir telefon tutucu ve yerleşik bir uzatma çubuğuyla tamamlanmış kompakt tasarım ile yükseltildi. DJI Türkiye Resmi Distribütörü Karfo Karacasulu Dış Tic A.Ş. tarafından Türkiye’ye getirilen yeni gimbal, önceki modellerden daha küçük ve daha hafif. Geleneksel bir akıllı telefon sabitleyicinin olanaklarını aşan DJI OM 5, DJI'nin endüstri lideri 3 eksenli sabitleme teknolojisine, yepyeni bir ShotGuides özelliğine ve geliştirilmiş ActiveTrack 4.0'a sahip. Günbatımı Beyazı ve gri olmak üzere iki yeni göz alıcı renkte sunulan DJI OM 5, kullanıcıların yalnızca birkaç dokunuşla ultra sabit, benzersiz video içeriği yakalamasına yardımcı oluyor. Yürüyüşte, koşuda ya da hızlı bir araç içinde olun kolayca en sabit görüntü OM 5 ile yakalanabiliyor. 

Yükseltilmiş Tasarım ile Daha Fazla Çok Yönlülük…
DJI'nin ikonik katlanabilir tasarımına sahip OM 5, DJI'nin yüksek kaliteli 3 eksenli gimbal teknolojisini, selefinden üçte bir daha küçük olan taşınabilir ve kompakt bir gövdede bir araya getiriyor. İster bir yolculuğa çıkın, ister arkadaşlarınızla veya ailenizle görüntülü görüşme yapın, ister günlük aktivitelerinizin vloglarını çekin, DJI OM 5 hayatın tüm maceraları için mükemmel bir arkadaş. "DJI OM akıllı telefon sabitleyicilerinin yıllar içinde tekrarlanmasıyla, kullanıcılara günlük aktiviteleri için daha erişilebilir ve yardımcı araçlar sunarak profesyonel ve yüksek kaliteli çekim eşiğini erişilebilir kılmayı hedefliyor” diyen DJI Kıdemli Ürün Müdürü Paul Pan, "DJI OM 5 Akıllı telefonlarına güvenenler ve en unutulmaz anların görüntülerini oluşturmak isteyenlerin her an, nihai kompakt, teknolojik olarak gelişmiş gimbalı olacak." diye ekledi.
Katlandığında avuç içi boyutunda olan DJI OM 5, akıllı telefonun kasasının üzerinden geçen, daha iyi koruma sağlayan ve öncekinden daha fazla akıllı telefon modeliyle uyumlu yeni tasarlanmış bir telefon tutucuya sahip. DJI OM 5, içerik oluşturma için dinamik açılar ve çekim olanakları sağlayan yenilikçi bir dahili uzatma çubuğu da sunuyor. Gövdesine eklenen fazladan bir buton ile, kullanıcılar DJI OM 5'in temel özelliklerine ve işlevlerine daha kolay erişebiliyor ve bunları kontrol edebiliyor.

3 Eksenli Sabitleme Özelliği ile Her Çekimde Ustalaşın.
Yürüme ve spor senaryolarını tam olarak destekleyen ve içeriği bir sonraki seviyeye taşımaya yardımcı olan DJI'nin ünlü 3 eksenli sabitleme teknolojisinin yardımıyla zorlayıcı anları daha akıcı bir şekilde yakalamak mümkün. Videografide yeni olanlar için, 30 sete kadar önceden ayarlanmış çekim eğitimi sağlayan ve tek bir parlak videoda otomatik düzenlemeyi destekleyen yeni ShotGuides özelliği oldukça güvenilir. Yeni güncellenen ActiveTrack 4.0, artık 5 m/s'de 3x'e kadar yakınlaştırmayı destekliyor ve hareket halindeyken bile karenin merkezindeki konuyu hassas bir şekilde tanımlıyor ve sabit bir şekilde takip ediyor. 

İçeriği öne çıkaran diğer profesyonel düzeyde özellikler ve önceden programlanmış çekim modları;

Hareketle Kontrol: DJI OM 5'i kontrol etmek için el hareketleri kullanılarak video kaydını kolayca başlatılabilir, durdurulabilir veya fotoğraf çekilebilir. Titiz bir otomatik zamanlayıcı olmadan epik bir selfie veya grup çekimi yapmak için ideal bir aracıdır.
DynamicZoom: Görsel olarak çekici bir sinema görünümü olan DJI OM 5, Alfred Hitchcock tarafından popüler hale getirilen dramatik arka plan kaymasını yaratmak için yakınlaştırma işlevini otomatik olarak ayarlıyor.
Timelapse, Motionlapse, Hyperlapse: Timelapse'ı kullanarak zamanın geçişini hızlandırılmış bir biçimde göstermek mümkün; Gimbal için ayarlanmış hareket noktaları ekleyen Motionlapse; veya Gimbal ile fiziksel olarak hareket etmek için Hyperlapse modları eklendi. Her üç mod da Elektronik Görüntü Sabitleme (EIS) teknolojisinin yanı sıra ilave bir pürüzsüzlük seviyesi için 3 eksenli gimbal kullanıyor. Dünyanın keyfini çıkarması için bu yaratıcı videoları içerik üreticileri sosyal medyada kolayca paylaşabilir. 
Panoramalar: 3x3 panorama, 240°panorama ve kullanıcının benzersiz ve yaratıcı bir efekt için bir kişinin veya konunun birden çok versiyonunu tek bir çekime eklemesine olanak tanıyan “CloneMe” panorama dahil olmak üzere daha geniş bir perspektif yakalamak için üç yaratıcı panorama seçeneği arasından seçim yapılabiliyor.
Spin Shot Gimbal Hareketi: DJI Mimo uygulamasında ve joystick kullanılarak etkinleştirilen gimbal, dönme efekti vermek için telefonu döndüyor.
Story Modu Şablonları: İçeriğe yaratıcı bir dönüş eklemek için önceden ayarlanmış şablonlardan biri seçilebiliyor. DJI OM 5, sosyal medyada paylaşmak için hazırlanan hızlı video içeriklerinde önceden ayarlanmış hareketler, müzik ve renk paletleri kullanılabiliyor.
Büyüleyici Efektler: Otomatik rötuş ve özelleştirilmiş parametre ayarlarını destekliyor. Öne bakan kameraya geçildiğinde Glamour Effects otomatik olarak etkinleştiriliyor.

Daha İyisini Yapabileceğiniz Yararlı Aksesuarlar
Çeşitli aksesuarlarla da desteklenen OM5, en mükemmel içeriğe ulaşmayı hedefliyor.  Yeni ‘Dolgu Işığı Telefon Tutucu’, fotoğraflar ve videolar için parıltılar ekleyen yerleşik bir yardımcı ışığa sahip manyetik bir tutucu. DJI OM 5 ayrıca bilek kayışı, mini tripod ve saklama çantası gibi diğer kullanışlı aksesuarlarla destekleniyor.

Türkiye'nin yaratıcı gençleri 'artık'ları heykele dönüştürecek

Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı İstanbul Havalimanı, kültür ve sanata verdiği önem ile çevre ve sürdürülebilirlik çalışmalarına devam ediyor. Sıfır atık hedefine ulaşma ve artık malzemeyi ileri dönüşümle değerlendirme bakış açısıyla ikincisi düzenlenen Artwist yarışmasına, tüm Türkiye’den katılımcılar bekleniyor. Dünyanın en büyük havalimanı ve bölgenin en önemli hub’ı olma özelliğinin yanı sıra, kültür ve sanata verdiği değerle de ön plana çıkan İstanbul Havalimanı, 2019’da ARTWIST adıyla hayata geçen ve beğeni toplayan “Atıktan Sanata” projesinin ardından bu yıl “Artıktan Heykel” yarışması ile üniversiteli gençleri hedef alıyor.  “Artıktan Heykel” yarışmasına, Türkiye’de yer alan üniversitelerin güzel sanatlar, mimarlık, tasarım ve sanat fakültelerindeki bölümlerden birinde lisans, yüksek lisans veya sanatta yeterlilik programlarında öğrenim görenler ile bu bölümlerden son iki yılda mezun olanlar katılabilecek.  


İGA Operasyon Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Büyükkaytan, İGA’nın sanata ve çevreye verdiği değeri vurgulayan bu yarışma ile ilgili şunları söyledi: “Atıktan Sanata projesini duyurduğumuzda bu konuya olan ilgiyi görmüş ve sürdürülebilirlik bilincinin yaygınlaşmasından mutluluk duymuştuk. ‘Artıktan Heykel’, hayata geçmesi için sabırsızlandığımız ancak pandemi ve dolayısıyla üniversitelerin kapalı olması nedeniyle geçen yıl ertelemek zorunda kaldığımız bir yarışmaydı. Üniversitelerde eğitimin başlamasıyla biz de yarışmayı yeniden gündemimize aldık. Bu yıl, 2019 yılından farklı olarak, gerçekleştireceğimiz online webinarlar ile gençleri, sektöründe uzman kişiler ile bir araya getireceğiz. Projeyi ilk gerçekleştirdiğimizde, İstanbul Havalimanı’nın inşaatından çıkan 100 ton atıktan eşsiz sanat eserleri ortaya çıkmıştı. Bu sene de çok değerli eserler ortaya çıkacağına inancımız tam. Türkiye genelinden katılımcıların ‘artıklardan nasıl heykeller tasarlayacağını görmek için sabırsızlanıyoruz.“
Artıktan Heykel yarışması için seçkin bir jüri görev yapacak… 


Proje’nin birincil amacını; sıfır atık hedefine ulaşmak için döngüsel ekonomi bilincinin geliştirilmesi, diğer amacını ise odağına konulan hassas gruplar için sosyo-ekonomik fayda sağlanması olarak belirleyen İGA, Meriç Aktaş Ateş, Prof. Dr. Mustafa Bulat, Doç. Dr. Oğuz Haşlakoğlu, Olgaç Artam, Öner Kocabeyoğlu, Prof. Rahmi Atalay, Seçkin Pirim ve Yasemin Vargı’nın yer aldığı seçkin bir jüri ile projeye yapılan başvuruları değerlendirecek. 

Artıktan Heykel yarışmasının bilinç ve eğitim başlığında yarışmaya katılacak üniversite öğrencilerine yönelik 4 başlıkta online webinarlar düzenlenecek. ArtWist Projesi, İş Dünyası ve Sanat, Pandemi ve Koleksiyon, Sanatta Akademik Kariyer başlıklarında düzenlenecek webinarlarda; Heykeltıraş Seçkin Pirim, Akademisyen Prof. Dr. Rahmi Atalay, İş İnsanı Avi Alkaş, Sanatçı Fırat Neziroğlu, Müzayedeci Olgaç Artam, Koleksiyoner Ayda Elgiz, Memo Aktan, Marcus Graff ve Gülveli Kaya konuşmacı olarak katılacak. Her konuşmacı kendi uzmanlık alanı ve belirlenecek güncel konular üzerinde görüş ve deneyimlerini gençlere aktardıktan sonra soru-cevap bölümü gerçekleştirilecek. 

Dereceye giren ilk 3 öğrenciden, birinci seçilen yarışmacıya; 10.000 TL, ikinci seçilen yarışmacıya; 7.500 TL, üçüncü seçilen yarışmacıya; 5.000 TL ödül ve jüri değerlendirmesinde seçilecek 10 eserin sanatçısına da 1.000’er TL mansiyon ödülü verilecek. 

Detaylı bilgi, güncel takvim ve başvuru için www.igartwist.com adresi ziyaret edilebilir.
Artıktan Heykel yarışması ile ilgili takvim süreci:
Yarışma başvuru süreci: 03.09.2021 – 05.11.2021
Eserlerin dört(4) farklı açıdan fotoğrafının ya da bir(1) dakikayı aşmayacak videosunun, 100 kelimeyi aşmayacak tanıtım yazısı ile birlikte (www.igartwist.com) sisteme yüklenmesi: 05.11.2021
Jüri değerlendirmesi: 08.11.2021 – 14.11.2021 
Mansiyon ve dereceye giren eserlerin ilanı: 15.11.2021 – 19.11.2021
Gala ve ödül töreni: Aralık 2021

 

Güzellik ve Bakım Fuarı 1,5 milyar dolarlık ekonomi yaratacak

Türkiye’nin en prestijli fuarlarından Güzellik ve Bakım Fuarı Lütfi Kırdar Rumeli Salonu’nda kapılarını açtı. Bu yıl 33’üncüsü düzenlenen ve sektörün amiral gemisi konumundaki fuar yerli ve uluslararası markaları bir araya getirdi. Fuar, 4 gün boyunca 45 ülkeden gelenlerle birlikte yaklaşık 30 binin üzerinde ziyaretçiyi ağırlayacak ve 1-1,5 milyar dolarlık ekonomik katkı sağlayacak. Yıllardır güzellik sektörünü bir araya getiren Güzellik ve Bakım Fuarı’nda yine en son güzellik trendleri ve gelişmiş teknolojiler sergilenirken bu yıl sektörün öncüsü Almanya, Fransa, İrlanda, ABD, İngiltere, Avustralya ve Güney Kore’den birçok marka da fuarda yerini aldı. 


200’den fazla katılımcı ve 600’den fazla markanın yer aldığı Türkiye’de güzellik  sektörünün en önemli platformu olan Güzellik ve Bakım Fuarı’na Almanya, Fransa, İngiltere, Avusturalya’dan ABD’ye, Rusya’dan Latin Amerika ülkelerine, Nijerya, Tunus gibi Afrika ülkelerinden Suudi Arabistan’a, Katar gibi Arap Yarımadası’ndan  Hong Kong gibi Uzak Doğu’ya kadar 45 ülkeden gelenlerle birlikte yaklaşık 30 bin profesyonel ziyaretçi bekleniyor. 

YERLİ CİHAZ ÜRETİMİ YÜZDE 30 ARTTI

Güzellik ve Bakım Fuarı Proje Direktörü Gökhan Büyükataman fuarın 1-1,5 milyarlık bir ekonomi yaratmasını beklediklerini vurguladı ve “Uygulama sayısı bakımından Avrupa 1’incisi ve Dünya 5’incisi olan ülkemizde kadınlarımız yıllık 400 bin TL’lik harcama yaparak medikal estetik alanının gelişimine ivme kazandırıyor. Biz de bunun bilinciyle hareket ettik ve fuarımızda günümüzün yükselen değeri medikal estetik alanında da ziyaretçilerimize güçlü bir içerik hazırladık. Yerli ve uluslararası birçok profesyonel kozmetik markasını buluşturduğumuz fuarımızda yerli ve milli üretim güzellik cihazları da görücüye çıktı. Geçen seneden bu yana sektörde yerli cihaz üretiminin yüzde 30 arttığını söyleyebiliriz. Fuarımızda sayısı artmış yerli ürünler, yerli medikal estetik cihazları ilk defa sergilenecek. Geçen sene de vardı ama bu sene hem sayıları arttı hem de teknolojileri gelişti ve Avrupalılarla rekabet edecek düzeye geldi.” dedi.

12 Eylül akşamına kadar açık kalacak fuarda her gün birçok etkinlik de düzenlenecek. Fuara ilişkin daha detaylı bilgi ve e-davetiyeye https://guzellikvebakim.com/landing-page/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Fransızca Çeviri Ödül töreni Fransa Sarayı’nda yapıldı

Institut français Türkiye’nin nitelikli edebiyat çevirilerini desteklemek ve çevirmenlik mesleğine hak ettiği değeri vermek amacıyla bu yıl başlattığı Fransızca Çeviri Ödülü Fransa Büyükelçisi Hervé Magro’nun katıldığı törenle Ebru Erbaş’a verildi. Erbaş, ödüle, Fransızca aslından çevirdiği Mahir Güven’in Ağabey romanı ile layık görüldü. Fransa Sarayı’nda düzenlenen törenin açılış konuşmasını yapan Fransa Büyükelçisi Hervé Magro, « Çeviri olmadan, kültür ve özellikle edebiyat, yalnızca dilsel olarak sınırlandırılmış tek bir edebi alanda seyahat edebilir.  Çevirmenler olmasaydı, Voltaire, Hugo, Sartre, ve Amin Maalouf'un eserleri Türkçe dahil olmak üzere başka dillerde okunamazdı… Frankofoni sınırlarını aşıp, başka okuyucu kitlelere iletilemezlerdi. » diye konuştu.


Türkiye'de her yıl çıkan yeni kitapların % 15'inin çeviri olduğunu belirten Magro, Fransızca’nın ikinci çevrilen dil olmaya devam ettiğini belirterek « Bu dinamizmi, yılda yaklaşık otuz kitabın çevirisine izin veren bir Yayın Yardım Planı ile zaten destekliyoruz. Bu yeni Fransızca Çeviri Ödülü'nün uzun vadeli olarak Fransızca’nın Türk  çevirmenlerine somut desteğimize katkı sağlamasını umuyorum » diyerek ödülün anlam ve önemine işaret etti. 

Fransa Büyükelçisi hervé Magro, konuşmasından sonra Çeviri Ödülü, Onur Ödülü ve Teşvik Ödülü’ne layık görülen Ebru Erbaş, Aysel Bora ve Yunus Çetin’i sahneye davet ederek ödüllerini takdim etti. Törene jüri üyeleri, çeviri ve yayın dünyasından ve meslek örgütlerinden çok sayıda davetli ile yazar Kénize Mourad ve oyuncu ve çevirmen Serra Yılmaz da katıldılar.

Institut français Türkiye Fransızca Çeviri Ödülü jürisi; Ebru Erbaş’a verilen ödülün gerekçesini; « her bir roman karakterine göre değişen roman dilini, çok katmanlı olay örgüsünü,  romanın temel ekseninde yer alan kültürel karşıtlığı Türkçeye aynı nüanslarla ve eşdeğer bir biçimde aktarmayı başarmıştır. Paris banliyölerine ait olan güncel argoyu ustalıkla ve eşsiz bir denge oluşturarak erek dilde de kurabilmiştir. Üslup ustalığına dayalı bu romanı dil düzeyiyle, eşdeğer anlatımıyla, bütünlük içinde Türkçede karşılamayı başarmıştır. Tüm bu evrensel meseleler karşısında karakterlerin ağzından dökülen öfkeyi, eleştirel yaklaşımı ve bunun hissettirdiği çaresizlik duygusunu çevirisinde okura yansıtabilmiştir » olarak paylaştı.

Institut français Türkiye Fransızca Çeviri Ödülü jürisi, klasik edebiyattan modern ve çağdaş edebiyata uzanan geniş bir yelpazede, yılların deneyimiyle Fransızcadan Türkçeye yaptığı çevirilerle Türkiye okurunu Frankofon edebiyatla buluşturan ve kaynak metne hakim olmanın yanı sıra, erek dilde eşdeğer bir üslup yaratarak metni okura en doğru ve anlaşılır biçimiyle aktaran Aysel Bora’ya, Fransızca Çeviri Onur Ödülü verilmesine karar verdi.

Genç Çevirmen Teşvik Ödülü’ne ise, kaynak metnin felsefe ve edebiyat eleştirisi alanındaki önemi, özellikle dilinin zorluğu göz önünde bulundurularak,  kaynak metnin felsefi ve kavramsal düzeyde içerdiği güçlüklerin erek metinde kabul edilebilir düzeyde ve özenle karşılanmış olması dikkate alınarak Jacques Rancière’in Les Bords de la Fiction adlı eserini Kurmacanın Kıyıları adıyla Türkçeye çeviren Yunus Çetin layık görülmüştür.

Fransızca Çeviri Ödülü 20.000TL, Teşvik Ödülü ise 10.000TL olarak belirlenmişti.

Institut français Türkiye Fransızca Çeviri Ödülü jürisi şu isimlerden oluştu :

Başkan : INALCO Türkçe Kürsüsü Başkanı ve Actes Sud Yayınevi Koleksiyon Müdürü Timour Muhidine ;

Üyeler : Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Doç. Dr Lâle Özcan,  Hacettepe Üniversitesi Çeviri Bölümü Başkanı Doç. Dr Zeynep Oral, Galatasaray Üniversitesi Öğr. Gör. ve çevirmen Dr. Şilan Karadağ ile çevirmen ve editör Ayça Sezen.

WorldFood Istanbul, 9 Eylül Perşembe günü TÜYAP’ta 29’uncu kez kapılarını açtı

29. WorldFood İstanbul, birbirinden ilgi çekici etkinlik ve panellerle ziyaretçilerine merhaba dedi. Türkiye’nin gıda ve gastronomi kültürünü dünyaya duyuran, dünyanın ve bölgenin güçlü iş birliği platformları arasında yer alan Uluslararası Gıda Ürünleri Teknolojileri Fuarı – WorldFood Istanbul, 9 Eylül Perşembe günü TÜYAP’ta 29’uncu kez kapılarını açtı. Fuarın ilk gününde birbirinden önemli konuklar, etkinliklerde ve show alanında ağırlandı.


HoReCa sektörünün önemli şefleri, fuar günlerine özel hazırladıkları farklı menüleri için fuar alanlarında ürünlerini seçerlerken katılımcı firmalardan en yeni ürün ve teknolojilere dair bilgi aldılar. Şefler fuar turu yaparken izleyiciler de şeflerle birlikte @worldfoodistanbul Instagram hesabı üzerinden fuar turuna katıldı. 

Soyyiğit ve Zer Group iş birliğiyle gerçekleştirilen ‘Üretim ve Ticaret Modellerinin Yeniden Şekillendiği Dönemde Sahadan Deneyimler’ panelinin moderatörlüğünü TV Sunucusu ve Yazar Cansu Canan Özgen gerçekleştirdi. 
Soyyiğit Gıda Yön. Kur. Üyesi & Dış Ticaret Müdürü Ali Sefa ve Zer Group Yön. Kur. Üyesi & Dış Ticaret Müdürü Hüsamettin Selçuk panele konuşmacı konuk olarak katıldı. 

Soyyiğit Gıda Yönetim Kurulu Üyesi & Dış Ticaret Müdürü Ali Sefa, “Pandemi sürecinde operasyonel giderlerimiz inanılmaz arttı. Nakliye ve lojistik giderlerimiz neredeyse 3 katına çıktı. Keza hammadde fiyatları da öyle. Biz, zorluk yaşanan, boşluk olan pazarları takip ettik ve bu boşluğu doldurmaya gayret ettik. Operasyonel olarak zarar etsek de bazı şeyleri tolere ederek yatırımlarımıza devam ettik. Mevcut pazarlarımızı koruyup yeni pazarlara girmeyi hedefledik. Herkes küçülmeye giderken biz yatırım yaptık. Kendi ülkemize ve tesislerimize yatırım yaparak geçirdik bu süreci. Reklam planlamalarımızı artırdık. Sosyal medya, billboard reklamlarının yanı sıra TV reklamları ile de kendimizi, yeniliklerimizi ve inovasyonlarımızı duyurmaya çalıştık, çalışıyoruz.” dedi.

Zer Group Yönetim Kurulu Üyesi & Dış Ticaret Müdürü Hüsamettin Selçuk ise “Biz tedarik zincirinde konteynerlerin ve taşımacılık sisteminin sıkıntıya girmesiyle şubeleşmenin önemini anladık. Birkaç sene sonra düşüneceğimiz konuları biraz daha öne çektik. Bu durum açıkçası bize hız kattı. Sektörün sıkıntıları ve zorlukları var. Bu konuda çalışmalar yapıyoruz. Firmaların b ve c planları olması gerektiğini gördük. Lojistik sıkıntılardan dolayı bölgesel olarak iş yapış şekillerimizin daha aktif bir şekilde ön plana çıkması gerektiğini gördük. Yerinde pazarlama stratejileri konusunda çalışmalar yapmaya başladık. Yoğun olarak çalıştığımız bölgelerde zaten bir altyapımız vardı fakat pandemi sayesinde bu noktalarda daha da etkili olmamız gerektiğini anladık. Birçok departmanı online olarak yönetebileceğimizi gördük bu süreçte. Ama pazarlama yüz yüze yapılması gereken bir departman olduğunu anladık. Ticaret sonuçta birbirinizi anlamaktan geçiyor. Ticaret sadece bir ürünü pazarlamak, satmak değil. Satış yaptığınız yerin kültürünü, dilini, yaşam biçimini de öğrenip buna göre stratejiler geliştirilmesi gerektiğini gördük. Bu yüzden nerede hizmet veriyorsanız verin, yerel çalışmanın avantajlarını keşfettik. Türkiye bu konuda çok iyi bir coğrafi konumda. Zaten ihracattaki durumumuz da bunu gösteriyor.” dedi.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile ‘Gastronomi Mirasını Markalaştıran Şehir Olmak’ paneli gerçekleştirildi. Panelin İstinye Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Öğretim Görevlisi Haldun Tüzel; Şef, Eğitmen ve Danışman Mehmet Fatih Kalaycıoğlu ile Balıkesir Ticaret Borsası Başkanı Ersin Erdoğmuş konuşmacı olarak katıldı.

Panelin moderatörlüğünü ise yazar ve blogger Birgül Erdoğan gerçekleştirdi. 

İstinye Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatı Öğretim Görevlisi Haldun Tüzel “Türkiye peynir konusunda çok zengin bir ülke fakat soğuk zincir sebebiyle her tada ulaşılamıyor. Yine de Balıkesir bu durumu bir noktada halletti. Ben 17 çeşit peynir bulabildim Balıkesir’de. Umarım diğer peynirlere de yakın zamanda ulaşabiliriz. Çok renkli bir şehir Balıkesir. Tarihten turizme, yemek kültüründen yer altı kaynaklarına… Kırmızı et, beyaz et, balık, deniz ürünleri… Ne ararsanız bu şehirde iyisine rastlıyorsunuz. Üstelik zengin tarihi sayesinde Balıkesir yemekleri için çok kültürlülüğün bir ürünü de diyebiliriz. Çok renkli bir sofrası var. Bu yıl Unicef Gastronomi Şehirleri’ne aday oldu. Listeye giremedi ama 2022 yılında tekrar başvuracak. Gaziantep’in de 3. başvurusunda listeye alındığını hatırlatmak isterim. Bu güzel şehrin üç zeytinyağı türünde coğrafi işareti de var. Zeytinyağı, ülkemize verilmiş bir lütuf ve Edremit ile Ayvalık arasında çeşit çeşit zeytinyağları var. Balıkesir’de her evin zeytinyağı apayrı bir tatta ve lezzettedir. Hem zeytini hem de zeytinyağı inanılmazdır.” dedi. 

Şef, Eğitmen, Danışman Mehmet Fatih Kalaycıoğlu “Balıkesir’le keşke daha önce tanışmış olsaydım. Nermin Hanım Zeytinliği danışmanlığı sayesinde bu güzel şehri tanıyalı 4-5 yıl oldu. Sonradan keşfettiğim müthiş bir yer. Ben sucuk yapıyorum. O Kaz Dağları’nın havasıyla öyle bir hal alıyor ki, inanılmaz lezzetli oluyor. Havayla fermantasyon çok farklı bir lezzet katar. Yani sadece kuzusu değil, havası da çok iyi ve hepsi birleşerek harika bir tat ortaya çıkartıyor. Gerçek Balıkesir kuzusu öyle bir hale geliyor ki yakında Avurpa’ya bile iraç edilecek. Ticaret Odası ve Belediye ve 20 firma bu konuya çok eğiliyor. Balıkesir/Türk kuzusunu Avrupa’ya satacağız. Fransa’da, Almanya’da çok güzel kuzular var ama Balıkesir kuzusunun lezzeti, tadı çok farklı. İstanbul’a yakın olduğu için insanlar da alışveriş yaparak dönüyorlar Belıkesir’den. Biz de bunu biraz fırsata çevirdik diyebiliriz. Pişmiş kuzu etini Balıkesir’den alıp İstanbul’a götürebiliyorsunuz. Hal böyle olunca internetten ciddi siparişler de gelmeye başladı. Balıkesir markalaşmayı, marka olmayı hak ediyor. Hem üretiyolar hem kazanıyorlar.” dedi. 

Balıkesir Ticaret Borsası Başkanı Ersin Erdoğmuş “Şehrimiz hem yeraltı hem yer üstü zenginliği açısından çok kuvvetli bileşenlere sahip. Tarih alanında çok kıymetli öğelerimiz var. Kuvay-ı Milliye ateşinin yakıldığı şehir Balıkesir’dir. Seyit Onbaşı Havran ilçemizden çıkmıştır. Turizm açısından çok renkli bir kimliğe sahiptir. 60’larda, 70’lerde Erdek turizm başkentiydi. Takip eden yıllarda körfeze yayıldı bu turizm… Tarım ve hayvancılıkta da çok ileri boyutlardayız. Çay ve fındık hariç neredeyse her türlü ürünü yetiştiriyoruz. Beyaz et, kırmızı et ve süt ürünleri konusunda da ilk 5’in içindeyiz. Sanayimiz de tarım ve hayvancılığa dair gelişmektedir. En çok adası olan il de Balıkesir’dir. Maden alanında Türkiye’nin ilk 3 ilindendir. İşte tüm bunlar vesilesiyle marka şehir Balıkesir çalışmalarını yürütüyoruz. 2016’da başladığımız yoğun çalışmaların sonunda da 2018’de Balıkesir kuzusuna sonunda coğrafi işaretimizi aldık ve bu etiketle ihracatını yapmaya hazırız.” dedi. 

Türkiye Şefin En İyi Tabağı Yarışması “All Stars” Kazanan Tabaklar Seçkisi

2018 yılından bu yana World Gourmet Society iş birliği ve Aşçılar Derneği destekleriyle gerçekleştirilen Türkiye Şefin En İyi Tabağı Yarışması kazananları “All Stars”da bir araya geldi. Son 3 senenin şampiyon şefleri, kazanan tabaklarını canlı atölye çalışması ile ziyaretçilerin beğenisine sundu. 

Coğrafi İşaretli Ürünlerle Yıldızlaşan Şef Tabakları

Sektörün önde gelen ve tanınan Executive Chefleri Abed Alrahman Antar, İsmail Ay, Kemal Kabadayı, Mehmet Raşit Alan, Rıdvan Gülçin, Rüzgar Sünbül, Serkan Aydın, Yakup Avşar ve Zafer Erden kendi hazırladıkları menü için fuar alanında ürünlerini seçerlerken katılımcı firmalardan en yeni ürün ve teknolojilere dair bilgi aldılar. Coğrafi İşaretli Ürünler üzerine bir menü oluşturan şefler, katılımcı firmalardan ürünlerini temin ettikten sonra Food Arena içinde yer alan Show Mutfağına geçerek mutfak profesyonelleri için tariflerini uyguladılar.  Bu renkli ve lezzetli etkinliğin sunuculuğunu ise Rafet İnce gerçekleştirdi. 

9 Eylül 2021 Perşembe

SunExpress’in Dublin uçuşları yeniden başlıyor

 SunExpress, 2021 yazında Türkiye – Avrupa hattına yeni destinasyonlar eklemeye devam ediyor. Havayolu, Eylül ayı itibarıyla İzmir ile İrlanda’nın başkenti Dublin arasında direkt karşılıklı seferlerine yeniden başladığını duyurdu.



İzmir’i hem iç hem de dış hatlarda direkt seferlerle en fazla noktaya bağlayan SunExpress, Eylül ayından itibaren başlayan İzmir – Dublin uçuşlarını haftada bir kez Cumartesi günleri düzenliyor. SunExpress, bu yaz İzmir’den dış hatlarda 28, iç hatlarda ise 14 destinasyona uçuş sunuyor.

Tarifeli seferlerle Ege Bölgesine en fazla turist getiren havayolu SunExpress, Avrupa’nın pek çok kentinden Türkiye’nin gözde turizm merkezi İzmir’e düzenlediği uçuşlarla Türk turizmini desteklemeye devam ediyor. SunExpress, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İzmir Vakfı iş birliğiyle İzmir’i dünyanın dört bir yanına tanıtmak amacıyla Haziran ayında hayata geçirilen ‘Visit İzmir’ mobil uygulamasına da sponsor olmuştu.

SunExpress misafirleri, sunexpress.com internet sitesini veya mobil uygulamasını ziyaret ederek SunExpress’in yaz sezonu tekliflerini inceleyebilir ve avantajlı fiyatlarla rezervasyon yapabilirler.

Yorgun Hissediyorsanız Nedeni Demir Eksikliği Olabilir

Yataktan kalktığınızda bile yorgun hissediyor, en basit günlük işlerinizi yapmakta zorlanıyor musunuz? Cevabınız evet ise demir eksikliği yaşıyor olabilirsiniz. Eczacı Ayşen Dincer, beslenmeyle karşılanamayan demir eksikliği gidermek için B12 ve folik asitle zenginleştirilmiş demir desteği kullanılmasını öneriyor.


Günümüzde toplumun ortak şikayetlerinin başında yorgunluk geliyor. Birçoğumuz sadece gün içinde değil yataktan kalktığında bile yorgun olduğundan şikayet ediyor. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, günde ortalama dört kez yorgunluktan yakınıyor ve günün üç saatini düşük enerjiyle geçiriyoruz. Araştırmaya katılanların yüzde 39'u yemek yapamayacak kadar yorgun oldukları için yemeklerini dışarıdan söylediklerini belirtirken, egzersiz yapmak (%35), bulaşık yıkamak (%33) ve elbise dolaplarını düzenli tutmak (%33) gibi davranışları ihmâl ettikleri görülüyor. 

Yorgunluk kişinin ruh halini de bozuyor
OnePoll Araştırma Şirketi tarafından yürütülen çalışmaya göre, katılımcıların yüzde 41’i bu yorgunluklarını gece uykusunu yeterince alamamalarına, yüzde 31’i ise strese bağlıyor. Diğer sebepler olarak da yeme alışkanlıkları (%15), çocuklar (%9) ve kötü hava şartları (%29) gösteriliyor. Her 10 yetişkinden 6’sı haftada en az bir gün, gün içerisinde uyumaya ihtiyaç duyuyor. Katılımcıların yüzde 43’ü, yorgunluğun etkilerinin bununla da sınırlı kalmayarak genel ruh hallerini de bozduğunu ifade ediyor. Yorgunluk, yaşla paralel olarak artarken; 2020'de pandemi koşulları nedeniyle evden çalışanların yüzde 55'i, ofisten çalıştıkları döneme göre daha fazla yorulduğunu belirtiyor.

Demir eksikliğinin en sık görülen belirtisi yorgunluk
Eczacı Ayşen Dincer, yorgunluğun kişiyi günlük yaşamındaki en basit şeyleri bile yapmaktan alıkoyduğuna dikkat çekiyor. Bu durumu önlemek için öncelikle  yeme alışkanlıklarımızı doğru şekilde düzenlememiz gerektiğinin altını çizen Dincer, şöyle devam ediyor: “Özellikle demir, B12 vitamini eksikliğini gidermek de büyük önem taşıyor. Demir eksikliğinin en sık görülen belirtileri arasında yorgunluk, halsizlik ve saç dökülmesi geliyor. Demir, kırmızı kan hücreleri ve hemoglobin oluşumuna, yorgunluk ve bitkinliğin azaltılması ile enerji oluşum mekanizmasına katkıda bulunur. Yine folik asit ve B12 vitamini de yorgunluk ve bitkinliğin azaltılmasına yardımcı olur. Eğer yoğun bir temponuz olmadığı halde sık sık yorgunluktan yakınıyorsanız, kendinizi halsiz hissediyorsanız bu durum demir eksikliğinden kaynaklanıyor olabilir.”

Demir eksikliği ve demir eksikliğine bağlı aneminin Türkiye’de başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere sıkça görüldüğünü de söyleyen Dincer, beslenmeyle karşılanamayan demir eksikliğini gidermek için demir ve kan yapıcı B12, folik asit, çinko, bakır gibi yardımcı vitamin-mineralleri içeren demir desteği kullanılmasını öneriyor.

Volkan Ataman Rotayı Antalya'ya Çevirdi

Masters of Events by ACE of M.I.C.E Antalya'da gerçekleşecek.Etkinlik sektörünün en önemli organizasyonu Masters of Events by ACE of M.I.C.E, 7-9 Kasım tarihlerinde gerçekleşecek. Etkinlik sektörünün profesyonelleri Kasım’da Antalya’da buluşacak. 

Turizm, etkinlik ve kongre sektörünü Antalya’da en üst düzeyde buluşturacak olan etkinlik, 3 gün boyunca B2B toplantılarla yeni iş birliklerine, aynı zamanda Antalya’nın marka değerine katkı sağlayacak. NEST Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek etkinliğin finalinde ise ACE of M.I.C.E. Awards 9’uncu kez sahiplerini bulacak.

masters-of-events-by-ace-of-m-i-c-e-antalya.jpgEtkinlik ve turizm sektörünün ‘Asları’ 7-9 Kasım 2021 tarihlerinde Antalya’da gerçekleşecek Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards’da buluşacak. MICE (Meetings, Incentives, Conferences and Events) sektörlerinin önde gelen markalarını bir araya getirecek olan etkinlik, 3 günlük B2B programı, network etkinlikleri, kırmızı halı seremonisi ve gerçekleştirilecek ödül töreni ile katılımcılarına farklı bir deneyim yaşatacak. Yurtiçinden ve dışından değerli konukları ağırlayacak olan organizasyon, Antalya markasının tanıtımına da katkı sağlayacak.

YENİ İŞ BİRLİĞİ OLANAKLARI

Turizm Medya Grubu tarafından Türkiye’de ilk defa düzenlenecek ve etkinlik sektörünün duayenlerini bir araya getirecek olan Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards, sıkıntılı geçen iki yılın ardından sektör profesyonellerini bir araya getirecek. NEST Kongre ve Fuar Merkezi’nde gerçekleşecek etkinlik, sektörün yerli ve yabancı temsilcileri B2B (Business to Business) toplantılar ve interaktif kaynaşma programları ile yeni iş birliği olanaklarına imkân tanıyacak.

Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards, alanının önde gelen markalarını ve profesyonellerini 8 Kasım akşamı Nirvana Cosmopolitan Hotel’de gerçekleştirilecek MOE Party’de ağırlayacak. Ardından 9 Kasım akşamı da Nest Kongre Merkezi’nde kırmızı halı seremonisi, 3D video mapping şovlar ve gala yemeği ile devam edecek ACE of M.I.C.E. Awards, iş ile eğlenceyi bir arada sunacak.

MICE’IN EN İYİLERİNE ÖDÜL

Etkinliğin finalinde ise ACE of M.I.C.E. Awards sahiplerini bulacak. Bu yıl 9’uncu kez verilecek olan ödüller, 23 ayrı kategoride alanının en iyilerine verilecek. 1 Eylül itibariyle başlayan ödül başvuruları 1 Kasım tarihine kadar devam edecek.

Türkiye’nin önde gelen markalarının üst düzey yöneticileri, sektör profesyonelleri ve akademisyenlerinin yer aldığı jüri, şu kategorilerde alanın en iyisini tespit edecek: “En İyi Etkinlik, En İyi Uyarlama Etkinlik, En İyi Lansman Etkinliği, En İyi Davet Etkinliği, En İyi Spor Etkinliği, En İyi Gerilla Etkinliği, En İyi Alışveriş Merkezi Etkinliği, En İyi Incentive Etkinliği, En İyi Festival, En İyi Roadshow, En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi, En İyi Çocuk Etkinliği, En İyi Ses, Görüntü, Işık Uygulaması, En İyi Stant ve Etkinlik Alanı Tasarımı, En İyi Çıkış Yapan Etkinlik Toplantı Yönetim Firması, En İyi Konser Etkinliği, En İyi Moda Etkinliği, En İyi Belediye Etkinliği, En İyi Kongre, En İyi Zirve, En İyi Etkinlik Prodüksiyonu ve En İyi Hibrit/Dijital Etkinlik.”

7 BİNDEN FAZLA TOPLANTI PLANLANDI

Masters of Events by ACE of M.I.C.E. Awards’ın sektörün gelişimine, ticari hacmine katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirilen bir organizasyon olduğunu vurgulayan Turizm Medya Grubu Başkanı Volkan Ataman, şu bilgileri verdi: “Ülkemizde yıl içerisinde hacimli bir şekilde kongre, toplantı düzenleyen 100’den fazla kurumsal firmanın üst düzey karar merci, 80 uluslararası kurumsal şirketin üst düzey satın alıcıları, B2B ve ödül başvurusu için ağırlayacağımız yüzlerce MICE acentesi, otel yöneticileri bu etkinliğe katılacak. Planladığımız 7 binden fazla yüz yüze toplantı ile sektörde yeni iş birliklerine zemin oluşturmak ve son iki yıldır pandemi yüzünden sıkıntılı günler geçinen sektöre bir hareket kazandırmak istiyoruz. Bunun yanı sıra Türkiye’nin en önemli turizm ve MICE destinasyonlarından biri olan Antalya’nın ticari ve marka değerine de katkı sağlamış olacağız. Sektörümüzü Antalya’da iş ile eğlenceyi buluşturan bir deneyime davet ediyoruz.”