TURİZMİN SESİ |Turizm ve Turizmcinin Sesiyiz | Turizm Haberleri | Gastronomi Haberleri | Etkinlik Haberleri | turizminsesi@gmail.com
4 Ocak 2013 Cuma
365 GÜN DEMİRHİNDİ ŞERBETİ
Osmanlı Mutfağı’nın içeceği Demirhindi Şerbeti (15. Yüzyıl) Osmanlı Mutfağı’nın kaybolmaya yüz tutan 600 yıllık şerbet kültürünü yaşatmaya çalışıyoruz. Güler Osmanlı Mutfağı olarak Demirhindi Şerbeti’ni üç yüz atmış beş gün sunan nadir mekanlardan biriyiz. Osmanlı Mutfağında, 15. Yüzyıldan beri her dere deva Demirhindi Şerbeti otuz sekiz çeşit baharatı ile ferahlık verici, serinletici ve bağırsakları çalıştırıp sindirim sistemini rahatlatma özelliğiyle vazgeçilmezler arasındadır. Demirhindi Şerbetini aslına uygun baharat çeşitleri katarak Osmanlı arşivlerinde yer alan tariflere göre hazırlıyoruz. Özel şişeler, geleneksel askı ve seremoni ile sunuyoruz.
Hatırı Sayılan Şerbet Demirhindi Şerbeti
Güler Osmanlı Mutfağı Türkiye'de, Şerbet kültürüne sahip çıkan bir kaç lokantadan biri. Batılıların tamarint dedikleri bizdeki eski adı ile Hint Hurması isimli demirhindi ağacının meyvelerinden yapılan hatırı sayılan şerbetler arasında yer alıyor. Demirhindi tropik bölgelerde yetişen kalın gövdeli, zümrüt yeşili oldukça ekşimsi bir meyvedir. Eskiden yemeklerde ekşi yerine kullanılırdı. Kabukları siyah renkte, eti yumuşak besleyici ve ferahlık verici bir meyvedir. Bu meyvenin üzerine şeker serperek çiğ olarak da yenirdi.
Kargoyla Tüm Türkiye’ye 600 Yıllık Osmanlı Şerbeti gönderiyor
Daha da önemlisi, Türkiye’nin neresinde olursanız olun, sipariş edeceğiniz şerbet çeşitlerimizi kargo ile sizlere ulaştırabiliyoruz. Bir sınırlama yok, ister bir şişe, ister yüzlerce litre sipariş edebilirsiniz.
Demirhindi Şerbetinin Faydaları
* Kan yapar.
* Ferahlatıcı etkiye sahiptir.
* Enerji verir.
* Meyveleri Besleyicidir.
* Bağırsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı rol oynar.
* Bağırsak faliyetlerini düzenler.
* Sindirim bozukluğuna iyi gelir.
* İçeriğinde B3 vitamini barındırır
Osmanlı Şerbetlerinin Tarihçesi (15. Yüzyıl)
Osmanlı sarayını görme fırsatı bulan seyyahlar, her türlü meyvenin yetişdirildiği akıl almaz güzellikteki bahçelerden söz ederlerdi. Bu meyvelerden Osmanlılar şerbet, reçel, şekerleme, palüde ve hoşaf yapılırdı. Meyvelerden yapılan sofraların vazgeçilmez lezzetiydi şerbetler. Şarapsız bir Yunan ya da Roma şöleni olamayacağı gibi, şerbetsiz Osmanlı yemeğide düşünülemezdi. 1573 yılında sarayın helvahanesinde üzüm, limon, menekşe gibi şerbetlerin yanı sıra 851 okka (yaklaşık 1 ton) kırmızı ve beyaz gülden ve 52.300 adet nilüfer çiceğinden şerbet yapılmıştır.
15. Yüzyıl sonrasında sarayın ve zengin sofraların gözde şerbetleri gül, nilüfer, menekşe ve zambak gibi çiçeklerden yapılanlardı. Önemli konuklara bu şerbetlerden ikram edilirdi ve tabii bunlar için büyük paralar harcanırdı. Sıradan şerbet ise bal ve üzümden yapılırdı. İstanbul’un çevresini baştan, başa kaplayan bağlarda yetişen üzümler, taze olarak yenilir, kış için kurutulur ve şerbet yapılırdı. Bal yahut şeker şerbeti günlük hayatta en çok tercih edilenlerdi. Üzümü sıkıp fıçıya doldurup üzerine sıcak su ilave ederek iyice karıştırdıktan sonra üzerini dikkatlice örterek iki gün dinlenmeye bırakarak hazırlanan arap şerbeti revaçta olan şerbetlerdi. Osmanlı mutfağında her türlü meyvenin şerbeti yapılırdı.
Osmanlı’nın ünlü şerbetleri şöyle sıralanıyor:
* Sikencebin
* Demirhindi
* Harnup
* Somada
* Vişne
* Menekşe
* Nilüfer
* Zambak
* Gül
* Subye (kavun çekirdeği)
* Meyan Kökü
* Kastamonu Eğşisi
* Saray Limonatası.
Osmanlı sofralarının vazgeçilmez içeceği şerbetlerin bir kültür mirası olduğunu düşünüyor ve bu kültürün sürmesi için elimizden geleni yapıyoruz.
Türkiye’de her mevsim çeşitli şerbetleri tadabileceğiniz istisna restaurantlardan biridir Güler Osmanlı Mutfağı.
Kanuni Sultan Süleyman ve Osmanlıda Şerbet Geleneği
Kanuni Sultan Süleyman sıcak bir yaz günü Yeniçeri ortalarını ziyaret ve teftiş ederken, susamış. Ona bir kap içinde soğuk şerbet ikram etmişler. Kanuni’de, şerbeti içtikten sonra o tası altınla doldurup geri göndermiş. Ertesi yıl yine ortaları ziyaret ve teftiş ederken, her ortanın önüne geldiğinde şerbet dolu bir tas sunmuşlar ona. O da her tası altınla doldurtup, geri göndermiş. Bu şekilde her o mevsimde Padişah’a Yeniçeri ortalarından bir şerbet dolu tas gönderilmesi ve bunların altınla doldurulup, iade edilmesi gelenek olmuş. Savaşlarda bile cepheden bu taslar saraya gönderilir ve altınla dolu olarak geri gelmeleri beklenirmiş.
İstanbul Kadıköy Hasanpaşa’da hizmet veren Güler Osmanlı Mutfağı, Osmanlı ve Türk mutfağından yedi yüz yirmi’nin üzerinde çeşit zenginliğimiz var bunlardan her gün farklı on dört değişik lezzet sunuluyor.
Güler Osmanlı Mutfağı’nın vazgeçilmezleri arasında Soran Yemez Çorbaları, Osmanlı Tabağı, Demirhindi Şerbeti, Padişah Tatlısı, Özel Osmanlı Köftesi, Kapaklı Hünkar Pidesi ve Güveçte Meşhur Çayeli Kuru fasulyesi Güler yüzlü bir ifadeyle güne özel hazırlanan on dört değişik lezzet sizleri bekliyor. Bu lezzetlerin yedi tanesinin bir tabaktaki görsel şölenine “Osmanlı Tabağı “ adını verdik. Bu gün yediğiniz çeşitlere haftalar sonra rastlamanız mümkün olabilir.
.
Hafta içi ve cumartesi, iş günlerinin telaşından uzak, sevdiklerinizle beraber özel lezzetler ve güzel dostluklar yaşamak üzere misafirimiz olmanızı bekliyoruz.
Siz değerli misafirlerimizi de İstanbul Kadıköy Hasanpaşa’da bulunan Güler Osmanlı Mutfağı’na Osmanlı Mutfağı’nın 1000 yıllık şerbetler kültürüne ve tadımına bekliyoruz.
Soran Yemez Çorbaları;
" Her gün başka çorba ama adı hep aynı "
Çorbayı içmeden tadına bakmadan Adını ve içeriğini hiç kimseye söylemiyoruz beğenmediğiniz zamanda geri alma garantisi var.
Güler Osmanlı Mutfağı’nda Ezogelin ve Mercimek çorbaları YASAK. nedeni ise bu çorbalar her yerde yapılıyor. Oysaki sadece Kastamonu Mutfağı'nda yetmiş çeşit çorbamız var. Çorba kültürü çok zengin bir ülkeyiz ama maalesef bunu hiç yansıtamıyoruz.
Neden Adı Soran Yemez Çorbası; Güler Osmanlı Mutfağı Toplumumuz Ezo Gelin ve Mercimek çorbası dışındaki çorbalara çok ön yargılı bu ön yargıyı yok etmek için verdim çok ta başarılı oldum. size seğmediğiniz bir sebzenin çorbasını söylersek Ali bey teşekkür ederim ben almayım diyeceksiniz örneğin; Bamya Çorbası, Kereviz Çorbası, Pırasa Çorbası, Bal Kabağı Çorbası, Bakla Çorbası, Enginar Çorbası, vs, vs ben misafirlerime bu çorbaları içiriyorum ve çokkkk beğeniyorlar beğenmedikleri zamanda geri alma garantisi var. Geri aldığım çorba % 1 gibi bazen % 0. Soran yemez ismi insanlara ilginç geliyor.
Müşterilerime ‘Hayatta ağzıma sürmem!’ dedikleri yemekleri biz burada yediriyoruz yedirmekle kalmayıp müptela yapıyoruz. ” Güler Osmanlı Mutfağı’nın mönüsünde yaklaşık yedi yüz yirmi’nin üzerinde çeşit var bunlardan her gün onüç, ondört çeşit çıkıyor mönü her gün farklı…
SİZ İSTEYİN BİZ YAPALIM…
Özel Yemek Siparişleri Canınız ne isterse iki gün önceden haber vermeniz yeterli… Misafirlerinizi, ister bizde ağırlayın, ister evinizde. Siz, ne ikram etmek istediğinize karar verin yeter. İkramınızın zenginliğini ve miktarını siz belirleyeceksiniz. Bunun için EKSTRA BİR ÜCRET ÖDEMİYECEKSİNİZ. Hatta yaptığınız seçimlerle Güler Osmanlı Mutfağı’nın o günkü mönüsünü siz belirlemiş olacaksınız.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder