24 Mart 2016 Perşembe

Adı tatlı ama kadınlara acı veriyor

Acıbadem Üniversitesi öğretim görevlilerinden kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Prof. Dr. Fatih Şendağ, “Endometriozis (Çikolata kisti) hastalığının önemsenmesi gerektiğini belirterek “Ağrıları ile kadınları yaşamdan, sosyal hayattan koparabiliyor. Hastalığın adı tatlı ama kendisi maalesef acı veriyor. Deyim yerindeyse gerçekten kadınları süründürüyor" dedi.


Kadın hastalığı olan endometriozis (Çikolata kisti) hakkında Adana Sheraton Otelinde konferans veren Acıbadem Üniversitesi Prof. Dr. Fatih Şendağ, çikolata kistinin, rahmin iç tabakasında bulunan ve her ay adet kanaması şeklinde dışarıya dökülen endometriumun vücutta rahim dışında bir yere yerleşmesi sonucu ortaya çıktığını söyledi. 

Genellikle pelvisin içine, yumurtalıklara, rahmin dışına, rahmin arkasındaki alana, bağırsaklara, idrar kesesi ve rektum bölgesine yerleşen kistin şiddetli ağrılara neden olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şendağ, "Kadınlar az ya da çok bir adet sancısı çeker. Ama bazen önemsenmeyen bir adet altında, çikolata kisti yatıyor olabilir. Bu noktada ağrılara karşı biraz uyanık, dikkatli olmak gerekiyor" dedi.
Tanının konulabilmesi için ultrasonun gerekli olduğunu, bazen hiç belirti vermeden oluşan çikolata kisti için rutin kontrollerin de önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şendağ hastaların genellikle kronik ağrı ve çocuk sahibi olamama şikâyetleriyle hastanelere başvurduğunu, ilaç tedavisiyle birlikte ileri evrelerde cerrahi operasyonun kaçınılmaz olduğunu kaydetti. 

Özellikle henüz çocuk sahibi olmamış genç kadınlarda laparoskopik ameliyatın tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Prof.Dr. Şendağ, “Kadınların yaklaşık yüzde 10’unda görünen ve Endometriozis (Çikolata kisti) adı verilen hastalık adı gibi masum değil. Çünkü hastalık doğru tanı konmaması veya ciddiye alınmaması nedeniyle kısırlaştırıcı etki yapabiliyor. Bazı endometrioz odakları sinir dokusundan çok zengindir, bu nedenle kronik ve özellikle adet sırasında çok şiddetli ağrıya sebep olabiliyor. Çikolata kistleri hiçbir şikâyet olmaksızın rutin jinekolojik kontrollerde fark edilebiliyor. 

Ama hastaların büyük bölümü karın alt kısmında görülen sık hissedilen ağrılar nedeniyle doktora başvuruyor. Adetten bağımsız ağrı ve cinsel ilişki sırasında ağrılar da hastalığın habercisi olabiliyor. Kistlerin tedavisinde ben kapalı ameliyatın (laparoskopi) ile yapılması gerektiğine inanıyorum. Çünkü açık ameliyat gibi kesi olmadığından karın estetiğinin korunuyor. Açık ameliyat sonrasında oluşabilecek komplikasyon riski daha düşük. Ameliyat sonrası minimal ağrı hastalar ertesi gün taburcu olup sosyal yaşamlarına dönebiliyorlar" dedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder