3 Ekim 2013 Perşembe

TÜRKİYE MOTOSİKLET PLATFORMU FEDERASYON OLMA KARARI ALDI

Türkiye Motosiklet Platformu, Kuşadası'nda gerçekleştirdiği 2. Olağan Genel Kurulu'nda önemli kararlar aldı. Bu kararlardan en önemlisi ise, üst kuruldan gelen federasyon olma tavsiye kararını, genel kurul üyelerinin oybirliği ile kabul etmesi oldu.Türkiye'nin çeşitli illerinden gelerek Kuşadası'nda toplanan motosiklet derneklerinin, kulüplerinin veya gruplarının başkanları Türkiye Motosiklet Platformu çatısı altında 2. Olağan Genel Kurulu'nu gerçekleştirdi. İlk toplantısını 15 kişi ile yapan TMP yönetimi 6 aylık yoğun çalışmalar sonucu katılımcı sayısını 2 katına çıkararak da önemli bir başarı elde etti.

"TEK İLGİ NOKTAMIZ MOTOSİKLET"
Üst Kurul Başkanı Fevzi Nafiz Elifoğlu'nun açış konuşmasıyla başlayan toplantıda öncelikle, vatan uğruna çarpışan şehitlerimiz ve gazilerimiz ile motosiklet camiasında kaybettiğimiz canlar adına bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Elifoğlu, sonrasında şunları kaydetti: "Öncelikle TMP'ye olan inancınızdan ve verdiğiniz bu destekten dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Bizler motosikleti kendimize yaşam şekli olarak seçmiş kişileriz. Buradaki herkes motosikleti hayatının her alanında rahatlıkla kullanabiliyorken, Türk halkının ve devletinin motosiklete karşı olan ilgisizliğini de üzüntüyle karşılıyoruz. Tüm dünyanın gözdesi olan Türk sporcumuzun başarıyla yarıştığı uluslararası bir motosiklet organizasyonunda yarış kendi ülkemizde olmasına rağmen tribünleri dolduramıyoruz. Her ne kadar alttan yetenekli sporcuların geliyor olduğunu yeni yeni görüyor gibiysek de, şu tarihe kadar değerli kardeşimiz Kenan Sofuoğlu haricinde önemli bir başarı elde edebilen sporcumuz maalesef yok. İşte bu noktada bu sorunları biz kendimize dert edindik ve Türkiye Motosiklet Platformu olarak yola çıktık. Bugün ise, bir önceki toplantımızdaki katılımın iki katına ulaşmış olmamız mutluluk verici. Umarız ki bu ilgi, alaka büyüyerek tüm Türkiye'ye yayılacak ve motosiklet adına sağlıklı  bir bilinci Türk halkına kazandıracağız. Çünkü bizim tek ilgi noktamız; bir eğlence aracı olarak, bir iş aracı olarak, bir spor aracı olarak hayatın her noktasında motosiklet olacaktır."

TÜRKİYE MOTOSİKLET PLATFORMU FEDERASYONLAŞIYOR
Elifoğlu'ndan sonra söz alan Üst Kurul üyesi Ersal Oğuzalp Karatay ise toplantının en önemli açıklamasını yaparak TMP'nin federasyonlaşması gerektiği tavsiye kararını, genel kurul üyelerine sundu. Motosiklet camiasının maalesef yıllardır hakettiği seviyelere ulaşamadığını söyleyen Karatay sözlerine şöyle devam etti: "Bizler TMP adıyla bu oluşumun ilk tohumlarını atarken, sektördeki sorunlara odaklandık ve bu sorunlara çözüm olacağımız iddiasıyla yola çıktık. İddiamız hala devam etmekle birlikte hiçbir şekilde Türkiye Motosiklet Federasyonu ile ters düşmeyeceğimiz, tek menfaatimizin motosiklet camiası olacağı prensip kararını almıştık. Fakat geldiğimiz noktada TMF'nin iyi yönetilememesi ve ilgi noktalarının "motosiklet camiası"nın dışına taşması sonucu federasyon olma tavsiye kararımızı üyelerimizin takdirine sunuyoruz. Aslında an itibariyle organizasyonumuza federasyon olarak devam etmek için başvuruda bulunabiliriz, resmi olarak yeterliliğimiz var ama biz bu yolda emin adımlarla yürüyeceğiz. Bununla ilgili her türlü yapılanmamızı eksiksiz bir şekilde oturtup camiayı kucaklayan ve sadece ona hizmet eden bir yapı olacağız."

Üyelerce de kabul gören bu açıklama genel kurul oylamasında oybirliğiyle kabul edilerek resmileşmiş oldu. Bundan sonra TMP yönetimi federasyon olma adına gerekli araştırmaları yapıp ilgili yapılanma modelini hayata geçirecektir.

"HERKES TAŞIN ALTINA ELİNİ KOYMALI"
İlk toplantıdan bu yana yapılan çalışmaların özetini veren Türkiye Motosiklet Platformu Başkanı Zafer Fatih Özsoy'un sunumu takdir toplarken, çalışmaların hız kesmeden devam edeceğinin sözünü verdi. Ayrıca Özsoy "Bu camiada sorunlar olduğu aşikar. Biz kaya gibi ağır bu sorunların altına elimizi koyabiliyoruz. Başkaları gibi bu sorunların sağından solundan teğet geçmiyoruz, geçmeyeceğiz. Federasyon olmayı düşünmemiz bile bu konulara ne kadar ehemmiyetle yaklaştığımızın göstergesidir. Bu konuda ilgili çalışmaları başlatarak emin adımlarla ilerleyeceğiz." dedi.Bunun yanında başkan Özsoy 29 Ekim’de gerçekleştirilecek olan Cumhuriyet Korteji ile ilgili detayları da aktardı. 5.000 üzeri motosikletli katılımının hedeflendiği ulusal kortej İstanbul'da gerçekleştirilecek. Çevre iller de dahil olmak üzere tüm motosikletçiler İstanbul'da Suadiye'de buluşup toplu olarak Edirnekapı Şehitliği'ne sürüş gerçekleştirecek. Detaylar, ilerleyen günlerde www.tmp.gen.tr adresinden ilan edilecek.

ZUHAL PİRİNÇİOĞLU’DAN GELECEĞE DAİR PLANLAR


VIP Turizm’in zevkli sahibesi Zuhal Pirinççioğlu başarılı iş yaşamını ve geleceğe dair planlarını MAG Dergi okurlarına anlattı. Yeni sezona dair ipuçları ve çok daha fazlası bu röportajda...

ZUHAL HANIM SIZI BIRBIRINDEN BAŞARILI IŞLERINIZLE TANIYORUZ. BIZE KENDINIZI ANLATIR MISINIZ?
İstanbul’da doğdum. Kuyumcu bir ailenin kızıyım. Babam aile işinde olmamı istediğinden belli bir sure Kapalıçarşı’da ve de kuyum mağazamızda altın ve tasarım üzerine eğitim aldım. Fakat sonra kendi başıma çalışmak istediğime karar verip, belli bir süre bankacılık ardından büyük bir lojistik firmasında çalıştım. Daha sonra, o yıllarda Türk Asçılar Milli Takım Kaptanı olarak tanıdığım bir ortak catering işine girip şirketimizi kurduk. Tam o dönemlerde Ceylan Bey ile tanıştım. Gerek Vip Turizm’le birlikte gerekse kendimiz, çok başarılı organizasyonlar, davetler yaptık. Evlendikten sonra hem VIP Turizm’de event alanında hem de kurduğum etkinlik ve davet şirketimde çalıştım.

EŞINIZLE BIRLIKTE ÇALIŞMAK NASIL BIR DUYGU?
İlk başta eşlerin aynı iş yerinde olmaları ne kadar sağlıklı olur diye düşündüm ama kaygılarım yersizmiş. Birlikte çalışmak, görevdeşlik yaratmak, başarılı geçen projelerin ardından hazzını birlikte yaşamak çokta keyifli. Huzurlu bir çalışma ve iş birliği içerisindeyiz.
Birbirimizi daha iyi anlıyor, paylaşım ve fikir alışverişinde bulunuyoruz. İş yerinde, toplantı ya da kalabalık ortamlarda birbirimize “hanım ve bey” diye hitap ediyoruz. Kim stresliyse diğer taraf alttan alıyor. Kısacası işte işi, evde evimizi yaşamaya özen gösteriyoruz.

ÖNÜMÜZDEKI GÜNLERDE NE GIBI PROJELERINIZ VAR?
Vip'in 45 yıllık deneyimlerini birleştiği "Jazeebe" adında benim yönetimimde bir organizasyon şirketim var. Önümüzdeki sezon için yeni tasarımlarla, çok eğlenceli, cazibeli, capcanlı kış düğünleri, davetler, açılışlar yapma projelerimiz var.

Sanal ortamda hizmet verdiğimiz birçok renkli site çalışmalarımız mevcut. Yine yeni bir oluşum içindeyiz. Odanhazir.com [1] adında seyyahlarımızın çok rahat ve kolaylıkla istedikleri destinasyonlarda kendilerine ve zevklerine uygun 210.000’e yakın konaklama alternatifleri sunan bir site olacak. Şu an beni en heyecanlandıran en genç projemiz bu. Ayrıca dünyanın 52 ülkesinde 4000’in üstünde villa ve apartman katı kiralama ile ilgili _www.luxuryviprental.com_ [2]_ _ olan sitemiz çok iyi işliyor. Hepsi ve daha fazlasına www.vip.com.tr [3] adresinden ulaşabilirsiniz.

HER ZAMAN BAKIMLI VE GÜZEL GÖRÜNÜYORSUNUZ. ÖZEL BAKIM SIRLARINIZ VAR MI?
Benim işim hem zevkli hem de şıklığın zarafetin ön planda tutulması gereken bir iş. Ancak güncel yaşamda da uyum ve şıklık benim için çok önemli. Ayrıca eşim bu konuda oldukça talepkar. Ama abartıyı sevmiyorum.
Her zaman önce doğallıktan yanayım. Kozmetik yerine doğal bitkisel yağlar kullanıyorum mesela. Doğal bir gülsuyu en güzel losyon benim için. Hem de sağlıklı. Her gün içeceğinize damlatacağınız birkaç damla gülsuyu çok faydalı. Sağlıklı bir beslenme tarzım vardır. Kalsiyum için bademden süt yapıp içerim. Çıkan posayla da yüzünüze ve vücudunuza mükemmel bir peeling oluyor. Yakın çevrem bu bilgilerimi bir kitapta toplamam gerektiğini söylüyorlar. Özellikle anne ve bebek beslenmesi konusunda... Örneğin oğluma her gün içirdiğim iki üç damla çörekotu yağının çok faydasını görüyorum. Estetik konusunda ise; karşı değilim ama estetik operasyonlar gerçekten gerekliyse güzel duruyor.
Güzelleşeceğim diye doğal güzelliklerinden çok uzaklaşılıyor.

KIYAFETLERINIZI SEÇERKEN NELERE DIKKAT EDIYORSUNUZ?
Gündüzleri çoğunlukla sade ve rahat, gece abartısız şık olmayı severim.
Neon renkleri yoğun kullanmasam da mor, turuncu ve yeşil favori renklerim. Uyumsuzluktan bir uyum yaratmayı, renkli bir pantolonla beyaz bir gömleği kombinlemeyi seviyorum. Modayı takip ederim. Yerli ve yabancı dergileri, bir çoğunu da i-Pad’imden takip eder okumaktan keyifte alırım ancak sırf bu sene bu moda diye olup olmadık denemelere girmem. Bana göre seçimleriniz size pozitif enerji vermeli, yaratıcılığınızı ve kendinizi ön plana çıkarmalı. Herkesin kendine göre bir tarzı var ama bu tarz içerisinde de kendine yakışanı giymek gerektiğine inanırım.

BODRUM'DA YA DA TATILDE YAPMAKTAN EN ÇOK KEYIF ALDIĞINIZ ŞEY NEDIR?
Ben hep söylerim benim ülkem bir cennet diye. Bu yerlerden birisi de kuşkusuz Bodrum. Yapacak o kadar şey var ki... Öncelikle her sabah Gündoğan/Yalıkavak sahillerinde 7,5 - 8 km yürümekten büyük keyif alıyorum. Tekne gezileriyle koyları dolaşmak, köylülerin kurduğu pazarlardan taze sebzeler, meyveler almak, Kızılburun'daki evimde ailemle vakit geçirip, dostlarla sohbetler etmek, değişik restoranlarda değişik tatlar tatmak, suyun altındaki batıklara dalmak gerçekten muhteşem...

BODRUM IÇIN NE GIBI TAVSIYELERDE BULUNMAK ISTERSINIZ?
Kızılburun mevkiinde yeni açılan THE BLUE BOSPHORUS otelde konaklayıp eşsiz gün doğumunu ve güneşin ilk ışıklarıyla geçen Yunus balıklarını seyretmek, Kübalı grupların çıktığı Happy hour’larda eğlenmek, sabah erkenden deniz kenarında yürüyüp dönüşte fırından yeni çıkmış simit almak, Gümüşlük'teki balıkçılarda balık meze yemek, bale, konser, klasik müzik festivali gibi etkinliklere katılmak, Yalıkavak'ta günbatımına karşı içkinizi yudumlamak... La Maison Restoran ve Otel Yalıkavak’ta size kendinizi evinizde hissettirecek yerlerden birisi.

BODRUM'DA BU SEZON IÇIN EN FAVORI MEKANLARINIZ NERELER OLDU?
Öncelikle yine Kızılburun diyeceğim çünkü burası nemsiz, sürekli tatlı esintisiyle özellikli havaya sahip oluşu, berrak hiç kirlenmeyen denizi ve konumu ile çok beğendiğimiz bir mevkii oldu. Gündoğan'da ki CasaCosta Oteli içindeki Küba Beach’te akşamüstü sefası keyifli oluyor. Diğer yandan Yalıkavak'ın yenilenmiş marinasında her şeyi bulabiliyorsunuz, gezilip görülmeye değer. Eğlence olarak Türkbükü'nde Sess'i öneririm.
Oğlum henüz küçük olduğundan çok rahat yüzülüp dibi kumluk olduğu için Karaincir ve Tilkicikkoyu'ndaki Moon Beach de bu sene çok gittiğimiz yerlerden oldu. Gümüşlük'teki Limon Kafe ve Teldolap en favori yerlerim arasına girdi.

SOSYAL SORUMLULUK PROJELERINIZDEN BAHSEDER MISINIZ?
Tema Vakfı’nı birçok koldan ve yapılan etkinliklere bizzat katılıp bulunarak destekliyorum. Ayrıca TESYEV yararına yapılan bir gecede eşim sahnede Ebru Gündeş ile düet yapmıştı. Gece mükemmeldi. TESYEV yararına hanımlara Güneydoğu turları da düzenledik gelirini de vakfa bağışladık.
Önümüzdeki sezon için yine vakıf yararına geziler planlayacağız.
Röportaj : Ersin AL

ETIHAD GENEL MERKEZİNİ BERLİN’DE AÇTI



ETIHAD HAVAYOLLARI AVRUPA’DAKİ GENEL MERKEZİNİ BERLİN’DE AÇTI
Birleşik Arap Emirlikleri’nin ulusal havayolu şrketi Etihad Havayolları, Avrupa’daki yeni genel merkezini Berlin’de açtı. Şirket böylece Almanya’daki varlığını ve stratejik ortağı airberlin’le olan ilişkilerini de güçlendirmeyi hedefliyor.

Etihad Havayolları CEO’su James Hogan açılışta yaptığı konuşmada, “Almanya, Etihad Havayolları için hem yolcu hem de kargo taşımacılığında oldukça önemli bir rol oynuyor. Avrupa’daki yeni genel merkezimizi Berlin’de açarak, airberlin’de çalışan ekiplerle de daha yakın bir çalışma ortamına kavuşacağız ve bu her iki taraf için de çok daha faydalı olacak. Geçtiğimiz yıl 2011’e kıyasla Etihad Havayolları olarak Almanya ile yüzde 47 oranında daha fazla yolcu taşıdık. 2013 yılı için belirlediğimiz tüm hedeflerimize de ulaşacağız. Tüm bunlar, Avrupa ve Almanya’daki varlığımızın daha uzun yıllar devam edeceğini gösteriyor” şeklinde konuştu.

Berlin’in kalbinde yer alan ofiste Etihad Havayolları Avrupa ve Almanya satış ve pazarlama ekiplerinin yanı sıra, Etihad Havayolları ve airberlin’in ortak rezervasyon ve biletleme departmanları da yer alıyor. Etihad Havayolları’nın Berlin’deki genel merkezinde toplam 35 kişi çalışacak.

STS OKUL GEMİSİ AKDENİZ’İN BİRİNCİSİ


STS Bodrum Yelkenli Okul Gemisi, STI Mediterranean’ın ilk ayağı olan Barcelona-Toulon etabını dahil olduğu B Klasmanında 1., Genel Klasman’da 7. olarak tamamladı.



Bodrum  Belediyesi bünyesinde faaliyet gösteren STS Bodrum Yelkenli Okul Gemisi, 2013 Piri Reis Yılı şerefine  YEGED (Yelkenli Gemide Eğitim Derneği) ve Sarıoğlu Denizcilik destekleri ile STI  Mediterranean Tall Ships Regatta(Görkemli Gemiler) yarışında Barcelona-Toulon birinci ayağını dahil olduğu B Klasmanı’nda tüm rakiplerini geride bırakarak  birincilikle tamamlamıştır.


Almanya, İngiltere, İspanya, İtalya, Rusya, Fransa, Romanya, Macaristan, Hollanda, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Polonya, Portekiz, İrlanda ve Bulgaristan gibi denizcilikte iddialı ülkelerin “Tall Ships” denilen görkemli yelkenli gemilerinin katıldığı yarışta genel klasmanda da 7. olan STS Bodrum Yelkenli Okul Gemisi Türkiye’yi ve Bodrum’u en iyi şekilde temsil etmeye devam etmektedir.



STS Bodrum Yelkenli Okul Gemisi, 6 kişilik teknik ekiple birlikte çeşitli üniversite ve yüksekokullardan 14 gönüllü gemiciyle Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon’un da katıldığı bir törenle Barcelona’ya uğurlanmıştı. 











NİKARAGUA İLE HAVA KÖPRÜSÜ KURULDU


ORTA AMERİKA ÜLKESİ NİKARAGUA İLE HAVA KÖPRÜSÜ KURULUYOR

Türkiye ile Nikaragua arasında uçak seferlerinin başlatılabilmesi amacıyla Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM), Nikaragua  ile İkili Havacılık Anlaşması imzaladı.Türk ve Nikaragualı Sivil Havacılık Yetkilileri'nin 30 Eylül 2013 tarihinde Kanada-Montreal’de gerçekleştirdikleri sivil havacılık müzakereleri sonucunda  sağlanan anlaşma ile, Nikaragua’nın başkenti Managua ve İstanbul arasında tarifeli uçak seferlerinin düzenlenmesine yönelik ilk adım atıldı.

ICAO Daimi Temsilcimiz Çağatay ERCİYES’in de katılım sağladığı imza töreninde, Anlaşma, Sivil Havacılık Genel Müdür Yardımcısı Bahri KESİCİ ve Nikaragua Sivil Havacılık Genel Müdürü Carlos SALAZAR tarafından parafe edilmiştir. Anlaşmaya göre; Türkiye tarafından tayin edilen havayolları Nikaragua’da Managua ve sonradan belirlenecek bir noktaya, Nikaragua tarafından tayin edilen havayolları ise İstanbul ve sonradan belirlenecek bir noktaya tarifeli sefer yapma hakkı elde etti.

Her iki ülkenin havayolu işletmelerine 21 frekans tarifeli yolcu; frekans ve kapasite kısıtlaması olmaksızın tarifeli kargo sefer yapma hakkı elde sağlanan anlaşma kapsamında ayrıca, tayin edilen taşıyıcıların üçüncü taraf dâhil olmak üzere; kod paylaşımı, bloke yer ve diğer ticari uygulamalar gibi pazarlama uygulamalarına katılabilmesine de imkan tanındı. Havayolu işletmelerinin Nikaragua’ya uçuş başlatmasına imkan veren söz konusu anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte, Türkiye'nin dünya genelinde yaptığı Hava Ulaştırma Anlaşma ülke sayısı 155'e ulaştı.


ŞİLİLİ GIDA ÜRETİCİLERİ TÜRK İŞ DÜNYASIYLA KÖPRÜ KURMAK İSTİYOR


Şilili Gıda Üreticileri,Türkiye İş Dünyası ile Köprü Kurmak İçin İstanbul'a Geldi
Şili ve Türkiye arasında 2011 yılında imzalanan Serbest Ticaret Anlaşması’nın ardından yeni fırsatları paylaşmak üzere  Şili Ticaret Ofisi Pro|Chile* ev sahipliğinde düzenlenen “Flavours Of Chlie / Şili’nin Lezzetleri” adını taşıyan etkinlikte, Şilili gıda üreticileri Türkiye’nin perakende, turizm, yeme-içme sektörlerinin önde gelen temsilcileriyle bir araya geldi. 1 Ekim Salı Günü İstanbul Ritz-Carlton Hotel’de gerçekleşen ikili görüşmeler, Kuru Erik ve Yaban Mersini Seminerleri’yle devam etti. Etkinlik Şilili Şef Pilar Rodriguez tarafından hazırlanan akşam yemeğiyle son buldu. Şili’nin dünyaca ünlü şeflerinden Pilar  Rodriguez  tarafından hazırlanan, Şilili lezzetlere özgü akşam yemeğine, iş ve cemiyet dünyasından 300 isim katıldı.


Et ürünlerinden deniz ürünlerine, donmuş meyvelerden, ceviz ve yaban mersinine, 14 farklı Şilili üreticiyi iş dünyasının temsilcileriyle bir araya geldi. Şili Ticaret Ofisi Pro|Chile ev sahipliğinde düzenlenen ikili görüşmelerin ardından gerçekleştirilen seminerlerin açılış konuşmasını, Şili Ticaret Ofisi Direktörü Gülşan Atalay yaptı, saat 17.00’de Şili Ceviz ve Kuruyemiş Komisyonu Başkanı Andres Rodriguez ise, Şili Kuru Erik Endüstrisi ve Ticari Fırsatlar Konulu seminerde yatırımcılara yeni iş fırsatlarını aktardı. ASOEX Şili Meyve İhracatçıları Birliği, Yaban Mersini Komite Başkanı Andres Armstrong ise yaptığı konuşmada Şili Yaban Mersini hakkında üretim, ürünün cinsi,özellikleri, mevsimi, hasatı ve yeni iş fırsatları ile ilgili bilgileri paylaştı.  Şili Yaban Mersini ve Yaban Mersininin Pastacılıkta Kullanımı konulu seminer,  L’école Culinaire Le Cordon Bleu-Paris’den mezun olan Şilili Şef Pilar  Rodriguez, tarafından hazırlanan lezzetlerden oluşan tadım etkinliğiyle tamamlandı.

Şili & Türkiye Ticari İlişkiler
2011 yılında Türkiye ve Şili arasında imzalan Serbest Ticaret Anlaşması’nın ardından Türkiye’nin Şili’den gerçekleştirdiği tüm ticari faaliyetlerin %96’sında vergiler kaldırıldı.Şili’den Türkiye’ye yapılan ihracat 2011’den bu yana %24 oranında yükseldi. 2012’de sadece geleneksel olmayan ihracat ürünlerinde  (mineraller ve ağaç hamuru dışında) % 46 oranında artış oldu. Aynı dönemde Türkiye’den yapılan ithalat ise %77 artış gösterdi. Şili’nin ihracat sıralamasında Türkiye 27. sırada yer aldı.
Şili’nin 2012’de Türkiye’ye ihracatı 2010 yılına göre %55 artarak 462milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu aratışın nedeni bakır, işlenmiş ürün, şarap ve deniz ürünleri oldu. Bu artışı aynı zamanda 2011 yılında imzalana  serbest ticaret anlaşması destekledi.

BODRUM CUP 25 YAŞINDA GÜMÜŞ JÜBİLESİNİ KUTLUYOR




Akdeniz’in en büyük deniz şenliği Bodrum Cup 25 yaşında Gümüş jübilesini kutluyor
21-26 Ekim 2013Bodrum-Kos, Kos-Leros ve Leros-Yalıkavak


Türkiye’nin efsanevi turizm türlerinden Mavi Yolculuğa ev sahipliği eden ve “gulet” diye tanınan geleneksel tarzda üretilmiş tekneler arasında 1989’dan beri yapılan Bodrum Cup Uluslararası Yelkenli Ahşap Yarışları, 21-26 Ekim arasında 25. kez düzenlenecek. Bodrum’dan başlayıp, Yalıkavak’ta sona erecek olan 25. Bodrum Cup, “Gümüş Jübile”sinde Yunan Adaları Kos ve Leros’a da uğrayacak.Akdeniz’deki en büyük deniz organizasyonu olan Bodrum Cup’ı diğer yarışlardan ayıran başlıca özelliği, mürettebat ve uzman yelkencilerin yanı sıra yolcuların da yarışa katılmaları. Tamamen gezmek amacı ile Bodrum Cup’a gelen yolcuların 25. yılda da hoş zaman geçirmeleri için hem Türkiye’de, hem Yunanistan’daki her limanda çeşitli eğlence, gösteri, konser programları sergilenecek. Bu niteliği ile de Bodrum Cup, bütün Akdeniz’in en büyük deniz şenliği ünvanını kazanmakta.


21 Ekim Cumartesi Bodrum’da “25. Yıl Kortej Yürüyüşü” ile başlıyor
Bodrum Cup’ın “Gümüş Jübile”si 21 Ekim Cumartesi günü Bodrum’da yapılacak “25. Yıl Kortej Yürüyüşü” ile başlayacak. Açılış kokteyli ve briefing’i izleyerek, akşam serbest eğlenceler düzenlenecek. Yarışın fiilen 22 Ekim sabahı Bodrum Kalesi açıklarından start alacak. Türk turizminde yatçılık sektörünün ağırlığını görüntüler ile belgelemek isteyen 25. Uluslararası Bodrum Cup Yelkenli Ahşap Yatlar Yarış Komitesi, Bodrum’daki kupaya katılmayan bütün yatları da start  hattında yarışmacılara destek vermek için hazır bulunmaya davet etti.


Akdeniz’in en büyük yat şenliğine yolcular da katılabiliyor.
Bu yıl 25. Kez yelken açacak olan Akdeniz’deki en büyük deniz organizasyonu Bodrum Cup Uluslararası Ahşap Yat Yarışına denizcilik ve yelkencilikle hiç ilgileri olmasa bile, herkes yolcu olarak  katılabiliyor. Dünyada yolcuların da yer aldığı çok az sayıdaki yat yarışının en bilineni olan Bodrum Cup’a, başladığı 1989 yılından bugüne kadar 25 bin dolayında kişinin misafir ve yarışmacı olarak katıldığı bildirildi.

Bu yıl “Gümüş Jübile”si 21-26 Ekim tarihlerinde yapılacak olan Bodrum Cup Uluslararası Ahşap Yatlar Yelken Yarışı  Düzenleme Komitesi Başkanı Erman Aras, bu konuda şunları söyledi: “Bodrum Cup’ta 1989’da ilk kez yelken bastığımızda amacımız hem geleneksel Mavi Yolculuk yatlarının bu işi pek alâ başarabileceklerini göstermek, hem de turizmi biraz spor ve rekabet ile renklendirmekti. Aradan çeyrek asır geçtikten sonra görmekteyiz ki her yıl 1500-2000 kişi ile Bodrum Cup’ı yürütüyoruz. Bizi siyasi ve ekonomik krizler dahi durduramıyor. Demek ki Bodrum Cup ile birçok kişiye denizi ve yelkeni sevdirdiğimiz gibi, onlara bu zevki bilfiil yaşama fırsatını da sunabiliyoruz.”  Aras, 25. Bodrum Cup’a yolcu olarak katılmak isteyenlerin bodrumcup@bodrumcup.com; www.bodrumcup.com adresinden yarışı düzenleyen Era Bodrum Yacht Club ile temasa geçerek bilgi alabileceklerini de belirtti.

Bodrum Cup 25. Yılında Bodrum’da start aldıktan sonra Bodrum-Kos, Kos-Leros ve Leros-Yalıkavak etapları ile sürecek.Bodrum Cup organizasyon komitesi başkanı Erman Aras bu konuda şunları da sözlerine ekledi; “Bodrum Cup dünyada yolcular ile birlikte yapılan belki de üç yelken yarışından biri. Muhtemelen de en büyüğü. Bu yönüyle sadece bir regatta ve deniz şenliği olmakla kalmıyor, aynı zamanda önemli bir turizm olayına da dönüşüyor. Bu organizasyonu komşumuz Yunan adalarına taşımak, hem Bodrum Cup’a daha fazla renk ve heyecan getiriyor, hem ulusların yakınlaşmalarına katkıda bulunuyor. Ayrıca, hem komşumuzun hem de bizim de ekonomimize destek oluyor. Böylece, Bodrum Cup’ın uluslararası karakteri de sadece katılımcılar açısından değil, rotamız bakımından da büsbütün belirginleşiyor”.


BRASS’TA BU AYIN MEYVESİ NAR


BRASS’TA HER AY FARKLI BİR MEYVE İLE HAZIRLANAN SPESİYAL TATLAR
Martı Istanbul Hotel’in büyük beğeni alan şık ve seçkin restoranı BRASS’ta her ay farklı bir meyve ile hazırlanan spesiyal tatlar lezzetseverlerle buluşmaya devam ediyor.İncirli lezzetlerin ardından Ekim ayının besin yönünden en zengin meyvesi nar ile Martı Istanbul Hotel’in executive şefi Eyüp Sabri Yunusoğlu tarafından hazırlanan “Narlı Lezzetler” menüsünde; “narlı tabbule salatası”ndan “nar ekşili ızgara kuzu bonfilesine”, “portakallı nar ekşili sos ile hazırlanan balkabaklı ve naneli Semiz otu salatasından” “çıtır kabak dilimleri arasında narlı ceviz kremi”ne birbirinden özel lezzetler yer alıyor.  BRASS Restaurant&Bar, dünya mutfaklarını lüks bir sadelik çerçevesinde sunduğu seçkin menüsü şık detaylarla bezenmiş dış mekan dekorasyonu ve yemyeşil bir doğada hissi veren yaz bahçesi ile İstanbul’un merkezi Taksim’de lezzetseverleri ağırlamaya devam ediyor.
www.martiistanbulhotel.com



YURTDIŞINDA YABANCI DİL ÖĞRENMENİN TAM ZAMANI

Global Vizyon, turizm çalışanlarına yurtdışında yabancı dil eğitimi konusunda geniş seçenekler sunuyor
Turizm sezonunun yavaşladığı sonbahar ve kış aylarında, İngilizcesini geliştirmek isteyen turizm çalışanları için Global Vizyon Yurtdışı Eğitim Danışmanlığı İngiltere ve özellikle Malta’daki dil okullarında çok uygun seçenek ve kampanyalar hazırladı. Yurtiçinde ve yurtdışında ofisleri ve uzun yıllara dayanan tecrübesi ile Global Vizyon, İngilizceyi yurtdışında yaşayarak öğrenmek isteyenlere bütçelerine uygun paket programlar sunuyor.

Global Vizyon Antalya Şubesi Yurtdışı Eğitim Danışmanı Mine Kestane Hatipoğlu, İngilizcelerini geliştirmek isteyen ya da pratik yapma imkanı bulmak isteyen turizm çalışanlarının bu dönemi İngilizcelerini geliştirmek için değerlendirebileceklerini, bunun aynı zamanda kendileri ve kariyerleri için yapabilecekleri en değerli yatırım olacağını söyledi. Hatipoğlu özellikle, kış döneminde İngiltere ve Malta’daki uygun fiyatların kaçırılmamasını istedi.

Türkiye’de dil öğrenmeye çalışmanın istenen hızda ve verimlilikte olmadığını, öğrencinin haftanın belli günlerinde ve belli saatlerde kendisini İngilizce öğrenmeye konsantre ederken,  hayatı anadilinde devam ettiği için ciddi bir kayıp yaşadıklarını ve bazen de verilen tüm paranın boşa gittiğini görebildiğini öne süren Hatipoğlu, “Yurtdışında yabancı dil öğrenmenin, özellikle İngilizce konuşulan bir ülkede eğitim ve yaşamın İngilizce olduğu bir ortamda öğrenci neredeyse doğal bir süreç olarak dili öğreniyor ve verilen paranın her kuruşu hedefini bulmuş oluyor. İşte gerçek tasarruf burada yatıyor.”dedi.

Turizm çalışanlarının, Global Vizyon’un dil okullarının kış dönemi kampanyalarından yararlanma fırsatını kaçırmamalarını isteyen Mine Kestane Hatipoğlu, Global Vizyon’un uluslararası yurtdışı eğitim danışmanlık hizmeti verdiğine dikkati çekti, “Uzun yıllara dayanan bilgi ve tecrübe, güven ve disiplin bizim vizyonumuzdur. Global Vizyon Antalya Şubesi kanalıyla bugüne kadar 500’e yakın öğrenci çeşitli eğitimleri almak üzere yurtdışına gitti. Öğrenci memnuniyet oranımız ise yüzde 100’e yaklaştı.”diye konuştu.

29 Eylül 2013 Pazar

OKUL ÇAĞINDA BESLENME


Beslenme, insanın büyüme, gelişme, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için gerekli olan besin öğelerini yeterli miktarlarda alıp vücudunda kullanmasıdır.Bu ögelerin herhangi biri alınmadığında veya gereğinden az veya çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği veya sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur.

Konya Numune Hastanesi Başhekimi İç hastalıkları Uzmanı ve Fizyoloji Doktoru Halit Karaca,Çocuklarda dengeli ve düzenli beslenme çok önceden, daha anne rahminden itibaren başlar. Anne sütünün yetersizliği ve uygun olmayan ek besinler , okul öncesi yaş grubu çocuklarındaki beslenme bozukluğunun  temelini oluşturur.  Ekonomik durumu iyi fakat  bilgisiz ailelerde bebek toplu olsun isteğiyle erken aylarda besleyici değeri yüksek ticari mamalar, ileri yaşlara uzanan obezite ve onunla bağlantılı hastalıkların riskini artırmaktadır.
Karaca Okul çağındaki çocuklarda beslenme yaşamın diğer dönemlerine göre daha da önemlidir. Çünkü bu dönemdeki  çocuklar, sürekli olarak bedensel ve zihinsel gelişme aşamasında olduğu için  bazı vitamin, mineral  ve besin maddelerine daha fazla ihtiyaç duyarlar.

Düzensiz ve yetersiz uyku, evden uzak kalmanın  psikolojik etkisi ve okul ortamında beslenme alışkanlığındaki değişiklikler bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olur.Toplu yaşam alanlarında fazlaca zaman geçiren okul çağındaki çocuklar, bulaşıcı hastalık ajanlarıyla sürekli temas halindedirler. Çocukların grup halinde birarada bulunmaları kazaların, bulaşıcı hastalıkların artması ve hızla yayılmasına neden olur. Bu dönemde çocukların yeterli ve dengeli beslenmelerinin sağlanması ile, çocukların büyüme ve gelişmelerinin tam olması, vücut dirençlerinin artarak bulaşıcı hastalıklardan korunmaları sağlanabilir.

Karaca Okul öncesi ve okul çağı çocuklarında , demir, B6, B12 vitaminleri ve folik asit alımının yetersizliği ya da biyoyararlılıklarının düşüklüğüne bağlı  anemi dediğimiz kansızlık sık görülmektedir. Anemi , çocuklarda okul başarısını düşüren,dikkati azaltan en önemli etkenlerden biridir.Beslenme sorunları açısından riskli grupların biri de yükseköğrenim gençliğidir. Yapılan araştırmalarda, öğrencilerin yarıya yakının düzenli kahvaltı etmediği gibi öğle ve akşam yemeklerini de yeterli ve dengeli almadığı tesbit edilmiştir.
Öğrencilerdeki beslenme sorununun başlıca nedenleri; bilgisizlik ve ekonomik yetersizliktir. Beslenme açlık duygusunu bastırmak yada canın istediği şeyleri yemek içmek değildir.

İnsanın ileri yaşlarda  yaşam kalitesini düşüren kemik erimesinin (osteoporosiz)  temel nedeni çocukluk ve gençlik yıllarında kalsiyumun temel kaynağı olan süt ve türevlerinin yetersiz alımıdır. Okul çağındaki çocuklarda fiziksel büyüme ve gelişmedeki artışa bağlı olarak D vitamini ve kalsiyum gereksiniminde artış görülmektedir.Bu nedenle  çocukların beslenmesinde süt ve yoğurt tüketimi büyük önem taşımaktadır.

Çocukların sağlıklı gelişimi, büyümeleri, derslerindeki başarı, dikkat ve konsantrasyonlarının artması için asla uzun zaman aç kalmamaları gerekir. Bu nedenle gün içinde mutlaka 2–3 saat aralıklarla günde 6 öğün şeklinde beslenmeleri sağlanmalıdır.Konya Numune Hastanesi Başhekimi İç hastalıkları Uzmanı ve Fizyoloji Doktoru Halit Karaca,Kahvaltı, günü etkileyen en önemli öğündür. Kahvaltı altın bir öğün olarak görülmeli ve kesinlikle atlanmamalıdır. Düzenli kahvaltı yapmamak  veya yetersiz ve dengesiz kahvaltı,  çocukların okul başarısı kadar büyüme ve gelişmelerini de etkilemektedir. Dengeli kahvaltı öğrencilerde dikkat düzeyini de olumlu etkileyerek okullarda yaralanma ve kaza oluşumunu azaltır. Araştırmalara göre dengeli kahvaltı yapan çocuğun başarısının daha fazla olduğu, soru çözme  ve kavrama yeteneğinin arttığı tesbit edilmiştir.
 Eğer beslenme çantası evden hazırlanıyorsa; beslenme çantasına hazır değil, evde yapılmış gıdalar konulmalıdır. Kek, kurabiye, meyve suyu gibi hazır besinler yerine sandviç, ayran, meyve tercih edilmelidir.  Çocuklara işlem görmemiş çiğ kuruyemiş,  üzüm, incir ve kayısı kurusu gibi meyve kurusu tüketimi alışkanlığı kazandırılmalıdır.

Dengeli beslenme için su alımına da özen gösterilmelidir.Ayaküstü beslenme (fast-food) doymuş yağ asitleri yönünden zengin, ancak posa içeriği, A ve C vitaminleri yönünden yetersiz olup, sağlıksız beslenmeye neden olmakta, şişmanlık ve kalp-damar hastalıklarının oluşma riskini arttırmaktadır.Çocuklara kola gibi asitli içecekler, hazır meyve suyu ,cips ve çikolata gibi besinler alınmamalıdır. Bu tür gıdalar sağlığa zararlı tatlandırıcı, renklendirici ve koruyucu madde içerebilir. Şeker oranı yüksek  içecekler normalden fazla insülin salınımına neden olarak  açlık hissi oluşturmakta, bu durum da gereğinden fazla gıda alınımına neden olarak daha çocuk yaşlarda obeziteye yol açmaktadır.

Karaca,Özetle aileler , çocuklarının evden uzak olduğu zamanlarda da neler yiyip içtiklerini de titizlikle araştırmalıdır. Veli toplantılarında öğrencilerin derslerinin sorgulandığı kadar okul kantinlerinde neler satıldığı titizlikle takip edilmelidir. Öğrencilere neler verildiğinden haberdar olunmalı, okul kantinleri sağlığa zararlı yiyecek ve içeceklerden arındırılmalıdır. Okul çağındaki çocuklara doğru beslenme alışkanlıklarının kazandırılması, onların daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürmelerinin temelini oluşturur.
ZEKİ DURSUN

ÇAĞIN VEBASI; ALZHEİMER!


21 Eylül Dünya Alzheimer Günü. Dünyada 30 milyona yakın Alzheimer hastası bulunuyor. 2050 yılında bu sayının 80 milyon olacağı tahmin ediliyor. Bunamanın nedeni ve çaresi bulunamazsa bu asrın sonunda gelişmiş ülkelerde hiçbir şeyi hatırlayamayan insan sayısı sağlıklı bireylerin sayısını geçmiş olacak. Hiçbir bulaşıcı hastalık insanlık adına bu denli bir tehdit oluşturmuyor. Neden günümüzde geçmişe göre çok daha fazla Alzheimer’a yakalanıyor ve bunuyoruz? Her unutkanlık Alzheimer değildir diyoruz ama neden daha fazla unutur hale geliyoruz? Liv Hospital Nöroloji Uzmanı Türker Şahiner “Küçük fedakarlıklar yaparak Alzheimer’a yakalanmadan yaşayabiliriz. Fiziksel egzersiz yapın, şekerden uzak durun, beyninizi strese girmeden çalıştırın” diyor…

Küçük fedakarlıklar yapın
Genetik olarak Alzheimer açısından şanslı olmayabiliriz ve örneğin APOE4 gen tipini taşıyorsak normal topluma göre yakalanma şansımız 10 kat fazla olabilir. Risk yaratan bunun gibi onlarca gen tanımlanmıştır ancak bu genleri pimi çekilmemiş bombalara benzetebiliriz. Pimi bizler çekiyoruz. Yaşam konforumuz uğruna bunu yapıyoruz. Oysa azıcık fedakarlık ile bu bombaları patlatmadan yani Alzheimer’a yakalanmadan yaşayabiliriz.

Beyin hasarı 40’lı yaşlarda başlıyor
Düşünme yetimize güvenerek övündüğümüz beyin kabuğumuza (korteks) çok acımasızca davranıyoruz. Bir asır öncesine göre, kendi ürettiğimiz teknoloji mahareti ile yüzlerce kat fazla radyasyona maruz kalıyoruz. Keşke radyasyon sadece tek riskimiz olsa! Ofislerde, evlerde geçirdiğimiz uzun hareketsiz saatlere yoğun iletişimin getirdiği stres ve giderek artan hareketsiz yaşam biçimi eklenince Alzheimer’ın temel nedeni olan Amiloid ve TAU proteininin beyindeki miktarını yüzlerce kat artırıyoruz. Tüm bilimsel çalışmalar beyin protein birikiminin başladığı günden en az 20 yıl kadar bir süre geçtikten sonra ilk bulguları fark ettiğimizi gösteriyor. Bir başka deyişle 60 yaşında bunama belirtileri gösteren bir kişide beyin hasarı 40’lı yaşlarda başlamıştır diyebiliriz.

Hareketsiz yaşam ve stres tetikliyor
Beyinde biriken bu proteinlerin diğer bir nedeni de depresyon, günümüzde depresif belirtileri bulunmayan bir insana rastlamak adeta mucize gibi. Yaşamdaki beklentilerin yükselmesi ve acımasız yarış içinde geri kalma korkusu sadece depresyon yaratsa belki de sevinebiliriz. Bir dönem sonra beynin korunma refleksleri ve tıbbi destekle mutluluğu tekrar yakalayabiliriz. Ama bu dönemin geride bıraktığı Amiloid ve TAU birikimini artık temizleme şansı kalmıyor. Depresif ruh hali ile beraber hareketsiz yaşam asrın en önemli sağlık problemlerinden biri olan “metabolik sendromu” birlikte getiriyor. Beyin hücrelerimiz dahil tüm hücrelerimiz insülin hormonuna karşı direnç geliştiriyoruz.

Glukozu hücreye alamıyoruz, ne yesek yağa dönüşerek vücudun yağlanmasına neden oluyor ve malum devam eden damar sertliği problemleri. Bu durum en çok beyin hücre ölümüne neden olan risklerden biri. Bugün Alzheimer’ı metabolik bir problemin sonucu gören çok sayıda bilim adamı var ve daha da ileri giderek Alzheimer hastalığını aslında TİP 3 Diyabet diyenler dahi var. Kısaca kan şekerimiz yüksek kaldıkça şeker hastası olmasak bile Alzheimer riskimiz çok fazla artıyor. Günümüz de uyku problemleri de en sık rastlanan sorunlardan birisi olarak karşımıza çıkıyor. Uykusuzluk esnasında beyinde protein birikimini gösteren çok sayıda hayvan deneyi var. Aslında iyi bildiğimiz bir gerçek olan beynin uyku ile dinlendirilemediği zaman çok sayıda hastalığa neden olması bugün bir başka yönüyle risk teşkil ediyor. Kronik uykusuzlukta beyin küçülmesi hızlanıyor.

Şekerden uzak durun
Bilim dünyası beyinde biriken proteinleri Amiloidi ve TAU proteinini temizleyecek teknolojiyi geliştirdi. Bilgi toplumunda yaşayan insan günlük yaşam konforunu sürdürme uğruna beyin sağlığına dikkat etmediği sürece bunları temizlemek işe yaramayacak. Kısacası fiziksel egzersiz yapın, şekerden uzak durun, beyninizi strese girmeden çalıştırın.

İŞTE KEBAP ZİYAFETİ SAİT EFENDİ RESTAURANT ANTEP MUTFAĞININ EFENDİSİ


Alışveriş merkezleri, birçok alanda olduğu gibi yemek kültürümüze de farklı açılımlar kazandırıyor. Özellikle bu mekanlarda hızla yaygınlaşan ‘fast food’ kültürü, tüm dünyanın derin saygıyla kabul ettiği geleneksel-yöresel mutfaklarımıza sahip çıkmamızı daha da önemli bir hale getiriyor.



Sait Efendi Restaurant, BVS Group tarafından, bu yaklaşımdan hareketle geliştirilmiş bir zincir restoran konsepti. Vialand, Cevahir ve Profilo alışveriş merkezlerinde yer alıyor. Türk ve Antep Mutfaklarımızın en seçkin örneklerini, modern işletmecilik, kalite yönetimi (ISO 22000) ve titiz servis anlayışıyla her gün müşterilerine sunuyor.


VAZGEÇİLMEZ LEZZETLERİN EFENDİSİ
Sait Efendi Restaurantları’nda dilerseniz ‘karışık kebap’ tabağıyla kendinize ‘kebap ziyafeti’ de çekebilirsiniz. Ya da garsonunuzdan lezzetine doyamayacağınız bir saç kavurma tabağı da isteyebilirsiniz.


Mutfakta kullanılan tüm malzemeler, özel denetim firmalarının kontrolünde seçiliyor, her yörenin yetiştirdiği usta ellerde tarifsiz lezzetlere dönüştürülüyor. Dürüm Beyti, Patlıcan Kebap, Beğendi Kebap gibi lezzetleri barındıran geniş kebap menüsü, küşleme, içli köfte, gavur dağı salatası gibi yöresel tatları, farklı damak zevklerini buluşturan salata barları, özellikle odun ateşinde pişirilen yaprak döner-iskender kebap önerileri ve geleneksel tatlıları ile yemek kültürümüzün korunması ve gelişmesi için önemli bir misyon üstlenmekten mutluluk duyuyor.

Adres: Cevahir AVM Büyükdere Caddesi No:22/618 Şişli/İstanbul
Telefon: 0212 380 18 28 – 0212 380 18 38
----------------------------
Adres: Profilo AVM Cemal Sahir Caddesi No:303 Mecidiyeköy/İstanbul
Telefon: 0212 343 44 44 – 0212 248 44 44
----------------------------
Adres: Vialand AVM 1.Kat No:34 Bağımsız Bölüm Eyüp/İstanbul
Telefon: 0212 777 49 71 – 0212 777 49 91


Yılın son tatilinin rotası: Hotel MRG


Yaz tatili sezonunun son günlerini yaşadığımız bugünlerde tatile çıkamayanlar için tatilin rotası Hotel MRG’yi gösteriyor. Çanakkale’nin Biga ilçesinde yer alan Hotel MRG, Kaz Dağları’na bir adım mesafedeki yemyeşil bahçesi, tarihsel dokusu ve büyüleyici atmosferiyle huzuru bulacağınız bir tatil olanağı sunuyor. Çanakkale sınırları içinde yer alan ve Kaz Dağları’na bir adım mesafedeki yemyeşil bahçesi, tarihsel dokusu ve büyüleyici atmosferiyle Hotel MRG, sizi yılın son yaz tatilini yapmaya davet ediyor.


Üç kuşağın bir arada büyüdüğü, renove edilmiş bu tarihi ahşap konak, içindeki tüm eşyalarla beraber, konuklarını tarihi bir yolculuğa çıkarıyor. Toplantı ve eğitim merkezi olarak da kullanılabilen Hotel MRG, konuklarının ortamın bir parçası olabilmelerini sağlıyor. Üç ana bloktan oluşan MRG’nin içinde Akdeniz mutfağı ağırlıklı bir menü sunan Refet Restaurant, lezzeti damağınızda kalacak tatlar sunuyor. Konağın yanındaki R binanın altında hizmet veren Gönenç Bar ise, müzikleri ve dekoruyla konuklarına unutulmaz anlar yaşatıyor. Ayrıca, otelin avlusunun içerisinde, Kaz Dağları’nın havasını soluma imkanı veren yemyeşil bir bahçe de bulunuyor.


Kahvaltı adresinin olmazsa olmazlarından olan Hotel MRG, kahvaltı menüsüne kendi bahçelerinin gülleriyle yapılan gül reçelini eklemekle kalmayarak, özel yapım olan keçi peynirlerini de misafirlerine sunuyor. Siz de hayır diyemeyeceğiniz bu ayrıcalıklı dünyayla tanışmak ve doğayla iç içe olmak istiyorsanız, ilk tercihiniz Hotel MRG olacak.

Yılın son yaz tatili için doğru tercih: Hotel MRG
Çanakkale’nin, İstanbul-Bursa-Çanakkale turizm ekseninde yer alan, doğal ve tarihi güzellikleriyle bilinen ilçesi Biga’da yer alan Hotel MRG, şehrin gürültüsünden ve kargaşasından uzakta, denize yakın, huzurlu vakit geçirme olanağı sunuyor. İstanbul, Trakya ve Bursa’ya 3 saat, İzmir’e 4 saat uzaklığıyla her türlü yöresel, ulusal ve uluslararası toplantı, seminer ve konferans için uygun bir konaklama yeri olan MRG,  tarihsel dokusu ve sonbaharın büyüleyici atmosferiyle size tam anlamıyla nefes aldırıyor.

AVRUPA’NIN EĞLENCE DEVİ MERLIN ARTIK TÜRKİYE’DE





AVRUPA’NIN EN BÜYÜK EĞLENCE FİRMASI MERLIN ENTERTAINMENTS
TÜRKİYE PAZARINA TÜRKİYE’NİN İLK DEV AKVARYUMU TURKUAZOO’YU SATIN ALARAK GİRDİ

Avrupa’nın en büyük eğlence firması Merlin Entertainments (Merlin) 2009 yılında Bayrampaşa’daki Forum İstanbul AVM’de faaliyete geçen Türkiye’nin ilk dev akvaryumu Turkuazoo’yu Hollanda merkezli Global Aquariums firmasından satın aldı. Madame Tussauds balmumu müzesi, Legoland, London Eye, Dungeons ve tüm dünyada 45 farklı akvaryumu bulanan ve yılda 14 milyon rekor ziyaretçi sayısı ile dünyanın en büyük akvaryum markası Sea Life’ın da sahibi olan Merlin, Turkuazoo’yu da satın alarak Türkiye pazarına hızlı bir giriş yaptı.

Merlin’in Avrupa’nın en canlı ve kalabalık şehri İstanbul’daki ilk yatırımı olan Turkuazoo Akvaryum aynı zamanda Merlin’in İstanbul’u yakından tanıyarak bünyesinde bulundurduğu diğer markalarıyla yapacağı yatırımları değerlendirmesi için önemli bir katalizör görevini görüyor. Merlin, Turkuazoo’nun doğru lokasyonda ve iyi bir büyüme grafiğine sahip kaliteli bir eğlence merkezi olduğunu belirterek Turkuazoo’ya yeni yatırımlar yaparak iş hacminin geliştirilmesi, her yaştan ziyaretçiye ulaşarak dünya çapında bir akvaryum olduğunu bir kez daha gözler önüne sermeyi hedefliyor. Merlin Türkiye pazarında başta Turkuazoo ile birlikte olmak üzere küresel stratejisinin kalbi olan “bilgilendirme” ve “eğlenceli öğrenme (fun learning)” konularına yoğunlaşmayı planlıyor.

Global Aquariums CEO’su Mark Taylor Türkiye’de ve dünyada çeşitli başarılara imza atmış Turkuazoo Akvaryum’un dünya devi Merlin’e satışını değerlendirdi. Taylor “2009 yılında Turkuazoo’nun açılışından bu güne kadar kat ettiğimiz yolda ulaştığımız üstün başarılardan gurur duyuyoruz. Sektöründe dünya devi olan Merlin’in Turkuazoo’yu satın almasının İstanbul’un eğlence sektöründeki gelişimi için önemli bir adım olduğunu düşünüyoruz. Merlin, Turkuazoo’nun sürmekte olan gelişimi ve başarılarına kendi tecrübelerini de aktaracak. Global Aquariums dünyada yeni projelerle  çalışmalarına devam edecek.”

Merlin Entertainments direktörü Glenn Earlam Turkuazoo Akvaryum’u Merlin bünyesine dahil etmekten çok mutlu olduklarını belirterek “İstanbul hızla büyüyen turistik bir şehir ve önemli bir yerel pazar. Merlin olarak amacımız böylesine önemli bir şehirde Turkuazoo Akvaryum’un kusursuz Türk yönetim ekibiyle Merlin’in sihirini harmanlayarak Turkuazoo’nun dünya çapında bir akvaryum ve İstanbul’un mutlaka görülmesi gereken bir turistik destinasyonu olduğunu vurgulamak.” dedi.

REZERVASYON DEFTERİ İLE REZERVASYON ALMA RAHATLIĞI



Rezervasyon Defteri; restoran ve mekânların, otellerin ve rezervasyon ile çalışan tüm işletmelerin en sağlıklı şekilde rezervasyonlarını kayıt altına almalarının ve takibini yapmalarının rahatlığını yaşatıyor.Her sayfada bir gün, özel günler ve Cumartesi, Pazar günleri için 2’şer sayfalı özel rezervasyon tasarımlı, iki renkli kurdele ayraçlı Rezervasyon Defteri, rezervasyon alma ve takip etme işini bir konfora dönüştürüyor.

Zamansız bir defter olma özelliği ile zaman yönetiminin kullanıcısı tarafından belirlendiği bu özel deftere istenen tarihte başlanıp yine bir sene boyunca aralıksız kullanabiliyor ya da sezon aralarında kullanılmadığında tarih kaybı olmuyor.

Yalın çizgileri, uygun sayfa düzeni ile sağlıklı rezervasyon kayıt ve takip olanağı sağlayan tasarıma sahip Rezervasyon Defteri; klasik, siyah ve kırmızı renkli özel cilt bezli ve altın yaldız baskılı şık kapağı ile de dikkat çekiyor.

17x33 cm boyutlarında, 508 sayfa, 1. hamur kağıda 2 renk baskılı, özel ayraç-kalemlik bölümlü olan Rezervasyon Defteri,  kırtasiyeciler ve seçkin kitapçılarda satışa sunuldu.
Detaylı bilgi için : www.kackisilik.com
Ürün perakende satış fiyatı: 45,00 TL