20 Nisan 2014 Pazar

Yoo2 otel, Avantgarde Collection çatısı altında hizmet verecek


Lucis Global adına Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İsmet Ömer Öztanık ve Yönetim Kurulu Üyesi Üyesi Cenk Öztanık ile Gençoğlu Ailesi’nin turizm ve gayrimenkûlden sorumlu üyesi Naim Gençoğlu arasında yürütülen görüşmeler neticesinde, kısa bir süre önce Yoo2 markasıyla Taksim’in tam kalbinde faaliyete geçen 59 odalı şık tasarım otel, artık Avantgarde Collection çatısı altında hizmet verecek.İki grup arasında devir işlemlerinin tamamlanmasının ardından, arkasında Philipp Starck'ın olduğu bir global vizyon ile dünyanın seçkin lokasyonlarında yer alma hedefiyle yatırımlarına yön veren Yoo2 Hotel’in tabelasının yerini Avantgarde Hotel Taksim Square tabelası aldı.


Taksim, Levent ve Yalıkavak’tan sonra yeni açılan Avantgarde Hotel Taksim Square, şehir hayatının içinde, eşsiz doğa ve Boğaz manzarasına sahip seçkin bir adres... Taksim Meydanı’na, tüm dünyada adrenalin sembolü Gezi Parkı’na ve iki kıtayı birbirinden ayıran Boğaz’a hâkim bir konumda yer alan Avantgarde Taksim Square, konuklarına sayısız avantaj sunuyor.Bir yanda 24 saat yaşayan eğlence hayatının merkezi İstiklâl Caddesi, diğer yanda Türkiye’nin en önemli iş, sosyal yaşam merkezleri ve kongre vadisi… Hepsi birkaç dakikalık yürüme mesafesinde... Avantgarde Taksim Square, İstanbul’u yaşamak, İstanbul’u hissetmek, İstanbul’a dokunmak için tam da olması gereken yerde; hayatın merkezinde...


Otel 14 Deluxe Park, 14 Deluxe Bosphorus, 2 Deluxe Garden, 14 Superior Deluxe Park, 14 Superior Deluxe Bosphorus ve 1 Grand Deluxe Garden olmak üzere toplam 59 odaya sahip.


Yüksek hızda ücretsiz internet erişimi, 24 saat concierge, 24 saat oda servisi, dizüstü bilgisayar boyutlarında kasa, minibar, yağmur duş, odalarda ücretsiz Nespresso ve çay-kahve setleri, günlük gazete, kuru temizleme, erken kahvaltı seçeneği, valiz açma/kapama, vale, havalimanı transfer, iş toplantıları için son teknolojideki bütün teknik ekipmanlara sahip iki toplantı salonu, tam donanımlı fitness center, oda içerisinde masaj ve cilt bakımı terapileri, Avantgarde Levent ve Avantgarde Taksim/Talimhane’de ücretsiz SPA kullanımı, limuzin ve üst sınıf araç kiralama servisi Avantgarde Collection Taksim Square’in konuklarına sunduğu hizmetlerden sadece bazıları.


Avantgarde otelleri ile özdeşleşen ve uluslararası lezzetleri yerel dokunuşlarla sunarak kısa sürede kendi müdavimlerini yaratan Ace Restaurant&Bar da, Avantgarde Collection Taksim Square çatısı altındaki yerini aldı.


Mimarisiyle de dikkati çeken otelin yapımında, İstanbul’un en önemli noktalarından birinde olması sebebiyle hem şık hem de bulunduğu yer ile ilişki kurabilen bir tasarım ön görüldü. Uygulamayı Aydan Volkan ve Selim Cengiç imzalı Kreatif Mimarlık üstlendi.Yapıya dışarıdan bakıldığında, misafirlerin bir otelden daha çok kendilerini evlerine gelmiş gibi hissedecekleri samimi detaylara yer verildi. Otelin genelinde iç mekân ve aydınlatma tasarımı, konukların kendilerini hem rahat hem de ayrıcalıklı hissedeceği şekilde tasarlandı.


Dış cephede Japon Inax firmasının nanoteknoloji ile üretmiş olduğu "kendini temizleme" özelliğine sahip ve Yeşil Logo sertifikalı cephe kaplaması kullanıldı.İç mekânlarda doğal ve yenilikçi ürünlere ağırlık verildi. Sıcak bir atmosfer yaratmak için doğal ceviz kaplama, zeminde doğal taş kaplamalar seçildi. Bunlarla beraber mekâna zenginlik katacak yenilikçi malzemeler de tasarıma dahil edildi. Ayrıca ayna ve renkli cam malzemeleri ile de mekâna derinlik katmak hedeflendi.


Oda konseptlerinde misafirlerin konforunu ön planda tutan yumuşak renklerde, tekstil tabanlı duvar kağıtları ve ahşap lake kaplama mobilyalar kullanıldı. Cam seperatörlerde İstanbul hikâyelerine yer verildi. Banyolarda uluslararası standartlara uygun ve misafirlerin konforu ön planda tutulan Hansgrohe sağlık gereçleri tercih edildi.


Avantgarde Collection Taksim Square’in her köşesini süsleyen tabloların altında ise genç bir sanatçının; Hasan Pehlevan’ın imzası var... Hasan Pehlevan, kendini sanatsal anlamda ifade etme yolu olarak, günlük yaşamın ve şehir mimarisinin hiç de yabancı olmadığı bir olgudan, graffiti’den yola çıkarak tuval resimleri yapmayı tercih ediyor. Pehlevan’ın eserleri, Taksim’in dinamik yapısıyla ve özgürlüğü ön planda tutan ruhuyla bire bir örtüşüyor.Ayrıca, bir Avantgarde Collection geleneği olarak, lobby ve genel mekânlarda sürekli olarak değişecek, Türk Cağdaş Sanatı’nı destekleyen sergiler de organize ediliyor.

AVANTGARDE COLLECTION HAKKINDA:
Avantgarde Collection otel, catering ve restaurant zincirlerinden oluşan bir çatı markadır... İstanbul’daki Avantgarde Levent, Avantgarde Taksim, Avantgarde Yalıkavak ve Avantgarde Taksim Square otelleri; Catering, Avantgarde Yalıkavak’ın özel plajındaki keyif ve kaliteli stil sahibi Mejor Costa Bar&Lounge; Türk ve Dünya mutfaklardan eşsiz sunumlarıyla fark yaratan Avantgarde Ace Restaurant&Bar, Avantgarde Collection’ı oluşturan seçkin adreslerdir.

İSMET ÖMER ÖZTANIK’TAN...
Öztanık Ailesi olarak 1991 yılından beri otelcilik işindeyiz. Kardeşler, yani babam ve amcamlar bir kaç yıl önce dostane bir şekilde işleri ayırdı. Ailemizde birbirinden bağımsız dört ayrı otel yatırım ve işletmecilik şirketi bulunuyor.

Biz, babam Lütfi Öztanık ve kardeşim Cenk Öztanık ile birlikte kurmuş olduğumuz Lucis Global şirketinin çatısı ve Avantgarde Collection markası altında turizm alanındaki faaliyetlerimize devam ediyoruz...
2010 yılında bir otel, 84 oda, 168 yatak ile faaliyet gösteriyorduk. 2014 yılının ilkbahar ayları itibariyle 4 otel, 298 oda ve 600’ü aşkın yatak sayısına ulaştık.

2008 yılında Levent’teki Yapı Kredi Sigorta binasını satın alarak tamamen yeniden inşa ettik ve ilk otelimiz olan Avantgarde Collection Levent’i açtık. Avantgarde, yerelde doğup Türk misafirperverliğini global hizmet standartlarıyla pekiştirmeyi ve yurt dışında şubeleşmeyi hedefleyen bir marka olarak tasarlandı.
Şu anda İstanbul’da üç ayrı lokasyon ve Yalıkavak olmak üzere dört otelimiz var. Önümüzdeki beş yıl içinde, İstanbul’da üç yeni otel daha açmayı hedefliyoruz. Ayrıca, başta Londra ve Berlin olmak üzere Avrupa’da yatırım yapmayı planlıyoruz.

Bu hedefler doğrultusunda e-business stratejilerimize, kurum içi hizmet kalitesine ve zincirdeki otellerimizin servis standardizasyonu için aldığımız eğitim danışmanlıklarına büyük önem veriyoruz. Markamızın algısının hak ettiği noktaya ulaşması için kurumsal iletişime ve sosyal medya kanallarının profesyonelce yönetimine özenli biçimde eğiliyoruz.

“Sağlıklı Yaşam Ürünlerine Odaklanacağız”


Selva Gıda Genel Müdürü Mehmet Karakuş, 2014 hedefleri ve yeni ürünlerini paylaştığı basın buluşmasında, “2013’te ürün gamımıza sağlıklı yaşam ürünlerimiz başta olmak 24 yeni ürün ekledik. 2014’te de sağlıklı yaşam ürünlerine odaklanarak yeni ürünlerimizi tüketicilerimize sunmaya devam edeceğiz” dedi.
İttifak Holding’in gıda sektöründe faaliyet gösteren çeyrek asırlık markası Selva Gıda’nın Genel Müdürü Mehmet Karakuş, basına yaptığı sunumda Selva Gıda’nın 2013 yılı performansını değerlendirdi. Karakuş; “Şirketimiz istikrarlı büyümesini 2013 yılında da sürdürdü. Toplam ciromuz yüzde 39 artışla 172,8 milyon TL gerçekleşirken, karımız ise 3,4 milyon TL oldu. İhracattaki başarı grafiğimiz de yükselerek yüzde 25 artışla 34,6 milyon dolar olarak gerçekleşti” dedi.



Sektörde pazar payı olarak ilk 5 firma arasında yer alan Selva Gıda; 9 ürün grubunda 80 farklı ürün sunuyor. Geçtiğimiz yıl 111 milyon adetin üzerinde paketli makarna üreten Selva Gıda, portföyüne eklediği 24 yeni ürünle de sektörde fark oluşturdu. Yenilikçi ürünleriyle tanınan marka, sahip olduğu güçlü Ar-Ge alt yapısı ile toplumun değişen tüketim alışkanlıklarını gözlemleyerek sağlıklı yaşam ürünlerini tüketicileriyle buluşturdu.
Yeni ürünleri hakkında bilgi veren Mehmet Karakuş, “2013 yılı Selva Gıda için inovasyon açısından oldukça verimli bir yıl oldu. Buğday ruşeymi, yulaf ve buğday kepeğinden oluşan sağlıklı yaşam ürünlerimizi Türk tüketicisiyle buluşturduk. Damaklara layık üstün lezzetler üretirken insan sağlığına da büyük önem veriyoruz. Bu yönde geliştirmiş olduğumuz sağlıklı yaşam ürünlerimizle, yaşam kalitesini yükseltmeyi hedefliyoruz. Sağlıklı yaşam ürünlerimizi, kullanım talimatları ve yemek tariflerinin de yer aldığı vakumlu kutularında, market ve sağlıklı yaşam ürünleri satan noktalarda tüketicilerimize sunuyoruz” diye belirtti.


“2014’te ilklere imza atmaya ve büyümeye devam edeceğiz”
Selva Sera markalı premium ürünlerini de 2013 yılında pazara sunduklarını belirten Karakuş, “Yenilikler bunlarla sınırlı kalmadı; bulgur, karışım unları ve nişasta çeşitleri de portföyümüze ekledik. Hiçbir katkı ve koruyucu madde kullanılmadan sadece şekil ve kalıp özellikleriyle üç dakikada pişen Şipşak Makarna’yı ilk kez biz ürettik. İrmikle zenginleştirilmiş ev yapımı tadında mantı ve erişteleri yine Türkiye’de ilk kez tüketicilerimizin beğenisine sunduk. Ayrıca; ıspanak ve peynir ilaveli mantı çeşidiyle dünyada bir ilke imza attık. 2014 yılında ürün gamımıza sağlıklı yaşamı destekleyen ürünler eklemeye, sektörde ilklere imza atmaya ve büyümeye devam edeceğiz” diye sözlerine ekledi.

Burak Kutlay/ “GÜMÜŞ HAZ” / Kişisel Resim Sergisi



6 Mayıs- 17 Mayıs 2014 tarihleri arasında Galeri Eksen’de düzenlenecek olan Burak Kutlay’a ait “Gümüş Haz” adlı sergide sanatçının son dönem resim çalışmaları yer alacak. Sanatçının çalışmaları günümüzde bireyin doğuşundan itibaren içinde bulunduğu sistemin işleyişi karşısındaki farkındalığını ele alıyor.


Burak Kutlay’a göre; Kapitalist sistemde dünya bir tüketim aracına dönüşmüştür. Bu o kadar büyük bir tehlikedir ki maddi ve kişisel çıkarlar uğruna doğa hiçe sayılır, kişisel talepler doğrultusunda dünyanın kaynakları tüketilir, hayvanlar katledilir, insanlar öldürülür. Bu öyle bir sistemdir ki, bu sistemin yanlış ve tehlikeli olduğunu düşünen bireyler susturulur, başka bireylerin farketmesi engellenmeye çalışılır. Tüm bu olanlara rağmen hala devam etmekte olan bu sistemin içinde yer alan bireylerin ulaşmak istediği yapay zevkler veya hazlar uğruna parlayan çelikten ve betondan yapılar inşa edilir, ekonomik sebeplerden dolayı iflas eder ve yıkılır sonra tekrar inşa edilir... bu aslında bir yıkım sürecidir.
yaşadığımız bu akıl almaz sınırları olan evrenimizin içinde yer alan ve hala bir eşinin keşfedilmediği dünya gezegenini bu hazza duyulan bağlılık yüzünden bir daha geri döndürülemez sona hazırlıyoruz. Avusturya’lı gazeteci yazar Ernst Fischer’ın da dediği gibi çürüyen bir toplumda sanat eğer dürüst ise, çürümeyi yansıtmalıdır. Eğer sosyal işlevi sayesinde inancı kırmak istiyorsa sanat, dünyanın değiştirilebilir olduğunu göstermek zorundadır ve değişime yardım etmelidir. Fischer’ın bu sözünden etkilenen ressam, yaşadığı ve anlamaya çalıştığı bu sistemin içindeki sahneleri fotoğraflardan yararlanarak çalışmalarına tual üzerine yağlıboya kullanarak yansıtmaktadır. Sergi 17 mayıs tarihine kadar Galeri Eksen’de görülebilir.

Açılış Kokteyli:6 Mayıs 2014 Saat: 18.00
Galeri Eksen
Maçka Cad. No: 29 Nişantaşı, İstanbul
Tel : 0212 219 08 50
www.galerieksen.com

Sirkeli de yer alan Hicaz demir yolunun Adana için satılacak bir hikaye olduğu bildirildi




ADANA -  Prof. Dr. Mirko Novak, Lavrence’nin ajanlık, tarihte de ilk Osmanlı-Alman işbirliği ile yapılan demiryolu olmasından dolayı Alman imparatorluğu sırf bunun için bölgeye geldi’’ dedi.Prof. Dr. Novak: ’’Hicaz demiryolu Agahta Christie’nin romanında  cinayetlerin gerçekleştirdiği yer olması  nedeniyle  çok önemli.  Bundan dolayı hicaz demiryolu Adana için satılacak bir hikayedir’’ Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Adana Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile ADRO tarafından Antik Kentlere gezi düzenlendi.  Geziye, Sirkeli Höyüğü kazılarını yapan Prof. Dr. Novak da katıldı



Mısır Firavunu Ramses ile Tarihteki ilk antlaşmayı imzalayan Hitit İmparatoru Muvattali'nin Anadolu'daki en eski Hitit kabartmasının kazılarının yapıldığı Sirkeli de yer alan Hicaz demir yolunun Adana için satılacak bir hikaye olduğu bildirildi.Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Adana Valiliği, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Adana Bölgesel Turist Rehberler Odası (ADRO) tarafından Antik Kentlere gezi düzenlendi.

Sirkeli Höyüğü kazılarını yapan veTurizm Haftası etkinlikleri kapsamında   ADRO’nun davetlisi olarak kente gelerek ‘’Sirkeli’’ konulu konferans veren Zurich Bern Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mirko Novak da katıldı. Novak,  Kilikya bölgesinde yer alan Kozan Anavarza Antik Kenti, Ceyhan Yılankale, Sirkeli Höyüğü ve Karataş’taki Magarsus Antik Kenti’ni rehberler ve bir grup Olgunlaşma Enstitüsü öğrencileri ile gezdi.
Kültür ve Turizm Müdürlüğü Şube Müdürü Mehmet Kurtgöz, Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alper Bozkurt , ADRO yönetim kurulu üyeleri Gülcan Akdoğan ve  Ümit Altunkol’un da katıldığı gezide Prof. Dr. Novak, katılımcılara Sirkeli Höyüğü ve Antik Kentler hakkında bilgiler aktardı.


Sirkeli’de mevcut tren istasyonunda 4 adet vagon bulunduğunu ve yöreden geçen Hicaz Demiryolu’nun aynı zamanda Almanlar için Alman mühendislerinin çalışmasından dolayı  önemli olduğunu anlatan Novak, ‘’Hicaz demiryolu Almanların yanı sıra İngilizler için de Agahta Christie’nin romanında  cinayetlerin gerçekleştirdiği yer olması  nedeniyle  çok önemli.  Bunlardan dolayı hicaz demiryolu Adana için satılacak bir hikayedir. Lavrence’nin ajanlık, tarihte de ilk Osmanlı-Alman işbirliği ile yapılan demiryolu olmasından dolayı Alman imparatorluğu sırf bunun için bölgeye geldi’’ dedi.

AVANTGARDE COLLECTION’DA İKİ ÖNEMLİ ATAMA

Levent, Taksim ve Yalıkavak’tan sonra Taksim Square’i bünyesine katarak otelcilik sektöründe emin adımlarla ilerleyen Avantgarde Collection insan kaynağına yatırım yapmayı da sürdürüyor.Bir süre önce Yoo2 markasıyla açılan 59 odalı şık tasarım otel, Avantgarde Collection çatısı altına geçti... Taksim Meydanı’na, Gezi Parkı’na ve eşsiz Boğaz manzarasına hâkim olan Avantgarde Collection Taksim Square’de, turizm sektörünün genç ve deneyimli isimlerinden Nehir Kaplan, Otel Müdürü olarak göreve başladı... 2013 yılından bu yana grubun Talimhane bölgesinde yer alan otelinde görev yapan Onur Yazıcı ise, Avantgarde Collection Taksim’de Otel Müdürlüğü görevine getirildi.

AVANTGARDE COLLECTION TAKSİM SQUARE OTEL MÜDÜRÜ: NEHİR KAPLAN
Avantgarde Collection’ın yeni halkası Taksim Square’de göreve başlayan Nehir Kaplan, 1981 Almanya doğumlu. Kaplan, turizm kariyerine Ritz Carlton’un ön büro departmanında başladı. Daha sonra Sofa Hotel, Crowne Plaza İstanbul Asia, Grand Hyatt Muscat’da rezervasyon, satış ve revenue alanlarında görev yaptı.

Son olarak IHG firmasının 8 ülkede 32 otelinin gelirler ve marka standartları sorumlusu olarak çalışan Nehir Kaplan, yeni dönemde, geçmiş deneyimlerinden kazandığı uluslararası tecrübeyle Avantgarde Collection Taksim Square’in Otel Müdürlüğü görevini üstlenecek.


AVANTGARDE COLLECTION TAKSİM OTEL MÜDÜRÜ: ONUR YAZICI
2013’te Avantgarde Collection ailesine katılan ve son atamayla birlikte Avantgarde Collection Taksim Otel Müdürü olan Onur Yazıcı,  İzmir Ege Üniversitesi mezunu...

Yazıcı, İstanbul’da şimdiki adıyla Point Otel’de ön büro departmanında iş hayatına başladı... The Plaza Otel’de sürdürdüğü ön büro tecrübesine askerlik hizmetinden sonra Mövenpick Hotel’de devam etti. Yaklaşık 10 yıl süren Mövenpick kariyerine, Asistant Front Office Manager ve Night Manager olarak devam etti.

YİYECEK YEMEK BULAMADILAR, MEAL BOX’I KURDULAR!



İstanbul’da istedikleri gibi yemek hizmeti bulma konusunda sıkıntı çeken; çalışan, bekar ve şehirli 3 iş adamı; Cüneyt Gürbüz, Murat Demirhan ve Bülent Demirhan, bu doğrultuda çıktıkları yolda en lezzetli ve güvenilir alternatifi yarattılar. Evde yemek yapmayı bilmeyen ya da tercih etmeyenlerin eve sipariş verme seçeneklerinde ise aradıkları lezzet, sunum ve servisi bulamayışlarından şikayetçi olan 3 deneyimli isim, bu noktada yalnız olmadıklarını ve çevrelerindeki pek çok kişinin aynı durumda olduğunu fark ettiklerinde Meal Box’ı kurmaya karar verdiler. Meal Box kurucuları, restoran kalitesindeki yemekleri, tüketicilerin istedikleri her yere özel bir sunumla taşımayı hedefliyorlar.


Taze ve gurme lezzet kutusunun arkasındaki güçlü kadro
Meal Box, “En özel lezzetleri, en kaliteli ve güvenli şekilde üretmek ve tüketicilerine en keyifli formda sunmak” anlayışıyla yemek dünyasının önde gelen isimleri ve en iyi firmalarıyla birlikte çalışıyor.


Meal Box’ın taze, katkısız, doğal, damak tadınıza uygun lezzetli mi lezzetli menüsü ve yemek reçeteleri; İstanbul Hilton, Merit ve Divan otellerinde Executive Şef ve Mutfak Koordinatörü olarak çalışan ve Yeditepe Üniversitesi’nde gastronomi konulu dersler veren Türk gastronomi dünyasının duayen şeflerinden Aybek Şurdum tarafından hazırlandı.


Beslenme-Diyet ve Fitoterapi Uzmanı Gizem Keservuran, Meal Box menüsünü besin ve kalori değerlerini göz önüne alarak değerlendirdi ve en sağlıklı menülerin oluşturulmasına katkı sağladı. Meal Box’ın özel ve leziz yemeklerini ise yetenekli profesyoneller, Yemek Stilisti Nena Bekler ve Yemek Fotoğrafçısı Melis Kayacık fotoğrafladı.


Meal Box; MealBox.com.tr, Yemeksepeti.com ve OnlineMarket.com üzerinden sipariş verilebiliyor.
Meal Box hakkında:
Son dönemin dikkat çeken yatırım şirketi Aslanoba Capital’den yatırım desteği alan Online Market’in tescilli markası olan Meal Box, üç başarılı iş adamı; Cüneyt Gürbüz, Murat Demirhan ve Bülent Demirhan tarafından kurulmuştur. Meal Box, sağlıklı pişmiş yemek arayışında olanlara lezzetli ve pratik bir alternatif sunmaktadır. Meal Box’ta online kredi kartı, kapıda kredi kartı, nakit, Multinet, Sodexo, SetCard ve Ticket Restaurant ile ödeme alternatifleri bulunmaktadır. www.MealBox.com.tr

Oleg Cassini’den yaklaşan düğün ve davet sezonu için kampanya Oleg Cassini’den bahar kutlaması



Koleksiyonları tüm dünyada 400’den fazla mağazada bulunan, Hollywood yıldızlarının tercihi Oleg Cassini havaların ısınmasıyla birlikte yaklaşan düğün ve davet sezonu için özel bir kampanya düzenliyor. 19 - 27 Nisan tarihleri arasında sezon gece elbiselerinde geçerli olacak kampanya kapsamında 500 TL’ye kadar yapacağınız alışverişlerinizde 75 TL, 1000 TL’ye kadar 150 TL, 1000 TL ve üzerinde ise 250 TL nakit indirim yapılıyor. Oleg Cassini’nin her yaşa ve her zevke uygun göz alıcı gece elbiseleriyle katılacağınız davetlerde kendinizi gecenin yıldızı gibi hissedeceksiniz.

Güneşin kendini hissettirmeye başlamasıyla birlikte düğün ve davet haberleri de artmaya başladı. Arkadaşınızın düğününde, katılacağınız özel bir davette, evlilik yıldönümü yemeğinizde ya da mezuniyetinizde ne giyeceğinizi dert etmeyin. First Lady Jacqueline Kennedy’nin eşsiz ve unutulmayan stilinin mimarı,  Grace Kelly ve Marilyn Monroe gibi starların, Renee Zellweger ve Taylor Swift gibi günümüz yıldızlarının vazgeçilmez tasarımcısı Oleg Cassini’nin 2014 gece elbisesi koleksiyonunda kendinizi özel hissetmenizi sağlayacak göz alıcı bir model mutlaka bulacaksınız. Üstelik Oleg Cassini’nin özel kampanyası ile indirimli olarak!


19 - 27 Nisan tarihleri arasında sezon gece elbiselerinde geçerli olacak kampanya kapsamında 500 TL’ye kadar yapacağınız alışverişlerinizde 75 TL, 1000 TL’ye kadar 150 TL, 1000 TL ve üzerinde ise 250 TL nakit indirim veriliyor.

Her yaşa ve her bedene uygun göz alıcı elbiseler
Her zevke ve her yaşa uygun birçok farklı tasarımın yer aldığı abiye koleksiyonundan hayalinizdeki elbiseyi bulmanız mümkün. Kristal taşlar ile süslenmiş uçuşan şifon elbiseler, vücudu mükemmel bir şekilde saran kuyruklu tuvaletler, payetlerle hareketlendirişmiş mini elbiseler mezuniyet töreninde kendinizi prenses gibi hissetmenizi sağlayacak. Son dönemlerde sıklıkla karşımıza çıkan dantel, vücudu mükemmel bir şekilde saran krep, tüm zamanların romantiği tül ve uçuşan şifon kumaşların kullanıldığı elbiseler katılacağınız davette dikkatleri üzerinize çekecek. Arkadaşınızın düğününde Oleg Cassini imzalı uzun bir tuvaletle ya da modern görünümlü bir mini elbiseyle göz alıcı görüneceksiniz. Somon, pudra pembesi, mint yeşili, bebek mavisi, lila gibi sezonun öne çıkan renklerinin kullanıldığı abiyelerin yanı sıra siyah, kırmızı, yeşil, gold antrasit gibi iddialı renklere de koleksiyonda sıkça rastlanıyor.

Peri masallarından ilham alan tasarımlar
Sezon trendlerinin tümünün yansıtıldığı modellerin yanı sıra klasikleşmiş birçok stil de Oleg Cassini’nin 2014 gece elbisesi koleksiyonunda yer alıyor. Peri masallarından aldığı ilhamla rüyaları gerçeğe dönüştüren Oleg Cassini, göz alıcı elbiseleriyle gönlünüzü fethedecek.Sezonun tüm trend renklerini barındıran koleksiyonda her yaşa ve her bedene uygun abiye modellerinden hayalinizdeki elbiseyi bulacaksınız. Tüm dünyada 400’den fazla mağazada bulunan ve internetten satış yapan Oleg Cassini’de, gelinlik ve abiyenin yanı sıra; ayakkabı, duvak, abiye takı, gelin buketi, taç, vualet, gelin kesesi, eldiven bolero, şal, kürk ve bekarlığa veda aksesuarları gibi ihtiyaç duyabileceğiniz her şey bulunuyor.

Detaylı bilgi için: http://www.olegcassini.com.tr/

Oleg Cassini Bağdat Caddesi:  0 216 385 88 99

Oleg Cassini Cevahir AVM: 0 212 380 07 77

Oleg Cassini Forum İstanbul: 0 212 380 07 77

Oleg Cassini Ankara Armada AVM: 0 312 219 20 15

Oleg Cassini Bursa Anatolium Alışveriş Merkezi: 0224 261 31 82

www.olegcassini.com.tr

HAYALİNİZDEKİ DÜĞÜN VE BALAYI GRAND PASHA GİRNE’DE



Grand Pasha Girne, romantik atmosferi, kusursuz hizmet kalitesi, yeni evli çiftlere özel spa paketleri ve profesyonel aşçıların elinden çıkan özel menüleriyle hayallerin çok üstünde düğün ve balayı paketleri sunuyor.Akdeniz’in mavisi ve Beşparmak Dağları’nın buluşma noktası Grand Pasha Girne’nin, şık ve zarif detaylarla süslenmiş Vienna balo salonu yıl boyunca romantik ve eğlenceli düğünlere ev sahipliği yapıyor. Yaz aylarında ise havuz başı ve Bufavento Coctail terasında organize edilen düğünler çiftlerin otel içinde tercih ettiği bölümler arasında bulunuyor. Deneyimli ve güler yüzlü çalışanlarıyla yılın her günü aralıksız hizmet sağlayan Grand Pasha Girne, birbirinden farklı konseptleri, Türk ve Dünya mutfaklarından eşsiz lezzetleri,  son teknoloji ses sistemleri ve ışık şovları ile bir düğünden beklenen her detayı evlenmeye hazırlanan çiftlerin beğenisine sunuyor.


Kıbrıs’ın en yeni butik oteli düğün organizasyonlarının yanı sıra çiftlere romantizm dolu balayı süitlerinde ağırlıyor. Otelde yeni evli çiftlerin uzun yıllar unutulmayacak bir balayı yaşayabilmesi için tüm detayları düşünüyor. Mevsim çiçekleri ile bezenen ve odaya gönderilen özel ikramlar, Grand Pasha Girne’nin çiftlere sunduğu süprizlerden sadece bir kaçıdır.Kıbrıs’ın en yeni 5 yıldızlı oteli Grand Pasha Girne, Deluxe Spa merkeziyle düğün yorgunluğunu atmanın ve huzurlu bir balayı keyfi yaşatıyor. Balayı suitinde konaklayan çiftlere özel % 15 indirimin sağlandığı merkez, masaj odaları, Türk hamamı, sauna, buhar banyosu, dinlenme odası, güzellik ve bakım odası, kapalı ve açık yüzme havuzu ve spor salonu ile her türlü detoks ihtiyacına cevap veriyor. Girne Şehir Merkezinde Grand Pasha Girne, Ercan Havaalanı’na 30 dakika uzaklıkta bulunuyor. Otelde ayrıca çiftlerin rahatı için VIP havaalanı transferi hizmeti de sağlanıyor.


GERMANWINGS’TEN İLKBAHAR FIRSATLARI




Yepyeni konseptiyle yolcularına uygun fiyatlarla yüksek kalitede hizmet vermeye devam eden Germanwings, 49 Euro’dan başlayan fiyatlarıyla yolcularına inanılmaz fırsatlar sunuyor .Germanwings Nisan ve Mayıs ayları boyunca İstanbul’dan Berlin ve Köln’e haftada 4, İstanbul ile Hamburg arasında haftada 3, İstanbul’dan Hanover ve Stuttgart’a haftada 2, İstanbul-Dortmund hattinda ise haftada 1 gün uçuş yapacak.



1 Temmuz’dan itibaren yeni Germanwings markası altında tamamen yepyeni bir marka ve ürün olarak yolcularına ‘a la carte flying’ (alakart uçuş) hizmeti vermeye başlayan havayolu şirketi yaz aylarında yolcuların vazgeçilmezi haline gelecek. Yeni Germanwings konseptine göre şirket yolcularına 3 farklı hizmet paketi sunuyor. En iyi ve yüksek kalitedeki ‘Best’ seçeneği özellikle iş seyahati yapan yolcuların tüm ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte tatil ve gezi amaçlı seyahat eden yolculara da hitap ediyor.  İkinci bir seçenek olan ‘Smart’ seçeneği ise yolcuların tüm ek ihtiyaçlarının karşılandığı, yolcu tarafından talep edilen her hizmetin sağlandığı bir seçenek. Üçüncü ‘Basic’ seçeneği ile yolculara low-cost ayarında bir hizmet sunuluyor.



Uygun fiyatlarla yüksek kalite sunmayı Alman havayolu şirketinin Türkiye’ye düzenlediği tarifeli uçuşların tümü, 144 kişilik Airbus A319 ile yapılıyor. İstanbul uçuşlarını Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan gerçekleştiren Germanwings’in avantajlarından yararlanmak isteyenler şirketin www.germanwings.com  web sitesinden veya uluslararası çağrı merkezinden rezervasyon yaptırabilirler.

www.germanwings.com
Çağrı Merkezi: +44(0)8717029985

SEKTÖR PROFESYONELLERİ BULUŞTURAN GLOBAL TEA EXPO “BETA TEA” KATILIMIYLA GERÇEKLEŞTİ!



“Türk Çayı” kültürünün önemi gibi konulara vurgu yaparken sektör temsilcilerini de biraraya getiren “Global Tea Expo 2014” fuarı Türk Çayı denildiğinde ilk akla gelen, Global Çay kültürünü Türk çayı ile harmanlayan “BETA TEA” Çay Uzmanı   Mr. Brayn Baptıst’ in “Çayda Markalaşma Vizyonu” adlı konuşması, özenle hazırlanan standı ve aldığı özel juri  ödülü ile renklendi. İstanbul Kongre Merkezi’ nde 11- 12 Nisan tarihlerinde gerçekleşen fuar büyük ilgi gördü.


2012 yılında Trabzon Sürmene’ de kurulan fabrikasında Türk çayını uluslararası standartlarda üretmeye başlayan ve Türk çayına yepyeni bir soluk getirip markalaşmasına katkı sağlayan BETA TEA, çay konusunda dünyaca önemli çalışmalar yapmış olan olan Beta Çay Uzmanı  Mr. Brayn Baptıst’ inde konuşmacılar arasında yer aldığı “Global Tea Expo 2014” fuarında yerini aldı. İstanbul’ un düzenlediği hem Türkiye’ den hem de dünyadan sektör temsilcilerini ve üreticilerini aynı platformda buluşturan “Global Tea Expo 2014” fuarına, çay üretimi ve tüketimi  konusunda önde gelen ülkelerden; Çin, Hong Kong ve Sri Langa’ dan sektör temsilcileri ve küresel otorite sayılan Uluslararası Çay Komitesi de katıldı.


11 - 12 Nisan’ da İstanbul Kongre Merkezi’ nde gerçekleşen “Global Tea Expo 2014” fuarı küresel trendler, dünya markası olarak Türk Çayı’ nın markalaşması gibi konuların, özel çay tanıtımlarının da yer aldığı, birbirinden değerli konuklarıyla Türk çay kültürünün içinde bulunduğu durumu en iyi anlatan platform niteliği taşıdı.Türkiye’ nin tek dünyanın sayılı “Çay Fuarları” arasında yerini alan “Global Tea Expo” büyük bir katılımla gerçekleşti. “Zihni Derin Çay Ödülleri”  nin de dağıtıldığı fuarda Beta Tea’ de jüri özel ödülü aldı. Özenle hazırlanmış Beta Tea standı ise katılımcılar tarafından  büyük ilgi gördü.Sunduğu çay çeşitleriyle dünyanın birçok ülkesinde Türk Çayı denildiğinde ilk akla gelen, sektörde söz sahibi ve sektöre yön veren BETA TEA, dünyanın dört bir yanından özenle toplayıp hazırladığı, birbirinden leziz ve kaliteli çaylarının hikayesini ve deneyimlerini       Global Tea Expo’ da misafirlerinin beğenisine sundu.


ELITE WORLD ZİNCİRİNDE BÜYÜK TERFİ



Son yıllarda hızlı bir büyüme grafiği çizen Elite World Hotels zincirinin İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü’ne Mustafa Karahan atandı. 2008 yılından bu yana Elite World İstanbul Hotel’in İnsan Kaynakları Müdürlüğü görevini yürüten Karahan, zincirin İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü’ne terfi etti.

Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden mezun olan Mustafa Karahan, 33 yıllık mesleki kariyeri boyunca yerli ve yabancı zincir otellerin insan kaynakları departmanlarında hizmet verdi. Uzun yıllar Kaya Ramada Plaza Hotel ve Büyük Kulüp Derneği’nde İnsan Kaynakları Müdürü pozisyonunda görev alan Karahan, 2008 yılından bu yana Elite World İstanbul Hotel’in İnsan Kaynakları Müdürü olarak görev yapıyordu.

Karahan, en çok eğitimli ve yetişmiş personel sıkıntısı çekilen turizm sektöründe yıllardır personel yetiştirmiş biri olarak, hızla büyümekte olan Elite World Hotels zincirinin bünyesinde insan kaynakları departmanının başında olacağı için mutlu olduğunu belirtti.



ATO, Kongre ve Ziyaretçi Bürosu kurdu



Türkiye’de ilk kez bir ticaret odasının bünyesinde kongre ve ziyaretçi bürosu oluşturuldu.Türkiye’nin 2023 yılı turizm hedeflerine ulaşması için Ankara’nın markalaşması ve turizmin çeşitlendirilmesi konusunda bir dizi çalışma yürüten Ankara Ticaret Odası (ATO), Kongre ve Ziyaretçi Bürosu kurdu.Büro, ATO Avrupa Birliği ve Projeler Müdürlüğü bünyesinde 1 müdür, 2 personel, bir danışman ve bir koordinatör ile çalışmalarına başladı.ATO Başkanı Salih Bezci, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel’in öncülüğünde ATO Meclis Üyesi ve Kültür, Sanat ve Turizm Özel İhtisas Komisyonu Başkan Yardımcısı Seçim Aydın’ın çabalarıyla kurulan büronun, Türkiye’de bir ilk olduğunu vurguladı.


İlk kez bir ticaret odasının bünyesinde kongre ve ziyaretçi bürosu oluşturulduğunu söyleyen Bezci, “Büromuz, Ankara’nın marka şehir haline gelme yolculuğuna çok önemli katkı sağlayacaktır. Türkiye’yi 2023 yılına layık olduğu biçimde taşımak boynumuzun borcudur” dedi.Turizm Strateji Belgesi’nde, altyapısı kongre turizmine elverişli 7 il arasında sayılan ve kongre turizminde söz sahibi olmak isteyen Ankara’nın kongre ve ziyaretçi bürosuna ihtiyacı olduğunu belirten Bezci, “Ankara Ticaret Odası olarak bu işin öncülüğünü yapmaktan gurur duyuyoruz” diye konuştu.


-BÜRO, ANKARA’YI PAZARLAYACAK-
Kongre ve ziyaretçi bürolarının kentin kongre, toplantı ve etkinlik alanında pazarlanmasını sağlamaya yönelik tarafsız ve kar amacı gütmeyen yapılanmalar olduğuna dikkati çeken Bezci, şunları söyledi:
“Tüm dünyada kongre ve ziyaretçi büroları bir şehrin turizm sektöründe Avrupa ve dünya standartlarında olduğunun göstergesi sayılıyor. Bu bürolar, uluslararası kongre ve etkinliklerin şehre kazandırılması için çalışmalar yürütürler. Bizim kurduğumuz büro da Ankara’nın kongre alanında pazarlanmasına yönelik çalışmalar ve kongreler için adaylık çalışmaları yürütecek.”

Kongre turizminin ülkelerin ekonomilerine çok büyük katkı sağladığına dikkati çeken Bezci, Dünya Turizm Örgütü’nün verilerine göre 900 milyar dolar civarındaki dünya turizm gelirinin üçte birinin kongre ve toplantı turizminden elde edildiğini bildirdi. Bezci, bir kongre delegesinin normal bir turistin üç katı kadar harcama yaptığına işaret etti. Kongre turizminin konaklama, catering, taşıma, tercüme, simultane çeviri gibi 40’a yakın sektöre de katkı sağladığını belirten Bezci, Ankara’nın kongre merkezi haline gelmesi için ATO olarak önemli çalışmalar yürüttüklerini bildirdi. Bezci, Türkiye’nin kongre turizminden yılda 8 milyar dolarlık bir gelir sağlayabileceğini de sözlerine ekledi.

-İLK KONGRE HAZİRAN’DA-
ATO Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’nun ilk kongresini aldığı müjdesini de veren Bezci, Uluslararası Yönetim ve Geliştirme Derneği’nin (İMDA) 23. Dünya İş Kongresi’nin 24-28 Haziran 2014 tarihlerinde Ankara’da yapılacağını bildirdi.

ATO ile kamu ve özel sektör ortaklarının işbirliğinde düzenlenecek kongrede büyük tarihi değeri bulunan Polatlı Gordion Müzesi’nin tanıtımı da gerçekleştirilecek. Kongreye katılacak konuklara, Gordion Müzesi’nde canlı müzik eşliğinde gala yemeği verilecek.
ATO Başkanı Bezci, kamu kurum ve kuruluşlarına kongre ve benzeri etkinliklerini Ankara’da yapmaları çağrısında bulundu.

-KONGRE VE TURİZM BÜROSU’NUN İŞLEVİ NEDİR?-

Tanıtım, sunum, kaliteli alt ve üst yapı, iletişim ve pazarlamanın diğer turizm türlerine göre daha önemli olması nedeniyle dünya genelinde ülkeler kongre ve fuar gibi etkinliklerin yoğunlaştığı kentleri ya da bölgeleri daha iyi tanıtmak için kongre ve ziyaretçi büroları kuruyorlar. İlk kongre ve ziyaretçi bürosu 1919 yılında Kanada’nın Montreal kentinde kuruldu. Bugün dünya genelinde 800’ü aşkın kongre ve ziyaretçi bürosu bulunuyor.

ATO bünyesinde kurulan büro, Ankara’nın kongre, toplantı ve etkinlik alanında pazarlanmasının yanı sıra uluslar arası dernek, birlik, şirket ve basın mensuplarına tanıtım gezileri düzenleyecek. Kongre düzenleyicilerine bilgi, tanıtıcı yayın ve dokümantasyon sağlayacak. Uluslar arası kongre sektörüne istatistikî bilgi sağlayacak.

Modern Yaşam Tarzı İsteyen Arap Gençlerinin Sayısında Büyük Artış



ASDA’A Burson-Marsteller’ın 16 Arap Ülkesinde Gerçekleştirdiği  6’ıncı Arap Gençliği Anketi’nin Sonuçları Açıklandı .Halkla ilişkiler danışmanlığında Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da geniş bir çerçevede hizmet veren ASDA’A Burson-Marsteller tarafından bu yıl 6’ıncısı gerçekleştirilen Arap Gençliği Anketi, Arap gençleri arasında modern yaşam tarzını benimseyenlerin oranında önemli bir artış yaşandığını ortaya çıkardı. Araştırmadan çıkan sonuca göre 2011 yılında yüzde 17 olan modern yaşam tarzı ve değerlerini benimseyen Arap gençlerin oranı 2014 yılında yüzde 46’ya erişti.

Aynı araştırma, Arap gençlerinin yaşamak için tercih edilen ülkeler arasında Birleşik Arap Emirlikleri’ni ilk sırada gördüğünü, Suudi Arabistan’ı ise bölgenin lider ülkesi olarak kabul ettiğini de gösterdi.Bu yıl 6’ıncı kez düzenlenen ASDA’A Burson-Marsteller Arap Gençliği Anketi, stratejik öneme sahip Arap coğrafyasında yaşayan gençlerin eğilimleri hakkında önemli veriler sağladı. Anketin sonuçlarına göre, Arap dünyasında yaşayan gençler dijital teknolojilerin ve medyanın davranışları yeniden şekillendirmesi nedeniyle çağdaşlığı kucaklamak istiyor ancak ailelerinin fikirleri ile etkileri, arkadaşlar ve din halen Arap gençliği için önem taşıyor.

Türkiye’de Effect Halkla İlişkiler tarafından temsil edilen Burson-Marsteller’ın, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki faaliyetlerini yürüten ASDA’A birimi tarafından 16 ülkede gerçekleştirilen ankete göre, bölgede yaşayan gençlerin yüzde 46’sı, “Bundan sonra çağdaş bir yaşam sürebilirim” görüşüne katılıyor. Bu oran, 2011 yılında yapılan araştırmada yüzde 17 olarak ölçülmüştü.

18-24 yaş arası 3.500 Arap kızı ve erkeğiyle yüz yüze röportaj yapılarak gerçekleştirilen araştırmaya göre aile, arkadaş ve din kavramlarının, genç Arapların üstünde önemli bir etkisi bulunuyor. Ankete katılanların yüzde 67’si tavsiye almak için ilk kaynak olarak ebeveynlerini, yüzde 58’i diğer aile üyelerini, yüzde 56’sı dini kaynakları, yüzde 46’sı ise arkadaşlarını referans alıyor. Bölgenin giderek artan bir şekilde şehirleşen ekonomisinde ailenin önemi, özellikle de anne baba bağı güçleniyor.

200 milyon kişinin tutumları ve istekleri hakkında güvenilir bilgi
Arap Gençliği Anketi, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da geniş bir çerçevede faaliyet gösteren halkla ilişkiler danışmanlığı şirketi ASDA’A Burson-Marsteller  tarafından yıllık olarak gerçekleştiriliyor.

Anket, bölgedeki yüzde 60’ı 25 yaş altı olan 200 milyon kişinin tutumları ve istekleri hakkında güvenilir bilgi ve iç görü sağlamayı amaçlıyor.

Orta Doğu ofisini 2014 Ocak ayında hayata geçiren ASDA’A Burson-Marsteller’ın kardeş ajansı uluslararası anket şirketi PSB tarafından gerçekleştirilen çalışma şimdiye kadar yapılan en geniş araştırma oldu.

PSB; bu anket için Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Umman ve Bahreyn olmak üzere Körfez ülkeleri İşbirliği Konseyi ülkeleri, Irak, Mısır, Ürdün, Lübnan, Libya, Tunus, Fas, Cezayir, Yemen ve ilk olarak 2014’te Filistin’de 18-24 yaş arası 3.500 Arap kızı ve erkeğiyle yüz yüze röportaj gerçekleştirdi. Araştırma Aralık 2013 ve Ocak 2014 tarihleri arasında yapıldı.

Arap baharının etkisi azalıyor, ulusal hükümetlere güven artıyor
Araştırmanın sonuçları incelendiğinde, 2012 ve 2013 yıllarında yükselen Arap Baharı’nın etkisi azalırken, yaşam standartları, ekonomik istikrar ve işsizlikle mücadele açısından gençlerin ulusal hükümetlere olan güvenleri artış gösteriyor.

Katılımcıların yüzde 54’ü “Arap dünyasındaki başkaldırının ardından, Arap dünyasının daha iyi olduğunu düşünüyorum” görüşünü benimsiyor. Önemli ölçüde düşüş gösteren bu oran 2013’te yüzde 70, 2012’de ise yüzde 72 seviyesindeydi.

Bununla birlikte sonuçlar, gençlerin neşe ve iyimserliğinin halen devam ettiğini de gösteriyor. Bölge genelinde gençlerin üçte ikisi (yüzde 68) hükümetlerinin yükselen işsizlikle mücadelesine çok ya da bir şekilde güven duyuyor.  Öte yandan gençlerin yüzde 67’si savaşla mücadele kabiliyeti, yüzde 66’sı ise yaşam standartlarının artırılması konusunda hükümetlerine güven duyuyor.

Birçok sorunda iyimserlik oranı yüksek olsa da, gençler uzun vadede ise daha az iyimser görünüyor. Oylamaya katılan gençlerin yüzde 58’I hükümetlerinin refah getireceğine pek ya da hiç güvenmezken, yüzde 57’si ise çevre sorunlarıyla mücadele edileceğinden emin değil.

Artan hayat pahalılığı ve işsizlik Arap gençliğini kaygılandırıyor
Bu yıl artış gösteren hayat pahalılığı ve işsizlik, Arap gençliğinin en önemli iki endişesi olarak kendini gösteriyor. Gençlerin yüzde 63’ü artan hayat pahalılığından rahatsız olduğunu dile getirirken, yüzde 63'lük bir kesim de artan hayat pahalılığından 'ciddi endişe' duyduklarını diler getiriyor.

Anket katılımcıları, işsizliği üzerilerinde baskı kuran ikinci en önemli etken olarak konumlandırıyor. Bölgenin yüzde 49’u işsizlikten endişe duyuyor. Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi üyesi olmayan ülkeler için de işsizlik en büyük endişe olarak yer alıyor.

Arap dünyasının girişimci ruhu yüksek
Araştırmanın bir diğer sonucuna göre ise yüksek eğitimin genç neslin yeteneklerini geliştirmesi, hükümet ve bankaların özel şirket kurulması için ihtiyaç fonları sağlaması sayesinde, genç Arapların yüzde 67’si kendi jenerasyonlarındaki insanların daha önceki jenerasyonlara göre bir işe başlamasının daha kolay olduğunu düşünüyor.

G2m, Türkiye’nin En Ünlü Gurmeleri ile Bir Araya Geldi!

Türkiye’nin Önde Gelen Gurmeleri Buluştu


Türkiye’nin Önde Gelen Gurmeleri, g2m’nin İthal Gurme Ürünler Yemeği’nde Buluştular!Mutfağın kalbinde profesyonellerin yanında olmayı sürdüren g2m, 15 Nisan Salı akşamı Türkiye’nin en değerli gurmelerini İstanbul’un en leziz restoranlarından biri olan Flamingo’da ağırladı. Gecede g2m’nin ithal gurme ürün gamını deneyimleyen gurmeler yemekten oldukça memnun ayrıldılar.

Üreticilerle işletmeler arasında kurduğu güçlü bağ ile tedarik zincirinde gıda güvenliğine önem vererek çalışan g2m, yeni ithal gurme ürün gamı ile “Mutfakta Biz Varız” mottosunu güçlendirmeye devam ediyor. Profesyonel mutfaklara özel geliştirilen farklı dünya mutfaklarından ürünleri özenle seçerek ithal gurme ürün gamını oluşturan g2m, trendleri takip eden ve menülere yön veren danışman çözüm ortağı kimliğiyle mutfakların kalbinde, profesyonellerin yanında olmayı sürdürüyor. Türkiye’nin önde gelen gurmelerini yeni ithal ürün gamı lansman yemeğinde bir araya getiren g2m; Teoman Hünal, Mehmet Yaşin, Ali Esad Göksel, Müge Akgün ve Sermet Severöz’ün katılımıyla gerçekleşen gecede gurme ürünleriyle beğeni topladı.

Gecede misafirlere; g2m Genel Müdürü Burak Özbaşoğlu, g2m Pazarlama Direktörü Cenk Tüter, g2m Pazarlama Müdürü Esin Umut, g2m İthal ve Gurme Ürünler Kategori Müdürü Ali Arslan Tomakan ve g2m Danışman Şefi İsmet Saz eşlik ettiler. Burak Özbaşoğlu, g2m hakkında merak edilenleri gurmeler ile paylaşma imkanı buldu.

Geceye damgasını vuran leziz menü!
Flamingo Restaurant Şef ve İşletmecisi Emre Şen’in g2m’ye ve gurmelere özel hazırladığı yemeğin menüsünde ithal ürün gamında yer alan; Kırmızı Şarap ve Ardıç Meyvesi Sosu, Siyah Trüf Mantar Aromalı Zeytinyağı, Siyah Trüf Mantar Ezmesi, Mascarpone Peynirli ve Kavrulmuş Sarımsaklı Sos ve Balzamik Blaze Sosu gibi özel lezzetlerle yapılan leziz reçeteler sunuldu. Gecenin çok özel menüsü ise şöyleydi;

Trüf Kokulu Carne Cruda Piemontese
&&&
Beyaz Şarap Soslu Linguini alla Vongole
&&&
Mascarpone Peynirli & Kavrulmuş Sarımsak Soslu İç Bakla ve Prosciutto Cotto Penne
&&&
Ev Yapımı Satır Kıyması ve Siyah Trüf Ezmesi ile Bolognese Soslu Lasagna
&&&
Balzamik Blaze Soslu, Fransa’dan Confit Ördek But,
Kırmızı Şarap ve Ardıç Meyvesi Sosu, Çıtır Patates Terrine
&&&
Orman Meyveli Beze


Alplerden Kafkaslara Kars Peynirciliğinin 150 Yıllık Tarihi




Tarih Vakfı ile Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği ortaklığında;  Serhat Kalkınma Ajansı’nın mali desteğiyle yürütülen Kars Peynirciliğinin Tarihinin Araştırılması ve Yazımı Aracılığıyla Bölgenin Eko-Kültür Turizminin Desteklenmesi Projesi  kapsamında 17 Nisan 2014’de Alplerden Kafkaslara Kars Peynirciliğinin 150 Yıllık Tarihi adlı serginin açılışı etkinliğine eşlik eden basın toplantısı ve panel düzenlendi. Panel, projenin Yekta Ataç tarafından hazırlanan kısa filminin izlenmesiyle başladı. Ardından İlhan Koçulu (Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı) ile Gülay Kayacan (Tarih Vakfı Projeler Koordinatörü) panelin açılışını yaptılar ve projenin amacı, hedefleri, alan araştırması, hazırlanan belge/bilgi ve sözlü tarih arşivi, web sitesi, kitap, sergi vb. konular hakkında bilgi verdiler. Beşiktaş Belediyesi Levent Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinliğe gerek sosyalbilimler, ekokültür turizmi,gıda-peynir sektöründen uzman ve uygulayıcıların  gerekse de gurme yazarlarının ilgisi dikkat çekiciydi.


Yüzü aşkın katılımcının izlediği panelde , Alplerden Kafkaslara ve Kars’a uzanan Kars Peynirciliği’nin tarihinin Osmanlı, Rus İşgali ve Cumhuriyet dönemlerindeki öyküsünün ele alındığı birinci oturum Deniz Ünsal (İstanbul Bilgi Üniversitesi) tarafından modere edildi. İsviçre’den gelen konuk Andreas Biggler, İsviçre peynirin tarihi, peynir üreticilerin örgütlenmesi, peynirin pazarlaması ve gençlerin bu alandaki eğitimine ilişkin sunumu dikkat çekti.     Tunceli Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı ve proje danışma kurulu üyesi Candan Badem Ermenistan, Gürcistan, Rusya ve Osmanlı arşiv belgelerine dayanarak 19. yüzyılda Kars Peynirciliğin tarihini anlattı. Deniz Ünsal ise Kars peynirciliğinin Cumhuriyet dönemindeki serüvenini zavot işleten ailelerin öyküleri ve göç hareketleri üzerinden aktardı. Tarih öğretmeni Tahmaz İskandarov ise Gürcistan’dan Türkiye’ye göç etmeyenlerin Bolşevik devriminden sonra ve Sovyetler Birliği çözüldükten sonraki dönemlerde yaşadıklarını; İsviçre peyniri üreticilerinin 1917’den bugüne durumlarını azınlık olmanın siyasi-sosyal-kültürel güçlükleriyle ilişkilendirerek anlattı.



Kars Peynirciliği’nin geçmişten günümüze uzanan sorun alanlarının ele alındığı ikinci oturumu Tarih Vakfı Genel Müdürü Münevver Eminoğlu modere etti. Proje danışma kurulu üyesi Ahmet Örs, coğrafi koşulların peynire etkisini, peynirin gıda ve gurme olarak değerini çarpıcı örneklerle aktardı. Proje koordinatörü İlhan Koçulu Kars peynirciliğinin kentin markalaşmasındaki ve ekokültür turizmindeki önemini anlatırken SERKA Genel Sekreter Vekili Mehmet Özdoğan kültür varlıklarının yerel ekonomiye katkısı çerçevesinde SERKA’nın politikaları ve programları hakkında bilgi verdi.
 
Panelin sonundaki tartışma en az sunumlar kadar dikkat çekiciydi. Fitoterapi ve bitki uzmanları, tıp hekimleri, süt ve peynir üretisi olan katılımcılar, Alplerden Kafkasya’ya Kars Peynirciliğinin 150 yıllık tarihini kültürel ve toplumsal olarak ele alan çalışmanın önemli bir ihtiyacı karşıladığını ancak bu çalışmanın 21. yüzyılda Kars bölgesinde tehdit altında olan ekobiyolojik denge boyutunu daha kapsamlı içermesi gerektiğini belirttiler.  Özellikle Türkiye’nin Avrupa Birliği adaylığı sürecinde  AB müktesabatına uyumlanma gerekçesiyle Türkiye’deki  süt ve peynir üreticilerine, yerelin ekobiyolojik dengesi ve özellikleriyle örtüşmeyen “hijyenik/ modern üretim standartların” dayatıldığı ve bunun aslında yerelin aleyhine hizmet ettiği belirtildi. Öyle ki benzer olumsuz deneyimin İsviçre’de geçen yüzyılda  yaşandığı vurgulandı: Emmantal ve gravyer üreticilerinin yaşadıkları zorlukları, modern kapitalist sanayileşme sürecinde kırılan ekobiyolojik döngüyü yüzyıl sonra yeniden kurulabilmesi için harcadıkları inanılmaz çaba ve maddi kaynak hatırlatılarak; Kars’da üretilen Kars gravyerinin lezzet deliklerini oluşturan ve peyniri olgunlaştıran bakteri florasının halen var olmasının, ekolojik döngünün henüz bozulmadığına işaret ettiği ifade edildi. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren AB ülkelerine Türkiye’den süt ve süt ürünlerinin satımını  yasaklayan algının tekrar gözden geçirilmesi gerektiği, örneğin Fransa’nın  bazı yerellerinde  Avrupa modern gıda hijyen standartlarının, yerelin ekobiyolojik denge ve özellikleri gözetilerek istisnai uygulamalara gidildiğinin altı çizildi.  Geleneksel ve organik olarak üretilen gravyer, kaşar ve diğer yerel tadları barındıran peynirlerin, üretilebildiği koşulların korunabilmesi için Kars gibi bazı bölgelerin “kültürel peyzaj mirası” olarak dünya kültürel mirası listesinde korunmaya alınması, Türkiye  hükümetinin acilen AB’li yetkilileri bu konuda uyarması, bölgesel kalkınma ajanslarının ivedilikle bu sorunu daha kapsamlı ortaya koyan ve uygulanabilir çözüm önerileri içeren raporlarla yurtiçi ve yurtdışında gündeme getirmesi gerektiği ifade edildi. Katılımcılardan Prof. Dr. Kemal Demirkol’un verdiği çarpıcı istatistikler, Türkiye’de geleneksel-meracılıkla yapılan besi hayvancılığının sona ermesiyle gelecek kuşakların sağlıklarının tehdit altında olduğunu, konunun sadece lezzetlerin korunmasıyla ilgili olmadığını, doğrudan insan sağlığını bozduğunu belirtmesi dikkat çekiciydi.

Alplerden Kafkaslara: Kars Peynirciliğinin 150 Yıllık Tarihi adlı serginin açılışına da ilgi yoğundu. Levent Kültür Merkezi’nde 30 Nisan 2014 tarihine kadar ziyaret edilebilecek serginin mekanını Beşiktaş Belediyesi sağladı. Pano tasarımları gravyer peynir dilimlerinden esinlenerek hazırlanan sergide eski Gravyer üreticisi İsviçreli, Rus, Alman, Malakan, Karapapak ailelerinin hikayeleri yer alıyor. Gravyer ve peynir üretiminde kullanılan eski aletlerden birkaçının yer aldığı sergide, yapılan sözlü tarih görüşmeleri anlatılarının bir kısmından oluşan kısa film de izleyiciyle buluşuyor.

Kars gravyeri ve kaşarının tarihinin yanı sıra  Kars gravyeri ve kaşarının kültürel miras ve gurme değeri, Kars peynirciliği, ekolojik döngü ve tehditler ile ekomüzecilik sergide işlenen diğer temel konular.