8 Haziran 2014 Pazar

The Ritz-Carlton Hotel Company, hızla ilerlemeye devam ediyor


The Ritz-Carlton bayrağı, Tenerife'de, ada tesisinin yeni adını müjdelemek üzere resmen göndere çekildi.2007 yılından bu yana The Ritz-Carlton Hotel Company tarafından yönetilen Abama Golf & Spa Resort'un yeni adı artık resmen The Ritz-Carlton, Abama oldu. The Ritz-Carlton Hotel Company, simge haline gelmiş lüks markanın artan farkındalığı ve kaydettiği muazzam küresel büyüme ile hızla ilerlemeye devam ederken, otelin adını da değiştirme zamanı gelmişti.


The Ritz-Carlton Küresel Operasyonlar Sorumlusu, Bob Kharazmi konu hakkında yaptığı açıklamada şöyle diyor: "Bu tesis, şirket kültürümüzü, müşterilere bağlılığımızı ve üstün hizmet kültürüne verdiğimiz önemi bünyesinde toplamıştır. Tesisimizdeki çalışanlar, konuklarımıza The Ritz-Carlton'ın herkesçe bilinen beklentileri karşılayan özel hizmetini sunmaya devam edecektir. Bu güzel tesisin, artık açıkça büyük bir marka haline gelmiş portföyümüzün bir parçası olarak anılacağını ve çok yakında konuklarımızın bu tesiste, The Ritz-Carlton'ın imzası haline gelmiş mükemmel hizmetlerinden faydalanabileceğini bilmekten gurur duyuyoruz."

Tesis bu yıl içerisinde, misafir odalarını yenileyecek ve Ritz-Carlton Club'ın imza niteliğindeki hizmetlerini geliştirecektir. The Ritz-Carlton Club, 10. katta yer alarak misafirlerine tesis içerisinde gözlerden uzak bir liman olma özelliği sunacaktır. Club'ın Konsiyerj ekibi tarafından sunulan kişiye yönelik hizmetler, unutulmaz anlar geçirmenizi sağlamak adına özel olarak tasarlanmış bir misafir deneyimi sağlamaktadır. Ferah ve geniş ortamıyla Club Lounge ziyaretçilerine, golf sahasının üzerinden panoramik ve simge haline gelmiş Teide Dağı'nı da içeren bir sıradağlar manzarası ve adada yıl boyunca hüküm süren ılıman iklimin tadını çıkarmaları için açık bir teras sunacaktır.

Tüm bunlara ek olarak, markanın eşsiz, eğlenceli ve deneyime dayalı çocuk programı "Ritz Kids" de, bu tesisin sunacağı hizmetler arasında yer alacaktır. Markaya özgü Ritz Kids programı, bu yaz The Ritz-Carlton, Abama'da hizmete girecektir. Toprak, Su, Kültür ve Çevreden oluşan dört şartı temel alan interaktif öğrenme deneyimleri sağlama amacı taşıyan aktivite programı, Jean-Michel Cousteau Ocean Futures Society ile birlikte geliştirilmiştir. Aktiviteler, her gün 4 - 12 yaş arasındaki çocuklar için şu anda tesiste hizmete hazır bulunmaktadır.

The Ritz-Carlton, Abama ekibi, The Ritz-Carlton sosyal ve çevresel sorumluluk programı Community Footprints'in bir parçası olarak, "Succeed Through Service" (Hizmetle Gelen Başarı) girişimi ile yerel halka destek vermeye devam edecektir. Hanımefendi ve beyefendilerden oluşan otel ekibimiz, yerel bir okul ile gerçekleştirilen ortaklıkta, genç öğrencilerle ilgilenmek ve onlara esin kaynağı olmak adına bu beceriye dayalı danışmanlık programına katılmaktadır.

Tatil yeri, Atlantik Okyanusu üzerinden muhteşem bir manzaraya sahip bereketli ve doğal bir çevrede bulunan "Sonsuz İlkbahar"ın adası Tenerife'nin Guia de Isora kıyısında yer almaktadır. The Ritz-Carlton, Abama, sunduğu Michelin yıldızlı akşam yemeği deneyimleri, tesis içinde bulunan golf ve tenis sahaları ve tesisin hemen yanında bulunan Atlantik'te balinaları izleme ve Teide Ulusal Parkı'nda yıldız gözleme aktiviteleri ile çiftler ve aileler için rüya gibi bir tatil köyüdür.


Turkcell Superonline geleceğin teknolojisi için gençlere yatırım yapıyor


İTÜ öğrencilerinin tasarladığı uydu, Amerika’da yarışacak
Turkcell Superonline, İTÜ ARISAT Model Uydu Takımı’nın sponsorluğunu üstlendi. Takım, tüm dünyadan üniversite öğrencilerinin geliştirdiği model uyduların yarıştığı Cansat Competition’a katılıyor. Gerçek uydu sistemlerinin yapım aşamalarının birebir uygulandığı yarışma için yapılan çalışmalar, Türkiye’nin gelecekte kendi uydu sistemlerini geliştirmesine katkıda bulunma potansiyeli taşıyor. Dijital dünyada hayatı kolaylaştıran vazgeçilmez teknoloji ortağı Turkcell Superonline’ın sponsorluğunu üstlendiği İTÜ ARISAT Model Uydu Takımı, Teksas’ta düzenlenecek model uydu yarışması Cansat Competition öncesinde Turkcell Superonline Genel Müdürü Murat Erkan’ı ziyaret ederek, geliştirdikleri model hakkında bilgi verdi.


Amerika Astronomi Topluluğu (AAS) ile Amerika Havacılık ve Uzay Bilimleri Enstitüsü (AIAA) tarafından NASA’nın da aralarında bulunduğu havacılık ve uzay sektörünün önde gelen şirketlerinin katkılarıyla 1998 yılından bu yana düzenlenen Cansat Competition’a bu yıl tüm dünyadan 59, Türkiye’den 8 takım katılıyor.

Kendi enerjisini üretecek uydu tasarladılar
Gerçek uydu sistemlerinin yapım prosedürlerinin birebir uygulamasıyla eğitici özelliği de olan Cansat Competition’da bu yıl katılımcılardan istenen görevler arasına uyduların kendi enerjilerini üretmesi de eklendi. Yarışma kapsamında, 2011 ve 2012 yıllarında birincilikle dönmüş olan İstanbul Teknik Üniversitesi, bu sene Arısat takımı ile de temsil edilecek.

“Teknoloji üreten ülke olma yolunda…”
Hasbi Sevinç, Çağrı Eren Durkaya, Ümit Yelken, Ali Canpolat, Mert Kahyaoğlu, Emre Erbuğa ve Caner Balyemezler’den oluşan takım üyelerini genel müdürlükte ağırlayarak projeye ilişkin bilgi alan Turkcell Superonline Genel Müdürü Murat Erkan, “Yenilikçi telekom operatörü kimliğine sahip Turkcell Superonline’da, geleceğin teknolojik altyapısına katkı sunacak projelere destek olmaya büyük önem veriyoruz. Geçtiğimiz yıl satın aldığımız Deksarnet ile 32 bin 500 kilometrelik fiber altyapımıza uydu desteği sağladık. Böylece kesintisiz hizmeti daha fazla noktaya ulaştırma fırsatı yakaladık. Sponsorluğunu üstlendiğimiz İTÜ bünyesinde kurulan ARISAT takımının, geliştirdiği model uydu ile başarılı sonuçlar elde edeceğine inancımız tam. Bu süreçte elde ettikleri bilgi birikimi ise, teknoloji üreten bir ülke olma yolunda önemli bir katkı olacaktır” değerlendirmesinde bulundu.

Model uydu nasıl çalışacak?
Cansat Competition’da bu yıl gençlerin geliştireceği uydu yaklaşık 670 metreden serbest bırakılarak paraşüt ile yavaşlatılacak ve hızı saniyede 12 metreye düşürülecek. 500 metreye geldiğinde iki parçaya ayrılan uyduda ikinci parça, pasif bir yavaşlama sistemi olmaksızın saniyede 10 metrenin altında bir hızda tutulacak. Aynı zamanda kendi enerjisini üretmeye başlarken, iniş sırasında basınç değerini, sıcaklığı ve ürettiği voltaj değerini paket veri olarak yer istasyonuna iletecek. Uydu yere indiğinde içindeki yumurtanın da kırılmamış bir şekilde çıkarılması hedefleniyor.

UHKİB YÜZDE 8 İHRACAT ARTIŞI YAKALADI



Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) 2014 yılının Ocak – Mayıs döneminde yüzde 8’lik ihracat artış hızıyla 251 milyon 26 bin dolar ihracat rakamına ulaştı.UHKİB Başkanı Şenol Şankaya, “Yükselen kurla birlikte ihracat yaptığımız ülkelerdeki müşterilerimiz fiyatlarımızı aşağı çekmemizi talep ediyorlar ancak maliyetlerimiz döviz kurundaki ani değişimler kadar hızlı değişmiyor” dedi.

Döviz kurlarındaki hareketliliğe rağmen, Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (UHKİB) üyeleri, Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 20’lik ihracat artışıyla 55.5 Milyon dolarlık ihracata imza attı. 2014 yılı için 550 milyon dolar ihracat hedefi belirleyen UHKİB, Ocak-Mayıs döneminde 251 milyon 26 bin dolara ulaştı.

Yılın ilk 5 ayında sağladıkları başarı çizgisini devam ettirdikleri takdirde 2014 yılı sonunda 550 milyon dolar ihracat rakamına kolaylıkla ulaşabileceklerini belirten Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Şenol Şankaya, Mayıs ayında sektör ihracatında yakalanan artış trendine en büyük katkının, Birleşik Krallık, İspanya ve Almanya’ya yapılan ihracattaki artış ile geldiğini belirtti.
İstikrarsız Kur İhracatçıya Zarar Veriyor

Hazırgiyim sektörünün cari açığı azaltan sektörlerin başında geldiğini ve 2013 yılında 12 milyar dolar dış ticaret fazlası verdiğini belirten Şankaya, son dönemde istikrarsız bir şekilde artan döviz kurlarının ihracatçıya zarar verdiğini belirtti. “Döviz kurları; 17 milyar dolar ile Türkiye'nin en yüksek net ihracat geliri sağlayan ve sağladığı istihdam ile ülkenin bir nevi sosyal sigortası olan Hazır Giyim ve Konfeksiyon Sektörünün ihracatı ve karlılığı için hayati önem taşıyor.” dedi. Kurlardaki ani artışın mevcut dengeleri bozup birçok firmanın fiyatlandırma konusunda sıkıntıya girmesine neden olduğunu ve bu nedenle; iş çevrelerinin daha istikrarlı ve enflasyon oranında artış gösteren dolar ve euro kuru beklentisi içinde olduklarını belirtti. Şankaya “Bunun yanında döviz kurlarına istikrar getirmek için uygulanan yüzde 9,5’lik politika faiz oranını da yüksek buluyor ve yüksek faizin ülkedeki yatırımın önünde de bir engel teşkil ettiğini düşünüyoruz.” dedi.

Türkiye en çok faiz ödeyen 2. ülke
Şankaya, ihracatçılar için faiz konusundaki görüşlerini de şu sözleriyle ifade etti: “Ülkemiz; son faiz indirimi ile gelişmekte olan ülkeler arasında Brezilya’dan sonra en fazla faizi ödeyen ikinci ülke konumunda. Faiz oranlarının düşmesi cari açığı tetikliyor gibi görünse de, kredi faizlerine yansıyacak bir faiz indirimi yanında; üreticinin, ihracatçının düşük faizli kredi ile desteklenmesinin uzun vadede ülkemizin ekonomisine katkı sağlayacağı kanaatindeyiz.”

Şankaya ayrıca, yüksek kur ile ilgili müşterilerin taleplerini de şu sözleriyle aktardı: “Yükselen kurla birlikte ihracat yaptığımız ülkelerdeki müşterilerimiz fiyatlarımızı aşağı çekmemizi talep ediyorlar ancak maliyetlerimiz döviz kurundaki ani değişimler kadar hızlı değişmiyor. Döviz kuru ile maliyetlerimiz arasındaki geçişkenlik zayıf. İhracat yaptığımız ülkelerdeki müşterilerimiz Türkiye’deki kurları en az bizler kadar yakından takip ediyorlar. Döviz kurlarındaki ani yükselişler nedeni ile fiyatların aşağı yönlü revize edilmesi talep ediliyor, bu yüzden yüksek kurdan yazılan siparişlerin bilançolara zarar olarak yansıma riski yükseliyor. Türk Lirası’nın istikrarsız bir biçimde değer kazanması ile birlikte sektör; uzun yıllar sonra yakaladığı ihracat performansını ve karlılığı hızla kaybetme riski ile karşı karşıya kalabilir.”

Alanya turizmine ‘Yeni üniversite’ dopingi


ALTİD Başkanı Burhan Sili, “Turizmin, geleceğe ışık tutacak bilimsel çalışmalara ihtiyacı var. İngilizce eğitim verecek olan AHEP Üniversitesi Alanya’da büyük bir açığı kapatacak” dedi.Alanya’da Turizm Fakültesi altında açılan ‘Turizm İşletmeciliği’ ve ‘Gastronomi ve Mutfak Sanatları’, Sanat ve Tasarım Fakültesi altında açılan ‘Mimarlık’ bölümleriyle 2014-2015 eğitim-öğretim döneminde ilk öğrencilerini kabul edecek olan Alanya Hamdullah Emin Paşa Üniversitesi AHEP, Alanya turizmine çok önemli katkılar sağlayacak.

AHEP yönetiminden Rektör Erol Sayın, Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Jansanem Jular ve Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Öğretim Görevlisi Zelal Polat, Alanya Turistik İşletmeciler Derneği’ni (ALTİD) ziyaret ederek üniversite hakkında bilgiler verdi.

‘HEDEF: 5 BİN ÖĞRENCİ’
5 profesör, 1 doçent, 8 yardımcı doçent başta olmak üzere 20’ye yakın akademik personelle eğitim-öğretim dönemine giriş yapacaklarını söyleyen AHEP Rektörü Profesör Doktor Erol Sayın, “İlk eğitim-öğretim dönemimize (2014-2015) 45’i yabancı, 180 öğrenci ile başlayacağız.  Hedefimiz, 5 yıl içerisinde 3 bin lisans, 2 bin yüksek lisans öğrenci sayısına ulaşmak. Butik bir üniversite olduğumuz için ve aynı zamanda yüksek kalitede eğitim-öğretim vermeyi hedeflediğimiz için 5 bin öğrenci sayısını aşmayacağız” dedi.

‘MİMARLIK FAKÜLTESİ DE AÇILACAK’
Açılacak fakülte ve bölümler hakkında da bilgiler veren Rektör Sayın, “Turizm Fakültesi’nde 2015 yılında ‘Sivil Havacılık Yönetimi’, Sanat ve Tasarım Fakültesi’nde 2015 yılında ‘Grafik Tasarım ve Animasyon’, 2017 yılında ‘Müzik’ ve ‘Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi’ bölümlerinin açılması planlanıyor. Öte yandan 2016 yılında açılması planlanan Mimarlık Fakültesi’nde ‘İç mimarlık ve Çevre Tasarımı’ ve ‘Endüstri Ürünleri Tasarımı’ bölümlerinin oluşturulması hedefleniyor.

‘İNGİLİZCE EĞİTİM VAR’
Rektör Sayın, şu bilgileri verdi: “AHEP Üniversitesi, yüzde 100 İngilizce olan eğitim diliyle, turizm sektörü için nitelikli, yeniliklere açık, teknolojinin sunduğu olanakları izleyip uygulama yapabilecek, en az bir yabancı dili çok iyi bilen nitelikli mezunlar yetiştirmeyi amaçlıyor.

‘ÖĞRENCİLER TURİZM SEKTÖRÜNDE DENEYİM KAZANACAK’
AHEP’te diğer ‘Turizm İşletmeciliği’ programlarından farklı olarak bir eğitim yılında üç dönem olacaktır. Öğrencilerimiz birinci sınıftan itibaren her yıl yaz aylarında staj ve uygulama dersleri alarak sektörde deneyim kazanacak ve bu deneyimle mezun olacaklardır. Akademik takvimimizin turizm sezonuna göre ayarlanması sonucu en yoğun dönemlerde öğrencilerimiz Alanya’da bulunan işletmelerde hem uygulamalı eğitim görecek, hem de nitelikli eleman açığını doldurmuş olacaktır. Lisans müfredatımız yine benzerlerinden farklı olarak planlama ve maliyet denetimi üzerine yoğunlaşmıştır.

‘ÖN KAYITLAR BAŞLADI’
Turizm Fakültesi’nin ‘Gastronomi ve Mutfak Sanatları’ bölümü, Electrolux, Altın Kepçe Aşçılar Derneği gibi kuruluşlarla birlikte sektöre gerek akademik, gerekse proje ve danışmanlık hizmeti ve mesleki geliştirme eğitimleri ile katma değer sağlayacaktır.  Şu an ön kayıtları başlamış olan bölümün özel yetenek sınavları 1-3 Temmuz günlerinde yapılacaktır.

‘SEKTÖR TEMSİLCİLERİ DERS VERECEK’
Tam zamanlı eğitim kadromuzdaki uluslararası deneyime sahip öğretim üyelerimizin yanı sıra, sektör temsilcileri hem ders verecek, hem de konuk konuşmacı sıfatıyla bilgi ve deneyimlerini öğrencilerimize aktaracaklar. ALTİD gibi kurum ve kuruluşlarla yapacağımız organik işbirlikleriyle mezun olacak öğrencilerimiz deneyimli eleman olarak yetişmiş ve üniversite–sektör köprüsü kurulmuş olacaktır.”

‘BÜYÜK AÇIK KAPANACAK’
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Yönetim Kurulu Üyesi ve ALTİD Başkanı Burhan Sili ise Alanya ve ülke turizminin geleceğe ışık tutacak bilimsel çalışmalara ihtiyacı olduğunu belirterek, “İngilizce eğitim verecek olan AHEP Üniversitesi Alanya’da büyük bir açığı kapatacak. Turizm sektöründe ilk öncelik sırasında yer alan kalifiye personel açığının üniversiteler aracılığıyla kapatılması hem bölge hem de ülke turizm kalitesini üst seviyelere taşıyacaktır” şeklinde konuştu.

EDİRNE’DE DÜNÜ GELECEĞE TAŞIMAK


ÖMER FETHİ GÜRER
 Prof. Dr Metin Sözen 1971’de yazdığı bir makalede de der ki” Hangi yönden Edirne’ye girerseniz girin, sizi önce tek bir yapı karşılayacaktır Selimiye, Bundan sonra  ancak yavaş yavaş çarşıları, hanları, hissetmeye başlarsınız. Bu kadar sık, bu kadar güzel yapıtın olduğu bir yer, herhâlde çok güngörmüş olmalı dersiniz. Yine de kendi kendinize sormadan edemezsiniz “Bütün bunlar iyi, bütün bunlar güzel, peki belirli bir bölge dışında bu yapılar  tek başlarına  niçin durup dururlar ”Çevresinde insanlar yaşamıyorsa bu  camiler niçin yapılır? Bu çarşılar hanlar, hamamlar niye kurulur?, Nehir boylarında kimler gezinir? Bu yapıların sanatçıları kendileri için mi donattı bu kapıları, bu pencereleri, bu minareleri? İnsanın olmadığı yerlerde büyük yalnızlığa niye terk edildi bu yapılar? Herhalde sarayları, köşkleri, eski evleri yer aldığı kıyı boyları bu kadar yalnız değildi. Dersiniz. Büyük sorunuz yine takılıp kalır kolay kolay çözümlenemez kafanızda bir gariplik çöker içinize, içinizden bir dürttü size dolaş der “Gör kendini çöz ’der o zaman çağlar içine dalar, dolaşmaya başlarsınız bir uçtan bir uca ileride gördüğünüz büyük yapıtlara gidecek yollar, geçecek  köprüleri bulmaya çalışırsınız Dört bir yanı sudur bu kentin. Hangi köprü nereye gider şaşırırsınız Ummadığınız, uzaktan görüp seçemediğiniz, küçük fakat kişiyi saran yeni güzellikler dikilir gözünüzün önüne. Böyle şaşkın, böyle buruk kendinizi geçmişe koyuverip, gümbürtüsünden dağların, sessizliğinden ölülerin korkuttuğu sultanlar ülkesini gezmeye koyulursunuz.


“… Dünya  sanatının  en büyük  yapıtlarının  bulunmasına rağmen  insan bırakılmış  bir eski başkent görmek isyerse Edirne’ye gitmeli” diyor,  “Başkent Edirne’de ikinci yaşam” makalesinin girişinde Metin Sözen hoca, Kent yaşamındaki süreci, dönemleri ile değerlendiriyor. Dedik ya 1971 yılında daha kentin özüne özelliğine eren bir anlatı ile Edirne’ye bakmış Değerli hocamız Prof. Dr Metin Sözen, Ülkemizde çok farklı kentlere el değen Metin Hoca’nın Başkanı Olduğu ÇEKÜL Akademi Edirne buluşması için kente geldim. Her geldiğimde ayrı etkilendiğim ve güzellikleri ile özellikleri ile buluştukça daha çok sahiplenilmesi gerektiğini düşündüğüm Edirne buluşmasında çalışmalar ve genel durum ele alındı. Özünde farklı çalışmaların farklı kentlere taşınması ve  örnekler  ile yapılanların fark edilmesi için çok önemli toplantılardı ÇEKÜL Akademi toplantıları.


Edirne Örneği: Merkezinden çevre ilçelere uzanan bütüncül koruma deneyimi yaklaşımı ile kent ele alındı.  ÇEKÜL Akademi eğitim çalışması Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan açış konuşması ile başladı. Gürkan, Edirne’nin ilk kuruluşundan beri farklı kültür ve medeniyetlerin buluştuğu yer olduğuna vurgu yaptı ve Edirne’nin Nadide merkezlerden olduğunu belirtti.  ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Dr Metin Sözen hocanın çizdiği yol haritası ve rehberliğinde onarılan örnekleri n varlığı yanında süreçte de onun önderliğinde yapılacak çalışmaların olduğunu söyledi. Kent tasarım müdürlüğü kurduklarını kent estetik kurulu oluşturacaklarını ve Edirne’yi hem Edirne halkı,hemde kentin paydaşları ile yöneteceklerini, Kentin tarihi ve turizm açısından daha  açılımlı olmasını hedeflediklerini belirtti. Tunca Nehri için projeler hazırladıklarını Meriç için enerji üretiminden çevre düzenine tasarladıkları bulunduğunu Selimiye alan yönetimi düzene girmesi ile Edirne yeni bir çehreye ereceğini ve bazı yapıların da kazanılacağını anlattı. Başkan Gürkan Edirne için bu bağlamda olumlu ve gerekli düşünceleri katılımcılara anlattı.


ÇEKÜK Yüksek Danışma Kurulu Üyesi Namık Kemal Döleneken “Trakya bütününde kentsel gelişme ve Edirne Gelecek süreci” ile ilgili düşünce ve çalışmaları anlattı. Edirne’nin Balkanlara açılan zorunlu geçiş yolu olmasından, tarım bölgesi ve su kaynakları sorununa, Ergene’deki kirlenmeden kentsel nüfus artışının köyden kente gelir düzeyi yükselenin ise özellikle İstanbul’a göçüne değindi. Osmanlı döneminde ülkenin göbeğinde iken sonrası bir sınır ili konumuna gelindiğini üç tarafı ülkelerle çevrili olması ve sınır kenti olmasının diğer sınır kentlerindeki gibi dezavantajının Edirne’nin de çok yönlü yaşadığını ifade etti. “Koruma kavramı ve kültür öncelikle bakış açısı” konu başlığı sunumunu da Mehmet Tan yaptı. ÇEKÜL Vakfı Trakya Bölge sorumlusu Tan Edirne ilinin köklü bir tarihi olduğuna Roma döneminde de yerleşmelerin önemli izleri bulunan Edirne’nin Osmanlı’nın başkenti olarak donandığı tarihi yapıları ile günümüze eren eserlerinin varlığının kenti ayrı bir kimliğe erdirdiğini ifade etti. Osmanlı döneminde(14-20 yy Aralığı) 1133 “Anıtsal eser” inşa edildiğini günümüze ulaşan örnek sayısının 279 adet olduğunu söyledi.  314 camiden 55’inin, 10 kilise ’den 3’ünün, 14 Sinagogdan 14’ünden 1’nin, 106 Türbeden 12’sinin, 53 Kervansaray,70 handan 6 âdetinin,3150 hamamdan 14’ünün,49 medrese,35 mektep ’ten 6 adedinin günümüze kadar geldiğini söyledi. Saray-i Atik, Saray-ı Cedide, Amire, Buçuktepe Sarayı, Mamak Sarayı, Akpınar Sarayın geçmişte varlığının bilindiğini ifade eden Mehmet Tan ÇEKÜL ve diğer kurumların işbirliği ile yürüttükleri çalışmaları örnekleri ile anlattı.


Edirne Müze Müdürü Hasan Karakaya “Edirne çevresi kültürel zenginliği” üzerine sunumunda müze ve bilimsellik kazı çalışmaları ile Edirne ve çevresini kapsamlı bir biçimde katılımcılara aktardı. Kent envanterinin çıkarıldığını ve arazi taraması yapılarak bu bağlamda Edirne ve çevresinin araştırıldığını söyleyen Karakaya Tümülüs ve Arkeolojik sit kapsamında yürütülen çalışmalardan söz etti. 850 yapının tescillendiğini sivil ve resmi mimari den köprüler e, anıtsal yapılardan arkeolojik sit alanlarına önemli çalışmaların yapıldığını belirtti.
  “Trakya’da kültürel miras, arkeolojik kazı ve araştırmalar” konusunda Trakya Üniversitesinden  Doç.Dr Ahmet Yaraş eleştirel bir konuşma yaparak koruma anlayışının yeterli olmadığını, bazı olumsuz örneklerde olduğu gibi tarihsel mirasın yeterince korunmadığını, bu bağlamda yapılan çalışmaların olmasına karşın Edirne için kurumsal işbirliği ile daha çok yapılacak çalışmanın bulunduğunu ve Edirne korumanın Edirne’de yaşayan herkesin öncelikli sorunu olması gerektiğini söyledi.


Tarih boyunca doğu-batı arasında kültürel köprü Trakya’nın tarımla geçindiği için tarihi zenginliğinin ve onunla  yükseleceğinin yeterince farkında değil, kent değerlerine sahip çıkılmıyor. Arazide bilimsel kazı alanlarında yazın biz çalışıyoruz kışın define avcıları, define avcıları için önlem şart. Dedi. Edirne’de daha çok müze olması gereğine de değinen, müzelerin kent değerini artıracağını ifade eden Doç Ahmet Yaraş Edirne’de ciddi anlamda kültür mirasına topyekûn sahip çıkma zamanı gelmiştir ”dedi.


ÇEKÜL Akademi yöneticisi Didem Çakar, ÇEKÜL Yüksek Danışma Kurulu üyesi Mimar Nuvit Bayar, ÇEKÜL Akademi Organizasyon sorumlusu Figen Tokgöz ve Tarihi Kentler Birliği Arkeolog Erol Erdoğan’ın yanı sıra farklı belediyelerden 80 katılımcı ile kentte yapılan çalışmalar alanlarında gezildi.
Makedonya Kulesi Arkeolojik Sit Alanı, Kale İçi Bölgesinde Yer Alan Eski Vali Konağı, İtalyan Kilisesi, Büyük Sinagog, Dar-Ül Hadi Cami, Saraçlar Caddesi, Ali Paşa Çarşısı, Bedesten, Rüstem Paşa Kervansarayı, Eski Cami, Üç Şerefeli Cami, Saatli Medrese, Peykler Medresesi, Baha-İ Evi, Hafız Ağa Konağı, Selimiye Cami, Vakıf Müzesi, Saray İçi IV. Mehmet Av Köşkü, Er Meydanı Güreş Alanı, Sar-I Cedid, II Beyazıt Külliyesi, Hıdır Tabya, Gazimihal Köprüsü, Meriç Köprüsü, Gümrük Karkol Binası, Balkan Şehitliği, Eski Tren Garı Binası, Lozan Anıtı Namık Kemal Doleneken ve Mehmet Tan anlatımları ile gezildi. Her eser  başlı başına bir yazı konası o arada onlarca kurtarılmayı bekleyen sivil mimari örnekleri tarihi yapı gördük.


Edirne turizmin gelişmesi adına tüm sivil mimari korunması, onarılması yanında tarihi dokunun görünümünü bozacak imar hareketlerine de izin vermemesi gerekiyor. Adım adım gezdiğimiz kent her karışı ayrı özelliklerle dolu. Yol boyunca farklı belediyelerin bölgeye düzenledikleri gezi otobüsleri geliyordu. Edirne gelen için mutlaka uğranan Edirne Ciğerciye de gittik. Ciğerci Kazım’da Edirne ciğerini tattık, Keçicizade’de badem ezmemizi aldık. Süpürgesi,  meyva sabunları ile donanmış çarşılarını gezdik. Meriç kenarında çay molası verip derenin akışında düne bir yolculuğa çıktık. İhtişamlı günlerin Başkentinde Mimar Sinan’ın Selimiye’sinden,   Şükrü Paşa anıtı ve tabyalarına, II Beyazıt Külliyesi müzik ile tedavi sağlı ve hastalıklarla ilgili ilk tedavi yöntemlerine, saray ve han hamam kalıntılarından, Konaklara  geçti gözümün önünden, Edirne  her keresinde hayran kaldığım şehirde de artan yapılaşma ile tarih aralarda yok olacakmı endişesini de duyumsadım  ve Edirne’ye dışardan gelenlerin daha çok ilgi ile gezdiğine tanık olup ayrılırken   tarihin farklı izleri ile donanmış Edirne’nin mutlaka görülecek şehirlerimizden olduğunu son not olarak eklemem gerektiğini düşündüm. Bir kez daha görme dileği ile Edirne’den ayrıldım.

MCB SENIOR DÜNYA ŞAMPİYONASI ÜÇ YIL DAHA MAURITIUS CONSTANCE BELLE MARE PLAGE’ DA GERÇEKLEŞECEK



Constance Hotels&Resort ve etkinlik sponsoru Mauritius Commercial Bank arasında yenilenen anlaşma ile Avrupa Senior Sezon Finaline 2017 yılına kadar Constance Belle Mare Plage ev sahipliği yapacak. Constance Hotels&Resort Ceo’ su Jean-Jacques Vallet Avrupa Senior Sezon Finaline üç yıl daha ev sahipliği yapacaklarından dolayı gurur duyduklarını belirterek sözlerine şu şekilde devam etti: “MCB Senior Dünya Şampiyonası kapsamında turnuva heyecanını yaşamaktan dolayı çok mutluyuz. Son yıllarda Tom Lehman, Colin Montgomerie, Sam Torrance ve David Frost gibi golfun efsane isimlerini ağırladık. Constance Belle Mare Plage’ da misafirlerimize sunduğumuz yüksek kaliteli ve lüks hizmet anlayışımızın yanı sıra var olan golf sahalarımızla birlikte de golfun mükemmel elçisi olma yönünde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu sayede Mauritius’ un da imajını arttıracağımıza inanıyoruz.”

Bu yıl 12-14 Aralık 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek olan turnuvanın en önemli konuklarından biri ise Avrupa Senior Lideri John Jacobs Trophy olacak. Mauritius Commercial Bank Genel Müdürü Raoul Gufflet cennet adalar olarak bilinen Mauritius’ un Senior Sezon Finali için mükemmel bir yer olduğunu belirtti ve sözlerini şu şekilde tamamladı: “ MCB Grup var olduğu günden bu yana sporun önemli bir destekçisi olmuştur. Son yıllarda gelişen golf ve beraberinde golfün turizm sektörüne kattığı olumlu etkileri tartışılmaz bir gerçek. Constance Hotels&Resort’ un misafirperverliği ve yüksek kaliteli golf sahaları ile MCB Senior Dünya Şampiyonası’ na 3 yıl daha ev sahipliği yapacağı için onur duyuyoruz.”

Constance Belle Mare Plage Golf Sahası, 18 delikli olup Mauritius’ un en önemli sahalarından biridir. Rodney Wright ve Petter Allis tarafından dizayn edilmiş saha doğal güzellikleriyle de dikkat çekiyor.

Sibel Tüzün 25 Haziran'da Kıbrıs Merit Park Hotel'de


Müzik kariyerinde 20 yılı geride bırakan Sibel Tüzün 25 Haziran'da Kıbrıs'ta sahneye çıkacak.  Şarkıcılığı yanında söz yazarlığı ve besteciliği ile de ön planda olan sanatçı, Kıbrıs'ın en güzel otellerinden biri olan Merit Park'ta hayranları ile buluşacak.


Türkiye'den rezervasyonlar var...
Buluşmada Sibel Tüzün'nün, "Kaç yıl geçti aradan" adını verdiği yeni albümü için özel bir performans sergileyeceği de bildirildi. Bu özel konser için Türkiye'den de rezervasyonların yapıldığı bilgisini veren ilgiler, yaz konserleri altında Türkiye'nin starlarını Kıbrıs'ta sahneye çıkarmaya devam edeceklerini, bu isimler arasında sürpriz isimlerinde bulunduğu bilgisini verdiler...

GERMANWINGS AMADEUS İŞBİRLİĞİ



Avrupa’nın lider düşük tarifeli havayolu şirketi Germanwings, global seyahat sektörüne özel olarak çalışan teknoloji şirketi Amadeus ile işbirliği anlaşması imzaladı. Bu yeni anlaşma sayesinde seyahat acenteleri Germanwings’in tüm bilet rezervasyonlarını ve yolcularına sunduğu tüm hizmetleri Amadeus üzerinden yapabilecek.

Amadeus, temel aramadan rezervasyon yapmaya, fiyatlandırmadan bilet kesmeye, rezervasyonları idare etmeden giriş-çıkış işlemlerini yönetmeye kadar seyahat sektörünün ilerleme halinde olmasını sağlayan teknolojiyi tedarik etmektedir.

‘Yeni Germanwings’ konsepti altında yolculara ‘a la carte flying’ (alakart uçuş) hizmeti veren havayolu, yolcuların kendi bireysel ihtiyaçlarına uygun olarak paketlerini oluşturmalarına olanak sağlıyor. Yolcular, dilediklerinde hiçbir ekleme olmaksızın sadece düşük tarifeli uçuşun keyfini sürerken, isterlerse pek çok ekstra hizmeti de uçuş yanında satın alarak yüksek kalitede yolcu deneyimi de yaşayabiliyor.

‘Yeni Germanwings’ yolcularına 3 farklı hizmet paketi sunuyor. En iyi ve yüksek kalitedeki ‘Best’ seçeneği özellikle iş seyahati yapan yolcuların tüm ihtiyaçlarını karşılamakla birlikte tatil ve gezi amaçlı seyahat eden yolculara da hitap ediyor.  İkinci bir seçenek olan ‘Smart’ seçeneği ise yolculara bazı ek hizmetler sunulan ancak yolcuların diledikleri her hizmeti ekstra olarak eklenebildiği bir seçenek oluyor. Üçüncü ‘Basic’ seçeneği ise yolculara hiçbir ek hizmet olmaksızın sadece düşük tarifeli uçuş sunuyor.



JW Marriott Ankara’da “Çalışanlara Teşekkür Haftası” Kutlandı

JW MARRIOTT ANKARA'DA PARTİ ZAMANI

JW MARRIOTT ANKARA çalışanları, Marriott markasının 87. yıl dönümünde, her yıl olduğu gibi bu yıl da “Çalışanlara Teşekkür Haftası”nı kutladıŞirketin kurucusu J.W. Marriott’ın, kusursuz misafir memnuniyeti sağlayabilmenin ilk yolunun, kusursuz çalışan memnuniyeti sağlamak olduğuna inancından hareketle her yıl kutlanan “Çalışanlara Teşekkür Haftası”, bu yıl da çeşitli etkinliklerle kutlandı.


Geçtiğimiz gün verdiği partide kendi çalışanlarına ev sahipliği yapan JW Marriott Ankara’da bir hayli keyifli saatler yaşandı. Otel yönetiminin tam kadro katıldığı gecede Figen Biricik ve Orkestrası sahne alırken kutlama Velocity Sports & Entertainment’da verilen “After Party”le gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürdü.


Gecede otel çalışanlarına özel hazırlanmış çeşitli sürprizlerin yanı sıra çekilişlerle hediyeler dağıtıldı. Sadece çalışanlar için verilen ve gelenekselleşerek devam eden JW Marriott Ankara Partisi bu yıl da büyük bir coşkuyla kutlandı.

Türkiye’nin neresinde olursanız olun Şerbetleriniz Kargoyla kapınızda



Türkiye’nin neresinde olursanız olun;İster bir, isterseniz yüzlerce litre Kapınızda
Gıda mühendislerinden aldığımız destekle, hiçbir katkı maddesi kullanmadan % 100 doğal etkilerle kullanma süresini otuz güne çıkarttık.


Gazlı İçecekler !!!!!
Gazlı içeceklerin ne kadar zararı varsa tescilli Osmanlı Şerbetlerininde faydaları tescilli Osmanlı Mutfağı’nın kaybolmaya yüz tutan 600 yıllık şerbet kültürünü Ali Baba ve Güler Osmanlı Mutfağı olarak yaşatmaya çalışıyoruz.


Mevlevi Mutfağı ve Sikencebin Şerbeti
1844 Tarihli ilk basılı Türkçe yemek kitabında adı SİKENCEBİN ŞERBETİ olarak geçiyor…
Mevlevi Mutfağının 1000 Yıllık önemli bir Şerbetidir. Hz Mevlana’nın baş Şerbetleri arasında olduğu söyleniyor…


Antioksidandır aç karnına bir bardak içildiğinde vücudu temizleme özelliğine sahiptir…
İçeriğinde Elma Sirkesi, (Fıçı) Çiçek Balı, Taze Nane Yaprakları ve 38 çeşit baharattan oluşuyor.
Osmanlı Mutfağının en önemli Şerbeti Demirhindi Şerbeti Batılıların Tamarint dedikleri, bizdeki eski adıyla Hint Hurması isimli Demirhindi ağacının meyvelerinden yapılıyor.Osmanlı Mutfağında, 15. Yüzyıldan beri her derde deva Demirhindi Şerbeti otuz sekiz çeşit baharatıyla ferahlık verici, serinletici ve bağırsakları çalıştırıp sindirim sistemini rahatlatma özelliğiyle vazgeçilmezler arasındadır.


Demirhindi tropik bölgelerde yetişen kalın gövdeli, zümrüt yeşili oldukça ekşimsi bir meyvedir. Eskiden yemeklerde ekşi yerine kullanılırmış. Kabukları siyah renkte, eti yumuşak besleyici ve ferahlık verici bir meyvedir. Bu meyvenin üzerine şeker serperek çiğ olarak da yenildiği söylenir.Ali Baba ve Güler Osmanlı Mutfağı olarak Demirhindi ve Osmanlı Şerbetlerini Türkiye’de gerçek orjinal tarifiyle üç yüz altmış beş gün sunan nadir mekanlardan biriyiz.


Türkiye’nin neresinde olursanız olun; Otelinize, Restaurantınıza veya Evinize siparişlerinizi kargoyla sizlere ulaştırıyoruz. İster bir, isterseniz yüzlerce litre! Demirhindi ve Osmanlı Şerbetlerini aslına uygun baharat çeşitleri katarak Osmanlı arşivlerinde yer alan tariflere göre hazırlıyoruz. Özel şişeler, geleneksel askı ve seremoni ile sunuyoruz



Demirhindi Şerbetinin Faydaları
* Kan yapar.
* Ferahlatıcı etkiye sahiptir.
* Enerji verir.
* Meyveleri Besleyicidir.
* Bağırsak solucanlarının düşürülmesinde yardımcı rol oynar.
* Bağırsak faliyetlerini düzenler.
* Sindirim bozukluğuna iyi gelir.
* İçeriğinde B3 vitamini barındırır

Osmanlı Şerbetlerinin Tarihçesi (15. Yüzyıl)
Osmanlı sarayını görme fırsatı bulan seyyahlar, her türlü meyvenin yetiştirildiği akıl almaz güzellikteki bahçelerden söz ederlerdi. Bu meyvelerden Osmanlılar şerbet, reçel, şekerleme, palüde ve hoşaf yaparlardı. Meyvelerden yapılan sofraların vazgeçilmez lezzetiydi şerbetler. Şarapsız bir Yunan ya da Roma şöleni olamayacağı gibi, şerbetsiz Osmanlı yemeği de düşünülemezdi. 1573 yılında sarayın helvahanesinde üzüm, limon, menekşe gibi şerbetlerin yanı sıra 851 okka (yaklaşık 1 ton) kırmızı ve beyaz gülden ve 52.300 adet nilüfer çiçeğinden şerbet yapılmıştır.

15. Yüzyıl sonrasında sarayın ve zengin sofraların gözde şerbetleri, gül, nilüfer, menekşe ve zambak gibi çiçeklerden yapılanlardı. Önemli konuklara bu şerbetlerden ikram edilirdi ve tabii bunlar için büyük paralar harcanırdı. Sıradan şerbet ise bal ve üzümden yapılırdı. İstanbul’un çevresini baştan, başa kaplayan bağlarda yetişen üzümler, taze olarak yenilir, kış için kurutulur ve şerbet yapılırdı. Bal yahut şeker şerbeti günlük hayatta en çok tercih edilenlerdi. Üzümü sıkıp fıçıya doldurup üzerine sıcak su ilave ederek iyice karıştırdıktan sonra üzerini dikkatlice örterek iki gün dinlenmeye bırakarak hazırlanan arap şerbeti revaçta olan şerbetlerdi. Osmanlı mutfağında her türlü meyvenin şerbeti yapılırdı.


Osmanlı’nın ünlü şerbetleri şöyle sıralanıyor:
1. Sikencebin
2. Demirhindi
3. Ali Baba ( Diyabetik )
4. Hürrem Sultan
5. Sünnet
6. Reyhan
7. Böğürtlenli Saray Limonatası
8. Harnup
9. Somada
10. Vişne
11. Menekşe
12. Nilüfer
13. Zambak
14. Gül
15. Nar
16. Ayva
17. Böğürtlen
18. Sultan
19. Kayısı
20. Kiren (Kızılcık)
21. Subye
22. Meyan Kökü
23. Loğusa
24. Karadut
25. Saray Limonatası
26. Hurma
27. Tükenmez
28. Sumak
29. Gelincik
30. Şehzade

Osmanlı sofralarının vazgeçilmez içeceği şerbetlerin bir kültür mirası olduğunu düşünüyor ve bu kültürün sürmesi için elimizden geleni yapıyoruz.Türkiye’de her mevsim çeşitli şerbetleri tadabileceğiniz istisna restaurantlardan biridir Güler Osmanlı Mutfağı.

Kanuni Sultan Süleyman ve Osmanlıda Şerbet Geleneği
Kanuni Sultan Süleyman sıcak bir yaz günü Yeniçeri ortalarını ziyaret ve teftiş ederken, susamış. Ona bir kap içinde soğuk şerbet ikram etmişler. Kanuni’de, şerbeti içtikten sonra o tası altınla doldurup geri göndermiş. Ertesi yıl yine ortaları ziyaret ve teftiş ederken, her ortanın önüne geldiğinde şerbet dolu bir tas sunmuşlar ona. O da her tası altınla doldurtup, geri göndermiş. Bu şekilde her o mevsimde Padişah’a Yeniçeri ortalarından bir şerbet dolu tas gönderilmesi ve bunların altınla doldurulup, iade edilmesi gelenek olmuş. Savaşlarda bile cepheden bu taslar saraya gönderilir ve altınla dolu olarak geri gelmeleri beklenirmiş.
Osmanlı ve Türk mutfaklarının zenginliği muhteşem…
Onunla iç içe yaşamak yetmez, anlamak gerek.
Onunla övünmek yetmez, bilgilenmek gerek.
Ona sahip olmak yetmez, korumak gerek.
Biz, Mirasımıza sahip çıkmayı tercih ettik…

GAZETECİLER ULUPINAR TROPİK’DE BULUŞTU


Halil ÖNCÜ -KEMER
Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün 94. kuruluş yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde, Antalya Basın Yayın ve Enformasyon Müdürlüğü tarafından Antalya ve Kemer'de görev yapan gazetecilere Ulupınar Tropik Restaurant'ta bir yemek verildi. Yağmurlu bir günde Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Antalya İl Temsilcisi Esen Diler'in ev sahipliğinde düzenlenen yemeğe Antalya Basın İlan Kurumu Şube Müdürü Nedim Engin, Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mevlüt Yeni,  Batı Akdeniz Gümrük ve Tic. Bölge Müdürü, Ragibe Coşkun, Valilik Basın ve Halkla İlşkiler Müdürü Gülhan Tezen ile çok sayıda gazeteci eş ve çocukları katıldı.


Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü Antalya İl Temsilcisi Esen Diler yemek öncesi yaptığı konuşmasında, tüm gazetecilere bu özel günlerinde yanlarında oldukları ve bu özel günü birlikte kutladıkları için teşekkür ederek " 7 Haziran 1920’de kurulan Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü’nün bu yıl 94. kuruluş yıl dönümünü gururla kutluyoruz. Tüm gazeteci arkadaşlarımız ile bir arada olmaktan ve bu mutlu günü böylesine güzel bir atmosferde bir arada kutlamaktan dolayı büyük bir memnuniyet duyuyoruz "dedi. Diler ayrıca Tropik Restaurant sahibi Muhammet Akkelle ve ulaşımlarını sağlayan Asya Tur ( Küheylan ) Genel Müdürü Halil Kurnaz'a da teşekkür etti.


Ulupınar Tropik Restaurant'ın sahibi Muhammet Akkelle ise yaptığı açıklamasında, " Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğümüzün 94. kuruluş yıl dönümü kutlu olsun. Bu özel günde güzel Ulupınar’ımızda çok değerli gazeteci dostlarımızı burada ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyuyoruz" dedi. Gazeteciler hep birlikte yenen yemeğin ardından, Ulupınar'ın muhteşem doğasında bol bol fotoğraf çekerek bu anı ölümsüzleştirdiler.

ATO-MEB İŞBİRLİĞİYLE “ENGELSİZ FİKİRLER” PROJE YARIŞMASI



Ankara Ticaret Odası Milli Eğitim Ankara İl Müdürlüğü ile ortaklaşa, engelliler konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla “Engelsiz Fikirler” adıyla bir dizi programa imza attı. Ankara Ticaret Odası’ndan (ATO) yapılan açıklamaya göre, engelli bireylerin hayata karışmasını sağlamak ve engellilik konusunda farkındalık oluşturmak isteyen ATO ile Milli Eğitim Ankara İl Müdürlüğü, Ankara Alışveriş Festivali (Ankara Shopping Fest) kapsamında proje yarışması açtı. Üç gün sürecek program, “Engelsiz Fikirler” isimli proje yarışmasında sergilenmeye değer bulunan eserlerin sergilenmesiyle başlayacak. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Bezci ile Milli Eğitim Ankara İl Müdürü Erol Bozkurt’un katılımıyla Başkent öğretmenevinde gerçekleşecek sergi açılışında, yarışmaya katılan ortaokul öğrencilerinin projeleri izleyicilerle sunulacak.


ANKARA’YI TANIYORUM ALIŞVERİŞİ BİLİYORUM
Üç gün süren programda Başkent’te eğitim gören ortaokul öğrencileri arasında “Ankara’yı tanıyorum Alışverişi Biliyorum” başlıklı bir genel kültür yarışması yapılacak. Yarışmayla, ortaöğretim okullarında tüketim konusunda bilgi paylaşımının yaygınlaştırılması, öğrencilere alışveriş kültürünün kazandırılması, bilinçli tüketimin teşvik edilmesi, tüketici hakları hakkında farkındalık oluşturulması ve Ankara ile ilgili genel kültür seviyesinin artırılması amaçlanıyor. Yarışma finalinde birinci olan takım üyelerine dizüstü bilgisayar, danışman öğretmenlerine akıllı telefon ödülü verilirken, yarışma sonuna kalan takımlar ve öğretmenlerine İstanbul ve Çanakkale’yi kapsayan iki günlük gezi armağan edilecek.

ENGELSİZ KORO
Tamamı engellilerden oluşan “Engelsiz Koro” nun izleyicilere ritim çalışmasını sunacağı programın son gününde, katılan tüm öğrencilere ödüller ve hediyeler verilecek.


İSTANBUL BOĞAZI’NDA “BOSPHORUS CUP 2014” RÜZGARI!





 Türkiye ve dünyadan birçok yelkenseverin akın ettiği, “Bosphorus Cup” yelken yarışları, 2014 yılında da İstanbul Boğazı’nı görsel bir şölene çevirdi7 Haziran Cumartesi günü gerçekleşen, “Bosphorus Cup” yelken yarışları, Boğaz etabına katılan yelkenciler, unutulmayacak performansları ile çekişmeli bir mücadele yaşadı. Yarışa katılan tekneler, İstanbul Boğazı’nın eşsiz güzelliğindeki manzarasında, muhteşem görüntüleri ile izleyicileri büyüledi.


4 günlük yarış serüveni ile yola çıkan “Bosphorus Cup 2014” yelken yarışları, 5 Haziran Perşembe günü, antrenman yarışları ile başladı. 6 Haziran Cuma günü ise, İstanbul’da yağan yoğun yağışa rağmen, yarışa katılan tekneler, 3 saat boyunca, zorlu bir mücadele içerisinde yarışarak, Caddebostan yarışlarını tamamladı. 7 Haziran Cumartesi günü gerçekleşen Boğaz etabı, 13.00’da, Dolmabahçe Sarayı’ndan start aldı. Yarışa katılan tekneler, Anadolu Hisarı önündeki şamandırayı dönüp, Çırağan Oteli’nin şamandırasına gittiler. Sonrasında ise tekneler tekrar kuzeye yönelerek, bir kez daha Anadolu Hisarı önündeki şamandırayı döndüler ve Çırağan Oteli’nin önündeki finish hattında yarışı tamamladılar. 3 saat boyunca süren Boğaz yarışları, birbirinden çekişmeli görüntülere sahne oldu.


Avrupa’nın en prestijli yelken yarışlarından biri olan “Bosphorus Cup” Boğaz yarışlarını, İstanbullu deniz ve yelken tutkunları için belirlenen izleme noktalarından izleyenler, Boğaz yarışı heyecanına ortak olup, keyifli bir hafta sonu geçirdi.

Boğaz Yarışları Naklen Yayınlandı!
“Bosphorus Cup 2014” Boğaz yarışları heyecanına canlı bir şekilde ortak olmak isteyen, yelkenseverler için, www.bosphoruscup.org’dan 3 saat boyunca, teknelerin kıyasıya mücadelesi canlı yayınlandı.



Ünlü İspanyol Fotoğraf Stüdyosu “Martinez Studio” Objektifinden, “Bosphorus Cup”…
Heyecanlı anların yaşandığı “Bosphorus Cup” yelken yarışlarının, her anını fotoğraflamak için, dünyaca tanınan fotoğraf stüdyosu “Martinez Studio”dan Nico & Pedro Martinez, “Bosphorus Cup” için İstanbul’a geldi. Yelken yarışlarının ilk gününden beri, yelkencilerle denize açılarak, harika görüntüler yakalayan “Martinez Studio”, Boğaz yarışlarında da unutulmayacak kareler çekti.

8 Haziran Pazar günü, Caddebostan yarışları ile devam edecek “Bosphorus Cup 2014” yelken yarışları, 10 Haziran Salı günü, İstinyePark’ta düzenlenecek ödül töreninde, yarışları kazanan, Can Yalman’ın tasarladığı Gümüş Kupa’nın sahibi olacak.

İstanbullulara yelken sporunu sevdirmek ve İstanbul Boğazı’nın güzelliklerini dünyaya tanıtmak amacı ile düzenlenen “Bosphorus Cup”, ‘ORG SPORTS’ , Türkiye Yelken Federasyonu ve İBB Spor A.Ş. tarafından düzenleniyor. Her yıl daha büyük ilgi gören, yurtdışından ve Türkiye’den yelkencilerin yarıştığı “Bosphorus Cup”, Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren ve sonsuz güzellikteki İstanbul Boğazı’nda katılımcılara ve izleyicilere büyük bir heyecan yaşatıyor.“Bosphorus Cup 2014”; Uludağ Premium, Corum, Nespresso, Nikon, Gill, Garmin, Martı İstanbul Hotel, Portline, Medianova ve ISG tarafından destekleniyor. Etkinliğin ana medya partnerliğini ise NTV Spor üstleniyor. Diğer medya sponsorları arasında ise NAVIGA, GQ, Capitol Radio Türkiye ve yatvitrini.com bulunuyor.
Program;
8 Haziran 2014, Pazar 12.00- Caddebostan Yarışları
20.30 – Party – Taksim Martı İstanbul Hotel
10 Haziran 2014, Salı 20.00 – Ödül Töreni -  İstinyePark

Resmi Web sitesi: www.bosphoruscup.org


İSTANBUL SHOPPİNG FEST HEYECANI BOĞAZ’DAKİ GÖSTERİYLE BAŞLADI



İstanbul Shopping Fest 2014, hem İstanbulluları hem de İstanbul’u ziyaret eden konukları şaşırtan, unutulmaz bir partiyle başladı.Açılış gecesinde İstanbul dekoru önünde gösterilerini sergileyen Water Rocket grubunun şovu, izleyenlere görsel şölen yaşattı.İstanbul’un marka değerlerinden biri olma yolunda hızla ilerleyen ve düzenlendiği tarihlerde şehirde indirim fırsatları sunan İstanbul Shopping Fest (İSF), dördüncü yılının açılış partisinde sürpriz etkinliklere ev sahipliği yaptı. 7-29 Haziran 2014 tarihleri arasında düzenlenecek olan festivalin açılışı 6 Haziran gecesi Ortaköy Meydanı ve House Cafe’de gerçekleştirilen etkinliklerle başladı.
 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı & İSF İcra Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar’ın ev sahipliğini üstlendiği House Cafe’de gerçekleştirilen davete; Kültür A.Ş. Genel Müdürü Nevzat Kütük, Birleşmiş Markalar Derneği Başkanı Hüseyin Doğan, Türkiye İhracatçılar Birliği Başkanı Mehmet Büyükekşi, İstanbul Shopping Fest Yönetim Kurulu Üyesi Yılmaz Yılmaz, İstanbul Shopping Fest Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Öncel ve iş dünyasından birçok önemli isim katıldı. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı & İSF İcra Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, yaptığı konuşmada herkesi festival coşkusunu yaşamaya davet ettiğini belirterek; “İstanbul Shopping Fest heyecanının sadece AVM’lerde değil, şehrin bütün katmanlarında hissedilmesini istiyoruz. Bu nedenle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’ın platform başkanlığını yaptığı festival için tüm sivil toplum örgütleri ve dernekler de harekete geçti” diye konuştu.


BOĞAZ’DA 12 METRE YÜKSELEREK ŞOV YAPTILAR
Gecenin sürprizi ise Boğaz’da yaptıkları gösteri ile izleyenleri hayretlere düşüren, görsel bir şov yaşatan Water Rocket grubu oldu. İstanbul Shopping Fest için ilk kez Türkiye’ye gelen ve aralarında dünya şampiyonlarının da bulunduğu grup, Boğaz’ın sularında yaptıkları ışıklı şovla izleyenlere görsel bir şölen sundu. Wakeboard, sörf, kite-surf ve jet-ski’nin bir bileşimi olan ekstrem spor The FlyBoard’u Boğaz’ın serin sularında sergileyen grup zaman zaman izleyenleri heyecanlandırdı. Leonardo Dicaprio, Tom Cruise gibi ünlülerin de yaptığı bu sporla İstanbullular’ın karşısına çıkan Water Rocket, gökyüzünde 12 metreye kadar yükseldi. Water Rocket üyeleri, İstanbul Boğazı’nın büyüleyici manzarası karşısında çok etkilendiklerini söylediler.


ORTAKÖY MEYDANI’NDA DJ PARTİ
Fransa’dan gelen Toy Brigade, Ensbatucada grupları ile Power FM DJ’leri ise Ortaköy Meydanı’nda kurulan sahnede sergiledikleri performansla yüzlerce kişiyi eğlendirdi. Eğlenceli sokak partisi saat 22.00’a kadar devam etti.İstanbul Shopping Fest ruhu, önümüzdeki günlerde alışveriş merkezleri kadar; İstanbul'un önemli alışveriş caddelerini de saracak. 23 gün boyunca devam edecek olan sokak şenlikleri, konserler, gösteriler, çocuklara özel oyunlar, partiler, yarışmalar ve defilelerle hareketlenen şehirde eğlencenin temposu yükselecek. İstanbul’un tarihi dokusuyla birleşecek olan etkinlikler yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra İstanbullular için de büyük heyecan fırtınası estirecek.

Uganda Cumhuriyeti Büyükelçisi Hatay'da


Güngör Ottoman Palace Otel Uganda Cumhuriyeti Büyükelçisi  John Agara OLW u ağırladı.Otel e ilk girişte Güngör Ottoman Palace Otel Yönetim Kurulu Başkanı Asistanı ve Halkla İlişkiler Müdürü olan Yasemin OSMANOĞLU tarafından karşılanan Uganda Cumhuriyeti Büyükelçisi  John Agara OLW ve eşi Bayan OLW a önce otelin Osmanlı Padişahlarının sütunlarını tek tek gezdirip Padişahlarla ilgili bilgiler verdi.


Büyükelçi  her Sultan ı dikkatle inceleyerek sık sık herşeyi ne kadar beğendiğini tekrarladı. En çok etkilendikleri ise otelin muhteşem mimarisi ve Termal & Spa bölümüydü.Termal suyun özelliklerini anlatan Yasemin OSMANOĞLU Yaklaşık bir saat kadar süren Otel in tanıtım gezisinin ardından ,Büyükelçi Otel idaresine ve çalışanlarına konakladığı süre içerisinde nazikane teşekkürleriyle otelden ayrıldı.