5 Aralık 2014 Cuma

SNOWPLUS PALANDÖKEN KAYAK MERKEZİ’NDE BULUŞUYOR


Türkiye’nin gözde kayak merkezlerinden kristal kar cenneti Palandöken’de Xanadu Snow White Otel bünyesindeki Snowplus Kış Sporları Merkezi; spor, adrenalin ve eğlence tutkunlarını zirvede buluşturuyor. Özel karlandırma sistemi sayesinde Aralık başından Mart sonuna kadar kayak keyfinin yaşandığı Snowplus Kış Sporları Merkezi’nde, kayak ve snowboardun yanı sıra karda raftingden, buza tırmanışa, kızak yarışlarından mini curlinge kadar tüm kış aktiviteleri yapılabiliyor.
Erzurum havaalanına 15 dakika uzaklıkta bulunan Xanadu Snow White Otel’de yer alan  Türkiye’nin ilk tam donanımlı kayak okulu Snowplus Kış Sporları Merkezi, kayak sezonuna güzel bir başlangıç yapmaya hazırlanıyor. Dünya Kayak Federasyonu tarafından onaylı, farklı zorluk derecelerine sahip pistlerde kayak sporu eğlenceye dönüşüyor.


Her yaştan kayaksever, Dünya genç performans kayakçıları arasında ‘dünya 46’ncısı’ olan Avusturyalı milli kayakçı Hannes Brenner’in koordinatörlüğünde, profesyonel kayak ve snowboard eğitmenlerinden ders alabiliyor. Minik kayakçılara özel çocuk kar parkı ve onların ihtiyaçlarına göre tasarlanmış Snowplus Çocuk Kulübü, çocukların keyifle vakit geçirmelerini sağlıyor.
Snowplus Kış Sporları Merkezi’nde buza tırmanış, karda akrobasi, rafting, kızak, mini curling, snowtubing gibi farklı kar aktiviteleri ile adrenalin tutkunları için Freestyle Snowpark alanı yer alıyor.


GECE KAYAĞI KEYFİ
Snowplus, özel aydınlatmalı pistleri ile gün boyu süren kayak keyfini geceye de taşıyor. Aydınlatmalı pistleriyle gece kayağı imkanı sağlayarak Türkiye'de ''ilk'' olma özelliğini taşıyan pistlerde, gece kayağı 22.00’ye kadar yapılabiliyor. Merkez, özel karlandırma sistemi sayesinde 1 Aralık- 31 Mart tarihleri arasında kesintisiz kayak keyfi sunuyor.

THY’NİN YAZ DÖNEMİ UÇUŞ PLANI HAZIR

   

Türk Hava Yolları, yolcularının yurt içi noktalar dâhilindeki yaz dönemi uçuş planlamasını aylar öncesinden takvimine ekliyor.Aralık ayı içerisinde yapacakları planlama sonrasında yolcularına indirimli uçuşlarla katlanacak keyifli bir yazın kapılarını açıyor. Yolcu memnuniyetini her şeyin ötesinde tutan Türkiye’nin küresel değeri Türk Hava Yolları, bu prensibinden hareketle yeni bir kampanyayı daha hayata geçiriyor. Yolcularının kış dönemi seyahatlerinde biletlerini erken satın almaları hâlinde tüm yurt içi uçuşlarında 55 TL’ye (internet üzerinden her şey dâhil tek yön satış ücreti) uçuş imkânı sağlıyor.

Sınırlı sayıda koltuk için geçerli olan indirimden yararlanmak isteyen yolcular, 2-7 Aralık 2014 tarih aralığında satın alacakları bilet ile uçuşlarını 1 Nisan 2015 – 27 Ekim 2015 tarihleri arasında gerçekleştirebilecekler.Kapsam dışı seyahat dönemleri ve kampanya ile ilgili ayrıntılı bilgilere www.turkishairlines.com web adresinden, 444 0 849 numaralı Çağrı Merkezi’nden veya satış ofislerinden ulaşılabilir.


İNTRA TRAVEL İNGİLİZ TUR OPERATÖRLERİNİ AĞIRLADI

TÜRKİYE -İNGİLTERE TURİZM İŞBİRLİĞİNDE ÖNEMLİ BİR ADIM DAHA 


İntra Travel tarafından 2010 yılında başlatılan girişimlerin sonucunda, İngiltere’nin Butik/Saygın acentalarının üyesi olduğu İngiliz Bağımsız Tur Operatörleri ( AITO ) , 30. Uluslarası konferansını Türkiye’de gerçekleştirdi.


Turizm Bakanlığı, THY ve İntra Travel’in sponsorluğunda 27-30 Kasım tarihlerinde ülkemizde ağırlanan AITO katılımcıları, CVK Park Bosphorus Hotel'de gerçekleşen toplantılarının dışında kalan zamanlarını İstanbul’un güzelliklerini gezerek ve nefis Türk yemeklerini tadarak değerlendirdiler. Katılımcılar İstanbul’da daha fazla kalamamanın üzüntüsüyle, ancak bir o kadar da güzel anılarla ülkemizden ayrıldılar.Konferans vesilesiyle ülkemizde bulunan operatörlere,  başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin güzellikleri ve turizm potansiyeli  aktarıldığı gibi ayni zamanda geleceğin planları da yapıldı ve iki ülke arasındaki turizm köprüsünü sağlamlaştıracak önemli adımlar atıldı.


Intra Travel yönetim kurulu üyesi Pınar Özbilge “Pazarlama ve tanıtım açısından çok önemli ve etkin bir rol üstlendiğimiz bu organizasyonların ülkemiz turizmine katacağı değerler açısından çok önemli olduğunu düşünüyor ve İntra Travel olarak bunun mutluluğunu yaşıyoruz.


THE HOUSE HOTEL GALATASARAY DÜNYANIN EN SEKSİ 20 OTELİ ARASINDA

THE TİMES DÜNYANIN EN SEKSİ 20 OTEL ODASINI SEÇTİ



İngiltere’nin saygın gazetelerinden “The Times”, dünyanın en seksi 20 otel odasını seçti. Otellerin arasında Türkiye’den  sadece “The House Hotel Galatasaray” da yer alıyor.
Romantik hafta sonu tatilleri için cazip seçenekler sunan bu 20 otel şu şekilde sıralanıyor:
1. Ca Maria Adele (Venedik)
2. Saint James (Paris)
3. Dylan (Dublin)
4. Hotel Do: Palaca Reial (Barcelona)
5. PalacioRamalhete (Lizbon)
6. L’HotelParticulier (Arles)
7. Ett Hem (Stockholm)
8. Canal House (Amsterdam)
9. Soho House (Berlin)
10. Corral del Rey (Seville)
11. Hotel Unico (Madrid)
12. Le Boutique Hotel (Bordeaux)
13. The Three Sisters (Tallinn, Estonya)
14. Hotel Can Cera (Palma)
15. Buddha-Bar Hotel KlotildPalace (Budapeşte)
16. The House Hotel Galatasaray (İstanbul)
17. Odette en Ville (Brüksel)
18. DO &Co Hotel (Viyana)
19. TheYeatman (Porto)
20. PalazzoVacchietti (Floransa)



The House Hotel Galatasaray Hakkında:
The House Hotel Collection’un ilk projesi olan The House Hotel Galatasaray,  bulunan Zenoviç Apartmanı’nı mesken tutarak İstanbul’da butik otelciliğe yeni bir soluk getirdi.Autoban’ın projelendirmesi ile renöve edilerek şimdiki görünümüne kavuşan The House Hotel Galatasaray, ikisi penthouse olan toplam 20 süit odası, Tarihi Galata Kulesi’nin taçlandırdığı eski şehir manzarasıyla göz kamaştıran çatı katı ve bir şale atmosferi yaratan şömineli lounge alanıyla alışılmış butik otel kodlarını yerle bir ediyor. The House Hotel Galatasaray, 2011 yılındadünyanın en presitjlilüksseyahatdergilerinden Travel &Leisure’ın “Avrupa’nın en hesaplı 25 ButikOteli” listesindeyeraldı. 2012 yılındaise Sunday Tames Travel’ın “En İyiŞehirOteli” ödülünelayık görüldü.Mr&Mrs Smith Ödülleri’nde “En İyiBütçeliOtel” kategorisinde ilk 10 arasındayeraldı.Son olarak, “The Times” tarafından, dünyanın en seksi 20 otelindenbiriseçildi.




AKİMED İNTERNET GAZETECİLERİNİ BULUŞTURDU



Aktif İnternet Medyası Derneği (AKİMED) Bursa’daki internet gazetecilerini buluşturarak, internet medyasının geleceği ve sektördeki durumu ele aldı. Merinos AKKM Gölpark’ta gerçekleşen buluşmaya çok sayıda internet gazetecisi katılırken söz alan gazeteciler görüş ve önerilerini dile getirdiler.Aktif İnternet Medyası Derneği (AKİMED) Bursa’daki internet gazetecilerini buluşturarak, internet medyasının geleceği ve sektördeki durumu ele aldı. Merinos AKKM Gölpark’ta gerçekleşen buluşmaya çok sayıda internet gazetecisi katılırken söz alan gazeteciler görüş ve önerilerini dile getirdiler.

İnternet medyasının gün geçtikçe gelişim göstererek büyüdüğünü  ve geleneksel medya karşısında ciddi bir alternatif haline geldiğini belirten AKİMED Başkanı Barbaros Koçanalı, bu bağlamda yaşanan sorunların çözümü için çaba gösterilmesi gerektiğini söyledi.İnternet medyasına ilişkin yasanın çıkmasının bu alanda önemli bir sorunu çözeceğine dikkat çeken Koçanalı, ancak tasarının bir türlü Meclis gündemine gelmediğini ifade etti. İnternet gazeteciliğinde özgün içeriğin büyük önem taşıdığının altını çizen Koçanalı, “İnternet gazeteciliğinde herkesin herşeyi bilmesi gerekmiyor. Teknoloji ile iç içe çok çeşitli yönleri olan bir alan. Edindiğimiz deneyimleri birbirimizle paylaşmamız lazım. Birbirimizi tanırsak bu daha kolay olur” dedi.


İnternet sitelerinde, reklamveren açısından giriş trafiğinin önem taşıdığını kaydeden Koçanalı, “Bu haber sitesi de olabilir, popüler kültürün bir sitesi de olabilir, daha özgün farklı bir site de olabilir. İnternet gazeteciliğinde zamana karşı da bir yarışımız var” diye konuştu.
AKİMED olarak internet gazeteciliği konusunda eğitim ve seminerler vermeyi istediklerini belirten Koçanalı, “İnternet gazeteciliğinin hak ettiği yerde olması için neler yapılması gerekiyorsa o çabayı göstermeliyiz” dedi.


Bursa’da internet gazeteciliği konusunda önemli eksiklerden birinin dijital reklam ajansı olduğunu dile getiren Barbaros Koçanalı, şunları söyledi:“Bursa'da hala dijital reklam ajansı yok. Bu işlerbildiğimiz sektör ajansları tarafından yapılacak bir iş değil. Dijital reklam ajansı olması lazım. Ama şuan bunu yapmak için cesaret eden kimse yok.


Reklam ajansları hala yaygın medya ile çalışmayı tercih ediyor. Bütün mecraların bir yerde toplandığı ve gösterimlere göre dağıtılacak bir sistem olabilir. Bu şekilde ulusal kadar tıklama ve görüntülemeye ulaşılabilir.İşte buradaki tüm haber sitelerinin dijital reklamlarını bir ajans yönetiyor olsa daha kolay.Dijital reklam avantajlı, çünkü ölçülebilir. Siteye ne kadar girildiği, reklamın site üzerinen ne kadar tıklandığı takip edilebiliyor. Kandırma ihtimalin yok. Net bir şekilde geri dönüşü görüyor.”


Koçanalı’nın konuşmasından sonra söz alan gazeteciler,internet gazeteciliğinin geliştirilmesi için mesleki çalışmalara ağırlık verilmesinin önemine dikkat çektiler. Sitelerin yazım hatalarıyla bile aynı haberlerle çıktığına dikkat çeken gazeteciler, özgün haberciliğe önem verilmesinin internet gazeteciliğinin gücünü artıracağını vurguladılar.Benzer toplantıların tekrar yapılmasının istendiği toplantıda AKİMED’e yeni üyelik başvuruları da alındı.

Modern otomobillerin üretilmesi için100 binden Fazla Patent Alındı


Otomobil hayalinin 100 yıl sonra ancak hayata geçirildiği dönem olan buhar çağı, beraberinde büyük bir hızla toplumsal dönüşümü de gerçekleştirmeye başlamıştır.Otomobili kim icat etti sorusunun tam bir yanıtı yok ve hiç bir zamanda şu kişi icat etti denemeyecek. Kollektif bir aklın icadıdır Otomobil. Yani tek bir kişi tarafından bulunmamıştır.Bu yüzyıl boyunca, Dünyanın dört bir yanında , bu işe gönül vermiş insanların ortaya çıkardığı buluşların bir araya gelmesiyle OTOMOBİL ortaya çıkmıştır.


Otomobil ağır bir yatırımdır. Bu nedenle, günümüzde gördüğümüz modern otomobillerin üretilmesi 100.000’den fazla patent alımı sonrasında gerçekleştiği tahmin edilmektedir.Kaldığımız yerden devam edersek, 1769 yılında üretilen ilk aracın daha geliştirilmiş bir modeli Dış işleri, Savaş ve Donanma Bakanı olan Choiseul Dükünün projeye ilgi duymasıyla, 1771 yılında yapılır. (geçen yazımızda resmi konan ve müzede saklanan araç) Ancak Dük beklenmeyen bir şekilde görevinden ayrılınca araç da depoya kaldırılır.


Daha sonra 1800’lü yıllarda Topçu Genel Komiseri L.N. Rolland tarafından ortaya çıkarılır ama bu icat Napolyon Bonapart’ın ilgisini hiç çekmez. Napolyon’un ilgilendiği şey  sadece “para parapara’dır”Gelişmeler sadece Fransa’yla sınırlı değildi. Araba yapma sevdası Diğer ülkelere de sıçramış ve benzer araçlar üretilmeye başlamıştı. 1780 yılında pedallı ve buhar kazanlı araçlar üzerinde çalışmaya başlayan IvanKulibinin çalışmaları 1791’de tamamlandığında ortaya çıkan üç tekerlekli araç, bugün modern otomobillerde görülen volan, fren, vites kutusu ve yataklar gibi özelliklere sahip olması açısından önemli bir gelişmeydi.


İvan Kulibin, bir mucitti ve mekanik icatları seviyordu. Ve o dönem içinde karmaşık otomatik bir mekanizma bulunanan yumurta şeklinde bir saat yaparak 1769 yılında bu saati II. Katerinaya hediye edince Katerina tarafından St. Petersburg Bilim Akademisi’nin mekanik atölyelerinin başına getirilmesi OTOMOBİL için önemli bir şans olmuştur. Tabi bu Katerina, Baltacı Mehmet Paşayla Prut savaşı sonrası anlaşmaya yapan I.Katerina değil.Bu dönem yüksek basınçlı buhar makinalarının gelişimine tanık oluyoruz. Ancak, yapılan araçların gidecekleri yolların kötü durumda olması, direksiyon ve süspansiyon ile ilgili temel sorunlar otomobilin bir taşıma aracı olarak kenara itilmesine ve yerini demiryollarına bırakmasına neden olur. Tabi bu durum olumsuz gibi görünsede, bu alandaki gelişmeler yol araçları üzerinde yeniden çalışmalara başlanılmasına neden olmuştur.
İngiltere demiryollarında sağladığı gelişmeyi buharlı yol araçlarında da sağlayacağı düşünülürken 1839 da çıkarılan buharlı araçların hız limitini 10KM ile sınırlandıran ve araçların da önünde kırmızı bayrak taşıan bir kişinin gitmesini zorunlu kılan yasadan sonra, bu araçların gelişmesi Fransadaki mucitlerle devam etmiştir.Fransa ve Dünya, 1873’te Fransız döküm ustası ve otomobil üzerinde uzmanlaşmış olan AmédéeBollée tarafından üretilen ve L’Obéissante’nin (itaatkar) yollarda kendini göstermesiyle “ilk gerçek otomobil”le tanışmıştır. (belki de otobüs demek daha doğru olur)Teknik özelliklerine gelince; 12 kişiyi taşıyabilmekte ve saatte 40 km hız yapmaktaydı.


Dört tekerlek üzerinde bağımsız süspansiyonlu şasi,
Eliptik pinyon üzerinde zincirle kumanda edilen ön tekerlekler,
Arka tekerlere bağlı V şeklinde ikisilindirli buhar motoru tahriği,
Pinyonlar arasında gezici dişli ile sağlanan vites değiştirme,
Direksiyon çevresinde merkezi kumanda olanağı,Arkada buhar kazanı.
Ağırlığı 4.800 kg olan ve 12 kişi taşıyabilen araç saatte 40 km hız yapmaktaydı. Vites değiştirebilmesi sayesinde düşük hızda 12 dereceli bir yokuşu çıkabilmekteydi.
Buharla çalışan bu araç sessiz çalışması, manevra edilebilirliği ve geleceğin otomobilinde görülecek olan dört tekerlek, çift eksenli direksiyon, arkadan itiş ve dört tekerlekte bağımsız süspansiyon gibi birçok mekanik çözümü içermesi ile dikkat çekmektedir. Otomobil tarihi, bu aracı ilk yolcu otomobili olarak nitelendirir.

Bollée daha sonra 1876’da dört tekerden tahrikli (4çeker) ve yön verebilen buharlı bir yolcu arabası tasarladı. La Mancelle adını verdiği 2,7 tonluk bu araç önceki modelden daha hafifti ve rahatlıkla saatte 40 km’nin üzerine çıkabiliyordu

Tarihte bilinen ilk kazayı yazdık, ilk trafik cezasını da yazalım.Bollêe’nin aracının Paris yolculuğu her il sınırında durdurularak devam etti ve 18 saat sürdü. Tarih bu aracın Paris’e varmasını önemli bir başarı sayar, çünkü aracın düzenli ve sessiz çalışması o dönemin araçlarına göre önemli bir özelliktir. Yine de otomobil ile trafiğe çıkılması o dönemim yasalarında olmadığı hatta öngörülemediği için 76 kez ceza kesilmiştir.Yeniden görüşmek üzere hoşçakalın Adnan Kervan

SsangyongRexton W e-XDI 4X4 AT LX Testi


‘Alman’ teknolojisi ‘Kore’ konforuyla birleşirse..?
 Tabiri caizse Türkiye’deki faaliyetlerini ‘sessiz’ ve ‘derin’den götüren SsangYong’u uzun zamandır dışarıdan gözlemliyorum. Zaman zaman markanın kullanıcıları ile de görüşme fırsatım oldu… Aldığım olumlu geri dönüşler artık SsangYong’u deneyimlememiz gerektiğine işaret ediyordu… Nihayet buluşma ve tanışma fırsatımız oldu…



Uzun bir aradan sonra merak edilen bir araçla köşedeki yerimi aldım. SsangYong hepimizin bildiği fakat temkinli yaklaştığımız bir marka olarak biliniyor. Nedendir bilinmez, otomobil dünyasında böyle bir algı var… Alman teknolojisi ile donatılan bu Uzakdoğu markası detaya inildiği vakitte ortaya koyduğu işlerle kendinden emin bir duruş sergiliyor. Keza üretilen araçlara baktığınızda da genel itibariyle SsangYong’un sağlam, güvenilir ve de konforlu bir araç olduğunu gözlemleyebiliyorsunuz.


Hele bir de benim gibi deneyimleme şansınız olursa, pişmanlığınız tavan yapabiliyor; ’Şimdiye kadar neden tanışmadık’ diye…Türkiye pazarında sadece arazi ve SUV segmentteki ürünleriyle faaliyet gösteren Koreli, model sayısını da kısıtlı tutuyor. Halihazırda satışta olan modelleri Korando Sports Pick-Up, Yeni Korando C, Rodius, Rexton W olarak belirlenmiş. Ben, Rexton W Platinium 4X4 AT modelini deneyimleme şansı buldum. Araç markanın en üst segment ürünü. Gelişmiş bir donanıma sahip olan Rexton W, üst düzey bir konfor ve ultra keyifli bir sürüş tecrübesi yaşatıyor. Rexton’u kullanırken adeta ‘SsangYong SUV segmentinde kendini aşmayı başarmış bir markadır‘ dedirtiyor.  Zaten ismin sonundaki W takısı da sanat eseri ve birinci sınıf anlamına geliyor. SsanYoungW’nin uzunluğu 4755 mm, genişliği 1900 mm, yüksekliği( tavan çıtası dahil) 1840 mm.


DIŞ TASARIM
Rexton W tasarım olarak genel anlamda başarılı bir model. Modern ince çizgilere sahip tasarım anlayışıyla SUV severleri kolay etkileyebilecek bir araç. Motorun da Mercedes Benz olduğunu düşündüğümüzde tasarımda da bir Mercedes duruşu görebiliyor olmamız muhtemel. RextonW’ye önden baktığınız zaman ilk olarak dikkat çekici SsangYong amblemiyle karşı karşıya geliyorsunuz. Yeniden tasarlanan ön panjuru ve bir kartalın gözlerini anımsatan yeniden dizayn edilmiş projektör farları dikkat çeken detaylar olarak göze çarpıyor. Kaput karakter çizgisi, yeniden tasarlanan ön görünüme bütünlük hissi katmış. Ayrıca paslanmaz çelik kemer çizgisi ile yan krom çıtası, ön çamurluktan arka çamurluğa kadar iyi dengelenmiş bir akış sağlıyor. Yan taraflardaki W amblemleri ve alüminyum alaşımlı jantlarda aracı sınıfından daha üstün bir görünüme kavuşturmuş. Arka bagaj kapağı ve stoplardaki keskin hatlar aracın klas duruşunu tamamlıyor.


İÇ TASARIM
SsangYongRexton W, bej iç donanımı ve metal dokulu iç döşemesi ile tasarımındaki kaliteyi sonuna kadar hissettiriyor. Bu his sadece tek bir dokunuşla yapabileceklerinizi keşfettikçe daha da çoğalıyor. Üç ayrı kullanıcı, koltuk ve ayna ayarını kendi tercihlerinize göre kaydedip, tek tuş ile istenilen ayara dönebilme lüksüne sahipsiniz.Bağımsız kullanılabilen ses sitemi, bir güç girişi ile navigasyon sistemi ve akıllı telefonları besleyebiliyorsunuz. Isıtmalı koltuklar soğuk havalarda araç konforundan ödün vermeden yolculuğa devam etmenizi sağlıyor. Orta konsoldaki gümüş boya ve krom döşeme, modern gösterge paneline metal hissi verirken, tüm sistem bileşenlerinin bütünleşmesini sağlıyor.


HACİM
SsanYongRexton W kesinlikle bize daha fazla kullanım alanı ve taşıma kapasitesi sunuyor. Koltuklar geniş iç alanın maksimum düzeyde kullanımı için birçok şekilde ayarlanabiliyor. Tavan çıtası sayesinde uzun ve geniş hacimli yüklerinizi rahatlıkla taşıyabiliyorsunuz.


MOTOR
Gelelim SsangYong’u bana göre en önemli kılan sebebe… Beni cezbeden ilk detay; markanın sahip olduğu güçlü ve ekonomik motorlar… Tabii bir de Mercedes Benz şanzımanı… Rexton W, müthiş performans bir dizel motora sahip. Diğer muadil motor modellerine göre yakıt verimliliğinde yüzde 14’lük bir artış gözlemledik. Maksimum çıkış gücü 4.000 dev/dak.’da 155 bg. Araç kalkışlarda en düşük tork 1.000 dev/dak.’da 190 Nm’ye ulaşıyor. Maksimum tork 1.500 – 2.800 dev / dak (360 Nm) aralığında tutuluyor ki, bu aralıkta motor zamanının çoğu geçiş sırasındaki olağanüstü hızlanma için harcıyor. SsanYongRextonW’nin maksimum hızı ise 175 Km.


SÜRÜŞ
Mercedes – Benz  teknolojisi ile üretilen triptonik şanzıman, yumuşak ve sessiz bir kullanım sunuyor. Gelişmiş yapay zeka (AI) programı aracın kullanım alışkanlıklarını izliyor ve kullanıcı isteklerini önceden tahmin ediyor. Optimum vites değiştirme özelliği yüksek hızlarda en iyi kullanım performansı sunuyor ve yakıt verimliliğini artırıyor.


Manuel modda kullanım esnasında sürücünün rahatlığı ve sportif kullanımı için direksiyon simidi üzerinde vites kumanda düğmeleri yerleştirilmiş. Kullanıcı bu düğmelerden vitesi artırabiliyor veya azaltabiliyor.Geniş aralıklı vites dişli oranı ilk hareket sırasında müthiş bir kalkış sağlıyor. Aynı zamanda daha sessiz bir çalışma için yüksek hızlarda düşük motor devri seçeneği ile sınıfının en iyi vites değiştirme konforunu sunuyor. Otomatik ayar teknolojisi ve yüksek verimli fren merkez silindirleri debriyaj diski aşındıkça daha fazla pedal kuvveti sağlayarak debriyajın kullanım ömrünü uzatıyor.RextonW’deki kısmi 4 tekerden çekiş sistemi basit ve müthiş bir kullanım imkanı sunuyor. Normalde araç sadece arka tekerlekler tarafından itiliyor, böylece daha düşük sürtünme direncinden dolayı yakıt tüketimi azalıyor. Kullanıcı ilave çekiş gücü gerektiğinde hareket halindeyken 4X4 sistemine geçebiliyorsunuz.Rexton W, kullanım ihtiyaçlarına en uygun opsiyonları sunuyor. Kısmi 4X4 normal kullanım koşulları altında daha iyi bir yakıt ekonomisi sağlarken, sürekli 4X4 kullanım koşulları zorlaşıp fazladan çekiş ve tork gereken durumlarda güvenliği en üst düzeye çıkarıyor.

Darbe emici bağımsız süspansiyon
Rexton W, kullanım konforunu en üst düzeye çıkartıyor. Mükemmel denge sağlamak amacıyla bütün lüks sedanlarda bulunan gelişmiş süspansiyon sistemini kullanıyor.

Önde çift salıncaklı süspansiyon
Ön tekerlekler, daha iyi kullanım dengesi elde etmek amacıyla en uygun tekerlek temasının sürdürülmesi için alt ve üst kollar tarafından askıda tutuluyor. Kullanım akıcılığı çift etkili gazlı amortisörler, viraj demiri ve helezon yaylarla daha da artırılmış.

RextonW’nin arka bağımsız süspansiyon sisteminde her bir kol değişen yol koşullarında sürekli olarak yüksek kontrol sağlamak ve üstün bir kullanım sunmak üzere kendine özgü bir tekerlek konumlandırma görevini yerine getiriyor. Ayrıca tekerlekler birbirinden bağımsız hareket ederek engebeli yüzeylerde şasi hareketini azaltıyor ve optimum tekerlek kontrolünü devam ettiriyor.

GÜVENLİK
SsanYongRexton W, son teknoloji aktif emniyet sistemleri ile donatılmış. Güvenlik donanımları, sürücü, yolcu, yan/perde hava yastıkları, ayrıca bunlara elektronik fren kuvveti dağılımı (EBD), kilitlenme önleyici fren sistemi (ABS), fren destek sistemi (HBA), çekiş kontrol sistemi (TCS) ve aktif devrilmeye karşı koruma sistemi (ARP) ve yokuş iniş kontrol sistemi (HDC) örnek gösterilebilir. Bu sistemlerin yanında ESP sürekli olarak aracın durumunu denetliyor ve kullanıcı kontrolü kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı zaman motor çıkış gücünü ve fren kuvvetini denetimi altına alıyor.

HDC Yokuş iniş kontrolü
Aşağı doğru eğilim yüzde 10 veya fazlasına ulaştığı zaman HDC düğmesi basılıyken fren pedalına basmanıza gerek kalmıyor. HDC frenleme görevlerini üzerine alıyor, yavaş ve sakin bir araç hareketi sağlıyor. Siz sadece sürüş kontrolüne odaklanabiliyorsunuz.
ESP Elektronik denge programı Elektronik denge programı yol koşullarını ve aracın durumunu sürekli olarak denetleyerek, kontrolü kaybetmek üzereyken motor çıkış gücü ile frenleme kuvvetini ayarlıyor, ESP, RextonW’nin zamanında müdahale yeteneklerini iyileştirmek üzere kilitlenme önleyici fren sistemini, aktif devrilmeye karşı koruma sistemini, patinaj önleyici sistemi ve fren kuvveti desteğini bünyesinde barındırıyor.

TPMS Lastik basıncı izleme sistemi
Lastik basınç gösterge sistemi ile kullanıcı güvenliği artırılmış ve yakıt ekonomisi sağlanmış.

EMNİYET
SsanYongRexton W oluşabilecek darbelere karşı bütün yolcuların emniyetini sağlamak ve darbe kuvvetini en etkin şekilde azaltmak üzere tasarlanmış. Ön travers şasiyle cıvatalı. Hem ön hem arka tampon çarpışmalarda daha iyi darbe emme işlemini sağlayacak şekilde güçlendirilmiş ve şasi de baştan başa yüksek mukavemetli çelik levhalar ile takviye edilmiş. İç kısımda ise, katlanabilen direksiyon borusu sizi çarpışma anında güvence altına alıyor. Hem sürücünün hem de ön yolcunun koltukları emniyet kemeri ön gergisi ve yük sınırlayıcı ile donatılmış. Bütün yolcular hava yastıkları ile koruma altına alınmış.Üç katmanlı yapı özelliğine sahip sağlam şasi her türlü şok ve darbeyi emecek ve dağıtacak şekilde üretilmiş. Bu normal kullanım sırasında daha az titreşim, genel olarak daha uzun süre dayanıklılık ve çarpışma sırasında müthiş bir güvenlik anlamına geliyor.

SONUÇ
Bana göre SsanYongRexton W, otomobil dünyasındaki SUV geleneğini bayrağını gururla taşıyor. İç ve dış kısımdaki spor ve lüksün yanında, yepyeni tasarımı ile kendini yenilerken sizi memnun edecek birçok kolaylığı da bünyesinde barındırıyor.

Tekrar belirtmeden geçemeyeceğim, aracın inanılmaz yumuşak bir direksiyonu var. Manevra kabiliyeti ise mükemmel ötesi. Küçücük araçlarla bile zorlandığımız bazı alanlarda o kadar rahat manevra becerisi sergiledi ki, biz bile şaşırdık. Yalnız bu yumuşak direksiyon olayının bir handikapı ise; yüksek hızlarda kontrol zorluğu doğurabilmesi! Ne yazık ki hızlandıkça sertleşen bir direksiyon Electronic PowerSteering (EPS) teknolojisini bünyesinde barındırmıyor. Şaşırtan bir eksiklik ise araçta yol bilgisayarının bulunmaması. Yine de son derece sessiz bir motora, mükemmel ötesi bir çekiş sistemine, maksimum konforlu bir iç dizayna sahip olması bu küçük eksileri görmezlikten gelmenize neden oluyor. Sınıfına ve donanımına göre uygun fiyatıysa işin cabası…
Yeni deneyimler ve paylaşımlarla birlikte olmak dileğiyle…

 FİYAT
SsanYongRexton W e-XDI(dizel) 2.0Platinium 4X4 AT Anahtar Teslim Fiyatı: 127.900 TL


3 Aralık 2014 Çarşamba

Yedi Dilde "Mutlu Yıllar"

Seyahat arama ve karşılaştırma sitesi momondo, 2015‘e havai fişek gösterileri ile renklenerek sıradışı bir gösteriyle girecek 7 ayrı şehrin yılbaşı kutlamalarını hazırladı. Rio‘dan Londra’ya, Hong Kong’dan Dubai’ye uzanan bu listede her şehrin kendine has yeni yıl etkinlikleri, yılbaşı kutlama gelenekleri ve benzersiz güzellikleri yer alıyor…

Londra, İngiltere
Londra’da yeni yıl kutlamaları denildiğinde akla ilk gelen ikonik saat kulesi Big Ben, 2015‘de de geleneksel kutlamalara ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 2,5 milyon insan Big Ben‘e bakarak 2015’in gelişini beklerken, yeni yıla girilmesi ile birlikte 8 dakikalık havai fişek gösterisini de seyredebilecek. 2,5 milyonluk büyük bir topluluğun parçası olarak South Bank’te London Eye’ın önünü renklendiren 250.000 kişilik grup ile vakit geçirmek, nehrin kuzeyine yönelerek Victoria Rıhtımı’nı görmek  veya Westminster Sarayı’nı çevreleyen parıltılı caddelerde gezmek  2015‘i karşılamadan önce yapılabilecekler arasında ilk sıralarda yer alıyor. Havai fişeklerle aydınlanmış gökyüzünü ise şehrin her noktasından ayrı bir keyifle izlemek mümkün. Tavsiyemiz: 23:45 ve 04:00 saatleri arasında, Londra’nın resmi ulaşım sağlayıcısı Transport for London’ın (TFL) sunduğu  tüm ulaşım hizmetlerinden ücretsiz olarak yararlanarak Londra‘yı gezebilirsiniz.

Orada ‘Mutlu Yıllar’ nasıl söylenir?: ‘Happy New Year!’

 Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri
Birleşik Arap Emirlikleri’nin bir şehri olan Dubai, yılbaşına tam olarak 479.651'lik muhteşem havai fişek gösterisi eşliğinde merhaba diyor.Geçtiğimiz yıl Dubai, tüm zamanların en büyük havai fişek gösterisiyle Guinness Rekorlar Kitabı’na girdi. Tüm bunları tasarlayan kişi, 6 dakikalık gösteriyi planlamak için 10 ay uğraşarak, 160 katlı Burç Halife gökdeleni ile 58 kilometrelik inci beyazı sahili ışıklarla bezeyen Amerikan piroteknik sanatçısı Phil Grucci’dir.

Tavsiyemiz: Bu 479.651parçalık havai fişek gösterisi oldukça gürültülüdür, o yüzden kulak tıkaçlarınızı sakın unutmayın!

Orada ‘Mutlu Yıllar’ nasıl söylenir?: ‘Kul‘am wa antum bi khayr!’

 Vilnüs, Litvanya
Yeni yılı karşılamak için romantik bir destinasyon arayanlar… Hesaplı ve neşeli Vilnüs sizin için çok doğru bir seçenek. Vilnüs çok pahalı değil. Ayrıca, havai fişeklerin yanı sıra, şehrin bütün güzelliklerini, tam da en olgun zamanında görmek, izlemek mümkün. Kutlamalar burada her noktada ve özellikle Kalnai ile Vingis şehir parklarında gerçekleşen günlük konser ve eğlencelerle 26 Aralık’ta başlıyor.

Yılbaşı arifesinde Vilnus‘da yapılabilecekler arasında Barok Eski Şehir’in sunduğu harika restoran, gece kulübü ve barlardan pek çoğunu ziyaret etmek de yer alıyor. Özel bir Litvanya yılbaşı kutlaması için ise en doğru tercihin sokaklara inip, kalabalık cadde köşelerinde kutlama yapan yerel halkla kaynaşmak ve daha sonra gece yarısı havai fişek gösterileri ve güneşin doğuşuna kadar sürecek partiler için şehir merkezindeki Katedral Meydanı’na gitmek olduğu söylenebilir.

Orada ‘Mutlu Yıllar’ nasıl söylenir?: ‘Laiming? Nauj?j? Met?!’

 Hong Kong, Çin
Işıkların Senfonisi adı altında her gün yerel halka ve ziyaretçilere ışık ve seslerden oluşan bir şehir manzarası sunan Hong Kong, yılbaşı gecesinde de yılın diğer günlerinden geri kalmayacak ışıltılı bir zaman dilimi vaat ediyor. Yılbaşı geri sayımını resmi olarak başlattıkları altı yıl içerisinde Doğu’nun incisi sayılan Hong Kong yeni yıla girmek için en ideal yerlerden biri haline geldi.
Gösteriyi en iyi yerden seyredebilmek için ise erken saatlerde Wan Chai’nin Altın Bauhinia Meydanı’nda olmak gerekiyor. Victoria Limanı’nın hemen kuzeyindeki Tsim Sha Tsui gezinti alanı ise şehrin daha az kalabalık yerlerini ziyaret etmek isteyenler için uygun bir seçenek. Bu gezinti sırasında sokak Kanton opera gösterilerini, Çin’in Hollywood’a cevabı olan Şöhretler Kaldırımı‘nı, Yıldızlar Bulvarı‘nı da ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca yeme-içme meraklıları için Asya’nın yerel yemek çeşitliliğini ortaya koyan hayranlık uyandırıcı karışık sokak yiyeceklerini tatma şansı yakalamanız da mümkün.Tavsiyemiz: O hayranlık uyandırıcı eğlenceyi bir daha mı yaşamak istiyorsunuz? Hong Kong’a Çin Yeni Yılı olan 19 Şubat 2015’te yine gelin ve her şeyi tekrar yapın!
Orada ‘Mutlu Yıllar’ nasıl söylenir?: ‘Gong Hey Fat Choy!’

 Roma, İtalya
Yeni yıla şarkılarla ve danslarla girmek isteyen seyahatseverler için en ideal noktalardan biri de Roma. Ortaçağ’dan kalma Trastevere bölgesi, konukların birlikte hoşça vakit geçirdiği, beyaz İtalyan şampanyası Prosecco eşliğinde ve sokak gösterileri ile saat 12’yi vurduğunda fırlatılan havai fişeklere dansla eşlik ettiği efsanevi yılbaşı sokak partilerine ev sahipliği yapıyor.Diğer popüler mekân ise, her yıl İtalya’nın en büyük pop yıldızlarının ücretsiz konser verdiği tarihi Roma savaş arabası yarış stadyumu Circo Maximus. Klasiklerden hoşlanan seyahatseverler ise, Castel Sant’Angelo’nun yanında bulunan kilisede Vivaldi ve Verdi gibi klasik İtalyan bestecilere adanmış bir orkestra performansını takip edebiliyor.Gece partisinden önce akşam saat 5’te Vatikan şehri içerisindeki St. Peter Meydanı’nda, Papa Franciscus’un önderlik ettiği, Hz. İsa’nın doğumunu simgeleyen töreni izlemek mümkün.

Orada ‘Mutlu Yıllar’ nasıl söylenir?: ‘Buon anno!’

 Reykavik, İzlanda
Reykavik buzun ve ateşin diyarı kabul ediliyor. Burada yeni yılı şenlik ateşleri ve güneşin akşamüstü saat 4 civarında batmasıyla birlikte simsiyah gökyüzünü aydınlatan Kutup Işıkları ile karşılamak mümkün.Aurora Borealis (Kuzey Işıkları) bir yana, yılbaşı kutlamalarına katılanlar panoramik bir ışık partisini seyre e şansı da elde ediyor.Günün yaklaşık 20 saati karanlık olmasına rağmen, Reykavik hiç uyumayan bir şehir. Havai fişeklerin kıvılcımlarının ortadan kaybolmasıyla birlikte 2015’in ilk şehir turunu Reykavik‘te atmak mümkün. İzlanda’nın en ünlü likörü olan Brennivín’den mutlaka tadarak dönmenizi tavsiye ediyoruz…
Orada ‘Mutlu Yıllar’ nasıl söylenir?: ‘Gle?ilegt nytt ár!’

 Rio de Janeiro, Brezilya
Copacabana Plajı, seyahatseverlere diğer bütün yılbaşı destinasyonlarından ve programlarından farklı bir seçenek sunuyor.Gürültülü dans müziği, çok çeşitli içkilerle dolu büfeler ve ufku aydınlatan havai fişek gösterisinden oluşan partiye katılmak için her yıl iki milyon kişi Rio’nun bir simgesi olan bu yerde toplanıyor.Bu plajda yılbaşında giyime önem verilir ve insanlar beyaz (barışı vurgular), yeşil (sağlık), mor (ilham), sarı (zenginlik) ve Rio romantizmiyle dolu bir gece arayanlar da kırmızı gibi sembolik renkleri tercih eder.Yerel kültüre ve inanışa göre yedi dalganın üzerinden atlamaya çalışırken, yedi yeni yıl dileği ile yeni yıla merhaba demek mümkün. Yeni yıla ıslak ama bir o kadar çılgın bir plaj partisinde girmek isteyenler için Copacabana Plajı‘nın sıcak atmosferi gidip görülmesi gereken bir yer.

Orada ‘Mutlu Yıllar’ nasıl söylenir?: ‘Feliz ano novo!’


ATLASJET VE ÇİÇEKSEPETİ’NDEN MUTLULUKTAN UÇURAN KAMPANYA


Atlasjet’ten bilet alan yolcular ÇiçekSepeti’nden yapacakları alışverişlerde %15 indirim kazanıyor. Uçuşlarında sunduğu yüksek hizmet kalitesi ve konforla havacılık sektöründe rakiplerinden ayrışan Atlasjet, ÇiçekSepeti ile gerçekleştirdiği iş birliği kapsamında yolcularına yılbaşı öncesi yapacakları aışverişlerde indirim avantajı sağlıyor.

Atlasjet’ten uçak bileti alanlar, www.ciceksepeti.com sitesi ve ÇiçekSepeti mobil uygulaması üzerinden 01 – 31 Aralık 2014 tarihleri arasında verecekleri siparişlerde %15 indirim kazanıyor. %15 İndirim tüm çiçek, kek, kurabiye, çikolata, meyve ve hediye ürünlerinde geçerli oluyor.

Kampanyadan yararlanmak için yolcuların uçak biletlerini 31 Aralık’a kadar www.atlasjet.com’dan satın alarak ekranda çıkacak indirim kodunu ÇiçekSepeti siparişlerinde kullanmaları yeterli oluyor. Detaylı bilgiye www.atlasjet.com adresinden ulaşılabiliniyor.

Hilton İstanbul Bomonti’ye uluslararası prestijli ödül!



Hilton İstanbul Bomonti, dünya otelcilik sektörünün en önemli ödüllerinden biri olan Gold Key Award’da ‘En İyi Üst Sınıf Otel seçildi.Hizmet vermeye başladığı günden bu yana ülke içinde ve uluslararası arenada çok sayıda ödüle layık görülen Hilton İstanbul Bomonti, bir kez daha Türkiye’yi gururlandıran bir başarıya imza attı. ABD’de düzenlenen Uluslararası Otel, Motel ve İkram Endüstrisi Fuarı (IHMRS) tarafından verilen Geleneksel Altın Anahtar Otel Tasarımında Mükemmellik Ödülü’nün ‘En İyi Üst Sınıf Otel’ kategorisinin kazananı Hilton İstanbul Bomonti oldu.Bu yıl 34’üncü kez dağıtılan ödüller için, 19 kategoriden 280 tesis yarıştı. 1 Mart 2013 - 1 Mart 2014 tarihleri arasında yapımı veya renovasyonu tamamlanan oteller, dokuz kişilik jüri heyeti tarafından değerlendirilirken, Hilton İstanbul Bomonti, ödüllere Londra merkezli tasarımcı firma GA Design’ın başvurusuyla katıldı. Ödüller, geçtiğimiz günlerde New York’ta düzenlenen ödül töreniyle sahiplerine verildi.


“DÜNYAYA TANITMA YOLUNDA ÖNEMLİ BİR ADIM”
Hilton İstanbul Bomonti Genel Müdürü Remco Norden duygularını şöyle ifade etti: “Böylesi prestijli bir ödüle layık görülmekten mutluluk duyuyoruz. Londra merkezli, ödüllü GA Design International tarafından tasarlanan, 34 kata yayılan şık otelimiz misafirlerine muhteşem bir deneyim vaat ediyor. Tarihi Bomonti Bira Fabrikası alanında kurulacak alışveriş ve eğlence merkezinin yanı başındaki Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezi, misafirlerine Türkiye’nin en büyük kolonsuz balo salonunun yanı sıra 829 oda ve süit ile 12.000 metrekarelik bir etkinlik alanı sunuyor. Bu ödül otelimizi dünyaya tanıtmak için atılmış önemli bir adımdır.”


Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezi:
Dünyanın lider turizm ve konaklama şirketi Hilton Worldwide bünyesinde faaliyet gösteren Hilton İstanbul Bomonti Otel ve Konferans Merkezi, 85’i suit 829 odası ile İstanbul'un en büyük oteli konumundadır. 12.000 metrekarelik etkinlik alanına ev sahipliği yapan otel, 6350 kişilik konferans kapasitesi, 32 toplantı odası ve biri dokuz metrelik tavan yüksekliğiyle İstanbul’un en büyük kolonsuz salonu olmak üzere iki balo salonuyla müşterilerine hizmet vermektedir. Hilton İstanbul Bomonti, tamamı cam ile kaplı 34 kat üzerine kurulu etkileyici mimarisi, şık dekorasyonlu odaları, Türk ve dünya mutfağından seçkin lezzetleri sunan restoranları, Türkiye’nin ilk eforea: spa at Hilton’ı ve nefes kesen Boğaz ve şehir manzaralarıyla İstanbul'un yeni çekim noktaları arasındadır. Atatürk Havalimanı'na 45 dakika uzaklıkta, şehrin iş, tarih ve eğlence merkezlerine yakın mesafede bulunan otel, merkezi konumuyla hem iş seyahatleri hem de turistik amaçlı seyahatler için konuklarına eşsiz bir konaklama ve etkinlik deneyimi sunmaktadır.

DenizBank, The Banker tarafından ‘Türkiye’de Yılın Bankası’seçildi


DenizBank, finans sektörünün İngiliz menşeli, prestijli yayın organı The Banker tarafından "Türkiye’de Yılın Bankası Ödülü"ne layık görüldü.Londra'da düzenlenen "The Bank of the Year Awards" töreninde ödülü alan DenizBank Mali İşler Grubu Genel Müdür Yardımcısı (CFO) Suavi Demircioğlu, "Kurum kültürümüzün DNA’sına işlediğimiz yenilikçilik anlayışımız ile sunduğumuz ürün ve hizmetler sayesinde bu ödüle layık görülmekten büyük onur ve mutluluk duyuyoruz" dedi. DenizBank, kurum performansı ve müşteri memnuniyetini artıran yenilikçi hizmet ve uygulamaları ile uluslararası alanda kazandığı itibarlı ödüllere bir yenisini ekledi.

DenizBank bu kapsamda Financial Times Grubu bünyesinde bulunan, İngiliz menşeli finans dergisi The Banker’ın uzman bankacı ve analistlerin görüşlerine dayanarak yaptığı değerlendirme sonucunda, 2014'te "Türkiye’de Yılın Bankası" seçildi. DenizBank'a ödülü, 28 Kasım 2014 tarihinde Londra'da, dünya finans devlerinin üst düzey yöneticilerinin katılımıyla gerçekleştirilen törende takdim edildi.The Banker, kurumların aşağıda yer alan kriterlerdeki performansını göz önünde bulundurarak DenizBank’ı "Yılın Bankası" olarak belirledi:

•         Büyüme ve performans ölçütleri
•         Yüksek karlılığı sağlamaya yönelik stratejiler
•         Sektörde avantaj sağlayan yenilikçi uygulamalar
•         Farklı kanallardan müşteriye götürülen hizmetler
•         Bankacılık hizmet ve ürünlerinin toplumun daha geniş kesimlerine ulaştırılması.

Elde edilen başarıya ilişkin değerlendirmelerde bulunan DenizBank Mali İşler Grubu Genel Müdür Yardımcısı (CFO) Suavi Demircioğlu, "Kurum kültürümüzün DNA’sına işlediğimiz yenilikçilik anlayışımız, ortak aklımız ve takım ruhumuz öncülüğünde sektörümüze örnek olacak adımlar atmaya devam ediyoruz. Kısa süre önce Bank Administration Institute (BAI) ve ABD Bankalar Birliği (ABA) tarafından verilen 'Dünyanın En İnovatif Bankası' ödülü ile onurlandırılmamızın ardından, finans dünyasının kalbinin attığı bu organizasyonda 'Türkiye’de Yılın Bankası' Ödülü’ne layık görülmenin kıvancını yaşıyoruz. Ürün ve hizmetlerimizle müşterilerimize sağladığımız faydaların yanı sıra uluslararası alanda kazandığımız itibarlı ödüller DenizBank Ailesi olarak bize gurur veriyor. Bu başarıları sürdürmek adına çıktığımız yolda hız kesmeden yenilikçi çalışmalarımızı sürdüreceğiz." dedi

Safrani Safranbolu Lokumları NİLÜFER DÜNDAR'ın girişimleri ile kuruldu



SAFRANİ ART, Bir By Ege Bonbon markası olan Safrani Safranbolu Lokumlarının sahibi,
günümüz blog yazarlarından NİLÜFER DÜNDAR'ın girişimleri ile kuruldu. 6 ARALIK 2014 tarihinde Saat 15:00'de Karabük'ün tarihi ilçesi Safranbolu Eski Çarşı Manifaturacılar Sok. No:38 de SAFRANİ ART LOKUM YAZI ve SANAT EVİ kapılarını
sanatseverlere açıyor.

Saat 16:00 da Fotoğraf Sanatçılarımızdan NEVZAT ÇAKIR'ın Sergisi üst kattaki sergi salonunda
açılacak. Sergi 15 gün süre ile gezilebilecek. Sergi açılışının hemen ardından Saat 17:00'de
LOS BOSPHORUS SURFERS GRUBU'nun konseri izlenebilecek.

Açılış etkinlikleri 7 Aralık'ta da devam edecek. Saat 13:00 de Türk edebiyatının önemli isimlerinden
FERİDUN ANDAÇ " Yaşamda Edebiyat, Edebiyatta Yaşam" konulu şöyleşi ile edebiyat severlerle buluşacak. Söyleşi ve açılışta CERES YAYINLARI'nın katılımı ile FERİDUN ANDAÇ ve Yayınevinin yazarlarının kitaplarını
temin edebilirsiniz.

Safranbolu'ya gelen yazarlar SAFRANİ ART çatısı altında hizmet verecek olan NEW ART CAFE'de yazılarını yazarken, tarihe tanıklık eden lokum ve kahvelerin de tadına varacaklar ve belki de bu doğrultuda Lokum Tadında Yazılar
yazacaklar.

SAFRANİ ART, Kültür ve Sanat da olduğu kadar Turizmde de farklı projelere ev sahipliği yapacak.
Safrani Art açıldıktan sonra 15 günde bir yine konusunda uzman sanatçıları ağırlayacak. Safranbolu'ya Lokum Tadında Sanat ile yeni bir soluk getirecek.Sanat atölyelerinde unutulmaya yüz tutan sanatlarımız yeniden canlanacak.

Daha detaylı bilgi için safraniart@gmail.com a yazarak ve www.safraniart.com sayfasını
takip ederek edinebilirsiniz.

Bağımlılıkla mücadelede dev adım


20 milyon öğrencimize bağımlılıkla mücadele eğitimi verecek, 81 ilden toplam 487 ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden de 12 formatörün eğitimi tamamlandı. Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, TBM eğitimlerinin bağımlılıkla mücadelede bir devrim niteliğinde olduğunu söyledi. Türkiye Bağımlılıkla Mücadele Eğitim Programı (TBM) kapsamında, 20 milyon öğrencimize bağımlılıkla mücadele eğitimi verecek formatör eğitimlerinin ilki Antalya’da tamamlandı. Bir ay süren eğitim çalışmalarının hedefleri, Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. M. İhsan Karaman, Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Doç. Dr. M. Kemal Biçerli ve Antalya il protokolünün katıldığı bir toplantıyla kamuoyuna duyuruldu.Prof. Dr. M. İhsan Karaman, toplantıda yaptığı konuşmada, TBM eğitimlerinin bağımlılıkla mücadelede bir devrim niteliğinde olduğunu söyledi. Ülkemizde bugüne dek bu kadar kapsamlı hiçbir çalışma yapılmadığını belirten Karaman, “Kızıl elma olarak nitelendiriyorum bu projeyi. Buradaki tüm öğretmenlerimiz eğitim camiasının bağımlılıklarla mücadeledeki gönüllü neferleridir” dedi.

TBM Programı her kesimi kapsıyor
Yeşilay’ın önleyici, koruyucu alanındaki en etkili ve devrim niteliğindeki projesinin TBM olduğunu ifade eden Karaman, şunları kaydetti: “Bizzat Cumhurbaşkanımıza da bu projenin önemini belirttim. Her kim bir canı kurtarırsa tüm insanlığı kurtarmış gibidir. Buradaki saha eğitimcilerimiz kendi memleketlerine döndüklerinde rehber öğretmenlerini yetiştirecekler ve sonra tüm ülkede 20 milyon öğrenciye karşı bağımlılığın önünü kesmiş olacağız. Program Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfretadına da girecek. Uzaktan eğitim etkileşimli içeriklerle desteklenecek. Ayrıca program sadece öğrencilere yönelik değildir. Ev hanımları, din adamları, üniversite öğrencileri, akademisyenler, askerler, esnaflar aklınıza gelebilecek her kesim ve meslek erbabına bu projeyi ulaştıracağız. Onları da bağımlılığa karşı bilinçlendirmiş olacağız. Bunlar için gerekli işbirliklerinin hazırlıklarını da yapıyoruz.”

MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Doç. Dr. Mustafa Kemal Biçerli ise Milli Eğitim Bakanlığı ile imzalanan protokol sonrası İstanbul’da başarılı bir pilot eğitimi gerçekleştirdiklerini belirterek, “Şimdi de bunu yurt sathına yayıyoruz. Gençliğimizi her türlü tehlikeden, bağımlılıktan korumak için bakanlık olarak da elimizden gelen gayreti göstermekteyiz ki TBM bu anlamdaki en etkili, değerli, kaliteli ve alanındaki tek çalışmadır. Tüm birimlerimizle Yeşilay’a destek olup bağımlılık tehlikesine karşı ülkemizin kılcal damarlarına kadar inmiş olacağız” dedi.

81 ilden toplam 487 ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden de 12 formatör, Sağlıklı Yaşam, Madde, Alkol, Tütün ve Teknoloji Bağımlılığı alanında eğitime tabi tutuldu. Formatörler aracılığıyla yaklaşık 24 bin rehber öğretmen yetiştirilerek 2014-2015 eğitim yılı 2. döneminden itibaren ulusal boyutta bağımlılıkla mücadele eğitimi verilmesi planlanıyor.Eğitimlerde Milli Eğitim Bakanlığı okullarında görevli rehber öğretmenler ve branş öğretmenlerine öncelik tanındı. Ağırlıklı olarak rehber öğretmenlerden oluşan katılımcıların çoğunluğu gönüllülerden oluştu.Her alan için tasarlanan Formatör Eğitimi Programı ana hatlarıyla; TBM’yi tanıma, kendi alanlarıyla ilgili derinlemesine bilgi sahibi olma, sunum becerileri ve hedef grup özelliklerine ilişkin eğitim ilkelerinden oluşuyor. Eğitimler sonunda sınavı kazanan öğretmenlere,  Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından Hizmetiçi Eğitim Belgesi verildi.


Uzm.Psk.Gamze Eser, henüz 33 yaşında 3 çocuk annesi ve tam bir eğitim gönüllüsü bir yatırımcı



Türkiye'ye ilk butik kolejini kazandıran Eser, Artsam Eğitim Kurumları bünyesinde ülkesine 3 okul kazandırmış bir anne..Şimdilerde Ankara'da açacağı yeni okul ile dur durak bilmeden ülkesi ve eğitim sektörü için aranan yatırımcı isimlerden. Gönülden bağlı olduğu ülkesine ve eğitim sektörüne şimdiye kadar 3 okul kazandırmış, genç psikolog, şimdilerde 4. okulu ile Türkiye'de girişimci kadınlara örnek olup, Türk kadınının tek başına neler yapabileceğine en iyi örneklerden birisi.


Eğitim yolculuğuna Kastamonu'da açtığı ilk 2 anaokulunun ardından Türkiye'nin ilk butik koleji olan Artsam Kolejini kurarak Kastamonu'nun gururu olan ve eğitime destek yoluna devam eden  uzman psikolog, eğitime getirdiği yeni bakış açıları ile adından sıkça söz ettirmeyi başarıyor.33 yaşında 4. okulunu kuran Gamze Eser, tüm yatırımcılara örnek olan bu davranışıyla ''Her seyin başı eğitimdir, eğitimli çocuklar demek mutlu yarınlar demektir'' diyor.

Dünya bu Türk'leri konuşuyor!


128 ülkede 200 bini aşkın üyesi ile faaliyet gösteren JCI’ın (Junior Chamber International) bu yılki dünya kongresi Almanya’da gerçekleştirildi.Toplumlardaki pozitif değişimin her alanda daha iyi liderler yetişmesi ile gerçekleşeceğine inanan ve bu doğrultuda her yıl birçok başarılı projeye imza atan JCI (Junior Chamber International – Genç Liderler ve Girişimciler Derneği ) bu yılki dünya kongresini de tamamladı. Yaklaşık 5000 genç girişimcinin katılımı ile 24 - 29 Kasım tarihlerinde Almanya'nın Leipzig kentinde gerçekleştirilen JCI Dünya Kongresi dünyanın dört bir yanındaki JCI üyelerini bir araya getirdi. JCI Türkiye aldığı ödüller ve uluslararası görevler ile yine farkını gösterdi. Kültürlerarası iletişimi ve hoşgörüyü amaçlayan JCI Kültür şubesi, 14 Haziran 2014'te Malta'da gerçekleştirilen 2014 JCI Avrupa Konferansında “Avrupa'nın En İyi Yeni Şubesi” seçildikten sonra, 28 Kasım 2014'te Leipzig, Almanya'daki JCI Dünya Kongresi'nde “Dünya’nın En İyi Yeni Şubesi” ödülüne layık görüldü.

 Bununla birlikte Leipzig’de gerçekleşen 2014 JCI Dünya Kongresi’nde Avrupa’dan sorumlu JCI Özel Takdir Komitesi Üyesi Sevinç Atay 2014 yılının “En İyi Atanmış Uluslararası Görevlisi” ödülünü aldı. “Dünyanın En İyi  Baş Başkan Yardımcısı '' ödülünü alan İsmail Haznedar, 2015 JCI Dünya Başkanı seçildi. İsmail Haznedar, 2015 yılında, 128 Ülkede 5000 şubesi bulunan,  Birleşmiş Milletlerin partner kuruluşlarından olan ve dünyanın en büyük liderlik ve girişimcilik organizasyonlarından çeyrek milyon nüfuslu Junior Chamber International'a  liderlik edecek.

2010 yılında Türkiye’de Genç Liderler ve Girişimciler (JCI) Derneği başkanlığını yürüten İsmail Haznedar, 2011 yılında seçildiği Yönetim Kurulu sonrasına uluslararası alanda çeşitli görevler aldı. Bu görevler arasında, Birleşmiş Milletler ve Baş Başkan Müşavirliği görevleri de yer alıyor.2014 yılında, JCI Avrupa’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı (JCI Executive Vice President for Europe) olarak atanan İsmail Haznedar, gerçekleştirilen uluslararası çalışmalarda aynı zamandaStratejik Planlama Komitesi üyesi olarak, kurumun geleceğinin şekillenmesinde aktif rolüstlendi. 2015 yılında ise artık JCI'ın Dünya Başkanı. Başkanlık döneminde, Haznedar’ın 60’tan fazla ülkeyi ziyaret etmesi bekleniyor