Eyüpsultan Belediye Başkanı Deniz Köken, göreve geldiği günden bugüne eğitimde, sağlıkta, sporda, sanatta ve sosyal yaşamda birbirinden güzel projelere imza attı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından “41 Ayda 41 Eser” sloganı ile geçtiğimiz günlerde açılış yapılan, Eyüpsultan’a değer katan bu önemli projelerden birisi de Çiftalan Plajı. Eyüpsultan’ın Karadeniz'e kıyısı bulunan, Çiftalan Mahallesinde vatandaşların hizmetine açılan Çiftalan Plajı’ndan aynı anda 500 kişi faydalanabiliyor. Çiftalan Plajı, şehrin stresinden ve yoğunluğundan birkaç saatliğine de olsa kurtulmak isteyenler için İstanbul’un merkezinde keyifli bir haftasonu geçirme imkanı sunuyor.
SADECE OTOPARK ÜCRETİ VAR
Eyüpsultanlıların aileleriyle birlikte denizin ve doğanın tadını doyasıya çıkarmak için önemli bir alternatif sunan Çiftalan Plajı’nda vatandaşlar ücretsiz bir şekilde şezlong ve şemsiyelerden faydalanabiliyor. Sadece otopark ücretinin alındığı plajda soyunma kabinleri, duş alanları, tuvaletler, kafeterya, revir alanı yer alıyor. Vatandaşların güvenli bir şekilde denize girebilmeleri ve denizin tadını doyasıya çıkarabilmeleri için plajda cankurtaran kulesi ve cankurtaran ekibi de bulunuyor.
HAFTADA 3 GÜN KADINLARA ÖZEL
Çiftalan Plajı Pazartesi günleri bakım ve genel temizlik çalışmaları gerçekleştirildiği için kapalı; Salı, Cumartesi, Pazar günü aileler ve Çarşamba, Perşembe, Cuma günleri ise sadece kadınlar yararlanıyor.
Son zamanlarda Schengen ülkelerinde başvuruda yetkili seyahat acentalarının ve kişisel başvuruda bulunan vatandaşlarımızın ciddi anlamda şikayetleri olup, bu konu ile ilgili çözüm yollarının aranmasının başlatılması gerektiğine inanıyorum.
Covid-19 pandemi süresince kapalı kalan kapılar, sürecin hafiflemesi sonrasında yavaş yavaş kapılarını açtıklarında kısıtlı randevu ile kısıtlı başvuru alma, vize değerlendirme sürelerinin uzaması başlarda doğru, mantıklı,anlaşılabilir olarak geliyordu. Ancak artık Covid-19 kısıtlamalarının neredeyse tüm ülke uçuşlarında kaldırılması ile vize sürecinde rahatlama olacağını düşünürken tam tersi bir durumla karşı karşıyayız.
Schengen grubu ülkelerde randevu almak başlı başına bir problem, birkaç başvuru merkezi randuvular kapalı iken “VIP randevu” ücretleri ile aynı gün başvuruları almaları mümkün olduğundan birçok pasaport sahibi ekstra maliyetler ile bu yıl başvurmak zorunda kaldı, bunun yanı sıra başvuru merkezleri bir çok ülkede randevu oluşturmayı ücretli hale getirdi!
Yaklaşık 2 yıl gibi bir süreçte evet hepimizin büyük maddi kayıpları var, fakat kayıpları bu şekilde telafi etmek ne derecede doğru?
Neticede evde 2 yıl oturan ve gezmeye ihtiyacı olan ve aynı ekonomik sıkıntıları yaşayan vatandaşımıza ekstra bir yükümlülük nedendir?
VİZE REDDİNDE NEDEN ARTIŞ VAR?
Gelen vize reddine bakıldığında öncelik;
KALIŞ SEBEBİNİZ YETERLİ GELMEDİ
Münferit olarak otel ve ulaşım belgesi sunsanızda, satın alınmış paket tur sunsanızda bu madde en çok çıkan madde. Türkiye’nin yaşamış olduğu ekonomik sorunlar vatandaşımızı yurtdışına kaçacak olarak nitelendirmekte. 65-70 yaşındaki insanımız dahi!
Neden bu şekilde nitelendiriliyoruz?
En çok göç alan ülke – en kolay vatandaşlık veren ülke olduğumuz için olabilir mi?
Çünkü İran ve Suriyeli vatandaşlar Türkiye’yi bir basamak olarak görmekte ve 2-3 yıl Türkiye’de düzenli yaşam ispat ettiklerinde Avrupa’ya vize alıyorlar ve dönmüyorlar.
Birde gerçekten amacı dönmemek olan vatandaşlarımız var. Ama artık başvuru sahibinin amacının ne olduğunu başvuru merkezindeki görevliler dahi anlayabiliyorken, vize veren yetkililerin bu ayrımı yaparak vize vermesi gerekmez mi?
Daha önce birçok kez Avrupa ülkesine çıkmış, Türkiye’ye geri döneceği garanti olan, istenilen tüm belgeleri doğru olarak sunmuş vatandaşlarımıza bile bu sebep red olarak verilebiliyor. Yani deyim yerinde ise; “KURUNUN YANINDA YAŞ DA YANIYOR! “
MADDİ İMKANLARINIZ YETERLİ GÖRÜLMEDİ
İş yeriniz var, evleriniz var, arsalarınız var, bankada Eurolar - USDlar – TL hesaplar var ama yeterli görülmüyorsunuz!!! Bu gerçek J ya da bankada seyahat masraflarınıza yetecek kadar bakiye var, ama RED.
Bunlar daha önce bazı durumlarda kabul edilebilen nedenlerdi. Ama artık her şey olsa da vize almasına engel bir durum olmasada, sebepsiz olarak gösterilen nedenler…
VİZELERİN SONUÇLANMA SÜRELERİ NEDEN BU KADAR UZADI?
Başvuru merkezlerinin bir bahanesi var:
“AŞIRI TALEP VAR“
Randevu almak bu kadar zor iken nasıl aşırı talep olabilir, neden işlemler bu kadar uzuyor, başvuru merkezlerinin web sayfalarında bazı güncellemeler yok, baktığınızda halen 15 iş günü sürecinde vize neticelenir yazmakta. Biz acenta olarak süreci biliyoruz ama bilmeyen vatandaş! bilmeden uçak biletlerini alanlar - otel parasını ödeyenler – tur parasını ödeyenler hepsi ziyan.
Vize sürecinini 12 haftaya uzatan ülke var. Neden? Nereden, nasıl sorgulayacağız?
ÇIKAN VİZELER DAHİ NEDEN TEK GİRİŞ VE KISA SÜRELİ?
Daha önce pasaportunuzda uzun süreli ve çok girişli vize olması artık önemli değil. Pasaport sahibi 2 yıllık vizem vardı, bana bu sefer 5 yıllık verirler umudu ile başvuru yapıyor ama gelen vize 10-15 günlük tek girişli.
RED ALINMA SEBEPLERİNİ SORGULAYACAK YETKİLİLERE ULAŞMAK MÜMKÜN DEĞİL…
Vize başvuru yetkili kurumları başvuru sahibi arasında bir köprü. Ama bu tek yönlü bir köprü sadece pasaportunuzu teslim alıyorlar bitti, pasaportum nerede? Neden gecikti? Neden reddi geldi sorularınızın cevabını verecek kimse yok, konsolosluğa sorun, konsolosluklarda ulaşacak kimse yok. Başvuru sahibi yalnız, olaki bir acentadan destek aldı, bu aşamada acentasının desteği de ne yazık ki olmuyor, konsolosluğa ulaşır isek pasaport sahibi arasın diyerek, bizleri de müşterimizin çözüm ortağı olma yolunda çözümsüz bırakıyorlar.
Tüm bunların yanı sıra Schengen ülkesinden vizesini almış olup ve doğru şekilde de kullanmış olan vatandaşlarımız farklı bir Schengen ülkesine girmek istediği zaman geçerli Schengen vizesi olduğu halde Türk vatandaşı olduğu için kapıdaki sınır polisinin sorduğu sorulara çoğu zaman yeterli derecede dil bilmediği için cevap veremediğinden, hem uzun süre vatandaşımızı oralarda bekletip, hem de geçerli vizesini iptal ederek deporte edebiliyor. Geçerli vizeniz olsa dahi ülkeye giriş garantiniz yok.
Devletimiz yaşanılan sıkıntının ne derecede farkında?
Bu konuyu ilgili birimlere taşıyan birileri var mı?
Evet bir TÜRSAB seçimi daha yaklaşıyor. Bu konu Turizm Bakanlığı ve Dış İşleri Bakanlığı’nca ele alınıp ortak talepler ile çözüme ulaştırılabilir mi?
Bu konu herhangi bir Başkan adayımızın gündeminde mi?
Gündemlerinde değil ise, TÜRSAB Başkan adaylarının bu konuyu da ele almalarını Uluslararası Kadın Turizmciler Platformu olarak yapacakları faaliyet çalışmalarına almalarını umut ediyoruz.
Uluslararası Kadın Turizmciler Platformu Kurucu Başkanı
Tamer Çiçek; Biz Değişim İçin Değil, Dönüşüm İçin Adayız “Yeni Nesil TÜRSAB” sloganıyla Tamer Çiçek TÜRSAB Başkan adaylığını ortağı olduğu LA QUİNTA By Wyndham otelde gerçekleşen basın toplantısında açıkladı
“Yeni Nesil TÜRSAB” sloganıyla Tamer Çiçek TÜRSAB Başkan adaylığını ortağı olduğu LA QUİNTA By Wyndham otelde gerçekleşen basın toplantısında açıkladı. Çiçek; açıklamasında “Değişim için değil dönüşüm için TÜRSAB’ın 25. Olağan Genel kuruluna yeni nesil TÜRSAB hareketi olarak adayız” dedi.
DİJİTAL ACENTACILIĞIN ÖNCÜLERİNDEN BİRİYİZ VE TURİZMİN HEMEN HEMEN HER ALANINDA VARIZ
20 yıldır turizm sektöründe çalışıyorum. Üniversite öğrencisiyken kokartlı rehber olarak sektöre girdim, sonrasında Acentamı kurdum. Sektörde taşımacılık ve otelcilik alanında da faaliyet gösteriyoruz. Dijital acentacılığın da öncülerinden biriyiz. Adonisverse projemizle turizmi metaverse dünyasına uyumladık.
TÜRKİYE’YE 200 BİNDEN FAZLA TURİST GETİRİYORUZ
Şirket olarak ağırlıklı olarak Orta Doğu, Afrika ve Avrupa coğrafyasında da önemli bir konuma sahibiz ve yurtdışında Dubai, Tunus, Fas ve Berlin ofislerimiz ile hizmet vermekteyiz. Türkiye’ye 200.000’den fazla turist getiriyoruz.
ADAYLIĞIMI OTELİMİZDE AÇIKLAMAK İSTEDİM
Turizm sektörünün neredeyse her alanında çalışıyoruz. Otelcilik sektörüne de girdim ve bu otelin ortaklarından biriyim. Bu sebeple adaylığımı otelimizde açıklamak istedim.
TÜRSAB’ın 25. Olağan Genel Kurulu’na yeni nesil TÜRSAB hareketi olarak adayız. Her koşulda sorunları çözmeyi hedefleyen bir ekibiz. Biz değişim için aday olmadık dönüştürmek için aday olduk. Dönüşümü gerçekleştirebilmek için adayız.
BİZ KİMİZ?
Biz Türkiye’deki acentaların ortak sesiyiz. Ekibimizde her yaştan acentacı arkadaşımız var, yakında ekibimizi de açıklayacağız. 15’den fazla ili gezdik ve acentacıların sesini dinledik, gezmeye de devam edeceğiz, bütün illeri tek tek gezeceğiz.
Biz adında Türkiye geçen TÜRSAB, Türkiye’deki acentaların sorunlarını çözemediği için adayız. Biz menfaatler için kimseyle pazarlık yapmayız, masaya da oturmayız. İçimizde her yaştan kişi var ortak amacımız Önemli olan yaşımız değil zihniyetimizdir. Yönetim kurulumuza alacağımız ekibimizde dönüşüm için olan bir ekip olacak. Dönüşmek rastgele seçilmiş bir kavram değil.
DÖNÜŞEREK NE YAPMAK İSTİYORUZ?
Türk turizminin gelişiminde seyahat acentacılığının önemi aşikar. Hedeflerimiz var. yeninesiltursab web sitemizde de detayları bulabilirsiniz.
MEVCUT YÖNETİMLER SON 5 YILDIR ÇÖZEMEDİ
Sorunları mevcut yönetimler çözemedi ve son 5 yıldır bu sorunlar arttı. Nitelikli eleman bulunamaması, müzelere girişin TÜRSAB kontrolünde olmaması, 1618 sayılı yasa gibi birçok sorun var. Mevcut yönetimler bu sorunları konuşuyorlar ama maalesef çözemiyorlar. Biz konuşmayacağız çözüm yaratacağız.
EN ÖNEMLİ PLANLARIMIZDAN BİRİ DESTİNASYON AÇMAK
Sizlere projelerimizden de bahsetmek istiyorum. TÜİK istatistikleri açıklandı. Türkiye’de kaç tane turistik destinasyon var? 4,5 -5 tane destinasyonumuz var. Bir destinasyonun gerçekten iş yapabilmesi için bizim yeni destinasyonlar açmamız lazım. Destinasyon açmak bizim en önemli planlarımızdan biri.
SAĞLIK TURİZMİ
Sektörü kimin yönetmeye çalıştığı açık değil. Biz bir meslek birliğiyiz. Herkesin amacı para kazanmak. Bizim acentacıların, TÜRSAB’ın yapmış olduğu bir sağlık Fuarı bile yok. İş üreten veya bu işi acentacıların domine etmesini sağlayacak kimse yok. Bu konuda projemizi gerçekleştireceğiz.
SİNEMA TURİZMİ
Reklamlarınızı ve tanıtımlarımızı sosyal medyaya reklam basarak yapamayız. Yurtdışından sinema yapımcılarını buraya getirip burada çekim yaptırmamız gerekiyor. Bizim yaptığımız film ve dizilerin yurtdışında pazarlanması ve yayınlanması, işbirliği kurulmasını organize etmemiz gerekiyor, sadece paneller yaparak olmaz.
EV TURİZMİ
Airbnb bir yazılımla bir web sitesiyle 60 milyar dolarlık bir şirket. 4 milyon yazlığın resmî olarak kiralanması ve ekonomiye dahil edilmesi lazım. Bizim artık turizmde 80-100 milyar dolarları konuşabileceğimiz durumlara geleceğimizi göreceksiniz.
EN ÖNEMLİ PROJEMİZ KOMER’İ TÜRSAB ÜNİVERSİTESİ YAPACAĞIZ
Bazen bakış açısını değiştirmek lazım, gözünüzün önünde olanı bambaşka şekilde değiştirebilirsiniz. Son ve en önemli projemiz; Sektör Üniversite İşbirliği yani TÜRSAB ÜNİVERSİTESİ. Üniversite kuracağız. Bizim zaten bir mekanımız var. TÜRSAB’ın bir kongre merkezi var. Kuşadası Kongre Merkezi (KOMER). 10 sene önce KOMER zamanında yapıldı. 110 dönüm arazi üzerinde 55 bin metrekare alana sahip ve 10 yıldır atıl durumda. Biz burayı öncelikle turizm merkezine çevireceğiz ve içerisinde bir üniversite ve kongre merkezi olacak. Turizm, Teknoloji ve Kültür Sanat Fakültesi kuracağız. Nitelikli iş gücü yetiştireceğiz. Teknoloji iki yazılımcıyla yapılarak olmaz. Sektörle bir arada çalışıp, okulda okuyan öğrencileri sektörde eğiteceğiz.
Pandemi de bütün dünyada turizm sektörü nitelikli personel sıkıntısı çekmeye başladı, kendi sorunumuzu kendimiz çözeceğiz sektörle iç içe kendimiz yetiştireceğiz. Teknoloji ihtiyacımızı ve dönüşümümüzü sağlayacağız. Turizmi daha aktif çeşitlendireceğiz. Buradan elde edilecek kaynakla TÜRSAB’ın seyahat acentalarının cebinden elini çekmiş olacağız, aidat almayacağız.
EYLEM PLANIMIZDA ÖNCELİK
Sağlık Turizmi, Eğitim ve Kamp Karavan Turizmi üzerinde çalışacağız.
TGA BİR SORUN, MÜZAKERELER İLE ÇÖZECEĞİZ
TGA bir sorun bunu tavır alarak ya da kavga ederek değil müzakere ile çözeceğiz.
TÜRSAB’IN 50 YILLIK TARİHİNİ BELGESEL YAPMAK İSTİYORUM
Başkan seçilirsem sinemayı bırakmayacağım sinema sektöründe daha çok faaliyet gösterip, TÜRSAB’ın 50 yılını belgesel yapacağım.
TAMER ÇİÇEK KİMDİR?
Antakya’da 1981 yılında dünyaya gelen Tamer Çiçek, ilk ve orta öğrenimini Antakya’da tamamladıktan sonra Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Bölümü’nde Felsefe eğitimi aldı. Lisans eğitiminden sonra Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi’nde yüksek lisans programı tamamladı.
Öğrencilik yıllarında rehberlik de yapan Çiçek, henüz 23 yaşındayken kendi acentasını kurdu. Daha sonra yatırımlarını bir bütünlük içinde gerçekleştirerek turizm endüstrisinde küresel oyunculardan biri oldu.
Sinema konusundaki hobisini de ihmal etmeyen Çiçek, Sinema-Televizyon programında doktora eğitimini tamamladı ve 2022 yılında “Doktor” unvanını aldı.
Dr. Çiçek eğitimci kimliği ile turizm ve teknoloji alanlarındaki deneyimlerini genç kuşaklara aktarmak amacıyla, İstanbul’daki çeşitli üniversitelerde eğitim verdi.
Üniversite eğitimi sırasında Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Profesyonel Turist Rehberliği Kursu’nu tamamlayıp kokartlı rehber olarak turizmde iş hayatına başladı. İngilizce, Fransızca ve Arapça dillerine hakim olan Tamer Çiçek, 2004 yılında “Adonis İstanbul Turizm”in kurucu ortağı oldu.
Ağırlıklı olarak incoming ile sektöre giriş yapan Tamer Çiçek, teknolojinin yarattığı hızlanma ile birlikte ortaya çıkan yeni trendleri, turizmdeki eğilim ve beklentileri de gözlemleyerek Türkiye’de Dijital Acentacılık kavramının öncüsü oldu. İnovatif bir yaklaşımla online dünyaya da adım atarak 2012 yılında adonis’in B2B online rezervasyon sistemi ile dünya devleri arasına girmesini sağladı.
Türkiye sınırlarını aşarak farklı ülkelerde de turizm alanında faaliyet göstermeye başlayan Tamer Çiçek, Dubai, Tunus, Fas ve Berlin ofisleri ile Orta Doğu, Afrika ve Avrupa coğrafyasında da önemli bir konuma sahip oldu.
Turizm endüstrisinin önemli bir sacayağı olan otelcilik hizmetlerine de yatırımlar yapan Tamer Çiçek, ilk otelcilik deneyimini 2010- 2014 yılları arasında Mersin’deki Green Tower Suite’in işletmeciliğini üstlenerek kazandı. Wyndham’ın önemli markalarından biri olan La Quinta’nın Amerika dışındaki ilk otelini İstanbul’da 2019 yılında açtı. Güneşli’deki 404 odalı 5 yıldızlı La Quinta by Wyndham Oteli’nin ardından, 2022’de Bomonti’de açılması planlanan 75 odalı 4 yıldızlı oteli ile hizmet vermeye hazırlanıyor.
TV ekranlarının ve beyaz perdenin güzel oyuncusu Derya Şen, uzun süredir üzerinde çalıştığı sinema filmi çalışmasını tamamladı ve vizyona 29 Temmuz 2022 de vizyona girdi.
TURİZMİNSESİ
Afetname geniş oyuncu kitlesiyle birlikte, Özdilek AVM Cinetime’de filmin basın lansmanı gerçekleştirdi. Özen filmin dağıtımını yapacağı “AFETNAME” isimli sinema filmi projesinde oğlu Toprak Can Akbacak ve eşi ünlü şef Ayvaz Akbacak önemli karakterlere hayat verirken ünlü oyuncu Derya Şen, bu kez kamera karşısına ailesi ile geçti. Güzel oyuncu Derya Şen Oğlu Toprak Can ile ana oğul kamera karşısına geçerek Afetname komedi filminde beyaz atlı prensini arayan afet karakterinin entrikalarla dolu ajans hikayesini anlattı.
AFETNAME SEVİLEREK İZLENECEK BİR KOMEDİ FİLMİ
29 Temmuz 2022 Cuma günü vizyona giren Derya Şen projesi “AFETNAME” isimli sinema filminde başrolü Derya Şen ve Umut Özkan paylaşırken birçok yapımda birlikte çalıştığı oyuncu arkadaşları Özlem Savaş, Sevil Uyar, Ebru Kocaağa, Naci Taşdöğen, Ferdi Atuner, İlhan Karamanoğulları, Tolga Öz, Ömer Duran, Gülfem Eğilmez, Batuhan Soncul, Hasan Ballıktaş, Deniz İrem Morkoç ile aile bireylerinden ise Derya Şen Akbacak’ın oğlu Toprakcan Akbacak ve Derya Şen Akbacak’ın eşi Ünlü Chef lezzetli yemeklerin efendisi Ayvaz Akbacak canlandırdıkları karakterlerle gala gösteriminde beğeni ve taktirle karşılandı. Yapımcılığını Mert Yapım medya adına Mert Ozan Düz’ün gerçekleştirdiği, hikayesi Derya Şen ve senaryosu Şeyda Delibaşı imzası taşıyan “AFETNAME” isimli komedi tarzındaki sinema filminin yönetmen koltuğunda Ahmet Yaşar Gümüş oturdu.
ÜNLÜ TURİZMCİ ALAEDDİN BABAOĞLU SİNEMAYA GÖZMÜ KIRPIYOR
Ampilo'nun Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı olan Alaeddin Babaoğlu, uluslararası konuk ağırlama ve eğlence endüstrisinde çok önemli işlere imza atmış duayen bir turizmcidir. Otel zincirlerinin projelerinde ve kentsel dönüşüm projeleriyle adından övgü ile bahsedilen Babaoğlu şimdi de sinema yapımcılığına mı soyunuyor. İnşaat sektöründe faaliyet gösteren ünlü iş insanı Alaeddin Babaoğlu Afetname sinema filmi projesine eğitim alanında Derya Şen akademisine desteğini verdi yapımcılığa göz kırptı. Derya Şen mutfağından çıkan Afetname sinema filmine desteğini esirgemeyen Türk sinemasına katkıda bulunan Alaeddin Babaoğlu, Eşi ve Oğlu ile Afetname Sinema Filmi Galasına katıldı konuklar tarafından birlikte fotoğraf çekilerek tebrik edildi.
DERYA ŞEN EKİBİNE VE BASIN DOSTLARINA TEŞEKKÜR ETTİ
Derya Şen projesi AFETNAME Özdilek AVM Cinetime’de basın lansmanı gerçekleşen etkinlikte, Derya Şen yanımda olan ekibime, oyuncu dostlarıma, aileme ve her daim yanımda olan basın emekçilerine çok teşekkür ediyorum dedi. Turizminsesi.com ailesi olarak gişesi bol bir film olmasını temenni ediyoruz.
DEVRÂN-I ŞERÎF // 2 AĞUSTOS // TİYATRO SALONU // 20.00
İstanbul Devlet Türk Müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu ve Tasavvuf, İrfan ve Meydan Meşkleri Bölümü, manevi iklimimizin mihenk taşları arasında yer alan tekke kültürünü AKM Tiyatro Salonu’na taşıyacak. Postnişinliğini Mehmet Fatih Çıtlak, sanat yönetmenliğini ise Yüce Gümüş’ün üstlendiği Devrân-ı Şerif, tekke kültürünün en önemli ögelerinden “devrân”ı AKM’de sanatseverlerle buluşturacak.
CİMRİ // 4-5-6 AĞUSTOS // TİYATRO SALONU // 20.00
Molière'in ölümsüz eseri “Cimri”, Ankara Devlet Tiyatrosu oyuncularının başarılı performanslarıyla AKM Tiyatro Salonu’nda sahnelenecek. Sabahattin Eyüboğlu’nun Türkçeye kazandırdığı, Işıl Kasapoğlu’nun rejisörlüğünü üstlendiği başyapıt, Paris’in burjuva kesiminin çılgınlık düzeyindeki para tutkusunu alaya alıyor. Parayı temel değer ve iyi yaşamın tek ölçütü sayan anlayışa ustalıklı bir eleştiri getiren “Cimri”, güncelliğini koruyan konusuyla AKM izleyicisine etkileyici bir seyir sunacak.
TAŞ PLAK ŞENNUR DİNLEYEN // 9 AĞUSTOS // TİYATRO SALONU // 20.00
İstanbul Devlet Türk Müziği Topluluğu, klasik müzik arşivimizin günümüze ulaşmasında önemli bir rol oynayan taş plak geleneğini özel bir konserle AKM Tiyatro Salonu’nda sahneye taşıyacak. Başarılı solist Şennur Dinleyen’in değerli saz sanatçıları ile seyirci huzuruna çıkacağı konser, Cumhuriyet döneminin önde gelen bestekârlarının eserlerini taş plak tarzında yapılan yalın icralarla müzikseverlere sunacak. 1890’larda ortaya çıkıp 1940’lı yıllara kadar kullanılan taş plak kayıt teknolojisi, klasik müzik arşivimizin oluşması ve devrin başarılı sanatçılarının icra kabiliyetlerinin kayıt altına alınarak günümüze ulaşmasında önemli bir köprü görevi görüyor.
TV ekranlarının ve beyaz perdenin güzel oyuncusu Derya Şen, uzun süredir üzerinde çalıştığı sinema filmi çalışmasını tamamladı ve vizyona sokuyor. Yapımcılığını Mert Yapım medya adına Mert Ozan Düz’ün gerçekleştirdiği, hikayesi Derya Şen ve senaryosu Şeyda Delibaşı imzası taşıyan “AFETNAME” isimli komedi tarzındaki sinema filminin yönetmen koltuğunda Ahmet Yaşar Gümüş oturdu.
29 Temmuz cuma günü vizyona girecek olan Derya Şen projesi “AFETNAME” isimli sinema filminde başrolü Derya Şen ve Umut Özkan paylaşırken birçok yapımda birlikte çalıştığı oyuncu arkadaşları Özlem Savaş, Sevil Uyar, Ebru Kocaağa, Naci Taşdöğen, Ferdi Atuner, İlhan Karamanoğulları, Tolga Öz, Ömer Duran, Gülfem Eğilmez, Batuhan Soncul, Hasan Ballıktaş, Deniz İrem Morkoç canlandırdıkları karakterlerle oyuncu arkadaşlarına destek oldular. Özen filmin dağıtımını yapacağı “AFETNAME” isimli sinema filmi projesinde oğlu Toprak Can Akbacak ve eşi ünlü şef Ayvaz Akbacak önemli karakterlere hayat verirken ünlü oyuncu Derya Şen, bu kez kamera karşısına ailesi ile geçti. Güzel oyuncu Derya Şen ” Oğlum Toprak Can ile ana oğul kamera karşısına geçtik. Afetname komedi filmim, beyaz atlı prensini arayan afet karakterinin entrikalarla dolu ajans hikayesini anlatıyor. Oyunculuk dünyasını bir kez daha keşfediyoruz aslında, genç yapımcımız Mert Ozan düz ile iyi bir ekip olduk, vizyon İçin sabırsızlanıyorum, çok heyecanlıyım” dedi.
Yaz boyunca dünyanın birçok ülkesinden gelen kruvaziyer gemilerini ağırlayan QTerminals Antalya, bu sefer dünyanın en büyük yelkenlilerinden 5 direkli tek yolcu gemisi Club Med 2’ye ev sahipliği yaptı. Fransız bayraklı gemi, 240 yolcusu ile Mısır’dan Antalya’ya geldi.
Dünyanın birçok noktasından gelen kruvaziyer gemilerine ev sahipliği yapmaya devam eden QTerminals Antalya, bu sefer Club Med 2’ye ev sahipliği yaptı. Dünyanın en büyük yelkenlilerinden 5 direkli yolcu gemisi olma özelliğini taşıyan Club Med 2, 240 yolcusu ile Mısır’dan geldi. 1992 yılında Fransa’da inşaa edilen 14 bin 983 gross tonluk geminin kontrolü bilgisayar ile yapılıyor. 187 metre uzunluğundaki gemide bir owner süit, 5 delüks kabin, 170 kulüp kabini bulunuyor. Kruvaziyer turizminin Antalya’ya olan ekonomik ve sosyal katkılarının önemini vurgulayan QTerminals Antalya Genel Müdürü Özgür Sert; “QTerminals Antalya olarak bu yaz birçok kruvaziyer gemisine ev sahipliği yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Binlerce yolcusuyla birlikte bu koca gemileri limanımızda ağırlıyor olmak çok kıymetli.” dedi.
Sanatı, doğayı, tarihi yeniden yorumlayacağınız, kendinizi özel hissedeceğiniz, tarihin içinde sakin bir tatil yaşayacağınız Mehmet Ali Konağı her yaz olduğu gibi bu yaz da özel davetlerin, etkinliklerin, düğünlerin , sanatsal faaliyetlerin vazgeçilmez mekanı olmaya hazır.
Herkes kendi masalını yaratır…
Mehmet Ali Ağa Konağı olarak, biz kendi masalımızı yeniden yazdık….
Sizleri de; İçinizdeki ‘’BEN’’ i yeniden keşfetmeye; kendi masalınızı yaratmaya ve masalınızın baş kahramanı olmaya davet ediyoruz…
Mehmet Ali Ağa Konağı olarak; sizlere kusursuz bir tatil deneyimi yaşatmak için buradayız.
Kişiye özel hizmetlerimiz ile tatilinizi daha rahat, daha konforlu, daha deneysel geçirmeniz için çalışıyoruz.
Ve bölgeyi en güzel biçimde yaşamınız için uğraşıyoruz.
Sanatı, doğayı, tarihi yeniden yorumlayacağınız, kendinizi özel hissedeceğiniz, tarihin içinde sakin bir tatil yaşayacağınız Mehmet Ali Konağı her yaz olduğu gibi bu yaz da özel davetlerin, etkinliklerin, düğünlerin , sanatsal faaliyetlerin vazgeçilmez mekanı olmaya hazır.
1800’lerin başlarına tarihlenen; yöre halkının ‘’Kocaev’’ diye andığı Mehmet Ali Ağa Konağı; yalnız Datça’da değil, tüm Akdeniz yöresinde günümüze ulaşabilmiş en eski sivil mimari örneklerinden biridir.
Mehmet Ali Ağa Konağı, yaklaşık 200 yıl boyunca Datça’nın sosyo-ekonomik hatta siyasi tarihinde belirleyici rol oynayan Tuhfezade ailesinin malikanesiydi.
Yarımadamızda Koca Ev diye bilinen Mehmet Ali Ağa Konağı, Tuhfezadeler tarafından yaptırılmış, yaptıranın Mehmet Ali Ağa’nın babası Mehmet Halil Ağa olduğu tahmin edilmektedir.
Mehmet Ali Ağa, 1895 yılında Rodos’ta İdare Meclisi azasıdır. Mehmet Ali Ağa ailesi uzunca bir dönem bu konakta yaşarlar. Aileden hayatta kalan olmayınca Konak ve diğer miras Tereke Hakimi tarafından satışa çıkarılır. Konak birkaç kez el değiştirir. Tütün deposu, sinema, okul ve düğün salonu olarak kullanılır. Konak tüm bu zaman içinde değişir, hasar görür, tadilatlar yaşar.
Dünya literatürüne girmiş bu konak, kaderine terkedilmiş, çürümeye, yıkılmaya bırakılmıştı. Ta ki 2002’de Pir Turistik Tesisler A. Ş, konağı satın alıp restore ederek bir «müze otel» e dönüştürene kadar.
Geleneksel tarzda ve Anadolu’daki eşraf ailelerinin evlerine özgü mahrem ortamın büyüsü korunarak restore edilen Mehmet Ali Ağa Konağı’nın kalemişleri ve ahşap işçiliği Türk Sanat Tarihinde önemli bir yere sahip.
Tarihi dokunun en ince ayrıntısına kadar korunduğu Mehmet Ali Ağa Konağı’nın restorasyonu tarihe karşı beslenen sevgi, saygı ve sorumluluğun öyküsüdür.
Mehmet Ali Ağa Konağı, bugün geçmişten aldığı mirası geleceğe taşıyan benzersiz bir ‘’müze otel’’ olarak ; birbirinden farklı her biri antikalarla dekore edilmiş Konak odaları , geleneksel taş odaları; gizli bahçeleri, özel hamamı, ve yemyeşil doğası ve çok özel ekibiyle seçkin müşterilerine özgün deneyimler yaşatıyor, unutulmaz anılarla uğurluyor.
12 dönüm arazi içine konumlanmış Mehmet Ali Ağa Konağı; incelikli mimarisi ve dekorasyonu, mücevheri andıran başodası, aile hamamı, duvar ve tavanlarını süsleyen kalem işleri, eski ahşap işçiliğinin bütün zarafetini ortaya koyan yüklükleri ve tüm detayları ile ayrıcalıklı bir mekanın sıcaklığını yansıtıyor.
1 Başoda, 4 Konak odası, ve 3 ayrı binada 1’i süit 12 odasıyla toplam 18 oda olarak hizmet vermekte olan Mehmet Ali Ağa Konağı günümüzün en seçkin ve tercih edilen ‘’müze otel’’idir.
Geçmişte özel konukların ağırlandığı “Başoda” bugün de özel konuklarını ağırlıyor
Geçmişte özel konukların ağırlandığı Konağın ‘’Başoda’’sı, olağanüstü ahşap doğramaları ve 1831 yılına tarihlenmiş kalemişleriyle bir müze niteliğini taşıyor. Türk evlerinin iç dekorasyonlarında her zaman önemli bir süsleme öğesi olarak yer almış olan kalemişleri, Batı’dan gelen Barok süslemeciliğiyle minyatür sanatının ayrıntılı gerçekçiliğini buluşturmasını bilmiş sanatkarların seyrine doyum olmaz eserlerini günümüze yansıtıyor. Orijinal durumunu korumuş olan tavan süslemeleri ve ortasında sonsuzluğu simgeleyen Çarkı felek eski Türk tavanlarının önemli örneklerinden birini oluşturuyor.
Mekanın ilk şekline uygun duvarlar boyunca uzanan sazdan sedirlerden oluşan oturma grubu, yastık ve kanaviçe örtüleri, antika gümüş şamdanları ve tüm detaylarıyla Başoda, konukları Konağın görkemli günlerine taşıyor.
Konağın görkemli ahşap kapısından girer girmez, 19. yüzyıldan bir Türk evinin günümüz konforuyla birleşmesinden doğan bir yapıda, tarih içinde yolculuğa çıkıyorsunuz.
Sedir kokusunun yayıldığı konak odaları; Başoda’nın kalemişlerinde yer alan ‘’Yedi Uyurlar’’ efsanesinden esinlenerek adlandırıldı. Yemliha, Mislina, Sazenuş, Mernuş, Tabernuş…
Yüzyıllık Fransız, İngiliz, Viyana tarzı mobilyalara, antika vantilatörler, radyolar ve telefonlar eşlik ederken kışın bakmaya doyum olmaz ateşiyle odaları ısıtan külahlı şömineler Konağa özgü bir nostaljiyi yansıtıyor.
Zarif bir ahşap işçiliğinin örneği olan yüklük kapılarının gerisinde saklanan modern banyo ve tuvaletler, hamam kurnasından lavabosu, varak yaldızlı gümüş sırlı aynasıyla konak odalarının en çarpıcı köşelerinden biri.
Osmanlı tarzının modernleştirilmiş çizgilerine hakim olan ‘’Taş odalar’’ Konakla uyum içinde. Zarafetin her şeyden önce yaşama sanatına dönüştüğü Taş odalar, kavuklu komodinleri, mekik yatak başları, yeniçeri başlıklı lambalarıyla geçmişten geleni güncel olanla buluşturuyor.
Konforun ve teknolojinin estetikle buluştuğu, renklerin ve dokuların tılsımında yaşayan bu odalar sade dekorasyonu ve ferah boyutları ile huzurlu bir atmosfer yaratıyor.
Taş binaları birbirine bağlayan, Konak ve bahçe manzaralı ahşap teras, rahat koltuklarıyla romantik düşlere davet ediyor.
Konak bahçesi ise doğanın kışkırtıcı güzelliğini yansıtıyor
Narenciye bahçesi, gül bahçesi, Akdeniz yöresine özgü bitki ve çiçekleri, her biri ayrı bir görsel incelikle döşenmiş podima taşları, ahşap köprüleri, gizli bahçeleri, güneşlenme ve gün batımı terasları, gökyüzü seyir alanları, antik bahçeleri, çardakvari oturma gruplarıyla Konak bahçesi doğanın kışkırtıcı güzelliğini taşıyor.
Görkemli ağaçların, rengarenk çiçeklerin ve yemyeşil bitkilerin arasında masalsı bir yolculuğa çıkarken, şifalı doğasıyla ruhunuzu dinlendireceğiniz bu vahada kendinizi yeniden doğmuş gibi hissediyorsunuz.
Tarihi hamam ve aromaterapi masaj ile ruhunuzu dinlendirin
Konak bünyesinde bulunan, Türk hamamının bütün özelliklerini taşıyan küçük aile hamamı, Osmanlı’nın bir kubbenin altında mermerden sudan ve buhardan yarattığı köklü kültürü tüm gelenekleriyle yaşatıyor. Hamam ritüelinin devamı olan aromaterapik bir masaj, ruh ve vücut dinginliğine kavuşmak isteyenleri bekliyor.
Nem oranı sıfır, oksijen yoğunluğu bakımından dünyanın 3.yeri kabul edilen ve koruma altına alınan Datça Yarımadası’nın bir kıyıdan diğer kıyıya uzanan kumsallarında güneş ve deniz banyosuna, balıkçılıktan yelkenciliğe, sörf sporundan yat gezilerine kadar su sporları sevenleri de sayısız seçenekler bekliyor.
Konağın “Müzeoda”sında Sanata Saygı : Çakıl Taşı Şairi Necdet Kırımsoy’un Kalıcı Sergisi
Yaşamının büyük bir bölümünü doğal taş ve yapı taşlarından heykel ve her biri heykel sayılan takı tasarımları yaparak geçiren Necdet Kırımsoy’un değerli eserleri Mehmet Ali Ağa Konağı’nın ‘’Müzeoda’’ sında meraklıları ile buluşuyor.
2018 yılında yaşama veda eden Kırımsoy’un tüm eserleri, Mehmet Pir tarafından satın alınarak koruma altına alındı.
84 yıllık yaşamında mimar, heykeltıraş ve takı tasarımcısı olarak gerçekleştirdiği üretimlerine ek olarak kendini bir “lithoman” (taşsever) olarak tanımlayan Kırımsoy; yıllarca Türkiye’nin her bir noktasından topladığı her bir taşa yeni anlam ve ruh kazandırmış. En değerli ve yoğun çalışmalarını ise eşi Doris ile birlikte Datça Reşadiye’deki evlerindeki atölyesinde gerçekleştirmiş.
Düğün ve davetlerin en tercih edilen mekanı
Mehmet Ali Ağa Konağı, peri masallarındaki kadar büyüleyici ortamı ve butik hizmet anlayışıyla hayatınızın bu özel gününü unutulmaz kılıyor. Özel düğün menüsü ve en ince detaylara kadar düşünülmüş organizasyonun yanı sıra konaklayacağınız sıradışı tarihi Başoda’da size bir düğün masalı yaşatıyor.
Mehmet Ali Ağa Konağı; kişiye/gruba özel organizasyon anlayışıyla özel buluşmalarınızı en keyifli, iş toplantılarınızı en verimli şekilde geçirmenizi sağlıyor. Bugüne kadar en şık davetlere imzasını atan Mehmet Ali Ağa Konağı, bundan sonra da hoşluklarıyla dillerden düşmeyecek davetlerin merkezi olacak.
İzmir’in en sevilen, en çok tercih edilen beldelerinden Ilıca’da tarihin, lüksün, lezzetin ve kusursuz hizmetin buluştuğu Rasim Palas misafirlerini ağırlamaya hazır. 1914 yılında yapılan tarihi binanın aslına sadık kalınarak restore edilmesiyle turizme kazandırılan Rasim Palas, tarihi hikayesi, antika mobilyaları ve modern yüzüyle size farklı duyguları bir arada yaşatacak.
Alışılagelmiş butik otel dekorasyonlarından farklı, sıra dışı şıklığı, ince zevklerle döşenmiş lobisi ve deniz manzaralı odaları, ince kumlu plajı, renkli ve lezzetli kahvaltısı, İzmirlilerin yakından tanıdığı balık restoranı Alliance De La Mer Restaurant ve çok daha fazlasını bulacağınız Rasim Palas’ta tarihi 21. yy konforuyla yaşama fırsatı bulacaksınız.
Tarihin ve Tatilin Keyifli Buluşması
Bölgenin en önemli yapılarından 24 odalı Rasim Palas, 1914 yılında Rasim Bey’in eşi tarafından Viyana’dan getirilen el işçiliği dolaplar, komodinler, şifonyer ve portmantoların yanı sıra gümüş yemek takımları, ceviz koltuk takımları, masalar, avizeler ve aynalarla dizayn edilmiş ve dönemin ilk resort oteli olarak hizmete sokulmuştur. Tarihi değeri bulunan bu kıymetli mobilyaların korunarak sergilendiği Rasim Palas’ta denizin, güneşin ve sevdiğiniz lezzetlerin tadını çıkarırken tarihi bir film karakteri gibi hissedebilirsiniz.
Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere İsmet İnönü, Adnan Menderes, Ahmet Piriştina, Fevzi Çakmak, Celal Bayar gibi pek çok tarihi ismi de konuk eden Rasim Palas, kadınların ve erkeklerin birlikte konakladığı ve tatil yaptığı ilk otel olma özelliği de taşıyor.
Huzur ve Eğlencenin Kesişme Noktası
Tarihinden aldığı güçle ve sahip olduğu ilerici vizyonla günümüzde de özenli ve konforlu tatilin Ilıca’daki adresi olan Rasim Palas, hem eğlenmek hem dinlenmek isteyen tatilcilerin vazgeçemeyeceği bir otel. Çeşme ve Alaçatı’ya olan yakınlığı, gündüzleri koyları ve beach’leri gezebileceğiniz, akşamları farklı restoranlar deneyimleme fırsatı bulabileceğiniz ve gece eğlencelerinin tadını doyasıya çıkarabileceğiniz merkezi konumuyla Rasim Palas’ta bir tatilde aradığınız tüm konforu bulacaksınız.
Türkiye’de bulunan Malezya Başbakanı YAB Dato' Sri İsmail Sabri Yaakob, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (İSG) terminalini ziyaret etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olarak Türkiye’de bulunan Malezya Başbakanı YAB Dato' Sri İsmail Sabri Yaakob’un, temaslarının ilk durağı Malezya Havalimanları Holding’in (MAHB) işletmeciliğini yaptığı İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı oldu. Resmi temaslar için Türkiye’de bulunan Malezya Başbakanı YAB Dato' Sri İsmail Sabri Yaakob, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (İSG) terminalini ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetlisi olan Malezya Başbakanı, iki ülke arasındaki ekonomik ve ticari bağları güçlendirmek amacıyla temaslarda bulunacak. Başbakan İsmail Sabri Yaakob'un, 4 gün sürecek resmi ziyareti sırasında, Makina&Kimya Endüstrisi AŞ ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii gibi Türkiye’nin savunma ve havacılık alanındaki büyük şirketlerini ziyaret etmesi bekleniyor.
Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve D-8 gibi çok taraflı platformlarda iş birliği içerisinde olan Türkiye ile Malezya arasında 1 Ağustos 2015’te tarihinde yürürlüğe giren ikili Serbest Ticaret Anlaşması, Türkiye’nin ASEAN üyesi bir devletle yaptığı ilk serbest ticaret anlaşması olma özelliğini de taşıyor. Başbakanın Perşembe günü Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gerçekleştireceği görüşmenin ardından Malezya ve Türkiye heyetleri arasındaki toplantıya katılması, ikili ilişkileri ve ekonomik bağları güçlendirmek üzere görüşmeler yapması planlanıyor.
İSG Dünyanın en yoğun tek pistli ve tek terminalli havalimanı Başbakan İsmail Sabri Yaakob'un 4 günlük Türkiye ziyaretindeki ilk durağı, Malezya Havalimanları Holding’in (MAHB) işletmeciliğini yaptığı İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı oldu. Dünyanın en yoğun tek pistli ve tek terminalli havalimanı olarak ön plana çıkan İSG, 41 milyon yolcu kapasitesi, toplam 13 bin m2 duty free ve yiyecek-içecek alanıyla Türkiye’nin en büyük ikinci havalimanı olma özelliği taşıyor. 128 odalı havalimanı oteli ve 4 bin 800 kapasiteli otoparkıyla Sabiha Gökçen Havalimanı, İstanbul'a 4 saatlik uçuş mesafesinde yaşayan 1,2 milyar insan için önemli bir ulaşım, alışveriş ve konaklama merkezi olarak konumlanıyor. “Şehrin lider havalimanı” sloganıyla misafirlerine mükemmel bir havalimanı deneyimi sunmayı hedefleyen İSG, Uluslararası Havaalanları Konseyi (Airports Council International) tarafından 2009-2015 yılları arasında 7 yıl üst üste sınıfının “En Hızlı Büyüyen Havalimanı” ödülüne layık görüldü.
Dış hat yolcu sayısı Mart ayında rekor tazeledi Sabiha Gökçen Havalimanı 2021 yılında Avrupa yolcu trafiğinde altı basamak birden yükselerek altıncı sıraya yükseldi ve pandemi sırasında gösterdiği performans bakımından Avrupa'nın en hızlı normalleşen ikinci havalimanı seçildi. Ayrıca 2022 Mart ayı itibariyle, İSG’den seyahat eden dış hat yolcu sayısı, 2019 yılındaki tarihi zirvesini yüzde 6 oranında geçti. Öte yandan İSG; biyometrik yüz teknolojisi, yeni mobil uygulamalar, gizlilik ve güvenilir veri izlenebilirliği sağlayan blok zinciri tabanlı uçuş planlama süreçleri gibi teknolojilere yaptığı yatırımlarla da adından söz ettiriyor.
Turizm ve Otelcilik sektörünün deneyimli isimleri Ali Aytan, Yasin Çalış ve Betül Alaş Şevk, Radisson Collection Hotel, Bodrum’daki yeni görevlerine atandı
28 yılı aşkın süredir sektörde kariyerine başarıyla devam eden Ali Aytan, Radisson Collection Hotel, Bodrum’un yeni Genel Müdürü oldu. Ön Büro Müdürü, Operasyon Yöneticisi gibi çeşitli kademelerde görev alan Aytan, aynı zamanda Türkiye’de ve Riyahd’da açılış oteli ve Genel Müdürlük konusunda tecrübeli bir yönetici. Radisson Otelleri bünyesindeki geçmişiyle markayı ve markanın kültürünü yakından tanıyan başarılı yönetici, otelcilik deneyimini Radisson Collection Hotel, Bodrum’da aktarmaya devam edecek.
Güçlü geçmişiyle dikkat çeken Yasin Çalış otelin Executive Chef’i olarak göreve geldi. Çalış, daha önce Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum, Six Senses Kaplankaya, Yas Hotel Abu Dhabi ve Palm Beach Hotel gibi birçok lüks segment otelde sorumluluklar üstlendi. Deneyimli şef, Radisson Collection Hotel, Bodrum’un iddialı restoranlarında, yenilenen konseptlerle ve menülerle beraber misafirlere zengin alternatiflerle dolu lezzet deneyimi yaşatacak.
Betül Alaş Şevk ise Satış ve Pazarlama Direktörü olarak Bodrum’un gözde otellerinden Radisson Collection Hotel, Bodrum’da yeni pozisyonuna başladı. Şevk, Kempinski Hotel Barbaros Bay Bodrum’daki 11 yıllık lüks otel tecrübesiyle lüks otelcilik ve satış konusunda son derece bilgi ve deneyim sahibi bir isim.
Radisson Collection Hotel, Bodrum, Bodrum'un muhteşem Aspat Koyu'nda yer alan, büyüleyici sahil şeridi, yerel restoranlara ve şehir merkezine yakın konumuyla her yıl çok fazla misafir ağırlıyor. Deniz manzaralı balkon veya teras seçeneklerine sahip 80 oda ve süit, açık ve kapalı havuzları, spa ve fitness merkezi, toplantı ve etkinlik tesisleriyle misafirlerine yüksek kalitede hizmet veriyor. Otel ayrıca yenilenen restoranları BARranco ve Cafe Haven ile İtalyan ve Ege mutfağından deniz mahsullerine, geleneksel Türk yemeklerinden mezelere birçok lezzeti deniz manzarasına karşı deneyimli şefler eşliğinde sunuyor. Hizmet standartlarında ‘’Evet! Yapabilirim.’’ felsefesiyle hareket ederek Radisson Collection Hotel, Bodrum, 12 ay hizmet veriyor.
M.M.S. Turizm Anonim Şirketi ile Dedeman Hotels &Resort International arasındaki anlaşma ile “Dedeman Kartepe Kocaeli”nin açılışı törenle gerçekleşti. Türkiye’nin önde gelen markalarından Dedeman, geçen yıl bünyesine kattığı franchising işletme modeliyle kontrollü büyüme stratejisini hız kesmeden sürdürüyor. Dedeman Turizm Yönetimi ile M.M.S. Turizm A.Ş. arasında yapılan iş birliğiyle kapılarını açan Dedeman Kartepe Kocaeli, markanın 3. franchise oteli oldu. Palandöken’den edindiği 30 yıllık kış turizmi tecrübesini Kartepe’ye taşıyacak olan Dedeman, aynı zamanda Kocaeli’ye farklı bir değer katıp bölgeyi dört mevsim turizm merkezi haline getirecek. Türkiye turizminin ilk uluslararası otel zinciri Dedeman Hotels & Resorts International, kiralama ve işletme yöntemiyle sürdürdüğü kontrollü büyüme stratejisini franchising işletme modeliyle de devam ettiriyor.
Dedeman, Denizli ve Adıyaman’ın ardından 3. franchise oteli Dedeman Kartepe Kocaeli ile otel sayısını 19’a, oda sayısını ise 2974’e yükseltmiş oldu. M.M.S. Turizm ve Dedeman Turizm Yönetimi iş birliği ile misafirlerini ağırlamaya başlayan Dedeman Kartepe Kocaeli’nin açılışı; Dedeman Hotels & Resorts International Yönetim Kurulu Başkanı Banu Dedeman, M.M.S. Turizm Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Mustafa Satı’nın ev sahipliğinde 29 Haziran 2022 tarihinde muhteşem bir törenle gerçekleşti. Törene; Kocaeli Vali Yardımcısı İsmail Gültekin, eski Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Koordinatörü Nihat Abiş, Kartepe Belediye Başkanı Av. Mustafa Kocaman, Kocaeli İl Kültür ve Turizm Müdürü Fatih Taşdelen’in de aralarında olduğu il ve ilçe protokolünden çok sayıda isim katıldı.
10 yeni otel, 3 yeni marka
Konuşmasında Kocaeli’nin, ülke ekonomisine ve özellikle yüksek ihracat kapasitesi ile cari açığa önemli katkıları olan, aynı zamanda tarihi ve sayısız kültürel, doğal zenginliği ile büyük turizm potansiyeli taşıyan bir şehir olduğunu belirten Dedeman Hotels & Resorts International Yönetim Kurulu Başkanı Banu Dedeman, yerli ve milli bir marka olarak yatırımcıların desteği ile büyüyerek, Türkiye’nin ve dünyanın dört bir yanında Dedeman bayrağını dalgalandırdıklarını ifade etti. Yıl sonuna kadar 6’sı imzalanmış, 4’ü imza aşamasında olan 10 yeni oteli daha zincirlerine eklemeyi planladıklarını aktaran Banu Dedeman, “Başta Ankara, Antalya, İzmir, Bursa, Edirne, Kars, Ordu, Mardin ve Sinop olmak üzere Türkiye’nin 81 iline Dedeman markalarını taşımayı arzu ediyoruz” dedi. Sadece yurt içinde değil, yurt dışında da Dedeman varlığını büyütmeyi hedeflediklerini söyleyen Dedeman, “Bugün Kazakistan ve Kuzey Irak’ta yer alan otellerimizde, Türk misafirperverliğinin, güler yüzlü hizmetin ve aşkla çalışmanın örneğini temsil etmekten dolayı büyük gurur duyuyoruz. Yabancı coğrafyalarda dünya markaları ile rekabet ediyor, Dedeman standartları ve Türk misafirperverliğinin gücü ile farkımızı ortaya koyuyoruz. Dedeman Grubu olarak geçmişte otel işlettiğimiz Moldovya, Özbekistan, Bulgaristan, Suriye ve Rusya gibi ülkelerde edindiğimiz tecrübeler bizi bugünlere getirdi” diyerek başta Balkanlar, Orta Doğu ve Afrika olmak üzere farklı kıta ve ülkelerde de filizlenmeyi hedeflediklerini belirtti. Banu Dedeman konuşmasında ayrıca, “Dedeman” ve “Park Dedeman” markalarına ilave olarak, Dedeman Collection, Dedeman Suits & Residences, Managed by Dedeman ve Smart by Dedeman’ı da ekleyerek, 6 markayla yola devam edeceklerini açıkladı. Dedeman, 2025 yılına kadar; otel ve oda bazında büyümeyi yüzde 100, çalışan sayısını yüzde 70 artırmayı, yönetilen ciroyu ise 5 katına çıkarmayı planladıklarını ifade etti.
Bu büyüme planlarının bir parçası olan M.M.S. Turizm ile yaptıkları iş birliğinin kendileri için ayrı bir öneme sahip olduğunu da dile getiren Banu Dedeman, “Erzurum Palandöken kayak merkezinde edindiğimiz 30 yıllık tecrübeyi, Dedeman Kartepe’ye taşıyarak, kış turizmine yeni bir soluk katmayı hedefliyoruz. Yerli ve yabancı spor kulüplerinin kamplarına ev sahipliği yapmaya devam edeceğiz” dedi.
Yaşam merkezi Kocaeli’ye yeni bir renk katacak
Banu Dedeman, ödüllü mimarisiyle kentin dokusuna değer katan Dedeman Kartepe Kocaeli ile ilgili şu bilgileri verdi: “Dedeman Kartepe Kocaeli, 5 suit, 161 standart oda, toplam 166 odası, toplantı salonları ve balo salonuyla misafirlerine hizmet verecek. İçerisinde ofisleri, rezidans ve mağazaları, SPA & fitness & kapalı yüzme havuzu gibi olanakları, Türk ve dünya mutfağı lezzetlerini sunan restoranlarıyla Dedeman Kartepe, şehir dışından gelecek misafirler ile birlikte bölgede yaşayanlar için de önemli bir çekim merkezi olacak.”
“Bu iş birliği Kartepe’nin olumlu imajını daha da yükseltecek”
M.M.S. Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Mustafa Satı törende yaptığı konuşmada, büyük bir turizm potansiyeline sahip Kocaeli’ni Dedeman markasıyla buluşturdukları için duydukları mutluluğu dile getirdi. Satı, “Bölgemizin her anlamda olumlu imajını daha da yükselteceğine inandığım bu iş birliği yalnızca şehir dışından gelen misafirlerimiz için değil Kocaeli halkı için de yeni bir soluk olacaktır” dedi. Dr. Murat Mustafa Satı, Kartepe’nin, kayak merkezi ile kış turizminin kalbinin attığı bölgelerden biri olduğunu belirterek, şöyle konuştu: “Bu, hiç kuşkusuz şehrimiz için çok önemli bir kazanım. Ancak bulunduğumuz bölge bundan çok daha fazlasını misafirlerine sunabilecek çeşitliliğe sahip. O nedenle Dedeman’ın ‘dört mevsim turizm’ yaklaşımı bizim için son derece kıymetli.”
Orta Doğu ve Körfez ülkelerinden turistler ilgi gösteriyor
Satı, Orta Doğu ve Körfez bölgelerinden gelen turistlerin çoğunlukla Kocaeli’yi konaklama için tercih ettiklerine de değinerek, “Özellikle Katar ve Kuveytli turistlerin yaz aylarında Kartepe-Maşukiye-Sapanca koridoruna yoğun ilgi gösterdiklerini görüyoruz. Başta Endonezya olmak üzere pek çok yurt dışı kültür turları da konaklama durağı olarak şehrimizi tercih ediyor. İstanbul ve Anadolu’ya hizmet eden kültür turlarının uğrak noktasıyız” diye konuştu. Dr. Murat Mustafa Satı, Kocaeli’nin sanayide olduğu gibi turizmde de Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden biri olması için tüm özelliklere sahip olduğunu dile getirdiği konuşmasında Cengiz Topel Havalimanı’nın daha aktif hale getirilmesiyle özellikle Kartepe’ye ilginin çok daha fazla olacağına inandığını ifade etti.
Kartepe Belediye Başkanı Av. Mustafa Kocaman; doğa turizminin yapılacağı en özel lokasyonlarından biri olduğunu kaydederek, bu güzelliğin Türkiye’nin en köklü markalarından Dedeman’la buluşmasından büyük gurur ve mutluluk duyduğunu ifade etti.
Kocaman konuşmasında, “Kocaeli aynı zamanda Avrupa’nın en büyük doğal yaşam parkına sahip. Bu ve bunun gibi şehrimizin sahip olduğu değerlerin daha fazla insanla buluşmasına katkı sunan ve yatırım yapan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Eski Turizm Bakanı Abdülkadir Ateş de son yıllarda turizm alanında gerek Kocaeli’de gerekse Türkiye’de çok önemli atılımlar gerçekleştirildiğini söyleyerek, “Geçmişte Anadolu’da kalınacak otel sayısı çok azdı. Şimdiyse Anadolu’nun hangi köşesine gidersek gidelim çok güzel otellerle karşılaşıyoruz. Bugün uluslararası bir markaya dönüşmüş Dedeman’ın 3. kuşağının bu işi profesyonellikle yapması göğsümü kabartıyor” dedi.
Kocaeli Vali Yardımcısı İsmail Gültekin; Kocaeli insan kaynakları bakımından çok şanslı. 35 liman, 14 organize sanayi bölgesi,iki denizi ve gölü olan bir şehir yatırımcılar için çok cazip bir il. Kocaeli’nin doğal güzelliklerinin yanı sıra misafirperver ve çok çalışkan insanların şehri olduğunu vurgulayarak, “Markaların tecrübesi ve bu kentin enerjisinin birleşmesiyle çok güzel sonuçlar elde edilecektir. Bu kapsamda Dedeman Kartepe Kocaeli’nin de bu şehrin tanınmasında önemli bir katkı sunacağına eminim” dedi.İstanbul'dan gelen TÜROB başta olmakla beraber turizmci dostlarımız ve İstanbul basınımız Kocaeli'ne hoşgeldiniz.Bu şehirde herşey var Valilik ve Belediyemiz ile birlikte çalışıyoruz.Dedeman Kartepe bu şehre inanıyorum ki çok şey katacaktır.Dedeman ailesini ve M.M.S. Turizm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Murat Mustafa Satı'yı kutluyorum.
Türkiye ve dünyadan turizm haberlerini sayfalarına taşıyan Turizminsesi Dijital Dergimizin Haziran 2022 sayısı birbirinden özel haberlerle sizlerle... Turizm, Konaklama, Ulaştırma, Gastronomi, Etkinlik, Kültür-Sanat, Teknoloji, Sağlık Haberleri, Spor Haberleri, Moda Dünyası, Tatil- Gezi, Kurumsal firma haberleri ve çok daha fazlası Haziran Sayımızda...
Yaz tatili geldi, çattı. Tatile çıkmak isteyenler, okulların da kapanmasının ardından Türkiye’nin değişik coğrafyalarında otel araştırmalarına başladı.Yaz tatili denildiğinde söz konusu genellikle deniz, güneş, kum tatili olduğundan, deniz kenarı oteller daha fazla tercih edilmekte. Fakat deniz mevsimi geldiğinde otel araştırması yapan tatilciler, otel fiyatlarının artmasından kaynaklı villa tatilini de bir alternatif olarak tercih etmeye başladılar. Özellikle de çocuklu ve geniş aileler ile kalabalık arkadaş grupları, aynı villada birlikte konaklayabileceklerinden maliyetleri düşürmek adına villa kiralamayı tercih edebiliyorlar.
Çocuklar villanın bahçesindeki parkta oynarlarken ya da çocuk havuzuna girerlerken aileler de konforlu bir şekilde tatil yapabiliyorlar. Çocuklarının yiyeceklerini onların zevkine göre, sağlıklı içerikler ekleyerek, istedikleri saatte yapma avantajını da değerlendirip ailece villa tatili yapmak isteyenlerin sayısı az değil. Türkiye’nin otel ve villa arama platformu olan Neredekal’ın Keşif Rehberi editörleri yaz tatilini villada geçirmenin avantajları ve yaz tatilinde villanın neden tercih edildiği konularında seyahatseverlere bir rehber hazırladı.
Muhafazakâr Aileler İçin İdeal Tatil Seçeneği
Korunaklı (dışarıdan görünmeyen) havuzu ve geniş bahçesi olan villalar muhafazakâr aileler için son derece ideal. Ailece baş başa olabilmek, villanın havuzunda rahat bir şekilde zaman geçirebilmek, kendi yemek alışkanlıklarına uygun yiyecekleri hazırlamak, çocuklarının gözleri önünde oynadıklarını veya havuza girdiklerini görmek ve tüm bunları gözlerden uzak yapabilmek muhafazakâr ailelerin villa tatilini tercih etmeleri için çok önemli etkenler oluyor.
Balayı Çiftleri ve Kalabalık Arkadaş Grupları İçin Özgürlük İmkânı Tanır
Özel alan ve seyahatte özgürce hareket etmeyi, sadece muhafazakâr aileler tercih etmiyor. Balayı çiftleri de gözlerden uzak, istedikleri zaman uyanıp, kahvaltılarını istedikleri zaman yapabilecekleri, yeri geldiğinde villanın korunaklı havuzunda baş başa zaman geçirecekleri, villanın bahçesinde kahvelerini içerken, uzanıp kitap okuyabilecekleri sessiz bir ortam hayal edebiliyor. Balayı çiftlerinin yanı sıra kalabalık arkadaş grupları da yaz tatilinde, diğer otel ve villalardan izole, mümkünse dağ yamaçlarında manzaralı villaları tercih ediyorlar. Bunun sebebi de gecenin ilerleyen saatlerinde müziğin sesini istedikleri gibi açıp, kimsenin rahatsız olmayacağı bir ortamda tatil yapmak istemeleri oluyor.
Villalar Yaz Tatilinde Ekonomik Bir Tatilin Anahtarı
Özellikle de çocuklu veya geniş aileler, kalabalık arkadaş grupları tarafından villanın tercih edilmesi, bir otelde konaklamaya kıyasla kişi başına maliyetlerin düşmesini sağlıyor. Üstelik son anda fikir değiştirip, tatile sevdiklerini birilerini daha dâhil ettiklerinde ekstra bir ücret ödemeden aynı villada keyifli bir tatil geçirebiliyorlar.
Yaz Tatilini Villada Geçirmek İçin Başka Pek Çok Sebep Var
Tatilseverlerin villa tatilini tercih etmelerinin sebeplerinden biri de villaların ev konforunu sunması oluyor. Villanın hemen her yerinden; bahçedeki havuzu ve çocuk oyun alanını görebiliyor, hem çocukları kontrol edip hem de istendikleri an bir çırpıda suyla buluşma imkanına sahip olabiliyorlar. Üstelik tatilciler, otellere kıyasla daha sakin bir ortamda tatil yaptıklarından daha fazla dinlenme şansına da sahip oluyorlar. Gün boyu yapılan ve iştirak edilmeyen bir animasyonun gürültüsünü de çekmek zorunda kalmıyorlar. Sabah kahvaltısından akşam yemeğine tüm öğünlerde ne yiyeceklerine kendileri karar verip, kahvaltıyı kaçırma endişesi yaşamadan istenilen saatte uyanılıyor, yemekler ise saat kaçta istenirse o saat aralığında yenebiliyor. O gün yemek yapmak istemeyenler, şehre inebiliyor veya villaya istedikleri yemeği sipariş edebiliyorlar. İstenilen saat aralığında özgürce villadan çıkıp, her gün bir başka koya gidip, farklı plajlarda denizin tadını çıkarabiliyorlar. İsteyenler her gün farklı bir otele gidip, günübirlik otel imkanlarından da faydalanabiliyor.
Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort Kurban Bayramı tatilini doğanın muhteşem atmosferinde geçirmek isteyenlerin ilk tercihleri arasında yer alıyor. Özellikle İstanbul’a yakınlığı ve doğal güzellikleri ile öne çıkan Elite World Sapanca, açık havuzu, aquapark’ı ve çocuklar için eğlenceli aktiviteleri ile misafirlerin keyifli bir bayram tatili geçirmesini sağlıyor. Doğanın huzur veren atmosferinde ayrıcalıklı hizmetleri ile dikkat çeken Elite World Sapanca Convention & Wellness Resort, Kurban Bayramı’nda doğanın içerisinde sevdikleri ile eğlenceli ve huzurlu bir tatil geçirmek isteyenlerin de ilk tercihleri arasında yer alıyor.
Wellbeing konsepti ile misafirlerine dinlenme ve yenilenme imkanı sunan Elite World Sapanca, İstanbul’a yakınlığı ile dikkat çekerken dış güzelliğine ve vücut sağlığı dengesine önem verenlerin her türlü ihtiyacına yanıt veriyor. Özellikle sıradışı bir SPA deneyimi arzulayanlar Elite World Sapanca’nın özel hamamında baştan aşağı arınırken, Fresh Corner’da doğanın güzelliğini seyrederek ferahlatıcı ikramlarından tadıp, detoks bakım paketi ve bitki özlerinin ferahlatıcı etkilerini bir arada yaşayabiliyor. Tuz terapi odasındaki sıcak kum masaj yatağında uzanıp, himalaya tuzu ile kaplanmış olan tuz terapisi odasının keyfini çıkartabiliyor. Ayrıca Türkiye’nin ilk biyolojik göletinin çevresinde dolaşıp, tenis kortlarında, basketbol sahasında spor yaparak bayram tatilinin keyfini çıkartacak. Elite World Sapanca’nın havuzunda serinlerken, aquapark’ta eğlenip, açık havada sıcak tuzlu su lagünlerinde stresten uzaklaşabiliyor.
Orman içinde Adventure Park’ta ATV, trekking, bisiklet, paintball ve hazine avı gibi grup aktiviteleriyle keyifli zaman geçirip, doğa yürüyüşü ve koşu gibi bireysel aktivitelerle de ruhlarını dinlendirebiliyor. Tüm bunlarla birlikte Elite World Sapanca’nın bünyesinde yer alan Game Arena’da bowling, bilardo, oyun salonunda eğlenebiliyor. Elite World Sapanca’da aileler dinlenirken çocuklar da ormanda hazine avının, sanat atölyelerinin, oyun alanının eğlenceli aktivitelerini deneyimleyebiliyor. Gymboree ile özel bir iş birliği gerçekleştiren Elite World Sapanca, çocukların eğlenceli ve farklı bir dünyanın içine girmesini sağlıyor. Minik misafirler tatilleri süresince; ahşap, bez çanta boyama, takı tasarım atölyesinin yanı sıra; 1-3 yaş grubuna özel oyun hamuru, duyusal oyunlar ve 4-10 yaş gruplarına özel seramik yapımı, taş boyama etkinlikleri ile eğlenirken, yeni hobiler edinebiliyor.