Global bir marka olma yolunda ilerleyen Hafız Mustafa şimdi de festival zamanı Cannes'ta!Türkiye'nin köklü tatlı markalarından Hafız Mustafa, Cannes Film Festivali'nin göz alıcı atmosferinde yerini aldı. Cannes, her yıl düzenlenen film festivaliyle sinema sektörünün en prestijli etkinliklerinden biri olarak kabul edilirken, bu yıl Türk lezzetlerinin de festivalin parlayan yıldızları arasına katılmasına şahit oldu. Ünlü Carlton Otel’de gerçekleşen özel bir partide, Hafız Mustafa'nın imza lezzetleri, sinema dünyasının ünlü isimlerine sunuldu.
Parti, Fransız Rivierası'nın narenciye bahçelerine selam gönderen Türk portakallı lokumlarla renklendi. Hafız Mustafa'nın kırmızı kutuları içinde sunulan bu özel lezzetler, davetliler tarafından büyük ilgi gördü. Etkinlikte, 'Titanik', 'Mumya' ve 'Kızıl Maske' gibi kült filmlerin tanınmış aktörü Billy Zane, 'Mortal Kombat'ın yeni yıldızı Lewis Tan ve Türk sinemasının parlayan yıldızı Meryem Uzerli gibi isimlerin de aralarında bulunduğu seçkin bir davetli grubu ağırlandı.
Hafız Mustafa'nın Cannes'daki bu etkileyici varlığı, markanın global bir isim olma yolunda emin adımlarla ilerlediğinin bir göstergesi. Türk tatlı kültürünün en seçkin örneklerini uluslararası bir platformda sergileyerek, kültürlerarası bir köprü kurmayı başaran Hafız Mustafa, geleneksel tatları modern bir sunumla harmanlayarak, dünya çapında bir izlenim bırakmayı hedefliyor.
Bu özel gece, Hafız Mustafa'nın sadece lezzetleriyle değil, aynı zamanda kültürel mirasını taşıyan bir marka olarak da uluslararası arenada tanınmasına katkıda bulundu. Cannes gibi bir dünya sahnesinde Türk lezzetlerinin tanıtılması, Türkiye'nin zengin mutfak kültürünün dünya çapında daha fazla tanınmasına ve takdir edilmesine olanak sağlamacaktır.
Hafız Mustafa'nın Cannes'daki başarısı, markanın gelecekteki uluslararası etkinliklerde de benzer başarıları tekrarlayabileceğinin ve Türk tatlı sanatını dünyaya tanıtabileceğinin bir işaretidir. Bu tür etkinlikler, markalar için sadece ürünlerini tanıtmakla kalmayıp, aynı zamanda kültürel değerleri paylaşma ve yeni pazarlara açılma fırsatı sunmaktadır.Hafız Mustafa'nın Cannes'daki parlak gecesi, markanın uluslararası alandaki varlığını pekiştiren ve Türk tatlı kültürünün sınırları aşan bir başarı öyküsü olarak tarihe geçmiştir.
Mesut Kanat ve Hülya Dinç'in Mutlu Günü Bir Sahil Düğününün Büyüsü ile başladı.İstanbul, birçok büyüleyici manzaraya ev sahipliği yapar, ancak The Beach Kilyos'ta gerçekleşen Mesut Kanat ve Hülya Dinç'in düğünü, şehrin doğal güzelliklerinin ve romantizmin mükemmel bir birleşimini sundu. TÜRSAB Bilgi Teknolojileri, Medya ve İletişim Grup Başkanı Mesut Kanat ve sevgili eşi Hülya Dinç, bu özel günlerini, İstanbul'un gözde sahillerinden birinde, doğanın kucağında ve denizin huzur veren sesleri eşliğinde kutladılar.
Düğün, doğa ile uyum içinde bir atmosfer yaratmak için yeşilin her tonunun tercih edildiği bir tema ile başladı. Akşamın serin saatlerinde başlayan kokteyl ile misafirler, el yapımı yelpazeler, şık şapkalar ve renkli şemsiyeler gibi küçük ama anlamlı hediyelerle karşılandı. Bu ayrıntılar, davetlilerin doğa ile olan bağını pekiştirdi ve düğünün genel temasını güçlendirdi.
Nikah seremonisi, TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya'nın şahitliğinde saat 20:15'te başladı. Hülya Dinç'in yakın kız arkadaşlarından oluşan şahitler grubu, mutlu çiftin yanında yer aldı. Nikah memurunun "Evlenmeyi kabul ediyor musunuz?" sorusuna çiftin "Ömrümüzün sonuna kadar evet" cevabı, sevgi ve bağlılığın güçlü bir ifadesi olarak yankılandı.
Nikah töreni sonrasında, evlenme cüzdanını TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya'ya veren Nikah memuru, bu önemli belgeyi Mesut Kanat’ın eşi Hülya Kanat’a taktim etti. Nikah cüzdanını alan Kanat çifti birbirlerine olan saygı ve sevgilerini güzel bir göstergesiydi. Nikah töreninde takdim edilen evlilik cüzdanı, Kanat çiftinin birbirlerine olan sevgi ve sadakatlerini tüm sevdiklerine ilan ettiler.
Gece, açık büfe yeme içme düzeniyle devam etti ve dans, müzik ve DJ performanslarıyla renklendi. Eğlence hiç durmadı ve after parti ile gece boyunca sürdü. Bu mutlu gün, Mesut Kanat ve Hülya Dinç için unutulmaz bir anı olarak tarihe geçti.
TÜRSAB çalışanları, acentalar ve BTK başkanları da dahil olmak üzere birçok önemli isim, çifti bu özel günlerinde yalnız bırakmadı.
Sahilde gerçekleşen bu düğün, doğal güzelliklerle iç içe, samimi ve sıcak bir atmosferde kutlandı. Mesut Kanat ve Hülya Dinç'e ömür boyu mutluluklar dileriz ve bu büyülü günün anıları, onların ve sevdiklerinin kalplerinde sonsuza dek yaşayacaktır.Turizminsesi.com ailesi olarak Kanat çiftine ömür boyu mutluluklar dileriz.
İstanbul'un tarihi semtlerinden Üsküdar, sadece boğazın güzellikleriyle değil, aynı zamanda zengin gastronomi kültürüyle de dikkat çekiyor.
Gastronomi sokağında yer alan ve Turan Uz tarafından işletilen Üsküdar Köftecisi, 2,5 yıldır sunduğu kaliteli hizmet ve lezzetlerle hem İstanbul dışından hem de dünya genelinden müşterileri ağırlıyor.
Üsküdar Köftecisi, geleneksel Türk mutfağının vazgeçilmez lezzetlerinden köfteyi farklı bir sunumla misafirlerine sunuyor. 9 farklı köfte çeşidiyle menüsünü zenginleştiren mekan, her bir köfteyi özel bir tarifle hazırlayarak müşterilerine benzersiz bir deneyim yaşatıyor.
Akçaabat köftesinden sarımsaklı ve kekikli köfteye, tire köftesinden Bursa pideli köfteye kadar geniş bir yelpazede sunulan köfteler, yanında özel acı sos ve bazlama ekmek ile servis ediliyor.
Mekanın meşhur düğün çorbası, içerisinde ilikli kemik kaynatılarak hazırlanan ve yoğurtla terbiye edilerek hafifletilen kolajenik bir çorba. Ayrıca grip çorbası gibi sağlık için faydalı seçenekler de menüde yer alıyor. İlikli kemik kaynatması ve baharatlarla zenginleştirilen bu çorba, sarımsak ve sirke ile tatlandırılıyor.
Üsküdar Köftecisi'nin tavsiye ettiği diğer lezzetler arasında Edremit usulü ciğer, karamelize soğan eşliğinde servis edilen Arnavut ciğeri ve yanında tereyağlı pirinç pilavı ve soğan piyazı bulunuyor. İçli köfte ve portakalı irmik helvası gibi tatlı seçenekler de menüdeki yerini alıyor.
Zerdeçallı sütlac ve Maraş kesme dondurma gibi tatlılar ise her mevsimde tercih edilebilecek lezzetler arasında.
Üsküdar Köftecisi, geleneksel lezzetleri modern bir sunumla harmanlayarak, her bir müşterisine unutulmaz bir gastronomi deneyimi sunmayı hedefliyor. İstanbul Üsküdar Gastronomi sokağına yolunuz düşerse, bu lezzet durağı Üsküdar Köftecisi’ne uğramayı, bu lezzetlerden birini tatmayı ve ziyaret etmeyi unutmayın.
0216 334 4353 - 05013534353
Aziz Mahmut Hüdayi, Balgün Han, Uncular Cd. No: 29/A, 34266 Üsküdar/İstanbul
ABOOOV, İstanbul'da kebap denince akla gelen ilk isimlerden biri olarak 30 yıllık bir lezzet serüvenine sahip. Bu serüven, babalardan amcalara, oradan da ikinci kuşağa uzanan bir aile geleneğiyle devam ediyor.
İlk olarak Avrupa yakasında Seyrantepe'de başlayan ABOOOV hikayesi, zamanla şubeleşerek genişledi ve kendi mekanlarının sahibi oldular.
ABOOOV Atalar kurucusu Mehmet Usta'nın açtığı bu lezzet durağı, şimdi Cihan Usta'nın ellerinde müşterilerine hizmet veriyor. 22 yıldır aynı yerde hizmet veren ABOOOV, Adana lezzetlerini İstanbul'a taşıyarak, Adana'ya yakışır kebaplar sunmaya devam ediyor.
İkinci kuşak işletme sahibi Cihan Özel, 15 yaşından beri bu mesleğin içinde olup rahmetli babası Mehmet Usta’nın bırakmış olduğu mekanı ABOOOV Atalar şubesini yaşatıyor. Babası, amcaları ve kuzenleriyle birlikte ABOOOV çatısı altında çalışarak, markanın adını ve kalitesini yaşatmaya devam ediyor.
Cihan Özel, "Biz kebap çeşitlerini çok çeşitli tutmuyoruz. Sade et şiş, ciğer, kıyma kebabı, acılı, acısız ve yaprak kanat olarak yapıyoruz. İsteyene patlıcan kebabı taze taze yapıyoruz. Kendi el yapımı çiğ köftemiz, yayık ayranımız ve Adana'dan getirdiğimiz şalgamımız var. Salatalarımız ve mezelerimiz bize özeldir," diyor.
Tatlılardan ise güveçte fındıklı el yapımı Hamsiköy sütlacı ve kendi el yapımı künefesi ile müşterilerine unutulmaz bir tatlı deneyimi sunuyor. ABOOOV, 30 yıllık lezzet serüvenini aynı kalite ve özenle devam ettiriyor.
Gemi insanları, dünya ticaretinin can damarı olarak kabul edilen sektörde önemli roller üstlenirken karşılaştıkları çeşitli zorluklarla da dikkat çekiyor. Cruise ve Mega yat sektörlerinin de Pandemi sonrası büyümesinin etkileri ile denizcilikte 2025 yılında 1,5 milyon gemi insanlarının denizde istihdam edilmesi bekleniyor. Vize politikalarının neden olduğu sıkıntıların personel istihdamında ciddi sorunlara yol açtığını vurgulayan Camelot Maritime Genel Müdürü Gürbüz CAN, ‘’Gemi İnsanlarının gemiye katılımları ve yurda dönüşleri için uluslararası seyehatler sırasında karşılaştıkları vize engellerinin kaldırılması, denizciliğe ve ekonomiye ciddi bir katkı sağlayacak.’’ dedi.
Gemi insanlarının karşılaştıkları sorunlar münferit hadiselerin ötesinde genel bir durum halini almıştır. Yurtlarına iade edilemeyen Gemi İnsanları zaman zaman kontrat sürelerinin çok üzerinde gemilerde çalışmak zorunda kalmaktadır. Avrupa'da, 2020 yazında sınırlı turizm faaliyetlerinin yeniden başlamasıyla birlikte, AB üyesi olmayan Gemi İnsanlarının vize işlemlerinde bazı iyileşmeler kaydedilmişse de hala büyük zorluklar yaşanmaktadır. AB Schengen Bölgesi'ne seyahat eden Gemi İnsanlarının çoğu için konsoloslukların sınırlı kapasiteleri ve karmaşık başvuru süreçleri büyük engeller oluşturmaktadır.
Uluslararası Gemi Operasyonlarının Sürdürülebilir Olması
Denizcilik sektöründeki sivil toplum örgütlerinin etkili lobileri sayesinde Gemi İnsanlarının vize sorunlarını en aza indirmeye yönelik ileri görüşlü politikalar geliştiriliyor. Denizci bir ülke olarak, İngiltere'nin denizciler için vize aramaksızın “ok to board” yazısı ile İngiltere limanlarında gemiye katılacak Gemi İnsanlarına seyahat imkânı sunması, sektördeki personel değişim krizinin yönetilmesinde önemli bir örnektir. Bu politikalar, Gemi İnsanlarının gemiye katılımlarını ve yurtlarına dönüşlerini kolaylaştırarak sektörün karşı karşıya olduğu zorlukları hafifletmeye yardımcı olmaktadır. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Gürbüz CAN, ‘‘Gemi işletmelerinde vize sorunlarının azaltılmasına yönelik ileri görüşlü politikalar, denizcilik sektöründe önemli bir adım olarak kabul ediliyor. Sivil toplum örgütlerinin etkin lobi çalışmaları, denizcilerin uluslararası gemi operasyonlarını sürdürülebilir hale getirmek için önemli rol oynamaktadır.’’ dedi. CAN, bu çalışmaları memnuniyetle karşıladığını belirterek, Gemi İnsanlarının gemiye katılış, yurtlarına dönüş süreçlerinin kolaylaştırılması konusunda STK’ların dayanışmasını vurgulayarak, Gemi İnsanlarımızdan uluslararası arenada daha fazla faydalanabilmemiz için daha fazla STK’ların daha fazla çalışması, güç birliği yapması ve çözüm üretmesi gerektiğini belirtti.
‘’Vize Sorunlarıyla Mücadele İçin Kanıt Gerekiyor’’
Gemi işletmeleri, uluslararası alanda vize sorunlarıyla etkin bir şekilde mücadele edebilmek ve kalıcı çözümler bulabilmek için bakanlıklara doğru ve detaylı bilgiye dayalı raporlar sunma çağrısında bulunuyor. Schengen ülkelerindeki vize başvurularının aracı kurumlarla yaşanan sorunlarıyla ilgili belgelerin sunulması gerekliliğini belirten CAN, ‘‘Schengen ülkelerinde vize başvuruları sırasında yaşanan aracı kurumlarla ilgili sorunlar, sektör temsilcileri tarafından belgelenmiş durumda. Bu konuda doğru ve detaylı bilgiye dayalı raporların bakanlıklara sunulması, mevcut yasal düzenlemelerin iyileştirilmesi, daha adil ve etkin bir vize süreci için gerekli yükümlülüklerin oluşturulması gerekiyor. Mevcut yasal düzenlemeler çerçevesinde firmaların haklarını korumada yetersiz kalması, Gemi İnsanlarının vize işlemlerinde zorluk yaratıyor.’’ şeklinde konuştu.
Yeşil Pasaport ve Vize Kolaylığı Çağrısı
Denizci Ülke Denizci Millet kampanyası kapsamında 1 milyon amatör denizci eğitirken, profesyonel denizcilerimiz için halen uluslararası seyahat sorununu ortadan kaldıramadığımızı belirten Camelot Maritime Genel Müdürü Gürbüz CAN, bu sorunu çözmek için ilgili tüm STK’lar ile destek vermeye hazır olduklarını belirtirek şu iki çözüm önerisini ilettirken: “Sadece Sektörün bir kademesindeki insanlara Yeşil Pasaport talep edilmesini doğru bulmuyorum ve desteklemiyorum” dedi:
1- Son beş yıl içerisinde 3 yıl deniz hizmetini ve denizcilik şirketlerinde hizmetini belgeleyen Gemi İnsanlarına Yeşil Pasaport sağlanabilir.
2- Son beş yıl içerisinde 3 yıl deniz hizmetini belgeleyen Gemi İnsanlarına ve denizcilik şirketlerinde hizmetini belgeleyen Gemi İşletme yetkililerine vize kolaylığı sağlanması için ilgili devletlerle anlaşma yoluna gidilebilir. Bunların haricinde Yurtdışı uçuş personelinin yabancı Ülkelere seyahatlerinde uygulanan prosedür ve vize kolaylığının incelenerek aynı uygulamaların Gemi İnsanlarına da sağlanabilir. Bunların çok zor şeyler olmadığını ancak Türk denizciliği önünde çok büyük engel olduğunu vurgulayan CAN, “Bu milli meselenin çözümünde rol alacak herkesin ülke denizciliğine ve ekonomisine ciddi katkı sağlanmasında payı olacağını belirtmek isterim.” açıklamasını yaptı. Türkiye’nin turizm sektöründe ve turizm personeli yetiştirme konusunda çok yol katettiğini belirten Gürbüz CAN, “Turizm otelcilik, Aşçılık okulu mezunlarının ve otellerimizde çalışan tecrübeli turizm personelinin Cruise ve Mega Yat sektörü için bulunmaz bir cevher olduğunu belirterek, seyahat sorunlarının aşılması daha çok Gemi İnsanı istihdam etmemiz anlamına geliyor.
Gemi İnsanlarının ülkeye ciddi döviz girdisi potansiyeli oluşturduğunu belirten ve aynı zamanda Türkiye Denizcilik Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Gürbüz CAN, Filipinli denizcilerin ülkelerine yıllık 10 Milyar USD üzerinde döviz girdisi sağladıklarını dile getirerek bu sorunu denizciliğin ve ekonominin gelişmesine katkı sağlayacak milli bir mesele olarak ele almamız gerektiğini belirtti. Can, ‘‘Her yıl güverte ve makine bölümlerinden istihdam edilmek üzere 1100 uzak yol zabiti, 1000 zabit ehliyetini alıp profesyonel hayata atılıyor. Dolayısı ile seyahat engellerinin kalkmasının Türk armatörü ve işletmecisine istihdamla alakalı bir zarar getireceğine inanmıyorum.’’ dedi. Aksine seyahat engellerinin kalkmasının ülkemizde okullardan mezun olan öğrencilerin staj sorununa da katkı sağlayacağını inandığını belirten CAN, “Uluslararası Denizcilik var diyebilmemiz için Gemi insanlarımızın önünü açmalıyız ki, edindikleri tecrübeleri ve yenilikleri ülkemize daha fazla katma değer olarak sunmalarını sağlamış olalım” dedi ve ekledi, ‘‘Tüm STK’ları konu ile ilgili çözüm önerileri üretmek üzere bir araya gelmeye davet ediyorum.’’
Teknolojik gelişmeler, hem ülkemizde hem de dünya genelinde hız kesmeden devam ederken, yazılım sektöründeki değişimler ise dikkatleri çekiyor
Yazılım teknolojileri hakkında önemli açıklamalarda bulunan Uyumsoft Yatırım Hizmetleri Genel Müdürü Özlem İkiz Arın, şunları söyledi: “Bugün, son kullanıcılar olarak, cihazlara ihtiyacımız olduğunu varsayıyoruz. Ancak 50 yıl önce böyle bir varsayımımız yoktu. Gelecekte ise donanımlar kalmayacak. Örneğin, taşınabilir cihazların yerini, giyilebilir cihazlar ve bir süre sonra da çipler alacak. Çipler de daha sonra yerini frekans iletişimine bırakacak ve yani geleceğin yeni donanımı ve iletişim aracı bizzat insanın kendisi olacak. Gelecekte, bizim kişisel verilerimiz, deneyimlerimiz, dijital ayak izlerimiz ve frekanslarımız yeni veri setlerimiz olacak ve her şey bunun üzerine inşa edilecek.” dedi.
Yapay Zekâ, Nesnelerin İnterneti (IoT), Blockchain ve Robotik Proses Otomasyonu gibi yenilikçi teknolojilerin günlük hayatımızda giderek daha fazla yer edindiğini ve yıkıcı teknolojilerin hayatımızın her alanını kolaylaştırırken aynı zamanda ticari hayatta da önemli değişim ve gelişmelere neden olduğunu kaydeden Özlem İkiz Arın, Uyumsoft olarak bu gelişmeleri güçlü bir ar-ge ekibi ile stratejik olarak izlediklerini ve inovasyon çalışmalarını yaptıklarını ifade etti.
Anadolu'dan Globale Yazılım Hizmeti
Üretimde nitelikli işgücü açığının ülkenin önemli bir başlığı iken, tüketimde teknolojiye uyum hızının oldukça iyi olduğu ifade eden Özlem İkiz Arın, “Herkesten önce inovasyon” konsepti bulut teknolojilerde sektör öncüsü olarak Uyumsoft’un 3 kez Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)’in İnovaLİG inovasyon liderleri arasına seçildiğini açıkladı. 2015 yılından itibaren “Anadolu’dan Globale Yazılım Hizmeti” konseptini sahiplendiklerinin altını çizen Özlem İkiz Arın, şunları anlattı: “Uyumsoft olarak bizler, Anadolu’nun ne kadar güçlü şeyler ürettiğini biliyoruz ve bu yüzden diyoruz ki, Anadolu dezavantajlı bir alan değildir. Kimsenin kullanmaya cesaret edemediği bir potansiyeldir. Bu nedenle ekiplerimizi bu coğrafyada istihdam ediyoruz veya bu coğrafyadaki üniversiteler ve şirketlerle güçlü işbirlikleri kuruyoruz. Uyumsoft olarak bizler, yerli ve global müşterilerimizin işletme verilerini ve ticari süreçlerini verimli yönetmelerine liderlik ederken, 15 ülkede 150 binin üzerindeki müşterimize Liox ERP, kurumsal iş yazılımları, e-dönüşüm, Regtech, Fintech ve bulut çözümlerine ait müşteri desteğimizi, danışmanlık ve yazılım alanındaki hizmetlerini 700’den fazla kişi ile Anadolu’dan sürdürüyoruz.” diye konuştu.
“Dünyada Yatırım Yapılan Şirketlerin Yüzde 60'ı Teknoloji Şirketi”
Artık yazılımın ürün fark etmeksizin her alana nüfus ederek hayatımızın içinde olduğunun altını çizen Özlem İkiz Arın, konuşmasına şöyle devam etti: “Günlük hayatınızda neye bakarsanız bakın, içinde yazılım var. Etrafınızdaki her ürünü üreten makinenin içinde bir yazılım bulunuyor. Dolayısıyla, yazılımın olmadığı bir dünya kalmadı. Bu durumda da yazılım artık bir sektör değil; sektörler üstü ana sektör konumunda. Dünyada yatırım yapılan tüm şirketlerin yüzde 60'ı teknoloji şirketi. Dünyada şu anda sadece yazılımın 5 trilyon dolarlık bir hacmi var ve bu rakam dünya gayri safi milli hasılasının yüzde 5'i demek. Türkiye’deki oranımız yüzde 2,5 ve bu oran yeterli değil ama çok kıymetli. Bizim dikeylerimizin başarıları daha yüksek. Örneğin, şu anda dünyaya oyun ihracatında birinci sıradayız. Başka parametrelerle üçüncü, beşinci sırada olduğumuz istatistikler var ve birçok alanda ilk sıralarda konumlanabiliyoruz. Kısaca artık teknoloji, tüm sektörler açısından birinci öncelik oldu ve bu gelişme dünyada da, Türkiye’de de devam edecek. Türkiye’nin lokomotif sektörü olarak yıllardır inşaat ve turizm gibi sektörleri konuştuk. Bence artık bu döngü değişiyor ve bizler yazılım sektörü olarak ilk sıraya oturmak için hazırız.” şeklinde konuştu.
İstanbul'un kalbinde, göz alıcı bir manzaraya sahip Queen Roof, mekan sahibi Teo Demir'in ve organizatör Melissa Sim Erbil (J. Noah Ent.) işbirliğiyle, şehrin en yeni ve en gözde latin dans mekanlarından biri olarak kapılarını açtı.Queen Roof mekanın adına yakışır bir kraliyet ailesi ve kraliçelere layık dekorasyonu ile dikkat çekti. Misafirlerine sadece muhteşem bir atmosfer sunmakla kalmayan Queen Roof, inanılmaz şovları ve enerjisiyle de unutulmaz anlar yaşattı.Teo Demir, mekanın her detayına özen göstermiş ve konuklarını ağırlamada üstün bir misafirperverlik sergilemiş. Melissa Sim Erbil ise, J. Noah Entertainment bünyesindeki organizasyon yeteneğiyle etkinliği başarıyla yönetti. İstanbul sosyal hayatının yeni buluşma noktası olan Queen Roof sadece dans geceleri ile kalmayıp her çesit sanat, cemiyet ve sosyetenin uğrak yerlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyo
Teo Demir, işletmeci olarak, mekanın her detayına özen göstermiş ve konuklarını ağırlamada üstün bir misafirperverlik sergilemiş. Melissa Erbil ise, J. Noah Entertainment bünyesindeki organizasyon yeteneğiyle etkinliği başarıyla yönetti. İstanbul sosyal hayatının yeni buluşma noktası olan Queen Roof, sanat, cemiyet ve sosyetenin uğrak yerlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle olduğu kadar dinamik sosyal hayatıyla da dikkat çekiyor. Bu şehrin kalbinde, Dedeman İstanbul'un en üst katında yer alan QUEEN Roof, bu gece unutulmaz bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. Queen Roof, Teo Demir'in işletmeciliğinde ve Melissa Erbil'in organizasyonuyla düzenlenen SALSA gecesi, dans severler için adeta bir şölen niteliğindeydi.
Açık hava ve büyüleyici İstanbul manzarası eşliğinde, salsa ritimleri geceye damgasını vurdu. İlk kez gerçekleştirilen bu etkinlikte, otel misafirleri lezzetli yemeklerin tadını çıkarırken, aynı zamanda eğlencenin de tadını çıkardılar.
Salsa hocaları ve öğrencileri, bu özel geceye katılarak atmosferi daha da canlandırdılar.
Barış Asan liderliğindeki Sondance Academy, Ümit Yılmaz ve Alper Büyükbaş gibi deneyimli eğitmenler, Özkan İnal ve Güliz Baltalı'nın Afrocubanos ekibi, geceye Latin Amerika'nın sıcak esintilerini taşıdı.
Dj'ler Mustafa Fıçıcıoğlu ve Cemil Doğan'ın müzikleriyle salsa tutkunları, İstanbul'un ışıkları altında dans ettiler. Gece geç saatlere kadar devam eden bu salsalı gece, katılımcılara unutulmaz anlar yaşattı. İstanbul'un sosyal hayatında yeni bir sayfa açan bu etkinlik, şehrin kültürel çeşitliliğine ve renkli gece hayatına katkıda bulunuyor.
QUEEN Roof, bu tür organizasyonlarla İstanbul'un en gözde mekanlarından biri olmayı sürdürüyor. Salsa gecesi, hem yerel halkın hem de şehri ziyaret eden turistlerin ilgisini çekiyor ve İstanbul'un uluslararası alanda da tanıtımına katkı sağlıyor.
Bu tür etkinlikler, İstanbul'un sadece tarihi ve doğal güzelliklerle değil, aynı zamanda canlı sosyal etkinliklerle de ziyaretçilerine eşsiz deneyimler sunabileceğinin bir kanıtı. Dedeman İstanbul'un QUEEN Roof da düzenlenen salsa gecesi, şehrin sosyal takviminde önemli bir yer tutmaya aday görünüyor. Gelecek etkinlikler için gözlerimizi açık tutalım ve İstanbul'un ritmini hissetmeye devam edelim.
Dileğim Fransızca Projesinin doğuşu ile Kars Boğatepe Köylüleri, Dilek Kalmaz ile Fransızca Öğreniyor.Türkiye'nin doğusunda, Kars iline bağlı Boğatepe köyünde, hayatın getirdiği zorlukları unutarak bir dil öğrenme hevesi köylüler için beklenmedik bir fırsata dönüştü. Evlerine çekilen köy halkı, bu süreci kendilerini geliştirmek için bir fırsat olarak gördü ve Fransızca öğrenmeye başladı. Bu ilham verici hikaye, köyün sakinlerinin yabancı dil öğrenme konusundaki azim ve kararlılığını gözler önüne serdi.
Köy halkının ihtiyaçlarını dinleyerek ve onların yaşam tarzını anlayarak hazırlanan Fransızca broşürler, öğrenme sürecinin temel taşı haline geldi. Köylülerin günlük yaşamlarından alınan örneklerle zenginleştirilen bu materyaller, onların dil öğrenimini daha anlamlı ve uygulanabilir kıldı. Telefon, internet erişimi olmayan bu yüksek rakımlı köy için hayati bir iletişim aracı oldu ve köylüler, telefon aracılığıyla verilen derslerle Fransızca'yı öğrenmeye başladı.
Haziran 2021'de başlayan bu süreç, köy halkının yabancı dil öğrenme konusunda gösterdiği istek ve çabayı gözler önüne serdi. Telefonla verilen dersler, köylülerin evlerine ve yaşamlarına dokunarak, öğrenilenleri pekiştirmeyi amaçladı. Dört gün süren yüz yüze eğitimler, sınavlar ve tiyatral gösterilerle desteklendi. Başarılı olan öğrencilere dil becerisi sertifikaları verilerek, onların çabaları takdir edildi.
Bu süreç, köy halkının sosyal etkileşimini ve yabancı dil öğrenme rekabetini artırdı. Sertifika töreni, köylüler için bir kutlama ve sosyalleşme fırsatı oldu. Yerel basında da yer alan bu etkinlik, köy halkının başarılarını tüm bölgeye duyurdu. Hayatında hiç karnesi olmayan köylüler, sertifikalarla ödüllendirilerek, eğitimdeki başarıları onurlandırıldı.Boğatepe köyünün hikayesi, yabancı dil öğrenmenin sadece büyük şehirlerdeki okullarla sınırlı olmadığını gösteriyor. İletişim araçlarının ve kararlı bir topluluğun varlığı, her yerde eğitimin mümkün olduğunun kanıtıdır. Boğatepe köyü, dil öğrenme konusunda sınırları aşarak, kendi başarı hikayesini yazdı. Şimdi ikinci bir dönem başlıyor bekleyin…
Dilek Kalmaz: Proje Üreticisi ve Baş Öğretmen
Dilek Kalmaz, İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş, ardından İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı ve Beykent Üniversitesi Siyaset Bilimi alanlarında eğitimini sürdürmüş bir proje üreticisi ve baş öğretmendir. Fransızca öğretmeni olarak da görev yapan Kalmaz, eğitim ve dil bilimi alanlarında derin bir bilgi birikimine sahiptir.Dilek Kalmaz'ın kariyeri, öğrencilere Fransızca öğretmenin yanı sıra, insan kaynakları ve işletme iktisadı alanlarında da önemli katkılarda bulunmuştur. Çok disiplinli bir eğitim geçmişine sahip olan Kalmaz, bu bilgi ve deneyimini projelerine yansıtarak, eğitim sektöründe yenilikçi çözümler sunmaktadır.
Eğitimde inovasyon ve dil öğretimi konusunda tutkulu olan Kalmaz, öğrencilerin ve meslektaşlarının gelişimine katkıda bulunmak için sürekli yeni yöntemler araştırmakta ve uygulamaktadır. İstanbul'da bir baş öğretmen olarak, Dilek Kalmaz eğitim alanında liderlik yapmakta ve öğrencilerine ilham vermektedir. Dilek Kalmaz'ın eğitim ve proje üretimi üzerine çalışmaları, onun alanında bir uzman olarak tanınmasını sağlamıştır. Onun bu alandaki başarıları, öğrencilerin ve eğitimcilerin daha iyi bir gelecek inşa etmelerine yardımcı olmaktadır. Kalmaz, eğitimde mükemmelliği hedefleyen ve bu yolda sürekli kendini geliştiren ve öğrenime açık olan bireylerin yanında olan bir profesyoneldir.
Dilek Kalmaz: Fransızca öğretmeni ve Proje yöneticisi
Dilek Kalmaz, İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmuş, Paris Sorbonne üniversitesi Fransız Uygarlığı ardından İstanbul Üniversitesi İşletme İktisadı İnsan Kaynakları ve Beykent Üniversitesi Siyaset Bilimi sertifika programlarını bitirmiştir. Fransızca öğretmeni olarak görev yapan Kalmaz, eğitim ve dil bilimi alanlarında derin bir bilgi birikimine sahiptir. Dilek Kalmaz'ın kariyeri, öğrencilere Fransızca öğretmenin yanı sıra, insan kaynakları ve işletme iktisadı alanlarında da önemli katkılarda bulunmuştur. Çok disiplinli bir eğitim geçmişine sahip olan Kalmaz, aynı zamanda pilates eğitmeni olarak Fransızca ve pilatesi birleştirip Fransızca eğitim veren okullarda spor dersleri eşliğinde fransızca öğretmiştir. Aynı zamanda İstanbul Masterleri Atletizm kulübünde aktif sporcu ve yönetimde görev almıştır. Yaşamında edindiği bu bilgi ve deneyimleri projelerine yansıtarak, eğitim sektöründe de yenilikçi çözümler sunmaktadır.
Eğitimde inovasyon ve dil öğretimi konusunda tutkulu olan Kalmaz, öğrencilerin ve meslektaşlarının gelişimine katkıda bulunmak için sürekli yeni yöntemler araştırmakta ve uygulamaktadır. Fransızca eğitim alanında gönüllü öğretmenlere liderlik yapmakta ve öğrencilerine ilham vermektedir.Dilek Kalmaz'ın spesifik Fransızca eğitimi üzerine çalışmaları, onun alanında bir uzman olarak tanınmasını sağlamıştır. Onun bu alandaki başarıları, öğrencilerin ve eğitimcilerin daha iyi bir gelecek inşa etmelerine yardımcı olmaktadır. Kalmaz, eğitimde mükemmelliği hedefleyen ve bu yolda sürekli kendini geliştiren ve öğrenime açık olan bireylerin yanında olan bir profesyoneldir. Hedeflerinden biri de tarımcıya dil öğretirken Türkiye’de Eko turizmi geliştirmek için Fransa ve Türkiye arası kültürel bağı arttırarak uluslararası alanda da aktif rol almaktır.
WEB MEDYA Grubu ve Turizmin Sesi'nin onayı olmadan, yazılı haberlerin ve fotoğrafların tümü veya bir bölümünün kullanılması ya da bir kısmının kopyalanması yasaktır. Aksi taktirde ADA Hukuk Burosu yetkilidir.
Avrupa'nın en eski ve köklü "booking şirketi" olan J. Noah Entertainment Company ile dünyaca ünlü isimler artık Türkiye'de de sahne alıyor.Sean Paul, Lacrim, 6ix9ine, French Montana, Eva Simons, Azelia Banks,Nle Choppa, Bia, Rema, Tyga, Offset, Gucci Mane, Polo G, Lil Tjay, Sheck Wes, Lil Pump, Blue Face, Quavo (Migos), Juice Wrld, Rick Ross, Frenna, Swae Lee, Zlatan, Marwa Loud, Jonna Fraser, Chivv, Dopebwoy, Soolking gibi isimlerle çalışmalar gerçekleştiren Hollanda merkezli booking/tur şirketi; aracı menajerlere ihtiyaç olmadan en kaliteli ve profesyonel hizmeti organizatörlere sunuyor. 30 yıla yakın sektör tecrübesi sayesinde hemen hemen her sanatçı ile sadece iş değil aynı zamanda dostluk ilişkisi de bulunan ekip, talep edilen sanatçılar ve organizatörler arasında güvene dayalı bir köprü inşa ediyor.
Ülkelere Has Kadrolaşma
Merkez ofisi Hengelo/Hollanda'da bulunan ekibin aynı zamanda diğer ülkelerde de çeşitli ekipleri bulunuyor. Birleşik Krallık, Balkan Ülkeleri, ABD ve Türkiye/Azerbaycan gibi ülkelerde yerel yetkililerden oluşan kadroda; her temsilci sadece çalıştığı ülkelere yabancı sanatçıları getirmekle kalmayıp yerel yeteneklerden de bir sanatçı kadrosu oluşturuyor. Bu yerel sanatçılara dünyaca ünlü isimlerin yanında sahne alma fırsatı sunuluyor.
En Önemli Festivallerin Mimarı
Bay Dreams Festival - Yeni Zenlanda , Weekend Festival - Finlandiya, Frequency Festival - Avusturya, Blockfest - Finlandiya, Lowlands Festival - Hollanda, Santanna Mykonos - Yunanistan, Hype Festival - Almanya, Leeds Festival - Birleşik Krallık, Reading Festival - Birleşik Krallık, Freshtival - Hollanda... gibi Avrupa'nın her ülkesindeki en önemli festivallerin tercih ettiği booking şirketi olan J. Noah, sadece organizasyonlara sanatçı vermekle kalmayıp süreç boyunca görevlendirdiği yetkilileri ile alanda olup organizatörler için gerekli tüm çalışma ve planlamayı da gerçekleştiriyor.
Sanatın Olduğu Her Alanda J. Noah Etkisi
Festival, club, konser alanı, etkinlik arenası gibi mekanların yanı sıra sanatçı kadrosu ve müşteri portföyü ile moda defilelerinin de tercih ettiği bir marka. Buna örnek olarak Milano'da düzenlenen Philipp Plein defilesinde, müziğin yeni kraliçeleri arasında yer alan Bia sahne performansı ile; günlerce medyanın dilinden düşmeyen bir etkinlik düzenlendi. J. Noah Entertainment Company, sadece bir "booking şirketi" olmaktan çok daha fazlasını sunuyor.
Türkiye Piyasasında Bir Ilk
Sunduğu şeffaf çalışma prensibiyle bir ilke imza atıyor. Organizatörler J. Noah sayesinde aracı şahıslar olmadan gerçekleştirilen her sanatçı talebinde esas gerçek taban fiyatını alarak, maliyeti minimum seviyede tutabiliyor. Özellikle euro ve dolar durumları göz önünde bulundurulduğunda bu organizatörler için kaçırılmaz bir fırsat ifade ediyor. Müşterilere en unutulmaz etkinliklerin sunulması için J. Noah Entertainment Company kendi Türkiye Ekibi ile organizatörlerin her anlamda yanında bulunuyor. Lil Pump, French Montana, Smokepurpp, Eva Simons, Sheck Wes gibi dünyaca isimleri ülkemize getirmiş olan Türkiye Ekip Lideri Melissa Sim Erbil, anlaşma sağlamış oldukları yerel isimler ile çok yakında Avrupa Turnesi de düzenmeyi planlıyor. J. Noah - Türkiye tarafından Türk sanatçıların Avrupa ve hatta dünya çapında bir üne sahip olmaları sağlanarak, ülkemizi ve müzik kültürümüzü daha büyük kitlelere tanıtmak planlanıyor.
Tokat'ta, tarihi İpek Yolu ve Baharat Yolu'nun kesiştiği noktada yer alan ve 600 yıl önce dünyanın en lüks oteli olarak bilinen Deveciler Hanı, Silk Road Museum Hotel adıyla anılarla dolu bir geçmişi modern turizme kazandırmak üzere restore edilmiş ve yeniden hizmete açıldı. Bu tarihi mekan, dünyanın dört bir yanından gelen misafirleri ağırlamakta ve yenilenen yüzüyle ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunacak.
Açılış töreni, çok sayıda özel davetlinin yanı sıra, 15'e yakın büyükelçi, çeşitli ülkelerden ve yurt içinden gelen yabancı misafirler, mülki idare amirleri, bürokratlar ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleşmişti. Travelshop Turkey Yönetim Kurulu Başkanı ve Silk Road Museum Hotel Yönetim Kurulu Başkanı Murtaza Kalender'in duygusal konuşması, törene katılan herkesi etkiledi.
Murtaza Kalender, konuşmasında, "Yaklaşık 600 yıl önce atalarımız tarafından inşa edilen bu önemli yapının yeniden kullanıma açılmasının, güzel şehrimiz Tokat ve tüm turizm camiamız için büyük bir gurur kaynağı oldu. Ayrıca, "Aile olarak Tokat'a dair bir hayalimiz vardı ve bugün bu hayali sizlerle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyoruz" diyerek duygularını ifade etti.
Silk Road Museum Hotel, 27 özel konsept odası, Tokat Yöresel Mutfağı ve Dünya Mutfağından lezzetler sunan iki ayrı mutfak, çok amaçlı ve BBQ odası, iki ayrı toplantı salonu ve geniş, açılır kapanır çatı sistemi ile hizmet verecek.
Kalender, otelin dünyanın en güzel düğünlerine, kınalarına, toplantılarına ve özel günlerine ev sahipliği yapacağını ve halkın keyifle kahvaltı ve yemek servisi alabileceği bir mekan olduğunu belirtti.
Murtaza Kalender, otelin açılış sürecindeki iki yıllık çalışmalar sırasında desteklerini esirgemeyen Tokat Valisi, milletvekilleri, belediye başkanları, Tokat Vakıflar Bölge Müdürlüğü ve Tokat'taki diğer kurum ve kuruluşlara teşekkürlerini sundu. Ayrıca Kalender, inşaat sürecinde gecesini gündüzüne katan abisi Ayhan Kalender’e, kardeşi Orhan Kalender’e, iki yıl süren bu meşakatli projenin oluşmasında büyük emeği geçen Seka Mimarlık Yönetim Kurulu Başkanı mimarı Seda Kavukcuoğlu’na otelimizin Genel Müdürü Çağla Atlı’ya, şefimiz İsmail Usta’ya gösterdiği üstün ve özverili çalışmalarından dolayı teşekkür etti
Silk Road Museum Hotel, tarihi ve kültürel mirası modern konforla buluşturan bir konaklama deneyimi sunarak, Tokat'ın ve bölgenin turizm potansiyelini artırmayı hedeflemektedir.
Otel, ziyaretçilerine tarihi bir caravanserai'de konaklamanın yanı sıra, Tokat'ın doğal güzelliklerini ve kültürel zenginliklerini keşfetme fırsatı da sunmaktadır.
İstanbul'un kalbinde, spor ve akademik başarılarıyla tanınan Profesör Faik Somer Spor Lisesi, 2023 – 2024 eğitim öğretim yılını tamamlayarak yeni bir mezunlar grubunu hayata atıyor. Bugün, 12-B sınıfı öğrencileri, dört yıllık emeklerinin ve başarılarının kutlandığı bir mezuniyet töreniyle okul hayatına veda ediyorlar.
Bu özel gün, öğrenciler, öğretmenler ve aileler için büyük bir anlam taşıyor. Okulun alanında düzenlenen törende, öğrencilerin spor ve akademik alanlardaki başarılarına vurgu yapılıyor. Okulun adını taşıyan Profesör Faik Somer'in mirasına uygun olarak, öğrenciler sadece derslerde değil, aynı zamanda spor alanında da üstün başarılar göstermiş durumdalar. Mezuniyet töreni, öğrencilerin geleceğe dair umutlarını ve hayallerini paylaştıkları konuşmalarla başladı. Okul müdürü, öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada, onların sadece akademik başarılarıyla değil, aynı zamanda karakterleriyle de gurur duyduklarını ifade etti. Öğrencilerin, topluma katkıda bulunacak bireyler olarak yetişmelerinin önemine değinildi.
12-B sınıfı öğrencileri, okulun spor takımlarında elde ettikleri başarılarla da tanınıyor. Futbol, basketbol, voleybol ve atletizm gibi çeşitli spor dallarında gösterdikleri performansla, okulun spor tarihinde önemli bir yer edindiler. Mezuniyet töreninde, bu başarıların yanı sıra, öğrencilerin sosyal sorumluluk projelerine olan katılımları da öne çıkarıldı.
Mezuniyet töreninin ilerleyen saatlerinde, öğrencilere diplomaları takdim edildi. Her bir öğrencinin adı okunduğunda, tören alanı alkışlarla yankılandı. Aileler ve öğretmenler, öğrencilerin bu önemli anını gururla izlediler.
Törenin sonunda, öğrenciler kep atma geleneğiyle mezuniyetlerini kutladılar. Gökyüzüne yükselen kepler, öğrencilerin yeni başlangıçlara doğru yelken açtıklarının bir simgesi oldu.
Profesör Faik Somer Spor Lisesi'nin mezunları, artık hayatın yeni bir sayfasını açmaya hazır. Onlar, okulun sunduğu değerlerle donanmış, geleceğin liderleri, sporcuları ve başarı hikayelerinin kahramanları olarak yollarına devam edecekler.
Bu mezuniyet, sadece bir son değil, aynı zamanda yeni başlangıçların da habercisi. Mezun olan öğrencilerimize başarılarının devamını diler, gelecekteki yolculuklarında her daim yanlarında olacağımızı hatırlatırız. İstanbul Profesör Faik Somer Spor Lisesi ailesi olarak, mezunlarımızın her zaman arkasındayız.
12 B Sınıfı öğrencisi Burak Altun;
İSTANBUL PROFESÖR FAİK SOMER SPOR LİSESİ'NİN DEĞERLİ ÖĞRETMENLERİ, ÖĞRENCİLERİ VE VELİLERİ
Bugün, 12-B sınıfı olarak, okulumuzda geçirdiğimiz dört yılın sonuna geldik.
Bu süre zarfında 1 yılımızı evden uzaktan eğitim gördük 3 yılımızı iyisiyle kötüsüyle siz öğretmenlerimizle bu okulumuzda geçirdik. Mezuniyet, öğrenciler için hem hüzünlü hem de umut dolu bir dönemin sonunu işaret eder. Okul yılları boyunca kurulan dostluklar, edinilen bilgiler ve yaşanan deneyimler, hayatın ilerleyen safhalarında rehber olacak değerli anılar olarak kalır. Mezuniyet, sadece akademik başarıların kutlandığı bir tören olmanın ötesinde, bireylerin topluma atılacakları ilk adımın da simgesidir. Öğrenciler, okul sıralarında öğrendiklerini hayata geçirme ve toplumsal sorumluluklarını yerine getirme noktasında önemli bir dönemeçtedirler. Bu, onların sadece bireysel başarıları için değil, aynı zamanda daha iyi bir dünya yaratma çabaları için de önemlidir.
Bizler; Son günlerde okula gelmeyişimiz, sevgisizlikten veya bıkkınlıktan değil, mezuniyetin yaklaşan heyecanından kaynaklandığını bilmenizi isteriz. Mezun olduktan sonra bu okulun çevresinden geçerken kalbimizin nasıl hızla atacağını, hasretin nasıl içimizi yakacağını şimdiden hissedebiliyoruz.
Bu yıl, Okul Müdürümüz Özer Arslan Bey'in okulumuza katılımıyla birlikte, sadece akademik başarılar değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel anlamda da büyük bir gelişme kaydettik. Özer Arslan Bey, öğrenciler için sadece bir yönetici rolünü üstlenmekle kalmadı, aynı zamanda bir mentor, rehber ve dost olarak da yanımızda oldu. Onun kapısı her zaman öğrencilere açık oldu, sorunlarımızı dinlemeye ve çözüm üretmeye hazır bir tutum sergiledi. Kısa sürede bizlerin sevgisini kazandı. Sizi çok sevdik Özer Bey, okulumuza kattığınız değer ve yaptığınız değişikliklerle kalıcı bir iz bıraktınız. Gösterdiğiniz liderlik ve destek, öğrencilerin kişisel ve akademik gelişimlerine büyük katkı sağladı. Okul Müdürümüz Özer Arslan Bey'e hoş geldiniz derken, aynı zaman da veda da ve teşekkür ediyoruz. İçtenlikle söylüyoruz sizi unutmayacağız.
Eğitim hayatımızın en değerli dönemlerinden birinde, Müdür Yardımcımız Ali Dedeoğlu'nun bizlere gösterdiği yakın ilgi ve destek unutulmaz. Bizlerin hayatında böyle değerli bir figürün varlığı, akademik ve kişisel gelişimlerimize katkıda bulunmanın yanı sıra, okul ortamını da daha sıcak ve samimi bir hale getirdi. Müdür Yardımcımız Ali Dedeoğlu, Baba şefkatiyle bizlere yaklaştı yeri geldi dostumuz abimiz arkadaşımız oldu. Hakkınızı helal edin, bizler de size hakkımız varsa helal ediyoruz. Siz bize her zaman destek oldunuz ve bunun için teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Öğretmenlerimiz sizlerin üzerimizde hakkınız gerçekten çok fazla. Kültür ve Spor öğretmenlerimize ayrı ayrı teşekkürlerimizi sunarız. Her bir öğretmenimize, öğrencilerin hayatları üzerindeki olumlu etkileri ve topluma yaptıkları katkıları için teşekkür ederiz. Onların çabaları, gelecek nesillerin şekillenmesinde hayati bir rol oynayacak ve onların özverisi, asla unutulmayacak.
Değerli öğretmenlerimiz, artık okulumuzdan ayrılıyoruz ve sizleri çok özleyeceğiz. Burada sizlerle geçirdiğimiz zaman boyunca, sizler bize anne, baba ve arkadaş oldunuz. Şimdi yuvadan uçma zamanı geldi ve üniversite yolculuğumuz başlıyor. Hayatımız boyunca karşılaşacağımız pek çok sınav olacak, ancak sizin bize öğrettiklerinizle bu yolda emin adımlarla ilerleyeceğiz. Hepinizi ayrı ayrı çok sevdik ve eğer hata yaptıysak, affınıza sığınarak özür dileriz.
Bizlerin içinde 18'ine yeni girenler oldu. Ancak genel de 17'sindeyiz. Netice itibariyle çocuğuz çocuk olduğumuz için de hata yapmaya müsahitiz tecrübe edinip hata yapmamayı da öğreneceğiz.12-B sınıfı olarak, bu okulda geçirdiğimiz zamanı, burada kurduğumuz dostlukları ve öğrendiğimiz dersleri asla unutmayacağız. Sizlerin bize kattıklarınızla hayatımızın yeni bölümüne adım atıyoruz ve gelecekte de başarılarımızla sizleri gururlandırmayı umuyoruz.
OKUL AİLE BİRLİĞİ ÜYELERİNE TEŞEKKÜR
Dört yıl boyunca okulumuza emek veren, Okul Aile Birliği üyelerimize derin minnettarlığımızı sunuyoruz. Okul Aile Birliği Başkanımız Bora Bey'in liderliğinde, Neşe, Döndü, Aysun ve Kadriye ablalarımız; sizler öğrencilerimizin ve okulumuzun her zaman yanında oldunuz. Emekleriniz için teşekkür ederiz. Ayrıca, bir teşekkürde haklı 2 insana gitmeli. Okulumuzun her anında bizlere destek olan Serdar ve Mustafa abimiz sizlere de şükranlarımızı iletmek istiyoruz. Sizler, öğrencilerin "Koş Serdar abimiz" ve "Yetiş Mustafa abimiz" nidalarıyla çağırdığı, sevgi dolu kişiler olarak hafızalarımızda yer edindiniz. Hepiniz, okulumuzun sıcak ve samimi atmosferinin yaratılmasında büyük rol oynadınız.
HERKESE TEŞEKKÜR EDER SAYGILARIMIZI SUNARIZ.
4 yıl boyunca bizimle olan Okul Aile Birliği üyelerine Neşe Ablamıza Döndü ablamıza Aysun ablamıza Kadriye Ablamıza ve Okul Aile Birliği Başkanı Bora Abimize çok teşekkür ederiz... Bir teşekkür de okulun her köşesinde ve bizim her anımızda olan Koş Serdar abimiz Ve yetiş Mustafa abimiz dediğimiz iki koca yürekli insana …