TURİZMİN SESİ |Turizm ve Turizmcinin Sesiyiz | Turizm Haberleri | Gastronomi Haberleri | Etkinlik Haberleri | Turizm Haberleri | Turizm Gazetesi | Turizm Haber | Online Turizm Gazetesi | Güncel Turizm Haberleri | turizminsesi@gmail.com
24 Haziran 2025 Salı
Tatil Bavulunuzu Hazırlayın: NetWork 2025 Yaz Stil Rehberiniz
Yazın Sahil Stili adL Beachwear ile Şekilleniyor
11. Yılında Kadıköy’e Geri Dönüyor
İlk düzenlendiği günden bu yana kahvenin çevresinde şekillenen yaratıcı deneyimleri müzikle, sanatla ve gastronomiyle harmanlayan İstanbul Coffee Festival, geçmişte Galata Rum Okulu, Haydarpaşa Garı, KüçükÇiftlik Park, Tersane İstanbul ve Ataköy Marina gibi İstanbul’un simge mekânlarında konumlandı. Bu yılki ev sahibi Tepe Nautilus ise sunduğu açık hava kapasitesi ve ulaşım kolaylığıyla etkinlik için ideal bir zemin sunuyor. Festival alanı, Marmaray ve metro ile Ayrılık Çeşmesi durağından, Kadıköy merkezinden ise kısa bir yürüyüşle kolayca ulaşılabilecek bir noktada yer alıyor.
200 Marka, Yüzlerce Tadım, Dolu Dolu 4 Gün
İstanbul Coffee Festival 2025, her yıl olduğu gibi bu yıl da kahve dünyasının önde gelen markalarını, yerel üreticileri ve bağımsız girişimleri ziyaretçilerle buluşturacak. Festival boyunca dünyanın dört bir yanından gelen yüzlerce kahve çeşidi, ücretsiz tadım ve ikramlarla deneyimlenebilecek.Artizan lezzetler, yaratıcı atölyeler, ilham verici marka deneyimleri ve birbirinden renkli müzik performanslarıyla dört gün boyunca katılımcılara zengin ve çok yönlü bir program sunulacak. Gerçek bir kahve festivali deneyimi için her şey düşünüldü.
Kadıköy'de Festival Coşkusu Yeniden
Festivalin Kadıköy’e dönüşü, katılımcılar için yalnızca bir lokasyon değişikliğinden çok daha fazlasını ifade ediyor. İstanbul Coffee Festival, şehrin kalbindeki bu semtte yeniden doğarken, festival alanını dönüştüren yaratıcı yaklaşımıyla da fark yaratıyor. Festival ruhunu her yere taşıyan organizasyon, bu yıl da sadece bir alan kullanmakla kalmıyor, orayı yaşayan ve nefes alan bir kahve evrenine dönüştürüyor.
Dream Sales Machine Başkanı Alper Sesli, bu özel dönüşle ilgili şunları söyledi:“İstanbul gibi bir metropolde kahveseverlerle buluşmanın en keyifli yolu, onların kolayca ulaşabildiği, nefes alabilecekleri bir alanda bu deneyimi sunmak. Bu yıl çok özlediğimiz Kadıköy’de, aynı enerjiyi ve festival coşkusunu birlikte yaşamayı sabırsızlıkla bekliyoruz.”
Ulaşılabilir Bilet Fiyatları ile Herkese Açık
Festival organizasyonu, daha çok kişinin bu benzersiz deneyimi yaşayabilmesi için biletlerin bu yıl da ulaşılabilir fiyatlarla satışa sunulacağını açıkladı. Her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlayan İstanbul Coffee Festival, yalnızca bir etkinlik olmanın ötesinde, İstanbul’un kültürel ve sosyal hayatına dokunan bir şehir geleneği hâline geldi.
Kadıköy Kahve severleri Bekliyor
Kahve tutkunları ve şehir yaşamının nabzını tutanlar için vazgeçilmez bir deneyim sunacak olan Şehri Uyandıran İstanbul Coffee Festival 2025, 11-14 Eylül tarihleri arasında Kadıköy Tepe Nautilus’ta ziyaretçilerini bekliyor.
Antalya Modanın Başkenti Oldu


İDO, Leros Adası’ndaki Uluslararası Sergiye Sponsor Oldu
İDO, bu yaz Ege’nin ruhunu sanata taşıyan özel bir projeye destek veriyor. İstanbul merkezli sanat platformu Perasma tarafından üçüncü kez düzenlenecek olan uluslararası sergi 29 Haziran 2025’te Yunanistan’ın Leros Adası’nda açılıyor.“Folding The Sea Into Dresses That Dissolve Like Salt” başlığını taşıyan sergi, Leros’un denizle kurduğu çok katmanlı, değişken ve sezgisel ilişkiyi merkeze alıyor. Sergi, 24 Ağustos 2025’e kadar ziyaret edilebilecek.Farklı disiplinlerden 26 sanatçının katılımıyla gerçekleşecek olan sergide atölyeler, sanatçı konuşmaları, film gösterimleri ve performanslar sanatseverlerle buluşacak.
Kültürlerarası Diyalog İçin Sanata Yol Açan İDO
Bu özel sanat etkinliğine katkı sağlayan ve sponsor olan İDO, yaz sezonu boyunca Bodrum Turgutreis-Leros arasında düzenli feribot seferleri gerçekleştiriyor. Kültürel etkileşimi destekleyen bu iş birliği sayesinde İDO, Türkiye ile Ege Adaları arasında yalnızca fiziksel değil, kültürel bir köprü de kuruyor.
Serginin destekçileri arasında yer alan İDO’nun Genel Müdürü Dr. Murat Orhan, bu iş birliğine dair şunları söyledi:
“Sanat ve kültür, toplumların birbirini anlaması ve yakınlaşması için en güçlü araçlardan biri. İDO olarak biz de sadece ulaşımı kolaylaştıran bir kurum olmanın ötesine geçmek istiyoruz. İnsanların yolculuklarını bir deneyime, farklı kültürlerle karşılaşmaya ve yeni perspektifler kazanmaya dönüştürmelerine aracılık etmeyi amaçlıyoruz. Leros’ta gerçekleşen bu serginin bir parçası olmak, Ege’nin tarih ve kültür zenginliğini paylaşmak anlamına geliyor. Bu proje aynı zamanda sanatın evrensel diliyle Ege kıyılarında yeni bir diyalog başlatıyor. Bizim için bu yalnızca bir sponsorluk değil; kültürler arası bir dayanışmanın ifadesidir.”14 Eylül’e kadar açık olan sergiyi Bodrum Turgutreis’ten Leros’a sezon boyunca her gün kalkan İDO seferleri ile gidip ziyaret edebilirsiniz.
Leros’ta Sanatla Buluşma: Tuz Gibi Çözülen Elbiseler
“Folding The Sea Into Dresses That Dissolve Like Salt” sergisi, adanın kendine has ritmini, doğasını ve tarihsel dokusunu çağdaş sanatla buluşturarak çok katmanlı bir keşif alanı yaratıyor. Sergi, deniz ile kara arasında var olan geçişleri; kaybolan, dönüşen ve yeniden şekillenen formları sanatsal bir anlatıya dönüştürüyor.
23 Haziran 2025 Pazartesi
Şef Marcel Finsterer ile Denizden İlham Alan Sanat
Four Seasons Hotel Bosphorus, yazın en zarif akşamlarına ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor. İstanbul’un büyüleyici Boğaz manzarasına karşı unutulmaz gastronomik deneyimlere sahne olacak özel program, 27 Haziran akşamı AQUA’da Chef Marcel Finsterer tarafından hazırlanan seçkin bir menü ile başlıyor. Bu özel yemeği, 28 Haziran – 7 Temmuz günleri arasında YALI Lounge’ta sunulacak özel bir tadım menüsü takip ediyor. Ayrıca 30 Haziran’da gerçekleşecek Sushi Master Class, Japon mutfağına meraklı lezzet tutkunları için nadir bir sushi atölyesi deneyimi sunuyor.
27 Haziran’da Boğaz’a Nazır Zarif Bir Akşam
Chef Marcel Finsterer’in imzasını taşıyan özel menü, Japon ve Akdeniz mutfaklarının rafine lezzetlerini İstanbul Boğazı’nın büyüleyici atmosferinde bir araya getiriyor. Akşam, Gillardeau istiridyesi, karides, taze wakame deniz yosunu ve Tosazu sos ile hazırlanan ‘Kaisendon’ ile başlıyor. Ardından, şefin seçimi premium balıklarla hazırlanmış ‘Sushi Moriawase’ sunuluyor.
Sıcak başlangıç olarak pırasa, kimchi sos, pırasa yağı ve alabalık havyarı eşliğinde servis edilen ‘Deniz Tarağı’ tabağı dikkat çekiyor. İlk ana yemekte, limon otu sosu, yeşil kuşkonmaz ve plankton yağı ile sunulan ‘Akdeniz levreği’ yer alıyor. Ardından gelen ikinci ana yemekte ise maitake mantarları ve Sichuan sosla hazırlanan ‘Dana bonfile’ sofistike bir lezzet sunuyor.Tatlı ise Hindistan cevizi ve limon otunun tropik uyumunu yansıtan özgün bir kompozisyon: Hindistan cevizi cremeux, limon otu ile aromalandırılmış mango komposto ve mango jöle eşliğinde sunulan “Coconut Pain de Gain”, yaz akşamına taptaze bir son dokunuş katıyor.
28 Haziran – 7 Temmuz arasında YALI Lounge’ta Özel Menü Deneyimi
Yaz günlerine damgasını vuracak bu lezzet serüveni, 28 Haziran’dan itibaren YALI Lounge’ta Chef Marcel Finsterer’in hazırladığı özel sushi menüsüyle devam ediyor. İstanbul’un yaz akşamlarına zarafet katan bu seçki, Japon mutfağının rafine tekniklerini, Akdeniz’in aromalarıyla buluşturuyor.
Menü; mandalina ponzu ile tatlandırılmış orkinos usuzukuri ve miso ile hardal aromalarının eşlik ettiği somon usuzukuri ile başlıyor. Ardından sunulan sashimi çeşitleri arasında marine orkinos, kombu ile tatlandırılmış levrek ve narin aromalara sahip marine somon yer alıyor. Nigiri seçkisinde ise yeşil soğanla harmanlanmış marine orkinos, trüf aromalı alevde pişirilmiş dana eti, yuzu ile lezzetlendirilmiş levrek ve daikon turpu ile sunulan marine somon gibi özenle hazırlanmış tatlar öne çıkıyor.Menünün son bölümünde yer alan maki roll’lar, şefin yaratıcı yorumu ve malzeme kalitesiyle lezzet yolculuğunu sürdürüyor. Sekizer parça sunulan Chirashi Maki, Alaskan Roll ve Negi Toro Maki’nin yanı sıra, altı parçadan oluşan çıtır yumuşak kabuklu yengeç maki, geleneksel Japon mutfağına modern bir bakış sunuyor.
30 Haziran günü Master Class’ta Sushi Ustalarıyla Özel Bir Gün
Japon mutfağının inceliklerini keşfetmek isteyenler için özel olarak tasarlanan Sushi Master Class, iki oturumda gerçekleşecek ve her biri sadece altı katılımcı ile sınırlı olacak. Katılımcılar, usta şeflerle birlikte usuzukuri, sashimi, nigiri ve maki roll gibi lezzetli çeşitleri hazırlayarak kendi sushi deneyimlerini yaratma fırsatı bulacak.İstanbul’un zarafetini ve Boğaz’ın büyüsünü dünya mutfaklarının rafine yorumlarıyla bir araya getiren bu özel program, Four Seasons Hotel Bosphorus’un gastronomideki iddiasını bir kez daha gözler önüne seriyor.
Efsanevi Tour de France ruhu ikinci kez Türkiye’de
Denizli Turizmi Yeniden Yola Çıkıyor
Kaleiçi Yayalaştırma ve Altyapı Projesi ile Denizli Turizminde Yeni Bir Dönem Başlıyor.Denizli’nin tarihi ve kültürel kimliğini yansıtan Kaleiçi Meydanı, Denizli Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen kapsamlı düzenleme ve yayalaştırma çalışmalarıyla birlikte turizmde yeniden cazibe merkezi haline geliyor. Denturod olarak bu dönüşümü heyecanla karşılıyor ve tam destek veriyoruz.Yol kesimlerinin trafiğe kapatılarak yaya öncelikli hale getirilmesi, bölgenin turizm potansiyelini artırmakta; tarihi dokunun daha fazla hissedilmesini ve ziyaretçilerin güvenli ve konforlu bir şekilde bölgeyi gezmelerini sağlamaktadır. Ayrıca bölgeye kazandırılan modern tuvalet ile yerli ve yabancı ziyaretçilerimiz uzun süredir hissedilen bir altyapı eksikliğinin de giderildiğini memnuniyetle karşılamaktayız.
Proje kapsamında; “Peynirciler ve Kasaplar Hali” ile onun hemen altındaki meyve-sebze halinin de nitelikli şekilde yeniden projelendirilerek gastronomi ve kültür turizmine uygun hale getirilmesi hedeflenmektedir. Böylelikle misafirlerimiz yalnızca alışveriş yapmakla kalmayacak; bölgeye kazandırılacak kafelerde dinlenme ve sosyal vakit geçirme imkânı da bulacaktır.Özellikle Ulu Camii yanında bulunan otoparkın bir bölümünün turist otobüs park alanı olarak ayrılması, tur otobüsleriyle gelen kalabalık grupların Kaleiçi’ne rahatlıkla erişimini sağlayacak; misafirler, Denizli alışveriş turizmine büyük destek veren ve yakında Mimarlar Odası tarafından tescillenmesi planlanan Babadağlılar İşhanı’nda alışveriş yapabilecek, Atatürk Etnografya Müzesi’ni ve Kent Müzesi’ni ziyaret edebilecektir.
Yayalaştırma projesi, bölge esnafı ve vatandaşlar tarafından da büyük ölçüde memnuniyetle karşılanmaktadır. İlerleyen dönemde, özellikle Kaleiçi esnafının yerli ve yabancı misafirlere yönelik ürünler sunmaya başlamasıyla birlikte şehrimizin turizmden alacağı payın önemli ölçüde artacağına inanıyoruz. Bu doğrultuda bölge esnafının turizm bilinciyle hareket edebilmesi için çeşitli eğitimlerin düzenlenmesi gerektiğini de vurguluyoruz.Ayrıca, Kaleiçi bölgesinde yer alan tarihi Gazi İlkokulu, eski valilik ve adliye binasının, şu anda herhangi koruma projesine dahil edilmemiş olması önemli bir eksikliktir.
Şehir belleğimizin en önemli yapılarından olan, geçmiş dönemde bahçesinde arkeolojik eserlerin sergilendiği Gazi İlkokulunda, mevcut ilkokul eğitiminin başka bir ilkokula alınarak, kültür ve turizm bakanlığı tarafından kalıcı bir Arkeoloji Müzesi yapılıncaya kadar Denizli’deki depolarda bekletilen arkeolojik eserlerin geçici olarak sergilenebileceği bir alan olarak değerlendirilmesi, arkeoloji müzesi yapıldıktan sonra yine farklı bir sergi alanı olarak değerlendirilmeye devam edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu adım hem bölgenin kültürel çeşitliliğini artıracak hem de Kaleiçi’nin ziyaretçilerine daha zengin bir deneyim sunacaktır, geçmiş Adliye ve Valilik binasının da Denizli sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınarak korunması, kültürel müze ve sergi alanlarına dönüştürülmesi bölgenin cazibesini çok daha arttırabilecektir.Yayalaştırma, altyapı ve kültürel dönüşüm çalışmalarıyla Kaleiçi, Denizli’nin turizm vitrinlerinden biri olmaya aday hale gelmiştir. Bu vizyoner yaklaşımı sonuna kadar destekliyor, emeği geçen Denizli Büyükşehir Belediyesi’ne ve tüm paydaşlara teşekkür ediyoruz.
22 Haziran 2025 Pazar
Golf Dondurma’dan sektöre net mesaj
Birbirinden lezzetli dondurmalarıyla en keyifli anlara eşlik eden Golf Dondurma, yıllardır sevilerek tüketilen ürünlerine yenilerini ekleyeme devam ediyor. Bu toprakların markası olarak “Bizim Dondurmamız” olma sorumluluğunu kalite, şeffaflık ve sürdürülebilirlik hassasiyetiyle üstlenerek tüketicisiyle güven ilişkisi kuran Golf Dondurma, her sene ürün ailesine eklediği inovatif ürünleriyle de 20 yılı aşkın süredir sektörün öncülerinden olmaya devam ediyor.
“Lezzetin yanı sıra içerik şeffaflığı ve etik pazarlama anlayışı temel unsurumuz”
Tüketici beklentilerinin merkezde tutulduğu, lezzetin yanı sıra içerik şeffaflığı ve etik pazarlama anlayışının temel unsur olarak kabul ettiklerini söyleyen Golf Dondurma Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Ezgi Eröz, Türk Gıda Kodeksi’ne uygunluğun da önemli bir başlık olduğunu söyledi. Golf Dondurma’nın “dondurma” ve “sorbe” gibi tanımların yasal kriterlerini titizlikle gözeterek, ambalajlarında ürünlerin yasal sınıflandırmalarını açıkça belirtmenin sorumluluğunu taşıdığını vurgulayan Ezgi Eröz, “Türk Gıda Kodeksi’ne göre bir ürüne “dondurma” denebilmesi için, proteinin sütten gelmesi ve süt kuru maddesinin minimum yüzde 10 olması gibi önemli kriterler varken, “sorbe” olarak tanımlanabilmesi için ürünün en az yüzde 25 oranında meyve içermesi gerekmektedir. Golf Dondurma, bu kriterleri eksiksiz sağlayan ürünlerini, tüketiciyi yanıltmadan ve eksik bilgi vermeden, ambalajlarında şeffaflıkla sunmaya devam ediyor” dedi. Aynı zamanda gramaj konusunda da hassas bir duruş sergilediklerinin altını çizen Eröz, aynı hacimdeki pek çok ürüne kıyasla daha ağır ürünleriyle, daha az hava – daha çok içerik yaklaşımıyla tüketicisine değer sunduğunu da vurguladı.
Bilginer: Sürdürülebilirlik DNA’mıza kodlu
Golf Dondurma Fabrikalar Direktörü Levent Bilginer ise Golf Dondurma’nın sürdürülebilir üretim uygulamalarıyla öne çıktığının altını çizdi. Üretim tesislerinde enerji tüketimini yüzde 15, su kullanımını yüzde 10 ve ambalajlardaki plastik miktarını yüzde 16 oranında azalttıklarını söyleyen Bilginer, çevresel sorumluluklarını ön planda tuttuklarını söyledi. Aynı zamanda Bilginer, ambalajlarda yüzde 30 geri dönüştürülmüş plastik kullanımının da Golf’ün çevreye duyarlı yaklaşımının bir göstergesi olduğunu belirtti. Lezzet ve kalite konusundaki iddiaları ürünleriyle gösteren marka, Belçika çikolatası kaplamasıyla öne çıkan Golf Bravo’yu bu yıl Dark Orange, Caramel Biscuit ve Chocolate Extreme gibi yenilikçi tatlarla genişletti. Golf lezzetinin kanıtları olan ve bu yıl da yıldız olmaya devam edecek Golf Maraşım, yüzde 81 süt içeren dondurması ile dolaplarda yerini alırken; Golf Royal Gourmet ise Silifke çileği, Bodrum mandalinası gibi coğrafi işaretli içerikleriyle premium segmentte fark yaratıyor. “Bizim Dondurmamız” söylemini sadece bir pazarlama mesajı değil, bir üretim ve marka sorumluluğu olarak sahiplenen Golf Dondurma, yaz sezonuna kalite, güven ve şeffaflık odaklı güçlü bir vizyonla merhaba dedi.
Türkiye Sevdi, Şimdi Dünya Tadıyor
İSTANBUL- 1962 yılında Galip Tokgöz ve Necati Tokgöz’ün Beyoğlu Balık Pazarı’nda küçük bir dükkânda başlattığı lezzet serüveni, bugün ulusal zincirlerde ve Avrupa’nın dört bir yanında sofralara ulaşan dev bir başarı öyküsüne dönüştü.
Şampiyon Kokoreç, yalnızca bir sokak lezzeti değil; aynı zamanda kurumsallığın, kalite standartlarının ve yenilikçi gıda üretiminin sembolü hâline geldi.
Kurumsal Güç, Sarsılmaz Güven
Sektörde kısa sürede fenomenleşen birçok marka olsa da Şampiyon Kokoreç, yıllara dayanan tecrübesi ve kurumsal yapısıyla fark yaratıyor. Her gün beklenmedik denetimlere tabi tutulan üretim tesisi, A101, Migros ve Metro gibi perakende devlerinin kalite kontrollerinden de sürekli yüksek puanlar alıyor. Bugüne kadar hiçbir denetimde 95 puanın altına düşülmedi.
%100 Kuzu Kokoreç: Lezzette Taviz Yok
Şampiyon’un en büyük gururu: ürünlerinde dana eti karışımı olmadan, %100 orijinal kuzu kokoreç sunmak. Çiğ ürünler özenle paketlenirken pişmiş ürünler yine tesiste hazırlanıp pastörize ediliyor. Bu sayede +4°C koşulda 6 aya kadar tazeliğini koruyor ve market raflarından evlerin sofrasına hijyenik ve güvenli bir şekilde ulaşabiliyor.
Yerelden Globale: Avrupa’da Da Kokoreç Rüzgârı
AB ülkelerine doğrudan satışın zorluklarını fırsata çeviren firma, Almanya ve Bulgaristan’daki üretim tesisleriyle bu engeli aştı. Böylece kokoreç, Avrupa sofralarına da güvenle taşınıyor. Online satış altyapısının da güçlendirilmesiyle, her kıtaya ulaşan lezzet zinciri hızla büyüyor.
Toplumsal Katkı ve Devlet İşbirliği
Şampiyon Kokoreç’in bir diğer önemli adımı ise pişmiş, ısıtılıp tüketilebilen ürünlerle cezaevlerine ve askeriyeye ürün tedarik etmek oldu. Türkiye genelinde Adalet Bakanlığı'yla yapılan iş birlikleri sayesinde, mahkûmlar da kaliteli ve besleyici öğünlere kavuşuyor.
17 Ürün, 40 Şube ve Büyüyen Bayilik Ağı
Bugün 40 aktif şubeye sahip olan marka, Gökçeada’dan Ankara’ya, Büyükçekmece’den Kırşehir’e kadar yeni şubelerle ağını genişletiyor. Franchising yapısında kalite standartlarına sıkı sıkıya bağlı kalınıyor; yalnızca lezzeti değil, müşteri deneyimini de Şampiyon kalitesinde sunabilecek bayilerle çalışılıyor.
Geleceğin Kokoreç Markası: İnnovasyon ve Vizyon
Pandemi sonrası değişen tüketici alışkanlıklarına hızla adapte olan marka, ürün çeşitliliğini artırıyor, festivallere ve yerel zincir fuarlarına katılarak farkındalık yaratıyor. Soğuk zincir altyapısıyla tüketiciye doğrudan ulaşan Şampiyon Kokoreç, hem sokak lezzetini uygun fiyatla evlere taşıyor hem de aile bütçesine dost ürünler sunuyor.
21 Haziran 2025 Cumartesi
Afrika’nın İncisi Uganda, GlobeMeets ile Türkiye’de Tanıtıldı
Afrika’nın kalbinde konumlanan Uganda, büyüleyici doğal güzellikleri ve stratejik yatırım olanaklarıyla dikkat çekiyor. Ticaret için elverişli zemini, kazancın tamamının yurtdışına aktarılabilmesi gibi avantajlarla birleşince, Uganda yatırımcılar için cazip bir rota hâline geliyor.
Doğayla iç içe yaşam, adrenalin dolu safariler, zengin bir kültürel miras ve içten bir misafirperverlik... Tüm bu unsurlar tek bir coğrafyada buluşuyor: Uganda. “Afrika’nın İncisi” unvanını sonuna dek hak eden bu eşsiz ülke, şimdi Türkiye’deki gezgin ruhlara ilham veriyor. İstanbul’da düzenlenen Uganda Tanıtım Etkinliği, doğa ve kültür tutkunlarını bir araya getirdi. Katılımcılar, ülkenin nefes kesici milli parklarını, goril safarilerini ve Viktorya Gölü çevresindeki keşif rotalarını yakından tanıma fırsatı buldu.
Uganda Turizm Kurulu yetkilileri, Türkiye'de Afrika'ya olan ilginin hızla arttığını vurgulayarak, Uganda'nın bu yükselen pazarda önemli bir destinasyon hâline geldiğini ifade etti. Türk tur operatörleri ise yeni safari turları ve kültürel keşif programları için heyecanlarını dile getirdi. Afrika’nın kalbine açılan bu kapı, yalnızca bir seyahat değil; aynı zamanda doğayla ve insanla yeniden bağ kurmak isteyenler için bir dönüşüm daveti. Uganda’nın sisli dağlarında gorillerle göz göze gelmek, Nil Nehri’nde rafting yapmak ya da bir köyde çocuklarla şarkı söylemek tüm bunlar, alışılmış tatil anlayışının ötesinde, ilham veren deneyimler sunuyor.
25 milyonu aşkın nüfusuyla 130 ülkeden daha büyük olan, üç imparatorluğa ev sahipliği yapmış İstanbul; bu kez Doğu Afrika’nın parlayan yıldızı Uganda’yı ağırladı. Hilton Bomonti Hotel’de gerçekleşen bu özel etkinlik, Uganda’nın turizm ve yatırım potansiyelini Türkiye iş dünyasıyla buluşturdu.
Uganda’dan Yüksek Düzeyde Diplomatik Ziyaret
Uganda Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Jeje Odongo başkanlığındaki resmi heyette:
• Dışişleri Bakanlığı Daimi Sekreteri Sayın Bagiire Vincent Waiswa
• Uganda Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Sayın Nusura Tiperu
• Uluslararası Ekonomik İşler Departmanı Başkanı Sayın Julius Mwijusya
• Uganda Yatırım Otoritesi (UIA) Yatırım Promosyon Müdür Yardımcısı Sayın Rita N. Mugula
• Uganda Serbest Bölgeler ve İhracat Promosyon Otoritesi (UFZEPA) Yönetim Kurulu Üyesi Sayın Emmanuel Mutahunga
• Uganda Büyükelçiliği Ankara Temsilcisi Sayın Nelson Kasigaire
• Uganda Turizm Kurulu Pazarlama Müdürü Sayın Francis Nyende
yer aldı.
Heyet, Türkiye’nin önde gelen yatırımcıları, iş insanları ve turizm profesyonelleriyle bir araya gelerek Uganda’nın sunduğu stratejik fırsatları ayrıntılı şekilde paylaştı.
Turizmde Zenginlik: Big Five’tan Gorilla Trekking’e
Etkinlikte Uganda’nın yalnızca Afrika’nın en güvenli ülkelerinden biri değil, aynı zamanda eşsiz doğası ve çeşitlenmiş turizm rotalarıyla öne çıktığı vurgulandı. Katılımcılar:
• Big Five (aslan, leopar, fil, bufalo, gergedan) safarileri
• Goril ve şempanze trekking turları
• Yağmur ormanlarında doğa yürüyüşleri
• Nehir aktiviteleri
• Krater gölleri
• Otantik kültürel köy deneyimleri
gibi benzersiz içerikleri, sunumlar ve görsel materyaller aracılığıyla keşfetme imkânı buldu. Uganda Dışişleri Bakanı Odongo ve Büyükelçi Tiperu, yaptıkları açılış konuşmalarında Türk misafirleri ülkelerinde ağırlamaktan büyük memnuniyet duyacaklarını belirtti:“Uganda’nın doğal güzellikleri, samimi halkı ve otantik Afrika deneyimi, Türk turistler için yeni bir soluk olacaktır. Daha fazla Türk misafiri ağırlamayı dört gözle bekliyoruz.”
Yatırım Alanlarında Stratejik Açılımlar
Etkinliğin ikinci bölümünde Uganda'nın yatırım vizyonu masaya yatırıldı. Yatırım ofisi yetkilileri, şu sektörlerin potansiyeline dikkat çekti:
• Konut ve otelcilik
• Enerji ve madencilik
• Tarım ve tarıma dayalı sanayi
• İnşaat ve altyapı (otoyollar, barajlar, lojistik)
• Kahve, kakao, çay ve meyve suyu işleme tesisleri
• Serbest bölgeler ve ihracata dayalı üretim
Uganda’nın düşük vergi oranları, yatırımcı dostu politikaları ve Afrika iç pazarına erişim fırsatları, Türk iş insanlarının ilgisini çekti.
Organizasyonun Mimarı: GlobeMeets
Uluslararası turizm ve ticaret platformu GlobeMeets, bu prestijli etkinliğin ev sahipliğini üstlenerek, Uganda ile Türkiye arasında uzun soluklu ekonomik ve kültürel bağların kurulmasına katkı sağladı.
Sektörün Güçlü Katılımı
TÜRSAB Başkan Yardımcısı Davut Günaydın’ın da katıldığı etkinlik, sektör temsilcilerinin Uganda ile daha sıkı ilişkiler kurma yönündeki kararlılığını gösterdi. Günaydın’ın sözleri dikkat çekiciydi:“Uganda gibi güvenli, samimi ve turizm potansiyeli yüksek ülkelerle iş birliği yapmak heyecan verici.
Afrika’nın Kalbi Türkiye’ye Bir Adım Daha Yakın
Bu organizasyon, yalnızca bir tanıtım etkinliği olmanın ötesinde; iki ülke arasında artan güven, ekonomik iş birliği ve kültürel anlayışı temsil eden çok boyutlu bir diplomatik başarıya dönüştü. Uganda, eşsiz doğası, içten halkı ve vizyoner yatırım ortamıyla Türk iş dünyasını ve seyahat tutkunlarını kendine davet ediyor.
19 Haziran 2025 Perşembe
İDO’nun Yeni Uygulaması ‘’Danış’’ İle Engelsiz Yolculuk
İDO'nun sunduğu destek ve profesyonel DANIŞ asistanlarının sağladığı görüntülü asistan destek sayesinde görme engelli bireyler, deniz yolculuklarını bağımsız bir şekilde gerçekleştirebilecek. Görme engelli vatandaşlar, İDO’nun tüm terminallerinde ücretsiz olarak sunulan We Walk’un mobil uygulaması DANIŞ’ın yardımı ve yönlendirmeleriyle yolculuklarını güvenli ve konforlu bir şekilde tamamlayabilecek.
Görme engelli vatandaşların sosyal hayata daha aktif bir şekilde katılmalarını teşvik etmek amacıyla harekete geçen İDO, engelleri aşmaya yönelik anlamlı bir hizmet sunmaya başlıyor. Herkes için kapsayıcı ve eşit bir yolculuk deneyimi sağlamayı hedefleyen İDO, We Walk iş birliği ile hayata geçirdiği DANIŞ uygulamasıyla görme engelli bireylerin yalnız seyahat etme endişelerini gidermeye destek oluyor ve onları keyifli bir deniz yolculuğu yapma konusunda cesaretlendiriyor. Bu yenilikçi uygulama sayesinde deniz ulaşımında engeller kalkacak ve görme engelli yolcular, İDO’nun sunduğu DANIŞ’tan rehberlik desteği alarak tek başına konforlu ve güvenli bir yolculuk deneyim yaşayacaklar.
HİZMET KAPSAMINDA NELER VAR?
Görme engelli yolcuların İDO’nun tüm iskelelerine kolaylıkla ulaşabilmeleri için adım adım yönlendirme hizmeti sunan İDO’nun We Walk iş birliği ile sunduğu DANIŞ uygulaması, 19 Haziran itibarıyla tüm İDO iskelelerinde kullanıma sunuluyor. Özellikle dış mekanlarda, profesyonel asistanların canlı konum takibi yaparak telefon kamerası aracılığıyla yolculara rehberlik ettiği bu uygulama, birçok kolaylık sağlamakla kalmıyor yolculuğun her aşamasında görme engelli bireyler için yol arkadaşlığı ediyor. Görme engelli yolcular, DANIŞ uygulaması sayesinde iskeleye erişim, iskelede bulunan yeme içme, dinlenme, alışveriş yapma alanlarından başlayarak, bilet satın alma işlemlerinden deniz otobüsleri ve feribotlara erişim için görsel yönlendirme ile ihtiyaç duydukları her konuda eğitimli çağrı merkezi asistanlarından profesyonel desteği ücretsiz alabilecek.
DANIŞ MOBİL UYGULAMA NASIL ÇALIŞIR?
Özellikle dış mekanlarda profesyonel asistanların canlı konum takibiyle telefon kamerası üzerinden İDO’nun tüm iskelelerine kolayca erişim sağlar. Yolcunun iskeledeki yeme içme ve alışveriş gibi tüm sosyal alanlarda, terminaldeki bilet işlemleri ve tüm kişisel ihtiyaçlarının karşılanmasında veya yolculuk sırasında Deniz Otobüsü, Arabalı Feribot veya yüksek hızlı Feribot içinde istediği yeri bulmasına, gemi içi yeme içme, dinlenme gibi tüm hizmet alanlarından faydalanabilmesine yardımcı olur. Gemi içinde yer alan kafeterya, tuvalet gibi alanlara hızlı ve doğru şekilde ulaşmaları için rehberlik eder. We Walk iş birliği ile sunulan DANIŞ uygulaması, web sitesinden bilet alımından geçerli promosyonlara, kampanyalardan haberdar olup faydalanılmasından iskele için ve dijital ekranlardaki önemli görsel bilgilendirmelere kadar kullanıcıya bilgi aktararak yolculuğun kusursuz bir şekilde geçmesini sağlıyor.
İNSAN ODAKLI, ÇEVRECİ, ENGELSİZ VE HAYVAN DOSTU
Yenilikçi çözümlerin uygulanması için rol model olarak bu çalışmaların ulusal ve uluslararası kurumlara da örnek olmasını istediklerini ifade eden İDO Genel Müdürü Dr. Murat Orhan, İDO’nun son iki yılının dönüşümler ve değişimler yılı olduğunu söyledi. Orhan, her kitle için daha erişilebilir, daha kaliteli, çevreci ve sürdürülebilir hizmet sağlamak için birçok yeniliği hayata geçirdiklerini belirtti.
Orhan, konuşmasına şu şekilde devam etti: ‘’DANIŞ uygulamasıyla görme engelli vatandaşlarımıza daha erişilebilir bir yolculuk imkânı sunmak istedik. Bu uygulamadaki ücretsiz sunduğumuz asistan desteği ile hem güvenle seyahat etmelerini sağlarken, onların tek başına seyahat ve sosyalleşme cesaretini artıracak şekilde konforlu bir yolculuk yapmalarını istiyoruz. 38 yıllık deniz taşımacılığı tecrübemizle, 50 adetlik farklı özelliklere sahip gemilerden oluşan güçlü filomuzla hem yolcu hem araç taşımacılığı yaparken hep daha iyiyi sunmaya özen gösteriyoruz. Yolcularımızı, yüksek denizcilik standartlarında tasarlanmış konforlu gemiler, tüm denetimlerden üstün başarı ile geçmiş emniyetli yolculuk kriterlerine uygun gemi donanımına sahip deniz araçları ile taşıyoruz.
Marmara Denizi dışında başlattığımız seferlerle artık Ege ve Akdeniz’de de varlık göstermeye başladık. İDO olarak yalnızca ulaşımı değil, aynı zamanda bölgesel entegrasyonu güçlendiren ve deniz yoluyla yeni bir iletişim şekli sunan bir yapı inşa ettik. Eşit hizmet anlayışı çerçevesinde, engelli vatandaşlarımızın seyahat ihtiyaçlarını karşılamak üzere gerekli koşulları oluşturarak yenilikçi ve erişilebilir hizmetler sunmaya devam ediyoruz.
Bunun yanı sıra, çevreye ve denizlere zarar vermeden iskele ve gemilerdeki tüm faaliyetlerimizi sürdürüyoruz ve tasarlıyoruz. Çünkü ‘Deniz varsa, biz varız.’ Bu duyarlılık ve hizmet anlayışıyla çalışmalarımızı her geçen gün daha ileriye taşımaya özen gösteriyoruz. Denizler yalnızca bizim sorumluluğumuzda değil, aynı zamanda tüm insanlığın ve canlıların ortak mirasıdır. Denizler hem evimiz hem de bambaşka bir yaşamlara açılan çok önemli bir kapı. Bu yüzden denizlerimizin temizliği, doğal güzelliği asla kaybolmamalı.
Sürdürülebilirlik kapsamında bu yıl hayata geçirdiğimiz ve üzerinde çalışmalara başladığımız Yeşil İskele projemiz de bu hedef doğrultusunda ilerliyor. İlgili ekip arkadaşlarımız, projeye yönelik sertifikalandırma süreçlerini titizlikle yürütmeye devam ediyor. Süreç tamamlandığında, bu projeyi tüm işletmelere örnek teşkil etmesi amacıyla duyurmak istiyoruz. Proje tamamlandığında bu konuda adım atan ilk denizcilik şirketi olarak çevreye olan özen ve hassasiyetimize önemli bir vurgu yapmış olacağız. Bununla birlikte, yedi iskelemiz "sıfır atık" yönetmeliğine uygunluk yönünden sertifika almaya hak kazandı.’’İDO’nun cep telefonları aracılığı ile sunduğu DANIŞ Uygulaması, İDO’nun tüm terminal, iskele ve gemilerinde ücretsiz olarak ulaşımda fırsat eşitliği kapsamında görme engelli vatandaşlarımızın kullanıma imkân tanıyacak.
17 Haziran 2025 Salı
Murat Ülker ile iş dünyasının kalbine yolculuk
16 Haziran 2025 Pazartesi
I-MICE’da Yeni Dönem; Işıl Özmen ile yola devam dedi
10 YILLIK BİR VİZYONUN DÖNÜM NOKTASI
Kuruluş adımları 2015‟te atılan, 2016 yılında resmen faaliyete geçen ve 2017‟de ilk lansman toplantısını gerçekleştiren I-MICE, kısa sürede Türkiye‟de MICE sektörünün gelişimine yön veren bir platform haline geldi. Kurulduğu günden bu yana “Değer yaratmak ve fayda üretmek” misyonuyla hareket eden dernek, 10 yıllık süreçte sadece bir sektör temsilcisi değil, aynı zamanda vizyoner projelerin ve uluslararası iş birliklerinin öncüsü oldu. Dernek bugüne kadar; Yüzlerce etkinlik, seminer, çalıştay, eğitim ve sosyal sorumluluk projesini hayata geçirdi, Kamu-STK iş birliklerine öncülük ederek sektörün sesi olmayı başardı.
HÜSEYİN KURT VEDA ETTİ, GÖREV IŞIL ÖZMEN’E DEVREDİLDİ
Derneğin kurucu üyelerinden ve iki dönemdir başkanlığını yürüten Hüseyin Kurt, genel kurulda yaptığı konuşma ile görevini sektörün güçlü kadın temsilcilerinden Işıl Özmen‟e devretti. Konuşmasında duygusal anlar yaşayan Kurt, şunları söyledi: “Tam 10 yıl önce idealist bir ekiple çıktığımız bu yolculukta bugün 4. Genel Kurul sürecini tamamlamış olmanın gururunu yaşıyoruz.
Derneğimiz; ortak akıl, şeffaf yönetim ve üretken yapısıyla sektöre yön veren bir kurum haline geldi. Yeni başkanımız Işıl Özmen‟e gönülden başarılar diliyorum. Bu bayrak değişimi, kadın gücünün sektördeki yükselişini de simgeliyor. Ben de danışma kurulu başkanı olarak, derneğimiz ve sektörümüz için üretmeye devam edeceğim.” Kurt ayrıca kurucu ekipten Serdar Söyler‟e, Mali Kanji‟ye, Evren Bölek‟e, Ertuğrul İstanbullu‟ya ve günümüze dek güçlerine güç katan tüm yönetim, icra kurulu üyeleri, danışma kurulu üyeleri, üyeler ve sektör paydaşlarına teşekkür etti.
IŞIL ÖZMEN’DEN YENİ DÖNEM MESAJI: “KURUMSAL GÜÇ, SEKTÖREL GÜVEN”
Yeni başkan Işıl Özmen, genel kurulda yaptığı konuşmada derneğin 2025–2028 dönemindeki önceliklerini ve temel felsefesini paylaştı: “Bugün itibarıyla hep birlikte yeni bir yolculuğa başlıyoruz. Hedefimiz; daha katılımcı, daha üretken ve daha güçlü bir I-MICE inşa etmek. Kurumsal gücümüzü artırarak sektörümüzde güven duygusunu pekiştirecek bir yönetim anlayışı benimsiyoruz.
Sloganımız: „Kurumsal Güç, Sektörel Güven‟. Tüm paydaşlarımızın sesini duyan, ortak akılla şekillenen, şeffaf ve sürdürülebilir bir yapıyı birlikte kuracağız.”
Yeni dönemde daha fazla üyeyi aktif komitelere dahil etmek, sektör içi dayanışmayı güçlendirmek ve Türkiye MICE sektörünü uluslararası düzeyde daha görünür kılmak ana hedefimiz olacak”
Özmen konuşmasının devamında odaklanacakları 5 ana stratejiyi şu şekilde belirtti
YENİ DÖNEMDE ODAKLANILACAK 5 ANA STRATEJİ
- Komiteler ve İhtisas Başkanlıkları: Her üyeye uzmanlık alanına göre görev alma imkânı.
- Eğitim ve Kapasite Gelişimi: Sertifikalı programlar, sektörel gelişim seminerleri, genç profesyoneller için mentorluk.
- İşbirlikleri: STK‟larla eş projeler, tanıtım faaliyetleri ve ortak etkinlikler.
- Dijitalleşme ve Şeffaf İletişim: Etkin dijital platformlar, düzenli raporlama ve şeffaf üye ilişkileri.
- Toplumsal Katkı ve Sürdürülebilirlik: Sosyal sorumluluk projeleri, çevre ve erişilebilirlik odaklı projeler.
GÜÇLÜ KADRO, GÜÇLÜ YÖNETİM
Yeni dönemde göreve gelen yönetim ve icra kurulu üyelerinin, farklı disiplinlerden gelen, sektörde deneyimli ve vizyoner isimlerden oluştuğuna vurgu yapan Özmen kadın temsiliyetinin artması, genç profesyonellerin komitelerde yer alması ve STK ilişkileriyle güçlenen yapının; I-MICE‟in daha da kurumsallaşacağının göstergesi olduğuna değinerek, sözlerini Yeni Yönetim Kadrosunu açıklayarak tamamladı.
