22 Ağustos 2015 Cumartesi

GÜNEŞİN KEYFİNİ AÇIK HAVUZDA YAŞAYIN

Nezih atmosferiyle sizi şehrin gürültüsünden uzaklaştıracak Wyndham Grand İstanbul Levent, açık havuz keyfini sevdikleriyle doya doya yaşamak isteyenler için ideal bir alternatif. Serin havuz keyfini doyasıya çıkarmak isteyen misafirlerini bekleyen Wyndham Grand İstanbul Levent, gün boyu güneşlenme imkânıyla size sıcak İstanbul havasını unutturacak ayrıcalıklı bir ortam sunuyor. İstanbul’un merkezindeki özel konumu ve gün boyu güneş gören mimarisi ile göz dolduran Wyndham Grand İstanbul Levent, yazın en sıcak dönemlerini tatil tadında yaşamak isteyenler için çok özel seçenekler hazırlıyor.


Miniklere Özel Havuz
Ebeveynleri ile birlikte yazın keyfini doyasıya yaşamak isteyen minik misafirlerini de düşünen Wyndham Grand İstanbul Levent, 40 cm derinliğe sahip çocuk havuzu ile 7’den 70’e herkesin sevdikleriyle yazın keyfini çıkaracağı serin bir havuz keyfi sunuyor.


Buz Gibi İçeceklerin Keyfini Çıkarın
Açık havuzun bulunduğu bölümde yer alan Wyndham Grand İstanbul Levent Pool Bar’da özel olarak hazırlanmış buz gibi içecekler ile misafirler yaz sıcağında serinleme fırsatı yakalıyor.

Şehrin Yorgunluğunu Üzerinizden Atın
İstanbul’un merkezindeki konumu ve kolay ulaşım olanağı ile büyük dikkat çeken Wyndham Grand İstanbul Levent’e gelerek açık havuzda yüzmenin keyfini süren misafirler, hem yudumladıkları içeceklerle serinleyecek hem de şehrin yorgunluğunu üzerinden atmanın keyfini doyasıya yaşayacak.
*Hafta içi havuz girişi 95 TL
*Hafta sonu havuz girişi 140 TL
*3 aylık açık havuz ve Qualitasspa Üyeliği ( kapalı havuz, sauna, buhar odası, Türk hamamı, fitness center, stüdyo seansları ) 1200 TL

6 Müzede Görev Yapan Personel Müzecilik Alanlarında Eğitildi

Yaşayan Müzeler Geliyor
Büyükşehir Belediyesi, müzeleri yaşayan kurumlar haline getirmek için “Müzelerimiz öğreniyor” projesini başlattı. Erasmus Mesleki eğitim programı tarafından da desteklenen proje kapsamında Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı 6 müzede çalışan görevliler eğitim aldı.


Antalya’yı müzeler şehri yapmak için yola çıkan Büyükşehir Belediyesi bir yandan Türkiye’ye örnek olacak müze projelerini hayata geçirirken diğer yandan müze ve tarihi eser bilincine destek olmak için “Müzelerimiz Öğreniyor” projesini başlattı. Tarihi eserleri, kültürel varlıkları koruma bilincini geliştirmek, farklı kültürleri ve eserleri tanıma, saygı duyma, araştırma, uygulama ve değerlendirme bilinci oluşturmak için hazırlanan proje Avrupa Birliği tarafından meslek eğitimini desteklemek için hazırlanan “ERASMUS + Yetişkin Eğitimi” programına da alındı. Bu yıl Türkiye’den yapılan 900 müracaat arasından seçilerek destek programına giren proje ile müze bilinci oluşturmanın yanı sıra müze görevlileri de eğitiliyor.


MÜZELER YAŞAYAN KURUMLAR OLUYOR
Müzeleri yaşayan kurumlar haline dönüştürerek çağdaş müzecilik anlayışına sahip personellerin yetiştirilmesinin amaçlandığı proje kapsamında;  Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yer alan 6 müzede görev yapan personel eğitim aldı. Müze görevlileri, çağdaş müzecilik eğitimi doğrultusunda arşivleme, sergileme teknikleri, koleksiyon, onarım teknikleri, envanter, depolama, restorasyon, müze idari işleyişi, ziyaretçi dataları, atölye, eğitim çalışmaları, yayınlar, sergi hazırlama, sunum teknikleri, etkinlik planlama, personel eğitimi, pazarlama ve diğer müzecilik alanlarında eğitildi. Müzelerde çalışan 20 personel, İtalya, İngiltere, Almanya ve İspanya’da farklı müzelerde inceleme yaptı ve meslektaşları ile biraya geldi.


Mudanya’nın Ziynetleri Gün Yüzüne Çıkıyor

Tahir Ağa Hamamı ve Tarihi Hasan Bey Hamamı’nda  restorasyon çalışmalarına hız verildi.Mütareke binası, eski zeytin hali, Tekke-i Cedid konağı gibi Mudanya’nın kent ziynetlerini ilçeye değer katan mekanlar haline getiren Büyükşehir Belediyesi, Tahir Ağa Hamamı’nda olduğu gibi tarihi Hasan Bey Hamamı’nda da restorasyon çalışmalarına hız verdi.Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, dış cephesindeki restorasyon çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan tarihi hamamda incelemelerde bulundu.


Tarihi ve kültürel miras yatırımlarıyla Bursa’nın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesini sağlayan Büyükşehir Belediyesi, kent merkezinin ardından ilçelerdeki ecdat yadigarı eserlerin ayağa kaldırılması çalışmalarına hız verdi. Bursa’nın denize açılan kapısı olan Mudanya’da da tarihi miras yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Hasanbey Mahallesi’nde 1653 yılında inşa edilen ve bakımsızlık yüzünden harabeye dönen Hasan Bey Hamamı’nda mülkiyet sorununun çözülmesinin ardından başlatılan restorasyon çalışmalarına hız verdi.
Bu yıl faaliyet başlayacak


UNESCO ile birlikte Bursa’nın değerlerinin artık evrensel değer niteliği taşıdığını hatırlatan Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, bu bilinçle ilçelerdeki tarihi miras yatırımlarına da hız verdiklerini söyledi. Mudanya’nın da tarihi miras alanında en fazla yatırım yaptıkları ilçelerden biri olduğunu hatırlatan Başkan Altepe, “Hasan Bey hamamı da Mudanya’nın kalbinde önemli bir eser. Yaklaşık 400 metrekare alan üzerine inşa edilmiş olan hamam, gerek define arayanlar yüzünden gerekse bakımsızlık yüzünden harabeye dönmüştü. Mülkiyet sorununun çözülmesinin ardından restorasyon çalışmalarına başladık. Bir taraftan güçlendirme çalışmaları yapılırken, diğer taraftan da restorasyon çalışmaları yapılıyor. Çevredeki binalar kamulaştırılarak, tarihi hamamın çevresi açıldı. Dış cephedeki çalışmalar da büyük ölçüde tamamlandı. Burası da sosyal, kültürel ve sanatsal etkinliklerin yapılabileceği bir merkeze dönüşecek. Hedefimiz bu yıl içinde burada faaliyetleri başlatmak” diye konuştu.

Beyaz Cennet Pamukkale'ye 9,5 Kilometrelik Yola 560 Palmiye Dikilecek

Beyaz Cennetin Yolu Palmiyeler İle Donatılacak
 Büyükşehir'in yaptığı çalışmanın ardından tasarruflu sulama sistemine sahip olacak yaklaşık 9,5 kilometrelik yola 560 palmiye dikilecek


Çevre düzenlemesi, park ve yeşil alan çalışmalarıyla Türkiye'de örnek projelere imza atan Denizli Büyükşehir Belediyesi, turizm cenneti Pamukkale'de gerçekleştireceği yatırımla bir ilke daha imza atıyor. Denizli Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı,UNESCO Dünya Kültür Miras Listesi'nde bulunan beyaz cennet Pamukkale yolunda orta refüj düzenleme ve sulama projesini başlattı. Denizli-Ankara Karayolu'ndan turizm cennetine giden yaklaşık 9,5 kilometrelik yolun daha güzel görünmesi ve tasarruflu sulama sistemine geçmek için yapılan proje ile güzergahtaki orta refüje 560 palmiye ağacı dikilecek. Orta refüj zemininde, Türkiye de ilk kez taş, çalı ve cüruf malzemesi aynı anda kullanılacak. 35 bin metrekare alan içinde yapılacak çalışmada ayrıca su tasarrufunun en yüksek seviyede olması için özel bir sistem hayata geçirilecek.


Pamukkale yolu daha güzel olacak
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Denizli'nin turizm potansiyelinin çok zengin olduğunu söyledi. Denizli'nin beyaz cennet Pamukkale'si, 19 antik kenti, termal zenginlikleri, sağlık, doğa, tarih ve kültür turizmi ile Türkiye'nin parmakla gösterdiği bir şehir olduğunu kaydeden Başkan Zolan, "Biz bu değerlerimizin farkındayız ve kentimizde turizm sektörünün daha hızlı büyümesi için yatırımlarımız devam ediyor" dedi. Dünyanın dört bir tarafından gelen turistlerin ziyaret ettiği Pamukkale'ye giden yolun bölünmüş yola çevrilmesinin bölgeye ayrı bir güzellik kattığını kaydeden Başkan Zolan, "UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Pamukkale'ye giden bölünmüş yolda düzenleme çalışması başlattık. Yapacağımız proje ile turizm yolumuz daha da prestij kazanacak. Denizli'ye gelen konuklarımız Pamukkale'ye giderken önce buradaki güzellikle karşılaşacak" diye konuştu.

Antik Kentte Başlatılan Çalışmalarla Türkiye'ye Örnek Oldu

7 Yılda 2300 Eser Gün Yüzüne Çıktı
Denizli Büyükşehir Belediyesi, 19 Ağustos 2008'de işletmesini üstlendiği Laodikya'da 7. yıl gururu yaşıyor.7 yılda 2300 eserin gün yüzüne çıkartıldığı antik kentte başlatılan çalışmanın Türkiye'ye örnek olduğunu vurgulayan Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, "Asırlardır toprak altında bekleyen tarihi değerlerimizin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde gün yüzüne çıkarılacağını tüm dünyaya kanıtladık" dedi.


Antik kentlerin yerel yönetimlere devredilmesiyle toprak altında bekleyen tarihi değerlerin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde gün yüzüne çıkarılacağını tüm dünyaya kanıtlayan Denizli Büyükşehir Belediyesi, Laodikya Antik Kenti kazı ve işletme sorumluluğunu almasının 7. yıl gururunu yaşıyor. 19 Ağustos 2008'de Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan protokolle Denizli Büyükşehir Belediyesi'ne devredilen Laodikya, bu tarihten itibaren hızlı bir yükselişe geçti. Geçmişte yetersiz bütçesi nedeniyle yılda 2-3 ay kazı çalışması yapılan Laodikya Antik Kenti'nde 7 yıldır hiçbir kaynak sıkıntısı yaşanmadı ve çalışmalar hiç durmadı. Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) tarafından kazı çalışması sürdürülen antik kentte gün yüzüne çıkarılan eserler tüm dünyanın dikkatini de çekmeyi başardı. Denizli Büyükşehir Belediyesi'nin desteği ile sürekli kazı ve restorasyon çalışması yapılan, bu şekilde yaşayan bir antik kent haline dönüştürülen Laodikya'nın bu hızlı yükselişi UNESCO'nun da dikkatini çekti. Antik kent 2 yıl önce UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne dahil edildi. 


"Nasıl kazı yapılacağını tüm dünyaya kanıtladık"
Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Laodikya'nın Büyükşehir Belediyesi'ne devredildiği günün antik kentler açısından yeni bir dönemin başlangıcı olduğunu vurguladı. Büyükşehir Belediyesi'nin Laodikya'da hayata geçirdiği projenin Türkiye'ye örnek olduğunu kaydeden Başkan Zolan, "Laodikya'nın bugünlere gelmesinde çok büyük katkıları olan dönemin Belediye Başkanı ve Ekonomi Bakanımız Sayın Nihat Zeybekci'ye verdiği tüm emekler için teşekkür ediyorum. Allah kendisinden razı olsun" dedi. Geride kalan 7 yılda antik kentteki kazı ve restorasyon çalışmalarında büyük aşama kaydedildiğini işaret eden Başkan Zolan, "Asırlardır toprak altında bekleyen tarihi değerlerimizin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde gün yüzüne çıkarılacağını tüm dünyaya kanıtladık. Tarihi değerlerimizi insanımızla buluşturmaya devam edeceğiz" diyerek, antik kentte kısa sürede çok büyük mesafelerin alındığına dikkati çekti.


"Bir ilki gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyoruz"
Laodikya'nın Dünya Kültür Mirası Geçici Listesi'ne dahil edildiğini hatırlatan Başkan Zolan, "Laodikya'nın Pamukkale’den sonra Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yerini alacağına inancımız tam. Geçtiğimiz 7 yılda olduğu gibi bundan sonra da Laodikya’ya desteğimiz artarak sürecek. Bir taraftan Türkiye'de bir ilki başarıyla gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşarken diğer taraftan binlerce yıl önce kurulan bir medeniyetin gün yüzüne çıkan değerlerini ortaya koymanın heyecanını yaşamaya devam edeceğiz" diye konuştu. 


7 yılda tüm dünya tanıdı
Laodikya Kazı Heyeti Başkanı ve Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında kazı ve restorasyon çalışmaları sürdürülen antik kentte bugüne kadar tüm dünyanın dikkatini çeken bir çok eser bulundu. 7 yıllık çalışma kapsamında, Tapınak ayağa kaldırıldı, Laodikya Kilisesi, Kuzey Kutsal Agora anıtsal sütunlar, Merkezi Agora anıtsal sütunu ve Stadyum Caddesi'nin yarısı kazıldı ve ayağa kaldırıldı. Türkiye genelinde sistemli en büyük kazı organizasyonu olma özelliği taşıyan Laodikya Antik Kenti, 7 yılda binlerce turisti ağırlamaya başladı. Adına 6 bilimsel kitap çıkartılıp yüzlerce makale yazılan Laodikya, 7 yılda tüm dünya tarafından tanınır bir antik kent olma özelliği kazandı. 

21 Ağustos 2015 Cuma

Anadolu Efes The Stevie Awards’ta 4 ödül birden kazandı

Anadolu Efes, dünyanın en itibarlı ödül organizasyonlarından biri olan The Stevie Awards 2015’ten 4 ödülle döndü.Anadolu Efes, iş dünyasının küresel ölçekteki en büyük ve en itibarlı ödüllerinden biri olan  ‘The Stevie Awards’ - Uluslararası İş Ödülleri’nde 4 ödül birden kazandı. Anadolu Efes'in, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ortaklığında hayata geçirdiği Gelecek Turizmde, ‘Avrupa’nın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi’ kategorisinde ikinci kez Bronz Madalya’ya değer bulundu. Gelecek Turizmde; Türkiye’nin turizm potansiyelini ortaya çıkarmak, bu alandaki istihdamı artırmak ve sürdürülebilir turizm projeleri üzerinden yerel kalkınmaya destek olmak amacıyla yürütülüyor.


Gelecek Turizmde’nin desteklediği projeleri ünlü bloggerlar aracılığıyla aktaran, Anadolu Efes’in bu yılın başında yayına başlayan dijital platformu Dünyalar Senin blogu da 'Dünyanın En iyi Blogları' kategorisinde 'Gümüş Madalya'ya layık görüldü. ‘dunyalarsenin.com’ blogunda tarihçi, seyahat yazarı, rehber Saffet Emre Tonguç'un öncülüğünde; fotoğrafçı Altuğ Galip, seyahat yazarı ve Sırt çantalılar grubu kurucusu Engin Kaban, fotoğrafçı Önder Koca, Yemek Kitabı ve Gazete Yazarı/Televizyon Programcısı Refika Birgül, blogger Billur Saatçi, akademisyen ve Styleboom blogunun editörü Burçin Akgün, Gelecek Turizmde ile desteklenen proje noktalarını gezerek izlenimlerini paylaşırken, konuk yazarlar da Türkiye ve dünyadaki önemli sürdürülebilir turizm destinasyonlarını kaleme alıyor.


Anadolu Efes ayrıca, Saha Satış Koçluğu Eğitim Projesi ile Yılın Şirketi (Yiyecek ve İçecek Sektörü) kategorisinde Gümüş Madalya, Yılın İnsan Kaynakları Ekibi kategorisinde de Bronz Madalya almaya hak kazandı.


 Saha Satış Koçluğu Eğitim Projesi’nde satış liderlerinin koçluk, insana yakın olma, yetkinlikleri okuma becerilerini desteklemek böylelikle ortak bilinç ve farkındalık yaratmak amaçlanıyor. 4 ay süren program; eğitim, takip toplantıları ve birebir geribildirim seanslarından oluşuyor. Tüm satış müdürlerinin dahil edildiği program, gelişen insan – gelişen sonuç denklemine odaklanarak danışmanlar tarafından tasarlanıp uygulanıyor.

Dedeman’da Kurumsal Kimlik Heyecanı

Türkiye’nin ilk uluslararası otel zinciri Dedeman, ikinci markası Park Dedeman’ın kurumsal kimliğini tamamen yeniledi. Markalarında monolitik kimlik yapısı uygulamaya karar veren Dedeman Grubu; kartal, ve bulut simgelerinden oluşan amblemini markaya taşıyarak yepyeni bir Park Dedeman logosu ile karşımıza çıktı. Farklı konsepti ile turizm sektörüne yeni bir soluk getiren Park Dedeman, tüm basılı ve dijital tanıtım faaliyetlerinde marka kimliğini yansıtan sıra dışı logo kullanımıyla dikkat çekiyor.

Dedeman Grubu, iş dünyasının konaklama ihtiyaçlarına cevap vermek amacıyla 2012 yılında ikinci markası Dedeman Park’ı hayata geçirdi ve ikinci markasıyla Denizli, Gaziantep ve Moskova’daki otellerini hizmete açtı. Grup, Dedeman Park markasında monolitik kimlik yapısı uygulamaya karar vererek ismini Park Dedeman olarak değiştirdi ve kurumsal kimliğini yeniledi. Logo da dahil olmak üzere büyük ve ciddi değişimlerin yaşandığı yeni kurumsal kimliği ilk kez, 30 Haziran’da açılan Park Dedeman Levent’te uygulandı.

“Yaratıcı hizmet anlayışı, dinamizm ve daima yenilikçilik” ilkelerini benimseyen markanın yeni logosu, tüm basılı ve dijital tanıtım faaliyetlerindeki sıra dışı kullanımıyla dikkat çekiyor. Park Dedeman logosunun kullanımı; ikinci zinciri ile Dedeman markasının sektördeki yükselişini, taşıdığı yenilikçi vizyonu ve güneşin doğuşunu simgeliyor. Yenilenen kurumsal kimliğin tüm elementlerinde, markanın sahip olduğu değerlerin modern bir tasarım dili ile harmanladığı göze çarpıyor.

Yenilenme süreci ile ilgili bilgi veren Kurumsal İletişim ve Marka Direktörü Arzu Karacadağ; “Kurucumuz Mehmet Kemal Dedeman, bir maden çalışması sırasında Aladağlar'ın zirvesi Kartaltepe'nin görüntüsünden etkilenerek Dedeman'ın simgesinin kartal olmasına karar verir. Dağların zirvesini kendine mekân edinen ve gökyüzünün lideri olarak görülen kartalın; hızı, gücü ve yükseklerdeki dengeli uçuşuyla Dedeman'ı en iyi şekilde anlattığını fark eder. 50 yılı aşkın süredir Dedeman’ın logosunda gururla taşıdığı kartal, sahip olduğu kurumsal değerlerle yükselmeye ve her an yenilenmeye devam ediyor. Park Dedeman markamızda yaşanan bu radikal değişim süreciyle de yeniliklerin peşinden gitmeye devam ediyoruz.

Tasarım ve Kurumsal İletişim Danışmanı Filiz Utku imzalı logomuz; Dedeman markasının güçlü ve köklü duruşunu korurken, Park Dedeman’ın sahip olduğu dinamizmi başarılı bir şekilde yansıtıyor. Reklam ajansımız HAUS tarafından hazırlanan, radikal ve iddialı kurumsal kimliğimizi de markamızın taşıdığı yüksek enerjiyi hissettirdiği için çok benimsedik.  Aynı anda hem köklü hem de genç olmayı başaran Park Dedeman’ın yeni logosu ve kurumsal kimliği ilk olarak Park Dedeman Levent otelimizde uygulandı. Kısa sürede yarattığı etki ve olumlu geri dönüşler bize doğru yolda olduğumuzu, sektörde yepyeni bir heyecan ve bakış açısıyla fark yaratacağımızı gösterdi.” dedi.



Yılın En İyi Havayolu Şirketi Qatar Aırways Uçuş Ağını Genişletiyor

Doha merkezli Qatar Airways, 7 Eylül 2015 tarihinden itibaren Afrika ve Hindistan uçuş ağını genişleteceklerini açıkladı.Yılın en iyi havayolu şirketi ödülünü alan Qatar Airways, Eritre’nin başkenti Asmara ve Bangladeş’in başkenti Dakka uçuşlarının sıklıklarını arttırarak uçuş ağını hızla genişletmeyi planlıyor.7 Eylül 2015 tarihinden itibaren Doha – Asmara ve 9 Aralık 2015 tarihinden itibaren ise Doha – Dakka uçuşları ile özellikle Kuzey Amerika, Avrupa’dan gelen yolcular için daha fazla bağlantı seçeneği sunulacak.


Doha-Dakka uçuşlarının artması ve uçuşların 30 adet Business Class ve 275 adet Ekonomi Sınıfı koltuk sunan Airbus 330 – 300 model olmasıyla birlikte bu rotada kapasite %40 arttırılmış olacak. Asmara rotası için ise, 12 adet Business Class ve 132 adet Ekonomi Sınıfı koltukları bulunan Airbus A320 modeli uçaklar hizmet verecek. Asmara uçuşlarının sayısındaki artış, Aralık 2014 tarihinde Eritre’ye yapılan ilk uçuşların başlamasından sadece dokuz ay sonra olması ile bu rotaya olan talepteki büyük bir artışın göstergesi olarak belirtiliyor.


Qatar Airways Grup CEO’su Mr. Akbar Al Baker, uçuş ağının genişlemesi ile ilgili: “Qatar Airways müşterilerine sunduğu beş yıldızlı hizmeti sürekli olarak iyileştirmeyi taahhüt etmektedir ve uçuşlardaki bu artışlar bu popüler rotalara talepteki artışının bir sonucu olarak gerçekleşti. Dünya genelindeki müşterilerimize, sektörün en genç filosu ve Doha’daki son teknoloji ile donatılmış Hamad Uluslararası Havalimanı aracılığı ile Eritre ve Bangladeş bağlantıları sağlamaktan dolayı son derece memnunuz.”  dedi.

Sadece 18 yıldır faaliyette olan Qatar Airways bu süre içinde oldukça hızlı bir büyüme gösterdi ve şu anda 163 uçaktan oluşan modern filosu ile iş ve tatil amaçlı seyahat edenler için Avrupa, Orta Doğu, Afrika, Asya Pasifik, Kuzey Amerika ve Güney Amerika’da 151 noktaya uçuşlar gerçekleştiriyor. Bu seneki Skytrax Ödülleri’nde Qatar Airways Yılın Havayolu Şirketi, En İyi Business Class Koltuğu’na Sahip Havayolu Şirketi ve Orta Doğu’nun En İyi Havayolu Şirketi seçildi.Qatar Airways ile uçan yolcular uçuş esnasında sunulan yeni eğlence sistemi Oryx One ile 2.000 film, TV şovu ve eğlence seçeneği arasından seçim yaparak hoş vakit geçirebilecek.

İŞ VE TURİZM DÜNYASI XTREM AVENTURES’TE BİRARAYA GELDİ

Dünyaca ünlü macera parkları ve yüksek ip parkurlarıyla kısa sürede maceraseverlerin gözdesi olan Xtrem Aventures iş ve turizm dünyasını ağırladı.Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Arjantin, Çin, Avustralya, Fransa, Kolombiya, Rusya, Tayland, Hollanda gibi 14 farklı ülkeden sonra 83. Lokasyonun olarak UNIQ İstanbul’da Haziran ayında açılan Xtrem Aventures’te dün düzenlenen lansmanda  iş ve turizm dünyası bir araya geldi. 


Anne babalar çocuklarıyla birlikte eğlenecekler
Törende konuşan Xtrem Aventures Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Biber, “Uniq İstanbul, bir kültür, sanat ve yaşam merkezi. Xtrem Aventures de ailelerin çocuklarıyla birlikte doğanın içinde çok güzel zaman geçirebilecekleri, birlikte eğlenebilecekleri bir mekan oldu” dedi.


Türkiye çapında projeler gerçekleştirilecek
Törene Xtrem Aventures CEO’su Raphael Jamgotchian da katıldı. İlk olarak Fransa’da Xtrem Aventures’in temellerini atan Jamgotchian, "Dünya çapında Xtrem Aventures ismiyle şimdiye kadar 83 proje yaptık. Bu Türkiye'deki ilk projemiz ama son olmayacak. Bursa, Ankara, İzmir gibi şehirlere de gitmeyi düşünüyoruz. Türkiye çapında da projeler gerçekleştirmeyi planlıyoruz” diye konuştu.


Xtrem Aventures Türkiye Genel Müdürü Kamil Çakın da parkurlar hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Konuşmaların ardından katılımcılar, emniyet kemerlerini takarak yüksek ip parkurlarını deneyimlediler.

TURİZME AÇIK MEKTUP

Türkiye’nin İlk Kadın Otel Genel Müdürü Tijen Günyol , duygusal bir yazı yazarak içini döktü.Tijen Günyol , Son günlerde yaşanan olaylar ve ekonomik düzen ilgili olarak orta doğudan gelen turiste gönül bağlayan turizm için kaygılarını anlattı haykırdı. 


Türkiye’nin İlk Kadın Otel Genel Müdürü Tijen Günyol Dilber 1986 yılında, Ramada Hotel ile sektöre merhaba dedi.  Daha sonra Princess Otel, Swissotel Göcek, Four Seasons, Atik Paşa Yalısı, Kaya Ramada Plaza, Dedeman Grubu  Martı Hotels & Marinas ve Grand Cevahir Hotel gibi yıldız otellerde bulunarak Otelcilik sektörüne emeğini vermiş deneyimli bir turizmcidir. Turizmisesi.com'a ilettiği Turizme Açık Mektubunu sizlerle paylaşıyoruz.Ben 31 senelik turizmciyim, bu meslekte çok şey gördüm çok şey yaşadım hiç bu mesleği bırakmayıdüşünmedim ama hayatımda ilk defa bugün bırakmamın zamanı geldiğine karar verdim. O çok sevdiğim, hayatımda bir sürü fedakarlıklar yaptığım, maddi manevi zorluklarına katlandığım mesleğimden nefret ettiğim gün bugündür. Uzun zamandır Taksim ve civarına yolum düşmüyordu. Tabiki otelciyiz, yöneticiyiz. Görevimiz icabı neler olup bittiğinden haberimiz var. Hangi tip turistin hangi bölgelere geldiğinden , otellerin ne civarda fiyatlar verdiğinden, piyasanın ne durumda olduğundan gibi….Ama canım İstanbul’un gözbebeği olan “city center” yani merkez dediğimiz yabancıların da böyle bildiği Taksim’in bu kadar kötü bir hale geldiğini ancak bugün görebildim ne yazık ki. Taksim Arapların merkezi olmuş, her yerde Arapça yazılar, etrafta dolaşan kara çarşaflı  Arap kadınlar, sakalları neredeyse dizlerine kadar gelen kara suratlı Arap erkekleri, örtünmüş bir sürü çocuk.

Bunların yanında sokakta yürüyen insanları taciz eden Suriyeli büyüklü, küçüklü çocuklar, arabalara saldıran tinerciler yine yollarda dilenen Suriyeli aileler, sokakların pisliği, hele Talimhanenin kaldırımlarının hali içler acısı resmen çöplüğe dönmüş.

Arabamı zar zor park edip biraz yürümek istedim hani çocukluğum ve gençliğimden hatırladığım Taksim’de nostalji yapmak adına. Karnım da acıkmıştı, eskiden bildiğimi sandığım bir dönerci vardı yerinde yine bir dönerci açmış ona gittim, pide arası bir döner istedim , garson bozuntusu pislik içinde bir adam bana ters ters bakarak “okuman yazman yok mu döner kalmadı” dedi. Dışarı çıktım döner kalmadı veya döner bitti yazan bir yazı aramaya başladım ama maalesef bulamadım , tekrar içeri girerek “bana o yazıyı gösterirmisin göremedim de” dedim.  

Adam hırsla sanırım sıcaktan, dışarı çıkarak Arapça bir yazıyı gösterdi işte o an tepem attı, “Arap’a benzer bir halim mi var ?” dedim “ben Türk’üm ve Arapça bilmiyorum burası da İstanbul Arabistan değil”. İşte o an adam ayıldı sanırım ve utandı bana dönerek kendi çapında özür dilemeye çalıştı ama nafile bir hışımla dükkandan çıktım. Ağlamamak için zor tuttum kendimi, adamın davranıştan falan değil İstanbul’un bu hale gelmesinden.

Şimdi diyeceğim şu; biz turizmciler, otelciler, bu işi yapanlar gerçekten istediğimiz bu turistler mi ? gerçi bu insanlara turist demek çok zoruma gidiyor ama. Verilen fiyatlar ortada 40-45 usd’a yarım pansiyon, çift kişi konaklama veriliyor hem de 5 yıldızlı otellerde. Bu insanlar hayatlarında değil 5 yıldız, otel görmemişler, adam klozetin üzerine tünüyor tuvaletini yapmak için. Gerçekten Türkiye bunu mu istiyor ? bu kadar mı çaresiz ? o kadar güzelliklerimiz , müzelerimiz, saraylarımız, otellerimiz, boğazımız varken bu insanların bunları göz göre göre mahvetmesine neden izin veriyoruz.

Bizim yerimizde bir Avrupalı olsa buna hayatta izin vermez, biz neden veriyoruz ? Bizde Avrupalıyız Ortadoğulu değiliz ki ? neden geriye gidiyoruz. Turizm Bakanı bir şey yapmıyor diye biz niye yapmıyoruz. Bugüne kadar hangi Turizm Bakanı hangi siyasetçi Turizm için bir şey yapmış ki ????? hiçbiri. Kalifiyesiz eleman, hep aynı yönetimler, aynı insanlar, iş bilmeyen onun bunun tanıdığı müdürler, körler sağırlar birbirini ağırlar, yazıklar olsun... Yazıklar olsun memleketimi bu hale getirenlere yazıklar olsun beni mesleğimden nefret ettirenlere…


19 Ağustos 2015 Çarşamba

Bodrum “buTeras”tan eğlenceye yepyeni bir soluk!

Mavinin her tonuna hakim Bodrum manzarasına nazır, birbirinden özel kokteylleri ve keyifli ambiyansı ile fark yaratan buTeras, başta sevilen sanatçı Fedon olmak üzere sahnesinde ağırladığı sanatçılarla unutulmaz gecelere imza atıyor!Bodrum Marina Vista’da kapılarını açan buTeras, göz alıcı manzarası, benzersiz kokteylleri ve rafine eğlence anlayışı ile bu yazın favori adreslerinden…


Ünlü işletmeci Şefik Öztek’in ev sahipliğinde misafirlerini ağırlayan buTeras eğlence anlayışınıza yeni bir soluk getirerek; keyifli akşamlar geçireceğiniz ve yazın tadını doyasıya çıkaracağınız çok özel bir ambiyans sunuyor.Başarılı müzisyenleri sahnesinde ağırladığı performans geceleri ile de açıldığı günden beri yoğun ilgi gören buTeras, sahnesinde bu hafta yine birbirinden özel isimleri ağırlıyor. 18 Ağustos Salı akşamı Pelin Yılmaz, 19 Ağustos Çarşamba akşamı Mustafa Demiroğlu, 20 Ağustos Perşembe akşamı İzmir Ekspres, 21 Ağustos Cuma akşamı Barbaros ve 22 Ağustos Cumartesi akşamı Fedon canlı performansları ve keyifli şarkıları ile sizi buTeras’ta bekliyor.


buTeras’ta 22 Ağustos Cumartesi akşamı Fedon rüzgarı esecek…
Özellikle Bodrum’la özdeşleşen ve performansıyla ilgi uyandıran bir isim olan Fedon, Cumartesi akşamı dinleyenlerine unutulmaz anlar yaşatacak!Tatilini Bodrum’da geçiren ve haftanın yorgunluğunu güzel müzik ile atmak isteyenleri buTeras’ta Fedon’un kendine has keyifli sahne şovu bekliyor. 

18 Ağustos 2015 Salı

Park Inn by Radisson Istanbul Ataturk Airport Y kuşağına hitap eden konseptiyle fark yaratıyor

Park Inn by Radisson Istanbul Ataturk Airport, Nex Gen konseptine uygun olarak dizayn edilen renkli, ihtişamdan uzak, son derece konforlu ve sosyalleşmeye fırsat sunan düzeniyle Y kuşağına hitap ediyor. Park Inn by Radisson Istanbul Ataturk Airport, Nex Gen konseptine uygun olarak dizayn edilen renkli, ihtişamdan uzak ve son derece konforlu dekorasyonuyla Y kuşağına hitap ediyor. 


Otelin, Y kuşağının kendini rahat hissedeceği, renkli dizaynıyla dikkat çeken lobisi; restoranlarında sosyal buluşma noktası olarak dizayn yüksek masa düzeni ve çalışanlarının klasik yerine spor-şık  giyim tarzı, misafirlere otele girdikleri andan itibaren sıcak bir ortam sunuyor. Basın Ekspres yolu üzerinde Atatürk Havalimanı'na 4 kilometre mesafede konumlanan Park Inn by Radisson Istanbul Ataturk Airport iş, alışveriş, yaşam ve spor merkezlerine yakın konaklamayı tercih eden misafirler için oldukça ideal bir konumda bulunuyor. 


Park Inn by Radisson Istanbul Ataturk Airport, iş ve turistik amaçlı seyahat eden yerli ve yabancı ziyaretçilerini sunmuş olduğu ücretsiz yüksek hızlı internet, spor salonu ve ücretsiz hafif kahvaltı gibi hoşluklarla karşılıyor. Nex Gen çizgisinde özenle dizayn edilen, renkli ve ferah 154 adet standart ve superior odalarının kırmızı ve yeşil tavanlı olmak üzere iki seçeneği bulunuyor. Tüm odalarında bulunan tavandan yere cam sistemi sayesinde ferah ve aydınlık konaklama imkanı sunuyor. Yatak başlarına yerleştirilen “mood light”, misafilere konaklamaları esnasında renkli ve eğleneceli bir seçenek sunuyor. Odalarda ayrıca geniş çalışma masası, uluslararası kanalları da içeren geniş bir seçim sunan lcd televizyon ve düzayak duş bulunuyor. Standart oda özelliklerinin yanında superior odalarda daha fazla alan ve küvet yer alıyor.  1000 metrekare alana sahip spa ve sağlık merkezinde bulunan kapalı yüzme havuzu, fitness alanı, masaj ve cilt bakım odaları, hamam, sauna ve buhar banyosu ile misafirlerine yorgun geçen günün sonunda rahatlayabilecekleri ortamlar sağlıyor. 


Park Inn by Radisson Istanbul Ataturk Airport'un birbirinden dinamik ve rahatlatıcı iki restoranı RBG Bar & Grill misafirlerine dünya mutfaklarından örnekler sunarken, Live-inn Room kahvaltıları keyifli bir ortamda yapma fırsatı veriyor. RBG yaz terası çok yönlü menüsüyle lezzetli atıştırmalıklar ve yemekler sunuyor. Özellikle bölgede çalışanların iş toplantıları, öğlen ya da akşam yemekleri için RBG iyi bir tercih olarak öne çıkıyor. Otel, "Smart Meetings & Events" konseptiyle sunduğu, yaratıcılığı artıran 422 metrekare arasında değişen 7 adet toplantı salonu, özgün kahve molası seçenekleri, sekretarya hizmetleri ile birlikte, farklı ve akıllı toplantı etkinlik olanakları sağlıyor. 

Regnum Carya Golf & Spa Resort, Dünya’nın en iyi ilk 3 otelinden biri oldu

Antalya Belek’te bulunan Regnum Carya Golf & Spa Resort, dijital otel platformu ‘tophotels’  kullanıcıları tarafından, Dünya’nın  en iyi ilk 3 otelinden biri seçildi. Toplam 1 milyon metrekarelik alana kurulu ve lüks anlayışını yeniden yorumlayan otel, Kasım ayında G20 zirvesi’nin de merkez oteli olacak. 


Öztürk Grup‘un 2014 yılı içinde hizmete sunduğu, yeşil ile maviyi kucaklayan coğrafyası,  standart odalarında dahi VIP hizmet sunan kişiye özel anlayışı ile 1 yıl gibi kısa zamanda Türkiye ve Akdeniz Çanağı’nın en gözde otellerinden biri olan Regnum Carya Golf & Spa Resort, dünyanın en iyi 3 otelinden biri seçildi. Rusya ve Bağımsız Devletlet Topluluğu’nun en gözde dijital otel platformlarından biri olan tophotels’in kullanıcıları tarafından belirlenen Dünya’nın en iyi 100 oteli unvanı, 18 farklı kriter üzerinden belirlendi. Yılda bir düzenlenen Dünya’nın en iyi 100 oteli yarışmasında otelin genel raytingi, son bir yıldaki raytingi, kullanıcı yorumları, tavsiye oranı ve sayfanın ziyaretçi sayısı ile tıklanma oranları göz önünde bulunduruluyor.   


Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu’nun yanı sıra İngiltere, Almanya ve Kuzey Avrupa’dan da yoğun ziyaretçi alan otel, toplam 1 milyon metrekare alana sahip. Içerisinde National Golf ve Carya Golf olmak üzere 2 golf kulubü, FIFA standarlarındaki futbol sahaları, tenis kortları ile spor ile içiçe bir tatil vaad eden otel, en küçüğü 62 metrekareden başlayan odaları, 4800 metrekareye yayılan 2 katlı spa’sı, dünya mutfağının çeşitli konseptlerini sunan 5 farklı restoranı, kendilerine ait havuz ve bahçeleri bulunan golf residance’ları ile göz kamaştırıyor. 


Yalın lüks anlayışının hakim olduğu Regnum Carya Golf & Spa Resort, Kasım Ayı‘nda G20 Zirvesi boyunca dünya liderlerini ağırlayarak Türkiye’nin tanıtımında da aktif rol oynayacak. Regnum Carya Golf & Spa Resort, 2014 yılında booking.com tarafından 9,2 puan ile Mükemmeliyet Sertifikası ile ödüllendirilirken, tripadvisor tarafından da 2015 Yılı Gezginlerin Tercihi Ödülünde En İyi Otel seçilmişti. 

Üzüm Kutsama Bayramı Kınalıada Surp Krikor Lusavoriç Kilisesi'nde Kutlandı

TURİZMİN SESİ- ARTİN ŞİRİNPINAR
Ermeni Apostolik Kilisesi’nin beş önemli yortusundan (kutsal gün) biri olan Surp Asdvadzadzin, Meryem Ana’nın Göğe Alınış Bayramı Kınalıada Surp Krikor Lusavoriç Ermeni Kilisesinde, 17 Ağustos Pazar günü kutlandı.


Üzüm Kutsama Bayramı için düzenlenen ayini Adalar Ermeni Cemaati ve Kilisesi Baş Rahibi Tatul Anuşyan yönetti. Çok sayıda kişinin katıldığı Üzüm Bayramı'na Adalar Belediye Başkanı Atilla Aytaç, Belediye Meclis Üyesi Avedis Kevork Hilkat'da katıldı.Hristiyanlığın Ermeniler tarafından resmen kabulünden sonra, Yeni Yıl, İsa Mesih’in doğum gününe bağlanırken, Hristiyanlık öncesi Ermeni Tanrıçası ANAHİT’i anma günü de Azize Meryem Ana’nın Ölüm gününe ve Göğe alınışına bağlanır.


Kuzey yarım kürede bolluk ve bereketlilik günleri olan Ağustos ayının ortalarında, Ermeni takviminde eski adıyla Navasart ayında kutlanan bu bayram, Ermeniler için meyvelerin en lezzetlisi, en değerlisi, en kıymetlisi olan Üzüm’ün kutsanması da, insanların ilk mahsullerinin en kıymetlisini Tanrıya sunup şükranlarını bildirmelerini simgeler. (Hristiyan âleminde senenin değişik zamanlarında, kiliselerde de Tanrıya Şükran ayinleri yapılır). Ermeni yaşamında kutsanmış Üzüm suyu (şarap) aynı zamanda İsa Meseh’le İçleşmeyi (Hağhortutyun) simgeler.


Meryem Ana’nın göğe yükselişi Surp Asdvadzadzin Yortusu kutlanır. Ermenilerin inançlarına göre Hisus’un öğrencileri Kutsal Meryem Ana’nın ölümden kısa bir süre sonra Meryem Ana’nın mezarı ziyaretinde naşının mezarda olmadığı ve göklere yükseldiğine şahit olurlar. Eş zamanlı olarak Surp Badarak’tan (Ayin) hemen sonra üzümler kutsanır. Meryem Ana’nın rahminin ilk meyvesinin insanlık için kurban edişiyle eş tutuluyor ve bollaşıp bereketlenene kadar üzüm yenmiyor.

Titanic Hotels Be Fine SPA’da Ağustos Ayına Özel Thai Aroma Masajı

Türkiye’nin en seçkin otel zincirlerinden Titanic Hotels bünyesinde yer alan       Be Fine Club & SPA, Ağustos ayına özel belirlediği Thai Aroma masajını bedenine ve ruhuna keyifli bir yolculuk yaşatmak isteyen misafirlerine sunuyor.  Be Fine SPA’nın mistik ve özgün mimarisi ile büyüleyici bir atmosferde unutamayacağınız, egzotik bir deneyim sizleri bekliyor.Uluslararası tecrübe ve sertifikaya sahip, alanlarında uzman terapistlerin dünyaca ünlü ürünlerle uyguladığı ayın masajı Thai Aroma masajı, akuppresur teknikleriyle yoga esnetme hareketlerinin eşsiz kombinasyonundan oluşuyor. Kan dolaşımını hızlandıran ve enerji veren masaj aynı zamanda eklemleri güçlendiriyor, stresten arındırıyor ve tüm vücudu esnetiyor.Yoğun iş temposu sonrasında, gündelik hayatın koşturmacası arasında kendinizi şımartmak için mükemmel bir seçim olan Thai Aroma masajını mutlaka denemelisiniz. 
Ağustos ayına özel Thai Aroma Masajı 119 TL…