6 Temmuz 2017 Perşembe

Prof.Dr. Kaya Emerk’in adı, BİODPC’in Eğitim Salonu’na verildi

Prof.Dr. Kaya Emerk Eğitim Salonu açıldı 
Ülkenin önde gelen invitro diagnostik firmalarından BİODPC, yeni tasarımladığı eğitim salonu ve kütüphanesine, Prof.Dr. Kaya Emerk’in adını verdi. Kuruluşundan beri gerek yeni teknolojilerin araştırılmasında, gerekse şirket elemanlarının eğitiminde önemli bir rol oynamış olan Prof.Dr. Kaya Emerk, ayrıca şirketin bilimsel yayını olan News And Views dergisinin de editörlüğünü de yapmıştı.

Hızla ilerleyen invitro diyagnostik dünyasında BİODPC, hastalıkların ve diğer bazı klinik bulguların tanımlanmasında kullanılan laboratuvar testleri, doğru teşhisin konması ve tedavinin yapılmasında ve hastaların doğru biçimde izlenmesinde hekimlere son derece önemli bilgiler sunmaktadır. Şirketin kuruluş amacı “İnsan sağlığının korunması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi” için çalışan Türk hekimlerinin ihtiyaçları olan laboratuvar test sonuçlarını “en hızlı, kaliteli ve doğru” biçimde elde etmelerini sağlamaktır. Misyonu Türkiye’nin en beğenilen, güvenilen, doğru ve kaliteli hizmetini veren firması olmak; vizyonu ise Türkiye’deki her laboratuvarda en az bir tanı cihazlarının kullanılmasıdır. 

Temsilciliğini yaptıkları dünyanın önde gelen diagnostik şirketlerinin ürettikleri Biyokimya, Mikrobiyoloji, Kan Bankacılığı, Genetik ve Moleküler Mikrobiyoloji alanlarındaki son derece güvenilir ve kaliteli sistemler ve şirket bünyesinde çalışan ve Türkiye’nin seçkin Üniversitelerinde mesleki eğitimlerini tamamlamış 40’ı aşkın personel ile BİODPC, Türkiye’deki klinik laboratuarların çağdaş teknoloji ile tanışması için 46 devlet hastanesinde düzenledikleri seminerler ile ve organize ettikleri bilimsel toplantılar ile Türk tıbbına hizmette bulunmaktadır. Prof.Dr Kaya Emerk yürüttüğü bu hizmetler ile 20 yıl süre ile BİODPC’ye danışmanlık yapmıştır. Bu süre içinde gerek ulusal, gerekse uluslararası kongre ve toplantılara katılım ve tebliğler sunum konusundaki katkıları ile Prof.Dr. Kaya Emerk’e verilen plakette yer alan ifadeler güzel bir ahde vefa örneğini oluşturmaktadır. 

Su Elçileri Oryantiring için Muğla, Köyceğiz’de

Çevre ve su kaynaklarının korunması konusunda toplumdaki farkındalığı yükseltmek amacıyla hazırlanan Avrupa Birliği destekli “Su Elçileri Eğitim ve Farkındalık Artırma Teknik Destek Projesi” kapsamında Oryantiring yarışmalarının ilki 8 Temmuz 2017, cumartesi günü Muğla, Köyceğiz’de gerçekleştirilecek.

Avrupa Birliği ve Türkiye finansmanı ile Millî Eğitim Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ve TRT iş birliği ile yürütülen proje kapsamında Oryantiring yarışmaları Muğla Köyceğiz’in ardından, ağustos ayında Konya, Beyşehir’de; eylül ayında Trabzon, Uzungöl’de ve ekim ayında Ankara’da gerçekleştirilecek.
Türkiye Oryantiring Federasyonu iş birliği ile gerçekleştirilecek Oryantiring yarışmaları için buluşma noktası saat 09.30’da Köyceğiz, Kaunos Otel önü olacak. 18 yaşından küçük katılımcıların velileri ile birlikte ve tüm katılımcıların ise sağlık raporları ile kayıt alanına gelmeleri bekleniyor. Koşarak oryantiring yarışları Köyceğiz Gölü çevresinde gerçekleştirilecek. Yarışlar öncesinde katılımcıların kayıtları alınacak ve SI (kontral kartı) ve Göğüs Numarası dağıtımları yapılacak. Yarışlar öncesinde katılımcılar parkur ve yarış hakkında bilgilendirilecek. Katılımcıların yarışmalara katılabilmeleri için 12 yaşını doldurmuş olmaları gerekmektedir. Katılımcılar yaş gruplarına göre 5 kategoriye ayrılacak olup her kategoride kadın ve erkek ayrı ayrı yarışacak. Yarışmaya katılımlar ücretsizdir. Oryantiringlerin sonunda dereceye girenlere ödülleri verilecek. 

Su Elçileri Oryantiring yarışmaları ile projenin öncelikli hedef kitleleri arasında yer alan orta öğretim, üniversite öğrencileri, gençler ve aileler farklı kategorilerde birlikte yarışabilme ve büyük şehirde büyüyen katılımcılar doğayla tanışma, bütünleşme imkânı bulacaklar. Çevrenin korunması, kirletmeden ve verimli su kullanımının sürdürülebilirliğine katkıda bulunmayı amaçlayan proje kapsamında gerçekleştirilecek Oryantiring yarışmaları ile hedef kitlenin, Su Elçilerinin ve potansiyel Su Elçilerinin çevre ve su konusunda farkındalıklarını artırması; kendilerine güvenlerini ve projeye olan inançlarını besleyip büyütmesi hedefleniyor. Oryantiring yarışmaları ile ayrıca katılımcıların hedef ve isteklerine konsantre olmaya ve bunlara ulaşmak için sistemli olarak çok çalışmaya yönlendirmesi de amaçlanıyor. 


5 Temmuz 2017 Çarşamba

100 DJ’in sahne alacağı Big Burn İstanbul’da müzik festivali yaşanacak!

100 DJ’in sahne alacağı Big Burn İstanbul’da 3 gün boyunca 5 sahnede 60 saat elektronik müzik festivali deneyimi yaşanacak!Aralarında Dixon, Luciano, Loco Dice, Richie Hawtin, Nicole Moudaber, Nu, Acid Pauli ve Bedouin’in de yer aldığı, dünya elektronik müzik sahnesinin devleri Suma Beach’te gerçekleşecek Big Burn Festivali için İstanbul’a geliyor. Dünyanın ve Türkiye’nin en iyi DJ’leriyle 3 gün boyunca 5 farklı sahnede 60 saat kesintisiz bir elektronik müzik festivali ve kamp deneyimi yaşamaya hazır mısınız?

Türkiye’de gerçekleştirdiği etkinliklerle elektronik müziği destekleyen Burn Enerji İçeceği son 1 yılda 150’den fazla DJ’yi, 30 farklı mekanda, binlerce müzikseverle buluşturdu! Burn Enerji İçeceği şimdi de Türkiye’ye yepyeni bir elektronik müzik festivali deneyimi yaşatmak için ‘Big Burn İstanbul’’u düzenliyor. 21-22-23 Temmuz tarihlerinde Suma Beach’te gerçekleşecek olan festivalde, katılımcılar 3 gün boyunca toplam 5 sahnede , 100 DJ ile 60 saatten fazla kesintisiz müzik ve kamp deneyimi yaşayacaklar! Dünya elektronik müzik sahnesinin yıldız isimlerinden Richie Hawtin, Loco Dice, Nicole Moudaber, Dixon, Acid Pauli, Nu,Luciano ve Bedouin’in yanı sıra Argenis Brito, Dani Casarano, Felipe Valenzuela, Jeremy Olander, André Galluzzi, Anthea, Autarkic, Barnt, Boot & Tax, Isolée, Janina, Javi Redondo, Kalabrese, Lake people, Patrice Bäumel, Aex, Bu Bu, Lemurian, Nastia, subb-an, Tobi dei, Ulises, Valentino Kanzyani ve daha pek çok ünlü isim Big Burn için İstanbul’a geliyor.

Elektronik müzik dünyasının star isimlerinin başında gelen, İbiza’nın en heyecan verici partilerinin arkasındaki ünlü ismi Luciano; minimal techno’dan house ve latin melodilere uzanan eklektik setleriyle kalıpların dışına çıkan bir DJ.

Elektronik müzikte hep ileriye giden 30 başarılı yılın sonuna gelindiğinde bir techno efsanesine dönüşen ikonik yıldız Richie Hawtin, müzik ve çağdaş sanatı her zaman birbirine paralel şekilde sürdürerek yaratıcılığına boyut atlatan bir sanatçı. Defalarca en iyi techno DJ’i seçilen, İbiza’dan New York’a, Berlin’den Londra’ya kadar elektronik müziğin merkezi olan tüm şehirlerde çalmaya devam eden Richie Hawtin, her devrin müzik insanı olarak ders niteliğindeki sahne performansıyla bütün dünyayı hipnotize eden setler çıkarmaya devam ediyor!

2013 yılından beri her sene Resident Advisor tarafından yılın en iyi DJ’i seçilen Dixon; benzersiz mix tekniği, çaldığı mekanlardaki atmosferi kusursuz okuma kabiliyeti ve her müzik türüne olan hakimiyetiyle dikkat çeken bir isim. Dixon, çaldığı her festival ve kulüpte tartışmasız gecenin yıldızı olup şovu çalarak neden bir numara olduğunu dünyaya kanıtlamaya devam ediyor! Kendi tabiriyle house ve techno'nun kung fu ustası Loco Dice da Big Burn Istanbul sahnedeki yerini alacak! Düsseldorf doğumlu DJ/elektronik müzik prodüktörü Loco Dice, özellikle 90'lar hip-hop'undan aldığı ilhamı dans pistlerine yansıtıyor. Farklı türleri ve kültürleri bir araya getirmek konusundaki başarısını setlerine yansıtan Loco Dice, bir dönem Ibiza'daki DC-10'de düzenli olarak çalarken 90'lı yılların ünlü hip-hop sanatçılarına eşlik ettiği turneleriyle de dikkat çeken bir isim.

Minimal house sahnesinin tartışmasız en saygın ismi Acid Pauli , kendine özgü prodüksiyon tekniği ve dinleyenlerini her defasında kendine hayran eden mix becerileriyle ülkemizde de büyük bir hayran kitlesine sahip.

Tekno müziğin starı, dünyanın en iyi kadın DJ'lerinden Lübnanlı Nicole Moudaber de Big Burn İstanbul’da sahne alacak star isimlerden biri. Dans müziğini Beyrut’a ilk getiren isim olan Moudaber ; 2015’te Resident Advisor’ın dünyanın en iyi DJ’leri sıralamasında ilk 100’e girdi. İnanılmaz enerjisiyle Nicole Moudaber bir plak şirketi kurucusu, party promotörü, radyo sunucusu ve büyük tutkuyla takip edilen dünyanın en başarılı DJ’lerden biri. Müziği ve çarpıcı tarzıyla tüm dünyayı fetheden Moudaber DJ kabinine geçtiğinde ilk parçasını daha çalmadan tüm kalabalığı etkisi altına alıyor.

Aralarında; Aksak, Ali Gültekin, Ali Efe Dinç, Birol Giray, Can Tanca, Cervus,Cure-Shot, Ferhat Albayrak, Orkun Bozdemir, Procombo ve Tangun’un da yer aldığı; yerli elektronik müzik sahnemizin en başarılı isimleri de Big Burn İstanbul’da sahne alacak!
Türkiye’nin yeni festival deneyimi Big Burn Istanbul’un avantajlı biletleri Biletix.com’da. Kombine biletlere anında 50 TL’lik indirim de Migros Money Club ile Migros’taki Burn Original ve Burn Lemon Ice kutularında!

Müzik ve doğanın iç içe olduğu bir atmosferde, İstanbul’un en gözde açık hava mekanlarından biri olan Suma Beach’te binlerce müzikseveri benzersiz bir festival ortamında bir araya getirecek olan Big Burn İstanbul’u ajandanıza not etmeyi unutmayın!
Daha detaylı bilgi ve ücretsiz bilet kazanma şansı için bigburn.istanbul adresini ziyaret 


Hitit, Ürdünlü Royal Wings Havayolları ile iş birliği anlaşması imzaladı

Hitit Bilgisayar Hizmetleri büyük bir hızla müşterilerine yenilerini eklemeye devam ediyor. Geçtiğimiz 12 ay içinde Hitit’in yedinci müşterisi olan Ürdünlü havayolu firması Royal Wings, Crane ürünlerine güvenen havayolu firmaları arasında yerini aldı. Havacılık ve seyahat IT teknolojileri alanında dünyanın sayılı firmalarından olan Hitit, Ürdünlü Royal Wings Havayolları ile iş birliği anlaşması imzaladı. 1996 yılında kurulan Royal Jordan Havayolları’nın yan kuruluşu olan Royal Wings bundan böyle, bir rezervasyon ve biletleme çözüm sistemi olan Crane PAX’ı kullanacak.


Güçlü ve yenilikçi bir operasyonel altyapı tesis etmeyi hedefleyen Royal Wings bundan böyle uçuşlarını Crane PAX sistemi üzerinden gerçekleştirecek. Ürdünlü havayolu firması ayrıca Royal Jordan’ın uçuşlarını da Hitit sistemi üzerinden satacak olup, önümüzdeki dönemde Royal Jordan ile paylaşımlı uçuşlar ve GDS bağlantıları gerçekleştirmeyi planlamaktadır.
Royal Wings havayollarının yeni yazılım partneri olmaktan mutluluk duyduğunu belirten Hitit Genel Müdürü Nur Gökman konuya ilişkin olarak şu açıklamalarda bulundu: “Crane markası altında sunduğumuz yüksek teknoloji ürünü yazılımlarımız ve hosting hizmetlerimizle, havayollarının operasyonlarını mükemmelleştirerek, müşteri memnuniyeti sağlamalarında kilit bir rol oynuyoruz. Bu konumumuzun bilinciyle, iş birliği yaptığımız her yeni havayolunu iş ortağımız olarak görüyor, yaşadıkları problemleri kendi problemimiz addederek, sınırsız bir destek sunuyoruz. Yeni iş ortağımız Nijerya’lı Royal Wings’in büyüme sürecinde en büyük yardımcıları olacağız.” 

Royal Wings Yönetim Direktörü Osama Quntar da konuya ilişkin olarak; “Küresel havayolu endüstrisi hızla büyümeye devam ederken; Royal Wings olarak stratejimizi; operasyonlarımızın sürekliliğini garanti altına alacak, en son teknolojilere yatırım yapmak olarak belirledik. Bu çerçevede esnek, güvenilir ve adaptasyon yeteneği gelişmiş havacılık IT sistemleri arayışımız sonunda yolumuz Hitit ile kesişti. Hitit’in Crane PAX çözümü, mükemmel geçiş ve yüksek uyum kapasitesi sayesinde satış süreçleri ve envanter yönetimi başta olmak üzere yolcu hizmet sistemleri alanında ihtiyacımız olan tüm servisleri en iyi şekilde karşılıyor. Royal Wings’in giderek artan büyüme dinamiğine çok değerli katkılar sağlayacağına emin olduğumuz Hitit’in yeni yazılım partnerimiz olmasından büyük bir mutluluk duyuyoruz” dedi.Hitit’in yenilikçi teknolojilerinden olan Crane PAX; envanter yönetimi, ücret tarifeleri, pazarlama araçları, merkezi rezervasyon (CRC), internet / mobil rezervasyon ve biletleme, acente dağıtımı, check-in / kalkış kontrol ve çağrı merkezi hizmetlerinin tümünü kapsamakta olup, tüm büyük GDS'lerle (Küresel Dağıtım Kanalları) tam entegre bir şekilde çalışmaktadır. 

Nusaybin’in geleceği turizmde

Güneydoğu Anadolu Turizm ve Otelciler İşletmeciler Birliği (GATOB) Başkanı Hüseyin Aslan, Nusaybin’de bulunan Beyazsu Vadisini ziyaret ederek, bölge turizmini canlandırmak adına neler yapılabileceklerini değerlendirdi.

"BEYAZSU TURİZME AÇILABİLİR"
Beyazsu Vadisini ziyarete ederek buradaki işletme sahipleriyle görüşen GATOB Başkanı Aslan, İşletmecilerden hizmetler hakkında bilgi aldı.Daha sonra Nusaybin’de bulunan ve UNESCO tarafından Geçici Kabul Listesi’ne alınan Zeynel Abidin Camii ve Mor Yakup Kilisesini ziyaret eden Aslan, değerlendirmelerde bulundu.Nusaybin’de doğup büyüdüğü için buranın kendisinde ayrı bir yeri olduğunu ifade eden GATOB Başkanı Aslan: “Turizm bizim için milli bir değerdir” dedi.Bu değeri daha ileri seviyeye taşıyabilmek için örf ve adetlerimizden, yöresel yemeklerimize, benzersiz el sanatlarımızdan tarihi ve kültürel zenginliklerimize kadar her konuda bölge halkımızla el ele çalışmamız gerektiğini ifade eden Aslan: “Hakkıyla tanıtılmayan ve bilinmeyen birçok değere sahibiz. Mesela; Beyaz su kaynağında iki ayrı renkte akan suyun, birbirine karışmadığı olağanüstü durumu bölgede yaşayanlar dışında kaç insan biliyor? Onun dışında dünyanın ilk üniversitesi burada, tarihi önemi büyük olan İpek Yolu, Peygamber efendimizin (sav) torununun türbesi Zeynel Abidin, Bagok dağı ve benzeri yerler. Yani turizme kazandırılabilecek ve bölgeyi canlandıracak birçok değere sahibiz ama kimler bunun farkında? Örneğin; Bagok dağında trekking yapılabilir, Zeynel Abidin Türbesi inanç turizmine açılabilir veya dikkatler Beyazsu’ya çekilebilir. Bunların yapılabilmesi de destinasyonların, daha fazla ve etkin bir biçimde tanıtımı ve pazarlaması üzerinde yoğunlaşmaktan geçer. Ciddi bir stratejiyle iyi bir tanıtım yapılırsa Nusaybin- Beyazsu turizme kazandırılabilir” şeklinde konuştu.

"NUSAYBİN’İN TANITIMI İÇİN TURİZM GAZETELERİ VE TURİZM DUAYENLERİNİ GETİRECEĞİZ"
Bu kültürel zenginliklerimizin turizme açılmaları noktasında ayrıca teşvikler gerektiğini kaydeden GATOB Başkanı Aslan, özellikle yolların, alt yapının ve genel çevre düzenlemelerinin iyileştirilmesi yönünde çalışmalara başlanması gerektiğini belirtti.Turizmin bölgemize birçok fayda sağlayacağı, ekonomik açıdan gelir sağlayıp işsizliğin önüne geçmemizde etkili olacağını aktaran Aslan: “biz de GATOB olarak bölgemizde turizmi canlandırmak adına ne gerekiyorsa her zaman yapmaya hazırız” ifadelerini kullandı.Türkiye’de tanınmış iki ünlü Turizm Gazetesi ile bir Turizm duayenini Nusaybin’e davet ettiklerini kaydeden GATOB Başkanı Aslan, Nusaybin Turizmini tanıtmak ve turları buraya çekmek için girişimlerde bulunduklarını kaydetti. Turizm duayenlerinden fikir alarak Turizm Gazeteleri ile ilçenin tanıtımına katkı yapmayı hedeflediklerini bildiren Aslan, bu konuda Nusaybinlilerden de destek beklediklerini sözlerine ekledi.

ICCA Akdeniz Bölge Başkanlığı’na Hicran Özbük seçildi

ICVB-İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Genel Müdürü Hicran Özbük, ICCA-Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Birliği’nin, Mediterranean Chapter-Akdeniz Bölge Başkanı seçildi. Özbük, iki yıl boyunca sürdüreceği Başkanlık görevini 30 Haziran itibariyle devralmış bulunuyor. 

1963 yılında Hollanda’da kurulmuş olan ICCA; 90 ülkeden 1.093 üye ile dünya kongre ve toplantı sektörünün önde gelen çatı kuruluşudur. Üyeleri arasında, şehir tanıtım ve pazarlama ofisleri, kongre ve toplantı düzenleyen uluslararası acenteler ve ağırlama hizmetleri sağlayan diğer şirketler bulunmaktadır. ICCA; veri tabanındaki kongre ve toplantı sayılarına göre her yıl şehirlerin ve ülkelerin dünya sıralamasındaki yerlerini açıklamaktadır.  ICCA, üyeleri arasında işbirliği ve iletişimi artırmak ve merkez ofis faaliyetlerine destek vermek üzere “Chapter” Bölge oluşumları gerçekleştirmiştir. ICCA-Akdeniz Bölgesi, 14 ülkeden, 116 üyeyi kapsamaktadır. Türkiye’nin yanı sıra ICCA Akdeniz Bölge üyeleri arasında; Fransa, İtalya, Yunanistan, Hırvatistan, Azerbaycan, İsrail, Sırbistan gibi ülkeler bulunmaktadır. 

Özbük, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede; “ICCA’nın en fazla üyesi bulunan Akdeniz Bölgesi’nin Başkanlığını devralmış olduğum için heyecanlıyım. Akdeniz Bölgesi üyeleri olarak birlikte güzel işler yapacağımıza inanıyorum. Bu sayede hem bölgemizin, hem de ülkemiz ve şehrimizin mevcut kongre ve toplantı olanaklarını dünyaya daha rahat anlatabilmek adına çalışmalarımızı sürdürüyor olacağız” dedi. Görevini, Yunanistan’dan Valentini Amarantidou’dan devralan Hicran Özbük’e, iki yıl boyunca Başkan Yardımcısı olarak yine Yunanistan’dan Eliza Tsolakou destek verecek.İstanbul Shopping Fest genel müdürlük görevini de yürüten Özbük; aynı zamanda MPI Turkey Yönetim Kurulu üyesidir.      






Rusya’daki Dev Havalimanını ESTA inşa edecek!

Tüm dünyada inşa ettiği fark yaratan yapılarla adından sıkça söz ettiren ESTA Construction dev bir projenin daha temelini attı. ESTA Construction imzası taşıyacak yeni uluslararası havalimanının temeli, ihalenin kazanılmasının ardından 15 gün gibi kısa bir sürede atıldı. Havalimanı, ilk etapta 130 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirilecek.

Geçtiğimiz günlerde dünya devi Mercedes-Benz’in Rusya’daki en büyük yatırımı olan fabrikanın ihalesini kazanan ve temellerini atan ESTA Construction’dan yeni bir hamle daha geldi. ESTA Construction; Rusya'nın Saratov şehrinde, ilk etapta 130 milyon dolarlık bir yatırımla hayata geçirilecek olan yeni havalimanının ihalesini kazanmasının ardından 15 gün gibi kısa bir süre içinde temelini attı. 29 Haziran 2017 Perşembe günü gerçekleştirilen temel atma törenine ESTA Construction adına Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Demirbilek’in yanı sıra Saratov Bölgesi Valisi Radaev Valeriy Vasilevich, Renova Group Kurucusu Viktor Feliksovich Vekselberg, Rosaviachia Başkanı Aleksandr Vasilevich Neradko, Aeroporti Regionov Genel Müdürü Chudnovskiy Evgeniy Aleksandrovich de katıldı. ESTA, yirmi şirketin başvurduğu ihalede Türkiye, Rusya, İtalya ve Çek Cumhuriyeti’nden önemli rakipleri geride bırakmıştı. 

Bahattin Demirbilek: “Bu projede de sınırları zorluyoruz”
Temel atma törenine Rusya ve dünyadan önemli katılımcılar ile birlikte katılan, Rusya’nın en büyük şehirlerinden Saratov’da inşa edilecek yeni havalimanı projesi için büyük bir heyecan duyduklarını belirten ESTA Construction Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Demirbilek, “Bugün burada önemli bir projemizi daha hayata geçirmenin heyecanını ve aynı zamanda iki ayrı mutluluğu bir arada yaşıyoruz. Öncelikle bu projeyle Saratov şehrinin dünyaya bağlanmasına vesile oluyoruz. Ayrıca Saratov Havalimanı’nın ihalesinin gerçekleşmesinin ardından 15 gün gibi oldukça kısa bir sürede temelini atma başarısını yakaladık. Bu bizim sektörümüz için önemli bir başarı. Saratov şehrinde kurulacak yeni havalimanında da mükemmeliyeti esas alan prensiplerimiz üzerinden ilerleyeceğiz. Bu projede de sınırları zorlayacağız. Rusya genelinde ve Saratov bölgesi özelinde yaptığımız yüksek kaliteli işlerle yolumuza emin adımlarla devam ediyoruz” dedi.

Yeni havalimanının Saratov şehri için önemine değinen Demirbilek, “Şu anki mevcut havaalanı, 1 milyona yakın nüfusu olan şehrin ihtiyaçlarına cevap vermekte zorlanıyor. Bir kere teknik altyapı özellikleri günümüz teknolojisinin çok uzağında; kullanılan radarlar eski tip ve gece iniş sistemleri de mevcut değil. Oldukça kısa ve asfalt bir pisti var. Ayrıca çevresinde yüksek katlı binaların olması nedeniyle tehlike arz ediyor, şehrin merkezinde trafiği de zorlaştırıyor. Bu anlamda yeni inşa edeceğimiz havaalanı gerek modern mimarisi gerekse üstün teknolojisiyle şehre bambaşka bir boyut kazandıracak. Öte yandan inşa edeceğimiz yeni havalimanı tamamlandığında yüzlerce kişiye de yeni istihdam imkanı doğacak” şeklinde konuştu.

Yıllık 1 milyon yolcu kapasitesi!
ESTA’nın modernist mimariyi  temel alarak inşa edeceği yeni Saratov Havaalimanı, metal konstrüksiyon ve cam ağırlıklı olarak 3 kattan oluşacak. Terminal binası 23 bin 54 metrekare, yardımcı binaları 18 bin 93 metrekare ve üstü kapalı alanın 2 bin metrekare olacağı havalimanı, toplamda 43 bin 147 metrekarelik bir alana inşa edilecek. Rusya’nın 144. havalimanı olacak Saratov Havaalimanı, yıllık 1 milyon ve saatte 570 yolcu kapasitesiyle ön plana çıkacak. Proje, 827 araç kapasiteli açık ve kapalı otoparkı da kapsayacak. ESTA, ‘Design&Build' sistemi ile inşaat çalışmalarına ek olarak proje çalışmalarını da yürütecek. Buna göre ESTA; projede havalimanının genel müteahhitliğini ve havaalanı ana binasının yanı sıra özel alanlar, asfalt yollar, park yerleri ve sosyal alanları da inşa edecek. Yeni havalimanına aynı anda 50 orta ve büyük gövdeli uçak park edebilecek.

4 Temmuz 2017 Salı

Dünyanın En Büyükleri Geliyor

MSC Cruises’in World Class gemilerinde Aile dostu bir tatil köyü konsepti uygulanacak
19 katlı, 5,714 yolcu kapasitesine sahip, 171,598 Gross Tonluk ve 316 metre uzunluğundaki, Dün-yanın sekizinci harikası olarak ifade edilen MSC Meraviglia gemisinin, 03 Haziran Cumartesi günü Sophia Loren’in himayesinde “İsim verme ve denize indirme” töreni yapılmıştı. Yaklaşık 892 Milyon Euro’ya inşa edilen MSC Meraviglia’nın görkemli töreni esnasında, MSC Cruises yönetimi tarafın-dan, MSC World Class olarak adlandırılan, dünyanın en büyük ve inovasyon harikası gemilerinin müjdesi verilmişti. 


MSC Cruises’un 9 Milyar Euro’luk yatırım planı çerçevesinde, üretilen ve üretilecek olan  Meravig-lia, Meraviglia Plus ve Seaside sınıfı gemilerinin yanı sıra, dünyanın en büyüğü olacak World Class sınıfı 4 adet gemi, 2022-2026 yılları arasında denizlerde boy gösterecek. 200,000 Gross Tonluk devasa gemiler, bugün dünyanın en büyüğü olarak bilinen yolcu gemisinden, 70 yolcu daha fazla kapasiteye sahip olacak. 330 metre uzunluğunda, 2,760 kabin ve 6.850 yolcu kapasitesinde yapılacak olan MSC World Class gemileri, üretilmiş en büyük yolcu kapasitesine sahip gemiler olacak.Sanatsal bir tasarımla üretimi yapılacak olan gemilerin, “Y” şeklindeki üretimi, deniz manzarasını adeta kucaklayacak bir izlenim yaratacak. MSC World Class gemilerinde, bu özel dizayn sayesin-de, Balkonlu kabinler çok daha fazla yer alacak. MSC Cruises dünyanın en modern ve en üstün teknolojileriyle donatacağı World Class sınıfı gemi-lerinde, müşteri odaklı yenilikleri de hizmete açacak. Misafirlerin hoşuna gidecek tarzda Aile dostu bir tatil köyü konsepti, cam havuz Lounge’u ve olağanüstü panoramaya sahip güvertesi ile Cruise seyahatinin standartlarını yükseltecek.


2 Temmuz 2017 Pazar

Balık, Anadolu’da 5 bin yıllık tarihe sahip

Her yönüyle zengin bir besin kaynağı olan balık, bilinenin aksine Anadolu uygarlıklarının ve Türkler geldikten sonra Türk medeniyetlerinin değişmez bir besin kaynağı olarak sofraların hep baş tacı olmuş. Balığın tarihi, Başta levrek olmak üzere Anadolu’da 5 bin yıl öncesine kadar gidiyor. 

Menteşe Beyliği’nin bayrağında balık figürü
Türklerin balık yemediğine, denizle barışık olmadıklarına dair yanlış bir inancın olduğunu ifade eden Mutfak Araştırmacısı Nedim Atilla, Türklerden önceki tüm Anadolu uygarlıklarının, Türkler geldikten sonra kurulmuş olan Türk uygarlıklarının da balıkla gayet yakın bir ilişki içinde olduklarını söyledi. Milas’taki Beçin Kalesi’nin duvarlarında balıklı bayrak figürleri göreceğinizi belirten Atilla, “Bir Türk beyliği olan Menteşe Beyliği’nin bayrağında balık figürü vardı. Beyliğin başkenti Beçin Kalesi’nde duvarlarda bununla ilgili çok materyal bulursunuz. Türkler de, Türklerden önceki Anadolu uygarlıkları da balıkla yakın ilişki kurmuş uygarlıklardı. Çünkü hareketli bir yaşam sürdüren insanların kaliteli proteine ihtiyaçları vardır, bu kaliteli proteinin alınacağı ürünlerin başında da balık gelir” diye konuştu.

Labrix’den Levreğe

Türklerden önce bu topraklarda yaşayan İyonyalılar, Karyalılar ve Likyalıların, yani kıyı bandında yaşayan milletlerin balık tüketiminin yanında ona kutsal anlamlar da yüklediğini anlatan Atilla, Bafa Gölü üzerinde, Milas içinden çıkılan Labranda Antik Kenti’nde Apollon rahiplerinin balık üzerinde fal baktığı, balık üzerinden kehanetler de bulunduğuna dikkat çekiyor. 

Bu rahiplerin levrek dediğimiz balığın hareketlerinden insanların geleceğine dair kehanette bulunduklarını mitoloji kitaplarından bildiklerini ifade eden Atilla, levrek balığının ismine dair de önemli bir anekdotu şöyle aktarıyor: “Bu arada Levrek balığı, adını Karyalılardan alır. Karyalıların, hem de Karyalıların daha sonra gidip uygarlık yarattıkları Girit Minoan Uygarlığı’nda Labrix kültürü çok yaygındır. Labrix nedir, baltadır. Karyalıların baltası çift yüzlüdür ve ona Labrix denir. Bugün dilimizdeki levrek sözcüğünün adı da buradan geliyor. Levrek balığının yüzü bu baltaya benzer. Labrix zamanla levreğe dönüşmüştür. Yani şunu rahatça söyleyebiliriz ki insanlar en azından 5 bin yıldır levrek’e levrek diyerek bu balığı tüketiyorlar”

Çupra Kızıldeniz’den

Çupra’nın ise nispeten yeni bir balık olduğunu, aslında Kızıldeniz’den Süveyş Kanalı’nın açılmasıyla Akdeniz’e geldiğini ifade eden Atilla, “Aslında Akdeniz’in batısında, Barcelona Körfezi’nde var Çupra. Bu taraflara gelişi Süveyş Kanalı ile oluyor. O dönemde enteresan balıklar gelmeye başlıyor. Fakat Kızıldeniz balıkları Çupra haricinde Akdeniz’e uyum gösteremiyor. O zamandan beri de bizim sofralarımızın önemli bir konuğu konumunda çupra” diye konuştu.

Haftada iki gün balık yaşam boyu sağlık

Haftada iki gün balık yiyen bebeklerde; otizm, hiperaktivite, dikkat eksikliği gibi rahatsızlıkların etkilerinin azaltılabildiğinin bilimsel olarak kanıtlandığı bilgisini paylaşan Ege Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Kızıltan, protein kaynağı, omega-3 zengini balık tüketiminin daha sağlıklı bir nesil kazandıracağını anlattı. 

Türkiye’de 8 kg. olan kişibaşı balık tüketiminin 15 kg.’a çıkması için çaba gösterdiklerini dile getiren Kızıltan, “Haftada iki gün balık, yaşam boyu sağlık” sloganıyla tanıtımlarımızı sürdüreceğiz. Vatandaşlarımızın fast foot yiyecekler yerine aynı paraya sağlıklı bir besin olan balığı tüketmesi Türkiye’nin yıllık 100 milyar lirayı bulan sağlık harcamalarını da aşağıya çekecektir” şeklinde konuştu. 

Su ürünleri ihracatında Hollanda, İtalya ve Almanya ilk üç ülke

Türkiye, 2016 yılında 80 ülkeye 793 milyon dolarlık su ürünleri ihraç ederken Hollanda 160 milyon 175 bin dolarlık tutarla ilk sırada yer aldı. İtalya, 108 milyon 701 bin dolarlık su ürünleri ihracatı ile ikinci olurken, Almanya’ya yapılan su ürünleri ihracatı 86 milyon 866 bin dolar olarak kayıtlara geçti. Bu ülkeleri İngiltere, Japonya, Rusya, İspanya, ABD, Lübnan ve Fransa izledi.  


Mudurnu 16. Uluslararası İpekyolu Kültür Sanat Turizm Festivali başladı

Bu yıl 16'ncısı gerçekleştirilen Mudurnu Uluslararası İpekyolu Kültür Sanat ve Turizm Festivali, düzenlenen törenle start aldı.



2015 ve 2016 yılında elim olaylardan dolayı kutlanamayan festival, 2017 yılında coşkuyla kutlanmaya başlandı. Her yıl 5 ülkeden davetli getirilirken bu yıl Edirne, İzmir, Bursa ve Ankara’dan katılım oldu. Belediye Başkanı Sayın Mehmet İnegöl Edirne de Boğazın öteki tarafı olduğu için Avrupa sayılır dedi.





Tarihi İpek Yolu ve diğer önemli yolların kavşağında bir ticaret merkezi ve askeri menzil olan Mudurnu, Ahilik-Esnaf kenti ve kültür merkezi olarak gelişen geleneğini günümüze kadar taşımış ve festivallerle, etkinliklerle bugünlerde taçlandırıyor.  Türkiye’de ilçe düzeyinde Ahilik kutlaması yapan, Ahilik kültürünü, geleneğini yaşatan ve gelecek nesillere aktaran ilçe unvanı ile Mudurnu halkı Tarihi Arasta’da festivale start verdi.



Tarihi çarşıda 700 yıldır devam etmekte olan Esnaf Duası (veya Bereket Duası) geleneği ile cuma selâsı sonrasında iki sıra halinde cemaatin ellerini açıp, dua etmesiyle, Mudurnu Belediye Başkanı Mehmet İnegöl, İstanbul CHP Milletvekili Dr. Mimar Gülay Yedekci’nin beraberinde Mudurnu halkı, Uluslararası İpekyolu Kültür Sanat ve Turizm Festivali başlamış oldu. 






Demirciler Çarşısı ve Orta Çarşı da eş zamanlı olarak gerçekleşen esnaf duası sırasında; Demirciler Çarşısında ayakta çalışan esnaf grupları yer alırken,(demirci, bakırcı, nalbant) gibi. Orta Çarşıda terzi, ayakkabıcı, manifaturacı gibi oturarak çalışan esnaflar yerlerini aldı. Ayakta çalışan esnaflar oturarak, oturarak çalışan esnaflar ise ayakta dua ettiler.  Zanaatlarını icra eden demirciler çarşısı esnafı da duaya oturdukları yerden ‘amin’ diyerek katılım sağladı.



Dua sonrası, edebi hayata intikâl eden yakınları için ruhuna dua okunmasını isteyenler “hayır” ekmeği denilen özel bir ekmek ile lokum gibi elde yenebilecek yiyecekler dağıttılar. Hayır için dağıtılan yiyecekleri yiyenler ve alanlar dua ettiler. Bu davranış; zanaatkârların, birbirlerine ve onların yaptıkları işe duydukları saygının bir ifadesidir. Dua edildikten sonra festivale özel olarak etli pilav ve ayran ikramı gerçekleşti.



Arasta’da "esnaf duası" nın ardından bando eşliğinde yürüyen protokol, Atatürk Anıtı'na çelenk koydu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı sonrasında Mudurnu Tören alanına geçen protokol üyeleri, Edirne Bandosu eşliğinde giderek kırmızı kurdeleyi, Mudurnu Belediye Başkanı Mehmet İnegöl, İstanbul CHP Milletvekili Dr. Mimar Gülay Yedekci, Bolu Milletvekili Tanju ÖZCAN, Bolu Vali Yardımcısı Hakkı Loğoğlu, Mudurnu Kaymakamı Efecan ŞAHİN’in beraberinde halkın yoğun katılımı önünde kesti. 






Tören alanına gelen protokol üyeleri pazar yerinde oluşturulan festival çarşısının açılışı ve protokol konuşmalarıyla program devam etti. 










Konuşmaların ardından, İzmir Tire’den gelen Tire İsa Bey. Mes. Tek. And Lisesi Halk Dansları Ekibi muhteşem bir dans gösterisi gerçekleştirdi. 










Bursa Ahıska Dans Grubu ise Festivale ayrı bir renk kattı. 






Mudurnu Kick Boks Takımı davetlilere gösteri ve dövüş teknikleri gösterdi. Alan içinde bulunan resim ve gravür sergileri ile ahşap oyma ve yakma sergilerinin açılışı gerçekleştirildi. Edirne Belediyesi Bando takımı ise festivalin en önemli unsuruydu. Akşam konser alanında Edirne Belediye Bandosu unutulmayacak bir konser verdi.



Halkla beraber yürüyerek bilinen şarkıları seslendirdi. Türküler, bilinen şarkılar ve marşları bando şefi tarafından halkla beraber söylendi.












Pazar günü sona erecek festivalde, gösteriler, konserler, güreş müsabakaları, tahta araba yarışları ve çeşitli etkinlikler düzenlenecek.Her yıl gerçekleştirilmesi düşünülen festival Mudurnu’da bu yıl tüm heyecanı ile devam ediyor.






27 Haziran 2017 Salı

Komili Lezzet Seyahatnamesi’ne ‘Nobel ödülü

Komili Lezzet Seyahatnamesi,Gourmand World Cookbook Award’ta ödül kazandı
Araştırmacı Ömür Akkor tarafından yazılan ‘Komili Lezzet Seyahatnamesi’ adlı kitap, dünyanın en prestijli yemek kitabı yarışması Gourmand World Cookbook Award’ta ödül kazandı

Türk ve Osmanlı mutfak kültürüne yönelik çalışmalarıyla tanınan genç ve ödüllü şef Ömür Akkor tarafından Komili’nin katkılarıyla hazırlanan ‘Ömür Akkor ile Komili Lezzet Seyahatnamesi’ kitabı, 'Yemek kitapları Nobeli' olarak da nitelendirilen dünyaca ünlü yemek kitapları yarışması Gourmand Cookbook Awards'ta ‘Yemek Seyahati’ kategorisinde ikincilik ödülünü kazandı.








Evliya Çelebi’nin izinden lezzet durakları
Komili’nin, ülkemizde zeytinyağı kültürünün gelişmesine yönelik çalışmalarının bir meyvesi olan ‘Ömür Akkor ile Komili Lezzet Seyahatnamesi’ kitabı, büyük seyyah Evliya Çelebi’nin anısına hazırlandı. Seyahatnamede, Ege Bölgesi’nden başlayarak, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Akdeniz, İç Anadolu, Marmara ve Karadeniz bölgelerinden önemli lezzet durakları ve yöresel tarifler yer alıyor. ‘Komili Lezzet Seyahatnamesi’, Türkiye’nin 7 bölgesinden önemli lezzet duraklarını gelecek nesillere taşıyarak, turizmin sürdürülebilirliğine de katkı sağlıyor. 






25 Haziran 2017 Pazar

Atlasglobal’in Saraybosna Uçuşları Başladı

‘Balkanların Kalbine’ Atlasglobal ile yolculuk yapın
Global bir havayolu şirketi olma yolunda hedeflerine hızla ilerleyen Atlasglobal’in yeni uçuş noktası, "Balkanların kalbi" Saraybosna oldu. İstanbul- Saraybosna uçuşları, haftada 4 gün, karşılıklı olarak gerçekleştiriliyor.

Uluslararası arenada izlediği büyüme stratejisi doğrultusunda uçuş ağına yeni destinasyonlar eklemeyi sürdüren Atlasglobal, İstanbul-Saraybosna seferlerini başlattı. Atlasglobal, ilk uçuşunu 22 Haziran Perşembe günü İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Saraybosna Havalimanı’na gerçekleştirdi. Saraybosna Havalimanı’nda Atlasglobal’in ilk uçuşu için gerçekleşen etkinliğe Türkiye’nin Saraybosna Büyükelçisi Haluk Koç, Saraybosna Ticaret Müşaviri Sedat Yıldız, Saraybosna Kültür ve Tanıtma Müşaviri Soner Şahin, Saraybosna Havalimanı Direktörü Armin Kajmakoviç, Atlasglobal Satış Direktörü Recep Emanet ve Atlasglobal Yer İşletme Başkanı Yüksel Atak katıldı. 
Atlasglobal’in İstanbul - Saraybosna seferleri haftanın dört günü; Pazartesi, Salı, Perşembe ve Cumartesi günleri karşılıklı olarak gerçekleştirilecek.

EkonomiPlus ile özel uçuş keyfi
Saraybosna’ya EkonomiPlus’ta seyahat eden Atlasglobal yolcuları, özel olarak tasarlanmış 77 cm genişliğindeki deri kaplı koltuklarda konforlu bir uçuş yaşarken, ücretsiz zengin çeşitli yiyecek ve içecek ikramı, 30 kilogram bagaj hakkı, ücretsiz koltuk seçimi gibi hizmetlerden yararlanıyor.

Business Class'la daha fazla ayrıcalık
Atlasglobal yolcuları, Saraybosna uçuşlarında Business Class alternatifini seçerek, seyahatlerini daha ayrıcalıklı hale getirebilecek. Business Class’ta seyahat eden yolcular 100 cm aralıklı geniş koltuklarda uçuş yaparak, zengin ikram çeşitleri, 40 kilogram bagaj taşıma hakkı, bagaj önceliği, Atatürk Havalimanı’nda uçağa V.I.P araç ile transfer gibi özel hizmetlerden yararlanıyor.

Ulusoy Kemer Holiday Club Hotel’de köpük partisi

Ulusoy Kemer Holiday Club Hotel’de köpük partileri ise büyük ilgi çekiyor 
Ulusoy Kemer Holiday Club Hotel’de yaz boyunca devam edecek olan köpük partileri turistlerin yeni tercihi olurken, eğlence zirveye tırmanıyor



Antalya’nın Kemer İlçesi, Göynük Mahallesinde yer alan Ulusoy Kemer Holiday Club Hotel’de konaklayan turistler için çeşitli etkinlikler düzenlenirken, köpük partileri ise büyük ilgi çekiyor. Sahilde gerçekleştirilen Köpük Partisinde turistler müzik eşliğinde kendilerinden geçerken, bu etkinlik en çok ilgi çeken etkinlikler arasında yer alıyor. Köpükle serinleyen turistler bol bol dans edip, eğlenceli, dakikalar yaşıyorlar.

Şah inn Paradise’dan Bayram Sürprizi

Alternatif Turizmin En Büyük Eğlence Parkı  Aqua Park Hizmete Açılıyor
Antalya Kumluca’da bulunan alternatif turizmin lideri Şah inn Paradise Tatil Köyü, konuklarına bayram coşkusu yaşatmaya hazırlanıyor. Şah inn Paradise Tatil Köyü, alternatif turizm alanının ilk en büyük eğlence parkı Aqua Parkı arefe günü 24 Haziran 2017’de hizmete açıyor.  Alternatif tatil konsepti ile 18 yıldır hizmet veren sektörün lideri Şah inn Paradise Tatil Köyü alternatif turizme bir ilk kazandırıyor. Şah inn Paradise Tatil Köyü, alternatif turizm sektörünün en büyük Aqua Parkını, arefe günü hizmete açıyor. Özellikle çocuklu ailelerin vazgeçilmezi olmaya aday, 2 havuz, 6 kaydırak ve dev bir aqua tower’dan oluşan Aqua Park, 2.000 m2 alan üzerine kurulu olacak. 

Antalya bölgesinde kendi kategorilerinde oteller olduğunu ancak farklılık oluşturanların ve kendini yenileyenlerin ön plana çıktığını vurgulayan bu nedenle tüm odalarını ve çocuk oyun alanlarını yenilediklerini söyleyen Şah inn Paradise Genel Müdürü Yusuf Yücel, “Sezona çok iyi hazırlandık. Alternatif tatil alanında en büyük Aqua Parkı bayramda hizmete açarak bir ilke daha imza atıyoruz” dedi. Yücel,  konuklarına Şah inn Paradise Tatil Köyü’nde kaldıkları sürece üç öğün açık büfe hizmeti, otel içi aktivite, su sporları, tekne ve yat turları ve yeni açacakları Aqua Park ile eşsiz anılarla ayrılacakları bir tatil hizmeti sunduklarını söyledi. Şah inn Paradise Hakkında: Antalya Kumluca’da bulunan Şah İnn Paradise Tatil Köyü, 10 bin m2 sadece bayanların kullanımına ayrılmış özel alanı, 400 m genişliğinde özel sahili ve 11 adet havuzu ile toplam 167 bin m2 alan üzerine kurulmuştur. Şah İnn Paradise’da 4 kral dairesi, 5 engelli odası, 100 aile odası, 295 standart oda ile toplam 1.400 yatak kapasitesi bulunuyor.

Şah İnn Paradise Tatil Köyü, tatil programı yapanların ve tur operatörlerinin aradığı eko etiket, mavi bayraklı plajıyla, misafirlerine temiz ve güvenilir deniz keyfi sunuyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın çevreye duyarlı turizm işletmelere verilen Yeşil Yıldız ödülü bulunan Şah İnn Paradise Tatil Köyü minimum atık üretimi ve enerji sarfiyatı konusunda çevre yönetim sistemleriyle faaliyet gösteriyor. Her yıl Haziran-Eylül ayları arasında Şan İnn Paradise Tatil Köyü’nün plajına yumurtlama için gelen Caretta Caretta deniz kaplumbağalarının güvenliği için tatil köyü yönetimince her türlü tedbir alınıyor. 

Tatil köyünde, tatlı su, tuzlu su, aqua, çocuk ve yetişkin  havuzları, özel güneşlenme terası, hamam, sauna, masaj salonu, cilt bakım ve güzellik salonu, havuz cafe, snack (hafif yemek) barı ve özel oyun salonu gibi her türlü konfor ve eğlence imkânı mevcut. Şah inn Paradise'da sağlığına ve güzelliğine önem verenler için Türk hamamı, wellness ve SPA center, buhar odası, fitness center da yer alıyor. Su aktiviteleri, voleybol ve basketbol sahaları, plaj voleybolu, su sporları, animasyon şovları, lunaparkı ve özel aktiviteleriyle hem aktif hem eğlendirici hem de dinlendirici bir tatil olanağı sunuluyor. 

Şehir merkezine 90 km, havalimanına 105 km ve Kumluca merkeze 12 km mesafede bulunan Şah inn Paradise Tatil Köyü’nde misafirler su sporları ve gün boyu süren aktiviteler ile keyifli vakit geçirebiliyor. Şah inn Paradise’ın bir diğer önemli özelliği de tatil köyünün mutfağı. Executive Chef Veli Arayıcı Türk ve dünya mutfağından eşsiz lezzetleri misafirlerin beğenisine sunuyor. Sezonda Kumluca bölgesinde 320 kişiye istihdam sağlıyor. Şah inn paradise Tatil Köyü’nü tercih edenler, günlük turlarla Demre, Myra, Limyra, Arykanda, Andriake, Olympos, Phaselis, Kekova, Simena, Üçağız, Patara, Kalkan, Kaleköy, Kaş, Xanthos, Saklıkent gibi tarihi ve kültürel yerleri de ziyaret edebiliyorlar.  



22 Haziran 2017 Perşembe

Dünya Aşçılık Ödülleri’nde finale kalan ilk Türk şef

Dünyanın En İyi 10 Şefinden Biri Ebru Baybara Demir
Mardinli şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir, dünyanın en itibarlı mutfak kültürü yarışması Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’nde ilk 10’a kalarak finalist olduİlk kez Türkiye’den bir ismin finale kaldığı yarışma, mutfak kültürü ile toplumsal fayda sağlayan şefleri ödüllendiriyor. 100 bin Euro’luk ödül ise şefin bizzat dahil olduğu bir sosyal sorumluluk projesinin hayata geçirilmesinde kullanılıyor. 

• Ebru Baybara Demir, Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’ne, eğitmen şefliğini yürüttüğü UNHCR ve Harran Kaymakamlığı destekli Harran Gastronomi Okulu projesi ile aday gösterildi ve 110 aday arasından finale kaldı. 

Proje kapsamında bölge kadınlarının ve Suriyeli mültecilerin daha insani koşullarda çalışabilmeleri ve hak ettikleri imkânlara kavuşabilmeleri için eğitimler verildi.

Kazanan şef, 18 Temmuz’da Meksika’da ilan edilecek ve ödül töreni Ekim ayında İspanya’nın San Sebastian kentinde gerçekleştirilecek.

Demir, yarışmayı kazanması halinde ödülünü yörede istihdama ve zengin mutfak kültürünün kayıt alınmasına katkı sağlayacak kalıcı bir Gastronomi Okulunun kurulması için kullanacak. 

Mardinli şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir, dünyanın en prestijli şef yarışmalarından biri olan Basque Culinary World Prize'da (Bask Dünya Aşçılık Ödülleri) 110 aday arasından ilk 10'a girerek finale kalan ilk Türk şef oldu. 
Baybara Demir, ödüle Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde yerel değerlere sahip çıkmak, unutulmaya yüz tutmuş yerel ürün ve tarifleri kayıt altına almak, Suriyeli mültecilerin toplumsal hayata entegrasyonuna destek olmak ve kadınların bölge ekonomisine katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla eğitmen şefliğini yürüttüğü Harran Gastronomi Okulu-Amazon Kraliçeleri projesi ile aday gösterildi. 


Dünya Aşçılık Ödülleri’nde finale kalan ilk Türk şef Ebru Baybara Demir, uluslararası arenada Türk mutfağından ve Türk gastronomisinden bahsedilmesene vesile olmaktan duyduğu mutluluğu belirterek şunları söyledi:“Dünyanın önde gelen mutfak enstitüsü Basque Culinary Center’ın her sene mutfaktaki yeteneğini ve yaratıcılığını, toplum yararına sosyal sorumluluk projeleriyle birleştiren şefleri taçlandırdığı, dünyanın en prestijli şef yarışmalarından biri olan Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’nde finale kalan ilk Türk şef olmanın gururunu yaşıyorum. Beni en çok mutlu eden, ödülün kendisinden çok, elimi uzatıp hayatlarına dokunmak ve değiştirmek için çabaladığım Mardinli, Urfalı ve Suriyeli mülteci kadınların bu proje sayesinde dünya çapında tanınma ve daha nicelerinin kendi yetenek ve çabaları ile aşçılığı meslek edinebilmesi için destek alma şansına sahip olmaları.” 

Bask-Mardin arasında köprü  
Dünya çapında sektör profesyonellerinin büyük bir dikkatle takip ettiği  yarışmada finale kalmanın Türkiye ve Mardin açısından kritik bir değeri olduğunu vurgulayan Baybara Demir, “ Bu vesile ile gastronomi alanında dünyanın önemli merkezlerinden biri olan Bask Bölgesi ile Mardin arasında bir köprü kurulmuş oldu. Bu köprü, tüm dünyada zengin yemek kültürümüzün tanıtımına ve kültürel çeşitliliğimizin farkında olunmasına katkı sağlayacaktır.” dedi.

Ödül gelirse Gastronomi Okulu kuracak
Baybara Demir, 100 bin Euro’luk ödüle layık bulunması halinde yörede kalıcı bir Gastronomi Okulu kurarak istihdama ve zengin mutfak kültürünün kayıt alınmasına katkı sağlamayı hedefliyor: “Aciliyetine yürekten inandığım ve çözümüne katkı sunmak istediğim konular var: Bölgemizde işsizlik TÜİK raporlarına göre yüzde 30 civarında. Bu soruna 100 bin kayıt dışı Suriyeli eklenince sorunun çözümü için ivedilikle çalışmak gerekiyor. Bölgenin dinamikleri içerisinde en önemli sorun, işsizlik ve belirsizlikten ötürü yaşanan göç. İkincisi kültür kaybı. Suriyeliler beraberinde getirdikleri kültürü aktaracak mecra bulamadıklarından bu zengin kültür zamanla yok olma tehlikesi içinde. Biz her iki halkın kültürel zenginliğini harmanlayıp birbirlerine aktarmalarını sağlayarak onların en iyi bildikleri yemek işini ekonomik anlamda ayakta durabilecekleri bir iş modeli haline getirmeye devam ettirmek istiyoruz. Bu nedenle, bölgede bir Gastronomi Okulu kurup bunu profesyonel eğitimlerle desteklemeyi, insanları istihdama katmayı planlıyoruz. Yani eğer ödül bölgemize gelirse Gastronomi Okulu’nun finansmanı ve zengin mutfak kültürünün kayıt altına alınarak gelecek kuşaklara aktarılması sağlanacak.” 

Basque Culinary Center tarafından düzenlenen Bask Dünya Aşçılık Ödüllerini kazanan şef, 18 Temmuz’da Meksika’da ilan edilecek ve ödül töreni Ekim ayında İspanya’nın San Sebastian kentinde gerçekleştirilecek.

Harran Gastronomi Okulu-Amazon Kraliçeleri Projesi Hakkında
Ebru Baybara Demir’in eğitmen şef olarak Dünya Aşçılık Ödülleri’ne aday gösterildiği Harran Gastronomi Okulu-Amazon Kraliçeleri projesi, 2016 Ağustos’unda UNHCR’nin (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği) desteği ve komşu şehir Şanlıurfa’da Harran Kaymakamlığı iş birliği ile başladı. 
Projenin amacı öncelikli olarak Harran’daki istihdam açısından dezavantajlı Suriyeli ve Türk kadınlara mesleki eğitim vererek nitelikli iş gücü potansiyeline katkıda bulunmak, istihdam olanağı yaratmak dolayısıyla sosyal entegrasyonlarına ve yaşam standartlarını yükseltmelerine destek olmak. Proje aynı zamanda bölgede eko-gasronomi turizmini ön plana çıkararak turizm potansiyelini harekete geçirmeyi de hedefliyor.

Proje kapsamında Harran ve bölgeye ait yerel ürünler ve tariflerden oluşan envanter sayesinde binlerce yıllık kültür harmanının kazanımları kayıt altına alındı. Harran Gastronomi Okulu’nda proje süresince 44’ü Suriyeli olmak üzere toplam 108 kişi eğitimleri tamamlayıp sertifikalarını aldı. Bu 108 kişinin 64’ü kadın 44’ü ise erkeklerden oluşmaktadır. 16 kadın ise eğitmen olmak üzere eğitici eğitimlerini tamamlamıştır.

Ebru Baybara Demir kimdir? 
Ebru Baybara Demir, meslekî hayatına turist rehberi olarak başladı ve Mardinli olmasına rağmen memleketini ilk kez 24 yaşında gördü. Görür görmez de büyülenerek iki yaşındaki kızı ve eşiyle birlikte o zaman 3 yıldızlı bir otel ve küçük bir lokanta dışında hiçbir turizm işletmesi olmayan Mardin’e yerleşti.  İlk günden itibaren Mardin’e inandı ve burada fark yaratmak, insanları şehrin turistik ve kültürel değerleriyle para kazanabileceklerine ikna etmek istedi. Bölgede yaşayan 21 kadınla birlikte evlerde yemekler yapıp turistlere sunarak başlattığı hikaye, tarihi bir Süryani konağını özgün değerlerine uygun olarak restore edip bir restoran haline getirmesiyle devam etti. Böylece Mardin’in ilk turistik işletmesi Cercis Murat Konağı açıldı. İşletmeciliğin yanı sıra mutfakta da olmak istedi ve Ortadoğu ve geleneksel Anadolu mutfağı konusunda 10 yıl süreyle araştırmalar yapıp reçeteleri kayıt altına alarak şeflik alanında da deneyim kazandı. 

Mardin Cercis Murat Konağı’nın kurulmasıyla yakaladığı başarı ve bölgeye sağladığı ekonomik fayda sayesinde 2001 yılından itibaren ulusal ve uluslararası birçok özel ve kamu kurumu ile sürdürülebilir geleneksel ekonomiler yaratma konusunda örnek projeler gerçekleştirdi. Mardin’de eğitimsiz, hatta çoğu okuma yazma bilmeyen ev kadınlarına yaptıkları yemeklerden nasıl para kazanacaklarını öğretti. 200’den fazla kadının ve gencin iş ve meslek sahibi olmasını sağladı.

Bölgedeki işsizlik ve Suriyeli mülteci sorunlarının istihdam projelerinin geliştirilmesi ile aşılacağına ve büyük şehre göçlerin bu şekilde önlenebileceğine inanan Ebru Baybara Demir, 2017 yılında kurduğu Hayatım Yenibahar Derneği ile kırsal kalkınmada öncelikli ve özellikle mültecilerin yaşadığı yerlerde başta gastronomi olmak üzere meslek edindirme kursları açarak istihdam hedefiyle faaliyet göstermektedir. 

Ebru Baybara Demir, Türkiye’deki birçok üniversitede Mardin Cercis Murat Konağı, Hayatım Yenibahar Derneği ve Harran Gastronomi Okulu projesi ile ortaya koyduğu başarı hikayelerini anlatarak üniversite öğrencilerine girişimcilik eğitimleri vermektedir. İngilizce ve Arapça bilen Ebru Baybara Demir, evli ve üç çocuk annesidir. 

www.ebrubaybarademir.com