22 Haziran 2017 Perşembe

Dünya Aşçılık Ödülleri’nde finale kalan ilk Türk şef

Dünyanın En İyi 10 Şefinden Biri Ebru Baybara Demir
Mardinli şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir, dünyanın en itibarlı mutfak kültürü yarışması Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’nde ilk 10’a kalarak finalist olduİlk kez Türkiye’den bir ismin finale kaldığı yarışma, mutfak kültürü ile toplumsal fayda sağlayan şefleri ödüllendiriyor. 100 bin Euro’luk ödül ise şefin bizzat dahil olduğu bir sosyal sorumluluk projesinin hayata geçirilmesinde kullanılıyor. 

• Ebru Baybara Demir, Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’ne, eğitmen şefliğini yürüttüğü UNHCR ve Harran Kaymakamlığı destekli Harran Gastronomi Okulu projesi ile aday gösterildi ve 110 aday arasından finale kaldı. 

Proje kapsamında bölge kadınlarının ve Suriyeli mültecilerin daha insani koşullarda çalışabilmeleri ve hak ettikleri imkânlara kavuşabilmeleri için eğitimler verildi.

Kazanan şef, 18 Temmuz’da Meksika’da ilan edilecek ve ödül töreni Ekim ayında İspanya’nın San Sebastian kentinde gerçekleştirilecek.

Demir, yarışmayı kazanması halinde ödülünü yörede istihdama ve zengin mutfak kültürünün kayıt alınmasına katkı sağlayacak kalıcı bir Gastronomi Okulunun kurulması için kullanacak. 

Mardinli şef ve sosyal girişimci Ebru Baybara Demir, dünyanın en prestijli şef yarışmalarından biri olan Basque Culinary World Prize'da (Bask Dünya Aşçılık Ödülleri) 110 aday arasından ilk 10'a girerek finale kalan ilk Türk şef oldu. 
Baybara Demir, ödüle Şanlıurfa’nın Harran ilçesinde yerel değerlere sahip çıkmak, unutulmaya yüz tutmuş yerel ürün ve tarifleri kayıt altına almak, Suriyeli mültecilerin toplumsal hayata entegrasyonuna destek olmak ve kadınların bölge ekonomisine katkıda bulunmalarını sağlamak amacıyla eğitmen şefliğini yürüttüğü Harran Gastronomi Okulu-Amazon Kraliçeleri projesi ile aday gösterildi. 


Dünya Aşçılık Ödülleri’nde finale kalan ilk Türk şef Ebru Baybara Demir, uluslararası arenada Türk mutfağından ve Türk gastronomisinden bahsedilmesene vesile olmaktan duyduğu mutluluğu belirterek şunları söyledi:“Dünyanın önde gelen mutfak enstitüsü Basque Culinary Center’ın her sene mutfaktaki yeteneğini ve yaratıcılığını, toplum yararına sosyal sorumluluk projeleriyle birleştiren şefleri taçlandırdığı, dünyanın en prestijli şef yarışmalarından biri olan Bask Dünya Aşçılık Ödülleri’nde finale kalan ilk Türk şef olmanın gururunu yaşıyorum. Beni en çok mutlu eden, ödülün kendisinden çok, elimi uzatıp hayatlarına dokunmak ve değiştirmek için çabaladığım Mardinli, Urfalı ve Suriyeli mülteci kadınların bu proje sayesinde dünya çapında tanınma ve daha nicelerinin kendi yetenek ve çabaları ile aşçılığı meslek edinebilmesi için destek alma şansına sahip olmaları.” 

Bask-Mardin arasında köprü  
Dünya çapında sektör profesyonellerinin büyük bir dikkatle takip ettiği  yarışmada finale kalmanın Türkiye ve Mardin açısından kritik bir değeri olduğunu vurgulayan Baybara Demir, “ Bu vesile ile gastronomi alanında dünyanın önemli merkezlerinden biri olan Bask Bölgesi ile Mardin arasında bir köprü kurulmuş oldu. Bu köprü, tüm dünyada zengin yemek kültürümüzün tanıtımına ve kültürel çeşitliliğimizin farkında olunmasına katkı sağlayacaktır.” dedi.

Ödül gelirse Gastronomi Okulu kuracak
Baybara Demir, 100 bin Euro’luk ödüle layık bulunması halinde yörede kalıcı bir Gastronomi Okulu kurarak istihdama ve zengin mutfak kültürünün kayıt alınmasına katkı sağlamayı hedefliyor: “Aciliyetine yürekten inandığım ve çözümüne katkı sunmak istediğim konular var: Bölgemizde işsizlik TÜİK raporlarına göre yüzde 30 civarında. Bu soruna 100 bin kayıt dışı Suriyeli eklenince sorunun çözümü için ivedilikle çalışmak gerekiyor. Bölgenin dinamikleri içerisinde en önemli sorun, işsizlik ve belirsizlikten ötürü yaşanan göç. İkincisi kültür kaybı. Suriyeliler beraberinde getirdikleri kültürü aktaracak mecra bulamadıklarından bu zengin kültür zamanla yok olma tehlikesi içinde. Biz her iki halkın kültürel zenginliğini harmanlayıp birbirlerine aktarmalarını sağlayarak onların en iyi bildikleri yemek işini ekonomik anlamda ayakta durabilecekleri bir iş modeli haline getirmeye devam ettirmek istiyoruz. Bu nedenle, bölgede bir Gastronomi Okulu kurup bunu profesyonel eğitimlerle desteklemeyi, insanları istihdama katmayı planlıyoruz. Yani eğer ödül bölgemize gelirse Gastronomi Okulu’nun finansmanı ve zengin mutfak kültürünün kayıt altına alınarak gelecek kuşaklara aktarılması sağlanacak.” 

Basque Culinary Center tarafından düzenlenen Bask Dünya Aşçılık Ödüllerini kazanan şef, 18 Temmuz’da Meksika’da ilan edilecek ve ödül töreni Ekim ayında İspanya’nın San Sebastian kentinde gerçekleştirilecek.

Harran Gastronomi Okulu-Amazon Kraliçeleri Projesi Hakkında
Ebru Baybara Demir’in eğitmen şef olarak Dünya Aşçılık Ödülleri’ne aday gösterildiği Harran Gastronomi Okulu-Amazon Kraliçeleri projesi, 2016 Ağustos’unda UNHCR’nin (BM Mülteciler Yüksek Komiserliği) desteği ve komşu şehir Şanlıurfa’da Harran Kaymakamlığı iş birliği ile başladı. 
Projenin amacı öncelikli olarak Harran’daki istihdam açısından dezavantajlı Suriyeli ve Türk kadınlara mesleki eğitim vererek nitelikli iş gücü potansiyeline katkıda bulunmak, istihdam olanağı yaratmak dolayısıyla sosyal entegrasyonlarına ve yaşam standartlarını yükseltmelerine destek olmak. Proje aynı zamanda bölgede eko-gasronomi turizmini ön plana çıkararak turizm potansiyelini harekete geçirmeyi de hedefliyor.

Proje kapsamında Harran ve bölgeye ait yerel ürünler ve tariflerden oluşan envanter sayesinde binlerce yıllık kültür harmanının kazanımları kayıt altına alındı. Harran Gastronomi Okulu’nda proje süresince 44’ü Suriyeli olmak üzere toplam 108 kişi eğitimleri tamamlayıp sertifikalarını aldı. Bu 108 kişinin 64’ü kadın 44’ü ise erkeklerden oluşmaktadır. 16 kadın ise eğitmen olmak üzere eğitici eğitimlerini tamamlamıştır.

Ebru Baybara Demir kimdir? 
Ebru Baybara Demir, meslekî hayatına turist rehberi olarak başladı ve Mardinli olmasına rağmen memleketini ilk kez 24 yaşında gördü. Görür görmez de büyülenerek iki yaşındaki kızı ve eşiyle birlikte o zaman 3 yıldızlı bir otel ve küçük bir lokanta dışında hiçbir turizm işletmesi olmayan Mardin’e yerleşti.  İlk günden itibaren Mardin’e inandı ve burada fark yaratmak, insanları şehrin turistik ve kültürel değerleriyle para kazanabileceklerine ikna etmek istedi. Bölgede yaşayan 21 kadınla birlikte evlerde yemekler yapıp turistlere sunarak başlattığı hikaye, tarihi bir Süryani konağını özgün değerlerine uygun olarak restore edip bir restoran haline getirmesiyle devam etti. Böylece Mardin’in ilk turistik işletmesi Cercis Murat Konağı açıldı. İşletmeciliğin yanı sıra mutfakta da olmak istedi ve Ortadoğu ve geleneksel Anadolu mutfağı konusunda 10 yıl süreyle araştırmalar yapıp reçeteleri kayıt altına alarak şeflik alanında da deneyim kazandı. 

Mardin Cercis Murat Konağı’nın kurulmasıyla yakaladığı başarı ve bölgeye sağladığı ekonomik fayda sayesinde 2001 yılından itibaren ulusal ve uluslararası birçok özel ve kamu kurumu ile sürdürülebilir geleneksel ekonomiler yaratma konusunda örnek projeler gerçekleştirdi. Mardin’de eğitimsiz, hatta çoğu okuma yazma bilmeyen ev kadınlarına yaptıkları yemeklerden nasıl para kazanacaklarını öğretti. 200’den fazla kadının ve gencin iş ve meslek sahibi olmasını sağladı.

Bölgedeki işsizlik ve Suriyeli mülteci sorunlarının istihdam projelerinin geliştirilmesi ile aşılacağına ve büyük şehre göçlerin bu şekilde önlenebileceğine inanan Ebru Baybara Demir, 2017 yılında kurduğu Hayatım Yenibahar Derneği ile kırsal kalkınmada öncelikli ve özellikle mültecilerin yaşadığı yerlerde başta gastronomi olmak üzere meslek edindirme kursları açarak istihdam hedefiyle faaliyet göstermektedir. 

Ebru Baybara Demir, Türkiye’deki birçok üniversitede Mardin Cercis Murat Konağı, Hayatım Yenibahar Derneği ve Harran Gastronomi Okulu projesi ile ortaya koyduğu başarı hikayelerini anlatarak üniversite öğrencilerine girişimcilik eğitimleri vermektedir. İngilizce ve Arapça bilen Ebru Baybara Demir, evli ve üç çocuk annesidir. 

www.ebrubaybarademir.com  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder