13 Mart 2025 Perşembe

Misina Balık'ta Emeklilere Özel: Kalkan Balığı Kg 990 Lira!

Ramazan ayı boyunca lezzet ve kaliteyi herkesle buluşturan Misina Balık, emeklilere özel bir kampanya ile gönülleri fethediyor. Karadeniz’in en özel tatlarından biri olan kalkan balığı, emekli misafirler için her Pazar 12.00 - 00.00 saatleri arasında kilogramı yalnızca 990 liradan sunuluyor!Kalkan balığının benzersiz tadını herkesin erişebileceği bir hale getirmek için harekete geçen Misina Balık, yalnızca fiyat avantajı ile değil, aynı zamanda özel pişirme yöntemleriyle de fark yaratıyor. Restoranın özgün tandır usulü pişirme tekniği, kalkanın doğallığını koruyarak lezzetini zirveye taşıyor.

Misina Balık’ın Hedefi: Deniz Mutfağını Erişilebilir Kılmak

Misina Balık’ın Kurucusu Suat Yılmaz, bu eşsiz kampanyayı şu sözlerle dile getiriyor:Emeklilere uygun fiyatlı balık ziyafeti sunmayı amaçlayan kampanyayı, Misina Balık Kurucusu Suat Yılmaz, “Normalde kalkanın boğazdaki işletmelerde kilosu 7 bin lirayı buluyor. 6,5 kiloluk bir kalkanın fiyatı bu hesapla 55 bin liraya kadar çıkıyor. Biz ise kilosunu 3 bin 950 liradan misafirlerimizle buluşturuyoruz. 6,5 kiloluk bir kalkan için 26 bin lira ödüyor misafirlerimiz. Yani diğer işletmelerden bir asgari ücret tutarında daha uygun fiyatla kalkanı misafirlerimizle buluşturuyoruz” sözleriyle anlattı.Restoran, yalnızca damak tadı değil, sağlıklı bir yaşam için de taze balığın herkes tarafından ulaşılabilir olmasını misyon ediniyor. Bu kampanya sayesinde emekli misafirler, lüks restoranlarda tadabileceği bir balık ziyafetine, bütçe dostu fiyatlarla ulaşabiliyor.

Misina Balık: Ramazan’da Herkes İçin Lezzet ve Bereket

Misina Balık, kurulduğu günden bu yana Marmara ve Ege'nin seçkin deniz ürünlerini erişilebilir fiyatlarla misafirlerine sunmayı hedefliyor. Suat Yılmaz, Ramazan ayında da balığın bereketini emeklilerle paylaşmak istediklerini belirtiyor ve şöyle çağrıda bulunuyor: "Ramazan ayı boyunca her Pazar günü, emekli misafirlerimizi taze, lezzetli ve ulaşılabilir kalkan ziyafetimize bekliyoruz."

Adres: Caddebostan Mahallesi, Prof. Dr. Hulusi Behçet Cad. No:10, Kadıköy/İstanbul Menü: misina.com.tr

Rezervasyon

Tel: (0216) 350 80 90

25 Şubat 2025 Salı

Yılmaz Ulusoy;Bir Devirin Kapanışı, Bir Mirasın Sonsuzluğu

Burhan Akdağ kaleminden Yılmaz Ulusoy'un ardından. Hayatın en beklenmedik anlarında, en parlak günler hemen ardından en derin hüznü getirir. Sadece 10 gün önce, 14 Şubat’ta, Yılmaz Ulusoy’un doğum günü coşkusuyla dolu anılar tazeydi; sevgi, umut ve neşenin iç içe geçtiği o özel günde, onun ışığı yüreklerimizi aydınlatıyordu. Fakat şimdi, bu neşenin hemen ardından, aramızdan 84 yıllık ömrün getirdiği tecrübe, bilgelik ve ilhamla bizleri maalesef sessiz bir vedayla baş başa bıraktı. Çok değil birkaç gün önce, hayatımıza ışık tutan, bize ilham veren, yolumuzu aydınlatan Yılmaz Ulusoy’un doğum gününü kutlamıştık. Ancak dün gece, 84 yaşında aramızdan ayrılan bu büyük insanla, Türkiye’de bir devirin kapandığını hissediyorum.

yilmaz-ulusoy.jpg

Yılmaz Ulusoy, sadece iş dünyasının duayeni değil; aynı zamanda insanlığın, vefa ve iyiliğin simgesiydi. Onun varlığı bana ve birçok kişiye, her daim bir rehber, bir güç kaynağı oldu. “Yılmaz abi, 10 gün önce bir yaş daha almıştı. Ama onun yaşı, sadece takvim yapraklarından ibaret değil. Onun ömrü, başarılarla, iyiliklerle, dostluklarla, hatıralarla dolu bir hazine gibi…” sözleri, onun hayatına ve mirasına ne denli derin bir anlam yüklediğini anlatıyordu. Her adımında, hayatın zorluklarını aşmanın, insanlığa ve dostluğa olan bağlılığın en güzel örneğini sergiledi.

Onu tanıyanlar, yıllar boyunca onun destekleyici varlığını, samimi tebessümünü ve içten sözlerini unutamayacak. Sessizce, ama daimî bir şekilde yanımızda olan Yılmaz Ulusoy; iş dünyasında başarıya giden yolun sadece paranın, kârın ya da makamın değil, insanlık, vefa ve iyiliğin esas olduğunu öğretti. Onun bize miras bıraktığı bu değerler, geleceğe umutla bakmamızı sağlayacak.

Yılmaz Ulusoy için hayat, sadece maddi kazanımlardan ibaret değildi. Onun, Atatürk’e ve Türkiye’ye olan sarsılmaz sevgisi, tüm yaşamını şekillendiren temel değerlerden biriydi. Cumhuriyetin kazanımlarına sıkı sıkıya bağlı, Atatürk ilke ve inkılaplarının yılmaz bir savunucusu olarak, her fırsatta minnettarlığını dile getirdi. “Bizi düzlüğe çıkartacak en kolay yol Atatürk’ün yolundan gitmektir” diyerek, Türkiye’nin gelişmesi ve bağımsızlığını korumanın önemini bizlere her fırsatta hatırlattı. Bu sevda, onun her işinde, her sözü ve her davranışında kendini göstermiş; bir ulusun umudu, inancı ve yol göstericisi olmuştu.

Yılmaz Ulusoy’un mirası sadece iş ve vatan sevgisinde kalmadı. Doğaya duyduğu derin saygı ve sorumluluk bilinci, onun yaşam felsefesinin bir diğer önemli parçasıydı. “Doğa öyle bir şey ki biz onu korumazsak o bizden intikamını fena halde alır. Bu gün için çok acımasızca doğa her konuda intikam alıyor zaten...” diyerek, her insanın üzerine düşen sorumluluğu vurguladı. Türkiye’nin birçok bölgesinde gerçekleştirdiği orman projeleriyle, diktiği her ağacın bir ömür boyu sürecek bir koruyucu olduğunu hatırlattı. Onun için ağaçlar, sadece doğanın değil, aynı zamanda insanlığın da gelecek nesillere bırakacağı en değerli armağanlardı.

Yılmaz Ulusoy, aynı zamanda sanata da gönül vermiş, hayatını estetik ve kültürle yoğurmuş bir insandı. “Okumak benim için yemek yemek gibidir. Kütüphanem de 4 binin üzerinde kitap var.” sözü, onun bilgiye ve sanata olan bitmek bilmez tutkusunu, yaşamının vazgeçilmez bir parçası olarak ortaya koyuyordu. Sanatın, toplumun ruhunu canlandıran, insanı yücelten en önemli değerlerden biri olduğuna inanan Yılmaz Ulusoy, sanatsız bir toplumun düşünülemez olduğunu her fırsatta dile getirdi.

On gün önce, eşi Serap Ulusoy, üç çocuğu Pınar, Pelin ve Mehmet, damatları Oğuz, Turgut, beş torunu Kaan, Mina, Can, Yılmaz,ve Naz ile birlikte yeni yaşına adım atan Yılmaz Ulusoy’un bu dünyadan ayrılışı, bizlere sadece bir insanı değil, bir dönemi, bir yaşam tarzını, bir idealin öyküsünü de uğurluyor. Onun ışığı sönse de, bıraktığı izler kalplerimizde, yollarımızda ve bu topraklarda yaşamaya devam edecek. Türkiye’de bir devir kapandı; ama onun öğretileri, sevgisi ve örnek yaşamı, yeni nesillere umut, güç ve ilham vermeye devam edecek.

Hoşçakal Yılmaz Ulusoy, hoşça kal Yılmaz abimcim seninle geçirdiğim 41yıl, ilham veren bir ömrün, güç veren bir insanın öyküsünde ölümsüzleşti. Senin aramızdan ayrılman, bu ülkenin, bu kültürün ve bu yaşamın bir bölümünü yitirmek demek. Fakat senin bıraktığın miras, hepimizin kalbinde, her adımımızda, her inancımızda inan yaşamaya devam edecek.

Türkiye, senin gibi değerli insanların ışığıyla geleceğe yürüyecek; senin varlığın ise bir kez daha hatırlatacak ki; gerçek liderler, insanlığa, sanata, doğaya ve vatanına sevdalı olanlardır. Bir devir bitti, ama senin öykün sonsuza dek sürecek.

İlham veren ömrüne, gücü veren yüreğine bir kez daha teşekkür ediyorum. Seninle geçirdiğimiz anılar, sevgi ve ilham dolu ömrün, artık hepimizin yüreğinde yaşamaya devam edecek. 
 Sonsuz minnet ve saygılarımla.
Burhan Akdağ

8 Şubat 2025 Cumartesi

1.Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali Gün Sayıyor

Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın himayesinde; Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale Belediyesi, Turizm ve Destinasyon Geliştirme Derneği (TDYD) ve Geleneksel Çanakkale Seramikleri Yaşatma Derneği’nin desteğiyle düzenlenen 1. Uluslararası Çanakkale Seramik Festivali'nin lansman toplantısı, Kolin Otel’de gerçekleştirildi. 

uluslararasi-canakkale-seramik-festivali-prof-dr-tulay-guzel.jpg

Açılış Konuşmaları ve Katılımcılar

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan toplantıda, Çanakkale Vali Vekili Abdül Kadir Duran, Çanakkale Belediye Başkan Vekili Özlem Eryiğit, ÇOMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Arda Aydın, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Evren Karayel Gökkaya, Çanakkale Baro Başkanı Av. Ardahan Dikme, Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürü Çağman Esirgemez, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Didem Çatal ve Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Tülay Güzel gibi birçok akademisyen ve seramik sanatçısı yer aldı.

Seramik Sanatının Önemi

UNESCO’nun somut olmayan kültürel miraslar listesine seramik sanatını yerleştirmeyi amaçladıklarını söyleyen Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Tülay Güzel, seramik sanatının tarihte taş kadar iz bırakan önemli bir unsur olduğunu vurguladı. Çanakkale'nin verimli toprakları ve bu topraklara hayat veren ustaları sayesinde seramik sanatının kültürel aktarımın sağlandığı bir şehir olduğunu belirtti.

uluslararasi-canakkale-seramik-festivali-prof-dr-tulay-guzel-001.jpg

Festivalin Amacı ve Hedefleri

Prof. Dr. Tülay Güzel, TÜBİTAK tarafından kabul edilen proje sonucunda ortaya çıkan bu festivalin, gönüllü bir ekip ile oluşturulan festival komitesi sayesinde gerçekleştiğini ifade etti. Festivalin temel amacının, seramik sanatını gelecek nesillere aktarmak, Çanakkale'nin bu mirasla anılmasını sağlamak ve UNESCO’nun somut olmayan kültürel miraslar listesine seramik sanatını yerleştirmek olduğunu belirtti.

uluslararasi-canakkale-seramik-festivali-prof-dr-tulay-guzel-002.jpg

Çanakkale’nin Festivaller Şehri Olma Yolunda İlerlemesi

Çanakkale Kültür ve Turizm İl Müdürü Çağman Esirgemez, Çanakkale’nin festivaller şehri olma yolunda hızla ilerlediğini ve bu tür etkinliklerin şehre değer kattığını vurguladı. Esirgemez, seramik desenlerinin Çanakkale'nin farklı bölgelerinde kültürel sürekliliğin devam ettiğini kanıtladığını belirtti.

ÇOMÜ'nün Desteği

ÇOMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Arda Aydın, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi olarak bu tarz festival etkinliklerini desteklediklerini ifade etti. ÇOMÜ'nün, eğitimin yanı sıra şehrin en uzak köylerinden merkezdeki sanata gönül vermiş bireylere kadar herkesle temas ederek çalıştığını belirtti.

Belediye Başkan Vekili Özlem Eryiğit’in Katkıları

Çanakkale Belediye Başkan Vekili Özlem Eryiğit, kentlerin tanıtılmasında değerlerin ön plana çıkmasının önemini vurguladı ve Çanakkale Belediyesi olarak yapılan tüm çalışmaları desteklediklerini belirtti. Lansman toplantısı, açılış konuşmalarının ardından sona erdi. Bu festival ile Çanakkale'nin seramik sanatı konusundaki görünürlüğüne ve uluslararası tanınırlığına katkıda bulunulması amaçlanıyor.

11 Ocak 2025 Cumartesi

Toprak kadını Cahide tropik meyvenin kraliçesi

Beyaz yakalı olmayı sevmeyen Cahide İmre, toprakla iç içe olmayı tercih eden bir kadın olarak kendi işini kurma kararı almış tropik meyvenin kraliçesi olmuş. 



Tropik Meyvelerin Kraliçesi Cahide İmre'nin Hikayesi

Cahide İmre, çocuğunu büyüttükten sonra birkaç iş yerinde çalışmış ve dört duvar arasında sığamadığını fark etmiş. Beyaz yakalı olmayı sevmeyen Cahide, toprakla iç içe olmayı tercih eden bir kadın olarak kendi işini kurma kararı almış. Son dokuz yıldır hobi çiftliğinde üretici kadın olarak kendi yetiştirdiği ağaçlardan ürünler yetiştiriyor.

Çiftlikte Neler Var?

İsobaba'nın Çiftliği, geniş bir alan üzerinde tropikal meyve ağaçlarına ev sahipliği yapıyor. Yerli ve yabancı narenciye çeşitleri, kayısı, şeftali, incir ve üzüm çeşitleri bulunuyor. Çiftlikte 46 çeşit üzüm, 26 çeşit incir, 17 çeşit nar ve 27 çeşit limon yetiştiriliyor. Çiftliğin iki bölümünde narenciye, iki bölümünde tropik meyveler, iki bölümünde 26 çeşit incir ve dört çeşit pikan cevizi  bulunuyor. Ayrıca, 40 çeşitte yakın tropikal meyve bulunan bir sera da mevcut.

Narenciye ve Tropikal Meyveler

Çiftliğin en altındaki iki d bölümünde narenciye yer alıyor. Narenciye denince akla sadece limon, portakal ve mandalina gelse de, çiftlikte 11 çeşit mandalina, 9 çeşit portakal ve 27 çeşit limon bulunuyor. Şeker limon, şeker portakal ve kan portakalı gibi farklı çeşitler de mevcut.

Çiftlik Ziyaretleri ve Ürün Tadımı

Çiftliğe gelmek isteyenler önceden randevu alıyor ve Cahide İmre tarafından karşılanıyor. Misafirler, çiftlikte gezdiriliyor ve mevsimsel meyvelerin tadına bakıyor. Cahide, ürünleri dalından kesip tattırıyor ve beğenilen meyveler sepetlerle toplanıyor. Çiftlikte otantik bir köy havası yaratan oturma alanında, çiftlikte üretilen reçeller, turşular, pekmezler, pestiller ve atıştırmalıkların tadına bakılıyor ve beğenilen ürünler satın alınıyor.

Tropikal Meyve ve Fidan Satışı

Çiftlikte tropikal meyve, tropikal fidanlar ve tropikal meyveler satılıyor. Bodrum'un iklimi tropikal meyvelere çok uygun olduğu için, insanları ağaç dikimine teşvik etmeye çalışıyorlar. Mimar ve mühendislerle birlikte çalışarak peyzajcılık hizmeti de sunuyorlar. Ayrıca, doğal ilaçlar ve diğer konularda insanlara destek olmaya çalışıyorlar.Cahide İmre'nin toprakla olan bağı ve tropikal meyvelere olan tutkusu, İsobaba'nın Çiftliği'ni benzersiz kılıyor. Bu çiftlik, doğayla iç içe olmak isteyenler için mükemmel bir kaçış noktası.

O bir TOPRAK Kadını Cahide…

3 Ocak 2025 Cuma

Mahzen: 600 Yıllık Lezzet Durağında Kadın Eli

İstanbul’un tarihi dokusuyla özdeşleşen Mahzen, Çiçek Pasajı'nın 150 yıllık geçmişiyle birlikte şehrin en özel lezzet duraklarından biri. 600 yıllık tarihiyle büyüleyici bir atmosfere sahip olan Mahzen, kadın şeflerin yetenekli ellerinden çıkan benzersiz yemeklerle misafirlerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.

 

Merzane: Patlıcan ve Deniz Ürünlerinin Buluşması

Mahzene gelenlerin kesinlikle denemesi gereken lezzetlerin başında  Merzane geliyor. Ana teması patlıcan olan bu özel yemek, deniz ürünleri ile harmanlanarak Mahzen'in özel sunumu ile servis ediliyor. Bu lezzeti İstanbul'da başka bir yerde bulmak neredeyse imkansız. Turistler tarafından da büyük ilgi gören Merzani, Mahzen’in özgün mutfağının sembollerinden biri.

 

Yaprak Ciğer: Tereyağının İhtişamı

Mahzen’in bir diğer iddialı yemeği ise Tereyağlı Yaprak Ciğer. Sadece Mahzen’e özgü bir usulle hazırlanan yaprak ciğer, tereyağının muhteşem aromasıyla birleşerek lezzet tutkunlarının favorisidir. Başka hiçbir yerde bu eşsiz yaprak ciğeri bulamazsınız.

Kokoreç: Kiremitte Ustalık

Mahzen, Kiremitte Kokoreç ile de adından sıkça söz ettiriyor. Kendi usullerine göre hazırlanan kokoreç, damaklarda iz bırakan bir lezzet sunuyor. Mahzen’e gelenlerin en çok tercih ettiği ara sıcaklardan biri olan kokoreç, mutlaka denenmesi gereken bir tat.

Mavi Haşhaşlı Tavuk Çorbası: Şefin Özel Reçetesi

Mahzen’in mutfağında yer alan ve şefin kendi reçetesi olan Mavi Haşhaşlı Tavuk Çorbası, kesinlikle tatmanız gereken bir diğer özel lezzet. Anason aromasıyla zenginleştirilen bu çorba, tadı ve sunumuyla diğer tavuk çorbalarından ayrılıyor. Şefin bu özel tarifi, Mahzen’i ziyaret edenlerin favorilerinden biri.

 

En Çok Tercih Edilen Lezzetler

Mahzen’in menüsünde öne çıkan diğer lezzetler arasında;Tereyağlı Karides, Çıtır Karides, Kiremitte Kokoreç, Yaprak Ciğer, Paçanga, Dana Kavurma, Şinitzel, Sebzeli Somon Güveç gibi enfes tatlar yer alıyor. Her biri, Mahzen’in mutfağındaki ustalığı ve özeni yansıtıyor.

 

Mahzen, tarihi atmosferi, Merve Şefin özenle hazırladığı benzersiz lezzetler ve misafirperver hizmetiyle İstanbul’un gastronomi sahnesinde özel bir yere sahip. Bu eşsiz lezzetleri denemek için Mahzen’e uğramayı unutmayın!

Mahzen Tarihi Çiçek Pasajı girişinde sağda... 

Adres

İstiklal Cd. No:4, Çiçek Pasajı Taksim, Beyoğlu, İstanbul

0(212) 249 74 01

0542 619 66 99